Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Fe in lem tef’alû ve len tef’alû fettekûn nâr
elletî
vakûduhân nâsu vel hicâratu, uiddet lil kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
1.
fe
: o zaman, öyleyse, fakat
2.
in lem tef'alû
: eğer yapamazsanız
3.
ve len tef'alû
: ve asla yapamayacaksınız, yapamazsınız
4.
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Ama bunu yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- bu durumda kafirler için hazırlanan ve yakıtı (kudüh) insanlar ile taşlar olan ateşten (nar) sakının (fettekunnarelletiy)....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Yâ benî isrâîlezkurû ni’metiy
elletî
en’amtu aleykum ve evfû bi ahdî ûfi bi ahdikum ve iyyâye ferhebûn(ferhebûne)....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
1.
yâ
: ey
2.
benî isrâîle
: İsrailoğulları
3.
uzkurû
: zikredin, hatırlayan, anın
4.
ni'metiye
: ni'metimi
Bəqərə Suresi, 47. Ayet:
Yâ benî isrâîlezkurû ni’metiy
elletî
en’amtu aleykum ve ennî faddaltukum alel âlemîn(âlemîne)....
Bəqərə Suresi, 47. Ayet:
1.
yâ benî isrâîle
: ey İsrailoğulları
2.
uzkurû
: zikredin, anın, hatırlayın
3.
ni'metiye
: ni'metimi
4.
elletî
:...
Bəqərə Suresi, 122. Ayet:
Yâ benî isrâîlezkurû ni’metiy
elletî
en’amtu aleykum ve ennî faddaltukum alel âlemîn(âlemîne)....
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
1.
se
: yakında, olacak
2.
yekûlu
: derler, söylerler
3.
es sufehâu
: sefihler, kendini bilmeyenler
4.
min en nâsi
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıblet
elletî
kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun). ...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve bunun gibi, böylece
2.
cealnâ-kum
: biz sizi kıldık, yaptık
3.
ummeten
: bir ümmet, bir topluluk
4.
vasatan...
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik, sizi (ruhunuzun yüceliğiyle ters düşen, insanlığınızın ölçüsünü zedeleyen, ebedî mutluluğunuza engel olan her kötü şeyden) temizler; size kitap ve hikmeti öğretir; size bilmediğiniz şeyleri öğretip belletir....
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip arıtıyor, size Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor, size, daha önce bilmediklerinizi belletiyor....
Bəqərə Suresi, 164. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
fî halkı
: yaratılışta
3.
es semâvâti
: semalar, gökler
4.
ve el ardı
: ve arz, yeryüzü
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
Vettekûn nâr
elletî
uiddet lil kâfirîn(kâfirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
1.
ve ittekû
: takva sahibi olun
2.
nâre
elletî
: o ateş ki
3.
uiddet
: hazırlandı
4.
li el kâfirîne
: kâfirler iç...
Nisa Suresi, 5. Ayet:
1.
ve lâ tu'tû
: ve vermeyin
2.
es sufehâe
: sefihler, aklı ermeyenler, mallarının değerini bilmeyenler
3.
emvâle-kum(u)
: sizin mallarınızı
4.
Nisa Suresi, 127. Ayet:
1.
ve yesteftûneke
: senden fetva (bilgi) istiyorlar
2.
fî en nisâi
: kadınlar hakkında
3.
kul
: de
4.
allâhu
: Al...
Maidə Suresi, 13. Ayet:
Sozlerini bozduklari icin onlara lanet ettik, kalblerini katilastirdik. Onlar sozleri yerlerinden degistirirler. Kendilerine belletilenin bir kismini unuttular. Iclerinden pek azindan baskasinin daima hainliklerini gorursun, onlari affet ve gec. Allah iyilik yapanlari suphesiz sever....
Maidə Suresi, 13. Ayet:
Sözlerini bozdukları için onlara lanet ettik, kalblerini katılaştırdık. Onlar sözleri yerlerinden değiştirirler. Kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azından başkasının daima hainliklerini görürsün, onları affet ve geç. Allah iyilik yapanları şüphesiz sever....
Maidə Suresi, 13. Ayet:
Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler ve kendilerine belletilenlerin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima hâinlik görürsün. Onları affet ve aldırma. Şüphesiz ki Allah iyilik yapanları sever....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
«Biz hiristiyaniz» diyenlerden de soz almistik; onlar, kendilerine belletilenin bir kismini unuttular, bu yuzden aralarina kiyamete kadar dusmanlik ve kin saldik. Allah, yapmakta olduklarini kendilerine haber verecektir....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
'Biz hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık; onlar, kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular, bu yüzden aralarına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Allah, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir....
Maidə Suresi, 21. Ayet:
Yâ kavmidhulûl ardal mukaddeset
elletî
keteballâhu lekum ve lâ terteddû alâ edbârikum fe tenkalibû hâsirîn(hâsirîne)....
Maidə Suresi, 21. Ayet:
1.
yâ kavmi udhulû
: ey kavmim girin
2.
el arda
: yere
3.
el mukaddesete
: mukaddes, kutsal
4.
elletî
ketebe allâhu
Ənam Suresi, 151. Ayet:
Kul teâlev etlu mâ harreme rabbukum aleykum ellâ tuşrikû bihî şey’â(şey’en), ve bil vâlideyni ihsânâ(ihsânen), ve lâ taktulû evlâdekum min imlak(imlakin), nahnu nerzukukum ve iyyâhum, ve lâ takrebûl fevâhışe mâ zahere minhâ ve mâ batan(batane), ve lâ taktulûn nefs
elletî
harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), zâlikum vassâkum bihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
1.
kul
: de
2.
teâlev
: gelin
3.
etlu
: okuyayım
4.
mâ
: şeyler
Ənam Suresi, 152. Ayet:
1.
ve lâ takrebû
: ve yaklaşmayın
2.
mâle
: mal
3.
el yetîmi
: yetim
4.
illâ
: dışında, ...'den başka
Əraf Suresi, 32. Ayet:
1.
kul
: de (ki)
2.
men
: kim
3.
harrame
: haram kıldı
4.
zînete allâhi
elletî
: Allah'ın ziyneti ki o
<...
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Ve evresnel kavmellezîne kânû yustad’afûne meşârikal ardı ve megâribeh
elletî
bâreknâ fîhâ, ve temmet kelimetu rabbikel husnâ alâ benî isrâîle bi mâ saberû, ve demmernâ mâ kâne yasnau fir’avnu ve kavmuhu ve mâ kânû ya’rişûn(ya’rişûne)....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
1.
ve evresnâ el kavme
: o kavmi varis kıldık
2.
ellezîne kânû
: ki onlar oldular
3.
yustad'afûne
: zayıf, güçsüz bırakılanlar
4.
...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye’muruhum bil ma’rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ısrahum vel aglâl
elletî
kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne)....
Əraf Suresi, 157. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler ki, onlar ki
2.
yettebiûne
: uyarlar, tâbî olurlar
3.
er resûle
: resûle, elçiye
4.
en nebiyye el ummi...
Əraf Suresi, 163. Ayet:
1.
ves'el-hum
: ve onlara sor
2.
an el karyeti
elletî
: beldeden ki; o
3.
kânet
: idi, oldu
4.
hâdırate el bahri
:...
Hud Suresi, 66. Ayet:
Vaktâ ki emrimiz geldi, Sâlih'i ve O'nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet sebebiyle necâta erdirdik, hem de o günün mezelletinden (kurtardık). Şüphe yok ki çok kuvvetli, çok izzet sahibi olan, ancak senin o Rabbindir....
Hud Suresi, 101. Ayet:
1.
ve mâ zalemnâ-hum
: ve biz onlara zulmetmedik
2.
ve lâkin
: ve lâkin
3.
zalemû
: zulmettiler
4.
enfuse-hum
: on...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
1.
ve râvedet-hu
(râvede)
: ve ondan murat almak istedi, onunla olmak istedi
: (beraber olmak istedi)
2.
elletî
: ki o (bayan için)
3.
huve
: o
4.<...
Yusif Suresi, 82. Ayet:
Ves’elil karyet
elletî
kunnâ fîhâ vel îr
elletî
akbelnâ fîhâ, ve innâ le sâdikûn(sâdikûne)....
Yusif Suresi, 82. Ayet:
1.
ves'elil karyete
: ve o karyeye, şehir halkına sor
2.
elletî
: ki o
3.
kunnâ
: biz olduk
4.
fîhâ
: içinde, orad...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
1.
meselu el cenneti
elletî
: o cennetin örneği, durumu, gibi
2.
vuide el muttekûne
: takva sahiplerine vaadedilen
3.
tecrî
: akar
4.
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
Ve lâ tekûnû k
elletî
nekadat gazlehâ min ba’di kuvvetin enkâsâ(enkâsen), tettehızûne eymânekum dehalen beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh(ummetin), innemâ yeblûkumullâhu bih(bihî), ve le yubeyyinenne lekum yevmel kıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne). ...
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
1.
ve lâ tekûnû
: ve siz olmayın
2.
k
elletî
(ke
elletî
)
: o kimse (kadın) gibi
3.
nekadat
: çözdü, açtı
4.
gazle-hâ
Nəhl Suresi, 125. Ayet:
1.
ud'u
: davet et, çağır
2.
ilâ sebîli
: yola
3.
rabbi-ke
: senin Rabbinin
4.
bi el hikmeti
: hikmet ile
İsra Suresi, 9. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
hâzâ el kur'âne
: bu Kur'ân
3.
yehdî
: hidayete erdirir
4.
li
elletî
: ki onu
İsra Suresi, 33. Ayet:
Ve lâ taktulûn nefs
elletî
harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), ve men kutile mazlûmen fe kad cealnâ li veliyyihî sultânen fe lâ yusrif fîl katl(katli), innehu kâne mensûrâ(mensûran)....
İsra Suresi, 33. Ayet:
1.
ve lâ taktulû
: ve öldürmeyin
2.
en nefs
elletî
(en nefse
elletî
)
: bir kişi, ki o(nu)
3.
harremallâhu
: Allah haram kıldı
4.
İsra Suresi, 34. Ayet:
1.
ve lâ takrebû
: ve yaklaşmayın
2.
mâle el yetîmi
: yetimin malına
3.
illâ
: ancak, den başka (şekilde), olmadıkça
4.
bi elle...
İsra Suresi, 53. Ayet:
1.
ve kul
: ve de
2.
li ibâdî
: kullarıma
3.
yekûlû
: söylesinler
4.
elletî
: ki onu
İsra Suresi, 60. Ayet:
1.
ve iz kulnâ
: ve biz dediğimiz zaman
2.
leke
: sana
3.
inne
: muhakkak
4.
rabbe-ke
: senin Rabbin
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
1.
cennâti
: cennetler
2.
adninilletî (adnin
elletî
)
: adn (cenneti) ki onu
3.
vaade
: vaadetti
4.
er rahmânu
: Ra...
Məryəm Suresi, 63. Ayet:
1.
tilke
: işte bu
2.
el cennetu
elletî
: cennet ki o
3.
nûrisu
: varis kılacağız
4.
min ibâdi-nâ
: kullarımızdan<...
Ənbiya Suresi, 52. Ayet:
1.
iz kâle
: demişti
2.
li ebî-hi
: babasına
3.
ve kavmi-hî
: ve kavmine
4.
mâ hâzihi
: bu nedir
Ənbiya Suresi, 71. Ayet:
1.
ve necceynâ-hu
: ve biz onu kurtardık
2.
ve lûtan
: ve Lut
3.
ilâ el ardı
: arza, yere
4.
elletî
: ki o
Ənbiya Suresi, 74. Ayet:
1.
ve lûtan
: ve Lut
2.
ateynâ-hu
: ona verdik
3.
hukmen
: hikmet
4.
ve ılmen
: ve ilim
...
Ənbiya Suresi, 81. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
li suleymâne
: Süleyman için
3.
er rîha
: rüzgâr
4.
âsıfeten
: fırtına
Ənbiya Suresi, 91. Ayet:
V
elletî
ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhâ min rûhinâ ve cealnâhâ vebnehâ âyeten lil âlemîn(âlemîne). ...
Ənbiya Suresi, 91. Ayet:
1.
v
elletî
(ve
elletî
)
: ve ki o
2.
ahsanet
: korudu
3.
ferce-hâ
: onun ırzı, ırzını
4.
fe nefah-nâ
: o zaman biz ...
Həcc Suresi, 46. Ayet:
1.
e fe lem yesîrû
: dolaşmadılar mı (dolaşmıyorlar mı, gezmiyorlar mı)
2.
fî el ardı
: yeryüzünde
3.
fe tekûne
: o zaman olur
4.
...
Möminun Suresi, 96. Ayet:
1.
idfa'
: uzaklaştır, yok et
2.
billetî (bi
elletî
)
: ki onunla
3.
hiye
: o
4.
ahsen
: en güzel
Furqan Suresi, 15. Ayet:
1.
kul
: de
2.
e zâlike
: bu mu
3.
hayrun
: daha hayırlı
4.
em
: yoksa
Furqan Suresi, 40. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
atev
: geldiler
3.
alâ el karyeti
: kasabaya, ülkeye
4.
elletî
: ki o
Furqan Suresi, 68. Ayet:
Vellezîne lâ yed’ûne meallâhi ilâhen âhara ve lâ yaktulûnen nefs
elletî
harremallâhu illâ bil hakkı ve lâ yeznûn(yeznûne), ve men yef’al zâlike yelka esâmâ(esâmen)....
Furqan Suresi, 68. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
lâ yed'ûne
: tapmazlar
3.
mea allâhi
: Allah ile beraber
4.
ilâhen
: ilâh
<...
Şüəra Suresi, 19. Ayet:
Ve fealte fa’letek
elletî
fealte ve ente minel kâfirîn(kâfirîne)....
Şüəra Suresi, 19. Ayet:
1.
ve fealte
: ve sen yaptın
2.
fa'lete-ke
: senin işin
3.
elletî
: ki o
4.
fealte
: sen yaptın
Şüəra Suresi, 34. Ayet:
Çevresinde bulunan ileri gelenlere dedi ki: Şüphesiz bu, belletilmiş bir büyücüdür....
Şüəra Suresi, 37. Ayet:
Belletilmiş tüm büyücüleri sana getirsinler....
Nəml Suresi, 19. Ayet:
Fe tebesseme dâhıken min kavlihâ ve kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metek
elletî
en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele salihan terdâhu ve edhılnî bi rahmetike fî ibâdikes sâlihîn(sâlihîne). ...
Nəml Suresi, 19. Ayet:
1.
fe
: o zaman, bunun üzerine
2.
tebesseme
: tebessüm etti
3.
dâhıken
: gülerek
4.
min kavli-hâ
: onun sözüne
Ənkəbut Suresi, 46. Ayet:
1.
ve lâ tucâdilû
: ve mücâdele etmeyin
2.
ehle el kitâbi
: kitap ehli
3.
illâ
: hariç, den başka
4.
bi
: ile
...
Rum Suresi, 30. Ayet:
1.
fe
: artık, öyleyse
2.
ekim
: ikame et (kıyamda tut)
3.
veche-ke
: (senin) vechini
4.
li ed dîni
: dîn için
Səba Suresi, 18. Ayet:
Ve cealnâ beynehum ve beynel kur
elletî
bâreknâ fîhâ kuren zâhireten ve kaddernâ fîhes seyr(seyre), sîrû fîhâ leyâliye ve eyyâmen âminîn(âminîne)....
Səba Suresi, 18. Ayet:
1.
ve cealnâ
: ve kıldık, yaptık
2.
beyne-hum
: onların arasında
3.
ve beyne
: ve arasında
4.
el kur
elletî
: belde...
Səba Suresi, 37. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değil
2.
emvâlu-kum
: sizin mallarınız
3.
ve lâ
: ve değil
4.
evlâdu-kum
: sizin evlâtlarınız
Səba Suresi, 42. Ayet:
1.
fe
: artık, o zaman
2.
el yevme
: o gün
3.
lâ yemliku
: malik olmaz, olamaz, gücü yetmez
4.
ba'du-kum
: sizin b...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ v
elletî
lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhel mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ(musemmen), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne). ...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
yeteveffâ
: vefat ettirir, öldürür
3.
el enfuse
: nefsler veya fizik vücutlar
4.
hîne
: o vak...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
ve edhil-hum
: ve onları dahil et
3.
cennâti adnin
: adn cennetleri
4.
elletî
: ki o
Fussilət Suresi, 30. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar
3.
kâlû
: dediler
4.
rabbu-nâ
: Rabbimiz
Fussilət Suresi, 34. Ayet:
1.
ve lâ testevî
: ve eşit, müsavi değil
2.
el hasenetu
: hasenat, sevap, iyilik
3.
ve
: ve
4.
lâ
: değil
Duxan Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi....
Duxan Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, 'Belletilmiş bir deli' demişlerdi....
Duxan Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Onlar nerede, iman nerede! Onlar ibret alan, hisse kapan insanlar değil. Böyle olmadıkları için, gerçekleri apaçık anlatan Peygamber geldiği halde ona sırtlarını döndüler de: "Bu, başkaları tarafından bir şeyler belletilmiş delinin teki!" dediler....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler, «Belletilmis bir deli» demislerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, 'Belletilmiş bir deli' demişlerdi....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Ondan yüz çevirmişler; belletilmiş delinin biri, demişlerdi...
Duxan Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Onlar nerede, iman nerede! Onlar ibret alan, hisse kapan insanlar değil. Böyle olmadıkları için, gerçekleri apaçık anlatan Peygamber geldiği halde ona sırtlarını döndüler de: "Bu, başkaları tarafından bir şeyler belletilmiş delinin teki!" dediler....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Ve vassaynel insâne bi vâlideyhi ihsânâ(ihsânen), hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhâ(kurhan), ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne şehrâ(şehren), hattâ izâ belega eşuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metek
elletî
en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn(muslimîne)....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
1.
ve vassay-nâ
: ve vasiyet ettik
2.
el insâne
: insan
3.
bi vâlidey-hi
: anne ve babasına
4.
ihsânen
: ihsanla d...
Məhəmməd Suresi, 13. Ayet:
Ve keeyyin min karyetin hiye eşeddu kuvveten min karyetik
elletî
ahrecetke, ehleknâhum fe lâ nâsıra lehum....
Məhəmməd Suresi, 13. Ayet:
1.
ve keeyyin
: ve nice
2.
min karyetin
: beldelerden, beldeler
3.
hiye
: o
4.
eşeddu
: daha şiddetli, daha çok ku...
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
1.
meselu
: misâli, örneği, durumu
2.
el cenneti
: cennet
3.