Nur Suresi, 61. Ayet: Kora, çolağa, xəstəyə (başqaları ilə bir yerdə oturub yemək yeməkdə) günah yoxdur. Sizin özünüzə də öz evlərinizdə, yaxud atalarınızın evlərində, yaxud analarınızın evlərində, yaxud qardaşlarınızın evlərində, yaxud bacılarınızın evlərində, yaxud əmilərinizin evlərində, yaxud bibilərinizin evlərində, yaxud dayılarınızın evlərində, yaxud xalalarınızın evlərində, yaxud açarları əllərinizdə olan (səlahiyyətiniz çatan) evlərdə, yaxud dostlarınızın evlərində yemək yeməkdən heç bir günah gəlməz. Bir ye...
Fəth Suresi, 4. Ayet: Möminlərin imanı üstünə iman artırmaq üçün onların ürəklərinə (Öz dərgahından) arxayınlıq (rahatlıq və mənəvi möhkəmlik) göndərən Odur. Göylərdəki və yerdəki ordular (mələklər, cinlər, insanlar, heyvanlar, ildırım, qasırğa, fırtına, sel, zəlzələ, ayın tutulması, günəşin batması və i. a.) Allahın ixtiyarındadır (Allah istədiyindən onlar vasitəsilə intiqam alar) Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!...
Bəqərə Suresi, 178. Ayet: Ey îmân edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı! Hür olana hür, köleye köle, kadına kadın (kısâs edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse lehinde, kardeşi tarafından (cüz’î) bir şey affedilirse, o takdirde (affedene düşen,) örfe tâbi' olmak(diyetini aşırıya kaçmadan almak)tır ve (öldürene düşen de, diyeti) ona güzellikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna rağmen kim bundan sonra haddi aşarsa, artık ona (pek) acıklı bir azab vardır!...
Bəqərə Suresi, 185. Ayet: Ramazan ayı, bütün insanların iyiliği, kurtuluşu için bir hidayet rehberi olan, Allah’tan gelen, Allah’ın peygamberiyle öğrettiği, hakkı bâtıldan, imanı küfürden, helâli haramdan ayıran apaçık delilleri, şeriatı içeren Kur’ân’ın indirildiği aydır.
Sizden kim bu ayda devamlı ikametgâhında bulunursa, o ayın başından sonuna kadar, aksatmadan oruç tutsun.
Kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, oruç tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar.
Allah dinî hükümler koymakla, size kolaylık ...
Nisa Suresi, 90. Ayet: Ancak, aranızda antlaşma olan bir kavme sığınanlar, ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sindiremeyip, darlanarak size gelenler müstesna. Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, onları sizin başınıza musallat ederdi de, sizinle savaşırlardı. Artık onlar, sizden uzak dururlar, sizinle savaşmaz, size düşmanca davranmaz, barış teklif ederlerse, bu durumda Allah, size, onların aleyhinde olabilecek bir ruhsat vermemiştir....
Nisa Suresi, 135. Ayet: Ey iman edenler, Allah adına Kurân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler, Allah için doğruları konuşan şâhitler olarak, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni adâletle yaşatanlar, ayakta tutanlar, sosyal adâleti, sosyal güvenliği sağlayanlar, refah payını artırarak dengeli dağıtanlar olun; kendinizin, yandaşlarınızın, ana-babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa, düzenin kurallarını aksatmadan uygulayın. Zengin ve fakir de olsalar uygulamada ayırım gözetmeyin; şun...
Rəd Suresi, 36. Ayet: Kendilerine verdiğimiz kutsal kitapların hükmünce amel edenler, sana indirilene, Kur’ân’a sevinirler. Senin aleyhinde birleşen gruplardan Kur’ân’ın bir kısmını inkâr eden de vardır.
'Bana, ancak Allah’ı ilâh tanımam, candan müslüman olarak Allah’a bağlanmam, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etmem, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşmamam emrolundu. Ben yalnız O’na dâvet ediyorum. Hesap vermek üzere yalnız O’nun huzuruna götürüleceksiniz.' de....
Nəhl Suresi, 126. Ayet: Eğer azâb edecekseniz, size yapılan azâb kadar azâb edin. Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir. (Hz. peygamber, Uhud Savaşında, amcası Hamza'yı kâfirler tarafından burnu ve kulakları kesilmiş, ciğeri çıkartılmış bir durumda görünce; "Allah'a andolsun ki, eğer Allah bana zafer verirse, senin yerine, onlardan yetmiş kişiyi böyle yapacağım!" demişti. Fakat yemînine keffâret vererek bu sözünü uygulamamış, Mekke'nin Fethinde düşmanlarını affetmiştir.)...
Məryəm Suresi, 72. Ayet: Bir kez daha hatırlatalım:
Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minleri kurtarırız. İnkâr ile isyan ile baskı, zulüm, işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, Kur’ân aleyhindeki propagandaya devam eden güç ve iktidar sahibi zâlimleri, müşrikleri de dizüstü çökmüş ...
Ənbiya Suresi, 3. Ayet: Akılları, gönülleri, Kur’ân üzerinde düşünmekten, anlamaktan uzak, eğlencede. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faliyetleri engelleyenler, İslâm aleyhinde propagandaya devam eden zâlimler, haksız tepki duyanlar, hakkı tanımayanlar gerçek düşüncelerini saklayarak kulaktan kulağa fısıltı yayıyorlar:
' Bu Muhammed, sizin gibi bir insan olmaktan öte biri midir? Göz göre göre aklınızı etki altına alan büyüleyici bir söze mi kapılıyorsunuz?'...
Möminun Suresi, 27. Ayet: Biz ona:
'Gözlerimizin önünde, gözetimimiz altında, vahyimiz uyarınca gemileri inşa et' diye vahyettik. Nihayet, gemilerin yapımı bitirilip, planımızın icra vakti geldiğinde, bütün kaynaklardan fışkıran sularla, yeryüzünde sular yükselirken, tan yeri ağardığı sırada; buhar kazanları çalıştırılıp istim yükselmeye başlayınca, biz Nûh’a:
'Her türden erkekli dişili birer çifti, içlerinden, daha önce, aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni, ümmetini gemilere al. Baskı zulüm ve işkence il...
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet: Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tekrar tekrar tavsiye ettik, emrettik. Eğer onlar seni, lehinde ilmî bir delil olmayan bir şeyi, ilâhlığımda, otoritemde, mülkümde, tasarruflarımda bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara boyun eğme. Hesap vermek üzere benim huzuruma getirileceksiniz. Ben de sizi, işlediğiniz amelleri birer birer ortaya koyarak hesaba çekeceğim....
Loğman Suresi, 15. Ayet: Eğer anan, baban, seni, lehinde ilmî bir delil ortaya koyamadıkları bir şeyi, ilâhlığımda, otoritemde, mülkümde, tasarruflarımda bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada İslâmî kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uygun candan dost arkadaş gibi davran. Bana yönelenlerin, bana düşkün olanların, bana bağlananların yolunu, hayat tarzını benimse. Sonunda hesap vermek üzere benim huzuruma getirileceksiniz. O zaman işlediğiniz amelleri bir bir ortaya koyarak sizi hesaba ç...
Səba Suresi, 42. Ayet: İşte bu gün birbirinize ne fayda sağlamaya, ne zarar vermeye gücünüz yeter. Biz, inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm, işkence ve İslâm aleyhinde propaganda yapan zâlimlere, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen güç ve iktidar sahiplerine, hakka riayet etmeyenlere:
'Yalanlamakta olduğunuz ateşte yanma cezasını tadın' diyeceğiz....