Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yeryüzünün ki
lit
leri yalnızca O'nundur. O, dilediği kimse için rızkı genişletir ve takdir eder. O, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar, Kur'an üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde ki
lit
leri mi var?...
Bəqərə Suresi, 7. Ayet:
Allâh, onların, beyinlerindeki hakikat algılamasını ki
lit
lemiştir; basîretleri perdelidir. Yaptıklarının sonucu olarak feci bir azabı hak etmişlerdir....
Bəqərə Suresi, 18. Ayet:
Sağırdırlar (algılamaları ki
lit
lenmiştir), dilsizdirler (hakikati dillendirmezler), kördürler (apaçık hakikati algılayamazlar); onlar hakikatlerine dönemezler!...
Bəqərə Suresi, 65. Ayet:
Yemin olsun ki sizden Sebt'te (Cumartesi'ye hürmet etmeyip) haddini aşanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar (hakikatinin getirisini yaşamayı terk edip tak
lit
le yaşayanlar) olun!"...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve iz cealnâl beyte mesâbeten lin nâsi ve emnâ(emnen), vettehizû min makâmı ibrâhîme musallâ(musallen) ve ahidnâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle en tahhirâ beytiye
lit
tâifîne vel âkifîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Bəqərə Suresi, 164. Ayet:
Şüphesiz ki semâlar ve arzın (gökler ve yeryüzünün - şuur boyutlarının ve bedenin) yaratılışının; gece ile gündüzün (âlemlerin gerçekte yokluğu rea
lit
esinin ardından yeniden âlem sûretlerini seyir hâline geçiş) birbiri ardınca gelişinin; insanların yararı için denizde akıp giden gemide (ilâhî ilim denizinde yüzen bireysel şuurda); Allâh'ın semâdan su inzâl edip onunla ölümden sonra arzı diriltmesinde (bilinç katlarından ilim inzâl ederek hakikatine şuuru olmayan bedende "diri" olanın açığa çıkar...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Fîd dunyâ vel âhirah(âhirati) ve yes’elûneke anil yetâmâ kul ıslâhun lehum hayr(hayrun) ve in tuhâ
lit
ûhum fe ıhvânukum vallâhu ya’lemul mufside minel muslih(muslihi) ve lev şâallâhu le a’netekum innallâhe azîzun hakîm(hakîmun)....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
1.
fî ed dunyâ
: dünya hakkında, dünyada
2.
ve el âhirati
: ve ahiret
3.
ve yes'elûne-ke
: ve sana soruyorlar, sorarlar
4.
an e...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve in tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne ve kadfaradtum lehunne farîdaten fe nısfu mâ faradtum illâen ya’fûne ev ya’fuvellezî bi yedihî ukdetun nikâh(nikâhı), ve en ta’fû akrabu
lit
takvâ ve lâ tensevul fadla beynekum innallâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezine
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler
4.
enfikû...
Bəqərə Suresi, 267. Ayet:
Ey müminler, kazandıklarınızın temiz ve ka
lit
eli olanları ile sizin için topraktan yetiştirdiklerimizden sadaka verin, sakın kendiniz göz yummadan almayacağınız, adi ve ka
lit
esi bozuk şeyleri vermeye kalkışmayın. İyi bilin ki Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, övülmek O'na mahsustur....
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Onların bazısı, kitapta olmayanı kitaptan sanasınız diye dillerini bükerek kitabı tak
lit
eder ve ALLAH katından olmadığı halde, 'Bu ALLAH katındandır,' derler. Bile bile, ALLAH adına yalan söylerler....
Ali-İmran Suresi, 199. Ayet:
Muhakkak ki, kendilerine hakikat ilmi verilmiş olanlardan öyleleri vardır ki, hakikatleri olan Allâh Esmâ'sına, size inzâl olunana, kendilerine inzâl olunana Allâh için huşû duyarak iman ederler. Allâh'ın işaretlerindeki varlığı rea
lit
esini, kendilerini bu hakikatten perdeleyecek az bir dışsal zevke değişmezler! İşte onlar için Rableri indînde (kendi Esmâ bileşimlerinden açığa çıkan) mükâfatları vardır. Allâh, hesabı anında görendir....
Nisa Suresi, 76. Ayet:
Ellezîne âmenû yukâtilûne fî sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne keferû yukâtilûne fî sebî
lit
tâgûti fe kâtilû evliyâeş şeytân(şeytâni), inne keydeş şeytâni kâne daîfâ(daîfen)....
Nisa Suresi, 155. Ayet:
Ahdlerinden dönmeleri, Allâh'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr etmeleri, Hakk'ın muradına karşı Nebileri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" (şuurlarımız koza içindedir) demeleri yüzünden, yaptıklarının karşılığını verdik. Bilakis inkârları yüzünden anlayışlarını ki
lit
ledik! Artık pek azı hariç, iman etmezler!...
Maidə Suresi, 8. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû kûnû kavvâmîne lillâhi şuhedâe bil kıstı ve lâ yecrimennekum şeneânu kavmin alâ ellâ ta’dilû. I’dilû, huve akrabu
lit
takva vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe habîrun bimâ ta’melûn(ta’melûne)....
Maidə Suresi, 13. Ayet:
Ahdlerini bozmaları ile onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık (anlayışlarını ki
lit
ledik)! Kelimelerdeki mânâları asıl anlamlarından saptırırlar. Uyarıldıkları hakikatlerden haz almayı unuttular. . . Pek azı hariç, onlardan daima hainlik görürsün. . . Onları affet, aldırma! Muhakkak ki Allâh ihsan sahiplerini sever....
Maidə Suresi, 48. Ayet:
Sana da, kendinden önce inzâl olmuş hakikat bilgilerini tasdik eden ve onlar üzerine koruyucu, şahit, hâkim olan, Hakk'ı ihtiva eden hakikat (Sünnetullah bilgisini) inzâl ettik. . . O hâlde onların aralarında Allâh'ın inzâl ettiği ile hükmet. . . Hak'tan sana geleni bırakıp, onların boş heves ve arzularına tâbi olma. . . Sizden her biriniz için bir şir'at (yaşam ortam ve şartlarına göre kurallar) ve bir minhac (zamanla değişmesi mümkün olmayan rea
lit
eler üzerine kurulmuş sistem) oluşturduk. . . ...
Maidə Suresi, 60. Ayet:
De ki: "Allâh indînde, yapageldiklerinin karşılığı ne kadar kötüdür, bu konuda size haber vereyim mi? Allâh'ın lânetlediği ve gazap ettiğidir o kimse! (Allâh) onları maymunlar (düşünmeden tak
lit
le yaşayanlar), domuzlar (şehevî zevkleri için yaşayanlar) ve tağuta (şeytana - vehmine - dürtülerine) tâbi olarak yaşayanlar hâline dönüştürmüştür! İşte bunlardır mekânı en kötü olanlar ve yolun ortasından sapanlar!...
Ənam Suresi, 43. Ayet:
Bari azabımız onlara geldiğinde alçak gönüllülük ile yaklaşsalardı ya! Fakat kalpleri katılaştı (bilinçleri ki
lit
lendi) ve şeytan da (vehimleri de) yaptıkları amelleri kendilerine süslü gösterdi....
Ənam Suresi, 46. Ayet:
De ki: "Düşünün bakalım, eğer Allâh işitmenizi (algılamanızı) ve gözlerinizi (görmenizi) alsa, kalplerinizi (şuurunuzu) ki
lit
lese, Allâh'ın gayrı olarak onu size getirecek bir tanrı mı var?" Bak nasıl işaretleri farklı şekillerle anlatıyoruz, sonra (buna rağmen) onlar yüz çevirip ayrılıyorlar....
Ənam Suresi, 110. Ayet:
Onların fuadlarını (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar - kalp nöronları) ve gözlerini (görüp değerlendirme) kalbederiz (ki
lit
leriz), başta (mucize gelmeden önce) ona iman etmedikleri gibi! Onları kendi taşkınlıklarında kör ve şaşkın, bocalar durumda, kendi hâllerine terk ederiz!...
Əraf Suresi, 2. Ayet:
Kitâbun unzile ileyke fe lâ yekun fî sadrike haracun minhu
lit
unzire bihî ve zikrâ lil mu’minîn(mu’minîne)....
Əraf Suresi, 16. Ayet:
"Yemin ederim ki, (yudillü men yeşau = dilediğine sapmayı yaşattırır; rea
lit
esince) beni sapıttırmanın sonucu olarak, onlara engel olmak için senin sırat-ı müstakimine oturacağım!"...
Əraf Suresi, 100. Ayet:
Helâk olan toplumun mirasçısı olan halk (hâlâ) şu gerçeği fark etmedi mi: Eğer dilesek onların suçları yüzünden onlara musîbetler isâbet ettirir, kalplerini mühürleriz (bilinçlerini ki
lit
leriz) de artık onlar algılayamazlar!...
Əraf Suresi, 101. Ayet:
İşte o çeşitli yerleşim alanındakiler ki onların haberlerinden sana art arda anlatıyoruz. . . Andolsun ki Rasûlleri, açık deliller olarak gelmişti. . . (Fakat) önceden yalanladıklarına (Din'e, B sırrınca) iman etmediler. . . İşte Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenlerin kalplerini böyle mühürler (bilinçlerini ki
lit
ler)....
Əraf Suresi, 127. Ayet:
Firavun'un halkının e
lit
takımı, 'Musa'yı ve halkını, seni ve tanrılarını bıraksınlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakıyorsun,' dediler. (Firavun:) 'Kadınlarını yaşatıp oğullarını öldüreceğiz. Biz onlardan çok daha güçlüyüz,' dedi....
Əraf Suresi, 166. Ayet:
Ne zaman ki kibirlenip yasaklandıkları şeylerden dolayı kızıp hadlerini aştılar, kendilerine: "Aşağılık maymunlar (birbirini tak
lit
le yaşayan, aklını kullanamayan mahlûklar) olun" dedik....
Ənfal Suresi, 11. Ayet:
Hani O, kendinden bir sükûn ve güven hâli oluşturuyordu; sizi onunla (nefsanî duygulardan) arındırmak, sizden şeytanın pisliğini (korku, evham) gidermek, şuurunuzdaki Hak müşahedesini kuvvetlendirmek ve ayakları (-nızı) (bu ilimle) sâbit tutmak için de üzerinize semâdan bir su inzâl ediyordu (SU, ilmî marifet; kesinlikle Allâh muradı neyse onun yerine geleceğine, yakîn hâline işaret eder). (Bu âyet benzetme yollu anlatımın örneğidir. Zira olay sırasında gökten yağan su - yağmur, ayakları yere ba...
Ənfal Suresi, 12. Ayet:
Hani Rabbin melâikeye şöyle vahyetmişti: "Muhakkak ben sizinle beraberim (Allâh melekle yan yana olmayacağına göre; anlatılmak istenen {tasavvufta mâiyet sırrı diye bahsedilen}: meleklerin, kendilerindeki kuvvet ve kudretin Allâh'ın kuvvet ve kudreti bilincini taşıdıkları rea
lit
esine işaret olunmaktadır). . . İman edenleri sâbitleyin. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlerin kalplerinde korku oluşturacağım. . . (Onların) boyunlarının üstüne vurun (vehim üzere sâbitleyin) ve onların her parmağına da...
Ənfal Suresi, 22. Ayet:
Muhakkak ki Allâh indînde canlıların en şerrlisi, aklını kullanmayan (tak
lit
le yaşayan) sağırlar ve dilsizlerdir....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler, Uzeyr, Allah'ın oğludur dedi, Nasrânîler de Mesîh, Allah'ın oğludur dedi. Bu söz, onların uydurup ağızlarına aldıkları bir söz. Daha önce kâfir olanların sözlerini taklît etmedeler, hay Allah kahredesiler, nasıl da yalana kapılıyorlar, bâtıla uyuyorlar....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler: "Üzeyr, Allâh'ın oğludur" dediler. . . Nasara da: "Mesih, Allâh'ın oğludur" dediler. . . Bunu ağızlarıyla söylüyorlar! Daha önce hakikat bilgisini inkâr edenlerin sözlerini tak
lit
ediyorlar. . . Allâh onları öldürsün! Nasıl da (Hak'tan) sapıyorlar!...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler: 'Uzeyr Allah'ın oğludur' dediler. Hırıstiyanlar da: 'Mesih Allah'ın oğludur' dediler. Bu kendi ağızlarıyla söyledikleri sözleridir. Daha önce inkar etmiş olanların sözlerini tak
lit
ediyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da uzaklaştırılıyorlar!...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Savaşa katılmayıp geride kalan kadınlar, çocuklar, âcizler ile beraber olmaya razı oldular. . . Kalplerine mühür vuruldu (anlayışları ki
lit
lendi)! Artık onlar anlayamazlar!...
Tövbə Suresi, 93. Ayet:
Ancak şunlar sorumlu tutulabilirler: Zengin oldukları hâlde (seninle cihada çıkmamak için) izin isterler. . . Onlar savaşa katılmayıp; geride kalan kadınlar, çocuklar, âcizler ile beraber olmaya razı oldular. . . Allâh da kalplerini mühürledi (şuurları ki
lit
lendi). . . Artık onlar (hakikati) bilmezler....
Yunus Suresi, 74. Ayet:
Ondan (Nuh'tan) sonra nice toplumlara, apaçık deliller (muhtevası özel Esmâ mânâları) olan Rasûller bâ'settik. . . Daha önceden yalanlamış oldukları şeye (gene) iman etmediler. . . İşte haddi aşanların kalpleri üzerine böyle mühür vururuz (şuurları ki
lit
lenir)!...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Evinde bulunduğu kadın (gönlünü ona kaptırıp) ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları ki
lit
leyerek, “Haydi gelsene!” dedi. O ise, “Allah’a sığınırım, çünkü o (kocan) benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Derken evinde bulunduğu hanım, bunun nefsinden kam almak istedi (onu birlikte olmaya çağırdı) ve kapıları ki
lit
ledi; «Haydi gel, seninim!» dedi. O: «Allah'a sığınırım, doğrusu O, benim efendim, bana iyi baktı ve gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz.» dedi....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Derken, evinde bulunduğu hanım, onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi. Kapıları ki
lit
ledi ve «Haydi beri gel!» dedi. Yusuf: «Allah'a sığınırım! Muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel baktı. Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar» dedi....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Kaldığı evin hanımı onu yatağına çağırdı, kapıları ki
lit
ledikten sonra ona «Haydi, gelsene!» dedi. Fakat Yusuf, «Allah korusun! Rabbim bana güvenli bir barınak sağladı; hiç kuşkusuz zalimler iflah olmazlar, kurtuluşa eremezler» dedi....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Ve o evinde kaldığı (hanım), onun nefsinden murâd almak istedi de kapıları iyice ki
lit
ledi ve: 'Haydi gel!' dedi. (Yûsuf) dedi ki: 'Allah’a sığınırım! Şübhesiz ki o (kocan), benim efendimdir; benim mevkiimi (hep) güzel tuttu. Şu muhakkak ki, zâlimler kurtuluşa ermezler.'...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Ve O'nu hanesinde bulunduğu kadın, nefsinden muradını almak için hileye düşürmek istedi ve kapıları ki
lit
ledi ve «haydi gelsene» dedi. (Yusuf da) Dedi ki: «Allah Teâlâ'ya sığınırım. Şüphe yok ki, o benim efendimdir. Benim ikametgâhımı güzelce kılmıştır. Muhakkaktır ki, zalimler felâha ermezler.»...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murâd almak istedi ve kapıları ki
lit
leyip: "Haydi gelsene!" dedi (Yûsuf): "Allah'a sığınırım dedi, efendim bana güzel baktı. zâlimler iflâh olmazlar!"...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. Kapıları ki
lit
ledi, "Hadi gel!" dedi. Yûsuf: "Allah'a sığınırım, Rabbim beni güzel bir barınağa kavuşturmuştur. Zalimler iflah etmez." dedi....
Yusif Suresi, 108. Ayet:
De ki: "İşte bu benim yolumdur; basîret üzere (tak
lit
le değil idrak ettirmeye çalışarak) Allâh'a davet ederim. . . Ben ve bana tâbi olanlar (basîretle yaşayanlardır). Subhan Allâh! Ben herhangi bir şeyi Allâh'a ortak koşanlardan değilim!"...
Yusif Suresi, 108. Ayet:
Ey Resulüm de ki: "İşte benim yolum budur! Ben insanları Allah’ın yoluna, düşünmeksizin, tak
lit
yolu ile değil, delile dayanarak, idrâklerine hitab ederek dâvet ediyorum. Ben de, bana tâbi olanlar da böyleyiz. Allah’ı bütün eksikliklerden tenzih ederim. Ben asla müşriklerden değilim."...
Rəd Suresi, 4. Ayet:
Dünyada birbirine komşu parçalar, üzüm bağları, ekinler, dallı veya dalsız hurma ağaçları vardır ki, hepsi aynı su ile sulanmaktadır. Bununla beraber yemede biz onların bazısını bazısından daha üstün, daha ka
lit
eli kılarız. Elbette bunlarda aklını kullanan kimseler için alacak nice dersler, nice ibretler vardır....
Nəhl Suresi, 108. Ayet:
İşte bunlar, Allâh'ın, kalplerini, işitme (algılama) kuvvelerini, basîretlerini (değerlendirme kuvvelerini) ki
lit
lediği kimselerdir! Onlar kozalarında yaşayanların ta kendileridir!...
İsra Suresi, 29. Ayet:
Ve ne ellerini boynuna bağlayıp ki
lit
li tut, ne de sonuna kadar aç(ıp varını yoğunu ortaya dök); böyle yaparsan, (yükümlü olduğun kimselerce) kınanan, yapayalnız ve yoksul biri olup çıkarsın....
Məryəm Suresi, 5. Ayet:
'Bana bağımlı olanların benden sonraki durumundan endişeleniyorum. Karım da kısır. Katından bana bir kalıtçı bağışla.'...
Məryəm Suresi, 73. Ayet:
Âyetlerimiz kendilerine açık açık okunduğu zaman o kâfirler iman edenlere dediler ki: (Bu uhrevî ve manevî halleri bir tarafa bırakalım, dünya hayatının rea
lit
esine bakalım) "Bu iki zümreden, mümin ve kâfirlerden hangisinin makamı daha üstün, grup ve topluluğu daha muteberdir?"...
Taha Suresi, 87. Ayet:
Dediler ki: "Biz kasıtlı olarak sana muhalefet etmedik. . . Fakat biz halkımızın zinetinden ağırlıklar yüklenmiştik de onları kaldırıp (Samirî'nin ateşine) attık. . . Samirî de işte böylece atmıştı (biz onu tak
lit
ettik). "...
Taha Suresi, 132. Ayet:
Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuk(nerzukuke), vel âkıbetu
lit
takvâ....
Ənbiya Suresi, 53. Ayet:
Dediler ki: "Atalarımızı bunlara tapanlar olarak gördük (biz de onları tak
lit
ediyoruz işte). "...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriya da... Rabbine şöyle yalvarmıştı: 'Rabbim, beni tek bırakma; sen kalıtçıların en iyisisin.'...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve iz bevve’nâ li ibrâhîme mekânel beyti en lâ tuşrik bî şey’en ve tahhir beytiye
lit
tâifîne vel kâimîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Həcc Suresi, 28. Ayet:
Ki kendileri için bir takım (sosyal, po
lit
ik, ekonomik) yararlara tanık olsunlar ve kendilerine çiftlik hayvanlarını rızık olarak verdiği için ALLAH'ın ismini bilinen günlerde ansınlar. 'Onlardan yeyin ve sıkıntı içindeki yoksullara da yedirin.'...
Nur Suresi, 26. Ayet:
El habîsâtu lil habîsîne vel habîsûne lil habîsât(habîsâti), vet tayyibâtu
lit
tayyibîne vet tayyibûne
lit
tayyibât(tayyibâti), ulâike muberraûne mimmâ yekûlûn(yekûlûne), lehum magfiretun ve rızkun kerîm(kerîmun)....
Furqan Suresi, 7. Ayet:
Ve kâlû mâli hâzer resûli ye’ku
lit
taâme ve yemşî fîl esvâk(esvâkı), lev lâ unzile ileyhi melekun fe yekûne meahu nezîrâ(nezîren)....
Şüəra Suresi, 74. Ayet:
Dediler ki: "Hayır! Fakat atalarımızı bunu uygular bulduk (biz de tak
lit
ediyoruz onları)!"...
Ənkəbut Suresi, 47. Ayet:
Böylece sana Kitabı (Hakikat ve Sünnetullah bilgisini) inzâl ettik. . . Kendilerine Kitap verdiklerimiz (hakikatleri olarak) O'na iman ederler. . . İşte bunlardan, O'na (hakikatlerine) iman eden kimse de vardır. . . İşaretlerimizi sadece hakikat bilgisini inkâr edenler (ki
lit
lenmişler) bile bile inkâr eder....
Rum Suresi, 29. Ayet:
Be
lit
tebeallezîne zalemû ehvâehum bi gayri ilm(ilmin), fe men yehdî men edallallâh(edallallâhu), ve mâ lehum min nâsırîn(nâsırîne)....
Səba Suresi, 31. Ayet:
İnkarcılar, 'Biz ne bu Kuran'a ne de ondan öncekilere inanmayız,' dediler. Zalimleri, Rab'leri huzurunda duruşma sırasında birbiriyle atışırken bir görseydin! (Öğrenim, araştırma, ekonomik, po
lit
ik v.b. yönlerden) güçsüzleştirilenler, büyüklük taslamış olanlara, 'Siz olmasaydınız biz inanan kişiler olurduk,' derler....
Səba Suresi, 34. Ayet:
Bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderirsek, e
lit
leri, 'Sizin kendisiyle gönderildiğiniz mesajı reddediyoruz,' dediler....
Fatir Suresi, 22. Ayet:
Diriler (hakikat ilmi) ile ölüler (kendini vefat edince yok olacak sanan bedenliler) de bir olmaz! Muhakkak ki Allâh dilediğine işittirir. . . Sen, kabirlerin içindeki (kozalarının - beyinlerinin içindeki dünyalarında yaşayıp kendini bununla ki
lit
lemiş) kimselere işittirme işlevine sahip değilsin!...
Sad Suresi, 55. Ayet:
Hâzâ, ve inne
lit
tâgıyne le şerre meâb(meâbin)....
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Onundur ki
lit
leri göklerin ve yeryüzünün ve Allah'ın delillerini yalanlayanlara gelince: Onlardır ziyana uğrayanların ta kendileri....
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Goklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Allah'in ayetlerini inkar edenler, iste onlar husrandadirlar. *...
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkar edenler, işte onlar hüsrandadırlar....
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Bütün göklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkar edenlere gelince, işte onlar; kendilerine yazık edenlerdir....
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Bütün göklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Allah'ın âyetlerini inkâr edenlere gelince, işte onlar, kendilerine yazık edenlerdir....
Zümər Suresi, 63. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri/anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerini inkar edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Gâfiriz zenbi ve kâbi
lit
tevbi şedîdil ikâbi zît tavl(tavli), lâ ilâhe illâ hûve, ileyhil masîr(masîru). ...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Ğâfir'iz Zenb (suçları bağışlayıcı), Kabi
lit
Tevb (tövbeyi - hakikatine dönmeyi kabul edici), Şediyd ül 'Ikab (suçları acımasız şiddetle cezalandıran) ve Züt Tavl'dır (lütfu ihsanı bol olan). . . Tanrı yok, sadece "HÛ"! O'nadır dönüş....
Mömin Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki kendilerine gelmiş reddedilemez bir delil olmaksızın Allâh'ın işaretleri hakkında mücadele ederler. . . (Bu durum) hem Allâh indînde ve hem de iman edenlerin indînde şiddetli gazaba sebep oldu. . . Böylece Allâh, her kibirlenen, zorba bilinci ki
lit
ler....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Onundur göklerin ve yeryüzünün ki
lit
leri, dilediğine bol bol rızık verir, dilediğinin rızkını daraltır; şüphe yok ki o, her şeyi bilir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Goklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Diledigine rizki yayar ve isterse kisar, bir olcuye gore verir. Dogrusu O herseyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri O'nundur. Dilediğine rızkı yayar ve isterse kısar, bir ölçüye göre verir. Doğrusu O herşeyi bilendir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri O'nun. Rızkı dilediğine açar ve kısar; çünkü O, herşeyi bilir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri O'na aittir. O dilediğine rızkı genişletir ve daraltır. Şüphesiz ki O, her şeyi hakkıyla bilir....
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yerin ki
lit
leri/anahtarları O'nundur. Rızkı, dilediğine açıp bol bol verir. Kısarak, ölçüyle de verir. Gerçek şu ki, O herşeyi en iyi biçimde bilmektedir....
Şura Suresi, 24. Ayet:
Yoksa "Allâh hakkında bir yalan uydurdu" mu diyorlar? Eğer Allâh dilerse senin kalbini (şuurunu) ki
lit
ler! Allâh bâtılı mahveder ve kendi kelimeleri olarak Hakk'ı sâbit kılar! Muhakkak ki O, Esmâ'sıyla Zât'ınız olarak Aliym'dir!...
Zuxruf Suresi, 23. Ayet:
Tıpkı bunun gibi, senden önce, bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderdiysek e
lit
tabaka, 'Biz, atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz,' derlerdi....
Casiyə Suresi, 23. Ayet:
Hevâsını tanrı edinen; (bu yüzden) Allâh'ın onu bilgisi (kabulü) doğrultusunda saptırdığı, algılaması ve hakikati hissedişini ki
lit
lediği, görüşüne perde koyduğu kimseyi gördün mü? Allâh'ın bu uygulamasından sonra onu kim hakikate erdirebilir ki! Hâlâ düşünüp değerlendirmez misiniz?...
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan kimi de (gelip) seni dinler. . . Nihayet senin yanından çıktıklarında kendilerine ilim verilmiş olanlara dediler ki: "Az önce ne dedi?" (Anlatılan, taşa yağmış yağmur misali akıp gitti. A. H. ). . . İşte bunlar Allâh'ın kalplerini tab'ettiği (şuurlarını örttüğü - bilinçlerini ki
lit
lediği); sonu boş arzu ve heveslerine tâbi olmuş kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
1.
e
: mi
2.
fe
: o zaman, o halde, hâlâ
3.
lâ yetedebberûne
: tedebbür etmezler, düşünüp tefekkür etmezler
4.
el kur'âne
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Hâlâ Kur'ân'ı tefekkür etmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Ne diye Kur'ân'ı, bir iyice düşünüp taşınmazlar, yoksa gönüllerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri ki
lit
li mi?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kurân'ı derinlemesine - sistemli düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri (şuurları) ki
lit
lerle (yanlış değer yargıları ile) mi ki
lit
li!...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar hâlâ Kur’ân üzerinde gerektiği gibi düşünüp kendilerine neler kazandırabileceğini hesap edemiyecekler mi? Yoksa akıllarında, kalplerinde üstüste ki
lit
ler var da, düşünmekten yoksun oldukları için mi Kur’ân’a iman edip uygulamıyorlar?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kur'an'ı düşünmüyorlar mı yoksa kalpler(inin) üzerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasa, Kur'an'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerine ki
lit
ler mi vurulmuş?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Bunlar Kuran'i dusunmezler mi? Yoksa kalbleri ki
lit
li midir?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kur'ân'ı iyice tetkik edip üzerinde düşünmüyorlar mı ? Yoksa kalbler üzerinde ki
lit
ler mi vardır?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri ki
lit
li midir?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri ki
lit
li mi?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Neden Kuran'ı araştırıp incelemezler? Yoksa ki
lit
li mi beyinleri?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasa Kur'anı bir tedebbür etmezler mi? Yoksa kalbler üzerinde üst üste ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasa, Kur'an'ı bir düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde üst üste ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri ki
lit
li mi?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasa, Kuran'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde ki
lit
ler mi vurulmuş?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
(Onlar) Kur’ân’ı hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa kalbler(inin) üstünde ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalblerin üzerinde ki
lit
leri mi vardır?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyleyse, onlar bu Kuran üzerinde hiç düşünmezler mi? Yoksa kalpleri üzerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kur'an'ı tefekküre çağırmazlar mı? Yoksa kalblerinin üzerinde onların ki
lit
leri mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar, Kur’an’ı hiç düşünmüyorlar mı, yoksa kalpleri üzerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasaydı, Kur’ân’ı düşünmeleri gerekmez miydi? Yoksa kalplerinin üzerinde üst üste ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Kur'ân'ı(n anlamını) düşünmüyorlar mı? Yoksa kalbler(inin) üzerinde ki
lit
leri mi var (ki hiçbir hakikat, gönüllerine girmiyor)?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Öyle olmasa, Kur'an'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerine ki
lit
ler mi vurulmuş?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Onlar Kur'ân'ı iyice düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üstünde ki
lit
mi var?...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde ki
lit
ler mi var?...
Məhəmməd Suresi, 31. Ayet:
Sizden çaba gösterenleri ve güçlüklere karşı direnenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi sınayacağız ve ka
lit
enizi sınayacağız....
Fəth Suresi, 28. Ayet:
O, Rasûlünü, hakikatin dillenişi olarak (bil-HÜDA) ve Hak Din (Esmâ'nın açığa çıkışı sistemi ve düzeni olan Sünnetullâh rea
lit
esi anlayışı) ile irsâl etti ki, O'nu tüm din anlayışlarına üstün kılsın! (Varlıklarında) Şehiyd olarak Allâh yeter....
Hucurat Suresi, 3. Ayet:
İnnellezîne yeguddûne asvâtehum inde resûlillâhi ulâikel lezînemtehanallâhu kulûbehum
lit
takvâ lehum magfiretun ve ecrun azîm(azîmun)....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Kâletil a’râbu âmennâ, kul lem tu’minû ve lâkin kûlû eslemnâ ve lemmâ yedhulil îmânu fî kulûbikum, ve in tutîullâhe ve resûlehu lâ ye
lit
kum min a’mâlikum şey’â(şey’en), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun)....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
1.
kâlet(i)
: dedi(ler)
2.
el a'râbu
: Bedevî Araplar
3.
amennâ
: biz îmân ettik, âmenû olduk
4.
kul
: de, söyle
Zariyat Suresi, 6. Ayet:
Muhakkak ki Din (sistem) mutlaka bir rea
lit
edir!...
Zariyat Suresi, 6. Ayet:
Din, toplumlara hâkim, tabiî ve sosyal bir rea
lit
edir. Mutlaka hesabı sorulacak olan ilahî bir düzendir. Sorumluluk, hesap, icra ve ceza elbette vardır, kesinkes Allah’a ait, Allah adına kullanılan otorite hâkim olacaktır....
Vaqiə Suresi, 10. Ayet:
Bir de ileri geçen öncü e
lit
ler vardır....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yusal
lit
u rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
1.
ve mâ
: ve şey
2.
efâe
: fey verdi, savaşsız elde edilen ganimetten verdi
3.
allâhu
: Allah
4.
alâ
: üzerine, ....
Həşr Suresi, 16. Ayet:
(Yahudi münafıkların ibretlik durumu) insana: "Küfret (hakikatini inkâr ile bedenselliği yaşa esfeli sâfîliyn olan dünyaN yaşamında)!" diye fikir veren şeytanın ibretlik durumu gibidir! (İnsan) küfrettiğinde (hakikatini inkârda ki
lit
lendiğinde ise), "Muhakkak ki ben senden berîyim! Doğrusu ben Rabb-ül âlemîn olan Allâh'tan korkarım" dedi....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bunun sebebi şudur: İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkâr ettiler). . . Bu yüzden kalpleri (anlayışları) ki
lit
lendi! Bu yüzden, (inkârları ki
lit
lenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risâlet işlevini) kavrayamazlar!...
Cin Suresi, 11. Ayet:
"Bizden sâlihler vardır; yine bizden, ondan (Sâlihlik mertebesinden) aşağı olanlar da vardır. . . Biz çok çeşitli tarîkler (türleri - yapıları anlayışları farklı, kozmopo
lit
halk) olduk. "...
Müddəssir Suresi, 46. Ayet:
"Din sürecini de (Sünnetulah'ı - yapılanların sonucunun kesinlikle yaşanacağı rea
lit
esini) reddederdik!"...
İnsan Suresi, 2. Ayet:
Muhakkak ki biz insanı, bir takım katkılarla (genetik kalıtımla) karışık bir spermden yarattık da; onu algılayan ve değerlendiren olarak meydana getirdik....
Nəbə Suresi, 22. Ayet:
Lit
tâgîne meâbâ(meâben)....
Əla Suresi, 18. Ayet:
Muhakkak ki bu (bildirilen rea
lit
e, ilim), ilk bilgilerde de (vardı)....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Onlar ateşe kapatılıp ki
lit
lenmişlerdir!...
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Onların üzerlerine kapıları ki
lit
lenmiş bir ateş vardır....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
"Kapıları ki
lit
lenmiş" bir ateş onların üzerinedir....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Onların üzerlerine kapıları ki
lit
lenmiş bir ateş kapanmış olacaktır....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
'Kapıları ki
lit
lenmiş' bir ateş onların üzerinedir....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Üzerlerinde kapıları ki
lit
lenmiş bir ateş vardır....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Onlara (kapıları) üzerlerine ki
lit
lenecek bir ateş vardır!...
Bələd Suresi, 20. Ayet:
'Kapıları ki
lit
lenmiş' bir ateş onların üzerinedir....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Ateşin kapıları onların üzerine ki
lit
lenir....
Bələd Suresi, 20. Ayet:
Bunların üzerine, ki
lit
lenecek bir ateş gelecektir....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
1.
inne-hâ
: muhakkak o
2.
aleyhim
: onların üzerine
3.
mu'sadetun
: ki
lit
lenmiştir, kapatılmıştır
...
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine kapatılıp ki
lit
lenecektir....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
Muhakkak ki o (Hutame) onların üzerine kapatılıp ki
lit
lenmiştir (içinde ebedî mahpusturlar)....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O (ateşin kapıları) onların üzerlerine ki
lit
lenecektir....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine ki
lit
lenecektir;...
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine ki
lit
lenecektir;...
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine kapatılıp ki
lit
lenecektir....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine ki
lit
lenecektir;...
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
O, onların üzerine ki
lit
lenecektir....
Hümeze Suresi, 8. Ayet:
(8,9) O, uzatılmış direkler içinde, onların üzerine ki
lit
lenmiştir/kapatılmıştır. ...
Hümeze Suresi, 9. Ayet:
(8,9) O, uzatılmış direkler içinde, onların üzerine ki
lit
lenmiştir/kapatılmıştır. ...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
"Ve evinde bulunduğu hanım, o'nun nefsinden murat alıp yararlanmak istedi, kapıları ki
lit
ledi ve “Haydi beri gel!” dedi. Yûsuf: “Allah'a sığınırım! Kesinlikle kocan, benim efendim/ Rabbim; Allah, benim mevkiimi güzel yaptı. Şüphesiz yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar iflah olmazlar” dedi. "...
Şura Suresi, 12. Ayet:
Göklerin ve yeryüzünün ki
lit
leri yalnızca O'nundur. O, dilediği kimse için rızkı genişletir ve ayarlar. Şüphesiz ki O, her şeyi en iyi bilendir. ...
Məhəmməd Suresi, 24. Ayet:
Peki onlar, Kur’ân'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde ki
lit
leri mi var? ...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
"Ve Yahudiler; “Uzeyr Allah'ın oğludur” dediler. Hristiyanlar da, “Mesih Allah'ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla geveledikleri sözler olup, güya bununla, daha önce yaşayan kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin sözlerini tak
lit
ediyorlar. Allah, onlarla savaşmıştır. Nasıl da döndürülüyorlar! "...
Rum Suresi, 59. Ayet:
Böylece cahillerin şuurlarını Allâh ki
lit
ler!...
Şura Suresi, 13. Ayet:
O tek Din'den (muhakkak geçerli Allâh Sistem ve düzeninden) Nuh'a uygulamasını istediğimizi; sana vahyettiğimizi; İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da uygulamalarını söylediğimiz gerçeği; "Din'i ikame edip, onda ayrılığa düşmeyesiniz" diye, sizin için de kurallaştırdı! Kendilerini çağırdığın bu şey (lâ ilâhe illAllâh gerçeği; Sistem rea
lit
esi), şirk koşanlara büyük geldi! Allâh dilediğini kendine seçer; kendine yönelenleri de hakikate erdirir!"...