Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizdən öz qadınlarına zihar edənlər bilsinlər ki, o qadınlar onların anaları deyillər. Onların anaları ancaq özlərini dünyaya gətirən qadınlardır. Onlar, həqiqətən, çirkin bir söz və yalan söyləyirlər. Şübhəsiz ki, Allah çox əfv edəndir, bağışlayandır. (Cahiliyyə dövründə ərəblər arasında “Zihar” deyilən bir adət var idi. Belə ki, əgər bir kişi öz xanımına: “Sən mənim üçün
anamın
beli kimisən!” - deyərsə, o qadın həmin kişiyə haram sayılır və birdəfəlik əri tərəfindən tərk edilirdi. Yuxarıdakı a...
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun) dedi: “Ey
anamın
oğlu! Saçımı, saqqalımı burax! Sənin: “İsrail oğullarının arasına ayrılıq saldın və mənim dediklərimə riayət etmədin!” - deməyindən qorxdum....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa öz qövmünün yanına qayıdanda qəzəb və kədərlə onlara dedi: "Mənim yoxluğumda nə pis iş görmüsünüz? Rəbbinizin əmrini tezləşdirdinizmi?" dedi. Lövhələri yerə qoyub qardaşının başından tutub özünə çəkdi. "Ey
anamın
oğlu! Həqiqətən, bu adamlar məni zəif gördülər, az qala məni öldürəcəklər; düşmənlərini mənimlə sevindirmə və məni bu zalım adamlarla eyniləşdirmə". dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun dedi: "Ey
anamın
oğlu! Mənim saqqalımı və saçımı tutma! Həqiqət budur ki, sənin "Bəni-İsrail arasında ixtilaf saldın və sözlərimə qulaq asmadın" deməyindən qorxuram....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa halkına öfkeli ve üzgün olarak döndüğünde: "Arkam sıra ne kadar çirkin şeyler yaptınız! Rabbinizin hükmünü bekleyemediniz mi?" dedi. . . (Derken) levhaları yere bırakıp, kardeşinin başını tuttu ve onu kendine çekti. . . (Harun) dedi ki: "
Anamın
oğlu! Muhakkak ki bu topluluk beni zayıf - güçsüz buldu ve nerede ise beni öldüreceklerdi. . . Düşmanlarımı sevindirme ve beni şu zâlimler topluluğu ile bir tutma!"...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Mûsâ öfkeli ve üzüntülü bir halde kavmine döndüğünde: 'Ben gittikten sonra bana ne kötü bir halef oldunuz! Rabbinizin planının, programının gerçekleşmesini beklememeniz, bu aceleniz niye?' dedi. Elindeki kutsal kitap sayfaları olan levhaları yere attı. Kardeşi Hârûn’un başından tutarak kendine doğru çekmeye başladı. Hârûn: 'Ey
anamın
oğlu, inan ki, bu kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle yaparak düşmanları sevindirme. Beni de, bu, isyanda inkârda ısrar eden z...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa (Tûr Dağı'ndaki görevini tamamlayıp kavmine) öfkeli ve üzgün bir halele dönünce, (Harun'a): «Benden sonra yerime geçip ne kötü işler işlemişsin! Rabbimizin emrini (size vereceği azabı) mı acele beklediniz ?» dedi ve elindeki (Tevrat âyetleri yazılı) Levhaları bırakıverdi de kardeşinin başından tutup kendine doğru çekmeğe başladı. Kardeşi ona : «
Anamın
oğlu I Doğrusu bu kavim beni küçümseyip hırpaladılar ve neredeyse beni öldürüyorlardı; artık sen de bana karşı düşmanları sevindirme ve bu zâ...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa, kızgın ve hayal kırıklığına uğramış olarak halkına döndüğü zaman, 'Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrine dayanamadınız mı,' dedi, levhaları yere attı, kardeşinin başını tutup kendine doğru çekti. (Kardeşi): '
Anamın
oğlu, dedi, bu halk benim zayıflığımdan yararlandı, nerdeyse beni öldüreceklerdi. Üzerime vararak düşmanı güldürme, beni bu zalim halkla bir tutma.'...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa kızgın ve üzgün olarak kavmine döndüğü vakit: «Bana arkamdan ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?» dedi ve levhaları bırakıp kardeşinin başından tuttu ve kendine doğru çekmeye başladı. Harun: «
Anamın
oğlu! İnan ki, bu adamlar beni hırpaladılar, az daha beni öldürüyorlardı. Sen de benimle düşmanları sevindirecek bir harekette bulunma ve beni bu zalim kavimle bir tutma.» dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndüğünde şöyle dedi: «Bana arkamdan ne kötü bir halef oldunuz! Rabbinizin emriyle dönüşümü beklemeden acele mi ettiniz?» Elindeki levhaları bıraktı ve kardeşi Harun'u başından tutarak kendine doğru çekmeye başladı. Harun, «Ey
anamın
oğlu!» dedi, «inan ki, bu kavim beni güçsüz buldu, az daha beni öldürüyorlardı, sen de bana böyle yaparak düşmanları sevindirme ve beni bu zalim kavimle bir tutma.»...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Böylece Mûsâ (Tûr dağından, onların yaptıklarından dolayı) kızgın ve üzgün olarak kavmine dönünce: 'Bana ardımdan ne kötü halef oldunuz! Rabbinizin emrine(sabretmeden) acele mi ettiniz?' dedi. (Tevrât) levhaları(nı yere) bıraktı ve kardeşinin başından tuttu, onu kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi de:) '(Ey)
anamın
oğlu! Doğrusu (bu) kavim beni hırpaladı ve nerede ise beni öldürüyorlardı! Artık düşmanları bana güldürme ve beni (bu) zâlimler gürûhuyla berâber tutma!' dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa; kavmine kızgın ve üzgün dönünce; benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız? Rabbınızın emrinin çabucak gelmesini mi istediniz? dedi ve levhaları attı. Kardeşinin başından tutup kendisine doğru çekiyordu: Ey
anamın
oğlu, bu kavim beni gerçekten zayıf gördüler. Az kalsın öldürüyorlardı. Sen de bana düşmanları sevindirecek harekette bulunma ve beni zalimler güruhu ile bir tutma, dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Ve Musa, halkına döndüğünde, öfke ve üzüntü içinde onlara, "Benim yokluğumda ne kötü bir yol tutmuşsunuz böyle!" dedi, "Rabbinizin buyruğunu bir kenara attınız, öyle mi?" Ve (Kanun) levhalarını yere attı, kardeşinin başından yakalayıp kendine doğru çekti. Harun: "Ey
anamın
oğlu" diye sızlandı, "halk beni güçsüz gördü ve neredeyse öldüreceklerdi beni: bunun için benim acımla düşmanlarımı sevindirme ve beni zalimler topluluğuyla bir tutma!"...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Vaktâ ki, Mûsa kavmine gazaplı, pek kederli bir halde döndü, dedi ki: «Benden sonra bana ne kötü halef oldunuz! Rabbinizin emrini acele mi ediverdiniz?» Ve levhaları bıraktı ve kardeşinin başından tutarak kendisine doğru çekiverdi. (Kardeşi de) Dedi ki: «Ey
anamın
oğlu! Bu kavim muhakkak ki beni zayıf saydılar ve az kaldı beni öldürüyorlardı. Artık benimle düşmanları sevindirme ve beni zalimler olan kavim ile beraber kılma.»...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa, kavmine öfkeli ve üzgün bir halde dönünce: “Ben sizi geride bırakıp gidince ne kötü olmuşsunuz. Rabbinizin emrinin çabucak gelmesini mi istiyorsunuz?” dedi. Elindeki Tevrat levhalarını bırakıverdi ve kardeşinin başından tutup kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi): “
Anamın
oğlu! Bunlar beni zayıf görüp hırpaladılar, az daha beni öldürüyorlardı. Bana düşmanları sevindirecek şekilde davranma. Beni bu zâlimler gürûhu ile bir tutma!” dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa kavmine kızgın ve üzgün olarak dönünce: -Benim ardımdan ne kötü işler yaptınız. Rabbinizin azabını mı acele istediniz? dedi. Levhaları bırakıp kardeşinin başını tutarak kendisine çekti. Harun: -Ey
anamın
oğlu, toplum beni güçsüz bıraktı. Zayıf gördü, bana tabi olmadı. Neredeyse beni öldürüyorlardı. Bana düşmanları sevindirecek şekilde davranma, zalim toplumla bir tutma! dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Mûsâ, kavmine kızgın ve üzgün bir halde dönünce: "Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız? Rabbinizin emrini (beklemeyip) acele mi ettiniz?" dedi, levhaları yere attı ve kardeşinin başını tutup kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi): "
Anamın
oğlu, dedi, bu insanlar beni hırpaladılar, az daha beni öldürüyorlardı. (Ne olur) düşmanları üstüme güldürme, beni bu zâlim kavimle beraber tutma!"...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa kızgın ve üzgün şekilde kavmine dönünce, 'Benim arkamdan ne kötü şeyler yapmışsınız!' dedi. 'Rabbinizin emrini beklemeyip de acele mi ettiniz?' Levhaları bıraktı, kardeşini başından tutup kendisine çekti. Harun, 'Ey
anamın
oğlu,' dedi. 'Bu millet beni zayıf buldu da sözümü dinlemedi. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Bana kızıp da düşmanları sevindirme; beni zalimler güruhuyla bir tutma.'...
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun) dedi ki: "Ey
anamın
oğlu! Saçıma, sakalıma yapışıp durma! Muhakkak ki ben: 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' demenden korktum. "...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Hârûn: 'Ey
anamın
oğlu, sakalımı ve saçımı tutma. Ben, senin, İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın, demenden korktum.' dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harûn şöyle) dedi: “- Ey
anamın
oğlu, sakalımı ve başımı (saçımı) yakalama. Ben, senin; “- İsrail oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın.” diyeceğinden korktum....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun ona: «Ey
anamın
oğlu ! Sakalımı ve başımı tutup (çekme) ; çünkü senin bana; İsrail oğulları'nın arasını açtın, onları böldün, sözüme dikkat etmedin, diyeceğinden korktum,» dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Dedi ki, '
Anamın
oğlu, sakalımı ve başımı çekme. 'İsrail oğullarını neden böldün, neden sözümü tutmadın?' diye bana çıkışacağından korktum.'...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Ey
anamın
oğlu dedi, sakalımı başımı tutma, emîn ol ki dediğime bakmadın da Benî İsraîl arasına tefrika düşürdün dersin diye korktum...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun: «Ey
anamın
oğlu, sakalımı ve başımı tutma! Emin ol ki, «dediğime bakmadın da İsrail oğulları arasına ayrılık düşürdün.» dersin diye korktum.» dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun: «Ey
anamın
oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma. Ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum.» dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun Musa'ya «Ey
anamın
oğlu, saçımı sakalımı çekme, ben 'İsrailoğullarını birbirlerine düşürdün, sözümü tutmadın' diyeceksin diye korktum» dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun) dedi: «Ey
anamın
oğlu, sakalımı, başımı tutma. Hakikat, ben senin: — Isrâîl oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın, diyeceğinden korkdum». ...
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Hârûn:) 'Ey
anamın
oğlu! Sakalımı, başımı tutma! Doğrusu ben (onlara şiddet gösterseydim): 'İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın!’ diyeceğinden korktum!' dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
O da: Ey
anamın
oğlu; saçımdan sakalımdan tutma. Doğrusu; İsrailoğulları arasına ayrılık soktun, sözüme bakmadın, demenden korktum, dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun:) "Ey
anamın
oğlu!" dedi, "Saçımdan sakalımdan tutma! Gerçek şu ki, ben senin, 'Bak işte, İsrailoğulları'nın arasına ayrılık soktun; sözüme riayet etmedin! demenden korktum"....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Dedi ki: «Ey
anamın
oğlu! Ne sakalımı ve ne de başımı tutma. Ben muhakkak senin, 'İsrailoğullarının aralarını dağıttın ve benim sözümü gözetir olmadın' diyeceğinden korktum.»...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Dedi ki: “
Anamın
oğlu! Saçımdan sakalımdan tutma. Ben senin: 'İsrailoğulları arasına ayrılık soktun, sözüme bakmadın. ' diyeceğinden korktum. ”...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun ise: -Ey
anamın
oğlu dedi. Sakalımı ve başımı tutma! Ben senin, “İsrailoğulları'nın arasını açtın, sözümü tutmadın” demenden korktum....
Taha Suresi, 94. Ayet:
"Ey
anamın
oğlu!" dedi Harun, "lütfen sakalımdan, saçımdan beni çekiştirip durma. Ben, senin "İsrailoğullarının içine ayrılık soktun, sözümü dinlemedin!" diyeceğinden endişe ettim."...
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Hârûn, kardeşini yumuşatabilmek için): "Ey
anamın
oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma. Ben senin 'İsrâil oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' diyeceğinden korktum (da onun için idare yoluna gittim)."...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun 'Ey
anamın
oğlu, saçımı, sakalımı bırak,' dedi. 'Ben senin 'Sözümü dinlemedin de İsrailoğullarının arasına ikilik soktun' demenden korktum.'...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Kendilerine zıhar yaptığınız ('Sen bana
anamın
sırtı gibisin' diyerek kendinize haram kıldığınız) eşlerinizi analarınız yapmadı; evlatlıklarınızı da öz oğullarınız saymadı. Bunlar, sizin ağızlarınızda dolaştırdığınız sözlerinizdir. Allah gerçeği söyler ve (doğru) yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir insanın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmadığı gibi zihar yaptığınız (sen bana
anamın
sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin anneleriniz yapmadı ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yuzâhirûne
: zihar yapıyorlar, boşuyorlar (sen bana
anamın
sırtı gibisin diyorlar)
3.
min-kum
: sizden, içinizden
4.
...
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden zihar ile (sen, bana
anamın
sırtı gibisin, demekle) kadınlarından ayrılmaya kalkışan kimseler bilmelidirler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Anaları ancak onları doğuranlardır. Üstelik onlar gerçekten pek çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Bununla birlikte Allah'ın affının ve mağfiretinin çok olduğunda da kuşku yoktur.....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden kadınlara zıhar edenler (sen bana,
anamın
sırtı gibisin diyenler), bilmelidirler ki o kadınlar, onların anaları değillerdir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Onlar, çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber Allâh, affedicidir bağışlayıcıdır....
Nuh Suresi, 28. Ayet:
Rabbim, benim suçlarımı ört ve
anamın
, babamın ve inanarak evime kimler girdiyse onların ve erkek, kadın bütün inananların suçlarını ve zâlimleri de ancak mahvet, helâk vesîlelerini arttır onların....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Ve Mûsâ, öfkeli ve üzüntülü olarak toplumuna döndüğünde, “Bana arkamdan ne kötü bir halef/ nesil oldunuz! Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız mı?” dedi. Ve levhaları bıraktı ve kardeşi Hârûn'u kendine çekerek başından tuttu. Hârûn: “Ey
anamın
oğlu! İnan ki, bu toplum beni güçsüz düşürdü, az daha beni öldüreceklerdi. Onun için bana düşmanları sevindirecek bir şey yapma. Ve beni bu zâlimler toplumu ile bir tutma” dedi. ...
Taha Suresi, 94. Ayet:
Hârûn: “Ey
anamın
oğlu! Sakalımı ve başımı tutma. Şüphesiz ben senin ‘İsrâîloğulları arasında ayrılık çıkardın ve benim sözüme bakmadın’ demenden korktum” dedi. ...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa (ə.s) (Allahu Təalanın hüzurundan) kədərli və qəzəbli halda döndüyü zaman (Allahu Təala ona qövmünün sapdığını söyləmişdi: Taha-85) onlara belə dedi: ‘Məndən sonra (mənim yoxluğumda) mənə nə pis xələf oldunuz (əvəz etdiniz). Rəbbinizin əmrinə tələsdinizmi (gözləmədiniz)?’ Və lövhələri atdı. Qardaşının başını tutdu. Onu özünə doğru çəkərkən, (Harun ə.s) belə dedi: ‘Ey
anamın
oğlu! Şübhəsiz ki, (bu) qövm məni zəif (gücsüz) gördü. Az qala məni öldürürdülər. Artıq mənimlə (mənə belə edərək) düş...
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun ə.s): ‘Ey
anamın
oğlu! Saçımdan, saqqalımdan tutma. Həqiqətən mən sənin ‘İsrail oğulları arasına ayrılıq saldın və sözümü tutmadın (əmrimi yerinə yetirmədin)’ deməyindən qorxdum.’ dedi....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Musa qəzəbli və kədərli halda öz qövmünün yanına qayıtdıqda dedi: “Məndən sonra necə də yaramaz işlər görmüsünüz! Rəbbinizin əmrini qabaqlamaq istədiniz?” (Musa) lövhələri tulladı və qardaşının başından yapışıb özünə tərəf çəkdi. (Qardaşı) dedi: “Ey
anamın
oğlu! Həqiqətən, camaat məni zəif bilib az qala öldürəcəkdilər. Məni rüsvay etməklə düşmənləri sevindirmə. Məni zalımlara tay tutma”....
Taha Suresi, 94. Ayet:
(Harun) dedi: “Ey
anamın
oğlu! Saqqalımdan, saçımdan tutma. Doğrusu, mən sənin: “İsrail oğullarını bir-birindən ayırdın, sözümə baxmadın!”– deyəcəyindən qorxdum....
Məryəm Suresi, 32. Ayet:
və
anamın
hörmətini saxlamağı tövsiyə edibdir. Məni qəddar və sözdən çıxan etməyib....
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Və Musa, qəzəbli və kədərli halda qövmünün yanına qayıtdıqda, "Məndən sonra mənim üçün nə pis bir xələf/nəsil oldunuz! Rəbbinizin əmrini tezləşdirdinizmi?" dedi. Və lövhələri atdı və qardaşı Harunu özünə çəkərək başından yapışdı. Harun: "Ey
anamın
oğlu! İnan ki, bu camaat məni aciz qoydu, az qalsın məni öldürəcəkdilər. Buna görə mənə, düşmənləri sevindirəcək bir şey eləmə. Və məni bu zalımlar dəstəsinə tay tutma" dedi....
Taha Suresi, 94. Ayet:
Harun: "Ey
anamın
oğlu! Saqqalımdan və başımdan yapışma. Şübhəsiz, mən qorsdum ki, sən deyəsən: İsrail oğulları arasına nifaq saldın və mənim sözümə bakmadın" dedi....