Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 154. Ayet:
Verdikləri sözə riayət etsinlər deyə, Turu
(dağ
ı) onların üzərinə qaldırdıq və onlara: “Qapıdan səcdə edərək daxil olun!” - dedik. Həmçinin biz: “Şənbə günü həddi aşmayın (ov qadağasını pozmayın)!” – dedik və onlardan möhkəm bir əhd aldıq....
Nur Suresi, 43. Ayet:
Görmədinmi ki, Allah buludları sürükləyər, sonra onları bir yerə toplayar, sonra da onları üst-üstə yığar. Onların arasından yağmur çıxdığını görərsən. O, göydəki dağlardan
(dağ
kimi böyük buludlardan) dolu yağdırar və onunla dilədiyinə zərər verər, dilədiyindən də onu sovuşdurar. (O buludların) şimşəyinin parıltısı az qalır ki, gözləri kor etsin....
Bəqərə Suresi, 114. Ayet:
Allahın məscidlərində Onun (Allahın) adının çəkilməsinə maneçilik törədənlərdən və onların xarab edilməsinə
(dağ
ılmasına) çalışanlardan daha zalım kim ola bilər? Halbuki onlar oraya (məscidlərə) ancaq qorxa-qorxa girməli idilər. Onları dünyada rüsvayçılıq, axirətdə isə böyük əzab gözləyir!...
Səba Suresi, 15. Ayet:
Səba (tayfasının) yurdunda (qüdrətimizə dəlalət edən) bir nişanə var idi. (Orada) sağdan və soldan
(dağ
la əhatə olunmuş) iki bağça var idi. (Səba əhlinə belə buyurulmuşdu: ) “Rəbbinizin ruzisindən yeyin və Ona şükür edin. (Yurdunuz) gözəl bir diyar, (Rəbbiniz də) bağışlayan bir Rəbbdir!”...
Rəhman Suresi, 37. Ayet:
(Qiyamət günü) göy ayrılıb
(dağ
basılmış) dəri (yaxud dağ edilmiş yağ) kimi qıpqırmızı olduğu zaman (halınız necə olacaq)?!...
Ənbiya Suresi, 96. Ayet:
Nəhayət, Yəcuc-Məcüc (səddinin) açılıb
(dağ
ılıb) onlar hər tərəfdən (alçaq və yüksək təpələrdən) sürətlə (məhşərə) axışdıqları zaman;...
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
O gün (qiyamət qopanda) yer və dağlar lərzəyə gəlib titrəyəcək, dağlar
(dağ
ılıb) yumşaq qum təpəsinə dönəcəkdir....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Ve bir zaman sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr
(dağ
ın)ı da üzerinize (hemen yıkılacak bir vaziyette) kaldırmıştık. 'Size verdiğimiz (Kitâb)ı kuvvetle tutun ve içinde bulunanları (amel ederek) hatırlayın ki, (günahlardan) sakınasınız!' (buyurmuştuk)....
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
(Ne yazık ki) bu ölünün dirilmesinden sonra (ibret alacakken) kalbleriniz katılaştı. O kalbleriniz taşlar gibi veya ondan daha katı... Çünkü taşların öylesi var ki, içinden nehirler kaynar taşar; öylesi var ki, yarılıp ondan çeşme gibi şarıl şarıl su akar ve öylesi var ki, Allah korkusundan
(dağ
dan) aşağı yuvarlanır düşer. Allah Teâla yaptığınız işlerden gafil değildir....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden misak almış ve üzerinize Tur
(dağ
ını) kaldırmıştık / yükseltmiştik: "Size verdiğime sıkıca sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve karşı geldik / baş kaldırdık" (asayna). Küfürlerinden dolayı buzağı (tutkusu) kalplerine sinmişti / içirilmişti (üşribu). De ki: "Eğer inançlılar iseniz inancınız size ne kötü / çirkin (şeyler) buyuruyor VEYA inançlılar olsaydınız inancınız size kötü / böyle çirkin şeyler buyurmazdı"....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tur’u
(Dağ
ı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar: "Dinledik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kâfirlikleri sebebiyle buzağıya tapma sevgisi iliklerine işlemişti. De ki: "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zaman üzerinize Tur
(dağ
ın)ı kaldırıp sizden kesin söz almıştık: "Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, dinleyin!" (demiştik). "Dinledik ve isyân ettik." dediler. İnkârlarıyla kalblerine buzağı sevgisi içirildi. De ki: "Eğer inanan kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor."...
Ali-İmran Suresi, 153. Ayet:
Siz
(dağ
a çıkarak) uzaklaşıyor ve dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz, (Allah'ın) Resûl'ü ise sizi arkanızdan çağırıyordu. Bundan sonra size gam üstüne gam isabet etti, elinizden çıkan şeyler (zafer, ganimet) ve size isabet eden şeyler (musîbetler) için mahzun olmayın (üzülmeyin) diye. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....
Tövbə Suresi, 58. Ayet:
Ve onların arasında (ey Peygamber,) Allah için sunulan şeylerin
(dağ
ıtımında) sana dil uzatanlar var: onlardan kendilerine bir şey verilirse memnunlukla karşılarlar; ama bir şey verilmediğini görseler, işte o zaman öfkeden neredeyse deliye dönerler....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Ve: “Ey arz (yeryüzü), suyunu yut! Ey sema (suyunu) tut!” denildi. Ve su çekildi ve emir yerine getirildi. Ve (gemi), Cudi
(dağ
ı)nın üzerine yerleşti. Ve zalim kavme: “Uzak olsunlar.” denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
(Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cûdî
(dağ
ının) üzerine yerleşti. Ve: "O zalimler topluluğunun canı cehenneme!" denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Denildi ki: "Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut." Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi
(dağ
ı)üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: "Uzak olsunlar" denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
(Nihayet) «Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!» denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cûdî
(dağ
ının) üzerine yerleşti. Ve: «O zalimler topluluğunun canı cehenneme!» denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Denildi ki: "Ey yer, suyunu tut ve ey gök, sen de tut." Su çekildi, buyruk yerine getirildi / bitirildi, (gemi de) Cudi
(dağ
ı) üstüne durdu ve zalimler topluluğuna da: "Uzak olsunlar" denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
(Taraf-ı ilâhîden) denildi ki: «Ey arz suyunu yut, ey gök sen de tut». Su kesildi, iş olub bitirildi, (gemi de) Cûdî
(dağ
ının) üzerinde durdu. O zaalimler güruhuna «Uzak olsunlar» denildi. ...
Hud Suresi, 44. Ayet:
Nihâyet (vakti geldiğinde): 'Ey yer! Suyunu yut! Ve ey gök! (Sen de yağmurunu) tut!' denildi. Su çekildi, iş bitirildi, (gemi) Cûdî
(dağ
ının) üzerine oturdu ve: '(Allah’ın rahmetinden uzak olan) zâlimler topluluğu helâk olsun!' denildi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Denildi ki: «Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut.» Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cûdi
(dağ
ı) üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: «Uzak olsunlar» denildi....
İsra Suresi, 37. Ayet:
Ve yeryüzünde azametle (gururla) yürüme! Muhakkak ki sen, yeryüzünü asla tahrik edemezsin (hareket ettiremezsin). Ve asla dağların boyuna erişemezsin
(dağ
kadar yüksek olamazsın)....
İsra Suresi, 51. Ayet:
Yahud gönlünüzde büyüyen
(dağ
lar ve gökler gibi kuvvetli) her hangi bir yaratık olun, muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz.” Onlar şöyle diyeceklerdir: “-O halde, öldükten sonra bizi kim diriltilip geri çevirecek?” Sen de de ki: “-Sizi ilk defa yaratamış olan kudret sahibi Allah diriltecek.” O zaman alay ederek başlarını sallayacaklar da: “- Ne vakit o?” diyecekler. De ki: “-Muhakkak olması yakındır....
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
(İçlerinden biri demişti ki:) "Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde,
(dağ
lara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."...
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
(İçlerinden biri demişti ki:) "Madem ki siz onlardan ve Tanrı'dan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde
(dağ
lara çekilip) mağaraya sığının da rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve buyruğunuzdan / buyrultunuzdan (isteğinizden, istediklerinizden) size bir yarar kolaylaştırsın."...
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
(İçlerinden biri demişti ki:) «Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup ayrıldınız, o halde,
(dağ
lara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın.»...
Kəhf Suresi, 47. Ayet:
(Yalnız kalıcı eylemlerin yarar sağlayacağı) O gün dağları yürütürüz; yeri alaçık (çırılçıplak) görürsün
(dağ
lar savrulup dümdüz olmuş, engebeler kalkmıştır) onları (hep bir yere) toplamışız, hiçbirini bırakmamışızdır....
Kəhf Suresi, 90. Ayet:
Nihâyet güneşin doğduğu yere (doğu cihetindeki memleketlere) varınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onun (o güneş ışıklarının) altında kendileri(ni korumak) için bir siper
(dağ
lar ve ağaçlar) yapmamıştık....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
“Bana (yeterince) demir madeni getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu
(dağ
larla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Bana demir pikleri getirin,
(dağ
ların) tam iki ucu denkleştiği vakit körükleyin” dedi. Nihayet demiri bir ateş hâline koyduğu vakit: “-Getirin bana, üzerine erimiş bakır dökeyim.” dedi....
Taha Suresi, 106. Ayet:
Böylece onu
(dağ
ların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır....
Taha Suresi, 107. Ayet:
Orada
(dağ
ların yerinde) bir eğrilik ya da bir engebe (alçaklık yükseklik) görmezsin....
Nur Suresi, 43. Ayet:
1.
e lem tera
: görmüyor musun, görmedin mi
2.
enne allâhe
: Allah'ın yaptığını
3.
yuzcî
: sevkeder
4.
sehâben
: b...
Nur Suresi, 43. Ayet:
Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan
(dağ
lar büyüklüğünde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!...
Nur Suresi, 43. Ayet:
Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan
(dağ
lar büyüklüğünde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Nihâyet Mûsâ, süreyi tamamlayıp âilesiyle yola çıktığında, Tûr
(Dağ
ı) tarafından bir ateş fark etti. Âilesine: '(Siz burada) durun; doğrusu ben bir ateş fark ettim; belki oradan size bir haber yâhut ısınasınız diye ateşten bir parça getiririm' dedi....
Qəsəs Suresi, 44. Ayet:
Rasulüm, Mûsâ’ya, peygamberliği ve İsrâiloğulları’nı yönetme görevini, vahiy ve Tevrat ile bildirerek kesinleştirdiğimiz zaman, sen, Tûr’un
(dağ
ın) batı yamacında bulunmuyordun. O devirde yaşayıp da, hâdiseyi öğrenenlerden de değilsin....
Qəsəs Suresi, 46. Ayet:
1.
ve mâ kunte
: ve sen olmadın, sen değildin
2.
bi cânibi
: yanı, tarafı
3.
et tûri
: Tur
(dağ
ı)
4.
iz
: o zaman<...
Qəsəs Suresi, 46. Ayet:
Mûsâ’ya seslendiğimiz zaman da Tur’un
(dağ
ın) yamacında değildin. Fakat, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler gelen toplumları uyarman için, orada geçenleri sana bildirdik. Ola ki, düşünüp öğüt alırlar....
Loğman Suresi, 32. Ayet:
Onları altında gölgeler yapan
(dağ
lar) gibi dalga sardığı vakit dîn (i) yalınız Kendisine (Ya'nî Allaha) tahsıys etmek suretiyle (ve haalis ve) muhlis (insan) lar olarak Allahı çağırırlar. Sonra (Allah) onları selâmetle karaya çıkardığı zaman içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Âyetlerimizi gaddar, nankör olan (lar) ın her birinden başkası bilerek inkâr etmez. ...
Loğman Suresi, 32. Ayet:
Hâlbuki onları
(dağ
lar büyüklüğünde) gölgelikler gibi dalgalar kapladığı zaman, dinde O’na (karşı) ihlâslı (samîmî) kimseler olarak Allah’a yalvarırlar. Artık onları karaya(çıkararak) kurtarınca, bunun üzerine içlerinden bir kısmı (îman ve ihlâs üzere kalarak) orta yolu tutan bir kimse olur. Zâten âyetlerimizi ancak çok nankör olan herbir hâin bilerek inkâr eder....
Sad Suresi, 19. Ayet:
Kuşları da toplu olarak onun emrine bağlı kıldık.
(Dağ
lardan ve kuşlardan) her biri onun tesbihi sebebiyle devamlı tesbih ediyordu....
Fussilət Suresi, 10. Ayet:
Yeryüzüne üstünden ağır baskılar
(dağ
lar) yerleştirdi, onu bereketli kıldı; arayıp soranlar için gıdalarını tam (toplam) dört gün içinde yetiştirmesi kanununu koydu (takdir etti)....
Fussilət Suresi, 10. Ayet:
Hem ona üstünden ağır baskılar
(dağ
lar) yaptı, onda bereketler meydana getirdi ve onda azıklarını dört gün içinde araştıranlar için bir düzeyde takdir buyurdu....
Tur Suresi, 1. Ayet:
Tûr’a
(dağ
a) andolsun!...
Tur Suresi, 1. Ayet:
Yemîn olsun Tûr
(dağ
ın)a!...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık
(dağ
lar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
1.
ve busset(i)
: ve ufalandı, dağıtıldı, parçalandı
(dağ
ların gravitasyon bağları koparıldı)
2.
el cibâlu
: dağlar
3.
bessen
: ufalanarak, parçalanarak, toz haline gelerek
...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık
(dağ
lar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Vaqiə Suresi, 6. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık
(dağ
lar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Həşr Suresi, 9. Ayet:
Ve onlardan önce (Medine'yi) yurt edinmiş olup kalplerinde îmân yerleşmiş olanlar, kendilerine hicret eden kimseleri severler. Ve onlara verilenlerden
(dağ
ıtılan ganimetlerden) dolayı, kendileri onlara muhtaç olsa bile, gönüllerinde bir hacet (kaygı, haset) bulunmaz. Ve onları kendi nefslerine tercih ederler (üstün tutarlar). Ve kim nefsini cimrilikten korursa, o taktirde işte onlar, onlar felâha (kurtuluşa) erenlerdir....
Mürsəlat Suresi, 27. Ayet:
Orada sabit sabit, yüce yüce
(dağ
lar) vücûde getirmedik mi? Size tatlı bir su da içirmedik mi? ...
Mülk Suresi, 15. Ayet:
1.
huve ellezî
: ki o ...dır
2.
ceale
: kıldı
3.
lekum
: sizin için
4.
el arda
: arz, yeryüzü
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O Allah’dır ki, sizin (istifadeniz) için arzı uysal kıldı. O halde, O arzın sırtlarında
(dağ
larında, tepelerinde, ovalarında) yürüyün de Allah’ın rızkından yeyin. Fakat sonunda dönüş O’nadır. (İhsan ettiği nimetlerin şükründen size sorar)....
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında
(dağ
larında, tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır....
Ali-İmran Suresi, 153. Ayet:
Siz
(dağ
a çıxaraq) uzaqlaşır və dönüb heç kimə baxmırdınız, Allahın Rəsulu isə sizi arxanızdan çağırırdı. Bundan sonra sizə qəm üstünə qəm gəldi, əlinizdən çıxan şeylər (zəfər, qənimət) və sizin başınıza gələn şeylər (müsibətlər) üçün qəmgin olmayın deyə. Allah etdiklərinizdən xəbərdardır....
Taha Suresi, 106. Ayet:
Beləcə onu
(dağ
ların yerini) boş bir düzəngaha çevirəcək....
Hud Suresi, 44. Ayet:
(Sonra) deyildi: “Ey yer, suyunu ud! Ey göy, (yağışını) saxla!” Su çəkildi, iş bitdi və gəmi Cudi
(dağ
ı) üzərində qərar tutdu. (Sonra )deyildi: “Məhv olsun zalım adamlar!”...
Loğman Suresi, 32. Ayet:
(Dağ
ların saldığı) kölgələr kimi dalğalar onları çulğadığı zaman onlar dini məhz Allaha məxsus edərək Ona yalvararlar. (Allah) onları xilas edib quruya çıxartdıqda isə aralarından bəziləri (küfrlə iman arasında) orta yol tutar. Bizim ayələrimizi yalnız nankor xainlər inkar edərlər....
Qəsəs Suresi, 44. Ayet:
Biz Musaya əmri yerinə yetirməyi tapşırdıqda sən
(dağ
ın) qərb tərəfində deyildin. Sən (buna) şahid olanlardan da deyildin....
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
Sonra, onun (möcüzələrin) ardınca sizin qəlbləriniz sərtləşdi, daş parçaları kimi və ya ondan da bərk oldu. Çünki (Musanın daşı və bulaqların daşları kimi) bəzi daşlar var ki, onlardan çaylar qaynayır, bəziləri parçalanır və içindən su sızır və bəziləri Allahın (yaradarkən təbiətlərində qoyduğu) qorxusundan
(dağ
lardan) tökülür. (Varlıqların Allahın iradəsindən təsirlənmələri onların fitri qorxu və itaətləridir. Məqsəd budur ki, daşlar təsirlənir, amma onların qəlblərində Allahın iradəsinə təslim...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Həqiqətən, Səfa və Mərvə
(dağ
ları) Allahın (dininin və Ona sitayişin) əlamət və nişanələrindəndir. Odur ki, Allah evinin «həcc» ziyarətini edən, yaxud «ümrə»ni yerinə yetirən şəxsin o ikisini təvaf etməsində (ikisi arasında «sə’y» etməsində) ona (nəinki) heç bir günah yoxdur (əksinə vacibdir. Çünki, İslamdan qabaqkı müşriklərin Səfa və Mərvənin hər birində bir büt qoyub, hər dövrdə onlara təzim etmələri, sizin Allah üçün olan «sə’y» əməlinizin haramlığına səbəb olmur). Hər kim vacib miqdardan ar...
Bəqərə Suresi, 198. Ayet:
(Həcc əsnasında) Rəbbinizdən mərhəmət və ruzi diləməyinizdə sizə heç bir günah yoxdur. Ərəfatdan (Məş’ərə tərəf) axışarkən Məş’ərül-Həram
(dağ
ın)ın yanında (Müzdəlifə çölündə) Allahı yada salın. Sizi hidayət etməsinin şükrü olaraq Onu yada salın və əslində siz bundan əvvəl azğınlardan idiniz....
Ənfal Suresi, 36. Ayet:
Həqiqətən, kafirlər öz mallarını (Bədr, Ühüd və digər müharibələrdə olduğu kimi insanları) Allahın yolundan saxlamaq üçün xərcləyirlər. Tezliklə hamısını xərcləyəcəklər, (amma bu) sonra onlar üçün bir həsrət
(dağ
ı) olacaqdır və daha sonra məğlub olacaqlar. Kafirlər (Qiyamət günü öz qəbirlərindən) Cəhənnəmə doğru toplanacaqlar....
Hud Suresi, 44. Ayet:
Və (Allahın qəti iradəsi ilə kafirlər suda batıb boğulduqdan sonra) deyildi: «Ey yer, öz suyunu ud və ey göy, (yağışını) saxla»! Su (yerə) hopdu və iş (kafirlərin mütləq baş verməli olan məhvi) bitdi. Və gəmi «Cudi»
(dağ
ı) üzərində qərar tutdu və (Allah yaxud Onun mələkləri tərəfindən) deyildi: «Ölüm olsun zalımlara! (Haqqın rəhmətindən) uzaq olsun zalımlar!»...
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
Bu yerin başqa bir yerə çevriləcəyi
(dağ
ların məhv olacağı, dəryaların buxarlanacağı və yer üzünün tamamilə düz olacağı) və həmçinin göylərin (dəyişəcəyi) və hamının (bütün ölülərin hesab və cəza üçün) hər şeyə qalib tək Allahın hüzurunda zahir olacağı gündə!...
Hicr Suresi, 82. Ayet:
Və onlar
(dağ
ın aşmasından və düşmənin yol tapmasından) xatircəm halda dağlardan evlər yonurdular....
Nəhl Suresi, 13. Ayet:
Həmçinin bu yerdə sizin üçün müxtəlif növlərdə və müxtəlif rənglərdə yaratdığı şeyləri
(dağ
ları, fəzaları, səhraları və heyvanları ram etdi). Həqiqətən bunda (bu məxluqlarda və onların təsir və xüsusiyyətlərində) ibrət alan dəstə üçün bir nişanə vardır....
Sad Suresi, 19. Ayet:
Və quşları onun ətrafına toplayıb (ona təslim etdik).
(Dağ
və quşların) hər biri (onun zikr avazı ilə) Allaha tərəf çox qayıdırdılar....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
“Mənə (lazımi miqdarda) dəmir gətirin”, – dedi. İki yamacın arasındakı boşluğu
(dağ
larla) eyni səviyyəyə çatdırdıqda: “Körükləyin!” – dedi. Dəmiri əridib od halına gətirdikdə isə: “Mənə ərimiş mis gətirin, bunun üstünə töküm”, – dedi....
Hud Suresi, 44. Ayet:
(Allah tərəfindən) deyildi: “Ey yer, ud sən öz suyunu, ey səma, dayan [yağmuru kəs]!" Su çəkildi, əmr yerinə yetdi və o [gəmi] əl-Cudi
(dağ
ı) üzərində qərar tutdu. Deyildi: "Qoy zalım adamlar beləcə məhv olsun!"...
Loğman Suresi, 10. Ayet:
O, göyləri gözlərinizlə gördüyünüz bir dirək olmadan yaratdı. Sizi titrətməsin deyə yerə də
(dağ
lan) lövbər atdı. Oraya hər cür canlılar yaydı. Biz göydən su endirib orada hər növ gözəl bitkilər bitirdik....
Qaf Suresi, 7. Ayet:
Yeri də necə döşəyib düzəltdik, oraya möhkəm duranları
(dağ
ları) lövbər atdıq və orada gözoxşayan hər növ (bitkilər) bitirdik ki,...