Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizdən əvvəlkilərin – Nuh, Ad və Səmud qövmlərinin və onlardan sonrakıların xəbərləri sizə gəlmədimi?! Allahdan başqası onları bilməz. Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələr gətirmiş, onlar isə əllərini
ağızlarına
qoyub: “Biz sizinlə göndərilənləri inkar edirik və bizi dəvət etdikləriniz barəsində şəkk-şübhə içindəyik”, - demişdilər....
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Yaxınlaşan gün barəsində onlara xəbərdarlıq et! Çünki o zaman onların ürəkləri
ağızlarına
gələcək və qəm-qüssə içində olacaqlar. Zalımların nə bir dostu, nə də sözü keçən bir şəfaətçisi vardır....
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Yeganə həqiqi dua Onadır. Ondan başqa dilədikləri varlıqlar onlara heç bir şəkildə cavab verə bilməzlər. Onlar, əlləri suya çatmasa da, ovuclarını açıb
ağızlarına
su axan kimsələr kimidirlər. Kafirlərin duası azğındır....
Əhzab Suresi, 10. Ayet:
Onlar yuxarıdan və aşağıdan, hər tərəfdən sizə hücum edəndə. Gözlər dolandı, ürəklər
ağızlarına
çatdı. Siz isə Allah haqqında fərz edirdiniz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Məgər sizdən əvvəlki Nuh, Ad, Səmud tayfalarının və onlardan sonra gəlib getmiş, (saylarını və təfsilatını) ancaq Allahın bildiyi ümmətlərin xəbərləri sizə gəlib çatmadımı? Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələrlə gəlmişdilər. Onlar əllərini (heyrətlərindən, qəzəblərindən özlərinin, yaxud danışmağa imkan verməmək üçün peyğəmbərlərin)
ağızlarına
qoyub: “Biz sizinlə göndərilənlərə (möcüzələrə və peyğəmbərliyinizə) inanmırıq və bizi dəvət etdiyiniz (din) barəsində də möhkəm bir şəkk-şübhə içində...
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Gerçek olan dua ancak O'na yapılandır. Onların, O'nun yanı sıra istekte bulundukları varlıklar, hiçbir şekilde onlara karşılık veremezler. Onlar, elleri suya ulaşmadığı halde,
ağızlarına
su kendiliğinden gelsin diye iki avucunu açanlar gibidir. Kafirlerin duası sapkıncadır....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler, Uzeyr, Allah'ın oğludur dedi, Nasrânîler de Mesîh, Allah'ın oğludur dedi. Bu söz, onların uydurup
ağızlarına
aldıkları bir söz. Daha önce kâfir olanların sözlerini taklît etmedeler, hay Allah kahredesiler, nasıl da yalana kapılıyorlar, bâtıla uyuyorlar....
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Hakkın daveti O'nadır (Kendisinedir, Allah'adır). O'ndan başkasına davet ettikleri (şeyler), onlara bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak suya, onun ağzına, suyun ulaşması için avucunu açmış kimse gibidir. O (su), ona ulaşacak değildir. Ve kâfirlerin daveti, dalâletten (su nasıl onların
ağızlarına
ulaşamıyorsa, dalâlette olanlar da hidayete ulaşamaz) başka bir şey değildir....
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Gerçek ibâdet ancak O'nadır. O'ndan başka duâ ve ibâdet ettikleri (putlar, şekiller) kendilerine hiçbir şey ile cevap veremezler. Bunlar,
ağızlarına
ulaşsın diye avuçlarını suya doğru açıp da bir türlü ona ulaşamayan kimseye benzerler. Kâfirlerin duâ ve ibâdeti sapıklık içinde bocalamaktan başka bir anlam taşımaz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
1.
e lem ye'ti-kum
: size gelmedi mi
2.
nebeu ellezîne
: o kimselerin haberi
3.
min kabli-kum
: sizden önce
4.
kavmi nûhın
<...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad kavminin ve Semud kavminin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilemez. Onların resûlleri, onlara beyyinelerle (delillerle) geldiler. Fakat onlar, ellerini
ağızlarına
götürdüler (öfkelendiler). Ve şöyle dediler: “Gerçekten biz onunla gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik. Ve muhakkak ki; biz, bizi kendisine (ona) davet ettiğiniz şeye karşı tereddüt ediyoruz, şüphe içindeyiz.”...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini
ağızlarına
götürüp, “Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz” dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin
ağızlarına
bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allâh'tan başkası bilmez! Onlara Rasûlleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini
ağızlarına
götürüp (Arap âdetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsâl olunduğunuzu inkâr ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz. "...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Size, sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin -ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiler de onlar ellerini
ağızlarına
götürüp şöyle dediler: 'Biz sizinle gönderileni inkar ettik ve doğrusu sizin bizi kendisine çağırdığın şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz.'...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini
ağızlarına
götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Size, sizden önce gelip geçen Nûh kavminin, Âd kavminin, Semûd kavminin ve onlaradan sonra da tafsilâtını ancak Allah’ın bildiği kavimlerin haberleri gelmedi mi? Onlara, Peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi de ellerini (hayretlerinden kendi
ağızlarına
veya konuşturmamak için Peygamberlerin)
ağızlarına
itip şöyle demişlerdi: “- Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz, ona inanmıyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeyden, kuşku veren bir şüphe içindeyiz.”...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden once gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onlari Allah'tan baskasi bilmez size ulasmadi mi? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini agizlarina goturup: «Biz sizinle gonderilene inanmiyoruz. Bizi cagirdiginiz seyden de suphe ve endise icindeyiz» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd, Semûd'un ve onlardan sonra gelip (ismini, sayısını, kıssalarını) Allah' tan başkasının bilmediği kavimlerin (ve milletlerin) haberleri size gelmedi mi ? Peygamberleri onlara açık belgelerle, mu'cizelerle geldiler; onlar ise (peygamberleri konuşturmamak için) ellerini (onların)
ağızlarına
doğru uzatıp, «doğrusu biz sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz; bizi davet ettiğiniz şeyden de iyice şüphe içindeyiz!» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini
ağızlarına
götürüp: 'Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz' dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin
ağızlarına
bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Size önünüzden geçenlerin haberleri gelmedi mi? Kavmi Nuhun, Âdın ve Semudun ve daha onlardan sonrakilerin ki tafsıllerini ancak Allah bilir, onlara resulleri beyyinelerle geldiler de ellerini
ağızlarına
ittiler ve biz dediler: sizin gönderildiğiniz şey'i tanımıyoruz ve biz, sizin bizi da'vet ettiğiniz şeyden bir şekk içindeyiz...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Size, sizden önce gelip geçenlerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin ki, ayrıntılarını ancak Allah bilir! Onlara peygamberleri açık delillerle geldiler de onlar, ellerini
ağızlarına
ittiler ve: «Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz ve biz, bizi davet ettiğiniz şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz.» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini
ağızlarına
koydular ve dediler ki: «Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz.»...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Daha önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'dan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar (sesleri yankılanarak gürleşsin diye) ellerini
ağızlarına
tutarak sizin bize getirdiğiniz mesajı reddediyoruz, bizi benimsemeye çağırdığınız ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz» dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini
ağızlarına
götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden evvelkilerin, Nur, Âd ve Semud kavmlerinin ve onlardan sonra (gelib sayılarını) Allahdan başkasının bilmediği (kavmlerin) haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar ellerini
ağızlarına
itib: «Biz size gönderileni inkâr etdik ve biz sizin da'vet eder olduğunuz (dîn) den kat'î ve kocundurucu bir şek ve şübhe içindeyiz» demişlerdi. ...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Ki onları(n gerçek mâhiyetini) ancak Allah bilir. Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldi de (onlar) ellerini (peygamberlerin)
ağızlarına
götürüp (onların teblîğine dahi karşı çıkarak): 'Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve gerçekten biz, bizi kendisine da'vet etmekte olduğunuz şeyden kuşku veren kesin bir şübhe içindeyiz' dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce geçenlerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra Allah'tan başka kimsenin bilmediği kavimlerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara ayetlerle geldiler de onlar, ellerini
ağızlarına
koyup: Biz, sizin gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik, bizi çağırdığınız şeyden şüphe ve endişe içindeyiz, dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla
ağızlarına
götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Size sizden evvelkilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin (ki onları Allah'tan başkası bilmez) haberleri gelmedi mi? Onlara peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi. Onlar ellerini
ağızlarına
itmişler ve demişlerdi ki: «Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik ve biz kendisine bizi dâvet ettiğiniz şey hakkında şüphe yok ki, kuşkulandırıcı bir şey içindeyiz....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık deliller (mucizeler) getirmişlerdi de, ellerini
ağızlarına
koydular. “Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi dâvet ettiğiniz şeyden de kuşkulu bir şüphe içindeyiz. ” dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin, Nuh, Âd ve Semûd halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah’tan başkasının tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mûcizeler getirdiler de onlar ellerini
ağızlarına
götürüp: "Biz, dediler, sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız dâvetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz."...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin: Nûh, 'Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini
ağızlarına
koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini
ağızlarına
götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: «Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırmakta olduğunuz şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.»...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini
ağızlarına
itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."...
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri
ağızlarına
gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır....
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri
ağızlarına
gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır....
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Resulüm! Onları o yaklaşan güne karşı uyar. Öyle bir gün ki, yürekleri
ağızlarına
gelir ve kederlerinden yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne bir dostu ne de sözü dinlenecek bir şefaatçısı vardır....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarına
mühür vururuz da, bizimle elleri konuşur ve yapmış olduklarına da ayakları tanıklık eder....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
O gün
ağızlarına
mühür vuracağız, fakat elleri dile gelecek ve ayakları (hayatta iken) yapmış oldukları her şeye tanıklık edecektir....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bugün mühür vuracağız
ağızlarına
, elleri Bize söyler, ayakları şahitlik eder, kendi yaptıklarına....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
"Sizden öncekilerin; Nûh toplumunun, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık kanıtlarla geldi de onlar, ellerini, elçilerin
ağızlarına
götürdüler. Ve: “Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddettik/ inanmadık ve şüphesiz biz, bizi çağırdığınız şey hakkında yetersiz bilgi ve endişe içindeyiz” dediler. "...
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Haqqın dəvəti Onadır (Allahadır). Ondan başqasına dəvət etdikləri (şeylər), onlara bir şeylə cavab verə bilməzlər. Onlar ancaq suyun onun ağızına çatması üçün ovucunu açmış kimsə kimidir. O (su), ona çatacaq deyil. Kafirlərin dəvəti dəlalətdən başqa bir şey deyil. (Su necə onların
ağızlarına
çata bilmirsə, dəlalətdə olanlar da hidayətə çata bilməz)....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizdən öncəkilərin Nuh, Ad və Səmud qövmünün və onlardan sonra gələnlərin xəbəri sizə gəlmədimi? Onları Allahdan başqası bilməz. Onların rəsulları onlara bəyyinələrlə (dəlillərlə) gəldilər. Lakin onlar əllərini
ağızlarına
apardılar (qəzəbləndilər) və belə dedilər: ‘Həqiqətən biz onunla göndərildiyiniz şeyi inkar etdik. Şübhəsiz ki, bizi Özünə dəvət etdiyiniz şeyə qarşı tərəddüd edirik, şübhə içindəyik.’...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün onların
ağızlarına
möhür vurarıq. Qazandıqları (günahlar) barəsində onların əlləri Bizimlə danışar, ayaqları da şəhadət verər....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Ə, gəlmədimi sizə o kəslərin xəbəri ki, sizdən qabaq var idilər – Nuh qoumunun, Ad və Səmud və o kəslər ki, onlardan sonra var idilər – Allahdan başqa heç kim onlar haqqında bilmir? Gəldi onlara rəsulları aydın bəyanatla. Onlar əllərini
ağızlarına
qoyub dedilər: «Biz inanmırıq ona ki, nə ilə göndərilibsiniz və şəkk edirik ona ki, biz çağırısınız!...
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün xətm vurduq onların
ağızlarına
və onların əlləri Bizimlə kəlmə kəsəcək və şəhadət verəcək ayaqları nə ilə ki, oldular kəsblilər. ...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Məgər sizdən qabaqkıların – Nuh, Ad və Səmud qövmünün və onlardan sonra olub (sayları və hallarını) Allahdan başqa heç kəsin bilmədiyi kəslərin xəbəri sizə çatmayıb?! Peyğəmbərləri onlara (tovhid və öz nübuvvətləri barədə) aydın dəlillər gətirdilər. Onlar isə peyğəmbərlərin əllərini
ağızlarına
qaytardılar (ki, sakit olun, yaxud öz əllərini öz
ağızlarına
qoydular ki, susun və ya əllərini
ağızlarına
qoyub qəzəbdən sıxdılar) və dedilər: «Biz sizin göndərildiyiniz (gətirdiyiniz) şeyi inkar edirik və...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizdən əvvəlki Nuh, Ad və Səmud qövmlərinin və onlardan sonrakıların – ki, onları yalnız Allah bilir – xəbəri sizə gəlmədimi? Onlara peyğəmbərləri möcüzələr gətirdilər, onlar (qəzəbdən barmaqlarını dişləmək üçün) əllərini
ağızlarına
aparıb: “Biz sizinlə göndəriləni inkar edirik. Bizi dəvət etdiyin şey barəsində də dərin bir şübhədəyik”, – dedilər....
Yasin Suresi, 65. Ayet:
Bu gün Biz onların
ağızlarına
möhür vurarıq, Bizimlə onların əlləri danışar, qazandıqları (günahlara) isə ayaqlan (və başqa bədən üzvləri) şahidlik edər....
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden əvvəlkilərin; Nuh qövmünün, Ad, Səmud və onlardan sonra gələn qövmlərin xəbərləri sizə gəlib çatmadımı? Onları Allahdan başqası bilməz. Elçiləri onlara açıq-aşkar dəlillərlə gəldi, onlar isə əllərini, elçilərin
ağızlarına
apardılar. Və: "Biz sizinlə göndərilən şeyi bilə-bilə inkar etdik/inanmadıq və şübhəsiz biz, bizi dəvət etdiyiniz şey haqqında qeyri-kafi məlumata sahibik və şəkk-şübhə içindəyik" dedilər....
Mömin Suresi, 18. Ayet:
Yaxınlaşan gün haqqında da onları xəbərdar et. O zaman udqunaraq, dəhşətdən ürpərərək ürəkləri
ağızlarına
gələcək. Şirk qoşmaq surətiylə səhv; öz zərərinə olan əməli işləyən kimsə üçün nə istiqanlı bir dost vardır, nə də sözü keçən bir dəstəkçi, köməkçi, şəfaətçi......