Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
və daim diri olan Allaha təvəkkül et və Onu həmd ilə təsbeh et! Onun, qullarının günahlarından xəbərdar olması kifayətdir....
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Biz səndən əvvəl heç bir insanı ölümsüz etməmişik. Sən öləcəksən, onlar isə sonsuz yaşayacaqlar?...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, kötülüklerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı. Rabb'iniz size bu ağacı melek/melik olmayasınız veya ölümsüz olmayasınız diye yasakladı." dedi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz, onları yemeye, içmeye ihtiyaç duymayan varlıklar yapmadık. Ve onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Biz, senden önce de hiçbir beşeri ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar süresiz mi yaşayacaklar?...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ve sen, ölümsüz Olan'a güvenip dayan. Ve O'nu övgü ile yücelt. O'nun kullarının suçlarından haberdar olması sana yeter....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Ölümsüz
gençler aralarında dolaşırlar. Onları gördüğünde, saçılmış inciler sanırsın....
Ali-İmran Suresi, 24. Ayet:
Bu olumsuz tutumları, onların 'Cehennem ateşi bize sayılı birkaç gün dışında dokunmayacak' demelerinden kaynaklanıyor. Onların bu iftiraları dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür....
Ali-İmran Suresi, 125. Ayet:
1.
belâ
: (olumsuz soruya, olumlu cevap verirken kullanılır) evet, hayır, bilakis
2.
in tasbirû
: eğer siz sabrederseniz
3.
ve tettekû
: ve takva sahibi olursanız
Nisa Suresi, 106. Ayet:
Haklı kimselerin taleplerine verdiğin olumsuz cevaptan dolayı Allah’tan bağışlanma dile. Allah dua ve niyazda bulunanları affeder, tevbe edip kendisine boyun eğenlere karşı da merhametlidir....
Maidə Suresi, 103. Ayet:
1.
mâ ceale
: kılmadı, yapmadı
2.
allâhu
: Allâh (cc.)
3.
min
: ...'den
4.
bahîretin
: putlar için ayırılan ve kul...
Ənam Suresi, 95. Ayet:
Muhakkak ki Allâh tohumu ve çekirdekleri çatlatıp yarandır (Esmâ tohumundan varlık sûretlerini yaratan)! Ölüden (hakikat ilmi yoksunu) diriyi (Hayy ismi özelliğiyle ölümsüzlüğünü fark edeni) çıkarır. . . Diriden (hakikat bilgisiyle yaşarken - mülhime kavrayışı içindeyken) de ölüyü (kozasını terk edemeyip nefsi emmâreye - bedenselliğe düşeni) çıkarır! İşte Allâh budur! Nasıl (hâlden hâle) çevriliyorsunuz?...
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Böylece her Nebiye (ölümsüz sonsuz gelecek yaşam habercisine) insan şeytanlarını (kendini beden kabul edip yalnızca bedenin zevkleri için yaşayanları) ve cin şeytanlarını düşman kıldık. . . Onlardan bazısı bazısına, aldatmak için yaldızlı söz vahyeder! Eğer Rabbin dileseydi onu yapmazlardı. . . Artık bırak onları iftiraları ile baş başa!...
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi ve: «Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti.» dedi....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Şeytan, örtülü olan avret yerlerini kendilerine göstermek için, ikisine de gizlice fısıldadı ve şöyle dedi: -Rabbiniz, bu ağacı yalnızca ikinizin de melek olmamanız veya ölümsüz olmamanız için yasakladı....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
(20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti....
Əraf Suresi, 20. Ayet:
Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."...
Əraf Suresi, 21. Ayet:
(20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti....
Əraf Suresi, 48. Ayet:
1.
ve nâdâ
: ve seslendiler
2.
ashâbu el a'râfi
: A'raf ehli, halkı
3.
ricâlen
: adamlar
4.
ya'rifûne-hum
: onları...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar ki ellerindeki Tevrat ve İncil'de belirtilmiş O Rasûl'e, Ümmî (asıl fıtratı bozulmamış - yaratıldığı saflık üzere) Nebi'ye tâbi olurlar. . . Onlara, Allâh'a göre olumlu olanları emreder ve olumsuz fiilleri yasaklar; onlara temiz şeyleri helal kılar; pis, çirkin şeyleri haram eder; onlardan sırtlarındaki ağır yükü (benliklerinin getirilerini) kaldırır ve üzerlerindeki zincirleri (yüzlerini Allâh'a döndürmelerini engelleyen tüm bağlarını) çözer. . . İşte O'na iman eden, O'na saygı gösteren (...
Tövbə Suresi, 21. Ayet:
Rableri onlara kendisinden bir rahmet, bir hoşnutluk ve içinde ölümsüz nimetlerin bulunduğu cennetler müjdeliyor....
Tövbə Suresi, 67. Ayet:
Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. . . Allâh hükmüne göre olumsuz şeyleri emrederler, olumlu olanları da engellerler; cimrilik yaparlar. . . Allâh'ı unuttular; bunun sonucu onları unuttu! Muhakkak ki münafıklar, fâsıkların (inançları bozulmuşların) ta kendileridirler....
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
İman eden erkekler ve kadınlar birbirlerinin velîleridirler. . . Olumlu olanları hakikatin gereği olarak emrederler, olumsuzlardan da birbirlerini engellerler; salâtı ikame ederler ve zekâtı verirler; Allâh'a ve Rasûlüne itaat ederler. . . İşte bunlara Allâh, rahmet edecektir. . . Muhakkak ki Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Onlar Allah’a yemin ederek, olumsuz bir şey söylemediklerini ileri sürerler. Halbuki küfür sözünü söylediler, İslâm’a girdikten sonra inkâr ettiler, başaramadıkları, netice alamadıkları birtakım cinayetlere yeltendiler. Münafıkların Peygamber’e ve müminlere kin beslemelerinin tek sebebi, Allah ve Resulünün Kendi lütfu ile müminlerin ihtiyaçlarını gidermesiydi. Onlar tövbe ederlerse, haklarında hayırlı olur. Yok yüz çevirirlerse, Allah onları dünyada da âhirette de acı bir azaba uğratır. Onlara b...
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükû edenler (Azamet-i İlâhiyye'yi müşahede edip eğilenler), secde edenler (mutlak kulluğunu itiraf edenler), olumlu olanı emredenler, olumsuzdan yasaklayanlar ve Allâh'ın koyduğu sınırları muhafaza edenler. . . Müjdele o iman edenleri!...
Hud Suresi, 49. Ayet:
Ey Muhammed, bu anlatılanlar sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gaybe ilişkin haberlerdir. Bundan önce ne sen ve ne de soydaşların bu olayları bilmiyordunuz. Müşriklerin olumsuz tepkilerine karşı sabret; sonuç, kötülüklerden sakınanlarındır....
Yusif Suresi, 83. Ayet:
Ama babaları Yâkub: "Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir işe sürükleyip ayağınızı kaydırmıştır. Ne yapayım? Bu hale karşı sükûnet ve ümit içinde sabretmekten başka yapacak şey yok! Ümidim var ki Allah bütün kaybettiklerimi bana lütfedecektir. Çünkü O alîmdir, hakîmdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak için, bu imtihana tâbi tutmuştur)."...
Rəd Suresi, 5. Ayet:
Eğer (kavrayamadığından dolayı) şaşıyorsan (bu işaretlerimize); asıl şaşılacak olan, onların şu sözüdür: "Biz toprak olduktan sonra, halkı cedîdde mi olacağız (yeni bir yaratılmayla yaşama devam mı edeceğiz)?". . . İşte bunlar Rablerinin hakikatleri olduğu bilgisini inkâr edenlerdir (Allâh Esmâ'sı hakikatleri olduğu için sonsuza dek ölümsüz yaşayacaklarını kavrayamayanlardır)! Boyunlarında bukağılar (halkalar - karınlarındaki ikinci beyinin oluşturduğu madde bedenden ibaret olma düşüncesinin esi...
Rəd Suresi, 22. Ayet:
Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt....
Kəhf Suresi, 46. Ayet:
Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır....
Kəhf Suresi, 46. Ayet:
Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Dünyaya geldiği, ölümü tattığı ve ölümsüz olarak bâ's olduğunda, Selâm üzerindeydi. (Bâ'sın vefatın hemen sonrasında olduğuna işaret)....
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
"Dünyaya geldiğimde, ölümü tattığımda ve ölümsüz olarak bâ's olduğumda, Es Selâm üzerimdedir. "...
Məryəm Suresi, 66. Ayet:
İnsan der ki: "Ben öldükten sonra ölümsüz olarak mı çıkarılacağım?"...
Taha Suresi, 120. Ayet:
(Sonunda) Şeytan ona vesvese verip: "Ey Adem, sana ölümsüzlük ağacını ve eskiyip yok olmaz mülkü bildireyim mi?" dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Fakat şeytan «Ey Adem, ölümsüzlük ağacını ve hiç yıkılmayacak egemenliğin sırrını sana göstereyim mi?» diyerek onu ayarttı....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Derken şeytan ona vesvese verdi: 'Ey Âdem! Sana ölümsüzlük ağacına ve yok olmayacak bir mülk üzerine rehberlik edeyim mi?' dedi....
Taha Suresi, 120. Ayet:
Ama şeytan ona vesvese verip: "Âdem! dedi, "ister misin sana ebediyet (ölümsüzlük) ağacını, zamanın geçmesiyle zeval bulmayan bir devlet ve saltanatı göstereyim?"...
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Ve Biz, onları (vahyettiğimiz ricalleri) yemek yemeyen bir beden (vücut) kılmadık. Ve onlar, halidin (ebedî, ölümsüz) değillerdir....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz peygamberleri yeyip içmeyen, beşer tabiatından uzak birer varlık haline getirmedik. Onlar bu dünyada ölümsüz, ebedî kalıcı da değiller....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemeyen cesetler kılmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onlari yemek yemez birer ceset kilmadik ve onlar olumsuz de degillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemez birer ceset kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Onları, yemek yemeyen bedenler olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemez bir ceset yapmadık; ölümsüz de değildiler....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemez birer cesed kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemez organizmalar olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Hem onları yemek yemeyen cesedler yapmadık; (onlar) ölümsüz kimseler de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
(Göreceksiniz ki,) Biz o'nları yiyip içmeye ihtiyaç duymayan bir yapıda yaratmamıştık; o'nlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onlara yemek yemez bir vücut vermedik, onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemek yemeyen ceset(ler) yapmadık. (Onlar), ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi....
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yiyip içmeyen cesetler halinde yaratmadık; onlar ölümsüz de değillerdi....
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
1.
ve mâ ceal-nâ
: ve biz kılmadık, vermedik
2.
li beşerin
: bir beşer için, bir beşere
3.
min kabli-ke
: senden önce
4.
el hul...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Ve senden önce bir beşeri, ebedî (ölümsüz) kılmadık. Öyleyse sen ölürsen, o zaman onlar, ebedî mi olacaklar (ölmeyecekler mi)?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Biz, senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiç bir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden once de hicbir insani olumsuz kilmadik, sen olursun de onlar baki kalir mi?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiç bir insanı ölümsüz kılmadık. Sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Bir de Biz senden önce hiçbir kimseye ölümsüzlük vermedik. Eğer sen ölürsen onlar baki mi kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önceki hiçbir insana ölümsüzlük imkânı vermiş değiliz. Sanki sen ölürsen onlar sonsuza dek yaşayacaklar mı?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiç bir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Senden önce de hiçbir insana (dünya hayâtında) ölümsüzlük vermedik. Şimdi (sen) ölürsen, sanki onlar (dünyada) ebedî kalacak kimseler midir?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
(Ey peygamber, sana inanmayanlara hatırlat ki,) Biz senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik; ve imdi, sen ölürsen bunlar kendilerinin sonsuza kadar yaşayacaklarını mı sanıyorlar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiç bir insanı ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar kalacaklar mı?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiç bir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiçbir beşere Biz ölümsüzlük vermedik. Yoksa sen ölünce onlar bâki mi kalacak?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Senden önce hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ölümsüz mü olacaklar?"...
Həcc Suresi, 66. Ayet:
"HÛ"dur ki sizi (şuurla) diriltti. . . Sonra sizi ("ben"liğinizden) öldürür, sonra sizi (hakiki ölümsüz hayat ile) diriltir. . . Muhakkak ki insan sınırlı değerlendirme özelliğine sahiptir....
Furqan Suresi, 14. Ayet:
"Bugün bir ölüm değil, birçok ölüm temenni edin!" (Ne çare ki ölümsüzdürler!)...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
1.
ve tevekkel alâ
: ve tevekkül et, güven, vekil tayin et
2.
el hayyi
: hayy olan, hayatta olan
3.
ellezî
: ki o
4.
lâ yemûtu<...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ve ölümsüz olup, daima hayy (hayatta) olana (Allah'a) tevekkül et (güven ve O'nu vekil tayin et). Ve O'nu, hamd ile tesbih et. Ve kullarının günahlarından haberdar olması, O'na kâfidir....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül et. O’nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
Diri'ye (özellikleriyle hakikatin olana) tevekkül et; Bi-HamdiHİ (O'nun Hamdı olarak) tespih et! Kullarının suçlarına, Habiyr (vâkıf) olması yeterlidir!...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Olumsuz, diri olan Allah'a guven, O'nu overek tesbih et. Kullarinin gunahlarindan haberdar olarak kendisi yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
, diri olan Allah'a güven, O'nu överek tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak kendisi yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
ve Diri olana güven; O'nu överek yücelt. Kullarının günahlarını, O'nun bilmesi yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Sen ölümsüz, diri olan Rabb'ine güven; onu överek her türlü noksanlıktan tenzih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeterlidir....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ezelî ve ebedî hayat ile bâki olan ölümsüz Allah'a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter....
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
olan hayat sahibine güvenip bağlan! Onu hamd ile tesbih et! Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter!...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
O ölümsüz hayat sahibi Allah'a tevekkül et; Onu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından Onun haberdar olması kâfidir....
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
"
Ölümsüz
kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz?"...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
"
Ölümsüz
kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz?"...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
«
Ölümsüz
kılınmak umuduyla sanat yapıları mı ediniyorsunuz?»...
Nəml Suresi, 3. Ayet:
Onlar ki, salâtı (Allâh'a yöneliş ile mi'râcı yaşama) ikame ederler ve arınıp saflaşmak için varlıklarından verirler; işte onlar ölümsüz geleceklerine kesin yakîn elde etmişlerdir....
Nəml Suresi, 4. Ayet:
Ölümsüz
gelecek yaşamlarına iman etmeyenlere gelince; onların yaptıkları işleri kendilerine süsleyip (keyifli) gösterdik; artık onlar (hakikate) kör ve şaşkın, (ortalıkta) bocalar dururlar!...
Qəsəs Suresi, 83. Ayet:
İşte Gelecek Yurdu (ölümsüzlük boyutu)! Onu, dünyada (beden yaşamında) başkalarına üstünlük taslamayan ve düzene uyanlar için oluştururuz. . . Mutlu gelecek (Allâh için) korunanlarındır!...
Ənkəbut Suresi, 56. Ayet:
Ey iman eden kullarım! Muhakkak ki Benim Arz'ım geniştir! (Beyin kapasitesi geniştir! Burada şunu fark etmek gerekir. Gerek beden ve gerekse beyin madde ve toprak asıllı yapısı ve katmanı itibarıyla "arz" kelimesiyle işaretlenirken; beyin faaliyetinin, nöronik hareketlerinin daha da deriniyle data açığa çıkışının anlatımı da "semâ" kelimesiyle tanımlanmıştır. "Semâlar" denilmesinin sebebi ise açığa çıkan data, bilgi - ilim kapsamı mertebeleridir kanaatimizce. Dolayısıyladır ki burada "arzım geni...
Səba Suresi, 5. Ayet:
(Bizi) âciz bırakmak için yarışıp âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) çaba gösterenlere gelince . Onlara elem verici murdar bir azâb vardır....
Səba Suresi, 38. Ayet:
(Bizi) âciz bırakacaklarını sanarak âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) uğraşıp çaba gösterenlere gelince: İşte onlar azâb içinde bekletileceklerdir....
Duxan Suresi, 56. Ayet:
Onda, ilk ölümden başka ölüm tatmazlar (ölümsüzdürler)! Onları yanma azabından korumuştur....
Qaf Suresi, 12. Ayet:
Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress Ashabı ve Semud da yalanladı (vefat sonrası ölümsüz ebedî yaşamı)....
Tur Suresi, 24. Ayet:
Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz)....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
1.
yetûfu
: tavaf eder, döner, dolaşır
2.
aleyhim
: onları, etrafını
3.
vildânun
: genç çocuklar, gençler
4.
muhalledûne
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Onların etrafında halidun olan (ölümsüz) gençler dolaşır....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır;...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Etraflarında ölümsüz hayata kavuşturulmuş gençler dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dönüp dolaşır;...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17-21)
Ölümsüz
gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır;...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Onlara ölümsüz gençler servis yaparlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dönüp dolaşır....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17-18) (Aynı yaşları üzere) ölümsüz kılınmış çocuklar (ve genç hizmetçiler),pınardan (akan Cennet şerbetleriyle doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehlerle onların (o sâbikunun) etrâfında dolaşır!...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Ölümsüz
civanlar etraflarında dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Onları ölümsüz gençlikler bekleyecek,...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Onların etrafında ölümsüz genç hizmetçiler dolaşır....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dönüp dolaşır;...
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
(17-21)
Ölümsüz
gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
(17-18) (Aynı yaşları üzere) ölümsüz kılınmış çocuklar (ve genç hizmetçiler),pınardan (akan Cennet şerbetleriyle doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehlerle onların (o sâbikunun) etrâfında dolaşır!...
Vaqiə Suresi, 19. Ayet:
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar....
Vaqiə Suresi, 19. Ayet:
(17-21)
Ölümsüz
gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 20. Ayet:
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar....
Vaqiə Suresi, 20. Ayet:
(17-21)
Ölümsüz
gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
(17-21) Olumsuz gencler yanlarinda, bas agrisi ve donmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmus kaseler, ibrikler, kadehler; sececekleri meyveler, arzulayacaklari kus eti ile dolasirlar....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
(17-21)
Ölümsüz
gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar....
Təğabun Suresi, 7. Ayet:
1.
zeame
: zanda bulundular
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
en
: olmak (mastar eki)
İnsan Suresi, 19. Ayet:
1.
ve yetûfu
: ve tavaf eder, etrafında dolaşır
2.
aleyhim
: onların
3.
vildânun
: genç delikanlılar
4.
muhalledûne
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Etraflarında, ölümsüz delikanlılar dolaşır, onları görünce sanırsın ki saçılmış incilerdir....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Çevrelerinde ölümsüz genç hizmetliler dolaşır. . . Onları gördüğünde, saçılmış inci sanırsın!...
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Etraflarında ölümsüzlüğe kavuşturulmuş [2] gençler dolaşır ki, sen onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Yanlarinda olumsuz gencler dolasir; onlari gordugunde sacilmis birer inci sanirsin....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Yanlarında ölümsüz gençler dolaşır; onları gördüğünde saçılmış birer inci sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Onlara ölümsüz gençler servis yapacaktır. Onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Çevrelerinde ölümsüz gençler dolaşır ki; onları gördüğünde saçılmış bir inci sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Ve onları ölümsüz gençlikler bekleyecek, gördüğün zaman saçılmış inciler sanacağın (gençlikler);...
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır. Sen onları gördüğün zaman, saçılmış birer inci sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Etrafında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğün zaman saçılmış inci sanırsın....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
Malinin kendisini olumsuz kilacagini sanir....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
Sanki parası/malı onu ölümsüz yapacakmış gibi....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
Malının kendisini ölümsüzleştireceğini zannedene yazıklar olsun....
Hümeze Suresi, 3. Ayet:
(O,) malının gerçekten kendisini ebedî kılacağını (ölümsüzleştireceğini) sanır!...
Nəcm Suresi, 59. Ayet:
Şimdi siz bu olayı (ölümle başlayan ölümsüz hayatı) acayip mi buluyorsunuz?...
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Ve Biz o elçileri yemek yemez birer ceset yapmadık. Onlar sürekli kalıcılar/ ölümsüz de değillerdi. ...
Rum Suresi, 30. Ayet:
İmdi sen, varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine, Allah'ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir; (ta ki) Allah'ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın: işte, değer (odaklı) gerçek Din'in (amacı) budur ve fakat insanların çoğu bilmiyorlar....
Rum Suresi, 50. Ayet:
Allâh'ın rahmetinin eserlerine bak, (ahseni takvim - halife olarak yaratılıp ölümsüz kılınan kendini, beden - madde kabul ederek) ölümünden sonra, arzı (ilimle) nasıl diriltiyor? Muhakkak ki işte O, ölüleri elbette hayata (ölümsüzlüğe) kavuşturandır! "HÛ" her şeye Kaadir'dir....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
ölümsüz gençlikler onları bekleyecek;...
Furqan Suresi, 58. Ayet:
Ölümsüz
olub daim hayy (həyatda) olana (Allaha) təvəkkül et (güvən və vəkil təyin et). Onu həmd ilə təsbeh et. Onun qullarının günahlarından xəbərdar olması kifayət edər ....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
Onların ətrafında ölümsüz gənclər dolaşar....
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Səndən əvvəl də heç bir bəşərə ölümsüzlük nəsib etmədik. Məgər sən öləcəksən, onlar həmişəlik qalacaqlar?!...
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Biz onları yemək yeməyən bir bədən olaraq yaratmadıq. Onlar ölümsüz də deyildilər....
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Biz səndən əvvəl də heç bir bəşərə ölümsüzlük vermədik. İndi sən ölsən, onlar əbədi qalacaqlar?...
Ənbiya Suresi, 8. Ayet:
Və Biz o elçiləri yemək yeməyən cəsədlər etmədik. Onlar əbədi qalanlar/ölümsüz də deyildilər....