Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O sənə
Kitabı,
haqq və özündən əvvəlkiləri təsdiqləyici olaraq (hissə-hissə) nazil etdi. O, Tövratı və İncili nazil etdi -...
Sad Suresi, 29. Ayet:
Sənə bu mübarək
Kitabı,
ağıl sahibləri ondakı ayələri düşünsün və öyüd alsınlar deyə nazil etdik....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Allah ona
Kitabı,
Hikməti, Tövratı və İncili öyrədəcək....
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah dedi: "Ey Məryəm oğlu İsa! Sənə və anana verdiyim nemətimi xatırla!" Mən sizi Müqəddəs Ruhun Ruhu ilə dəstəklədiyim zaman, siz beşikdə və yetkinlikdə insanlarla danışdınız. Və bilirsən ki, mən sənə
Kitabı,
Hikməti, Tövratı və İncili öyrətdim. Mənim iznimlə palçıqdan quş şəkilində bir şey düzəltdiyin və ona üfürən zaman o, Mənim iznimlə dərhal quş oldu. Sən mənim iznimlə anadangəlmə kor və onun abrasına şəfa verirdin. O zaman sən Mənim iznimlə ölüləri çıxartdın. O zaman ki, mən İsrail oğull...
Bəqərə Suresi, 4. Ayet:
Hem sana indirilen
kitabı,
hem de senden önce indirilen kitapları tasdik ederler. Âhirete de kesin olarak onlar inanırlar....
Bəqərə Suresi, 44. Ayet:
Kitabı,
Tevrat’ı okuduğunuz halde, içindeki ilâhî hükümleri şahsen uygulamayı bir kenara bırakıp unutarak, insanlara Allah’a itaati, iyiliği, insanlığı ve hayra vesile olacak şeyleri mi emrederek önderlik ediyorsunuz? Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?...
Bəqərə Suresi, 78. Ayet:
Bunların bir de ümmî kısmı vardır,
kitabı,
kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını ümniyyeler kurar ve sırf zann ardında dolaşırlar...
Bəqərə Suresi, 78. Ayet:
Bunların bir de okuyup yazma bilmeyen kısmı vardır ki,
kitabı,
kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını hayaller kurar ve sadece zan ardında dolaşırlar....
Bəqərə Suresi, 79. Ayet:
Elleriyle kitap yazıp sonra da az bir para almak için bu, Allah tarafından geldi diyenlerin vay hallerine. Elleriyle yazdıklarından, o
kitabı,
kendileri düzdüklerinden dolayı vay hallerine, kazançları yüzünden vay hallerine....
Bəqərə Suresi, 97. Ayet:
De ki: «Cibril'e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten o
Kitabı,
Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O'dur....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Hepsi de
kitabı,
Tevrat’ı, İncil’i okumakta oldukları halde yahudiler: 'Hristiyanlar, amellerine, ibadetlerine değer kazandıran hak bir dinde, hak bir yolda değildirler' dediler. Hristiyanlar da: 'Yahudiler, amellerine, ibadetlerine değer kazandıran hak bir dinde, hak bir yolda değildirler' dediler. Kutsal kitaplarla ilgili bilgilere sahip olmayanlar da, birbirleri hakkında onların söylediklerine benzer sözler söylediler. Allah, kıyamet günü onların arasında ihtilâf edegeldikleri konularda hükmü...
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine
kitabı,
Kur’ân’ı verdiklerimiz, Kur’ân’ı, tilâvetinin hakkını vererek okurlar, manasına bihakkın vâkıf olurlar, bütün icaplarıyla uygularlar. İşte bunlar Kur’ân’a iman etmiş olurlar. Kimler de, Kur’ân’ı inkâr ederse onlar, işte onlar hüsrana uğrayanlardır....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, o
kitabı,
hak olduğunu bilerek okurlar. İşte onlar, tahrif yapmaksızın kitablarına iman edenlerdir. Her kim de kitabı inkâr eder ve değiştirirse, onlar dinlerinde ziyan edenlerdir....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine verdiğimiz
kitabı,
lâyık olduğu şekilde okuyup izleyenler var ya, işte onu tasdik edenler onlardır. Kim onu inkâr ederse, işte onlar hüsrana uğrayacakların ta kendileridir....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine verdiğimiz
Kitabı,
gereğince okuyanlar var ya, işte onlar, ona inanırlar. Onu inkâr edenler ise ziyana uğrarlar....
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
Rabbimiz, onların içinden bir peygamber gönder de onlara, senin âyetlerini okusun,
kitabı,
hikmeti öğretsin, onları tertemiz bir hale getirsin. Şüphe yok ki sen, yücelik, hüküm ve hikmet sahibisin....
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
Rabbımız, onların arasından, senin ayetlerin onlara okuyacak,
kitabı,
hikmeti öğretecek ve onları tezkiye edecek bir peygember gönder. Şüphesiz ki Aziz, Hakim Sensin Sen....
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
Nitekim kendi içinizden, size âyetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size
Kitabı,
hikmeti ve bilmediklerinizi öğreten bir Elçi gönderdik....
Bəqərə Suresi, 159. Ayet:
İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne)....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur. Allah’ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu ha...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Kadınları boşadığınızda bekleme süreleri sona ererken, ya onları güzellikle tutun; ya da güzellikle bırakın fakat haklarına tecavüz etmek için, onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence edinmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği
kitabı,
hikmeti düşünün. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah, şüphesiz her şeyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
Kitabı,
sana gerçek ve ellerinde bulunanı gerçekleyici olarak indirdi, Tevrat ve İncil'i de indirdi...
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O sana
kitabı,
Kur’ân’ı, önceki kutsal kitaplara âit içinde nakledilenleri tasdik edici olarak, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirmen için bölüm bölüm indirdi. Yazılı ve şifahî bilgileri, sünneti içeren Tevrat’ı ve İncil’i de indirmişti....
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
Sana bu
kitabı,
kendisinden öncekileri onaylayıcı olarak gerçekle indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirdi,...
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O, sana
kitabı,
önündekileri doğrulayıcı olarak hak ile indirmektedir. Önceden insanları doğru yola iletmek için Tevrat'ı ve İncil'i indirmişti....
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O Mabûd-i Kerîm, senin üzerine
kitabı,
kendisinden evvel (kitapları) musaddık olarak bihakkın tenzil etti. Tevrat ile İncil'i de inzal buyurmuştu....
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
Sana
kitabı,
gerçeğin ta kendisi ve daha önce indirilen kitapları tasdik edici olarak indiren O’dur. Bundan önce de, insanlara doğru yolu göstermek için Tevrat ve İncîl’i indirmişti....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
O,
kitabı,
Kur’ân’ı sana indirendir. Onun, Kur’ân’ın bir kısım âyetleri muhkemdir. Bunlar Kur’ân’ın, bütün kutsal kitapların esasıdır, levh-i Mahfuzda yazılı temel kurallardır. Diğerleri de insanlığın devamlı çoğalan meselelerine çözüm getirmeye müsait, birden fazla mânaya açık, müteşabih âyetlerdir. Akılları, kalpleri sapmaya meyilli, kötü niyetli olanlar, sırf fitne çıkarmak, ortalık bulandırmak, kelimelere keyfî anlamlar yükleyerek te’vil yapıp kafa karıştırmak arzusunda oldukları için, müteş...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Ve Allah ona
kitabı,
hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretecek....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
"Ona
kitabı,
hikmeti, Tevratı ve İncili öğretecek."...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
(48-49) Ona Kitabi, hikmeti, Tevrat'i ve Incil'i ogretecek, israilogullarina soyle diyen bir peygamber kilacak: «Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size camurdan kus gibi bir sey yapip ona ufleyecegim, Allah'in izniyle, hemen kus olacaktir; anadan dogma korleri, alacalilari iyi edecegim; Allah'in izniyle, oluleri diriltecegim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladiklarinizi da size haber verecegim. anmissaniz bunda size delil vardir"....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
(48-49) Ona
Kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek, İsrailoğullarına şöyle diyen bir peygamber kılacak: 'Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim, Allah'ın izniyle, hemen kuş olacaktır; anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah'ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. İnanmışsanız bunda size delil vardır'....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
'Ona
kitabı,
bilgeliği, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
"O'na
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek."...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
O'na
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Ona
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
(48-49) O’na
kitabı,
hikmeti Tevrat ve İncil’i öğretecektir ve O’nu İsrailoğullarına peygamber olarak gönderecektir. -Ben size Rabbinizden bir ayet ile geldim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim. Allah’ın izniyle, hemen kuş olacaktır. Anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah’ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. Eğer mümin olmuş kimseler iseniz bunda sizin için bir delil vardır....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
"Ona
Kitabı,
Hikmeti, Tevrât'ı ve İncil'i öğretecek."...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
«Ona
kitabı,
hikmeti, Tevratı ve İncili öğretecek.»...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
(48-49) Ona Kitabi, hikmeti, Tevrat'i ve Incil'i ogretecek, israilogullarina soyle diyen bir peygamber kilacak: «Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size camurdan kus gibi bir sey yapip ona ufleyecegim, Allah'in izniyle, hemen kus olacaktir; anadan dogma korleri, alacalilari iyi edecegim; Allah'in izniyle, oluleri diriltecegim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladiklarinizi da size haber verecegim. anmissaniz bunda size delil vardir"....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
(48-49) Ona
Kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek, İsrailoğullarına şöyle diyen bir peygamber kılacak: 'Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim, Allah'ın izniyle, hemen kuş olacaktır; anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah'ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. İnanmışsanız bunda size delil vardır'....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
(48-49) O’na
kitabı,
hikmeti Tevrat ve İncil’i öğretecektir ve O’nu İsrailoğullarına peygamber olarak gönderecektir. -Ben size Rabbinizden bir ayet ile geldim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim. Allah’ın izniyle, hemen kuş olacaktır. Anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah’ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. Eğer mümin olmuş kimseler iseniz bunda sizin için bir delil vardır....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine
Kitabı,
hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.)...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Tanrı kendisine
Kitabı,
hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Tanrı'yı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre rabbaniler olunuz" (deme görevindedir)....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç bir kimseye yakışmaz ki Allah kendisine
Kitabı,
hükmü ve peygamberliği versin de sonra o, insanlara: «Allahı bırakıb da (gelin) bana kul olun.» desin. Fakat o, «öğretmekde ve okuyub okutmakda olduğunuz Kitab sayesinde Rabbaniler olun» (der). ...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Hiç bir insana yakışmaz ki; Allah, kendisine
kitabı,
hükmü ve peygamberliği versinde sonra o, insanlara: Allah'ı bırakıp bana kullar olun, desin. Fakat: Kitabı okuyup öğrettiğinize göre Rabb'a kul olun, demek yaraşır....
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine
Kitabı,
hükmü ve peygamberliği versin de, sonra o, insanlara: «Allah'ı bırakıp bana kulluk edin» deme (hakkı ve yetki) si yoktur. Fakat o, «Öğretmekte olduğunuz ve ders alıp vermekte bulunduğunuz Kitaba göre Rabbânî'ler olunuz (deme görevindedir.)»...
Ali-İmran Suresi, 81. Ayet:
Hani Allah, Peygamberlerden söz almış: And olsun ki; size,
kitabı,
hikmeti verdim. Yanınızda olanı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde mutlaka o'na inanacak ve yardım edeceksiniz. İkrar edip de ahdi kabul ettiniz mi? demişti. Onlar da: İkrar ettik, demişlerdi. Allah: Şahid olsun, Ben de sizinle beraber şahidlerdenim, demişti....
Ali-İmran Suresi, 187. Ayet:
Vaktiyle Allah, kendilerine kitap verilenlerden (âlimlerden) şöyle teminat almıştı: “- Celâlim hakkı için,
kitabı,
muhakkak insanlara açıklayıp anlatacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz.” Onlar ise o söz ve teminatı sırlarının arkasına attılar. Böylece karşılığında biraz para aldılar. Bu ne kötdü alış veriştir!......
Nisa Suresi, 105. Ayet:
Biz sana
kitabı,
insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye bir gerçek olarak indirdik, hainleri savunma....
Nisa Suresi, 105. Ayet:
Allah’ın sana gösterdiğini, öğrettiğini esas alıp, insanlar arasında idareci, hâkim ve hakem olarak, icraat yapasın diye sana
kitabı,
Kur’ân’ı gerekçeli, hikmete dayalı olarak, toplumda hakça düzeni gerçekleştirmen için indirdik. Hâinlerin, haksızların savunucusu olma....
Nisa Suresi, 113. Ayet:
Allah’ın sana lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni, başına buyruk hale getirerek, hak yoldan uzaklaşmanın dalâleti, helâki tercihinin önünü açabilirlerdi. Onlar yalnızca kendilerini, birbirlerini başına buyruk hale getirerek hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti, helâki tercihlerine imkân sağlayabilirler. Sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana
kitabı,
Kur’ân’ı, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah’ın sana olan lütfu büyükt...
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Ve sana da, önceki kitabı gerçekleyen ve ona, emin bir tanık olan
kitabı,
gerçek olarak indirdik. Artık aralarında, Allah'ın indirdiğine göre hüküm ver ve sana gelen gerçekten dönüp onların isteklerine uyma. Sizden her birerinize bir şeriat, bir yol tâyin ettik ve Allah dileseydi bir ümmet yapardı sizi, fakat size verdiği hükümler hususunda sizi sınamaktadır, siz de hayırlı işlerde yarışın artık ve hepinizin dönüp varacağı yer, Allah tapısıdır ve o, haklarında ayrılığa düştüğünüz şeyleri size ha...
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Sana da, içinde önceki kitaplara ait olanları tasdik eden, doğrulayan, yürürlükte kalan hükümlerini içeriğine dahil edip koruyan, hakkı belirleyicilik vasfına sahip
kitabı,
Kur’ân’ı, gerekçeli, hikmete dayalı olarak, toplumda hakça düzeni gerçekleştirmen için indirdik. O halde ehl-i kitabın arasında Allah’ın indirdiği emir ve hükümleri esas alarak hüküm ver, icraat yap. Sana gelen hakça düzenin, İslâm’ın, şeriatın kurallarından, doğrudan, Kur’ân’dan ayrılarak ehl-i kitabın arzu ve ihtiraslarına,...
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Kendinden önceki kitapları doğrulayan, onların yerine geçen bu
kitabı,
gerçekleri kapsayıcı olarak sana indirdik. ALLAH'ın sana indirdiğiyle aralarında hüküm ver. Sana gelen gerçekleri bırakıp onların hevesine uyma. Her biriniz için bir yasa ve yöntem belirledik. ALLAH dileseydi hepinizi bir tek toplum yapardı. Ancak, size verdikleriyle sizleri sınıyor. İyilikte yarışın. Hepinizin dönüşü ALLAH'adır. Ayrılığa düştüğünüz konuları size bildirecek....
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Sana da, daha önceki kitapları, hem tasdik edici, hem de onları denetleyici olarak bu
kitabı,
gerçeğin ta kendisi olarak indirdik. O halde bütün Ehl-i kitabın aralarında, Allah’ın sana indirdiği ile hükmet, sana gelen bu hakikati terkedip de onların keyiflerine uyma!Her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği farklı şeriatlar dairesinde sizi imtihan etmek istediği için ayrı ayrı ümmetler yaptı. Öyleyse durmayın, ...
Maidə Suresi, 49. Ayet:
(Ey Resûlüm!) Hem (o kitâbı,) onların arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiği şeylerin (hükümlerin) bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın diye (indirdik). Buna rağmen (sana indirilen hükümden) yüz çevirirlerse, artık bil ki Allah ancak, onlara bazı günahları yüzünden bir musîbet vermek istiyor. Ve şübhesiz ki insanların birçoğu, gerçekten fâsıktırlar....
Maidə Suresi, 77. Ayet:
Kul yâ ehlel kitâbi, lâ taglû fî dînikum gayral hakkı ve lâ tettebi’û ehvâe kavmin kad dallû min kablu ve edallû kesîran ve dallû an sevâis sebîl(sebîli)....
Maidə Suresi, 110. Ayet:
O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çı...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
An o zamanı ki Allah ey Meryemoğlu İsa, hatırla sana ve annene verdiğim nîmetimi demişti, hatırla ki seni Rûh-ül-Kudüs'le kuvvetlendirdim de beşikteyken de insanlarla konuştun, olgunluk çağında da. Hani sana
kitabı,
hikmeti, Tevrât-ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani topraktan kuş şeklinde bir şey yapardın iznimle de ona üfürürdün, o da iznimle kuş olurdu ve anadan doğma körün gözünü açar, abraş illetine uğrayanı o illetten kurtarırdın iznimle ve hani ölüyü, iznimle mezardan çıkarmış, diriltmiştin. H...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Hani Allâh şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi an. . . Hani seni, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds kuvvesi ile teyit etmiştim. . . Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. . . Hani sana
Kitabı,
Hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i talim etmiştim (bunlardaki ilmi, bilincinde açığa çıkarmıştım). . . Hani Bi-izni (iznimle) balçıktan kuş şeklinde yaratıyor, onun içinde nefhediyordun da Bi-izni (iznimle) bir kuş oluyordu! Anadan doğma köre ve cüzzamlıya be...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onla...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
ALLAH diyecek ki: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene bağışladığım nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; böylece beşikteyken de yetişkin iken de halkla konuşuyordun. Sana
kitabı,
bilgeliği, Tevratı ve İncili öğretmiştim. İznimle balçıktan kuş heykeli yaratıyordun ve ona üfleyince de iznimle kuş oluveriyordu. Körü ve cüzzamlıyı iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrail oğullarına apaçık kanıtlar götürmene rağmen, içlerindeki inkarcılar, 'Bu apaçık b...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla” demişti. “Seni Cebrail ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen izninle çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına mucizelerle geldiğinde, onlardan küfredenler: ‘Bu apaçık bir büyüdür’ demişlerdi de ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.”...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Tanrı şöyle diyecek : "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim; beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı ve alacalıyı iznimle iyileştiriyordun. (Yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrail oğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlard...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Hani Allah; Ey Meryem oğlu İsa; senin ve ananın üzerindeki nimetimi hatırla, demişti. Hani seni, Ruh'ül-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlar la konuşuyordun. Hani sana;
kitabı,
hikmeti Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani sen; Benim iznimle çamurdan kuş gibi bir şey yapıyordun da içine üflüyordun ve Benim iznimle kuş oluyordu. Hani sen; anadan doğma körü ve abraşı Benim iznimle iyi ediyordun. Hani; ölüleri Benim iznimle diriltiyordun. Ve hani, İsrailoğullarını se...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
O zamanı ki Allah Teâlâ buyurdu: «Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin üzerine ve validenin üzerine olan nîmetimi zikret, o zamanı ki, seni Rûhu'lKuds ile teyid etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı, ve İncil'i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş heyeti gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudunda beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de Ben...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah der ki: -Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu’l Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikteyken de yetişkinken de insanlarla konuşuyordun. Sana,
Kitabı,
hikmeti, Tevratı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznim ile çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış, sonra da ona üflemiştin de, o da benim iznim ile kuş oluvermişti. Yine benim iznim ile körü ve alacalıyı iyileştiriyor, iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrailoğullarının elini senin üzerinden çekmiştim. Onlar...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah o gün buyuracak ki: "İsa! Hem senin, hem annenin üzerinizdeki nimetimi iyi düşün! Düşün ki: Ben Seni Ruhu’l-kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun. Ben sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim. Sen, Ben’im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da Ben’im iznimle kuş oluveriyordu. Düşün ki: Sen Ben’im iznimle anadan doğma âmanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki: Sen Ben’im iznimle ölüleri k...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allâh demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsâ, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana
Kitabı,
hikmeti, Tevrât'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrâil oğullarını da senden savmıştım; hani sen onla...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah şöyle diyecek: «Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana
kitabı,
hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onla...
Ənam Suresi, 89. Ayet:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra, şeriat ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer Kureyş müşrikleri, bunları inkâra devam ederlerse, bu sorumlulukları,
kitabı,
şeriatı, peygamberi kesinlikle inkâr etmeyecek toplumlara havale ederiz....
Ənam Suresi, 89. Ayet:
Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şu müşrikler onları inkâr etseler de, Biz zaten
kitabı,
hüküm ve peygamberliği, onları inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir....
Ənam Suresi, 114. Ayet:
Allah'tan başka bir hakem mi arayayım ki size, her muhtâç olduğunuz şeyi bildirip açıklayan
kitabı,
o indirmiştir. Kendilerine kitap verilenler de bilirler ki o, senin Rabbin tarafından gerçek olarak indirilmiş bir kitaptır; artık şüphe edenlerden olma....
Ənam Suresi, 114. Ayet:
Şimdi de Allah size
kitabı,
içinde herşey inceden inceye açıklanmış olarak göndermişken Allah'tan başkasını mı hakem isteyeceğim? Kendilerine kitap verdiklerimiz de bilirler ki, o tamamıyla gerçek olarak Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın şüphelenenlerden olma!...
Ənam Suresi, 114. Ayet:
De ki: "Allah size o
kitabı,
içinde hak ile batıl birbirinden ayırt edilmiş tarzda açıklanmış olarak indirmişken,sizinle aramızdaki davâyı hükme bağlamak için Allah’tan başka bir hakem mi arayacak mışım? Kendilerine daha önce kitap verdiğimiz kimseler de bilirler ki, bu kitap gerçekten Rabbin tarafından indirilmiştir. Sakın bundan şüphen olmasın!...
Ənam Suresi, 154. Ayet:
Bir de iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü’min idarecilere ve mü’minlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılarıyla açıklamak için Mûsâ’ya kutsal
kitabı,
Allah’ın hidayet rehberi ile öğretti...
Ənam Suresi, 154. Ayet:
Sonra biz Musa'ya
kitabı,
onu güzel (uygulayana) tamamlamak, her şeyi uygun biçimde açıklamak ve doğru yolu göstermek, aynı zamanda rahmet olmak için verdik ; olur ki, (İsrail oğulları) Rablarına kavuşacaklarına inanırlar....
Əraf Suresi, 52. Ayet:
Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir
kitabı,
inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik....
Əraf Suresi, 52. Ayet:
Onlara, ilmî esaslara göre ayrıntılı olarak açıkladığımız; iman edecek bir kavim için hidayet rehberi ve rahmet olan
kitabı,
Kur’ân’ı getirdik....
Əraf Suresi, 52. Ayet:
Biz onlara bir kitap getirmiş ve o
kitabı,
iman eden bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere, İlâhî ilmimizle açıklamış bulunuyoruz....
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onların ardından da,
Kitabı,
Tevrat’ı miras olarak devralan bozuk bir nesil geldi. Şu alçak dünya malını alıyorlar; nasıl olsa bağışlanacağız diyerek onun gibi bir mal ve rüşvet gelse yine alacaklar. Peki, Allah adına haktan, doğrudan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kendilerinden o kitabın hükmü üzere kesin bir taahhüt, mîsak alınmamış mı idi? Onun içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa âhiret yurdu, ebedî yurt Allah’a sığınıp, emirlerine yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan koru...
Əraf Suresi, 196. Ayet:
Benim velim, benim koruyucum, benim emrinde olduğum otorite,
kitabı,
Kur’ân’ı bölüm bölüm indiren Allah’tır. O, dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi, müslüman, sâlih kullarının velâyetini, idaresini, korumasını üzerine almıştır....
Yunus Suresi, 32. Ayet:
İşte O, sizin, varlığı konusunda şüphe olmayan hak, gerçek Rabbiniz Allah’tır. Allah’a kulluk ve ibadet, Allah’ın dini ve
kitabı,
Allah’ın koyduğu düzen terkedildikten sonra, başına buyruk davranmanın, dalâletin, bozuk düzenin, helâke mahkûm olmanın dışında ne kalır? Ortadaki kesin delillere rağmen nasıl da Hak’tan bâtıla çevriliyorsunuz!...
Yunus Suresi, 94. Ayet:
Eğer sana indirdiğimizden Kur’ân’dan şüphen varsa, senden önce,
kitabı,
Tevrat’ı, İncil’i okuyan insaf sahiplerine sor. Andolsun ki, toplumda hakça bir düzen gerçekleştirmen için hak kitap Kur’ân sana Rabbinden geldi. Sakın, şüphe edenlerden olma....
Yusif Suresi, 2. Ayet:
Biz bu
kitabı,
Kur’ân’ı, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir metin halinde indirdik. Umulur ki, aklınızı kullanıp anlar, faydalanırsınız....
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Sana
kitabı,
ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik....
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Biz sana
kitabı,
ancak hakkında ayrılığa düştükleri nesneleri onlara apaçık bildirmen için indirdik ve inanan topluluğa da hidâyettir ve rahmettir....
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Biz, bu
kitabı,
sana, insanlara ihtilâfa düştükleri konuları açıklayasın, iman eden bir kavme de, hidayet rehberi ve rahmet olsun diye indirdik....
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Biz, sana bu
kitabı,
yalnızca onlara ihtilaf ettikleri şeyi açıklayasın ve iman edeceklere bir hidayet ve rahmet olsun diye indirdik....
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Biz sana bu
kitabı,
insanlara anlaşmazlığa düştükleri meseleleri açıklayasın, mü'minlere ise yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik....
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün... Biz sana bu
kitabı,
her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik....
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
Her ümmet içinde, kendi aralarından, aleyhlerine bir şâhid getireceğimiz gün, seni de bunların aleyhine şâhid getirmiş olacağız. Sana bu
Kitabı,
her şeyi açıklayan ve müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik....
İsra Suresi, 2. Ayet:
Ve biz, Mûsâ'ya kitap verdik ve o
kitabı,
benden başka hiçbir koruyucu tanımayın emriyle İsrailoğulları için doğru yola bir rehber ettik....
İsra Suresi, 2. Ayet:
Musa’ya kitap verdik. O
kitabı,
İsrailoğulları için, ‘benden başkasını vekil edinmeyin!’ diye rehber kıldık....
Kəhf Suresi, 1. Ayet:
Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan, saygılı kuluna, Muhammed’e,
kitabı,
Kur’ân’ı indiren, ona tezat, tenakuz, pürüz, yalan, bâtıl ve çapraşıklık karıştırmayan, onda haktan, doğrudan ayrılmayan Allah’a hamdolsun....
Kəhf Suresi, 1. Ayet:
Kuluna
kitabı,
onda hiç bir eğrilik bırakmadan, dosdoğru olarak indiren Allah’a hamd olsun....
Kəhf Suresi, 2. Ayet:
(2-3)
Kitabı,
O’ndan gelecek şiddetli bir azabın uyarısını yapması ve doğruları yapan müminlere de içinde ebedi kalacakları güzel bir mükafaatın olduğunu müjdelemesi...
Kəhf Suresi, 2. Ayet:
O dosdoğru
kitabı,
kendi katından gelecek şiddetli bir azaptan insanları sakındırmak ve iyi işler yapan mü'minleri de güzel bir ödülle müjdelemek üzere indirmiştir....
Kəhf Suresi, 3. Ayet:
(2-3)
Kitabı,
O’ndan gelecek şiddetli bir azabın uyarısını yapması ve doğruları yapan müminlere de içinde ebedi kalacakları güzel bir mükafaatın olduğunu müjdelemesi...
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
Îsâ: 'Ben Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan, Allah’ın saygılı kuluyum. Bana
kitabı,
İncil’i vermeyi hükme bağladı. Benim peygamber olmamı planladı.' dedi....
Ənbiya Suresi, 24. Ayet:
Yoksa onu bırakıp, kulları durumundakilerden ilâhlar mı edindiler? 'Kesin delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların, milletimin okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’ı, işte benden öncekilerin kutsal kitapları.' de. Hayır onların çoğu gerekçeli, hikmete dayalı indirilen, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak
kitabı,
Kur’ân’ı bilmiyorlar. Bu sebeple Kur’ân’dan, tevhidden, Allah’ın Rasûlüne itaatten yüz çeviriyorlar, Kur’ân öğretimini, Kur’ân ilkelerini, şeriatı engelleyici tedbi...
Ənbiya Suresi, 24. Ayet:
Ondan başka Tanrılar edindiler ha? Sen (onlara) de ki: «(Varsa) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olan (müslüman) ların
kitabı,
(işte) benden evvel gelenlerin kitabı (da meydanda)». Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler de bunun için yüz çeviricidirler onlar. ...
Ənbiya Suresi, 48. Ayet:
Yemin olsun ki, Musa ve Harun'a eğriyi doğrudan ayıran
kitabı,
takva sahibleri için bir ışık ve öğüt olarak verdik....
Qəsəs Suresi, 43. Ayet:
Andolsun ki, Biz Musa'ya o
kitabı,
ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak görüşler ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere verdik; belki düşünür, ibret alırlar....
Ənkəbut Suresi, 47. Ayet:
Önceki peygamberlere indirdiğimiz kitaplar gibi, sana da bu
kitabı,
Kur’ân’ı indirdik. Kendilerine verdiğimiz kutsal kitapların hükmünce amel edenler Kur’ân’a iman ediyorlar. Şu kabilelerden de, Kur’ân’a iman eden ve edecek olan birçok kimse var. Âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı ve ilkelerimizi ancak kâfirler, nankörler bile bile inkâr ederler....
Səcdə Suresi, 23. Ayet:
Ve andolsun ki Mûsâ'ya da kitap vermiştik, ona kavuşacağında şüphen olmasın ve biz, İsrailoğullarına o
kitabı,
doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık....
Səcdə Suresi, 23. Ayet:
(23-24) Şu bir gerçektir ki, sana verdiğimiz gibi Mûsâ’ya da kitap vermiş, sana vahyettiğimiz gibi ona da vahyetmiştik. Dolayısıyla onun da böyle bir vahiy aldığından hiç tereddüdün olmasın. Biz ona verdiğimiz
kitabı,
İsrailoğullarına rehber kıldık. Onlar sabrettiği ve âyetlerimize kesin olarak inandıkları müddetçe, Biz, emir ve irşadımızla onlardan doğru yolu gösteren önderler tayin ettik....
Səcdə Suresi, 24. Ayet:
(23-24) Şu bir gerçektir ki, sana verdiğimiz gibi Mûsâ’ya da kitap vermiş, sana vahyettiğimiz gibi ona da vahyetmiştik. Dolayısıyla onun da böyle bir vahiy aldığından hiç tereddüdün olmasın. Biz ona verdiğimiz
kitabı,
İsrailoğullarına rehber kıldık. Onlar sabrettiği ve âyetlerimize kesin olarak inandıkları müddetçe, Biz, emir ve irşadımızla onlardan doğru yolu gösteren önderler tayin ettik....
Səba Suresi, 48. Ayet:
'Benim Rabbim, gerekçeli hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek, bâtılı ortadan kaldıracak hak
kitabı,
Kur’ân’ı ortaya koyuyor. Gayb âlemini, sizin bilmediklerinizi, bilemiyeceklerinizi, yalnız o bilir.' de....
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra
kitabı,
kullarımızdan seçtiklerimize mîras bıraktık; derken onlardan nefsine zulmeden var ve onlardan mutedil hareket eden var ve onlardan, hayırlarda herkesten ileri giden var Allah izniyle; işte bu, pek büyük bir lütuf ve ihsândır....
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra
kitabı,
Kur’ân’ı kullarımız arasından seçtiklerimize, Muhammed ümmetine, âlimlerine, imamlarına, mürşitlerine, miras olarak devrettik. Kullarımız arasında, helâlleri terkederek, bir kısım meşrû haklarını kullanmayarak, nefislerine zulmedenler var. Onların içinde, orta yolu, maksada ulaştıran hak yolu tutan, sâlih amellerin yanında ara sıra günah işleyenler var. Yine onların arasında, Allah’ın planı, iradesi dahilinde dünya ve âhiret için en hayırlı olanda, Kur’ân öğretiminde, Kur’ân ilkele...
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra o kitâbı, kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (senin ümmetine) mîras verdik. Artık onlardan nefsine zulmeden de var, içlerinden muktesid (orta yolda giden) de var. Bir de onlardan Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçen var. İşte büyük lütûf budur!...
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra Biz;
kitabı,
kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan kimi nefsine zulmedicidir, kimi de muktesiddir. Kimi ise Allah'ın izni ile hayırlara koşandır. İşte bu; büyük lutfun kendisidir....
Sad Suresi, 29. Ayet:
Bu çok mübarek
kitabı,
sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik....
Zümər Suresi, 2. Ayet:
Biz bu
kitabı,
sana, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirmen için indirdik. O halde, Allah’ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek, samimiyetle ümmetin içinde uygulayıp Allah’ı ilâh tanı, candan müslüman olarak Allah’a teslim ol, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet et, Allah’ın şeriatına bağlan, Allah’a boyun eğ....
Zümər Suresi, 41. Ayet:
Şüphe yok ki biz, o
kitabı,
insanlara bildirmen için gerçek olarak indirdik sana, artık doğru yolu bulanın faydası kendine ve kim yolunu azıtır da azarsa zararı, gene kendine ve sen, onlara bir koruyucu değilsin....
Zümər Suresi, 41. Ayet:
Biz bu
kitabı,
insanların faydası için sana hak ve gerçek olarak indirdik. Artık kim doğru yola girerse kendi yararına olarak girer, kim de yoldan saparsa kendi aleyhine olarak sapar. Sen onlar üzerinde bekçi değilsin....
Zümər Suresi, 41. Ayet:
Biz
Kitabı,
insanlar için, sana hak ile indirdik. Artık kim doğru yola gelirse kendi yararınadır, kim de saparsa kendi zararına sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin....
Mömin Suresi, 70. Ayet:
O tartışanlar,
kitabı,
Kur’ân’ı ve daha önceki Rasullerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Yakında âkıbetlerinin nereye varacağını öğrenecekler....
Şura Suresi, 17. Ayet:
Allah, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek kuralları içeren
kitabı,
Kur’ân’ı, adâleti, dengeyi, ölçüyü, tartıyı yerleştirecek ilkeleri indirendir. Kıyametin kopacağı an ile ilgili, bizden başka seni bilgilendirecek olan mı var? Belki de kıyametin vakti yakındır....
Casiyə Suresi, 16. Ayet:
Andolsun, biz, İsrâiloğulları’na
kitabı,
Tevrat’ı; hikmete dayalı hükümranlığı, icra ve yargı yetkisini, şeriatı ve peygamberliği vermiştik. Onlara, temizinden, helâlinden, sağlıklısından rızık ve servetler ihsan etmiştik. Onları âlemlere, ilâhî emirlere itaatkâr oldukları çağdaki ve bölgedeki insanlara üstün kılmıştık....
Casiyə Suresi, 16. Ayet:
İsrailoğullarına
kitabı,
bilgeliği ve peygamberliği vermiştik. Onları iyi nimetlerle rızıklandırmış ve onları tüm halklara üstün kılmıştık....
Casiyə Suresi, 16. Ayet:
Andolsun ki; Biz, İsrailoğullarına
kitabı,
hükmü ve nübüvveti vermiştik. Onları temiz şeylerden rızıklandırmış ve dünyalara üstün kılmıştık....
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: Allah'tan başka taptıklarınız, gösterin bana, ne yarattılar yeryüzünde, yoksa göğü idarede bir ortaklıkları mı var? Doğru söylüyorsanız bundan önceki bir
kitabı,
yahut bir bilgi eserini getirin bana....
Əhqaf Suresi, 12. Ayet:
Ve bundan önce de Mûsâ'nın
kitabı,
uyulan bir kitaptı ve rahmetti ve bu da bir kitaptır ki onu gerçekleştirir, Arap diliyledir, zulmedenleri korkutmak içindir ve müjdedir iyilik edenlere....
Əhqaf Suresi, 12. Ayet:
Kuran'dan once, Musa'nin kitabi, Tevrat, bir rahmet ve rehberdir. Bu Kuran, zulmedenleri uyarmak ve iyi davrananlara mujde olmak uzere arap diliyle indirilmis, kendinden oncekileri dogrulayan bir Kitap'dir....
Əhqaf Suresi, 12. Ayet:
Bundan önce Musa'nın
kitabı,
yol gösteren bir rahmet idi. Bu (Kur'ân) ise onu doğrular, Arap diliyledir, zulmedenleri uyarmak, iyiliği, güzelliği, yararlılığı huy edinenleri müjdelemek için (indirilmiştir)....
Əhqaf Suresi, 30. Ayet:
Cinler: 'Ey kavmimiz, doğrusu biz Mûsâ’dan sonra indirilen, içindeki önceki kitaplara ait geçerli hükümleri doğrulayan, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek İslâm’ı, doğru, muhkem ve güvenli yolu, İslâmî hayat tarzını gösteren bir
kitabı,
Kur’ân’ı dinledik.'...
Cümə Suresi, 2. Ayet:
O, ümmîler içinde kendilerinden (kendilerine) bir peygamber gönderendir ki (bu), onlara âyetlerini okur, onları temizler, onlara
kitabı,
hikmeti öğretir. Halbuki onlar daha evvel hakıykaten apaçık bir sapıklık içinde idiler. ...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
1.
fe emmâ
: fakat, ise, o zaman
2.
men
: kişi, kimse
3.
ûtiye
: verilir
4.
kitâbe-hu
: onun
kitabı,
amel defteri,...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Derken kimin
kitabı,
sağ yanından verilirse artık der ki: Gelin, işte okuyun kitabımı....
Haqqə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve, ama, ise
2.
men
: kişi, kimse
3.
ûtiye
: verilir
4.
kitâbe-hu
: onun
kitabı,
amel defteri, hayat ...
Haqqə Suresi, 25. Ayet:
Ve ama kimin
kitabı,
sol yanından verilirse artık der ki: Keşke verilmeseydi kitabım....
Mutəffifin Suresi, 7. Ayet:
Doğrusu kötülerin
kitabı,
muhakkak Siccin'dedir....
Mutəffifin Suresi, 7. Ayet:
Hayır, iş düşündükleri gibi değil! Rezilliğe batmışların
kitabı,
karanlık ve pis bir çukurun, Siccîn'in ta içindedir....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
Hayır. . . Muhakkak ki Ebrâr'ın
kitabı,
elbette İlliyyîn'dedir....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
Hayır; ebrar olanların
kitabı,
"İlliyîn"dedir....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
Hayır; ebrar olanların
kitabı,
'illiyin'dedir....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
Doğrusu iyilerin
kitabı,
İlliyyin'dedir....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
-Hayır, (gerçek şu ki), iyilerin
kitabı,
illiyyun'dadır....
Mutəffifin Suresi, 18. Ayet:
Hayır; ebrar olanların
kitabı,
«İlliyîn» dedir....
Mutəffifin Suresi, 21. Ayet:
O
kitabı,
Allah'a yakın olanlar görür....
Mutəffifin Suresi, 21. Ayet:
O
kitabı,
Allah'a yakın olanlar görür....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Ama kimin
kitabı,
sağ yanından verilirse....
İnşiqaq Suresi, 10. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve ise
2.
men
: kim, kimse
3.
ûtiye
: verildi
4.
kitâbe-hu
:
kitabı,
hayat filmi
İnşiqaq Suresi, 10. Ayet:
Ve ama kimin
kitabı,
ardından verilirse....
Saffat Suresi, 117. Ayet:
Her ikisine de, açık seçik, anlaşılan
kitabı,
Tevrat’ı verdik....
Ənbiya Suresi, 36. Ayet:
"Ve şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kişiler, seni gördükleri zaman, sadece, seni alaya alıyorlar; “İlâhlarınızı anıp duran bu mudur?” Hâlbuki onlar Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] anılmasını, öğüdünü,
Kitabı,
Kur’ân'ı bilerek reddedenlerin ta kendileridir. "...
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Ve Allah, O'na
kitabı,
haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri ve Tevrât ile İncîl'i öğretecek. ...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
"Hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben, seni Allah'ın vahyi ile güçlendirmiştim. Yüksek mevkide olan biri olarak ve yetişkin biri olarak insanlara konuşuyordun. Hani sana
Kitabı,
haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle/ bilgimle çamurdan; kilden (seramikten) kuş şekli gibi bir şey (Buhurdan) yapıyordun. Sonra da onun içine...
İsra Suresi, 71. Ayet:
O gün, herkesi, her topluluğu, uydukları kişilerle berâber çağıracağız. Gerçekten de
kitabı,
sağ eline verilenler, çekirdekteki kıl kadar bile zulüm görmeden kitaplarını okuyacaklar....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
(Allah) Ona
Kitabı,
hikməti, Tövratı və İncili öyrədəcək....
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah belə buyurmuşdu: ‘Ey Məryəm oğlu İsa! Sənin və ananın üzərindəki nemətimi xatırla. Səni Ruhul Qüds ilə dəstəkləmişdim, beşikdə ikən də, yetkin ikən də, insanlarla danışırdın. Sənə
Kitabı,
Hikməti, Tövratı və İncili öyrətmişdim. Mənim iznimlə nəmli torpaqdan quş şəklində heykəl (surət) düzəltmişdin, sonra onun içinə üfləmişdin, beləcə Mənim iznimlə bir quş olmuşdu. Doğuşdan kor olanı və cüzam xəstəliyinə tutulanı yenə Mənim iznimlə sağaldırdın. Mənim iznimlə ölüləri (dirildib qəbirdən) çıxa...
Sad Suresi, 29. Ayet:
(Bu) mübarək
Kitabı,
(insanların) onun ayələrini düşünüb anlaması və ağıl sahiblərinin də ondan ibrət götürməsi üçün sənə nazil etdik....
Bəqərə Suresi, 78. Ayet:
Onlardan var ümmilər - bilmirlər
kitabı,
ancaq əmindirlər və onlar ancaq zənn edirlər....
Ənbiya Suresi, 10. Ayet:
Əlbəttə, nazil etdik sizə
kitabı,
onda sizin yad etməniz var. Ə, əql etməzsinizmi?...
Möminun Suresi, 49. Ayet:
Biz əta etdik Musaya
kitabı,
ola ki, onlar hidayət olunalar...
Ənkəbut Suresi, 51. Ayet:
Ə, kafi deyilmi onlara, Biz nazil edirik sənin üzərinə
kitabı,
tilavat olunur üzərinə onların? Həqiqətən, bunda inanan qoum üçün rəhmət və yad etmə var!...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De: «Ə, gördünüzmü nə ki, çağırırdınız Allahdan başqa, göstərin mənə nə xəlq ediblər ərzdən, yoxsa onlar üçün səmalarda şəriklik var? Gətirin mənə bundan qabaqkı
kitabı,
ya əsər elmdən, əgər oldunuz sadiqlər!»...
Bəqərə Suresi, 251. Ayet:
Beləliklə Allahın köməyi ilə onları məğlub etdilər və (Talutun əsgərlərindən olan) Davud Calutu öldürdü. Allah ona səltənət, hökmdarlıq və hikmət (şəriət elmləri və əqli maarif) verdi və (Zəbur
kitabı,
gerçəklik əsasında hökm çıxarmaq, quşların dilləri və dəmirdən zireh toxumaq kimi) istədiyi şeylərdən ona öyrətdi. Əgər Allah insanların bəzisini digər bəzilərinin vasitəsi ilə dəf etməsəydi, yer üzünü mütləq fitnə-fəsad bürüyərdi. Lakin Allah bütün aləmdəkilərə qarşı lütf və mərhəmət sahibidir....
Məryəm Suresi, 50. Ayet:
Onların hamısına Öz rəhmətimizdən (səma
kitabı,
övlad və var-dövlət kimi digər nemətlərdən də) əta etdik və (bütün şəriətlərin davamçıları arasında) onlar üçün həqiqi və uca yaxşı ad qoyduq....
Mömin Suresi, 53. Ayet:
Həqiqətən Biz Musaya hidayət (vasitəsi olan Tövrat
kitabı,
səhifələr, din və möcüzələr) verdik və İsrail övladlarını həmin kitabın varisi etdik....
Nəcm Suresi, 56. Ayet:
Bu (Peyğəmbər və onun
kitabı,
bunların hər biri bəşəriyyət üçün) əvvəlki qorxudanlar qismindən olan bir qorxudandır....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Allah ona
kitabı,
hikməti, Tövratı və İncili öyrədəcək....
Maidə Suresi, 110. Ayet:
O gün Allah belə deyəcək: “Ey Məryəm oğlu İsa! Sənə və anana olan nemətimi düşün. O zaman səni Ruhul-Qüds (Cəbrail) ilə dəstəkləmişdim. Beşikdə ikən də, yetkin ikən də insanlarla danışırdın. Sənə
kitabı,
hikməti, Tövratı və İncili də öyrətmişdim. İznimlə palçıqdan quşa bənzər bir şey düzəldib ona üfürürdün, mənim iznimlə dərhal bir quş olurdu. Yenə mənim iznimlə anadangəlmə koru və cüzamlını sağaldırdın. Mənim iznimlə ölüləri də (həyata) çıxarırdın. Sən İsrail oğullarına açıq-aydın möcüzələr gət...
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
Eləcə də sizə ayələrimizi oxumaq, sizi pak etmək, sizə
Kitabı,
hikməti və bilmədiyiniz şeyləri öyrətmək üçün aranızdan sizə bir peyğəmbər göndərdik....
Ali-İmran Suresi, 48. Ayet:
Və Allah, Ona
kitabı,
haqsızlığın, fitnə-fəsadın və qarışıqlığın qarşısını almaq üçün qoyulmuş qanun, prinsip və qaydaları və Tövrat ilə İncili öyrədəcək....
Maidə Suresi, 110. Ayet:
O zaman Allah demişdi ki: "Ey Məryəm oğlu İsa! Sənə olan və anana olan nemətimi xatırla! O vaxt Mən, səni Allahın vəhyi ilə qüvvətləndirmişdim. Yüksək mövqedə olan biri olaraq və yetkin biri olaraq insanlarla danışırdın. O vaxt sənə
Kitabı,
haqsızlığın, fitnə-fəsadın və qarışıqlığın qarşısını almaq üçün qoyulmuş qayda-qanun və prinsipləri, Tövratı və İncili öyrətmişdim. O vaxt Mənim icazəmlə/məlumatım daxilində palçıqdan; gildən (keramikadan) quş şəkli kimi bir şey (buxurdan) düzəldirdin. Sonra ...
İsra Suresi, 2. Ayet:
Musaya da Kitab verdik və Mənim altımdakılardan vəkil [bütün varlıqları müəyyən bir proqrama görə nizamlayan və bu proqramı qoruyaraq, dəstəkləyərək tətbiq edən bir adam/təşkilat] tanımayasınız deyə
Kitabı,
...
Ənbiya Suresi, 36. Ayet:
Və kafirlər [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən kəslər], səni gördükləri zaman, yalnız, səni məsxərəyə qoyurlar; "Məbudlarınızı ele hey yad edən budurmu?" Halbuki Rəhmanın [yaratdığı bütün canlılara dünyada çox mərhəmət edən Allahın] xatırlanmasını, öyüdünü,
Kitabı,
Quranı bilə-bilən inkar edənlər məhz özləridir....