Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
Baxın, siz o kimsələrsiniz ki, onlar sizi sevmədikləri halda siz onları sevirsiniz. Siz bütün kitablara inanırsınız. Sizinlə görüşdükləri zaman: “Biz iman etmişik”, - deyərlər. Ancaq xəlvətdə olduqları zaman sizə qarşı qəzəblərindən barmaqlarının uclarını gəmirərlər. De: “Ölün
acığı
nızdan!” Şübhəsiz ki, Allah ürəklərdə olanları biləndir....
Duha Suresi, 3. Ayet:
Rəbbin səni nə tərk etdi, nə də sənə
acığı
tutdu. (Bir müddət Həzrət Peyğəmbərə vəhy gəlməmişdi. Bu əsnada müşriklər: “Rəbbi onu tərk etdi, ona
acığı
tutdu”, - deməyə başladılar. Bu isə Həzrət Peyğəmbərə pis təsir etmiş, buna görə də yuxarıdakı ayələr vəhy edilərək ona təsəlli verilmişdir.)...
Qəsəs Suresi, 34. Ayet:
"Qardaşım Harunun danışığı məndən yaxşıdır. Onu mənimlə məni təsdiq edən bir köməkçi göndər. Sözün açığı, qorxuram ki, məni inkar etsinlər"....
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
Açığı, bilirdim ki, öz hesabıma qovuşacağam....
Bəqərə Suresi, 168. Ayet:
Ey insanlar! Yer üzündəki qidaların təmiz, halal olanlarını yeyin, Şeytanın izi ilə getməyin! Həqiqətən, o (Şeytan) sizinlə açıq-açığına düşməndir....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
Bəli, siz o kimsələrsiniz ki, onları sevirsiniz, onlar isə sizləri sevməzlər. Siz kitabın hamısına (bütün ilahi kitablara) inanırsınız. Onlar sizinlə görüşdükləri zaman: “Biz də inandıq”, - deyir, xəlvətdə olduqda isə sizə qarşı qəzəblərindən barmaqlarını gəmirirlər. (Ya Rəsulum!) De: “
Acığı
nızdan ölün!” Əlbəttə, Allah ürəklərdə olanları biləndir....
Nuh Suresi, 8. Ayet:
Sonra mən onları uca səslə (açıq-açığına haqqa) dəvət etdim....
Duha Suresi, 3. Ayet:
(Sənə bir neçə gün vəhy nazil etməməklə) Rəbbin səni (ya Peyğəmbər!) nə tərk etdi, nə də sənə
acığı
tutdu....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde ve yerde Allah O'dur. Gizlinizi de açığınızı da bilir. Ve ne kazandığınızı da bilir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah işleyenler, işledikleri günahın karşılığını göreceklerdir....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin, Rabb'inizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O'na şirk koşmayın. Anaya babaya iyilik edin. Yoksulluk endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin." Ssizin de onların da rızıklarını veren Allah'tır. "Fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Haklı bir gerekçe olmadıkça Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. İşte O, size bunları öğütledi, umulur ki aklınızı kullanırsınız."...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani bir zamanlar Yusuf, babasına: "Ey bab
acığı
m! Ben on bir yıldızla, Güneş'in ve Ay'ın bana secde ettiklerini gördüm." demişti....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Yusuf, anne ve babasını makamına çıkardı. Hepsi onun makamına saygı ile eğildiler. Yusuf: "Ey bab
acığı
m! Bu durum, daha önceki rüyamın gerçekleşmesidir. Rabb'im onu gerçek kıldı. Ve gerçekten bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O sizi çölden getirdi. Benim Rabb'im dilediğine lütuf sahibidir. Gerçek şu ki: O, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir."...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasına: "Ey bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?" demişti....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Ey bab
acığı
m! Sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy. Ki seni dosdoğru olan yola ileteyim."...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Ey bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme. Şeytan Rahman'a isyan eden biridir."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Ey bab
acığı
m! Ben, Rahman'dan sana bir azap dokunur da bu durumda şeytan için bir veli olursun diye korkuyorum."...
Möminun Suresi, 92. Ayet:
O, gizliyi de açığı da bilir. Onların şirk koştuklarından çok yücedir....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
İki kızından biri: "Ey bab
acığı
m! Onu ücretle tut. Gerçekten o, ücretle tutacaklarının en iyisi, güçlüsü ve güvenilirdir." dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk babasıyla birlikte iş tutacak çağa eriştiği zaman, babası: "Ey oğulcuğum! Ben, uykumda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün bakalım, sen ne dersin?" dedi. Çocuk: "Ey bab
acığı
m! Sana buyurulanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın." dedi....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O göklerde de yerde de Allah'tır. Sizin gizlinizi ve açığınızı bilir; ne kazandığınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde ve yerde Allah O'dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O, göklerde ve yerde olan ALLAH. Sizin gizlinizi açığınızı bilir, kazandıklarınızı da bilir...
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O, göklerde de, yerde de (tek) Allah'tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O göklerin de Allah'ıdır, yeryüzünün de Allah'ıdır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve yaptığınız her şeyi bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde ve yerde Tanrı O'dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazandıklarınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Hâlbuki O, göklerde ve yerde (ibâdete lâyık, tek olan) Allah’dır. Gizlinizi ve açığınızı bilir; (hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde de yerde de Allah O'dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir, ne kazandığınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde ve yerde “Allah” O’dur. Gizlinizi de açığınızı da bilir. Ne kazandığınızı da bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
O, göklerde de, yerde de (tek) Allah'tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir....
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Göklerde ve yerde Allah O'dur. Gizlinizi ve açığınızı bilir; kazanmakta olduklarınızı da bilir....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. "Ol!" dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. «Ol!» dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
O'dur gökleri ve yeri yaratan. 'Ol,' dediği gün hemen oluverir. Sözü mutlak doğrudur. Boruya üfürüldüğü gün egemenlik tümüyle O'nundur. Gizliyi ve açığı Bilendir. Bilgedir, herşeyden Haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O'dur. Bir şeye «ol» dediği gün hemen oluverir. O'nun sözü haktır. «Sûr»a üfürüldüğü gün de mülk ancak O'nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibi, her şeyden haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hak ile yaratan O'dur. “Ol!” dediği gün her şey oluverir. O'nun sözü haktır. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi de açığı da bilendir ve O hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır....
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratan O'dur. "Ol!" dediği gün, oluverir. Sözü haktır. Sûr'a üfleneceği gün de, mülk O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir. O, hükümdardır, herşeyi haber alandır....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Bilerek işlediğiniz günahın açığını da, gizlisini de bırakın. Çünkü bilerek günah işleyenler, işlemeye devam ettikleri günahların cezasını mutlaka çekecekler....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Gunahin acigini da gizlisini de birakin. Gunah kazananlar, kazandiklarina karsilik suphesiz ceza goreceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Artık günahın açığını da, gizlisini de bırakın! Doğrusu onlar ki günah kazanırlar, kazandıklarının karşılığını göreceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahların açığını da gizlisini de bırakın. Günah kazananlar işlediklerinin karşılığını alacaklardır...
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da bırakın gizlisini de, çünkü günah kazananlar yarın kazandıklarının cezasını muhakkak çekecekler...
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın, çünkü günah kazananlar, yarın kazandıkları günahın cezasını kesinlikle çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da, gizlisini de bırakın! Günah kazananlar, yaptıklarının cezasını çekecekler....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığından da gizlisinden de sakınınız. Günah işleyenler yaptıkları günahın cezasını çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günâhın açığını da gizlisini de bırakın! Şübhe yok ki günah kazananlar, işlemekte oldukları (günahlar) sebebiyle yakında cezâlandırılacaklardır!...
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da, gizlisini de bırakın. Çünkü günah kazananlar; kazanmakta oldukları yüzünden cezalandırılacaklardır....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Çünkü günah kazananlar yaptıklarının cezasını çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah işleyenler kazandıkları ile cezalandırılacaklardır....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da bırakın, gizlisini de: Çünkü günah işleyenler elbette yaptıklarının cezasını çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günâhın açığını da, gizlisini de bırakın! Günâh kazananlar, yaptıklarının cezâsını çekeceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Zira günah kazananlar, işleyip durdukları şeyin karşılığını göreceklerdir....
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Günah kazananlar yapıp ettiklerinin karşılığını yakında göreceklerdir....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım; O'na bir şeyi ortak koşmayın. Anne, babaya ihsanla davranın. Yokluk (fakirlik) sebebiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de yalnız Biz rızıklandırırız. Kötülüğün açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haklı olmanız hariç kimseyi öldürmeyin ki; onu Allah haram kıldı. İşte bunları size vasiyet (emir) etti. Böylece siz, akıl edersiniz.”...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
(Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
'Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını, nelere riayeti emrettiğini okuyayım: İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya devamlı iyilik edin, ihsanda bulunun, kesinlikle kötü davranmayın. Masrafların artacağı, yoksulluğa düşeceğiniz endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını, ekmeğini, aşını biz veriyoruz. Büyük günah ve ayıpların, meşrû olmayan şehevî fiillerin, gayrimeşrû ilişkilerin, zinanın açığına da, giz...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz."...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: “-Geliniz, size Rabbiniz neleri haram etmiştir, okuyayım: Ona hiç bir şeyi ortak koşmayın, anaya babaya iyilik edin, fakirlik yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de, onların da rızıklarını biz veririz. zina gibi kötülüklerin açığına da, gizlisine de yanaşmayın. Allah’ın muhterem kıldığı nefsi (canı) haksız yere öldürmeyin. İşte bu yasaklara riayet etmeyi, Allah size tavsiye etti, olur ki, düşünür ve akıl erdirirsiniz.”...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: (Ey Allah'a karşı yayalan uyduranlar!) Gelin de Allah'ın size neleri haram kıldığını okuyup (haber vereyim); Hiç bir şeyi O'na ortak koşmayın ; ana babanıza iyilikte bulunun ; yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; —sizin de onların da rızkınızı biz veririz—, hayâsızlığın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın ; Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. İşte Allah bunları, aklınızı kullanırsınız diye size emreder....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: 'Gelin, Rabbinizin size neleri haram ettiğini söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya iyi davranın. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Büyük günahların açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve ALLAH'ın kutsal saydığı cana haksız yere kıymayın. Bunlar, düşünesiniz diye O'nun size verdiği öğütlerdir....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: geliniz size rabbınız neleri haram kıldı okuyayım: ona hiç bir şey'i şerik koşmayın, babanıza ananıza iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden evlâdınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkınızı biz veririz, fevahışe: açığına da, gizlisine de yanaşmayın, Allahın muhterem kıldığı nefsi haksız öldürmeyin, işittiniz a, işte size o bunları ferman buyurdu, gerektir ki aklınız erer...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: «Gelin, size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım! O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kötülüklerin açığına da gizlisine de yanaşmayın, Allah'ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte duydunuz ya, O, size düşünesiniz diye bunları emretti!»...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki; «Geliniz, Rabbinizin neleri yasakladığını size söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana- babaya karşı iyi davranınız. Yoksulluk kaygısı ile evlâtlarınızı öldürmeyiniz. Sizin de onların da rızkını biz veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayınız. Haklı bir gerekçe yokken Allah'ın dokunulmaz saydığı cana kıymayınız. İşte Allah, ola ki düşünürsünüz diye size bu direktifleri veriyor....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz. Çirkin kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Tanrı'nın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akledersiniz....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: «Gelin, üzerinize Rabbinizin neleri haram etdiğini ben okuyayım: Ona hiç bir şey'i ortak yapmayın. Anaya babaya iyilik edin. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de, onların da rızkını biz vereceğiz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. (Kısas ve zina gibi şeylerden dolayı meşru) bir hak olmadıkça Allahın haram etdiği cana kıymayın. İşte (Allah) size, aklınızı başınıza alasınız diye, bunları emretdi». ...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: 'Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi şirk koşmayın! Hem ana-babaya iyilik (edin)! Ve fakirlikten dolayı çocuklarınızı öldürmeyin! Sizi de onları da (ancak) biz rızıklandırırız. (Zinâ gibi) çirkin işlere, açığına da gizlisine de yaklaşmayın! Hem hak bir sebeb olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin! İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki akıl erdiresiniz.'...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Gelin, Rabbınızın size neleri haram kıldığını ben söyleyeyim; O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anaya-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını veren Biziz. Kötülüğün gizlisine de, açığına da yaklaşmayın. Hak ile olmadıkça, Allah'ın haram kıldığı bir cana kıymayın. İşte aklınızı başınıza alasınız diye size, bunları emretti....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
Resulüm! De ki: “Geliniz, size Rabbinizin haram kıldığı şeyleri söyleyeyim. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veririz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte bu anlatılanları düşünüp anlayasınız diye Allah size vasiyet etmiştir. ”...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: -Gelin, Rabbinizin size neyi haram kıldığını okuyayım: O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyilik edin. Yoksulluk yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de, onların da rızıklarını veren biziz! Ahlaksızlığın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte, (Allah) size, düşünesiniz diye bunları tavsiye etti....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını ben okuyup açıklayayım:O’na hiçbir şeyi ortak yapmayın, anneye babaya iyi davranın, fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin, çünkü sizin de onların da rızkını veren Biz’iz. Kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Allah’ın muhterem kıldığı cana haksız yere kıymayın. İşte aklınızı kullanırsınız diye Allah size bunları emrediyor....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gelin, Rabbinizin size harâm kıldığı şeyleri okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Fuhuşların açığına da, kapalısına da yaklaşmayın ve haksız yere Allâh'ın yasakladığı cana kıymayın! Düşünesiniz diye Allâh size bunları tavsiye etti....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: «Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin kötülüklerin açığına da, gizli olanına da yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz.»...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: Gelin, Rabbinizin size neyi haram ettiğini okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne ve babaya iyilik edin. Yoksulluk korkusuyla evlâdınızı öldürmeyin; sizi de, onları da rızıklandıran Biziz. Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Allah'ın haram ettiği bir cana haksız yere kıymayın. Akıl edersiniz diye, Rabbiniz size işte bunları emretti....
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki, Rabbim şunları haram etti. Bütün fuhşiyyatı (küfür ve nifakı), açığını ve gizlisini, her türlü günahı, haksız isyanı ve Allah’a, hiç bir zaman bir bürhan indirmediği herhangi bir şeyi ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri Allah’a isnad etmenizi....
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: 'Rabbim, ancak kötü işlerin açığını ve gizlisini, günahları, haksız yere saldırmayı, kendilerine hiç bir otorite ve güç vermediği bir şeyi ALLAH'a ortak koşmanızı ve ALLAH hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.'...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
Rabbım, de, ancak şunları haram buyurdu: Bütün fuhşiyyatı, açığını, gizlisini ve her türlü vebali, ve haksızlıkla bağyi ve Allaha hiç bir zaman bir bürhan indirmediği her hangi bir şeyi şirk koşmanızı, ve Allaha bilmediğiniz şeyler isnad etmenizi haram buyurdu...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: «Rabbim ancak hayâsızlıkları, onların açığını, gizlisini, bununla beraber (her türlü) günâhı, haksız isyanı, Allaha — hiç bir zaman bir bürhan indirmediği — her hangi bir şey'i eş tutmanızı, Allaha bilmeyeceğiniz şeyleri isnâd etmenizi haram etmişdir». ...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: Rabbım, açığıyla, gizlisiyle tüm hayasızlıkları, günahı, Allah'a şirk koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır....
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: “Rabbim hayâsızlığın açığını da gizlisini de, günahı, haksız yere haddi aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. ”...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: -Rabbim, ancak ahlaksızlığı, -açığını da, gizlisini de- günah işlemeyi, haksız yere isyanı, hakkında hiç bir delil indirmediği bir şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır....
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: "Rabbim o güzel şeyleri değil, açığı ile gizlisi ile, bütün fuhşiyatı haram kılmıştır. Keza her türlü günahı, haksız tecavüzü ve kendisine tapılması hakkında Allah’ın herhangi bir delil bildirmediği bir nesneyi Allah’a şerik yapmanızı, bir de Allah’ın emretmediği birtakım şeyleri iftira ederek O’na mal etmenizi haram kılmıştır."...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: "Rabbim, fuhuşları, gerek açığını, gerek kapalısını; günâhı ve haksız yere saldırmayı; hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allah'a ortak koşmayı ve Allâh hakkında bilmediğiniz şeyler söylemenizi kesinlikle harâm etmiştir."...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
De ki: Rabbim ancak açığı ve gizlisiyle her türlü fuhşiyatı, günahı, haksızlıkla tecavüzde bulunmayı, hakkında Allah'ın hiçbir delil indirmediği şeyleri Ona ortak koşmayı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
Seferden dönüp de onlarla buluştuğunuz zaman size özürler getirecek onlar; de ki: Özür dilemeyin, kesin olarak size inanmıyoruz; Allah, sizin ahvâlinizi haber vermiştir bize ve bundan sonraki hareketlerinizi de Allah ve Peygamberi görecek, sonra da gizliyi ve açığı bilen Tanrının tapısına döneceksiniz de o, bütün yaptıklarınızı size bildirecek....
Tövbə Suresi, 94. Ayet:
(Savaştan gelip) kendilerine döndüğünüzde size özürler sayarlar. De ki: 'Boşuna özür saymayın; size artık inanmayız, ALLAH durumunuzu bize bildirmiş bulunuyor. ALLAH ve elçisi sizin işlerinizi görecek ve sonra da gizliyi ve açığı Bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. O yaptıklarınız her şeyi size bildirecektir....
Tövbə Suresi, 105. Ayet:
Ve de ki: Yapın yapacağınızı, muhakkak yaptıklarınızı Allah da görür, Peygamberi de, inananlar da ve gizliyi de, açığı da bilenin tapısına gideceksiniz ve mutlaka yaptıklarınızı haber verecek size....
Tövbə Suresi, 105. Ayet:
'Çalışın; ALLAH, elçisi ve inananlar yaptığınızı görecektir. Gizliyi ve açığı Bilene döndürüleceksiniz ve O da yapmış olduklarınızı size bildirecektir,' de....
Tövbə Suresi, 105. Ayet:
Ve de ki: «Çalışın! Çünkü yaptıklarınızı hem Allah görecek, hem Resulü, hem de mü'minler; ve hepiniz mutlaka o gizli ve açığı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz; o zaman O, size neler yaptığınızı haber verecek.»...
Tövbə Suresi, 105. Ayet:
Ve de ki; «Çalışın! Yaptıklarınızı hem Allah görecek, hem Resulü, hem de müminler görecektir. Sonra da gizliyi ve açığı bilen Allah'ın huzuruna iletileceksiniz. İşte o zaman, neler yaptığınızı size O bildirecektir....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
1.
iz kâle
: dediği zaman, demişti
2.
yûsufu
: Yusuf
3.
li ebî-hi
: babasına
4.
yâ ebeti
: ey baba, bab
acığı
m
...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusuf (A.S), babasına şöyle demişti: “Bab
acığı
m, gerçekten ben on bir yıldız, güneş ve ay gördüm. Onları bana secde eder (vaziyette, durumda) gördüm.”...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yûsuf, babasına “Bab
acığı
m! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zaman Yûsuf, babasına bab
acığı
m demişti, ben onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm, bir de baktım ki onlar, bana secde ediyorlar....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Bab
acığı
m! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına: "Bab
acığı
m! Muhakkak ki ben on bir gezegeni, Güneş'i ve Ay'ı gördüm. . . Bana secde ediyorlardı" dedi....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yûsuf babası Yakub’a: 'Bab
acığı
m, ben rüyamda, on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Onları, bana saygılarından secde ederlerken gördüm.' demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına: 'Ey bab
acığı
m! Ben (rüyada) onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Bunların bana secde ettiklerini gördüm' demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına: "Bab
acığı
m, gerçekten ben (rüyamda) onbir yıldız, güneşi ve ayı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm" demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakit Yûsuf babasına (Yâkub Aleyhisselâma) şöyle demişti: “-Bab
acığı
m, ben, rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki, onlar, bana secde ediyorlar.”...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusuf babasina: «Babacigim! «Ruyamda onbir yildiz, gunes ve ayin bana secde ettiklerini gordum» demisti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani bir vakitler Yûsuf, babasına : «Bab
acığı
m, doğrusu ben rüyamda onbir Yıldız, Güneş ve Ay'ı gördüm, gördüm ki bunlar bana secde ediyorlar,» demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusuf babasına: 'Bab
acığı
m! 'Rüyamda onbir yıldız, güneş ve ayın bana secde ettiklerini gördüm' demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Bab
acığı
m! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusuf, bir zamanlar babasına: 'Bab
acığı
m, on bir gezegeni, güneşi ve ay'ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm,' dedi....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakıt Yusüf babasına, bab
acığı
m dedi: ben ru'yada on bir yıldızla Güneşi ve Kameri gördüm, gördüm onları ki bana secde ediyorlar...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakit Yusuf babasına: «Bab
acığı
m, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki, onlar bana secde ediyorlar.» dedi....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani bir vakitler Yusuf, babasına demişti ki: «Bab
acığı
m, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı bana secde ederken gördüm.»...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına «Bab
acığı
m; ben rüyamda onbir yıldızın, güneşin ve ayın önümde secde ettiklerini gördüm» dedi....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına: "Bab
acığı
m, gerçekten ben (rüyamda) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm" demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakit Yuusuf, babasına: «Bab
acığı
m, demişdi, gerçek ben rü'yâda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde edicilerdir». ...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zaman Yûsuf babasına: 'Ey Bab
acığı
m! Doğrusu ben (rüyâmda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; (hem) gördüm ki onlar bana secde eden kimselerdir' demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına demişti ki: Bab
acığı
m, rüyamda on bir yıldızla, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde etmektedirler....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakit Yusuf babasına şöyle demişti: "Bab
acığı
m! Ben (rüyamda) onbir yıldız, güneş ve ayı gördüm: benim önümde saygıyla yere kapanmışlardı!"...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zaman Yusuf babasına: “Bab
acığı
m! Ben rüyâmda onbir yıldızla güneşi ve ay'ı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde ediyorlar!” demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusuf, babasına: -Bab
acığı
m, dedi. Rüyamda on bir yıldız, Güneş ve Ay’ın bana saygıyla boyun eğdiklerini gördüm....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir zaman Yusuf babasına, "Bab
acığı
m!" dedi. "Ben rüyamda on bir yıldızın, güneş ve Ay’ın bana secde ettiklerini gördüm."...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani bir zaman Yûsuf, babasına: "Bab
acığı
m demişti, ben (rü'yâda) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm, bunların bana secde ettiklerini gördüm." demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına: «Bab
acığı
m, gerçekten ben (rüyamda) onbir yıldız, güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde etmektelerken gördüm» demişti....
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Hani Yusuf babasına demişti ki: 'Bab
acığı
m, ben on bir yıldız ile Güneşin ve Ayın bana secde ettiklerini gördüm.'...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Bir vakit Yûsuf babasına şöyle demişti: "Bab
acığı
m, ben rüyada on bir yıldızla, Güneş'i ve Ay'ı gördüm; onları bana secde ediyorlar gördüm."...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
1.
ve refea
: ve yükseltti, çıkardı
2.
ebeveyhi
: onun annesi ve babası
3.
alel arşı (alâ el arşı)
: tahtın üzerine
4.
ve harrû...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ve anne babasını tahtın üstüne çıkarttı. Ona secde ederek eğildiler. Yusuf (A.S) şöyle dedi: “Ey bab
acığı
m! Bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu hakikat kıldı (gerçekleştirdi). Ve beni zindandan çıkardığı zaman bana en güzelini yaptı (Benim için en güzelini dizayn etti). Ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi çölden getirdi. Muhakkak ki; benim Rabbim, dilediğine lütuf sahibidir. Alîm (en iyi bilen) ve Hakîm (en iyi hüküm veren, hikmet sahibi) olan muhakkak ki; “O” ...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona (Yûsuf’a) saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki: “Bab
acığı
m! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Anasıyla babasını tahta çıkartıp oturttu ve hepsi de ona karşı secdeye kapandılar. Bab
acığı
m dedi, evvelce gördüğüm rüya, bu işte, Rabbim onu gerçekleştirdi ve beni zindandan çıkararak lûtfetti bana; Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da sizi çölden getirdi. Şüphe yok ki Rabbim, dilediği şeyi tedbîr edip lütfuyla meydana getirir; şüphe yok ki o her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: "Ey bab
acığı
m! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
(Yusuf) ana-babasını tahta oturttu. . . Kardeşleri, önünde saygıyla yere kapandılar. . . (Yusuf) dedi ki: "Bab
acığı
m. . . İşte bu önceden (gördüğüm) rüyanın (baba = güneş, Anne = Ay, on bir kardeş = on bir gezegen olarak) tevilidir (anlamının gerçeğidir). . . Rabbim onu Hak kıldı (gerçekleştirdi). . . (Rabbim) bana hakikaten ihsanda bulundu. . . Şeytan benimle kardeşlerim arasına fit soktuktan sonra; beni zindandan çıkardı ve sizi de çölden getirdi. . . Muhakkak ki Rabbim dilediğine Latiyf'tir. ...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Anasını, babasını yüksek bir taht üzerine oturttu. Hepsi birden saygılarından, sübhânallah diyerek Yûsuf için secdeye kapandılar. Yûsuf: 'Bab
acığı
m, bu daha önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Bana ihsanda bulundu. Beni zindandan çıkardı. Şeytan, şeytanî güçler benimle kardeşlerimin arasına fitne sokarak bozduktan sonra sizi, sıkıntılı zor bir hayattan, çölden kurtararak getirtti. Rabbimin kulları için, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan şey...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Anne ve babasını tahtın üzerine çıkardı ve hep birlikte onun için secdeye kapandılar. [5] Dedi ki: 'Ey bab
acığı
m! İşte bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Gerçekten Rabbim onu doğru çıkardı. Allah, beni zindandan çıkarmakla ve şeytanın benimle kardeşlerimin arasına fitne sokmasından sonra sizi çölden getirmekle bana iyilik etti. Şüphesiz Rabbim dilediği şeyi çok ince düzenleyendir. Muhakkak O alimdir, hakimdir....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ebeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da (ebeveyn ve on bir kardeş) kendisine hürmet için eğildiler (veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar). Yûsuf dedi ki: “-Ey bab
acığı
m! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden (bana) getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir; çünkü O Alîm’dir, Hakîm’dir....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasini tahtin uzerine oturttu, hepsi onun onunde (Allah'a secde edip) egildiler. O zaman Yusuf: «Babacigim! Iste bu, vaktiyle gordugum ruyanin cikisidir; Rabbim onu gerceklestirdi. µeytan, benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni hapisten cÙkaran, sizi colden getiren Rabbim bana pek cok iyilikte bulundu. Dogrusu Rabbim diledigine lutufkardÙr, O suphesiz bilendir, Hakim'dir» dedi....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ve ana-babasını tutup taht, üzerine çıkardı. Onlar da eğilip Yûsuf'a saygı (Allah'a şükür secdesinde bulunarak teslimiyet) gösterdiler. Yûsuf, «Bab
acığı
m,» dedi, «işte daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur bu ! Rabbim onu gerçekleştirdi; cidden bana büyük iyiliklerde bulundu : Beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra size çölden (veya Bedâ adlı yerden buraya) getirdi. Şüphesiz ki Rabbim, dilediği hususlarda çok lütuf sahibidir. Hem doğrusu Rabbim bilendir, hikm...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: 'Bab
acığı
m! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu. Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkardır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir' dedi....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: «Ey bab
acığı
m! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.»...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını tahtın üzerine kaldırdı. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: 'Bab
acığı
m, bu, önceden görmüş bulunduğum rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu gerçekleştirdi. şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O beni hapishaneden çıkararak ve sizi çölden getirerek bana iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine karşı çok şefkatlidir. O, Bilendir, Bilgedir.'...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ve ebeveynini taht üzerine çıkardı, hepsi onun için secdeye kapandılar, ve ey bab
acığı
m, dedi: işte bundan evvelki ru'yamın te'vili bu, hakikaten rabbım, onu hak kıldı, hakikaten bana ihsan buyurdu çünkü beni zındandan çıkardı ve sizi badiyeden getirdi. Şeytan benimle biraderlerimin arasını dürtüşdürdükten sonra, hakikat rabbım meşiyetinde lâtif, hakikat bu, o, öyle alîm, öyle hakîm...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da: «Ey bab
acığı
m, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi, cidden bana iyilikte bulundu; çünkü beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını dürtüştürdükten (bozduktan) sonra sizi çölden buraya getirdi. Gerçekten Rabbim, dilediği şey için aldığı tedbirde çok hoş davranır. Gerçek şu ki, O, herşeyi çok iyi bilen, her yaptığın bir hikmete göre yapandır....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını makam koltuğuna oturttu, bu arada hep birlikte önünde secdeye kapandılar. Bunun üzerine Hz. Yusuf, babasına dedi ki; «Bab
acığı
m, bu olay, bir zamanlar gördüğüm rüyanın somut yorumudur, Rabbim o rüyayı gerçeğe dönüştürdü. Ayrıca beni hapisten çıkararak ve şeytanın kışkırtması sonucunda kardeşlerimle aramın açılmasından sonra sizleri çöl ortasından kaldırıp yanıma getirerek bana lütufta bulundu. Hiç kuşkusuz Rabbim dilediklerine karşı lütufkâr davranır. O her şeyi bilen ve her yaptığı...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Böylece (sarayına geldiklerinde) ana-babasını (kendi) tahtın(ın) üstüne çıkardı ve (derken hepsi) onun (Yûsuf) için secde ediciler olarak, secdeye kapandılar. (Yûsuf) dedi ki: 'Ey Bab
acığı
m! İşte bu, evvelki rüyâmın ta'bîridir. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Hem şübhesiz bana ihsanda bulundu; çünki beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbim, ne dilerse çok hoş tedbîr edendir. Şübhesiz ki, Alîm (hakkıyla bilen), Hakîm (...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: Bab
acığı
m; işte bu; vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu Rabbım, onu gerçekleştirdi ve bana ihsan etti de; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbım, dilediğine lütufkardır. Muhakkak ki O'dur O, Hakim, Alim....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ve ana babasını en yüksek onur katına çıkardı; ve onlar(ın hepsi) O'nun önünde hürmet ve tazimle yere kapandılar. Bunun üzerine (Yusuf:) "Ey bab
acığı
m!" dedi, "Vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçek anlamı buydu demek; ve Rabbim onu gerçekleştirdi. O beni hapisten çıkarmakla ve Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi(n hepinizi) çölden çıkar(arak bana ulaştır)makla bana lütfetti. Gerçek şu ki, benim Rabbim, olmasını istediği şeyi akıl, sır yetmez yollarla gerçekleştirir. Çünkü O doğru...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: “Ey Bab
acığı
m! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyânın tahakkukudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana gerçekten pek çok iyilikte bulundu. Şüphesiz ki Rabbim dileyeceği şeyleri çok ince düzenler. O her şeyi hakkıyla bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. ”...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah’a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: -Bab
acığı
m! İşte bu, önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana çok iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine lütfeder, O şüphesiz bilir (ve en iyi) hükmü verir, dedi....
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun önünde saygı ile eğildiler. Yusuf: "Bab
acığı
m! dedi, işte küçükken gördüğüm rüyanın tabiri! Rabbim o rüyayı gerçekleştirdi. O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latifdir (dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir). Şüphesiz O alîmdir, ...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını tahtın üstüne çıkardı ve hepsi onun için secdeye kapandılar (önünde saygı ile eğildiler. Yûsuf): "Bab
acığı
m, dedi, işte bu, önceden (gördüğüm) rü'yânın yorumudur. Rabbim onu gerçek yaptı, bana iyilik etti; zira şeytân, benimle kardeşlerim arasına fitne soktuktan sonra O, beni zindandan çıkardı, sizi de çölden getirdi. Gerçekten Rabbim dilediği şeyi çok ince düzenler. O, (her tedbiri) bilen, her şeyi yerli yerince yapandır."...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: "Bab
acığı
m, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur."...
Rəd Suresi, 9. Ayet:
Gizliyi ve açığı Bilendir; Büyüktür, Yücedir....
Nəhl Suresi, 4. Ayet:
O insanı bir meni daml
acığı
ndan yarattı; fakat o birdenbire pervasız bir tartışmacıya dönüştü....
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
1.
iz kâle
: demişti
2.
li ebî-hi
: babasına
3.
yâ
: ey
4.
ebeti
: bab
acığı
m
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
İbrâhîm (A.S), babasına dedi ki: “Ey bab
acığı
m! İşitmeyen ve görmeyen ve sana hiçbir (şekilde bir) şeyle faydası olmayanlara niçin tapıyorsun?”...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına şöyle demişti: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?”...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Bir zaman o babasına dedi ki: Bab
acığı
m! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
(İbrahim) babasına demişti ki: "Ey bab
acığı
m. . . İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeye niçin tapınıyorsun?"...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına: 'Bab
acığı
m, niçin hiçbir şey duymayan, hiçbir şey görmeyen, sana gelen bir kötülüğü engelleyemeyen şeylere tapıyorsun?' dedi....
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani o babasına şöyle demişti: 'Ey bab
acığı
m! Duymayan, görmeyen ve senden bir şeyi gidermeyen şeylere niçin tapıyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına demişti: "Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasina soyle demisti: «Babacigim! sitmeyen, gormeyen ve sana bir faydasi olmayan seylere nicin tapiyorsun?»...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani bir zaman o babasına (şöyle) demişti: Bab
acığı
m, hiç işitmeyen, görmeyen ve sana hiç yararı olmayan şeylere niçin tapıyorsun ?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasına şöyle demişti: 'Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?'...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Bir zaman o babasına dedi ki: Bab
acığı
m! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasına, 'Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen ve sana bir yararı dokunmayan şeylere niye tapıyorsun,' demişti....
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Bir vakıt babasına demişti: â bab
acığı
m! o işitmez görmez ve sana hiç faidesi olmaz şeylere niçin taparsın...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Bir zaman babasına şöyle demişti: «Bab
acığı
m, o işitmeyen, görmeyen ve sana hiç faydası olmayan şeytana niçin tapıyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
O, bir zaman babasına şöyle demişti: «Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?»...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına dedi ki; «Ey bab
acığı
m, niye işitemeyen, göremeyen ve sana hiçbir yararı olmayan putlara tapıyorsun.»...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına demişti: "Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına şöyle demişti: 'Ey bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir fayda vermeyen şeylere niçin tapıyorsun?'...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına demişti ki: Bab
acığı
m; işitmeyen, görmeyen ve sana hiç bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani o babasına "Ey bab
acığı
m!" demişti, "Ne işiten, ne gören ve ne de sana bir yarar sağlayabilen şeylere niçin tapınıyorsun?"...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Bir vakit ki, babasına demişti: «Ey bab
acığı
m! Ne için işitmez, görmez ve seni hiçbir ihtiyaçtan kurtaramaz bir şeye taparsın?»...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına demişti ki: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen, sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?”...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
-Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Zamanı geldi, babasına: "Bab
acığı
m, dedi, niçin işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bu putlara tapıyorsun?"...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Babasına demişti ki: "Bab
acığı
m, işitmeyen görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani babasına demişti: «Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?»...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani o babasına demişti ki: 'Bab
acığı
m, işitmeyen, görmeyen, senin bir ihtiyacını gidermeyen şeylere niçin ibadet ediyorsun?...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
Hani, babasına demişti ki: "Bab
acığı
m; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun?"...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
1.
yâ ebeti
: ey bab
acığı
m
2.
in-nî
: muhakkak ki ben
3.
kad
: oldu
4.
câe-nî
: bana geldi
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Ey bab
acığı
m, muhakkak ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir! Öyleyse bana tâbî ol. Seni, Sıratı Seviye'ye (düzgün, seviyeli, Allah'a ulaştıran yola) hidayet edeyim (ulaştırayım)....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
“Bab
acığı
m! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.”...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Ey bab
acığı
m. . . Kesinlikle sende olmayan ilim, bende açığa çıktı! Bu nedenle bana tâbi ol, seni düzgün yola yönlendireyim. "...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
'Bab
acığı
m, sana gelmeyen bilgiler, sana verilmeyen ilim bana vahyedildi. O halde bana tâbî ol da, seni doğru, dengeli bir yola, İslâmî hayat tarzına kavuşturayım.'...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Ey bab
acığı
m! Muhakkak ki bana, sana gelmeyen ilim geldi. Bana uy da seni düzgün bir yola ileteyim....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Bab
acığı
m, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
«Babacigim! Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni dogru yola eristireyim.»...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m, şüphen olmasın ki ilimden sana gelmiyen bana gelmiştir; onun için bana uy ki seni dosdoğru bir yola götüreyim.....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
'Bab
acığı
m! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim.'...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
'Bab
acığı
m, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi. Beni izle de seni düzgün yola ileteyim.'...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
 bab
acığı
m emin ol bana ilimden sana gelmiyen hakikat geldi, gel bana uy da seni bir düz yola çıkarayım...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m, emin ol sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Gel bana uy da seni düz yola çıkarayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
«Bab
acığı
m! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim.»...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m, sana ulaşmayan bir ilim, geldi bana, ne olur bana tabi ol da seni dümdüz bir yola çıkarayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Bab
acığı
m, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
'Ey bab
acığı
m! Muhakkak ki ben (bir peygamberim), ilimden sana gelmeyen (bir hakikat) gerçekten bana gelmiştir! Öyle ise bana tâbi' ol ki seni doğru bir yola eriştireyim!'...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m, doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana gelmiştir. Öyleyse bana uy da, seni dosdoğru bir yola ileteyim....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Ey bab
acığı
m, gerçek şu ki, senin hiç haberdar olmadığın bir bilgi ışığı ulaştı bana; öyleyse bana uy ki seni dosdoğru bir yola çıkarayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Ey at
acığı
m! Muhakkak ki, ilimden sana gelmeyen, bana gelmiştir. Artık bana tâbi ol, seni bir doğru yola eriştireyim.»...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
“Bab
acığı
m! Sana gelmeyen bir ilim gerçekten bana gelmiştir. O halde bana uy da, seni dosdoğru bir yola ileteyim. ”...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Bab
acığı
m, gerçekten bana, sana gelmeyen bir bilgi gelmiştir. Hadi bana uy da seni dosdoğru bir yola ileteyim....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Bab
acığı
m, sana ulaşmayan bir ilim, geldi bana, ne olur bana tâbi ol da seni dümdüz bir yola çıkarayım"...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Bab
acığı
m, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim."...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
«Bab
acığı
m, gerçek şu ki, sana gelmeyen bir ilim geldi bana. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.»...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
'Bab
acığı
m, sana gelmeyen bir bilgi bana ulaşmış bulunuyor. Bana uy ki seni doğru bir yola ulaştırayım....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
"Bab
acığı
m, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim."...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
1.
yâ ebeti
: ey bab
acığı
m
2.
lâ ta'budi eş şeytâne
: şeytana kul olma
3.
inne eş şeytâne
: muhakkak şeytan
4.
kâne
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Ey bab
acığı
m, şeytana kul olma! Muhakkak ki şeytan, Rahmân'a asi oldu....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
“Bab
acığı
m! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân’a isyankâr olmuştur.”...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Ey bab
acığı
m. . . Şeytana kulluk yapma! Muhakkak ki şeytan Rahman'a âsi oldu. "...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
'Bab
acığı
m, şeytana tapma, şeytan Rahmet sahibi, Rahman olan Allah’a âsi oldu.'...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Ey bab
acığı
m! Şeytana tapma. Şüphesiz şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Bab
acığı
m, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır."...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
«Babacigim! seytana tapma, cunku seytan Rahman'a bas kaldirmistir»...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m, şeytana tapma ; çünkü gerçekten şeytan Rahmân'a baş kaldırıp karşı gelmiştir....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
'Bab
acığı
m! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır'...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
'Bab
acığı
m, şeytana tapma. Şeytan, Rahman'a karşı çıkmıştır.'...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m Şeytana tapma, çünki Şeytan rehmana âsi oldu...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m, şeytana tapma; çünkü şeytan esirgeyen Allah'a isyan etti....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
«Bab
acığı
m! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu.»...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Ey bab
acığı
m, sakın şeytana kul olma; çünkü o, rahmeti bol olan Allah'a baş kaldırmıştır....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Bab
acığı
m, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahmana başkaldırandır."...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
'Ey bab
acığı
m, şeytana tapma! Çünki şeytan, Rahmân’a âsî olmuştur.'...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m, şeytana tapma. Çünkü şeytan, Rahman'a başkaldırmıştır....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Ey bab
acığı
m! Gel, Şeytan'a kulluk etme; çünkü Şeytan O sınırsız rahmet Sahibi'ne baş kaldıran biridir!...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
«Ey bab
acığı
m! Şeytana ibadet etme, şüphe yok ki şeytan, Rahmân'a isyan eder olmuştur.»...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
“Bab
acığı
m! Şeytana tapma. Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti. ”...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Bab
acığı
m, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman’a isyan etmiştir....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Bab
acığı
m, sakın şeytana ibadet etme! Çünkü şeytan Rahman’a isyan içindedir....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Bab
acığı
m, şeytâna tapma, çünkü şeytân, Rahmân'a isyân etmiştir."...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
«Bab
acığı
m, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah) a başkaldırandır.»...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
'Bab
acığı
m, şeytana tapma. Çünkü şeytan, Rahmân'a âsi olmuştur....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
"Bab
acığı
m, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
1.
yâ ebeti
: ey bab
acığı
m
2.
in-nî
: muhakkak ki ben
3.
ehâfu
: korkuyorum
4.
en yemesse-ke
: sana dokunması
...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Ey bab
acığı
m, muhakkak ki ben, sana Rahmân'dan azap dokunmasından korkuyorum! O durumda, şeytana velî (dost) olursun....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
“Bab
acığı
m! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.”...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Ey bab
acığı
m. . . Ben, sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece (gelecek yaşamda da) şeytanın dostu (bedensellik sınırları içinde kalmış) olmandan korkarım. "...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
'Bab
acığı
m, Rahman olan Allah’ın azâbının sana dokunmasından, senin, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların velisi, yakın dostu, arkadaşı haline gelmenden korkuyorum.'...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Ey bab
acığı
m! Doğrusu ben, Rahman'dan sana bir azabın dokunmasından ve böylece şeytana dost olacağından korkuyorum.' [3]...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Bab
acığı
m, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
«Babacigim! Dogrusu sana Rahman katindan bir azabin gelmesinden korkuyorum ki boylece seytanin dostu olarak kalirsin.»...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m, doğrusu ben. Rahmân'dan sana dokunacak bir azâbdan korkarım ; o takdirde şeytana dost ve arkadaş olursun....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
'Bab
acığı
m! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.'...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
'Bab
acığı
m, Rahman tarafından bir cezaya çarpılman ve şeytana dost olmandan korkuyorum.'...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m ben cidden korkarım ki sana o rahmandan bir azâb dokunur da Şeytana yar olursun....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m doğrusu ben, sana o Rahman'dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum.»...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
«Bab
acığı
m! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da şeytana (cehennemde arkadaş) olursun.»...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Ey bab
acığı
m, senin Allah'dan gelecek bir azaba çarptırılarak şeytanın dostu olacağından korkuyorum....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Bab
acığı
m, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
'Ey bab
acığı
m! Doğrusu ben, sana Rahmândan bir azab dokunup da şeytana bir dost olmandan korkuyorum!'...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m, sana Rahman'ın katından bir azabın gelmesinden korkuyorum. Böylece şeytanın dostu olarak kalırsın....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Ey bab
acığı
m, ben senin başına O sınırsız rahmet Sahibi'nin katından bir azabın çökmesinden korkuyorum; (öyle bir azap ki,) başına geldiği zaman Şeytan'ın dostu ol(duğunu hemen anlar)sın."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
“Bab
acığı
m! Doğrusu korkuyorum ki, çok esirgeyici olan Allah'tan sana bir azap gelip çatar da şeytana arkadaş olmuş olursun. ”...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m eğer şeytana dost olarak kalırsan Rahman’dan sana bir azabın dokunmasından korkuyorum....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
Bab
acığı
m, bu gidişle o Rahman’dan bile bir azabın gelip sana dokunacağından ve senin şeytana hemdem olacağından ciddî endişe içindeyim....
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Bab
acığı
m, ben sana Rahmân'dan bir azâbın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytânın dostu olursun."...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
«Bab
acığı
m, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkmaktayım, o zaman şeytanın velisi olursun.»...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
'Bab
acığı
m, sana Rahmân'dan bir azap dokunur da şeytana arkadaş olursun diye korkuyorum.'...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
"Bab
acığı
m, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!"...
Ənbiya Suresi, 110. Ayet:
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir....
Ənbiya Suresi, 110. Ayet:
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir....
Ənbiya Suresi, 110. Ayet:
«Hiç şübhesiz ki sözün açığını da O biliyor, gizlemekde olduğunuzu da O biliyor». ...
Ənbiya Suresi, 110. Ayet:
"Şüphesiz O, sözün açığını da bilir, gizlediklerinizi de bilir."...
Möminun Suresi, 14. Ayet:
Sonra, o daml
acığı
, embriyo olarak biçimlendirdik, sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik, sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik, sonra kemiğe et giydirdik ve sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk. Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir....
Möminun Suresi, 14. Ayet:
Sonra o damlayı bir pıhtıya dönüştürdük, bu pıhtıyı bir et parç
acığı
na dönüştürdük, bu et parç
acığı
nı bir takım kemiklere çevirdik, derken bu kemiklere bir et giydirdik; sonra ona bambaşka bir yaratık olarak hayat verdik. Bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli!...
Möminun Suresi, 14. Ayet:
Sonra o daml
acığı
bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!...
Möminun Suresi, 92. Ayet:
O, gizliyi de açığı da bilendir, onların koştukları şirklerden çok yücedir....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (onun karşılığında) sana doğrusunu ve daha açığını getirmeyelim....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, (onun karşılığında) sana doğrusunu ve daha açığını getirmeyelim....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Onların sana getirdiği her misale karşı, mutlaka biz sana daha doğrusunu ve daha açığını getirdik....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
1.
kâlet
: dedi
2.
ıhdâ-humâ
: (kızların) ikisinden biri
3.
yâ ebeti
: ey bab
acığı
m
4.
iste'cir-hu
: onu ücretle (...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
İki kızdan biri: "Ey bab
acığı
m! Onu ücretle tut. Muhakkak ki o, ücretle tuttuklarından daha hayırlı, sağlam ve emindir." dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan biri, “Bab
acığı
m, onu ücretle tut. Herhâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır” dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kızın biri de bab
acığı
m dedi, onu ücretle tut, şüphe yok ki ücretle tutacağın adamların en hayırlısı, en emîni bu....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
(Şuayb'ın) iki kızından biri: Bab
acığı
m! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
İkisinden (kızlardan) biri dedi ki: "Ey bab
acığı
m, Onu işe al. . . Şüphesiz, bir ücretle çalıştırdıkların arasında en hayırlısıdır; güçlü, sözünde durandır. "...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan birisi: 'Bab
acığı
m, onu ücretle çoban tut. Ücretle çalıştıracağın en iyi kimse bu güçlü kuvvetli, güvenilir adamdır' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
(Kızlardan) biri: 'Bab
acığı
m! Onu ücretle tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı bu güçlü, güvenilir adamdır' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O (kadın)lardan biri dedi ki: "Ey bab
acığı
m, onu ücretli olarak tut; çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı gerçekten o kuvvetli, güvenilir (biri)dir."...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kadından biri dedi ki: “- Bab
acığı
m! Onu (davarları otlatmak için) ücretle tut. Çünkü tuttuğun ücretlilerin en hayırlısı o, güvenilir, güçlü adamdır.”...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Iki kadindan biri: «Babacigim! Onu ucretli olarak tut; ucretle tuttuklarinin en iyisi bu guclu ve guvenilir adamdir» dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kızdan biri, «bab
acığı
m ! Onu ücretle tut; şüphesiz ki ücretle tuttuğun kimselerin en hayırlısı bu güçlü ve güvenilir olan (adam)dır» dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
İki kadından biri: 'Bab
acığı
m! Onu ücretli olarak tut; ücretle tuttuklarının en iyisi bu güçlü ve güvenilir adamdır' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
(Şuayb'ın) iki kızından biri: Bab
acığı
m! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır, dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Onlardan biri, 'Bab
acığı
m, ona iş ver. O, senin ücretle tuttuklarının en iyisidir; hem güçlü, hem de güvenilir biri,' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O ikinin biri, bab
acığı
m! Dedi: onu ecîr tut, çünkü tuttuğun ecîrlerin en hayırlısı o kavîy, emîn adam...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kadından biri: «Bab
acığı
m, onu ücretle tut. Çünkü tuttuğun ücretlilerin en hayırlısı o güçlü güvenilir adamı!» dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
(Şuayb'ın) iki kızından biri: «Bab
acığı
m! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdır» dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan biri; «Bab
acığı
m, bunu çoban olarak tut, ücretle tuttuklarının en hayırlısı budur. Çünkü hem güçlü hem de güvenilir.»...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O (kadın)lardan biri dedi ki: "Ey bab
acığı
m, onu ücretli olarak tut; çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı gerçekten o kuvvetli (ve) güvenilirdir (emiyn)."...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O ikiden biri: «Bab
acığı
m, dedi, onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle kullandıklarının en hayırlısı şübhesiz ki o kuvvetli, emîn (adamdır)». ...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki (genç kız)dan biri: 'Ey bab
acığı
m, onu ücretle (çoban) tut; çünki ücretle tuttuğun kimselerin en hayırlısı, o kuvvetli, emîn olandır' dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O ikiden biri dedi ki: Bab
acığı
m, onu ücretle tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en iyisi bu güçlü ve emin kişidir....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki (kız)dan biri: "Bab
acığı
m," dedi, "o'nu ücretli olarak yanında tut; çünkü ücretli olarak yanında tutabileceğin en güçlü ve güvenilir kişi bu olacak!"...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki kızdan biri: “Bab
acığı
m! Onu ücretle tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı budur, güçlü ve güvenilir bir adamdır. ” dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlarından biri: -Bab
acığı
m, onu ücretle çalıştır. Ücretle tutacağın kimselerin en iyisi, güçlü ve güvenilir olan kimsedir, dedi....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Kızlardan biri: "Bab
acığı
m, dedi, bunu işçi olarak tut, zira senin çalıştıracağın en iyi adam, böyle kuvvetli ve güvenli biri olmalıdır."...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Onun iki kızından biri, 'Bab
acığı
m, onu ücretli olarak tut,' dedi. 'Tutacağın adamların en iyisi, bu güçlü ve güvenilir kimsedir.'...
Səcdə Suresi, 6. Ayet:
İşte O, gizliyi de açığı da bilen, güçlü ve merhamet sahibi olandır....
Səcdə Suresi, 6. Ayet:
Gizliyi de açığı da bilen, Üstün ve Rahim işte böyledir....
Zümər Suresi, 18. Ayet:
O kullarım ki, (Kur’an’ı) dinlerler sonra da onun en güzelini (en açığını ve kuvvetlisini) tatbik ederler. İşte bunlar Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve bunlar gerçek akıl sahibleridir....
Zümər Suresi, 46. Ayet:
De ki, 'Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin.'...
Cümə Suresi, 8. Ayet:
De ki; 'Kaçmakta olduğunuz ölüm, mutlaka size ulaşacak ve daha sonra gizliyi ve açığı Bilenin huzuruna döndürüleceksiniz. Yaptığınız her şeyi size bildirecektir....
Cümə Suresi, 8. Ayet:
De ki: -Kendisinden kaçtığınız ölüm, sizi mutlaka bulacaktır. Sonra da gizli ve açığı bilene döndürüleceksiniz, O da size yapmakta olduklarınızı haber verecektir....
Mürsəlat Suresi, 23. Ayet:
Biz o sıvı daml
acığı
n gelişmesini aşamalı bir plâna bağladık. Biz ne güzel plân yaparız....
Tariq Suresi, 6. Ayet:
Fışkıran su daml
acığı
ndan yaratıldı....
Əla Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Sana (Kur'an'ı) okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Allah'in diledigi bundan mustesnadir. Dogrusu acigi da, gizliyi de bilen O'dur....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Ancak Allah'ın dilediği müstesna.. Çünkü O elbette açığı da bilir, gizli olanı da bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Allah'ın dilediği bundan müstesnadır. Doğrusu açığı da, gizliyi de bilen O'dur....
Əla Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Sana (Kur'an'ı) okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
ALLAH'ın dilediği hariç; O açığı da bilir, gizliyi de....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allahın dilediği başka çünkü o açığı da bilir gizliyi de...
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allah'ın dilediği başka; çünkü O, açığı da bilir, gizliyi de....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allah'ın dilediği başka. O açığı da bilir gizliyi de....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açığı da, gizli olanı da bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Ancak Allah'ın dilediği müstesnâ. Şüphesiz ki O, açığı da bilir, gizliyi de bilir....
Əla Suresi, 7. Ayet:
Yalnız Allâh'ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman, olunca
3.
belega
: erişti
4.
mea-hu
: onunla beraber
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Böylece onunla beraber çalışma çağına eriştiği zaman dedi ki: "Ey oğulcuğum! Gerçekten ben, uykuda seni boğazladığımı gördüm. Haydi bak (bir düşün). Bu konudaki görüşün nedir?" (İsmail A.S): "Ey bab
acığı
m! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Bab
acığı
m, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
İbrâhim'le berâber koşup gezecek çağa gelince İbrâhim, oğulcağızım demişti, ben, rüyamda, seni kesiyorum gördüm, bir bak, düşün, sen ne dersin buna? O da bab
acığı
m demişti, ne emredildiyse sana, onu yap, Allah dilerse beni sabredenlerden bulursun....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Bab
acığı
m! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
(Oğlu İsmail) Onunla birlikte yürüme olgunluğuna ulaşınca, (İbrahim) dedi ki: "Ey oğulcuğum! Muhakkak ki ben seni uykuda görüyorum ve ben seni kurban ediyorum. . . Bak bakalım sen ne dersin bu işe?". . . (Oğlu) dedi ki: "Ey bab
acığı
m. . . Emrolunduğun şeyi yap! İnşâAllâh beni sabredenlerden bulacaksın. "...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Babasıyla beraber koşup gezecek, babasını anlayacak çağa gelince, babası: 'Oğulcuğum, rüyâlarımda, kendimi, hep seni kurban edecek vaziyetteyken görüyorum. Sen de, bu konuda ne düşündüğünü, görüşünü söyle?' dedi. İsmail de: 'Bab
acığı
m, emrolunduğun seyi yap. Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygunsa, beni sabredenlerden, metanetini kaybetmeyenlerden bulacaksın' dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
(Çocuk) onun yanında koşacak çağa erince dedi ki: 'Ey oğulcağızım! Ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bak ne düşünürsün?' Dedi ki: 'Ey bab
acığı
m! Sen emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.'...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Bab
acığı
m, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın."...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Cocuk kendisinin yanisira yurumeye baslayinca: «Ey ogulcugum! Dogrusu ben uykuda iken seni bogazladigimi goruyorum, bir dusun, ne dersin?» dedi. «Ey babacigim! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden oldugumu goreceksin» dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk Onun yanında yürüyüp konuşabilme cağına gelince, İbrâhim ona şöyle dedi: Oğulcağızım ! Doğrusu ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, bu hususta görüşün ne ? O da : Bab
acığı
m ! Sen emredildiğini yap. Beni —İnşaallah— sabredenlerden bulacaksın, dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca: 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?' dedi. 'Ey bab
acığı
m! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin' dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Bab
acığı
m! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Onunla birlikte çalışma çağına varınca, 'Oğlum,' dedi, 'Rüyamda seni boğazlamam gerektiğini görüyorum. Ne düşünüyorsun?' 'Bab
acığı
m,' dedi, 'Sana emredileni uygula. ALLAH dilerse beni sabırlı bulacaksın.'...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Vakta ki yanında koşmak çağına erdi, ey yavrum! dedi ben menamda görüyorum ki ben seni boğazlıyorum, artık bak ne görüyorsun! ey bab
acığı
m dedi: ne emrolunuyorsan yap! beni inşaallah sabirînden bulacaksın...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: «Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?» dedi. (Çocuk da): «Bab
acığı
m sana ne emrediliyorsa yap! Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın!» dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: «Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?» dedi. Çocuk da: «Bab
acığı
m sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın» dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk onun yanında koşma yaşına gelince ona; «Yavrum! Ben uykuda iken seni kestiğimi görüyorum, bir düşün ne dersin? Çocuk; «Bab
acığı
m sana emredileni yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın» dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Bab
acığı
m, (sana) buyrulanı yap / yerine getir. İnşallah, beni sabredenlerden bulacaksın....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Artık o (oğul İbrâhîmin) yanında koşmak çağına erince (babası) «Oğulcağızım, dedi, ben seni rü'yamda boğazlıyorum görüyorum. Bak artık ne düşünürsün». (Oğlu) dedi: «Bab
acığı
m, sana edilen emir ne ise yap. İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın». ...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Nihâyet (çocuğu) onunla berâber çalışacak çağa erişince (İbrâhîm): 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda (rüyâmda) görüyorum ki, gerçekten ben seni boğazlıyorum(kurbân ediyorum); artık bak, (bu rüyâm hakkında) sen ne görürsün (fikrin nedir)?' dedi.(Çocuğu İsmâîl:) 'Ey bab
acığı
m! Sana emredileni yap! İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın!' dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
O, kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca dedi ki: Oğulcuğum; doğrusu ben, rüyada iken seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, ne dersin? O da dedi ki: Bab
acığı
m; sana emrolunanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey bab
acığı
m" dedi, "sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sıkıntıya göğüs gerenler arasında bulacaksın!"...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Vaktâ ki, onunla beraber yürümek çağına yetişti. Dedi: «Oğulcağızım! Ben, şüphe yok rüyâda görüyorum ki, muhakkak seni boğazlıyorum. Artık bak, sen ne görürsün.» Dedi: «Ey bab
acığı
m! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.»...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk kendisi ile beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: "Ey oğulcuğum! Rüyâda ben seni boğazladığımı görüyorum. Bir (düşün) bak, ne dersin?" dedi. O da: "Ey bab
acığı
m! Emrolunduğun şeyi yap! İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın. " dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk, onunla çalışacak, yürüyecek bir yaşa gelince, ona dedi ki; -Oğulcuğum, bak, rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum. Ne dersin? Oğlu; -Bab
acığı
m, sana emrolunanı yap! dedi. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: "Evladım, dedi, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe!" Oğlu: "Bab
acığı
m! dedi, hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah’ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin!"....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
(Çocuk) Onun yanında koşma çağına erişince (İbrâhim ona): "Yavrum, dedi, ben uykuda görüyorum ki ben seni kesiyorum; (düşün) bak, ne dersin?" (Çocuk): "Bab
acığı
m, sana emredileni yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın." dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona) : «Oğlum» dedi. «Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken görüyordum. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.» (Oğlu İsmail) Dedi ki: «Bab
acığı
m, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın.»...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Bab
acığı
m, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın."...
Təğabun Suresi, 18. Ayet:
Gizliyi ve açığı Bilendir; Üstündür, Bilgedir....
Əla Suresi, 6. Ayet:
(6-8) Bundan böyle sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına ulaştırtacağız sonra da sen unutmayacaksın/ terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başkadır. Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana “En Kolay Olan”ı/ seni en çok mutlu edecek olan şeyleri kolaylaştıracağız. ...
Əla Suresi, 7. Ayet:
(6-8) Bundan böyle sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına ulaştırtacağız sonra da sen unutmayacaksın/ terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başkadır. Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana “En Kolay Olan”ı/ seni en çok mutlu edecek olan şeyleri kolaylaştıracağız. ...
Əla Suresi, 8. Ayet:
(6-8) Bundan böyle sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına ulaştırtacağız sonra da sen unutmayacaksın/ terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başkadır. Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana “En Kolay Olan”ı/ seni en çok mutlu edecek olan şeyleri kolaylaştıracağız. ...
Məryəm Suresi, 42. Ayet:
(42-45) Bir zaman o, babasına: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun? Bab
acığı
m! Şüphesiz sana gelmeyen bir bilgi bana geldi. O hâlde bana uy da, sana dosdoğru bir yolu göstereyim. Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme. Şüphesiz şeytan Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] âsi oldu. Bab
acığı
m! Şüphesiz ben, sana Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] bir azap dokunur da şeytan...
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
(42-45) Bir zaman o, babasına: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun? Bab
acığı
m! Şüphesiz sana gelmeyen bir bilgi bana geldi. O hâlde bana uy da, sana dosdoğru bir yolu göstereyim. Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme. Şüphesiz şeytan Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] âsi oldu. Bab
acığı
m! Şüphesiz ben, sana Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] bir azap dokunur da şeytan...
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
(42-45) Bir zaman o, babasına: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun? Bab
acığı
m! Şüphesiz sana gelmeyen bir bilgi bana geldi. O hâlde bana uy da, sana dosdoğru bir yolu göstereyim. Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme. Şüphesiz şeytan Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] âsi oldu. Bab
acığı
m! Şüphesiz ben, sana Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] bir azap dokunur da şeytan...
Məryəm Suresi, 45. Ayet:
(42-45) Bir zaman o, babasına: “Bab
acığı
m! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin kulluk ediyorsun? Bab
acığı
m! Şüphesiz sana gelmeyen bir bilgi bana geldi. O hâlde bana uy da, sana dosdoğru bir yolu göstereyim. Bab
acığı
m! Şeytana kulluk etme. Şüphesiz şeytan Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] âsi oldu. Bab
acığı
m! Şüphesiz ben, sana Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] bir azap dokunur da şeytan...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
"Onun iki kızından biri; “Bab
acığı
m! Onu ücretle tut. Şüphesiz ücretle tutulan kimselerin en iyisi, güçlü ve güvenilir olanıdır” dedi. "...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
"Hani bir zaman Yûsuf, babasına: “Bab
acığı
m! Şüphesiz ben onbir yıldız, güneş ve ay'ı gördüm; onları bana boyun eğip teslimiyet gösterirlerken gördüm” demişti. "...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ve anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi boyun eğip teslimiyet göstererek o'nun için yere kapandılar. Ve Yûsuf: “Bab
acığı
m! İşte bu durum, o gördüğümün te’vîlidir. Gerçekten Rabbim onu hak kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Şüphesiz Rabbim dilediği şeye armağan vericidir. Şüphesiz O, en iyi bilen, hüküm koyanın ta kendisidir.” –“...
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Ve O, göklerdeki ve yerdeki Allah'tır. O, gizlinizi ve açığınızı bilir. Kazandığınız şeyleri de bilir. ...
Ənam Suresi, 73. Ayet:
Ve O, gökleri ve yeri hak ile oluşturandır. Ve O, “Ol!” dediği gün hemen olur. O'nun sözü haktır. Sûr'a üflendiği gün de mülk ancak O'nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, en iyi yasa koyandır, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilendir. *** ...
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını ve gizlisini terk edin! Şüphesiz günah kazanan kimseler, kazanmış oldukları şeyler sebebiyle cezalandırılacaklardır. ...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
"De ki: “Geliniz, Rabbinizin size neleri tabulaştırdığını; dokunulmaz kıldığını okuyayım: ‘Kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamanızı, ana babaya iyilik yapmanızı- güzel davranmanızı, fakirlik endişesiyle / fakirleştiriliriz korkusuyla çocuklarınızı öldürmemenizi, - Sizi ve onları Biz rızklandırıyoruz.- kötülüklerin açığına ve gizlisine yaklaşmamanızı, haksız yere, Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmemenizi, -İşte bunlar, aklınızı kullanasınız diye O’nun size yükümlülük olarak ulaş...
Saffat Suresi, 102. Ayet:
"Sonra ne zaman ki o müjdelenen çocuk kendisiyle birlikte koşacak duruma/o'nunla birlikte iş tutacak çağa geldi, o zaman İbrâhîm: “Oğulcuğum! Şüphesiz ben, bu, uyunan; sakin, ilgisiz, duyarsız; yerde, şüphesiz kendimi, seni perişan, mağdur ediyor görüyorum. Bak bakalım sen ne düşünürsün?” dedi. Oğlu: “Bab
acığı
m! Sen emrolunacağın şeyleri yap! İnşallah beni, sen yokken başıma gelecek tüm sıkıntılara, mağduriyetlere sabredenlerden bulacaksın” dedi. "...
Möminun Suresi, 91. Ayet:
(91,92) "Allah, çocuk diye bir şey edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kesinlikle kendi oluşturduğu şeyle birlikte gider ve kesinlikle diğerleri üzerine üstün olurdu. Görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni ve açığı bilen Allah, onların niteledikleri şeylerden arınıktır. O, onların ortak koştukları şeylerden de çok yücedir. "...
Möminun Suresi, 92. Ayet:
(91,92) "Allah, çocuk diye bir şey edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kesinlikle kendi oluşturduğu şeyle birlikte gider ve kesinlikle diğerleri üzerine üstün olurdu. Görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni ve açığı bilen Allah, onların niteledikleri şeylerden arınıktır. O, onların ortak koştukları şeylerden de çok yücedir. "...
Duha Suresi, 3. Ayet:
Rəbbinin sənə
acığı
tutmadı və səni tərk etmədi....
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Ey iman gətirənlər! Sizə yeməyə izin verilməyib (süfrəyə dəvət olunmadıqca) Peyğəmbərin evlərinə girməyin və (əvvəlcədən gəlib) yeməyin hazırlanmasını da gözləməyin. Lakin dəvət olunduqda girin və yemək yedikdən sonra bir-birinizlə söhbətə dalmadan dağılışın. Çünki bu (hərəkətiniz) Peyğəmbəri narahat edir və o sizdən utanır. Allah isə sözün açığını (sizə bəyan etməkdən) utanmır. (Peyğəmbərin )zövcələrindən bir şey istədikdə, pərdə arxasından istəyin. Bu həm sizin qəlbinizə, həm də onların qəlbin...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De: “Bir deyin görək, əgər Allahın əzabı sizə qəflətən və ya açıq-açığına gəlsə, zalım camaatdan başqası həlak edilərmi?”...
Duha Suresi, 3. Ayet:
Rəbbin nə səni tərk etmişdi, nə də (sənə)
acığı
tutmuşdu....
Nəhl Suresi, 58. Ayet:
Onda ki, onların birinə qız övladı bəşarət verirlər, onun üzü qaralır və o, öz
acığı
nı və hirsini udur....
Zuxruf Suresi, 17. Ayet:
Onda ki, bəşarət verirlər birinə onların nə ilə ki, zərbə vururlar Rəhman üçün məsəli, zəlil olaraq üzləri qaralır və o,
acığı
nı gizlədir....
Duha Suresi, 3. Ayet:
Tərk etmədi səni Rəbbin və nə
acığı
tutdu....
Duha Suresi, 3. Ayet:
(Ya Muhəmməd), Rəbbin səni tərk etməmiş və (sənə)
acığı
tutmayıb....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
(Ey Muhamməd!) De ki: “Gəlin, Rəbbinizin sizə haram buyurduğu şeyləri oxuyum; Ona heç bir şeyi şərik qoşmayın. Valideynlərlə xoş rəftar edin. Kasıblıq qorxusu ilə övladlarınızı öldürməyin. Sizə də, onlara da biz ruzi veririk. (Zina və bu kimi) çirkinliklərə, bunların açığına da, gizlisinə də yaxınlaşmayın. Məşru bir haqq qarşılığı olmadıqca Allahın haram (toxunulmaz) buyurduğu canı öldürməyin. Allah sizə bunu əmr etdi ki, düşünəsiniz”....
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De: "Bir deyin görüm, sizə Allah əzabı qəflətən və ya açıq-açığına gələrsə, zalımlardan başqası məhv edilərmi?"...
Ənam Suresi, 120. Ayet:
Günahın açığını və gizlisini tərk edin! Şübhəsiz ki, günah qazanan kəslər, qazanmış olduqları şeylər səbəbiylə cəzalandırılacaqlar....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: "Gəlin, Rəbbinizin sizə nələri qadağan etdiyini, toxunulmaz etdiyini oxuyum: 'Özünə heç bir şeyi şərik qoşmayın, ana-ataya yaxşılıq edin, [onlarla] gözəl rəftar edin, kasıblıq qorxusuyla/kasıb düşmək qorxusuyla uşaqlarınızı öldürməyin, -Sizin və onların ruzisini Biz veririk- pisliklərin açığına və gizlisinə yaxınlaşmayın, haqsız yerə, Allahın haram etdiyi nəfsi öldürməyin, -Bax bunlar, ağılınızı işlədəsiniz deyə, Onun sizə qoyduğu öhdəliklərdir.-...
Rəd Suresi, 33. Ayet:
Belə isə, qazandığı şeylər ilə birgə kəsin hər bir adamın üstünü kəsdirən/görən və nəzarət edən kimdir? Onlar isə Allaha şəriklər qoşdular. De ki: "Onları adlandırın! Yoxsa siz Ona yer üzündə bilmədiyi bir şey, yaxud da sözün açığını mı xəbər verəcəksiniz? Əslində kafirlərə [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən kəslərə] öz planları gözəl göstərildi və [onlar] Yoldan çıxarıldılar. Allah kimi azğınlığa salsa, onun üçün yol göstərən kimsə yoxdur....
Duha Suresi, 3. Ayet:
Rəbbin səni tərk etməyəcək və sənə
acığı
tutmayacaq....