Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peyğəmbərləri onlara belə dedi: “Onun hökmdarlığının əlaməti (Musaya verilən) sandığın sizə gəlməsidir. Onun içində Rəbbinizdən bir təskinlik, həmçinin Musa və Harun nəslinin arxada qoyduğu qalıntılar vardır. Onu mələklər gətirəcək. Əgər inanırsınızsa, bunda sizin üçün bir dəlil vardır”. (Rəvayətə görə, bu ayədə bəhs olunan sandığı Həzrət Musa müharibə vaxtı ordunun önündə aparar və beləcə, əsgərlərin əhval-ruhiyyəsi yüksələrdi. Ordu zəiflədikdən sonra bu sandıq düşmənləri olan Calutun əlinə ke...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
: “Mən (yuxuda) gördüm ki, yeddi arıq inək yeddi kök inəyi yeyir. Bir də yeddi yaşıl sünbül və yeddi quru sünbül gördüm. Ey əyanlar, əgər yuxu yozursunuzsa, mənim yuxumu da yozun!” - dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
dedi: “Onu mənə gətirin!” Elçi (Yusifin) yanına gəldiyi zaman (Yusif) dedi: “Ağanın yanına qayıdıb ondan soruş ki, əllərini kəsən qadınlara nə olmuşdu?! Şübhəsiz ki, mənim Rəbbim onların hiyləsini yaxşı bilir”....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
o qadınlara) dedi: “Yusifi yoldan çıxartmaq istəməkdə məqsədiniz nə idi?!” Onlar: “Allah eləməsin! Biz onun haqqında pis bir şey bilmirik!” - dedilər. Vəzirin zövcəsi (Züleyxa) dedi: “İndi həqiqət ortaya çıxdı. Mən onu tovlayıb yoldan çıxartmaq istəmişdim. O isə, həqiqətən, doğru danışanlardandır”....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
dedi: “Onu mənə gətirin! Onu özümə xas (müşavir) edəcəyəm”. (
Kral
) onunla danışarkən belə dedi: “Sən bu gün yanımızda yüksək mövqe sahibi, etibarlı bir şəxssən!”...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar dedilər: “
Kral
ın su qabını itirmişik. Onu gətirənə bir dəvə yükü ərzaq veriləcək”. (Carçı dedi:) “Mən də buna zaminəm!”...
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Beləcə, (Yusif) qardaşının yükündən əvvəl onların yüklərini axtarmağa başladı. Sonra onu (su qabını) qardaşının yükündən çıxartdı. Biz Yusifə belə bir tədbir görməyi öyrətdik. (Yoxsa) Allahın diləməsi istisna olmaqla,
kral
ın qanunlarına görə qardaşını (öz yanında) saxlaya bilməzdi. Biz dilədiyimiz kimsəni dərəcələrlə yüksəldərik. Hər elm sahibinin üstündə daha yaxşı bilən biri vardır....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gəmiyə gəldikdə, o, dənizdə işləyən yoxsul kimsələrə məxsus idi. Mən də onu qüsurlu vəziyyətə salmaq istədim. Çünki orada bütün (qüsursuz) gəmiləri qəsb edən bir
kral
var idi....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Ve onlar, Süleyman'ın sahip olduğu güç konusunda şeytanların uydurdukları şeylere uydular. Oysa Süleyman gerçeğe aykırı bir şey yapmadı. Ancak insanlara büyü yapmayı öğreten şeytanlar gerçeği gizliyordu; Babil'deki iki meleğe/
kral
a; Harut ve Marut'a bir şey indirilmiş değildi. Hatta bu iki melek/
kral
: "Biz fitneyiz, sakın kafir olma!" demedikçe, hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat onlar, o ikisinden karı ile kocanın arasını açacak şeyler öğrenmeye çalışıyorlardı. Ancak, Allah'ın izni...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsâ’dan sonra İsrâiloğulları’nın ileri gelenlerini görmüyor musun? Kendi peygamberlerine: 'Bize gücü, otoritesi olan bir
kral
, bir ordu komutanı tayin et de onun komutasında Allah yolunda İslâm uğrunda savaşalım' demişlerdi. Peygamber de: 'Ya size savaş farz olur da, savaşmazsanız?' diye sordu. Onlar: 'Yurtlarımızdan çıkarılıp sürülmüş, çocuklarımızdan ayrı bırakılmış olduğumuz halde, Allah yolunda İslâm uğrunda neden savaşmayalım?' dediler. Kendilerine, savaş yazılı kanun haline getirilince, f...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Şu olay dikkatini çekmedi mi? İsrailoğullarının ileri gelenleri, Musa'dan sonra peygamberlerinden birine, 'Bize bir
kral
atasan da ALLAH uğrunda savaşsak,' demişlerdi. 'Ya savaş gerekir de savaşmazsanız?!,' demişti. Onlar, 'Yurdumuzdan ve çocuklarımızdan uzaklaştırılmış durumda iken neden ALLAH yolunda savaşmayalım,' diye karşılık vermişlerdi. Fakat kendilerine savaş farzedilince pek azı hariç yüz çevirdiler. ALLAH zalimleri Bilir....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa'dan sonra İsrail oğullarının önde gelenlerinin, peygamberlerden birine: "Bize bir
kral
tayin et ki Allah yolunda savaşalım!" dediklerini bilmez misin? O: "Ya savaşmanız emredilir de savaştan kaçarsanız?" diye sordu. Onlar: "Biz ve çocuklarımız yurtlarımızdan sürülmüşken Allah yolunda neden savaşmayalım?" diye cevap verdiler. Halbuki savaşmak onlara emredilince, birkaçı dışında, uzak durdular; ama Allah zalimleri çok iyi biliyordu....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsa'dan sonra İsrailoğulları'nın kodamanlar meclisini görmedin mi? Kendilerine gelen bir peygambere şöyle demişlerdi: "Bize bir
kral
gönder, Allah yolunda çarpışalım." Peygamber dedi ki: "Üstünüze savaş yazılır da savaşmazsanız ne olacak?" Dediler ki: "Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık, oğullarımızdan uzak düşürüldük." Nihayet, üzerlerine savaş yazıldığında pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri çok iyi bilir....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri onlara: 'Allah size Tâlût’u özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere güçlü, otoriteli
kral
, ordu komutanı olarak görevlendirdi' dedi. Bunun üzerine onlar: 'Biz
kral
lığa, komutanlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine zenginlik ve servet de verilmemişken o bize nasıl
kral
, komutan olur?' dediler. Peygamber: 'Allah size onu komutan seçti. Ona geniş kitlelere faydası dokunan ilim ve beden kudreti verdi. Allah mülkünü, saltanatını, devletini, sünnetine, düzeninin yasalarına uy...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri onlara, 'ALLAH size
kral
olarak Talut'u atadı,' dedi. Onlar, 'Biz yönetime ondan daha layık olduğumuz halde nasıl olur da üzerimize buyruk sahibi olabilir? Üstelik zengin biri de değil,' dediler. O da, 'ALLAH onu üzerinize seçti. Onun bilgi ve beden gücünü arttırdı,' dedi. ALLAH mülkünü dilediğine verir. ALLAH Cömerttir, Bilendir....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Ve onların peygamberi, toplumunun önde gelenlerine, "Bakın," dedi, "Allah Talut'u size
kral
olarak tayin etti." Onlar: "Biz hükümranlığa ondan daha çok layık iken nasıl bizim üzerimizde hüküm sahibi olabilir?" dediler. (Peygamber) "Bakın," dedi, "Allah onu sizden daha üstün kılmış ve ona derin bilgi ve mükemmel bir beden bahşetmiştir. Ve Allah, hükümranlığı istediğine verir: zira Allah her şeyi kuşatan, her şeyi bilendir."...
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size
kral
gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara şunu da söylemişti: 'Onun
kral
lığının, komutanlığının alâmeti size o ahit sandığının gelmesi olacaktır. Onda Rabbinizin ilâhî kudretinin bir tecellisi, bir huzur, kalplerinize bir ferahlık; Mûsâ ve Hârûn ailelerinin bıraktıkları eşyalardan Tevrat parçaları, asâ ve levhalar, vesaire vardır. Onu melekler getirecektir. Eğer inanmış kimseler iseniz bunda sizin için kesinlikle bir ibret, bir ikaz vardır....
Maidə Suresi, 20. Ayet:
Musa milletine şöyle demişti: 'Ey milletim! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Aranızdan peygamberler çıkardı ve sizi
kral
lar yaptı. Alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi....
Maidə Suresi, 20. Ayet:
Mûsâ, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, Allâh'ın size olan ni'metini hatırlayın; zira (O), aranızda peygamberler var etti, sizi
kral
lar yaptı ve size dünyâlarda hiç kimseye vermediğini verdi."...
Maidə Suresi, 20. Ayet:
Mûsa, kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi
kral
lar yaptı, âlemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."...
Əraf Suresi, 99. Ayet:
E fe eminû me
kral
lahi, fe lâ ye’menu me
kral
lahi illel kavmul hâsirûn(hâsirûne)....
Yusif Suresi, 41. Ayet:
(İmdi,) ey mahpus arkadaşlarım, (rüyalarınızın yorumuna gelince,) biriniz efendisine (
Kral
'a) içki sofrasında sakilik yapacak; ve biriniz, biriniz de asılacak; ve et yiyici kuşlar onun başını didikleyecek. (Ama geleceğiniz ne olursa olsun,) benden yorumlamamı istediğiniz şey (Allah tarafından) karara bağlanmış bulunuyor"....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
O iki kişiden kurtulacağını sandığı kimseye: "Beni efendin(
kral
ın)ın yanında an (benim suçsuz olduğumu
kral
a hatırlat)" dedi. Fakat şeytân o adama, (Yûsuf'un durumunu) efendisine söylemeyi unutturdu, (bundan ötürü Yûsuf), birkaç yıl zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
, “Ben rüyamda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini; ayrıca yedi yeşil başak ve yedi de kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, rüyamı bana yorumlayın” dedi....
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
dedi ki: Ben (rüyada) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek gördüm. Ayrıca, yedi yeşil başak ve diğerlerini de kuru gördüm. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, benim rüyamı da bana yorumlayınız....
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
: 'Ben rüyamda, yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek gördüm. Yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördüm. Ey devlet büyükleri, âlimler, siz, eğer rüya tâbir edebiliyorsanız, benim bu rüyamın tâbirini bana bildirin.' dedi....
Yusif Suresi, 43. Ayet:
(Bir gün)
kral
dedi ki: 'Rüyamda yedi semiz inek görüyorum ki onları yedi zayıf (inek) yiyor. Bir de yedi yeşil başak ve bir o kadarı da kuru. [2] Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız benim rüyam hakkında bana bilgi verin.'...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
(Mısır)
kral
ı dedi ki: «Ben rüyamda yedi semiz ineği yedi arık ineğin yediğini ve yedi yeşil başak ve diğer yedi kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler; eğer rüya yorumlamayı biliyorsanız, rüyamı yorumlayıp bana bilgi verin.»...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
dedi ki: Ben (rüyada) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek gördüm. Ayrıca, yedi yeşil başak ve diğerlerini de kuru gördüm. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, benim rüyamı da bana yorumlayınız....
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Bir gün
kral
dedi ki; «Ben rüyamda yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini, ayrıca yedi yeşil ve bir o kadar da kuru başak gördüm. Efendiler, eğer rüya yorumlamayı biliyorsanız, bu rüyamın ne anlama geldiğini bana söyleyiniz.»...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
VE (bir gün)
Kral
: "Rüyamda" dedi, "yedi çelimsiz ineğin yediği yedi semiz inek, yedi yeşil başak ve bir o kadar da kurumuş başak gördüm. Ey soylular! Eğer rüya yorumlamasını biliyorsanız bu rüyamı bana yorumlayın bakalım!"...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
(
Kral
) dedi ki: “Ben rüyâmda yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yediğini görüyorum. Ayrıca yedi yeşil başak ve bir o kadar da kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer rüyâ yormasını biliyorsanız, bu rüyâmı bana yorumlayınız. ”...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
(Bir gün)
Kral
dedi ki: "Ben, düşümde yedi semiz inek görüyorum, bunları yedi zayıf inek yiyor. Ve yedi yeşil, yedi de kuru başak (görüyorum). Ey efendiler, eğer siz rü'yâ ta'bir ediyorsanız bu rü'yâmın ta'birini bana anlatın."...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
dedi ki: "Düşümde yedi semiz inek görüyorum. Bunları yedi cılız inek yiyor. Ayrıca yedi yeşil başak, yedi de kuru başak görüyorum. Ey bendelerim! Eğer rüya tabir ediyorsanız, bu rüyam hakkında bana bir fetva verin."...
Yusif Suresi, 44. Ayet:
Kral
ın adamları dediler ki; «Bu gördükleriniz birtakım karmaşık, birbirinden kopuk hayallerdir. Biz karmaşık hayallerin yorumunu bilemeyiz.»...
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Yusuf'un hapishaneden kurtulan ve kendisini ancak uzun bir süre sonra hatırlayan arkadaşı
kral
a «Ben bu rüyanın ne anlama geldiğini sizin için öğrenirim, yalnız bana izin verin de bir yere kadar gideyim» dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
, “Onu bana getirin” dedi. Elçi, Yûsuf’a gelince (Yûsuf) dedi ki: “Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir.”...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
(Adam bu yorumu getirince)
kral
dedi ki: "Onu bana getirin!" Elçi, Yusufa geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: "Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir."...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
: 'Yûsuf’u bana getirin.' dedi.
Kral
ın habercisi yanına gelince Yûsuf: 'Efendine geri dön, ona, ellerini kesen kadınların zoru ne imiş, bir sor. Benim Rabbim onların sinsice hazırladıkları kötülük tuzaklarını çok iyi bilir.' dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
, «onu bana getirin !» dedi. Elçi Yûsuf'a gelince, Yûsuf ona, «Efendine dön de o kadınlara ne oldu da ellerini kestiler ? diye sor. Şüphesiz ki Rabbim onların hile ve fendini bilendir.»...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
(Adam bu yorumu getirince)
kral
dedi ki: «Onu bana getirin!» Elçi, Yusuf'a geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: «Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir.»...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
, 'Onu bana getirin,' dedi. Elçi ona gelince (Yusuf,) 'Rabbine dön ve parmaklarını kesen kadınların durumunu ondan sor. Kuşkusuz benim Rabbim, onların entrikalarını bilir,' dedi...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
«O adamı bana getiriniz» dedi. Yusuf, yanına gelen
kral
ın elçisine dedi ki; «Efendinin yanına dön ve ellerini yemek bıçakları ile kesen kadınlara ilişkin olayın içyüzünü kendisine sor. Gerçi Rabbim, o kadınların bana kurdukları tuzağı iyi bilir.»...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Ve (Yusuf'un yorumu kendisine ulaşır ulaşmaz)
Kral
: "Onu bana getirin!" dedi. Ama elçiler kendisine geldiğinde (Yusuf:) "Efendinize gidin ve ondan (önce) ellerini kesen kadınlar hakkındaki gerçeği (ortaya çıkarmasını) isteyin; çünkü, Rabbim onların oyunlarını/tuzaklarını bütün gerçeğiyle bilmektedir!"...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
(Bunun üzerine)
kral
: “Onu bana getirin!” dedi. Elçi (Yusuf'a) gelince (Yusuf ona) dedi ki: “Efendine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi diye bir sor! Şüphesiz ki benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir. ”...
Yusif Suresi, 50. Ayet:
(Elçi bu yorumu getirince)
Kral
: "Onu bana getirin." dedi. Elçi, Yûsuf'un yanına gelince (Yûsuf): "Efendine dön de ona sor, ellerini kesen o kadınların maksadı neydi? (Bunu ortaya çıkarsın). Şüphesiz Rabbim, onların tuzaklarını biliyor", dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
: "Bu yorumu yapanı bana getirin." dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: "
Kral
ına dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir."...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
, kadınlara, “Yûsuf’tan murad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?” dedi. Kadınlar, “Hâşâ! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz” dediler. Aziz’in karısı ise, “Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yûsuf doğru söyleyenlerdendir” dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
kadınlara) dedi ki: Yusufun nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir."...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
, kadınlara: 'Yakınlık gösterip Yûsuf’a sahip olmayı arzuladığınızda sizi buna iten sebep ne idi? Onda size karşı bir meyil mi gördünüz?' dedi. Kadınlar: 'Hâşâ, Allah için, biz onun aleyhine olacak bir kötülüğünü bilmiyoruz' dediler. Devletlü vezirin karısı ise: 'Şimdi hak ve hakikat olduğu gibi ortaya çıktı. Ben yakınlık gösterip hile yaparak ona sahip olmaya kalkıştım. O kesinlikle doğru söyleyenlerdendi.' dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
o kadınlara : «Yûsuf'u kendinize çekmek istediğinizdeki durum ne idi ?» diye sordu. Kadınlar da «Hâşâ, Allah için biz onun aleyhine fenalıktan hiçbir şey bilmiyoruz» diye cevap verdiler. Aziz (vezir)in eşi, «Şimdi hak ortaya çıktı. Onunla ilişki kurmak isteyen ben idim ve şüphesiz Yûsuf doğrulardandır» diyerek gerçeği anlattı....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
kadınlara) dedi ki: Yusuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.»...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
kadınlara:) 'Yusuf'u baştan çıkarmak isterken durumunuz neydi?' Kadınlar, 'ALLAH korusun; biz ondan bir kötülük görmedik!,' dediler. Bunun üzerine, valinin karısı şöyle dedi: 'Gerçek artık ortaya çıktı. Onu ben yoldan çıkarmaya çalışmıştım. O doğru konuşuyor.'...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
, kadınlara «Yusuf'tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?» dedi. Kadınlar «Haşa Allah'a! O'nun hiçbir kötü davranışını görmedik» dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; «Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf'u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur.»...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Bunun üzerine
Kral
o kadınları çağırtıp kendilerine:) "Yusuf'un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?" diye sordu. Kadınlar: "Allah korusun, biz o'ndan en küçük bir kötülük görmedik!" dediler. (Ve) Yusuf'un ilk efendisinin hanımı: "Artık gerçek ortaya çıktı!" diye atıldı, "Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!"...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
kadınlara) dedi ki: “Yusuf'un nefsinden murad almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?” Onlar da: “Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik. ” dediler. Aziz'in karısı da dedi ki: “İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murad almak istemiştim. Doğrusu o sâdıklardandır. ”...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(
Kral
, kadınlara): "Yûsuf'un nefsinden murad almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" dedi. Dediler ki: "Hâşâ, Allâh için (doğru söylemek lâzım), biz onda hiçbir kötülük görmedik!" Aziz'in karısı da: "İşte şimdi hak yerini buldu, ben onun nefsinden murâd almak istemiştim. O tamamen doğrulardandır!" dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
dedi: "Yûsuf'un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?" Dediler ki: "Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz." Aziz'in karısı dedi ki: "İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü sözü doğru insanlardandı."...
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
, “Onu bana getirin, onu özel olarak yanıma alayım”, dedi. Onunla konuşunca dedi ki: “Şüphesiz bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir bir kişisin.”...
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
: 'Yûsuf’u bana getirin, onu kendime özel danışman yapayım' dedi. Onunla konuşunca: 'Bugün, sen, yanımızda yüksek makam sahibi, itibarlı ve güvenilir birisin' dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
, «Yûsuf'u bana getirin, onu kendime özel bir müşavir edineyim» dedi. Ne vakit ki, onunla konuştu, dedi ki: «Bugün senin bizim yanımızda önemli bir yerin ve güvenilir bir makamın vardır!»...
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
dedi ki: 'Getirin onu, yanımda çalışması için onu atayayım' Kendisiyle konuşup görüşünce, 'Sen artık bugün yanımızda önemli bir makamı olan güvenilir birisin,' dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
«Getirin o adamı bana, onu yakın çevreme alayım» dedi. Yusuf ile konuşunca da ona «Bugün sen artık bizim yüksek mevkili ve güvenilir bir adamımızsın» dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Ve
Kral
: "Onu bana getirin," dedi, "ki, kendime dost edineyim". Ve o'nunla konuşunca, (
Kral
:) "Bundan böyle yanımızda kendisine güven duyulan biri olarak" dedi, "yüksek bir yerin olacaktır!"...
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
: “Onu bana getirin, yanıma alayım!” dedi. Onunla konuşunca: “Bugün sen bizim nezdimizde yüksek bir mevki sahibisin ve güvenilir bir kimsesin. ” dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
: "Onu bana getirin, dedi, onu kendime özel (dost) yapayım!" Kendisiyle konuş(up ondaki olgunluğu gör)ünce (Yûsuf'a): "Sen, dedi, artık bugün yanımızda mevki sâhibi, güvenilir(bir kimse)sin."...
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
dedi ki: "Onu bana getirin, kendime özel dost edineyim." Yusuf'la konuşunca da şöyle dedi: "Artık bugün yanımızda mevkii olan, güvenilir bir dostsun."...
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yûsuf da,
Kral
’a: 'Beni, ülkenin hazinelerinin, depolarının, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tasarrufunun, devletin başına getir. Ben iyi korurum. Bunların dağıtım, kayıt ve koruma işlerini iyi bilirim.' dedi....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
Yusuf,
kral
a «Beni ülkenin hazinelerini yönetmekle görevlendir. Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim....
Yusif Suresi, 55. Ayet:
(Yûsuf,
kral
a): "Beni ülkenin hazineleri üstüne bakan yap. Çünkü ben (onları) iyi korur, (yönetmesini) iyi bilirim." dedi....
Yusif Suresi, 70. Ayet:
Ve (sonra) onların yüklerini yükletirken (
Kral
'ın) su kabını (küçük) kardeşinin denkleri arasına koydurttu. Ve (böylece onlar, bundan habersiz, şehirden ayrılırken) bir çığırtkan: "Ey kervancılar!" diye bağırdı, "Meğer ne hırsızlarmışsınız siz!"...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Kral
ın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri:) Ben buna kefilim, dedi....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar: 'Kaybettiğimiz
kral
ın altın su tasını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü bahşiş var.' dediler, içlerinden biri: 'Buna ben de kefilim' dedi....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar da, «
kral
ın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü (ödül) vardır, ben buna kefilim,» dediler....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Kral
ın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri:) Ben buna kefilim, dedi....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
'
Kral
ın su tasını kaybettik. Kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir. Ben bunu garantiliyorum.'...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Görevlilerden biri dedi ki; «Ölçü kabı olarak kullanılan
kral
ın su tasını kaybettik. Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek buna ben kefilim.»...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
"
Kral
'ın su kupasını kaybettik" diye karşılık verdiler, "Onu kim bulursa, (ödül olarak) kendisine bir deve yükü (zahire) verilecek!" "Buna ben kefilim!" diye ekledi (çığırtkan)....
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar dediler ki: “
Kral
ın su kabını kaybettik, onu arıyoruz! Onu getirene bir deve yükü mükâfat verilecek. Ben buna kefil oluyorum. ”...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Dediler ki: "
Kral
ın su tasını kaybettik (onu arıyoruz). Onu getirene bir deve yükü (mükâfât) var. Ben buna kefilim"...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Dediler: "
Kral
ın su tasını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Kefili benim."...
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yûsuf’a böyle bir plan öğrettik. Yoksa
kral
ın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusufa böyle bir tedbir öğrettik, yoksa
kral
ın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce, ötekilerin yüklerini aramaya başladı. Sonra da tası kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yûsuf’a böyle taktik uygulattık. Yoksa,
kral
ın mevzuatına, kanunlarına göre kardeşini alıkoyamayacaktı. Ancak Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olduğu takdirde, diyecek yoktur. Biz, sünnetimize, düzenimizin yasalarına uygun olarak, irademizin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kullarımızdan bazılarının ilim ve hikmet...
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf'a böyle bir tedbir öğrettik, yoksa
kral
ın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
(Yusuf) kardeşinin yükünden önce onların yüklerinden başladı ve sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir planı öğretmiştik.
Kral
ın yasasını uygulasaydı kardeşini alıkoyamazdı; ALLAH dilese başka. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Yusuf, öz kardeşinin valizinden önce üvey kardeşlerinin valizlerini aradı, sonra tası öz kardeşinin valizinden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik. Çünkü
kral
ın yasalarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Meğer ki, Allah bu alıkonmayı dilemiş olsun. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her bilenden daha üstün bir bilgin vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine (kovuşturma için Yusuf'un yanına getirildiler,) Yusuf, arama işine küçük kardeşi (Bünyamin)in yükünden önce üvey kardeşlerinin yüklerinden başladı; ve sonunda kupayı (küçük) kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yusuf(un dileğine erişmesi) için Biz olayları işte böyle düzenledik; Allah (böyle) dilemeseydi,
Kral
'ın yasalarına göre, (Yusuf) kardeşini (başka türlü) alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi (bilgice) yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde her şeyi bilen ...
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra da su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yusuf'a böyle bir tedbir öğrettik. Yoksa
kral
ın dinine (kanunlarına) göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah dilerse başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine (Yûsuf), kardeşinin yükünden önce ötekilerin yüklerini aramağa başladı; sonra tası kardeşinin yükünden çıkardı. İşte Yûsuf'a böyle bir çare öğrettik. Yoksa
kral
ın dini(kanunu)na göre (Yûsuf) kardeşini alamazdı. Meğer Allâh dilemiş olsun. (Biz) dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilgi sâhibinin üstünde daha bir bilen vardır....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında,
kral
ın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır....
Yusif Suresi, 77. Ayet:
(
Kral
'ın kupası Bünyamin'in denginden çıkar çıkmaz öteki kardeşler:) "Eğer o çaldıysa ne ala, çünkü bir zamanlar onun kardeşi de hırsızlık yapardı!" Bu durum karşısında Yusuf, düşüncelerini onlara belli etmeksizin, kendi kendine: "Sizin durumunuz çok kötü; Allah ne söylediğinizi olduğu gibi biliyor" dedi....
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Biz onların kalplerini sağlam kılmıştık. (
Kral
ın önünde) durduklarında şöyle dediler: 'Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tapmayacağız. Aksi takdirde, andolsun ki, çok saçma bir söz söylemiş oluruz....
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (
Kral
a karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."...
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (
Kral
a karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir; tanrı olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun gerçeğin dışına çıkarız."...
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Ve (
kral
ın önünde) ayağa kalktıklarında onların kalblerini kuvvetlendirdik de şöyle dediler: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! O’ndan başkasına aslâ ilâh olarak yalvarmayız! Yoksa yemîn olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.'...
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (
Kral
a karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.»...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
1.
emme
: fakat, lâkin, amma
2.
es sefînetu
: gemi
3.
fe kânet
: o zaman oldu, idi
4.
li mesâkîne
: fakirlere ait,...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Lâkin gemi, denizde çalışan fakirlerindi. Onu kusurlu yapmak istedim. Onların arkasında, bütün gemileri gasbederek (zorla) alan bir melik (
kral
) vardı....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
“O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir
kral
vardı.”...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir
kral
vardı....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
'Gemi, çevresi, çaresi olmayan bir kısım yoksul insanlarındı. Denizde taşımacılık yaparak, çalışarak nafakalarını kazanıyorlardı. O gemiyi, ayıplı, kusurlu hale getirmek istedim. Daha ilerde, her sağlam gemiye el koymayı alışkanlık haline getiren zâlim zorba bir
kral
vardı.' dedi....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gemi, denizde çalışan birtakım yoksullara aitti. Ben onu kusurlu yapmak istedim. (Çünkü) arkalarında her (sağlam) gemiyi zorla alan bir
kral
vardı....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir
kral
vardı."...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
«Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu kılmak istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir
kral
vardı.»...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
'Gemi, denizde çalışan yoksul (balıkçı)lara aitti. Gemiyi kusurlu yapmak istedim; zira peşlerinde, tüm gemileri zorla ele geçiren bir
kral
vardı.'...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir
kral
vardı."...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
“Gemi, denizde çalışan bir kaç yoksula âit idi. Ben onu (tamire muhtaç) ayıplı göstermek istedim. Çünkü gideceği yerde her güzel gemiyi zorla alan bir
kral
vardı. ”...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Birincisi gemi, denizde çalışan fakirlere aitti. Onun kusurlu görünmesini istedim. Çünkü arkalarında, her sağlam gemiyi gasp eden bir
kral
vardı....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"O (yaraladığım) gemi, denizde çalışan yoksullarındı. Onu kusurlu yapmak istedim, çünkü onların ilerisinde her (sağlam) gemiyi zorla alan bir
kral
vardı."...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir
kral
vardı.»...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
"Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir
kral
vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu."...
Məryəm Suresi, 37. Ayet:
Sonra fı
kral
ar kendi aralarında ihtilâf etdi. Artık görecekleri büyük bir günün çetin azâbı o kâfirlerindir. ...
Nəml Suresi, 18. Ayet:
Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde durdular.
Kral
içe karınca: 'Ey karıncalar, yuvalarınıza girin. Süleyman, askerî erkânı ve orduları farkında olmadan sizi ezmesinler.' dedi....
Nəml Suresi, 18. Ayet:
Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir dişi (
kral
içe) karınca: 'Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin' dedi....
Nəml Suresi, 23. Ayet:
'Sebe’ halkına
kral
içe sıfatıyla hükümdarlık eden liyâkatli, yiğit bir kadınla karşılaştım. Kendisine her şey verilmiş. Muazzam bir tahtı var.'...
Nəml Suresi, 29. Ayet:
Sebe
kral
içesi Belkıs dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.”...
Nəml Suresi, 29. Ayet:
Mektubu alan Sebe’
kral
içesi: 'Beyler! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı.' dedi....
Nəml Suresi, 29. Ayet:
(Hüdhüd mektubu atınca, Sebe
Kral
içesi:) -Ey ileri gelenler, bana çok önemli bir mektup atıldı....
Nəml Suresi, 29. Ayet:
Kral
içe: "Değerli danışmanlarım! "Bana çok önemli bir mektup gönderildi."...
Nəml Suresi, 32. Ayet:
Kral
içe: 'Beyler, bu önemli icra planımda bana bir fikir verin. Bilirsiniz, siz yanımda fikirlerinizi beyan etmeden hiçbir icra planımı karara bağlamam' dedi....
Nəml Suresi, 32. Ayet:
Kral
içe «Ey devletin ileri gelenleri, bu konuda ne yapmam gerektiğine ilişkin görüşlerinizi söyleyiniz, ben sizin görüşünüzü almadan hiçbir işi kesin sonuca bağlamam....
Nəml Suresi, 34. Ayet:
(
Kral
içe Belkıs) şöyle dedi: “
Kral
lar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.”...
Nəml Suresi, 34. Ayet:
Kral
içe: '
Kral
lar, bir memlekete girdiler mi, o memleketi perişan ederler. Halkının ulularını hakir hale getirirler. Herhalde onlar da, böyle davranacaklar.' dedi....
Nəml Suresi, 34. Ayet:
(Kadın lider) dedi ki, '
Kral
lar girdikleri ülkeleri bozarlar ve onların onurlu halkını aşağılarlar. Böyle davranırlar.'...
Nəml Suresi, 34. Ayet:
Kral
içe dedi ki; «Hükümdarlar bir ülkeye ayak bastıklarında oranın düzenini alt üst ederler ve halkının seçkinlerini hor ve itibarsız duruma düşürürler. Onlar hep böyle yaparlar.»...
Nəml Suresi, 34. Ayet:
(Melike:) "Gerçek şu ki,
kral
lar bir ülkeye girdiklerinde orayı tarümar ederler; oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar. İstilacıların davranış tarzı (her zaman) böyledir....
Nəml Suresi, 34. Ayet:
-
Kral
lar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı kırıp geçirirler, halkının mevki ve makam sahiplerini alçaltırlar. Bunlar da böyle yapabilirler....
Nəml Suresi, 34. Ayet:
"Doğrusu" dedi
Kral
içe, hükümdarlar bir ülkeye girince oranın düzenini altüst eder, halkının eşrafını da sefil ve zelil ederler. Evet istilacılar hep böyle yaparlar....
Nəml Suresi, 34. Ayet:
Melike dedi: "Şu bir gerçek ki
kral
lar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil, sefil ederler. İşte böyle yaparlar."...
Nəml Suresi, 36. Ayet:
Kral
içenin elçisi gelince Süleyman ona dedi ki; «Beni mal ile mi kandıracaksınız? Allah'ın bana bağışladığı ayrıcalıklar size verdiklerinden daha üstündür. Siz bu hediyenizle övünebilirsiniz?»...
Nəml Suresi, 38. Ayet:
Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (
kral
içenin) tahtını getirebilir?”...
Nəml Suresi, 38. Ayet:
Sonra Süleyman kumandanlarına: 'Ey devlet büyükleri, onlar teslimiyyet gösterip, İslâm’ı yaşayacak müslümanlar olarak bana gelmeden önce, hanginiz
kral
içenin tahtını bana getirecek?' dedi....
Nəml Suresi, 38. Ayet:
Suleyman: «Ey cemaat! Bana teslim olmalarindan once, hanginiz o
kral
icenin tahtini yanima getirebilir?» dedi....
Nəml Suresi, 38. Ayet:
Süleyman: 'Ey cemaat! Bana teslim olmalarından önce, hanginiz o
kral
içenin tahtını yanıma getirebilir?' dedi....
Nəml Suresi, 38. Ayet:
Süleyman (yanındakilere dönerek) Ey devletin ileri gelenleri, bu adamlar boyun eğerek huzuruma gelmeden önce hanginiz
kral
içenin o tahtını bana getirebilir? dedi....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
İlâhî kitaplardaki bilgileri iyi bilenlerden biri ise: 'Göz ucuyla kendine bakacak süreden daha kısa bir zamanda, ben onu sana getiririm' dedi. Süleyman
kral
içenin tahtını yanı başına yerleştirilmiş görünce: 'Bu Rabbimin lütuf ve ihsanındandır. Şükür mü edeceğimi, nankörlük mü edeceğimi denemek istiyor. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki, benim Rabbim zengindir, muhtaç değildir, af, merhamet ve kerem sahibidir.' dedi....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Ama nezdinde, kitaptan ilim olan bir zat da: "Ben, sen gözünü açıp kapamadan onu getirebilirim" der demez, Süleyman,
Kral
içenin tahtının yanıbaşında durduğunu görünce: "Bu, Rabbimin lütuflarındandır. Bu şükür mü edeceğim, yoksa nankörlerden mi olacağım? diye beni sınamak içindir. Şükreden sadece kendi lehine olarak şükreder. Nankörlük eden ise bilmelidir ki Rabbim onun şükründen müstağnidir, şükrüne ihtiyacı yoktur, ihsan ve keremi boldur."...
Nəml Suresi, 41. Ayet:
Sonra yanındakilere dönerek «Tahtı
kral
içenin tanımayacağı şekilde değiştirin! bakalım onu tanıyabilecek mi, yoksa tanımayacak mı?» dedi....
Nəml Suresi, 41. Ayet:
Devamla dedi ki: "Şimdi
Kral
içenin tahtının şeklini değiştirin! Bakalım onu tanıyacak mı, tanımayacak mı?"...
Nəml Suresi, 42. Ayet:
Kral
içe gelince: 'Senin tahtın da böyle mi?' denildi.
Kral
içe: 'Bu, tıpkı o' dedi, tahtını tanıdı. Süleyman: 'Zaten, o gelmeden önce, onun bileceği ile ilgili bilgi bize verilmişti. Biz, Allah’ın emrini, hükmünü, vahyini kabul eden müslümanlarız.' dedi....
Nəml Suresi, 42. Ayet:
Kral
içe gelince kendisine: «Bu senin tahtın mıdır? diye soruldu. O da dedi ki; «Sanki odur. Zaten bu mucizeden önce bize bilgi verilmiş ve biz senin çağrına boyun eğmeye hazırlanmıştık.»...
Nəml Suresi, 42. Ayet:
Kral
içe geldiği zaman: -Senin tahtın böyle miydi? denildi. O da: -Sanki bu o! Daha önce bize bilgi verildi ve müslüman olduk, dedi....
Nəml Suresi, 42. Ayet:
(
Kral
içe) Gelince (ona): "Senin tahtın da böyle mi?" dendi, "Tıpkı o, dedi, zaten bize daha önce bilgi verilmişti. (Allâh'ın kudretini ve senin peygamber olduğunu anlamış) ve biz müslüman olmuştuk."...
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Ona: 'Köşke, içeri buyur.' denildi.
Kral
içe köşkün billur döşemesini görünce, derin bir su sanarak eteğini yukarı çekti, bacaklarını açtı. Süleyman: 'Bu, billurdan döşenmiş bir sahanlıktır' dedi.
Kral
içe: 'Rabbim, ben senden başkasına kulluk ve ibadet ederek kendime yazık etmişim. Süleyman’la beraber, bütün varlıkların, âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim olarak hükmüne rıza gösterdim, müslüman oldum.' dedi....
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Kral
içeye: "Buyurun, saraya girin" denildi. Sarayın eyvanını görünce, zemininde engin ve duru su olduğunu zannedip eteğini yukarı çekti. Süleyman: "Bu, sırçadan yapılmış şeffaf bir saraydır."
Kral
içe:"Ya Rabbî, dedi, Ben (Sen’den başkasına ibadet etmekle) kendime zulmetmişim, şimdi ise Süleyman’la birlikte alemlerin Rabbine teslim oluyorum."...
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Ona: "Köşke gir!" dendi. Köşkü görünce zemini su sandı ve bacaklarını sıvadı. (Süleymân) "O, cilâlı, şeffaf sırçadandır" dedi. (
Kral
içe): "Rabbim, ben kendime zulmetmişim. (Artık) Süleymân'la beraber âlemlerin Rabbi Allah'a teslim oldum," dedi....
Zuxruf Suresi, 51. Ayet:
Fir'avn kendi milleti içinde şöyle seslendi: «Ey milletim !» dedi, «Mısır mülkü ve
kral
lığı benim değil midir? Şu ırmaklar benim altımdan akmıyor mu ? Görmüyor musunuz ?...
Qəmər Suresi, 55. Ayet:
Güçlü
Kral
ın yanında onurlu makamlardadırlar....
Mücadilə Suresi, 19. Ayet:
İstahveze aleyhimuş şeytânu fe ensâhum zi
kral
lâh(zi
kral
lâhi), ulâike hizbuş şeytân(şeytâni), elâ inne hizbeşşeytâni humul hâsirûn(hâsirûne)....
Cümə Suresi, 1. Ayet:
Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi ALLAH'ı yüceltir. O
Kral
dır, En kutsaldır, Üstündür, Bilgedir....
Naziat Suresi, 24. Ayet:
-Sizin en yüce Rabbi’niz/
kral
ınız benim, dedi....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
"O gün Allah'ın koruması altına girmiş kişileri, Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] binekli heyetler hâlinde;
kral
a giden elçi ihtişamıyla toplayacağız. "...
Nəml Suresi, 34. Ayet:
(34,35) Melike: “Hiç şüphesiz ki
kral
lar bir memlekete girdikleri zaman hemen orayı bozarlar ve halkının ulularını aşağılarlar. Onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara bir hediye göndereyim de bakalım elçiler ne ile dönecekler!” dedi. ...
Nəml Suresi, 35. Ayet:
(34,35) Melike: “Hiç şüphesiz ki
kral
lar bir memlekete girdikleri zaman hemen orayı bozarlar ve halkının ulularını aşağılarlar. Onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara bir hediye göndereyim de bakalım elçiler ne ile dönecekler!” dedi. ...
Kəhf Suresi, 78. Ayet:
(78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir
kral
vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
(78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir
kral
vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 80. Ayet:
(78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir
kral
vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 81. Ayet:
(78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir
kral
vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
(78-82) "Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir
kral
vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
"Ve kendilerine Kitap verilenler, Süleymân mülküne dair şeytânların okuyup durdukları şeylere uydular. Hâlbuki küfretmemişti; Süleymân Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmemişti, ama o şeytanlar küfretmişti; bilerek reddetmişlerdi; insanlara sihri ve Bâbil'de iki peygambere/ iki
kral
a; Hârût ve Mârût'a indirileni öğretiyorlardı. Hâlbuki Hârût ve Mârût, “Biz saflaşmanız için bir ateşten malzemeyiz, sakın küfretme; gerçeği bilerek reddetme!” demedikçe hiç kimseye hiçbir şey öğretmezlerdi...
Yusif Suresi, 43. Ayet:
Kral
: “Mən yuxumda yeddi arıq inəyin yeddi kök inəyi yediyini, həmçinin yeddi yaşıl sünbül və yeddi də quru sünbül görürəm. Ey əyanlar! Əgər yuxu yozursunuzsa, mənə yuxumu yozun”, – dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Kral
: “Onu mənim yanıma gətirin”, – dedi. Elçi Yusufun yanına gəldikdə (Yusuf ) dedi ki: “Ağanın yanına qayıt, soruş ki, əllərini kəsən o qadınların qərəzi nə idi? Şübhəsiz, Rəbbin onların hiyləsini haqqı ilə biləndir”....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kral
qadınlara: “Yusufdan kam almaq istədiyiniz zaman qərəziniz nə idi?” – dedi. Qadınlar: “Əsla! Allah üçün biz onun bir pisliyini bilmirik”, – dedilər. Əzizin arvadı isə: “İndi həqiqət ortaya çıxdı. Mən ondan kam almaq istədim. Şübhəsiz, Yusuf doğru söyləyənlərdəndir”, – dedi....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral
: “Onu mənə gətirin, yanıma götürüm”, – dedi. Onunla danışdıqda dedi ki: “Şübhəsiz, bu gün sən yanımızda yüksək məqam sahibi və güvənilən birisən”....
Yusif Suresi, 76. Ayet:
Yusuf qardaşının yükündən əvvəl onların yüklərini axtarmağa başladı. Sonra su qabını qardaşının yükündən çıxartdı. Biz Yusufa belə bir tədbir öyrətdik. Yoxsa
kral
ın qanunlarına görə qardaşını saxlaya bilməzdilər. Ancaq Allahın istəməsi istisnadır. Biz istədiyimiz kimsənin dərəcələrini yüksəldərik. Hər elm sahibinin fövqündə daha yaxşı bir bilən var....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
“O gəmi dənizdə işləyən bir dəstə yoxsula aid idi. Ona xətər yetirmək istədim, çünki onlardan irəlidə hər gəmini zorla ələ keçirən bir
kral
var idi”....
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
Gəmi hadisəsinə gəlincə; o, dənizdə işləyən bəzi yoxsulların idi. O səbəblə mən onu qüsurlu hala gətirmək istədim. Yaxınlıqda bütün gözəl, möhkəm gəmiləri qəsb edib alan bir
kral
vardı. ...
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
O gün Allahın mühafizəsi altına daxil olan kəsləri Rəhmana [yaratdığı bütün canlılara dünyada çox mərhəmət edən Allaha] minikli heyətlər halında;
kral
a gedən elçi ehtişamıyla cəm edəcəyik....