Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 6. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: o kimseler ki, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
sevâun
: eşittir, birdir
Bəqərə Suresi, 9. Ayet:
Yuhâdiûnallâhe vellezîne
âmenû
, ve mâ yahdeûne illâ enfusehum ve mâ yeş’urûn(yeş’urûne)....
Bəqərə Suresi, 9. Ayet:
1.
allâhe
: Allah
2.
yuhâdiûne
: aldatırlar
3.
ve
: ve
4.
ellezîne
: o kimseler, onlar
<...
Bəqərə Suresi, 9. Ayet:
(Zannederler ki) Allah'ı ve
âmenû
olanları aldatırlar. Ve onlar, kendilerinden başkasını aldatmazlar ve farkında da olmazlar....
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
izâ
: olduğu zaman
3.
kîle
: denildi
4.
lehum
: onlara
Bəqərə Suresi, 13. Ayet:
Ve onlara: “İnsanların inandıkları gibi siz de
âmenû
olun (Allah'a ulaşmayı dileyin).” denildiği zaman: “O sefihlerin (akılsızların) îmân ettiği gibi mi
âmenû
olalım?” dediler. Gerçekten onlar, kendileri sefih değiller mi? Ve lâkin bilmiyorlar....
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
Ve izâ lekûllezîne
âmenû
kâlû âmennâ, ve izâ halev ilâ şeyâtînihim, kâlû innâ meakum, innemâ nahnu mustehziûn(mustehziûne)....
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
lekû
: karşılaştılar, buluştular
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: îmân et...
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
Ve
âmenû
olanlarla buluştukları zaman: “Biz îmân ettik.” dediler. Şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: “Muhakkak ki biz sizinle beraberiz. Biz (onlarla) sadece alay eden kimseleriz.” dediler....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve beşşirillezîne
âmenû
ve amilûs sâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl(kablu) ve utû bihî muteşâbihâ(muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne
âmenû
:
âmenû
olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve
âmenû
olup, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amelde bulunanlar için altlarından nehirler akan cennetler olduğunu müjdele. Oradaki meyvelerden ve mahsullerden bir rızıkla her rızıklandırılışlarında “İşte bu bizim daha önce de rızıklandırıldığımız (yediğimiz) şeydir.” dediler. Ve ona (dünyadaki rızıklarına) benzer (lezzet ve nefaset bakımından çok üstünü) verilmiştir. Onlar için orada temiz eşler vardır. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
İnnallâhe lâ yestahyî en yadribe meselen mâ beûdaten fe mâ fevkahâ fe emmellezîne
âmenû
fe ya’lemûne ennehul hakku min rabbihim, ve emmellezîne keferû fe yekûlûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), yudıllu bihî kesîran ve yehdî bihî kesîrâ(kesîran) ve mâ yudıllu bihî illel fâsıkîn(fâsıkîne)....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz
2.
allâhe
: Allah
3.
lâ yestahyî
: çekinmez
4.
en yadribe meselen
: darbı mese...
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
Muhakkak ki Allah bir sivrisineği, hatta onun üstünde olanı da misal vermekten çekinmez. Fakat
âmenû
olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler), onun Rab'lerinden bir hak olduğunu bilirler. Kâfirler (Allah'a ulaşmayı dilemeyenler) ise: “Allah, bu misalle ne demek istedi?” derler. (Allah) onunla birçoğunu dalâlette bırakır, birçoğunu da onunla hidayete erdirir. Ve onunla fâsıklardan başkasını dalâlette bırakmaz....
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
İnnellezîne
âmenû
vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)....
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler)
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
...
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
Muhakkak ki,
âmenû
olanlar ve yahudi, hristiyan ve sabii olanlardan kim, Allah'a ve ahiret gününe inandı ve ıslâh edici ameller işlediyse (nefsini tezkiye etti ise ), artık onların mükâfatları Rab'lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Ve izâ lekûllezîne
âmenû
kâlû âmennâ, ve izâ halâ ba’duhum ilâ ba’din kâlû e tuhaddisûnehum bi mâ fetehallâhu aleykum li yuhâccûkum bihî inde rabbikum e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne)....
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
lekû
: mülâki oldular, karşılaştılar
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: âme...
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
Ve onlar,
âmenû
olanlarla (Allah'a ulaşmayı dileyenlerle) mülâki oldukları (karşılaştıkları) zaman: “Âmenû olduk.” dediler. Yalnız kaldıkları zaman birbirlerine: “Allah'ın size açtığı şeyleri (Resûlallah hakkında bildirdiklerini), Rabbinizin katında size karşı onu “hüccet (delil) göstersinler” diye mi onlara (mü'minlere) anlatıyorsunuz? Hâlâ akıl etmiyor musunuz?” dediler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Vellezîne
âmenû
ve amilûs sâlihâti ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
âmenû
:
âmenû
oldular, îmân ettiler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
4.
...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Ve
âmenû
olup (Allah'a ulaşmayı dileyip), ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenler, işte onlar, cennet ehlidir. Ve orada (cennette) devamlı kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 91. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
kîle lehum
: onlara denildi
3.
âminû
:
âmenû
olun, îmân edin
4.
bi mâ
: şeye
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Ve lev ennehum
âmenû
vettekav le mesûbetun min indillâhi hayr(hayrun), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
1.
ve lev
: ve şâyet, eğer
2.
enne-hum
: onların olması
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, îmân ettiler
4.
ve ittekav
: ve ...
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Eğer onlar
âmenû
olup (Allah'a ulaşmayı dileyip) ve takva sahibi olsalardı, mutlaka Allah'ın katından (kendilerine verilecek) sevap, elbette daha hayırlı olurdu, keşke bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ tekûlû râinâ ve kûlûnzurnâ vesmeû ve lil kâfirîne azâbun elîm(elîmun)....
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, îmân ettiler
4.
lâ tekûlû
: söylemeyin...
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Ey âmenu olanlar! “Raina (bizi gözet)” demeyin. ve “unzurna (bize bak)” deyin. ve (Allah'ın hükmünü) dinleyin (işitin). ve kâfirler için “elîm azap” vardır.....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
Fe in
âmenû
bi misli mâ âmentum bihî fe kadihtedev ve in tevellev fe innemâ hum fî şikâk(şikâkın) fe se yekfîke humullâh(humullâhu), ve huves semîul alîm(alîmu)....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
1.
fe
: o zaman, o taktirde
2.
in
: eğer
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, îmân ettiler
4.
bi misli
: benzeri, gibi
Bəqərə Suresi, 153. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne)....
Bəqərə Suresi, 153. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
olanlar, îmân edenler(Allah'a ulaşmayı dileyenler)
4.
istain...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve minen nâsi men yettehızu min dûnillâhi endâden yuhıbbûnehum ke hubbillâh(hubbillâhi), vellezîne
âmenû
eşeddu hubben lillâh(lillâhi), ve lev yerâllezîne zalemû iz yeravnel azâbe, ennel kuvvete lillâhi cemîan, ve ennellâhe şedîdul azâb(azâbi). ...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
1.
ve min en nâsi
: ve insanlardan (bir kısmı)
2.
men
: kim, kimse
3.
yettehizu
: edinir
4.
min dûni allâhi
: Alla...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve insanlardan bir kısmı, Allah'tan başka “eş ve ortak (putlar)” edinenler, onları (eş ve ortak edindikleri şeyleri), Allah'ı sever gibi severler. (Oysa)
âmenû
olanların Allah'a olan sevgileri çok daha kuvvetlidir. Ve zulmedenler, azap görecekleri (azaba uğrayacakları) zaman, bütün kuvvetin tamamen Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın şiddetli azabı olduğunu keşke görselerdi (bilselerdi)....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
kulû min tayyibâti mâ razaknâkum veşkurû lillâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne)....
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler, îmân ettiler
4.
kulû
Bəqərə Suresi, 172. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Sizi rızıklandırdığımız temiz (helâl) şeylerden yeyin. Ve eğer sadece O'na kul iseniz, Allah'a şükredin....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
1.
leyse
: değil
2.
el birre
: birr, ebrar kılacak davranış biçimi
3.
en tuvellû
: dönmeniz, yönelmeniz
4.
vucûhe-kum
...
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
kutibe aleykumul kısâsu fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi şey’un fettibâun bil ma’rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân(ihsânin), zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh(rahmetun), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun)....
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular
4.
kutibe
: yazıldı, farz kılındı
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Katl (öldürülme) konusunda kısas üzerinize yazıldı (size farz kılındı). Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi (kısas olunur), fakat kim, onun (öldürülenin) kardeşi tarafından bir şey ile (bir diyet karşılığı) affolunursa (bağışlanırsa), o taktirde gereken, örfe tâbî olunması ve ona (affedene), (diyetin) ihsanla ödenmesidir. İşte bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa (saldırıya kalkarsa) o zaman onun için elîm bir azap vardır....
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne)....
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular
4.
kutibe
: yazıldı
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Oruç, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 186. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman, olunca
2.
seele-ke
: sana sordu
3.
ıbâdî
: kullarım
4.
an-nî
: benden
Bəqərə Suresi, 186. Ayet:
Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana
âmenû
olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar)....
Bəqərə Suresi, 208. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
dhulû fîs silmi kâffeh(kâffeten), ve lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun)....
Bəqərə Suresi, 208. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler, îmân ettiler
4.
udhulû<...
Bəqərə Suresi, 208. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Hepiniz silm'e dahil olun (Allah'a teslim olun)! Ve şeytanın adımlarına tâbî olmayın. Muhakkak ki o, size apaçık düşmandır....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Zuyyine lillezîne keferûl hayâtud dunyâ ve yesharûne minellezîne
âmenû
, vellezînettekav fevkahum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), vallâhu yerzuku men yeşâu bi gayrihisâb(hisâbin)....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
1.
zuyyine
: süslendi, müzeyyen kılındı
2.
lillezîne (li ellezîne)
: o kimselere, onlara
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
el hayâtu...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
İnkâr edenlere, dünya hayatı müzeyyen kılındı (süslü gösterildi) ve onlar,
âmenû
olanların bir kısmı ile alay ediyorlar (fakir olanları küçümsüyorlar). (Oysa) takva sahibi olanlar, kıyâmet günü onların üstündedir. Ve Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır....
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne
âmenû
li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin)....
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
1.
kâne
: oldu, idi
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ummeten
: ümmet, topluluk
4.
vâhıdeten
: bir, tek, bir tek
...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
İnsanlar bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler beas etti (gönderdi). Ve onlarla birlikte, insanların aralarında, ayrılığa düştükleri şey hakkında hüküm vermeleri için hak ile kitap indirdi. Kendilerine (apaçık) beyyineler (belgeler) geldikten sonra kendi aralarındaki çekememezlik (ve haset yüzünden) onun hakkında ayrılığa düşenler, kendilerine (kitap) verilenlerden başkası değildir . Bu sebeple
âmenû
olan (Allah'a ulaşmayı dileyen) o kimselerin, haktan yana ayrılığa d...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Em hasibtum en tedhulûl cennete ve lemmâ ye’tikum meselullezîne halev min kablikum messethumul be’sâu ved darrâu ve zulzilû hattâ yekûler resûlu vellezîne
âmenû
meahu metâ nasrullâh(nasrullâhi), e lâ inne nasrallâhi karîb(karîbun)....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
1.
em hasibtum
: yoksa zan mı ettiniz
2.
en tedhulû
: girmeniz
3.
el cennete
: cennet
4.
ve lemmâ
: ve olmadıkça
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, kendinizden önce yaşayanların başına gelenlerin, sizin de başınıza gelmedikçe, cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara (öyle) şiddetli belâ ve sıkıntılar (felâketler) dokundu ki, resûl ve onun yanındaki
âmenû
olanlar: “Allah'ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar sarsıldılar. Allah'ın yardımı gerçekten yakın değil mi?...
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
İnnellezîne
âmenû
vellezîne hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi, ulâike yercûne rahmetallâh(rahmetallâhi), vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun)....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakak ki onlar
2.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Muhakkak ki
âmenû
olanlar ve hicret (göç) edenler ve Allah yolunda cihad edenler, işte onlar, Allah'ın rahmetini dilerler. Ve Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
Fe lemmâ fesale tâlûtu bil cunûdi, kâle innallâhe mubtelîkum bi neher(neherin), fe men şeribe minhu fe leyse minnî, ve men lem yat’amhu fe innehu minnî illâ menigterafe gurfeten bi yedih(yedihî), fe şeribû minhu illâ kalîlen minhum fe lemmâ câvezehu huve vellezîne
âmenû
meahu, kâlû lâ tâkate lenâl yevme bi câlûte ve cunûdih(cunûdihî), kâlellezîne yezunnûne ennehum mulâkûllâhi, kem min fietin kalîletin galebet fieten kesîraten bi iznillâh(iznillâhi), vallâhu meas sâbirîn(sâbirîne)....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece olduğu zaman
2.
fesale
: ayrıldı
3.
tâlûtu
: Talut
4.
bi
: ile
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
Yâ eyyûhellezîne
âmenû
enfikû mimmâ razaknâkum min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hulletun ve lâ şefâah(şefâatun), vel kâfirûne humuz zâlimûn(zâlimûne)....
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
enfikû
: infâk edin,...
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! İçinde, ne bir alışverişin ne bir dostluğun ve ne de bir şefaatin bulunmadığı gün (kıyâmet günü) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan infâk edin (Allah için verin). Ve kâfirler, onlar zâlimlerdir....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allâhu velîyyullezîne
âmenû
, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). ...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
velîyyu
: dost
3.
ellezîne
: onlar
4.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmâ...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah,
âmenû
olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ tubtılû sadakâtikum bil menni vel ezâ, kellezî yunfiku mâlehu riâen nâsi ve lâ yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), fe meseluhu ke meseli safvânin aleyhi turâbun fe esâbehu vâbilun fe terakehu saldâ(salden), lâ yakdirûne alâ şey’in mimmâ kesebû vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler
4.
lâ tubtılû
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Allah'a ve yevm'il âhire inanmayarak, malını insanlara riya (gösteriş) için infâk eden (veren) kişi gibi, sadakalarınızı minnetle (başa kakarak) ve eza ile bâtıl etmeyin (boşa çıkartmayın). ışte onun durumu, üzerinde toprak bulunan sert bir kayaya benzer ki, ona kuvvetli bir yağmur isabet edince, böylece (üzerindeki toprağın gidip), onu (tekrar) sert (verimsiz) bir kaya halinde bırakması gibidir. Onlar kazandıklarından bir şey elde edemezler. Allah, kâfirler kavmini hidayete er...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
enfikû min tayyibâti mâ kesebtum ve mimmâ ahracnâ lekum minel ard(ardı), ve lâ teyemmemûl habîse minhu tunfikûne ve lestum bi âhızîhı illâ en tugmidû fîh(fîhî), va’lemû ennallâhe ganiyyun hamîd(hamîdun)....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezine
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler
4.
enfikû...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temizlerinden infâk edin (ihtiyacı olanlara verin). ve sakın onun kötüsünden ve kendiniz için gözü kapalı (gönül rahatlığıyla) alamayacağınız (ucuz ve düşük evsaflı) şeyleri infâk etmeye meyletmeyin (kalkışmayın). Ve Allah'ın, Gani (ve) Hamîd olduğunu bilin!...
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
İnnellezîne
âmenû
ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)....
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar,
2.
âmenû
: îmân ettiler,
âmenû
oldular
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel yaptılar, nefs tez-
4.
...
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
Muhakkak ki
âmenû
olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) ve ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenlerin, namazı ikame edenlerin (yerine getirenlerin) ve zekâtı verenlerin ecirleri (mükâfatları), Rab'lerinin katındadır. Ve onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar....
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
ttekûllâhe ve zerû mâ bakiye miner ribâ in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: îmân ettiler,
âmenû
oldular
4.
ittekû
: takva sahibi ...
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Allah'a karşı takva sahibi olun. Eğer (gerçek) mü'minlerseniz, ribadan (faizden) arta kalan şeyi (faizin bakiyesini) bırakın (bakiyeyi almayın)....
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
1.
yâ eyyuhe
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
4.
izâ
: ...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Birbirinize belirli bir süreye kadar borç verdiğiniz zaman onu yazın (senet yapın). Aranızda bir kâtip onu adaletle yazsın. Ve kâtip, Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, aynı şekilde yazsın. İzerinde hak bulunan (borçlu) da yazdırsın. Ve Rabbi olan Allah'a karşı takva sahibi olsun (ve emirlerinden sakınsın) ve ondan bir şey eksiltmesin. Fakat, eğer üzerinde hak olan (borçlu) olan kişi, sefih (aklı ermeyen) veya zayıf (küçük, güçsüz) ise veya kendisi onu (söy...
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yekûlûne
: derler
3.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
4.
inne-nâ
: muhakkak ki biz
Ali-İmran Suresi, 52. Ayet:
1.
fe lemmâ
: fakat, ... olunca
2.
ehassa îsâ
: Hz Îsâ hissetti
3.
min-hum
: onlardan
4.
el kufre
: küfür, inkâr e...
Ali-İmran Suresi, 57. Ayet:
Ve emmellezîne
âmenû
ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne). ...
Ali-İmran Suresi, 57. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve lakin, fakat
2.
ellezîne
: o kimseler
3.
âmenû
:
âmenû
olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen)
4.
ve amilû...
Ali-İmran Suresi, 57. Ayet:
Lakin,
âmenû
olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen) ve amilus sâlihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlara ise ecirleri (mükafaatları) ödenir. Ve Allah, zâlimleri sevmez....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne
âmenû
vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne). ...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
1.
inne evlâ en nâsi
: muhakkak ki insanların en yakın olanı
2.
bi ibrâhîme
: Hz. İbrâhîm'e
3.
le ellezîne
: elbette onlar
4.
i...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Muhakkak ki Hz.İbrâhîm'e insanların en yakın olanı elbette ona tâbî olanlar ve bu peygamber (Hz. Muhammed) ve
âmenû
olanlardır (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir). Ve Allah, mü'minlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 72. Ayet:
Ve kâlet tâifetun min ehlil kitâbi âminû billezî unzile alellezîne
âmenû
vechen nehâri vekfurû âhirahu leallehum yerciûn(yerciûne). ...
Ali-İmran Suresi, 72. Ayet:
1.
ve kâlet
: ve dedi
2.
tâifetun
: tâife, bir grup, topluluk
3.
min ehli el kitâbi
: kitap ehlinden, kitap verilenlerden
4.
âm...
Ali-İmran Suresi, 72. Ayet:
Kitap ehlinden bir grup (diğerlerine): “Âmenû olanlara indirilmiş olana, gündüz îmân edin, ve (günün) sonunda (akşamleyin) inkâr edin. Umulur ki böylece onlar (dînlerinden) dönerler.” dediler....
Ali-İmran Suresi, 100. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
in tutîû ferîkan minellezîne ûtûl kitâbe yeruddûkum ba’de îmânikum kâfirîn(kâfirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 100. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
: îmân edenler,
âmenû
olanlar
3.
in tutîû
: eğer itaat ederseniz
4.
ferîkan
: ...
Ali-İmran Suresi, 100. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Eğer o kitap verilenlerden bir gruba itaat ederseniz, sizi îmânınızdan sonra kâfîrliğe döndürürler....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
ttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne). ...
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
: îmân edenler
3.
ittekû allâhe
: Allah'a karşı takva sahibi olun
4.
hakka tukâti-hî
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar, Allah'a karşı “O'nun hak takvası” ile (bi hakkın takva, en üst derece takva ile) takva sahibi olun! Ve sakın siz, (Allah'a) teslim olmadan ölmeyin!...
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ tettehızû bitâneten min dûnikum lâ ye’lûnekum habâlâ(habâlen), veddû mâ anittum, kad bedetil bagdâu min efvâhihim, ve mâ tuhfî sudûruhum ekber(ekberu), kad beyyennâ lekumul âyâti in kuntum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
:
âmenû
olanlar, îmân edenler
3.
lâ tettehızû
: edinmeyin
4.
bitâneten
: sırda...
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Kendinizden (mü'minlerden) başkalarını sırdaş edinmeyin. Onlar sizi fesada düşürmekten geri kalmazlar ve size sıkıntı verecek şeyleri temenni ettiler. Kin ve öfkeleri ağızlarından (sözlerinden) belli olmuştur. Göğüslerinde gizledikleri şey (kinleri) daha da büyüktür. Akıl etmiş olsaydınız, size âyetleri açıklamıştık....
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ te’kulur ribâ ad’âfen mudâafeh(mudâafeten), vettekûllâhe leallekum tuflihûn(tuflihûne). ...
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
: îmân edenler,
âmenû
olanlar
3.
lâ te'kulu
: yemeyin
4.
er ribâ
: ribâ, faiz<...
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Faizi, kat kat artırarak yemeyin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun. Umulur ki böylece siz, felâha erersiniz....
Ali-İmran Suresi, 140. Ayet:
İn yemseskum karhun fe kad messel kavme karhun misluh(misluhu), ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs(nâsi), ve li ya’lemallâhullezîne
âmenû
ve yettehize minkum şuhedâe vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne). ...
Ali-İmran Suresi, 140. Ayet:
1.
in yemses-kum
: eğer size dokunursa
2.
karhun
: kerih bir şey, sıkıntı, bozgun, yara
3.
fe kad messe
: o taktirde dokunmuştu
4.
Ali-İmran Suresi, 140. Ayet:
Eğer size bir yara dokunursa, o taktirde o kavme de, onun aynısı bir yara dokunmuştur. Ve bu (sevinçli ve kederli) günleri, Biz, insanlar arasında döndürüp dolaştırırız. Allah'ın,
âmenû
olanları (sınayıp) bilmesi (belli etmesi) ve sizden (içinizden) şahitler edinmesi içindir. Ve Allah, zalimleri sevmez....
Ali-İmran Suresi, 141. Ayet:
Ve liyumahhisallâhullezîne
âmenû
ve yemhakal kâfirîn(kâfirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 141. Ayet:
1.
ve li yumahhisa
: kusursuz kılması, temize çıkarması
2.
allâhu
: Allah
3.
ellezîne
: onlar
4.
âmenû
:
âmenû
ola...
Ali-İmran Suresi, 141. Ayet:
Ve (bu), Allah'ın
âmenû
olanları temize çıkarması ve kâfirleri yavaş yavaş helâk etmesi içindir....
Ali-İmran Suresi, 149. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
in tutîûllezîne keferû yeruddûkum alâ a’kâbikum fe tenkalibû hâsirîn(hâsirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 149. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
:
âmenû
olanlar, îmân edenler
3.
in tutîû
: eğer itaat ederseniz
4.
ellezîne keferû
Ali-İmran Suresi, 149. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Eğer kâfirlere itaat ederseniz , sizi topuklarınız üzerinde geri çevirirler. O zaman "hüsrana uğramış olanların" haline dönersiniz....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ tekûnû kellezîne keferû ve kâlû li ıhvânihim izâ darabû fîl ardı ev kânû guzzen lev kânû indenâ mâ mâtû ve mâ kutilû, li yec’alallâhu zâlike hasreten fî kulûbihim vallâhu yuhyî ve yumît(yumîtu), vallâhu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun). ...
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
âmenû
:
âmenû
olanlar, îmân edenler
3.
lâ tekûnû
: siz ... olmayın
4.
ke
: gibi
...
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar! Siz, yeryüzünde sefere çıkmış veya gâzi olan (savaşa katılan) kardeşleri için "Eğer bizim yanımızda olsaydılar ölmezler ve öldürülmezlerdi." diyen kâfirler gibi olmayın! Allah, bunu onların kalplerinde bir hasret (pişmanlık) kılmak için yaptı. Ve Allah yaşatır ve öldürür. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, habis olanı (kötüyü), temiz olandan (mü'min olanı, mü'min gözükenden) ayırıncaya kadar mü'minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü'min olanla mü'min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eğer
âmenû
olur ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır....
Ali-İmran Suresi, 193. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
inne-nâ
: muhakkak ki biz
3.
semi'nâ
: işittik
4.
munâdiyen
: nida eden, davetçi
Ali-İmran Suresi, 193. Ayet:
Rabbimiz! Muhakkak ki biz, “Rabbiniz'e
âmenû
olun” diye îmâna davet eden davetçiyi işittik, böylece îmân ettik (davetçiye tâbî olarak
âmenû
olduk) Rabbimiz artık bizim günahlarımızı mağfiret et, seyyiatlarımızı ört ve bizi ebrar olan (Allah'a ulaşan ve veli olan cennetlik) kullarınla beraber vefat ettir....
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenusbirû ve sâbirû ve râbitû vettekûllâhe leallekum tuflihûn(tuflihûne). ...
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenu
:
âmenû
olanlar
3.
usbirû
: sabredin
4.
ve sâbirû
: ve sabır sahibi olun
<...
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
Ey
âmenû
olanlar (ölmeden önce, ruhlarını Allah'a ulaştırmayı dileyenler)! Sabredin ve sabır sahibi olun! Ve râbıta kuranlar olun (râbıta kurun)! Ve Allah'a karşı takva sahibi olun! Umulur ki böylece siz felâha erersiniz....
Nisa Suresi, 19. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ yahıllu lekum en terisûn nisâe kerhâ(kerhen). Ve lâ ta’dulûhunne li tezhebû bi ba’dı mâ âteytumûhunne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve âşirûhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), fe in kerihtumûhunne fe asâ en tekrahû şey’en ve yec’alallâhu fîhi hayran kesîrâ(kesîran)....
Nisa Suresi, 19. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler, îmân ettiler
4.
lâ yahıllu...
Nisa Suresi, 29. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ te’kulû emvâlekum beynekum bil bâtılı, illâ en tekûne ticâraten an terâdın minkum, ve lâ taktulû enfusekum. İnnallâhe kâne bikum rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 29. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
:
âmenû
oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 29. Ayet:
Ey îmân edenler (
âmenû
olanlar)! Birbirinizin mallarını batılla (haksızlıkla) yemeyin, ancak sizin rızanızla yaptığınız ticaret hariç. Ve kendinizi (ve birbirinizi) öldürmeyin (intihar etmeyin). Muhakkak ki Allah, size karşı Rahîm'dir....
Nisa Suresi, 39. Ayet:
Ve mâzâ aleyhim lev
âmenû
billâhi vel yevmil âhıri ve enfekû mimmâ razakahumullâh(razakahumullâhu). Ve kânallâhu bihim alîmâ(alîmen)....
Nisa Suresi, 39. Ayet:
1.
ve mâzâ
: ve ne olur, niçin
2.
aleyhim
: onlar, onlara
3.
lev
: keşke, olsa, ise
4.
âmenû
: îmân ettiler
Nisa Suresi, 43. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne
âmenû
lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran)....
Nisa Suresi, 43. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.