Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hucurat Suresi, 4. Ayet:
(Ey Peyğəmbər!) Şübhəsiz ki, otaqların arxa tərəfindən səni çağıranların çoxu bunu dərk etmir. (Təfsirlərdə qeyd olunan bir rəvayətə görə, Üveynə ibn Hisn və Əqrə ibn
Habis
Təmim oğullarından yetmiş nəfərlik bir heyətlə günorta vaxtı Həzrət Peyğəmbərin yanına gəlmişdilər. Həzrət Peyğəmbər öz evində yatdığı bir əsnada onlar: “Ey Mühəmməd, çölə çıx, yanımıza gəl!” - deyə qışqırmışdılar. Yuxarıdakı ayə belə davranışların doğru olmadığını bildirir.)...
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, tayyib olanı
habis
olandan ayırmadan; Mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, sizi gaipten haberdar edecek de değildir. Ancak Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde, Allah'a ve resullerine iman edin. Eğer iman edip, takvalı davranırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır....
Maidə Suresi, 100. Ayet:
"De ki:"
Habis
olanla tayyib olan bir değildir. Velev ki
habis
olanın çokluğu hoşuna gitse de. Ey selim akıl sahipleri! Allah'a karşı takvalı olun ki kurtuluşa eresiniz....
Nur Suresi, 26. Ayet:
Habis
kadınlar
habis
erkeklere,
habis
erkekler
habis
kadınlara yakışır. Tayyib kadınlar tayyib erkeklere, tayyib erkekler de tayyib kadınlara yakışır. Bunlar, söylenenlerden uzak olanlardır. Onlar için bağışlanma ve cömertçe rızık vardır....
Bəqərə Suresi, 59. Ayet:
1.
fe
: o zaman, fakat, sonra
2.
beddele
: değiştirdi
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
zalemû
: zulmettiler
...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû enfikû min tayyibâti mâ kesebtum ve mimmâ ahracnâ lekum minel ard(ardı), ve lâ teyemmemûl habîse minhu tunfikûne ve lestum bi âhızîhı illâ en tugmidû fîh(fîhî), va’lemû ennallâhe ganiyyun hamîd(hamîdun)....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezine
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler
4.
enfikû...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey iman edenler, kazandıklarınızın ve arzdan sizin için çıkardıklarımızın temiz olanlarından infak edin. Göre göre, alıcısı olmayacağınız
habis
şeyleri başkalarına infak etmeye kalkışmayın. İyi bilin ki Allâh Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun)....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
1.
mâ kâne
: olmadı, değildir
2.
allâhu
: Allah
3.
li yezere
: bırakır, terkeder
4.
el mu'minîne
: mü'minler
<...
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah,
habis
olanı (kötüyü), temiz olandan (mü'min olanı, mü'min gözükenden) ayırıncaya kadar mü'minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü'min olanla mü'min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eğer âmenû olur ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah,
habis
olanla temiz olanı birbirinden ayırmadan, mü'minleri sizin şu andaki halinizde bırakacak değildir. Allah sizi gaybdan haberdar kılacak da değildir; bunun için Allah peygamberlerinden dilediğini seçer. Siz Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır....
Nisa Suresi, 2. Ayet:
Ve âtûl yetâmâ emvâlehum ve lâ tetebeddelûl habîse bit tayyîb(tayyîbi), ve lâ te’kulû emvâlehum ilâ emvâlikum. İnnehu kâne hûben kebîrâ(kebîran)....
Nisa Suresi, 2. Ayet:
1.
ve âtû
: ve veriniz
2.
el yetâmâ
: yetimlere
3.
emvâle-hum
: onların mallarını
4.
ve lâ tetebeddelû
: ve değişt...
Nisa Suresi, 2. Ayet:
Ve yetimlere mallarını verin. Ve temizle (helâl olan ile)
habis
olanı (haram olanı) değiştirmeyin. Ve onların mallarını kendi mallarınıza (katarak) yemeyin. Muhakkak ki o büyük bir günahtır....
Nisa Suresi, 2. Ayet:
Yetimlere mallarını verin. Temiz olanı,
habis
olanla değişmeyin; yetimlerin mallarını kendi malınıza katıp yemeyin. Zira bu pek büyük bir günahtır....
Maidə Suresi, 91. Ayet:
Şarap ve kumarla şeytanın yapmak istediği tek şey, sizin aranıza düşmanlık ve kin salmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve namazdan alıkoymaktır. Artık bu
habis
şeylerden vazgeçtiniz değil mi?...
Maidə Suresi, 100. Ayet:
Kul lâ yestevîl habîsu vet tayyibu ve lev a’cebeke kesretul habîs(habîsi), fettekullâhe yâ ulîl elbâbi leallekum tuflihûn(tuflihûne)....
Maidə Suresi, 100. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
lâ yestevî
: bir değil, eşit değil
3.
el habîsu
:
habis
, pis, haram kılınan, murdar olan
4.
ve et tayyibu...
Maidə Suresi, 100. Ayet:
De ki; "
Habis
in (haram, murdar ve fesadın...) çokluğu senin hoşuna gitse bile,
habis
(haram ve kötü olan) ile tayyib (helâl ve temiz olan) bir değildir. Ey Ulûl Elbâb! Artık Allah'a karşı takva sahibi olun! Umulur ki böylece siz felâha erersiniz....
Maidə Suresi, 100. Ayet:
De ki: "
Habis
(pis), tayyib (temiz) ile eş değerde olmaz. . .
Habis
in çoğunluğu hoşuna gitse bile". . . O hâlde ey öze ermiş derin düşünür akıl sahipleri (Ulül Elbab), Allâh'tan korunun ki kurtuluşa eresiniz....
Əraf Suresi, 58. Ayet:
Tayyib beldenin nebatı (o beldenin) Rabbinin izni ile (Bi - izni RabbiHİ) çıkar. . .
Habis
ten ise, faydasız olandan başkası çıkmaz. . . İşte böyle, değerlendiren bir kavim için işaretleri evirip çevirip anlatıyoruz....
Əraf Suresi, 157. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler ki, onlar ki
2.
yettebiûne
: uyarlar, tâbî olurlar
3.
er resûle
: resûle, elçiye
4.
en nebiyye el ummi...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları ümmî, nebî, resûle tâbî olurlar. Onlara ma'ruf ile (irfanla) emreder, onları münkerden nehyeder ve onlara tayyib olanları (temiz ve güzel olan şeyleri), helâl kılar.
Habis
olanları (kötü ve pis şeyleri), onlara haram kılar. Ve onların, ağırlıklarını (günahlarını sevaba çevirip, günahlarının ağırlığını) kaldırır. Ve üzerlerindeki zincirleri, (ruhu vücuda bağlayan bağ ve fetih kapısının üzerindeki 7 baklalı altın zincir) kaldırır. Artı...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
O kimseler ki, Resûle, Nebiyy-i Ümmî olana tâbi olurlar. O nebi ki, O'nu yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılmış bulurlar. Onlara mâruf ile emreder ve onları münkerden nehy eyler ve onlara temiz olan şeyleri helâl kılar, onların üzerine
habis
şeyleri de haram kılar. Ve onlardan ağır yüklerini ve üzerlerinde bulunan bağları kaldırır, artık o kimseler ki O'na imân ederler ve O'na tazîmde ve yardımda bulunurlar ve onunla beraber indirilmiş olan Nûr'a tâbi oluverirler, işte felâh bulanlar onlard...
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
Li yemîzallâhul habîse minet tayyibi ve yec'alel habîse ba'dahu alâ ba'dın fe yerkumehu cemîan fe yec'alehu fî cehennem(cehenneme), ulâike humul hâsirûn(hâsirûne)....
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
1.
li yemîze allâhu el habîse
: Allah'ın murdarı, pisi ayırt etmesi için
2.
min et tayyibi
: temizden
3.
ve yec'ale
: ve kılar, yapar, koyar
4.
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
(Bu), Allah'ın
habis
(pis) ile tayyibi (temiz) birbirinden ayırması ve
habis
olanları birbirinin üzerine koyup böylece hepsini yığarak, bu şekilde onların (murdar olanların) cehennemde olması (cehenneme atılması) içindir. İşte onlar, onlar hüsrana uğrayanlardır....
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
Tâ ki, Allah Teâlâ habîsi temizden ayırdetsin. Ve habîs olanın bazısını bazısı üzerine kılıp hepsini toplasın. Artık onu cehenneme koysun. İşte ziyana uğramış olanlar, ancak onlardır....
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
Allah böylece
habis
i temizden ayırt eder; sonra
habis
leri üst üste yığar ve hepsini toplayıp Cehenneme tıkar. İşte onlar hüsrana düşenlerin tâ kendileridir....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Ve meselu kelimetin habîsetin ke şeceretin habîsetinictusset min fevkıl ardı mâ lehâ min karâr(karârin)....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
1.
ve meselu
: ve örnek, misal, durum
2.
kelimetin
: bir söz, bir kelime
3.
habîsetin
: kötü,
habis
, fena, çirkin
4.
ke şeceret...
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Habis
(kötü, çirkin) sözün durumu, yerin üstünden kökü koparılmış, kararsız (dayanaksız)
habis
(kötü) ağaç gibidir....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Habis
Kelime'nin (asılsız fikrin) misali de, kökü bile olmayan, yüzeyde kalmış, dayanaksız
habis
şecere (meyve vermeyen ağaç) gibidir....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Habîs bir kelimenin temsili de habîs bir ağaç gibidir ki üstünden cüsselenmiş kararı yoktur...
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Çirkef bir sözün temsili de gövdesi yerden koparılmış
habis
bir ağaç gibidir ki, toprağın üstünden cüsselenmiş, varlığını sürdürme imkanı yoktur....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Habis
bir kelimenin misali ise, yerin üzerinden kapanmış nâpâk bir ağaç gibidir ki, onun için bir sebat yoktur....
Ənbiya Suresi, 74. Ayet:
Ve Lût'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu habîsane hareketlerde bulunan bir memleketten kurtardık ki; onlar hakikaten fâsıklar olan bir fena kavim idiler....
Nur Suresi, 26. Ayet:
El habîsâtu lil habîsîne vel habîsûne lil habîsât(habîsâti), vet tayyibâtu lit tayyibîne vet tayyibûne lit tayyibât(tayyibâti), ulâike muberraûne mimmâ yekûlûn(yekûlûne), lehum magfiretun ve rızkun kerîm(kerîmun)....
Nur Suresi, 26. Ayet:
1.
el habîsâtu
:
habis
kadınlar, kötü kadınlar
2.
li el habîsîne
:
habis
erkekler, kötü erkekler için
3.
ve el habîsûne
: ve
habis
erkekler, kötü erkekler
...
Nur Suresi, 26. Ayet:
Habîsât habîsler için, habîsler habîsât için ve tayyibât tayyibler için, tayyibler tayyibât içindir, bunlar, onların dediklerinden müberrâdırlar, kendilerine bir mağrifet ve bir rızkı kerîm vardır...
Fatir Suresi, 6. Ayet:
İnneş şeytâne lekum aduvvun fettehızûhu aduvvâ(aduvven), innemâ yed’û hızbehu li yekûnû min ashâbis seîr(seîri)....
Mülk Suresi, 10. Ayet:
Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri)....
Mülk Suresi, 11. Ayet:
Fa’terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîr(saîri)....