Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Tövbə Suresi, 24. Ayet:
De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, sül
alen
iz; kazandığınız mallarınız, kötüye gitmesinden korktuğunuz ticaretiniz, hoşunuza giden evleriniz, size; Allah'tan, O'nun Resulü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, o halde Allah'ın hükmünün gerçekleşmesini bekleyin." Allah, fasık olan halkı hidayete iletmez....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Fe cealnâhâ nekâlen li mâ beyne yedeyhâ ve mâ halfehâ ve mev’ızaten lil muttakîn(muttakîne)....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
cealnâ-hâ
: biz onu kıldık
3.
nekâlen
: nakledilecek olay, ibret
4.
li mâ
: şey(ler) içi...
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu çağdaşlarına / yanında olanlara (lima beyne yedeyha) ve sonraki kuşaklara / gelecek olanlara (halfeha) bir ceza / azab / ibret verici ceza (nek
alen
) ve muttakiler için de bir öğüt / nasihat (mevızaten) yaptık....
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
1.
e ve lâ ya'lemûne
: ve bilmiyorlar mı
2.
enne
: olduğunu
3.
allâhe
: Allah
4.
ya'lemu
: bilir
Bəqərə Suresi, 77. Ayet:
Onların, gizledikleri inkârlarını ve yalanlamalarını, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri, açığa vurdukları nifaklarını,
alen
en yaptıklarını Allah’ın bildiğini, kendileri bilmiyorlar mı?...
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
Ve ne zaman Allah katından onlara, h
alen
sahip oldukları hakikati tasdik eden bir (yeni) vahiy geldiyse, daha önce, hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı üstün gelmek için yalvarıp yakardı(klarını çarçabuk unutarak) daha önce tanıdıkları (hakikati) bu defa inkara kalkıştılar. Ve Allah'ın laneti, hakikati inkar eden herkesin üzerindedir....
Bəqərə Suresi, 101. Ayet:
Ve(şimdi bile), ne zaman Allah'tan onlara h
alen
sahip oldukları hakikati tasdik eden bir elçi gelse, kendilerini önceki çağlarda vahyedilen kelama bağlı sayanlardan bazısı, (O'nun dediklerinin) farkında değillermiş gibi ilahi kelama sırtlarını dönerler....
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe
alen
nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur resûle mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun). ...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve işte böylece insanların üzerine (hak) şahitler olmanız için Biz, sizi vasat (ikisi arasında) (hayırlı ve faziletli) bir ümmet kıldık. Resûl de sizin üzerinize şahit olsun.Ve Biz, sadece Resûl'e uyanı, topukları üzerinde geriye dönenden ayırıp bilmemiz(belirtmemiz) için, h
alen
o üzerine (yönelmekte) olduğunuz (Kâbe'yi) kıble yaptık. Ve bu, elbette zor bir iştir, ancak Allah'ın hidayete erdirdiği kimseler hariç (bu onlara zor gelmez). Ve Allah sizin îmânınızı zayi edecek değildir. Muhakkak ki A...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ey Müslümanlar, böylece sizi seçkin ve şerefli bir ümmet kıldık ki, bütün insanlar üzerine adâlet örneği ve hak şâhidleri olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şâhit olsun; ve (ey Rasûlüm) hâlen yönelmekte olduğun Kâbe’yi, ancak Rasûle uyanlarla geri dönenler arasını ayırt etmek için kıble kıldık. Gerçi bu kıbleyi çeviriş büyük ve ağır ise de yalnız, o Allah’ın hidâyet ettiği kimselere ağır gelmez ve Allah imanınızı zâyietmez. Muhakkak Allah Tealâ İnsanlara çok merhametlidir, günahlarını bağışl...
Bəqərə Suresi, 168. Ayet:
Yâ eyyuhen nâsu kulû mimmâ fîl ardı halâlen tayyiben, ve lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun)....
Bəqərə Suresi, 168. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
kulû
: yeyin
4.
mimmâ (min mâ)
: şey(ler)den
...
Bəqərə Suresi, 175. Ayet:
Ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel azâbe bil magfireh(magfireti), fe mâ asberehum
alen
nâr(nâri)....
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Vel vâlidâtu yurdı’ne evlâdehunne havleyni kâmileyni li men erâde en yutimmer radâah(radâate), ve alel mevlûdi lehu rızkuhunne ve kisvetuhunne bil ma’rûf(ma’rûfi), lâ tukellefu nefsun illâ vus’ahâ, lâ tudârra vâlidetun bi veledihâ ve lâ mevlûdun lehu bi veledihî ve alel vârisi mislu zâlik(zâlike), fe in erâdâ fısâlen an terâdın min humâ ve teşâvurin fe lâ cunâha aleyhimâ ve in eradtum en testerdıû evlâdekum fe lâ cunâha aleykum izâ sellemtum mâ âteytum bil ma’rûf(ma’rûfi), vettekullâhe va’lemû e...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
1.
ve el vâlidâtu
: ve anneler
2.
yurdı'ne
: süt emzirirler
3.
evlâde-hunne
: kendi evlâtlarını
4.
havleyni
: iki ...
Bəqərə Suresi, 239. Ayet:
Fe in hıftum fe ricâlen ev rukbânâ(rukbânen), fe izâ emintum, fezkurûllâhe kemâ allemekum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 239. Ayet:
1.
fe
: fakat
2.
in hıftum
: eğer korktunuz ise
3.
fe
: artık, o zaman
4.
ricâlen
: yürürken
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
E lem tera ilellezîne haracû min diyârihim ve hum ulûfun hazaral mevti, fe kâle lehumullâhu mûtû summe ahyâhum innallâhe le zû fadlin
alen
nâsi ve lâkinne ekseren nâsi lâ yeşkurûn(yeşkurûne)....
Bəqərə Suresi, 274. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
3.
emvâle-hum
: kendi mallarını
4.
bi el leyli
: gecele...
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
Hani Allah Îsâ’ya: 'Ey Îsâ, ecelin gelince ruhunu alıp ölümünü ben gerçekleştireceğim. Sana yapılan iftiralarla ilgili muhakemeyi huzurumda
alen
î yapacağım. Seni inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin karalamalarından, iftiralarından arındırıp, temize çıkaracağım' buyurmuştu. 'Ya Muhammed, kıyamete kadar, sana tâbi olan müslümanları, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin üstünde tu...
Ali-İmran Suresi, 81. Ayet:
Allah, (geçmiş vahiylerin izleyicilerinden) peygamberler vasıtasıyla şu taahhüdü talep etti: "Eğer, vahyi ve hikmeti size bahşettikten sonra, h
alen
sahip olduğunuz hakikati tasdik eden bir elçi size gelirse o'na inanmalı ve yardım etmelisiniz. Bu şarta dayalı ahdimi kabul ve tasdik eder misiniz?" Onlar: "Kabul ederiz!" dediler. Allah: "Öyleyse (buna) şahit olun, Ben de sizin şahidiniz olacağım."...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Fîhi âyâtun beyyinâtun makâmu ibrâhîm(ibrâhîme), ve men dahalehu kâne âminâ(âminen), ve lillâhi
alen
nâsi hiccul beyti menistetâa ileyhi sebîlâ(sebîlen), ve men kefere fe innallâhe ganiyyun anil âlemîn(âlemîne). ...
Ali-İmran Suresi, 98. Ayet:
Sen onlara: 'Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, Allah,
alen
î-gizli bütün yaptıklarınızı görüp dururken, niçin Allah’ın âyetlerini, kitaplarınızdaki Muhammed’in hak peygamber olduğunu gösteren bilgileri inkâr ediyorsunuz' de....
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızû bitâneten min dûnikum lâ ye’lûnekum habâlâ(habâlen), veddû mâ anittum, kad bedetil bagdâu min efvâhihim, ve mâ tuhfî sudûruhum ekber(ekberu), kad beyyennâ lekumul âyâti in kuntum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, îmân edenler
3.
lâ tettehızû
: edinmeyin
4.
bitâneten
: sırda...
Ali-İmran Suresi, 167. Ayet:
Ve li ya’lemellezîne nâfekû, ve kîle lehum teâlev kâtilû fî sebîlillâhi evidfeû kâlû lev na’lemu kıtâlen letteba’nâkum, hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil îmân(îmâni), yekûlûne bi efvâhihim mâ leyse fî kulûbihim, vallâhu a’lemu bi mâ yektumûn(yektumûne). ...
Ali-İmran Suresi, 167. Ayet:
1.
ve li ya'leme
: ve bilmesi, belirlenmesi için
2.
ellezîne nâfekû
: nifak çıkaranlar, münafıklar
3.
ve kîle
: ve denildi
4.
l...
Nisa Suresi, 1. Ayet:
Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekumullezî halakakum min nefsin vâhidetin ve halaka minhâ zevcehâ ve besse minhumâ ricâlen kesîran ve nisââ(nisâen), vettekûllâhellezî tesâelûne bihî vel erhâm(erhâme). İnnallâhe kâne aleykum rakîbâ(rakîben)....
Nisa Suresi, 1. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ittekû
: takva sahibi olun
4.
rabbe-kum(u)
: Rabbinize karşı
...
Nisa Suresi, 31. Ayet:
İn tectenibû kebâira mâ tunhevne anhu nukeffir ankum seyyiâtikum ve nudhılkum mudh
alen
kerîmâ(kerîmen)....
Nisa Suresi, 31. Ayet:
1.
in tectenibû
: eğer çekinirseniz, kaçınırsanız
2.
kebâira
: büyükler
3.
mâ tunhevne
: yasaklandığınız şeyler
4.
an-hu
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Va’budûllâhe ve lâ tuşrikû bihî şeyen ve bil vâlideyni ihsânen ve bizil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vel câri zil kurbâ vel câril cunubi ves sâhıbi bil cenbi vebnis sebîli, ve mâ meleket eymânukum. İnnallâhe lâ yuhıbbu men kâne muhtâlen fehûrâ(fehûran)....
Nisa Suresi, 36. Ayet:
1.
va'budû (ve u'budû)
: ve kul olun
2.
allâhe
: Allah
3.
ve lâ tuşrikû
: ve ortak koşmayın
4.
bi-hi
: ona
Nisa Suresi, 60. Ayet:
E lem tera ilâllezîne yez’umûne ennehum âmenû bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike yurîdûne en yetehâkemû ilât tâgûti ve kad umirû en yekfurû bihî. Ve yurîduş şeytânu en yudıllehum dalâlen baîdâ(baîden)....
Nisa Suresi, 60. Ayet:
1.
e
: mi?
2.
lem tera
: sen görmedin
3.
ilâ ellezîne
: onları
4.
yez'umûne
: zanda bulunuyorlar, zannediyorlar
Nisa Suresi, 116. Ayet:
İnnallâhe lâ yagfiru en yuşrake bihî ve yagfiru mâ dûne zâlike li men yeşâu. Ve men yuşrik billâhi fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîdan)....
Nisa Suresi, 116. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
allâhe
: Allah
3.
lâ yagfiru
: affetmez, bağışlamaz, mağfiret etmez
4.
en yuşrake
: ortak, ş...
Nisa Suresi, 136. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîden)....
Nisa Suresi, 136. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ...olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
âminû
: amenu olun, îm...
Nisa Suresi, 148. Ayet:
Allah çirkin sözün
alen
en söylenmesini sevmez. Zulme uğrayanlar başka. Allah her şey'i işidici, hakkıyle bilicidir. ...
Nisa Suresi, 148. Ayet:
Zulme uğrayanların ki başka; Allah çirkin sözün
alen
en söylenmesini sevmez. Allah Semi, Alim olandır....
Nisa Suresi, 158. Ayet:
Aksine Allah, eceli gelince onun ölümünü gerçekleştirip ruhunu aldı. Ona yapılan iftiralarla ilgili muhakemeyi, huzurunda
alen
î yapmayı hükme bağladı. Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır....
Nisa Suresi, 161. Ayet:
Ve ahzihimur ribâ ve kad nuhû anhu ve eklihim emvâlen nâsi bil bâtıl(bâtılı). Ve a’tednâ lil kâfirîne minhum azâben elîmâ(elîmen)....
Nisa Suresi, 167. Ayet:
İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden). ...
Nisa Suresi, 167. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, ...olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
ve saddû an
: ve alıkoydular, enge...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Yesteftûneke. Kulillâhu yuftîkum fîl kelâleh(kelâleti). İnimruun heleke leyse lehû veled(veledun), ve lehû uhtun fe lehâ nısfu mâ terak(terake), ve huve yerisuhâ in lem yekun lehâ veled(veledun). Fe in kânetesneteyni fe lehumâs sulusâni mimmâ terak(terake). Ve in kânû ıhveten ricâlen ve nisâen fe liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni). Yubeyyinullâhu lekum en tadıllû vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun)....
Nisa Suresi, 176. Ayet:
1.
yesteftûne-ke
: senden fetva istiyorlar, soruyorlar
2.
kul
: de, söyle
3.
allâhu
: Allah
4.
yuftî-kum
: size fe...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Senden fetva isterler. De ki: «Allah, 'çocuksuz ve babasız olanın (kelâlenin) ' mirasına ilişkin hükmü açıklar: Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir. Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır. Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar. ...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Hurrimet aleykumul meytetu veddemu ve lahmul hınzîri ve mâ uhılle li gayrillâhi bihî vel munhanikatu vel mevkûzetu vel mutereddiyetu ven natîhatu ve mâ ekeles sebuu illâ mâ zekkeytum ve mâ zubiha
alen
nusubi ve en testaksimû bil ezlâm(ezlâmi), zâlikum fisk(fiskun), elyevme yeisellezîne keferû min dînikum fe lâ tahşevhum vahşevn(vahşevni) el yevme ekmeltu lekum dînekum ve etmemtu aleykum ni’metî ve radîtu lekumul islâme dînâ(dînen) fe menidturra fî mahmasatin gayra mutecânifin li ismin fe innallâ...
Maidə Suresi, 38. Ayet:
Ves sâriku ves sârikatu faktaû eydiyehumâ cezâen bimâ kesebâ nekâlen minallâh(minallâhi) vallâhu azîzun hakîm(hakîmun)....
Maidə Suresi, 38. Ayet:
1.
ve es sâriku
: ve hırsız (erkek)
2.
ve es sârikatu
: ve hırsız (kadın)
3.
fe iktaû
: o halde, ...olmak üzere kesin
4.
eydiye...
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Ve kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben vettekûllâhellezî entum bihî mu’minûn(mu’minûne)....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
1.
ve kulû
: ve yiyin
2.
mimmâ (min mâ)
: şeylerden
3.
razaka-kum(u) allâhu
: Allâh (c.c.) size rızık verdi
4.
halâlen tayyiben...
Ənam Suresi, 3. Ayet:
Ve O göklerde de, yerde de Allah'dır, sizin gizli ve
alen
i olan herşeyinizi bilir ve ne kazanacağınızı da bilir....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Onlar, ayrıca, "Neden ona (
alen
en) bir melek gönderilmiş değil?" derler. Ama bir melek göndermiş olsaydık, muhakkak ki, her şeyin hükmü verilip bitmiş olurdu ve onlara (pişmanlık için) başka bir fırsat tanınmazdı....
Ənam Suresi, 27. Ayet:
Ve lev terâ iz vukıfû
alen
nâri fe kâlû yâ leytenâ nureddu ve lâ nukezzibe bi âyâti rabbinâ ve nekûne minel mu’minîn(mu’minîne)....
Ənam Suresi, 128. Ayet:
Ve yevme yahşuruhum cemîa(cemîan), yâ ma’şerel cinni kadisteksertum minel ins(insi) ve kâle evliyauhum minel insi rabbenestemtea ba’dunâ biba’dın ve belagnâ ecelenellezî eccelte lenâ, kâlen nâru mesvâkum hâlidîne fîhâ illâ mâ şâallâhu, inne rabbeke hakîmun alîm(alîmun). ...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: «Geliniz, Rabbinizin, üzerinize neleri haram kılmış olduğunu okuyayım: O'na hiçbir şeyi şerik koşmayınız, ve ana ile babaya iyilik ediniz. Ve çocuklarınızı yoksulluktan dolayı öldürmeyiniz. Sizi de onları da Biz merzûk kılarız. Ve fuhşiyata, onlardan
alen
î olana da, gizlice olana da yaklaşmayınız, ve Allah Teâlâ'nın haram kıldığı herhangi kimseyi de öldürmeyiniz, bihakkın olan müstesna. İşte bunlar ile size tavsiyede bulunmuştur. Tâ ki âkilâne düşünesiniz.»...
Əraf Suresi, 33. Ayet:
'Rabbim, büyük günahları meşrû olmayan şehevî fiilleri, gayri meşrû ilişkileri, bunların açıktan yapılanını,
alen
îsini ve gizlisini bilerek günah işlemeyi; haklı bir sebep ortada yokken saldırmayı ve baskı yapmayı; hak etmeden, başkasının elindekine göz dikmeyi ve zulmü; hakkında ferman indirmediği, yetki vermediği bir şeyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşmanızı; Allah adına bilemeyeceğiniz şeyleri söylemenizi haram kıldı, yasakladı.' de....
Əraf Suresi, 48. Ayet:
Ve nâdâ ashâbul'a'râfi ricâlen ya'rifunehum bi sîmâhum kâlû mâ agnâ ankum cem'ukum ve mâ kuntum testekbirûn(testekbirûne). ...
Əraf Suresi, 48. Ayet:
1.
ve nâdâ
: ve seslendiler
2.
ashâbu el a'râfi
: A'raf ehli, halkı
3.
ricâlen
: adamlar
4.
ya'rifûne-hum
: onları...
Əraf Suresi, 57. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve ... olan kişi odur
2.
yursilu
: gönderir
3.
er riyâha
: rüzgârları
4.
buşran
: müjdeleyici ...
Əraf Suresi, 144. Ayet:
Kâle yâ mûsâ innîstafeytuke
alen
nâsi bi risâlâtî ve bi kelâmî fe huz mâ âteytuke ve kun mineş şâkirîn(şâkirîne)....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Fe kulû mimmâ ganimtum halâlen tayyiben vettekullâh(vettekullâhe), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
1.
fe kulû
: artık yeyin
2.
mimmâ (min mâ)
: şeyden, şeylerden
3.
ganimtum
: ganimet aldınız
4.
halâlen
: helâl ol...
Tövbə Suresi, 34. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû inne kesîran minel ahbâri ver ruhbâni le ye'kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yasuddûne an sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne yeknizûnez zehebe vel fıddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beşşirhum bi azâbin elîm(elîmin)....
Tövbə Suresi, 41. Ayet:
İnfirû hıfâfen ve sikâlen ve câhidû bi emvâlikum ve enfusikum fî sebîlillâh(sebîlillâhi), zâlikum hayrun lekum in kuntum ta'lemûn(ta'lemûne)....
Tövbə Suresi, 41. Ayet:
1.
infirû
: sefere (Allah yolunda cihada) çıkın (nefer olun, asker olun)
2.
hıfâfen
: hafif olarak (süvari)
3.
ve sikâlen
: ve ağır olarak (piyade)
4.
<...
Tövbə Suresi, 47. Ayet:
Lev haracû fîkum mâ zâdûkum illâ habâlen ve le evdaû hılâlekum yebgûnekumul fitneh(fitnete), ve fîkum semmâûne lehum, vallâhu alîmun biz zâlimîn(zâlimîne)....
Tövbə Suresi, 47. Ayet:
1.
lev haracû
: eğer çıksalardı
2.
fî-kum
: sizin içinizde, aranızda
3.
mâ zâdû-kum
: size artırmaz
4.
illâ
: ...'...
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
Lev yecidûne melceen ev magârâtin ev muddeh
alen
le vellev ileyhi ve hum yecmehûn(yecmehûne)....
Tövbə Suresi, 57. Ayet:
1.
lev
: eğer
2.
yecidûne
: bulurlar
3.
melceen
: bir sığınak, sığınacak bir yer
4.
ev
: veya
Tövbə Suresi, 69. Ayet:
Kellezîne min kablikum kânû eşedde minkum kuvveten ve eksere emvâlen ve evlâdâ(evlâden), festemteû bi halâkihim, festemta’tum bi halâkikum kemâstemteallezîne min kablikum bi halâkihim ve hudtum kellezî hâdû, ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhirah(âhirati), ve ulâike humul hâsirûn (hâsirûne)....
Tövbə Suresi, 69. Ayet:
1.
ke ellezîne
: o kimseler gibi
2.
min kabli-kum
: sizden önceki
3.
kânû eşedde
: daha şiddetli, kuvvetli idiler
4.
min-kum
Yunus Suresi, 46. Ayet:
Onları tehdit ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de, göstermeden senin ruhunu alarak ölümünü gerçekleştirsek de neticede, hesap vermek üzere, bizim huzurumuza getirilecekler. Sonunda, onların
alen
î-gizli bütün davranışlarını şâhit olarak Allah ortaya getirecektir....
Yunus Suresi, 59. Ayet:
Kul e reeytum mâ enzelâllâhu lekum min rızkın fe cealtum minhu harâmen ve halâlâ(halâlen), kul allâhu ezine lekum em alallâhi tefterûn(tefterûne). ...
Yunus Suresi, 59. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e reeytum
: gördünüz mü, reyiniz görüşünüz nedir
3.
mâ enzele âllâhu
: Allah'ın indirdiği şey
4.
lekum
Yunus Suresi, 60. Ayet:
Ve mâ zannullezîne yefterûne alâllahil kezibe yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innallâhe le zû fadlın
alen
nâsi ve lâkinne ekserehum lâ yeşkurûn(yeşkurûne)....
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Ve kâle mûsâ rabbenâ inneke âteyte fir’avne ve melâhu zîneten ve emvâlen fîl hayâtid dunyâ rabbenâ li yudıllû an sebîlik(sebîlike), rabbenatmis alâ emvâlihim veşdud alâ kulûbihim fe lâ yu’minû hattâ yerevul azâbel elîm(elîme)....
Yunus Suresi, 88. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
mûsâ
: Musa
3.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
4.
inne-ke
: muhakkak sen
Hud Suresi, 5. Ayet:
1.
e lâ
: değil mi
2.
inne-hum
: muhakkak, gerçekten onlar
3.
yesnûne
: bükerler
4.
sudûre-hum
: göğüslerini
<...
Hud Suresi, 5. Ayet:
Bakınız! Onlar peygambere kinlerini, kıskançlıklarını, düşmanlıklarını gizlemek için, gönüllerindekilerini nasıl da saklıyorlar. Gözünüzü açın! Onlar tebliği duymamak, Kur’ân’ı görmemek için örtülerine bürünürlerken, Allah’ın, onların gizlemeye çalıştıklarını, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurduklarını,
alen
en yaptıklarını da bildiğini unutuyorlar. O gönüllerdeki sırları bilir....
Hud Suresi, 29. Ayet:
Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne)....
Hud Suresi, 29. Ayet:
1.
ve yâ kavmi
: ve ey kavmim
2.
lâ es'elu-kum
: sizden istemiyorum
3.
aleyhi
: ona karşılık, ona (onun için)
4.
mâlen
...
Hud Suresi, 32. Ayet:
Kâlû yâ nûhu kad câdeltenâ fe ekserte cidâlenâ fe’tinâ bi mâ teidunâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne)....
Yusif Suresi, 38. Ayet:
Vetteba’tu millete âbâî ibrâhîme ve ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), mâ kâne lenâ en nuşrike billâhi min şey(şey’in), zâlike min fadlillâhi aleynâ ve
alen
nâsi ve lâkinne ekseren nâsi lâ yeşkurûn(yeşkurûne)....
Yusif Suresi, 109. Ayet:
Ve mâ erselnâ min kablike illâ ricâlen nûhî ileyhim min ehlil kurâ, e fe lem yesîrû fîl ardı fe yanzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablihim, ve le dârul âhıreti hayrun lillezînettekav, e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne)....
Yusif Suresi, 109. Ayet:
1.
ve mâ erselnâ
: ve biz göndermedik
2.
min kabli-ke
: senden önce
3.
illâ
: ...den başka, ancak
4.
ricâlen
: erk...
Rəd Suresi, 10. Ayet:
1.
sevâun
: birdir, eşittir, musavidir
2.
min-kum
: sizden
3.
men eserre
: gizleyen kimse
4.
el kavle
: söz
Rəd Suresi, 10. Ayet:
Sizden, sözü gizleyen kimse ile onu
alen
en (açıkça) söyleyen kimse ve o geceleyin gizlenip, gündüzleyin yoluna devam eden kimse müsavidir (eşittir). (O, hepsini bilir. âyet: 9)...
Rəd Suresi, 10. Ayet:
Sizden iyilik veya kötülüğü fısıldayarak gizli konuşanla, açıkça konuşan; gece saklı-gizli, gündüz
alen
en iyilik veya pervasızca kötülük yapan, isyana ve günaha batan güç ve iktidar sahipleri de O’nun tarafından bilinir....
İbrahim Suresi, 31. Ayet:
Âmenû olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen) kullarıma söyle: “ Dostluk ve alışverişin olmadığı o günün gelmesinden önce namazı ikame etsinler! Onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve
alen
i (açık) olarak infâk etsinler!”...
İbrahim Suresi, 34. Ayet:
Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile sayamazsınız. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür....
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
inne-ke
: muhakkak sen
3.
ta'lemu
: bilirsin
4.
mâ nuhfî
: gizlediğimiz şeyleri
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
Rabbimiz, muhakkak ki Sen, bizim gizlediğimiz şeyi de gizlemediğimiz (
alen
î olan) şeyi de bilirsin. Yeryüzünde ve sema(lar)da hiçbir şey, Allah'a gizli değildir....
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
'Rabbimiz, bizim saklı-gizli yaptıklarımızı, gizlediklerimizi,
alen
en yaptıklarımızı, açığa vurduklarımızı şüphesiz sen biliyorsun. Yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli kalmaz.' diyordu....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Halbuki Allah’ın nimetini teker teker saymaya kalkışsanız, icm
alen
bile sayamazsınız. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Allah'ın nimetini birer birer saymaya kalkışsanız, (icmâlen bile) sayamazsınız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir....
Nəhl Suresi, 19. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ya'lemu
: bilir
3.
mâ tusirrûne
: gizledikleriniz, sırlarınız, sakladığınız şeyler
4.
ve m...
Nəhl Suresi, 19. Ayet:
Ve Allah, gizlediklerinizi (sırlarınızı, sakladığınız şeyleri) ve açıkladığınız (
alen
î olan) şeyleri bilir....
Nəhl Suresi, 19. Ayet:
Allah gizlediğiniz inançlarınızı, niyetlerinizi, maksatlarınızı ve amellerinizi de,
alen
en yaptıklarınızı, açığa vurduklarınızı da bilir....
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
1.
lâ cereme
: şüphe yok, şüphesiz
2.
enne allâhe
: (muhakkak ki Allah), Allah'ın olduğu
3.
ya'lemu
: bilir
4.
mâ yusirrûne
...
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
Onların gizledikleri ve açıkladıkları (
alen
î olan) şeyleri, Allah'ın bildiğine şüphe yok. Muhakkak ki O, kibirlenenleri sevmez....
Nəhl Suresi, 23. Ayet:
Hiç şüphesiz, Allah onların gizledikleri sırlarını ve niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurdukları sözlerini ve fiillerini,
alen
en yaptıklarını da bilir. Allah büyüklük taslayarak serkeşlik ve zorbalık edenleri sevmez....
Nəhl Suresi, 43. Ayet:
Ve mâ erselnâ min kablike illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne). ...
Nəhl Suresi, 43. Ayet:
1.
ve mâ erselnâ
: ve biz göndermedik
2.
min kabli-ke
: senden önce
3.
illâ
: den başka
4.
ricâlen
: erkekler, ada...
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
Allah Teâlâ bir mesel irad etti: «Bir memluk kul ki, hiçbir şey üzerinde kâdir değil ve bir kimse ki, onu tarafımızdan güzel bir rızk ile merzûk etmişizdir de o ondan gizli ve
alen
i olarak infak etmektedir. Ya hiç bunlar müsavî olurlar mı?» Hamd Allah'a mahsustur fakat onların çokları bilmezler....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
Vallâhu ceale lekum mimmâ halaka zılâlen ve ceale lekum minel cibâli eknânen ve ceale lekum serâbîle tekîkumul harra ve serâbîle tekîkum be’sekum, kezâlike yutimmu ni’metehu aleykum leallekum tuslimûn(tuslimûne)....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ceale
: kıldı, halketti
3.
lekum
: sizin için
4.
mimmâ (min mâ)
: şeylerden
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
Ve lâ tekûnû kelletî nekadat gazlehâ min ba’di kuvvetin enkâsâ(enkâsen), tettehızûne eymânekum deh
alen
beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh(ummetin), innemâ yeblûkumullâhu bih(bihî), ve le yubeyyinenne lekum yevmel kıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne). ...
Nəhl Suresi, 92. Ayet:
1.
ve lâ tekûnû
: ve siz olmayın
2.
kelletî (ke elletî)
: o kimse (kadın) gibi
3.
nekadat
: çözdü, açtı
4.
gazle-hâ
Nəhl Suresi, 94. Ayet:
Ve lâ tettehızû eymânekum deh
alen
beynekum fe tezille kademun ba’de subûtihâ ve tezûkus sûe bimâ sadedtum an sebîlillâh(sebîlillâhi), ve lekum azâbun azîm(azîmun). ...
Nəhl Suresi, 94. Ayet:
1.
ve lâ tettehızû
: ve edinmeyin
2.
eymâne-kum
: yeminlerinizi
3.
deh
alen
: hile, tuzak, aldatma
4.
beyne-kum
: s...
Nəhl Suresi, 114. Ayet:
Fe kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben veşkurû ni’metallâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn(ta’budûne). ...
Nəhl Suresi, 114. Ayet:
1.
fe kulû
: öyleyse yeyin
2.
mimmâ (min mâ)
: şeylerden
3.
razaka-kum allâhu
: Allah sizi rızıklandırdı
4.
halâlen
İsra Suresi, 60. Ayet:
Vaktiyle sana şöyle vahyetmiştik: Muhakkak Rabbin, insanları (Kureyş kâfirlerini azab ile) kuşatmıştır. İsrâ gecesi, sana, o âlenen gösterdiğimizi ve Kur’ân’da lânet edilen (ve cehennem’in dibinde biten Zakkûm isimli) ağacı da, yalnız insanlara bir imtihan yaptık (insanlardan kimi İsrâ hâdisesini, kimi de cehennemde ağaç biteceğini inkâr etti). Biz, onları korkutuyoruz. Fakat bu, ancak onlara büyük bir taşkınlık ilâve ediyor....
İsra Suresi, 106. Ayet:
Ve kur’ânen faraknâhu li takreehu
alen
nâsi alâ muksin ve nezzelnâhu tenzîlâ(tenzîlen)....
İsra Suresi, 106. Ayet:
1.
ve kur'ânen
: ve Kur'ân-ı Kerim
2.
faraknâ-hu
: onu kısımlara ayırdık
3.
li takree-hu
: onu okuman için
4.
alen
nâsi (alâ en...
Kəhf Suresi, 34. Ayet:
Ve kâne lehu semer(semerun), fe kâle li sâhıbihî ve huve yuhâviruhû ene ekseru minke mâlen ve eazzu neferâ(neferen)....
Kəhf Suresi, 34. Ayet:
1.
ve kâne
: ve oldu
2.
lehu
: onun, onun vardır
3.
semerun
: ürün, servet
4.
fe
: böylece, artık
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
Ve lev lâ iz dehalte cenneteke kulte mâ şâallâhu lâ kuvvete illâ billâh(billâhi), in tereni ene ekalle minke mâlen ve veledâ(veleden)....
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
1.
ve lev lâ
: ve olmasaydı, olmaz mıydı
2.
iz dehalte
: sen girdiğin zaman
3.
cennete-ke
: senin bahçen
4.
kulte
...
Kəhf Suresi, 96. Ayet:
Atûnî zuberel hadîd(hadîdi), hattâ izâ sâvâ beynes sadafeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehu nâren kâle âtûnî ufrig aleyhi kıtrâ(kıtren)....
Kəhf Suresi, 103. Ayet:
Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen). ...
Kəhf Suresi, 103. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
hel
: mi
3.
nunebbiu-kum
: size haber vereyim
4.
bi el ahserîne
: en çok hüsrana uğrayanları...
Məryəm Suresi, 30. Ayet:
Kâle innî abdullâh(abdullâhi), âtâniyel kitâbe ve ce
alen
î nebiyyâ(nebiyyen). ...
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
Ve ce
alen
î mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen)....
Məryəm Suresi, 77. Ayet:
E fe raeytellezî kefere bi âyâtinâ ve kâle le ûteyenne mâlen ve veledâ(veleden)....
Məryəm Suresi, 77. Ayet:
1.
e fe raeyte
: sen gördün mü
2.
ellezî kefere
: inkâr eden kimseleri
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
ve kâle
: ...
Taha Suresi, 10. Ayet:
İz reâ nâren fe kâle li ehlihimkusû innî ânestu nâren leallî âtîkum minhâ bi kabesin ev ecidu
alen
nâri hudâ(huden)....
Taha Suresi, 10. Ayet:
1.
iz reâ
: gördüğü zaman
2.
nâren
: bir ateş
3.
fe
: böylece, o zaman
4.
kâle
: dedi
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne)....
Ənbiya Suresi, 7. Ayet:
1.
ve mâ ersel-nâ
: ve biz göndermedik
2.
kable-ke
: senden önce
3.
illâ
: ancak, den başka, sadece
4.
ricâlen
: r...
Həcc Suresi, 27. Ayet:
Ve ezzin fîn nâsi bil hacci ye’tûke ricâlen ve alâ kulli dâmirin ye’tîne min kulli feccin amîk(amîkın)....
Həcc Suresi, 27. Ayet:
1.
ve ezzin
: ve ilân et
2.
fî en nâsi
: insanların arasında
3.
bi el hacci
: haccı
4.
ye'tû-ke
: sana gelsinler
Həcc Suresi, 59. Ayet:
Le yudhılennehum mudh
alen
yerdavneh(yerdavnehu), ve innallâhe le alîmun halîm(halîmun)....
Həcc Suresi, 59. Ayet:
1.
le yudhılenne-hum
: muhakkak onları dahil edecektir, girdirecektir
2.
mudh
alen
: dahil edilen yer, mekân
3.
yerdavne-hu
: ondan razı olurlar
4.
...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe
alen
nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru)....
Nur Suresi, 2. Ayet:
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine derilerini incitecek şekilde yüz kırbaç vurun. Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman ediyorsanız eğer, Allah’ın dininde, şeriatın hükümlerini uygulamada, acıma duygusu onları cezalandırmanızı engellemesin. Onların
alen
en cezalandırılması sırasında, onurlarını kıracak, kamuoyu baskısı ve tepkisi sağlıyacak ölçüde mü’minlerden bir cemaat de hazır bulunsun....
Furqan Suresi, 34. Ayet:
(Öyleyse, hakkı inkara kalkışan o kimselere söyle ki) yüzleri üstüne sürüler halinde cehenneme tıkılacak olanlar (var ya); (öte dünyadaki) yerleri en kötü olanlar ve h
alen
(doğru) yoldan en fazla sapmış bulunanlar işte böyleleridir!...
Furqan Suresi, 47. Ayet:
Ve huvellezî ceale lekumul leyle libâsen ven nevme subâten ve ce
alen
nehâre nuşûrâ(nuşûren)....
Şüəra Suresi, 21. Ayet:
Fe ferartu minkum lemmâ hıftukum fe vehebe lî rabbî hukmen ve ce
alen
î minel murselîn(murselîne)....
Şüəra Suresi, 29. Ayet:
Kâle leinittehazte ilâhen gayrî le ec’
alen
neke minel mescûnîn(mescûnîne)....
Şüəra Suresi, 29. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
le
: elbette, mutlaka, gerçekten
3.
in ittehazte
: eğer sen edinirsen
4.
ilâhen
: bir ilâh
<...
Nəml Suresi, 15. Ayet:
Ve lekad âteynâ dâvûde ve suleymâne ilmâ(ilmen), ve kâlal hamdu lillâhillezî fadd
alen
â alâ kesîrin min ibâdihil mu’minîn(mu’minîne)....
Nəml Suresi, 73. Ayet:
Ve inne rabbeke le zû fadlın
alen
nâsi ve lâkinne ekserehum lâ yeşkurûn(yeşkurûne)....
Qəsəs Suresi, 69. Ayet:
1.
ve rabbu-ke
: ve senin Rabbin
2.
ya'lemu
: bilir
3.
mâ
: şey
4.
tukinnu
: gizli olan, gizlenen
Qəsəs Suresi, 69. Ayet:
Ve senin Rabbin, onların sinelerinde gizli olan şeyi ve
alen
î olan (gizlemedikleri) şeyi bilir....
Ənkəbut Suresi, 13. Ayet:
Ve le yahmilunne eskâlehum ve eskâlen mea eskâlihim ve le yus’elunne yevmel kıyâmeti ammâ kânû yefterûn(yefterûne)....
Ənkəbut Suresi, 13. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
le
: elbette, mutlaka
3.
yahmilunne
: mutlaka taşıyacaklar, yüklenecekler
4.
eskâle-hum
: onların yü...
Səcdə Suresi, 26. Ayet:
H
alen
yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önceki nice nesilleri helâk edişimiz onları doğru yola sevketmedi mi? Bunlarda elbette ibretler vardır. Hâla kulak vermezler mi?...
Səcdə Suresi, 26. Ayet:
H
alen
yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri helâk edişimiz, hakka yönelmeleri için onlara aydınlatıcı, yeterli bilgi vermedi mi? Bunlarda elbette kudretimizi gösteren deliller vardır. Hâlâ öğüt alarak, düşünerek kulak vermeyecekler mi?...
Səcdə Suresi, 26. Ayet:
H
alen
yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önceki nice nesilleri helâk edişimiz onları doğru yola sevketmedi mi? Bunlarda elbette ibretler vardır. Hâla kulak vermezler mi?...
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Hunâlikebtuliyel mu’minûne ve zulzilû zilzâlen şedîdâ(şedîden)....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
1.
hunâlike
: orada
2.
ebtulîe
: sınandı, imtihan edildi
3.
el mu'minûne
: mü'minler, îmân edenler
4.
ve zulzilû
:...