Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirme süresini tamamlamak isteyenler için;
annel
erin çocuklarını emzirme süresi tam iki yıldır. Onların yiyeceklerini ve giyeceklerini meşru bir şekilde temin etmek babaya aittir. Hiç kimse, gücünün yeteceğinden daha fazlasıyla sorumlu değildir. Hiçbir anne, çocuğu nedeniyle sıkıntıya sokulmasın; hiçbir baba, çocuğu nedeniyle sıkıntıya sokulmasın. Ve mirasçı da aynı şekilde sorumludur. Eğer anne ve baba anlaşarak kendi rızaları ile çocuklarını sütten kesmek isterlerse, ikisi için de bir sa...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, hanımlarınızın
annel
eri, kendileriyle ilişkiye girdiğiniz hanımlarınızın himayeniz altında bulunan kızları, öz oğullarınızın hanımları ve aynı anda iki kız kardeşi birlikte almanız size haram kılındı. Evlenip de ilişkide bulunmadığınız hanımlarınızın kızlarını almanızda bir sakınca yoktur. Geçmişte olan ge...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi hiçbir şey bilmez halde,
annel
erinizin karnından çıkardı. Size işitme yetisi, görme yetisi ve anlama yetisi verdi. Umulur ki şükredersiniz....
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre bir sınırlama yoktur. Sakat olana bir sınırlama yoktur. Hasta olana bir sınırlama yoktur. Ve size de, evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz yerlerde veya arkadaşlarınızın evlerinde yemek yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu olarak veya ayr...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Biz, onun, süt
annel
erinin sütünü emmemesini sağladık. Bunun üzerine: "Size, onun bakımını üstlenecek ve onu iyi yetiştirecek bir aile göstereyim mi?" dedi....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Nebi, inananlar için kendi canlarından daha yakındır. O'nun eşleri onların
annel
eridir. Aralarında aile bağı olanlar; Allah'ın Kitap'ına göre birbirlerine, diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak velilerinize yapacağınız iyilik hariç. İşte bunlar Kitap'ta kayıtlıdır....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefisten yarattı. Sonra ondan eşini meydana getirdi. Sizin için hayvanlardan sekiz eş bağışladı. Sizi
annel
erinizin karnında üç karanlık içinde, yaratılıştan sonra bir yaratılış ile yaratıyor. İşte bu sizin Rabb'iniz Allah'tır. Mülk, O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da başka şeylere yöneliyorsunuz?...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, ufak-tefek hatalara düşmek hariç, büyük günahlardan ve aşırılıklardan kaçınırlar. Kuşkusuz Rabb'in, bağışlaması bol olandır. O, sizi topraktan inşa ederken de
annel
erinizin karnında cenin halindeyken de ne olduğunuzu en iyi bilendir. O halde kendinizi temize çıkarmayın. O, takva sahibi olan kimseyi en iyi bilendir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden hanımlarına zihar yapanlar bilsinler ki, hanımları
annel
eri değildir.
Annel
eri yalnızca kendilerini doğuranlardır. Doğrusu onlar, sözün çirkin ve asılsız olanını söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, Çok Affedici'dir, Çok Bağışlayıcı'dır....
Bəqərə Suresi, 28. Ayet:
Allaha nasıl olub da küfrediyor (Onun varlığını ve birliğini inkâr ediyor) sunuz? Halbuki siz ölüler iken (henüz babalarınızın sulbünde bir nutfe iken
annel
erinizin rahminde, sonra da dünyâda sizi) O diriltdi. Sonra sizi yine O öldürecek, tekrar sizi (kabirde ve neşirde) O diriltecek ve nihayet (Haşirden sonra) yine yalınız ona döndürüleceksiniz. ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
1.
ve el vâlidâtu
: ve
annel
er
2.
yurdı'ne
: süt emzirirler
3.
evlâde-hunne
: kendi evlâtlarını
4.
havleyni
: iki ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, (nikâhlı olsun veya boşanmış olsun, doğan) çocuklarını tam iki sene emzirirler. (Bu hüküm) süt emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler içindir. (
Annel
erin) yiyecekleri ve giyecekleri marufla (örf ve adete uygun olarak) kendisi için doğurulmuş olanın (babanın) üzerinedir. (Hiç) kimse kendi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef (sorumlu) tutulmasın. Ne bir anne çocuğu ile, ne de kendisi için doğurulmuş olan (baba), çocuğu ile zarara uğratılmasın. Ve mirasçının üzerindeki (sorumluluk) da b...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
-Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için-
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (
annel
erin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir sütanney...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için,
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup)...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
(Boşanmış
annel
erin) süt emzirmesini tamamlatmak isteyen (babalar) için,
annel
er iki tam yıl çocuklarını emzirebilirler. Bu süre zarfında onların rızkı ve giyim kuşamı örfte olduğu üzere babanın yükümlülüğündedir. Hiçbir nefse kapasitesini aşan teklif edilmez. Ne bir ana ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmamalıdır. Vârise düşen de aynen böyledir. Eğer kendi rızaları ile anlaşarak çocuğu iki yıldan önce sütten kesmek isterlerse kendilerine bir suç yoktur. Eğer çocuklarınızı (sütanne tutu...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirme süresini tamamlatmak isteyenler için, boşanmış
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne çocuğu sebebiyle ve hiçbir baba çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Vârislere de buna benzer hükümler uygulanır. Eğer anne ve baba karşılıklı rıza ve karşılıklı istişare ile anlaşarak çocuğu annesinden ay...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er de, emzirme süresini tamamlatmak isteyenler için çocuklarını iki tam yıl emzirirler. [50] (Bu süre içinde) uygun bir şekilde onların yiyecek ve giyeceklerini temin etmek de çocuk kendisine ait olan babanın üzerinedir. Hiç kimse gücünün yeteceğinden fazlası ile sorumlu tutulamaz. Anne çocuğundan dolayı zarara sokulmasın; çocuk kendisine ait olan baba da çocuğundan dolayı zarara uğratılmasın. Mirasçının üzerinde de aynı yükümlülük vardır. Eğer (anne ile baba) karşılıklı memnuniyetle ve ara...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (
annel
erin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde (ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırma...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, (boşanmadan önce veya boşandıktan sonra doğan) çocuklarını tam iki yıl emzirsinler. Bu hüküm süt emzirmeyi tamamlamak istiyenler içindir.
Annel
erin yiyeceği ve giyeceği, orta hal üzere gücü yettiği kadar çocuğun babası üzerinedir. Hiç kimse gücünden ziyadesiyle mükellef tutulamaz. Ne bir anne, ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Babanın ölümü ile mirascı olan da, yiyecek, giyecek ve zarar hususlarında baba gibidir. Eğer ana ve baba, aralarında danışma ve rızâ ile iki sene ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er cocuklarini, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba icin, tam iki sene emzirirler. Analarin yiyecek ve giyecegini uygun bir sekilde, saglamak cocuk kendisinin olan babaya borctur. Herkese ancak gucu nisbetinde teklifte bulunulur. Ana cocugundan, cocuk kendisinin olan baba da cocugundan dolayi zarara sokulmasin. Mirasciya da ayni seyi yapmak borctur. Ana baba aralarinda danisarak ve anlasarak sutten kesmek isterlerse, ikisine de sorumululuk yoktur. ocuklarinizi sutanneye emzirtmek iserseniz, ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan baba da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için,
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup)...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını emziğin tamamlanmasını isteyenler için iki tam yıl emzirirler. Çocuk kendisinin olana da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri imkanları nisbetinde bir borçtur. Bununla birlikte herkes ancak gücü nisbetinde yükümlü olur. Ne yavrusu yüzünden bir ana ne de yavrusu yüzünden bir baba zarara uğratılmasın. Mirasçıya da aynı yükümlülük vardır. Eğer baba ve anne birbirleriyle anlaşıp rıza göstererek memeden kesmek isterlerse kendilerine günah yoktur. Şayet çocuklarınızı başkalarına...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yo...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını tamam iki yıl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyen içindir. Onların yiyeceği, giyeceği ma’ruf vech üzre çocuk kendisinden olana aiddir. Kimse, takatından fazlasıyla mükellef olmaz. Ne bir anne çocuğu sebebiyle, ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçıya düşen de bunun gibidir. Eğer kendi aralarında rıza ve müşavere ile memeden kesmeyi arzu ederlerse, ikisinin üstüne de bir vebal yoktur. Çocuklarınızı emzirmek isterseniz, meşru şekilde verdiğinizi tesl...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirmeyi tamamlamak isteyenler (babalar) için analar çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (
annel
erin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin üzerinde (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın. Mirasçı üzerinde (ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını iki bütün yıl emzirirler. (Bu hüküm) emmeyi tamam yapdırmak isteyen (ler) içindir. Onların (
annel
erin) ma'ruf vech ile yiyeceği, giyeceği; çocuk kendisinin olan (babaya) âiddir. Kimse taakatınden ziyadesiyle mükellef tutulmaz. Ne bir anne çocuğu yüzünden, ne de bir çocuk kendisinin olan (bir baba) çocuğu sebebiyle zarara sokulmasın. Mirasçıya düşen (vazıyfe) de bunun gibidir. Eğer (ana ve baba) aralarında rızaa ve müşavere ile (bil'ittifak çocuğu iki sene dolmadan) memeden ke...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er de, emzirmeyi tamamla mak isteyen (baba) için, çocukları nı tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisinin olan (babaya) da, meşrû' (örfe uy gun) bir şekilde onların (
annel
erin)yiyecek ve giyecekleri(ni te’mîn etme borcu) vardır. Kimse gücünün yet meyeceği bir şey le mükellef tutulmaz. Ne anne, yavrusu yüzünden ne de çocuk kendisinin olan (baba), çocuğu yüzünden zarara uğratılır. (Baba öldüğü zaman) mîras¬çının üzerine de bunun aynısı (borçtur). Artık (anne ile baba) kendi rızâ la rıyla ve müş...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyen içindir. Onların yiyeceği, giyeceği uygun şekilde çocuk kendisinden olana aittir. Kimse gücünün üstünde bir şeyle mükellef olmaz. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçıya düşen de bunun gibidir. Eğer kendi aralarında anlaşıp, danışarak çocuğu memeden kesmek isterlerse; ikisine de bri vebal yoktur. Çocuklarınızı emzirtmek isterseniz, vereceğinizi güzelce teslim etmek şartıyla size ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Ve (boşanmış)
annel
er, eğer emzirme müddetini tamamlamak istiyorlarsa, çocuklarına iki tam yıl bakabilirler; onların yeme-içme ve giyimlerini uygun bir şekilde temin etmek, çocuğun babasına düşer. Hiç kimse taşıyabileceğinden daha fazlasıyla yükümlü tutulmaz: Ne anneye çocuğundan dolayı eziyet çektirilsin, ne de çocuğundan dolayı babasına. Ve (babanın) mirasçısına da aynı görev düşer. Ve eğer (anne-baba), her ikisi, (anne ile çocuğun) ayrılmasına karşılıklı rıza ve danışma ile karar verirlerse, ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er (boşanmadan önce veya boşandıktan sonra doğan) çocuklarını iki yıl emzirsinler. Bu hüküm, süt emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir.
Annel
erin uygun biçimde yiyecek ve giyeceğini sağlamak çocuğun babasına âittir. Hiç kimseye gücünden fazla bir şey teklif edilemez. Ne bir anne, ne de bir baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Babanın ölümü ile mirasçı olan da; yiyecek, giyecek ve zarar hususlarında baba gibidir. Eğer ana ve baba aralarında danışıp anlaşarak rızâ ile daha iki sene dolm...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için tam iki sene emzirirler.
Annel
erin yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Bir kişiye gücünün üstünde bir şey yüklenmez. çocuğu yüzünden anne de, çocuk kendisinin olan baba da zarara sokulmamalıdır. Vârise de aynısı düşer. Eğer anne ve baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de günah yoktur. çocuklarınızı (süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğiniz ücre...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, çocuklarını iki tam yıl emzirsinler. Bu, emzirmeyi mükemmel şekliyle uygulamak isteyenler içindir.
Annel
erin, münasip şekilde yiyeceğini giyeceğini sağlamak, babanın görevidir. Hiçbir kimse takatinin dışında bir görevle yükümlü tutulmaz. Çocuk yüzünden ne annesi, ne de babası zarar görmemelidir. Bu yükümlülük, babanın varisine de düşer. Fakat anne baba aralarında görüşüp anlaşmaya vararak, iki yıldan önce, çocuklarını sütten kesmek isterlerse, kendilerine bir vebal yoktur. Şayet çocukla...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun biçimde yiyeceğini ve giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkes ancak gücü ölçüsünde bir şeyle yükümlü tutulur. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de çocuğun aidolduğu baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçının da aynı şeyi yapması gerekir. Eğer (ana-baba), anlaşıp danışarak (çocuğu) sütten kesmek isterlerse, kendilerine günâh yoktur. Çocuklarınızı (sütannesi tutup) emzirtmek isterse...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için
annel
er çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (
annel
erin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf) e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da, çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerindeki (sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırm...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er, çocuklarını iki tam yıl boyunca emzirirler. Bu hüküm, emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir.
Annel
erin yiyecek ve giyeceklerini uygun şekilde karşılamak babaya düşer. Kimse gücünden fazlasıyla yükümlü tutulmaz. Çocuğu yüzünden ne anne, ne de baba zarara uğratılmasın. Babanın vârisi için de babanın yükümlülükleri vardır. Eğer anne ile baba aralarında istişare ederek karşılıklı rıza ile çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara bir günah yoktur. Çocuklarınızı süt anneye emzirtmek istersen...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Annel
er çocuklarını - emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler için - tam iki yıl emzirirler.
Annel
erin yiyeceklerini ve giyeceklerini örfe uygun biçimde hazırlamak çocuğun babasına aittir. Hiç bir benlik yaratılış kapasitesi dışında bir şeyle yükümlü tutulamaz. Anne çocuğu yüzünden, çocuğun babası da kendi çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçı için de aynı ilke uygulanır. Eğer anne-baba karşılıklı anlaşma ve danışma sonucu çocuğu sütten kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarını...
Ali-İmran Suresi, 6. Ayet:
O’dur ki
annel
erinizin rahimlerinde size dilediği şekli verir. O’ndan başka tanrı yoktur. azîzdir, hakîmdir. (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Summe enzele aleykum min ba’dil gammi emeneten nuâsen yagşâ tâifeten minkum, ve tâifetun kad ehemmethum enfusuhum yezunnûne billâhi gayral hakkı z
annel
câhiliyyeh(câhiliyyeti), yekûlûne hel lenâ minel emri min şey’(şey’in), kul innel emre kullehu lillâh(lillâhi), yuhfûne fî enfusihim mâ lâ yubdûne lek(leke), yekûlûne lev kâne lenâ minel emri şey’un mâ kutilnâ hâhunâ, kul lev kuntum fî buyûtikum le berezellezîne kutibe aleyhimul katlu ilâ medâciihim, ve li yebteliyallâhu mâ fî sudûrikum ve li yum...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
1.
hurrimet
: haram kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
ummehâtu-kum
:
annel
eriniz
4.
ve benâtu-kum
: ve...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla evlenmeniz) haram kılındı. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kızkardeş kızları, sizi emzirmiş olan (süt)
annel
eriniz, süt anneden kızkardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri, kendileriyle birleştiğiniz kadınlarınızdan olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, o taktirde (onlarla evlenmenizde) sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve sizin sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri (kadınla...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın
annel
eri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer
annel
eri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önced...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Haram edilmiştir size analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt emme yüzünden kardeşleriniz olan kızlar ve zevcelerinizin
annel
eri, zifafa girdiğiniz zevcelerinizin, sizin himâyenizde bulunan ve üvey kızlarınız olan kızları. Ancak zevcelerinizle zifafa girmedinizse kızlarını almanızda bir beis yok. Haram edilmiştir belinizden gelen oğullarınızın zevceleri ve iki kız kardeşi bi...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla evlenmek) haram edildi: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, eşlerinizin
annel
eri ve kendileri ile gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızdan (doğmuş) evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. . . Eğer üvey kızlarınızın
annel
eri ile birleşmemişseniz (onlarla evlenmenizde) sizin üzerinize bir sakınca yoktur. . . Ayrıca sizin sûlbünüzden gelen oğulların...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kızkardeşleriniz, hanımlarınızın
annel
eri, kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz hanımlarınızdan olup evlerinizde kalan üvey kızlarınız, [6] -eğer
annel
eriyle gerdeğe girmemişseniz sizin için bir sakınca yoktur- sizin soyunuzdan olan oğullarınızın eşleri ve iki kızkardeşi aynı nikah altında birleştirmeniz haram kılınmıştır. Ancak g...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt)
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliye...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunları nikâhlamak haram kılındı: Analarınız (ananızın anası ve babanızın anası ne kadar yukarı çıkarsa), kızlarınız (kızlarınızın kızı ve oğullarınızın kızı, ne kadar aşağı inilirse), kız kardeşleriniz (ana baba bir, baba bir ve ana bir kardeşler dahil), halalarınız (bütün baba ve dede kız kardeşleri dahildir), teyzeleriniz (anne ve büyük
annel
erin kız kardeşleri dahil) erkek ve kız kardeşlerinizin kızları (kardeşlerin torunları ne kadar aşağı inilirse), süt analarınız (süt büyük
annel
er d...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere, analariniz; kizlariniz, kizkardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, kardeslerinizin kizlari, kizkardeslerinizin kizlari, sizi emziren sut
annel
eriniz, sut kardesleriniz, karilarinizin
annel
eri, kendileriyle gerdege girdiginiz kadinlarinizin yaninizda kalan uvey kizlariniz ki onlarla gerdege girmemisseniz size bir engel yoktur, oz ogullarinizin esleri ve iki kiz kardesi bir arada almak suretiyle evlenmek, gecmiste olanlar artik gecmistir size haram kilindi. Dogrusu Allah bagislar ve mer...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere, analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın
annel
eri, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızin yanınızda kalan üvey kızlarınız ki onlarla gerdeğe girmemişseniz size bir engel yoktur, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almak suretiyle evlenmek, -geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram kılındı. Doğrusu Allah bağışlar ve m...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunlar yasaklandı:
Annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla gerdeğe girmemişseniz kızlarıyla evlenebilirsiniz-, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız... Mevcut evlilikler bu yasanın dışındadır. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt hemşireleriniz, karılarınızın
annel
eri, kendileriyle zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -onlarla zifafa girmemişseniz kızlarıyla evlenmenizde bir sakınca yoktur- ve öz oğullarınızın karıları ve iki kız kardeşi birlikte nikahlayıp almanız haram kılındı. Ancak geçen geçti, çünkü Allah bağışla...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şunları nikahlamak haram kılındı:
Annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın
annel
eri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın
annel
eri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kard...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle analarınız, kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, sütkardeşleriniz, kaynanalarınız, cinsel ilişkide bulunduğunuz eşlerinizden doğan gözetiminiz altındaki üvey kızlarınız - eğer anaları ile cinsel ilişkide bulunmamış iseniz bu kızlar ile evlenmenizin sakıncası yoktur- öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahınız altında ...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt)
annel
eriniz , (süt) kız kardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahil...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, hala larınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kar deşin kızları, sizi emziren (süt)
annel
eriniz, süt kız kar deşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri ve kendileriyle zifâ fa girdiğiniz kadınlarınızdan olup himâyenizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Fakat onlarla zifâfa girmediyseniz o hâlde (boşadığınız takdirde kızlarıyla evlenmenizde) size bir günah yoktur. Hem kendi sulbünüzden olan (öz) oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşi(ni...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, size haram kılındı. Eğer üvey kızlarınızın anaları ile gerdeğe girmemişseniz, onlarla evlenmenizde bir vebal yoktur. Öz oğullarınızın karıları ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Geçmişte olanlar artık...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız ve teyzeleriniz; kız ve erkek kardeşlerinizin kızları; ve süt
annel
eriniz ile süt kardeşleriniz; eşlerinizin
annel
eri; ve kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz eşlerinizden doğmuş olan üvey kızlarınız -ki onlar sizin evlatlıklarınızdır- size haram kılınmıştır; fakat gerdeğe girmemişseniz (kızlarıyla evlenmenizde) bir günah yoktur; ve kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri de (size haramdır); aynı anda ve birlikte iki kız kardeşi (eş o...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın
annel
eri, gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olma himayenizdeki üvey kızlarınız sizlere haram kılındı. Eğer onlarla henüz gerdeğe girmemişseniz, kızlarını almanızda bir beis yoktur. Kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da keza haram edildi. Ancak cahiliyet devr...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz karılarınızdan olup evlerinizde büyüttüğünüz üvey kızlarınız, -eğer analarıyla zifafa girmemiş iseniz bir sakınca yoktur- kendi öz oğullarınızın karıları ve iki kız kardeşi birden almanız size haram kılınmıştır. Ancak geçmişte olanlar geçmiştir. (Bu sebeple üzerinize bir günah ...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır:
Annel
eriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de ha...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Sizlere
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt)
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliye...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size şu kadınlar haram kılındı:
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emzirmiş olan süt
annel
eriniz, süt kardeşleriniz, hanımlarınızın
annel
eri, zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan evlerinizde bulunan üvey kızlarınız-eğer zifafa girmediyseniz, onların kızlarını nikâhlamanızda size bir günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını ve bir arada iki kız kardeşi nikâhlamak da size haram kılınmıştır. Ancak da...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt
annel
eriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın
annel
eri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer
annel
eriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır...
Yusif Suresi, 5. Ayet:
Yûsuf’un babası dedi ki: “- Yavrum, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir hile kurarlar (rüyayı tâbir ederler de, onbir yıldızın kendileri olduğunu, güneşin
annel
erine ve ayın babalarına delâlet eylediğini anlarlar ve hased ederler, sana fenalık yaparlar). Çünkü, Şeytan insana açık bir düşmandır....
Yusif Suresi, 62. Ayet:
Ve (Hazreti Yusuf) hizmetkârlarına dedi ki: «Onların sermayelerini, yükleri içine koyuveriniz. Belki
annel
eri yanına dönüp gidince, onu bilirler ve umulur ki geri dönerler.»...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
ahrece-kum
: sizi çıkardı
3.
min butûni
: karnından
4.
ummehâti-kum
: sizin a...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi bir şey bilmiyor halde
annel
erinizin karnından çıkardı. Ve sizi, işitme hassası, görme hassası ve idrak etme hassası (sahibi) kıldı. Umulur ki; böylece şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve belki şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah, sizi
annel
erinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karnindan bir sey bilmez halde cikarmistir. Belki sukredersiniz diye size kulak, goz ve kalp vermistir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
ALLAH sizi
annel
erinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah, sizi
annel
erinizin karınlarından hiçbir şey bilmediğiniz bir halde çıkardı. Öyle iken size, işitme, gözler ve kalpler verdi ki, şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Tanrı, sizi
annel
erinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme [duyularını] ve yürekler (efidete) verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Sizi,
annel
erinizin karnından Allah çıkardı. Hiç bir şey bilmezdiniz. Ve size kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde
annel
erinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulak, göz ve kalp vermiştir....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allâh sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda)
annel
erinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi....
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Allah sizi
annel
erinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi....
Nur Suresi, 12. Ayet:
Lev lâ iz semi’tumûhu z
annel
mu’minûne vel mu’minâtu bi enfusihim hayran ve kâlû hâzâ ifkun mubîn(mubînun)....
Nur Suresi, 61. Ayet:
1.
leyse
: değil
2.
alâ
: üzerine
3.
el a'mâ
: âmâ, kör
4.
haracun
: güçlük, zorluk
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâ (kör) olana bir güçlük yoktur. Ve sakat olana, hasta olana bir güçlük yoktur. Ve size de evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz (yerlerde) veya arkadaşlarınızda yemek yemenizde bir güçlük yoktur. Topluca veya ayrı ayrı yemeniz de size günah ...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur. Kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz evlerde ya da dostlarınızın evlerinde yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı olarak yemek yemenizde de bir ...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarını...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâya, topala, hastaya sakınca yoktur. . . Siz de kendi evlerinizden yahut babalarınızın evlerinden yahut
annel
erinizin evlerinden yahut erkek kardeşlerinizin evlerinden yahut kız kardeşlerinizin evlerinden yahut amcalarınızın evlerinden yahut halalarınızın evlerinden yahut dayılarınızın evlerinden yahut teyzelerinizin evlerinden yahut anahtarlarına mâlik olduğunuz (kimselerin evlerinden) yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. . . Toplu hâlde yahut ayrı ayrı yemenizde de si...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Meşrûiyyet sınırları içinde, âmânın, topalın, hastanın teklifsiz, tekellüfsüz davranışlarında bir mahzur, bir günah olmadığı gibi, onlara güven, yardım ve dayanışma da, katı kurallara tâbi değildir. Onların ihtiyaçları esirgenmez. Sizin de, kendi evlerinizden, babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya sahiplerini...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kör için güçlük yoktur, topal için güçlük yoktur, hasta için güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerek babalarınızın evlerinden, gerek
annel
erinizin evlerinden, gerek kardeşlerinizin evlerinden, gerek kızkardeşlerinizin evlerinden, gerek amcalarınızın evlerinden, gerek halalarınızın evlerinden, gerek dayılarınızın evlerinden, gerek teyzelerinizin evlerinden, gerek anahtarlarına sahip olduğunuz yerlerden ve gerekse yakın dostunuzun (evinden) yemenizde bir günah yoktur. Toplu ha...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir...
Nur Suresi, 61. Ayet:
A’ma ile beraber yemek yiyene günah yoktur, topal ile yiyene bir günah yoktur, hasta ile yiyene bir günah yoktur (yahut özürlü bulunan bu üç sınıf kimsenin bekçi olarak bırakıldıkları evlerinizden ihtiyaçları kadar yemelerinde bir günah yoktur). Sizin de (çocuklarınız ve zevcelerinize ait) evlerinizden, yahud babalarınızın evlerinden, yahud
annel
erinizin evlerinden, yahud erkek kardeşlerinizin evlerinden, yahud kız kardeşlerinizin evlerinden, yahud amcalarınızın evlerinden, yahud halalarınızın e...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kor icin bir sorumluluk yoktur. Topal icin bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumululuk yoktur. Evlerinizde veya babalarinizin evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeslerinizin evlerinde veya kiz kardeslerinizin evlerinde veya amcalarinizin evlerinde veya halalarinizin evlerinde veya dayilarinizin evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyasi olup anahtarlari elinde olan evlerde, ya da dostlarinizin evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada ve...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kör için bir sorumluluk yoktur. Topal için bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumluluk yoktur. Evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyası olup anahtarları elinde olan evlerde, ya da dostlarınızın evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada vey...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarını...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Siz, evlerinizde, babalarınızın evlerinde,
annel
erinizin evlerinde, kardeşlerinizin evlerinde, kızkardeşlerinizin evlerinde, amcalarınızın evlerinde, halalarınızın evlerinde, dayılarınızın evlerinde, teyzelerinizin , anahtarlarına sahip olduğunuz ve arkadaşlarınızın evlerinde yemenizden dolayı kınanmazsınız. Aynı şekilde kör kınanmaz, topal kınanmaz, sakat ve hasta da kınanmaz. Topluca yahut ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Bir eve girdiğinizde ALLAH'tan güzel, kutlu bir yaşam dileyere...
Nur Suresi, 61. Ayet:
A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir...
Nur Suresi, 61. Ayet:
A'maaya göre bir harec (darlık ve günâh) yok. Topala göre bir harec yok. Hastaya göre bir harec yok. Size göre de (gerek) kendi evlerinizden gerek babalarınızın evlerinden, gerek
annel
erinizin evlerinden, gerek biraderlerinizin evlerinden, gerek kız kardeşlerinizin evlerinden, gerek amcalarınızın evlerinden, gerek halalarınızın evlerinden, gerek dayılarınızın evlerinden, gerek teyzelerinizin evlerinden, gerek (başkasına âid olub da) anahtarlarına mâlik (ve hazinedarı) bulunduğunuz (evler) den, y...
Nur Suresi, 61. Ayet:
(Başkalarıyla berâber yemek yemeleri husûsunda) köre bir zorluk yoktur, topala da bir zorluk yoktur, hastaya da bir zorluk yoktur. Size de kendi (çocuklarınıza âid)evlerinizden veya babalarınızın evlerinden veya
annel
erinizin evlerinden veya erkek kardeşlerinizin evlerinden veya kız kardeşlerinizin evlerinden veya amcalarınızın evlerinden veya halalarınızın evlerinden veya dayılarınızın evlerinden veya teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları elinizde bulunan (evler)den veya dostunuz(un evin)d...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre bir sorumluluk yoktur. Topala da bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumluluk yoktur. Kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annel
erinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kızkardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerde veya dostlarınızın evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada veya ayrı a...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâya güçlük yoktur. Topala güçlük yoktur. Hastaya güçlük yoktur. Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerek babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları elinizde bulunan evlerden veya dostlarınızın evlerinden yemenizde bir mahzur yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir vebal yoktur. Evler...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre bir günah yoktur; topala veya hastaya da bir günah yoktur; aynı şekilde size de evlerinizde, babalarınızın evlerinde,
annel
erinizin evlerinde, erkek kardeşlerinizin evlerinde, kız kardeşlerinizin evlerinde, amcalarınızın evlerinde, halalarınızın evlerinde, dayılarınızın evlerinde, teyzelerinizin evlerinde, anahtarları sizde olan evlerde veya arkadaşlarınızın evlerinde birlikte ya da ayrı ayrı yemek yemenizde bir günah yoktur. Evlere girdiğinizde, birbirinize selam verin. Allah katından esen...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Görme özürlü, topal veya hasta gibi özürlülerin sizin evlerinizden yemek yemelerinde mahzur olmadığı gibi, sizin de eşlerinize yahut çocuklarınıza ait evlerinizden, babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden yahut anahtarları size bırakılıp sahip çıkmanız istenen yerlerden veya arkadaşlarınızın evlerinden yemek yemenizde mahzur yo...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Size de kendi evlerinizden, yahut babalarınızın evlerinden, yahut
annel
erinizin evlerinden, yahut kardeşlerinizin evlerinden, yahut kızkardeşlerinizin evlerinden, yahut amcalarınızın evlerinden, yahut halalarınızın evlerinden, yahut dayılarınızın evlerinden, yahut teyzelerinizin evlerinden, yahut anahtarları ellerinizde bulunan evlerden, yahut arkadaşınızın evlerinden yemenizde bir güçlük yoktur. Toplu olarak yahut ayrı ayrı yemeni...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden,
annel
erinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduklarınız (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de ...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Âmâya bir günah yoktur; topala bir günah yoktur; hastaya bir günah yoktur. Sizin için de kendi evlerinizde, babalarınızın evinde,
annel
erinizin evinde, erkek kardeşlerinizin evinde, kız kardeşlerinizin evinde, amcalarınızın evinde, halalarınızın evinde, dayılarınızın evinde, teyzelerinizin evinde veya anahtarları size emanet edilen evlerde yahut samimî dostlarınızın evinde yemenizde bir günah yoktur. Toplu halde de yeseniz, ayrı ayrı da, size bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, birbiriniz...
Nur Suresi, 61. Ayet:
Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut
annel
erinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kızkardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sak...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
1.
ve harremnâ
: ve haram ettik, yasakladık
2.
aleyhi
: ona
3.
el merâdıa
: süt
annel
er
4.
min kablu
: önceden, da...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Ve daha önce ona (başka) süt
annel
erini haram kıldık (süt emmemesini sağladık). (Onun ablası, firavunun ailesine): "Ona kefil olacak (bakımını üstlenecek) bir aileye sizi ulaştırmak için delâlet (yardım) edeyim mi? Ve onlar, onu (bebeği) iyi yetiştirir." dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Önce, Ona süt
annel
eri haram kıldık (Musa hiçbir kadından süt emmedi); (kız kardeşi) dedi ki: "Sizin namınıza Onun bakımını üstlenip yetiştirecek bir aile göstereyim mi?" diye akıl verdi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Biz Mûsâ’ya, annesinden önce, süt
annel
erin sütünü emmeye müsade etmedik. Ablası: 'Onun bakımını, sizin adınıza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aileyi size göstereyim mi?' dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Biz daha önce ona süt
annel
eri yasak etmiştik. Bunun üzerine (kızkardeşi): 'Sizin için onun bakımını üstelenecek ve ona iyi davranacak bir aileyi size göstereyim mi?' dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Onceden, sut
annel
erin memesini kabul etmemesini sagladik. Musa'nin ablasi: «Size, sizin adiniza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkini tavsiye edeyim mi?» dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Önceden, süt
annel
erin memesini kabul etmemesini sağladık. Musa'nın ablası: 'Size, sizin adınıza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkını tavsiye edeyim mi?' dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Önceden, onun süt
annel
erini kabul etmemesini sağladık. Nihayet (kızkardeşi), 'Sizin için onun bakımını üstlenecek ve ona iyi davranacak bir aileyi göstereyim mi?' dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
önceden ona emzikçileri (süt
annel
eri) yasaklamıştık. Ablası varıp: «Sizin hesabınıza bunun bakımını üstlenecek ve ona iyi davranacak bir aile buluvereyim mi?» dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Önceden, süt
annel
erinin memesini kabul etmemesini sağladık. Musa'nın ablası; «Sizin için onun bakımını üstlenecek ve ona öğüt verip onu güzelce eğitecek bir aileyi göstereyim mi?» dedi...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Önceden Biz, onun süt
annel
erin memesini kabul etmemesini sağladık. Bunun üzerine hemşiresi: Size, sizin adınıza ona bakacak ve iyi davranacak bir ev halkını tavsiye edeyim mi? dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Ve Biz daha ilk günden o'nun (Mısırlı) süt
annel
erin memesini yadırgamasını sağladık; ve (kız kardeşi bu durumu öğrenince, onlara:) "Size o'nun bakımını sizin adınıza üzerine alabilecek ve o'nu güzelce eğitip yetiştirecek bir aile göstereyim mi?" dedi....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Ondan önce Biz Musa'ya süt
annel
erini yasaklamıştık. Derken ablası, 'Sizin adınıza ona bakacak ve güzelce terbiye edecek bir aileyi tavsiye edeyim mi?' dedi....
Loğman Suresi, 6. Ayet:
1.
ve min
: ve dan
2.
en nâsi
: insanlar
3.
men
: kimse
4.
min enfusi-him
: kendi nefslerinden
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
1.
mâ ceale allâhu
: Allah kılmadı
2.
li raculin
: bir adamda
3.
min kalbeyni
: iki kalp (kalpten iki tane)
4.
fî
...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adama göğsünde iki kalp kılmadı (yaratmadı). Zihar yaptığınız (sen bana benim annemin sırtı gibisin diyerek boşamak istediğiniz) zevcelerinizi sizin
annel
eriniz kılmadı. Ve evlâtlıklarınızı, sizin oğullarınız kılmadı. İşte bunlar sizin ağızlarınızdaki sözlerdir. Ve Allah hakkı söyler. Ve O, (Kendine ulaştıran) yola hidayet eder....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr yaptığınız eşlerinizi de
annel
eriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu, sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini
annel
erinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi sizin
annel
eriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın göğsünde iki kalb yaratmamıştır. Kendilerinden “Zihar” yaptığınız=
annel
erinize benzettiğiniz, karılarınızı analarınız kılmamıştır. (Bir kimsenin karısını, annesinin bir uzvuna benzetmesine “Zihar” denir. Ancak benzetilen annenin uzvu, veya mahreminin uzvu, zihar yapan için bakılması haram olan bir uzuv olması şartdır. Meselâ bir kimsenin karısına: “- Sen bana, annemin arkası veya karnı gibisin” demesi zihar olur. İslâmdan önce, bu gibi sözler boşanmayı icab ettiriyordu. İslâmda...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah insanin icine iki kalp koymamistir. Allah, zihar yapmaniz suretiyle eslerinizi,
annel
eriniz gibi yaratmamistir; evlatliklarinizi da oz ogullariniz gibi saymanizi mesru kilmamistir. Bunlar sizin dillerinize doladiginiz bos sozlerdir. Allah gercegi sylemektedir, dogru yola O eristirir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın içinde iki kalb yaratmamış; ziharda bulunduğunuz eşlerinizi de
annel
eriniz (gibi) kılmamıştır. Evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız yapmamıştır. Bunlar ağızlarınızda dolaşan (hüküm ifade etmiyen) sözlerinizdir. Allah hakkı söyler ve doğru yolu gösterir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah insanın içine iki kalp koymamıştır. Allah, zıhar yapmanız suretiyle eşlerinizi,
annel
eriniz gibi yaratmamıştır; evlatlıklarınızı da öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söylemektedir, doğru yola O eriştirir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
ALLAH hiç bir adamın içine iki kalp koymamıştır. Annenize benzeterek kendinize haram kıldığınız eşlerinizi
annel
erinize çevirmemiş, evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız yapmamıştır. Tüm bunlar, ağzınızdan çıkan sözlerinizden ibarettir. ALLAH doğruyu söylüyor ve O doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın içinde iki kalp yapmamıştır. Kendilerinden zihar yaptığınız eşlerinizi
annel
eriniz yerine koymamıştır. Evlatlıklarınızı da oğullarınız yerine koymamıştır. Bunlar sizin ağzınızda lafınızdır. Allah ise gerçeği söylüyor ve doğru yolu gösteriyor....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir insanın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmadığı gibi zihar yaptığınız (sen bana anamın sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin
annel
eriniz yapmadı ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız gibi saymanızı meşru kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Tanrı, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp yapmadı ve kendilerine zıharda bulunduğunuz eşlerinizi sizin
annel
eriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Tanrı ise hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir kişinin içinde iki kalb yaratmadı. Ve eşlerinizi,
annel
eriniz gibi kendinize haram saymanız için yaratmamıştır. Evladlıklarınızı da öz oğullarınız kılmamıştır. Bunlar, dillerinize doladığınız sözlerinizdir. Allah ise hakkı söyler. Ve O, yolu doğrultur....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah hiç kimseye tek bedende iki kalp vermemiştir ve (aynı şekilde,) "kendiniz için
annel
erinizin bedeni kadar haram" saydığınız eşlerinizi hiçbir zaman sizin (gerçek)
annel
eriniz kılmamış ve evlatlıklarınızı da (gerçek) çocuklarınız saymamıştır, bunlar ağzınıza doladığınız boş laflar(ın işaretlerin)den başka bir şey değildir; halbuki Allah (mutlak) doğruyu söyler ve (size) doğru yolu ancak O gösterir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın göğsünde iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız karılarınızı da
annel
eriniz yerine tutmadı. Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır. Bu sadece sizin ağzınızdan çıkan bir sözdür. Allah, gerçeği söyler ve doğru yolu gösterir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, hiçbir adamın içinde iki kalb yaratmamıştır. Kendilerine zıhar yaptığınız eşlerinizi
annel
eriniz kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız kılmamıştır. Bunlar ağızlarınızla söylediğiniz mânasız sözlerden ibarettir. Allah gerçeği söyler ve doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allâh, bir adamın (göğüs) boşluğunda iki kalb yaratmadı ve zıhâr yaptığınız (sen bana, annemin sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin
annel
eriniz yapmadı; evlatlıklarınızı da sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza gelen sözlerinizdir. Allâh gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini
annel
erinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi de sizin
annel
eriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip iletir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah bir adamın içinde iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız hanımlarınızı
annel
eriniz hükmünde kılmadığı gibi, evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız hükmünde kılmamıştır. Bunlar sizin ağzınızdan çıkan sözlerden ibarettir. Allah ise hakkı söyler ve doğru yola iletir....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
1.
en nebiyyu
: nebî, peygamber
2.
evlâ
: evlâdır, daha yakındır
3.
bi el mu'minîne
: mü'minlere, müminler için
4.
min enfusi-h...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Nebî (Peygamber), mü'minler için kendi nefslerinden daha evlâdır (yakındır). Ve O'nun (Nebî'nin) zevceleri, onların
annel
eridir. Ve rahim sahipleri (akrabalar), onlar birbirlerine, Allah'ın Kitab'ında, mü'minlere ve muhacirlere yakın olduklarından daha yakındır. Ancak dostlarınıza iyilik yapmanız hariç. İşte bunlar, Kitab'ta satır satır yazılıdır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü’minlere kendi öz nefislerinden, canlarından, birbirlerinden daha yakındır, daha ileridir. Eşleri mü’minlerin
annel
eridir. Akraba olanlar, Allah’ın kitabına göre, veraset açısından, birbirlerine, diğer mü’minlerden ve Allah yolunda özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret eden muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza, Kur’ân ve sünnetin hükümlerine, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir vasiyet yapabilirsiniz. Bunlar kitapta yazılm...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber mü'minler için kendilerinden daha önceliklidir. Onun eşleri de onların
annel
eridir. Allah'ın kitabına göre akrabalar birbirlerine (diğer) mü'minlerden ve muhacirlerden, daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız müstesna. Bunlar, Kitap'ta yazılı bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların
annel
eridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah'ın Kitabında birbirlerine öteki mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, müminlere (her hususta) nefislerinden evlâdır. Peygamberin zevceleri, müminlerin
annel
eri hükmündedir. Neseben yakın olanlar da, Allah’ın kitabında, birbirlerine (varis olmakta) diğer müminlerden, (din kardeşlerinden) ve muhacirlerden daha evlâdır. (Bu ayet-i kerime nazil olmadan önce birbirlerini kardeş edinen müminlerle hicrete çıkan müminler birbirlerine mirasçı oluyorlardı. Ayet-i kerimenin nüzulü ile bu muamele de son bulmuştur.) Ancak dostlarınıza bir vasiyyet yapabilirsiniz, bu...
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Muminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden cok sevmeleri gerekir; onun esleri onlarin
annel
eridir; akraba olanlar, miras hususunda, Allah'in Kitap'inda birbirlerine muminler ve muhacirlerden daha yakindirlar. Dostlariniza yapacaginiz uygun bir vasiyet bunun disindadir. Bu Kitap'ta yazili bulunmaktadir....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir; onun eşleri onların
annel
eridir; akraba olanlar, miras hususunda, Allah'ın Kitap'ında birbirlerine müminler ve muhacirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bu Kitap'ta yazılı bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, inananlara, kendilerinden daha yakındır ve hanımları ise
annel
eridir. ALLAH'ın kitabına göre, inananlar, göçedenlerden kendilerine akraba olanlara daha öncelikli davranmalıdır. Ancak dostlarınıza iyilik yapmanız hariç. Bunlar, bu kitapta yasallaşmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber mü'minlere canlarından ileridir. O'nun eşleri de mü'minlerin
annel
eridir. Akraba olanlar miras hususunda Allah'ın kitabına göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakındır. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bunlar kitapta yazılmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, inançlılar için kendi nefslerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların
annel
eridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de Tanrı'nın Kitabında birbirlerine öteki inançlılardan ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber; mü'minler için kendi öz nefislerinden daha evladır. Onun eşleri ise onların
annel
eridir. Akraba olanlar da Allah'ın kitabında birbirlerine diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet başkadır. Bu, Kitab'da yazılmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, müminler üzerinde, onlar(ın kendileri üzerinde sahip olduğun)dan daha büyük hak sahibidir ve (onu bir baba gibi gördüklerinden) Peygamber'in eşleri onların
annel
eridir, (bu şekilde) yakın olanlar, Allah'ın buyruğu gereğince, birbirleri üzerinde (Yesrib'deki) müminlerden ve (Allah rızası için oraya) göç etmiş olanlardan daha fazla hak sahibidirler. Ancak (öteki) yakın dostlarınıza karşı da en güzel şekilde davranmalısınız, bu (da) Allah'ın buyruğu gereğidir....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
O Peygamber müminlere öz nefislerinden evlâdır, canlarından da ileridir. Zevceleri ise müminlerin
annel
eridir. Akraba olanlar, Allah'ın kitabında (miras hususunda) birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız hariçtir. Bunlar Kitap'ta yazılıdır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, müminlere kendi nefislerinden daha üstündürler. Onun eşleri de,
annel
eridir. Allah’ın kitabında, akraba olanlar, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak, dostlarınıza kitapta yazılı olduğu gibi, iyilik yapmanız mümkündür....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamberin müminler üzerinde haiz olduğu hak, onların bizzat kendileri hakkında haiz oldukları haktan daha fazladır. (O, bir baba konumunda olduğundan) onun eşleri de müminlerin
annel
eridir. Akrabalar miras bakımından Allah’ın kitabında, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız müstesna, yani dostunuza vasiyetle bir mal bırakabilirsiniz. Bunlar kitapta yazılıdır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minlere canlarından ileridir. Onun eşleri de onların
annel
eridir. Rahim sâhipleri (anne tarafından akrabâlar) da Allâh'ın Kitabında birbirlerine öteki mü'minlerden ve Muhâcirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız (bir vasiyyet etmeniz) hariç (yaptığınız o vasiyyet yerine getirilir). Bunlar Kitapta yazılmıştır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların
annel
eridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah'ın Kitabında birbirlerine öteki mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitapta yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
Peygamber mü'minlere kendi canlarından daha yakındır; onun eşleri de mü'minlerin
annel
eridir. Akrabalar ise, birbirlerine, diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar-ancak dostlarınıza bir iyilik yapacak olursanız müstesna. Bunlar, kitapta böylece yazılmış bulunmaktadır....
Əhzab Suresi, 6. Ayet:
O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin
annel
eridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir....
Fatir Suresi, 34. Ayet:
Ve kâlûl hamdu lillâhillezî ezhebe
annel
hazen(hazene), inne rabbenâ le gafûrun şekûr(şekûrun)....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
1.
halaka-kum
: sizi yarattı
2.
min
: den
3.
nefsin
: nefs
4.
vâhidetin
: bir, tek
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefsten halketti. Sonra ondan, onun zevcesini (eşini). Ve sizin için dört ayaklı hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizi
annel
erinizin karnında, bir yaratılıştan sonra başka bir yaratılışla (halden hale geliştirip dönüştürerek) üç karanlık içinde yaratır. İşte bu sizin Rabbiniz Allah'dır. Mülk, O'nundur. O'ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl döndürülüyorsunuz....
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı. Sizi
annel
erinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk (mutlak hâkimiyet) yalnız O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde, nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de
annel
erinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Allah sizi bir tek nefisten, Âdem’den yarattı. Sonra ondan da eşini var etti. Sizin için büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan erkekli, dişili sekiz hayvan yaratıp varlığını bildirdi. Sizi de
annel
erinizin karınlarında üç katlı karanlık (batın, rahim ve döl yatağı) içinde peş peşe çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı Rabbiniz Allah’tır. Mülk ve hâkimiyet O’na aittir. Hak ilâh yalnızca O’dur. Öyleyken nasıl oluyor da, haktan ayrılıp, bâtıla çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek candan yarattı, sonra ondan eşini varetti. Sizin için davarlardan sekiz çift indirdi (yarattı). Sizi
annel
erinizin karınlarında üç karanlık içinde bir yaratışın ardından başka yaratışa geçirerek yaratmaktadır. İşte bu Rabbiniz olan Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl (gerçekten) döndürülüyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi
annel
erinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini varetmistir; sizin icin hayvanlardan sekiz cift meydana getirmistir; sizi
annel
erinizin karinlarinda uc turlu karanlik icinde, yaratilistan yaratilisa gecirerek yaratmistir; iste bu Rabbiniz olan Allah'tir. Hukumranlik O'nundur, O'ndan baska tanri yoktur. Oyleyken nasil olur da O'nu birakip baskasina ynelirsiniz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini varetmiştir; sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirmiştir; sizi
annel
erinizin karınlarında üç türlü karanlık içinde, yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmıştır; işte bu Rabbiniz olan Allah'tır. Hükümranlık O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl olur da O'nu bırakıp başkasına yönelirsiniz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de
annel
erinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek kişiden yarattı, sonra ondan da eşini var etti. Size sekiz tür çiftlik hayvanı indirdi. Sizi
annel
erinizin karınlarında, üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmaktadır. Rabbiniz olan ALLAH işte budur. Egemenlik O'na aittir. O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl da çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir candan yarattı; sonra ondan eşini yarattı ve sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirdi. Sizi
annel
erinizin karnında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa (zigottan embriyoya embriyodan et giydirilmiş kemiklere) geçirerek yaratmıştır. İşte Rabb'iniz olan Allah budur. Mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da O'na kulluktan döndürülüyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefsten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi
annel
erinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte rabbiniz olan Tanrı budur, mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O, sizi, (hepinizi) bir tek candan yaratmıştır ve ondan da eşini var etmiştir; ve size dişi erkek evcil hayvanlardan dört tür bağışlamıştır. O, sizi
annel
erinizin rahimlerinde, üç katman karanlığın içinde, peşpeşe yaratılış safhalarından geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz Allah budur; hükümranlık O'nundur; O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen hakikati nasıl gözardı edersiniz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek candan yarattı, sonra ondan eşini meydana getirdi ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi: (Deve, öküz, koyun, keçi.) Sizi
annel
erinizin karınlarında üç karanlık içinde yaratmadan yaratmaya (aşamadan aşamaya) geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz Allâh budur. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl (O'na kulluktan şirke) çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra da ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi
annel
erinizin karınlarından, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur; mülk de O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O sizi tek bir candan yarattı; ondan da eşini yarattı. Sizin için davarlardan sekiz eş indirdi. Sizi de
annel
erinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratışın ardından diğerine çevirerek yaratıyor. Rabbiniz olan Allah işte budur; egemenlik tümüyle Ona aittir. Ondan başka tanrı yoktur. O halde nasıl olur da yüzünüz haktan çevrilir?...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
Sizi bir tek canlıdan yarattı; sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. Ve sizin için davarlardan sekiz çift indirmiştir. Sizi
annel
erinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratıştan öbürüne geçirerek oluşturuyor. İşte Allah! Budur sizin Rabbiniz! Yalnız O'nundur mülk ve saltanat! İlah yoktur O'ndan başka! Hal böyle iken nasıl oluyor da gerçeğin tersine döndürülüyorsunuz?!...
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O Allah’dır ki, sizi (babanız Âdem’i) bir topraktan yarattı, sonra bir nutfeden, sonra bir kan pıhtısından... Sonra sizi (
annel
erinizin karnından) bir bebek olarak çıkarıyor. Sonra delikanlılık çağınıza eresiniz diye büyütüyor, sonra da ihtiyar olasınız diye... İçinizden kimi de, (delikanlılık ve ihtiyarlık çağından) daha evvel öldürülüyor. Bunlar, muayyen bir ecele eresiniz diye yapılır. Olur ki (Allah’ın büyük kudretine ve eşsizliğine delâlet eden bu halleri) düşünürsünüz....
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O'dur ki (önce) sizi topraktan, sonra nutfe (sperm)den, sonra alaka (embriyo)dan yarattı. Sonra sizi çocuk olarak (
annel
erinizin karnından) çıkarıyor. Sonra güçlü çağınıza eresiniz, sonra da ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden kimi de daha önce öldürülüyor. Belli süreye erişmeniz ve aklınızı kullan(ıp Allâh'ın bundaki hikmetlerini anla)manız için (böyle yapıyor)....
Mömin Suresi, 67. Ayet:
O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak
annel
erinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir....
Fussilət Suresi, 27. Ayet:
Fe le nuzîk
annel
lezîne keferû azâben şedîden ve le necziyennehum esveellezî kânû ya’melûn(ya’melûne). ...
Duxan Suresi, 12. Ayet:
Rabbenekşif
annel
azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne)....
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Goklerde olanlar ve yerde olanlar Alah'indir ki O, kotuluk yapanlara islerinin karsiligini verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana buyuk gunahlardan ve hayasizliklardan kacinanlara islediklerinden daha iyisiyle karsiligini verir. Dogrusu Rabbinin bagisi boldur. Sizi yerden var ederken ve siz
annel
erinizin karinlarinda cenin halinde iken sizleri cok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize cikarmayin. O, sakinani cok iyi bilir. *...
Nəcm Suresi, 31. Ayet:
(31-32) Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz
annel
erinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler ki
2.
yectenibûne
: kaçınırlar
3.
kebair
: büyük
4.
el ismi
: günah
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki, küçük günahlar hariç, büyük günahlardan ve fuhuştan içtinap ederler (sakınırlar). Muhakkak ki Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir. O, sizi topraktan yaratmıştı. Ve siz,
annel
erinizin karnında cenin idiniz. Öyleyse nefslerinizi temize çıkarmayın (nefslerinizi tezkiye ettiğinizi iddia etmeyin). O (Allah), kimin takva sahibi olduğunu daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz
annel
erinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
İhsan sahibi, devamlı aktif samimi mü’minler, küçük kusurların dışında, bilerek büyük günah işlemekten ve meşrû olmayan şehevî fiillerden, gayri meşrû ilişkilerden, zinadan, hayâsızlıktan, cimrilikten, haddi aşmaktan ve ahlâksızlıktan kaçınanlardır. Senin Rabbinin koruma kalkanı ve bağışlaması geniştir. O, sizi topraktan yarattığı günler dahil,
annel
erinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz dönemleri de içine alacak şekilde her şeyi bilir, sizi iyi tanır. Bu sebeple kendinizi, vicdanlarınızı,...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar küçük kusurlar dışında günâhların büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar. Şüphesiz Rabbin bağışlaması geniş olandır. O sizi topraktan yarattığında ve siz daha
annel
erinizin karınlarında ceninler iken de (her kademede) sizi çok iyi bilir. Artık kendinizi temize çıkarmayın. Kimin sakındığını O daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha
annel
erinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Goklerde olanlar ve yerde olanlar Alah'indir ki O, kotuluk yapanlara islerinin karsiligini verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana buyuk gunahlardan ve hayasizliklardan kacinanlara islediklerinden daha iyisiyle karsiligini verir. Dogrusu Rabbinin bagisi boldur. Sizi yerden var ederken ve siz
annel
erinizin karinlarinda cenin halinde iken sizleri cok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize cikarmayin. O, sakinani cok iyi bilir. *...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
(31-32) Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz
annel
erinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz
annel
erinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, büyük günahlardan ve kötülüklerden kaçınırlar, yalnız küçük suçlar işlerler. Rabbinin bağışlaması engindir. Sizi topraktan yaratırken ve
annel
erinizin karınlarında cenin (fetus) durumundayken sizi iyi bilmektedir. Öyleyse kendinizi (övüp) temize çıkarmayın. O, erdemlileri iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar hariç. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz
annel
erinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
İyilik işleyenler büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan uzak dururlar. Sadece küçük kusurları olabilir. Senin Rabb'inin bağışlayıcılığı geniş kapsamlıdır. O sizi gerek ilk başta topraktan yaratırken ve gerekse
annel
erinizin karınlarında cenin aşamasındayken bilir. Öyleyse kendinizi temize çıkarmayınız. Çünkü o kimin kötülüklerden sakındığını herkesten iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha
annel
erinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Büyük günahlardan ve çirkin fiillerden kaçınanlara gelince, onlar arada bir hataya düşseler de (bilsinler ki) Rabbin bağışlamada cömerttir. O, sizi toz topraktan var ederken de,
annel
erinizin rahminde saklı bulunduğunuzda da sizinle ilgili her bilgiye sahiptir. O halde kendinizi saf ve temiz görmeyin; (çünkü) O, kimin Kendisine karşı sorumluluk bilinci taşıdığını en iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
O iyilik edenler, ufak tefek kusurları dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçarlar. Şüphesiz Rabbinin mağfireti geniştir. Sizi topraktan meydana getirdiği zaman da ve siz,
annel
erinizin karnında cenin halinde iken de sizi en iyi O bilir. Öyleyse, kendi kendinizi temize çıkarmayın. Kimin takvalı olduğunu en iyi o bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
O iyiler, ufak kusur ve günahlardan olmasa da, büyük günahlardan, aşikâr hayasızlıklardan kaçınırlar. Senin Rabbinin mağfireti boldur. O sizi topraktan yaratırken ve siz
annel
erinizin karınlarında döl halinde iken mayanızın ne olduğunu gayet iyi bilir. Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın, övünüp durmayın. Çünkü kimin Allah’ı daha çok sayıp O’na karşı gelmekten sakındığını O pek iyi bilmektedir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, günâhın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük hatâlar işleyebilirler. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir (O kendisine yönelen kulunu affeder). O sizi daha iyi bilir: Gerek sizi topraktan inşâ ettiği, gerek
annel
erinizin karınlarında bulunduğunuz zaman biçim verdiği sırada (sizin her hâlinizi bilmiştir), artık kendinizi övüp yüceltmeyin, çünkü O, korunanı daha iyi bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Ki onlar büyük günahlardan, çirkince utanmazlıklardan kaçınırlar, ufak tefek günahlar bundan müstesnadır. Hiç şüphesiz Rabb'in, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir, hatta sizi topraktan yarattığı ve siz daha
annel
erinizin karınlarında cenin halinde bulunduğunuz zaman bile. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp durmayın. O, kimin takva sahibi olduğunu en iyi bilendir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçınırlar. Rabbinin bağışlaması ise pek geniştir. Sizi topraktan yarattığında da,
annel
erinizin karınlarında siz birer cenin halinde iken de sizi en iyi bilen Odur. Siz kendinizi temize çıkarmayın; kimin takvâ sahibi olduğunu en iyi O bilir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de
annel
erinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yuzâhirûne
: zihar yapıyorlar, boşuyorlar (sen bana anamın sırtı gibisin diyorlar)
3.
min-kum
: sizden, içinizden
4.
...
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden (sizden) kadınlarına sırt çevirenler (arkalarını dönenler) ki, onlar (eşleri) kendilerinin
annel
eri değildir. Onların
annel
eri, sadece onları doğuranlardır. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten inkâr edici (çirkin) ve günaha sokan (ağır) bir söz söylüyorlar. Muhakkak ki Allah; mutlaka affeden ve mağfiret edendir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden kadınlarına "zıhar"da bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların
annel
eri değildir.
Annel
eri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Icinizde karilarini «zihar» yapanlar bilsinler ki, karilari
annel
eri degildir;
annel
eri ancak, onlari doguranlardir. Dogrusu soyledikleri kotu ve asilsiz bir sozdur. Allah suphesiz affedendir, bagislayandir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden kadınlarını (eşlerini
annel
erinin sırtına benzeterek) zihar yapanlar (bilsinler ki), karıları onların anaları değildir; anaları ancak onları doğuranlardır. Şüphesiz ki, sözün çirkinini ve uydurmasını söylüyorlar. Allah elbette çok affeden, çok bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizde karılarını 'zıhar' yapanlar bilsinler ki, karıları
annel
eri değildir;
annel
eri ancak, onları doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden, kadınlarını
annel
erine benzeterek yabancılaştıranlar bilirler ki onlar anaları değildir.
Annel
eri kendilerini doğuranlardır. Söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. ALLAH Affedendir, Bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden kadınlarına zıharda bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların
annel
eri değildir.
Annel
eri yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar münker bir söz ve boş laf söylemektedirler. Gerçekten Tanrı çok affeden, çok bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
(Bundan sonra) içinizden "Sen artık bana annem kadar haramsın!" diyerek hanımlarından ayrılanlara gelince, (unutmasınlar ki) (eşleri) hiçbir zaman
annel
eri (gibi) olamaz, kendilerini doğuran kadından başkası
annel
eri olamaz. O halde, akla sığmayan bir sözdür söyledikleri, (bu nedenle de) asılsız ve düzmecedir. Ama Allah, gerçekten günahları affedicidir, çok bağışlayıcıdır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden kadınlar hakkında zıhar yapanlar bilsinler ki onlar kendilerinin
annel
eri değildir, onların
annel
eri sadece kendilerini doğurmuş olanlardır. Onlar gerçekten çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber, Allah’ın affı ve merhameti çoktur (geçmiş durumlar hakkında tövbe edenleri affeder)...
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Sizden kadınlarına «zıhar»da bulunanlar (eşlerini
annel
erinin sırtına benzetenler bilsinler ki kadınları) onların
annel
eri değildir.
Annel
eri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Hanımlarına zıhar yapanlarınız bilsin ki, hanımları onların
annel
eri değildir. Onların
annel
eri, kendilerini doğurmuş olanlardır. Gerçekte onlar çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Allah ise çok affedici ve çok bağışlayıcıdır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar
annel
eri değildir. Onların
annel
eri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır....
Mücadilə Suresi, 3. Ayet:
Kadınlarını
annel
erine benzeterek yabancılaştırdıktan sonra sözlerinden dönenler, karılarıyla cinsel ilişkiye girmeden önce bir köleyi özgürlüğe kavuştursunlar. Size öğütlenen budur. ALLAH yaptığınız her şeyi haber alır....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Genişliği (zenginliği) olan, (boşanmış kadınlara ve süt
annel
ere) genişliğinden nafaka versin; rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden harcasın. Allah bir kimseyi, ancak ona verdiği şeyle mükellef tutar. Allah bir güçlüğün arkasından bir kolaylık ihsan eder....
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Ey iman edenler! Yemeğe izin verilmeksizin, vaktine de bakmaksızın, Peygamberin evine girmeyiniz. Fakat dâvet edildiğinizde girin. Yemeği yiyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın.Çünkü bu hareketiniz Peygamberi rahatsız ediyor, lâkin utandığından, size karşı bir şey söylemiyordu. Oysa Allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez. Eğer (müminlerin
annel
erinden) bir şey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz. Böyle yapmanız, hem sizin hem de onların kalpleri yönünde...
Əbəsə Suresi, 31. Ayet:
(31,32) "Göklerde ne var, yerde ne varsa; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, iyileştiren-güzelleştiren kimseleri; –bazı küçük sürçmeler dışında– günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınan kimseleri de “En güzel” ile ödüllendirmesi için Allah'ındır. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin bağışlaması geniş olandır. Sizi, hem topraktan oluşturduğu zaman, hem de
annel
erinizin karnında ceninler hâlinde bulunduğunuz zaman, en iyi bilen O'dur. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın...
Əbəsə Suresi, 32. Ayet:
(31,32) "Göklerde ne var, yerde ne varsa; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, iyileştiren-güzelleştiren kimseleri; –bazı küçük sürçmeler dışında– günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınan kimseleri de “En güzel” ile ödüllendirmesi için Allah'ındır. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin bağışlaması geniş olandır. Sizi, hem topraktan oluşturduğu zaman, hem de
annel
erinizin karnında ceninler hâlinde bulunduğunuz zaman, en iyi bilen O'dur. O hâlde nefislerinizi temize çıkarmayın...
Zümər Suresi, 6. Ayet:
O, sizi tek bir nefisten oluşturdu, sonra ondan eşini yaptı ve sizin için hayvanlardan sekiz eş indirdi. Sizi
annel
erinizin karınlarında üç karanlık içinde, oluşturuluştan sonra bir oluşturuluşla meydana getiriyor. İşte bu, sahiplik, yönetim yalnız Kendisinin olan Rabbiniz Allah'tır. O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Öyleyse, nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? ...
Nəhl Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah, sizi
annel
erinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye işitme, görme duyularını ve gönüller verdi. ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
"
Annel
er, çocuklarını, –emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için– tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri örfe uygun/ herkesçe kabul gören şekilde bir borçtur. Kişi sadece gücüne; kapasitesine göre yükümlü olur. Ve çocuğu sebebiyle bir anne, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Vârise de bunun aynısı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişâre edip, kendi rızalarıyla çocuğu sütten ayırmak isterlerse kendilerine bir vebal...
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
"Allah, bir er kişinin göğüs boşluğu içinde iki kalp yapmadı; insan hem mü’min hem kâfir olmaz, mutlaka bundan biridir. Ve Zıhar’da bulunduğunuz; kendilerini
annel
erinize benzeterek yemin konusu yaptığınız eşlerinizi de sizin
annel
eriniz olarak kabul etmedi. Evlâtlıklarınızı da sizin öz çocuklarınız saymadı. Bu, sizin ağzınızla söylemenizdir. Allah ise hakkı söyler. Ve Yol'a kılavuzlar. "...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
(23,24) Size,
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, teyzeleriniz, halalarınız, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları, sizi emzirmiş olan
annel
eriniz, sütten kız kardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri, birleşme yaptığınız kadınlarınızın eski kocalarından doğup evinizde bulunan üvey kızlarınız –birleşme yapmadıysanız size bir sakınca yoktur–, kendi sulbünüzden olan oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşin arasını birleştirmeniz –eski yapılıp geçenler hariç–, yeminlerinizin ...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
(23,24) Size,
annel
eriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, teyzeleriniz, halalarınız, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları, sizi emzirmiş olan
annel
eriniz, sütten kız kardeşleriniz, kadınlarınızın
annel
eri, birleşme yaptığınız kadınlarınızın eski kocalarından doğup evinizde bulunan üvey kızlarınız –birleşme yapmadıysanız size bir sakınca yoktur–, kendi sulbünüzden olan oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşin arasını birleştirmeniz –eski yapılıp geçenler hariç–, yeminlerinizin ...
Nur Suresi, 61. Ayet:
"Âmâya suç yoktur; topala suç yoktur; hastaya suç yoktur; sizin için de kendi evlerinizden veya babalarınızın evlerinden veya
annel
erinizin evlerinden veya erkek kardeşlerinizin evlerinden veya kız kardeşlerinizin evlerinden veya amcalarınızın evlerinden veya halalarınızın evlerinden veya dayılarınızın evlerinden veya teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden yahut dostunuzun evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu hâlde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Büyük günahlardan va ahlaksızca fiillerden kaçınanlara gelince: ufak tefek kusurlar işleseler de, kesin olarak bilsinler ki senin Rabbin engin bağış sahibidir. O, yeryüzü (toprağından) sizi var ederken de,
annel
eriniz karınlarında cenin halindeyken de sizinle ilgili her şeyi bilir; şu halde kendinizi temize çıkarmayın: kimin takvaya uygun davrandığını en iyi bilen O'dur....