Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 139. Ayet:
Möminləri qoyub kafirləri dost tutanlar, izzəti
(güc
və şərəfi) onların yanındamı axtarırlar?! Şübhəsiz ki, bütün izzət Allaha məxsusdur!...
Hud Suresi, 91. Ayet:
Onlar dedilər: “Ey Şüeyb! Dediklərinin çoxunu başa düşmür və səni aramızda zəif
(güc
süz) görürük. Əgər əşirətin (dinimizə tapınan qəbilən) olmasaydı, səni daşqalaq edərdik. Yoxsa sən bizim üçün əziz (hörmətli) bir adam deyilsən!”...
Nəml Suresi, 33. Ayet:
Onlar dedilər: “Biz böyük bir qüvvət və qüdrət sahibiyik.
(Güc
lü ordumuz, sursatımız, hərb alətlərimiz var. Özümüz də təcrübəli, mahir döyüşçülərik). Hökm sənindir. Nə əmr edəcəyinə özün bax (fikirləş)!”...
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
(Ya Peyğəmbər!) Allaha və axirət gününə inanan heç bir tayfanın Allah və Onun Peyğəmbəri əleyhinə çıxanlarla – öz ataları, oğulları, qardaşları, yaxın qohumları olsalar belə - dostluq etdiyini görməzsən. Onlar elə kimsələrdir ki, Allah onların qəlblərinə iman yazmış və Öz dərgahından onlara ruh
(güc
) vermişdir (iman, hidayət nuru əta etmişdir). (Allah) onları (ağacları) altından çaylar axan cənnətlərə daxil edəcəkdir. Onlar orada əbədi qalacaqlar. Allah onlardan, onlar da Allahdan razıdırlar. On...
Ənbiya Suresi, 87. Ayet:
Zün-Nunu (balıq sahibi Yunisi) da xatırla! Bir zaman o (küfr etməkdə həddi aşmış ümmətinə qarşı) qəzəblənərək çıxıb getmiş və (Bizə xoş gəlməyən bu səbrsizliyinə görə) onu möhnətə düçar etməyəcəyimizi
(güc
ümüz, yaxud hökmümüzün ona yetməyəcəyini) güman etmişdi. Amma sonra qaranlıqlar içində (balığın qarnında; gecənin, yaxud dənizin zülmətində): “(Pərvərdigara!) Səndən başqa heç bir tanrı yoxdur. Sən paksan, müqəddəssən! Mən isə, həqiqətən, zalımlardan olmuşam (əmrinə qarşı çıxaraq özümə zülm elə...
Bəqərə Suresi, 71. Ayet:
O diyor ki: "Muhakkak ki o inek boyunduruğa bağlanmamış, toprak sürmemiş, ekini sulamamış, serbest bırakılmış dolaşan, alacası olmayan biri!" Dediler: "İşte şimdi Hak olarak ortaya koydun isteneni. " İşte bundan sonra (güçlükle bulup o vasıftaki tek ineği) boğazladılar. . . (Ancak çok bedel ödediler o özellikteki tek inek için. ) Neredeyse başaramayacaklardı!...
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır....
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır....
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Sayılı günler olarak (oruç size farz kılındı)! Fakat içinizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine ise, (tutamadıkları her gün için) bir fakirin (bir günlük) yiyeceği kadar fidye (verme borcu) vardır. Buna rağmen kim gönlünden koparak bir hayır işlerse(daha fazla verirse), o takdirde bu, onun için daha hayırlıdır. Bununla berâber bilirseniz,(güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayır...
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Sayılı günler olarak. Sizden kim hasta veya seferde olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutar). Oruca (güç) dayananların fidye vermesi, bir yoksulu doyurması lâzımdır. Bununla beraber gönül isteğiyle kim bir iyilik yapar(oruç tutar)sa o, kendisi için iyidir. Bilirseniz oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Böylece Talut, askerlerle (ordu ile) (Kudüs'ten) ayrıldığı zaman dedi ki: “Muhakkak ki Allah, sizi bir nehir ile imtihan edecek. Bundan sonra kim ondan içerse, artık (o kimse) benden değildir. Ve kim ondan (doyacak kadar) içmez ise sadece eliyle bir avuç avuçlayıp içen hariç, o taktirde muhakkak ki o bendendir.”Fakat onlardan ancak pek azı hariç, (o sudan doyasıya) içtiler. Nitekim o (Talut) ve îmân edenler birlikte (nehri) geçtikleri zaman: “Bugün bizim, Calut ve onun askerleri ile (ordusuyla) ...
Bəqərə Suresi, 250. Ayet:
Onlar (o teslimiyet gösteren mü'minler) Câlût'a ve onun ordusuna karşı (savaşmak üzere) çıkınca (şöyle duada bulunup) dediler ki: «Rabbimiz ! Üzerimize sabır (güç ve kudretini) boşalt (tıpkı bolca yağan yağmur gibi). Ayaklarımızı (savaş alanında, düşman karşısında) sağlam ve sabit tut ve bize, İnkâr ve haksızlık içinde bulunan millete karşı yardım et!»...
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
Sizden biriniz temenni eder mi ki, onun altından nehirler akan hurmalık ve üzümlükten bir bahçesi olsun onun, orada her türlü ürünü (meyvesi) bulunsun ve ona yaşlılık isabet etsin (ihtiyarlasın) ve onun zayıf (güçsüz) çocukları bulunsun. Sonra da ona (bahçeye), içinde ateş bulunan bir kasırga isabet etsin, böylece onu yaksın. Allah size âyetleri, işte böyle beyan ediyor (açıklıyor). Umulur ki böylece siz tefekkür edersiniz....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz (sorumlu tutmaz). Kazandığı (dereceler) onundur ve iktisap ettiği (kazandığı negatif dereceler) de onundur (sorumluluğu onun üzerindedir). Rabbimiz! Şâyet unuttuysak veya hata yaptıysak bizi aheze etme (sorgulama). Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bizim üzerimize ağır yük yükleme. Rabbimiz, takat (güç) yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. Ve bizi af ve mağfiret et ve bize rahmet et (Rahîm esması ile bize tecelli et, rahmet n...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Onda apaçık işaretler ve İbrahim'in makamı var. Kim Ona dâhil olursa güvende olur. Gitmeye imkânı olan herkese Beyt'i hac etmek, insanlar üzerindeki Allâh hakkıdır. Kim
(güc
ü yettiği hâlde) bunu inkâr ederse, muhakkak Allâh âlemlerden Ğaniyy'dir....
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Orada apaçık alâmetler, İbrâhîmin makaamı vardır. Kim oraya girerse (taarruzdan) emîn olur. Ona bir yol bulabilenlerin
(güc
ü yetenlerin) Beyti hacc (ve ziyaret) etmesi Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim küfrederse şübhesiz ki Allah âlemlerden ganî (müstağni) dir. ...
Ali-İmran Suresi, 146. Ayet:
Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 146. Ayet:
Nice peygamberle birlikte birçok rabbani (bilginler) savaşa girdiler de, Tanrı yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Tanrı, sabredenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 146. Ayet:
Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin) ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet) den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne de boyun eğdiler. Allah, sabır gösterenleri sever....
Nisa Suresi, 75. Ayet:
Size ne oluyor ki Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Halbuki zayıf (güçsüz) erkekler, kadınlar ve çocuklar: “Ey Rabbimiz! Bizi, halkı zâlim olan şu şehirden çıkar, bize kendi katından bir veli ver, bize kendi katından bir yardımcı ver. ” diyorlar....
Nisa Suresi, 84. Ayet:
Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir....
Nisa Suresi, 84. Ayet:
Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Muhakkak ki melekler, kendi nesflerine zulmedenleri öldürürken : "Siz nerede (ne işte) idiniz?" dediler. (Onlar da): "Biz yeryüzünde zayıf (güçsüz) kimselerdik." dediler. (Melekler): "Allah'ın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi? Öyleyse oraya hicret etseydiniz!" dediler. İşte onlar, onların varacağı yer cehennemdir ve (o) kötü bir varış yeridir....
Nisa Suresi, 98. Ayet:
Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan, hiçbir çareye gücü yetmeyen, (hicret için) bir yola ulaşamayan, zayıf (güçsüz) olanlar hariç....
Nisa Suresi, 139. Ayet:
Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir....
Nisa Suresi, 139. Ayet:
Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir....
Nisa Suresi, 153. Ayet:
Kitap ehli senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Oysa Hz. Musa'dan, bundan daha da büyüğünü istemişler, “O halde, bize Allah'ı açıkça göster.” demişlerdi. Bunun üzerine, zulümlerinden dolayı onları yıldırım yakaladı (helâk etti). Ardından kendilerine belgeler (açık mucizeler) geldikten sonra da buzağıyı (ilâh) edindiler. Buna rağmen, onları bundan (bu suçlarından dolayı) affettik ve Hz. Musa'ya “apaçık sultan (güç ve delil)” verdik....
Maidə Suresi, 120. Ayet:
Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü (tasarruf ve hükümranlığı) Allah'ındır. O her şeye kadirdir
(güc
ü her şeye yeter)....
Ənam Suresi, 135. Ayet:
De ki: "Ey halkım, elinizden ne geliyorsa hepsini yapın! Muhakkak ki ben de yapacağım
(güc
ümün yettiğini)! (Dünya) yurdunun sonuçta kimin olacağını yakında bileceksiniz". . . Muhakkak ki zâlimler, kurtuluşa ermezler....
Əraf Suresi, 48. Ayet:
Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."...
Əraf Suresi, 48. Ayet:
Orta yerdeki (A'raf'daki) adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen bir takım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."...
Əraf Suresi, 48. Ayet:
Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: «Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamalarınız (istikbârınız) size bir yarar sağlamadı.»...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"(Allah'ın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın. Ki onun düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlardan evler yontuyordunuz. Şu halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
(Tanrı'nın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın. Ki onun düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlardan evler yontuyordunuz. Şu halde Tanrı'nın nimetlerini hatırlayın, yeyüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
«(Allah'ın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın. Ki onun düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlardan evler yontuyordunuz. Şu halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın da, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.»...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Ve Musa (A.S), (Allahû Tealâ'nın huzurundan) üzüntülü ve öfkeli olarak döndüğü zaman (Allahû Tealâ, ona kavminin saptığını söylemişti: Taha-85). Onlara şöyle dedi: “Benden sonra (benim yokluğumda) bana ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrine acele mi ettiniz (beklemediniz)?” Ve levhaları bıraktı. Kardeşinin başını tuttu. Onu kendine doğru çekiyor(ken), (Harun A.S) şöyle dedi: “Ey annem oğlu! Muhakkak ki; (bu) kavim, beni zayıf (güçsüz) buldu. Neredeyse beni öldürüyorlardı. Artık benimle (bana b...
Əraf Suresi, 188. Ayet:
1.
kul
: de ki
2.
lâ emliku
: ben malik değilim
(güc
e sahip değilim)
3.
li nefsî
: nefsim için, kendim için, kendime
4.
nef'an<...
Əraf Suresi, 197. Ayet:
O'ndan başka dua ettiğiniz şeyler (çağırdıklarınız) size yardım etmeye muktedir değillerdir (güç yetiremezler) ve kendilerine de yardım edemezler....
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Ve eğer Şeytandan (güç alan) bir kışkırtı seni (gözü kara bir öfkeye) sürükleyecek olursa (hemen) Allaha sığın ve bil ki O her şeyi işiten, her şeyi künhüyle bilendir....
Ənfal Suresi, 41. Ayet:
Eğer Allah'a ve iki ordunun karşılaştığı gün, furkan günü (hak ve bâtılın ayrıldığı gün) kulumuza indirdiğimiz şeye inandıysanız, ganimet olarak bir şey aldığınız zaman artık onun beşte birinin muhakkak ki Allah'ın ve Resûl'ün ve yakınlarının ve yetimlerin ve miskinlerin ve yolculukta olanların olduğunu biliniz. Ve Allah, herşeye kaadirdir
(güc
ü yetendir)....
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Onlara karşı kuvvetiniz
(güc
ünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)! Onunla Allah'ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı ve onlardan başka diğerlerini korkutun. Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir. Allah'ın yolunda her ne infâk ederseniz, size vefa edilir (ödenir) ve siz zulmedilmezsiniz (haksızlığa uğratılmazsınız)....
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Musa dedi ki: "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun'a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler."...
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Musa dedi ki: "Rabbimiz, şüphesiz sen Firavuna ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz mallarını yerin dibine geçir ve onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar inanmayacaklar."...
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Musa dedi ki: «Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun'a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini şiddetle bağla; onlar, acıklı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler.»...
Hud Suresi, 66. Ayet:
Bundan sonra emrimiz geldiği zaman Salih (A.S)'ı ve onun yanındaki âmenû olan kimseleri Bizden bir rahmetle kurtardık. Ve izin gününün zilletinden (de) kurtardık. Muhakkak ki senin Rabbin, O; Kaviyy'dir (güçlü), Azîz'dir (yüce)....
İbrahim Suresi, 20. Ayet:
Ve bu, Allah için büyük (güç bir iş) değildir....
İbrahim Suresi, 21. Ayet:
Hepsi Allah'ın huzuruna çıktılar. Ve zayıf (güçsüz) olanlar kibirlenenlere şöyle dediler: “Muhakkak ki; biz size tâbî olduk. Şimdi siz, Allah'ın azabından bir şeyi bizden giderebilir misiniz?” Onlar: “Eğer Allah, bizi hidayete erdirseydi elbette biz de sizi hidayete erdirirdik. Sabretsek de, sabretmesek de bizim için aynıdır. Bizim için kaçacak bir yer yoktur.” dediler....
İbrahim Suresi, 46. Ayet:
Onlar tuzaklarını (hilelerini) kurmuşlardı. Ve onların tuzakları (hileleri) Allah'ın indindedir (Allah onların tuzaklarını bilir), onların tuzakları (hileleri), dağları yok edecek (güçte) olsa bile......
Hicr Suresi, 42. Ayet:
Azgın olanlardan (iğvaya düşürdüklerinden) sana tâbî olan kimseler hariç, muhakkak ki; benim kullarım üzerinde senin bir sultanlığın
(güc
ün) yoktur....
Hicr Suresi, 42. Ayet:
"Muhakkak ki Benim kullarım üzerinde senin bir sultan
(güc
ün, yaptırımın) yoktur. . . Azgınlardan sana tâbi olanlar müstesna. "...
Hicr Suresi, 84. Ayet:
ellerine geçirdikleri (güç) kendilerine bir yarar sağlamadı....
Nəhl Suresi, 73. Ayet:
Ve onlar (müşrikler), semalardan ve yeryüzünden onlara rızık olarak bir şey vermeye malik olmayan, Allah'tan başka şeylere (putlara) tapıyorlar. Ve (onlar, o putlar ki; hiçbir şeye) muktedir değildirler (güçleri yetmez)....
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
Allah şöyle bir misal verdi: Bir şeye muktedir olmayan
(güc
ü yetmeyen), köle olan bir kul ve tarafımızdan güzel bir rızık ile rızıklandırdığımız böylece ondan gizli ve aşikâr infâk eden kimse; onlar, eşit (müsavi) olabilir mi? Hamd, Allah'a mahsustur (Allah içindir). Hayır, onların çoğu bilmezler....
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah, iki adamı örnek verdi. İkisinden birisi dilsiz, bir şeye muktedir değil
(güc
ü yetmez). Ve o, Mevlâsı'na (Efendisi'ne) yüktür. Onu nereye yönlendirse (gönderse), bir hayır (fayda) getiremez (sağlayamaz). O, adaletle emreden (irşad makamının sahibi olan) ve Sıratı Mustakîm üzerinde olan kimse ile eşit (müsavi) olabilir mi?...
Nəhl Suresi, 77. Ayet:
Ve semaların ve yeryüzünün gaybı Allah'a aittir. O saatin (kıyâmetin) emri ancak göz kırpmak kadar veya ondan daha hızlıdır. Muhakkak ki Allah, herşeye kaadir
(güc
ü yeten)'dir....
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
Bir topluluk diğer bir topluluktan daha (güçlü ve) çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak, ipliğini iyice eğirip büktükten sonra (tekrar) çözüp bozan kadın gibi olmayın. Allah, bununla sizi ancak imtihan eder. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size elbette açıklayacaktır....
Nəhl Suresi, 99. Ayet:
Gerçektir ki, onun (şeytanın) iman eden ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde bir sultası
(güc
ü) yoktur!...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
"Bağına girdiğin zaman, 'Maşaallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan."...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
"Bağına girdiğin zaman, 'Maaşallah, Tanrı'dan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan."...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
«Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan.»...
Kəhf Suresi, 44. Ayet:
O an, velayet (güç ve egemenlik) tümüyle gerçek olan ALLAH'ındır. O, en iyi ödülü ve en iyi sonucu verendir....
Kəhf Suresi, 45. Ayet:
Onlara dünya hayatını örnek ver ki; o, semadan indirdiğimiz su gibidir. Yeryüzünün nebatları (bitkileri), onunla karıştı (yeşerdi, büyüdü). Sonra da kuruyup, ufalandı ki rüzgâr, onu savurur. Ve Allah, herşeye muktedir olandır
(güc
ü yetendir)....
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
(Zülkarneyn:) 'Rabbimin beni içinde bulundurduğu imkânlar, (sizin vereceğinizden) hayırlıdır; şimdi bana bir kuvvetle
(güc
ünüzle) yardım edin de sizinle onların arasına aşılmaz bir sed yapayım.'...
Kəhf Suresi, 95. Ayet:
Dedi ki: «Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkân), daha hayırlıdır. Madem öyle, siz bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım.»...
Məryəm Suresi, 74. Ayet:
Oysa onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki malca da, gösterişçe de daha (güçlü ve) güzel idiler....
Taha Suresi, 2. Ayet:
Kur'ân'ı sana meşakkat (güçlük) olsun diye indirmedik....
Taha Suresi, 87. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
mâ ahlefnâ
: biz dönmedik, hilâf etmedik
3.
mev'ıde-ke
: sana vaadimizden
4.
bi melki-nâ
(mülk)
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilişten şüphedeyseniz (bilin ki); biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (embriyodan), sonra yaratılış şekli belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size
(güc
ümüzü) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra erginlik çağınıza ermeniz için (büyütüyoruz). Kiminiz öldürülür, kiminiz de bilgiden sonra bir şey bilmez hale gelsin diye hayatın en perişan haline döndü...
Həcc Suresi, 52. Ayet:
(Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir. Sonra da Allah, âyetlerini tahkim eder (güçlendirir). Allah Alîm'dir (herşeyi bilir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir)...
Həcc Suresi, 74. Ayet:
ALLÂH'ı (adıyla işaret edileni) hakkıyla değerlendiremediler! Muhakkak ki Allâh Kaviyy'dir, Aziyz'dir (güçlü ve gücünü karşı konulmaz şekilde kullanandır)....
Möminun Suresi, 62. Ayet:
Biz, herkese ancak güç ve takatı miktarınca teklif yaparız;
(güc
ünün üstünde olan şeylerle sorumlu tutmayız). Katımızda (her kulun amelinin yazılı bulunduğu) bir kitab vardır; o, doğruyu söyler. Onlar zulme uğratılmazlar....
Furqan Suresi, 29. Ayet:
"Andolsun ki, gelen Zikir'den (hakikatimi hatırlatan hakikat bilgisinden) saptırdı. . . Şeytan (vehim - bilincin kendini beden kabulü) insan için hazuldur (güçsüz, ortada bırakan). "...
Nəml Suresi, 60. Ayet:
(Onlar mı) yoksa gökleri ve yeri yaratan ve size gökten su indiren mi (daha hayırlıdır) ? Ki o su ile göz ve gönül açan güzel bahçeler yetiştirdik. Oysa siz onun bir ağacını bile bitirecek
(güc
e sahip) değilsiniz. Allah ile beraber başka bir tanrı mı ?! Hayır, onlar doğru yoldan sapan bir millettir....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
İşledikleri zulümden dolayı söylenen söz (va'dedilen azâb) başlarına gelir de artık söz söyleyecek (güçleri) kalmaz....
Qəsəs Suresi, 78. Ayet:
(Karun): "O (servet) ancak bendeki ilim sebebiyle bana verildi." dedi. Ondan önce, "Allah'ın ondan daha kuvvetli (güçlü) olan ve ondan daha çok şey toplayan nesilleri (zenginleri) helâk etmiş olduğunu" bilmiyor mu? Ve mücrimlere günahlarından sorulmaz....
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı (da böyle yaptık). . . Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller olarak geldi de; dünyada benlik - büyüklük tasladılar. . . Oysa
(güc
ümüzün) önüne geçemezlerdi!...
Rum Suresi, 20. Ayet:
O'nun âyetlerinden
(güc
ünün işâretlerinden) biri sizi topraktan yaratmasıdır. Sonra siz, (yeryüzüne) yayılan insan(lar) oluverdiniz....
Səba Suresi, 22. Ayet:
Allah'tan başka zeam ettiklerinizi (değer verdiklerinizi, ilâh saydıklarınızı) çağırın! Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şeye
(güc
e) malik değildirler. Onların, o ikisinde (göklerde ve yerde) bir ortaklığı yoktur. Ve O'nun (Allah'ın) onlardan bir yardımcısı yoktur....
Səba Suresi, 42. Ayet:
Artık o gün bir kısmınız diğerlerine fayda ve zarar vermeye malik olamaz
(güc
ü yetmez). Zulmedenlere: "Tekzip etmiş (yalanlamış) olduğunuz ateşin azabını tadın." diyeceğiz....
Fatir Suresi, 17. Ayet:
Ve bu, Allah'a (Allah için) azîz (güç) değildir....
Sad Suresi, 45. Ayet:
Eller ve gözler sahipleri (güçlü ve basiretli) kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an....
Sad Suresi, 66. Ayet:
"Semâların, arzın ve ikisi arasında olanların Aziyz
(güc
üne - hükmüne karşı konulmaz), Ğaffar olan Rabbidir. "...
Zümər Suresi, 51. Ayet:
Bu yüzden de elde ettikleri şeylerin kötülükleri başlarına geldi. Bunlardan zulmedenlere ise kazandıkları fenalıkları başlarına gelecektir ve onlar (Allah'ı) âciz bırakacak
(güc
e sahip) değillerdir....
Mömin Suresi, 73. Ayet:
Sonra onlara sorulacak: "Şimdi neredeler sizin ilahlık yakıştırdığınız (güçler)?...
Şura Suresi, 31. Ayet:
Siz yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak (güçte) değilsiniz. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır....
Zuxruf Suresi, 42. Ayet:
Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız
(güc
ü yetenleriz)....
Məhəmməd Suresi, 31. Ayet:
Andolsun biz sizi deneyeceğiz ki içinizden cihâd edenleri (güçlüklere) sabredenleri bilelim ve söylediğiniz sözlerin (doğru olup olmadığını) sınayalım....
Qəmər Suresi, 44. Ayet:
Yoksa onlar, “Biz yardımlaşan (güçlü) bir topluluğuz” mu diyorlar?...
Hədid Suresi, 25. Ayet:
Andolsun ki resûllerimizi beyyinelerle (açık delillerle, ispat vasıtaları ile) gönderdik. Ve onlar ile beraber kitabı ve mizanı indirdik ki insanlar arasında adaletle hükmetsinler diye. Ve içinde kuvvetli sertlik bulunan demiri indirdik. Ve onda insanlar için pekçok menfaatler (faydalar) vardır. Ve (bu), gaybda (görmeden) kendisine ve resûllerine yardım edecek olan kimseleri, Allah'ın bilmesi (belli etmesi) içindir. Muhakkak ki Allah; Kavî'dir (güçlüdür, kuvvetlidir), Azîz'dir....
Səff Suresi, 9. Ayet:
1.
huve ellezî
: o ..... dır
2.
ersele
: gönderdi
3.
resûle-hu
: onun resûlü, resûlü
4.
bi el hudâ
: hidayet ile
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
“Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha azîz (güçlü) olan, daha zelil (güçsüz, zayıf) olanı, oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İzzet Allah'ın ve O'nun Resûl'ünün ve mü'minlerindir. Ve lâkin münafıklar bilmiyorlar....
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar....
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
Derler ki: "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır. Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Tanrı'nın, O'nun Resulü'nün ve inançlılarındır. Ancak münafıklar bilmiyorlar....
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
Derler ki: «Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.» Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar....
Təğabun Suresi, 1. Ayet:
Göklerde ve yerde olan herşey Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur ve hamd O'nadır. Ve O, herşeye Kaadir'dir
(güc
ü yetendir)....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
Elbette O'ndan sağ elini
(güc
ünü) alırdık....
Müzzəmmil Suresi, 12. Ayet:
Muhakkak ki bizim yanımızda enkal (güçlü bağlar, zincirler) ve cahîm (cehennem, yakıcı ateş) vardır. Not: Ünlü Kur'ân yorumcusu İmam Razi, gelecek yaşamdaki azabın bu sembolizmini izah ederken şunları söyler: "Bu dört durum, kişinin hayattayken yaptıklarının ruhî sonuçları olarak görülebilir. "Ağır prangalar", ruhun önceki maddi ilgilerine ve bedenî zevklerine mahkûmiyetinin devam etmesinin bir sembolüdür. Bunların gerçekleşmesinin imkânsız hâle geldiği o gün, bu prangalar ve zincirler, yeniden ...
Müddəssir Suresi, 30. Ayet:
Onun üzerinde ondokuz (güç) vardır....
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
O gün bir nefs, diğer bir nefs için bir şeye (güç yetirmeye) malik değildir. Ve izin günü emir Allah'ındır....
Fəcr Suresi, 10. Ayet:
Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz
(güc
ünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Kime uzun ömür versek, onun yaratılışını baş aşağı çevirir
(güc
ünü azaltır)ız, (sonunda zayıflar, ihtiyarlar). Akıllarını kullanmıyorlar mı?...
Rum Suresi, 54. Ayet:
Allah O’dur ki, sizi zayıf bir nutfeden yarattı; sonra bu za’fiyetin arkasından bir kuvvet (güçlü bir insan) yaptı; sonra bu kuvvetin arkasından (yine) bir za’fiyet ve ihtiyarlık meydana getirdi. O, dilediğini yaratır. O, Alîm’dir= kulların bütün hallerini bilir, Kadîr’dir= bütün değişikliklerini yapmağa gücü yeter....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Onların Peyğəmbəri onlara dedi ki: ‘Şübhəsiz ki, Allah sizin üçün məlik olaraq Talutu bəas etdi (vəzifələndirdi).’ Dedilər ki: ‘Bizim üzərimizdə onun məlikliyi necə ola bilər? Məlikliyə biz ondan daha çox haqq sahibiyik (daha çox layiqik). Ona var-dövlət verilmədi.’ (Peyğəmbər də) ‘Şübhəsiz ki, Allah onu sizin üzərinizdə (hökmdar) seçdi və onun elmini və cismini
(güc
-qüvvətini) artırdı. Allah mülkünü dilədiyi kimsəyə verər. Allah Qəyyumdur (rəhməti və elmi hər şeyi əhatə edəndir), Alimdir....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Beləcə Talut əsgərlərlə (Qüdsdən) ayrıldığı zaman dedi ki: ‘Şübhəsiz ki, Allah sizi bir çay ilə imtahan edəcək. Bundan sonra kim ondan içərsə, artıq o kimsə məndən deyil. Kim ondan (doyacaq qədər) içməzsə, yalnız əliylə bir ovuc götürüb içən istisna olmaqla, o təqdirdə şübhəsiz ki, o məndəndir. ‘Lakin onlardan ancaq çox azı istisna olmaqla, (o sudan doyunca) içdilər. Talut və iman edənlər birlikdə (çayı) keçdikləri zaman: ‘Bu gün bizim Calut və onun əsgərləri ilə (döyüşəcək) taqətimiz
(güc
ümüz) ...
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
Sizdən biriniz istəyərmi ki, onun altından çaylar axan xurmalıq və üzümlükdən ibarət bir bağçası olsun, orada hər cür məhsulu olsun və ona qocalıq üz versin və onun zəif
(güc
süz, möhtac) uşaqları olsun. Sonra da bağçaya içində atəş olan bir qasırğa düşsün beləcə onu yandırsın. Allah sizə ayələri belə bəyan edir (açıqlayır). Ümid edilir ki, beləcə siz təfəkkür edərsiniz....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Şübhəsiz ki, mələklər öz nəsflərinə zülm edənləri öldürərkən: ‘Siz harada (nə işdə) idiniz?’ dedilər. (Onlar da): ‘Biz yer üzündə zəif
(güc
süz) kimsələr idik.’ dedilər. (Mələklər): ‘Allahın yer üzü geniş deyildimi? Elə isə orada hicrət etsəydiniz!’ dedilər. Onların gedəcəyi yer cəhənnəmdir və o pis bir dönüş yeridir....
Nisa Suresi, 98. Ayet:
Ancaq kişilərdən, qadınlardan və uşaqlardan heç bir çarə tapmağa gücü çatmayan, (hicrət üçün) bir yol tapa bilməyən, zəif
(güc
süz) olanlar istisnadır....
Nisa Suresi, 153. Ayet:
Kitab əhli səndən onlara göydən bir kitab nazil etməyini istəyirlər. Halbuki Hz. Musadan bundan daha da böyüyünü istəmişdilər ‘O halda, bizə Allahı açıq-aşkar göstər.’ demişdilər. Bunun üzərinə zülmlərinə görə onları ildırım vurdu. Ardından özlərinə dəlillər (açıq-aşkar möcüzələr) gəldikdən sonra da buzovu (ilah) qəbul etdilər. Buna baxmayaraq, onları (bu suçlarına görə) bağışladıq və Hz. Musaya ‘açıq-aşkar sultan
(güc
və dəlil)’ verdik....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa (ə.s) (Allahu Təalanın hüzurundan) kədərli və qəzəbli halda döndüyü zaman (Allahu Təala ona qövmünün sapdığını söyləmişdi: Taha-85) onlara belə dedi: ‘Məndən sonra (mənim yoxluğumda) mənə nə pis xələf oldunuz (əvəz etdiniz). Rəbbinizin əmrinə tələsdinizmi (gözləmədiniz)?’ Və lövhələri atdı. Qardaşının başını tutdu. Onu özünə doğru çəkərkən, (Harun ə.s) belə dedi: ‘Ey anamın oğlu! Şübhəsiz ki, (bu) qövm məni zəif
(güc
süz) gördü. Az qala məni öldürürdülər. Artıq mənimlə (mənə belə edərək) düş...
Ənfal Suresi, 41. Ayet:
Əgər Allaha və iki ordunun qarşılaşdığı gün- furqan günü (haqq və batilin ayrıldığı gün) qulumuza endirdiyimiz şeyə inandınızsa, qənimət olaraq bir şey aldığınız zaman artıq onun beşdə birinin şübhəsiz ki, Allahın və Rəsulun və yaxınlarının və yetimlərin və miskinlərin və səfərdə olanların olduğunu bilin. Allah hər şeyə qadirdir
(güc
ü çatandır)....
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Onlara qarşı qüvvətiniz
(güc
ünüz) nə qədər çatarsa və bağlanan (döyüş üçün yetişdirilən) atlardan hazırlayın! Onunla Allahın düşmənlərini, sizin düşmənlərinizi və onlardan başqa digərlərini qorxudun. Siz onları bilməzsiniz, Allah onları bilir. Allahın yolunda hər nə infaq etsəniz, sizə ödənər və sizə zülm olunmaz (haqsızlıq edilməz)....
Hud Suresi, 66. Ayet:
Bundan sonra əmrimiz gəldiyi zaman Saleh (ə.s)i və onun yanındakı amənu olan kəsləri Bizdən bir rəhmətlə qurtardıq. İzn gününün zillətindən də qurtardıq. Şübhəsiz ki, sənin Rəbbin Qəviyydir
(güc
lüdür), Əzizdir (ucadır)....
İbrahim Suresi, 46. Ayet:
Onlar hiylə qurmuşdular. Onların hiylələri Allahın dərgahındadır, onların hiylələri dağları yox edəcək
(güc
də) olsa belə......
Qəsəs Suresi, 78. Ayet:
(Qarun): ‘O (sərvət) ancaq məndəki elm səbəbiylə mənə verildi.’ dedi. Ondan əvvəl ‘Allahın ondan daha qüvvətli
(güc
lü) olan və ondan daha çox şey toplayan nəsilləri (zənginləri) həlak etdiyini’ bilmirmi? Günahkarlar günahları barəsində sorğu-sual olunmaz....
Səba Suresi, 22. Ayet:
Allahdan başqa dəyər verdiklərinizi (ilah saydıqlarınızı) çağırın! Göylərdə və yerdə zərrə qədər bir şeyə
(güc
ə) malik deyillər. Onların o ikisində (göylərdə və yerdə) bir şərikliyi yoxdur. Onlardan Allaha bir yardımçı olanı da yoxdur....
Hədid Suresi, 25. Ayet:
And olsun ki, rəsullarımızı bəyyinələrlə (açıq dəlillərlə, isbat vasitələri ilə) göndərdik. Onlar ilə birlikdə kitabı və mizanı endirdik ki, insanlar arasında ədalətlə hökm etsinlər. İçində qüvvətli sərtlik olan dəmiri endirdik. Onda insanlar üçün çoxlu mənfəətlər (faydalar) vardır. (Bu), qeybdə Özünə və rəsullarına kömək edəcək olan kimsələri Allahın bəlli etməsi (üzə çıxartması) üçündür. Şübhəsiz ki, Allah Qəviyydir
(güc
lüdür, qüvvətlidir), Əzizdir....
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
‘Əgər biz şəhərə dönsək mütləq daha güclü olan daha zəlil
(güc
süz, zəif) olanı oradan çıxarar.’ deyirlər. İzzət Allahın, Onun Rəsulunun və möminlərindir. Lakin münafiqlər bilmirlər....
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
O gün bir nəfs digər bir nəfs üçün bir şeyə
(güc
yetirməyə) malik deyil. İzn günü əmr Allahındır....
Həcc Suresi, 31. Ayet:
Allaha görə haqpərəst olub müşriklərdən olmadan (murdar və batildən çəkinin). (Vücud, rübubiyyət, xilqət və ibadətdə) Allaha şərik qoşan kəs, sanki göydən düşüb və ov quşları onu qapırlar (və özlərinə yem edirlər) və ya
(güc
lü) külək onu uzaq bir yerə atır....
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
Bir ümmət digər bir ümmətdən daha
(güc
lü və) çoxdur deyə andlarınızı öz aranızda bir hiylə və fitnə-fəsada çevirərək, ipliyi möhkəm əyirdikdən sonra (yenidən) açıb-sökən qadın kimi olmayın. Allah bununla sizi ancaq sınayır. Haqqında ixtilaf etdiyiniz şeyləri qiyamət günü sizə, əlbəttə, açıqlayacaq....
Yasin Suresi, 69. Ayet:
Kimə uzun ömür versək, onu yaradılış etibarı ilə tərsinə çeviririk
(güc
ünü azaldırıq). Hələ də düşünməyəcəklərmi?...
Qəmər Suresi, 44. Ayet:
Yoxsa onlar: “Biz köməkləşən
(güc
lü) bir topluluğuq”, – deyirlər?...