Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Kəhf Suresi, 104. Ayet:
(Bunlar)
yaxşı işlər gördüklərini zənn etdikləri halda, dünya həyatındakı səyləri hədər getmiş kəslərdir....
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
(Bunlar)
göylərin, yerin və onların arasındakıların mərhəmətli Rəbbi tərəfindəndir. Onlar Onun hüzurunda (izni olmadan) danışa bilməzlər....
Ali-İmran Suresi, 60. Ayet:
(Ya Rəsulum!) Şübhəsiz ki,
(bunlar)
sənin Rəbbin tərəfindən olan həqiqətdir. Ona görə də şübhə edənlərdən olma!...
Möminun Suresi, 87. Ayet:
(Müşriklər) mütləq: “
(Bunlar)
Allahındır!” – deyə cavab verəcəklər. Onda sən də de: “Bəs elə isə (Allahın əzabından) qorxmursunuz?”...
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Ayələrimiz ona oxunduğu zaman o: “
(Bunlar)
qədimlərin əfsanələridir!” – dedi....
Mutəffifin Suresi, 13. Ayet:
Ayələrimiz ona oxunduğu zaman: “
(Bunlar)
qədimlərin əfsanələridir (uydurmalarıdır!)” – deyər....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Ya da
(bunlar)
karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Ya da
(bunlar)
karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler) le yüklü, gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Ama Allah kâfirleri çepeçevre kuşatıcıdır....
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Ki
(bunlar)
Allah'ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır....
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Ki
(bunlar)
Allah'ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır....
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
1.
et talâku
: boşamak
2.
merratâni
: iki kere
3.
fe
: artık, bundan sonra
4.
imsâkun
: tutmak
Bəqərə Suresi, 230. Ayet:
1.
fe
: o zaman, o taktirde, bundan sonra
2.
in tallaka-hâ
: eğer onu boşarsa
3.
fe
: artık
4.
lâ tahıllu
: helâl ...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona:) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl b...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Tanrı burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Tanrı onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Tanrı ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara bir ayet kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl bir araya...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Veya (görmedin mi) o kimse gibisini (Uzeyr’i) ki, o (duvarları), çatıları üzerine çökmüş (harâb olmuş) bir şehre uğradı. 'Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?' dedi. Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra kendisini diriltti. (Ona) buyurdu ki: 'Ne kadar kaldın?' (O da:) 'Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım!' dedi. (Allah ona)şöyle buyurdu: 'Hayır! Yüz yıl kaldın; şimdi yiyeceğine ve içeceğine bak, bozulmamış! Bir de eşeğine bak (kemikleri dahi çürümüş)! İşte
(bunlar)
...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Ya da altı üstüne gelmiş, ıpıssız duran bir şehre uğrayan gibisi (göremedin mi?) Demişti ki: «Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?» Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Demişti ki: «Ne kadar kaldın?» O: «Bir gün veya bir günden az kaldım» demişti. (Allah ona:) «Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak ...
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17)
(Bunlar)
, “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17)
(Bunlar)
, “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 34. Ayet:
(Bunlar)
Birbirinden türeyen nesil(ler)dir. Allâh işitendir, bilendir....
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet vey...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Çocuklarınız konusunda Tanrı, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne-ve-babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne-ve-baba ona mirasçı ise, bu durumdan annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda birdir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet vey...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman da annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet ...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Ve eğer eşlerinizin (kadınlarınızın) çocukları yoksa, onların bıraktıklarının yarısı sizindir. Fakat eğer onların (kadınların) çocukları varsa o zaman dörtte biri sizindir.
(Bunlar)
yapılan vasiyet veya (üzerindeki) borç ödendikten sonradır. Ve eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (kadınlarındır), fakat eğer çocuğunuz varsa o taktirde bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (kadınlarındır). Bu da yaptığınız vasiyet veya borç (ödendikten) sonradır. Ve eğer miras bıraka...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı.
(Bunlar)
üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan (nikâhlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) h...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Mâlik olduğunuz (cariyeler) müstesna, evli kadınlar haram kılınmıştır.
(Bunlar)
üzerinize Allâh'ın yazısıdır (farzıdır). . . Bütün bunların dışında kalanları, "sifah"tan (zinadan) kaçınarak namuslu yaşamanız için, mallarınızdan sarf ederek (nikâhlamanız) size helal kılındı. Nikâhlanarak beraber olduğunuz kadınlara mehrlerini tamamıyla verin. Bundan başkaca karşılıklı anlaşarak daha fazlasını vermenizde de sakınca yoktur. Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Harb esîri olarak) sâhibi bu lun duğunuz câriyeler müstesnâ, ev li kadınlar da (size haram kılındı)!
(Bunlar)
Allah’ın üzerinize yaz dı ğı (haram lar)dır. Bunların dışında olan(kadın)lar ise, zinâdan kaçınan kimseler ve iffetli erkekler olarak mallarınızla (mehir lerini vererek) isteyesiniz diye size helâl kılındı.Öyle ise onlardan hangisiyle (evlenerek) faydalandıysanız, artık mehir le rini bir farîza olarak kendilerine verin! O farîzadan (mehri ta'yîn ettikten) sonra (daha az veya daha çok ve...
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Nefislerine yazık eden kimselere, canlarını alırken melekler: "Ne işte idiniz (dininiz için ne yapıyordunuz)?" dediler.
(Bunlar)
: "Biz yeryüzünde âciz düşürülmüştük." diye cevap verdiler. Melekler dediler ki: "Allâh'ın yeri geniş değil miydi ki onda göç ed(ip gönlünüzce yaşayabileceğiniz bir yere gid)eydiniz?" İşte onların durağı cehennemdir, ne kötü bir gidiş yeridir orası!...
Nisa Suresi, 165. Ayet:
(Bunlar)
Peygamberlerin ardından insanların Allah’a karşı bir delilleri olmasın diye müjdeci ve uyarıcı elçiler olarak (gelmiştir). Allah güçlüdür, hakimdir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir.
(Bunlar)
Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir.
(Bunlar)
Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.
(Bunlar)
, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.
(Bunlar)
, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Ve böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık;
(bunlar)
aldatmak için birbirlerine (bâtıl) sözün yaldızlısını fısıldarlar. Hâlbuki Rabbin dileseydi onu(aslâ) yapamazlardı; öyleyse onları ve uydurmakta oldukları şeyleri bırak!...
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık.
(Bunlar)
, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de hepsini (hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri, yüzlerindeki) işâretleriyle tanıyan erkekler vardır.
(Bunlar)
, henüz cennete girmemiş olan, fakat girmeyi bekleyen, cennet halkına: "selâm size!" diye seslendiler....
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan bir takım 'kötü kimseler' geçti.
(Bunlar)
Şu değersiz olan (dünya)ın geçici yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin Kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdirmeyecek misiniz?...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onların ardından yerlerine (halife) kitaba mirasçı olan bir takım 'kötü kimseler' geçti.
(Bunlar)
Şu değersiz olan (dünya)nın geçici yararını alıyor ve: "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Tanrı'ya karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Tanrı'dan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akletmeyecek misiniz?...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan bir takım 'kötü kimseler' geçti.
(Bunlar)
Şu değersiz olan (dünya) nın geçici yararını alıyor ve: «Yakında bağışlanacağız» diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin Kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı da okudular. (Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Halâ akıl erdirmeyecek misiniz?...
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
(Ey müşrikler) siz, hacıların su ihtiyacını karşılamayı ve Mescid-i Haram'ı imar etmeyi, Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden ve Allâh uğruna mücahede eden gibi mi kabul ettiniz?
(Bunlar)
Allâh indînde eşit olmazlar! Allâh, zâlimler topluluğuna hidâyet etmez....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız?
(Bunlar)
Allah katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı Tanrı'ya ve ahiret gününe inanan ve Tanrı yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız?
(Bunlar)
Tanrı katında bir olmazlar. Tanrı zulmeden bir topluluğa hidayet vermez....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız?
(Bunlar)
Allah katında bir olmazlar. Allah zulme sapan bir topluluğa hidayet vermez....
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
(Bunlar)
, O tevbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular, o rükua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah'ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenler)dır. Müjde ver o müminlere, müjde!...
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Allah yolunda küçük, büyük bir harcama yapmazlar ve bir vadiyi katetmezler ki
(bunlar)
, Allah’ın, yaptıklarının daha güzeliyle kendilerini mükâfatlandırması için hesaplarına yazılmış olmasın....
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Küçük, büyük infak ettileri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için,
(bunlar)
onlar adına yazılmıştır....
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Küçük, büyük infak ettileri her nafaka ve (Tanrı yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Tanrı'nın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için,
(bunlar)
onlar adına yazılmıştır....
Tövbə Suresi, 121. Ayet:
Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah'ın yapmakta olduklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için,
(bunlar)
onlar adına yazılmıştır....
Yusif Suresi, 44. Ayet:
'
(Bunlar)
karmakarışık rüyalar. Biz ise (böyle) rüyaların yorumunu bilemeyiz' dediler....
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: "
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz."...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: "
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz."...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Onlar da dediler ki: «
(Bunlar)
karma karışık (ve yalancı) düşlerdir. Biz böyle düşlerin ta'bîrini bilici (kimse) ler değiliz». ...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: '
(Bunlar)
karmakarışık rüyâlardır. Biz ise, o rüyâların ta'bîrini bilen kimseler değiliz.'...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Dediler ki: «
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilenler değiliz.»...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ondan taze et yemeniz için, denizi emrinize veren, O'dur. Ondan süs eşyası çıkarırsınız, onu takarsınız. Ve onun içinde, suları yararak giden gemileri görürsünüz. Ve
(bunlar)
, O'nun fazlından istemeniz içindir. Ve böylece şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
İçinden taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyaları çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize sunan da O'dur. Gemilerin onun içinde (suyu) yararak gittiklerini görürsün.
(Bunlar)
O'nun lütfunu aramanız içindir. Ve olur ki şükredersiniz diye!...
Kəhf Suresi, 22. Ayet:
(İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler.
(Bunlar)
bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malum...
Kəhf Suresi, 22. Ayet:
(İnsanların kimi:) «Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir» diyecekler; yine: «Beş kişidir; altıncıları köpekleridir» diyecekler.
(Bunlar)
bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) «Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir» derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malum...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
Hayır, dediler,
(bunlar)
saçma sapan rüyalardır; bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (Eğer öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin....
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
"Hayır" dediler.
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin."...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
«Hayır, dediler,
(bunlar)
saçma sapan rüyalardır; bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (Eğer öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin.»...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
"Hayır" dediler. "
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır, o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet getirsin."...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
Dediler: «Hayır,
(bunlar)
saçma sapan rü'yâlardır. Hayır, onu kendisi uydurmuşdur. Hayır, o, bir şâirdir. (Bunlar değilse) o halde evvelki (peygamber) lere gönderildiği gibi o da bize bir mu'cize getirsin». ...
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
(Onlar: 'Kur’ân sihirdir' dedikten sonra:) 'Hayır!
(Bunlar)
karmakarışık rüyâlardır. Hayır! Onu (kendisi) uydurmuştur. Hayır! O bir şâirdir; o hâlde (gerçekten peygamberse) öncekilere gönderildiği gibi, (o da) bize bir mu'cize getirsin!' dediler....
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
«Hayır» dediler.
(Bunlar)
Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi düzüp uydurmuştur; hayır o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin.»...
Həcc Suresi, 42. Ayet:
(Ey Muhammed), eğer
(bunlar)
seni yalanlıyorlarsa (bil ki) bunlardan önce Nûh, 'Âd ve Semûd kavmi de yalanlamıştı....
Möminun Suresi, 87. Ayet:
(O müşrikler yine:) '
(Bunlar)
Allah’ındır!' diyecekler. De ki: 'O hâlde (Allah’ın azâbından) sakınmıyor musunuz?'...
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey iman edenler! Sağ ellerinizin mâlik olduğu kimseler ve sizden buluğa ermemişler, sizden üç defa izin istesinler. . . Sabah namazından önce, öğlen soyunuk olduğunuz zaman ve yatsı namazından sonra. . .
(Bunlar)
sizin için üç soyunuk olduğunuz vakittir. . . Bunlardan sonra (bu üç vaktin haricinde) sizin ve onların üzerine bir suç yoktur. . . (Onlar) yanınızda dolaşırlar. . . İşte böylece Allâh işaretlerini size açıklıyor. . . Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir....
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey îmân edenler! Sâhib olduğunuz köle (ve câriye)ler ve içinizden büluğ çağına girmemiş olanlar (yanınıza gireceklerinde), şu üç vakitte sizden izin istesin: Sabah namazından önce, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra.
(Bunlar)
sizin açık bulunabileceğiniz (muh temel olan) üç vakittir. Bunların (bu vakitlerin)dışında, birbirinizin yanında dolaşan kimseler olarak (bulunma nızda) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. İşte Allah, size âyetleri böyle açıklıyor. Çü...
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Mülk-i yemininiz olan kimseler ve sizden olup da henüz buluğ çağına ermemiş bulunanlar, üç defa izin istesinler. Sabah namazından önce ve öğle vaktinde esvabın çıkarmış olduğunuz sırada ve yatsı namazından sonra.
(Bunlar)
Sizin için üç avrettir. Bu vakitlerden sonra üzerinize bazınızın bazısı üzerine dolaşır olmalarından dolayı ne sizin üzerinize ve ne de onların üzerlerine bir günah yoktur. İşte Allah âyetlerini size böyle açıkça beyan ediyor ve Allah alîmdir, hakîmdir....
Furqan Suresi, 5. Ayet:
Yine dediler ki: '
(Bunlar)
öncekilerin masallarıdır. O onları yazdırmıştır ve sabah akşam kendisine okunmaktadır.'...
Şüəra Suresi, 2. Ayet:
1.
tilke
: bu
(bunlar)
2.
âyâtu
: âyetler
3.
el kitâbi
: kitap
4.
el mubîni
: apaçık
...
Qəsəs Suresi, 64. Ayet:
(Allâh tarafından) onlara: "(Bana), koştuğunuz ortakları çağırın!" denir. Onları çağırırlar. Fakat (çağırılanlar), bunların çağrısına cevap vermezler ve
(bunlar)
, karşılarında azâbı görürler (sanki çağırdıkları şey, azâbın kendisi olmuştur). Ne olurdu (sanki dünyâda) yola gelselerdi!...
Səba Suresi, 45. Ayet:
Onlardan önce gelen (inkarcılar da) yalanlamıştı; onlara verdiğimizin onda birine olsun
(bunlar)
erişememişlerdir. Peygamberlerini yalanladılar. (Bir bak), beni inkârın sonu ne oldu !...
Fatir Suresi, 25. Ayet:
Eğer
(bunlar)
seni yalanlıyorlarsa (üzülme çünkü) bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Elçileri onlara açık kanıtlar, sahifeler ve aydınlatıcı Kitap getirmişlerdi (yine de onları yalanladılar)....
Fatir Suresi, 43. Ayet:
(Bu da) yeryüzünde büyüklük taslamaktan ve kötü tuzak kurmaktan (dolayıdır). Hâlbuki kötü tuzak, ancak sâhibine dolanır. O hâlde
(bunlar)
, öncekilere tatbîk edilen (İlâhi)kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda ise aslâ bir değişme bulamazsın! VeAllah’ın kanununda aslâ bir sapma bulamazsın (hak edene o azab, mutlaka gelir)!...
Fatir Suresi, 44. Ayet:
(Bunlar)
yeryüzünde gezip dolaşarak kendilerinden öncekilerin sonunun ne olduğuna bakmıyorlar mı ? Ki onlar, bunlardan daha kuvvetli idiler. Göklerde ve yerde Allah'ı âciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz ki O, bilendir, kudreti her şeye yetendir....
Fatir Suresi, 44. Ayet:
(Bunlar)
yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbeti nasıl olmuş, baksınlar! Hâlbuki (onlar) kendilerinden kuvvetçe daha şiddetli idiler. Ne göklerde, ne de yerde hiçbir şeyin Allah’ı âciz bırakması mümkün değildir. Şübhesiz ki O, Alîm (herşeyi bilen)dir, Kadîr (herşeye gücü yeten)dir....
Sad Suresi, 70. Ayet:
Bana ancak benim apaçık bir uyarıcı olmamdan dolayı
(bunlar)
vahyediliyor.'...
Duxan Suresi, 57. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur....
Duxan Suresi, 57. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz;
(bunlar)
cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz;
(bunlar)
cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara vaadolunan doğru bir vaaddir....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte bunlar; yapmakta olduklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz;
(bunlar)
cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan dosdoğru bir vaaddir....
Məhəmməd Suresi, 3. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
(bunlar)
2.
bi ennellezîne (enne ellezîne)
: onların olmaları sebebiyle
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
ittebe...
Qaf Suresi, 11. Ayet:
Kullar için rızıktır
(bunlar)
. Ve biz, o su ile ölü bir beldeyi dirilttik. İşte (dirilip toprak altından da) çıkmak böyledir....
Qaf Suresi, 11. Ayet:
ki
(bunlar)
kullarına rızık olmak için (yaratılmışlardır). Biz onunla ölü bir memlekete can verdik, işte (kabirden) çıkış da böyledir. ...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Hani onlar, İbrahîm’in yanına varmışlardı da selâm vermişlerdi. O da (onlara karşılık olarak) selâm vermiş: “-
(Bunlar)
tanınmadık bir kavim.” demişti....
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş (selâm ile mukaabele etmiş), «
(Bunlar)
tanınmamış bir zümre» demişdi. ...
Qəmər Suresi, 5. Ayet:
(Bunlar)
üstün bir hikmettir. Ancak uyarılar yarar sağlamıyor....
Vaqiə Suresi, 38. Ayet:
(Bunlar)
ashab-ı yemîn (saîd olanlar) içindir....
Vaqiə Suresi, 38. Ayet:
(Bunlar)
Ashâb-ı Yemîn içindir!...
Hədid Suresi, 20. Ayet:
İyi bilin ki dünya hayatı sadece bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür; aranızda bir büyüklenme ve mallarda ve evlatta çoğalma yarışıdır!
(Bunlar)
şu misaldeki gibidir: Yağmurun yeşerttiği ekinle mutlu olurlar ama sonra bakarsın ki o yeşillikler kurur, sararır ve toprak olur hepsi! Sonsuz gelecek yaşamda ise ya şiddetli bir azap veya Allâh'tan bir mağfiret ve Rıdvan vardır. Dünya hayatı nesneleri, kendini aldatmaktan başka bir şey değildir....
Həşr Suresi, 12. Ayet:
Andolsun eğer onlar, çıkarılsalar,
(bunlar)
onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılsa onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalar(ın)a dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman: “
(Bunlar)
evvelkilerin masalları.” dedi....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "
(Bunlar)
Eskilerin uydurma masallarıdır" diyen....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "
(Bunlar)
Eskilerin uydurma masallarıdır" diyen....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: «
(Bunlar)
Eskilerin uydurma masallarıdır» diyen....
Nuh Suresi, 24. Ayet:
"Böylece
(bunlar)
pek çok kimseyi saptırdılar. . . O hâlde sen de o zâlimlerin sapkınlığını artır!"...
Mürsəlat Suresi, 12. Ayet:
(Bunlar)
hangi gün için tecil edildi (ertelendi)?...
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rabbin tarafından, hesaba karşılık verilen mükâfattır (ihsanlardır)....
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
Rabbından bir mükâfat, yeterli bir bağıştır
(bunlar)
!...
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir)....
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden bir mükâfat ve yeter bir bağış olarak (verilir). ...
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden bir mükâfât ve (O’nun fazlından, ziyâdesiyle) yeterli bir ihsân olarak (verilir)....
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rabbinden bir mükâfaat ve bir kâfî ihsandır....
Zuxruf Suresi, 69. Ayet:
(Bunlar)
o kimselerdir ki, ayetlerimize iman edib de (Allah’ın hükümlerine) boyun eğmişlerdi....
Vaqiə Suresi, 24. Ayet:
Önceden yaptıklarının bir ödülü olacak
(bunlar)
;...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Əgər zövcələrinizin övladları yoxsa, onların qoyub getdiklərinin yarısı sizindir. Lakin əgər onların (qadınların) övladları varsa, o zaman dörddə biri sizindir.
(Bunlar)
edilən vəsiyyət və ya (üzərindəki) borc ödəndikdən sonradır. Əgər sizin övladınız yoxsa, qoyub getdiyinizin dörddə biri onlarındır (qadınlarındır), lakin əgər övladınız varsa, o təqdirdə mirasınızın səkkizdə biri onlarındır (qadınlarındır). Bu da etdiyiniz vəsiyyət və ya borc (ödəndikdən) sonradır. Əgər miras qoyan kişi və ya qa...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
Evli qadınlarla evlənməyiniz (haram qılınmışdır), əlinizin altında olan (hərb zamanı əsir düşən) cariyələr müstəsnadır.
(Bunlar)
Allahın sizə yazdıqlarıdır (fərz etdiyi hökmlərdir). Bunların xaricində olanlar iffətli olmaq və zina etməmək şərtiylə mallarınızla istəməyiniz (mehirlərini verib almağınız) sizə halal qılındı. Artıq onlardan faydalanmaq istəsəniz, o təqdirdə fərz olan mehirlərini onlara verin. Bu fərzdən sonra aranızda razılaşdığınız şeyə görə sizə günah yazılmaz. Şübhəsiz ki, Allah A...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ondan təzə ət yeməyiniz üçün dənizi əmrinizə tabe edən Odur. Ondan bəzək əşyası çıxararsınız, onu taxarsınız. Onun içində suları yararaq üzən gəmiləri görərsiniz.
(Bunlar)
Onun fəzlindən istəməyiniz üçündür. Beləcə şükür edərsiniz....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Ona ayələrimiz oxunduğu zaman: ‘
(Bunlar)
əvvəlkilərin nağıllarıdır.’ dedi....
Mürsəlat Suresi, 12. Ayet:
(Bunlar)
hansı gün üçün təxirə salındı?...
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
Rəbbin tərəfindən qazandıqlarına qarşılıq verilən mükafatdır....
Naziat Suresi, 33. Ayet:
(Bunlar)
sizin və heyvanlarınızın faydalanması üçündür....
Yunus Suresi, 23. Ayet:
(Allah) onları xilas etdikdə isə dərhal haqsız olaraq yer üzündə azğınlıq edərlər. Ey insanlar! Azğınlığınız yalnız sizin öz əleyhinizədir.
(Bunlar)
dünya həyatının keçici zövqləridir. Sonra isə dönüşünüz Bizə olacaq, Biz də nə etdikləriniz barədə sizə xəbər verəcəyik....
Yunus Suresi, 58. Ayet:
De: “
(Bunlar)
Allahın lütfü və mərhəməti sayəsindədir!” Qoy onlar (buna )sevinsinlər. Bu ki, onların yığdıqlarından daha xeyirlidir....
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah övladlarınız haqqında sizə (belə) tövsiyə edir; kişiyə, iki qadının payı qədər (pay) düşür. Əgər (övladların hamısı) ikidən artıq sayda qadındırlarsa, (vəfat edənin) qoyub getdiyi (malın) üçdə iki hissəsi onlara çatır. Əgər təkcə bir qadındırsa, (mirasın) yarısı ona çatır. Əgər (ölənin) övladı varsa, onun valideyn-lərinin hər birinə qoyub getdiyi (malının) altıda bir hissəsi çatır. Əgər onun övladı yoxdursa, varisi də (ancaq )valideynləridirsə, onun anasına (mirasının) üçdə bir hissəsi düş...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Əgər (vəfat etmiş) zövcələrinizin övladı yoxdursa, onların vəsiyyəti yerinə yetirildikdən və ya borcu ödənildikdən sonra, qoyub getdikləri (malın) yarısı sizindir. Yox əgər onların övladı varsa, onda qoyub getdiklərinin dörddə bir hissəsi sizindir. Əgər sizin övladınız yoxdursa, vəsiyyətiniz yerinə yetirildikdən və ya borcunuz ödənildikdən sonra, qoyub getdiyiniz (malın) dörddə bir hissəsi zövcələrinizə çatır. Yox əgər övladınız varsa, onda qoyub getdiyiniz (malın) səkkizdə bir hissəsi onlara ça...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Onlar dedilər: “
(Bunlar)
qarmaqarışıq yuxulardır. Biz (belə) yuxuların yozumunu bilmirik”....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
O, dənizi də (sizin) xidmətinizə verdi ki, ondan yemək üçün təzə balıq və taxmaq üçün bəzək şeyləri əldə edəsiniz. Sən gəmilərin dənizi yara-yara üzdüyünü görürsən. (Bütün)
(bunlar)
(Allahın) lütfündən (sizə nəsib olanları) axtarıb tapmağınız və şükür etməyiniz üçündür....
Şura Suresi, 36. Ayet:
Sizə verilən hər bir şey dünya həyatının keçici zövqüdür. Allahın yanında olanlar isə daha xeyirli və daha sürəklidir.
(Bunlar)
iman gətirib öz Rəbbinə təvəkkül edənlər üçündür....
Vaqiə Suresi, 38. Ayet:
(Bunlar)
sağ tərəf sahibləri üçündür....
Ənbiya Suresi, 5. Ayet:
Onlar dedilər: “
(Bunlar)
qarmaqarışıq yuxulardır! Xeyr, o bunu özündən uydurmuşdur! Xeyr, o, bir şairdir! Qoy o, əvvəlki elçilərə göndərilən (möcüzələr) kimi bizə də bir möcüzə gətirsin”....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Beləliklə, Biz hər bir peyğəmbər üçün insanlar və cinlərdən olan şeytanlarından düşmənlər müəyyən etdik.
(Bunlar)
aldatmaq məqsədilə bir-birlərinə təmtəraqlı sözlər təlqin edirlər. Əgər Rəbbin istəsəydi, onlar bunu etməzdilər. Onları uydurduqları şeylərlə birlikdə tərk et....
Naziat Suresi, 33. Ayet:
(Bunlar)
sizin və mal-qaranızın faydalanmasından ötrüdür....
Nisa Suresi, 92. Ayet:
Heç bir möminə səhv və xəta (tamamilə xəta üzündən baş verən və ya qəsdən edilənə oxşayan xəta) istisna olmaqla hansısa bir mömini öldürmək yaraşmaz (və bu həm ağıl, həm də şəriət baxımından da rəva deyildir). Kim səhvən bir mömini öldürsə, (qətlin kəffarəsi olaraq) bir mömin qulu azad etməli və öldürülənin qohumlarına (qanbahasını) bağışlamadıqları təqdirdə qanbahası verməlidir. Əgər öldürülən şəxs sizinlə düşmən olan bir dəstədən, özü də mömin olsa, onda (kəffarə olaraq) mömin bir qulun azad e...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Onlar İbrahimin yanına gəlib salam verəndə o dedi: «Salam (olsun sizə).» (Lakin öz-özlüyündə) «
(bunlar)
yad bir dəstədirlər» (dedi)....
Qələm Suresi, 15. Ayet:
Bizim ayələrimiz ona oxunduğu zaman deyər: «
(Bunlar)
keçmişdəkilərin əfsanələridir»....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(Bunlar)
“Rəbbimiz, biz iman etdik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi cəhənnəm odunun əzabından qoru” deyənlər,...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Savaş əsiri olaraq) sahib olduqlarınız xaric, evli qadınlar (da sizə) haram edildi.
(Bunlar)
sizə Allahın əmri olaraq yazılmışdır. Bunlardan başqalarını isə iffətli yaşamaq və zina etməmək şərti ilə mallarınızla (mehirlərini verib) istəməyiniz sizə halal edildi. Onlardan (nikah bağlayıb) faydalanmanız qarşılığında sabit bir haqq olaraq onlara mehirlərini verin. Mehir təyin edildikdən sonra onunla bağlı uzlaşdığınız xüsuslarda sizə günah yoxdur. Şübhəsiz ki, Allah (hər şeyi) haqqı ilə biləndir, ...
Mürsəlat Suresi, 12. Ayet:
(Bunlar)
hansı günə qədər təxirə salınmışdır?...
Nəbə Suresi, 36. Ayet:
(Bunlar)
sənin Rəbbindən olan bir mükafat, bir əta, haqq-hesabdır....
Mutəffifin Suresi, 13. Ayet:
Ayələrimiz onun üçün oxunanda deyən "
(Bunlar)
əvvəlkilərin əfsanələridir!"...