Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara, ayələrimizi verdiyimiz halda onlardan imtina edən kimsənin xəbərini də oxu. Beləliklə şeytan onu özünə tabe etmiş və o da haqq yoldan azanlardan olmuşdu. (Təfsir alimlərinin əksəriyyətinə görə, bu adam İsrail oğullarından Bələm ibn Bauradır. O, əvvəllər Həzrət Musanın dinini qəbul etmiş mömin bir kişi idi. Ancaq Bələmin Həzrət Musa tərəfindən elçi olaraq göndərildiyi qövm Həzrət Musanın onları məğlub edəcəyindən qorxaraq ona təzyiq göstərmişdi. Bələm də Həzrət Musaya bəd dua etmiş və ona...
Maidə Suresi, 60. Ayet:
De: “Allah yanında cəza etibarilə bundan (bu dediklərinizdən) daha pisini sizə xəbər verimmi? Allah kimə lənət etmiş, qəzəblənmiş, meymunlara və donuzlara döndərmiş, eləcə də tağuta ibadət edənlərə
çevirmiş
sə, onların yeri daha pisdir və onlar doğru yoldan daha çox azmışlar”....
Rum Suresi, 9. Ayet:
Məgər onlar yer üzünü gəzib özlərindən əvvəlkilərin aqibətinin necə olduğunu görmürlərmi? Onlar (Ad, Səmud tayfaları) bunlardan daha qüvvətli idilər. Onlar (əkinçilik məqsədilə) torpağı qazıb altını üstünə
çevirmiş
və yer üzünü bunlardan daha çox abad etmişdilər. Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələr gətirmişdilər. Allah onlara zülm etmirdi, onlar özləri özlərinə zülm edirdilər....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet, hakk geldi ve onlar istemedikleri halde, Allah'ın emri gerçekleşti....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sure indirildiği zaman: "Sizi gören var mı?" diye birbirlerine bakar, sonra da dönüp giderler. Allah, onların kalplerini
çevirmiş
tir. Çünkü onlar, düşünmeyen bir halktır....
Zariyat Suresi, 42. Ayet:
Nereye uğradıysa orayı çürümüş çer çöpe
çevirmiş
ti....
Bəqərə Suresi, 59. Ayet:
(Evet, öyle demişdik de içlerinden nefislerine) zulmedenler sözü kendilerine söylenenden başkasına
çevirmiş
lerdi, biz de o zaalimlerin üstüne gökden etdikleri fıskın karşılığı olmak üzere murdar bir azâb indirmişdik. ...
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Bundan sonra gene yüz
çevirmiş
tiniz. Allah'ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı ziyankârlardan olurdunuz ya....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Bundan sonra yine yüz
çevirmiş
tiniz. Allah'ın size fazl-u rahmeti olmasaydı, nerhalde zarara uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Sonra onun (Tevrâtı kabul edişinizin) arkasından yine yüz
çevirmiş
diniz. İşte eğer üzerinizde Allanın fazl-u rahmeti olmasaydı elbette maddî ve ma'nevî en büyük zarara uğrayanlardan olacakdınız (mahvolacakdınız). ...
Bəqərə Suresi, 64. Ayet:
Bundan sonra yine yüz
çevirmiş
tiniz; eğer Allah’ın size bol nimet ve merhameti olmasaydı, elbette hüsrana uğrayanlardan olurdunuz....
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
Onlara ne zaman Allah katından nezdlerindeki (Kitabı) tasdik edici (ve doğrultucu) bir peygamber geldiyse kendilerine Kitab verilen (o kimse) lerden bir güruh sanki onlar (hakıykati) bilmiyorlarmış gibi Allahın Kitabını sırtlarının arkasına atmış (ondan yüz
çevirmiş
idir. ...
Ali-İmran Suresi, 67. Ayet:
İbrahim, ne bir "Yahudi", ne de "Hristiyan" idi, ama kendini Allah'a teslim ederek her türlü batıldan yüz
çevirmiş
biriydi; ve O'ndan başka bir şeye ilahlık yakıştıranlardan değildi....
Nisa Suresi, 88. Ayet:
Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Oysa Allah onları işlediklerinden dolayı baş aşağı
çevirmiş
tir. Siz Allah'ın saptırdıklarını mı doğru yola eriştirmek istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, onun için bir yol bulamazsın....
Nisa Suresi, 88. Ayet:
Size ne oluyor ki münafıklar hakkında ikiye ayrılıyorsunuz? Allah onları, kendi kazandıkları günahlar yüzünden gerisin geri
çevirmiş
tir. Yoksa Allah'ın saptırdığını siz mi doğru yola getireceksiniz? Allah'ın saptırdığı kimse için sen bir çıkış yolu bulamazsın....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Ve onların Rabbinin âyetlerinden bir âyet gelmemiştir ki; ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Böyle iken, onlara (Mekke’lilere) Rablerinin âyetlerinden gelen bir âyet yoktur ki, ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Onlara Rab'lerinin ayetlerinden (delil ve mucizelerinden) hangi bir ayet gelmişse ondan yüz
çevirmiş
lerdir....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Böyle iken onlara Rabb’larının ayetlerinden herhangi bir ayet gelmiyor ki mutlak ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Böyle iken onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmez ki, ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Böyle iken, onlara (o müşriklere) Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmiyor ki ondan yüz
çevirmiş
kimseler olmasınlar!...
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Rabblarının ayetlerinden bir ayet onlara gelmez ki; ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Ənam Suresi, 110. Ayet:
Biz, onların gönüllerini, gözlerini tersine
çevirmiş
iz, evvelce inanmadıkları gibi gene inanmazlar ve biz, onları taşkınlıklarında şaşkın bir halde terketmişiz....
Ənam Suresi, 110. Ayet:
Onlar, evvelce indirilen (âyet) lere îman etmedikleri gibi (bundan sonra da îman etmeyeceklerdir). Biz, onların gönüllerini ve gözlerini (ters)
çevirmiş
, kendilerini azgınlıkları, taşkınlıkları içinde serseri ve şaşırmış oldukları halde terketmiş bulunuyoruz. ...
Ənam Suresi, 157. Ayet:
Veya “Eğer bize de bir kitap indirilseydi, elbette onlardan daha çok hidayete ererdik.” dersiniz. İşte size Rabbinizden hidayet (hidayete erdiren), beyyine (delil) ve rahmet gelmiştir. Öyleyse kim, Allah'ın âyetlerini yalanlayandan ve O'ndan yüz çeviren kimseden daha zalimdir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz
çevirmiş
olmalarından dolayı ağır (kötü) bir azapla cezalandıracağız....
Əraf Suresi, 51. Ayet:
Onlar, Din anlayışlarını (hakikat ve sistem - Sünnetullah ilmini) eğlence ve oyuna
çevirmiş
, (sefil) dünya hayatına aldanmış kimselerdir. . . Onlar bugünlerine kavuşacaklarını unuttukları gibi; delillerimizi nasıl bile bile inkâr ediyorlardıysa; biz de bugün onları unuturuz!...
Əraf Suresi, 95. Ayet:
Sonra da bu tür kötülüğü iyiliğe
çevirmiş
izdir, o kadar ki. çoğalmışlar ve «doğrusu atalarımıza da (bu gibi) sıkıntı ve darlık dokunmuş, bolluk ve ferahlığa kavuşmuşlardı» demişlerdi de o sebepten haberleri olmadan ansızın onları tutup (mahvetmiştik)....
Əraf Suresi, 95. Ayet:
Sonra o darlığı genişliğe
çevirmiş
izdir ki refahı tatsınlar da (kendi kendilerine): "Atalarımız da darlık ve sıkıntıya düşmüşler (ve genişliği görmüşler)di" desinler, işte ancak bundan sonradır ki, kendileri daha (ne olup bittiğinin) farkına varmadan, onları kıskıvrak yakaladık....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde, Allah’ın dini galip geldi....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmış ve sana karşı birtakım işler
çevirmiş
lerdi. Sonunda onlar istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri üstünlük sağladı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler
çevirmiş
lerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp üstünlük sağladı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Doğrusu bunlar, daha önce (Uhud savaşında) fitne çıkarmak istemişler ve sana türlü işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet onlar istemedikleri halde, zafer geldi ve Allah’ın dini üstün çıktı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
And olsun ki, onlar bundan önce de fitne çıkarmak istemişlerdi, sana karşı birtakım entrikalar
çevirmiş
lerdi. Hoşlanmadıkları halde hak geldi ve Allah'ın emri üstünlük sağladı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Daha önce de kargaşalık çıkarmayı arzulamışlardı ve senin işlerini tersine
çevirmiş
lerdi. Nihayet gerçek geldi ve ALLAH'ın yasası, onlara rağmen egemen oldu....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler, sana karşı çeşitli entrikalar
çevirmiş
lerdi. Sonunda gerçek geldi ve onların istememesine rağmen, Allah'ın emri üstün çıktı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım / nice buyrukları (tersine)
çevirmiş
lerdi (kallebu). Sonunda onlar, istemedikleri halde gerçek geldi ve Tanrı'nın buyruğu ortaya çıktı....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun ki onlar bundan evvel de fitne (ve fesâd) aramışlar, senin hakkında bir takım işler (dolablar)
çevirmiş
lerdi. Nihayet Hak (nusret ve te'yîd-i ilâhî) geldi. Allahın emri (dîni), onların fenalarına gitmesine rağmen, zuhur ve galebe etdi. ...
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
And olsun ki (onlar) daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana birtakım işler
çevirmiş
lerdi; nihâyet hak geldi ve onlar (bundan) hoşlanmayan kimseler oldukları hâlde Allah’ın emri galib geldi....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun ki, onlar daha önce de fitne aramışlar ve sana karşı bir takım işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet Hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri zahir oldu....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun ki daha önce de fitne koparmak istemişler ve sana nice işler
çevirmiş
lerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri galip geldi....
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler
çevirmiş
lerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp üstünlük sağladı....
Tövbə Suresi, 76. Ayet:
Lütfundan kendilerine verdiği zaman ise o lütfa cimrilik ederek yüz
çevirmiş
bir halde dönüp gittiler....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü’minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya
çevirmiş
tir. Onlar için elem dolu bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya
çevirmiş
tir. Ve onlar için elem verici azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalar konusunda mükellef olduğundan fazlasını gönüllü veren iman etmişlere dil uzatanlar ile (fakirlikleri dolayısıyla imkânlarından) fazlasını bulamayanları alaya alan kimselere gelince, Allâh onları maskaraya
çevirmiş
tir. . . Onlar için acı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Gönülleriyle, imanda sadâkatin ve kemalin ifadesi olan sadaka ve vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran berekete vesile olan zekât nisabından fazlasını veren mü’minleri kınayanları; ancak güçlerinin yettiğini bulup verenlerle alay edenleri Allah maskaraya
çevirmiş
tir. Onlara can yakıp inleten müthiş bir ceza vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Mü'minlerden gönülden bolca sadaka verenlere ve imkanının elverdiğinden başkasını bulamayanlara dil uzatarak onlarla alay edenler var ya, Allah onları maskaraya
çevirmiş
tir. Onlar için acıklı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya
çevirmiş
tir. Ve onlar için elem verici azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara, bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da onlarla alay edenleri Allah, maskaraya
çevirmiş
tir. Onlara pek acıklı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadakalarda (farz olan zekâtdan fazla olarak ve gönüllerinden koparak) bağışlarda bulunan mü'minlerle (bir türlü), güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan (fakîr) lerle (diğer türlü lâf atarak ve kaş göz oynatarak) eğlenenler (yok mu?) Allah onları maskaraya
çevirmiş
dir. Onlar için pek acıklı bir azab vardır. ...
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Sadaka vermek hususunda gönülden davranan müminleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya
çevirmiş
tir. Onlar için acıklı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Mü'minlerden gönül hoşluğuyla bağışta bulunanlarla ve elinin emeğinden başka verecek birşey bulamayanlarla alay edenleri Allah maskaraya
çevirmiş
tir. Onlar için acı bir azap da vardır....
Tövbə Suresi, 101. Ayet:
Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine halkından da nifakı alışkanlığa
çevirmiş
olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. Biz onları iki kere azablandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler....
Tövbə Suresi, 101. Ayet:
Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine ehlinden da nifakı alışkanlığa
çevirmiş
(??) olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. Biz onları iki kere azablandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler....
Tövbə Suresi, 101. Ayet:
Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine halkından da nifakı alışkanlığa
çevirmiş
olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, biz onları biliriz. Biz onları iki kere azablandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan)
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sure indirildiğinde birbirlerine bakarak: 'Sizi birisi görüyor mu?' (diye işaretleşirler) sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir topluluk olmaları sebebiyle Allah onların kalplerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalblerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Münafıkların kabahatını anlatan bir Sûre indirildiği zaman, birbirlerine bakıp: “-Müminlerden sizi gören oluyor mu? “diye işaretleşirler. (Gören yoksa) hemen sıvışır giderler. Allah, onların kalblerini, imanı kabulden
çevirmiş
tir: Çünkü onlar, gerçeği anlamayan kimselerdir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan)
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Ne zaman bir sure inse, 'Kimse sizi görüyor mu,' diye bakışırlar. Sonra da dönüp giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından ALLAH kalplerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Aleyhlerinde bir sûre indirilince, «Sizi birisi görüyor mu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışır giderler. Allah onların kalblerini (imandan)
çevirmiş
tir. Bu yüzden onlar anlayışsız bir kavimdirler....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sure indirildiğinde bazısı bazısına bakar (ve): "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan (la yefkahun) bir topluluk olmaları dolayısıyla, Tanrı onların kalplerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
(Aleyhlerinde) bir sûre indirilince birbirine bakarlar da «Sizi bir kimse görmüyor mu?» (diye de endîşe ederler) ve sonra (rüsvay olmakdan korkarak sıvışıb) giderler. Allah onların gönüllerini ters
çevirmiş
. Çünkü onlar öyle bir kavmdir ki ince anlamazlar. ...
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Hâlbuki (haklarında) bir sûre indirildiği zaman, birbirlerine (göz kırparak)bakıp: 'Sizi birisi görüyor mu?' (derler), sonra da savuşurlar. Gerçekten onlar (hakkı birtürlü) anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalblerini (küfürleri sebebiyleîmandan)
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Ve her ne zaman bir sûre indirilince bazıları bazılarına bakıverirler, sizi bir kimse görüyor mu diye endişede bulunurlar. Sonra da savuşup giderler. Allah Teâlâ onların kalplerini
çevirmiş
tir. Çünkü onlar öyle bir kavimdirler ki, güzelce anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiği zaman: “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine bakarlar, sonra sıvışıp giderler. Allah onların kalplerini imandan
çevirmiş
tir. Çünkü onlar gerçeği anlamayan kimselerdir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiği zaman: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirine bakar, sonra sıvışırlar. Anlamaz bir topluluk oldukları için Allah onların kalblerini
çevirmiş
tir....
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sure indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve) : «Sizi bir kimse görüyor mu?» (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalblerini
çevirmiş
tir....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dunya hayati gokten indirdigimiz su gibidir ki, onunla insan ve hayvanlarin yiyecegi bitkiler yetisip birbirine karismistir. Yeryuzunun suslenip bezendigi ve yerin sahiplerinin butun bunlara malik olduklarini sandiklari sirada, gece veya gunduz buyrugumuz o yere gelmis ve orayÙ hicbir sey bitirmemise cevirmisiz; bir gun once birsey yokmus gibi olmustur. Dusunen millet icin ayetleri boylece uzun acÙklÙyoruz....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatı gökten indirdiğimiz su gibidir ki, onunla insan ve hayvanların yiyeceği bitkiler yetişip birbirine karışmıştır. Yeryüzünün süslenip bezendiği ve yerin sahiplerinin bütün bunlara malik olduklarını sandıkları sırada, gece veya gündüz buyruğumuz o yere gelmiş ve orayı hiçbir şey bitirmemişe
çevirmiş
iz; bir gün önce birşey yokmuş gibi olmuştur. Düşünen millet için ayetleri böylece uzun açıklıyoruz....
Yunus Suresi, 72. Ayet:
Eğer yüz
çevirmiş
seniz, ben sizden bir ücret istememiştim. Benim ücretim sadece Allah’a aittir. Ben müslümanlardan olmakla emrolundum....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Biz, onlara âyetlerimizi vermiştik de onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Delillerimizi göstermiştik onlara, fakat onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi vermiştik, ama onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi verdigimiz halde, yuz cevirmislerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde, yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Biz onlara âyetlerimizi vermiştik, fakat onlardan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi göndermiştik ama ondan yüz
çevirmiş
lerdi....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz
çevirmiş
lerdi....
Nəhl Suresi, 22. Ayet:
İlahınız tek ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri inkârcıdır, onlar gerçeğe set
çevirmiş
, kendini beğenmişlerdir....
Nəhl Suresi, 88. Ayet:
O hem küfretmiş hem de Allah yolundan
çevirmiş
olanlar diğerlerini de ifsad ettikleri cihetle o azâb üstüne bir azâb ziyade etmişizdir...
Nəhl Suresi, 88. Ayet:
Hem küfretmiş hem de Allah yolundan
çevirmiş
olanlar, diğerlerini de bozdukları için, onlara azap üstüne bir azap daha artırdık....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adamı örnek getir: Onların birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurma ağaçlarıyla
çevirmiş
ve iki bağın arasını da ekinlik haline getirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara şu iki adamı misal olarak anlat. Bunlardan birine içinde her çeşit üzüm bulunan iki bağ vermiş, her ikisinin de, etrafını hurma ağaçlarıyla
çevirmiş
, aralarında da ekinler, sebzeler bitirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adami misal olarak goster: Birine iki uzum bagi verip, etrafini hurmaliklarla cevirmis ve aralarinda ekinler bitirmistik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adamı misâl olarak ver: Birine iki üzümbağı vermiş ve ikisinin de etrafını hurmalarla
çevirmiş
iz ve aralarında ekin meydana getirmişiz....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adamı misal olarak göster: Birine iki üzüm bağı verip, etrafını hurmalıklarla
çevirmiş
ve aralarında ekinler bitirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara şu iki adamı örnek olarak anlat. Adamlardan birine iki üzüm bağı vermiştik, bağlarını hurma ağaçları ile
çevirmiş
ve iki bağın arasına bir tahıl tarlası koymuştuk....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara iki adamı da misâl getir ki, bunlardan birine iki üzüm bağı verip, (o bahçelerin) ikisinin de etrâfını hurmalıklarla
çevirmiş
ve aralarında bir ekinlik yapmıştık....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adamı örnek ver ki; birisine iki üzüm bağı verip çevresini hurmalıklarla
çevirmiş
ve aralarında ekinler bitirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara şu iki adam örneğini ver, ki onlardan birine iki üzüm bağı bahşetmiş, onların çevresini hurmalıklarla
çevirmiş
ve aralarına da ekili bir alan yerleştirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara iki adamı örnek ver. Onlardan birisine iki üzüm bağı vermiştik. Çevresini de hurmalıklarla
çevirmiş
, bu ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Onlara şu iki adamı misâl olarak anlat: İkisinden birine iki üzüm bağı vermiş, onların etrâfını hurmalarla
çevirmiş
, ortalarında da ekin bitirmiştik....
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
O kimseden daha zâlim de kim olabilir ki: Rabbının âyâtı ile nasıhat edilmiştir de onlardan yüz
çevirmiş
ve ellerinin takdim ettiği şeyleri unutmuştur; çünkü biz onların kalbleri üzerine onu iyi anlamalarına mani bir takım kabuklar ve kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur, sen onları doğru yola çağırsan da o halde onlar ebeden yola gelmezler...
Kəhf Suresi, 57. Ayet:
O kimseden daha zalim kim olabilir ki, kendisine Rabbinin ayetleri anlatılmıştır da o, onlardan yüz
çevirmiş
ve ellerinin önceden yaptığı şeyleri unutmuştur. Çünkü Biz onların kalpleri üzerine onu iyi anlamalarına engel birtakım kabuklar ve kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur; sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla yola gelmezler....
Taha Suresi, 40. Ayet:
"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri
çevirmiş
olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa."...
Taha Suresi, 40. Ayet:
Hani kızkardeşin (Fir'avn'ın evine) yürüyüp giderken, «ona bakacak bir kimseyi size haber vereyim mi ?» demişti. Böylece gözü aydınlık olup üzülmesin diye seni annene
çevirmiş
olduk. Ve sen bir kişiyi öldürdün de biz seni üzüntü ve kederden kurtardık; seni türlü türlü imtihanlarla karşı karşıya getirdik. O sebeple Medyen halkı arasında yıllarca kaldıktan sonra ey Musâ, bir kader (çizgisi gereği dönüp buraya) geldin....
Taha Suresi, 40. Ayet:
"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri
çevirmiş
olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip denemiştik'. Medyen ehli arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa....
Taha Suresi, 40. Ayet:
«Hani kız kardeşin gezinip: «Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?» demekteydi. Böylece, seni annene geri
çevirmiş
olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa.»...
Ənbiya Suresi, 42. Ayet:
(Ey Rasûlüm, kâfirlere) de ki: “- Sizi, gece ve gündüz o Rahmân’dan kim koruyabilir?” Fakat onlar Rablerinin kitabından yüz
çevirmiş
lerdir....
Ənbiya Suresi, 42. Ayet:
De ki: «Sizi gece ve gündüz o Rahman'dan kim koruyabilir Ama onlar Rablerinin zikrinden yüz
çevirmiş
lerdir....
Ənbiya Suresi, 42. Ayet:
De ki: "Gece ya da gündüz, sizi Rahman'a karşı kim koruyabilir?" Hayır hayır, onlar Rablerini hatırlatan mesajdan bütün bütün yüz
çevirmiş
kimselerdir!...
Həcc Suresi, 44. Ayet:
Ve Medyen ehli de yalanlamıştı ve Mûsâ da yalanlanmıştı da onların azâbını geciktirdim, bir mühlet verdim onlara da sonra helâk ediverdim onları; nasılmış beni inkâr etmek, nasıl da devletlerini felâkete
çevirmiş
im....
Möminun Suresi, 3. Ayet:
Boş ve lüzumsuz sözden yüz
çevirmiş
lerdir onlar....
Furqan Suresi, 23. Ayet:
Hem varmışızdır da her ne amel işledilerse onu bir hebâi mensûre
çevirmiş
izdir...
Furqan Suresi, 23. Ayet:
Varmışız onların yaptığı her işi, etrafa saçılmış zerrelere
çevirmiş
izdir....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib
çevirmiş
izdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler). ...
Şüəra Suresi, 5. Ayet:
Ve Rahmân'dan hiçbir yeni zikir (emir) gelmez ki, ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Şüəra Suresi, 5. Ayet:
Bununla beraber Rahmandan kendilerine yeni bir zikir gelmiyor ki ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar...
Şüəra Suresi, 5. Ayet:
Bununla beraber Rahman'dan kendilerine yeni bir öğüt gelmiyor ki, ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Nəml Suresi, 24. Ayet:
(Ne var ki,) onu da, halkını da, Allah'ı bırakıp güneşe tapındıklarını gördüm; Şeytan onlara bu yaptıklarını güzel ve iyi gösterip kendilerini Allah'ın yolundan
çevirmiş
ve onlar da bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar:...
Nəml Suresi, 24. Ayet:
"Onun ve kavminin, Allâh'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytân onlara işlerini süsleyip onları doğru yoldan
çevirmiş
, bu yüzden yola gelmiyorlar."...
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Ad ile Semûd’u da helak ettik. (Ey Mekke halkı), onlara ne yapıldı, meskenlerinin harabından size belli olmaktadır. Görgü sahibleri oldukları halde, şeytan, onların amellerini kendilerine süslemiş (güzel göstermiş) de, onları hak yoldan
çevirmiş
ti....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Âde de, Semûde de ki size bunlar meskenlerinden belli olmaktadır, Şeytan onlara amellerini tezyin etmişti de kendilerini yoldan
çevirmiş
ti, halbuki gözleri açık adamlar idiler...
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Ad ve Semud'a da (peygamberler gönderdik) ki, size bunlar, meskenlerinden belli olmaktadır. Şeytan, onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve kendilerini yoldan
çevirmiş
ti; halbuki, gözleri açık adamlardılar....
Səba Suresi, 16. Ayet:
Yüz
çevirmiş
lerdi de, onlara “arim seli”ni göndermiştik. Onların bahçelerini, buruk meyveli, acı ılgın ağaçlı ve bol otlu bahçelere
çevirmiş
tik....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine
çevirmiş
iri gözlü eşler vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında süzgün bakışlı, alımlı, hasretlik çekmiş gibi gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
, çılgınca seven, iri gözlü güzeller var....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
iri gözlü kadınlar vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
(48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında bakışlarını yalnız eşlerine
çevirmiş
iri gözlü (huriler) bulunur....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
(48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine
çevirmiş
güzel gözlüler vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında da bakışlarını yalnız kendisine
çevirmiş
iri gözlü eşler vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
iri gözlü kadınlar vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında el değmemiş ve bakışlarını yalnız eşlerine
çevirmiş
iri gözlüler vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında da, gözlerini sadece kendisine
çevirmiş
, güzel gözlü eşler....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
iri gözlü kadınlar vardır....
Saffat Suresi, 48. Ayet:
Yanlarında da bakışlarını kendilerine
çevirmiş
güzel gözlü eşler vardır....
Saffat Suresi, 49. Ayet:
(48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir....
Saffat Suresi, 49. Ayet:
(48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine
çevirmiş
güzel gözlüler vardır....
Sad Suresi, 52. Ayet:
Onların (Esmâ kuvveleriyle kendini - Rabbini tanımış şuurların) indlerinde gözlerini kendilerinden (açığa çıkacaklara)
çevirmiş
aynı yaşıtlar (bedenler) vardır. (Esmâ hakikatiyle kendini tanımış {Rabbine yakîn elde etmiş} bilinçlerin açığa çıkaracağı mânâları uygulamaya hazır bekleyen yaşıtları {açılım kapasitelerine uygun özellikte} olan cennet bedenleri. A. H. )...
Sad Suresi, 52. Ayet:
Yanlarında süzgün bakışlı, alımlı, hasretlik çekmiş gibi gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
, çılgınca seven, iri gözlü aynı yaşta dilberler, güzeller var....
Sad Suresi, 52. Ayet:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
yaşıt kadınlar vardır....
Sad Suresi, 52. Ayet:
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
yaşıt kadınlar vardır....
Sad Suresi, 52. Ayet:
Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
yaşıt kadınlar vardır....
Sad Suresi, 52. Ayet:
Yanlarında ise gözlerini eşlerine
çevirmiş
yaşıt güzeller vardır....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Meleklerin Arş'ın etrafını
çevirmiş
olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiş ve: 'Hamd alemlerin Rabb'i olan Allah'adır' denmiştir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de arşın etrafını
çevirmiş
ler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin Rabbine hamdolsun" denilmiştir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri, arsin etrafini cevirmis olduklari halde, Rablerini hamd ile overken gorursun. Artik insanlarin aralarinda adaletle hukum olunmustur. «Ovgu, alemlerin Rabbi olan Allah icindir» denir. *...
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Meleklerin, Arş'ın etrafını
çevirmiş
bir halde Rablarını hamd ile tesbîh ettiklerini görürsün. İnsanlar arasında ise hakk ile hükmolunmuştur. Âlemlerin Rabbına hamd olsun ! denilir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri, arşın etrafını
çevirmiş
oldukları halde, Rablerini hamd ile överken görürsün. Artık insanların aralarında adaletle hüküm olunmuştur. 'Övgü, Alemlerin Rabbi olan Allah içindir' denir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri, yönetim merkezinin etrafını
çevirmiş
halde Rab'lerini överek yüceltirken görürsün. Aralarında gerçeğe göre hüküm verilmiştir ve 'Evrenin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun,' denir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri, arş'ın etrafını
çevirmiş
oldukları halde, Rabb'lerini hamd ile överken görürsün. Artık insanların aralarında adaletle hükmedilmiştir. «Övgü, alemlerin Rabb'i olan Allah içindir» denir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de arşın etrafını
çevirmiş
ler olarak rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin rabbine hamdolsun" denilmiştir....
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Melekleri de arşın etrafını
çevirmiş
ler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: «Alemlerin Rabbine hamdolsun» denilmiştir....
Mömin Suresi, 63. Ayet:
Gerçek durumu bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr edenler, aynı şekilde, haktan yüz
çevirmiş
lerdi....
Fussilət Suresi, 2. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler....
Fussilət Suresi, 2. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz
çevirmiş
tir, onlar işitmezler de: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız' derler....
Fussilət Suresi, 2. Ayet:
(2-3-4) (Bu), âyetleri — bilecek (anlayacak) her hangi bir kavm için — ayrı ayrı açıklanmış, (hükmünce amel edenlere) müjdeler verici, (muhaaliflerini başlarına gelecek fena akıbetlerle) korkutucu, Arabca bir Kur'an olmak üzere Rahman (ve) Rahıym tarafından indirilmiş bir kitabdır. (Böyle iken) onların çoğu (bunu düşünüb kabulden) yüz
çevirmiş
dir. Artık dinlemezler onlar. ...
Fussilət Suresi, 3. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler....
Fussilət Suresi, 3. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz
çevirmiş
tir, onlar işitmezler de: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız' derler....
Fussilət Suresi, 3. Ayet:
(2-3-4) (Bu), âyetleri — bilecek (anlayacak) her hangi bir kavm için — ayrı ayrı açıklanmış, (hükmünce amel edenlere) müjdeler verici, (muhaaliflerini başlarına gelecek fena akıbetlerle) korkutucu, Arabca bir Kur'an olmak üzere Rahman (ve) Rahıym tarafından indirilmiş bir kitabdır. (Böyle iken) onların çoğu (bunu düşünüb kabulden) yüz
çevirmiş
dir. Artık dinlemezler onlar. ...
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat onların çoğu yüz
çevirmiş
tir. Artık onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdecidir ve korkutucu, fakat çoğu yüz
çevirmiş
tir, onlar, duymazlar....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak. . . (Ne var ki) onların çoğunluğu (bu gerçeklerden) yüz
çevirmiş
tir! Onlar işitmezler!...
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Hem müjde verici, hem uyarıcıdır. Buna rağmen onların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir, işitmemektedirler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz
çevirmiş
tir, onlar işitmezler de: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız' derler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Bir müjdeci ve bir uyarıcıdır. Ancak onların çoğunluğu ondan yüz
çevirmiş
tir; onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Hem müjdeci olarak hem gocundurucu, onun için çokları başını
çevirmiş
tir de onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Hem müjdeci olarak, hem gocundurucu; onun için çokları onlara başını
çevirmiş
tir de işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir. Artık onlar gerçeği işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu onu düşünüp kabul etmekten yüz
çevirmiş
tir. Onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
(2-3-4) (Bu), âyetleri — bilecek (anlayacak) her hangi bir kavm için — ayrı ayrı açıklanmış, (hükmünce amel edenlere) müjdeler verici, (muhaaliflerini başlarına gelecek fena akıbetlerle) korkutucu, Arabca bir Kur'an olmak üzere Rahman (ve) Rahıym tarafından indirilmiş bir kitabdır. (Böyle iken) onların çoğu (bunu düşünüb kabulden) yüz
çevirmiş
dir. Artık dinlemezler onlar. ...
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak. Ama onların çoğu yüz
çevirmiş
tir, artık onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve korkutucu olarak (indirilmiştir). Fakat onların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir. Artık onlar dinlemezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcıdır. Fakat onların çoğu yüz
çevirmiş
tir, artık dinlemezler....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeci ve uyarıcıdır. Oysa çokları işitmeyerek yüz
çevirmiş
tir....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak (gönderilmiştir). Fakat çokları yüz
çevirmiş
tir; onlar işitmezler....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
(2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz
çevirmiş
tir, onlar işitmezler de: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız' derler....
Duxan Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi....
Duxan Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz
çevirmiş
ler, 'Belletilmiş bir deli' demişlerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz
çevirmiş
ler, 'Belletilmiş bir deli' demişlerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Ondan yüz
çevirmiş
ler; belletilmiş delinin biri, demişlerdi...
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Sonra ondan yüz
çevirmiş
ler ve: -Öğretilmiş bir mecnun/deli demişlerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Fakat onlar peygamberden yüz
çevirmiş
, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
De ki, 'Düşündünüz mü, ya o ALLAH katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız ve İsrail oğullarından bir tanık da bunun benzerini görüp inandığı halde, siz kibirlenip yüz
çevirmiş
seniz?! Kuşkusuz ALLAH zalim topluluğu doğru yola iletmez.'...
Əhqaf Suresi, 29. Ayet:
1.
ve iz sarefnâ
: ve
çevirmiş
tik, yöneltmiştik
2.
ileyke
: sana
3.
neferen
: ekip, grup (3-10 kişilik)
4.
min el cinni
Əhqaf Suresi, 29. Ayet:
Yâdet o zamanı ki cinlerden bir taaifeyi Kur'an dinlemeleri için sana (doğru)
çevirmiş
dik. İşte bunlar onun huzuuruna gelince (birbirine) «Susun (dinleyin)» demişler, (okunması) bitirilince de (kendilerini azâb ile) korkutmıya me'mur olarak kavmlerine dönmüşlerdi. ...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
O bedevilerden geri bırakılmış olanlara de ki: «Siz ileride şiddetli savaş ehli bir kavme davet olunacaksınızdır. Onlar ile savaşta bulunursunuz veya onlar İslâmiyet'i kabul ederler. Artık itaat ederseniz Allah Teâlâ size güzel bir mükâfaat verir ve eğer evvelce yüz
çevirmiş
olduğunuz gibi yine yüz çevirirseniz sizi bir acıklı azab ile muazzeb kılar.»...
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Firavun ordusuyla birlikte yüz
çevirmiş
: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demişti....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Firavun, kurmayları ve ordusuyla birlikte, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmişler, Mûsâ’nın peygamberliğine imandan yüz
çevirmiş
ler ve Mûsâ’ya: 'Büyüleyerek aklı etki altına alan veya cinlere mahkûm olmuş delidir.' demişlerdi....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Firavun ordusuyla birlikte yüz
çevirmiş
: «O, bir büyücüdür veya bir delidir» demişti....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Firavun ise ordusuyla birlikte yüz
çevirmiş
, onun hakkında: «Bu bir sihirbazdır, ya da bir delidir.» demişti....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Fir'avn ordusuyla birlikte yüz
çevirmiş
ve «Musa, ya bir büyücü ya da bir delidir» dedi....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
O, erkanı ile birlikte yüz
çevirmiş
; ya bir büyücü, ya da bir delidir, demişti....
Zariyat Suresi, 39. Ayet:
Firavun, askerlerine güvenerek yüz
çevirmiş
ve: -Bu ya bir sihirbaz veya bir delidir, demişti....
Münafiqun Suresi, 5. Ayet:
Ve onlara: «Geliniz, sizin için Allah'ın peygamberi istiğfarda bulunsun,» denildiği zaman başlarını
çevirmiş
olurlar ve onları görürsün ki, onlar böbürlenir kimseler olarak irâz ederler....
Təğabun Suresi, 6. Ayet:
Çünkü, onlara peygamberleri mucizelerle geliyordu da onlar: “-Bizi bir insan mı yola getirecek? deyib inkâr etmişler ve yüz
çevirmiş
lerdi. Allah da (değil onların imanına), hiç bir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, hamd edilmeğe lâyıktır....
Təğabun Suresi, 6. Ayet:
Bunun sebebi şudur: Peygamberleri onlara apaçık deliller getiriyorlardı da onlar; bizi bir beşer mi doğru yola götürecekmiş? diyerek küfredip yüz
çevirmiş
lerdi. Allah ise hiç bir şeye muhtaç olmadığını göstermişti. Allah; Gani'dir, Hamid'dir....
Təğabun Suresi, 6. Ayet:
Şundan dolayı ki, şüphe yok onlara Peygamberleri beyyineler ile gelir olmuşlardı da onlar: «Bir beşer mi bizi doğru yola iletecek?» demişler, sonra kâfir olmuşlar ve yüz
çevirmiş
lerdi. Allah da (onlardan) müstağni olmuştur. Ve Allah bihakkın ganîdir, hamîddir....
Qiyamə Suresi, 31. Ayet:
(31-33) O, peygamberi dogrulamamis, namaz kilmamis, ama yalanlayip yuz cevirmis, sonra da salina salina kendinden yana olanlara gitmisti....
Qiyamə Suresi, 31. Ayet:
(31-33) O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz
çevirmiş
, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Fakat yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Ve fakat yalanlamıştır, yüz
çevirmiş
tir....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Aksine yalan saymış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Ancak o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
(31-33) O, peygamberi dogrulamamis, namaz kilmamis, ama yalanlayip yuz cevirmis, sonra da salina salina kendinden yana olanlara gitmisti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Fakat hem yalanlamıştı, hem yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
(31-33) O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz
çevirmiş
, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Aksine yalan saymış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Ancak o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Fakat yalanlamış, yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Fakat, yalanlamış, yüz
çevirmiş
....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Ancak o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Qiyamə Suresi, 33. Ayet:
(31-33) O, peygamberi dogrulamamis, namaz kilmamis, ama yalanlayip yuz cevirmis, sonra da salina salina kendinden yana olanlara gitmisti....
Qiyamə Suresi, 33. Ayet:
(31-33) O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz
çevirmiş
, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti....
Bürüc Suresi, 20. Ayet:
Oysa Allah onlari ardlarindan cevirmistir....
Bürüc Suresi, 20. Ayet:
Oysa Allah onları ardlarından
çevirmiş
tir....
Əla Suresi, 5. Ayet:
Sonra da onlari siyah cercope cevirmistir....
Əla Suresi, 5. Ayet:
Sonra da onları siyah çerçöpe
çevirmiş
tir....
Əla Suresi, 5. Ayet:
Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe
çevirmiş
tir....
Əla Suresi, 5. Ayet:
Sonra da onu kupkuru siyah bir çöpe
çevirmiş
tir....
Leyl Suresi, 15. Ayet:
(15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz....
Leyl Suresi, 15. Ayet:
(15-16) Oraya, yalanlayıp yüz
çevirmiş
olan o en azgından başkası yaslanmaz....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Öyle kötü ki, yalanlayıp yüz
çevirmiş
tir....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
O ki, yalanlamış ve (hakikatinden) yüz
çevirmiş
ti!...
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Ki o yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Ki o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
(15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
(15-16) Oraya, yalanlayıp yüz
çevirmiş
olan o en azgından başkası yaslanmaz....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Ki o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
(öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz
çevirmiş
dir. ...
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Yalanlayıp yüz
çevirmiş
olan,...
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz
çevirmiş
tir....
Leyl Suresi, 16. Ayet:
Ki o, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ti....
Ələq Suresi, 13. Ayet:
Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz
çevirmiş
se!?...
Ələq Suresi, 13. Ayet:
-Gördün mü? Eğer, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
se,...
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz
çevirmiş
lerdir....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz
çevirmiş
lerdir....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
ve onlara Rablerinden hiçbir mesaj ulaşmamıştır ki ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Zaten, onlara Rabblerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Zaten Rablerinin âyetlerinden onlara gelmiş hiçbir âyet yoktur ki, yüz
çevirmiş
olmasınlar....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz
çevirmiş
lerdir....
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Uzun omurlu yaptigimizin hilkatini tersine cevirmisizdir. Akletmezler mi?...
Yasin Suresi, 68. Ayet:
Uzun ömürlü yaptığımızın hilkatini tersine
çevirmiş
izdir. Akletmezler mi?...
Saffat Suresi, 90. Ayet:
Hemen ondan arkalarını
çevirmiş
ler olarak uzaklaştılar....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine
çevirmiş
dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada süzgün bakışlı, alımlı, hasretlik çekmiş gibi, gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
, çılgınca seven güzeller var ki, eşlerinden önce, onlara insan ve cin eli değmemiştir....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada, bakislarini yalniz eslerine cevirmis, daha once ne insan ve ne de cinlerin dokunmus oldugu esler vardir.?...
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Cennetlerde gözlerini sadece kendi eşlerine
çevirmiş
, daha önce kendilerine ne insan, ne de cin dokunmamış zevceler vardır....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada, bakışlarını yalnız eşlerine
çevirmiş
, daha önce ne insan ve ne de cinlerin dokunmuş olduğu eşler vardır....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda bakışlarını yalnız eşlerine
çevirmiş
ler vardır ki, daha önce kendilerine ne bir insan, ne de bir cinn dokunmuştur....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
O cennetlerde bakışlarını yalnız erkeklerine
çevirmiş
eşler vardır. Bu kocalarından önce, kendilerine ne insan ne cin dokunmamıştır....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
O cennetlerde bakışlarını yalnız eşlerine
çevirmiş
, onlardan önce hiçbir insan ve cinin dokunmadığı eşler vardır....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Orada bakışlarını yalnızca eşlerine
çevirmiş
(öyle) kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne de bir cin dokunmamıştır....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
O Cennetlerde, bakışlarını kendilerine
çevirmiş
güzeller vardır ki, daha önce onlara ne bir insan, ne de bir cin eli değmemiştir....
Rəhman Suresi, 72. Ayet:
Ahşap konaklar, çadırlar içerisinde, süzgün bakışlı, alımlı, hasretlik çekmiş gibi, gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
, örtülü, evlerine bağlı, mutluluğu evlerinde arayan hûriler var....
Rəhman Suresi, 72. Ayet:
Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına
çevirmiş
hûriler vardır....
Rəhman Suresi, 72. Ayet:
Çadırlar içinde örtülü (gözlerini yalnız eşlerine
çevirmiş
) huriler vardır....
Ələq Suresi, 13. Ayet:
Hiç düşündün mü, eğer salât edeni engelleyen o kişi, yalanlamış ve yüz
çevirmiş
ise!... ...
İsra Suresi, 89. Ayet:
Ve andolsun ki Biz bu Kur’ân'da insanlar için her örnekten evirip
çevirmiş
izdir. Yine de insanların çoğu gerçeği örtmekten başkasından kaçındılar/ inkârda ısrarcı oldular. ...
Fussilət Suresi, 2. Ayet:
(2-4) Arapça bir Kur’ân, müjdeleyici ve uyarıcı olarak, bilen bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmış/ bölüm bölüm ayrılmış, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden, engin merhamet sahibi Allah'tan indirilmiş bir kitap! Buna rağmen onların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir. Artık onlar kulak vermezler. ...
Fussilət Suresi, 3. Ayet:
(2-4) Arapça bir Kur’ân, müjdeleyici ve uyarıcı olarak, bilen bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmış/ bölüm bölüm ayrılmış, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden, engin merhamet sahibi Allah'tan indirilmiş bir kitap! Buna rağmen onların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir. Artık onlar kulak vermezler. ...
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
(2-4) Arapça bir Kur’ân, müjdeleyici ve uyarıcı olarak, bilen bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmış/ bölüm bölüm ayrılmış, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden, engin merhamet sahibi Allah'tan indirilmiş bir kitap! Buna rağmen onların çoğu yüz
çevirmiş
lerdir. Artık onlar kulak vermezler. ...
Tövbə Suresi, 78. Ayet:
(78,79) "Şüphesiz onlar; mü’minlerden, sadakalardan kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara ve güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara dil uzatan, sonra da onlarla alay eden kimseler, Allah'ın, onların sırlarını ve fısıltılarını bilip durduğunu ve şüphesiz Allah'ın bütün bilinmeyenlerin çok iyi bilicisi olduğunu bilmediler mi? Allah, onları maskaraya
çevirmiş
tir. Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır. "...
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
(78,79) "Şüphesiz onlar; mü’minlerden, sadakalardan kendi gönülleriyle bağışta bulunanlara ve güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara dil uzatan, sonra da onlarla alay eden kimseler, Allah'ın, onların sırlarını ve fısıltılarını bilip durduğunu ve şüphesiz Allah'ın bütün bilinmeyenlerin çok iyi bilicisi olduğunu bilmediler mi? Allah, onları maskaraya
çevirmiş
tir. Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır. "...
Tövbə Suresi, 127. Ayet:
Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar: “Sizi bir kimse görüyor mu?” Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, iyice anlayıp kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini
çevirmiş
tir. ...
Ənam Suresi, 4. Ayet:
Onlara Rəbbindən gələn elə bir ayə yoxdur ki, ondan üz
çevirmiş
olmasınlar....
Şüəra Suresi, 5. Ayet:
Rəhmandan elə bir yeni zikr gəlməz ki, ondan üz
çevirmiş
olmasınlar....
Yasin Suresi, 46. Ayet:
Rəblərinin ayələrindən elə bir ayə gəlməz ki, ondan üz
çevirmiş
olmasınlar....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
De ətrafda olanlardan müxaliflərə: «Siz çağırılacaqsız tərəfinə qoumun ki, şiddətlidir basqıda. Siz onlarla döyüşəcəksiz, ya onlar təslim olacaqlar. Əgər itaətkar olsanız, onda Allah sizə yaxşı mükafat verər. Əgər üz çevirəsiz, nə qədər qabaqca üz
çevirmiş
diniz, onda O sizi əzab edər ələmli əzabla»....
Yusif Suresi, 105. Ayet:
Göylərdə və yerdə (Allahın tovhid, cəlal və camalına və məadın haqq olmasına dair) çoxlu nişanələr vardır ki, insanlar onların yanından üz
çevirmiş
və diqqətsiz halda keçib gedirlər....
Əraf Suresi, 51. Ayet:
Onlar dinlərini oyun və əyləncəyə
çevirmiş
lər və dünya həyatı onları aldatmışdı. Onlar bu günlərinə qovuşacaqlarını necə unutdularsa və ayələrimizi necə inkar etdilərsə, biz də onları bu gün elə unudarıq....
Hicr Suresi, 81. Ayet:
Biz onlara ayələrimizi vermişdik, onlardan üz
çevirmiş
dilər....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Oralarda baxışlarını sadəcə öz ərlərinə
çevirmiş
qadınlar var. Onlara öz ərlərindən əvvəl nə bir insan, nə bir cin toxunmuşdur....
Qiyamə Suresi, 32. Ayet:
Lakin inkar etmiş və üz
çevirmiş
di....
Maidə Suresi, 42. Ayet:
Onlar daim yalana qulaq asır və daim haram şeylər yeyirlər. Əgər onlar yanına gəlsələr, onların arasında hökm ver və ya onlardan üz çevir. Onlardan üz
çevirmiş
olsan, onlar heç nə ilə sənə zərər toxundura bilməzlər. Əgər hökm versən, onda aralarında ədalətlə hökm ver. Əlbəttə ki, Allah ədalətli kəsləri sevir....
Sad Suresi, 68. Ayet:
Siz isə bundan üz çevirmisiniz....
Tövbə Suresi, 79. Ayet:
Onlar bilmirlərmi ki, möminlərdən könüllü surətdə sədəqə verənlərə və güclərinin çatdığından artığını tapa bilməyənlərə dil uzadan, sonra Allah, onları məsxərəyə
çevirmiş
dir. Və onlar üçün çox ağrılı-acılı bir əzab var....
Rum Suresi, 9. Ayet:
Onlar, yer üzündə gəzib-dolanaraq, özlərindən əvvəlkilərin aqibətinin necə olduğuna baxmırlarmı? Onlar özlərindən daha güclü idilər; yer üzünü qazıb altını üstünə
çevirmiş
dilər, yer üzünü onlardan daha çox abad etmişdilər. Elçiləri onlara neçə-neçə açıq-aşkar dəlil gətirmişdi. O halda, Allah onlara haqsızlıq edəsi deyildi, lakin onlar şirk qoşaraq özlərinə haqsızlıq edirdilər....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Buna baxmayaraq, onların çoxu üz
çevirmiş
lər. Artıq onlar qulaq asmazlar....