Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra insanların
(sel
kimi) axışıb gəldiyi yerdən siz də gəlin və Allahdan bağışlanmanızı diləyin! Şübhəsiz ki, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir....
Möminun Suresi, 41. Ayet:
(Bir az sonra) həqiqətən, qorxunc (tükürpədici) bir səs onları bürüdü. Biz onları
(sel
üstündəki) saman çöpünə döndərdik. Zalım (kafir) tayfa məhv (Allahın rəhmətindən uzaq) olsun!...
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için manna ve bıldırcın
(sel
va) indirmiştik: "Sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden (tayyib) yiyin (külu)" (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefslerine zulmetmişlerdi....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve üzerinize bulutları gölgelik kıldık. Ve üzerinize kudret helvası ile
(Sel
va denilen) Yelve kuşunu indirdik. «Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin pâk helâl (olanlarını) yiyiniz!» dedik. Bize zulmetmiş olmadılar, ancak kendi nefislerine zulmeder oldular....
Bəqərə Suresi, 198. Ayet:
(Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizin lütuf ve keremini istemekte size bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılıp
(sel
gibi Müzdelife’ye) akın ettiğinizde, Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin. Onu, size gösterdiği gibi zikredin. Doğrusu siz onun yol göstermesinden önce yolunu şaşırmışlardan idiniz....
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra insanların
(sel
gibi) aktığı yerden siz de akın. Allah'tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir....
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra insanların
(sel
gibi) aktığı yerden siz de akın. Allah'tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir....
Bəqərə Suresi, 199. Ayet:
Sonra insanların
(sel
gibi) aktığı yerden (Arafat’tan siz de) akın edin ve Allah’dan mağfiret dileyin! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok mağfiret eden)dir, Rahîm (çok merhamet eden)dir....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef
(sel
efe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Ali-İmran Suresi, 174. Ayet:
Ve sonunda kendilerine bir kötülük dokunmadan Allah'ın
(sel
âmet ve gönül yatıştırıcı) nîmetiyle ve fazl-u keremiyle geri döndüler; Allah'ın rızası doğrultusunda hareket edip O'na uydular. Allah çok büyük fazl-u kerem sahibidir....
Ali-İmran Suresi, 188. Ayet:
Getirdikleriyle (etdikleri kötülüklerle) kıvanan, yapmadıkları ile de öğütmelerini arzu eden o kimseler (yok mu?) onların azâbdan kurtulacak
(sel
âmet) bir yerde bulunacaklarını zinhar sanma, zinhar sanma. Onlara pek acıklı bir azâb vardır. ...
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Ve lâ tenkihû mâ nekaha âbâukum minen nisâi, illâ mâ kad selef
(sel
efe). İnnehu kâne fâhışeten ve maktâ(maktan). Ve sâe sebîlâ(sebîlen)....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Hurrimet aleykum ummehâtukum ve benâtukum ve ehavâtukum ve ammâtukum ve halâtukum ve benâtul ahi ve benâtul uhti ve ummehâtukumullâtî erdâ’nekum ve ehavâtukum miner radâati ve ummehâtu nisâikum ve rabâibukumullâtî fî hucûrikum min nisâikumullâtî dehaltum bihinn(bihinne), fe in lem tekûnû dehaltum bihinne fe lâ cunâha aleykum, ve halâilu ebnâikumullezîne min aslâbikum, ve en tecmeû beynel uhteyni illâ mâ kad selef
(sel
efe). İnnallâhe kâne gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Size herhangi bir şekilde sağlık
(sel
am) verildiği zaman, siz de ondan daha güzeli ile sağlık
(sel
am) verin veya aynısı ile mukabele edin! Allah, herşeyi hesaba çekmektedir....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Yâ ehlel kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâl hakk(hakka). İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh
(sel
âsetun). İntehû hayran lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid(vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled(veledun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ(vekîlen)....
Maidə Suresi, 95. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hûrûm(hûrûmun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele min en neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrih(emrihî) afâllâhu amma selef
(sel
efe) ve men âde fe yentakimullâhu minh(minhu) vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin)....
Ənam Suresi, 127. Ayet:
Onlara Rableri katında Dârü's-Selâm
(Sel
âmet Yurdu) vardır; yapageldikleri (iyi amelleri)ne karşılık onların dost ve yârı (Allah)dır....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Ve onların aralarında bir perde ve A'rafın (tepelerin) üstünde onların hepsini simalarından (yüzlerinden) tanıyan adamlar vardır. Henüz oraya (cennete) dahil olmamış ama ümit eden cennet ehline: “Selâmlanmak
(sel
âm) sizin üzerinize olsun!” diye nida ettiler....
Əraf Suresi, 95. Ayet:
Sonra bu sıkıntının yerine iyilik
(sel
âmet, bolluk) verdik. Nihayet çoğaldılar, «Atalarımıza da (gah böyle) fakirlik, şiddet, hastalık, (gâh) iyilik, genişlik dokunmuşdur» dediler. Bunun üzerine biz de kendileri farkına varmadan, onları ansızın tutub yakalayıverdik. ...
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Biz de, kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere, başlarına
(sel
felâketi) tufan, (ekinlerine) çekirge, haşerat, (evlerine) kurbağa ve (sularına) kan gönderdik. Yine de inad ettiler, kibirlendiler. Onlar öyle mücrimler gürûhu idiler....
Əraf Suresi, 133. Ayet:
O nedenle (kudretimizin yüceliğinin) ayrı ayrı belgeleri olmak üzere başlarına tufan
(sel
baskını) çekirge, haşere, kurbağa ve kan gönderdik ; buna rağmen gurur ve kibir gösterdiler. Zaten onlar suçlu günahkâr bir kavim idiler....
Ənfal Suresi, 38. Ayet:
Kul lillezîne keferû in yentehû yugfer lehum mâ kad selef
(sel
efe), ve in yeûdû fe kad madat sunnetul evvelîn(evvelîne)....
Ənfal Suresi, 43. Ayet:
İz yurîkehumullâhu fî menâmike kalîlen, ve lev erâkehum kesîran le feşiltum ve le tenâza'tum fîl emri ve lâkinnallâhe sellem
(sel
leme), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri)....
Tövbə Suresi, 6. Ayet:
Eğer (kendilerine tearruz edilmesi emrolunan) müşriklerden biri senden aman dilerse ona aman ver. Tâki Allahın kelâmını dinlesin. Sonra onu emîn olduğu yere kadar
(sel
âmetle) ulaşdır. Çünkü onlar (hakıykatı) bilmeyen bir kavmdir. ...
Yunus Suresi, 10. Ayet:
Da'vâhum fîhâ subhânekellâhumme ve tehiyyetuhum fîhâ selâm
(sel
âmun), ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîn(âlemîne). ...
Yunus Suresi, 10. Ayet:
Onların ondaki Allâh'a yönelişleri: "Subhaneke Allahümme = Subhansın sen Allâh'ım; seni tenzih ve tespih ederiz"dir. . . Birbirlerine yönelişleri ise: "Selâm"dır
(Sel
âm ismi mânâsı sürekli açığa çıksın bizde). . . Yönelişlerinin sonucunda ulaştıkları ise: "El Hamdu Lillâhi Rabb-ül âlemîn = Hamd Rabb-ül âlemîn Allâh'ındır" noktasıdır....
Yunus Suresi, 10. Ayet:
Orada duaları: «Sübhanekeâllahümme (Ya ilâhi! Seni tesbih ve tehzih ederiz)»dir. Orada sağlık temennilleri de: «Selâm!
(Sel
âmette olunuz!)» dur. Dualarının sonu da: «Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn (Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ'ya mahsustur)» demektir....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm
(sel
âmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin). ...
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Ve Allah, teslim
(sel
âm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm'e ulaştırır....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Allahû Tealâ kullarını Dârüs-selâm'a
(Sel
amet yurduna, cennete) davet eder. Dilediğini de doğru yola hidayet buyurur....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
1.
teblû
: imtihan
2.
kullu nefsin
: her nefs, bütün nefsler
3.
mâ eslefet
: geçmişte yaptıklarıyla
(sel
ef olan şeyler)
4.
ve r...
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Isrâîl oğullarını denizden
(sel
âmetle) geçirdik. Hemen Fir'avn, askerleriyle beraber, zulmederek ve saldırarak, arkalarına düşdü. Nihayet su onu boğmıya başlayınca (şöyle) dedi: «İnandım. Hakıykat İsrâîl oğullarının îman etdiğinden başka Tanrı yokmuş. Ben de müslümanlardanım». ...
Hud Suresi, 69. Ayet:
Ve lekad câet rusulunâ ibrâhîme bil buşrâ kâlû selâmâ
(sel
âmen), kâle selâmun fe mâ lebise en câe bi iclin hanîz(hanîzin). ...
Yusif Suresi, 90. Ayet:
«A, sen, sen, saahi Yuusuf musun?» dediler. O da: «Ben, dedi, Yuusufum. Bu da kardeşim. Allah bize
(sel
âmet ve kerametle) lûtfetdi. Zîrâ hakıykat şudur ki: Kim (Allahdan) korkar, (belâlara) katlanırsa her halde Allah iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmez». ...
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Muhakkak ki onların kıssalarında,
(sel
îm) akıl sâhibleri için bir ibret vardır. (Bu Kur’ân,) uydurulacak bir söz değildir; fakat kendinden önce gelen (kitab)ların tasdîki, herşeyin açıklaması ve îmân edecek bir topluluk için bir hidâyet ve bir rahmettir....
Rəd Suresi, 24. Ayet:
"Selâmun aleyküm
(Sel
âm ismiyle işaret edilen kuvvesi sizde açığa çıksın) sabretmenizin sonucu. . . Son vatan ne güzel!" ("Vatan sevgisi imandandır" hadisinde işaret edilen "vatan" budur. A. H. )...
Rəd Suresi, 24. Ayet:
'Sabrederek mücadeleye devamınıza karşılık, size selâm olsun, selâmette olun, siz selâmete erdiniz
(sel
âmün aleyküm). Dünya yurdunun sonu, cennet ne güzeldir.' derler....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
Ve udhilellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ bi izni rabbihim, tehıyyetuhum fîhâ selâm
(sel
âmun)....
Hicr Suresi, 52. Ayet:
İz dehalû aleyhi fe kâlû selâmâ
(sel
âmen), kâle innâ minkum vecilûn(vecilûne)....
İsra Suresi, 33. Ayet:
Ve Allah'ın haram kılmış olduğu nefsi katletmeyin, meğer ki bihakkın olsun. Ve kim mazlumen katledilirse onun velîsine bir tasallut
(sel
âhiyeti) vermişizdir. Artık o da katilde israf etmesin. Şüphe yok ki, o (maktul veya velîsi) mansur bulunmuştur....
İsra Suresi, 68. Ayet:
Onun kara tarafında sizi yere geçirmesinden, yahud üzerinize çakıllı bir (kasırga) göndermesinden
(sel
âmetinize) emîn mi oldunuz? (Olmayın). Sonra kendinize hiç bir vekîl bulamazsınız. ...
Məryəm Suresi, 62. Ayet:
Lâ yesmeûne fîhâ lagven illâ selâmâ
(sel
âmen), ve lehum rızkuhum fîhâ bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen)....
Məryəm Suresi, 62. Ayet:
Orada lağv (dedikodu) değil sadece "Selâm"
(Sel
âm isminin mânâsı açığa çıkar ve böylece kendi hakikatlerinden açığa çıkan kuvveleri konuşurlar) işitirler. . . Orada kendilerinin sabah - akşam, yaşam gıdalarıyla beslenmeleri söz konusudur....
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
Dedik: "Ey Ateş. . . İbrahim'e serin ve selâm
(sel
âmet) ol!"...
Həcc Suresi, 73. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ en nâsu
: ey insanlar
2.
duribe meselun
: bir misal, bir örnek verildi
3.
festemiû (fe istemiû)
: haydi, öyleyse dinleyin (işitin)
4.
...
Furqan Suresi, 63. Ayet:
Ve ibâdur rahmânillezîne yemşûne alel ardı hevnen ve izâ hâtabehumul câhilûne kâlû selâmâ
(sel
âmen). ...
Furqan Suresi, 75. Ayet:
Ulâike yuczevnel gurfete bi mâ saberû ve yulekkavne fîhâ tahiyyeten ve selâmâ
(sel
âmen). ...
Furqan Suresi, 75. Ayet:
İşte onlar, sabırlarından dolayı, (cennette) yüksek makamlarla mükâfatlandırılırlar. Ve orada tahiyyet
(sel
âmet dilekleriyle) ve selâmla karşılanırlar....
Şüəra Suresi, 62. Ayet:
(Muusâ) «Hayır, dedi, şübhesiz ki Rabbim benimle beraberdir. O, beni
(sel
âmet) yol (una) iletecekdir». ...
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
İllâ men etâllâhe bi kalbin selîm
(sel
îmin)....
Şüəra Suresi, 89. Ayet:
Allah'a selîm
(sel
âmete ermiş) kalple gelenler hariç....
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Ona, «köşke gir!» denildi. Melike köşkün
(sel
âmlık kısmını) görünce onu derince büyük bir su (havuzu) sandı ve bacaklarını sıvadı. Süleyman, «o camdan kaplı bir salondur» dedi. Melike «Rabbim!» dedi, «doğrusu ben kendime haksızlık ettim ve artık Süleyman'la beraber âlemlerin Rabbı Allah'a teslîm oldum.»...
Səba Suresi, 12. Ayet:
Süleymân’a da rüzgârı (boyun eğdirdik)! (Öyle ki) sabah gidişi bir ay(lık mesâfe), akşam dönüşü de bir ay(lık mesâfe)dir. Ve erimiş bakır menba'ını onun için
(sel
gibi)akıttık. Rabbisinin izniyle onun önünde çalışan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli ateş azâbından tattırırız....
Sad Suresi, 43. Ayet:
Tarafımızdan bir rahmet ve
(sel
îm) akıl sâhibleri için bir ibret olmak üzere ona(Eyyûb’a) hem âilesini hem de onlarla berâber bir mislini daha bağışladık....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Halakakum min nefsin vâhıdetin summe ceale minhâ zevcehâ ve enzele lekum minel en’âmi semâniyete ezvâc(ezvâcin), yahlukukum fî butûni ummehâtikum halkan min ba’di halkın fî zulumâtin selâs
(sel
âsin), zâlikumullâhu rabbukum lehul mulk(mulku), lâ ilâhe illâ huve, fe ennâ tusrafûn(tusrafûne). ...
Zümər Suresi, 9. Ayet:
Yoksa gece saatlerinde secde eden ve ayakta duran (samîmi bir mü’min) olarak ibâdet eden, âhiret (azâbın)dan sakınan ve Rabbisinin rahmetini uman o kimse (kâfir olan kimse gibi) midir? De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak
(sel
îm) akıl sâhibleri ibret alır.'...
Zümər Suresi, 21. Ayet:
Görmedin mi? Şübhesiz ki Allah, gökten bir su indirdi de, onu yerdeki kaynaklara koydu; sonra onunla renkleri muhtelif ekinler çıkarıyor; sonra kurur da onu sararmış görürsün; sonra da onu bir çöp yapıyor. Şübhe yok ki bunda
(sel
îm) akıl sâhibleri için gerçekten bir nasîhat vardır....
Mömin Suresi, 71. Ayet:
İzil aglâlu fî a’nâkıhim ves selâsil
(sel
âsilu), yushabûn(yushabûne)....
Məhəmməd Suresi, 13. Ayet:
Biz nice memleket (ler halkını) ki (her biri) seni (içinden) çıkaran (öz) memleketinden daha çok kuvvetli idi — helak etdik. (O zaman) onların
(sel
âmetine) hiçbir yardımcı da yokdu. ...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
İz dehalû aleyhi fe kâlû selâmâ
(sel
âmen), kâle selâm
(sel
âmun), kavmun munkerûn(munkerûne)....
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş
(sel
âm ile mukaabele etmiş), «(Bunlar) tanınmamış bir zümre» demişdi. ...
Vaqiə Suresi, 7. Ayet:
Ve kuntum ezvâcen selâseh
(sel
âseten)....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
İllâ kîlen selâmen selâmâ
(sel
âmen)....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Sadece "Selâm, Selâm" denilir
(Sel
âm isminin işaret ettiği özellik daim olsun; anlamında)....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Bakmaz mısın şunlara ki, gizli konuşmaktan yasaklandılar da sonra dönüp yasaklandıkları şeyi yapıyorlar; günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelme hususunda fısıldaşıyorlar. Yanına geldikleri zaman da seni Allah'ın sağlıklamadığı
(sel
amlamadığı) bir tarzda sağlıklıyorlar ve kendi içlerinden de: «Allah, bize söylediklerimiz yüzünden azap etse ya!» diyorlar. Cehennem onlara yeter, ona yaslanacaklardır. Artık o ne kötü akibettir!...
İnsan Suresi, 18. Ayet:
Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ
(sel
sebîlen)....
Qədr Suresi, 5. Ayet:
O (gece), fecrin doğuşuna kadar selâmdır
(sel
âmettir)....
Qədr Suresi, 5. Ayet:
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir
(sel
amdır) o....
Qədr Suresi, 5. Ayet:
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir
(sel
amdır) o....
Qədr Suresi, 5. Ayet:
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir
(sel
amdır) o....
Əhzab Suresi, 44. Ayet:
Tehiyyetuhum yevme yelkavnehu selâm
(sel
âmun), ve eadde lehum ecren kerîmâ(kerîmen)....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Rahıym Rab'den "Selâm" sözü ulaşır
(Sel
âm ismi özelliğini yaşarlar)!...
Saffat Suresi, 84. Ayet:
İz câe rabbehu bi kalbin selîm
(sel
îmin). ...
Saffat Suresi, 84. Ayet:
Hani o, Rabbine arınmış
(sel
im) bir kalp ile gelmişti....
Saffat Suresi, 84. Ayet:
Hani o, rabbine arınmış
(sel
im) bir kalp ile gelmişti....
Saffat Suresi, 84. Ayet:
Hani o, Rabbine arınmış
(sel
im) bir kalb ile gelmişti....
Zuxruf Suresi, 89. Ayet:
Fasfah anhum ve kul selâm
(sel
âmun), fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne)....
Qaf Suresi, 34. Ayet:
Udhulûhâ bi selâm
(sel
âmin), zâlike yevmul hulûd(hulûdi)....
Qaf Suresi, 34. Ayet:
1.
udhulû-hâ
: ona girin
2.
bi selâmin
: esenlik ve barış
(sel
âm) ile
3.
zâlike
: bu
4.
yevmu
: gün
Qaf Suresi, 34. Ayet:
Oraya selâmla
(sel
ametle) girin. İşte bu ebediyyet (sonsuzluk) günüdür....
Qaf Suresi, 34. Ayet:
Selâm olarak
(Sel
âm isminin işaret ettiği özelliği yaşayarak) girin ona. . . İşte bu sonsuz yaşam sürecidir!...
Qaf Suresi, 34. Ayet:
"Ona 'esenlik ve barış
(sel
am)la' girin. Bu, ebedilik günüdür."...
Qaf Suresi, 34. Ayet:
"Ona 'esenlik ve barış
(sel
am)la' girin. Bu, ebedilik günüdür."...
Qaf Suresi, 34. Ayet:
«Ona 'esenlik ve barış
(sel
am)la' girin. Bu, ebedilik günüdür.»...
Həşr Suresi, 23. Ayet:
O Allah ki; O'ndan başka İlâh yoktur, Melik'tir (hükümrandır), Kuddüs'tür (mukaddestir), Selâm'dır
(sel
âmete erdirendir), Mü'mindir (emniyet verendir), Müheymin'dir (koruyup gözetendir), Azîz'dir (yücedir), Cabbar'dır (cebredendir), Mütekebbir'dir (pek büyük olandır). Allah, şirk koşulan şeylerden münezzehtir (uzaktır)....
Bəqərə Suresi, 198. Ayet:
(Həcc mövsümündə ticarətlə məşğul olaraq) Rəbbinizin lütf və kərəmini istəməkdə sizə bir günah yoxdur. Ərəfatdan ayrılıb
(sel
kimi Müzdəlifəyə) axın etdiyiniz zaman Məş`əri-Haramda Allahı zikr edin. Onu, sizə göstərdiyi kimi zikr edin. Doğrusu, siz Onun yol göstərməsindən əvvəl yolunu itirmişlərdən idiniz....