Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Furqan Suresi, 39. Ayet:
Onların hər birinə misallar çəkdik və
(inkar
etdiklərinə görə) hamısını yerlə yeksan etdik....
Zümər Suresi, 9. Ayet:
Yaxud gecə vaxtı səcdə edərək və qiyamda duraraq ibadət edən, axirətdən çəkinən və Rəbbinin mərhəmətinə ümid bəsləyən kimsə
(inkar
edən kimsə ilə birdirmi)?! De: “Heç bilənlərlə bilməyənlər bir olarmı?! Ancaq ağıl sahibləri düşünüb ibrət alarlar”....
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
Əgər insanların
(inkar
edənlərə rəğbət göstərən) bir ümmət olmaları (təhlükəsi) olmasaydı, yalnız Rəhman olan Allahı inkar edənlərin evlərinin tavanlarını və çıxdıqları nərdivanları gümüşdən edərdik. (Bu ayədə dünya nemətlərinin Allahın nəzdində tamamilə dəyərsiz olduğu vurğulanmışdır.)...
Əbəsə Suresi, 17. Ayet:
Ölsün
(inkar
edən) insan! O necə də nankordur!...
Mülk Suresi, 18. Ayet:
Onlardan (Məkkə müşriklərindən) əvvəlkilər də (öz peyğəmbərlərini) təkzib etmişdilər. (Ya Peyğəmbər! Bir görəydin) Mənim onları cəzalandırmağım
(inkar
etməyim) necə oldu....
Bəqərə Suresi, 6. Ayet:
Şüphesiz ki (ey sânı yüce peygamber!) o küfre saplanıp kalanları (inkâr ve inadları yüzünden tuttukları yanlış yolun tehlikeli sonucundan) korkutsan da, korkutmasan da onlara göre birdir; inanmazlar, d)....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Bunlar Süleyman'ın (hakikatinin oluşturduğu) mülkü (tasarruf ettikleri) hakkında da (inkâra gidip), şeytanlara (vehmi tahrik ederek saptıranlara) tâbi oldular. Süleyman kâfir olmamıştır (hakikatinden perdelenmemiştir). Lâkin o şeytanlar (vehimlerine tabi olanlar) kâfir olmuştur (hakikati inkâr ederek); zira, insanlara sihirbazlık ve Babil'deki iki meleğe (Melîk'e) inzâl olanı öğretirlerdi. Oysa: "Biz imtihan vesilesiyiz; sakın hakikatinizdekini örterek (dış kuvvetlere başvurmak suretiyle sihir y...
Bəqərə Suresi, 108. Ayet:
Yoksa siz de, önceden Musa'nın sorgulandığı gibi Rasûlünüzü sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim hakikatindekine imanı küfür ile (inkâr ile) değiştirirse, yolun doğrusunu yitirmiş olur!...
Bəqərə Suresi, 192. Ayet:
Bundan sonra eğer (inkârdan ve savaştan) vazgeçerlerse, o taktirde muhakkak ki Allah, Gafûr'dur (mağfiret edendir), Rahîm'dir (rahmet sahibidir)....
Bəqərə Suresi, 211. Ayet:
İsrâiloğullarına sor, onlara (hidâyet vesîlesi olacak) nice apaçık mu'cizelerden verdik (de inkâr ettiler). O hâlde kim Allah’ın ni'metini (mu'cizelerini) kendisine geldikten sonra (onu) değiştirirse (inkâr sebebi yaparsa), artık şübhesiz ki Allah, azâbı çok şiddetli olandır....
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Allah kendisine saltanat verdi diye (gururlanarak) Rabbi hakkında İbrâhîm ile tartışanı (Nemrud’u) görmedin mi? O zaman İbrâhîm (ona): 'Rabbim, hayat veren ve öldürendir!' demişti. (O ise:) 'Ben (de) hayat verir ve öldürürüm!' dedi. İbrâhîm (bununüzerine): 'İşte şübhesiz Allah, güneşi doğudan getiriyor, haydi (sen de) onu batıdan getir!' dedi de artık o inkâr eden şaşırıp kaldı. Çünki Allah, zâlimler topluluğunu (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez....
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey îmân edenler! İnsanlara gösteriş için malını sarf etmekte olan, Allah’a ve âhiret gününe îmân etmiyor olan kimse gibi başa kakmak ve (gönül) incitmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın! İşte onun misâli, üzerinde biraz toprak bulunan bir kayanın hâli gibidir ki, ona şiddetli bir yağmur isâbet etmiş de, onu çıplak bir hâlde bırakmıştır. (Onlar) kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allah ise, kâfirler topluluğunu (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle)hidâyete erdirmez!...
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Muhakkak ki kâfirlere (inkârcılara), Allâh'tan açığa çıkacak şeye karşı ne malları ne de evlatları yarar sağlamaz. Bunlar ateşin yakıtıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(İnkar edenlere) de ki: -Yakında yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz, orası ne kötü yerleşme yeridir....
Ali-İmran Suresi, 19. Ayet:
Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir....
Ali-İmran Suresi, 54. Ayet:
Fakat
(inkar
cılar) hile yaptılar. Allah da onları cezalandırdı. Allah, hile yapanların cezasını en iyi verendir....
Ali-İmran Suresi, 117. Ayet:
(Onların) bu dünya hayâtında sarf etmekte oldukları şeylerin misâli, içinde şiddetli soğuk bulunan bir rüzgârın hâli gibidir ki, (inkâr ederek) kendilerine zulmeden bir kavmin ekinine isâbet edip de onu helâk etmiştir. Allah (amellerini boşa çıkarmakla) onlara zulmetmedi, fakat onlar (inkârlarıyla) kendilerine zulmediyorlar....
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Kâfîrler ve resûle asi olanlar (karşı gelen kimseler), o izin günü (kıyâmet günü) kendilerinin yerle bir olmalarını temenni ederler. Ve (inkâr ettikleri hiçbir) sözü, Allah'tan gizleyemezler....
Nisa Suresi, 88. Ayet:
O hâlde size ne oldu ki münâfıklar hakkında iki kısım oldunuz; hâlbuki Allah, onları kazandıkları (günahlar) yüzünden geriye (küfre) döndürmüştür. Allah’ın (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle) saptırdığını, hidâyete erdirmek mi istiyorsunuz? O takdirde Allah, kimi(kendi isyankârlığı yüzünden) dalâlete atarsa, artık onun (kurtulması) için aslâ bir yol bulamazsın!...
Nisa Suresi, 136. Ayet:
Ey iman edenler, "B" harfinin işaret ettiği anlam ile iman edin Allâh'a, O'nun Rasûlüne, Rasûlüne inzâl ettiği (El Esmâ mertebesinden bilincine) gibi daha öncekilere de inzâl etmiş olduğu hakikat bilgisine. . . Kim Esmâ'sıyla her şeyi yaratmış olan Allâh'a, O'nun melâikesine (Esmâ'nın işaret ettiği mânâların açığa çıkan kuvvelerine), O'nun Kitaplarına (inzâl etmiş olduğu hakikat bilgisine), O'nun Rasûllerine ve gelecekteki sonsuz yaşam sürecine kâfirlik ederse (inkâr ederse), gerçekten çok uzak ...
Nisa Suresi, 143. Ayet:
(İkiyüzlüler) iki arada yalpalayıp dururlar! Ne bunlara (iman ehli) ne de onlara (inkârcılar)! Allâh'ın (bozuk inanca) saptırdıkları için çıkış yolu bulamazsın!...
Maidə Suresi, 44. Ayet:
İçinde bir hidâyet ve bir nûr bulunan Tevrât’ı muhakkak ki biz indirdik. (Allah’a)teslîm olmuş peygamberler, yahudi olanlara onunla (Tevrât’la) hüküm verirlerdi; Allah’ın Kitâbı’nı muhâfazaya me’mur edilmeleri sebebiyle Rabbânîler (ilim ve ihlâsla kulluk ederek Rabb’e mensub olan kimseler) ve ahbâr (ilim sâhibi zâtlar) da (onunla hüküm verirlerdi); çünki (onlar,) ona gözcülük eden (tahriften koruyan) kimseler idiler.(Ey yahudiler!) O hâlde insanlardan korkmayın; ancak benden korkun ve âyetlerimi...
Maidə Suresi, 51. Ayet:
Ey îmân edenler! Yahudileri ve hristiyanları dostlar edinmeyin! Onlar birbirinin yârânıdırlar. Buna rağmen içinizden kim onları dost edinirse, artık şübhesiz o, onlardandır. Muhakkak ki Allah, zâlimler topluluğunu (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle) hidâyeteerdirmez....
Maidə Suresi, 67. Ayet:
Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni teblîğ et! Artık (bunu) yapmazsan, o takdirde O’nun (vahiy ile) gönderdiklerini teblîğ etmemiş olursun! Ve Allah, seni insanlardan muhâfaza edecektir. Şübhe yok ki Allah, (inkârlarındaki ısrarları sebebiyle)kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez....
Maidə Suresi, 81. Ayet:
Eğer, varlıklarını El Esmâ'sından yaratan Allâh'a, En Nebi'ye (Hz. Muhammed'e) ve O'na inzâl olunana iman etmiş olsalardı, onları (inkârcıları) evliya edinmezlerdi. . . Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır (inancı bozuk olanlar)....
Maidə Suresi, 81. Ayet:
Eğer Allah'a, Peygambere ve ona indirilene inansalardı, o(inkâr ede)nleri veli yapmazlardı. Ama onlardan çoğu yoldan çıkmış insanlardır....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Allah, ''bahîre, sâibe, vasîle ve hâm” diye bir şey yapmamıştır (meşru kılmamıştır). Ama o kâfirler (inkâr edenler), Allah'a karşı yalan iftirada bulunuyorlar (uyduruyorlar). Onların çoğu aklını kullanmıyor....
Ənam Suresi, 42. Ayet:
Resulüm! Senden önceki ümmetlere de peygamberler göndermiştik. (İnkârlarından dönüp boyun eğsinler), yalvarsınlar diye, onları yakalayıp darlık ve sıkıntılarla (çeşitli hastalıklarla) cezalandırmıştık....
Ənam Suresi, 42. Ayet:
Senden önce de ümmetlere elçiler gönderdik. (İnkârlarından dönüp bize) yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezâlandırmıştık....
Ənam Suresi, 46. Ayet:
De ki: Haber verin bana, eğer Allah işitmenizi ve gözlerinizi alır, kalbleriniz üzerini mühürlerse, Allah'tan başka hangi ilâh onu size getirir? Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklayıp çeviriyoruz, sonra da onlar
(inkar
cı sapıklar) yüzçeviriyorlar!...
Ənam Suresi, 71. Ayet:
De ki: Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar veremeyecek olan şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra şeytanların saptırıp şaşkın olarak çöle düşürmek istedikleri, arkadaşlarının ise: "Bize gel! " diye doğru yola çağırdıkları şaşkın kimse gibi gerisin geri (inkârcılığa) mı döndürüleceğiz? De ki: Allah'ın hidayeti doğru yolun ta kendisidir. Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir....
Ənam Suresi, 71. Ayet:
De ki: Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar veremeyecek olan şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra şeytanların saptırıp şaşkın olarak çöle düşürmek istedikleri, arkadaşlarının ise: «Bize gel!» diye doğru yola çağırdıkları şaşkın kimse gibi gerisin geri (inkârcılığa) mı döndürüleceğiz? De ki: Allah'ın hidayeti doğru yolun ta kendisidir. Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir....
Ənam Suresi, 110. Ayet:
Çünki (onlar) ona ilk def'a îmân etmedikleri gibi (bundan sonra da îmân etmeyeceklerdir)! (Biz de) onların kalblerini ve gözlerini (inkârlarındaki ısrarlarındandolayı, hakdan) çeviririz ve onları bırakırız (da), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar....
Ənam Suresi, 128. Ayet:
Ve (Allah) o gün, onları hep berâber bir araya getirecektir. (Kendilerine:) 'Ey cinler (tâifesinden olan şeytanlar) topluluğu! Şübhesiz ki (siz,) insanlardan (inkâr edenlerin sayısını) çoğaltmak istediniz!' (denilecek). Onların insanlardan olan dostları ise diyecek ki: 'Rabbimiz! (Doğrusu biz) birbirimizden faydalandık ve bize takdîr ettiğin ecelimize ulaştık!' (O da) şöyle buyuracak: 'Allah’ın dilediği müstesnâ, içinde ebediyen kalıcı kimseler olarak, varacağınız yer ateştir!' Şübhesiz ki Rabbi...
Əraf Suresi, 96. Ayet:
Eğer o kasabaların halkı (dosdoğru) inanıp (inkâr, inat ve azgınlıktan) sakınsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden bereket (kapılarını acardık; ama ne yazık ki (Hakk'ı) yalanladılar, biz de onları kazandıkları (kötülük ve haksızlıktan dolayı kahrımızla) yakaladık....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Oysa en güzel isimler Allah'ındır. Bundan dolayı Allah'a onlarla dua edin. Onun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri (inkârcıları) terkedin. Onlar yakında yaptıklarının cezasını çekecekler....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
(Ey kâfirler!) Eğer siz fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi! (Yenelim derken yenildiniz.) Ve eğer
(inkar
dan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. Yine (Peygamber'e düşmanlığa) dönerseniz, biz de (ona) yardıma döneriz. Topluluğunuz çok bile olsa, sizden hiçbir şeyi savamaz. Çünkü Allah müminlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Eğer fetih istiyor idiyseniz (ey kâfirler,) işte size fetih; ama eğer (inkârdan ve eski yaptıklarınızdan) vazgeçerseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Yok, geri dönerseniz biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa, size bir şey sağlayamaz. Çünkü Allah mü'minlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
(Ey kâfirler!) Eğer siz fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi! (Yenelim derken yenildiniz.) Ve eğer
(inkar
dan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. Yine (Peygamber'e düşmanlığa) dönerseniz, biz de (ona) yardıma döneriz. Topluluğunuz çok bile olsa, sizden hiçbir şeyi savamaz. Çünkü Allah müminlerle beraberdir....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Kabe'nin huzurunda namazları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değil! O halde küfrü küfranınızdan
(inkar
ve nankörlüğünüzden) dolayı tadın azabı!...
Ənfal Suresi, 38. Ayet:
İnkâr edenlere de ki: Eğer (inkâr ve inattan, şaşkınlık ve azgınlıktan) vazgeçerlerse, onların geçmişteki (küfür ve günahları) bağışlanır. Tekrar (inkâr ve azgınlığa) dönerlerse, öncekiler hakkında câri olan sünnet (ilâhî kanun) hükmünü yürütecektir....
Ənfal Suresi, 39. Ayet:
Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür....
Ənfal Suresi, 39. Ayet:
Yeryüzünde bir fitne kalmayıncaya ve din bütünüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (inkâr ve fitneden) vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah onların yapageldiklerini yeterince görendir....
Ənfal Suresi, 39. Ayet:
Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür....
Ənfal Suresi, 49. Ayet:
Hani bir vakit de münafıklar ve kalblerinde (inkâr, inat, cehalet ve fitne) hastalığı bulunanlar diyorlardı ki: «Canım şu mü'minleri de dinleri aldatmıştır.» Kim Allah'a güvenip dayanırsa şüphesiz ki Allah yegâne üstün ve yegâne hikmet sahibidir....
Ənfal Suresi, 52. Ayet:
(Bunların gidişi) Fir'avn haanedâniyle onlardan evvelkilerin gidişi gibidir. Onlar Allahın âyetlerini (inkâr ile) kâfir olmuşlardı da O da kendilerini, günâhları yüzünden, yakalamışdı. Çünkü Allah en büyük kuvvetin saahibidir, cezası pek çetindir. ...
Tövbə Suresi, 3. Ayet:
Ve büyük hacc (hacc-ı ekber) günü, Allah ve Peygamberinden insanlara bir duyurudur: Şüphesiz ki Allah ve Peygamberi müşriklerden ilişkilerini kesinlikle kesmişlerdir. Eğer (inkâr ve azgınlıktan) tevbe ederseniz bu sizin için hayırlıdır; yüzçevirirseniz, bilin ki siz Allah'ı âciz kılacak değilsiniz. Ve artık o küfürde ısrar edenleri elem verici bir azâb ile müjdele....
Tövbə Suresi, 17. Ayet:
Müşriklerin, Allah'ın mescidlerini imar etmeleri olmaz. Kendilerinin (nefslerinin) küfürlerine (inkârlarına, kâfirliklerine) şahitler iken. İşte onların amelleri heba olmuştur. Ve onlar, ateşte ebedî kalacak olanlardır....
Tövbə Suresi, 40. Ayet:
Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
(Senin aleyhinde söyledikleri yakışıksız sözleri) söylemediklerine Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler, İslâm olduktan sonra inkâr ettiler, başaramadıkları bir şeye yeltendiler. Sırf Allâh ve Elçisi, Allâh'ın lutfiyle kendilerini zengin etti diye (şimdi) öc almağa kalktılar. (Allâh ve Elçisinin iyiliğine karşı böyle nankörlük ettiler.) Eğer tevbe ederlerse kendileri için daha iyi olur. Yok eğer (inkâr yoluna) dönerlerse Allâh onlara dünyâda da, âhirette de acı bir biçimde ...
Tövbə Suresi, 80. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlar için ister mağfiret dile, ister onlar için mağfiret dileme (hiç fark etmez)! Eğer onlar için yetmiş def'a da istiğfâr etsen, Allah onları aslâ bağışlamayacaktır! Bu, şübhesiz ki onların, Allah’ı ve Resûlünü inkâr etmeleri sebebiyledir. Allah ise, (inkârlarındaki ısrarları yüzünden) fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez....
Tövbə Suresi, 97. Ayet:
Bedevî Araplar, küfür (inkâr) ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah'ın Resûl'üne indirdiği şeylerin sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar. Ve Allah; Alîm (en iyi bilen)'dir, Hakîm (hikmet sahibi, hüküm sahibi)'dir....
Tövbə Suresi, 125. Ayet:
Ve fakat; kalplerinde hastalık (nifak, şüphe, inkâr) olanların ise böylece murdarlıklarına (inkârlarına, şüphelerine ve pisliklerine) murdarlık katar (daha da artırır). Ve onlar, kâfir olarak ölürler....
Yunus Suresi, 18. Ayet:
Onlar
(inkar
cı putperestler), Allah'ı bırakıp kendilerine zarar ve yarar veremiyen cisimlere tapıyorlar ve «Bunlar Allah yanında şefaatçilerimizdir» diyorlar. De ki: Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz ?! O, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir....
Yunus Suresi, 65. Ayet:
Onların (inkârcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün güç Allah’ındır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir....
Yunus Suresi, 65. Ayet:
(Resûlüm) Onların (inkârcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün izzet (ve üstünlük) Allah'ındır. O, işitendir, bilendir....
Yunus Suresi, 65. Ayet:
(Resûlüm) Onların (inkârcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün izzet (ve üstünlük) Allah’ındır. O, işitendir, bilendir....
Yunus Suresi, 100. Ayet:
Allah'ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar (inkârcı) kılar....
Yunus Suresi, 100. Ayet:
Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar (inkârcı) kılar....
Yunus Suresi, 102. Ayet:
O halde, kendilerinden önce gelip geçen
(inkar
cıların yaşadığı felaket) günlerinden başka günler mi bekliyorlar? De ki: "Öyleyse, (olacak olanı) bekleyin bakalım; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyeceğim!"...
Hud Suresi, 7. Ayet:
“Hanginiz en güzel ameli yapacak?” diye sizi imtihan etmek için 6 günde (6 yevmde) semaları ve yeryüzünü yaratan O'dur. Ve O'nun arşı su üzerinde idi. Eğer sen: “Muhakkak ki siz, ölümden sonra beas edileceksiniz (diriltileceksiniz).” dersen, kâfir olan(inkâr eden, örten) kimseler mutlaka (şöyle) derler: “Bu ancak apaçık bir sihirdir.”...
Hud Suresi, 17. Ayet:
Rabbin tarafından (gelmiş) açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitab'ı (elinde) bulunan kimse (inkârcılar gibi) midir? Çünkü bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar. Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir, bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar....
Hud Suresi, 17. Ayet:
Rabbin tarafından (gelmiş) açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitab'ı (elinde) bulunan kimse (inkârcılar gibi) midir? Çünkü bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar. Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir, bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar....
Hud Suresi, 32. Ayet:
(İnkarcıların ileri gelenleri:) "Ey Nuh, bizimle çok tartıştın, tartışmayı (gereksiz yere) fazla uzattın" dediler, "eğer doğru sözlü kimselerdensen artık getir şu bizi tehdit edip durduğun şeyi!"...
Hud Suresi, 48. Ayet:
(Tarafımızdan) buyuruldu ki: 'Ey Nûh! Sana ve berâberindekilerden (çoğalarak tüm dünyaya yayılacak) olan ümmetlere bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in!(Onlardan ileride) öyle ümmetler de olacaktır ki, kendilerini yakında (dünyada)faydalandıracağız, sonra (inkâr etmelerinden dolayı) bizden onlara (yine pek) elemli bir azab dokunacaktır.'...
Yusif Suresi, 109. Ayet:
Ve Biz senden önce de (elçilerimiz olarak) her topluma (kendi içlerinden, onlara mesajlarımızı ulaştırmak üzere) kendilerine vahyettiğimiz (ölümlü) adamlardan başkasını göndermedik. Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden önce gelip geçen
(inkar
cı)ların sonlarının nasıl olduğunu görmüyorlar mı? Ve (bilmiyorlar mı ki,) Allah'a karşı sorumululuk bilinci taşıyan kimseler için ahiret yurdu (bu dünyadan) daha tercihe şayandır? Öyleyse artık akıllarını kullanmayacaklar mı?...
Yusif Suresi, 110. Ayet:
O kadar ki, peygamberler ümitlerini kaybedecek duruma gelip
(inkar
cıların onları) yalana çıkaracaklarını sandıkları zaman yardımımız onlara gelip yetişti; dilediğimiz kimseler kurtarıldı. Suçlu günahkâr milletten ise azâb ve şiddetimiz geri çevrilmez....
Rəd Suresi, 6. Ayet:
(İnkarcı azgınlar) senden iyilikten önce kötülüğün (gelmesini) acele isterler. Halbuki onlardan önce ibretli misâl teşkil edecek nice cezalar gelip geçmiştir. Şüphesiz ki, Rabbin insanlara, işledikleri zulümlerine karşı yine de mağfiret sahibidir ve şüphesiz ki Rabbin cezası pek şiddetlidir....
Rəd Suresi, 19. Ayet:
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar....
Rəd Suresi, 19. Ayet:
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar....
Rəd Suresi, 26. Ayet:
Allah dilediğine rızkı genişletir ve bir ölçüye göre de daraltır. (İnkarcı maddeciler) ise Dünya hayatiyle sevinirler. Oysa Dünya hayatı Âhiret'e göre ancak az bir geçimlik ve çok az bir yararlanmadan ibarettir....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer bu Kur'ân ile dağlar yürütülseydi veya yer onunla parça parça edilseydi, ya da ölüler onunla konuşturulsaydı, (emin ol Peygamberim, o inkarcı azgınlar yine de imân etmezlerdi veya bu gibi haller ve olaylar ancak Kur'ân ile mümkün olabilirdi). Ne var ki, bütün emir (ve hüküm) Allah'ındır. O imân edenler
(inkar
cılardan umut kesip) anlamadılar mı ki, Allah dileseydi bütün insanları doğru yola eriştirirdi. O küfredenlerin işledikleri sanatları durmadan başlarına belâ indirecek veya yurtlarının ...
Rəd Suresi, 32. Ayet:
Andolsun ki; senden önceki resûllerle de alay edildi. Fakat Ben, kâfir olan (inkâr eden) kimselere mühlet verdim. Sonra onları yakaladım (helâk ettim). O zaman Benim ikabım nasıl oldu?...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen
(inkar
cı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini (hakikatlerindeki Esmâ özelliklerini) küfür (inkâr) edenlerin yaptıklarının misali, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer. . . Kazandıklarından bir şey elde edemezler. . . İşte bu, (hakikatten) en büyük sapmanın ta kendisidir!...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkara şartlanmış olanların yapıp ettikleri, fırtınalı bir günde rüzgarın hışımla saçıp savurduğu küle benzemektedir; böyleleri kazandıkları (iyi) şeylerden (de ahirette) hiçbir yarar sağlayamazlar: çünkü (Allah'a karşı sergiledikleri) bu
(inkar
cı tutum) sapıklıkların en kötüsüdür....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim." Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır....
İbrahim Suresi, 22. Ayet:
(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: «Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim.» Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır....
İbrahim Suresi, 28. Ayet:
Görmez misin, Allâh nimetini (hakikat bilgisini) küfür (inkâr) ile değiştiren ve kendi toplumunu dar'ül bevar'a (hakikatin getirisi olmayan yaşama) indiren kimseleri? (Dar'ül Bevar = hakikatin getirisi olmayan yaşam)...
İbrahim Suresi, 34. Ayet:
Ve ondan istediğiniz herşeyden size verdi. Ve eğer Allah'ın ni'metini saysanız onu sayamazsınız. Muhakkak insan, gerçekten çok zalim ve çok nankördür (inkârcıdır)....
Hicr Suresi, 8. Ayet:
Melekleri ancak hak'ka dayalı bir hikmet) ile indiririz ve o zaman da
(inkar
cılara) mühlet verilmez, göz açtırılmaz....
Hicr Suresi, 12. Ayet:
İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız....
Hicr Suresi, 12. Ayet:
İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız....
Hicr Suresi, 12. Ayet:
İşte böylece biz onu (inkârı) suçluların kalplerine sokarız....
Hicr Suresi, 13. Ayet:
Kendilerinden öncekilerin sünneti (inkârcıların mahvedileceği yasası) geçtiği halde yine de ona inanmazlar....
Hicr Suresi, 88. Ayet:
Onlardan (elçilerden) bazılarına verdiklerimizi kıskanma ve onlardan
(inkar
cılardan) ötürü de üzülme. İnananlara kanatlarını indir....
Nəhl Suresi, 33. Ayet:
(İnkâr edenler) İlle kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin (azâb) emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allâh onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı....
Nəhl Suresi, 35. Ayet:
Allah'tan başkalarına tanrısal nitelikler yakıştıran kimseler: "Eğer Allah dileseydi," diyorlar, "ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye kulluk etmez, O'nun buyruğu hilafına hiçbir şeyi yasaklamazdık." Onlardan önce gelip geçen
(inkar
cılar) da tıpkı böyle demişlerdi; peki, bu durumda elçilere, (kendilerine indirilen mesajı) açık açık bildirmekten başka ne düşer?...
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan başka- fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır; onlar için büyük bir azap vardır....
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan başka- fakat kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır; onlar için büyük bir azap vardır....
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
Kalbi imanla dolu olduğu halde
(inkar
a) zorlanan dışında, imandan sonra inkara göğsünü açıp ALLAH'ı inkar edenler ALLAH'tan bir gazabı hakketmişlerdir ve onlar için büyük bir azap vardır....
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
Kalbi îmân ile mutmain olduğu hâlde (inkâra) zorlanan kimse müstesnâ, kim îmân ettikten sonra Allah’ı inkâr ederse (onun için şiddetli bir tehdid vardır), fakat kim de küfre gönlü(nü) açarsa, artık Allah’dan onların üzerine bir gazab ve onlar için (pek) büyük bir azab vardır....
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
İnandıktan sonra Allah'a nankörlük eden, -kalbi imanla yatışmış olduğu halde (inkâra) zorlanan değil- fakat küfre göğüs açan, (küfürle sevinç duyan) kimselere Allah'tan bir gazab iner ve onlar için büyük bir azâb vardır....
Nəhl Suresi, 127. Ayet:
Sabret, senin sabrın ancak Allah'ın yardımı iledir. Onların (inkârda inâd etmelerine) üzülme ; kurdukları hile ve tuzaktan dolayı telaşlanıp sıkıntıda kalma....
Kəhf Suresi, 1. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd O Allah'a ki,
(inkar
cı sapıkları) kendi katından şiddetli bir azâb ile korkutmak; iyi-yararlı amellerde bulunan mü'minleri, içinde devamlı kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelemek ve «Allah çocuk edindi» diyenleri uyarmak için kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve onda hiçbir eğrilik meydana getirmedi; onu dosdoğru sapasağlam tuttu....
Kəhf Suresi, 2. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd O Allah'a ki,
(inkar
cı sapıkları) kendi katından şiddetli bir azâb ile korkutmak; iyi-yararlı amellerde bulunan mü'minleri, içinde devamlı kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelemek ve «Allah çocuk edindi» diyenleri uyarmak için kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve onda hiçbir eğrilik meydana getirmedi; onu dosdoğru sapasağlam tuttu....
Kəhf Suresi, 2. Ayet:
(Onu) dosdoğru (bir Kitab) olarak (indirdi) ki, tarafından şiddetli bir azâb ile (inkâr edenleri) korkutsun ve sâlih ameller işleyen mü’minlere, şübhesiz kendileri için güzel bir mükâfât bulunduğunu müjdelesin!...
Kəhf Suresi, 3. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd O Allah'a ki,
(inkar
cı sapıkları) kendi katından şiddetli bir azâb ile korkutmak; iyi-yararlı amellerde bulunan mü'minleri, içinde devamlı kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelemek ve «Allah çocuk edindi» diyenleri uyarmak için kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve onda hiçbir eğrilik meydana getirmedi; onu dosdoğru sapasağlam tuttu....
Kəhf Suresi, 4. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd O Allah'a ki,
(inkar
cı sapıkları) kendi katından şiddetli bir azâb ile korkutmak; iyi-yararlı amellerde bulunan mü'minleri, içinde devamlı kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelemek ve «Allah çocuk edindi» diyenleri uyarmak için kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve onda hiçbir eğrilik meydana getirmedi; onu dosdoğru sapasağlam tuttu....
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
Rabbinin delilleri (Rabbanî özellikleri) hatırlatıldığı hâlde, onlardan yüz çeviren; iki eli ile hazırlayıp önceden gönderdiği şeyleri unutandan daha zâlim kim olabilir? Gerçek ki, (inkârları dolayısıyla) hakikati fark edememeleri için, kozalarına hapsettik; kulaklarına da ağırlıklar koyduk! Onları Hakikate davet etsen de, bu hâldeyken ebediyen hidâyete eremezler!...
Kəhf Suresi, 80. Ayet:
1.
ve emmâ el gulâmu
: ve fakat çocuğa (gelince)
2.
fe
: o zaman, böylece
3.
kâne
: oldu, idi
4.
ebevâ-hu
: onun a...
Kəhf Suresi, 80. Ayet:
Fakat çocuğa (çocuk meselesine) gelince, onun anne ve babası mü'minlerdi. Onları azgınlık ve küfre (inkâra) sürüklemesinden korktuk....
Kəhf Suresi, 105. Ayet:
Onlar Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı (inkâr ile) kâfir olup da (hayr nâmına bütün) yapdıkları boşa gitmiş bulunanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir ölçü tutmayacağız. ...
Kəhf Suresi, 106. Ayet:
(Âyetlerimi) örtmeleri (inkâr etmeleri) ve âyetlerimi ve resûllerimi alay konusu edinmeleri sebebiyle, onların cezası işte bu cehennemdir....
Məryəm Suresi, 77. Ayet:
(Şu) âyetlerimizi (inkâr ile) kâfir olan ve «Bana elbette mal ve evlâd verilecekdir» diyen adamı gördün mü? ...
Taha Suresi, 133. Ayet:
(İnkarcı sapıklar) O (Muhammed), Rabbından bize bir mu'cize getirse ya, dediler. Önceki sahifelerde gecen belgeler, deliller onlara gelmedi mi ? (Kur'ân, o mu'cize ve belgeleri onlara açıklamadı mı ?)...
Taha Suresi, 133. Ayet:
(İnkâr edenler): «Rabbinden bize bir mucize getirse ya» dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi?...
Ənbiya Suresi, 9. Ayet:
Sonra da onlara verdiğimiz sözü doğrulukla yerine getirdik. Onları ve dilediğimiz kimseleri kurtardık, (inkârda, sapıklık ve azgınlıkta) aşırı gidenleri ise yok ettik....
Həcc Suresi, 42. Ayet:
(Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Ad, Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladılar...
Həcc Suresi, 42. Ayet:
(42-44) (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!...
Həcc Suresi, 43. Ayet:
(42-44) (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!...
Həcc Suresi, 44. Ayet:
(42-44) (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!...
Həcc Suresi, 46. Ayet:
(İnkâr edenler) yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kendileri için onlarla akıl erdirecekleri kalbler ve onlarla işitecekleri kulaklar olsun! Ama şu gerçek ki, gözler kör olmaz, fakat göğüslerdeki kalbler (basîretler) kör olur....
Həcc Suresi, 72. Ayet:
Onlara açıklanmış âyetlerimiz okunduğu zaman münkeri (inkârı, reddi), inkâr edenlerin yüzlerinden tanırsın (farkedersin). Neredeyse, âyetlerimizi onlara okuyanlara saldıracaklar. De ki: “Size bundan daha şerrlisini haber vereyim mi?” Allah'ın kâfirlere vaadettiği o (şey), ateştir. Ne kötü masir (gidilecek yer)dir....
Möminun Suresi, 32. Ayet:
İçlerinden (seçip beğendiklerimizi) kendilerine peygamber olarak gönderdik. (O da onlara): «Allah'a ibâdet edin, O'ndan başka sizin için (hakiki) hiçbir tanrı yoktur; artık (inkârdan, puta tapmaktan, azgınlık göstermekten) sakınmazmısınız ?» dedi....
Möminun Suresi, 70. Ayet:
Yoksa, peygamberde bir cinnet var mı diyorlar? Hayır o peygamber, onlara hakkı (Kur’an’ı ve İslâm dinini) getirdi. Fakat onların çoğu hakkı sevmiyorlar, (inkâr ediyorlar)....
Möminun Suresi, 107. Ayet:
"Rabbimiz, bizi (ateşin) içinden çıkar, eğer yine (inkâra) dönersek, artık gerçekten zalim kimseler oluruz."...
Möminun Suresi, 107. Ayet:
"Rabbimiz, bizi (ateşin) içinden çıkar, eğer yine
(inkar
a) dönersek, artık gerçekten zalim kimseler oluruz."...
Möminun Suresi, 112. Ayet:
Allah, (inkârcılara) “Yeryüzünde kaç sene kaldınız?” diye sorar....
Nur Suresi, 21. Ayet:
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah'ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah'ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem'î'dir (en iyi işitendir) Alîm'dir (en i...
Nur Suresi, 40. Ayet:
Yahut (inkârcıların küfür içindeki hâlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Kime Allah nur vermezse, onun için nur diye bir şey yoktur....
Nur Suresi, 40. Ayet:
Ya da (inkâr edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur....
Nur Suresi, 40. Ayet:
Ya da
(inkar
edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Tanrı kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur....
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah sizden imân edip iyi-yararlı işlerde bulunanları, onlardan öncekileri yeryüzünde
(inkar
cı sapıkların) yerine getirdiği gibi, onları da (putperest müşriklerin) yerine getireceğini, onlar için hoş görüp razı olduğu dini yine onlar için sağlam temellere oturtup yerleştireceğini ve korkularının ardından güvene çevireceğini yeminle va'detmiştir: Öyle ki bana ibâdet edecekler, hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Bundan sonra kim küfrederse, işte onlar ilâhî sınırları aşanların kendileridir....
Furqan Suresi, 3. Ayet:
(İnkâr edenler), Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan, üstelik kendilerine fayda ve zararları dokunmayan, öldürmeye, yaşatmaya ve ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilâhlar edindiler....
Furqan Suresi, 38. Ayet:
Ad'ı, Semûd'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkârcılıklarından ötürü helâk ettik)....
Furqan Suresi, 38. Ayet:
Âd'ı, Semûd'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkârcılıklarından ötürü helâk ettik)....
Furqan Suresi, 38. Ayet:
Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de (inkârcılıkları yüzünden helak ettik)...
Furqan Suresi, 38. Ayet:
Âd'ı, Semûd'u, Res halkını ve bu arada daha birçok nesilleri (inkârları yüzünden helâk ettik)....
Furqan Suresi, 40. Ayet:
And olsun ki onlar
(inkar
cı sapıklar) âfet yağmuruna tutulup (yok edilen) kasabaya varmışlardı, onu görmediler mi ? Hayır, yeniden dirilip kalkmayı ummazlar....
Şüəra Suresi, 10. Ayet:
(10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ'ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir'avn'ın milletine git; artık (Allah'tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti....
Şüəra Suresi, 11. Ayet:
(10-11) Hani bir zaman Rabbin, Musâ'ya : «Zulmü âdet edinen millete, Fir'avn'ın milletine git; artık (Allah'tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan, haksızlık ve taşkınlıktan) sakınmıyacaklar mı ?» diye seslenmişti....
Şüəra Suresi, 216. Ayet:
Bununla beraber (hısımlarından) sana karşı gelip başkaldırırlarsa, de ki: «Şüphesiz ben sizin işleyegeldiğiniz (inkâr, azgınlık ve sapıklık)dan beriyim.»...
Nəml Suresi, 4. Ayet:
Âhiret'e inanmayanlara ise amellerini süsleyip çekici kıldık da o sebeple onlar (inkâr ve azgınlıkları içinde) bocalayıp dururlar....
Nəml Suresi, 57. Ayet:
Bunun üzerine (biz de) onu ve ehlini kurtardık. Ancak karısı hâriç; onun (inkârısebebiyle) geride kalanlardan olmasını takdîr ettik....
Qəsəs Suresi, 48. Ayet:
(Fakat) şimdi onlara tarafımızdan o hak (peygamber) gelince: «Musâya verilenler gibi ona da verilmeli değil miydi?» dediler! Onlar (ın ataları) daha evvel Musâya verileni (inkâr ile) kâfir olmadılar mı (sanki)? «iki sihir birbirine destek oldu dediler, «Doğrusu biz hepsini (inkâr edici) kâfirleriz» dediler. ...
Ənkəbut Suresi, 23. Ayet:
Allahın âyetlerini ve Ona kavuşmayı (inkâr ile) kâfir olanlar (yok mu?) işte benim rahmetimden (ancak) onlar ümîdlerini kesdiler. İşte pek acıklı azâb da onlarındır. ...
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
Karun'u, Fir'avn'ı ve Hâmân'ı da (inkâr ve azgınlıkları yüzünden) yok ettik. Sânım hakkı için Musâ onlara acık belgelerle (susturucu) mu'cizelerle geldi; fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar (Hakk'ı kabul etmediler ve ona boyun eğmeyi gururlarına yediremediler). Halbuki (Allah'ı âciz bırakacak ve inecek azâbın) önüne geçebilecek değillerdi....
Ənkəbut Suresi, 52. Ayet:
De ki: «Benimle sizin aranızda Allahın hakkıyle şâhid olması yeter. Göklerde, yerde ne varsa O bilir. Baatıla îman ve Allâhı (inkâr ile) kâfir olanlar (Yok mu?) İşte onlar hüsranda kalanların ta kendileridir. ...
Rum Suresi, 9. Ayet:
Onlar (Mekke kâfirleri), yeryüzünde gezib de kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmadılar mı? Onlar (daha evvel gelen Âd ve Semûd gibi kavimler), kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı ekib aktarmışlar ve onu kendilerinin imarından daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara mucizelerle ve açık ayetlerle gelmişlerdi. Öyle ise, Allah onlara zulmetmiyordu, fakat kendileri nefislerine (inkâr yapmakla) zulüm yapıyorlardı....
Loğman Suresi, 12. Ayet:
Ve andolsun ki Lokman'a hikmet verdik ki, Allah'a şükretsin. Ve kim şükrederse, o taktirde sadece kendi nefsi için şükreder. Ve kim küfrederse (inkâr ederse), o taktirde muhakkak ki Allah; Gani'dir (kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur), Hâmid'dir (hamdedilen)....
Səcdə Suresi, 12. Ayet:
(Ey Rasûlüm, kıyamette) müşrikleri, Rableri huzurunda başlarını eğerek: “-Ey Rabbimiz! Bize vaad ettiğini gördük, peygamberlerin doğruluğunu işittik ve kabul ettik. Şimdi bizi (dünyaya) geri çevir, salih bir amel işliyelim. Çünkü (inkâr ettiklerimize tamamen ve) yakînen inandık.” derlerken bir görsen!......
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (inkâr edenlerle) tamamıyla dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan
(inkar
edenlerle) tamamıyla dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 21. Ayet:
Andolsun, biz onlara belki
(inkar
cılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azabdan önce, yakın (dünyevi) azabtan da taddıracağız....
Səcdə Suresi, 21. Ayet:
Andolsun, biz onlara belki
(inkar
cılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azabdan önce, yakın (dünyevi) azabtan da tattıracağız....
Səba Suresi, 45. Ayet:
Onlardan önce gelen
(inkar
cılar da) yalanlamıştı; onlara verdiğimizin onda birine olsun (bunlar) erişememişlerdir. Peygamberlerini yalanladılar. (Bir bak), beni inkârın sonu ne oldu !...
Fatir Suresi, 26. Ayet:
Sonra inkâr edenleri yakaladım. Bundan sonra inkârım (inkâr edilmem) nasıl oldu?...
Fatir Suresi, 43. Ayet:
Bu da, yeryüzünde kibirlenmeleri ve kötü hileleri yüzündendi. Halbuki fena bir kuruntu, ancak sahibinin başına geçer. O halde evvelkilerin sünnetinden (inkârcıların başına gelen azabdan) başka ne gözetirler? Sen Allah’ın sünnetinde, (kâfirlere azap kanununda) aslâ bir tedbil bulamazsın. Allah’ın sünnetinde bir tahvil de bulamazsın....
Yasin Suresi, 19. Ayet:
Elçiler dediler ki: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir; size öğüt verilse de mi ? Hayır, siz (inkâr ve sapıklıkta, inat ve azgınlıkta) aşırı giden bir milletsiniz.»...
Saffat Suresi, 82. Ayet:
Sonra (inkâr içinde kalan) diğerlerini (tufanda) boğduk....
Sad Suresi, 13. Ayet:
Semud (kabilesi) ve Lut kavmi ve (Medyen'in) yemyeşil vadilerinin sakinleri (de aynı şekilde hakikati yalanlamışlardı): Onların tümü
(inkar
da) birleştiler....
Sad Suresi, 28. Ayet:
Yoksa biz, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanları, yeryüzünde fesad çıkaranlar gibi mi veya (Allah'tan) korkup (inkâr ve fitneden) sakınanları yozmuş sapıklar gibi mi tutacağız ?...
Sad Suresi, 59. Ayet:
(İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğinde, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler.) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir....
Sad Suresi, 59. Ayet:
(İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) 'İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır.' (Derler ki;) 'Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir'...
Sad Suresi, 59. Ayet:
(İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğinde, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler). Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir....
Sad Suresi, 59. Ayet:
(İnkârcıların ileri gelenlerine): "İşte şunlar peşinize düşüp sizinle beraber gerçeğe karşı direnenlerdir. " (denildiğinde, liderler): "Onlara merhaba yok, rahat yüzü görmesinler. Çünkü onlar da ateşe gireceklerdir. " (derler)....
Sad Suresi, 62. Ayet:
(İnkârcılar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?...
Sad Suresi, 62. Ayet:
(İnkârcılar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?...
Zümər Suresi, 33. Ayet:
Doğruyu getiren ve onu getireni tasdîk eden (var ya) işte (Allah'tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakınanlar onlardır!...
Zümər Suresi, 67. Ayet:
Onlar, Allah'ı (O'nun kudret ve yüceliğini, denge ve düzenini) hakkıyle takdir edemediler. Oysa yeryüzü Kıyamet günü O'nun kudret avucundadır. Gökler de O'nun (kudretini temsîl eden) sağ elinde katlanmış olacak. O,
(inkar
cı nankörlerin) ortak koştuklarından yücedir, münezzehtir....
Mömin Suresi, 12. Ayet:
İçinde bulunduğunuz hâlin sebebi şudur: Allâh, TEK'liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz - varsandığınız benliğinizden arınmayı teklif ettiğinde), küfür (inkâr) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O'na şirk anlayışı olsa, iman ederdiniz. . . Hüküm, Alîy, Kebiyr olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allâh'ındır!...
Mömin Suresi, 21. Ayet:
Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp kendilerinden önce yaşamış olan
(inkar
cı)ların sonunun ne olduğunu görmezler mi? Onlar, (kendilerinden) daha güçlüydüler ve yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı ama Allah onları günahlarından dolayı hesaba çekti ve (o zaman) kendilerini Allah'a karşı koruyacak bir kimse bulamadılar....
Mömin Suresi, 22. Ayet:
Bunun sebebi şu idi: Rasûlleri onlara apaçık delillerle geldi de küfür (inkâr) ettiler. . . Bunun üzerine Allâh da onları yakaladı. . . Muhakkak ki O, Kaviyy'dir, Şediyd ül 'Ikab'dır (suçu cezalandırması şiddetlidir)....
Fussilət Suresi, 7. Ayet:
Ki onlar zekât vermezler. Onlar âhireti (inkâr ile) kâfir olanların ta kendileridir. ...
Fussilət Suresi, 40. Ayet:
Ayetlerimiz hususunda hakdan ayrılanlar (inkâra düşenler), muhakkak bize gizli kalmazlar, (bütün yaptıklarınızı biliriz). O halde ateşe atılan mı hayırlıdır, yoksa kıyamet günü (azabdan) emin olarak gelecek olan mı? Artık dilediğinizi yapın; çünkü O, bütün yaptıklarınızı görendir....
Fussilət Suresi, 44. Ayet:
Şayet biz, bu Kur'ân'ı yabancı bir dille meydana getirseydik,
(inkar
cı müşrikler) derlerdi ki: O'nun âyetleri açıklansaydı ya.. Arab'a yabancı dille mi? De ki: O, imân edenlere doğru yolun rehberidir, (gönüllerde) şifâdır. İnanmayanların ise kulaklarında bir ağırlık vardır. Kur'ân, onlara kapalı ve karanlıktır. Sanki onlar uzak bir yerden çağırılırlar (gibi bir halleri vardır)....
Şura Suresi, 48. Ayet:
Bundan sonra eğer yüz çevirirlerse, Biz seni onların üzerine muhafız olarak göndermedik. Senin üzerine düşen sadece tebliğdir. Ve muhakkak ki Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır (sevinir). Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle bir kötülük isabet ederse, işte o zaman insan mutlaka kefûr olur (inkâr eder, nankör olur)....
Zuxruf Suresi, 15. Ayet:
(İnkarcı putperestler ve azgın sapıklar) ise, Allah'a O'nun kullarından bir cüz' (çocuk) yakıştırdılar. Şüphesiz insan (genellikle) açıktan inkarcı ve çok nankördür. (Ancak Allah'ın korudukları müstesna)....
Zuxruf Suresi, 30. Ayet:
(Fakat) kendilerine o hak gelince onlar «Bu, sihirdir. Biz onu (inkâr ile) küfredicileriz» demişlerdir. ...
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
Tüm insanlar
(inkar
cılıkta) bir tek toplum olacak olmasaydı, Rahman'ı inkar edenlerin evini gümüş tavanlar ve binip çıkacakları merdivenlerle donatırdık....
Zuxruf Suresi, 48. Ayet:
Onlara (Firavun ve kavmine) gösterdiğimiz her mucize, muhakkak diğerinden daha büyüktü. (İnkârlarından) dönerler diye, tuttuk onları azaba da çektik....
Duxan Suresi, 15. Ayet:
Biz sizden azâbı birazcık kaldırırız ama siz yine (inkârınıza) dönersiniz....
Duxan Suresi, 34. Ayet:
(34-35) Şüphesiz bunlar
(inkar
cı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz....
Duxan Suresi, 35. Ayet:
(34-35) Şüphesiz bunlar
(inkar
cı sapıklar) diyorlar ki: Ancak bizim ilk ölümümüz var, ötesi yoktur ve biz yeniden dirilip kaldırılacak da değiliz....
Casiyə Suresi, 8. Ayet:
(O kimse), kendisine okunan Allah’ın âyetlerini dinler, sonra da sanki hiç onları duymamış gibi, büyüklük taslayarak (inkârında) direnir. İşte onu, (pek) elemli bir azâb ile müjdele!...
Casiyə Suresi, 19. Ayet:
Çünkü onlar elbette Allah'a karşı seni koruyup (gelecek azâbdan) kurtaramazlar. Şüphesiz ki zâlimler birbirinin dostu ve sahip çıkanlarıdır. Allah ise korkup (inkâr ve azgınlıktan, şerr ve fesâddan) sakınanların dostu ve sahip çıkanıdır....
Əhqaf Suresi, 6. Ayet:
İnsanlar mahşerde bir araya toplatıldıkları zaman bunlar, onların düşmanları olurlar. Onların tapdıklarını (inkâr ile) küfredici (nesne) ler olurlar. ...
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki: «Bana haber verin, eğer (bu Kur'an) Allah tarafından (gönderilmiş) olup da siz (buna rağmen) onu (inkâr ile) küfr ediyorsanız ve İsrâîl oğullarından bir şâhid de onun benzerine (istinaden) buna şâhidlik etmiş, îman etmiş olduğu halde siz (îman etmeyi) kibrinize yediremiyorsanız (zulmetmiş olmaz mısınız?). Şübhe yok ki Allah, o zaalimler güruhunu muvaffak etmez». ...
Əhqaf Suresi, 25. Ayet:
Rabbisinin emri ile herşeyi helâk edecektir.” Nihayet o hale girdiler ki, meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte öyle mücrim (inkârcı) bir kavme, biz böyle ceza veririz....
Əhqaf Suresi, 27. Ayet:
And olsun ki, etrâfınızdaki (birçok) şehirleri (böyle isyanları yüzünden) helâk etmişizdir; belki (inkârlarından) dönerler diye âyetleri tekrar tekrar açıklamışızdır....
Fəth Suresi, 6. Ayet:
Bir de Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh hakkında su-i zanda bulunan (O'nu tanrı gibi düşünen) münafık (ikiyüzlü) erkek ve kadınlara, şirk koşan erkek ve kadınlara azabı yaşatması içindir! Zanları yüzünden devranın belâsı başlarında patlasın! Allâh onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş (inkârları sonucu hakikati yaşamaktan uzaklaştırmış); onlar için cehennem hazırlamıştır! Ne kötü dönüş yeridir!...
Fəth Suresi, 22. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
lev kâtele-kum
: eğer sizinle savaşsaydılar
3.
ellezîne
: onlar
4.
keferû
(ellezîne keferû)
: in...
Nəcm Suresi, 11. Ayet:
FUAD (Kalbindeki nöronların beyinde açtığı gerçeklikle bütünleşti dıştan gelen bilgi) yalanlamadı (inkâr etmedi) gördüğünü!...
Qəmər Suresi, 43. Ayet:
Şimdi sizin kâfirleriniz, ötekilerinizden hayırlı mı? Yoksa Kitaplarda sizin için bir berâet (inkârınızdan dolayı size sorumsuzluk) mu var?...
Vaqiə Suresi, 1. Ayet:
(1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz....
Vaqiə Suresi, 2. Ayet:
(1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz....
Vaqiə Suresi, 46. Ayet:
1.
ve kânû
: ve oldular
2.
yusirrûne
: ısrar ediyorlar
3.
alâ
: üzerinde, de
4.
el hınsi
: günah, yeminden dönme, ...
Mümtahinə Suresi, 8. Ayet:
İnanc(ınız)dan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen
(inkar
cılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz çünkü Allah adil davrananları sever....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bunun sebebi şudur: İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkâr ettiler). . . Bu yüzden kalpleri (anlayışları) kilitlendi! Bu yüzden, (inkârları kilitlenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risâlet işlevini) kavrayamazlar!...
Təhrim Suresi, 7. Ayet:
(İnkâr edenlere): «Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz.» (denilir.)...
Məaric Suresi, 42. Ayet:
Artık sen, onları bırak da, kendileri için va'dolunan güne kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar....
Nuh Suresi, 3. Ayet:
(3-4) Allah'a kulluk edin; O'ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah'ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.»...
Nuh Suresi, 4. Ayet:
(3-4) Allah'a kulluk edin; O'ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah'ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.»...
Nuh Suresi, 7. Ayet:
Hakikat ben, onları bağışlaman için ne kadar ,dâvet ettimse parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine örtünüp duymazlıktan geldiler ; (inkârda) İsrar edip büyüklük tasladıkça, tasladılar....
Nuh Suresi, 7. Ayet:
'Ve doğrusu ben, onlara mağfiret etmen için kendilerini ne zaman (îmân etmeye)da'vet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, (inkârlarında da) ısrâr ettiler ve büyüklük tasladıkça tasladılar.'...
Cin Suresi, 19. Ayet:
Doğrusu Allah'ın kulu (Muhammed), O'na duâ ve ibâdet etmek için kalkınca, onlar
(inkar
cı müşrikler) neredeyse üzerine çullanıyorlardı....
Müzzəmmil Suresi, 10. Ayet:
Onların
(inkar
cı müşriklerin) dediklerine katlan. Onları güzel bir tavırla terkedip ayrıl....
Müddəssir Suresi, 16. Ayet:
Hayır, asla. Muhakkak ki o Bizim âyetlerimize karşı (inkâr etmekte) inatçı oldu....
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Cehennem'de görev yapanları ancak meleklerden kıldık. Biz, onların sayısını kâfirler için bir fitne yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler; imân edenlere de, imânlarını artırsın ve kendilerine kitap verilenler ile mü'minler şüpheye düşmesin ; kalblerinde (inkâr ve inâd) hastalığı bulunanlar ile kâfirler de, «Allah bununla misâl olarak neyi murad etmiştir?» desinler. İşte Allah böylece dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbin ordularını ancak kendisi bil...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet:
'Nihâyet bize yakin (inkâr edemeyeceğimiz ölüm) geldi!'...
Mürsəlat Suresi, 17. Ayet:
Sonra (inkârcı Kureyş gibi) arkadan gelenleri, onlara ekliyeceğiz....
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
(İnkârcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin!...
Mürsəlat Suresi, 29. Ayet:
(İnkârcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin!...
Mürsəlat Suresi, 35. Ayet:
Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)......
Naziat Suresi, 8. Ayet:
(İnkârcı) kalbler, o gün ürperip hoplar yerinden;...
Naziat Suresi, 10. Ayet:
(10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!»...
Naziat Suresi, 11. Ayet:
(10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!»...
Naziat Suresi, 22. Ayet:
Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü....
Naziat Suresi, 22. Ayet:
Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstermek üzere sırtını döndü....
Əbəsə Suresi, 17. Ayet:
Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!...
Əbəsə Suresi, 17. Ayet:
Kahrolası
(inkar
cı azgın) insan ne de nankördür!....
İnşiqaq Suresi, 23. Ayet:
Ve Allah, onların (kalplerinde) sakladıkları şeyleri (inkârları, düşmanlıkları) en iyi bilir....
Əla Suresi, 14. Ayet:
(14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur....
Əla Suresi, 15. Ayet:
(14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur....
Fəcr Suresi, 26. Ayet:
Ve hiç kimse O'nun
(inkar
cı sapıklara) vurduğu bağ gibi bağ vuramaz....
Şəms Suresi, 9. Ayet:
Kendini (inkâr ve günah kirlerinden) arındıran kimse, korktuğundan kurtulup umduğuna ermiştir....
Şəms Suresi, 10. Ayet:
Ve kendini (inkâr ve günah ile) örtüp (karanlıklara) gömen kimse hüsrana uğramıştır....
Yasin Suresi, 77. Ayet:
O (inkârcı) insan görmedi mi: Biz onu bir nutfeden yarattık. Şimdi de aşikâr bir mücadeleci kesiliverdi....
Saffat Suresi, 170. Ayet:
Buna rağmen (Kur’ân gelince) onu inkâr ettiler. Ama (inkârlarının âkıbetini)ileride bilecekler....
Saffat Suresi, 170. Ayet:
Ama o uyarıyı inkâr ettiler, yakında (inkâr etmelerinin sonunun nasıl olacağını) bileceklerdir....
Zuxruf Suresi, 56. Ayet:
Ve onları sonradan gelecek (inkârcılar) için geçmiş bir ibret numunesi kıldık....
Zuxruf Suresi, 56. Ayet:
Onları sonradan gelen (inkârcı)ların geçmiş ataları ve örneği yaptık (bunlar da onların izinden gittiler)....
Zuxruf Suresi, 83. Ayet:
Bırak onları, (tehdîd anlamında) va'd olundukları günlerine kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar....
Zariyat Suresi, 46. Ayet:
Bundan önce Nûh milletini de (yok ettik). Çünkü onlar, din ve ahlâk sınırlarını aşan
(inkar
cı azgın) bir milletti....
Həşr Suresi, 23. Ayet:
O öyle Allah ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Mülkün sahibidir. O çok mukaddestir; selâmet ve güven kaynağıdır. Gözetendir; çok üstündür; çok güçlüdür. Dilediğini engelsiz, müdahalesiz yapandır; büyüklük ve yücelik O'na mahsustur. Allah
(inkar
cıların, putperest ve müşriklerin) ortak koştuklarından yücedir, münezzehtir....
Mülk Suresi, 25. Ayet:
(İnkarcı maddeciler) derler ki: Eğer doğru kimseler iseniz bu vaad (azâb tehdidi) ne zaman ?...
Rum Suresi, 44. Ayet:
Kim inkâr ederse küfrü (inkârı), kendi aleyhinedir. Ve kim salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa onlar, böylece kendi nefsleri için hazırlık yaparlar....
Rum Suresi, 44. Ayet:
Kim küfür (inkâr) eder ise, onun inkârı kendi zararınadır. . . Kim de imanın gereğini uygularsa, kendi nefsi için hazırlamış olur (yaptıklarının karşılığını)....
Bəqərə Suresi, 192. Ayet:
Bundan sonra əgər
(inkar
dan və döyüşdən) imtina etsələr, o təqdirdə şübhəsiz ki, Allah Ğafurdur, Rəhimdir (rəhmət sahibidir)....
Ali-İmran Suresi, 19. Ayet:
Şübhəsiz ki, Allahın dərgahındakı din İslamdır (təslim dinidir). Kitab verilənlər özlərinə elm gəldikdən sonra aralarındakı həsəd səbəbiylə ixtilafa düşdülər. Kim Allahın ayələrini örtsə
(inkar
etsə), o təqdirdə şübhəsiz ki, Allah hesabı tez görəndir....
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Kafirlər və rəsula asi olanlar (qarşı gələn kəslər) izn günü (qiyamət günü) özlərinin yerlə bir olmalarını təmənna edərlər (istəyərlər). (İnkar etdikləri heç bir) sözü Allahdan gizlədə bilməzlər....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Allah ‘‘bahirə, saibə, vəsilə və ham’ deyə bir göstəriş verməmişdir (qanun verməmişdir). Amma o kafirlər
(inkar
edənlər) Allaha qarşı yalan uydururlar. Onların çoxu ağlını işlətmir....
Tövbə Suresi, 17. Ayet:
Müşriklərin özlərinin (nəfslərinin) küfrlərinə
(inkar
larına, kafirliklərinə) şahid olduqları halda Allahın məscidlərini abadlaşdırmaları olmaz. Onların əməlləri puç olmuşdur. Onlar atəşdə əbədi qalacaq olanlardır....
Tövbə Suresi, 97. Ayet:
Bədəvi ərəblər küfür
(inkar
) və nifaq baxımından daha şiddətlidir. Allahın Rəsuluna endirdiyi şeylərin hüdudlarını bilməməyə daha meyillidirlər. Allah Alimdir, Hakimdir....
Şura Suresi, 48. Ayet:
Bundan sonra əgər üz çevirsələr, Biz səni onların üzərinə mühafız olaraq göndərmədik. Sənin üzərinə düşən yalnız təbliğdir. Şübhəsiz ki, Biz insana tərəfimizdən bir rəhmət daddırdığımız zaman onunla sevinər. Əgər əlləriylə təqdim etdikləri səbəbiylə bir pislik üz verərsə, o zaman insan mütləq nankor olar
(inkar
edər)....
Müddəssir Suresi, 16. Ayet:
Xeyr, əsla. Şübhəsiz ki, o, Bizim ayələrimizə qarşı
(inkar
etməkdə) inadkar oldu....
İnşiqaq Suresi, 23. Ayet:
Allah onların (qəlblərində) gizlətdikləri şeyləri
(inkar
ları, düşmənlikləri) çox yaxşı bilir...
İsra Suresi, 105. Ayet:
(Bu Qur’anı) haqq olaraq nazil etdik, haqq olaraq da nazil oldu (onun vəhy mənbəyindən çıxması haqq və uca bir məqsəd üçündür, nazil olması və qalması haqdır və o, hər bir səhv və təhrifdən uzaqdır). Biz səni (iman gətirənlər üçün) yalnız müjdə verən və
(inkar
edənləri) qorxudan göndərmişik (imamın vəzifələrindən olan icraya məmur və ya Allahın işlərindən olan cəzalandırmağa vəkil deyilsən)....
Fussilət Suresi, 45. Ayet:
Həqiqətən Biz Musaya (səma) kitab(ı) verdik. Beləliklə onun (qövmünün arasında kitabın qəbul edilməsi) barəsində ixtilaf düşdü. Əgər Rəbbin (tərəfin)dən keçmiş (hər bir ümmət üçün bir möhlətin olması barəsində əzəli elmdən keçərək Lövhi-Məhfuzda yazılmış) o söz olmasaydı, onların arasında
(inkar
edən kimi) mütləq (kütləvi əzab) hökm(ü) çıxarılardı. Doğrudan da onlar (həmin gün) Tövrat barəsində şübhə və tərəddüd doğuran şəkk içərisində idilər. Bunlar da (bu gün) Qur’an barəsində şübhə və tərəddü...
Qaf Suresi, 14. Ayet:
(Şüeyb qövmünə məxsus) o yamyaşıl və sıx ağaclı yerin sakinləri və (Yəmən padşahının) Tübbə qövmü. Onların hamısı peyğəmbərləri təkzib etdilər. Beləliklə Mənim
(inkar
edənlərə əzab vermək barəsindəki) qəti vədim (onlar barəsində) təsbit oldu....
Münafiqun Suresi, 5. Ayet:
Onlara: «Gəlin Allah Rəsulu sizin üçün bağışlanmaq diləsin,» deyildikdə
(inkar
və təkəbbür üzündən) başlarını bulayarlar, onları təkəbbürlə üz çevirən və başqalarını da düz yoldan saxlayan görərsən....
Yunus Suresi, 13. Ayet:
And olsun, sizdən əvvəlki neçə-neçə nəsilləri peyğəmbərləri onlara açıq-aydın möcüzələr gətirdikləri halda
(inkar
edib) zülm etdikləri zaman həlak etdik. Onlar onsuz da inanan deyildilər. Biz günahkar topluluğu belə cazalandırırıq....
Yunus Suresi, 65. Ayet:
Onların
(inkar
çıların) sözləri səni kədərləndirməsin. Çünki bütün güc Allahındır. O, haqqı ilə eşidəndir, haqqı ilə biləndir....
Yunus Suresi, 80. Ayet:
Onların
(inkar
çıların) sözləri səni kədərləndirməsin. Çünki bütün güc Allahındır. O, haqqı ilə eşidəndir, haqqı ilə biləndir....
Həcc Suresi, 44. Ayet:
və Mədyən əhli də
(inkar
etmişdi). Musa da yalançılıqda ittiham olundu və nəhayət, o inkarçılara möhlət verdim, sonra da onları yaxaladım. Məni inkar etməyin axırı necə olurmuş (gördülər)....
Möminun Suresi, 112. Ayet:
Allah
(inkar
çılara): “Yer üzündə neçə il qaldınız?” – deyə sual edər....
Nur Suresi, 40. Ayet:
Yaxud
(inkar
çıların küfr içindəki halları) dərin bir dənizdəki qaranlıqlar kimidir. (Elə bir dənizdir ki,) onu dalğa üstünə dalğa bürüyür, üstündə də buludlar var. Qaranlıqlar üstünə qaranlıqlar. İnsan əlini çıxarsa, az qala onu belə görə bilməz. Allah kimə nur verməzsə, onun nuru olmaz....
Furqan Suresi, 3. Ayet:
(İnkar edənlər) Allahı buraxıb heç bir şey yaratmayan, özləri də yaradılmış olan, üstəlik onlara faydası və zərəri toxunmayan, öldürməyə, yaşatmağa və ölüləri dirildib qəbirdən çıxartmağa gücləri yetməyən ilahlar tutdular....
Əbəsə Suresi, 17. Ayet:
Öləsi
(inkar
çı) insan! Necə də nankordur o!...
Bürüc Suresi, 21. Ayet:
Xeyr, o
(inkar
etdikləri kitab) şanı uca bir Qur`andır....