Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əhzab Suresi, 10. Ayet:
Onlar həm yuxarıdan, həm də aşağıdan sizin üstünüzə gəldikləri zaman gözləriniz bərəlmiş, ürəkləriniz
ağızlarını
za gəlmiş və Allah barəsində müxtəlif şeylər düşünmüşdünüz....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün onların
ağızlarını
möhürləyərik. Qazandıqları günahlar barəsində Bizimlə əlləri danışar, ayaqları da şahidlik edər....
Məhəmməd Suresi, 30. Ayet:
(Ya Peyğəmbər!) Əgər Biz istəsəydik, onları (münafiqləri) mütləq sənə göstərər, sən də onları mütləq üzlərindən tanıyardın (amma, bəlkə, tövbə edib dində səmimi olsunlar deyə, onları heç kəsə tanıtmadıq). Sən onsuzda onların danışıq tərzlərindən mütləq tanıyacaqsan. Allah sizin (bütün) əməllərinizi bilir! (Bu ayə nazil olduqdan sonra tanınmayan münafiqlər qorxudan
ağızlarını
açıb bir kəlmə danışmırdılar)....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün (Allaha and olsun ki, biz müşrik, kafir deyildik – dediklərinə görə) onların
ağızlarını
möhürləyirik. Etdikləri əməllər (qazandıqları günahlar) barəsində onların əlləri Bizimlə danışar, ayaqları isə şəhadət verər....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün onların
ağızlarını
kapatırız. Bize elleri konuşur, ayakları da kazandıkları şeylere tanıklık eder....
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Ehl-i kitaptan bir kısmı da, aslında kitaptan olmadığı halde, Sizin kitaptan zannetmeniz için, Okurken
ağızlarını
dillerini eğip bükerler (bazı kelimelerin telaffuzunu değiştirirler). Bir şeyler söyleyip, "Bu Allah tarafındandır." derler. Halbuki o, Allah tarafından değildir. Bile bile Allah adına yalan uydururlar....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Yahudilerden bir kısmı, bazı sözleri aslî şeklinden ve mânasından saptırır, mesela: "İşittik" (ama isyan ettik), "işit" (hay işitmez olası!) ve "râina" derler. Bu sözleri,
ağızlarını
eğip bükerek güya vaziyeti kurtarmak ve dinle alay etmek için söylerler. Halbuki onlar sadece "İşittik ve itaat ettik", "İşit!", "unzurnâ (bizi de gözet)" deselerdi kendileri için elbette daha hayırlı ve daha dürüst bir iş olurdu. Fakat Allah, inkârları yüzünden onları rahmetinden kovdu. Artık onlar pek az iman eder...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi
ağızlarını
n sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd ve Semûd kavimleriyle onlardan sonra gelip geçen ve ancak Allah'ın bildiği kavimlere âit olan haberler gelmedi mi size? Onlara peygamberleri, apaçık delillerle gelmişti de onlar, elleriyle peygamberlerinin
ağızlarını
örtmüşler ve biz demişlerdi, sizinle gönderilenleri inkâr ediyoruz ve gerçekten de bizi dâvet ettiğiniz şeyler hakkında şüphe ve tereddüt içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semûd halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size ulaşmadı mı? -ki onları Allah’tan başkası bilmez-. Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat elleriyle
ağızlarını
kapatıp: -Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz, dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin: Nûh, 'Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin
ağızlarını
tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler....
Nur Suresi, 15. Ayet:
1.
iz
: olduğu zaman
2.
telâkkavne-hu
: onu telâkki ediyorsunuz, öğreniyorsunuz, soruyorsunuz
3.
bi elsineti-kum
: dillerinizle
4.
Nur Suresi, 15. Ayet:
Onu (iftirayı) dillerinizle anlatıyordunuz (soruyordunuz) ve hakkında sizin bilginiz olmayan bir şeyi
ağızlarını
zla söylüyordunuz. Ve o, Allah'ın katında büyük (bir suç) olduğu halde siz, onu önemsiz sandınız....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O zaman siz, onu ağızdan ağıza naklediyor ve hiçbir bilginiz olmayan o şeyi
ağızlarını
zla söyleyip duruyordunuz ve sanıyordunuz ki o, kolay bir şey, halbuki o, Allah katında pek büyük birşeydi....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi
ağızlarını
zda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız, ciddi, kesin bilgiye dayalı delilinizin bulunmadığı şeyi,
ağızlarını
zda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, bunun doğurduğu günah ve zarar Allah katında çok büyüktür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz onu dillerinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi
ağızlarını
zla söylüyordunuz ve onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa o Allah katında büyüktür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi
ağızlarını
zla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O vakit siz, o iftirayı dillerinizle birbirinize anlatıyordunuz; hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız şeyi,
ağızlarını
zla söyliyor ve bunu kolay (günah olmıyan şey) sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında (günah bakımından) çok büyüktür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi
ağızlarını
zda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O sırada ki dillerinizle telâkkı ediyordunuz ve
ağızlarını
zla hiç bir ılminiz olmıyan bir şey söyleyor ve onu kolay sanıyordunuz, halbuki o, Allah yanında büyük bir vebal...
Nur Suresi, 15. Ayet:
Hani siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyor,
ağızlarını
zla hiçbir bilgi sahibi olmadığınız birşeyi söylüyor ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o Allah katında büyük bir günahtır....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi)
ağızlarını
zda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur....
Nur Suresi, 15. Ayet:
Hani bu iftirayı dilden dile yayıyordunuz. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bu söylentiyi rastgele
ağızlarını
zda geveliyordunuz. Yaptığınız kötülüğü önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında ağır bir suçtu....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi
ağızlarını
zla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Tanrı katında çok büyük (bir suç)tur....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O zaman siz o (iftirâyi) dillerinizle (birbirinize) yetişdiriyordunuz, (hakkında) hiç bir bilginiz olmayan şey'i
ağızlarını
zla söylüyordunuz, ve bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o (nun günâhı) Allah indinde büyükdür. ...
Nur Suresi, 15. Ayet:
Bunu (bu iftirâyı) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi
ağızlarını
zla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O vakit ki, onu (iftirayı) dillerinizle karşılayıp kabul ediyordunuz. Kendisine sizin bilginiz olmayan şeyi
ağızlarını
zla söylüyordunuz ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında pek büyüktür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O zaman siz o iftirayı dillerinize dolamıştınız, bilmediğiniz şeyleri
ağızlarını
za alıyordunuz. Mühim bir şey değil sanıyordunuz, amma Allah katında önemi çok büyüktü....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O sırada siz o iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair hiç bilginiz olmayan sözleri
ağızlarını
zda geveleyip duruyordunuz ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah’ın nazarında pek büyük bir vebaldi!...
Nur Suresi, 15. Ayet:
Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve hakkında hiç bilginiz olmayan bir şeyi, (düşünüp taşınmadan, hemen)
ağızlarını
zla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir iş sanıyorsunuz. Oysa o, Allâh yanında büyük(bir günâh)tır....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi
ağızlarını
zla söylediniz ve bunu da kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç) tür....
Nur Suresi, 15. Ayet:
O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve
ağızlarını
zla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı....
Qəsəs Suresi, 66. Ayet:
O gün haberler, onlara kör olmuştur (yani sözler sanki kör olmuştur, hiçbir söz gelip onların
ağızlarını
bulamaz, yanıt verecek bir tek kelime bulamazlar) onlar, birbirlerine de soramazlar....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
1.
mâ ceale allâhu
: Allah kılmadı
2.
li raculin
: bir adamda
3.
min kalbeyni
: iki kalp (kalpten iki tane)
4.
fî
...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adama göğsünde iki kalp kılmadı (yaratmadı). Zihar yaptığınız (sen bana benim annemin sırtı gibisin diyerek boşamak istediğiniz) zevcelerinizi sizin anneleriniz kılmadı. Ve evlâtlıklarınızı, sizin oğullarınız kılmadı. İşte bunlar sizin
ağızlarını
zdaki sözlerdir. Ve Allah hakkı söyler. Ve O, (Kendine ulaştıran) yola hidayet eder....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu, sizin
ağızlarını
zla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir kişiye iki yürek vermedi ve zıhâr yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerine koymadı ve evlâtlıklarınızı öz oğullarınız olarak halk etmedi; bunlar, sizin
ağızlarını
zdaki lâflar ve Allah, doğruyu söyler ve o, doğru yolu gösterir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, "zıhâr" yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar sizin
ağızlarını
za geliveren sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir erkeğin göğsüne, iki ayrı kalp-gönül planlayıp yerleştirmedi, bir erkeği iki ayrı ruhtan müteşekkil iki ruhlu, iki şahsiyetli yaratmadı. Zıhar yaptığınız, analarınız kadar haram saydığınız eşlerinizi de analarınız haline getirmedi. Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız yerine koymadı. Bunlar sizin
ağızlarını
zdan kaçan sözlerden ibarettir. Allah gerçeği, hakkı, doğruyu söyler, doğru yolu, İslâmî hayatı aydınlatıcı bilgiler verir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Kendilerine zıhar yaptığınız ('Sen bana anamın sırtı gibisin' diyerek kendinize haram kıldığınız) eşlerinizi analarınız yapmadı; evlatlıklarınızı da öz oğullarınız saymadı. Bunlar, sizin
ağızlarını
zda dolaştırdığınız sözlerinizdir. Allah gerçeği söyler ve (doğru) yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın göğsünde iki kalb yaratmamıştır. Kendilerinden “Zihar” yaptığınız= annelerinize benzettiğiniz, karılarınızı analarınız kılmamıştır. (Bir kimsenin karısını, annesinin bir uzvuna benzetmesine “Zihar” denir. Ancak benzetilen annenin uzvu, veya mahreminin uzvu, zihar yapan için bakılması haram olan bir uzuv olması şartdır. Meselâ bir kimsenin karısına: “- Sen bana, annemin arkası veya karnı gibisin” demesi zihar olur. İslâmdan önce, bu gibi sözler boşanmayı icab ettiriyordu. İslâmda...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın içinde iki kalb yaratmamış; ziharda bulunduğunuz eşlerinizi de anneleriniz (gibi) kılmamıştır. Evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız yapmamıştır. Bunlar
ağızlarını
zda dolaşan (hüküm ifade etmiyen) sözlerinizdir. Allah hakkı söyler ve doğru yolu gösterir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, «zıhâr» yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar sizin
ağızlarını
za geliveren sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın içinde iki kalb yaratmadı. Kendilerinden «zıhâr» yapdığınız karılarınızı o, sizin analarınız (yerinde) tutmadı (ğı gibi) evlâdlıklarınızı da (öz) oğullarınız (gibi) tanımadı. Bu, sizin
ağızlarını
zdaki lâfınızdır. Allah, hakkı söyler ve O, (doğru) yolu gösterir. ...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın içinde iki kalb kılmadı. Ve kendilerine zıhâr yaptığınız zevcelerinizi, analarınız saymadı. Evlâdlıklarınızı da öz oğullarınız (gibi) kılmadı. Bunlar sizin
ağızlarını
zdaki sözünüzdür. Hâlbuki Allah, hakkı söyler ve doğru yola O hidâyet eder....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir kişi için içerisinde iki kalp yaratmamıştır. Ve kendilerinden müzaherede bulunduğunuz zevcelerinizi sizin valideleriniz kılmamıştır ve evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmış değildir. O sizin
ağızlarını
zdaki bir lâkırdınızdır. Ve Allah hakkı söyler ve O, doğru yola irşad buyurur....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiçbir adamın içinde iki kalb yaratmamıştır. Kendilerine zıhar yaptığınız eşlerinizi anneleriniz kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız kılmamıştır. Bunlar
ağızlarını
zla söylediğiniz mânasız sözlerden ibarettir. Allah gerçeği söyler ve doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allâh, bir adamın (göğüs) boşluğunda iki kalb yaratmadı ve zıhâr yaptığınız (sen bana, annemin sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin anneleriniz yapmadı; evlatlıklarınızı da sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin
ağızlarını
za gelen sözlerinizdir. Allâh gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır. Bu konularda söylediğiniz sözler,
ağızlarını
zın bir lakırdısıdır. Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola kılavuzlar....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
1.
el yevme
: o gün, bugün
2.
nahtimu
: mühürleriz
3.
alâ efvâhi-him
: onların
ağızlarını
n üzerini
4.
ve tukellimu-nâ
...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün onların
ağızlarını
mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün biz onların
ağızlarını
mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün,
ağızlarını
mühürleriz ve ne kazandılarsa elleri, söyler bize ve tanıklık eder ayakları....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün onların
ağızlarını
mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O süreçte
ağızlarını
mühürleriz; yaptıkları hakkında elleri konuşur ve ayakları şahitlik eder bize....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün
ağızlarını
mühürleriz ve kazanmakta olduklarını elleri bize söyler, ayakları da şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün biz onların
ağızlarını
mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün onların
ağızlarını
mühürleriz de elleri, ne yapıyor idiyseler bize söyler ve ayakları şahidlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Iste o gun agizlarini muhurleriz, Bizimle elleri konusur, ayaklari da yaptiklarina sahidlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün onların (o inkarcı azgınların, sapık döneklerin)
ağızlarını
mühürleriz. Neler işleyip elde ettiklerini (ortaya dökmek için) bizimle (onların ağzı değil) elleri konuşur, ayakları da şâhidlikte bulunur....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
İşte o gün
ağızlarını
mühürleriz, Bizimle elleri konuşur, ayakları da yaptıklarına şahidlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün onların
ağızlarını
mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün
ağızlarını
mühürleriz de bize elleri söyler ve ayakları şehadet eyler: neler kesbediyorlardı...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün
ağızlarını
mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayaklar şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün biz onların
ağızlarını
mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarını
mühürleriz, elleri bize söyler ayakları yaptıklarına şahitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün biz onların
ağızlarını
mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarını
n üstüne mühür basarız. Ne irtikâb ediyor idiyseler bize elleri söyler, ayakları (ve diğer uzuvları) da şâhidlik eder. ...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün onların
ağızlarını
mühürleriz de bize elleri söyler ve neler kazanıyor idiyseler ayakları şâhidlik eder!...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün, onların
ağızlarını
mühürleriz. Bizimle elleri konuşur ve yapmakta oldukları şeye ayakları şehadet eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarını
n üstüne mühür basarız. Bizimle elleri konuşur, ayakları da yaptıklarına şâhitlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün, onların
ağızlarını
mühürleyeceğiz, bizimle elleri konuşacak. Ayakları da yaptıklarına şahitlik edecektir....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarını
mühürleriz, elleri bize söyler, ayakları yaptıklarına şâhidlik eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün biz onların
ağızlarını
mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazanmakta olduklarını da elleri bize söylemekte, ayakları da şahitlik etmektedir....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün onların
ağızlarını
mühürleriz de elleri Bize konuşur, ayakları şahitlik eder işledikleri günahlara....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün,
ağızlarını
mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
"Bugün Biz, onların
ağızlarını
n üzerine mühür vururuz; Bize elleri konuşur, ayakları da kazandıkları şeylere şâhitlik eder. "...
Nur Suresi, 15. Ayet:
Hani siz bu iftirayı, birbirinizin dilinden alıyor ve kendisi hakkında bilgi sahibi olmadığınız bu uydurma haberi
ağızlarını
zla söylüyorsunuz ve bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyüktür. ...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün onların
ağızlarını
möhürləyərik. Qazanmış olduqlarını Bizə onların əlləri danışar, ayaqları şahidlik edər....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizdən əvvəlkilərin – Nuh, Ad və Səmud tayfalarının, onlardan sonrakıların xəbərləri sizə gəlib çatmadımı? Bu haqda Allahdan başqa heç kəs (heç nə )bilmir. Elçiləri onlara açıq-aydın dəlillər gətirdilər. Onlar isə əllərini
ağızlarını
n üstünə qoyub dedilər: “Biz sizinlə göndərilənlərə inanmırıq və bizləri dəvət etdiyiniz (tövhid) barəsində şübhə doğuran şəkk içindəyik!”...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün onların
ağızlarını
möhürləyərik. Onların əlləri Bizimlə danışar, ayaqları isə etdikləri əməllər barəsində şəhadət verərlər....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah heç bir adamın sinəsində iki qəlb yaratmamışdır. Zihar etdiyiniz zövcələrinizi də analarınız olaraq yaratmamışdır. Həmçinin övladlıqlarınızı da doğma övladlarınız (kimi) etməmişdir. Bu, sizin
ağızlarını
zla söylədiyiniz (lakin həqiqi olmayan) sözünüzdür. Allah isə haqqı söyləyər və doğru yola yönəldər....
Yasin Suresi, 66. Ayet:
O gün biz onların
ağızlarını
möhürləyərik. Əlləri bizə danışar, ayaqları da qazandıqlarına şahidlik edər....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Məgər sizdən əvvəlkilərin - Nuh, Ad, Səmud camaatının və onlardan sonra ancaq Allahın bildiyi neçə-neçə tayfanın xəbərləri sizə gəlib çatmayıbmı? Onların peyğəmbərləri də aydın dəlillərlə onların yanına gəldilər. Onlar isə əllərini
ağızlarını
n üstünə qoyaraq: "Biz sizin gətirdiyiniz şeylərə inanmırıq. Bizi dəvət etdiyiniz şeylərə də böyük şübhədəyik." - dedilər....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün Biz, onların
ağızlarını
n üstünə möhür vurarıq; Bizə əlləri danışar, ayaqları da qazandıqları şeylərə şahidlik edər....