Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Yusif Suresi, 104. Ayet:
Halbuki bunun əvəzində onlardan heç bir şey istəmirsən. O (Quran), aləmlər
(insanlar)
üçün yalnız bir öyüddür....
Yusif Suresi, 105. Ayet:
Göylərdə və yerdə (Allahın varlığını və birliyini göstərən) neçə-neçə dəlillər vardır ki,
(insanlar)
onların yanından üz çevirib keçərlər....
Taha Suresi, 111. Ayet:
Bütün üzlər
(insanlar)
əzəli, əbədi və hər şeyə hakim olan Allahın hüzurunda yerə baş əymiş, zülmlə (şirklə) yüklənən kimsə isə ziyana düşmüşdür....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra
(insanlar)
həqiqi sahibləri olan Allahın hüzuruna qaytarılacaqlar. Bilin ki, hökm Onundur və O, ən sürətli haqq-hesaba çəkəndir....
Sad Suresi, 29. Ayet:
(Ya Peyğəmbər! Bu Quran) sənə nazil etdiyimiz mübarək (xeyir-bərəkətli) bir Kitabdır ki,
(insanlar)
onun ayələrini düşünüb dərk etsinlər və ağıl sahibləri də (ondan) ibrət alsınlar!...
Şura Suresi, 28. Ayet:
(İnsanlar) ümidsizliyə qapılandan sonra, yağmur göndərən, nemətini (yağışını) açıb paylayan Odur. İxtiyar sahibi Odur. Tərifə (şükrə) layiq olan da Odur....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
"Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Hâlbuki o iki melek, “Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme” demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece
(insanlar)
onlardan ki...
Ali-İmran Suresi, 163. Ayet:
Onlar
(insanlar)
Allah’ın katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 163. Ayet:
Onlar
(insanlar)
Allah katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir....
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(Harb esîri olarak) sağ ellerinizin mâlik olduğu kadınlar (mülk-i yemininiz olan cariyeler) müstesna olmak üzere diğer bütün kocalı kadınlar (la evlenmeniz de size haram edildi. Bu hürmetler) üzerinize Allanın farzı olarak (yazılmışdır). Onlardan maadası ise — namuskâr ve zinaya sapmamış
(insanlar)
haalinde (yaşamanız şartiyle) mallarınızla (mehir vermek veya satın almak suretiyle) ara (yıb nikâhla) manız için — size halâl edildi. O halde onlardan hangisiyle faidelendiyseniz ücretini takdir edil...
Maidə Suresi, 5. Ayet:
Bugün size bütün iyi ve temiz (nimetler) halâl kılındı. Kendilerine kitab verilenlerin yiyeceği sizin için halâl olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlar için halâldır. Namuskâr, zinaya sapmamış ve gizli dostlar da edinmemiş
(insanlar)
haalinde (yaşamanız şartiyle) mü'minlerden hür ve iffetli kadınlarla kendilerine sizden evvel kitab verilenlerden yine hür ve iffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerini ver (ib nikâh ed) ince (size halâldır). Kim îmanı tanımayıb kâfir olursa her halde bütün yapd...
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde (sizin yerinize) Onun sevdiği ve Onu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan
(insanlar)
: Bu, Allahın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler: «Allahın eli bağlıdır (sıkıdır)» dediler. Hay kendi elleri bağlanası ve söyledikleri (bu söz) den dolayı mel'un olası
(insanlar)
! Hayır, (Allahın) iki eli de açıkdır. Nasıl dilerse öyle infaak eder O. Rabbinden sana indirilen (âyetler), onlardan bir çoğunun, andolsun ki, azgınlığını, gâvurluğunu artıracak. (Bununla beraber) biz onların arasına kıyaamet gününe kadar (sürecek) düşmanlık ve kîn bırakdık. Onlar ne zaman harb için bir ateş tutuşdurdularsa Allah onu söndürdü (kendilerini dâ...
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey Âdem oğulları, size (şeytanın açmak istediği) çirkin yerlerinizi örtecek bir libâs, bir de giyib süsleneceğiniz bir libâs indirdik. Takvaa libâsı ise, o, daha hayırlıdır. Bu (libasların indirilmesi) Allahın (fazl-ü rahmetine delâlet eden) âyetlerinden (alâmetlerinden) dir. Tâki
(insanlar)
iyice düşünsünler (nimetlerinin kadrini bilsinler). ...
Əraf Suresi, 95. Ayet:
Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik de
(insanlar)
çoğaldılar ve: "Atalarımıza da darlık ve sevinç dokunmuştu (onlar da üzüntülü ve sevinçli günler geçirmişlerdi)." dediler (de olaylardan ibret alıp şükretmediler). Biz de onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık....
Yusif Suresi, 105. Ayet:
Göklerde ve yerde (Allahın varlığını, birliğini ve kemâl-i kudretini isbat eden) nice âyetler (nişaneler) vardır ki
(insanlar)
bunlardan yüz çevirici olarak, üstüne basar geçerler. ...
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği,
(insanlar)
bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir)....
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler) haline getirildiği,
(insanlar)
bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah'ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir)....
İbrahim Suresi, 52. Ayet:
Bu (Kur'ân), insanlara bir tebliğdir. (İnsanlar), bununla uyarılsınlar; O'nun yalnız Tek tanrı olduğunu bilsinler ve sağduyu sahipleri öğüt alsınlar diye (gönderilmiştir)....
Nəhl Suresi, 16. Ayet:
(Yer yüzünde) daha nice alâmetler (peyda etdi). Yıldız (lar) la da onlar
(insanlar)
yollarını doğrulturlar. ...
İsra Suresi, 3. Ayet:
Ey Nuh ile beraber (gemide) taşı (yıb selâmete çıkar) dığımız
(insanlar)
zürriyeti, (şu) bir hakıykatdır ki (Nuh) çok şükreden bir kuldu. ...
Taha Suresi, 111. Ayet:
Bütün yüzler
(insanlar)
, diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur....
Taha Suresi, 111. Ayet:
Bütün yüzler
(insanlar)
, diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur....
Ənbiya Suresi, 93. Ayet:
(İnsanlar) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Hepsi de ancak bize dönecekler....
Ənbiya Suresi, 93. Ayet:
(İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bize döneceklerdir....
Ənbiya Suresi, 93. Ayet:
(İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bize döneceklerdir....
Ənbiya Suresi, 107. Ayet:
Seni âlemler
(insanlar)
için sadece rahmet olarak irsâl ettik!...
Möminun Suresi, 52. Ayet:
Şüphesiz bu
(insanlar)
bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının (denildi)....
Möminun Suresi, 52. Ayet:
«Şüphesiz bu
(insanlar)
bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının» (denildi)....
Möminun Suresi, 52. Ayet:
Şu
(insanlar)
birtek ümmet haalinde sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Benden korkun. ...
Furqan Suresi, 72. Ayet:
Onlar ki yalan şâhidlik etmezler, boş ve kötü lâkırdıya rastladıkları vakit şerefli
(insanlar)
olarak (ondan yüz çevirib) geçerler. ...
Şüəra Suresi, 225. Ayet:
(225-226) Onların her vâdîde hakıykaten ifrata (mübalağaya) düşegeldiklerini ve hakıykaten yapmayacakları şeyleri söyler
(insanlar)
olduklarını görmedin mi? ...
Şüəra Suresi, 226. Ayet:
(225-226) Onların her vâdîde hakıykaten ifrata (mübalağaya) düşegeldiklerini ve hakıykaten yapmayacakları şeyleri söyler
(insanlar)
olduklarını görmedin mi? ...
Saffat Suresi, 11. Ayet:
Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız
(insanlar)
mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık....
Saffat Suresi, 11. Ayet:
Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız
(insanlar)
mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık....
Sad Suresi, 4. Ayet:
Şimdi bu
(insanlar)
aralarından bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar; ve hakikati inkar edenler şöyle diyorlar: "O (sadece) bir büyücü, bir yalancıdır!...
Sad Suresi, 46. Ayet:
Çünkü biz, onları, ahiret yurdunu anmaktan ibaret pak bir hasletle hâlis
(insanlar)
kıldık....
Sad Suresi, 46. Ayet:
Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis
(insanlar)
yapdık. ...
Sad Suresi, 87. Ayet:
"O, âlemler
(insanlar)
için bir hatırlatmadan başka değildir. "...
Şura Suresi, 7. Ayet:
İşte sana böyle Arabca bir Kur’ân vahyettik ki, şehirlerin anasını (Mekke’yi) ve onun etrâfındaki (bütün yeryüzü belde)leri(ni) korkutasın ve (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan o toplanma günü (kıyâmet) ile (onları) korkutasın! (O gün) bir kısım
(insanlar)
Cennette, bir kısım
(insanlar)
da alevli ateştedir....
Şura Suresi, 16. Ayet:
(İnsanlar) kabul edip girdikten sonra Allah'ın dini hakkında tartışmaya girişenlerin iddiâ ve delilleri Rableri katında hükümsüzdür. Onlara bir gazap vardır ve çok çetin bir azap da onlar içindir....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O,
(insanlar)
umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O,
(insanlar)
umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O'dur
(insanlar)
ümit kesmişlerken yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan. O, öyle dost, öyle övülmeye layık olandır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O,
(insanlar)
ümidlerini kesdikden sonra, yağmuru indirmekde, rahmetini yaymakda olandır. O, hakıykî yâr, her hamde sezâvârdır. ...
Şura Suresi, 28. Ayet:
Ve O,
(insanlar)
ümidlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. Çünki O, Velî (hakiki dost ve yardımcı olan)dır, Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık)tır....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O,
(insanlar)
bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve (bu suretle) rahmetini sergileyendir; çünkü (insanların) koruyucusu yalnız O'dur, hamd O'na mahsustur....
Şura Suresi, 28. Ayet:
O ki,
(insanlar)
ümitlerini kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini her tarafa yayar. O hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır....
Duxan Suresi, 32. Ayet:
Andolsun ki onları (İsrailoğullarını), bir İLİM ile âlemlere
(insanlar)
üstün seçtik!...
Əhqaf Suresi, 11. Ayet:
Fakat hakikati inkara şartlanmış olanlar, iman edenlere şöyle derler: "Eğer bu (mesaj)da bir hayır olsaydı, bu
(insanlar)
onu kabul etmekte bizim önümüze geçmezlerdi!" Ve onlar, bu (mesaj) sayesinde hidayete ulaşmayı reddettiklerinden, her zaman, "Bu (yalnızca) eski bir yalandır!" diyecekler....
Həşr Suresi, 17. Ayet:
Nihayet ikisinin de aakıbeti hakıykaten ateşin içinde ebedî kalıcı
(insanlar)
olmalarıdır. İşte bu, o zaalimlerin cezasıdır. ...
Mülk Suresi, 10. Ayet:
Ve (şunu) söylediler (söylerler): «Eğer bizi dinler, yahud aklımızı kullanır
(insanlar)
olsaydık şu çılgın cehennem yârânı içinde bulunmazdık.» ...
Nuh Suresi, 27. Ayet:
Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör
(insanlar)
doğururlar (yetiştirirler)....
Nuh Suresi, 27. Ayet:
«Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör
(insanlar)
doğururlar (yetiştirirler).»...
Nuh Suresi, 27. Ayet:
"Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını şaşırtırlar ve sadece ahlâksız, nânkör
(insanlar)
doğururlar."...
Cin Suresi, 7. Ayet:
"Muhakkak ki onlar
(insanlar)
, sizin gibi düşünüp, Allâh'ın hiçbir kimseyi asla bâ's etmeyeceğini, zannetmişler!" (Bu âyet cinlerin de yaşadıkları beden boyutu itibarıyla 'Ölüm - kıyamet' aşaması sonrasına insanlar gibi vâkıf olmadıklarını göstermektedir. A. H. )...
Naziat Suresi, 46. Ayet:
(İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler....
Təkvir Suresi, 27. Ayet:
O âlemler
(insanlar)
için yalnızca Zikir'dir (hatırlatmadır)!...
Ğaşiyə Suresi, 17. Ayet:
(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 17. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 18. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 20. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Rum Suresi, 43. Ayet:
Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün
(insanlar)
bölük bölük ayrılacaklardır....
Rum Suresi, 43. Ayet:
Allâh'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan süreç (ölüm) gelmeden önce, vechini (şuurunu), Din-i Kayyim'e doğrult (İslâm'a - her şeyin Allâh'a mutlak teslim olduğu gerçeğine) ki, o süreçte
(insanlar)
bölük bölük ayrılırlar....
Rum Suresi, 43. Ayet:
Allah'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan o gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün
(insanlar)
bölük bölük ayrılırlar....
Rum Suresi, 43. Ayet:
Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün
(insanlar)
bölük bölük ayrılacaklardır....
Rum Suresi, 43. Ayet:
Allah'tan, geri çevirilmesi mümkün olmayan gün gelmezden önce, yüzünü dosdoğru dine yönelt. O gün
(insanlar)
bölük bölük ayrılırlar (bir bölük cennete, öbür bölük ateşe gider)....
Nəhl Suresi, 16. Ayet:
Əlamətlər (yaratdı). (İnsanlar) ulduzlar vasitəsilə də (getdikləri) yolu müəyyənləşdirirlər....
Mömin Suresi, 16. Ayet:
O gün
(insanlar)
(yer üzünə) çıxacaq və onların heç bir şeyi Allahdan gizli qalmayacaqdır. (Allah deyəcək:) “Bu gün hökm kimə məxsusdur? Tək olan, (hər şeyə) Qalib Gələn Allaha!”...
Şura Suresi, 28. Ayet:
(İnsanlar) ümidlərini kəsdikdən sonra yağış endirən və Öz mərhəmətini (hər yana) yayan Odur. O, Himayəçidir, Tərifəlayiqdir....
Hicr Suresi, 39. Ayet:
Dedi: «Ey Rəbbim, məni (Öz dərgahından uzaqlaşdırmaqla) azğınlığa atdığına görə, mən də yer üzündə (bütün pis işləri) onlar
(insanlar)
üçün zinətləndirəcək və onların hamısını azdıracağam»....
Rum Suresi, 43. Ayet:
(Ya Muhəmməd!) Allah tərəfindən qarşısıalınmaz gün gəlməzdən öncə (qəlbinin) üzünü bu düzgün və möhkəm (sabit) dinə doğru döndər. O gün
(insanlar)
parçalanıb bölük-bölük olarlar....
Şura Suresi, 28. Ayet:
(İnsanlar) naümid olduqdan sonra faydalı yağışı nazil edən və Öz rəhmətini yayan Odur və Odur başçı, dost, yardımçı və (bütün sifət və işləri) təriflənmiş!...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Süleymanın hökmranlığı haqqında şeytanların (və şeytan xislətli insanların) uydurduqları yalanların arxasınca düşdülər. Halbuki Süleyman (cadu edərək) küfrə düşmədi. Lakin şeytanlar insanlara sehri və (xüsusilə də) Babildəki Harut və Ma-rut adlı iki mələyə ilham edilən (sehr)i öyrətməklə küfrə düşdülər. Halbuki o iki mələk: “Biz ancaq imtahan üçün göndərilmiş mələklərik”, – demədikcə heç kimə (sehr) öyrətmirdilər. Beləliklə,
(insanlar)
onlardan ər ilə arvadı bir-birindən ayıracaqları sehri öyrən...
Hud Suresi, 116. Ayet:
Gərək sizdən əvvəlki nəsillərdən ağlı başında olan kimsələr
(insanlar)
yer üzündə fitnə-fəsad törədilməsini qadağan edəydilər. Ancaq aralarından özlərini xilas etdiyimiz çox az kimsə bunu etmişdi. Zülm edənlər isə onlara bəxş edilən rifaha uydular və günahkar kimsələr oldular....
Ənbiya Suresi, 93. Ayet:
(İnsanlar) işlərini öz aralarında parça-parça etdilər. Onların hamısı yalnız bizim hüzurumuza qayıdacaqlar....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Onlar şeytanların Süleyman səltənəti haqqında dediklərinin ardınca getdilər. Süleyman küfr etməmişdi. Şeytanlar isə insanlara sehrbazlığı və Babildəki Harut və Marut adlı iki mələyə endirilmiş şeyləri (camaata) öyrədərək kafirlik etmişdilər. Onların ikisi də: "Biz bir sınağıq, inkar etmə !" demədən heç kimi öyrətmirdilər. Onlar
(insanlar)
kişi ilə arvadının arasını vurmağı bu iki mələkdən öyrəndilər. Lakin onlar Allahın izni olmadığı üçün bununla heç kəsə ziyan vura bilməzdilər. Onlar
(insanlar)
...