Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
zaman onlar onu lağa qoyar və ona oyun-əyləncə kimi baxarlar. Bu ona görədir ki, onlar düşünüb-daşınmayan bir qövmdür....
Nur Suresi, 63. Ayet:
Peyğəmbəri öz aranızda bir-birinizi
çağırdığınız
kimi çağırmayın! Şübhəsiz ki, sizin içinizdən (icazəsiz) xəlvətcə aradan çıxanları Allah bilir. Buna görə də Onun əmrinə qarşı çıxanlar başlarına bir bəla gəlməsindən, yaxud acı bir əzaba düçar olmaqdan çəkinsinlər! (Bu ayə Həzrət Peyğəmbərə (s.ə.s.) adı ilə xitab etməyin, yaxud ondan bəhs edərkən ancaq adını söyləməyin doğru olmadığını və müsəlmanlara yaraşmadığını ifadə edir. Buna görə də Həzrət Peyğəmbərdən bəhs edərkən “Mühəmməd əleyhissəlam”,...
Hud Suresi, 62. Ayet:
"Ey Saleh! Bundan əvvəl sən bizim aramızda ümid bəsləyən biri idin. İndi bizi əcdadlarımızın ibadət etdiyi şeylərə ibadət etməkdən çəkindirmək istəyirsən? Və biz həqiqətən də çıxılmaz vəziyyətə düşmüşük və bizi nəyə
çağırdığınız
dan narahatıq." onlar dedilər....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz (bir-birinizi) namaza
çağırdığınız
zaman onlar onu oyun-oyuncaq sayarlar. Bu, onların anlamaz bir tayfa olmalarındandır....
Nur Suresi, 63. Ayet:
Peyğəmbəri çağırmağı öz aranızda bir-birinizi çağırmağınızla eyni tutmayın! (Peyğəmbəri özünüz bir-birinizi
çağırdığınız
kimi çağırmayın. Ona “Muhəmməd, nə deyirsən?” yox, “Bəli! Buyur, ey Allahın elçisi, ey Allahın peyğəmbəri!” – deyə cavab verin. Və ya Peyğəmbərin duasını öz duanız kimi hesab etməyin. Onun duası, sizinkilərdən fərqli olaraq, Allah dərgahında mütləq qəbul olunar). Həqiqətən, Allah sizlərdən (xütbə zamanı məsciddən) xəlvət sovuşub aradan çıxanları bilir. Onun (Allahın, yaxud Pey...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
(İbrahim) demişdi: “Onları
çağırdığınız
(dua etdiyiniz) zaman sizi eşidirlərmi?...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Siz məni Allahı inkar etməyə, bilmədiyim bir şeyi Ona şərik qoşmağa
çağırdığınız
halda, mən sizi (hər şeyə qalib) yenilməz qüvvət sahibi olan, çox bağışlayan Allaha (ibadət etməyə) çağırıram!...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin; Nuh, Âd, Semud halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Resulleri onlara beyyinelerle geldiği halde onlar zorla susturmaya çalışarak: "Biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi küfrediyoruz; bizi
çağırdığınız
şey konusunda kaygı verici ikilem içindeyiz." dediler....
Fatir Suresi, 13. Ayet:
O, geceyi gündüze, gündüzü de geceye çevirir. Güneş'i ve Ay'ı buyruk altına aldı. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar hareketini sürdürüyor. İşte bu, Allah'tır, Rabb'inizdir. Egemenlik O'nundur. O'nun yanı sıra
çağırdığınız
kimseler, bir çekirdeğin zarına bile sahip değiller....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Şu bir gerçek ki, sizin beni kendisine
çağırdığınız
şey, dünyada da ahirette de kendisine çağıranlara cevap verme gücü olmayan şeydir. Kuşkusuz dönüşümüz Allah'adır. Haddi aşanlar Cehennemliktirler."...
Maidə Suresi, 58. Ayet:
1.
ve izâ nâdeytum
: ve nida ettiğiniz,
çağırdığınız
zaman
2.
ilâ es salâti
: namaza
3.
ittehazû-hâ huzuven
: onu alay konusu edindiler
4.
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Ve namaza
çağırdığınız
(ezan okuduğunuz) zaman, onu oyun ve alay konusu edindiler. Bu, onların akıl etmeyen (aklını kullanmayan) bir kavim olmaları sebebiyledir....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz namaza
çağırdığınız
vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Birbirinizi namaza
çağırdığınız
, ezan okuduğunuz zaman, bununla alay ederler, bir oyun sayarlar bunu. Bu da şüphe yok ki akılları olmayan, akıl edemeyen bir kavim olduklarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz namaza
çağırdığınız
da onu alaya ve eğlenceye alırlar. Böyle yapmaları onların akıl etmeyen bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Onlar, siz birbirinizi namaza
çağırdığınız
da onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
(Ezanla) birbirinizi namaza
çağırdığınız
zaman (onu) bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. Bu davranışları, kendilerinin akıl ermez bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza cagirdiginizda onu alay ve eglenceye alirlar. Bu, onlarin akletmeyen bir topluluk olmasindandir....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza (eron okuyup)
çağırdığınız
da, onu eğlence ve alaya alırlar. Bu onların akletmiyen bir topluluk olmasındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
da onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu, onların akletmeyen bir topluluk olmasındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
da onunla alay edip eğlendiler. Düşünmeyen bir topluluktur onlar....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Onlar, siz birbirinizi namaza
çağırdığınız
da onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu gerçekten onların akletmeyen bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
(Ezanla) birbirinizi namaza
çağırdığınız
zaman (onu) bir eğlence ve bir oyun (mevzuu) edinirler. Bu, kendilerinin hakıykaten akıllarını kullanmaz bir günûh olmalarındandır. ...
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Hem (siz ezan okuyarak) namaza
çağırdığınız
zaman, onu alaya ve eğlenceye alırlar. Bu, şübhesiz onların akıl erdirmeyen bir kavim olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Birbirinizi namaza
çağırdığınız
da; onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu, onların gerçekten kabul edemez bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Onları namaza
çağırdığınız
da onu küçümserler ve alaya alırlar- Çünkü onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Ve namaza
çağırdığınız
zaman onu bir eğlence ve bir oyuncak ittihaz ederler. Bu da şüphe yok ki, onların âkilâne düşünmez bir kavim olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
(Onları ezan ile) namaza
çağırdığınız
zaman, namazınızı alay ve eğlence konusu yaparlar. Böyle yapmaları, akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
da, onu alaya ve eğlenceye alırlar. Bu, onların akletmeyen bir toplum olmasındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Onlar, siz birbirinizi namaza
çağırdığınız
da onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
da onu oyun ve eğlence edindiler. Böyle yaptılar; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur....
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Hayır, yalnızca O'nu çağırırsınız, dilerse kendisini
çağırdığınız
şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz....
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Hayır, yalnızca O'nu çağırırsınız, dilerse kendisini
çağırdığınız
şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz....
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Hayır, (putlarınızı değil) ancak Onu (Allâhı) çağırır (Ona düâ ve iltica eder) siniz. O da kendisine
çağırdığınız
her hangi bir şey'i (belâyı), dilerse, açar (önler, giderir) ve (o vakit) siz (Allaha) eş tutmakda olduğunuz şeyleri (putları hatırınıza bile getirmeyerek) unutursunuz. ...
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Hayır, ancak O'nu çağırırsınız da; isterse
çağırdığınız
şeyi giderir ve siz de şirk koştuğunuz eşleri unutursunuz....
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Hayır, yalnızca O'nu çağırırsanız, dilerse kendisini
çağırdığınız
şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz....
Əraf Suresi, 197. Ayet:
Beri yandan, Onun yerine sığınıp
çağırdığınız
bütün o varlıklar ne size yardım ulaştıracak güçtedirler ne de kendi kendilerine yardım edecek güçte;...
Əraf Suresi, 197. Ayet:
Allah’tan başka yardımınıza
çağırdığınız
tanrılarınız ise sizin imdadınıza yetişemezler, hatta kendilerine bile fayda ve yardımları dokunmaz....
Əraf Suresi, 198. Ayet:
Onları doğru yola
çağırdığınız
da sizi işitmezler. Onları sana bakarken görürsün; oysa onlar birşey görmezler....
Hud Suresi, 14. Ayet:
Yok eğer yardıma
çağırdığınız
kimseler size cevap veremedilerse, artık bilin ki Kur'an ancak Allah'ın ilmi ile indirilmiştir. O'ndan başka ilâh yoktur. Artık siz müslüman olmuyor musunuz?...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz. Bizi
çağırdığınız
şeyden de derin bir şüphe içindeyiz” dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine
çağırdığınız
şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine
çağırdığınız
şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden once gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onlari Allah'tan baskasi bilmez size ulasmadi mi? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini agizlarina goturup: «Biz sizinle gonderilene inanmiyoruz. Bizi cagirdiginiz seyden de suphe ve endise icindeyiz» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: 'Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi
çağırdığınız
şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz' dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine
çağırdığınız
şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Aad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH'ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve 'Biz getirdiğiniz şeyi inkar ediyoruz ve bizi
çağırdığınız
mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var,' dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki: «Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi
çağırdığınız
şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz.»...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Daha önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'dan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar (sesleri yankılanarak gürleşsin diye) ellerini ağızlarına tutarak sizin bize getirdiğiniz mesajı reddediyoruz, bizi benimsemeye
çağırdığınız
ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine
çağırdığınız
şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce geçenlerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra Allah'tan başka kimsenin bilmediği kavimlerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara ayetlerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına koyup: Biz, sizin gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik, bizi
çağırdığınız
şeyden şüphe ve endişe içindeyiz, dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semûd halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size ulaşmadı mı? -ki onları Allah’tan başkası bilmez-. Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat elleriyle ağızlarını kapatıp: -Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi
çağırdığınız
şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz, dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin: Nûh, 'Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi
çağırdığınız
şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin
çağırdığınız
şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."...
İsra Suresi, 67. Ayet:
1.
ve izâ messe-kum
: ve size dokunduğu zaman
2.
ed durru
: bir zarar, bir sıkıntı, bir tehlike
3.
fî el bahri
: denizde
4.
dal...
İsra Suresi, 67. Ayet:
Eğer denizde başınıza bir bela gelirse, Allah dışında imdada
çağırdığınız
ilahlar ortalıkta görünmez olur. Allah sizi kurtarıp karaya çıkarınca O'na sırt çevirirsiniz. İnsan gerçekten son derece nankördür....
İsra Suresi, 110. Ayet:
1.
kulid'ullâhe (kul ud'u allâhe)
: de ki Allah (diye) çağır
2.
evid'u (ev ud'û)
: veya çağır
3.
er rahmâne
: rahmân
4.
eyye
Nur Suresi, 63. Ayet:
Aranızda, birbirinizi
çağırdığınız
gibi çağırmayın Peygamberi. İçinizden, birbirini siper ederek gizlice gidenleri, gerçekten de bilir Allah; artık onun emrine aykırı hareket edenler, bir sınanmaya uğramaktan, yahut da elemli bir azâba düşmekten sakınsınlar....
Nur Suresi, 63. Ayet:
Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi
çağırdığınız
gibi, çağırmayın. İçinizden yekdiğerini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah biliyor. Artık Onun emrinden uzaklaşıb gidenler kendilerini (dünyâda) bir fitne (ve belâ) çarpmasından, yahud (âhıretde) onlara pek acıklı bir azâb (gelib) çatmasından çekinsin (ler). ...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
Çağırdığınız vakit dedi, duyuyorlar mı?...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
(72-73) Ibrahim: «Cagirdiginiz zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?» demisti....
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
(72-73) İbrahim: 'Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?' demişti....
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
'Kendilerini
çağırdığınız
da sizi işitiyorlar mı?' dedi,...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
İbrahim dedi ki, «O putlar, kendilerini imdada
çağırdığınız
da sesinizi işitirler mi?...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
(İbrâhîm): «Siz, dedi,
çağırdığınız
vakit onlar sizi duyuyorlar mı»? ...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
O da demişti ki: Çağırdığınızda sizi duyuyorlar mı?...
Şüəra Suresi, 73. Ayet:
(72-73) Ibrahim: «Cagirdiginiz zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?» demisti....
Şüəra Suresi, 73. Ayet:
(72-73) İbrahim: 'Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?' demişti....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki, 'ALLAH'ın dışında
çağırdığınız
ortaklarınızı düşündünüz mü; onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin?' Yoksa onların gökte bir ortaklıkları mı var? Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimlerin birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
Ey Muhammed, müşriklere de ki; «Baksanıza, Allah'a ortak koşarak imdada
çağırdığınız
, O'nun dışındaki düzmece ilahlarınız var ya. Onların yeryüzünde neyin yaratıcıları olduklarını bana göstersenize. Yoksa onların göklerin yaratılmasında payları, katkıları mı var? Yoksa onlara bir kitap indirdik de ondaki kanıtlara mı dayanıyorlar?» Hayır, o putperest zalimler birbirlerini sadece asılsız vaadlerle aldatıyorlar....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Beni kendisine
çağırdığınız
şeyin bir hükmü yoktur. Onun (o putun), dünyada ve ahirette bir daveti (yetkisi) de yoktur. Muhakkak ki bizim dönüşümüz Allah'adır. Ve muhakkak ki müsrifler (haddi aşanlar), onlar, ateş ehlidir....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
“Şüphe yok ki sizin beni tapmaya
çağırdığınız
şeyin ne dünya ne de ahiret konusunda hiçbir çağrısı yoktur. Kuşkusuz dönüşümüz Allah’adır. Şüphesiz, aşırı gidenler cehennemliklerin ta kendileridir.”...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Kesinlikle, sizin beni kendisine
çağırdığınız
şeyin ne dünyada ne de ahirette çağrıda bulunma (yetki)si vardır. Şüphesiz bizim dönüşümüz Allah'adır. Aşırı gidenler ise, işte onlar ateş halkıdırlar....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Elbette beni, kendisine ibadete
çağırdığınız
ın (putlarınızın) ne dünyada, ne de ahirette (hiç kimseyi kendilerine ibadet için) çağırmak kudreti yoktur. Hepimizin dönüşü Allah’adır. Bütün haddi aşanlar (müşrikler) de cehennemliktirler....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
«eni kendisine cagirdiginizin, bu dunyada da ahirette de cagirabilecek kabiliyette olmadiginda, hepimizin Allah'a doneceginde, asiri gidenlerin ateslikler olduklarinda suphe yoktur.»...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
'Beni kendisine
çağırdığınız
ın, bu dünyada da ahirette de çağırabilecek kabiliyette olmadığında, hepimizin Allah'a döneceğinde, aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur.'...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
'Kuşku yok ki, beni kendisine
çağırdığınız
şeyin ne dünyada ne de ahirette bir dayanağı yoktur. Dönüşümüz ALLAH'adır. Sınırı aşanlar, cehennemi boylayacaktır.'...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Şüphesiz sizin beni kendisine
çağırdığınız
; bu dünyada da, ahirette de çağırabilecek kabiliyette değildir. Ve muhakkak dönüşümüz Allah'adır. Elbette müsrifler; işte onlardır cehennem yaranı olanlar....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Sizin beni
çağırdığınız
şey, açıkçası, ne bu dünyada ne de öteki dünyada çağrılmaya layık bir şey değil, (şüphesiz) dönüşünüz Allah'adır ve kendi kişiliklerini harcayıp tüketenler ateşe gireceklerdir:...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Sizin beni kendisine ibadete
çağırdığınız
şeylerin, ne dünyada ne de âhirette hiçbir dâvet gücü yoktur. Hepimizin dönüşü Allah'adır. Bütün haddi aşanlar şüphesiz ki cehennemliktirler. "...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Sizin beni
çağırdığınız
şeye kesinlikle ne dünyâda, ne de âhirette du'â edilemez (onlar kendilerine yapılan du'âyı duymazlar ve ona cevap veremezler). Bizim dönüşümüz Allah'adır. Aşırı gidenler, işte onlar ateş halkıdır."...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
'Sizin beni
çağırdığınız
şeylerin, ne dünyada, ne de âhirette davette bulunacak halleri yoktur. Hepimizin dönüşü Allah'adır. Hadlerini aşanlar ise, ateş ehlinin tâ kendileridir....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Sizin beni
çağırdığınız
şeye, ne dünyada ne de âhirette asla ve asla dua edilemez/onun dünyada ve âhirette çağrı hakkı yoktur. Dönüşümüz-varışımız Allah'adır. Aşırılığa sapanlarsa ateş halkının ta kendileridir."...
Ənam Suresi, 41. Ayet:
Aslında yalnızca Allah'a yalvarırsınız da O, dilerse
çağırdığınız
şeyi kaldırır ve siz ortak koştuğunuz şeyleri ağzınıza almazsınız. ...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
"Sizden öncekilerin; Nûh toplumunun, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık kanıtlarla geldi de onlar, ellerini, elçilerin ağızlarına götürdüler. Ve: “Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddettik/ inanmadık ve şüphesiz biz, bizi
çağırdığınız
şey hakkında yetersiz bilgi ve endişe içindeyiz” dediler. "...
Maidə Suresi, 58. Ayet:
"Ve siz, onları salâta [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmaya; toplumu aydınlatmaya]
çağırdığınız
zaman, onlar, onu alay ve eğlence edinirler. Bu, onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarındandır. "...
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Namaza
çağırdığınız
(azan oxuduğunuz) zaman onu lağa qoyub oyun-oyuncaq saydılar. Bu onların ağıl işlətməyən bir qövm olmaları səbəbiylədir....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz namaza
çağırdığınız
zaman onlar onu məsxərəyə qoyub oyun-oyuncaq sayarlar. Bu ona görədir ki, onlar düşüncəsiz bir camaatdır....
Nur Suresi, 63. Ayet:
Peyğəmbəri, öz aranızda bir-birinizi
çağırdığınız
kimi çağırmayın. Allah sizin aranızdan daldalanaraq xəlvətcə çıxıb gedənləri bilir. Qoy onun əmrinə qarşı çıxanlar başlarına bir bəla gəlməsindən, yaxud özlərinə sarsıdıcı bir əzab üz verməsindən qorxsunlar....
Nur Suresi, 63. Ayet:
Çağırmayın rəsulu öz aranızda biri - birinizi
çağırdığınız
kimi. Əlbəttə, bilir Allah sizdən o kəsləri ki, gizli çıxıb gedirlər. O kəslər ki, Onun əmrindən müxalifdirlər, gərək həzər etsinlər ki, onlara sınaq, ya ələmli əzab yetişər....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
(İnsanları azan vasitəsilə) namaza
çağırdığınız
zaman onlar onu lağa qoyar və ələ salarlar. Bu ona görədir ki, onlar düşünməyən bir tayfadırlar....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Məgər sizdən qabaqkıların – Nuh, Ad və Səmud qövmünün və onlardan sonra olub (sayları və hallarını) Allahdan başqa heç kəsin bilmədiyi kəslərin xəbəri sizə çatmayıb?! Peyğəmbərləri onlara (tovhid və öz nübuvvətləri barədə) aydın dəlillər gətirdilər. Onlar isə peyğəmbərlərin əllərini ağızlarına qaytardılar (ki, sakit olun, yaxud öz əllərini öz ağızlarına qoydular ki, susun və ya əllərini ağızlarına qoyub qəzəbdən sıxdılar) və dedilər: «Biz sizin göndərildiyiniz (gətirdiyiniz) şeyi inkar edirik və...
Şüəra Suresi, 72. Ayet:
(İbrahim) dedi: «(Onları) Çağırdığınız zaman səsinizi eşidirlərmi (və istəyinizi yerinə yetirirlərmi)?»...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
«Şübhəsiz, məni tərəfinə
çağırdığınız
şeyin dünya və axirətdə bir dəvəti yoxdur (o, nə çağırılmağa layiqdir və nə də bir kəsi öz kəlamı, yaxud peyğəmbər və kitab göndərməklə çağırıb). Bizim qayıdışımız Allaha tərəfdir və israfçılar (bəndəlik həddini aşanlar) od əhlidirlər....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz namaza
çağırdığınız
zaman onlar onu ələ salıb oyun-oyuncaq yerinə qoyarlar. Bu, şübhəsiz ki, onların ağılsız bir qövm olduqları üçündür....
Mömin Suresi, 43. Ayet:
“Şübhəsiz, sizin məni tapınmağa
çağırdığınız
şeyin nə dünya, nə də axirət haqqında heç bir çağırışı yoxdur. Şübhəsiz, qayıdışımız Allahadır. Şübhəsiz, həddi aşanlar cəhənnəmliklərdir”....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Siz namaza
çağırdığınız
zaman onlar bunu məsxərəyə qoyub oyun hesab edirlər. Bu ona görədir ki, onlar anlamaz adamlardır....
Nəml Suresi, 62. Ayet:
(Onlar yaxşıdır), yoxsa Onu
çağırdığınız
zaman dara düşmüşə haray verən, bəlanı uzaqlaşdıran və sizi yer üzünün varisləri edən (Allah)? Məgər Allahla yanaşı başqa bir tanrı da var? Siz necə də az düşünüb- daşınırsınız....
Zümər Suresi, 38. Ayet:
And olsun, sən onlardan soruşanda ki, göyləri və yeri kim yaradıb, həqiqətən onlar: "Allah!" - deyərlər. De: "Allahı qoyub
çağırdığınız
o başqaları barəsində heç düşünmüsünüzmü? Əgər Allah mənə bir xətər yetirmək istəsə, məgər onlar Onun xətərini sovuşdura bilərlər? Yaxud mənə bir mərhəmət göstərmək istəsə, onlar Onun mərhəmətinin qarşısını ala bilərlər?" De: "Allah mənə bəsdir, təvəkkül edənlər yalnız Ona bel bağlayarlar!”...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
Şübhəsiz ki, siz məni (sitayiş etməyə)
çağırdığınız
şeylərin özlərinin nə bu dünyada, nə də axirətdə (insanları) çağırmaq qabiliyyəti vardır. Dönüşünüz ancaq Allahadır. Həddini aşanlar cəhənnəmlikdirlər!...
Mömin Suresi, 66. Ayet:
De: "Rəbbimdən mənə aydın dəlillər gəldikdən sonra Allahdan başqa
çağırdığınız
(tanrılara) ibadət etmək mənə qadağan olunmuşdur və mənə aləmlərin Rəbbinə itaət etmək əmr olunmuşdur."...
Hucurat Suresi, 2. Ayet:
Ey iman gətirənlər! Səsinizi peyğəmbərin səsindən yüksəyə qaldırmayın bir-birinizi
çağırdığınız
kimi onu yüksək səslə çağırmayın, yoxsa özünüz də duymadan işləriniz puç olar....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Və siz, onları səlata [maddi və zehni baxımdan dəstək olmağa; cəmiyyəti maarifləndirməyə]
çağırdığınız
zaman, onlar onu məsxərə və oyun-oyuncaq qəbul edirlər. Bu, onların, ağıllarını işlətməyən bir tayfa olmasındandır....
Mülk Suresi, 27. Ayet:
Artıq onlar, onun yaxınlaşdığını gördükləri zaman kafirlərin [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən kəslərin üzləri eybəcər hala düşdü. Və [onlara]: "Bax, bu, durmadan
çağırdığınız
şeydir!" deyildi....