Axtarış Nəticələri

Şüəra Suresi, 202. Ayet: (Ölüm azabı) onlara, düşünmedikleri bir anda, ansızın gelir! (Ölüm, en büyük azaptır; çünkü kişi ölümü tadarak hakikatini bizzat müşahede eder ve hakikatinin hakkını veremediğini kavrar; artık bunun gereğini yerine getirme imkânı kalmadığını idrak ederek çok büyük bir pişmanlığın azabı içine düşer. A. H. )...

Nəml Suresi, 71. Ayet: Ve "Eğer doğru sözlü kimselerseniz, (söyleyin siz ey inananlar,) bu (ölümden sonra diriliş) vaadi ne zaman gerçekleşecek?" diye sordukları (zaman),...

Qəsəs Suresi, 15. Ayet: Ve (Hz. Musa, kendisine hikmet verilmeden önce) şehir halkı gaflette olduğu bir zamanda (kimse farkında olmadan) şehre girdi. Orada dövüşen iki adam buldu. Biri kendi tarafından, diğeri ona düşman taraftan. O zaman onun (Musa (A.S)'ın) tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine Musa (A.S) onu yumrukladı (öldürdü). Böylece (ölüm) kaza edildi (hüküm yerine geldi). Musa (A.S): "Bu şeytanın işidir. Muhakkak ki o, apaçık dalalette bırakan bir düşmandır." dedi....

Qəsəs Suresi, 15. Ayet: Derken (Mûsâ,) halkının (henüz istirâhatte iken herşeyden) habersiz olduğu bir sırada şehre girdi de orada birbiriyle öldüresiye dövüşen iki adam buldu; birisi kendi kabîlesinden (İsrâiloğullarından), diğeri düşmanından (Mısırlı bir kıbtî) idi. Bunun üzerine kendi kabîlesinden olan kimse, düşmanından olana karşı, ondan (Mûsâ’dan) yardım istedi. Mûsâ da ona (o kıbtîye) bir yumruk vurdu, böylece onun hakkında (takdîr edilen) kazâya(ölümüne) sebeb oldu. (O kâfir kıbtî öldü). (Hatâen de olsa, bundan...

Qəsəs Suresi, 83. Ayet: İşte Gelecek Yurdu (ölümsüzlük boyutu)! Onu, dünyada (beden yaşamında) başkalarına üstünlük taslamayan ve düzene uyanlar için oluştururuz. . . Mutlu gelecek (Allâh için) korunanlarındır!...

Qəsəs Suresi, 85. Ayet: (Ey inanan kişi,) apaçık bir üslupla bu Kuran'ı sana vaz'eden (Allah), şüphe yok ki, seni (ölümden sonra) yeni bir hayata döndürecektir. (Hakkı kabule yanaşmayanlara) de ki: "Kimin doğru yolda yürüdüğünü ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilen Rabbimdir!"...

Ənkəbut Suresi, 19. Ayet: Allah'ın, yaratılanı ilk baştan nasıl yarattığını, (ölümden) sonra bunu (nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır....

Ənkəbut Suresi, 54. Ayet: Azaplarını (ölümü) senden acele istiyorlar. . . Muhakkak ki Cehennem (el an) hakikat bilgisini inkâr edenleri ihâta etmiştir!...

Rum Suresi, 11. Ayet: Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz....

Rum Suresi, 11. Ayet: Allah, ilkin (nufteden) mahlûkatı yaratır, (ölümden) sonra onları (kıyamette) diriltir. Sonra da (amellerinizin karşılığını görmek üzere) ancak ve yalnız O’na döndürülüb götürüleceksiniz....

Rum Suresi, 11. Ayet: Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz....

Rum Suresi, 11. Ayet: Allah ilkin mahlûkunu yaratır, sonra onu (ölümünün ardından diriltib) alır. Nihayet hepiniz ancak Ona döndürül (üb götürül) e ceksiniz. ...

Rum Suresi, 14. Ayet: O saatin (ölüm) yaşandığı süreçte, (iman ve şirk ehli) ayrılırlar....

Rum Suresi, 19. Ayet: O, ölüden diriyi meydana getiren(dir), diriden de ölüyü; ve toprağı öldükten sonra yeniden canlandıran O'dur, işte siz de (ölümden hayata) böylece döndürüleceksiniz....

Rum Suresi, 27. Ayet: İlkin mahlûkunu yaratıp (ölümden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir....

Loğman Suresi, 10. Ayet: Semâları, dayanağı olmaksızın (Bi-gayrı amed) yarattı (direkt olarak Esmâ mânâları olarak vardır - varlığın ilim - şuur boyutu); sizin (benlik bilincinizin oluşması ve) sarsılmamanız için arza (bedende) sâbit dağlar (organlar) ilka etti ve orada (bedende) her DABBEDEN (hayvani özellikler) oluşturdu. . . Semâdan (şuurdan) bir su (ilim - kendi hakikatini kavrama bilinci) inzâl ettik de onda tümüyle kerîm eşini (ölüm ötesi yaşam kişiliğini - ruhunu) oluşturduk....

Loğman Suresi, 32. Ayet: Nitekim, dalgalar onları (ölümün) gölgeleri gibi kuşattığında, (o anda) bütün içtenlikleriyle yalnız ve sadece Allah'a bağlanarak O'na sığınırlar fakat Allah onları sağ salim kıyıya ulaştırdığında da bir kısmı yolun ortasında (inanmak ile inkar etmek arasında) kalıverirler. Ama hiç kimse, haince bir nankörlüğe kapılmadıkça mesajlarımızı bile bile reddetmez....

Loğman Suresi, 34. Ayet: Muhakkak ki o saatin (ölümün) ilmi Allâh indîndedir; yağmuru indirir; rahimlerde olanı bilir; hiçbir benlik yarının ne getireceğini bilmez; hiçbir nefs nerede öleceğini de bilmez! Muhakkak ki Allâh, Aliym'dir, Habiyr'dir....

Səcdə Suresi, 11. Ayet: De ki: "Sizde (yapınızda mevcut) vekîl kılınmış (işlevlendirilmiş) Melek'ül Mevt (ölüm kuvvesi - biyolojik bedensiz olarak ruh bedenle yaşama çekiş kuvvesi) sizi vefat ettirir (bedeninizden ayırır)! Sonra Rabbinize rücu ettirilirsiniz (Hakikatinizin ne olduğu fark edersiniz). "...

Səcdə Suresi, 29. Ayet: De ki: "O FETH'in yaşandığı süreçte, (ölümü tatmadan önce) hakikat bilgisini inkâr edenlere artık iman etmeleri bir fayda sağlamaz ve mühlet verilmez. "...

Əhzab Suresi, 23. Ayet: Müminler arasında öylesi var ki Allah'ın huzurunda verdiği sözü (her zaman) yerine getirir; kimi (ölüme gitmek suretiyle) ahitlerini yerine getirmiştir, kimi de (kararlarından) vazgeçmeden (ahitlerini yerine getirmeyi) beklemektedir....

Səba Suresi, 3. Ayet: Hakikat bilgisini inkâr edenler: "O saat (ölümle hakikati fark etmek) bize gelmeyecek" dediler. . . De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki elbette size gelecektir! Semâlarda ve arzda zerre ağırlığınca bir şey dahi O'ndan gizli kalmaz! (Hatta) ondan daha küçük ve daha büyük (ne varsa o da) Kitab-ı Mubiyn'dedir (apaçık kitap olan fiiller âleminde). "...

Səba Suresi, 5. Ayet: (Bizi) âciz bırakmak için yarışıp âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) çaba gösterenlere gelince . Onlara elem verici murdar bir azâb vardır....

Səba Suresi, 14. Ayet: Onun ölümüne hükmettiğimiz zaman ölümünün ortaya çıkmasına, sadece bastonunu yiyen bir ağaç kurdu delil (sebep) oldu. Ancak yere kapandığı zaman, (ölümü) cinlere belli oldu (cinler, onun öldüğünü o zaman anladılar). Eğer gaybı bilmiş olsalardı, muhîn (alçaltıcı) azabın içinde kalmazlardı....

Səba Suresi, 14. Ayet: Ona (Süleyman'a) ölümü (tatmasını) hükmettiğimizde, Onun asasını yiyen kurtçuktan başkası onlara (cinlere) gerçeği fark ettirmedi! Nihayet (asa çürüyüp) yıkıldığında, cine (ifrit türüne) fark ettirdi (ölümünü) ki; eğer (onlar) gayblarını bilenler olsaydılar, alçaltıcı azap içinde kalmazlardı....

Səba Suresi, 29. Ayet: "Eğer sözünüzde sadıksanız, bu vaat (ölümü tadarak söylenenleri yaşamak) ne zaman?" derler....

Səba Suresi, 38. Ayet: (Bizi) âciz bırakacaklarını sanarak âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) uğraşıp çaba gösterenlere gelince: İşte onlar azâb içinde bekletileceklerdir....

Fatir Suresi, 9. Ayet: Allah, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir....

Fatir Suresi, 9. Ayet: Tanrı, rüzgarları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir....

Fatir Suresi, 9. Ayet: Allah, rüzgârları gönderir, onlar da bulutu kaldırır, böylece biz onu ölü bir beldeye sürükleriz, onunla, yeri ölümünden sonra diriltiriz. İşte (ölümden sonra) dirilip yayılma da böyledir....

Fatir Suresi, 36. Ayet: Hâlbuki inkâr edenlere gelince, onlar için Cehennem ateşi vardır. Onlara ne (ölümle)hüküm verilir ki ölsünler (de kurtulsunlar), ne de onlardan (Cehennem ateşinin) azâbı biraz olsun hafifletilir. İşte her azılı kâfiri böyle cezâlandırırız!...

Fatir Suresi, 36. Ayet: Nankörlere de cehennem ateşi vardır. (Orada) Onlara ne (ölümle) hükmedilir ki, ölsünler ve ne de onlardan cehennem azâbı biraz hafifletilir. İşte biz her nankörü böyle cezâlandırırız....

Yasin Suresi, 12. Ayet: Gerçekten biz, ölüleri diriltiriz; (ölümlerinden önce iyi ve kötü) ileri gönderdikleri amelleri ve (öldükten sonra) geri bıraktıkları (iyi ve kötü) eserleri yazarız. Biz her şeyi İmam-ı Mübîn’de= Levh-i Mahfûz’da yazıp saymışızdır....

Yasin Suresi, 12. Ayet: Ölüleri biz, evet biz diriltiriz, onların yaptıklarını ve (ölümlerinden sonraki) sonuçlarını yazarız. Biz herşeyi apaçık bir kitapta saymışızdır....

Yasin Suresi, 26. Ayet: (Ölüm anında) Kendisine, 'Cennete gir,' denir. 'Keşke benim halkım bir bilseydi...'...

Sad Suresi, 8. Ayet: "Hem Zikir (hakikati hatırlatma), aramızdan O'na mı inzâl olundu?". . . Hayır! Onlar Zikrimden (hakikati hatırlatmamdan) kuşku içindeler! Hayır, onlar benim (gerçeği fark ettiren) azabımı (ölümü) henüz tatmadılar!...

Sad Suresi, 88. Ayet: "Onun ne olduğunu bir süre sonra (ölüm anında) elbette anlayacaksınız!"...

Zümər Suresi, 17. Ayet: Tağut'a (şeytana, Allah'dan gayrı Allah'a karşı otoritelere ve putlara) kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelen kimselere (ölümlerinde veya haşrolunduklarında peygamber veya meleklerin lisanıyla) müjde vardır. (Ey Resûlüm! o halde) Kullarımı müjdele!...

Zümər Suresi, 30. Ayet: Muhakkak ki sen de meyyitsin (ölümlüsün). Ve muhakkak ki onlar da meyyit (ölümlüler)....

Zümər Suresi, 40. Ayet: "Kime geliyor aşağılayıcı azap (ölüm) ve kime gelmekte daimî azap (cehennem)?"...

Zümər Suresi, 54. Ayet: Rabbinize yönelin (tövbe edin) ve size azap (ölüm) gelmeden önce O'na teslim olun. . . Sonra yardım olunmazsınız!...

Zümər Suresi, 54. Ayet: Öyleyse (yalnız) Rabbinize yönelin ve (ölümün ve yeniden dirilmenin) azabı başınıza gelmeden önce O'na teslim olun, sonra hiç kimse sizi koruyamaz....

Zümər Suresi, 55. Ayet: Siz farkında olmadan, ansızın azap (ölüm) size gelmeden önce, Rabbinizden size inzâl olunan en güzele tâbi olun!...

Fussilət Suresi, 30. Ayet: Gerçekten: “- Rabbimiz Allah’dır.” deyib de sonra sebat gösterenler (ve salih amel işliyenler var ya), onların üzerine (ölüm anında veya dehşet halinde): “- Korkmayın, mahzun olmayın. Vaad olunduğunuz cennetle neşelenin.” diye melekler inecektir....

Fussilət Suresi, 30. Ayet: Şübhesiz ki 'Rabbimiz Allah’dır' deyip, sonra (ihlâs ile) dosdoğru olanların üzerine(ölüm ânında, kabirde ve haşir meydanında): 'Korkmayın, üzülmeyin ve va'd olunup durduğunuz Cennetle sevinin!' diye melekler iner....

Fussilət Suresi, 30. Ayet: "Rabbimiz Allah'tır. " deyip, sonra da doğru yolda sebat edenlerin üzerine melekler iner ve derler ki: "(Ölümden) korkmayın, (dünyada bıraktıklarınızdan dolayı da) tasalanmayın, vaad olunduğunuz cennetle sevinin!"...

Fussilət Suresi, 47. Ayet: O Saat'in (ölüm) ilmi O'na aittir! O'nun bilgisi dışında ne meyveler tomurcuklardan meydana gelir, ne bir dişi hamile kalır ve ne de taşıdığını doğurur! "Nerede benim ortaklarım?" diye onlara (Allâh'ın) nida ettiği gün, dediler ki: "Senin bir ortağın olduğuna kimse şahit olmamıştır; bunu itiraf ederiz!"...

Şura Suresi, 17. Ayet: Allâh (O'dur) ki, Hak olarak Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsini ve Mîzanı (muhakeme kuvvesini) inzâl etti. . . Ne bilirsin, belki O Saat (ölümü tadacakları an) yakındır!...

Şura Suresi, 18. Ayet: Onu yaşayacaklarına iman etmeyenler, onu acele isterler! İman edenler ise ondan korku ile ürperirler ve bilirler ki o kesinlikle Hak'tır! Dikkat edin, O Saat (ölümle yeni bir boyutta yaşayacakları) hakkında tartışanlar, kesinlikle işin hakikatinden çok büyük bir sapma içindedirler!...

Şura Suresi, 44. Ayet: Allâh kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun için bir velî yoktur. . . Zâlimlerin, azabı (ölümü) gördüklerinde: "(Biyolojik beden yaşamına) geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün....

Duxan Suresi, 34. Ayet: (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». ...

Duxan Suresi, 34. Ayet: (34-35) (Ey Resûlüm!) Şübhesiz bunlar (o sana inanmayanlar), gerçekten diyorlar ki: 'O (ölüm), ancak (dünyadaki) ilk ölümümüzdür. Biz (bundan sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.'...

Duxan Suresi, 35. Ayet: (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». ...

Duxan Suresi, 35. Ayet: (34-35) (Ey Resûlüm!) Şübhesiz bunlar (o sana inanmayanlar), gerçekten diyorlar ki: 'O (ölüm), ancak (dünyadaki) ilk ölümümüzdür. Biz (bundan sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.'...

Duxan Suresi, 56. Ayet: Onda, ilk ölümden başka ölüm tatmazlar (ölümsüzdürler)! Onları yanma azabından korumuştur....

Əhqaf Suresi, 35. Ayet: Rasûllerden Ulül Azm'ın sabrettiği gibi (sen de) sabret; onlar için acele etme! Tehdit edildikleri şeyi gördükleri (ölümü tattıkları) süreçte, sanki gündüzden bir saatten fazla (Dünya'da) kalmamış gibi olurlar! Belağ (bu yeterli bir tebliğdir)! İnancı bozuklar toplumundan başkası mı helâk edilecek!...

Məhəmməd Suresi, 18. Ayet: İlle de O Saat'in (ölümün) ansızın kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? Onun şartları gerçekten geldi! (O Saat) onlara geldiğinde, ne yapabilecekler ki!...

Məhəmməd Suresi, 20. Ayet: Ve imân edenler derler ki: «Bir sûre indirilmiş olmalı değil mi idi?». Vaktâ ki, bir muhkem sûre indirildi ve onda savaş zikredildi, kalblerinde bir hastalık olanları gördük ki, sana ölümden baygın kimsenin bakışı gibi bakıyorlar. Artık (ölüm) onlara daha layıktır....

Qaf Suresi, 11. Ayet: Kullar için rızık olsun diye. Ve onunla ölü beldeye hayat verdik. (Ölümden sonra topraktan) Çıkış (diriliş), işte bunun gibidir....

Qaf Suresi, 11. Ayet: Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir....

Qaf Suresi, 11. Ayet: Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir....

Qaf Suresi, 11. Ayet: Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) dirilip çıkarılma da böyledir....

Qaf Suresi, 15. Ayet: Yoksa Biz, ilk yaratışta aciz miydik? Hayır (öyle değil), onlar (ölümden sonra) yeniden yaratılıştan şüphe içindeler....

Zariyat Suresi, 23. Ayet: yerin ve göğün Rabbine andolsun ki bu (ölümden sonraki hayat) gerçektir; konuşma (yeteneği)ne sahip olmanız kadar gerçek!...

Tur Suresi, 24. Ayet: Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz)....

Tur Suresi, 45. Ayet: Bırak onları, dehşeti yaşayacakları (ölüm) günlerine kavuşuncaya kadar!...

Tur Suresi, 45. Ayet: O halde (Ey Rasûlüm), bırak onları; tâ o çarpılacakları (ölüm) günlerine kadar......

Nəcm Suresi, 47. Ayet: Şübhesiz ki (ölümden sonra) tekrar diriltmek de Ona âiddir. ...

Qəmər Suresi, 46. Ayet: Hayır, onların azapla buluşma zamanı O Saat'tir (ölüm)! O saat, (savaş yenilgisinden) daha şiddetli ve daha acıdır....

Rəhman Suresi, 37. Ayet: (Ölüm esnasında) semâ (benlik bilinci) parçalanarak yanık yağ rengi alıp, gül misali (hakikat müşahede edildiğinde)!...

Vaqiə Suresi, 1. Ayet: O gerçek (ölümü tadarak başlayan ikinci hayat) vuku bulduğunda....

Vaqiə Suresi, 17. Ayet: Onların etrafında halidun olan (ölümsüz) gençler dolaşır....

Vaqiə Suresi, 61. Ayet: Sizin (dünya hayatındaki) emsallerinizi (bedenlerinizi), (ölümle) değiştirmemiz ve (ahiret âlemi için) sizi, bilmediğiniz bir şekilde (yeniden) yaratmamızda (Bizi geçecek yoktur)....

Vaqiə Suresi, 61. Ayet: Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir âlemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik)....

Vaqiə Suresi, 61. Ayet: Size bedel olarak benzerlerinizi (yeni bedenlerinizi) getirelim ve sizi bilemeyeceğiniz şekilde (yeniden) inşa edelim diye (ölümü takdir ettik)....

Vaqiə Suresi, 61. Ayet: Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir âlemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik)....

Hədid Suresi, 14. Ayet: Onlara seslenirler: “Biz, sizinle beraber olmadık mı?” (Onlar): “Evet, fakat siz kendinizi fitneye düşürdünüz, beklediniz ve şüphe ettiniz. Allah'ın emri (ölüm emri) gelinceye kadar emaniyye sizi aldattı. Ve garur (aldatanlar, şeytan ve avaneleri), sizi Allah ile (Allah “Gafur'dur, Rahîm'dir, sizi affeder.” diyerek) aldattı.” dediler....

Hədid Suresi, 14. Ayet: (İkiyüzlüler) onlara (iman edenlere): "Sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. "Evet ama siz, Allâh'ın emri (ölüm) gelesiye kadarki süreçte, nefslerinizi fitneye düşürdünüz (imanı yaşamadınız), gözetleyip durdunuz, şüphe ettiniz, kuruntular da sizi aldattı ve o çok aldatıcı da (bilincinizdeki şartlanmışlık fikirleri) Allâh'la (siz O'ndan var oldunuz ne yapsanız bir şey olmaz size, kuruntusuyla) sizi aldattı!"...

Hədid Suresi, 14. Ayet: Onlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik?' diye seslenirler. Derler ki: 'Evet, ama siz kendi kendinizi fitneye soktunuz, (iman edenlerin başlarına felaketler gelmesini) gözlediniz, şüpheye düştünüz, Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar uzun emeller sizi aldattı ve çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı....

Hədid Suresi, 14. Ayet: Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah’a karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”...

Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münâfıklar) onlara (o Cennet ehline): 'Sizinle (dünyada) berâber değil miydik?' diye bağırırlar. (Mü’minler de:) 'Evet (berâberdiniz)! Fakat siz, kendinizi (nifakla) fitneye düşürdünüz ve (mü’minlere musîbet gelmesini) beklediniz, hem (hak olan dîninizde) şübhe ettiniz ve boş temennîler sizi aldattı; nihâyet Allah’ın emri (ölüm) geldi; o çok aldatıcı (şeytan)da, sizi Allah hakkında aldattı!' derler....

Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münâfıklar) onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler) derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, beklediniz (hemen tevbe etmediniz) kuşkulandınız, kuruntular sizi aldattı. Allâh'ın emri (ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz,) o çok aldatıcı (şeytân,) sizi Allâh(ın affı) ile aldattı."...

Cümə Suresi, 7. Ayet: Ve ebediyyen onu (ölümü) temenni edemezler, elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) şeyler sebebiyle. Ve Allah, zalimleri en iyi bilendir....

Cümə Suresi, 7. Ayet: Elleriyle yaptıkları yüzünden onu (ölümü) ebediyen temenni etmezler! Allâh zâlimleri Aliym'dir!...

Münafiqun Suresi, 11. Ayet: Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....

Münafiqun Suresi, 11. Ayet: Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....

Təğabun Suresi, 7. Ayet: 1. zeame : zanda bulundular 2. ellezîne : o kimseler, onlar 3. keferû : inkâr ettiler 4. en : olmak (mastar eki)

Talaq Suresi, 1. Ayet: Ey peygamber, kadınları boşadığınız zaman boşama sürelerini gözetin ve bu süreyi iyice hesaplayın. Rabbiniz olan ALLAH'ı dinleyin. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar (kötü davranarak onları buna zorlamayın). Ancak kanıtlanmış bir zina işlemeleri bunun dışındadır. ALLAH'ın yasası budur. Kim ALLAH'ın yasasını çiğnerse kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki ALLAH bundan sonra (olumlu) bir iş ortaya çıkarır....

Haqqə Suresi, 1. Ayet: El Hakka (ölümle birlikte ortaya çıkacak mutlak hakikat)!...

Haqqə Suresi, 4. Ayet: Semud ve Ad, o Karia'yı (ölüm sonrası yaşanacak sonsuz yaşamı) yalanladılar....

Haqqə Suresi, 25. Ayet: (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...

Haqqə Suresi, 26. Ayet: (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi!...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke o (ölüm) her şeye son verseydi....

Haqqə Suresi, 27. Ayet: "Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi."...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke bu iş olup bitseydi (ölümle son bulsaydı)!...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi!...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke (ölüm işimi) bitirmiş olsaydı!...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: "Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi."...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: «Ah keşki o (ölüm, hayâtıma) kat'î bir son verici olsaydı». ...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: 'Keşke o (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!'...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke bu (ölümüm) benim sonum olsaydı!...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: "Keşke (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!"...

Haqqə Suresi, 27. Ayet: «Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi.»...

Nuh Suresi, 4. Ayet: (Bu takdirde Allah) günahlarınızdan size bağışlar ve sizi muayyen bir vakte kadar (azab çektirmeksizin ölüm anına dek) geri bırakır. Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince geri bırakılmaz; eğer bilseydiniz, (iman eder de azabdan kurtulurdunuz.)...

Cin Suresi, 24. Ayet: Nihayet vadolundukları şeyi (ölüm) gördüklerinde anlayacaklar kim azınlıkta ve çaresizmiş!...

Müddəssir Suresi, 8. Ayet: O boru öttürüldüğünde (ölüm, bâ's);...

Müddəssir Suresi, 28. Ayet: (Yakıp tüketir etinden) bakiye bırakmaz ve (ölüme de) terketmez (azapları devam eder)....

Müddəssir Suresi, 28. Ayet: O ne yaşatır, ne de (ölüme) terk eder,...

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: Bize yakîn gelene kadar (ölüm anı gelinceye kadar)....

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: Sonunda kesin gerçek (ölüm) bize gelip çattı.'...

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: (ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar."...

Qiyamə Suresi, 5. Ayet: Hayır! İnsan, önündekini (ölümle başlayan yaşamı) yalanlarcasına azgınlaşıyor!...

Qiyamə Suresi, 6. Ayet: "Kıyamet süreci (ölüm sürecinde yaşanacaklar) ne zamanmış?" diye sorar....

Qiyamə Suresi, 29. Ayet: (Ölüm korkusundan) Ayaklar birbirine dolaştığında;...

Qiyamə Suresi, 29. Ayet: (Ölümün şiddetinden de) bacak bacağa dolanmıştır....

Qiyamə Suresi, 29. Ayet: (Ölüm korkusundan) Ayaklar birbirine dolaştığında;...

Qiyamə Suresi, 29. Ayet: (Ölüm korkusundan) Ayaklar da birbirine (ayak ayağa) dolaştığında;...

Mürsəlat Suresi, 15. Ayet: O süreçte (ölümle birlikte başlayacak ikinci yaşam sürecini) yalanlayanların vay hâline!...

Nəbə Suresi, 2. Ayet: Azametli Haberi mi (ölüm sonrasında yaşamın devamı)?...

Nəbə Suresi, 40. Ayet: Doğrusu biz sizi yakın bir azap (ölüm) ile uyardık! O gün kişi, ellerinin (kendine) ne takdim ettiğine bakar; hakikat bilgisini inkâr eden de şöyle der "Keşke toprak olsaydım!"...

Naziat Suresi, 2. Ayet: (mü'minlerin canını ise) rıfk ile çıkaran (ölüm melek) lerine, ...

Mutəffifin Suresi, 4. Ayet: Bunlar kendilerinin (ölümü tatmanın akabinde) bâ's olunacaklarını zannetmiyor mu?...

İnşiqaq Suresi, 11. Ayet: Artık “helâk!” diye bağırır, (ölümünü ister);...

Bürüc Suresi, 13. Ayet: Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir....

Bürüc Suresi, 13. Ayet: Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir....

Fəcr Suresi, 22. Ayet: (Ölümle) Rabbin (hükmü) ve el Melek (kuvveler) saf saf dizildiğinde,...

Hümeze Suresi, 3. Ayet: (O,) malının gerçekten kendisini ebedî kılacağını (ölümsüzleştireceğini) sanır!...

Əhzab Suresi, 44. Ayet: O'na (ölümle) kavuşacakları zaman, onlara esenlik dileği "Selâm"dır. . . Onlar için kerîm (cömert - zengin şerefli) bir karşılık hazırlamıştır....

Əhzab Suresi, 63. Ayet: İnsanlar sana o saatten (ölüm) sorarlar. . . De ki: "Onun ilmi ancak Allâh indîndedir". . . Sana bildiren nedir, belki o saat yakındır!...

Yasin Suresi, 52. Ayet: "Eyvah!" diyecekler, "Kim bizi (ölüm) uykumuzdan uyandırdı?" (Bunun üzerine onlara şöyle denecek:) "İşte Rahman'ın vaad ettiği budur! Demek ki O'nun elçileri doğru söylemişlerdi!"...

Saffat Suresi, 144. Ayet: Bâ's olunacakları güne kadar (Yunus) balığın karnında kalırdı (ölüm tadılma sürecine kadar dünyasında bedensellikte kalırdı)....

Saffat Suresi, 176. Ayet: Azabımızın varlıklarında açığa çıkışını (ölümü) acele mi istiyorlar? (Ölüm, hakikati inkâr eden için azabın başlaması, iman eden içinse rahmete ermektir. )...

Zuxruf Suresi, 66. Ayet: Onlar farkında olmadıkları hâlde iken, o saatin (ölümün - kıyametin) ansızın kendilerine gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar!...

Zuxruf Suresi, 77. Ayet: Ve nidâ ettiler ki: «Ey Mâlik! Rabbine dua et, bizim üzerimize (ölüm ile) hükmetsin.» (Mâlik de) Dedi ki: «Şüphe yok, siz kalıcılarsınız.»...

Zuxruf Suresi, 85. Ayet: Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü kendisi için olan ne yüce mübarektir! O'nun indîndedir, o saatin (ölüm - kıyamet) ilmi. . . O'na döndürüleceksiniz!...

Qaf Suresi, 19. Ayet: Hak olarak Sekrat'ül Mevt (ölüm sarhoşluğu) yaşanmaya başlanmıştır! İşte bu senin kendisinden kaçıp durduğun şeydir....

Qaf Suresi, 41. Ayet: Ve (ölüm) çağrısında bulunan Allah'ın (sizi) yakından çağıracağı o Güne (daima) kulak verin;...

Qaf Suresi, 42. Ayet: O gün hak olan sayhayı işitirler. İşte bu (ölümden sonra topraktan), çıkış günüdür....

Qaf Suresi, 42. Ayet: (ve kendi kendinize düşünün) bütün (insanoğlunun) nihai çağrıyı gerçekten duyacağı Gün(ü), (ölümden) hayata dönecekleri Günü....

Nəcm Suresi, 57. Ayet: O yaklaşan (ölüm) yaklaştı!...

Nəcm Suresi, 58. Ayet: Onu Allâh dûnunda (ölüm sıkıntısını) açacak biri yoktur....

Nəcm Suresi, 59. Ayet: Şimdi siz bu olayı (ölümle başlayan ölümsüz hayatı) acayip mi buluyorsunuz?...

Vaqiə Suresi, 83. Ayet: Peki, öyleyse, (ölüm döşeğindeki bir adamın) boğazına (son nefesi) dayandığında,...

Vaqiə Suresi, 87. Ayet: Eğer sözünüzde sadıksanız, onu (ölümü) geri çevirsenize (Sünnetullâh yoksa yapın bunu)!...

Mülk Suresi, 27. Ayet: Onu (ölümü) yaklaşmış gördüklerinde, o hakikat bilgisini inkâr edenlerin yüzleri kötü oldu (karardı)! "İşte bu, kendisini bir an önce yaşamayı temenni ettiğinizdir!" denildi....

Rum Suresi, 40. Ayet: Allâh ki, sizi yarattı, sonra yaşam gıdasıyla besledi; sonra sizi öldürür (ölümü tattırır), sonra da sizi (yeni bir yaşam boyutunda) diriltir! Sizin eş koştuklarınızdan, bunlardan birini yapan kimse var mı? Münezzeh'tir "HÛ" onların şirk koştuklarından; Âli'dir....

Rum Suresi, 43. Ayet: Allâh'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan süreç (ölüm) gelmeden önce, vechini (şuurunu), Din-i Kayyim'e doğrult (İslâm'a - her şeyin Allâh'a mutlak teslim olduğu gerçeğine) ki, o süreçte (insanlar) bölük bölük ayrılırlar....

Rum Suresi, 50. Ayet: Allâh'ın rahmetinin eserlerine bak, (ahseni takvim - halife olarak yaratılıp ölümsüz kılınan kendini, beden - madde kabul ederek) ölümünden sonra, arzı (ilimle) nasıl diriltiyor? Muhakkak ki işte O, ölüleri elbette hayata (ölümsüzlüğe) kavuşturandır! "HÛ" her şeye Kaadir'dir....

Rum Suresi, 55. Ayet: Ve o saatin geldiği (kıyâmetin koptuğu) gün, mücrimler bir saatten fazla (mezarda) kalmadıklarına yemin ederler. İşte böyle döndürülüyorlardı (ölümden hayata döndürülüyorlardı)....

Rum Suresi, 55. Ayet: O saatin (ölüm) geldiği süreçte suçlular, (beden yaşamında) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. . . Böylece çevriliyorlardı. (Rabbin indînde bir gün beden yaşamına göre bin yıldır; bağlantısı. )...

Rum Suresi, 57. Ayet: O süreçte (nefsine) zulmedenlere mazeretleri fayda vermez ve onlardan (olumlu bir fiille) şartlarını düzeltmeleri de istenilmez....

Həcc Suresi, 55. Ayet: O saat (qiyamət saatı) qəflətən onlara gələnə və ya səmərəsiz günün (ölüm gününün) əzabı onlara gələnə qədər kafirlərin ondan şübhəsi yox olmaz....

Qəsəs Suresi, 15. Ayet: (Hz. Musa, özünə hikmət verilmədən əvvəl) şəhər xalqı xəbərsiz olduğu bir zamanda şəhərə daxil oldu. Orada döyüşən iki adam gördü. Biri öz tərəfindən, digəri Ona düşmən tərəfdən idi. O zaman onun (Musanın (ə.s) tərəfindən olan düşməninə qarşı Ondan kömək istədi. Bunun üzərinə Musa (ə.s) onu vurub öldürdü. Beləcə (ölüm) hökmü yerinə yetirildi. Musa (ə.s): ‘Bu şeytanın əməlidir. Şübhəsiz ki o, açıq-aşkar dəlalətə düşürən bir düşməndir.’ dedi....

Səba Suresi, 14. Ayet: Onun ölümünə hökm etdiyimiz zaman ölümünün ortaya çıxmasına, sadəcə əsasını yeyən bir ağac qurdu səbəb oldu. Ancaq yerə yıxıldığı zaman (ölümü) cinlərə bəlli oldu (cinlər, onun öldüyünü o zaman anladılar). Əgər qeybi bilmiş olsaydılar, alçaldıcı əzabın içində qalmazdılar....

Qaf Suresi, 11. Ayet: Qullar üçün ruzi olsun deyə. Onunla ölü diyara həyat verdik. (Ölümdən sonra torpaqdan) çıxış (diriliş) bunun kimidir....

Qaf Suresi, 15. Ayet: Yoxsa Biz ilk yaradışda aciz idikmi? Xeyr (elə deyil), onlar (ölümdən sonra) yeni yaradılışdan şübhə içindədirlər....

Qaf Suresi, 42. Ayet: O gün haqq olan dəhşətli səsi eşidərlər. Bu (ölümdən sonra torpaqdan) çıxış günüdür....

Vaqiə Suresi, 61. Ayet: Sizin surətlərinizi (ölümlə) dəyişdirməyimiz və (axirət aləmi üçün) sizi bilmədiyiniz bir şəkildə (yenidən) yaratmağımızda (Bizi keçəcək yoxdur)....

Hədid Suresi, 14. Ayet: Onlara səslənərlər: ‘Biz sizinlə birlikdə olmadıqmı?’ (Onlar): ‘Bəli, lakin siz özünüzü fitnəyə saldınız, gözlədiniz və şübhə etdiniz. Allahın əmri (ölüm əmri) gələnə qədər əmaniyyə sizi aldatdı. Ğarur (aldadanlar, şeytan) sizi Allah ilə (Allah ‘Ğafurdur, Rəhimdir, sizi bağışlayar.’ deyərək) aldatdı.’ dedilər....

Cümə Suresi, 7. Ayet: Heç bir zaman onu (ölümü) diləməzlər, əlləriylə təqdim etdikləri şeylər səbəbiylə. Allah zalımları ən yaxşı biləndir....

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: Bizə yəqin gələnə qədər (ölüm anı gələnə qədər)....

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: (ölüm) yəqinliyi bizə gələnə qədər”....

Nisa Suresi, 17. Ayet: Əslində (qəbulu ilahi vədəyə əsasən) Allahın öhdəsində olan tövbə, çirkin işi nadanlıq üzündən etmiş, sonra tez (ölümlə qarşılaşmamışdan qabaq) tövbə edən kəslər üçündür. Allahın, tövbələrini qəbul etdiyi kəslər onlardır. Allah həmişə bilən və hikmət sahibidir....

Maidə Suresi, 32. Ayet: Bu səbəbdən (belə bir faciə baş verdiyi üçün) İsrail övladlarına (və tarix boyu olacaq bütün millətlərə belə) yazdıq və qərara aldıq ki, kim can qisası (haqqına malik) olmadan və ya yer üzündə fitnə-fəsad törətməmiş bir insanı öldürsə (ya İslamdan küfrə aparsa), sanki bütün insanları öldürmüşdür (və azdırmışdır və o, günahsızların qatillərinə məxsus Cəhənnəmdə olacaqdır) və kim bir insana həyat bəxş etsə (ölümdən nicat versə, yaxud küfrdən İslama gətirsə), sanki bütün insanları diriltmiş (və hid...

Ənam Suresi, 30. Ayet: Əgər onları Rəbblərinin hüzurunda (hesab vermək üçün) saxlanılan zaman görsən! (Allah) buyuracaq: «Bu, (ölümdən sonra dirilmək) haqq deyilmi?» Deyəcəklər: «Bəli, Rəbbimizə and olsun (ki, haqdır)». Buyuracaq: «Elə isə, etdiyiniz küfrün cəzası olaraq dadın bu əzabı!»...

Ənam Suresi, 158. Ayet: Yoxsa onlara (əzab) mələklərin(in) gəlməsini, ya Rəbbinin (Onun rübubiyyətinin bütün nişanələrinin – Qiyəmətin) gəlməsini, ya Rəbbinin (ölümün əlamətlərindən ibarət) bəzi nişanələrinin gəlməsini gözləyirlər? Rəbbinin bəzi nişanələrinin gələcəyi gün, ondan əvvəl imanı olmayan və ya iman halında bir şey əldə etməmiş şəxsə iman gətirməsinin bir xeyri olmayacaqdır (o, birinci halda kafir, ikinci halda isə itaətsiz günahkar halda dünyadan köçəcəkdir). De: «(Əzabın gəlməsini) gözləyin ki, biz də gözlə...

Hud Suresi, 6. Ayet: Bu yer üzündə (heyvan, cin və insan olmasından asılı olmayaraq) hərəkət edən hər bir canlının ruzisi Allahın öhdəsinədir və O, onların əsl məkanlarını və müvəqqəti yerlərini (onların atalarının belində və analarının bətnində olan yerlərini) bilir. [Yaxud: O, onların (həyatda) məskunlaşdıqları məkanı və (ölümdən sonra) əmanət qoyulduqları yeri bilir.] (Bunların) hamısı aydın kitabda (uca aləmdə Allah dərgahına yaxın olanların nəzərlərində aydın olan Lövhi-Məhfuzda) qeyd olunmuşdur....

İbrahim Suresi, 16. Ayet: Onun (ölümünün) ardınca (gələn) Cəhənnəmdir və (ona) qanla qarışıq çirkli su içirdiləcəkdir....

Həcc Suresi, 5. Ayet: Ey insanlar! Əgər (ölümdən sonra) dirilməyə şübhə edirsinizsə, onda (öz yaradılışınıza diqqət yetirin. Görmürsünüzmü ki,) Biz sizi (ulu baba və nənənizi möcüzəvi şəkildə birbaşa) torpaqdan, sonra (onların sonrakı nəsillərini isə vasitə ilə, torpağın tərkibində olan maddələri cəzb edib bədənə ötürməklə) nütfədən, sonra ələqədən (nütfənin dönüb olduğu laxta qandan) daha sonra bəzisinin yaradılışı kamil, bəzisininki isə qeyri-kamil olan muzğədən (ələqənin dönüb olduğu ət parçasından) yaratdıq ki, s...

Həcc Suresi, 55. Ayet: (Qüreyş kafirlərindən) küfr edənlər həmişə (ölüm) saatı qəfil onlara çatana və ya qısır günün (heç bir şeyin yenidən yerinə yetirilməsi mümkün olmayan Qiyamət gününün) əzabı onların arxasınca gələnə kimi bunun (Qur’anın və ya sənin peyğəmbərliyinin) barəsində şübhə və tərəddüddə olarlar....

Möminun Suresi, 40. Ayet: Allah buyurdu: «Az bir zamandan sonra (ölüm zamanı və Bərzəx aləmində) mütləq peşman olacaqlar.»...

Möminun Suresi, 80. Ayet: (Həyat qabiliyyəti olan hər bir varlığı) dirildən və (ölüm qabiliyyəti olan hər bir varlığı) öldürən Odur və gecə ilə gündüzün get-gəli Ona məxsusdur (və Onun əlindədir). Belə isə heç düşünmürsünüz?!...

Furqan Suresi, 22. Ayet: Mələkləri (ölüm mələklərini və ya Bərzəx aləminin mələklərini və yaxud Qiyamət səhnəsinin mələklərini) görəcəkləri gündə günahkarlara bir müjdə olmaz və onlar (mələklərə) deyəcəklər: «Bizə tam (təhlükəsiz) bir aman (və sığınacaq) verin.» Mələklər deyəcəklər: «(Allahın rəhmət və Cənnəti) sizə qəti qadağandır.»...

Şüəra Suresi, 201. Ayet: (Ölüm, Bərzəx ya Qiyamətin) ağrılı əzabını görməyincə ona iman gətirməyəcəklər....

Rum Suresi, 8. Ayet: Və məgər onlar öz – özlüklərində Allahın göyləri və yeri və o ikisinin arasındakıları yalnız haqq ilə (əql əsasında olan yüksək hədəf və məqsəd üçün) və yalnız məhdud və müəyyən bir müddət üçün yaratdığını fikirləşmədilərmi? Və şübhəsiz, insanların əksəriyyəti öz Rəbbi ilə görüşü (ölümdən sonrakı həyata inanmırlar) inkar edir....

Əhzab Suresi, 44. Ayet: Onunla (Allahla) görüşəcəkləri gün (ölüm anı, yaxud Qiyamətdə və ya Cənnətə daxil olan vaxt) (Allahın) onlara alqış(ı) və xeyir-dua(sı) «salam»dır. (Allah) onlar üçün çox qiymətli və dəyərli bir mükafat hazırlamışdır....

Səba Suresi, 30. Ayet: De: «Sizə vəd olunmuş gün elə bir gündür ki, (ölüm günü, ya axirət günü) əsla ondan nə bir saat təxir edərsiniz və nə də irəli keçərsiniz»....

Səba Suresi, 54. Ayet: Və (aqibətdə) onların və meylləri və iştahları çəkən şeylər (dünya ləzzətləri) arasında (ölümün vasitəsilə) ayrılıq salındı, necə ki, bundan öncə onların bənzərləri barəsində edilmişdi. Çünki onlar (axirət aləmi barəsində) tərəddüdlü və qaranlıq bir şəkk-şübhə içərisində idilər....

Yasin Suresi, 52. Ayet: Deyərlər: «Vay halımıza! Bizi yatdığımız yerdən kim qaldırdı? (Bəli,) bu Rəhman (olan Allahın dünyada) bizə vəd verdiyi həmin (ölümdən sonrakı həyat)dır. Onun peyğəmbərləri doğru deyirlərmiş»....

Saffat Suresi, 52. Ayet: (Mənə) deyərdi: «Yəni doğrudan sən (ölümdən sonra dirilmək məsələsini) təsdiq edənlərdənmisən?!»...

Fussilət Suresi, 47. Ayet: Qiyamətin (baş verəcəyi zamanın) elmi yalnız Ona qayıdır. O bilmədən meyvələr qabıqlarından çıxmır, heç bir dişi hamilə qalmır və (hamiləlik) yükünü yerə qoymur. (Allah) müşrikləri «haradadır Mənim şəriklərim?» deyə çağıracağı gün onlar deyəcəklər: «Biz (ölüm və Bərzəx aləmini görməklə və həqiqətlərin aydın olması ilə) Sənə elan etdik ki, bizdən (Sənin şərikinin olmasına) əsla bir şahid yoxdur....

Fussilət Suresi, 54. Ayet: Bil ki, onlar Rəbbləri ilə görüşəcəkləri barəsində şübhə və tərəddüd içərisindədirlər (ölümdən sonrakı həyata inanmırlar). Bil ki, Allah (elm, qüdrət və rəhmət baxımından) hər şeyi əhatə etmişdir....

Zariyat Suresi, 5. Ayet: həqiqətən sizə (ölümdən sonrakı vəziyyət barəsində) vəd edilən şey doğrudur....

Qəmər Suresi, 38. Ayet: Əlbəttə, dan yeri söküləndə onlara davamlı (ölüm və Bərzəx əzabına, oradan da qiyamət və Cəhənnəm əzabına birləşik) əzab (daş yağışı) gəldi....

Vaqiə Suresi, 83. Ayet: Belə isə nə üçün canınız boğaza (ölümünüz) çatan zaman....

Təhrim Suresi, 10. Ayet: Allah kafir olanlara Nuhun zövcəsini və Lutun zövcəsini məsəl çəkdi. Onlar Bizim bəndələrimizdən olan əməli saleh iki bəndənin (kəbini) altında idilər. (Bu qadınlar) öz ərlərinə (nifaq vasitəsilə) xəyanət etdilər və onlar (ərləri) o iki qadından Allah(dan gələn əzab)dan heç bir şeyi (azacıq belə) dəf etmədilər və (ölüm anında) onlara deyildi: «Bərzəxin oduna daxil olun! (Qiyamət günü) onlara deyiləcəkdir: «Daxil olanlarla birgə siz də (əbədi) oda girin!»...

Qiyamə Suresi, 7. Ayet: Göz (ölümün çətinliyindən, yaxud da Məhşərin dəhşətindən) donub qalacağı və bərələcəyi;...

Qiyamə Suresi, 30. Ayet: O gün (ölüm günü) sövq və hərəkət sənin Rəbbinə tərəfdir (Bərzəxdəki görüş, Qiyamət, məhkəməsindən tutmuş Cənnətə, ya Cəhənnəmə kimi)....

Naziat Suresi, 27. Ayet: (Ölümdən sonra) sizi yaratmaq daha çətindir, yaxud göy(ü yaratmaq) ki,(Allah) onu yaratdı?...

Qiyamə Suresi, 28. Ayet: (ölüm ayağında olanın) bunun ayrılıq olduğunu biləndə,...

Bəqərə Suresi, 95. Ayet: Onlar əllərinin törətdiyi əməlləri səbəbi ilə bunu (ölümü) heç vaxt arzulamayacaqlar. Həqiqətən, Allah zalımları (haqsızları) yaxşı tanıyır....

Hud Suresi, 6. Ayet: Yer üzündə elə bir canlı yoxdur ki, onun ruzisini Allah verməsin. O, onların olduqları və (ölümündən sonra) olacaqları yerləri bilir. Bunların hamısı aydın Kitabda vardır....

Möminun Suresi, 27. Ayet: Biz ona vəhy etdik: "Nəzarətimiz altında və vəhyimizlə gəmi düzəlt. Əmrimiz gələndə və təndirdən [yerdən] su qaynayıb çıxanda hər canlıdan bir cüt [erkək və dişi] və haqqında qabaqcadan (ölüm) hökmü verilmiş kəslər istisna olmaqla öz ailəni oraya mindir və haqsızlıq edənlər barəsində mənə ağız açma. Onlar, şübhəsiz, suya qərq ediləcəklər....

Fatir Suresi, 36. Ayet: Kafirlərə cəhənnəm odu olacaqdır. Orada nə onlara (ölüm) hökmü verilər ki, (ölüb canlan qurtarsın), nə də cəhənnəm odunun əzabı onlar üçün yüngülləşdirilər. Hər bir kafiri Biz belə cəzalandırarıq....

Qaf Suresi, 36. Ayet: Biz onlardan əvvəl özlərindən qat-qat güclü və "(Ölümdən) yayınmaq üçün bir sığınacaq varmı?" - deyə-deyə ölkələr gəzib dolaşan neçə-neçə nəsil məhv etmişik....

Müddəssir Suresi, 47. Ayet: (ölüm) yəqinliyi bizə gələnə qədər."...