Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 19. Ayet:
Allah katinda din, suphesiz Isl
amiye
ttir. Ancak, Kitab verilenler, kendilerine ilim geldikten, aralarindaki ihtiras yuzunden ayriliga dustuler. Allah'in ayetlerini kim inkar ederse bilsin ki, Allah hesabi cabuk gorur....
Ali-İmran Suresi, 20. Ayet:
Artık seninle mücadelede bulunurlarsa de ki: «Ben nefsimi Allah Teâlâ'ya teslim ettim, bana tâbi olanlar da.» Ve kendilerine kitap verilmiş olanlar ile ümmîlere de de ki: «İslâmiyet'i kabul ettiniz mi?» Eğer İslâmiyet'i kabul etmişler ise şüphesiz hidâyete ermişlerdir. Ve eğer kaçınırlarsa senin üzerine lâzım gelen ancak tebliğdir. Allah Teâlâ ise kulları büsbütün görücüdür....
Ali-İmran Suresi, 85. Ayet:
Kim Isl
amiye
t'ten baska bir dine yonelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Les, kan, domuz eti, Allah'tan baskasi adina kesilenler, -canlari cikmadan once kesmemisseniz, bogulmus, bir yerine vurularak oldurulmus, dusup yuvarlanmis, baska bir hayvan tarafindan susulmus, yirtici hayvan tarafindan yenmis olanlari- dikili taslar uzerine bogazlananlar ile fal oklariyla kismet araminiz size haram kilindi; bunlar fasikliktir. Bugun, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarini kesmislerdir, onlardan korkmayin, Benden korkun. Bugun, size dininizi butunledim, uzerinize ola...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlananlar, -boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları canları çıkmadan önce kesmemişseniz-, dikili taşlar üzerine boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, kafirler dininizden çıkmanızdan ümitlerini kesmişlerdir, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki ...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlananlar, boğularak, vurularak, yuvarlanarak veya sürüklenerek ölen, yırtıcı hayvan tarafından parçalananlar, canları çıkmadan evvel kestiğiniz müstesna, dikili taşlar üzerine kesilenler ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır. Bugün, küfredenler sizin dininizden ümitlerini kesmişlerdir. Öyleyse onlardan korkmayın da Ben'den korkun. Bugün, dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Sizlere ölü, kan, domuz eti, Allah Teâlâ'dan başkasının namına boğazlanan hayvan, bozulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, veya canavar yemiş, daha ölmeden boğazladığınız müstesna ve dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanlar ve zarlar ile kısmet istemeniz haram kılınmıştır. Bunlar birer fısktır. Bugün kâfirler sizin dininizden yeise düşmüşlerdir. Artık onlardan korkmayınız, Benden korkunuz, bugün sizin üzerinize nîmetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmiyet'e razı oldum. İmdi her kim...
Ənam Suresi, 104. Ayet:
Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsih(nefsihi) ve men
amiye
fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin)....
Ənam Suresi, 104. Ayet:
1.
kad
: oldu, olmuştu
2.
câe-kum
: size geldi
3.
basâiru
: basiretler, basarlar (görme yeteneği)
4.
min rabbi-kum
Ənam Suresi, 125. Ayet:
Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Isl
amiye
t'e acar, kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi, kalbini dar ve sikintili kilar. Allah Boylece, inanmayanlari kufur batakliginda birakir....
Ənam Suresi, 125. Ayet:
Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini İsl
amiye
t'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır....
Ənam Suresi, 126. Ayet:
Bu isl
amiye
t, doğrudan doğruya Rabbinin yoludur. Gerçekten aklını başına alacak bir kavme ayetleri ayrıntılarıyla açıkladık....
Tövbə Suresi, 37. Ayet:
Haram ayları ertelemek ancak küfürde bir arttırmadır! Hakikat bilgisini inkâr edenler, onunla saptırılır. . . Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl da haram yaparlar ki; Allâh'ın haram kıldığının (yalnızca) sayısına uysunlar da (arkasındaki esas önemli olayı örtüp böylece) Allâh'ın haram kıldığını helal kılsınlar! (Oysa har
amiye
t, ayların özelliğinden değil Allâh hükmündendir). . . Kötü uygulamaları onlara süslü gösterildi. . . Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenler topluluğuna hidâyet etmez....
Tövbə Suresi, 60. Ayet:
Sadakalar, ancak fakirler, miskinler, zekat toplama görevlileri, kalpleri isl
amiye
te ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar içindir. Allah tarafından kesin olarak böyle farz edildi. Allah, herşeyi bilendir, hikmet sahibidir....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah Teâlâ'ya yemin ederler ki, söylemiş değillerdir. Ve and olsun ki, o küfr lakırdısını söylediler ve İslâmiyet'i kabul etmiş olduklarından sonra kâfir oldular ve yetişemedikleri şeye yine yeltendiler ve onlar münkirane bir harekette bulunmadılar, ancak Allah Teâlânın ve ResûIünün fazl-ı ilâhi ile onları zengin kılmış olmalarından (dolayı bulundular). İmdi onlar tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Ve eğer yüz çevirirlerse Allah Teâlâ onları dünyada ve ahirette pek acıklı bir azap ile...
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Muhacirler ile Ensârdan ilk evvel (İslâmiyet'i kabul ile başkalarına) sabkedenler ve (onlara) ihsan ile tâbi olanlar var ya! Allah Teâlâ onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı oldular. Ve onlar için altından ırmaklar cereyan eden cennetler hazırladı. İçlerinde ebedîyyen baki olacaklardır. İşte bu, en büyük bir necâttır....
Yunus Suresi, 105. Ayet:
«Ve yüzünü İslâmiyet'te sabit olarak dine doğrult ve müşriklerden olma.»...
Yusif Suresi, 72. Ayet:
Onlar dediler ki, hükümdarın su tasını arıyoruz (altından yapılmıştı), onu getirene bir deve yükü ikr
amiye
var ve ben de onu ödemeye kefilim....
Nəhl Suresi, 81. Ayet:
Ve Allah Teâlâ yarattığı şeylerden sizin için gölgeler de yaptı ve sizin için dağlardan yuvalar yaptı ve sizin için libaslar yaptı ki sizi hararetten korurlar. Ve libaslar ki, sizi savaşlarınızda koruyacaklardır. İşte böyle nîmetini sizin üzerinize tamam eder, tâ ki siz İslâmiyet'e eresiniz....
İsra Suresi, 111. Ayet:
Ve de ki: «Hamd o Allah Teâlâ'ya mahsustur ki, bir veled ittihaz edinmedi ve O'nun için mülkte bir ortak da yoktur O'nun için mezelletten nâşi bir h
amiye
(ihtiyaç) da yoktur ve O'na kemal-i tazîm ile tazîmde bulun....
Taha Suresi, 119. Ayet:
1.
ve enne-ke
: ve muhakkak sen
2.
lâ tazmeu
(z
amiye
)
: susamazsın
: (susadı)
3.
fî-hâ
: orada
4.
ve lâ tadhâ
(dahi...
Ənbiya Suresi, 108. Ayet:
De ki: «Bana muhakkak vahyolunuyor ki, sizin ilâhınız, şüphe yok bir ilâhtır. Artık siz İslâmiyet'i kabul etmiş kimseler misiniz?»...
Möminun Suresi, 52. Ayet:
İşte gerçekten bu (ümmet-i İslâmiye) tek bir ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise benden sakının!...
Möminun Suresi, 52. Ayet:
Ve muhakkak ki, bu (İslâmiyet) bir tek din olarak hepinizin dinidir. Ve ben de Rabbinizim, artık bana ittikada bulunun....
Nəml Suresi, 42. Ayet:
(42-43) Vaktâ ki (o hükümdar kadın) geldi, denildi ki, «Senin tahtın böyle midir?» Dedi ki: «Bu, sanki o. Maamafih bize ondan evvel bilgi verilmiş idi ve bizler müslümânlar olduk.» Onu Allah'ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet'ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi....
Nəml Suresi, 43. Ayet:
(42-43) Vaktâ ki (o hükümdar kadın) geldi, denildi ki, «Senin tahtın böyle midir?» Dedi ki: «Bu, sanki o. Maamafih bize ondan evvel bilgi verilmiş idi ve bizler müslümânlar olduk.» Onu Allah'ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet'ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi....
Qəsəs Suresi, 66. Ayet:
Fe
amiye
t aleyhimul enbâu yevme izin fe hum lâ yetesâelûn(yetesâelûne). ...
Qəsəs Suresi, 66. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
amiye
t
: kapandı
3.
aleyhim
: onlara
4.
el enbâu
: haberler
Zümər Suresi, 22. Ayet:
O kimse ki, Allah onun göğsünü islâmiyet için genişletmiş de o, Rabbinden bir nûr üzere bulunmaktadır. (O, hiç kalbleri kararmış kimseler gibi midir?) Artık Allah'ın zikrinden kalbleri kaskatı kesilmiş olanların vay hallerine! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler....
Əhqaf Suresi, 11. Ayet:
Inkar edenler, inananlar icin: «Eger Isl
amiye
t'te bir hayir olsaydi, bu hususta bizden one gecemezlerdi"derler. Bununla dogru yola girmedikleri icin de, «Bu, eski bir uydurmadir» derler....
Əhqaf Suresi, 11. Ayet:
İnkar edenler, inananlar için: 'Eğer İsl
amiye
t'te bir hayır olsaydı, bu hususta bizden öne geçemezlerdi' derler. Bununla doğru yola girmedikleri için de, 'Bu, eski bir uydurmadır' derler....
Fəth Suresi, 16. Ayet:
O bedevilerden geri bırakılmış olanlara de ki: «Siz ileride şiddetli savaş ehli bir kavme davet olunacaksınızdır. Onlar ile savaşta bulunursunuz veya onlar İslâmiyet'i kabul ederler. Artık itaat ederseniz Allah Teâlâ size güzel bir mükâfaat verir ve eğer evvelce yüz çevirmiş olduğunuz gibi yine yüz çevirirseniz sizi bir acıklı azab ile muazzeb kılar.»...
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Kâfirler h
amiye
ti, cahiliye taassubunu kalplerine yerleştirince, Allah da Resûl'ünün ve mü'minlerin üzerine sekînetini indirdi. Ve takva sözü onlara elzem oldu (hakettiler). Ve onu (takva sahibi olmayı), en çok onlar hakettiler. Ve ona ehil (lâyık) oldular. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O zaman hakikat bilgisini inkâr edenler, kalplerine h
amiye
ti (köylülük - cahillik gururu), cehalet tutuculuğunu (yeniye kapalılık) yerleştirmişlerdi. . . Allâh, Rasûlüne ve iman edenlere sekine inzâl etti ve onları kelime-i takva (lâ ilâhe illAllâh) anlayışında sâbitledi. . . Onlar bu sözü bizâtihi yaşayarak hak etmiş ve ehil kimselerdi. . . Allâh her şeyi Aliym'dir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O zaman kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler kalplerine, kafalarına İslâm dışı, cahiliyet değeri, h
amiye
t anlayışını; küstahça büyüklenmeyi, yiğitlik gösterisini, inadı yerleştirmişlerdi. Allah da Rasulüne ve mü’minlere sükûnet ve güven indirdi. Onlara kelime-i tevhidi, takva esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirerek korunma, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlük...
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Hani o inkâr edenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (h
amiye
ti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Hani o küfredenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli soy koruyuculuğu'nu (h
amiye
ti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp kışkırttıkları zaman, hemen Tanrı, elçisinin ve inançlıların üzerine 'güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları 'takva sözü' üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu'. Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Tanrı, her şeyi hakkıyla bilendir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Hani o küfretmekte olanlar, kendi kalpleri içinde, 'öfkeli soy koruyuculuğunu', (h
amiye
t), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu' kılıp kışkırttıkları zaman, hemen Allah Rasulünün ve mü'minlerin üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi ve onları «takva sözü» üzerinde kararlılıkla ayakta tuttu. Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
İnkâr edenler, cahiliyet taassubundan ibaret olan o h
amiye
ti kalplerine yerleştirdiklerinde, Allah da Peygamberine ve mü'minlere güven ve huzur indirdi ve takvâ sözüne tutunmalarını nasip etti ki, zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah ise herşeyi hakkıyla bilir....
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
Teslim olmaları ile seni minnette bırakmak istiyorlar. De ki: “Sizin İslâmiyet'inizle beni minnet altında bırakmayın.” Hayır, bilâkis, sizi îmâna ulaştırarak Allah sizi minnettar kılar, eğer siz sadıklarsanız....
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
İslâm olduklarından dolayı sana karşı minnette bulunurlar. De ki: «Benim üzerime İslâmiyetinizle minnette bulunmayın. Belki Allah Teâlâ sizi imâna hidayet ettiğinden dolayı size minnet buyurur, eğer siz sâdıklar oldunuz iseniz.»...
Cin Suresi, 14. Ayet:
«Ve muhakkak ki, bizden müslümanlar da vardır ve bizden mütecavizler de vardır, artık kimler İslâmiyet'e nâil olmuşlar ise, işte onlar doğru yolu araştırmışlardır.»...
Ğaşiyə Suresi, 4. Ayet:
Teslâ nâren hâmiyeh(hâmiyeten)....
Ğaşiyə Suresi, 4. Ayet:
1.
teslâ
: yaslanırlar, atılırlar
2.
nâren
: ateş
3.
hâmiyeten
: çok sıcak, kızgın
...
Qariə Suresi, 11. Ayet:
Nârun hâmiyeh(hâmiyetun)....
Qariə Suresi, 11. Ayet:
1.
nârun
: ateş
2.
hâmiyetun
: kızgın, yakıcı
...
Əhzab Suresi, 35. Ayet:
Şüphe yok ki, İslâmiyet'i kabul eden erkekler ve İslâmiyet'i kabul eden kadınlar ve imân eden erkekler ve imân eden kadınlar ve taate müdavim erkekler ve taate devam eden kadınlar ve sadâkatli erkekler ve sadâkatli kadınlar ve sabırlı erkekler ve sabırlı kadınlar ve hak için mütevazi erkekler ve tevazuda bulunan kadınlar ve sadaka veren erkekler ve tasaddukta bulunan kadınlar ve oruç tutan erkekler ve oruçlu kadınlar ve namuslarını muhafaza eden erkekler ile kadınlar ve Allah Teâlâ'yı çokça zikr...