Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Sən dağları görüb onların sabit durduğunu zənn edərsən. Halbuki, onlar buludların keçdiyi kimi keçərlər. Bu, hər şeyi mükəmməl edən Allahın sənətidir. Həqiqətən, O, sizin etdiklərinizdən xəbərdardır. (Bəzi təfsirçilərə görə, bu ayə dünyanın hərəkət etdiyinə işarə edir. Yəni, ayədəki “
dağların
buludlar kimi keçməsi” ifadəsi yer kürəsinin hərəkətdə olduğuna dəlalət edir.)...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göylərdə və yerdə olanların, Günəşin, Ayın, ulduzların,
dağların
, ağacların, heyvanların və insanların bir çoxunun Allaha səcdə etdiyini görmədinmi? Bir çoxuna da əzab vacib olmuşdur. Allahın alçaltdığı kimsəni heç kim ucalda bilməz. Şübhəsiz, Allah istədiyini edər....
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
necə yerləşdirildiyinə,...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Xatırlayın! O, Ad qövmündən sonra sizi xəlifələr etdi və sizi yer üzündə yerləşdirdi. Siz onun düzündə imarətlər tikirsiniz,
dağların
ı yonursunuz, evlər tikirsiniz. Allahın nemətlərini düşünün və yer üzündə fitnə-fəsad törətməyin"....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göylərdə və yerdə nə varsa; Günəşin, ayın, ulduzların,
dağların
, ağacların, heyvanların və bir çox insanların Allaha səcdə etdiyini görmürsənmi? Və onların bir çoxu cəzaya məruz qaldı. Allah kimi zəlil etsə, onun üçün heç bir ucaldan yoxdur. Şübhəsiz ki, Allah istədiyini edər....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
(Allahın) sizi Ad tayfasından sonra onun yerinə gətirdiyi, düzlərində qəsrlər tikdiyiniz,
dağların
ı ovub (yonub) evlər düzəltdiyiniz yer üzündə yerləşdiyi vaxtı xatırlayın. Allahın nemətlərini yada salın, yer üzündə dolaşıb fitnə-fəsad törətməyin!”...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
(Ey insan!) Məgər göylərdə və yerdə olanların (bütün canlıların), Günəşin, Ayın və ulduzların,
dağların
, ağacların və heyvanların, insanların bir çoxunun (möminlərin) Allaha səcdə etdiyini görmürsənmi? Bir çoxuna da (kafirlərə də) əzab vacib olmuşdur. Allahın alçaltdığı kimsəni heç kəs yüksəldə (səadətə qovuşdura) bilməz. Həqiqətən, Allah dilədiyini edər!...
Taha Suresi, 105. Ayet:
(Ya Rəsulum!) Səndən dağlar (qiyamət günü
dağların
nə cür olacağı) haqqında soruşarlar. De: “Rəbbim onları ovxalayıb havaya sovuracaq;...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Hatırlayın! Âd'dan sonra sizi halifeler yapıp yeryüzüne yerleştirdi. O'nun ovalarında köşkler yapıyor,
dağların
ı yontup evler yapıyorsunuz. Allah'ın nimetlerini düşünün de yeryüzünde bozgunculuk yapıp karışıklık çıkarmayın."...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde ne varsa; Güneş'in, Ay'ın ve yıldızların,
dağların
, ağaçların, hayvanların ve insanların birçoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun? Birçoğunun da üzerine azap hak oldu. Ve Allah, kimi küçük düşürürse artık onun için bir yüceltici yoktur. Kuşkusuz Allah, dilediğini yapar....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Hatırlayın ki sizi Âd kavminden sonra hükümdâr etti ve yeryüzüne yerleştirdi, ovalarında köşkler kuruyor,
dağların
da, kayaları yontup evler yapıyorsunuz. Allah'ın nîmetlerini anın ve yeryüzünde bozgunculuk etmeyin....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz,
dağların
da evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Hani sizi, Ad'dan sonra halifeler kıldı ve sizi arzda yerleştirdi. . . Ovalarından köşkler ediniyor ve
dağların
ı da yontup evler oluşturuyorsunuz! (O hâlde) Allâh'ın bu nimetlerini hatırlayıp düşünün; bozguncular olarak yeryüzünde taşkınlık yapmayın. "...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşünün ki, sizi Ad kavminden sonra halifeler kıldı ve sizi yeryüzüne yerleştirdi. Düzlüklerinde köşkler yapıyor,
dağların
da kayaları yontarak evler inşa ediyorsunuz. Allah'ın nimetlerini hatırlayın ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.'...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Bir de düşünün ki, Allah, sizi Âd’dan sonra halifeler yaptı; yeryüzünde sizi yerleştirdi. Ovalarında kışlık köşkler ediniyor,
dağların
da yazlık evler oyup yontuyorsunuz. Artık Allah’ın nimetlerini anın da, yeryüzünde fesad peşinde koşarak müfsidlik etmeyin....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Allah'in sizi Ad milleti yerine getirdigini, ovalarinda koskler kurup daglarinda kayadan evler yonttugunuz yeryuzunde yerlestirdigini hatirlayin; Allah'in nimetlerini anin, yeryuzunde bozgunculuk yaparak karisiklik cikarmayin» dedi....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Allah'ın Âd Kavmi'nden sonra sizi onların yerine getirdiğini ve sizi bu topraklara yerleştirdiğini bir hatırlayın ; bu toprakların ovalarında köşkler ediniyor,
dağların
daki (kayaları) yontup evler yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın, yeryüzünde bozgunculuk, fesad çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Allah'ın sizi Ad milleti yerine getirdiğini, ovalarında köşkler kurup
dağların
da kayadan evler yonttuğunuz yeryüzünde yerleştirdiğini hatırlayın; Allah'ın nimetlerini anın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın' dedi....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz,
dağların
da evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
'Ad halkından sonra sizi varisler kıldığını hatırlayın. Sizi yeryüzüne yerleştirdi. Düzlüklerinde köşkler kurup
dağların
da evler yontuyorsunuz. ALLAH'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.'...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Ve düşünün ki o, sizi Âdden sonra hulefa yaptı ve bu Arzda sizi yerleştirdi, düzlüklerinden köşkler ediniyorsunuz ve
dağların
dan evler yontuyorsunuz, artık hep Allahın eltafını zikredin de yer yüzünü fesadcılıkla berbad etmeyin...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Ve düşünün ki, O, sizi Ad kavminden sonra onların yerine getirdi; sizi bu topraklarda yerleştirdi ovalarında köşkler kuruyor,
dağların
da evler yontuyorsunuz. Artık hep, Allah'ın nimetlerini anın yeryüzünü bozgunculuk yaparak berbat etmeyin!» dedi....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşünün ki (Allah) Âd'dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz,
dağların
da evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Allah'ın sizi Ad kavminin yerine geçirdiğini ve ovalarında köşkler edinip
dağların
da yontma evler yaptığınız bir bölgeye yerleştirdiğini hatırlayınız. Allah'ın nimetlerini hatırlayınız da yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan kesinlikle kaçınınız....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
«Düşünün ki (Allah) sizi Âd'den sonra hükümdarlar yapdı. Yer yüzünde sizi yerleşdirdi. Ovalarından köşkler yapıyor,
dağların
dan evler yontuyorsunuz. Artık (hepiniz) Allahın lütuflarını anın, yer yüzünde fesâdcılar olub taşkınlık yapmayın. ...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşününüz ki; O, sizi Ad kavminden sonra halifeler yaptı, yeryüzüne sizi yerleştirdi. Ovalarından köşkler yapıyor,
dağların
dan evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın. Yeryüzünde fesadçılar olarak taşkınlık yapmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Ve hatırlayın, sizi nasıl 'Ad (toplumunun) yerine getirdi O; ve ovalarında kendinize konaklar yükseltip
dağların
ı yontarak evler yapabilesiniz diye yeryüzünde sizi nasıl sağlamca yerleştirdi. Öyleyse, anın Allahın nimetini de yeryüzünde bozgunculuk yapıp karanlığa yol açmayın."...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Düşünün ki Âd kavminden sonra sizi yeryüzünde halifeler yaptı. Sizi onların yerine yerleştirdi. Ovalarında köşkler kurup,
dağların
da kayadan evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde bozgunculuk yapıp karışıklık çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
-Âd kavminden sonra sizi halifeler yaptığını, ovalarında köşkler kurup,
dağların
da evler inşa ettiğiniz bu topraklara yerleştirdiğini bir hatırlayın. Allah’ın nimetlerini düşünün de yeryüzünde bozgunculuk yaparak taşkınlık etmeyin!...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Bir de düşünün ki Allah sizi Âd halkına halef yaptı ve dünya üzerinde size imkânlar bahşetti. Arzın düzlüklerinde saraylar kurup,
dağların
ı yontarak evler yapıyorsunuz. Allah’ın nimetlerini düşünün de, bozgunculuk yaparak dünyada karışıklık çıkarmayın."...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Düşünün ki (Allâh), Âd'dan sonra sizi hükümdarlar yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinde saraylar ediniyorsunuz,
dağların
ı yontup evler yapıyorsunuz, artık Allâh'ın ni'metlerini hatırlayın da yeryüzünde bozgunculuk yapıp karışıklık çıkarmayın....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
'Hatırlayın ki, Âd kavminden sonra O sizi onların yerine getirdi ve yeryüzünde yerleştirdi; yerin düzlüklerinde saraylar kuruyor,
dağların
da evler yontuyorsunuz. Allah'ın nimetlerini anın ve bozguncu kesilip de yeryüzünde taşkınlık etmeyin.'...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
"Hatırlayın ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz,
dağların
ı yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin."...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Kendisiyle
dağların
yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır. İman edenler anlamadılar mı ki, Allah dileseydi bütün insanları doğru yola eriştirirdi. Allah’ın sözü yerine gelinceye kadar, inkâr edenlere yaptıkları işler sebebiyle devamlı olarak, ya büyük bir felaket gelecek veya o felaket yurtlarının yakınına inecektir. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer ki, kendisi (okunarak)
dağların
yürütüldüğü yahut arzın parça parça edildiği veya kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'ân olsaydı bu (gene iman etmezlerdi)! Hayır, Hüküm tümüyle Allâh'ındır! İman edenler açıkça bilmediler mi, eğer Allâh dileseydi elbette insanların hepsini hakikate erdirirdi! Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, kendi eserleri dolayısıyla; kendilerine veya yurtlarının yakınına bir musîbet isâbet etmekten geri kalmaz. . . Tâ ki Allâh vaadi gelinceye kadar. . . Muh...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Kendisiyle
dağların
yürütüldüğü veya yerlerin yarıldığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı (onlar yine iman etmezlerdi). Hayır. Bütün işler Allah'a aittir. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi. İnkâr edenlerin başlarına yaptıklarından dolayı ya şiddetli bir bela gelir ya da yurtlarının yakınına iner. Allah'ın vaadi gelinceye kadar bu böyle devam eder durur. Şüphesiz Allah vaadinden dönmez....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı (yine bu Kur'an olurdu). Hayır, emrin tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirmiş olurdu. İnkâr edenler, Allah'ın va'di gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez. (Veya miadını şaşırmaz.)...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Kendisiyle
dağların
yürütüldüğü veya yerin parçalandığı yahut kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı... Fakat bütün emir Allah'ındır! İman edenler, kafirlerden ümidi kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara hep birden hidayet buyururdu; o küfredenler, onların kendi sanatları yüzünden başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınına konacak. Nihayet Allah'ın va'di gelecek! Şüphesiz ki Allah va'dinden şaşırmaz!...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer
dağların
yürümesini, yeryüzünün parçalanmasını ve ölüler ile konuşabilmeyi sağlayan bir kitap olsaydı, o bu Kur'an olurdu. Fakat tüm yetki Allah'ın tekelindedir. Dilese, Allah'ın bütün insanları doğru yola ileteceğini, mü'minler halâ kesinlikle anlamadılar mı? İşledikleri kötülükler yüzünden kâfirlerin başlarına sürekli olarak belâlar gelir, ya da bu belâlar yurtlarının yakınına iner. Sonunda Allah'ın verdiği söz gerçekleşir. Kuşku yok ki, Allah sözünden caymaz....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kuran olsaydı [yine bu Kuran olurdu]. Hayır, buyruğun tümü Tanrı'nındır. İnananlar hala anlamadılar mı ki eğer Tanrı dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirirdi. Küfredenler, Tanrı'nın vaadi gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Tanrı verdiği sözden dönmez (veya miadını şaşırmaz)....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
(Onlar) kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yeryüzünün yarılıp açıldığı, ölülerin konuşturulduğu (ilahi) bir metin (dinlemiş olsalardı ona da inanmazlardı)! Oysa, olacak olan her şeye karar verme gücü yalnızca Allah'a aittir. Peki, inananlar hala anlamadılar mı ki, eğer Allah öyle olmasını dileseydi bütün insanlığı doğru yola yöneltirdi? Fakat, o hakkı inkara şartlanmış olanlara gelince, işledikleri kötülüklerden ötürü, böylelerinin başlarına her an beklenmedik bir felaket çullanmaktan ya da yurtla...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yahut arzın parçalandığı, yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'ân olsaydı!.. Hayır, bütün işler Allah'a âittir. İnananlar hâlâ anlamadılar mı ki, Allâh dileseydi, bütün insanları yola iletirdi? Yaptıkları işler yüzünden inkâr edenlerin başlarına âni belâ(lar) gelmeğe devam edecek, yahut yurtlarının yakınına konacak (yahut sen onların yurtlarının yakınına konacaksın), Allâh'ın va'di gelinceye kadar bu böyle sürüp gidecektir. Allâh sözünden caymaz....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı (yine bu Kur'an olurdu) . Hayır, emrin tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirmiş olurdu. Küfre sapanlar, Allah'ın va'di gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez. (Veya miadını şaşırmaz.)...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Eğer bu Kur'ân kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı, ölülerin konuşturulduğu bir kitap olsa, onlar yine inanmazdı. Fakat emir ve irade bütünüyle Allah'ındır. İman edenler daha anlamadı mı ki, Allah dileseydi bütün insanlara hidayet nasip ederdi? İşleye işleye sanat haline getirdikleri kötülükler yüzünden, en sonunda Allah'ın vaadi erişinceye kadar o kâfirlerin başına felâketler inmeye devam edecek yahut yurtlarının yakınına kadar ulaşacaktır. Şüphesiz ki Allah vaadinden dönmez....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Kendisiyle,
dağların
yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine as...
Hicr Suresi, 82. Ayet:
Onlar
dağların
yamaçlarında keserek, yontarak, kendilerini cezadan kurtaracak emniyetli kaya damlar, evler yapıyorlardı....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
Allah yarattığı şeylerin bir kısmında size gölgeler,
dağların
bir kısmında size sığınacak yuvalar yaptı ; sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve (savaşta) sizi koruyacak (zırh ve benzeri) giysiler var kıldı. O'na teslimiyet gösteresiniz diye böylece nîmetini size tamamlar....
İsra Suresi, 37. Ayet:
Ve yeryüzünde azametle (gururla) yürüme! Muhakkak ki sen, yeryüzünü asla tahrik edemezsin (hareket ettiremezsin). Ve asla
dağların
boyuna erişemezsin (dağ kadar yüksek olamazsın)....
İsra Suresi, 37. Ayet:
(37-38) Hem kibirli kibirli yürüme! Zira ne kadar kibirlenirsen kibirlen, ne yeri yarabilirsin, ne de
dağların
boyuna erişebilirsin. Böylesi davranışların hepsi kötü olup, Rabbinin nazarında hoş görülmeyen şeylerdir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
(37-38) Hem kibirli kibirli yürüme! Zira ne kadar kibirlenirsen kibirlen, ne yeri yarabilirsin, ne de
dağların
boyuna erişebilirsin. Böylesi davranışların hepsi kötü olup, Rabbinin nazarında hoş görülmeyen şeylerdir....
Kəhf Suresi, 93. Ayet:
Nihayet iki dağ arasına ulaştığında,
dağların
eteğinde, nerdeyse anlaşabilecekleri müşterek bir dile sahip olmayan bir kavme rastladı....
Kəhf Suresi, 93. Ayet:
Nihayet (sed yaptırmış olduğu Ermenistan ve Azerbaycan’daki) iki dağ arasına vardığı zaman, bu
dağların
önünde bir kavim buldu ki, söz anlamıyacak durumda idiler (lisan bilmiyorlardı)....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Siz bana demir parçaları getirin.
Dağların
iki tarafı birbirine müsâvî olunca üfleyin dedi. Onu ateş haline sokunca da getirin de dedi, üstüne erimiş bakır dökeyim....
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Bana demir pikleri getirin, (
dağların
) tam iki ucu denkleştiği vakit körükleyin” dedi. Nihayet demiri bir ateş hâline koyduğu vakit: “-Getirin bana, üzerine erimiş bakır dökeyim.” dedi....
Taha Suresi, 105. Ayet:
(Ey Muhammed!) Sana
dağların
(kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.”...
Taha Suresi, 105. Ayet:
(Ey Rasûlüm), sana
dağların
kıyâmetteki halini sorarlar(sa), de ki: “- Rabbim onları ufalayıp savuracak....
Taha Suresi, 105. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit)
dağların
(nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Taha Suresi, 105. Ayet:
(105-106) Bir de sana o gün,
dağların
durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."...
Taha Suresi, 106. Ayet:
Böylece onu (
dağların
yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır....
Taha Suresi, 106. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit)
dağların
(nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Taha Suresi, 106. Ayet:
(105-106) Bir de sana o gün,
dağların
durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."...
Taha Suresi, 107. Ayet:
Orada (
dağların
yerinde) bir eğrilik ya da bir engebe (alçaklık yükseklik) görmezsin....
Taha Suresi, 107. Ayet:
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit)
dağların
(nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin....
Ənbiya Suresi, 31. Ayet:
Yeryüzünde, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık, rahat gidebilsinler diye
dağların
aralarında geniş yollar var ettik....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde bulunan kimselerin, güneşin, ayın, yıldızların,
dağların
, ağaçların, hayvanların ve insanlardan bir çok kişinin ALLAH'a secde ettiklerini (boyun eğdiklerini) görmez misin? Bir çok kişi de azabı hakketmiştir. ALLAH'ın alçalttığını hiç kimse onurlu kılamaz. ALLAH dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların, güneşin, ayın, yıldızların,
dağların
, ağaçların, hayvanların ve çok sayıda insanın Allah'a secde ettiklerini, O'nun buyruğuna boyun eğdiklerini görmüyor musun? Birçok sayıdaki insan da azaba çarpılmayı haketmiştir. Allah'ın alçalttığı kimseye hiç kimse onur kazandıramaz. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
(Ey İnsanoğlu,) göklerde ve yerde var olan her şeyin, -güneşin, ayın, yıldızların,
dağların
, ağaçların ve hayvanların- Allah'ın (kudret ve yüceliği) önünde yere kapandığını görmüyor musun? Ve insanlardan bir nicesi (Allah'a bilinçli olarak baş eğmektedir); ama niceleri de (O'na karşı geldikleri için öte dünyada) kaçınılmaz biçimde azabı hak edecekler; ve Allah'ın (Kıyamet Günü'nde) alçalttığı kimseyi de onurlandırabilecek kimse yoktur; çünkü, Allah dilediği her şeyi mutlaka yapar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Gökte olanların, yerde olanların, Güneşin, Ayın, yıldızların,
dağların
, ağaçların ve bütün canlıların Allah'a secde ettiğini görmedin mi? İnsanların da pek çoğu Ona secde eder; birçoğu ise azabı hak etmiştir. Allah'ın hor kıldığını aziz edecek kimse yoktur. Hiç kuşkusuz, Allah dilediğini yapar....
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Ve o kadar yerinden oynatılmaz sandığın
dağların
, (o Gün) bulutlar gibi geçip gittiğini görürsün: her şeyi şaşmaz bir düzene bağlayan Allah'ın işidir bu! İşin doğrusu, O edip eylediğiniz her şeyden haberdardır!...
Fatir Suresi, 27. Ayet:
Allah’ın gökten su indirdiğini ve onunla çeşitli renklerde ürünler çıkardığımızı görmüyor musun?
Dağların
beyazı, kırmızısı, muhtelif renklerde ve siyahımsı görünümlü yolları vardır....
Tur Suresi, 9. Ayet:
(9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak!...
Tur Suresi, 9. Ayet:
(9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı,
dağların
yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!...
Tur Suresi, 10. Ayet:
Dağların
peşpeşe yürüdüğü gün, vay onların hâline....
Tur Suresi, 10. Ayet:
(9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak!...
Tur Suresi, 10. Ayet:
(9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı,
dağların
yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!...
Tur Suresi, 10. Ayet:
ve
dağların
(korkunç) bir hareketle (yerlerinden oynayıp) harekete geçecekler(i Gün)....
Tur Suresi, 11. Ayet:
(9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak!...
Tur Suresi, 11. Ayet:
(9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı,
dağların
yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!...
Tur Suresi, 12. Ayet:
(9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak!...
Tur Suresi, 12. Ayet:
(9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı,
dağların
yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
1.
ve busset(i)
: ve ufalandı, dağıtıldı, parçalandı (
dağların
gravitasyon bağları koparıldı)
2.
el cibâlu
: dağlar
3.
bessen
: ufalanarak, parçalanarak, toz haline gelerek
...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
Ve
dağların
paramparça edileceği zaman,...
Məaric Suresi, 8. Ayet:
(8-9) Göğün, erimiş maden gibi ve
dağların
atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla....
Məaric Suresi, 9. Ayet:
(8-9) Göğün, erimiş maden gibi ve
dağların
atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla....
Məaric Suresi, 9. Ayet:
Dağların
atılmış renkli yün haline çevrileceği günde görüyoruz....
Məaric Suresi, 9. Ayet:
ve
dağların
yün topakları gibi olacağı,...
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
Yerin ve
dağların
sarsılacağı ve
dağların
akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyameti) hatırla....
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
Yerin ve
dağların
şiddetli bir gürleme ile sarsıldığı,
dağların
parçalanarak savrulan bir kum yığınına döndüğü gün cezalar var....
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
yeryüzünün ve
dağların
sarsılacağı ve (parçalanarak) savrulan bir kum yığını haline geleceği o Gün!...
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
Yerin ve
dağların
şiddetli bir gürleme ile sarsıldığı,
dağların
parçalanarak savrulan bir kum yığınına döndüğü gün cezalar var....
Mürsəlat Suresi, 10. Ayet:
Dağların
ufalanıp savrulduğu,...
Nəbə Suresi, 20. Ayet:
ve
dağların
bir serapmış gibi kaybolup gittiği (gün)....
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Ve
dağların
ı oturttu....
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Dağların
ı dikip oturttu;...
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Ve
dağların
ı oturttu...
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Ve
dağların
ı oturttu....
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Dağların
ı oturttu....
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Dağların
ı dikip oturttu;...
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Dağların
ı oturttu....
Naziat Suresi, 32. Ayet:
Dağların
ı dikip oturttu;...
Ğaşiyə Suresi, 17. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gogun nasil yukseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi?...
Ğaşiyə Suresi, 17. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 17. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 18. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gogun nasil yukseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi?...
Ğaşiyə Suresi, 18. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 18. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
nasıl dikildiğine, bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gogun nasil yukseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
nasıl dikildiğine,...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
nasıl dikildiğine?...
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
nasıl dikildiğine?...
Ğaşiyə Suresi, 20. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasil yaratildigina, gogun nasil yukseltildigine, daglarin nasil dikildigine, yerin nasil yayildigina bir bakmazlar mi?...
Ğaşiyə Suresi, 20. Ayet:
(17-20) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Ğaşiyə Suresi, 20. Ayet:
(17-20) (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine,
dağların
nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?...
Qariə Suresi, 4. Ayet:
(4-5) İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olduğu,
dağların
da atılmış renkli yüne döğnüştüğü gündür (o Kâria!)...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
Dağların
da atılmış renkli yüne dönüştüğü gündür (o Kâria!)...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
Dağların
atılmış renkli yünler haline geldiği gün, çarpma ve çarpışma günüdür....
Qariə Suresi, 5. Ayet:
Ve
dağların
'etrafa saçılmış' renkli yünler gibi olacakları (gün),...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
(4-5) İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi olduğu,
dağların
da atılmış renkli yüne döğnüştüğü gündür (o Kâria!)...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
Ve
dağların
'etrafa saçılmış' renkli yünler gibi olacakları (gün),...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
ve
dağların
yumuşak yün topaklarını andıracağı Gün (vuku bulacaktır)....
Qariə Suresi, 5. Ayet:
Ve
dağların
da 'etrafa saçılmış' renkli yünler gibi olacakları (gün)....
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O Allah’dır ki, sizin (istifadeniz) için arzı uysal kıldı. O halde, O arzın sırtlarında (
dağların
da, tepelerinde, ovalarında) yürüyün de Allah’ın rızkından yeyin. Fakat sonunda dönüş O’nadır. (İhsan ettiği nimetlerin şükründen size sorar)....
Mülk Suresi, 15. Ayet:
O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (
dağların
da, tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır....
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Ve düşünün ki Âd'dan sonra sizi halîfeler yaptı. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinden saraylar yapıyorsunuz,
dağların
ı evler hâlinde yontuyorsunuz. Öyleyse Allah'ın nimetlerini hatırlayın ve yeryüzünde kargaşa çıkaranlar olarak taşkınlık yapmayın.” ...
Əhzab Suresi, 72. Ayet:
"Şüphesiz Biz, emaneti [bütünlüğü, kusursuzluğu, mükemmelliği] göklerin, yerin ve
dağların
üzerine yaydık, yaygınlaştırdık da, onlar, onu taşımaya/gizlemeye, tanımaz hale getirme, gözden düşürmeye yanaşmadılar, bütünlüğün, kusursuzluğun, mükemmelliğin alıp götürülmesinden, tanınmaz hale getirilmesin korktular. Ve onu insan taşıdı/ gizledi, tanınmaz hale getirdi, gözden düşürdü [ona ihanet etti]. Şüphesiz insan, çok yanlış davranan; kendi zararlarına iş yapan ve çok cahildir. "...
Rəd Suresi, 27. Ayet:
(27-29,31) "Yine o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, ...
Rəd Suresi, 28. Ayet:
(27-29,31) "Yine o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, ...
Rəd Suresi, 29. Ayet:
(27-29,31) "Yine o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, ...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
(27-29,31) "Yine o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle
dağların
yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, ...
Taha Suresi, 106. Ayet:
Beləcə onu (
dağların
yerini) boş bir düzəngaha çevirəcək....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Məgər göylərdə və yerdə olanların, günəşin, ayın, ulduzların,
dağların
, ağacların, heyvanların və insanların xeyli hissəsinin Allaha səcdə etdiyini görmürsənmi? Onların əksəriyyəti isə əzab çəkməyə layiq olanlardır. Allahın alçaltdığı kimsəyə heç kəs hörmət qoymaz. Həqiqətən, Allah istədiyini edər....
Loğman Suresi, 32. Ayet:
(
Dağların
saldığı) kölgələr kimi dalğalar onları çulğadığı zaman onlar dini məhz Allaha məxsus edərək Ona yalvararlar. (Allah) onları xilas edib quruya çıxartdıqda isə aralarından bəziləri (küfrlə iman arasında) orta yol tutar. Bizim ayələrimizi yalnız nankor xainlər inkar edərlər....
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
Dağların
necə sancıldığını( görmürlər)?...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Yad edin, onda ki, O sizi xəlifə etdi Addan sonra və ərzdə sizi yerləşdirdi ki, onun düzündən qəsirlər saldırıb və
dağların
da ev tikəsiniz. Yad edin Allahın nemətlərini və səy etməyin ərzdə fəsad etməyə!» ...
İsra Suresi, 37. Ayet:
Ərzdə ifadə ilə gəzmə, həqiqətən, sən ərzi dəlib keçən deyilsən və
dağların
ucalığına yetişən deyilsən....
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
və tərəfinə
dağların
necə dikəldilmişdir...
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Və əgər vasitəsilə
dağların
hərəkətə gətirildiyi, ya yerin yarılıb parça-parça olduğu, yaxud vasitəsilə ölülərlə danışılan bir Qur’an olsaydı (bunun onların imanına yenə də heç bir təsiri olmazdı). (Çünki iman və hidayət,) hətta işlər və əmrlər bütünlüklə Allaha məxsusdur. Buna görə də məgər iman gətirən kəslər (hələ də bunların imanından) ümidlərini üzüb başa düşməyiblərmi ki, əgər Allah istəsəydi insanların hamısını (məcburi surətdə) hidayət edərdi?! (Lakin Allahın qanunu imana məcbur etmək de...
İbrahim Suresi, 48. Ayet:
Bu yerin başqa bir yerə çevriləcəyi (
dağların
məhv olacağı, dəryaların buxarlanacağı və yer üzünün tamamilə düz olacağı) və həmçinin göylərin (dəyişəcəyi) və hamının (bütün ölülərin hesab və cəza üçün) hər şeyə qalib tək Allahın hüzurunda zahir olacağı gündə!...
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Mənə böyük dəmir parçaları gətirin.» Nəhayət, elə ki, iki dağın arasını (dəmir parçaları düzməklə) bərabərləşdirdi (dəmir divarın hündürlüyü
dağların
başı ilə bir oldu), dedi: «(Dəmirlərin arasına yanan maddə töküb böyük ocaqlar qalayaraq) üfürün». Nəhayət, hamısını (əridib) od (kimi) edəndə, dedi: «Onun üzərinə (aralarındakı deşiklərə) tökmək üçün mənə ərimiş mis gətirin.»...
Ənbiya Suresi, 31. Ayet:
Yerin onları silkələməməsi üçün yer üzündə möhkəm və sabit dağlar qoyduq və onda (yerdə və ya
dağların
arasında) geniş yollar yaratdıq ki, bəlkə (öz məqsədlərinə) yol tapdılar....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Məgər göylərdə və yerdə olan hər bir kəsin (və onlarda olan hər bir şeyin), günəşin, ayın, ulduzların,
dağların
, ağacların, heyvanların (qeyri-ixtiyari şəkildə), həmçinin (mömin) insanların çoxunun (ixtiyari şəkildə) Allah qarşısında səcdə etmələrini və (səcdə etməkdən boyun qaçırdıqları üçün insan və cinlərin) bir çoxlarına (şeytanların isə hamısına) əzabın təsbit olunduğunu (qəlb gözü ilə) görmürsən? (Bəli, Allah onları alçaldıb.) Allahın alçaltdığı kəsi əsla əziz tutan olmaz. Çünki Allah qəti...
Nur Suresi, 43. Ayet:
Məgər görmürsənmi ki, Allah (müxtəlif istiqamətlərdən) buludu yavaş-yavaş qovur sonra onu(n parçalarını) bir-birinə qovuşdurur, daha sonra onları üst-üstə yığır? Beləliklə onun (buludun) arasından yağışın çıxdığını görürsən. Həmçinin (Allah) göydən, onda olan donmuş bulud
dağların
dan qar və dolu nazil edir. Onun vasitəsi ilə (dünyada cəzalandırmaq) istədiyi qövmə ziyan vurur və onu, istədiyi qövmdən sovuşdurur. Onun şimşəyinin parıltısı az qalır gözləri(n işığını) yox etsin....
Zariyat Suresi, 20. Ayet:
Yer üzündə (onun böyüklüyü, həcmi, hərəkəti, səthinin vəziyyəti, mədənləri və
dağların
da) yəqini olanlar üçün (Allahın tovhid, qüdrət, hikmət və mərhəmətinə dəlalət edən) nişanələr vardır....
Tin Suresi, 1. Ayet:
And olsun əncirə və onun ağacına, zeytuna və onun ağacına (və ya Dəməşqdə və Beytül – Müqəddəsdə olan iki dağa – «Tin» və «Zeytun»
dağların
a)....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Onunla
dağların
hərəkət etdiriləcəyi və ya yer üzünün parçalanacağı ya da ölülərin danışdırılacağı bir Qur`an olsaydı, (o yenə bu kitab olardı). Lakin bütün əmr yalnız Allahındır. İman edənlər anlamadılarmı ki, Allah istəsəydi, bütün insanları doğru yola yönəldərdi. Allahın vədi yerinə yetənədək, etdikləri işlər səbəbi ilə inkar edənlərə davamlı olaraq ya böyük bir müsibət üz verəcək və ya o müsibət yurdlarının yaxınına enəcək. Şübhəsiz, Allah verdiyi sözdən dönməz....
Taha Suresi, 105. Ayet:
(Ey Muhamməd!) Səndən
dağların
(qiyamət günündəki) halını soruşurlar. De ki: “Rəbbim onları toz edib sovuracaq”....
Məaric Suresi, 9. Ayet:
və
dağların
atılmış rəngli yun kimi olacağı günü xatırla!...
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
Yerin və
dağların
sarsılacağı və
dağların
axıb gedən qum yığını olacağı günü (Qiyaməti) xatırla....
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Məgər sən göylərdə və yerdə olanlann-günəşin, ayın, ulduzların,
dağların
, ağacların, heyvanların və çoxlu insanın Allaha səcdə etdiklərini görmürsən? Bir çoxu da əzaba məhkumdur. Allahın alçaltdığı kimsəni heç kim xoşbəxt edə bilməz. Allah istədiyini edir....
Ğaşiyə Suresi, 19. Ayet:
dağların
necə yerinə bərkidildiyinə,...
Əraf Suresi, 74. Ayet:
Və fikirləşin ki, Addan sonra sizi xəlifələr təyin etdi. Və sizi yer üzündə yerləşdirdi: Onun düzənliklərində saraylar tikirsiniz,
dağların
ı yonub evlər düzəldirsiniz. Elə isə Allahın nemətlərini yadınıza salın və yer üzündə fitnə çıxaranlar olaraq azğınlıq etməyin."...
Əhzab Suresi, 72. Ayet:
Şübhəsiz, Biz əmanəti [bütövlüyü, qüsursuzluğu, mükəmməlliyi] göylərin, yerin və
dağların
üzərinə sərdik, yaydıq, ancaq onlar onu daşımağı/gizləməyi, tanınmaz hala gətirməyi, gözdən salmağı qəbul etmədilər [öz üstlərinə götürmədillər], bütünlüyün, qüsursuzluğun, mükəmməlliyin götürülüb aparılmasından, tanınmaz hala gətirilməsindən qorxdular. Və onu insan daşıdı/gizlədi, tanınmaz hala gətirdi, gözdən saldı [ona xəyanət etdi]. Şübhəsiz ki, insan, çox səhv hərəkət edən; öz zərərinə olan əməli işləy...
Nəbə Suresi, 7. Ayet:
dağların
hər birini də bir dirək etmədikmi?...