Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza inzâl ettiğimizden (hakikatinden - Esmâ mertebesinden bilincine açığa çıkandan) şüpheniz varsa, onun benzeri bir sûre ortaya koyun. Eğer (sözünüzde) sadıksanız, Allâh (adıyla işaret edilen Ulûhiyetin) dûnunda (Allâh adıyla işaret edilenin misli veya benzeri olması mümkün olmadığı içindir ki, edinilen veya tahayyül edilen tanrılar ancak onun "dûnu"nda olabilir; onların da ne gayrılığından ne denkliğinden ne eş değerinden ne de kapsamından sözedilebilir. "Dûnu" kelimesiyle işaret edilen v...
Bəqərə Suresi, 98. Ayet:
Kim Allâh'a (Ulûhiyet hakikatine), Melekî boyuta (âlemlerde Allâh isimlerinin işaret ettiği anlamların açığa çıkmasına) ve Rasûllerine (hakikati dillendirmeleri için irsâl ettiklerine), Cibrîl'e (Allâh ilminin inzâli işlevine), Mikail'e (maddi - manevî rızkına yönlendirip erdiren kuvve) düşman olursa, muhakkak ki Allâh (o) gerçeği örtenlerin düşmanıdır!...
Nisa Suresi, 48. Ayet:
Şüphe yok ki Allah Teâlâ, zât-ı ulûhiyetine şerik ittihaz edilmesini yarlığamaz. Onun dûnunda olanı da dilediği kimse için yarlığar ve her kim Allah Teâlâ'ya şerik koşarsa muhakkak pek büyük bir günah ile iftirada bulunmuş olur....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar. . . Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın. . . Allâh üzerine Hak olmayanı söylemeyin. . . Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allâh Rasûlü ve O'nun Kelimesi'dir. . . Onu Meryem'e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ'sından) bir mânâdır (ruhtur). . . O hâlde Esmâ'sıyla her şeyin hakikati olan Allâh'a ve Rasûllerine iman edin. . . "Üçtür" (baba - oğul - kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin. . . Allâh ancak İlâh'un Vahid'dir...
Maidə Suresi, 73. Ayet:
Andolsun ki: "Allâh, üç'ün üçüncüsüdür" diyenler de hakikati inkâr edenlerden olmuşlardır! Tanrısallık kavramı geçersizdir, Ulûhiyet sahibi TEK'tir!. . Söylemekte olduklarından vazgeçmezler ise, onlardan hakikati inkâr edenler, elbette acı veren azabı yaşayacaklardır!...
Ənam Suresi, 19. Ayet:
Kul eyyu şey’in ekberu şehâdeh(şehâdeten), kulillâhu şehîdun, beynî ve beynekum ve ûhiye ileyye hâzâl kur’ânu li unzirekum bihî ve men belag(belaga), e innekum le teşhedûne enne meallâhi âliheten uhrâ, kul lâ eşhed(eşhedu), kul innemâ huve ilâhun vâhidun ve innenî berîun mimmâ tuşrikûn(tuşrikûne)....
Ənam Suresi, 19. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
eyyu şey'in
: hangi şey
3.
ekberu
: en büyük, daha büyük
4.
şehâdeten
: şahit olarak
Ənam Suresi, 19. Ayet:
De ki: "Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?". . . De ki: "Benimle sizin arasında Allâh şahittir. . . Bana vahyolan şu Kur'ân ile sizi ve ulaştığı (her) kişiyi uyarırım. . . Siz gerçekten Allâh yanı sıra başka ilâhlar bulunduğuna şahit misiniz?". . . De ki: "Ben (buna) şahitlik edemem". . . De ki: "O Ulûhiyet, TEK'tir ve doğrusu ben, sizin ortak koştuğunuz şeylerden berîyim. "...
Ənam Suresi, 22. Ayet:
Bir gün onların hepsini bir araya toplayacağız ve o zaman, Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştıranlara: "Allahın uluhiyetine ortak olduklarını tahayyül ettiğiniz o varlıklar neredeler şimdi?" diye soracağız....
Ənam Suresi, 91. Ayet:
Ve (Yahudiler) Allah Teâlâ'nın kadrini O'nun şan-ı ulûhiyetine layık olacak bir surette takdir edemediler. Çünkü, «Allah insanlara birşey indirmiş değildir,» dediler. De ki: «Musa'nın bir nûr ve nâs için bir hüda olarak getirmiş olduğu kitabı kim indirmiştir? Siz onu parça parça kağıtlara yazıyor, meydana koyuyorsunuz ve birçoğunu da gizliyorsunuz ve sizin babalarınızın bilmediklerini öğretilmiş oluyorsunuz». Sen «Allah» de, sonra onları bırak, daldıkları batakta oynayıp dursunlar....
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle
ûhıye
ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne). ...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
azlemu
: daha zalim
3.
mim men ifterâ
: iftira eden kimseden
4.
alâ âllâhi
: Allah'a karşı
Ənam Suresi, 106. Ayet:
İttebi’ mâ uhıye ileyke min rabbik(rabbike), lâ ilâhe illâ huve, ve a’rıd anil muşrikîn(muşrikîne)....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
1.
ittebi'
: tâbî ol
2.
mâ uhıye
: vahyolunan şey
3.
ileyke
: sana
4.
min rabbi-ke
: senin Rabbinden
Ənam Suresi, 136. Ayet:
Onlar, Allahın yarattığı tarlalar ile hayvanların mahsullerinden Ona bir pay ayırırlar ve "Bu Allaha aittir!" derler; yahut (haksız şekilde), "Ve bu (da), eminiz ki, Allahın uluhiyetinde pay sahibi olan varlıklar içindir!" diye iddia ederler. Ama zihinlerinde Allaha ortak saydıkları varlıklar için ayırdıkları şey, (onları) Allaha yakınlaştırmaz, Allah için ayırdıkları da (onları ancak) Allahın uluhiyetine ortak koştukları o varlıklara yakınlaştırır. Gerçekten de ne kötüdür onların yanılgıları!...
Ənam Suresi, 136. Ayet:
Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan kendilerince Allah’a bir hisse ayırdılar da kendi batıl iddialarınca: "Şu, Allah’ın" dediler, "Şu da uluhiyette ortakları olan putlarımızın."Ortakları için ayırdıkları, Allah’ın hissesine konulmaz, ama Allah’a ait olanlar ortaklarının hissesine aktarılır. Bunlar ne kötü hüküm veriyorlar!...
Ənam Suresi, 145. Ayet:
Kul lâ ecidu fî mâ ûhiye ileyye muharremen alâ tâimin yat’amuhu illâ en yekûne meyteten ev demen mesfûhan ev lâhme hinzîrin fe innehu ricsun ev fıskan uhille li gayrillâhi bih(bihî), fe menidturra gayre bâgın ve lâ âdin fe inne rabbeke gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənam Suresi, 145. Ayet:
1.
kul
: de
2.
lâ ecidu
: bulmuyorum, bulamıyorum
3.
fî mâ
: şeylerde
4.
ûhiye
: (bana) vahyolunan
Ənam Suresi, 163. Ayet:
ki Onun uluhiyetinde hiç kimse pay sahibi değildir: Ben böyle emrolundum; ve ben benliklerini Allaha teslim edenlerin (daima) öncüsü olacağım?"...
Əraf Suresi, 128. Ayet:
Musa kavmine dedi ki: "Allâh'tan (Ulûhiyeti dolayısıyla hakikatinizden; benliğinizi oluşturan El Esmâ'sındaki kuvveden) yardım isteyin ve sabredin. . . Muhakkak ki o yeryüzü, Allâh'ındır. . . Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. . . Gelecek, korunanlarındır!"...
Əraf Suresi, 190. Ayet:
Ama ne zaman ki O, kendilerine kusursuz bir (çocuk) bahşeder, hemen tutup Onun bahşettiği şeyin dünyaya gelmesinde Ondan başla güçlere de bir paye yakıştırmaya kalkarlar! Oysa, Allah, uluhiyetinde Ona ortak koştukları her şeyden, herkesten çok yücedir....
Tövbə Suresi, 31. Ayet:
Allâh dûnunda ahbarlarını (hahamlarını), ruhbanlarını (rahiplerini) rabler edindiler. . . Meryemoğlu Mesih'i de! (Oysa onlara) sadece Ulûhiyeti TEK olana kulluklarının farkındalığını yaşamaları emrolunmuştu. . . Lâ ilâhe; illâ HÛ = tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Subhan'dır onların ortak tuttuklarından!...
Hud Suresi, 36. Ayet:
Ve ûhiye ilâ nûhın ennehu len yu’mine min kavmike illâ men kad âmene fe lâ tebteis bi mâ kânû yef’alûn(yef’alûne)....
Hud Suresi, 36. Ayet:
1.
ve ûhiye
: ve vahyedildi
2.
ilâ nûhın
: Nuh'a
3.
enne-hu
: çünkü o, (onlar) olduğu
4.
len yu'mine
: asla inanma...
İbrahim Suresi, 52. Ayet:
İşte bu insanlara bildirimdir; onunla uyarılsınlar ve bilsinler ki "HÛ", Ulûhiyet sahibi BİR'dir! Derin düşünebilen akıl sahipleri de (bu hakikati) hatırlayıp değerlendirsinler!...
Nəhl Suresi, 22. Ayet:
İlâh olarak düşündüğünüz, Ulûhiyet sahibi BİR'dir! Sonsuz gelecek yaşamlarına iman etmeyenlere gelince, onların şuurlarını inkâr kaplamıştır ve güçlü bir benlikle yaşamaktadırlar (benliklerini şirk koşanlar)!...
Nəhl Suresi, 51. Ayet:
Allâh buyurdu ki: "İki ilâh edinmeyin! 'HÛ', sadece Ulûhiyet sahibi BİR'dir (cüzlere ayrılmayı ya da cüzlerin bütünü olmayı kabul etmeyen "TEK"illiktir). . . O hâlde yalnız Ben'den korkun. "...
Nəhl Suresi, 54. Ayet:
sonra, üzerinizden darlığı giderir gidermez, içinizden bazıları hemen Rablerinin uluhiyetinden başka güçlere de bir pay yakıştırır,...
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
Vetlu mâ
ûhıye
ileyke min kitâbi rabbik(rabbike), lâ mubeddile li kelimâtihî ve len tecide min dûnihî multehadâ(multehaden)....
Kəhf Suresi, 27. Ayet:
1.
vetlu (ve utlu)
: ve oku
2.
mâ
: şeyi
3.
ûhıye
: vahyedildi
4.
ileyke
: sana
Kəhf Suresi, 54. Ayet:
Şan-ı ulûhiyetim hakkı için bu Kur'an'da nâs için her türlü misalden çeşit çeşit beyan ettik. İnsan ise husûmetçe her şeyin ekseri olmuştur....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
(Rasûlüm) de ki: "Ben, benzeriniz olan, bir beşerim (dolayısıyla siz de benim gibisiniz); sadece (sizden ayrıcalıklı olarak) Ulûhiyetin TEK'liği şuuruma vahyolunuyor! O hâlde kim Rabbine likâyı (Esmâ hakikati gereğini yaşamayı) umuyorsa, imanının gereğini yaşasın ve Rabbinin kulluğunda (devam edip) O'na ortak koşmasın!"...
Məryəm Suresi, 37. Ayet:
Çeşitli anlayıştakiler (Ulûhiyetin TEK'liğinden perdeliler) aralarında ayrılığa düştüler (Allâh'a iftira attılar). . . Yaşanacak azametli sürecin dehşetinde yazık olacak o hakikat bilgisini inkâr edenlere!...
Taha Suresi, 48. Ayet:
İnnâ kad
ûhıye
ileynâ ennel azâbe alâ men kezzebe ve tevellâ....
Taha Suresi, 48. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak
2.
kad
: olmuştu
3.
ûhıye
: vahyolundu
4.
ileynâ
: bize
Taha Suresi, 98. Ayet:
Ulûhiyet sahibiniz sadece Allâh'tır. . . Tanrı yoktur sadece "HÛ"! İlmiyle her şeyi (her yönden) kuşatandır!...
Ənbiya Suresi, 47. Ayet:
Kıyamet sürecinde ulûhiyet hükümlerine göre ölçütler koyarız! Hiçbir nefs (benlik - bilinç) en küçük bir zulme uğramaz. Bir hardal tanesi ağırlığınca olsa dahi onu getiririz. Hesap görücüler olarak biz (hakikatlerindeki Hasiyb özelliği) kâfiyiz....
Ənbiya Suresi, 108. Ayet:
De ki: "Bana sadece şu vahyolunuyor: Sizin tanrı diye düşündüğünüz sadece Ulûhiyet sahibi TEK'tir! Siz müslimler misiniz (teslimiyetinizin farkında mısınız) peki?"...
Həcc Suresi, 34. Ayet:
Allâh ismini anmaları için, kurbanlıklarla rızıklandırdığımız her ümmete bir mensek (ibadet yeri - Rahmanî hakikatin gereği) kıldık. . . Sizin ilâh olarak düşündüğünüz, Ulûhiyet sahibi TEK'tir! Bu durumda O'na teslimiyetinizin farkında olun! Teslimiyet ve itaati fark etmeye müsait olanları müjdele!...
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
Utlu mâ
ûhıye
ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne)....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
1.
utlu
: oku
2.
mâ
: şey
3.
ûhıye
: vahyedilen
4.
ileyke
: sana
Loğman Suresi, 12. Ayet:
Zât-ı uluhiyetime andolsun ki, Lokman'a Allah'a şükret diye hikmet verdik ve her kim şükrederse ancak kendi nefsi için şükretmiş olur ve her kim de nankörlük ederse süphe yok ki, Allah ganîdir, hamîddir....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Ve lekad
ûhıye
ileyke ve ilellezîne min kablik(kablike), le in eşrekte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne). ...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
ûhiye
: vahyolundu
3.
ileyke
: sana
4.
ve ilâ ellezîne
: ve onlara
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Siz beni Allah'ı(n birliğini) inkara ve hakkında (belki de) hiçbir bilgim olmayan şeyleri Allah'ın uluhiyetine ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi, O Kudret Sahibi ve Çok Bağışlayıcı olan(ı tanımay)a çağırıyorum!...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
(Rasûlüm) de ki: "Ben sizin benzeriniz beşerim; ne var ki bana şu gerçek vahyolunmuş bulunuyor: Tanrınız olarak düşündüğünüz Ulûhiyet sahibi TEK'tir! O hâlde O'na yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin. . . Yazıklar olsun şirk koşanlara!"...
Şura Suresi, 21. Ayet:
Yoksa onlar, (bu dünyadan başka bir şeyi önemsemeyenler,) Allah'ın asla izin vermediği şeyleri kendileri için (hukuki ve) ahlaki bir yükümlülük haline sokan sözde uluhiyet ortağı güçlere mi inanırlar? Nihai hüküm ile ilgili (Allah'ın) bir kararı bulunmasaydı, onlar arasında her şey (bu dünyada) hükme bağlanmış olurdu ama zalimleri (öteki dünyada) acı bir azap beklemektedir....
Şura Suresi, 51. Ayet:
Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe y
ûhıye
bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun). ...
Şura Suresi, 51. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve yoktur, olmamıştır
2.
li beşerin
: bir beşerin, bir insanın, bir insan için
3.
en yukellime-hu
: onunla konuşması
4.
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Festemsik billezî
ûhıye
ileyk(ileyke), inneke alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin)....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
1.
fe
: artık, o zaman
2.
istemsike
: sarıl, tut
3.
bi ellezî
: ona, onu
4.
ûhiye
: vahyedildi
Rəhman Suresi, 9. Ayet:
Değerlendirmeyi (Ulûhiyet hükümlerine göre) adaletle yaşayın ve mîzanı dengelemede yanlış yaparak hüsranı yaşamayın!...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Ve Allah, imân etmiş olanlara, Fir'avun'un zevcesini bir misal olarak irâd buyurmuştur. O vakit ki (o kadın şöyle) demişti: «Yarabbi! Benim için nezd-i ulûhiyetinde cennette bir ev yap ve beni Fir'avun'dan ve onun amelinden kurtar ve beni zalimler olan kavimden halâs et.»...
Qələm Suresi, 1. Ayet:
Nun (Ulûhiyet ilmi) ve Kalem'e (ilmi açığa çıkaran) ve satır satır yazdıklarına (ilmin gereğini tüm detaylarıyla Sünnetullâh olarak yaratana) kasem ederim ki. . ....
Cin Suresi, 1. Ayet:
Kul
ûhıye
ileyye ennehustemea neferun minel cinni fe kâlû innâ semi’nâ kur’ânen acebâ(aceben)....