Axtarış Nəticələri

Həcc Suresi, 55. Ayet: İnkar edənlər isə, (qiyamət və ya ölüm) vaxtı qəflətən onlara gələnə, yaxud faydasız bir günün əzabı onlara gəlib çatana qədər ondan (Qurandan) şübhə etməyə davam edəcəklər....
Nuh Suresi, 4. Ayet: Allah sizin günahlarınızın bir qismini bağışlasın və müəyyən bir vaxta qədər sizə möhlət versin. Şübhəsiz ki, Allahın təyin etdiyi vaxt (ölüm) gəldiyi zaman o təxirə salınmaz. Kaş bunu biləydiniz”....
Hud Suresi, 81. Ayet: (Mələklər) dedilər: “Ey Lut! Biz sənin Rəbbinin elçiləriyik. Onlar əsla sənə toxuna bilməzlər. Gecənin bir vaxtında ailənlə birlikdə çıx get. Heç kəs dönüb geri baxmasın. Təkcə övrətin istisnadır. Onlara toxunacaq əzab övrətinə də toxunacaqdır. Onların (ölüm) vaxtı səhərdir. Səhər yaxın deyilmi?”...
Hicr Suresi, 99. Ayet: Və sənə yəqin (ölüm) gələnədək Rəbbinə ibadət et!...
Mömin Suresi, 37. Ayet: Göylərin yollarına (yetişim) və Musanın Allahını görüm (Ona vaqif olum). Doğrusu, mən onu yalançı sayıram!” Firona pis əməli beləcə yaxşı göstərildi. O, (haqq) yoldan çıxarıldı. Fironun hiyləsi ancaq boşa çıxdı. (Firon xeyli xərc çəkib uca bir bina tikdirdi. Musanı təkzib etmək üçün cürbəcür vasitələrə əl atdı, lakin bunların hamısı hədər getdi. O, Musaya heç bir şey edə bilmədi)....
Duxan Suresi, 35. Ayet: “Bu (ölüm) elə bizim ilk (və son) ölümümüzdür ki var. Biz bir daha dirildiləcək deyilik!...
Nuh Suresi, 4. Ayet: (Əgər belə etsəniz) O sizin günahlarınızdan keçər, sizə müəyyən vaxtadək (əcəliniz çatana qədər) möhlət verər (cəzanızı dünyada verməyib axirətə saxlayar). Allahın (əzəldən lövhi-məhfuzda) müəyyən etdiyi əcəl (ölüm) gəlib çatdıqda isə, o əsla təxirə salınmaz. Kaş biləydiniz!”...
Haqqə Suresi, 27. Ayet: Kaş o (ölüm) qəti (əbədi) olaydı! (Bir daha dirilib bu əzabı görməyəydim!)...
Bəqərə Suresi, 115. Ayet: Maşrik de (doğu veya doğuş mahallî) mağrip de (batı veya batış - kayboluş - ölüm) Allâh'a aittir! Ne yana dönersen Vechullah karşındadır (Allâh Esmâ'sının açığa çıkışıyla karşı karşıyasın)! Muhakkak ki Allâh tüm varlığı kapsar ve ilim sahibidir....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet: Ve bir kimsenin, Allah'ın izni olmadan ölmesi olmamıştır (olamaz), o (ölüm), süresi tayin edilmiş bir yazıdır. Ve kim dünya sevabı isterse, kendisine ondan veririz, ve kim ahiret sevabı isterse, kendisine ondan veririz. Ve şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracağız....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet: Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet: Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet: Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet: Allâh'ın izni olmadan hiçbir kişi ölmez. (Ölüm) Belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünyâ sevâbını (menfaatini) isterse, kendisine ondan veririz; kim âhiret sevâbını isterse, kendisine ondan veririz, şükredenleri mükâfâtlandıracağız....
Ənam Suresi, 57. Ayet: De ki: "Doğrusu ben Rabbimden apaçık bir delil üzereyim ve siz o hakikati yalanladınız! Acele istediğiniz o (ölüm), benim yanımda değil. . . Hüküm ancak Allâh'ındır! Hakk'ı O bildirir! O, (doğru ile yanlışı) ayırt edenlerin en hayırlısıdır. "...
Ənam Suresi, 97. Ayet: O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık....
Ənam Suresi, 97. Ayet: O, karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık....
Ənam Suresi, 158. Ayet: (O müşrikler, îmân etmek için) kendilerine ille de (ölüm) meleklerin(in) gelmesini veya Rabbinin (azâbının) gelmesini yâhut Rabbinin bazı (kıyâmet) alâmetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, daha önce îmân etmemiş veya îmânında bir hayır kazanmamış olan kimseye, (o gün) îmân etmesi fayda vermez. De ki: '(O alâmetleri) bekleyin, şübhesiz biz de bekleyenleriz!'...
Hud Suresi, 1. Ayet: Elif, Lam, Ra. (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap'tır (ki:...
Hud Suresi, 1. Ayet: Elif, Lam, Ra. (Bu) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Tanrı) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap'tır....
Hud Suresi, 1. Ayet: Elif, Lâm, Râ, (Bu,) Ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi olan ve her şeyden haberdar bulunan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap 'tır (ki:)...
Yusif Suresi, 80. Ayet: Yûsuf’dan ümidlerini kesince, fısıldayarak tenhaya çekildiler. Onların büyüğü şöyle dedi: “- Babanızın sizden Allah adına sağlam söz (yemin) almış olduğunu, bundan önce de Yûsuf hakkında ettiğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Artık ben, babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm (ölüm) takdir edinceye kadar, buradan ayrılmam. O, hâkimlerin hayırlısıdır....
Hicr Suresi, 85. Ayet: Biz, semâları ve arzı ve ikisi arasındakileri Hak olarak yarattık! Kesinlikle o Saat (ölüm) gelecektir. . . O hâlde, hoşgörü ve Hakkanî görüş ile davran....
Hicr Suresi, 99. Ayet: Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!...
Hicr Suresi, 99. Ayet: Ve sana yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et....
Hicr Suresi, 99. Ayet: Sana yakın (hak ile ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!...
Hicr Suresi, 99. Ayet: Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!...
Hicr Suresi, 99. Ayet: Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et!...
Nəhl Suresi, 33. Ayet: (Onlar iman etmek için) ille meleklerin gelmesini (fiziki ölüm) yahut Rabbinin hükmünün (bir azabın) gelmesini mi bekliyorlar?. . Onlardan öncekiler de işte böyle yapmıştı! Allâh onlara zulmetmedi; onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı....
Nəhl Suresi, 33. Ayet: (Kâfirler) kendilerine (ölüm) meleklerin(in) gelmesinden veya Rabbinin (azab)emrinin gelivermesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Hâlbuki Allah onlara zulmetmedi; fakat onlar (helâklerine sebebiyet verecek işleri yapmakla) kendilerine zulmediyorlardı....
İsra Suresi, 106. Ayet: Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik....
İsra Suresi, 106. Ayet: Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik....
İsra Suresi, 106. Ayet: Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik....
Məryəm Suresi, 59. Ayet: 1. fe : böylece, bundan sonra 2. halefe : arkasından geldi 3. min ba'di-him : onlardan sonra 4. halfun : sonraki n...
Məryəm Suresi, 59. Ayet: Bundan sonra onların arkasından gelen nesil, namazı ihmal (zayi) ettiler. Ve şehvetlere (nefsin arzularına) tâbî oldular. Artık yakında gayy (cehennemde en alt bölüm) ile karşılaşacaklar....
Taha Suresi, 15. Ayet: Muhakkak o saat (ölüm) gelecektir. . . Her nefsin, kendisinden açığa çıkanların sonucunu görüp yaşaması için, onun zamanını gizleyeceğim....
Ənbiya Suresi, 109. Ayet: Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Eşit olarak size bildirdim. . . Size vadolunan şey (uyarıldığınız ölüm) yakın mıdır uzak mıdır, bilmiyorum. "...
Həcc Suresi, 55. Ayet: İnkâr edenler ise ansızın o sâ'at (kıyâmet veya ölüm) kendilerine gelinceye yahut o kısır (hayırsız) günün azâbı kendilerine gelinceye kadar o(Kur'â)ndan yana, kuşku içinde olacaklardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet: de (daha önce) gözardı ettiğim konularda dürüst ve erdemli işler göreyim!" Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca (boş ve anlamsız) bir sözden ibarettir; çünkü (bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların) ardında, yeniden diriltilecekleri Gün'e kadar (aşılması imkansız) bir (ölüm) engeli bulunmaktadır!...
Nəml Suresi, 76. Ayet: Şüpheniz olmasın ki, bu Kur'ân, İsrail oğulları'na, hakkında ihtilâf ettikleri şeylerin pek çoğunu (yer yer, bölüm bölüm) anlatır....
Qəsəs Suresi, 15. Ayet: Ve (Hz. Musa, kendisine hikmet verilmeden önce) şehir halkı gaflette olduğu bir zamanda (kimse farkında olmadan) şehre girdi. Orada dövüşen iki adam buldu. Biri kendi tarafından, diğeri ona düşman taraftan. O zaman onun (Musa (A.S)'ın) tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine Musa (A.S) onu yumrukladı (öldürdü). Böylece (ölüm) kaza edildi (hüküm yerine geldi). Musa (A.S): "Bu şeytanın işidir. Muhakkak ki o, apaçık dalalette bırakan bir düşmandır." dedi....
Rum Suresi, 14. Ayet: O saatin (ölüm) yaşandığı süreçte, (iman ve şirk ehli) ayrılırlar....
Rum Suresi, 19. Ayet: O, ölüden diri (nutfeden insan ve yumurtadan hayvan) çıkarır ve diriden de ölü (insandan nutfe, kuştan yumurta, yahud hayattan sonra ölüm) çıkarır. Toprağa, ölümünden (kuruduktan) sonra hayat verir; (onda nebatlar bitirir). Siz de kabirlerinizden böyle (öldükten sonra diriltilip) çıkarılacaksınız....
Zümər Suresi, 40. Ayet: "Kime geliyor aşağılayıcı azap (ölüm) ve kime gelmekte daimî azap (cehennem)?"...
Zümər Suresi, 54. Ayet: Rabbinize yönelin (tövbe edin) ve size azap (ölüm) gelmeden önce O'na teslim olun. . . Sonra yardım olunmazsınız!...
Zümər Suresi, 55. Ayet: Siz farkında olmadan, ansızın azap (ölüm) size gelmeden önce, Rabbinizden size inzâl olunan en güzele tâbi olun!...
Fussilət Suresi, 47. Ayet: O Saat'in (ölüm) ilmi O'na aittir! O'nun bilgisi dışında ne meyveler tomurcuklardan meydana gelir, ne bir dişi hamile kalır ve ne de taşıdığını doğurur! "Nerede benim ortaklarım?" diye onlara (Allâh'ın) nida ettiği gün, dediler ki: "Senin bir ortağın olduğuna kimse şahit olmamıştır; bunu itiraf ederiz!"...
Duxan Suresi, 21. Ayet: "Eğer bana inanmadınızsa bari ben(im yolum)dan çekilin."...
Duxan Suresi, 34. Ayet: (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». ...
Duxan Suresi, 34. Ayet: (34-35) (Ey Resûlüm!) Şübhesiz bunlar (o sana inanmayanlar), gerçekten diyorlar ki: 'O (ölüm), ancak (dünyadaki) ilk ölümümüzdür. Biz (bundan sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.'...
Duxan Suresi, 35. Ayet: (34-35) Hakıykat, şunlar mutlakaa: «O (ölüm), derler, ilk ölümümüzden başka (bir şey) değildir. Biz yeniden diriltilib kaldırılacak değiliz». ...
Duxan Suresi, 35. Ayet: (34-35) (Ey Resûlüm!) Şübhesiz bunlar (o sana inanmayanlar), gerçekten diyorlar ki: 'O (ölüm), ancak (dünyadaki) ilk ölümümüzdür. Biz (bundan sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.'...
Məhəmməd Suresi, 20. Ayet: Ve imân edenler derler ki: «Bir sûre indirilmiş olmalı değil mi idi?». Vaktâ ki, bir muhkem sûre indirildi ve onda savaş zikredildi, kalblerinde bir hastalık olanları gördük ki, sana ölümden baygın kimsenin bakışı gibi bakıyorlar. Artık (ölüm) onlara daha layıktır....
Tur Suresi, 45. Ayet: Bırak onları, dehşeti yaşayacakları (ölüm) günlerine kavuşuncaya kadar!...
Tur Suresi, 45. Ayet: O halde (Ey Rasûlüm), bırak onları; tâ o çarpılacakları (ölüm) günlerine kadar......
Qəmər Suresi, 46. Ayet: Hayır, onların azapla buluşma zamanı O Saat'tir (ölüm)! O saat, (savaş yenilgisinden) daha şiddetli ve daha acıdır....
Hədid Suresi, 14. Ayet: (İkiyüzlüler) onlara (iman edenlere): "Sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. "Evet ama siz, Allâh'ın emri (ölüm) gelesiye kadarki süreçte, nefslerinizi fitneye düşürdünüz (imanı yaşamadınız), gözetleyip durdunuz, şüphe ettiniz, kuruntular da sizi aldattı ve o çok aldatıcı da (bilincinizdeki şartlanmışlık fikirleri) Allâh'la (siz O'ndan var oldunuz ne yapsanız bir şey olmaz size, kuruntusuyla) sizi aldattı!"...
Hədid Suresi, 14. Ayet: Onlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik?' diye seslenirler. Derler ki: 'Evet, ama siz kendi kendinizi fitneye soktunuz, (iman edenlerin başlarına felaketler gelmesini) gözlediniz, şüpheye düştünüz, Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar uzun emeller sizi aldattı ve çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı....
Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu."...
Hədid Suresi, 14. Ayet: Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah’a karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”...
Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münâfıklar) onlara (o Cennet ehline): 'Sizinle (dünyada) berâber değil miydik?' diye bağırırlar. (Mü’minler de:) 'Evet (berâberdiniz)! Fakat siz, kendinizi (nifakla) fitneye düşürdünüz ve (mü’minlere musîbet gelmesini) beklediniz, hem (hak olan dîninizde) şübhe ettiniz ve boş temennîler sizi aldattı; nihâyet Allah’ın emri (ölüm) geldi; o çok aldatıcı (şeytan)da, sizi Allah hakkında aldattı!' derler....
Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münâfıklar) onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler) derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, beklediniz (hemen tevbe etmediniz) kuşkulandınız, kuruntular sizi aldattı. Allâh'ın emri (ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz,) o çok aldatıcı (şeytân,) sizi Allâh(ın affı) ile aldattı."...
Hədid Suresi, 14. Ayet: (Münafıklar) Onlara seslenirler: «Biz sizlerle birlikte değil miydik?» Derler ki: «Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz; (Allah'a ve İslâm'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca bizden görünerek) aldatmış oldu.»...
Haqqə Suresi, 27. Ayet: Keşke o (ölüm) her şeye son verseydi....
Haqqə Suresi, 27. Ayet: 'Keşke o (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!'...
Haqqə Suresi, 27. Ayet: "Keşke (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!"...
Məaric Suresi, 2. Ayet: Hakikat bilgisini inkâr edenler içindir (azap olan ölüm)! Onu savacak yoktur....
Nuh Suresi, 4. Ayet: (Bu takdirde Allah) günahlarınızdan size bağışlar ve sizi muayyen bir vakte kadar (azab çektirmeksizin ölüm anına dek) geri bırakır. Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince geri bırakılmaz; eğer bilseydiniz, (iman eder de azabdan kurtulurdunuz.)...
Cin Suresi, 24. Ayet: Nihayet vadolundukları şeyi (ölüm) gördüklerinde anlayacaklar kim azınlıkta ve çaresizmiş!...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: Sonunda kesin gerçek (ölüm) bize gelip çattı.'...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: "Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: "Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı."...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: 'Nihâyet bize yakin (inkâr edemeyeceğimiz ölüm) geldi!'...
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: «Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.»...
Nəbə Suresi, 40. Ayet: Doğrusu biz sizi yakın bir azap (ölüm) ile uyardık! O gün kişi, ellerinin (kendine) ne takdim ettiğine bakar; hakikat bilgisini inkâr eden de şöyle der "Keşke toprak olsaydım!"...
Əhzab Suresi, 63. Ayet: İnsanlar sana o saatten (ölüm) sorarlar. . . De ki: "Onun ilmi ancak Allâh indîndedir". . . Sana bildiren nedir, belki o saat yakındır!...
Yasin Suresi, 52. Ayet: "Eyvah!" diyecekler, "Kim bizi (ölüm) uykumuzdan uyandırdı?" (Bunun üzerine onlara şöyle denecek:) "İşte Rahman'ın vaad ettiği budur! Demek ki O'nun elçileri doğru söylemişlerdi!"...
Qaf Suresi, 41. Ayet: Ve (ölüm) çağrısında bulunan Allah'ın (sizi) yakından çağıracağı o Güne (daima) kulak verin;...
Nəcm Suresi, 57. Ayet: O yaklaşan (ölüm) yaklaştı!...
Rum Suresi, 43. Ayet: Allâh'tan, geri çevrilmesi mümkün olmayan süreç (ölüm) gelmeden önce, vechini (şuurunu), Din-i Kayyim'e doğrult (İslâm'a - her şeyin Allâh'a mutlak teslim olduğu gerçeğine) ki, o süreçte (insanlar) bölük bölük ayrılırlar....
Rum Suresi, 55. Ayet: O saatin (ölüm) geldiği süreçte suçlular, (beden yaşamında) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. . . Böylece çevriliyorlardı. (Rabbin indînde bir gün beden yaşamına göre bin yıldır; bağlantısı. )...
Qəsəs Suresi, 15. Ayet: (Hz. Musa, özünə hikmət verilmədən əvvəl) şəhər xalqı xəbərsiz olduğu bir zamanda şəhərə daxil oldu. Orada döyüşən iki adam gördü. Biri öz tərəfindən, digəri Ona düşmən tərəfdən idi. O zaman onun (Musanın (ə.s) tərəfindən olan düşməninə qarşı Ondan kömək istədi. Bunun üzərinə Musa (ə.s) onu vurub öldürdü. Beləcə (ölüm) hökmü yerinə yetirildi. Musa (ə.s): ‘Bu şeytanın əməlidir. Şübhəsiz ki o, açıq-aşkar dəlalətə düşürən bir düşməndir.’ dedi....
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: (ölüm) yəqinliyi bizə gələnə qədər”....
Hicr Suresi, 99. Ayet: Və o yəqin iş (hər bir canlı üçün labüd olan ölüm) sənə yetişənə qədər Rəbbinə ibadət et!...
Nəhl Suresi, 33. Ayet: Məgər (bu müşriklər ölüm) mələyin(in və ya dünya əzabının) onların sorağına gəlməsindən, yaxud Rəbbinin (Qiyamətin bərpa olması) əmrinin yetişməsindən başqa bir şey gözləyirlər?! Onlardan əvvəlkilər də belə etdilər (ki, onlara əzab nazil oldu). Allah onlara zülm etmədi və lakin onlar (özləri) özlərinə zülm edirdilər....
Həcc Suresi, 55. Ayet: (Qüreyş kafirlərindən) küfr edənlər həmişə (ölüm) saatı qəfil onlara çatana və ya qısır günün (heç bir şeyin yenidən yerinə yetirilməsi mümkün olmayan Qiyamət gününün) əzabı onların arxasınca gələnə kimi bunun (Qur’anın və ya sənin peyğəmbərliyinin) barəsində şübhə və tərəddüddə olarlar....
Möminun Suresi, 27. Ayet: Biz ona vəhy etdik: "Nəzarətimiz altında və vəhyimizlə gəmi düzəlt. Əmrimiz gələndə və təndirdən [yerdən] su qaynayıb çıxanda hər canlıdan bir cüt [erkək və dişi] və haqqında qabaqcadan (ölüm) hökmü verilmiş kəslər istisna olmaqla öz ailəni oraya mindir və haqsızlıq edənlər barəsində mənə ağız açma. Onlar, şübhəsiz, suya qərq ediləcəklər....
Fatir Suresi, 36. Ayet: Kafirlərə cəhənnəm odu olacaqdır. Orada nə onlara (ölüm) hökmü verilər ki, (ölüb canlan qurtarsın), nə də cəhənnəm odunun əzabı onlar üçün yüngülləşdirilər. Hər bir kafiri Biz belə cəzalandırarıq....
Müddəssir Suresi, 47. Ayet: (ölüm) yəqinliyi bizə gələnə qədər."...