Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Rəd Suresi, 8. Ayet:
Hər bir dişinin nəyə hamilə qaldığını və bətnlərin nəyi əskildib, nəyi artırdığını (körpənin vaxtından əvvəl və ya vaxtından gec doğulacağını) Allah bilir. Hər şey Onun yanında müəyyən bir ölçü ilədir....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Mənə dəmir parçaları gətirin!” Nəhayət, iki dağın arasını eyni səviyyəyə gətirdiyi zaman o: “(Körükləri) üfürün!” - dedi. Onu od halına saldığı zaman: “Mənə gətirin, onun üzərinə ərimiş mis töküm!” - dedi....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(Körpə) dedi: “Həqiqətən, mən Allahın bəndəsiyəm. O mənə Kitabı (İncili) verdi və məni peyğəmbər etdi....
Taha Suresi, 125. Ayet:
(Kor
olaraq həşr olunan kəs) belə deyəcək: “Ey Rəbbim! Nə üçün məni kor olaraq həşr etdin? Halbuki mən (dünyada ikən) görürdüm”....
Hud Suresi, 109. Ayet:
Elə isə bunların (bütpərəstlərin) tapındıqlarının (bütlərin) batil olmasına şübhə etmə. Onlar ancaq atalarının əvvəlcə ibadət etdikləri kimi
(kor
-koranə) ibadət edirlər. Biz onların qismətini əskiltmədən (tamam-kamal) verəcəyik!...
Rum Suresi, 54. Ayet:
Sizi zəif bir şeydən (nütfədən, bir qətrə sudan) yaradan, gücsüzlükdən (körpəlikdən) sonra qüvvətli (cavan) edən, qüvvətli olduqdan sonra (yenidən) taqətsiz (və qoca) edən Allahdır. O, istədiyini yaradır. O, (hər şeyi) biləndir, (hər şeyə) qadirdir!...
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Mənə dəmir parçaları gətirin!” (Onlar gətirdilər). O (Zülqərneyn) iki dağın arasını (dəmir parçaları ilə doldurub) bərabərləşdirən kimi: “(Körükləri) üfürün!” – dedi. (Onlar körükləri üfürdülər). (Zülqərneyn dəmiri) od halına salınca: “Mənə ərimiş mis gətirin, onun üstünə tökün!” dedi. (Dəmir və mis bir-birinə qarışdı, ərimiş mis divarın dəliklərini doldurdu və beləliklə, möhkəm bir sədd əmələ gəldi)....
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Xeyr, (can) boğaza (körpücük sümüklərinə) gəlib yetişəcəyi,...
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
Onların hâli, o kimsenin hâli gibidir ki, o
(kor
kulu bir sahrada) ateş yaktı da çevresini aydınlattığı zaman, tam o sırada Allah nurlarını giderip kendilerini karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. (İşte münafıkların hâli de böyledir. Dünyada selâmet ve emniyet üzere olduklarını sanırlar, fakat öldükleri zaman kendilerine korku ve azâb gelir.)...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı
(kor
kutucusu) olarak gönderdik. Sen Cehennemliklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
Salâvât'a (Allah'tan gelen nurlara, namazlara) ve salât-ı vusta'ya hafîz olun
(kor
uyun, bu namaza kesintisiz devam edin). Ve kalkın, Allah için kânitin olun (Allah'ın huzurunda huşû içinde ve saygı ile uzun süre durun)!...
Bəqərə Suresi, 239. Ayet:
Eğer bir korku hâlindeyseniz, yaya veya binekli olarak giderken kılın,
(kor
kudan) emin olduğunuz zaman da böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı zikredin (namazlarınızı yine her zamanki gibi huşû ile kılın)....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O
(kor
una)nlar bollukta ve darlıkta Allâh için harcarlar, öfke(lerin)i yutkunurlar, insanları affederler. Allâh da güzel davrananları sever....
Ali-İmran Suresi, 173. Ayet:
Onlar ki, kendilerine bazı kimselerin, «Düşmanınız olan insanlar size karşı ordu toplayıp hazırladılar, (aman) onlardan korkun !» demeleri, onların ancak imânını artırdı da, «Allah bize yeter, O ne güzel Vekîl'dir
(kor
uyucu ve gözetici, yardım edici ve sahip akıcıdır)!» dediler....
Nisa Suresi, 5. Ayet:
Allah'ın sizin için geçim kaynağı yaptığı
(kor
uyucusu kılmış olduğu) mallarınızı sefihlere (aklı ermezlere) vermeyin. O mallarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin....
Nisa Suresi, 34. Ayet:
Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah'ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler
(kor
uyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah'ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırm...
Nisa Suresi, 34. Ayet:
Erkekler, kadınlar üzerine kavvamdırlar
(kor
uyup gözeten). Allâh'ın fazlıyla açığa çıkardığı bazı özellikler sebebiyle bazısı diğerinden üstündür, mallarından karşılıksız bağışlarlar. Sâliha kadınlar eşlerine saygılı ve söz dinlerler. Allâh'ın kendilerini korumasıyla gayblarını korurlar (yalnızken başka erkeklerle olmazlar). Serkeşlik yapmasından korktuğunuz (evlilik sorumluluğunu yerine getiremeyecek olmasından çekindiğiniz) eşlerinize öğüt verin (yanlışlarını fark ettirin); (anlamamakta ısrar ...
Nisa Suresi, 75. Ayet:
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve 'Ey Rabb'imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli
(kor
uyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder' diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?...
Nisa Suresi, 75. Ayet:
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli
(kor
uyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?...
Nisa Suresi, 75. Ayet:
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve «Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli
(kor
uyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla» diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
(Rasûlüm, korkulu bir durumdayken) onların içlerinde olup da onlara salâtı ikame ettirdiğinde, onlardan bir grup seninle beraber silahları da yanlarında olarak namaza dursun. . . Secde ettiklerinde (diğerleri) sizin arkanızda
(kor
uyucu) olsunlar. . . (Sonra) salâtı edâ etmemiş diğer grup gelsin, seninle birlikte salâtı ikame etsin. . . (Onlar da) tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. . . O hakikat inkârcıları arzu ederler ki, keşke siz silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gâfil olsanız da, ani bir ...
Nisa Suresi, 103. Ayet:
Namazı kıldınızmı, gerek ayakta, gerek oturarak, gerekse yanlarınız üzerine bulunurken Allah'ı anın,
(kor
kuyu atıp) kalbiniz yatışınca da tam olarak namazı kılın. Çünkü namaz belirli vakitlerde mü'minler üzerine farz kılınmıştır....
Nisa Suresi, 103. Ayet:
(O korku anında) namazı bitirince de, artık ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerine (yatar) iken Allah’ı zikredin! Fakat
(kor
kudan) emîn olduğunuz zaman, artık namazı (bildiğiniz şekilde) hakkıyla edâ edin! Muhakkak ki namaz, mü’minler üzerine vakitleri belirli (bir farz) olarak yazılıdır....
Nisa Suresi, 135. Ayet:
Ey imân edenler! Haktan yana olup adaleti sapasağlam ayakta tutun, Allah için şâhidler olun. İsterse kendinizin veya ana-babanızın ya da yakınlarınızın aleyhine olsun (adaletten şaşmayın), isterse onlar zengin veya fakir bulunsun.. Allah onları
(kor
umada) sizden elbette öndedir ve daha yeğdir. Artık hak ve adalette (kendi) heves(iniz)e uymayın. Eğer dilinizi (hak ve adaleti yerine getirmede) büker veya yüzçevirirseniz, (bilmiş olun ki), Allah yaptıklarınızdan haberlidir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Allah'a îmân edip onur ile tutunanlar
(kor
unanlar)ı Allah kendinden bir rahmet ve lütuf içine koyacaktır ve kendi tarafına onlar için doğru bir yol gösterecektir....
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Herhalde ancak Allah'a yönelip duâ edersiniz, artık O dilerse,
(kor
kup) kendisine duâ ettiğiniz şeyi giderir; siz de O'na ortak koştuğunuz şeyi unutursunuz....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
1.
ve huve
: ve O
2.
el kâhiru
: kahhar, yakalayan, kuvvet ve güç sahibi
3.
fevka
: üzerinde
4.
ibâdi-hî
: (O'nun)...
Ənam Suresi, 61. Ayet:
Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici
(kor
uyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu resûllerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
"HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kaahir! İrsâl eder üzerinize hafazayı
(kor
uyucu kuvveleri). . . Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz - işlevlendirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!...
Ənam Suresi, 81. Ayet:
«Hem Allahın size (haklarında) hiç bir delîl ve bürhan indirmediği şeyleri siz (Ona) eş tanıdığınızdan korkmazken ben eş tutduğunuz o nesnelerden nasıl korkarım? Şimdi biliyorsanız (söyleyin) iki zümreden hangisi
(kor
kudan) emîn olmıya daha lâyıkdır?» ...
Ənam Suresi, 81. Ayet:
Hem, size hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri gerçekten siz Allah’a şirk koşmaktan korkmazken, (ben) şirk koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım? Öyle ise iki tarafdan hangisi
(kor
kudan) emîn olmaya daha lâyıktır? Eğer biliyorsanız (haydi söyleyin)!...
Ənam Suresi, 82. Ayet:
Âmenû olan kimseler ve îmânlarını zulümle karıştırmayanlar, işte onlar
(kor
kudan) emindirler. Ve onlar hidayete erenlerdir....
Ənam Suresi, 82. Ayet:
Îman edenler, bununla beraber îmanlarını haksızlıkla da bulaşdırmayanlar, işte (ancak) onlardır ki
(kor
kudan) emîn olmak hakkı kendilerinindir. Onlar doğru yolu bulmuş kimselerdir. ...
Ənam Suresi, 89. Ayet:
İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek
(kor
uyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır....
Ənam Suresi, 102. Ayet:
İşte Rabblniz, Allah budur! O'ndan başka ilâh yoktur; her şeyi yaratan O, artık O'na kulluk edip tapın. O, her şeye vekildir,
(kor
uyup düzen ve dengede tutan, belli kanunlarına göre tasarrufta bulunan O'dur)....
Əraf Suresi, 64. Ayet:
Fakat onu yalanladılar, bu yüzden onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve âyetlerimizi yalanlayanları boğduk. Muhakkak ki; onlar âmâ (kör) bir kavim oldu(lar)....
Əraf Suresi, 97. Ayet:
O memleketlerin halkı, kendileri geceleyin uyurlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından
(kor
kmayıb) emin mi oldu (lar)? ...
Əraf Suresi, 98. Ayet:
Yoksa o memleketlerin ehâlîsi, kendileri güpegündüz oynarlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından mı
(kor
kmayıb) emîn oldu (lar)? ...
Əraf Suresi, 170. Ayet:
O
(kor
una)nlar ki Kitaba sımsıkı sarılırlar ve namazı kılarlar; elbette biz, iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz....
Əraf Suresi, 196. Ayet:
Benim velim, Kitabı indiren Allah'tır. O, iyileri yönetir
(kor
ur)....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Hani O, kendinden bir sükûn ve güven hâli oluşturuyordu; sizi onunla (nefsanî duygulardan) arındırmak, sizden şeytanın pisliğini
(kor
ku, evham) gidermek, şuurunuzdaki Hak müşahedesini kuvvetlendirmek ve ayakları (-nızı) (bu ilimle) sâbit tutmak için de üzerinize semâdan bir su inzâl ediyordu (SU, ilmî marifet; kesinlikle Allâh muradı neyse onun yerine geleceğine, yakîn hâline işaret eder). (Bu âyet benzetme yollu anlatımın örneğidir. Zira olay sırasında gökten yağan su - yağmur, ayakları yere ba...
Ənfal Suresi, 15. Ayet:
Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin.
(Kor
kup kaçmayın)....
Ənfal Suresi, 15. Ayet:
Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin.
(Kor
kup kaçmayın)....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Ve (şunu da bilin ki) (ey müminler,) düşmanı öldüren siz değildiniz, Allahtı onları öldüren, ve
(kor
ku) saldığın zaman sen değildin (ey Peygamber, onların içine korku) salan, fakat Allahtı
(kor
ku) salan: Ve (O bütün bunları) Kendi belirlediği güzel bir sınavla müminleri sınamak için yaptı. Muhakkak ki Allah her şeyi işiten, her şeyi hakkıyla bilendir!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse
(kor
kmayın). Bilin ki Allah sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır O! ...
Ənfal Suresi, 45. Ayet:
Ey imân edenler! (savaşmak üzere çıkan) düşman topluluğu ile karşılaştığınız vakit,
(kor
kmayın) sebat edin, Allah'ı çokça anın ki kurtuluşa (ve başarıya) eresiniz....
Ənfal Suresi, 48. Ayet:
O zaman şeytân onlara yaptıkları işi süslemiş: "Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur,
(kor
kmayın), ben sizin yanınızdayım!" demişti. Fakat iki topluluk birbirini görünce iki ökçesi üzerine (geriye) dönüp: "Ben sizden uzağım, ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım, zira Allâh'ın cezâsı çetindir!" demişti....
Ənfal Suresi, 57. Ayet:
Fakat onları, harpte yakaladığın zaman onları öyle yıldır
(kor
kut ki); onların arkasındakiler, böylece tezekkür etsinler....
Ənfal Suresi, 62. Ayet:
Eğer sana hile yapmak isterlerse
(kor
kma) Allâh sana yeter. O ki, yardımıyle seni ve mü'minleri destekledi....
Tövbə Suresi, 46. Ayet:
Eğer onlar (harbe) çıkmak isteselerdi elbet bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranmalarını çirkin gördü de kendilerini
(kor
kaklıkları ve tenbellikleri yüzünden evlerinde) alıkoydu. Onlara: «Oturun oturanlarla beraber» denildi. ...
Tövbə Suresi, 56. Ayet:
Allâh namına yemin ediyorlar ki kendileri kesinlikle sizdenmişler! (Oysa) onlar sizden değillerdir! Ne var ki onlar korkuda şiddetli
(kor
kak) bir kavimdir....
Tövbə Suresi, 56. Ayet:
Ve Allah'a yemin ederler ki, onlar da muhakkak sizlerdendir. Ve halbuki, onlar sizden değildirler. Velâkin onlar
(kor
kudan) ödleri patlar bir kavimdir....
Hud Suresi, 43. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
se-âvî
: ben sığınacağım
3.
ilâ cebelin
: bir dağa
4.
ya'sımu-nî
: beni korur, koruyacak
Hud Suresi, 81. Ayet:
(Bunun üzerine melekler:) "Ey Lut, bak, biz senin Rabbinin elçileriyiz!
(Kor
kma,) (düşmanların) sana asla ilişemeyecekler! Artık, ailenle beraber gecenin bir vaktinde yola çık; aranızdan kimse arkasına bakmasın, karının dışında (ailenden kimse arkada kalmasın): çünkü, bil ki, onların başına gelecek olan onun da başına gelecek. Onlar için belirlenmiş vakit tam da (bu) sabah; eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı?...
Yusif Suresi, 12. Ayet:
Yarın onu bizimle gönder. Bol bol yesin ve oynasın. Ve muhakkak ki; biz, onu gerçekten muhafaza edenleriz
(kor
uyanlarız)....
Yusif Suresi, 33. Ayet:
(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara
(kor
karım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum."...
Yusif Suresi, 33. Ayet:
(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim zindan bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara
(kor
karım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum."...
Yusif Suresi, 33. Ayet:
(Yusuf) Dedi ki: «Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Onların kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara
(kor
karım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum.»...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
(Yûsuf dedi ki:) 'Hâlbuki (ben) nefsimi temize çıkarmıyorum. Muhakkak ki nefis, dâimâ kötülüğü emredicidir; ancak Rabbimin merhamet ettiği
(kor
uduğu kimse)müstesnâ. Şübhesiz ki Rabbim, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.'...
Yusif Suresi, 108. Ayet:
De ki (Habîbim:) «işte bu, benim yolumdur. Ben (insanları) Allaha (körü körüne değil) bir basıyret üzere da'vet ediyorum. Ben de, bana tâbi olanlar da (böyleyiz). Allahı (ortaklardan) tenzîh ederim. Ben müşriklerden değilim». ...
Yusif Suresi, 108. Ayet:
De ki: “İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, Ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. (Kör bir saplantı içinde değiliz.) Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim. Ve ben ortak koşanlardan değilim.”...
Rəd Suresi, 17. Ayet:
O, gökden bir su indirmişdir de vadiler kendi mıkdarlarınca sel olmuşdur. Sel de yüze çıkan bir köpük yüklenib götürmüşdür. Bir zînet veya bir meta ara (yıp yap) mak için ateşde üzerine (körükleyib) yakdıkları şeylerden (ma'denlerden) de bunun gibi bir köpük (posa hasıl olur). İşte Allah, hak ile baatılı böyle çarpışdırır. Amma köpük atılır gider. İnsanlara fâide verecek olan şey'e (asla, cevhere) gelince: İşte bu, yer yüzünde kalır. Allah böylece misâller irâd eder. ...
Hicr Suresi, 46. Ayet:
1.
udhulû-hâ
: oraya girin
2.
bi selâmin
: selâm ile, selâmetle
3.
âminîne
: emin
(kor
kusuz) olarak
...
Hicr Suresi, 73. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
ehazethum
: onları aldı, yakaladı
3.
es sayhatu
: bir sayha
(kor
kunç ses dalgası)
4.
muşrikîne
...
Hicr Suresi, 73. Ayet:
Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha
(kor
kunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı....
Hicr Suresi, 73. Ayet:
Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o
(kor
kunç) ses yakalayıverdi. ...
Hicr Suresi, 73. Ayet:
Nihâyet gündoğumuna ulaşan kimseler iken o
(kor
kunç) ses onları yakaladı....
Hicr Suresi, 83. Ayet:
Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha
(kor
kunç bir ses) yakaladı....
Hicr Suresi, 83. Ayet:
Bunları da o
(kor
kunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)...
Hicr Suresi, 83. Ayet:
Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o
(kor
kunç) ses yakalayıverdi. ...
Hicr Suresi, 83. Ayet:
Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o
(kor
kunç) ses yakaladı....
Nəhl Suresi, 112. Ayet:
Ve Allah,
(kor
kudan) emin ve mutmain (huzurlu, tatmin olmuş) olan bir şehri (halkını) misal verdi. Onun rızkı, heryerden bol bol geliyordu. Fakat o (şehir halkı), Allah'ın ni'metlendirmesine nankörlük etti. Bundan sonra Allah, onlara yapmış olduklarından dolayı açlık ve korku libasını tattırdı....
İsra Suresi, 57. Ayet:
İşte o çağırdıkları (da), kendi Rab'lerine “onların hangisi daha yakındır” diye (O'na en yakın) vesileyi ararlar ve O'nun rahmetini ümit ederler, O'nun azabından korkarlar. Muhakkak ki Rabbinin azabı, hazer edilendir
(kor
kulandır)....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Onların çağırdıkları da, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı
(kor
kunçtur), sakınılacak bir azaptır....
İsra Suresi, 68. Ayet:
Öyleyse sizi, kara tarafında yere geçirmesinden (geçirmeyeceğinden) veya sizin üzerinize, taş yağdıran bir fırtına göndermesinden (göndermeyeceğinden) emin mi oldunuz? Sonra sizin için bir vekil
(kor
uyucu) bulamazsınız....
İsra Suresi, 68. Ayet:
Sizi kara tarafında yerin dibine geçirmeyeceğinden veya başınıza taş yağdırmayacağından emin mi oldunuz? Sonra kendinize bir vekil
(kor
uyucu) da bulamazsınız....
İsra Suresi, 72. Ayet:
Kim bu dünyada âmâ (hakikati göremeyen) ise o, gelecek sonsuz yaşamda da âmâdır (kördür)! (Düşünce) yolu (tarzı) itibarıyla daha da sapmıştır!...
İsra Suresi, 86. Ayet:
Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil
(kor
uyucu) bulamazsın....
Kəhf Suresi, 18. Ayet:
1.
ve tahsebu-hum
: ve onları sanırsın
2.
eykâzan
: uyanık
3.
ve hum rukûdun
: ve onlar uykudadır
4.
ve nukallibu-hum
...
Kəhf Suresi, 44. Ayet:
İşte o durumda velilik
(kor
uyuculuk) yalnız hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevâp da daha hayırlıdır, sonuç da daha hayırlıdır....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihayet üstüne güneşin (ilk önce) doğduğu yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı
(kor
unacak) hiç bir siper yapmamışdık. ...
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
“Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası aynı seviye olunca üfleyin (körükleyin).” dedi. Onu ateş haline koyunca, “Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim.” dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Bana, demir kütleleri getirin. Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi doldurunca): "Üfleyin (körükleyin)!" dedi. Artık onu kor haline sokunca: "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim" dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
«Bana, demir kütleleri getirin.» Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi doldurunca): «Üfleyin (körükleyin)!» dedi. Artık onu kor haline sokunca: «Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim» dedi....
Məryəm Suresi, 72. Ayet:
Sonra korunanları
(kor
unmanın getirisi, nurânî kuvve sahiplerini) kurtarırız; nefsine zulmedenleri de dizüstü orada bırakırız....
Taha Suresi, 39. Ayet:
(Onu sandığa koymasını, sonra onu denize (Nil Nehri'ne) bırakmasını (vahyetmiştik). Böylece deniz, onu sahile atsın, Benim ve onun düşmanı, onu alsın. Ve gözümün önünde
(kor
umam altında) yetiştirilmen için sana, Kendimden muhabbet (sevgi) verdim....
Taha Suresi, 78. Ayet:
Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren
(kor
kunç boğulma) sarıverdi...
Taha Suresi, 102. Ayet:
O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri
(kor
kudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün Sûr'a üfürülecek, o gün suçlu günahkârları gözleri
(kor
ku ve heyecandan) gömgök olarak biraraya toplayacağız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri
(kor
kudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün ki, sûra (ikinci kez) üfürülür ve o gün günahkârları, gözleri gömgök (kör)olarak haşrederiz....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O Gün ki, sura üflenir; o Gün ki, suçlu olanları, gözleri
(kor
ku ve şaşkınlıktan) donuklaşmış olarak bir araya toplayacağız;...
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sûra üfleneceği gün, Biz suçlu kâfirleri, gözleri
(kor
ku ve heyecandan) gömgök vaziyette haşredip toplayacağız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün Sûr'a üflenir ve o gün suçluları, gömgök (kör bir durumda) süreriz....
Taha Suresi, 103. Ayet:
Aralarında
(kor
kularından) gizlice şöyle konuşacaklar: “- Dünyada ancak on gece kaldınız, değil mi?”...
Taha Suresi, 126. Ayet:
Allah buyurur ki: “- Cezan böyle, sana ayetlerimiz geldi de onları unuttun. İşte (onları unuttuğun gibi) bugün de öylece unutuluyorsun (körlük ve azab içine bırakılıyorsun).”...
Ənbiya Suresi, 42. Ayet:
1.
kul
: de
2.
men
: kim
3.
yekleu-kum
(kelee)
: sizi korur, himayesine alır
:
(kor
udu, himaye etti)
4.
bi el leyli
...
Ənbiya Suresi, 42. Ayet:
De ki: «Allah (ın) geceleyin, gündüzün (gelebilecek azabına karşı) o çok esirgeyici olan (Allahdan başka) sizi koruyabilir»? Hayır, onlar
(kor
kmak şöyle dursun) Rablerini hatırlayıb anmakdan (bile) yüz çeviricidirler. ...
Ənbiya Suresi, 97. Ayet:
Ve hak vaad yaklaştı. İşte o zaman kâfir olanların gözleri
(kor
ku ile) büyür. (Derler ki): “Bize yazıklar olsun. Biz bundan gaflet içindeydik. Meğer biz zalimler olmuşuz (kendimize zulmetmişiz).”...
Ənbiya Suresi, 103. Ayet:
O en büyük dehşet
(kor
ku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): “Bu, sizin vaadolunduğunuz gününüzdür.”...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden sakının! Çünki kıyâmetin zelzelesi, pek büyük
(kor
kunç)bir şeydir....
Həcc Suresi, 46. Ayet:
1.
e fe lem yesîrû
: dolaşmadılar mı (dolaşmıyorlar mı, gezmiyorlar mı)
2.
fî el ardı
: yeryüzünde
3.
fe tekûne
: o zaman olur
4.
...
Həcc Suresi, 65. Ayet:
Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akıp giden gemileri hep sizin buyruğunuz altına verdi. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o
(kor
uyup havada) tutuyor. Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir....
Möminun Suresi, 1. Ayet:
Mü'minler muhakkak felah bulmuşdur
(kor
kduklarından emîn, umduklarına nail olmuşlardır). ...
Möminun Suresi, 2. Ayet:
O kimseler (o mü’minlerdir) ki, onlar namazlarında huşû'
(kor
ku ve eziklik) içinde olanlardır....
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Nihâyet, o
(kor
kunç) ses onları hak ile yakaladı da onları bir sel süprüntüsü hâline getirdik. Artık o zâlimler topluluğu helâk olsun!...
Nur Suresi, 37. Ayet:
Öyle adamlar ki, ne ticaret, ne alım-satım onları Allah'ı anmaktan, zekâtı vermekten alıkoymaz. Kalblerin ve gözlerin
(kor
kudan) döneceği günden korkarlar....
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah, sizden âmenû olanlara ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenlere, kendilerinden öncekileri yeryüzünde halife kıldığı gibi mutlaka onları da halife kılacağını ve onlara, onlar için razı olduğu dînlerini mutlaka sağlamlaştıracağını ve korkularından sonra
(kor
kularını) mutlaka güvenliğe çevireceğini vaadetti. Bana kul olurlar, hiçbir şeyle (Bana) şirk koşmazlar. Bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar, onlar fasıklardır....
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâ (kör) olana bir güçlük yoktur. Ve sakat olana, hasta olana bir güçlük yoktur. Ve size de evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz (yerlerde) veya arkadaşlarınızda yemek yemenizde bir güçlük yoktur. Topluca veya ayrı ayrı yemeniz de size günah ...
Nur Suresi, 63. Ayet:
Peygamber'e (kendisiyle konuşurken) seslenmenizi, kendi aranızda birbirinize seslendiğiniz gibi saymayın. İçinizden birbirini siper edinip sıvışarak gidenleri elbette Allah bilir. Artık Peygamber'in emrine muhalefef edenler, kendilerine bir fitnenin dokunmasından veya kendilerine elem verici bir azâbın erişmesinden
(kor
kup) çekinsinler....
Furqan Suresi, 43. Ayet:
Arzu ve hevesini tanrı edineni gördün mü ? Yoksa sen mi onun üzerine
(kor
uyucu, kurtarıcı) vekîl olacaksın ?...
Şüəra Suresi, 13. Ayet:
ve göğsümün daralacağından ve dilimin dolaşacağından
(kor
kuyorum); bu yüzden, (bu emri) Harun'a tevdi et....
Şüəra Suresi, 56. Ayet:
Ve muhakkak ki biz, gerçekten sakınılan
(kor
kulan) bir topluluğuz....
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
Hani kardeşleri Hud onlara dedi ki: "Korkup sakınmaz mısınız
(kor
unun; takva elde edin!)?"...
Şüəra Suresi, 215. Ayet:
Ve mü'minlerden, sana tabi olanlara
(kor
uyucu) kanatlarını ger....
Şüəra Suresi, 215. Ayet:
Ve inançlılardan sana tabi olanlara
(kor
uyucu) kanatlarını ger....
Şüəra Suresi, 215. Ayet:
Ve mü'minlerden, sana tabi olanlara
(kor
uyucu) kanatlarını ger....
Nəml Suresi, 10. Ayet:
"Şimdi asanı yere bırak!" Fakat (Musa) asasının yılan gibi hızla hareket ettiğini görünce
(kor
kuyla) arkasına bakmadan dönüp kaçtı. "Ey Musa, korkma!" (dedi, Allah,) "Çünkü, Benim Katımda mesaj taşıyıcılar için korku yok!...
Nəml Suresi, 10. Ayet:
"Asânı at!" (Mûsâ attığı) asâsının küçük bir yılan gibi titreştiğini görünce
(kor
kudan) arkaya dön(üp kaç)dı, geri dön(üp bak)madı (bile). "Ey Mûsâ korkma, çünkü ben (evet), benim huzûrumda elçiler korkmaz(lar)."...
Nəml Suresi, 11. Ayet:
Bir haksızlık yapıp da sonra kötülüğü iyiliğe çeviren kimse için de
(kor
ku yok)! Çünkü, çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı Benim, Ben!"...
Nəml Suresi, 84. Ayet:
Nihayet (hesâb yerine) geldikleri zaman (Allah) buyurur ki: «Siz benim âyetlerimi, onları hiçbir bilgi ile kavramadığınız halde (körü körüne), tekzîb mi etdiniz? Ne idi o ısraar ile yapdığınız»? ...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Mûsa, (on senelik hizmet) müddetini bitirince ve (evlenmiş olduğu) ailesiyle (Mısır tarafına) yola çıkınca Tûr tarafından bir ateş gördü. Ailesine dedi ki, siz durun. Ben bir ateş gördüm; umarım ki, oradan (şaşırdığımız yolu gösterecek) size bir haber getiririm, yahud o ateşten bir parça
(kor
); belki ateş yakar ısınırsınız....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Musa belirlenen süreyi doldurup ailesiyle yola çıktığı zaman, Tur tarafından bir ateş hissetti. Ailesine: «Durun, ben bir ateş hissettim, umarım size ondan bir haber veya o ateşe bir eksi
(kor
) getiririm de belki bir ocak yakıp ısınırsınız.» dedi....
Qəsəs Suresi, 31. Ayet:
"Asânı at!" (Mûsâ attığı kocaman) asâ'sının küçük bir yılan gibi titreş(ip hareket et)tiğini görünce
(kor
kudan) öyle dönüp kaçtı (ki) arkasına bile bakmadı: "Ey Mûsâ, dön, korkma, sen güvende olanlardansın."...
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
«Elini yakanın içine sok. Âfetsiz, bembeyaz olarak çıkacakdır o. Korkudan (kanad gibi açılan) ellerini kendine (birbirine) kavuşdur
(kor
kma). İşte bu iki (mu'cize) Fir'avna ve cemaatına Rabbinden iki burhandır. Çünkü onlar fâsıklar güruhudur» diye (buyuruldu). ...
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Biz, insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim....
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Biz, insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim....
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman, size yapmış olduklarınızı haber vereceğim....
Ənkəbut Suresi, 40. Ayet:
Bunun üzerine (biz de) her birini günâhı sebebiyle yakaladık. Artık onlardan kiminin üzerine, (taş yağdıran) bir kasırga gönderdik! İçlerinden kimini de o
(kor
kunç) ses yakaladı! Onlardan bazısını ise yere batırdık! İçlerinden bazısını da suda boğduk! Hâlbuki Allah onlara zulmediyor değildi; fakat onlar (bu isyanlarıyla) kendilerine zulmediyorlardı....
Ənkəbut Suresi, 67. Ayet:
Görmezler mi ki çevrelerindeki insanlar
(kor
ku ve ümitsizlik içinde) paniğe kapılmışken (Bize inananlar için) güvenli bir sığınak oluşturmuşuz? Yoksa hala geçersiz ve anlamsız şeylere inan(maya devam ed)ip Allah'ın nimetini inkar mı edecekler?...
Rum Suresi, 12. Ayet:
O saat başladığı (kıyamet koptuğu) gün, günahkârlar
(kor
ku ve ümitsizlik) içinde susup kalırlar....
Loğman Suresi, 15. Ayet:
Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm....
Loğman Suresi, 15. Ayet:
Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm....
Əhzab Suresi, 10. Ayet:
Hani onlar üstünüzden ve alt tarafınızdan gelmişlerdi, gözler (şaşkınlıktan ötürü) kaymış, yürekler
(kor
kudan) hançerelere dayanmıştı. Allâh hakında türlü zanlarda bulunuyordunuz....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve onlardan bir taife (topluluk): "Ey Yesrib (Medine) halkı, sizin için (burada) duracak yer yok! Artık dönün." dedi. Onlardan (diğer) bir grup, peygamberden: "Muhakkak ki evlerimiz muhafazasızdır
(kor
umasızdır)." diyerek izin istiyorlardı. Ve evleri korumasız değildi, sadece (savaştan) kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Hani onlardan bir grup, “Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi geri dönün” demişti. Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık
(kor
umasız)” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık
(kor
umasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Yine o vakit onlardan (o münâfıklardan) bir tâife: 'Ey Yesrib (Medîne) halkı!(Burada) sizin için duracak yer yok, hemen dönün!' demişti. Onlardan bir fırka da: 'Gerçekten evlerimiz açık
(kor
unmaya muhtaç)tır' diyerek peygamberden izin istiyordu. Hâlbuki o (evleri) açık değildi. Sâdece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 17. Ayet:
De ki: "Eğer Allah sizin için bir kötülük dilese, sizi Allah'tan kim korur
(kor
uyabilir)? Veya sizin için rahmet dilese..." Onlar Allah'tan başka kendilerine dost ve yardımcı bulamazlar....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
ve (böyleleri) size yapılan yardımı kıskanırlar. Ama sonra bir tehlike ile karşılaşınca da, ölümün gölgesinde yaşayan biri gibi,
(kor
kuyla) gözleri dönmüş bir şekilde, (ey peygamber, yardım dilemek için) sana baktıklarını görürsün: tehlike geçince de iyiliğinizi çekemeyip siz (müminleri) sivri dilleri ile incitirler! Bu (gibi) insanlar, iman etmiş değillerdir, bu yüzden Allah onların yaptıklarını boşa çıkarır, bu Allah için kolaydır....
Əhzab Suresi, 20. Ayet:
Münafıklar sanıyorlar ki, (Hendek savaşında Allah’ın perişan ettiği) düşman birlikleri (Medine etrafından) gitmediler. Eğer o düşman birlikleri ikinci bir defa daha (savaş için) gelecek olsa, münâfıklar,
(kor
kularından Medine dışında) çöllerdeki Bedevîler arasında bulunub da (Medine tarafından gelip geçenlerden karşılaştığınız hadiselere ait) haberlerinizden sormayı arzularlar. İçinizde kalacak olsalar da ancak (gösteriş için) pek az savaşırlar....
Əhzab Suresi, 20. Ayet:
(Kor
kaklıklarından ötürü düşman) Orduların(ın Medine'den) gitmediklerini sanıyorlardı. Eğer o ordular (ikinci kez) gelseler, bunlar çölde bedevi Araplar arasında bulunmayı, sizin haberlerinizi (başınıza gelecek olayları) oradan sorup öğrenmeyi arzu ederlerdi. İçinizde bulunsalardı dahi pek az dövüşürlerdi....
Əhzab Suresi, 21. Ayet:
Gerçek şu ki, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü
(kor
ku ve umutla bekleyen) ve O'nu her daim anan kimseler için Allah'ın Elçisi güzel bir örnek teşkil eder....
Əhzab Suresi, 22. Ayet:
Mü'minler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise
(kor
kuya kapılmadan) dediler ki: "Bu, Allah'ın ve Resûlü'nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı....
Əhzab Suresi, 22. Ayet:
Mü'minler (düşman) orduları(nı) gördükleri zaman
(kor
kmadılar): "Bu Allâh'ın ve Resulünün, bize va'dettiği (zafer)dir. Allâh ve Resulü doğru söylemiştir." dediler. Ve bu, onların sadece imanlarını ve teslimiyetlerini artırdı....
Əhzab Suresi, 22. Ayet:
Mü'minler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise
(kor
kuya kapılmadan) dediler ki: «Bu, Allah'ın ve Resulü'nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resulü doğru söylemiştir.» Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı....
Səba Suresi, 41. Ayet:
Melekler: "Sen, kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!" derler, "Bize yakın olan (yalnız) Sensin, onlar değil! Hayır, onlar (bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında) duyuları ile kavrayamadıkları güçlere (körcesine) tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı"....
Səba Suresi, 41. Ayet:
(Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz
(kor
uyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı."...
Fatir Suresi, 19. Ayet:
Ve âmâ (kör) olanla basiret sahibi olan (gören) müsavi (eşit) olmaz....
Fatir Suresi, 19. Ayet:
Âmâ (kör) ile basîr (gören) bir olmaz....
Fatir Suresi, 24. Ayet:
Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı
(kor
kutucusu) olarak gönderdik. Her millete mutlaka bir uyarıcı gönderilmiştir....
Fatir Suresi, 41. Ayet:
Şübhesiz ki Allah gökleri ve yeri zeval bulmalarından
(kor
umak için bizzat) tutmakdadır. Eğer onlar zeval bulurlarsa andolsun ki, ondan sonra kimse bunları tutamaz. Hakıykaten o (Allah) ukuubetde aceleci değildir. Çok yarlığayıcıdır. ...
Yasin Suresi, 29. Ayet:
(Onların cezâsı) sâdece
(kor
kunç) bir ses oldu; öyleki onlar (hayat cihetiyle) o anda sönüveren kimseler kesildiler!...
Saffat Suresi, 7. Ayet:
Ve (onu) her âsî şeytandan muhâfaza ederek
(kor
uduk)....
Saffat Suresi, 19. Ayet:
Artık o (dirilme işi), sâdece
(kor
kunç) bir sesten ibârettir; bir de bakarsın ki onlar(dirilmiş de etraflarına) bakıyorlar!...
Sad Suresi, 22. Ayet:
Dâvud (a.s)'ın yanına girdikleri zaman (Dâvud a.s) onlardan dehşete kapıldı
(kor
ktu). "Korkma! Birbirine haksızlık etmiş iki hasımız (davacıyız). Artık aramızda sen, hak ile hükmet. Aşırı gitme (haksızlık etme)! Bizi orta yola (adaletli çözüme) ulaştır."...
Zümər Suresi, 9. Ayet:
Gece boyunca secde ederek ve kıyamda (ayakta) durarak kanitin olan, ahiretten çekinen
(kor
kan) ve Rabbinin rahmetini dileyen mi? De ki: "(Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak ulûl'elbab (daimî zikir sahipleri) tezekkür eder."...
Zümər Suresi, 41. Ayet:
Şüphesiz ki biz, insanlar için sana, Kitab'ı hakk ile indirdik. Artık kim doğru yola gelirse kendi lehine gelmiş olur; kim de sapıtırsa, kendi aleyhine sapıtmış olur. Sen onlar üzerinde
(kor
uyucu) bir vekîl değilsin....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sûr'a üflenmiş, göklerde ve yerde olanlar
(kor
kudan) bayılmışlar, ancak Allâh'ın dilediği sarsılmamıştır. Sonra ona bir daha üflenmiştir, birden onlar kalkmış, bakıyorlardır....
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Onları yaklaşan güne karşı uyar. Zira (o gün) yürekler,
(kor
kudan âdetâ yerinden sökülüp) gırtlaklara dayanmıştır; (kederlerini) yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne bir dostu, ne de sözü tutulur bir aracıları yoktur....
Mömin Suresi, 29. Ayet:
'Ey kavmim! Bu memlekette üstünlük sağlamış kimseler olarak bu gün mülk(hâkimiyet), sizindir. Şâyet bize gelirse, Allah’ın azâbından
(kor
umak üzere) bize kim yardım edebilir?' Fir'avun dedi ki: '(Ben) size ancak kendi gördüğümü gösteriyorum (siz buna bakacaksınız) ve size ancak doğru yola rehberlik ediyorum.'...
Mömin Suresi, 31. Ayet:
«Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin adeti mislinden
(kor
kuyorum) ve Allah kulları için bir zulüm irâde buyurmaz.»...
Mömin Suresi, 33. Ayet:
Arkanızı dönüp kaçmaya çalışacağınız o süreçte, sizi Allâh'tan
(kor
uyacak) bir koruyucu olmaz! Allâh kimi saptırırsa onun için hidâyet edici yoktur....
Mömin Suresi, 56. Ayet:
Kendilerine gelmiş kat'î bir delîl (ve salâhiyyet) olmaksızın (körü körüne) Allahın âyetleri hakkında mücâdele edenlerin göğüslerinde, hiç şübhe yok ki, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük (hevesin) den başka bir şey yokdur. Hemen sen (onların şerrinden) Allaha sığın. Çünkü O, (dediklerini) bizzat işiden, (yapdıklarını) hakkıyle görendir. ...
Fussilət Suresi, 12. Ayet:
Böylece onları, iki günde yedi gök yaptı ve her göğe emrini (kanunlarını) vahyetti. Biz, en yakın göğü lambalarla ve koruma ile
(kor
uyucu güçlerle) donattık. İşte bu, o güçlü, bilen (Allâh)ın takdiridir....
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
Semud'a (Sâlih'in halkına) gelince, biz onlara hidâyet ettik de onlar âmâlığı (körlüğü) sevip, hüdaya (hakikate) tercih ettiler. . . Bu hâlleri yüzünden kazandıkları ile horlayıcı - alçaltıcı azabın yıldırımı kendilerini yakaladı....
Şura Suresi, 6. Ayet:
Onlar ki, Allah'ı bırakıp başka (tanrıları) dost ve sahip edindiler, Allah, onlar üzerinde görüp gözetleyicidir ve sen onlar üzerinde
(kor
uyucu, savunucu, gözetleyici) vekîl değilsin....
Şura Suresi, 22. Ayet:
Zalimleri göreceksin ki, kazanmış oldukları şeylerden dolayı korkuculardır. Ve o
(kor
ktukları şey) onlara vaki olacaktır ve imân edenler ve sâlih sâlih amellerde bulunanlar ise cennetlerin bahçelerindedir. Onlar için Rablerinin indinde diledikleri şeyler vardır. İşte budur o en büyük inâyet....
Zuxruf Suresi, 4. Ayet:
O, ana kitapta
(kor
unur), katımızda üstündür, bilgedir....
Zuxruf Suresi, 36. Ayet:
Kim (dünyevî - dışa dönük şeylerle) Rahmân'ın zikrinden (Allâh Esmâ'sının hakikati olduğunu hatırlayarak bunun gereğini yaşamaktan) âmâ (kör) olursa, ona bir şeytan (vehim, kendini yalnızca beden kabulü ve beden zevkleri için yaşama fikri) takdir ederiz; bu (kabulleniş), onun (yeni) kişiliği olur!...
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
"Onu (kendi) uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Onu uydurmuşsam, beni Allâh'tan
(kor
uyacak) bir güce sahip değilsiniz. . . 'HÛ', O'nun hakkında ileri gittiğinizi daha iyi bilir. . . Benimle sizin aranızda şahidim olarak O kâfidir. . . O, Ğafûr'dur, Rahıym'dir. "...
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Eğer hakikat bilgisini inkâr edenler sizinle savaşsalardı, elbette arkalarını dönüp kaçacaklardı. . . Sonra da hiçbir velî
(kor
uyucu) ve yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli
(kor
uyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Küfredenler sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli
(kor
uyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı....
Fəth Suresi, 22. Ayet:
Kâfir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli
(kor
uyucu dost), ne de bir yardımcı bulamazlardı....
Qaf Suresi, 4. Ayet:
Arzın onlardan noksanlaştırdığı şeyi (yaşlılığın eksilttiklerini) gerçekten bilmişizdir. . . Kitab-ı Hafiyz
(kor
uyup kayıt eden kitap = memory) indîmizdedir (varlığın ruhunda)....
Tur Suresi, 10. Ayet:
ve dağların
(kor
kunç) bir hareketle (yerlerinden oynayıp) harekete geçecekler(i Gün)....
Tur Suresi, 26. Ayet:
Dediler ki: "Doğrusu biz daha önce ehlimiz içinde
(kor
kudan) titreyenler idik. "...
Tur Suresi, 48. Ayet:
Rabbinin hükmüne sabret, çünkü sen, gözlerimizin önündesin
(kor
umamız altındasın), Kalktığın zaman Rabbini övgü ile an....
Qəmər Suresi, 6. Ayet:
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik
(kor
kunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar....
Qəmər Suresi, 6. Ayet:
Onlardan yüzçevir. O gün çağrıcı, bilinmedik
(kor
kunç) bir şeyle çağırır....
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik
(kor
kunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar....
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
(Kor
kudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi......
Qəmər Suresi, 7. Ayet:
(7-8) (O gün) gözleri
(kor
ku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl’e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: 'Bu, pek zor bir gündür!'...
Qəmər Suresi, 8. Ayet:
(7-8) (O gün) gözleri
(kor
ku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl’e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: 'Bu, pek zor bir gündür!'...
Qəmər Suresi, 31. Ayet:
Muhakkak ki Biz, onların üzerine tek bir sayha
(kor
kunç ses dalgası) gönderdik. Böylece onlar, ufalanmış kuru ot gibi oldular....
Qəmər Suresi, 31. Ayet:
Biz onların üzerine tek sayha
(kor
kunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler....
Qəmər Suresi, 31. Ayet:
Şübhesiz ki biz, onların üzerlerine
(kor
kunç) bir ses gönderdik de, ağıl yapanın (topladığı) kuru ot kırıntıları gibi oldular!...
Qəmər Suresi, 31. Ayet:
Biz onların üzerine tek sayha
(kor
kunç bir ses) gönderdik; ağılcının topladığı kuru ot gibi kırılıp döküldüler....
Qəmər Suresi, 37. Ayet:
Ve onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik (kör ettik) ve: «Tadın bakalım azabımı ve uyanlarımı.» dedik....
Vaqiə Suresi, 78. Ayet:
Mahfuz
(kor
unmuş) olan bir Kitap'tadır (Levhi Mahfuz'dadır)....
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Îmân edenlerin, Allah’ın zikrine ve Hakk’tan inene (Kur’ân’a) karşı kalblerinin
(kor
ku ve) yumuşama zamânı hâlâ gelmedi mi? (Onlar da) daha önce kendilerine kitab verilenler gibi olmasınlar ki, onların üzerlerine uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı. Hem onlardan çoğu, günahkâr kimselerdir....
Həşr Suresi, 2. Ayet:
O (Rabbiniz), kitab ehlinden (yahudilerden) inkâr edenleri(n bir kısmını) ilk haşir’de(bu ilk sürgünlerinde) yurtlarından çıkarandır. (Siz o yahudilerin oradan kolayca)çıkacaklarını sanmamıştınız; ve (onlar da) sanmışlardı ki gerçekten kendilerini Allah’dan
(kor
uyacak olan) engelleri, kaleleridir. Fakat Allah(’ın azâbı) onlara hesâb etmedikleri yerden geliverdi ve kalblerine korku saldı; (öyle ki) evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerinelleriyle harâb ediyorlardı. Artık ey basîret sâhibl...
Həşr Suresi, 13. Ayet:
Her halde sizin, onların yüreklerinde (yaşayan) korkunuz Allahdan
(kor
kularından) daha şiddetlidir. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar ince anlamazlar güruhudur. ...
Həşr Suresi, 13. Ayet:
Gerçekten siz, onların sînelerinde korku cihetiyle, Allah’dan
(kor
ktuklarından) daha şiddetlisinizdir. Bu, şübhesiz onların (Allah korkusunun ne demek olduğunu) iyice anlamayan bir topluluk olmaları yüzündendir....
Həşr Suresi, 13. Ayet:
Evet, (ey müminler,) siz onların kalplerine Allah
(kor
kusun)dan da daha şiddetli bir korku salarsınız, çünkü onlar hakikati kavramaktan aciz bir topluluktur....
Həşr Suresi, 14. Ayet:
(O yahudiler) toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak muhâfaza altına alınmış şehirlerde veya duvarların arkasından
(kor
ka korka harb ederler). Kendi aralarındaki savaşları şiddetlidir. (Sen) onları toplu sanırsın; hâlbuki kalbleri dağınıktır! Bu, şübhesiz onların(haklarında neyin hayır olduğuna) akıl erdirmeyen bir topluluk olmaları yüzündendir....
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
Sen o münâfıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmuş keresteler gibidirler. (Asker arasında çıkan) her gürültüyü,
(kor
kularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl çevriliyorlar?...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
İkiniz ALLAH'a tevbe ederseniz kalbiniz yönelmiş olur. Ona (elçiye) karşıt olarak birbinizi destekleseniz, onun mevlası
(kor
uyucusu/efendisi) ALLAH'tır; Cibril, erdemli inananlar ve melekler de onu destekler....
Haqqə Suresi, 4. Ayet:
1.
kezzebet
: inkâr etti, yalanladı
2.
semûdu
: Semud
3.
ve âdun
: ve Ad (kavmi)
4.
bi el kâriati
: Karia'yı
(kor
k...
Haqqə Suresi, 4. Ayet:
Karia'yı
(kor
kunç olayı) Semud ve Ad (kavmi) yalanladılar....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Amma Semûd, azgınlıkları sebebiyle
(kor
kunç bir ses ve sarsıntı ile) helâk edildiler....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semud haddi aşan
(kor
kunç bir gürültü) ile yok edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semuud'a gelince: Onlar hadden aşırı
(kor
kunç bir ses) ile helak edildiler, ...
Məaric Suresi, 30. Ayet:
Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan (câriyelerin)e karşı
(kor
umazlar. Bundan ötürü de) onlar kınanmazlar....
Cin Suresi, 27. Ayet:
Ancak râzı olduğu elçiye gösterir. Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler
(kor
uyucular) koyar....
Müzzəmmil Suresi, 17. Ayet:
Eğer inkâr ederseniz, o taktirde çocukların saçlarını
(kor
kudan) ağartan o günden kendinizi nasıl koruyacaksınız?...
Müzzəmmil Suresi, 19. Ayet:
İşte bu
(kor
kutucu âyetler) hakıykî birer öğüddür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol edinir. ...
Müddəssir Suresi, 51. Ayet:
Arslandan
(kor
kup) kaçmıştır....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
Muhakkak ki müttekîler
(kor
unmuşlar), gölgelerin ve kaynakların içindedirler....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
Şübhesiz ki
(kor
unan) müttakîler gölgelerde, kaynaklarda...
Naziat Suresi, 8. Ayet:
O gün kalbler
(kor
ku ile) titreyecek, ...
Naziat Suresi, 9. Ayet:
Onların gözleri
(kor
ku ile) inecektir....
Naziat Suresi, 9. Ayet:
Gözleri
(kor
kudan), zelîl (yere bakar) bir hâldedir!...
Naziat Suresi, 9. Ayet:
Gözleri
(kor
kudan) aşağı kayar....
Təkvir Suresi, 5. Ayet:
Vahşi hayvanlar
(kor
kudan) biraraya toplandığında,...
Mutəffifin Suresi, 25. Ayet:
Mühürlenmiş
(kor
unmuş) hâlis bir şaraptan içirilirler....
Bürüc Suresi, 22. Ayet:
Levh-i Mahfûz’da
(kor
unmuş bir levhada)dır....
Tariq Suresi, 4. Ayet:
Hiçbir nefis yoktur ki, üzerinde bir gözetici
(kor
uyucu melek) bulunmasın!...
Ğaşiyə Suresi, 3. Ayet:
(günahın yükü altında) bitkin düşmüş,
(kor
ku ile) sarsılmış,...
Şəms Suresi, 8. Ayet:
Sonra da ona (bilince) hem fücurunu (Hak'tan ve Sistemden sapmayı) ve hem de takvasını
(kor
unmasını) ilham edene ki. . ....
Adiyat Suresi, 5. Ayet:
(körcesine) bir ordunun içine dalan!...
Əhzab Suresi, 48. Ayet:
Kâfirlere ve münâfıklara itâ'at etme. Onların eziyetlerine aldırma, Allah'a dayan; vekil
(kor
uyucu) olarak Allâh yeter....
Yasin Suresi, 49. Ayet:
Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini (ansızın) yakalayacak olan
(kor
kunç)bir sesten (sûra birinci üfürülüşten) başkasını beklemiyorlar....
Yasin Suresi, 53. Ayet:
(O) sâdece
(kor
kunç) bir sestir; onlar hemen o anda huzûrumuzda hazır bulundurulan kimseler olarak, toplanacak olanlardır....
Yasin Suresi, 66. Ayet:
Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?...
Yasin Suresi, 75. Ayet:
Halbuki o tanrıların, onlara yardımda bulunmaya güçleri yetmez onlar ise, o tanrılar için hazır
(kor
uyucu) askerlerdir....
Qaf Suresi, 42. Ayet:
O gün (bütün halk) o
(kor
kunç) sesi (İsrâfîl’in sûra ikinci üfleyişini) gerçek olarak işiteceklerdir! İşte bu, (kabirlerden) çıkış günüdür!...
Həşr Suresi, 23. Ayet:
O Allah ki; O'ndan başka İlâh yoktur, Melik'tir (hükümrandır), Kuddüs'tür (mukaddestir), Selâm'dır (selâmete erdirendir), Mü'mindir (emniyet verendir), Müheymin'dir
(kor
uyup gözetendir), Azîz'dir (yücedir), Cabbar'dır (cebredendir), Mütekebbir'dir (pek büyük olandır). Allah, şirk koşulan şeylerden münezzehtir (uzaktır)....
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(Körpə) belə dedi: ‘Şübhəsiz ki, mən Allahın quluyam. Mənə kitab verdi və məni nəbi (peyğəmbər) etdi.’...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Daha əvvəl ona (başqa) süd analarını haram etdik (qadağan etdik). (Onun bacısı Fironun ailəsinə): ‘Onun qayğısına qalacaq bir ailəni sizə göstərimmi? Onlar onu (körpəni) yaxşı yetişdirər.’ dedi....
Hud Suresi, 28. Ayet:
(Nuh) dedi: “Ey qövmüm! Bir deyin görək, əgər mən Rəbbimdən açıq-aydın bir dəlilə istinad edirəmsə, O da Öz tərəfindən mənə gözünüzə görünməyən bir mərhəmət (peyğəmbərlik) bəxş edibsə, onda necə olsun? Yoxsa siz onu (görmək) istəməyib
(kor
) qaldığınız bir halda, biz sizi ona (inanmağa) məcburmu edəcəyik?...
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
(Körpə) (dil)(açıb)dedi: “Həqiqətən də, mən Allahın quluyam! O mənə Kitab verdi və məni peyğəmbər etdi....
Həcc Suresi, 2. Ayet:
Onu görəcəyiniz gün hər bir əmzikli (körpəsi olan) qadın əmizdirdiyini unudacaq, hər bir hamilə qadın bətnindəkini salacaqdır. İnsanları sərxoş görəcəksən, halbuki onlar sərxoş olmayacaqlar. Allahın əzabı hədsiz şiddətlidir....
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Analar öz övladlarına iki il tamam süd verməlidirlər. Bu (göstəriş), (körpənin) süd əmmə müddətini kamil etmək istəyən kəs üçündür. Onların ruzi və geyimi(ni) orta həddə (təmin etmək) körpənin sahibinin (atasının) öhdəsinədir. Heç kəsin boynuna qüdrətindən artıq vəzifə qoyulmur. Nə ana övladına görə ziyana düşməlidir və nə də körpənin sahibi körpəsinə görə (nə ana havayı süd verməyə məcbur edilməlidir, nə də ata artıq pul ödəməlidir). Ata-ana (öz aralarındakı ixtilafa görə) öz övladlarına zərər ...
Taha Suresi, 126. Ayet:
(Allah) buyurar: Sənə Bizim aydın ayə və nişanələrimiz gəldi, amma sən (bu gün kor olduğun və unudulduğun kimi) onları unutdun. Sən bu gün də
(kor
olacaq və) unudulacaqsan!...
Qəsəs Suresi, 11. Ayet:
O, Musanın bacısına dedi: «Onun dalınca get»; beləliklə bacısı onu (körpənin Fironun adamlarının əlinə düşdüyünü) uzaqdan gördü, onlar isə xəbərsiz idilər (körpəyə kənardan nəzarət edən olduğunu bilmirdilər)....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Biz (bacısının onu tapmasından) öncə, bütün süd verən qadınları(n südünü) ona haram etdik. (Bu yaradılışda onun təbiətinə qoyulmuş bir haram idi.) (Körpə) heç kimin döşünü qəbul etmirdi (əmmirdi). Bacısı onlara dedi: «İstəyirsinizmi sizə zamin olub ona (uşağa) yaxşı baxacaq və ona qarşı xeyirxah olacaq bir ailəni nişan verim?»...
Talaq Suresi, 6. Ayet:
Onları (təlaq verilmiş qadınları) imkanınız daxilində öz yaşadığınız yerdə sakin edin. (Yaşayışı) onlar üçün sıxıntılı etmək (və onları getməyə məcbur etmək) üçün onlara (məskən, xərc və s. cəhətdən) zərər vurmayın. Əgər hamilə olsalar, bari-həmli yerə qoyana qədər onların xərclərini verin və əgər sizin üçün uşağa süd versələr, ücrətlərini ödəyin və öz aranızda (körpənin halı barəsində) gözəl bir şəkildə məşvərət edərək və bir-birinizin sözünü dinləyib qəbul edərək keçinin. Əgər bir-birinizi çət...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Belə deyil (insanın zənn etdiyi kimi deyil). Can boğazın dövrəsindəki sümüklərə (körpücük sümüklərinə) yetişdiyi zaman....
Naziat Suresi, 36. Ayet:
Cəhənnəm hər bir görənə
(kor
surətdə həşr olunmayana) aşkar olacaqdır....
Taha Suresi, 39. Ayet:
“Onu (körpə Musanı) sandığın içinə qoy və dənizə (Nilə) at ki, dəniz onu sahilə atsın, həm mənə, həm də ona düşmən olan biri (Firon) onu götürsün. Ey Musa, seviləsən və himayəm altında yetişdiriləsən deyə öz tərəfimdən sənin üçün bir məhəbbət yaratmışdım”....