Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Allah sizə əmanətləri sahiblərinə
(işi
əhlinə) verməyinizi və insanlar arasında hökm verdiyiniz zaman ədalətlə hökm verməyinizi əmr edir. Allah bununla sizə necə də gözəl nəsihət verir! Şübhəsiz ki, Allah hər şeyi eşidəndir, görəndir....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
(Allah Adəmi yaratdıqdan sonra) Adəmə bütün şeylərin adlarını (isimlərini) öyrətdi. Sonra onları (həmin şeyləri) mələklərə göstərərək: “(İddianızda) doğrusunuzsa, bunların adlarını Mənə bildirin!”- dedi....
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram aylar (onlara möhlət verilmiş zülhiccə, məhərrəm, səfər və rəbiüləvvəl ayları) çıxınca müşrikləri harada görsəniz, öldürün, yaxalayıb əsir alın, həbs (mühasirə) edin və bütün yollarını – keçidlərini tutun. Lakin əgər tövbə etsələr, namaz qılıb zəkat versələr, onları sərbəst buraxın
(işi
niz olmasın). Həqiqətən, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!...
Şüəra Suresi, 61. Ayet:
İki dəstə (tayfa) bir-biri ilə qarşılaşdığı zaman Musanın camaatı dedi: “(İşimiz bitdi!) Artıq yaxalandıq!”...
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Fironun qadını (Asiyə) dedi: “Bu uşaq mənim də, sənin də göz bəbəyimiz (gözaydınlığımız, gözümüzə sevinc olsun). Onu öldürməyin. Ola bilsin ki, (o böyüyəndə) bizə bir fayda verər, yaxud da onu oğulluğa götürərik!” Onlar
(işi
n nə yerdə olduğunu, bu uşağın əlində həlak olacaqlarını) bilmirdilər....
Qəsəs Suresi, 73. Ayet:
(Allah) öz mərhəmətindən dolayı sizi üçün gecəni (qaranlıq) və gündüzü (işıq) yaratdı ki, (gecəni) dincələsiniz, (gündüzü isə) Onun lütfündən ruzi diləyib axtarasınız. Bəlkə, (bu nemətə görə Allaha) şükür edəsiniz!...
Bəqərə Suresi, 20. Ayet:
Şimşek neredeyse onların gözlerini kamaştırır. Onları her aydınlatmasında onun (ışığında) yürürler. Ve onların üzerlerine karanlık çökünce de dikilip kalırlar. Ve eğer Allah dileseydi, onların duymalarını da görmelerini de elbette giderirdi. Muhakkak ki Allah, herşeye kâdirdir (herşeye gücü yeter)....
Bəqərə Suresi, 20. Ayet:
O şimşek hemen hemen gözlerini kapıp alıverecek. Onları aydınlatınca (ışığı) içinde yürürler, başlarına karanlık çökünce ise dikilib kalırlar. Allah dileseydi onların işitmelerini, gözlerini de giderirdi. Şübhe yok ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir. ...
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Ey âmenu olanlar! “Raina (bizi gözet)” demeyin. ve “unzurna (bize bak)” deyin. ve (Allah'ın hükmünü) dinleyin
(işi
tin). ve kâfirler için “elîm azap” vardır.....
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
O inkâr edenler(i Hakk'a çağıran)ın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen
(işi
ttiği sesin mânâsını anlamayan hayvanlar)a haykıran kimsenin durumu gibidir. (Onlar), sağır, dilsiz ve kördürler, onun için düşünmezler....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BİRR
(işi
n hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BİRR, "B" işareti anlamıyla Allâh'a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melâikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allâh Esmâ'sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullah'a), Nebilere iman eden; Allâh sevgisiyle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından - vatanından ayrı düşmüş), ...
Bəqərə Suresi, 210. Ayet:
Onlar mutlaka Allah'ın ve meleklerin, kendilerine buluttan gölgeler içinde gelmesini ve emrin
(işi
n) bitirilmesini mi gözlüyorlar (bekliyorlar)? (Oysa) bütün emirler (işler) Allah'a döndürülür....
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
1.
kâlet rabbi
: Rabbim dedi
2.
ennâ yekûnu
: nasıl olur
3.
lî veledun
: benim çocuğum
4.
ve lem yemses-nî
: ve ba...
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
(Hz Meryem): “Rabbim, benim çoçuğum nasıl olur? Bana bir beşer dokunmadı” dedi. (Allah şöyle buyurdu): “İşte böyle, Allah dilediğini yaratır. Bir emrin
(işi
n) olmasını takdir ettiği zaman, sadece ona “ol!” der, o hemen olur.”...
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Ey iman edenler! Allâh'a itaat edin, Rasûle itaat edin ve sizden Ulül Emr'e de (Hakikat ve Sünnetullah bilgisine sahip olarak hüküm verme yetisine sahip olana). . . Bir şey hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde -şayet Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sonsuz sürece iman ediyorsanız- onu Allâh'a ve Rasûlüne döndürün. . . Bu hem daha hayırlı ve hem de tevil olarak
(işi
n aslına, uygunluğuna ulaşma bakımından) daha güzeldir....
Nisa Suresi, 117. Ayet:
(O müşrikler) O’nu (Allah’ı) bırakıp sâdece (Lât ve Uzzâ gibi) birtakım dişi(isimli put)lara tapıyorlar ve ancak inadcı (isyankâr) bir şeytana tapıyorlar....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Allâh Bahire, Saibe, Vasıyle ve Ham (isimleriyle tanımlanan bir kısım kurbanlıklar) diye bir şey hükmetmemiştir (bu bir kısım insanların uydurmacılık geleneğidir). Ne var ki, hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh üzerine yalan uyduruyorlar! Onların çoğunluğu aklını kullanmaz!...
Ənam Suresi, 91. Ayet:
Yahudiler de) Allahın kadrini, ona lâyık olacak bir suretde, hakkıyle takdir etmediler. Çünkü «Allah hiç bir beşere hiç bir şey indirmedi» dediler. Söyle (onlara) ki: «Musânın insanlara bir nur ve hidâyet olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kâğıdlar haaline koyub
(işi
nize geleni gösterib) açıkladığınız, (fakat) çoğunu gizlediğiniz o' kitabı kim indirdi? Sizin de, atalarınızın da bilmediğiniz şeyler (Kuranda) size öğretilmişdir». (Habîbim) sen «Allah» de (geç) ve sonra onları bırak ki d...
Əraf Suresi, 100. Ayet:
1.
e ve lem yehdi
: ve hidayete erdirmez mi
2.
li ellezîne
: o kimseleri
3.
yerisûne el arda
: yeryüzüne varis olurlar
4.
min b...
Əraf Suresi, 108. Ayet:
Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi....
Əraf Suresi, 108. Ayet:
Elini çıkardı. Ne görsünler: O da temâşâ edenlere (ışıklar saçan) bembeyaz (bir el). ...
Yunus Suresi, 5. Ayet:
Güneş'i ziya (ışık ve enerji), Ay'ı nûr (aydınlık) yapan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için Ay'a konaklar takdir eden O'dur. Allah bunu ancak hak ile (katıksız, kusursuz, şaşmayan kanunla) yarattı. Bilip (anlayacak) bir millete âyetleri (böylece) bir bir açıklıyor....
Yunus Suresi, 31. Ayet:
De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin
(işi
tme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de....
Hud Suresi, 24. Ayet:
1.
mesele
: durum, hal, örnek
2.
el ferîkayni
: iki grup, iki topluluk
3.
ke el a'mâ
: âmâ, kör olan kimse (göremeyen) gibi
4.
...
Hud Suresi, 106. Ayet:
Şakî olanlar, Nâr'dadırlar (ışınsal ateş). . . Onlar orada (azaptan) hırlayarak ve inleyerek soluk alırlar!...
Yusif Suresi, 15. Ayet:
Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusufa: Andolsun ki sen onların bu işlerini onlar
(işi
n) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik....
Yusif Suresi, 15. Ayet:
Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusuf'a: Andolsun ki sen onların bu işlerini onlar
(işi
n) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
"Ey Yusuf! Ey Sıddık! Yedi semiz inek ile onları yiyen yedi zayıf inek ve bir de yedi yeşil başak ile bir o kadarı kuru (yedi başak) hakkında bize fetva ver (sembollerinin hükmünü açıkla). . . Umarım ki
(işi
n hakikatiyle) insanlara dönerim de; belki onlar da (değerini) bilirler. "...
Yusif Suresi, 68. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman, böylece
2.
dehalû
: girdiler
3.
min haysu
: yerde, yerden
4.
emere-hum
: onlara emr...
Rəd Suresi, 2. Ayet:
1.
allâhu ellezî
: Allah o ki
2.
refea es semavâti
: gökleri yükseltti
3.
bi gayri
: olmaksızın
4.
amedin
: direkl...
Rəd Suresi, 15. Ayet:
Semâlar ve arzda (madde ötesi ve madde) kim varsa, (Hakiki mutlak varlık Allâh Esmâ'sı), gölgeleri de (isimsel varlıkları), isteyerek yahut zorunlu olarak sabah ve akşam Allâh'a secde ederler (hakikatleri olan Allâh hükmüne mutlak teslimiyet hâlindedirler)! (15. âyet secde âyetidir. )...
Nəhl Suresi, 5. Ayet:
Hayvanları da yarattı, sizin için onlarda bir ısınlık (ısıtacak şeyler) ve bir takım menfaatler vardır. Hem de onlardan yersiniz....
Nəhl Suresi, 61. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, şâyet
2.
yuâhızu
: sorgular, suçlar
3.
allâhu
: Allah
4.
en nâse
: insanlar
İsra Suresi, 11. Ayet:
İnsan ise, (bazen öfkelenerek, bazen bilmeyerek) hayra olan duâsı gibi (kendi aleyhine olarak) şerre duâ eder. Çünki insan,
(işi
n sonunu düşünmez ve) çok acelecidir....
İsra Suresi, 46. Ayet:
O'nu (Kur'ân'ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra
(işi
tme engeli) kıldık. Ve sen, Kur'ân'da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman nefretle arkalarına döndüler....
İsra Suresi, 110. Ayet:
1.
kulid'ullâhe (kul ud'u allâhe)
: de ki Allah (diye) çağır
2.
evid'u (ev ud'û)
: veya çağır
3.
er rahmâne
: rahmân
4.
eyye
Kəhf Suresi, 9. Ayet:
Yoksa sen Ashab-ı Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi) şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?...
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
1.
ve izi'tezeltumû-hum
(i'tezele)
: ve onlardan ayrıldığınız zaman
: (ayrıldı)
2.
ve mâ ya'budûne
: ve kul olduğunuz şeyler
3.
illâllâhe (illâ allâhe)
: Allah'tan başka
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Ey Rasûlüm, bir baksaydın) görürdün ki, güneş doğduğu zaman, mağaranın sağ tarafına yönelir (ışınları onlara zarar vermez); battığı zaman da, onları sol taraftan terkederdi, Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu, Allah’ın mûcizelerindendir. Allah’ın hidayet ettiği kimse, o, doğru yol üzeredir. Şaşırttığı kimse için de, asla doğru yolu gösterici bir yardımcı bulamazsın....
Kəhf Suresi, 22. Ayet:
(Ehl-i kitab, Hz. Peygamber Aleyhisselâmın huzurunda): “- Yiğitlerin sayısı üçtür, dördüncüleri de köpekleridir.” diyecekler; “-Sayıları beştir, altıncıları da köpekleridir.” diyecekler ve gayb için zanda bulunacaklar. (Müminler de): “-bunlar yedi kimsedir, sekizincileri köpekleridir.” diyecekler. Ey Rasûlüm, sen, onlara de ki “-Rabbim, bunların sayısını daha iyi bilendir; kendilerini ancak pek az kimseler bilir. Artık bunlar hakkında zahiri bir münakaşadan başka bir münakaşa yapma
(işi
derinleş...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
1.
ve men azlemu
: ve daha zalim kimdir
2.
mimmen (min men)
: o kimseden
3.
zukkire
: zikredildi
4.
bi âyâti
: âye...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
Rabbinin âyetleri zikredildiği (hatırlatıldığı) zaman ondan yüz çeviren ve elleriyle takdim ettiklerini (günahlarını) unutan kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki Biz, onların kalplerinin üzerine (fıkıh etmeyi engelleyen) ekinnet kıldık. Ve onların kulaklarında
(işi
tmeyi engelleyen) vakra vardır. Sen, onları hidayete davet etsen de bundan sonra onlar, ebediyyen asla hidayete eremezler....
Məryəm Suresi, 7. Ayet:
1.
yâ zekeriyyâ
: ey Zekeriya
2.
in-nâ
: muhakkak biz
3.
nubeşşiru-ke
: biz seni müjdeliyoruz
4.
bi gulâmin
: bir ...
Məryəm Suresi, 62. Ayet:
Orada boş söz işitmezler. Ancak selâm
(işi
tirler). Orada sabah ve akşam rızıkları hazırdır....
Məryəm Suresi, 62. Ayet:
Ve (onlar) orada boş bir söz işitmezler; ancak selâm
(işi
tirler)! Ve orada sabah-akşam kendilerine âid rızıkları vardır....
Məryəm Suresi, 62. Ayet:
Orada faidesiz lakırdı işitmezler, ancak selâm
(işi
tirler) ve onlar için orada sabah ve akşam rızıkları da vardır....
Taha Suresi, 22. Ayet:
"Şimdi de elini koynuna sok: herhangi bir uğursuzluğun değil, (Bizim rahmetimizin) başka bir işareti olarak bembeyaz (ışıldayarak) çıkacaktır;...
Taha Suresi, 26. Ayet:
"Bana / benim buyruğumu /
(işi
mi) kolaylaştır."...
Taha Suresi, 32. Ayet:
"Onu buyruğumda /
(işi
mde) ortak kıl,"...
Ənbiya Suresi, 16. Ayet:
Biz, göğü, yeri ve bunlar arasındakileri, oyuncular
(işi
, eğlencesi) olarak yaratmadık....
Ənbiya Suresi, 16. Ayet:
Biz, göğü, yeri ve bunlar arasındakileri, oyuncular
(işi
, eğlencesi) olarak yaratmadık....
Həcc Suresi, 5. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ en nâsu
: ey insanlar
2.
in kuntum
: eğer siz iseniz
3.
fî
: içinde
4.
raybin
: şüphe
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan kimi de vardır ki, Allâh'a tek taraflı
(işi
ne gelen şeyler yönünden) kulluğu kabul eder. Eğer ona bir hayır isâbet eder ise, onunla keyiflenir. . . Şayet ona bir belâ isâbet eder ise, yüzüstü döner (kulluğunu inkâr eder). . . (Böylesinin) dünyası da gelecek yaşamı da yitirilmiştir. İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir!...
Həcc Suresi, 73. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ en nâsu
: ey insanlar
2.
duribe meselun
: bir misal, bir örnek verildi
3.
festemiû (fe istemiû)
: haydi, öyleyse dinleyin
(işi
tin)
4.
...
Möminun Suresi, 55. Ayet:
(55-56) Onlar kendilerine imdâd etdiğimiz (verdiğimiz) mal ve evlâd ile bizim hayırlarına acele etdiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar
(işi
n) farkına varmıyorlar. ...
Möminun Suresi, 56. Ayet:
Onların iyiliklerine koşuyoruz. Hayır onlar
(işi
n) farkında olmuyorlar....
Möminun Suresi, 56. Ayet:
(55-56) Onlar kendilerine imdâd etdiğimiz (verdiğimiz) mal ve evlâd ile bizim hayırlarına acele etdiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar
(işi
n) farkına varmıyorlar. ...
Nur Suresi, 18. Ayet:
Ve Allah âyetleri size açıklıyor. Allah,
(işi
n iç yüzünü) çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Nur Suresi, 18. Ayet:
Ve Allah âyetleri size açıklıyor. Allah,
(işi
n iç yüzünü) çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Nur Suresi, 18. Ayet:
Ve Allah âyetlerini size açıklıyor. Allah,
(işi
n iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nuru'dur. O'nun nuru, içinde misbah (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir....
Furqan Suresi, 61. Ayet:
Ne Yücedir O ki, gökte BURÇLAR meydana getirdi; orada bir nur saçan (parlak ışık - enerji kaynağı Güneş) ve nuru yansıtan kamer (ışık yansıtıcı Ay) oluşturdu (her birinin işlevi vardır)!...
Şüəra Suresi, 155. Ayet:
(Salih peygamber onlara şöyle) dedi: “- İşte bu, (Allah’ın emriyle kayadan çıkardığım) dişi bir deve! Su içme
(işi
), bir gün onun, belli bir gün de (nöbetle) sizin......
Şüəra Suresi, 167. Ayet:
Dediler ki: “Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!”...
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar
(işi
n sonunu) sezemiyorlardı....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz". . . Onlar
(işi
n) farkında değillerdi....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun'un karısı dedi ki: 'Benim için de senin için de bir göz nuru! Onu öldürmeyin. Olur ki bize bir yararı olur veya onu evlat ediniriz.' Oysa onlar
(işi
n) farkında değillerdi....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar
(işi
n sonunu) sezemiyorlardı....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Fir'avnın karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize fâidesi dokunur, yahud onu bir evlâd ediniriz». Halbuki onlar
(işi
n) farkında değillerdi! ...
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Ve Fir'avun’un hanımı: '(Bu çocuk) benim için de, senin için de bir göz aydınlığı! Onu öldürmeyin! Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlâd ediniriz' dedi. Hâlbuki onlar
(işi
n) farkında değillerdi....
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz (ışık veren güneş gibi) çıkacaktır. Ellerini de koltuklarının altına koy, sendeki korku gidecektir. İşte bunlar (Asâ’nın yılan olması, elin embeyaz güneş gibi çıkması), Rabbinden iki mucizedir ki, (seni onlarla) Firavun’a ve kavmine gönderdik, çünkü onlar fâsık (kâfir) bir kavim oldular.”...
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
"(Ve şimdi) elini koynuna sok; lekesiz olarak bembeyaz (ışıl ışıl) çıksın! Ve bütün korkulardan sıyrılmış olarak (artık) kolunu kanadını indir! Bu iki şey, senin, Rabbin tarafından Firavun ve onun seçkinler çevresine (gönderilen bir elçi) olduğunu gösteren alametlerdir. Çünkü onlar yoldan çıkmış, yozlaşmış bir topluluk haline gelmiş bulunuyorlar."...
Loğman Suresi, 7. Ayet:
1.
ve izâ tutlâ
: ve okunduğu zaman
2.
aleyhi
: onlara
3.
âyâtu-nâ
: âyetlerimiz
4.
vellâ
: döndü (dönüp gitti)
Loğman Suresi, 7. Ayet:
Ve ona âyetlerimiz okunduğu zaman onu işitmemiş gibi kibirlenerek döner (gider), onun kulaklarında vakra
(işi
tme engeli) varmış gibi. Öyleyse onu elîm azapla müjdele (ikaz et, uyar)....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î
(işi
tme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz....
Əhzab Suresi, 3. Ayet:
Allah’a tevekkül et,
(işi
ni O’nun vekâletine bırak). Sana (bütün işlerde) vekil, Allah yeter....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Ve zaafa uğratılanlar (hakir görülenler), kibirlenenlere: "Hayır,
(işi
niz) gece ve gündüz hile idi. Bize Allah'ı inkâr etmemizi ve O'na putları eşler koşmamızı emrediyordunuz." dediler. Azabı gördükleri zaman pişmanlıklarını saklarlar (için için pişman olurlar). İnkar edenlerin boyunlarına halkalar (zincirler) geçirdik. Onlar yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılırlar?...
Səba Suresi, 33. Ayet:
Zayıf sayılanlar da büyüklük taslayanlara: Hayır! Gece gündüz
(işi
niz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Zayıf sayılanlar da büyüklük taslayanlara: Hayır! Gece gündüz
(işi
niz) tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allah'ı inkâr etmemizi, O'na ortaklar koşmamızı bize emrederdiniz, derler. Artık azabı gördüklerinde, için için yanarlar; biz de o inkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta oldukları günahları yüzünden cezalandırılırlar....
Səba Suresi, 33. Ayet:
O zayıf düşürülenler de o büyüklük taslayanlara: «Hayır,
(işi
niz) gece, gündüz hilekârlıktı. Çünkü siz bize Allah'ı inkâr etmemizi ve O'na eş koşmamızı emrediyordunuz.» derler. Bunlar azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Biz de o kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlardır....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Zâif tanıtanlar da o büyüklük taslayanlara: «Hayır, derler, gece gündüz
(işi
niz) hıylekârlıkdı. Çünkü siz bize Allaha küfretmemizi, Ona benzerler (ortaklar) tanımamızı emrediyordunuz». Bunlar azâbı görünce (hepsi) peşîmanlıklarını (derdlerini) içlerine atarlar. Biz de o küfredenlerin boyunlarına (ateş) tomrukları (nı) takarız. Yapmakda olduklarının başkasıyle mi cezalandırılacaklardı ya? ...
Səba Suresi, 33. Ayet:
Güçsüz sayılanlar da, büyüklük taslayanlara dediler ki: Haydi, gece ve gündüzün
(işi
niz) hilekarlıktı. Hani siz, bizim Allah'a küfretmemizi ve O'na eşler koşmamızı emrediyordunuz. Azabı gördüklerinde ettiklerine içleri yandı. Ve küfretmiş olanların boyunlarına demir halkalar vurduk. Yapmakta olduklarından başkasıyla mı, cezalandırılacaklardı....
Fatir Suresi, 22. Ayet:
1.
ve mâ yestevî
: ve musavî, eşit değil
2.
el ahyâu
: hayy, diri, canlı
3.
ve lâ
: ve değil, olmaz
4.
el emvâtu
:...
Yasin Suresi, 37. Ayet:
Gece de onlar için bir işarettir! Ondan gündüzü (ışığı) çekeriz de hemen onlar karanlık içinde kalırlar....
Yasin Suresi, 37. Ayet:
Ve (bütün evren üzerindeki hakimiyetimizin bir parçası olan) gecede de onlar için bir işaret vardır: Biz ondan gün (ışığı)nı çekip alırız; ve birden karanlıkta kalıverirler....
Saffat Suresi, 8. Ayet:
O (şeyta)nlar mele-i A'lâyı (yüce melekler topluluğunu) dinleyemezler; her yandan kendilerine (ışınlar) atılır....
Saffat Suresi, 10. Ayet:
Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler....
Zümər Suresi, 56. Ayet:
(O süreçte) bir nefs şöyle der: "Allâh'ı tanımada yetersiz kalmam dolayısıyla düştüğüm hasrete (kayıplarıma) bak! Elbette ben alay edenlerdendim! (İşin gerçeğinin ve ciddiyetinin farkında değilmişim?)"...
Mömin Suresi, 61. Ayet:
Allâh O'dur ki size geceyi, içinde istirahat etmeniz için (serin ve karanlık); gündüzü de
(işi
nizi) görmeniz için aydınlık yaptı. Şüphesiz Allâh, insanlara lutufkârdır; fakat insanların çoğu şükretmezler....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda
(işi
tmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”...
Fussilət Suresi, 20. Ayet:
(Allâh'ın düşmanları bilinçler) oraya geldiklerinde, onların sem'leri
(işi
tme hassaları), basarları (görme hassaları) ve derileri (altındaki tüm bedenleri), tüm yaptıklarıyla onların aleyhine olarak şahitlik etti....
Fussilət Suresi, 22. Ayet:
Sem'inizin
(işi
tme azanızın), basarlarınızın (görme azalarınızın) ve bedenlerinizin aleyhinize şahitlik yapmasını ummadığınızdan (keyfinize göre yaşadınız). . . Yaptıklarınızın birçoğunu Allâh'ın bilmediğini zannediyordunuz!...
Zuxruf Suresi, 32. Ayet:
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüyorlar? Onların bu dünya hayatındaki geçim rızıklarını aralarında biz böldük. Bir kısmını da derecelerle diğerinin üstüne çıkardık ki, bir kısmı bir kısmını tutub çalıştırsın
(işi
nde kullansın ve kaynaşsınlar). Rabbinin rahmeti ise, kâfirlerin (mal ve mülk olarak dünyada) toplayıb durduklarından daha hayırlıdır....
Zuxruf Suresi, 47. Ayet:
Ne vakit ki onlara mu'cizelerimizle geldi, onlar birdenbire
(işi
alaya alıp) buna gülüverdiler....
Məhəmməd Suresi, 23. Ayet:
Böyleleri, Allah'ın gözden çıkardığı, (hakikatin sesine karşı) sağırlaştırdığı ve (ışığa karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir!...
Qəmər Suresi, 50. Ayet:
Emrimiz
(işi
miz, buyrultumuz) yalnız bir tekdir, göz açıp yumma gibidir!...
Rəhman Suresi, 14. Ayet:
1.
halaka
: yarattı
2.
el insâne
: insan
3.
min
: den
4.
salsâlin
: inorganik halden, organik hale dönüşmüş nemli ...
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Yalnızca bir söz
(işi
tirler:) "Selam, selam."...
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Yalnızca bir söz
(işi
tirler:) "Selam, selam."...
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Yalınız bir söz
(işi
dirler ki oda) «Selâm, selâm» dir. ...
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Ancak bir söz
(işi
tirler ki, o da): 'Selâm (olsun!), selâm (olsun)!'dur....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Yalnızca bir söz
(işi
tirler:) «Selam, selam.»...
Vaqiə Suresi, 73. Ayet:
Biz, onu (ateşi) bir ibret ve çöl yolcuları (sahrada konaklayanlar) için bir meta (ısı ve ışık kaynağı) kıldık....
Cümə Suresi, 9. Ayet:
Ey iman edenler!. . Cuma'nın günü'ndeki o salât için çağrıldığınızda, Allâh zikrine (Hakikatinizi HATIRLATMA çağrısına) koşun ve alışverişi bırakın! İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer
(işi
n gerçeğini) kavrayabilirseniz....
Cümə Suresi, 9. Ayet:
Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah'ı zikretmeye koşun. Alış-verişi
(işi
-gücü) bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır....
Talaq Suresi, 3. Ayet:
Ve hesap etmediği (aklına gelmeyen) bir yerden onu rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, artık ona O (Allah) kâfidir. Muhakkak ki Allah, emrini
(işi
ni) yerine getirendir. Allah herşey için bir kader tayin etmiştir....
Mülk Suresi, 7. Ayet:
Onun içine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki bed sesini işitdiler
(işi
dirler). ...
Məaric Suresi, 40. Ayet:
(40-41) Şu halde
(işi
n gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez....
Məaric Suresi, 41. Ayet:
(40-41) Şu halde
(işi
n gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez....
Nuh Suresi, 16. Ayet:
'Onların içinde ayı bir nûr yaptı ve güneşi (ışık verici ve ısındırıcı) bir kandil kıldı.'...
Nuh Suresi, 16. Ayet:
ve onların içine ay'ı (yansıyan) bir ışık olarak yerleştirmiş ve güneşi (ışık saçan) bir lamba yapmıştır?...
Cin Suresi, 8. Ayet:
'Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk.'...
Cin Suresi, 9. Ayet:
'Doğrusu biz, göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde otururduk; ama şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözleyen bir ateş (ışın) buluyor.'...
Qiyamə Suresi, 7. Ayet:
(7-9) Fakat; göz kamaştığı, ay tutulduğu (ışığı giderildiği) ve güneşle ay bir araya getirildiği zaman!...
Qiyamə Suresi, 8. Ayet:
(7-9) Fakat; göz kamaştığı, ay tutulduğu (ışığı giderildiği) ve güneşle ay bir araya getirildiği zaman!...
Qiyamə Suresi, 9. Ayet:
(7-9) Fakat; göz kamaştığı, ay tutulduğu (ışığı giderildiği) ve güneşle ay bir araya getirildiği zaman!...
Mürsəlat Suresi, 8. Ayet:
Yıldızlar silindiğinde (ışıkları görünmez olduğunda),...
Mürsəlat Suresi, 8. Ayet:
Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,...
Mürsəlat Suresi, 8. Ayet:
Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,...
Mürsəlat Suresi, 8. Ayet:
Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,...
Əbəsə Suresi, 13. Ayet:
(O'nun) kutsal ve soylu vahiyleri (ışığında),...
Əbəsə Suresi, 37. Ayet:
Onların hepsinin, o gün (izin günü), kendilerini meşgul eden bir şe'ni
(işi
başından aşan bir hali) vardır....
Tariq Suresi, 3. Ayet:
O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır....
Tariq Suresi, 3. Ayet:
O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır....
Şəms Suresi, 1. Ayet:
Güneşe ve onun duha vaktine (ışığının yayılıp parladığı zamana) andolsun....
Şəms Suresi, 2. Ayet:
(ışık almakda) ona tabî olduğu zaman aya, ...
Əhzab Suresi, 46. Ayet:
Hem kendi izniyle Allah'a bir davetçi ve aydınlık saçan bir şavk (ışık) olarak....
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yoksa onların gizlediklerini ve fısıltılarını işitmediğimizi mi sanırlar? Evet
(işi
tiyoruz)! Yanlarındaki Rasûllerimiz de yazmaktadırlar....
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır,
(işi
tiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar....
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yoksa onlar; gerçekten bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır,
(işi
tiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar....
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yahud biz onların içlerinde gizlediklerini ve aralarındaki fısıltılarını işitmiyoruz mu sanıyorlar? Hayır
(işi
diyoruz). Onların yanında da bizim elçilerimiz de var, yazıyorlar. ...
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yoksa (onlar) kendilerinin sırlarını (içlerinden geçirdiklerini) ve fısıldaşmalarını gerçekten biz işitmiyor muyuz sanıyorlar? Hayır! (İşitiyoruz!) Yanlarında bulunan elçilerimiz(yazıcı melekler) de yazıyorlar....
Zuxruf Suresi, 80. Ayet:
Yoksa onlar, gerçekten bizim sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır,
(işi
tiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (her şeyi) yazıyorlar....
Zuxruf Suresi, 89. Ayet:
(Rasûlüm!) Sen onlara aldırma ve: "Selâm" de! Yakında bilecekler
(işi
n hakikatini)!...
Bəqərə Suresi, 210. Ayet:
Onlar Allahın və mələklərin onlara bulud kölgələri içərisində gəlməsini və əmrin
(işi
n) bitirilməsini gözləyirlər? (Halbuki) bütün əmrlər (işlər) Allaha döndərilir....
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
(Hz. Məryəm): ‘Rəbbim, mənim övladım necə ola bilər? Mənə bir bəşər toxunmadı’ dedi. (Allah belə buyurdu): ‘Allah dilədiyini belə yaradar. Bir əmrin
(işi
n) olmasını təqdir etdiyi zaman yalnız ona ‘ol!’ deyər, o dərhal olar.’...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göylərin və yerin nurudur. Onun nuru, içində misbah (lampa) olan qəndil (işıq saçan bir çıraq) kimidir. Misbah şüşə içindədir. Şüşə sanki inci kimi (parıldayan) ulduz kimidir. Şərqdə və qərbdə olmayan mübarək bir ağacın yağından yandırılar. Onun yağı ona atəş dəyməsə də öz-özünə işıq verər. Nur üzərinə nurdur. Allah dilədiyini nuruna hidayət edər. Allah insanlara örnəklər verər. Allah hər şeyi ən yaxşı biləndir....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Zəifliyə uğradılanlar təkəbbürlənənlərə: ‘Xeyr,
(işi
niz) gecə və gündüz hiylə idi. Bizə Allahı inkar etməyimizi və Ona bütləri şərik qoşmağımızı əmr edirdiniz.’ dedilər. Əzabı gördükləri zaman peşmanlıqlarını gizlədərlər (için-için peşman olarlar). İnkar edənlərin boyunlarına halqalar (zəncirlər) keçirdik. Məgər onlar etdiklərindən başqa bir şeyləmi cəzalandırılırlar?...
Leyl Suresi, 2. Ayet:
Təcəlli edib (işıqlanmağa başlayacağı) an gündüzə (and olsun)....
Səba Suresi, 33. Ayet:
Zəiflər özləri haqda yüksək rəydə olanlara deyərlər: “Xeyr! (İşiniz) gecə-gündüz hiylə qurmaq idi. Siz bizə Allahı inkar etməyi və Ona şəriklər qoşmağı əmr edirdiniz”. Onlar əzabı gördükdə peşmançılıq hissini gizlədərlər. Kafirlərin boyunlarına zəncirlər vurarıq. Onlar ancaq etdikləri əməllərə görə cəzalandırılarlar....
Ali-İmran Suresi, 19. Ayet:
Subh?siz (peyg?mb?rl?rin g?tirdikl?ri v? s?ri?t s?klind? b?s?riyy?t? t?qdim etdikl?ri h?qiqi) din Allah yan?nda h?min Islamd?r. (Y?hudi v? xacp?r?stl?r kimi) (s?ma) kitab(?) verilmis k?sl?r yaln?z, onlara (isin h?qiq?ti bar?sind?) elm g?ldikd?n sonra, (ozu d?) h?s?d v? t?k?bbur ucbat?ndan (oz dinl?rind?) ixtilafa dusdul?r. Kim Allah?n ay?l?rin? kafir olsa, (bilsin ki,) Allah tez hesab c?k?ndir....
Nisa Suresi, 85. Ayet:
Kim (hər hansı bir xeyir işdə Allah və ya məxluq yanında) gözəl vasitəçilik etsə, həmin işdən ona pay (dünyada və axirətdə savab) çatacaqdır. Həmçinin kim pis vasitəçilik (hər hansı bir nahaq işdə və ya ləyaqətsiz bir şəxsin xeyrinə vasitəçilik) etsə, ona da həmin işdən
(işi
n günah və əzabından) pay düşəcəkdir. Allah həmişə hər şeyə qadir və hər şeyi qoruyandır....
Şüəra Suresi, 46. Ayet:
Sehrbazlar
(işi
n əzəmətindən və Haqqın qüdrətindən, naçar) səcdə halında torpağa qapandılar....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Və Fironun zövcəsi dedi: «(Bu körpə) mənim və sənin gözünün işığıdır. Onu öldürməyin, bəlkə (gələcəkdə) bizə bir xeyri olar, yaxud onu oğulluğa götürərik». Onlar
(işi
n aqibətindən) xəbərsiz idilər....
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Firon dedi: «Ey ölkə başçıları, mən sizin üçün özümdən başqa bir tanrı tanımıram. Ey Haman,
(işi
n məlum olması üçün) palçıq üzərində od qala (və kərpic bişir), mənim üçün uca bir bina tik, bəlkə Musanın tanrısını görəm (ya ulduzların vəziyyətindən Onun varlığını dərk edəm). Əlbəttə, mən onu yalançılardan hesab edirəm»....
Hədid Suresi, 24. Ayet:
Həmin o kəslər(i) ki, (boyunlarında olan vacib xərclərə) xəsislik edir və insanları da xəsisliyə vadar edirlər. Kim (haqqı qəbul etməkdən və malı Allah yolunda xərcləməkdən) üz döndərsə, şübhəsiz ki, Allah Özü ehtiyacsız və
(işi
və sifətləri) təriflənmişdir....
Təkəsur Suresi, 5. Ayet:
Belə deyildir. Əgər
(işi
n həqiqətini) elmül-yəqinlə (şəkk – şübhə ehtimalı olmayan bir elmlə) bilsəydiniz,...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
(Orada olsaydın,) günəş doğduğu zaman onların mağaralarının sağ tərəfinə meyl etdiyini, batarkən də (ışığı) onlara toxunmadan sol tərəfə getdiyini görərdin. Özləri isə mağaranın geniş bir yerində idilər. Bu, Allahın möcüzələrindəndir. Allah kimə hidayət edərsə, o doğru yolun yolçusudur. Kimi də zəlalətə düçar edərsə, artıq ona doğru yolu göstərən bir dost tapa bilməzsən....
Şüəra Suresi, 167. Ayet:
Dedilər ki: “Ey Lut! (İşimizə qarışmaqdan) vaz keçməsən, mütləq (şəhərdən) çıxarılanlardan olacaqsan!”...
Tariq Suresi, 3. Ayet:
O, (işığı ilə qaranlığı) yaran ulduzdur....
Bəqərə Suresi, 20. Ayet:
İldırım az qala onların gözlərinin (işığını) aldı. (Şimşək) onlar üçün (yolu) işıqlandırdıqca onlar gedir, üzərlərinə zülmət çökdükcə isə dayanıb dururdular. Əgər Allah istəsəydi, onları eşitmə və görmədən məhrum edərdi. Axı Allah hər şeyə qadirdir !...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göylərin və yerin nurudur. Onun nuru içərisində çıraq olan taxçanın (işığına) bənzəyir: çıraq şüşə içərisindədir, şüşə özü də sanki dürlü bir ulduzdur. O, nə Şərqə, nə də Qərbə aid edilməyən mübarək bir ağacın - zeytun ağacının (yağından) alışır. Onun [ağacın] yağı heç od toxunmamış sanki işıq saçar. Nur üstündə nur! Allah istədiyi kəsi Öz nuruna tərəf yönəldir. Allah insanlar üçün misallar çəkir. Axı Allah hər şeyi bilir....