Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 81. Ayet:
Bir vaxt Allah peyğəmbərlərdən: “Sizə kitab və hikmət verdim. Sonra sizdə olanı təsdiqləyən bir peyğəmbər gəldiyi zaman mütləq ona iman gətirəcək və ona yardım edəcəksiniz!” – deyə əhd almış və onlara: “Təsdiq edib əhdimi qəbul etdinizmi?” – demişdi. Onlar da: “Qəbul etdik!” - demişdilər. (O zaman
Allah):
“Elə isə, şahid olun! Mən də sizinlə bərabər şahid olanlardanam!” – demişdi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(Sonra) O: “Ey Adəm, bunların (kainatda mövcud olan əşyanın) adlarını onlara bildir!”- dedi. (Adəm) onlara (mələklərə) bunların adlarını xəbər verdikdə (
Allah):
“Mən sizə, göylərin və yerin gözə görünməyən sirlərini və sizin gizlində - aşkarda nə etdiyinizi bilirəm, söyləmədimmi?” – buyurdu....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(
Allah):
“Ey Âdem! Bunları onlara, isimleriyle haber ver (bildir).” dedi. Âdem onları isimleriyle onlara bildirdiği zaman (Allah, meleklere): “Ben size demedim mi, muhakkak ki Ben, göklerin ve yerin bilinmeyenlerini bilirim.Ve sizin açıkladığınız ve (içinizde) gizlemiş olduğunuz şeyleri de bilirim ?” dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(
Allah):
«Ey Âdem! Bunlara onların isimlerini haber ver» buyurdu. Âdem onlara sözü edilen eşyanın isimlerini haber verince (Allah meleklere): «Size demedim mi, Ben göklerin ve yerin gaybını (görünmeyen, sizlerce bilinmeyen şeylerini de) elbette bilirim ve sizin açıkladığınızı da, gizli tuttuğunuzu da bilirim.» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(
Allah):
«Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver.» dedi. Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (
Allah):
«Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirim» dememiş miydim?» dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(Allah:) 'Ey Âdem! Onların isimlerini kendilerine (meleklere) bildir!' buyurdu. Bunun üzerine (Âdem) onların isimlerini kendilerine bildirince (
Allah):
'Size demedim mi? Göklerin ve yerin gaybını (size gizli olan sırlarını) şübhesiz ben bilirim! Ve (siz) neyi açıklarsanız ve (içinizde) neyi gizlerseniz, (ben) bilirim!' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
O: "Ey Adem, bu (şeylerin) isimlerini onlara bildir!" buyurdu. (Adem) isimleri onlara bildirince (
Allah):
"Size, 'göklerin ve yerin gizli gerçeğini, açıkladıklarınızın ve gizlediklerinizin tümünü yalnız Ben bilirim' dememiş miydim?" dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(Allâh) dedi ki: "Ey Âdem, bunlara onların isimlerini haber ver." (Âdem), bunlara onların isimlerini haber verince (Allâh): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı ve içinizde gizlemekte olduğunuz şeyleri bilirim, dememiş miydim? dedi...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve İbrâhîm'i Rabbi kelimelerle imtihan etmişti. Nihayet (imtihan) tamamlanınca da (Allah şöyle) buyurdu: “Muhakkak ki Ben, seni insanlara imam kılacağım.” (İbrâhîm a.s): “Benim zürriyetimden de (imamlar kıl).” deyince; (
Allah):
“Benim ahdime (imamlık ve önderlik rahmetime, senin zürriyetinden olan) zâlimler nail olamaz.” buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Ve İbrahim: "Ey Rabbim!" diye yalvardı, "Burayı emin bir bölge yap ve halkından Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenlere bereketli rızıklar bağışla." (
Allah):
"Her kim hakikati inkar ederse, onun kısa bir süre zevk ü sefa içinde yaşamasına izin veririm -ama sonunda onu ateşin azabına sürerim; ne kötü bir duraktır o!" diye cevap verdi....
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Veya çatıları üzerine çökmüş (altı üstüne gelmiş) bir karyeye uğrayan kimsenin, “Allah bunu (bu kasabayı) ölümünden sonra nasıl diriltecekî demesi gibi. Bunun üzerine Allah, onu yüz sene öldürdü. Sonra da diriltti. (Ona) “Ne kadar (ölü bir vaziyette) kaldın?”dedi. (O da): “Bir gün veya günün bir kısmı kadar.” dedi. (
Allah):
“Hayır, yüz yıl kaldın. Haydi yiyecek ve içeceğine bak, bozulup kokuşmadı. Ve merkebine bak. (Bu), seni insanlara bir âyet (canlı bir ibret) kılmamız içindir. Ve kemiklere ba...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Yoksa (ey insanoğlu, sen,) halkının terk ettiği, çatıları yıkılıp harap olmuş (virane) bir kasabadan geçen (ve): "Allah bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltebilirmiş?" diyen o kişi (ile aynı fikirde) misin? Bunun üzerine Allah, onu yüzyıl süre ile ölü bırakmış ve sonra tekrar hayata döndürerek sormuştu: "Bu halde ne kadar kaldın?" O da: "Bu halde bir gün veya bir günden biraz daha az bir süre kaldım" diye cevap vermişti. (
Allah):
"Hayır" dedi, "bu halde bir yüzyıl kaldın! Yiyeceğine ve içec...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
(Zekeriyyâ) dedi: «Rabbim, kendime hakıykaten ihtiyarlık çatmış iken, karım da bir kısır iken benim nasıl bir oğlum olabilir»? (
Allah):
«öyle, dedi, (fakat) Allah ne dilerse yapar». ...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Dedi ki: "Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmış, karım da kısırken benim nasıl oğlum olur?" (Allâh): "Öyle (ama) Allâh, dilediğini yapar." dedi....
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
(Zekeriyâ A.S): "Rabbim bana bir alâmet (işâret) kıl" dedi. (
Allah):
"Senin alâmetin üç gün insanlarla rumuzdan (işaretten) başka bir şekilde konuşmamandır. Ve Rabbini çok zikret ve O'nu, akşam ve sabah tesbih et." buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 81. Ayet:
Hani Allah, Peygamberlerden kesin söz almıştı: «And olsun ki size kitap ve hikmet verdim, sonra sizinle beraber bulunanı kabul eden bir peygamber gelince, herhalde ona inanasınız ve ona mutlaka yardım edesiniz» (buyurmuş ve) «bunu ikrar ettiniz mi, bunun üzerine ahde bağlı ağır yükümü kabul ettiniz mi ?» demişti. Onlar da: «İkrar ettik» diye kesin söz vermişlerdi. (
Allah):
«Öyle ise şâhid olun, ben de sizinle beraber şâhidlerdenim» buyurmuştu....
Əraf Suresi, 12. Ayet:
(
Allah):
'Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan ne oldu?' dedi. O da: 'Ben ondan üstünüm. Beni ateşten yarattın onu ise çamurdan yarattın' dedi....
Əraf Suresi, 12. Ayet:
(Ve
Allah):
"Sana emrettiğim zaman" dedi, "seni secde etmekten alıkoyan neydi?" "Ben ondan üstünüm", diye cevap verdi (iblis), "(çünkü) beni ateşten yarattın, onu balçıktan."...
Əraf Suresi, 13. Ayet:
(
Allah):
'Öyleyse oradan in. Orada büyüklenmeye hakkın olamaz. Çık. Sen küçük düşürülenlerdensin' dedi....
Əraf Suresi, 13. Ayet:
(
Allah):
"Madem öyle, haydi in o bulunduğun (konum)dan; çünkü orada (o bulunduğun konumda) büyüklük taslaman yakışık almaz! Çık git artık; gerçekten, aşağılanmış kimselerden oldun sen!"...
Əraf Suresi, 15. Ayet:
(
Allah):
'Haydi, sen kendilerine mühlet verilenlerdensin' dedi....
Əraf Suresi, 15. Ayet:
(Ve
Allah):
"Tamam, sen artık mühlet verilen kimselerden oldun" diye buyurdu....
Əraf Suresi, 18. Ayet:
(Ve
Allah):
"Defol, (bulunduğun) o yerden, gözden düşmüş ve kovulmuş olarak! (Ve) onlardan sana uyacak olanlara gelince hiç şüpheniz olmasın, cehennemi topluca sizinle dolduracağım!...
Əraf Suresi, 24. Ayet:
(
Allah):
"İnin, (bundan böyle) birbirinize düşman olarak!" dedi, "yeryüzünde bir süre için konacak bir yurt ve geçiminizi sağlayacak şeyler bulacaksınız....
Əraf Suresi, 38. Ayet:
(
Allah):
'Sizden önce geçmiş olan cin ve insan topluluklarıyla ateşe girin' der. Her topluluk girdikçe kardeşine [4] lanet eder. Nihayet hepsi birbirlerinin ardından oraya toplandıklarında sonrakiler öncekiler [5] hakkında: 'Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar, onlara ateşten kat kat azap ver' derler. O da: 'Herkes için kat kattır ama siz bilmiyorsunuz' der....
Əraf Suresi, 38. Ayet:
(Bunun üzerine
Allah):
"Katılın öyleyse, ateşe sizden önce gömülüp giden görünmeyen varlıklar ve insanlar güruhuna!" (Ve) bir güruh (ateşe) girerken her seferinde kendi yandaşlarına lanet edecek; o kadar ki, onların hepsi, birbiri ardından oraya doluştuklarında, sonrakiler önden gidenler için (şöyle) diyecek: "Ey Rabbimiz! Bizi yoldan çıkaran işte bunlardı: öyleyse, onlara ateşle iki kat azap ver!" Allah: "Her biriniz iki kat azaba müstehaksınız ama bunu bilmiyorsunuz" diye cevap verecek buna....
Əraf Suresi, 38. Ayet:
(Allâh) buyurdu: "Sizden önce geçen cin ve insan topluluklariyle beraber ateşin içine girin!" Her ümmet girdikçe yoldaşına la'net etti. Hepsi birbiri ardından orada toplanınca sonrakiler, öncekiler için dediler ki: "Rabbimiz, bunlar bizi saptırdılar. Bunlara ateşten bir kat daha azâb ver!" (Allâh): "Hepsi için bir kat fazla (azâb) vardır, ama siz bilmezsiniz." dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Ve Musa belirlediğimiz vakitte, belirlediğimiz yere (Sina Dağına) varınca, Rabbi onunla konuştu. (Musa da:) "Ey Rabbim" dedi, "göster bana (Kendini) ki seni göreyim!" (
Allah):
"Beni asla göremezsin. Ama yine de (istersen) şu dağa bir bak; eğer o öylece yerinde kalırsa, o zaman, ancak o zaman, beni görebilirsin!" Ve Rabbi şavkını dağa gösterir göstermez onu toza toprağa çevirdi; ve Musa da bayılıp düştü; uyanıp kendine geldiği zaman "Ne sınırsız bir yücelik seninki? Pişmanlık içinde sana sığınıyo...
Əraf Suresi, 144. Ayet:
(
Allah):
"Ey Musa" dedi, "(sana) ayetler vahyederek ve (seninle) konuşarak sana insanların arasında üstün bir yer ayırdım; sana bahşettiklerime sıkı sıkı sarıl öyleyse; ve şükreden kimselerden ol!"...
Yunus Suresi, 89. Ayet:
(
Allah):
İkinizin de duası kabul olunmuştur. O halde siz doğruluğa devam edin ve sakın o bilmezlerin yoluna gitmeyin! dedi....
Yunus Suresi, 89. Ayet:
(
Allah):
İkinizin de duası kabul olunmuştur. O halde siz doğruluğa devam edin ve sakın o bilmezlerin yoluna gitmeyin! dedi....
Yunus Suresi, 89. Ayet:
(Allâh): "ikinizin du'âsı kabul olundu," dedi, "doğru olun, bilmezlerin yoluna uymayın."...
Hud Suresi, 46. Ayet:
(
Allah):
'Ey Nuh! O, senin ailenden değildir. O iyi olmayan bir iş üzereydi. Hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme. Sana bilgisizlerden olmamanı öğütlerim' dedi....
Hicr Suresi, 32. Ayet:
(
Allah):
'Ey İblis! Neyin var ki secde edenlerle beraber olmadın?' dedi....
Hicr Suresi, 32. Ayet:
(Allâh): "Ey İblis, nen var ki, sen secde edenlerle beraber olmadın?" dedi....
Hicr Suresi, 34. Ayet:
(Allâh): "Öyleyse çık oradan (meleklerin içinden çık), dedi, çünkü sen kovuldun!"...
Hicr Suresi, 37. Ayet:
(Allâh): "Haydi," dedi, "sen ertelenmişlerdensin!"...
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
Nitekim, o Gün (
Allah):
"(Şimdi) çağırın bakalım, benim ortaklarım olduğunu sandığınız varlıkları!" diyecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar, ama berikiler onlara bir karşılık vermeyecek: çünkü onlarla ötekiler arasına aşılmaz bir uçurum koyacağız....
Taha Suresi, 21. Ayet:
(Allâh): "Al onu, dedi, korkma biz onu yine ilk durumuna sokacağız."...
Taha Suresi, 85. Ayet:
(Allâh): "Ama biz senden sonra kavmini sınadık. Samiri onları saptırdı" dedi....
Möminun Suresi, 40. Ayet:
(
Allah):
“Az (kısa zamanda) onlar mutlaka nadim (pişman) olacaklar.” dedi....
Möminun Suresi, 40. Ayet:
(Allâh): "Az sonra onlar pişman olacaklar!" dedi....
Möminun Suresi, 112. Ayet:
(
Allah):
'Yeryüzünde yıl olarak ne kadar kaldınız?' der....
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
(
Allah):
«Hayır hayır» buyurdu, «haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz.»...
Şüəra Suresi, 15. Ayet:
(Allâh): "Hayır, dedi, ikiniz de âyetlerimizle gidin, biz sizinle beraberiz, (aranızda geçecekleri) dinliyoruz."...
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
O gün azap onları üstlerinden ve ayaklarının altından bürür ve (
Allah):
'Yaptıklarınızı tadın' der....
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
Azabın onları üstlerinden ve ayaklarının altından kaplayacağı gün (
Allah):
"Yaptıklarınızı tadın" der....
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
O günde azâb onları hem üstlerinden, hem ayakları altından saracak, (
Allah):
«İşlemekde olduğunuz (günâhlar)ın (cezasını) tadın» diyecek. ...
Loğman Suresi, 15. Ayet:
Yine (
Allah):
“Eğer hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi Bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, asla onlara itaat etme! Yine de onlara şu (geçici) dünyada iyi davran ve yönünü Bana dönenlerin yolunu izle! En sonunda elbet Bana döneceksiniz ve yapıp ettiğiniz her şeyin (gerçeğini) size bir bir göstereceğim” (diye buyurur)....
Sad Suresi, 75. Ayet:
(
Allah):
"Ey İblis!" dedi, "Kendi ellerimle yarattığım şu (varlığın önünde) yere kapanmaktan seni alıkoyan nedir? (Başka bir yaratık önünde boyun eğmeyecek kadar) kibirli misin, yoksa (yalnız) kendisini üstün görenlerden misin?"...
Sad Suresi, 77. Ayet:
(
Allah):
«Hemen çık oradan, çünkü artık sen kovuldun....
Sad Suresi, 80. Ayet:
(80-81) (
Allah):
«Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.» buyurdu....
Sad Suresi, 81. Ayet:
(80-81) (
Allah):
«Haydi belirli bir vakte kadar geri bırakılanlardansın.» buyurdu....
Fussilət Suresi, 47. Ayet:
Kıyametin saatini bilmek O'na havale edilir. O'nun bilgisi olmaksızın ne meyvelerden biri tomurcuklarından çıkar, ne bir dişi gebe kalır ne de doğurur. (
Allah):
«Ortaklarım neredeymiş?» diye onlara haykıracağı gün, (onlar): «Bizden hiçbir şahit olmadığını huzurunuza arz ederiz.» diyeceklerdir....
Duxan Suresi, 23. Ayet:
(Allâh): "O halde kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü takibedileceksiniz" (dedi)....
Əhqaf Suresi, 34. Ayet:
Ve o gün kâfirler ateşe arz olunurlar. Bu gerçek değil mi? (denince): “Evet, Rabbimize andolsun (ki gerçek).” dediler. (
Allah):
“Öyleyse inkârlarınız sebebiyle azabı tadın.” dedi....
Bəqərə Suresi, 33. Ayet:
(
Allah):
'Ey Adəm! Bunları onlara adları ilə bildir.' dedi. Adəm onları adları ilə onlara bildirdiyi zaman (Allah mələklərə): 'Mən sizə demədimmi, şübhəsiz ki, Mən göylərin və yerin bilinməyənlərini bilirəm. Sizin açıqladığınız və gizlətmiş olduğunuz şeyləri də bilirəm?' dedi....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
İbrahimi Rəbbi kəlmələrlə imtahan etmişdi. Nəhayət (imtahan) tamamlandıqda (Allah belə) buyurdu: ‘Şübhəsiz ki, Mən səni insanlara imam təyin edəcəyəm.’ (İbrahim ə.s): ‘Mənim nəslimdən də (imamlar təyin et).’ deyincə, (
Allah):
‘Mənim əhdimə (imamlıq və öndərlik rəhmətimə, sənin nəslindən olan) zalımlar nail ola bilməz.’ buyurdu....
Əhqaf Suresi, 34. Ayet:
O gün kafirlər atəşin qarşısına gətirilirlər. Bu həqiqət deyilmi? (deyilincə): ‘Bəli, Rəbbimizə and olsun (ki, həqiqətdir).’ dedilər. (
Allah):
‘Elə isə inkarlarınız səbəbiylə əzabı dadın.’ dedi....