Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 159. Ayet:
Allahın mərhəməti sayəsində onlarla yumşaq rəftar etdin. Əgər kobud və daş ürəkli olsaydın, əlbəttə, onlar sənin ətrafından dağılıb gedərdilər. Ona görə də onları əfv et və onların bağışlanmaları üçün dua et. (Müəyyən dünyəvi) işlərdə onlarla məsləhətləş. Qəti qərara gəldiyin zaman isə Allaha təvəkkül et. Əlbəttə, Allah təvəkkül edənləri sevər. (Yuxarıdakı ayədən də görüldüyü kimi, İslam dini, müsəlmanların rəhbəri Həzrət Peyğəmbər (s.ə.s.) olsa da, ümmət üçün idarəçilikdə məsləhət və məşvərət m...
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sura üfürüləcəyi gün Allahın dilədiyi kimsələr istisna olmaqla, göylərdə və yerdə olanlar dəhşətli bir qorxuya düşəcəklər və hamısı boyunlarını bükərək Onun hüzuruna gələcək....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura üfürüldüyü gün aralarında nə qohumluq əlaqəsi qalar, nə də bir-birini soruşub axtararlar....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura üfürüldüyü zaman Allahın istədiyi kimsələr istisna olmaqla, göylərdə və yerdə kim varsa, hamısı dərhal öləcək. Sonra bir daha ona üfürüldükdə onlar (qəbirlərindən) qalxıb (ətraflarına) baxacaqlar....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sura üfürüləcəkdir. Bu, vəd olunmuş gündür....
Tur Suresi, 45. Ayet:
Ona görə də sarsılacaqları günlərinə qovuşana qədər onları (öz hallarına) tərk et! (Sarsılacaqları gün ölüm, yaxud birinci Sura üfürüləcək gündür.)...
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sura üfürüləcəyi gün günahkarları (gözləri qorxudan) göm-göy olmuş halda bir yerə yığacağıq....
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
Sura üfürüldüyü zaman -...
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sura üfürüləcəyi gün siz dəstə-dəstə (Allahın hüzuruna) gələcəksiniz....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sura bir dəfə üfürüləcəyi zaman,...
Yunus Suresi, 53. Ayet:
Mən sizdən soruşuram ki, bu gerçəkdirmi? soruşurlar. De: "Rəbbimə and olsun ki, o, haqqdır. Siz onun qarşısını ala bilməzsiniz"....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sura bir dəfə üfürüldükdə,...
Şüəra Suresi, 25. Ayet:
(Firon) ətrafındakılara: “Eşitdinizmi?” – dedi. (Musanın cavabı mənim sualıma uyğun gəlmir. Mən ondan aləmlərin Rəbbinin mahiyyəti, keyfiyyəti və cinsi barəsində soruşuram, o isə mənə Onun sifətləri, əməlləri haqqında cavab verir)....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hakikat ile yaratan O'dur. O gün, "Ol!" der o da oluverir. O'nun sözü haktır. Sura üfleneceği gün mülk O'nundur. Gaybı da görüneni de bilendir. O, En İyi Hüküm Veren'dir, Her Şeyden Haberdar'dır....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura üfürüldüğü gün, artık ailenin, akrabanın bir yararı yoktur. Birbirlerinden soramazlar!...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikame ederler. Onlar, işlerini birbirlerine şura ile yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşlarını çatıp surat astı!...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve yüz çevirdi....
Bəqərə Suresi, 202. Ayet:
İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok süratlidir....
Bəqərə Suresi, 202. Ayet:
İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok süratlidir....
Bəqərə Suresi, 202. Ayet:
İşte bu iki kısım insanlar yok mu, bunlar için kazandıkları şeyden bir nasip vardır. Ve Allah Teâlâ hesabı pek süratle görücüdür....
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Şöyle birinin (haberini almadın mı)? Bir yerleşim alanına uğramıştı ki binaların üstü altına gelmiş, insanları helâk olmuş, "Allâh şurayı bu ölüm sonrasında nasıl diriltir" diye düşünmüştü. Allâh onu orada öldürmüş ve yüz sene sonra diriltmişti. "Ne kadar kaldın" dedi. . . O da: "Bir gün veya birazı kadar" cevabını verdi. Allâh buyurdu: "Hayır, yüz sene geçti üzerinden. . . İşte bak yiyecek içeceğine, hiç bozulmamış, ama eşeğine bak (nasıl çürüyüp sırf kemikleri kalmış!) Seni insanlar için bir i...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Ya şu kişi gibisini görmedin mı? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti, "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak...
Bəqərə Suresi, 273. Ayet:
Verin o fakırlere ki Allah yolunda kapanmışlardır, şuraya buraya dolaşamazlar, istemekten çekindikleri için bilmiyen onları zengin zanneder, onları simalarından tanırsın: Hakkı bizar etmezler, hem işe yarar her ne verirseniz hiç şüphesiz Allah onu bilir...
Bəqərə Suresi, 273. Ayet:
Allah yoluna kapanmış olup şurada burada dolaşmayan fakirlere verin. İstemekten çekindikleri için, bilmeyen onları zengin zanneder. Onları simalarından tanırsın. Yüzsüzlük edip halkı rahatsız etmezler. İşe yarar her ne verirseniz, hiç şüphesiz, Allah onu bilir....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne). ...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
1.
fe nâdet-hu el melâiketu
: bunun üzerine, melekler ona nida etti
2.
ve huve
: ve o
3.
kâimun yusallî
: ayakta namaz kılıyor
4.
...
Ali-İmran Suresi, 88. Ayet:
Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır. ...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde...
Ali-İmran Suresi, 159. Ayet:
Allah'tan bir rahmet sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan. Allah, tevekkül edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 177. Ayet:
Şurası muhakkak ki, imanı verip inkârı alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elîm bir azap vardır....
Ali-İmran Suresi, 177. Ayet:
Şurası muhakkak ki, imanı verip inkârı alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elîm bir azap vardır....
Nisa Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan Rabbinizden sakının ki, o tek candan da eşini yarattı, ikisinden ise nice erkekler ve kadınlar türetti. Onun adını vererek birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şurası muhakkak ki, Allah sizi görüp gözetmektedir....
Nisa Suresi, 7. Ayet:
Lir ricâli nasîbun mimmâ terakel vâlidâni vel akrabûne, ve lin nisâi nasîbun mimmâ terakel vâlidâni vel akrabûne mimmâ kalle minhu ev kesur(kesura). Nasîben mefrûdâ(mefrûdan)....
Nisa Suresi, 7. Ayet:
1.
li er ricâli
: erkekler için vardır, erkeklere
2.
nasîbun
: nasip, pay
3.
mimmâ (min mâ)
: şeyden (miras, tereke)
4.
terake<...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Ve lekum nısfu mâ terake ezvâcukum in lem yekun lehunne veled(veledun), fe in kâne lehunne veledun fe lekumur rubuu mimmâ terakne min ba’di vasıyyetin yûsîne bihâ ev deyn(deynin). Ve lehunner rubuu mimmâ teraktum in lem yekun lekum veled(veledun), fe in kâne lekum veledun fe lehunnes sumunu mimmâ teraktum min ba’di vasıyyetin tûsûne bihâ ev deyn(deynin). Ve in kâne raculun yûrasu kelâleten ev imraetun ve lehû ahun ev uhtun fe li kulli vâhidin min humâs sudus(sudusu), fe in kânû eksera min zâlike...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
1.
ve lekum
: ve sizin
2.
nısfu
: yarısı
3.
mâ terake
: bırakılan şeyler
4.
ezvâcu-kum
: sizin eşleriniz
...
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de Allah'tan sakınmanızı tavsiye etmiş bulunuyoruz. Nankörlük ederseniz, şurası muhakkak ki, göklerde olan ve yerde olan herşey Allah'ındır. Allah ise kimseye muhtaç değildir; her türlü övgü zaten Ona aittir....
Maidə Suresi, 24. Ayet:
(İsrailoğulları) bu kez: 'Ey Musa! Onlar orada bulundukları sürece biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip çarpışın, biz şurada oturuyoruz' dediler....
Maidə Suresi, 24. Ayet:
Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbin'le birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız."...
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), "Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz" diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün. . . Umulur ki Allâh, açıklık veya (HÛ) indînden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar....
Maidə Suresi, 62. Ayet:
Onlardan çoğunun Allâh'a karşı suça meyilli; düşmanlıkta ve haram yemekte süratli gittiklerini görürsün. . . Yapmakta oldukları ne kadar da kötüdür!...
Ənam Suresi, 61. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra Hak Mevlâları olan Allâh'a döndürülürler. . . Kesinlikle bilin ki, hüküm O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da, hak dostları, emrinde oldukları âdil otorite, gerçek koruyucuları olan Allah’a, Allah’ın hükmüne, icraatına teslim edilirler. Unutmayın hükümranlık, yargı ve icra sadece O’na aittir. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da gerçek Mevlâlarına döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra onlar gerçek efendileri, mevlâları olan Allah’a götürülüp teslim edilirler. İyi bilin ki bütün hüküm yetkisi O’nundur ve O hesaba çekenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da gerçek mevlâları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de O'dur....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
O gökleri ve yeri gerekçeli, hikmete dayalı, doğru, hesaplı bir düzen içinde yaratandır. 'Ol' diyeceği gün her şey oluverir. O’nun sözü haktır, doğrudur, gerçektir. Sûra üfürüldüğü gün mülk, devlet ve hükümranlık O’nundur. Fizik ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilendir. O hikmet sahibi ve hükümrandır, gizli-açık her şeyden haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gokleri ve yeri gercekle yaratan O'dur ki «Ol» dedigi gun hemen olur; sozu gercektir. Sura uflenecegi gun hukumranlik O'nundur. Gorulmeyeni de goruleni de bilir. O Hakim'dir haberdardir....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri gerçekle yaratan O'dur ki 'Ol' dediği gün (an) hemen olur; sözü gerçektir. Sura üfleneceği gün hükümranlık O'nundur. Görülmeyeni de görüleni de bilir. O Hakim'dir, haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri yerli yerince yaratan O! «Ol!» diyeceği gün, o da oluverir. O'nun sözü haktır. Sura üfleneceği gün de mülk O'nundur. Görülmeyeni de, görüleni de bilen, hikmet sahibi O'dur. Herşeyden haberdar da O'dur....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Ve O, o Zât-ı Kibriyâ'dır ki, gökleri ve yeri hakkıyla yaratmıştır. Ve O'nun «Ol!» diyeceği gün (herşey) hemen oluverir, kelâmı haktır ve sûra üfürüleceği gün mülk O'nundur. Gaip olanı da müşahede olanı da bilendir. O hakîmdir, habîrdir....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hak ile yaratan O’dur. “Ol!” dediği gün oluverir; sözü haktır; sûra üflendiği gün de hakimiyet O’nundur. Gizliyi de görüneni de bilendir. Hâkim olan haberdar olan O’dur....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hak ve hikmet’le yaratan O’dur. O "ol" dediği zaman her şey oluverir. Sözü haktır. Sûra üfleneceği gün de hakimiyet O’nundur. Görünmeyeni de, görüneni de, olmuşu da, olacağı da O bilir. O, hakîm ve habîrdir (tam hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden hakkıyla haberdardır)....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr....
Ənam Suresi, 135. Ayet:
De ki: Ey kavmim; elinizden geleni yapın, doğrusu ben de yapacağım. Dünya evinin sonunun kimin olacağını bileceksiniz. Şurası muhakkak ki zalimler; felah bulmazlar....
Ənam Suresi, 135. Ayet:
De ki: Ey kavmim, siz elinizden geleni yapadurun; ben de yapıyorum. Bu dünyanın sonunun kim hakkında hayırlı olacağını siz de öğreneceksiniz. Şurası muhakkak ki, zalimler asla iflâh olmazlar....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
O sizi, dünya düzenini kurmaya, ilâhî hükümleri icraya, yeryüzünü imara yetkili halifeler olarak hazırlayıp yerleştirendir. Bir kısmınızı ilimde, servette, makam, mevki vesairede diğer bir kısmınıza üstün kılandır. Size ihsan ettiği maddî manevî nimetler, imkânlar içinde, sizi denemek istiyor. Rabbin, emirlerine isyan edilme suçuna denk, sizi adâletle, süratle cezalandırır. O çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
Verdikleriyle denemek icin sizi yeryuzunun halifeleri kilan ve kiminizi kiminize derecelerle ustun yapan O'dur. Dogrusu Rabbinin cezalandirmasi suratlidir. suphesiz O bagislar, merhamet eder.*...
Ənam Suresi, 165. Ayet:
Verdikleriyle denemek için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminizi kiminize derecelerle üstün yapan O'dur. Doğrusu Rabbinin cezalandırması süratlidir. Şüphesiz O bağışlar, merhamet eder....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
rabbe-kum
: sizin Rabbiniz
3.
allâhu ellezî
: Allah'tır ki o
4.
halaka
: yarattı
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Semaları ve arzı altı günde yaratan, muhakkak ki sizin Rabbiniz Allah'tır. Sonra arşa istiva etti. Gündüz, onu süratle talep eden (takip eden) gece ile örtülür. Ve güneş ve ay ve yıldızlar O'nun emrine musahhardır (boyun eğmişlerdir). Yaratma ve emir O'nun değil mi? Âlemlerin Rabbi mübarektir, şanı yücedir....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz Allah gökleri ve yeri altı günde altı devirde yaratandır. Sonra Arş üzerinde, sınırsız kudret ve iktidar makamında hükümranlığını kurandır. Güneş, ay ve bütün yıldızlar, O’nun kurduğu düzen içinde, kanunlarına boyun eğerken, geceyi, cezbederek, cezbedilerek süratle takip eden gündüze bürüyüp örtendir. Unutmayın, yaratmak da, plan da, düzen de, idare de O’na, sadece O’na aittir. Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden âlemlerin, bütün va...
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbinin, elbette, kıyamet gününe kadar onlara, yahudilere dayanılmaz acılar çektirecek kimseler görevlendireceği konusunda herkesi uyardığını insanlara hatırlat. Rabbin, emirlerine isyan edilme suçuna denk, onları adâletle, süratle cezalandırır. O çok bağışlayıcıdır, kullarını daima koruma kalkanına alır, engin merhamet sahibidir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin, kıyamet gününe kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Senin Rabbin cezayı vermede çok süratli davranır; ama çok affedici, çok merhametlidir de....
Əraf Suresi, 190. Ayet:
Fe lemmâ âtâhumâ sâlihan cealâ lehu şurakâe fîmâ âtâhumâ, fe teâlâllâhu ammâ yuşrikûn(yuşrikûne)....
Əraf Suresi, 190. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece ... olduğu zaman
2.
âtâ-humâ
: ikisine verdi
3.
sâlihan
: salih olan, salih (bir evlât)
4.
cealâ
...
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Melekler, kâfirlerin suratlarına ve sırtlarına vura vura canlarını alır ve şiddetle yakıcı azâbı tadın derlerken bir görmeliydin onları....
Tövbə Suresi, 34. Ayet:
Ey iman edenler, şurası bir gerçektir ki, yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin bir çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Bir de altın ve gümüşü hazineye doldurup, onları Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele!...
Tövbə Suresi, 48. Ayet:
Şurası kesindir ki, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler. Nihayet hak yerini buldu ve Allah'ın emri onların zoruna gitmesine rağmen açığa çıktı....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
1.
lev
: eğer
2.
yecidûne
: bulurlar
3.
melceen
: bir sığınak, sığınacak bir yer
4.
ev
: veya
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Eğer onlar, sığınacak bir yer veya mağara(lar) veya girilecek bir yer bulsalardı, mutlaka oraya yönelip, süratle koşarlardı (kaçarlardı)....
Yunus Suresi, 11. Ayet:
Eğer Allah insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi, şerri de süratle verseydi, süreleri hemen bitmiş olurdu. İşte Biz, Bize kavuşmayı ummayanları böyle azgınlıkları içinde bocalamaya terkederiz....
Yunus Suresi, 21. Ayet:
Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah'ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar....
Yunus Suresi, 21. Ayet:
İnsanlara, kendilerine dokunmuş bir sıkıntıdan sonra bir rahmet, güzellik tattırdığımızda, işaretlerimiz hakkında hemen bir mekre düşerler. . . De ki: "Mekr itibarıyla Allâh daha süratlidir. . . Muhakkak ki Rasûllerimiz mekrlerinizi yazıyorlar. " (Yaşadıkları sıkıntının, elleriyle yaptıklarının sonucu olduğunu kavrayamayıp; ardından gelen rahmetin ise, yaptıkları yanlışın gerçekte yanlış olmamasının sonucu olduğunu ve doğru yolda olduklarını sanırlar. Allâh da onların bu sanılarını bozmaz ve yan...
Yunus Suresi, 21. Ayet:
Kendilerine dokunan bir sıkıntı, bir yokluk, bir kıtlıktan, mallarına ve canlarına gelen bir zarardan sonra, insanlara bir rahmet, bir bolluk, bir refah tattırsak, âyetlerimizle ilgili derhal asılsız iddialar ortaya atmaya başlarlar, âyetlerimizin, ilkelerimizin benimsenmemesi için hileler, çareler ararlar. Onlara: 'Allah, herkesten daha süratli tökezletme, cezalandırma planları yapar. Dindarların önünü kesme, dini baltalama planlarınızı elçilerimiz, meleklerimiz yazmaya devam ediyor.' de....
Yunus Suresi, 21. Ayet:
Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah’ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar....
Yunus Suresi, 44. Ayet:
Şurası kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar....
Hud Suresi, 78. Ayet:
1.
ve câe-hu
: ve ona geldi
2.
kavmu-hu
: onun kavmi
3.
yuhreûne
: süratle koşarak
4.
ileyhi
: ona, yanına
İbrahim Suresi, 51. Ayet:
Allah Teâlâ, her kimseyi kazandığı ile cezalandırmak için böyle yapacaktır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ'nın hesabı pek süratlidir....
Nəhl Suresi, 77. Ayet:
Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah her şeye güç yetirendir....
Nəhl Suresi, 77. Ayet:
Göklerin ve yerin gayb ( = gizli, gözle görülmeyenini (bilmek) Allah'a mahsustur. Kıyâmet'in kopuşu bir göz kırpma gibidir veya ondan da yakın (ve süratlidir). Şüphesiz ki Allah'ın kudreti her şeye yeter....
Nəhl Suresi, 77. Ayet:
Göklerin ve yerin gaybı Tanrı'ya aittir. (Kıyamet) Saatin(in) buyruğu da yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Tanrı her şeye güç yetirendir....
Nəhl Suresi, 77. Ayet:
Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) bir göz çarpması gibidir, veya daha yakındır. Şüphe yok, Allah her şeye güç yetirendir....
Nəhl Suresi, 86. Ayet:
Allaha eş tutanlar ortakları (olan putları) nı görünce: «Ey Rabbimiz, bunlar Seni bırakıb tapmakda devam etdiğimiz ortaklarımızdır» diyecekler, bunlar da onlar (ın suratların) a şu sözü fırlatacaklardır: «Siz hiç şübhe yok ki kat'iyyen yalancılarsınız». ...
Nəhl Suresi, 86. Ayet:
Müşrikler orada şeriklerini görünce: "Yüce Rabbimiz! Ha işte Senden başka yalvardığımız, Sana ortak saydığımız putlarımız. Onlar yok mu onlar, işte onlar bizi şaşırttılar!" der, onlarsa bunların suratlarına şu sözü çarparlar: "Yalancının tekisiniz siz!"...
İsra Suresi, 7. Ayet:
İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz. Derken sonraki taşkınlığınızın vâdesi gelince, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve istila ettikleri yeri mahvedip dursunlar diye başınıza yine düşmanlarınızı musallat ederiz....
İsra Suresi, 7. Ayet:
İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Son taşkınlığınızın zamanı gelince (yine öyle kullar göndeririz) ki, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebeb olsunlar) ve ilk kez girdikleri gibi yine Mescid'e (Kudüs'e) girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler....
İsra Suresi, 13. Ayet:
Ve kulle insânin elzemnâhu tâirehu fî unukıh(unukıhî), ve nuhricu lehu yevmel kıyâmeti kitâben yelkâhu men
şûrâ
(menşûren). ...
İsra Suresi, 28. Ayet:
Ve immâ tu’ridanne anhumubtigâe rahmetin min rabbike tercûhâ fe kul lehum kavlen meysûrâ(meysûren)....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Ve lâ tec’al yedeke maglûleten ilâ unukıke ve lâ tebsuthâ kullel bastı fe tak’ude melûmen mahsûrâ(mahsûren)....
İsra Suresi, 33. Ayet:
Ve lâ taktulûn nefselletî harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), ve men kutile mazlûmen fe kad cealnâ li veliyyihî sultânen fe lâ yusrif fîl katl(katli), innehu kâne mensûrâ(mensûran)....
İsra Suresi, 51. Ayet:
hatta isterseniz aklınıza gelebilecek (hayata, dirime) daha uzak (başka) bir unsura dönüşün (yine de ölümden sonra diriltileceksiniz). Ve bunun üzerine (eğer), "Bizi kim (hayata) geri döndürecek?" diye soracak (olur)lar (sa), de ki: "Peki, sizi ilk defa var eden kimdi?" Ve sonra sana (inanmamış bir tavırla) başlarını sallayıp, "Bu ne zaman olacak?" diye sorarlar(sa), (onlara) de ki: "Belki, çok yakında!",...
İsra Suresi, 65. Ayet:
Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter....
İsra Suresi, 65. Ayet:
Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter....
İsra Suresi, 65. Ayet:
“Şurası muhakkak ki benim kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin olamaz. Rabbin vekil olarak yeter. ”...
Kəhf Suresi, 29. Ayet:
Ve kulil hakku min rabbikum fe men şâe fel yu'min ve men şâe fel yekfur innâ a'tednâ liz zâlimîne nâren ehâta bihim surâdikuhâ, ve in yestegîsû yugâsû bi mâin kel muhli yeşvîl vucûh(vucûhe), bi'seş şerab(şerabu) ve sâet murtefekâ(murtefekan)....
Kəhf Suresi, 29. Ayet:
1.
ve kulil hakku (ve kul el hakku)
: ve de ki hak
2.
min rabbi-kum
: Rabbinizdendir
3.
fe men şâe
: bundan sonra dileyen kimse
4.
Kəhf Suresi, 30. Ayet:
İman eden ve güzel işler yapanlara gelince, şurası muhakkak ki, Biz, güzel işler yapanların ödülünü zayi etmeyiz....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün, Kıyamet gününde, biz onları birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakırız. Sûra da üfürülür, böylece onların hepsini biraraya toplamış oluruz....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Biz o gun onlari birakiriz, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura uflenince hepsini bir araya toplariz....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır...
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Ve o gün Biz onları, birbirlerinin içinde dalgalanır bir durumda bırakıvermişizdir Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sura da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
(Ye’cüc ve Me’cüc’ün ortaya çıkacakları) o gün (o âhir zaman fitnesinde) onları birbiri içinde dalgalanır bir hâlde bırakmışızdır; nihâyet (mühletleri bittiğinde) sûra üfürülmüş, böylece onları hep berâber (mahşerde) bir araya getirmişizdir....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün onları bırakırız, dalga dalga yürüyüp birbirlerine karışsınlar; ve sura üflenir: Böylece hepsini bir araya toplarız....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Ve o gün (Yecüc ile Mecüc'ün çıktıkları zaman) Onların bazılarını bazısı içinde dalgalanır (muztarip) bir halde bırakmışızdır ve sura üfürülmüştür, artık onların hepsini toptan toplamışızdır....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün Biz insanları birbirlerinin üzerinde dalgalanır halde bırakmışızdır. Sûra üfürülmüş, hepsini bir araya getirmişizdir....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar!...
Taha Suresi, 74. Ayet:
Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar!...
Taha Suresi, 101. Ayet:
Onlar o günahın cezası içinde ebediyen kalacaklardır. Sûra üfürüleceği gün, bu ağır yük onlar için ne kötü bir yüktür!...
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sûra üfürüleceği gün, işte o gün, biz İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsileri, suçluları, gözleri, bedenleri korkudan pişmanlıktan, donakalmış bir vaziyette mahşerde toplayacağız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sura uflendigi gun, iste o gun, suclulari gozleri korkudan gogermis olarak toplariz....
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sura üflendiği gün, işte o gün, suçluları gözleri korkudan göğermiş olarak toplarız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün ki, sura üfrülecek ve suçluları o gün Biz, gömgök mahşere toplayacağız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün ki, sûra (ikinci kez) üfürülür ve o gün günahkârları, gözleri gömgök (kör)olarak haşrederiz....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O Gün ki, sura üflenir; o Gün ki, suçlu olanları, gözleri (korku ve şaşkınlıktan) donuklaşmış olarak bir araya toplayacağız;...
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sûra üfleneceği gün, Biz suçlu kâfirleri, gözleri (korku ve heyecandan) gömgök vaziyette haşredip toplayacağız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün, mücrimleri korkudan gözleri göğermiş halde toplarız....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün sûra üfrülür ve günahkârları o gün gözleri gömgök bir halde haşrederiz....
Taha Suresi, 108. Ayet:
O kıyâmet gününde, Sûra üfliyen İsrafil’in çağrısına, sağa sola sapmadan, uyub koşacaklar, Öyle ki, RAHMAN’ın azametinden sesler kısılmıştır. Artık bir hışıltıdan başka hiç bir şey işitemezsin.”...
Ənbiya Suresi, 12. Ayet:
Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı....
Ənbiya Suresi, 12. Ayet:
Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar....
Ənbiya Suresi, 12. Ayet:
Azabımızı hissettikleri zaman, ondan süratle kaçıyorlardı....
Ənbiya Suresi, 103. Ayet:
O en büyük dehşet (Sûra ikinci üfleyiş) dahi onları tasalandırmaz. Melekler onları: "İşte size vâd olunan gün bugündür!" diye karşılarlar....
Həcc Suresi, 16. Ayet:
Kur'ân'ı Biz böylece apaçık âyetler halinde indirdik. Şurası muhakkak ki, Allah dilediğini doğru yola iletir....
Həcc Suresi, 72. Ayet:
Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzluğunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur!...
Həcc Suresi, 72. Ayet:
Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzluğunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur!...
Həcc Suresi, 72. Ayet:
Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman o kâfirlerin suratlarında inkâr (görüb) tanırsın. Kendilerine âyetlerimizi okuyanlara nerdeyse saldırıverecek olurlar! De ki: «Şimdi bundan daha çok kötü (bir şey) i haber vereyim mi? Ateşdir! Allah bunu o küfür (ve inkâr) edenlere va'd etmişdir. O, ne kötü bir merci'dir! ...
Həcc Suresi, 72. Ayet:
Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğu zaman, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar âyetlerimizi okuyanlara neredeyse saldıracak gibi oluyorlar. Onlara de ki: “Size bundan (bu kin ve öfkenizden) daha kötü bir şey haber vereyim mi? Ateş! Allah onu kâfirlere vâdetmiştir. O ne kötü bir dönüş yeridir!”...
Möminun Suresi, 61. Ayet:
İşte bunlar; hayırlarda sürat yarışı yaparlar ve onlar hayır yapmak için öne geçenlerdir....
Möminun Suresi, 61. Ayet:
İşte bunlar hayırlarda sürat yarışı yaparlar ve onun için ileri giderler....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üfürülünce aralarında ne soy sop var, ne de birbirlerinin halini soruşturabilirler o gün....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üfürüldüğü zaman, artık aralarındaki akrabalık bağları bitmiştir. Birbirlerinden bir talepte bulunamazlar, olup bitenleri de artık birbirlerine soramazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura uflendigi zaman, o gun, aralarindaki soy yakinligi fayda vermez ve birbirlerine de birsey soramazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura üflendiği zaman, o gün artık aralarında soy bağı kalmaz ve birbirlerine hal hatır sormazlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üfürüleceği zaman artık aralarında ne ensab vardır ve ne de soruşurlar....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üflendiği zaman, o gün artık ne aralarındaki akraba tutkunluğu bir fayda verir, ne de kişi bir başkasının halini sormayı hatırından geçirir....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün, artık ne aralarında bir soy bağı kalmıştır, ne de birbirlerini soruşturacak halleri vardır....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy sop / şuna buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da....
Möminun Suresi, 104. Ayet:
Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar....
Möminun Suresi, 104. Ayet:
Onların vechlerini o ateş yalar. . . Onların suratları orada azapla gerilip dişleri öne fırlar!...
Möminun Suresi, 104. Ayet:
Ateş yüzlerini yalar. Orada suratları çirkin, dudakları acıdan çarpılmış bir halde bulunurlar....
Möminun Suresi, 104. Ayet:
Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar....
Möminun Suresi, 117. Ayet:
Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa, -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir. Şurası muhakkak ki kâfirler iflah olmaz....
Möminun Suresi, 117. Ayet:
Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa, -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir. Şurası muhakkak ki kâfirler iflah olmaz....
Möminun Suresi, 117. Ayet:
Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir. Şurası muhakkak ki, kâfirler kurtuluşa eremezler....
Möminun Suresi, 117. Ayet:
O halde, kim tanrılığını ispat eden hiç bir delili olmamasına rağmen, Allah’la beraber başka bir tanrıya taparsa, âhirette Rabbinin huzurunda hesabını verecek, cezasını çekecektir. Şurası muhakkak ki kâfirler asla iflah olmazlar....
Nur Suresi, 1. Ayet:
Sûratun enzelnâhâ ve faradnâhâ ve enzelnâ fîhâ âyâtin beyyinâtin leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)....
Nur Suresi, 1. Ayet:
1.
sûratun
: bir suredir
2.
enzelnâ-hâ
: onu biz indirdik
3.
ve faradnâ-hâ
: ve onu biz farz kıldık
4.
ve enzelnâ
...
Nur Suresi, 39. Ayet:
Küfredenlerin yaptıkları ise, engin bir çöldeki serap gibidir. Susayan onu bir su sanır. Nihayet yanına vardığı zaman onu birşey bulmaz da yanında vicdanı Allah'ı bulur ve O da onun hesabını tamamıyla görür. Allah, hesabı çok süratli olandır....
Nur Suresi, 49. Ayet:
Eğer gerçek kendi lehlerine ise, sürat ve itaat ile ona gelirler!...
Furqan Suresi, 3. Ayet:
Vettehazû min dûnihî âliheten lâ yahlukûne şey’en ve hum yuhlekûne ve lâ yemlikûne li enfusihim darran ve lâ nef’an ve lâ yemlikûne mevten ve lâ hayâten ve lâ nu
şûrâ
(nuşûren)....
Furqan Suresi, 3. Ayet:
Ve hiçbir şey yaratamayan ve kendileri yaratılmış olan, kendilerine fayda ve zarar vermeye malik olmayan, O'ndan (Allah'tan) başka ilâhlar edindiler. Ve (onlar), öldürmeye, hayat vermeye ve nuşura (yeniden diriltmeye) malik değillerdir....
Furqan Suresi, 10. Ayet:
Tebârekellezî in şâe ceale leke hayren min zâlike cennâtin tecrî min tahtihel enhâru ve yec’al leke kusûrâ(kusûran)....
Furqan Suresi, 23. Ayet:
Ve kadimnâ ilâ mâ amilû min amelin fe cealnâhu hebâen mensûrâ(mensûran)....
Furqan Suresi, 23. Ayet:
1.
ve kadimnâ
: ve önüne geçtik
2.
ilâ mâ amilû
: yaptıkları şeylere
3.
min amelin
: amellerden
4.
fe
: böylece
Furqan Suresi, 40. Ayet:
Ve lekad atev alel karyetilletî umtırat mataras sev’(sev’ı), e fe lem yekûnû yerevnehâ, bel kânû lâ yercûne nu
şûrâ
(nuşûren)....
Furqan Suresi, 46. Ayet:
Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?...
Furqan Suresi, 47. Ayet:
Ve huvellezî ceale lekumul leyle libâsen ven nevme subâten ve cealen nehâre nu
şûrâ
(nuşûren)....
Şüəra Suresi, 45. Ayet:
Bunu müteakip Mûsa da asasını bırakıverdl, hemen o zaman o (asası) onların uydurdukları şeyleri süratle yutar oldu....
Şüəra Suresi, 146. Ayet:
'Şurada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?'...
Nəml Suresi, 61. Ayet:
Yoksa yeri bir karargâh yapıp şurasına burasına nehirler serpiştiren, üzerine dayanaklı dağlar konduran ve iki deniz arasına bir engel yerleştiren mi hayırlı? İlah mı var Allah'ın yanında!? Hayır! Ama onların çokları ilimden nasipsizliği sürdürüyorlar....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün, Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olanlar müstesna, göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar hep dehşete kapılırlar. Hepsi boyunları bükük olarak ona gelirler....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sura ufuruldugu gun, Allah'in diledikleri bir yana, goklerde olanlar da yerde olanlar da, korku icinde kalirlar. Hepsi Allah'a boyunlari bukulmus olarak gelirler....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sura üfürüldüğü gün, Allah'ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar da yerde olanlar da, korku içinde kalırlar. Hepsi Allah'a boyunları bükülmüş olarak gelirler....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Ve sûra üfürüldüğü gün, artık Allah’ın diledikleri dışında, göklerde olanlar ve yerde bulunanlar dehşete kapılır. Ve hepsi boyun eğen kimseler olarak O’na gelirler....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Ve o Gün sura üflenecek ve böylece Allah'ın istediği kimseler dışında, göklerde ve yerde var olan herkes (tarifsiz bir) korkuya kapılacak; ve başları önlerine düşmüş olarak herkes O'nun huzuruna çıkacak....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
O gün ki, sûra üfürülür. Artık göklerde olanlar da ve yerde olanlar da şiddetli bir korkuya tutulur. Allah'ın dilediği müstesna. Ve hepsi de ona zelilane bir halde gelirler....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Gün gelecek sûra üflenecek, Allah’ın dilediği dışında, göklerde ve yerde olan herkes müthiş bir korkuya kapılacak. Hepsi boynu bükük vaziyette O’nun huzuruna varacaklar....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün, Allah'ın dilediklerinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi dehşete düşer. Hepsi de boynu bükük halde Onun huzuruna gelir....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sûra üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği dışında herkes, göklerdekiler, yerdekiler dehşet içinde kalacaktır. Hepsi boynunu bükmüş bir halde O'nun huzuruna gelir....
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Dağları görürsün, onlar bulutların akışına benzer bir süratle akıp giderken, yerlerinde duruyor zannedersin. Bu, her şeyi hesaplı, planlı sağlam yapan Allah’ın ortaya koyduğu tekniktir. O gizli-açık yaptıklarınızın tamamından haberdardır....
Qəsəs Suresi, 11. Ayet:
Ve kâlet li uhtihî kussîhi fe besurat bihî an cunubin ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne)....
Qəsəs Suresi, 11. Ayet:
1.
ve kâlet
: ve dedi
2.
li uhti-hi
: onun kız kardeşine (ablasına)
3.
kussî-hi
: onu takip et
4.
fe
: o zaman, bö...
Qəsəs Suresi, 31. Ayet:
“Değneğini (yere) at.” (Mûsâ, değneğini attı). Onu bir yılanmış gibi süratle hareket eder görünce, arkasına bakmadan dönüp kaçtı. (Bu sefer şöyle seslenildi:) “Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Çünkü sen güvenlikte olanlardansın.”...
Qəsəs Suresi, 42. Ayet:
Bu Dünya'da peşlerinden lanet gönderdik ; Kıyamet gününde ise çok çirkin suratlılardan olacaklardır....
Qəsəs Suresi, 42. Ayet:
Bununla beraber bu dünyâda biz onların arkalarına lâ'net de takdık. (Hele) kıyamet gününde onlar (suratları çirkinleşdirilen) çok menfur (adam) lordandır. ...
Loğman Suresi, 18. Ayet:
“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”...
Loğman Suresi, 18. Ayet:
'Küçümseyerek, surat asarak insanlardan yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek, çalım satarak yürüme. Allah kendini beğenmiş, övünmek için iyiliklerini sayıp döken kimseleri sevmez.'...
Loğman Suresi, 19. Ayet:
Yürüyüşünde mütevazi ol, (pek yavaş ve pek süratli yürüme, sükunet ve vakarını muhfaza et). Sesini alçalt (bağırıb çağırarak konuşma), çünkü seslerin en çirkini, elbette ki eşeklerin sesidir.”...
Saffat Suresi, 19. Ayet:
Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onların gözleri açılıverir....
Saffat Suresi, 57. Ayet:
"Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım."...
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar, çeşitli gruplardan oluşmuş ve şuracıkta bozguna uğrayacak derme çatma bir ordudur....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar, çeşitli guruplardan oluşmuş bir ordudur; işte şurada bozguna uğratılacaklardır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar, işte şurada, mü’minler karşısında müttefik birliklerden meydana gelen, bozguna uğramış askerî erkân ve ordulardır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar, çeşitli guruplardan oluşmuş bir ordudur; işte şurada bozguna uğratılacaklardır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar derme çatma hiziplerden meydana gelmiş ordudur ki, işte şurada bozguna uğratılmışlardır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
(Onlar) derme çatma partilerden (mürekkeb) öyle bir ordudur ki işte şurada hezimete uğratılmış (lar) dır. ...
Sad Suresi, 11. Ayet:
(Onlar, peygamberlerine karşı gelen) topluluklardan (oluşmuş), işte şurada(Mekke’de) bozguna uğratılmış (olacak) derme çatma bir ordudur....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Onlar değişik gruplardan ibaret bir ordudur. İşte şurada hezimete uğratılacaklardır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Değişik gruplardan meydana gelmiş ordu, işte şurada bozguna uğratılacaktır....
Sad Suresi, 11. Ayet:
(Onlar) Şurada bozguna uğratılacak derme çatma bir ordudur....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Nihayet onlar da çeşitli topluluklardan, şuracıkta bozguna uğrayacak bir ordu döküntüsüdür....
Sad Suresi, 11. Ayet:
Kabilelerden oluşmuş, sözüm ona bir ordudur bu; şurada bozguna uğratılacaktır....
Sad Suresi, 15. Ayet:
Bunlar da ancak tek bir sayhayı (sûra birinci üfürülüşü) bekliyor. (Ama) onun (bir hayvanın ikinci sağımı kadar bile) gecikmesi yoktur....
Sad Suresi, 31. Ayet:
O vakti ki, O'na süratle yürür durur hâlis atlar, öğleden sonra gösterilmişti....
Sad Suresi, 31. Ayet:
Hani bir gün ikindi vakti ona, durduğunda sakin, koştuğu zaman ise süratli safkan koşu atları gösterilmişti....
Zümər Suresi, 60. Ayet:
Diriliş günü, ALLAH hakkında yalan uyduranların suratlarını asık görürsün. Cehennem, azgınlara tam uygun bir yer değil midir?...
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sûra üfürülmüştür. Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar, yere çarpılmış ve ölmüştür. Ancak, Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olanlar hayattadır. Sonra sûra bir daha üfürülür. Derhal, herkes ayaktadır, gözleri açık bakıyorlar....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura uflenince, Allah'in diledigi bir yana, goklerde olanlar, yerde olanlar hepsi dusup olur. Sonra Sura bir daha uflenince hemen ayaga kalkip bakisir dururlar....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sura bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır. Ancak Allah'ın dilediği müstesna. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Ve sûra (birinci olarak) üfürülmüştür de Allah’ın dilediğinden başka göklerde kim var, yerde kim varsa ölmüştür. Sonra ona bir daha üfürülmüştür; bir de bakarsın ki onlar ayaktadırlar (etrâfa) bakınıp duruyorlar....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sûra üflenir; Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde kim varsa çarpılıp cansız yere düşer. Sonra ona bir daha üflenir: Bir de bakarsın bütün insanlar, kabirlerinden ayağa kalkmış, etrafa bakınıp duruyorlar!...
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sûra üfürülür; Allah'ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölür. Sonra sûra bir daha üfürülür; o anda hepsi kalkmış, bakışmaktadır....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura üflenmiştir; Allah'ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sura bir daha üflenmiştir. İşte hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden korkanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler: "Selam size! Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar olarak!"...
Şura Suresi, 36. Ayet:
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında
şûrâ
(danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardı...
Şura Suresi, 37. Ayet:
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında
şûrâ
(danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardı...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Vellezînestacâbû li rabbihim ve ekâmus salâte ve emruhum
şûrâ
beynehum ve mimmâ rezaknâhum yunfikûn(yunfikûne)....
Şura Suresi, 38. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
istacâbû
: icabet ettiler
3.
li rabbi-him
: Rab'lerine
4.
ve ekâmu
: ve ikame ettiler...
Şura Suresi, 38. Ayet:
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında
şûrâ
(danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardı...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Ve onlar ki rabları için da'vete icâbet etmekte ve namazı kılmaktadırlar, buyurukları da aralarında şurâdır (danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar masraf da verirler...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, buyrukları kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Ve onlar ki, Rablerin(in da'vetin)e icâbet ederler ve namazı hakkıyla edâ ederler. Onların işleri ise, aralarında
şûrâ
dır (istişâre iledir). Ve (onlar) kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Ve Rabblarına icabet edenler, namaz kılanlar içindir. Onların işleri aralarında şura iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rab’lerinin çağrısına koşarlar, namazlarını kılarlar ve onların işleri aralarındaki
şûrâ
iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da infak ederler....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerine icabet edenler, dosdoğru namazı kılanlar, işleri kendi aralarında
şûrâ
ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler....
Şura Suresi, 39. Ayet:
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında
şûrâ
(danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardı...
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedevîler 'İman ettik' dediler. De ki: Siz iman etmediniz. 'İslâma girdik' deyin; çünkü iman henüz kalbinize girmedi. Eğer siz Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi zayi etmez. Şurası gerçek ki, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir....
Nəcm Suresi, 45. Ayet:
Şurası muhakkak ki erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı....
Nəcm Suresi, 45. Ayet:
(45-46) Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı....
Nəcm Suresi, 46. Ayet:
(45-46) Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı....
Qəmər Suresi, 8. Ayet:
Çağırıcıya süratle koşan Hakikat bilgisini inkâr edenler: "Bu şiddetli bir gündür!" derler....
Rəhman Suresi, 33. Ayet:
Ey cin ve insan toplulukları, göklerin ve yerin bazı bölgelerinden çıkıp ötelerine geçmeye, irtibatlar kurmaya gücünüz yetiyorsa, süratle gidin, nüfuz alanları kurun. Büyük gücünüz, gelişmiş güçlü teknolojiniz, kudretli bir devletiniz olmadan nüfuz edemezsiniz, irtibatlar, nüfuz alanları kuramazsınız....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar....
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17-18) Etraflarında, cennet şarabından dolu testiler, sürahiler, kadehlerle, ebedîliğe ermiş çocuklar dolaşıp hizmet ederler....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
Kaynağında dolmuş ibrikler, sürahiler ve kâselerle. . ....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
Cennet şarabından dolu sürahiler, ibrikler ve kadehlerle......
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
Kaynaktan doldurulmuş bardaklar, sürahiler ve kadehlerle....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
(17-18) Etraflarında, cennet şarabından dolu testiler, sürahiler, kadehlerle, ebedîliğe ermiş çocuklar dolaşıp hizmet ederler....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde....
Vaqiə Suresi, 19. Ayet:
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar....
Vaqiə Suresi, 20. Ayet:
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
(17-21) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar....
Mücadilə Suresi, 11. Ayet:
Ey inananlar, meclislerde, size yer açın denince, yer açın artık, genişletin meclisi de Allah da size genişlik versin ve kalkın, şuraya geçin dendiği zaman kalkın, geçin; Allah da, içinizden, gerçekten îmân edenleri de yükseltsin, kendilerine bilgi verilenleri de derece derece yüceltsin ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sûra bir kerecik üfürülünce....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sûra bir kere üfürüldüğü zaman, olacak olur....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak olur, kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sura birinci üfleme üflendiği,...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sûra bir üfürüş üfürüldüğünde,...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sûra bir üfleyişle üflendiğinde,...
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak olur, kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak olur, kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar....
Məaric Suresi, 43. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
yahrucûne
: çıkacaklar
3.
min el ecdâsi
: kabirlerinden
4.
sirâan
: süratle, hızlı
Məaric Suresi, 43. Ayet:
Kabirlerinden süratle çıkacakları gün, sanki onlar bir hedefe koşuyor gibidir....
Məaric Suresi, 43. Ayet:
(43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür....
Məaric Suresi, 43. Ayet:
Sanki bayraklarının, sancaklarının altında toplanmak için yarış halinde koşarak kabirlerinden süratle çıkacakları günle karşılaşıncaya kadar, dalga geçerek, ileri geri konuşsunlar, oynayıp dursunlar....
Məaric Suresi, 44. Ayet:
(43-44) Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir hâlde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür....
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
Sûra üfürüldüğü zaman, o gün gelmiştir....
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
(8-10) Sura uflendigi vakit, iste o gun, inkarcilara kolay olmayan zorlu bir gundur....
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
(8-10) Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür....
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
O sûra üflendiği zaman,...
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
Sûra üfürüldüğünde,...
Müddəssir Suresi, 9. Ayet:
(8-10) Sura uflendigi vakit, iste o gun, inkarcilara kolay olmayan zorlu bir gundur....
Müddəssir Suresi, 9. Ayet:
(8-10) Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür....
Müddəssir Suresi, 10. Ayet:
(8-10) Sura uflendigi vakit, iste o gun, inkarcilara kolay olmayan zorlu bir gundur....
Müddəssir Suresi, 10. Ayet:
(8-10) Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür....
Müddəssir Suresi, 21. Ayet:
(21-25) Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.»...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşını çattı, suratını astı,...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşlarını çattı, suratını astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Üstelik kaşını çatıp, surat astı, Kuran’ın ve İslâm’ın hedeflerinin planlanan vakitten önce gerçekleşmesini istedi, bekleyemedi....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Derken suratını astı, kaşlarını çattı......
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra surat astı, kaşlarını çattı,...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaslarini catti, suratini asti;...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşlarını çattı, suratını aştı;...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
(21-25) Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.»...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra surat astı, kaşlarını çattı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşını çattı, surat astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra (ümîdsizliğinden ve öfkesinden) kaşlarını çatdı, suratını asdı. ...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra (Kur’ân’ın hakikatini o da anladı da inâdî küfründen) kaşlarını çattı ve suratını astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşlarını çattı, suratını astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
(22-23) Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra suratını astı, kaşlarını çattı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşlarını çatıp, surat astı....
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Derken suratını astı, kaşlarını çattı......
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra surat astı, kaşlarını çattı,...
Müddəssir Suresi, 22. Ayet:
Sonra kaşını çattı, suratını astı....
Müddəssir Suresi, 23. Ayet:
(21-25) Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.»...
Müddəssir Suresi, 23. Ayet:
(22-23) Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi....
Müddəssir Suresi, 24. Ayet:
(21-25) Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.»...
Müddəssir Suresi, 25. Ayet:
(21-25) Sonra baktı. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi de: «Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir. Bu, insan sözünden başka bir şey değil.»...
Qiyamə Suresi, 24. Ayet:
O gün birtakım suratlar da asıktır....
Qiyamə Suresi, 24. Ayet:
Ve nice suratlar vardır o gün asılır....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(9-10) «Biz sizi ancak Allah rizasi icin doyuruyoruz, bir karsilik ve tesekkur beklemiyoruz. Dogrusu biz cok asik suratlarin bulunacagi bir gunde Rabbimizden korkariz» derler....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(9-10) 'Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız' derler....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(9-10) 'Sizi, ancak Allah rızâsı için yediriyoruz; sizden ne bir ücret, ne de bir teşekkür bekliyoruz; çünki biz, kaşları çatık, asık suratlı bir günde Rabbimizden korkarız!' (derlerdi)....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
“Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.”...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Şüphe yok ki biz, suratları astıran, azâbı pek şiddetli olan gün, Rabbimizden korkarız....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz suratların asılacağı, zorlu bir gün dolayısıyla Rabbimizden korkarız.'...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz."...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz Rabbimizden korkarız; bed çehreli, çatık suratlı bir günün azabından......
İnsan Suresi, 10. Ayet:
(9-10) «Biz sizi ancak Allah rizasi icin doyuruyoruz, bir karsilik ve tesekkur beklemiyoruz. Dogrusu biz cok asik suratlarin bulunacagi bir gunde Rabbimizden korkariz» derler....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Şüphesiz ki biz, asık suratlı (yüzlerin asık olacağı) bir günde Rabbımızdan korkarız (derler)....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
(9-10) 'Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız' derler....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
'Biz, suratsız ve belalı bir günden ötürü Rabbimizden çekiniriz.'...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz rabbımızdan korkarız, bir suratsız kara günden (derler)...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bir suratsız kara günden! (derler.)...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz asık suratlı ve çetin bir günde Rabbimizden korkarız....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle rabbimizden korkuyoruz."...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
«çünkü biz Rabbimizden, o burtarık suratlı çetin günden korkarız» (derlerdi). ...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
(9-10) 'Sizi, ancak Allah rızâsı için yediriyoruz; sizden ne bir ücret, ne de bir teşekkür bekliyoruz; çünki biz, kaşları çatık, asık suratlı bir günde Rabbimizden korkarız!' (derlerdi)....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Doğrusu Biz; suratları astırdıkça astıracak bir günde Rabbımızdan korkarız....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Biz, yüzleri ekşiten asık suratlı o günde Rabbimizin gazabından korkarız."...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
"Çünkü biz suratsız, çok katı bir gün(ün azâbın)dan ötürü Rabbimizden korkarız." (derler)....
İnsan Suresi, 10. Ayet:
«Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkmaktayız.»...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabbimizden korkarız." derler....
İnsan Suresi, 15. Ayet:
Onlara (hizmet için) gümüşten billûr kaplar ve sürahilerle (etraflarında) dolaşılır....
İnsan Suresi, 19. Ayet:
Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ reeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûren)....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sûra üfürüleceği, bölük bölük geleceğiniz bir gündür....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sura ufuruldugu gun hepiniz boluk boluk gelirsiniz....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sura üfürüldüğü gün hepiniz bölük bölük gelirsiniz....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
O gün sûra üfürülür, siz de bölük bölük gelirsiniz....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün bölük bölük gelirsiniz....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz....
Naziat Suresi, 3. Ayet:
Andolsun, ilâhî emirlerle süratle uçarak gelenlere, yörüngesinde dönenlere....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
Kâinatın şiddetli bir gürleme halinde âniden sarsıldığı gün, sûra ilk üfürülen gündür....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün (Sûra) ilk üfürüş şiddetle sarsacak,...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
Günü gelince, sura ilk üfleme, yeri şiddetli bir depremle yıkacak!...
Naziat Suresi, 13. Ayet:
(Ey kâfirler, bunu zor ve uzak bir iş görmeyin), muhakkak ki Sûra (son) üfürülüş, tek bir sayhadan ibarettir....
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve döndü....
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve yüz çevirdi;...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve döndü;...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve döndü....
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve yüz çevirdi;...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
O, suratını astı ve uzaklaştı,...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve döndü;...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
Surat astı ve yüz çevirdi;...
Ğaşiyə Suresi, 14. Ayet:
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır)....
Ğaşiyə Suresi, 15. Ayet:
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır)....
Ğaşiyə Suresi, 16. Ayet:
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır)....
Adiyat Suresi, 1. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Adiyat Suresi, 2. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Adiyat Suresi, 3. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Adiyat Suresi, 4. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Adiyat Suresi, 5. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Adiyat Suresi, 6. Ayet:
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür....
Qariə Suresi, 4. Ayet:
O gün insanlar uçuşan kelebekler gibi şuraya buraya fırlatılır....
Yasin Suresi, 49. Ayet:
Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini (ansızın) yakalayacak olan (korkunç)bir sesten (sûra birinci üfürülüşten) başkasını beklemiyorlar....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Nihayet sûra üfürülecek. Bir de bakarsın ki, onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerinin huzuruna giderler....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sura uflenince, kabirlerinden Rablerine kosarak cikarlar....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sura üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Ve sûra (ikinci def'a) üfürülmüştür de bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp)Rablerine koşuyorlar!...
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sura üflendi, "Kalk!" borusu çaldı!.. İşte mezarlarından kalkıp, Rab’lerinin huzurunda duruşmaya koşuyorlar......
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Ve sûra üfürülür. O anda onlar kabirlerinden çıkmış, Rablerine doğru koşmaktadırlar....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar....
Yasin Suresi, 67. Ayet:
Yine dileseydik onları oldukları yerde suratlarını değişdirib bambaşka çirkin bir mâhiyyete getirirdik de ne ileri gitmiye, ne geri dönüb gelmiye güçleri yetmezdi. ...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Altından tepsiler ve sürahiler ile üzerlerine dönülür dolaşılır. Nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler hep oradadır. Ve siz orada ebedi kalacaksınız....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sûra üfürülür. İşte bu, tehdidin gerçekleşme günüdür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sura ufurulur. Iste bu gelecegi soz verilen gundur....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sura üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sura da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sûra da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür!...
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sûra üfürülür. İşte bu geleceği vâdedilen gündür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sûra üfürülür kalk borusu çalar. İşte bu da tehdit edilen azabın günüdür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Ve sûra üfürülür. Bu da vaad edilen gündür....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür....
Qaf Suresi, 42. Ayet:
O gün (bütün halk) o (korkunç) sesi (İsrâfîl’in sûra ikinci üfleyişini) gerçek olarak işiteceklerdir! İşte bu, (kabirlerden) çıkış günüdür!...
Qaf Suresi, 44. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
teşakkaku
: çatlayıp ayrılır
3.
el ardu
: arz, yer
4.
an-hum
: onlardan
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer onlara yarılıb süratle çıkarlar. İşte bu bir haşirdir (insanları bir araya toplamaktır) ki, bize kolaydır....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
Yerin kendilerinden çatlayıp yarılacağı ve süratle koşacakları o gün. Bu ancak Bize kolay gelen bir toplamadır....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer onların üstünden yarılıp açılır. Ve onlar kabirlerinden çıkıp süratle koşarlar. İşte bu toplanmadır, bize göre kolaydır....
Qaf Suresi, 44. Ayet:
O gün yer üzerlerinden yarılır, (insanlar kabirlerinden) süratle çıkarlar. Onları böylece toplamak bizim için pek kolaydır....
Rəhman Suresi, 72. Ayet:
Hûrun maksûrâtun fîl hiyâm(hiyâmi)....
Rəhman Suresi, 72. Ayet:
1.
hûrun
: huriler
2.
maksûrâtun
: korunmuş, himaye edilen, belli bir yerde ikâmet eden, dışarıda dolaşmayan
3.
fî
: içinde, de
4.
Mülk Suresi, 19. Ayet:
Üstlerinde, kanat açıp yumarak, süzülerek, sıra sıra süratle uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları, Rahmet sahibi, Rahman olan Allah’ın dışında havada kimse tutamaz, havada tutacak kanunları koyarak işlerlik kazandıramaz. O her şeyi biliyor, görüyor....
Mülk Suresi, 27. Ayet:
Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır, ve onlara 'İşte isteyip durduğunuz şey budur,' denir....
Əraf Suresi, 117. Ayet:
Biz de Mûsâ'ya, “Sen de birikimini ortaya atıver” diye vahyettik. Bir de ne görsünler, onların uydurup düzdükleri şeyleri süratle yakalayıp yutuyor. ...
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra kendi gerçek Mevlâları Allah'a döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.” ...
Loğman Suresi, 18. Ayet:
Ve insanlara avurdunu şişirme, suratını asma ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Şüphesiz ki Allah, bütün övünen ve kuruntu edenleri sevmez. ...
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Ve sûra üflenmiştir de Allah'ın dilediği hariç, göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılıvermiştir. Sonra ona başka bir daha üflenmiştir de onlar kalkmışlar karşıda bakıp duruyorlar. ...
Şura Suresi, 36. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 37. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 38. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 39. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
İnsan Suresi, 5. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 6. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 7. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 11. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 12. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 13. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 14. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 15. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 16. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 17. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 18. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 19. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 20. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
Əbəsə Suresi, 1. Ayet:
O (kibirli adam) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı,...
Bəqərə Suresi, 28. Ayet:
Allahı necə inkar edirsiniz? Siz ölü idiniz. Sonra sizi (qiyamət günü) diriltdi. Sonra sizi (sura ikinci dəfə üfürüldüyündə) öldürəcək. Sonra sizi (sura üçüncü dəfə üfürüldüyündə) dirildəcək. Sonra (İndi İlahiyə) Ona qaytarılacaqsınız....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Səmaları və yer üzünü haqq ilə yaradan Odur. ‘Ol!’ dediyi gün (hər şey) olar. Onun sözü haqdır, mülk Onundur. O gün sura üfürülər (sura üfürüldüyü gün hökmranlıq Onundur). Bilinəni (görünəni) və bilinməyəni (qeybi) bilən Odur. O, hökm sahibidir, xəbərdar olandır....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
İzn günü onları bir-birlərinə qarışmış halda buraxdıq. Sura üfürüldü. O zaman onların hamısını topladıq....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O gün ki, sura üfürülər. Günahkarları izn günü göm-göy göyərmiş olaraq həşr edəcəyik (toplayacağıq)....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
İzn günü sura üfürüldüyü zaman artıq onların aralarında bir nəsəb (soy bağı, qohumluq) yoxdur. Bir-birlərindən hal-əhval soruşmazlar....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sura üfürüldüyü gün Allahın dilədiyi kəslərdən başqa, səmalarda və yer üzündə olanlar dəhşətə qapıldı. Hər kəs boyunları bükük olaraq Ona (Allaha) gəldilər....
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sura üfürülmüşdür. O zaman onlar məzarlarından Rəblərinə doğru axışarlar (yüksələrlər)....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura üfürülmüş, Allahın dilədikləri istisna olmaqla, göylərdə və yerdə olanlar ölmüşlər. Sonra ona (sura) bir daha üfürüldüyü zaman onlar ayağa qalxaraq baxacaqlar....
Qaf Suresi, 20. Ayet:
Sura üfləndi. Bu təhdid günüdür....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Artıq sura bircə dəfə üfləndiyi zaman,...
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sura üfləndiyi gün artıq siz dəstə-dəstə gələcəksiniz....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Onda ki, sura üfürülər, onda olmaz onların arasında əsəb-nəsəb o gün və bir-birindən sual etməzlər....
Saffat Suresi, 8. Ayet:
onlar ali şuraya qulaq asmasınlar deyə və külli tərəfdən od şölələri ilə vurulub ...
Şura Suresi, 38. Ayet:
O kəslər ki, cavab verirlər Rəblərinə və ayağa qalxırlar islahata və əmrləri onların şura ilədir öz aralarında və nədən ki, onları ruziləndirmişik infaq edirlər....
Şüəra Suresi, 25. Ayet:
Firon öz ətrafındakılara dedi: «(Onun sözlərinə) qulaq asırsınızmı?! (O, necə də mənim sualımı olduğu kimi təkrarlayır. Mən ondan Rəbbin mahiyyətini soruşuram, Musa isə mənə Onun işləri haqqında cavab verir)?!»...
Şüəra Suresi, 27. Ayet:
Firon dedi: «Həqiqətən, sizə göndərilmiş olan bu peyğəmbər, şübhəsiz, divanədir (mən bir şey soruşuram, o isə başqa şeydən danışır)!»...
Yasin Suresi, 51. Ayet:
Sura (ikinci dəfə) üfürülər, onda onların hamısı dərhal qəbirlərindən öz Rəbbinə doğru tələsərlər....
Qəmər Suresi, 8. Ayet:
Onlar boyunları uzanmış və gözləri bərəlmiş halda tələsik və qorxu ilə carçıya (İsrafilə və üçüncü sura) tərəf gedərlər. Kafirlər «bu çox çətin bir gündür» deyərlər....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Elə ki, sura bir dəfə üfürülər (surun birinci dəfə üfürülməsi varlıq aləminin nizamının pozulması üçün bir müqəddimədir),...
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
Elə ki, sura üfürülər....
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Sura (üçüncü dəfə) üfürüləcəyi gün siz (qəbirlərdən çıxıb haqq-hesab olunmaq üçün) dəstə-dəstə gələcəksiniz....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
O, göyləri və yeri haqq və hikmətlə yaradandır. Xatırla o günü ki, Allah “ol” deyər, hər şey dərhal olar. Onun sözü haqdır. Sura üfürüldüyü gün də mülk (hökmranlıq) Onundur. Qeybi də, şəhadət aləmini də biləndir. O, hökm və hikmət sahibidir, (hər şeydən) haqqı ilə xəbərdardır....
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
O gün biz onları buraxarıq, dalğa-dalğa bir-birilərinə qarışarlar. Sonra sura üfürülər, onların hamısını bir yerə toplayarıq....
Taha Suresi, 102. Ayet:
Sura üfürüləcəyi gün günahkarları (gözləri qorxudan) göm-göy göyərmiş bir halda həşr edəcəyik....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sura üfürüldüyü zaman o gün nə aralarında nəsəb yaxınlığı qalacaq, nə də bir-birilərini soraqlayacaqlar....
Nəml Suresi, 87. Ayet:
Sura üfürüləcəyi və Allahın istədiyi kəslər xaric göylərdəki və yerdəki hər kəsin qorxuya qapılacağı günü xatırla. Hamısı boyun əyərək Onun hüzuruna gələrlər....
Yasin Suresi, 52. Ayet:
Sura üfürülən kimi qəbirlərindən çıxıb Rəblərinə doğru axın-axın gedərlər....
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Sura üfürülər və Allahın istədiyi kimsələr xaric göylərdəki hər kəs və yerdəki hər kəs ölər. Sonra ona bir daha üfürülər, bir də görərsən ki, onlar qalxıb gözləyirlər....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rəblərinin dəvətinə cavab verənlər və namazı doğru- düzgün qılanlar, işləri aralarında şura (məşvərət) ilə olanlar, onlara verdiyimiz ruzidən Allah yolunda xərcləyənlər,...
Qaf Suresi, 20. Ayet:
(İnsanlar öldükdən sonra yenidən dirilmələri üçün) Sura üfürüləcək. Bax bu, vədin gerçəkləşəcəyi gündür....
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
cənnət bulağından doldurulmuş sürahiləri, kuzələri və qədəhləri,...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sura bir dəfə üfürüldükdə,...
Müddəssir Suresi, 8. Ayet:
Sura üfürüldüyü zaman,...
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
Bu, sura1 üfürüləcəyi gün gerçəkləşər və siz dəstə-dəstə gələrsiniz....
Hud Suresi, 27. Ayet:
Onun camaatının əyanları dedilər: “Biz səni yalnız özümüz kimi bir adam görürük. Onu da görürük ki, sənin ardınca bizlərdən yalnız ən sadəlövhləri ilk təəssürata uyaraq gedirlər. Sizin bizdən heç bir üstünlüyünüzü görmürük, əksinə biz sizi yalançı hesab edirik"....
Kəhf Suresi, 1. Ayet:
Həmd olsun o Allaha ki, O, Öz bəndəsinə Kitab nazil etmiş, onda bir əyriliyə [qüsura] yol verməmiş,...
Şura Suresi, 38. Ayet:
o kəslər üçün ki, onlar öz Rəbbinin (haqqa dəvətinə) cavab verirlər, namaz qılırlar, öz aralarındakı işləri şura [məsləhət] ilə həll edirlər, onlara verdiyimiz ruzilərdən (Allah yolunda) sərf edirlər,...
Vaqiə Suresi, 18. Ayet:
fincanları, sürahiləri və axar (şərab) çeşməsindən (doldurulmuş) piyalələri, -...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rəbbinin çağırışına cavab verən, salaatı iqamə edən, işləri də öz aralarında Şura – “işin ən yaxşı səmtini ortaqlaşaraq tapıb, ortaya çıxarmaq” olan, özlərini ruziləndirdiyimiz şeylərdən Allah yolunda xərcləyən/başda yaxınları olmaqla, başqalarının dolanışıqlarını təmin edənlər üçün ...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
Sura bircə dəfə üfürüldüyü, ...
Nəbə Suresi, 18. Ayet:
O gün Sura üfürüləcək;[#318] siz də dərhal bölük-bölük gələcəksiniz....