Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allaha iftira yaxan, yaxud özünə heç nə vəhy olunmadığı halda: “Mənə də vəhy olunmuşdur!” - deyən və: “Mən də Allahın endirdiyinin (endirdiyi ayələrin) bənzərini endirəcəyəm!” - deyən kimsədən daha zalım kim ola bilər?! O zalımlar ölümün (boğucu) dalğaları içində ikən mələklər də əllərini uzadıb
(onlara):
“Çıxarın canlarınızı! Allaha qarşı yalan sözlər danışdığınıza və Onun ayələrinə qarşı təkəbbür göstərdiyinizə görə siz bu gün alçaldıcı bir əzabla cəzalandırılacaqsınız!” - deyərkən onların hal...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
(Ya Rəsulum!) Musadan sonra bir dəstə (tanınmış) İsrail övladının başına gələnləri görmədinmi? Onlar öz peyğəmbərinə: “Bizə bir hökmdar göndər ki, (onun köməyi ilə) Allah yolunda (zülmkarlarla) vuruşaq!” - dedilər. O da
(onlara):
“Sizə vuruşma əmri olduqda, bəlkə, vuruşmadınız?” – söylədi. Onlar cavabında dedilər: “Allah yolunda nə üçün vuruşmayaq ki, yurdumuzdan çıxarıldıq, övladlarımızdan ayrıldıq”. Lakin onlara vuruşmaq vacib olduğu vaxt, içərilərindən az bir qismi müstəsna olmaqla, (hamısı d...
Rəd Suresi, 23. Ayet:
Özlərinin, həmçinin əməlisaleh ataları, övrətləri və övladlarının daxil olacaqları Ədn cənnətləri gözləyir. Mələklər də hər bir qapıdan (cənnət qapılarından) daxil olub
(onlara):
...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rəbbindən qorxanlar da dəstə-dəstə Cənnətə gətiriləcəklər. Nəhayət, ora çatınca onun qapıları açılacaq və (cənnət) gözətçiləri
(onlara):
“Salam əleykum! (Sizə salam olsun!) Xoş gəldiniz! Əbədi qalacağınız Cənnətə daxil olun!” – deyəcəklər....
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
Yine hatırlayın ki, Musa (çölde susuzluktan yok olmaya yüztutan) kavmi için su istemişti. «Asa'nı taşa vur!» demiştik. (O da vurunca) taştan oniki pınar kaynamıştı. (Böylece) her soy su alacağı pınarı bilmişti.
(Onlara):
«Allah'ın rızkından yeyin, için (fakat) fesad çıkararak yeryüzünde haddi aşmayın (ilâhî sınırların dışına taşmayın) denilmişti....
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
İsrailoğulları: Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır, dediler. De ki
(onlara):
Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
İsrailoğulları: Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır, dediler. De ki
(onlara):
Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Ve onlar: "Ateş bize birkaç günden fazla dokunmaz" derler. De ki
(onlara):
"Allah'tan bir söz mü aldınız -çünkü Allah hiçbir zaman sözünden caymaz- yoksa asla bilemeyeceğiniz bir şeyi mi Allah'a isnat ediyorsunuz?"...
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya Nasara olun ki hidâyete eresiniz!". . . De ki
(onlara):
"Hayır biz, hanîf olan İbrahim milletindeniz (aynı inancı paylaşanlardanız); o, müşriklerden değildi!. . "...
Bəqərə Suresi, 139. Ayet:
Söyle
(onlara):
"Allâh, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, O'nun hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size âittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız."...
Ali-İmran Suresi, 106. Ayet:
O günde ki nice yüzler bembeyaz olacak, nice yüzler de kapkara kesilecek. Yüzleri simsiyah olanlara gelince
(onlara):
İmânınızdan sonra küfretdiniz ha!. İşte o küfretmenize mukaabil tadın azabı» (denilir). ...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra (Allah), bu gamın arkasından sizin üzerinize sükûnet veren bir uyku indirdi, içinizden bir grubu sarıp kaplıyordu ve diğer grup, canlarını önemsemişti (canlarının kaygısına düştüler). Allah'a karşı cahiliyye zannı ile haksız zanda bulunuyorlar: "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) var mı?" diyorlar.
(Onlara):
"Muhakkak ki emirlerin hepsi Allah'ındır." de. İçlerinde sana açıklamadıkları bir şey saklıyorlar. "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) olsaydı, burada öldürülmezdik." diyorlar. Eğer ...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Buna rağmen Allah’a karşı yalan uydurandan veya ken disine birşey vahyolunmadığı hâlde: 'Bana vah yo lundu' diyenden ve: 'Allah’ın indirdiği (âyetler) gibi ben de indireceğim' diyenden daha zâlim kim olabilir?Bu yüzden o zâlimleri, ölümün şid det leri içinde (can çekişirler) iken bir görsen ki melekler(can alıcılar olarak) elleri ni uzatmışlar
(onlara):
'Çıkarın canlarınızı! Allah’a karşı hak olmayanı söylüyor olduğunuz dan ve âyetlerine karşı büyüklük taslamakta bulunduğunuzdan dolayı, bugün aş...
Ənam Suresi, 149. Ayet:
Söyle
(onlara):
«(Madem ki öyle bir ilminiz yokdur) o halde tam ve kâmil hüccet Allahın (hücceti) dir. İşte eğer O, dileseydi topunuzu birden elbette hidâyete kavuşdururdu». ...
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak
(onlara):
«İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!» denilecek....
Yunus Suresi, 35. Ayet:
Sor
(onlara):
“Hak yola yönelten kimse ortak koştuklarınızdan biri midir?” Cevap ver: “Hak yola yönelten sadece Allah’tır. Peki, hak yola yönelten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendi başına doğru yolu bulamayacak olan mı? Şu hâlde ne oluyor size; nasıl böyle bir hükme varabiliyorsunuz?”...
Hud Suresi, 69. Ayet:
Ve Gerçek şu ki, İbrahim'e (semavi) elçilerimiz müjdeyle geldiler, (ve) "Selam olsun!" dediler; o da
(onlara):
"(Size de) selam olsun!" diye karşılık verdi ve sonra da onların önüne kızarmış bir buzağıyı getirip koymakta gecikmedi....
Rəd Suresi, 16. Ayet:
"Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" diye sor (onlara). Ve de ki "Allah(tır)!" (Ve yine) de ki: "Peki, öyleyse (niçin) Allah'ı bırakıp, kendileri için bile ne bir yarar sağlayabilecek ne de bir zararı giderebilecek güçte olmayan şeyleri kendinize koruyucular, kayırıcılar olarak görüyorsunuz?" Sor
(onlara):
"Hiç kör olan kimseyle gören kimse bir olur mu? Yahut kopkoyu karanlıkla aydınlık bir tutulabilir mi?" Yoksa onlar Allah'la beraber, O'nun yarattığına benzer (şeyler) yaratan başka tanrısal güçle...
Hicr Suresi, 46. Ayet:
(Onlara):
"Oraya esenlikle, güven içinde girin!" (denilir)....
Nəhl Suresi, 28. Ayet:
(O kâfirler), kendilerine zulmetmiş kimseler olarak, meleklerin, canlarını aldıkları kimselerdir. O vakit onlar şöyle diyerek teslim olurlar: «Biz, bir kötülükten dolayı yapmıyorduk.»
(Onlara):
«Hayır, Allah sizin ne maksatla yaptığınızı elbette çok iyi bilendir.»...
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
(Ve yine ona denildi ki:) 'Artık ye, iç ve gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görecek olursan
(onlara):
'Doğrusu ben, Rahmân için (susma) oruc(u) adadım; bu yüzden bugün hiçbir insanla aslâ konuşmayacağım!’ de!'...
Həcc Suresi, 68. Ayet:
Ve eğer seninle mücâdele ederlerse o taktirde
(onlara):
“Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir.” de....
Möminun Suresi, 23. Ayet:
Ve andolsun ki Nuh (A.S)'ı kendi kavmine gönderdik. O zaman
(onlara):
“Ey kavmim! Allah'a kul olun. Sizin için O'ndan başka İlâh yoktur. Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız (Allah'a ulaşmayı dilemeyecek misiniz)?” dedi....
Furqan Suresi, 77. Ayet:
(Onlara):
“Rabbim, dualarınız olmasa size değer vermez. Oysa siz yalanlamıştınız. Fakat (azap) kaçınılmaz olacak.” de....
Şüəra Suresi, 62. Ayet:
Musâ
(onlara):
«Hayır, şüpheniz olmasın ki Rabbim bizimledir; (O, kurtuluş) yolu gösterecektir» dedi....
Nəml Suresi, 90. Ayet:
Kim de kötülük getirirse onların da yüzleri ateşe sürtülür.
(Onlara):
'Siz yaptıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılıyorsunuz?' (denir)....
Ənkəbut Suresi, 36. Ayet:
Medyen (halkın)a da kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Böylece
(onlara):
'Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; âhiret gününe ümid bağlayın ve yeryüzünde fesad çıkaran kimseler olarak bozgunculuk yapmayın!' dedi....
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah
(onlara):
"Yaptıklarınızı (cezasını) tadın!" diyecektir....
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah
(onlara):
«Yaptıklarınızı (cezasını) tadın!» diyecektir....
Səba Suresi, 15. Ayet:
Andolsun ki Sebe' kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı: Sağ ve soldan iki bahçe!
(onlara):
«Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab!» (denildi)....
Səba Suresi, 18. Ayet:
Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve onlar da muntazam gidiş geliş düzenledik.
(Onlara):
Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün (dedik)....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Ve onlar orada şöyle feryad ederler: «Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım.»
(Onlara):
«Ya size orada düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki? Hem size Peygamber de geldi. O halde tadın; çünkü zalimleri kurtaracak yoktur!» (denilecektir.)...
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar, orada şöyle feryad ederler: «Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, yapageldiklerimizden başka salih bir amel yapalım.»
(Onlara):
«Size düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı da gelmişti. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur.» (denir)....
Saffat Suresi, 21. Ayet:
(Onlara):
«İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (iyi ve kötüyü) ayırt etme günüdür» denir....
Saffat Suresi, 25. Ayet:
(Onlara):
«Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz?» (denilir.)...
Zümər Suresi, 72. Ayet:
(Onlara):
"Orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin!" denildi. Artık kibirlenenlerin mesvası (kalacağı yer) ne kötü....
Zümər Suresi, 72. Ayet:
(Onlara):
«Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından» denir. Bak, büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!...
Casiyə Suresi, 34. Ayet:
Ve
(onlara):
“Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin “bugününüze kavuşmayı” unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur.” denildi....
Əhqaf Suresi, 34. Ayet:
İnkar edenlerin ateşe sunuldukları gün
(onlara):
'Nasıl, bu gerçek değil miymiş?' (denir). 'Evet, Rabbimize yemin olsun ki (gerçekmiş)' derler. (Allah da): 'Öyleyse inkar etmenize karşılık azabı tadın' der....
Tur Suresi, 14. Ayet:
(Onlara):
«İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur» (denilecek)....
Tur Suresi, 19. Ayet:
(Onlara):
«Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için» (denilir.)...
Hədid Suresi, 12. Ayet:
Mümin erkeklerle mümin kadınları, önlerinden ve sağlarından, (amellerinin) nurları aydınlatıp giderken gördüğün günde,
(onlara):
Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir, denilir. İşte büyük kurtuluş budur....
Hədid Suresi, 12. Ayet:
Mümin erkeklerle mümin kadınları, önlerinden ve sağlarından, (amellerinin) nurları aydınlatıp giderken gördüğün günde,
(onlara):
Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir, denilir. İşte büyük kurtuluş budur....
Hədid Suresi, 13. Ayet:
O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar iman edenlere derler ki: 'Bize bakın da sizin nurunuzdan bir parça ışık alalım'.
(Onlara):
'Arkanıza dönüp bir nur araştırın' denir. Bu sırada aralarına bir kapısı olan bir duvar çekilir ki, onun iç yanı rahmettir, dış yanında ise azap vardır....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı.
(Onlara):
«Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allâh inkâr edenler hakkında Nûh'un karısı ile Lût'un karısını misâl verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki Sâlih kulun (nikâhı) altında idiler, onlara hiyânet ettiler. Kocaları Allah'tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan savamadı.
(Onlara):
"Haydi, girenlerle beraber siz de ateşe girin" denildi....
Mülk Suresi, 9. Ayet:
(Onlar) derler ki: 'Evet! Gerçekten bize bir korkutucu geldi, fakat biz yalanladık ve
(onlara):
'Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz!’ dedik.'...
Mürsəlat Suresi, 43. Ayet:
(Onlara):
«Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için» (denir)....
Nəbə Suresi, 30. Ayet:
(Onlara):
«Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız» (denir)....
Naziat Suresi, 24. Ayet:
Ve
(onlara):
'Ben sizin en yüce rabbinizim!' dedi....
Mutəffifin Suresi, 17. Ayet:
Sonra da
(onlara):
'İşte kendisini yalanlamakta olduğunuz (azab), budur!' denilecektir....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra (Allah) bu qəmin arxasından sizin üzərinizə sükunət (rahatlıq) verən bir yuxu endirdi, içinizdən bir qrupu bürüdü və digər qrup canlarına əhəmiyyət vermişdi (canlarının harayına qalmışdılar). Allaha qarşı cahiliyyə zənni ilə haqsız düşüncələrə qapılırlar: ‘Bu əmrdən bizə bir şey (bir nəsib) varmı?’ deyirlər.
(Onlara):
‘Şübhəsiz ki, əmrlərin hamısı Allahındır.’ de. İçlərində sənə açıqlamadıqları bir şey gizlədirlər. ‘Bu əmrdən bizə bir şey (bir nəsib) olsaydı, burada öldürülməzdik.’ deyirlə...
Həcc Suresi, 22. Ayet:
Nə vaxt qəmdən (qurtulmaq üçün) oradan çıxmaq istədiklərində oraya (geri) qaytarılarlar.
(Onlara):
‘Yandırıcı əzabı dadın!’ (deyilir)....
Furqan Suresi, 77. Ayet:
(Onlara):
‘Əgər dualarınız olmazsa, Rəbbim sizə dəyər verməz. Halbuki siz yalanladınız. Lakin (əzab) qaçınılmaz olacaq.’ de....
Zümər Suresi, 72. Ayet:
(Onlara):
‘Orada əbədi qalmaq üzrə cəhənnəmin qapılarından girin!’ deyildi. Artıq təkəbbürlənənlərin qalacağı yer nə pisdir....
Casiyə Suresi, 34. Ayet:
(Onlara):
‘Bu gün sizi unudacağıq, eynilə sizin ‘bu gününüzə qovuşmağı’ unutduğunuz kimi. Sizin məviniz (qalacağınız yer) atəşdir. Sizin üçün bir köməkçi yoxdur.’ deyildi....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Mələklər özlərinə zülm edənlərin canlarını alarkən
(onlara):
“Siz nə halda idiniz?”– deyəcəklər. Onlar: “Biz yer üzündə zəif insanlar idik!”– deyəcəklər. (Mələklər də onlara): “Məgər Allahın torpağı o qədər geniş deyildimi ki, siz orada hicrət edəydiniz?”– deyəcəklər. Onların sığınacaqları yer Cəhənnəmdir. Ora nə pis dönüş yeridir....
Furqan Suresi, 36. Ayet:
(Onlara):
“Ayələrimizi yalan sayan bir tayfanın yanına gedin!”- dedik. Sonra Biz o tayfanı yerli-dibli yox etdik....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Üstəlik Rəhmli Rəbb
(onlara):
“Salam” deyəcək....
Mülk Suresi, 27. Ayet:
Kafirlər əzabın yaxın olduğunu gördükdə üzləri eybəcər görkəm alacaq və
(onlara):
“Sizin durmadan istədiyiniz (əzab) bax budur!”– deyiləcəkdir....
Haqqə Suresi, 24. Ayet:
(Onlara):
“Keçmiş günlərdə etdiyiniz əməllərə görə nuşcanlıqla yeyin-için!”(–) (deyiləcəkdir)...
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün ki, onlar (həmin qızıl-gümüş) Cəhənnəm odunda qızardılacaq və onlarla həmin şəxslərin alınlarına, böyürlərinə və kürəklərinə dağ basılacaq
(onlara):
«Bu, özünüz üçün yığdığınız həmin xəzinələrdir, odur ki, dadın yığdıqlarınızın cəzasını!» (deyiləcəkdir)....