Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
(Ey müsəlmanlar!) Beləliklə də, sizi (ədalətli və seçilmiş) bir ümmət etdik ki, insanların əməllərinə (qiyamətdə) şahid olasınız, Peyğəmbər də (Muhəmməd əleyhisəllam da) sizə şahid olsun. (Ya Rəsulum!) İndi yönəldiyin qibləni (Kəbəni) yalnız Peyğəmbərə tabe olanlarla ondan üz çevirənləri bir-birindən ayırd etmək üçün (qiblə) təyin etdik. Bu, (qibləni Beytülmüqəddəsdən Kəbəyə tərəf çevirmək) ağır görünsə də, ancaq Allahın doğru yola yönəltdiyi şəxslər üçün ağır deyildir. Allah sizin imanınızı (bu...
Həcc Suresi, 61. Ayet:
Bu belədir. (Allah zalıma q
arşı,
zalımın zülmündən xilas olmaq üçün məzluma kömək edər, çünki O, hər şeyə qadirdir). Necə ki, Allah gecəni gündüzə, gündüzü də gecəyə qatar. (Allah bəndələrinin mənafeyi naminə bəzən insanlar daha çox ruzi qazana bilsinlər deyə, gündüzü qısaldıb gecəni uzadar). Allah (hər şeyi) eşidəndir, görəndir!...
Nisa Suresi, 141. Ayet:
Onlar, sürekli sizi gözetliyorlar, eğer Allah size bir zafer verirse: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" derler. Eğer, Kafirler üstünlük sağlarlarsa: "Biz sizin üstün gelmenizi sağlamadık mı, Mü'minlerden korumadık mı?" derler. Kuşkusuz, Allah, Kıyamet Günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, Mü'minlere k
arşı,
Kafirlere asla bir yol vermeyecektir....
Hicr Suresi, 95. Ayet:
Alay edenlere k
arşı,
Biz, sana yeteriz....
Rum Suresi, 21. Ayet:
O'nun ayetlerinden biri de, sizin için kendi cinsinizden eşler yaratmasıdır. Siz, onunla dinginleşir huzur bulursunuz. Birbirinize k
arşı,
aranızda sevgi ve rahmet oluşturdu. Düşünen bir toplum için bunda nice ayetler vardır....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
"Bizi kendisine çağırdığın şeye k
arşı,
kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, bildiğini yap, biz de bildiğimizi yapacağız." dediler....
Mücadilə Suresi, 17. Ayet:
Onların malları ve evlatları, Allah'tan gelecek bir şeye k
arşı,
onlara asla yarar sağlamaz. İşte onlar, ateşin halkıdırlar. Orada sürekli kalacak olanlardır....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, Kafirlere Nuh'un ve Lut'un hanımlarını örnek verdi. İkisi de iyi kullarımızdan iki kulumuzla evliydiler. Fakat onlara hainlik ettiler. Bu yüzden Allah'tan gelen şeye k
arşı,
kocalarının onlara bir faydası olmadı. Onlara: "İkiniz de girenlerle birlikte ateşe girin." denildi....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Biz, Musa'ya kitap verdik ve ondan sonra ardarda resûller gönderdik. Ve Meryem'in oğlu İsa'ya beyyineler (açık deliller) verdik ve onu Ruh'ûl Kudüs ile destekledik. Öyle ki, nefslerinizin hoşlanmadığı bir şeyle gelen resûle k
arşı,
her defasında kibirlendiniz. Bu sebeple bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürüyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
İmdi onlar sizin imân ettiğiniz gibi imân ederlerse muhakkak hidâyete ermiş olurlar. Ve eğer iraz ederlerse şüphe yok ki onlar şikak (münazaa ve mücadele) içinde kalmış olurlar. O halde Cenâb-ı Hak onlara k
arşı,
sana kifâyet edecektir ve O semîdir, alîmdir....
Bəqərə Suresi, 169. Ayet:
(O şeytan) size ancak kötülüğü, çirkin işleri ve Allah’a k
arşı,
bilemeyeceğiniz şeyleri söylemenizi emreder....
Bəqərə Suresi, 178. Ayet:
Ey imân edenler, cinayetlerde, öldürülenlere karşılık katillere kısas uygulanması, size yazılı bir kanun haline getirildi, farz kılındı. Hür bir maktûle k
arşı,
hür bir kimseye, maktul bir köleye karşı bir köleye, maktul bir kadına karşı bir kadına kısas uygulanır, ölüm cezası verilir. Ancak, maktûlün velisi, kardeşi tarafından kısas cezasından, vazgeçilen; ödeyeceği diyetin de bir kısmı bağışlanan kimseye, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine İslâmî kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uyularak, di...
Bəqərə Suresi, 190. Ayet:
Sizinle savaşanlara k
arşı,
siz de Allah yolunda savaşın. Fakat haksız yere saldırmayın. Muhakkak ki Allah haddi aşanları sevmez....
Bəqərə Suresi, 243. Ayet:
Bakmaz mısın, o kimseler ki? binlerce kişi iken ölüm korkusiyle diyarlarından çıkdılar, Allah da kendilerine «ölün» dedi, Sonra da onlara bir hayat verdi, her halde Allah insanlara k
arşı,
bir adil sahibi ve lâkin insanların pek çokları şükretmiyorlar...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey iman edenler, belirli bir vade ile birbirinize borçlandığınız zaman ihmal etmeyin, alacak-borç ilişkisini yazın. Aranızda, yazı yazmayı bilen birisi adaletten ayrılmadan yazsın. Yazı bilen birisi, Allah’ın kendisine lütfederek yazı öğrettiği gibi, resmî-ticarî belgelerdeki usül ve geleneklere göre, adalet ve hakkaniyet ölçüleri içinde, yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde sorumluluk olan kimse, borçlu da yazdırsın. Günahlardan korunup Allah’a, Rabbine sığınsın, emirlerine yapışsın. Borcunu,...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin mevlâmız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara k
arşı,
kahrolsun kâfirler...
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Muhakkak ki Allah'tan gelen bir şeye (azaba) k
arşı,
kâfirlere, onların malları ve evlâtları asla bir fayda vermez. Ve işte onlar, onlar ateşin yakıtıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 75. Ayet:
Kitablılardan öyle kimse vardır ki kendisine bir kantar (altın) emânet etsen onu sana eksiksiz öder. öyle kimse de vardır ki ona emaneten tek bir altın versen onu — sen üzerinde ayak direyib durmadıkça — sana ödemez. Bunun sebebi şudur: Onlar «Ummîler hakkında bize karşı (mes'uliyyete) bir yol yokdur» demişler (öyle fikir beslemişler) dir. Onlar Allaha k
arşı,
kendileri de bilib durdukları halde, yalan söylerler. ...
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. «Bu, Allah katındandır.» derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a k
arşı,
kendileri bilip dururken, yalan söylerler....
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Ehl-i Kitabdan öyle bir güruh da vardır ki (bir şey okuyorlarmış gibi) dillerini Kitaba doğru eğib bükerler, siz onu Kitabdan sanasınız diye. Halbuki o, Kitabdan değildir. «Bu, Allah katındandır» derler, o ise, Allah katından değildir. Allaha k
arşı,
kendileri bilib dururken, yalan söylerler. ...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a k
arşı,
cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve «Bu işten bize ne?» diyorlardı. De ki: «Bütün iş Allah'ındır». Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: «Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik». Onlara şöyle söyle: «Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine...
Nisa Suresi, 15. Ayet:
Kadınlarınızdan zina edenlere k
arşı,
içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin....
Nisa Suresi, 15. Ayet:
Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara k
arşı,
içinizden dört şahid getirin. Onlar şehadet ederlerse; ölünceye veya Allah onlara bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun....
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey ehl-i kitab! Dîninizde haddi aşmayın ve Allah’a k
arşı,
haktan başkasını söylemeyin! Meryemoğlu Îsâ Mesîh ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı kelimesi ve O’n(un tarafın)dan (yaratılmış) bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine îmân edin! '(Allah) üçtür' demeyin! Kendi hayrınıza olarak (bundan)vazgeçin!Allah, ancak tek bir İlâhdır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir! Göklerde ne var, yerde ne varsa O’nundur. Vekîl olarak da Allah yeter!...
Maidə Suresi, 8. Ayet:
- Ey iman edenler! Haktan yana olup vargücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin ve adalet numunesi şahitler olun. Bir topluluğa k
arşı,
içinizde beslediğiniz kin ve öfke, sizi adaletsizliğe sürüklemesin.Âdil davranın, takvâya en uygun hareket budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır....
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a k
arşı,
onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemed...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ey Allah’ın Rasulü, akılları yatarak, kalpleriyle iman etmedikleri halde, ağızlarıyla: 'İnandık' diyenlerin ve yahudiliğin takipçilerinden küfür içinde yarışanların hali seni üzmesin. Onlar devamlı yalana kulak verirler. Senin yanına yaklaşmayan diğer bir kavmin sözlerine kulak kabartırlar. Kelimeleri, ifadeleri, aslî manalarını bozacak şekilde tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, bâtıl tefsirler ve te’viller yapıyorlar. Bir de: 'Eğer hakkınızda şu hükmü uygulamaya kalkarlarsa hemen kabul edin. O ...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a k
arşı,
onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemed...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ey Peygamber! Kalbleri îmân etmediği hâl de, ağızlarıyla 'Îmân ettik' diyenlerden ve ya hu di olanlardan küfürde koşuşanlar, seni üzmesin! (On lar sana, aslında sâdece)yalancılık etmek için çokça kulak verenlerdir; sana gelmeyen diğer bir kavim için (câsusluk yap mak üzere) can kulağıyla dinleyicidirler.(Kitab’daki) kelimeleri yerlerin(e ko nulduk)tan sonra değiştirirler. (Üste lik) 'Şâyet size bu(hüküm, değiştirdiğimiz gibi) verilirse onu hemen alın, eğer o verilmezse o hâlde (almaktan)sakının!...
Maidə Suresi, 82. Ayet:
Âmenû olanlara k
arşı,
insanlardan en şiddetli düşman olarak mutlaka Yahudileri ve (Allah'a) şirk koşanları (müşrikleri) bulursun. Dostluk bakımından âmenû olanlara en yakın olarak da: “muhakkak ki biz nasrâniyiz." diyenleri bulursun. Bu, onların arasında keşişler ve ruhbanların bulunması ve onların kibirlenmemesi (büyüklenmemesi) sebebiyledir....
Ənam Suresi, 140. Ayet:
1.
kad
: oldu, olmuştu
2.
hasire
: hüsranda oldu
3.
ellezîne
: o kimseler ki
4.
katelû
: öldürdüler
Əraf Suresi, 9. Ayet:
Ölçüye tartıya konacak değerdeki amellerinin, sevaplarının kefeleri hafif olanlar, işte onlar, âyetlerimize Kur’ân’ımıza k
arşı,
yakışıksız tavır almaları, âyetlerimizle açıklanan sorumlulukları hiçe saymaları, Kur’ânı’ın tebliğini, hayata geçirilmesini engellemeleri sebebiyle kendilerini, birbirlerini hüsrana uğratanlardır....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel
arşı,
yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrih(emrihi), e lâ lehul halku vel emr(emru), tebârekallâhu rabbulâlemîn(âlemîne)....
Əraf Suresi, 82. Ayet:
Lût’un bu sözüne k
arşı,
kavminin (birbirlerine) cevabı: “-Lût’u ve ona bağlı olanları memleketinizden çıkarın. Çünkü bunlar, eteklerini, erkeklere varmak hususunda çok temiz tutan insanlardır” demekten başka olmamıştır....
Əraf Suresi, 89. Ayet:
'Allah bizi ondan kurtardıktan sonra eğer (tekrar) sizin dîninize dönersek, şübhesiz ki Allah’a k
arşı,
yalan iftirâ etmiş oluruz! Hem Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi müstesnâ, ona dönmemiz bizim için olacak şey değildir! Rabbimiz, herşeyi ilmen kuşatmıştır (bizim hâlimizi de bilir). Ancak Allah’a tevekkül ettik. Rabbimiz! Bizimle kavmimizin arasını hak ile aç (hüküm ver); çünki sen (en müşkil şeyleri dahi) açanların(hüküm verenlerin) en hayırlısısın!'...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Nihayet arkalarından bozuk bir toplum bunların yerine geçti ki, kitaba (Tevrat’a) vâris oldular: şu alçak dünya malını rüşvet olarak irtikâp ederler de, bir de: “Bize mağfiret olunacak.” derler. Karşı taraftan da kendilerine öyle bir mal gelse, onu da alırlar. Acaba Allah’a k
arşı,
hakdan başka bir şey söylemiyeceklerine dair kendilerinden, o kitabın hükmü üzere, kuvvetli söz alınmadı mıydı? Ve o kitabın (Tevrat’ın) içindekini ders edinip okumadılar mı? Halbuki âhiret yurdu, Allah’dan korkanlar i...
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Onlara k
arşı,
gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız herşey size tam olarak ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız....
Tövbə Suresi, 29. Ayet:
Kendilerine kitap verilmiş olanlardan Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Peygamber'inin haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyenlere k
arşı,
küçük düşürülmüş bir halde kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın....
Tövbə Suresi, 63. Ayet:
Allah ve O'nun resûlüne k
arşı,
kim haddi aşarsa, artık onun için mutlaka orada ebediyyen kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmiyorlar mı? İşte bu, büyük rüsvalıktır (rezilliktir)....
Tövbə Suresi, 73. Ayet:
Ey peygamber, hak dini inkâr eden kâfirlere ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklara karşı hayatlarınızı ortaya koyarak, mallarınızı harcamakta sınır tanımayarak, basın-yayın yoluyla ve cezalar uygulayarak fiilen cihad ilân et, mücadele et, savaş. Onlara k
arşı,
katı, sert, kararlı ve tavizsiz davran. Onların mekânları cehennemdir. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî dönüş yeridir....
Yunus Suresi, 68. Ayet:
Kâfirler: “- Allah çocuk edindi”, dediler. Hâşa, Allah bundan münezzehtir. O, bir şeye muhtaç değildir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Ey kâfiler, (Allah’ın çocuk edindiğine dair) elinizde hiç bir delil yoktur. Siz, Allah’a k
arşı,
ilimle isbat edemiyeceğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?...
Hud Suresi, 7. Ayet:
Hem o odur ki Gökleri ve yeri altı günde yarattı,
Arşı,
su üstünde idi, hanginiz daha güzel amel yapacaksınız diye sizi imtihan meydanına çıkarmak için, böyle iken alimallah, «siz öldükten sonra ba'solunacaksınız» dersen küfredenler mutlak şöyle derler: «bu apaçık bir aldatmadan başka bir şey değil»...
Hud Suresi, 27. Ayet:
Buna k
arşı,
Nûh’un kavminden küfür öncüleri olanlar şöyle dediler: “- Biz, seni ancak bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana bağlı olanları da ilk bakışta, en düşüklerimizden ibaret görüyoruz. Sizin, bize fazla bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz; hattâ sizi yalancılar sanıyoruz.”...
Yusif Suresi, 18. Ayet:
Üzerinde yalancıktan bir kan lekesiyle gömleğini getirdiler. Yakup: 'Hayır, size inanmıyorum. Nefisleriniz sizi aldatarak kötü bir plan yapmaya sürükledi. Artık bana, güzelce sabretmek, metanetli olmak düşüyor. Bu yakıştırmalarınıza k
arşı,
yardımına sığınılacak olan yalnız Allah’tır.' dedi....
Rəd Suresi, 6. Ayet:
Senden, güzellikten önce kötülük istemede acele ediyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Şu da bir gerçek ki, Rabbin insanlara k
arşı,
zulümlerine rağmen af sahibidir. Ve Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir....
Rəd Suresi, 30. Ayet:
İşte seni böyle kendilerinden önce birçok ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki onlar Rahman'ı inkar ederlerken, sen onlara k
arşı,
sana vahyettiğimiz Kitab'ı okuyasın. De ki: «O Rahman benim Rabbim, O'ndan başka ilah yoktur; ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır!»...
İbrahim Suresi, 9. Ayet:
Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allâh'tan başkası bilmez! Onlara Rasûlleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap âdetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsâl olunduğunuzu inkâr ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine k
arşı,
endişe verici bir kuşku içindeyiz. "...
Hicr Suresi, 85. Ayet:
Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları ve imkânları, ancak, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde yarattık. Kıyametin kopacağı an mutlaka gelecek, sana ve dinine k
arşı,
hesaplı, planlı düşmanlık edenleri Allah dünyada mutlaka cezalandıracaktır. Şimdi sen onlara, azarlamadan, kınamadan yumuşak davran ve güzel muamele et....
Hicr Suresi, 95. Ayet:
O alay edenlere k
arşı,
kesinlikle biz sana yeterliyiz!...
Hicr Suresi, 95. Ayet:
Seninle alay edenlere k
arşı,
bizim seninle beraber olmamız sana yeter....
Nəhl Suresi, 125. Ayet:
Ey Rasûlüm, insanları Kur’an’la, güzel söz ve nasihatla Rabbinin yoluna (İslâma) davet et. Onlara k
arşı,
en güzel olan bir mücadele ile mücadele yap. Şüphe yok ki, Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir, ve o, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir....
İsra Suresi, 6. Ayet:
'Sonra onlara k
arşı,
size tekrar galibiyet ve zafer verdik. Servet ve oğullarla gücünüzü artırdık. Sayınızı, aşiretinizi daha da çoğalttık.'...
İsra Suresi, 14. Ayet:
«Oku kitabını, bu gün sana k
arşı,
iyi hesâb görücü olarak kendi nefsin yeter». ...
İsra Suresi, 23. Ayet:
Rabbın buyurmuştur ki: Kendisinden başkasına ibadet etmeyesiniz, ana ve babaya iyi davranasınız. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında iken yaşlılığa erecek olurlarsa; onlara k
arşı,
of dahi deme. Onları azarlama. Ve her ikisine de efendice sözler söyle....
İsra Suresi, 25. Ayet:
Rabbiniz ruhlarınızdaki duyguları pek iyi bilir. Eğer siz iyi kimseler iseniz şunu bilin ki Allah kötülüklerden, (özellikle anne ve babasına yaptığı kötü muamelelerden,) tövbe edenlere k
arşı,
günahları çok affedicidir....
İsra Suresi, 44. Ayet:
Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes Allah’ı takdis ve tenzih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki O’na hamd ile tenzih etmesin. Ne var ki siz onların bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsınız. Bunca azametiyle beraber, kullarının gaflet ve cürümlerine k
arşı,
O, halimdir, gafurdur (çok müsamahalıdır, affedicidir)....
İsra Suresi, 46. Ayet:
O'nu (Kur'ân'ı), fıkıh (idrak) etmelerine k
arşı,
(fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen, Kur'ân'da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman nefretle arkalarına döndüler....
İsra Suresi, 69. Ayet:
Yoksa sizi tekrar denize çevirip üzerinize her şeyi alt-üst eden bir fırtına gönderip inkâr ve nankörlüğünüzden dolayı sizi boğmasından güvende misiniz ? Sonra da bize k
arşı,
sizin için, onun öcünü alacak bir yardımcı da bulamazsınız....
İsra Suresi, 69. Ayet:
Yoksa sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasırgalar göndermeyeceğinden ve böylece ettiğiniz nankörlük sebebiyle sizi boğmayacağından emin misiniz? Sonra bu yaptığımıza k
arşı,
bizim aleyhimize size yardım edecek bir koruyucu bulamazsınız....
İsra Suresi, 69. Ayet:
Yahut sizi tekrar gönderip de üzerinize bir kasırga salarak, inkâr etmenizden ötürü sizi boğmayacağından emin mi oldunuz? Sonra bu yaptığınıza k
arşı,
bizim aleyhimize size yardım edecek bir kimseyi de bulamazsınız....
İsra Suresi, 75. Ayet:
O takdirde, kesinlikle, sana dünya hayatında, kat kat ceza, âhiret hayatında da kat kat azap tattıracaktık. Sonra, bize k
arşı,
kendine yardım edecek birini de bulamayacaktın....
İsra Suresi, 75. Ayet:
Ve o zaman Biz; sana, hayatın da kat katını, ölümün de kat katını tattırdık. Sonra Bize k
arşı,
sana bir yardımcı da bulamazdın....
İsra Suresi, 86. Ayet:
Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsa sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız. Sonra sen de bize k
arşı,
bu konuda kendini savunacak bir hâmi, bir koruyucu bulamazsın....
İsra Suresi, 86. Ayet:
Yemin olsun ki, eğer dilesek, sana vahyettiğimiz Kur’an’ı kalblerden ve yazılı satırlardan gideririz; sonra onu kalblere ve satırlara geri çevirecek bize k
arşı,
kendine bir vekil bulamazsın....
İsra Suresi, 106. Ayet:
Biz onu bir Kur'an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara k
arşı,
dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik. ...
İsra Suresi, 107. Ayet:
(Ey Rasûlüm), de ki: “- İster ona inanın ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur’ân’ın kemalini değiştirmez.) çünkü Kur’ân’dan önce kendilerine Tevrat’la, ahir zaman Peygamberinin vasfına dair ilim verilenlere k
arşı,
Kur’ân okunduğu zaman, yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar. (Allah’a şükrediyorlar). (*)...
Kəhf Suresi, 15. Ayet:
1.
hâulâi
: işte bunlar
2.
kavmu-nâ
: bizim kavmimiz
3.
ittehazû
: edindiler
4.
min dûni-hi
: ondan başka
Kəhf Suresi, 42. Ayet:
Nihayet o kâfirin bütün serveti helâk edildi. Bunun üzerine bağına yaptığı masrafa k
arşı,
avuçlarını oğuşturmaya durdu. Bağ, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı. “Ah ne olaydım! Rabbime hiç bir ortak koşmamış olaydım.” diyordu....
Kəhf Suresi, 94. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ ze el karneyni
: ey Zülkarneyn
3.
inne
: muhakkak
4.
ye'cûce
: yecüc
Taha Suresi, 72. Ayet:
Sihirbazlar dediler ki: “- Bize gelen bu açık mucizelere ve bizi yaratana k
arşı,
asla seni tercih edemeyiz. Artık neye hükmün geçiyorsa, hükmünü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm geçirirsin....
Taha Suresi, 72. Ayet:
(İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: «Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana k
arşı,
asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin.»...
Taha Suresi, 73. Ayet:
Doğrusu biz, hem günahlarımıza, hem bizi zorladığın sihre k
arşı,
bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik. Allah (sevabca senden) daha hayırlı ve (azab verme bakımından da) daha devamlıdır....
Taha Suresi, 73. Ayet:
«Doğrusu biz hem günahlarımıza, hem bizi zorladığın sihre k
arşı,
bizi bağışlasın diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayırlı ve (azab verme bakımından da) daha devamlıdır.»...
Taha Suresi, 82. Ayet:
Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye k
arşı,
gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım....
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
'Rabbim, onlar hakkında hakkaniyetle, adâletle hükmünü ver, icraat yap. Bizim Rabbimiz Rahmet sahibi Rahman olan Allah’tır. İsnat ettiğiniz yakıştırmalarınıza k
arşı,
yardımına sığınılacak olandır.' de....
Həcc Suresi, 51. Ayet:
ama mesajlarımıza k
arşı,
onları amaçlarında zaafa uğratma niyetiyle, düşmanca çabalara girişenlere gelince; harlı ateşe girecek olanlar işte böyleleridir....
Möminun Suresi, 26. Ayet:
(Nûh:) 'Rabbim! Beni yalanlamalarına k
arşı,
bana yardım et!' dedi....
Möminun Suresi, 39. Ayet:
Peygamber: 'Rabbim, beni yalanlamalarına k
arşı,
bana yardım et.' dedi....
Möminun Suresi, 39. Ayet:
(İmansızların bu sözlerinden sonra, o peygamber) şöyle dedi: “- Rabbim, beni yalanlamalarına k
arşı,
öcümü al.”...
Möminun Suresi, 39. Ayet:
(O peygamber:) 'Rabbim! Beni yalanlamalarına k
arşı,
bana yardım et!' dedi....
Furqan Suresi, 20. Ayet:
Biz, senden evvel de peygamberleri başka bir halde göndermedik; onlar da yemek yiyorlar, çarşılarda geziyorlardı. Bir de, hanginiz sabırlıdır, bilelim diye, bir kısmınızı diğer bir kısmınız üzerine bir imtihan vesilesi kıldık (zenginlere k
arşı,
fakirleri, sabretmekle imtihan ettik). Senin Rabbin Basîr’dir= sabredenleri görür....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Onların sana yönelttikleri her teze k
arşı,
biz sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getiririz....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Onların sana getirdiği her misale k
arşı,
mutlaka biz sana daha doğrusunu ve daha açığını getirdik....
Furqan Suresi, 52. Ayet:
Fakat âlemşümûl, evrensel uyarıcılık görevini sana verdik. Öyleyse hak dini inkâr eden kâfirlerin, nankörlerin keyfî ve bâtıl düşüncelerini, uygulamalarını, göstermelik hoşgörü taleplerini, senin şeraitine aykırı isteklerini kabul etme, onların düzenlerine uyma, onlara boyun eğme. Kur’ân ile, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak, hayatını ortaya koyarak onlara k
arşı,
olanca gücün ile büyük bir cihad ilân et....
Furqan Suresi, 57. Ayet:
De ki: “Ben bu hizmetime k
arşı,
sizden bir ücret istemiyorum. Ben ancak, dileyen kişinin Rabbine doğru bir yol tutmasını istiyorum.”...
Şüəra Suresi, 109. Ayet:
Buna k
arşı,
ben sizden bir mükâfat da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir....
Şüəra Suresi, 145. Ayet:
Buna k
arşı,
ben, sizden bir ücret istemiyorum; benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir....
Qəsəs Suresi, 15. Ayet:
Mûsa, halkının meşgul bulunduğu bir zamanda şehire (Mısır’a) girdi de, orada birbirleriyle döğüşen iki adam buldu. Biri kendi taraftarlarından, diğeri de düşmanlarından. Taraftarlarından olan adam, düşmanı olan kimseye k
arşı,
kendisinden (Mûsa’dan) yardım istedi. Bunun üzerine Mûsa ona bir yumruk atıp onu öldürdü. Mûsa dedi ki:”- Bu şeytanın işindendir. O, gerçekten şaşırtıcı açık bir düşmandır.”...
Qəsəs Suresi, 15. Ayet:
Derken (Mûsâ,) halkının (henüz istirâhatte iken herşeyden) habersiz olduğu bir sırada şehre girdi de orada birbiriyle öldüresiye dövüşen iki adam buldu; birisi kendi kabîlesinden (İsrâiloğullarından), diğeri düşmanından (Mısırlı bir kıbtî) idi. Bunun üzerine kendi kabîlesinden olan kimse, düşmanından olana k
arşı,
ondan (Mûsâ’dan) yardım istedi. Mûsâ da ona (o kıbtîye) bir yumruk vurdu, böylece onun hakkında (takdîr edilen) kazâya(ölümüne) sebeb oldu. (O kâfir kıbtî öldü). (Hatâen de olsa, bundan...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Buna k
arşı,
onu tekzib ettiler. Derken onları şiddetli sarsıntı yakalayıverdi de yurdlarında dizleri üstü çökekaldılar (öldüler)....
Əhzab Suresi, 9. Ayet:
Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani birleşik ordular üzerinize saldırmıştı da, Biz onlara k
arşı,
bir rüzgâr ve sizin göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptığınız her şeyi görüyordu....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı cimridirler. Fakat korku gelince, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimse gibi gözleri dönmüş olarak sana baktıklarını görürsün. Hayra k
arşı,
keskin dilleri ile (yaralayıcı sözlerle) sizi incitirler. İşte onlar mü'min değildirler. Bu sebeple Allah, onların amellerini heba etti (yok etti). Ve işte bu, Allah'a göre çok kolay oldu....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
Birbirlerine k
arşı,
tahtlar üzerinde (otururlar)....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
Birbirlerine k
arşı,
tahtlar üzerinde (otururlar)....
Saffat Suresi, 44. Ayet:
Birbirlerine k
arşı,
tahtlar üzerinde (otururlar)....
Zümər Suresi, 53. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
yâ
: ey
3.
ibâdiye
: kullarım
4.
ellezîne
: onlar
Mömin Suresi, 35. Ayet:
ALLAH'ın ayet ve mucizelerine k
arşı,
hiç bir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de inananlar katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler....
Fussilət Suresi, 5. Ayet:
Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye k
arşı,
kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”...
Fussilət Suresi, 43. Ayet:
Sana karşı söylenen sözler, senden önceki Rasullere söylenmiş olanlardan farklı bir şey değildir. Senin Rabbin tevbe eden mü’minlere k
arşı,
elbette af ve mağfiret sahibidir. Allah düşmanlarının, senin tebliğe memur olduğun hususları yalanlayanların, işledikleri suça denk, can yakıp inleten âdil cezayı da O verir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah’ın, îmân edip sâlih ameller işleyen kullarına müjdelediği (mükâfât), budur!(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: '(Ben) sizden buna (size olan teblîğ vazîfeme) k
arşı,
akrabâlıkta (âl-i beytime) muhabbetten başka bir ecir istemiyorum!' Kim bir iyilik yaparsa, kendisine onda bir iyilik artırırız. Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Şekûr(iyiliklere çok mükâfât veren)dir....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa, 'Onu (Muhammed) uydurdu!' mu diyorlar? De ki: 'Eğer (ben) onu uydurmuşsam, o takdirde benim için Allah’dan (gelecek) bir şeye (bir azâba k
arşı,
onu benden def' edecek bir güce) mâlik olamazsınız. O, (sizin) onun hakkında (Kur’ân’ın aleyhinde) yapmakta olduğunuz taşkınlıkları en iyi bilendir! Benimle sizin aranızda (buna)şâhid olarak O yeter! Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.'...
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bedevîlerden geri bırakılanlar, sana: 'Bizi (bu sefere iştirâk etmekten) mallarımız ve âilelerimiz alıkoydu; bu yüzden bizim için (Allah’dan) mağfiret dile!' diyecektir. (Onlar)dilleriyle, kalblerinde olmayanı söylüyorlar. De ki: 'Eğer (Allah) size bir zarar (dokundurmak)ister veya size bir fayda (vermek) dilerse, sizin için Allah’dan (gelecek) bir şeye (k
arşı,
onu def' edecek bir güce) kim mâlik olabilir? Hayır! Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır.'...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevilerden geri kalmis olanlara de ki: «Guclu kuvvetli bir millete karsi, onlar musluman olana kadar savasmaya cagrilacaksaniz; eger itaat ederseniz Allah size guzel ecir verir, ama daha once dondugunuz gibi yine donecek olursaniz sizi can yakan bir azaba ugratir.»...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Bedevilerden geri kalmış olanlara de ki: 'güçlü kuvvetli bir millete k
arşı,
onlar müslüman olana kadar savaşmaya çağrılacaksanız; eğer itaat ederseniz Allah size güzel ecir verir, ama daha önce döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi can yakan bir azaba uğratır.'...
Nəcm Suresi, 12. Ayet:
Şimdi siz Peygamberin o görüşüne k
arşı,
onunla mücadele mi ediyorsunuz?...
Hədid Suresi, 14. Ayet:
Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah’a k
arşı,
sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”...
Mücadilə Suresi, 20. Ayet:
Şübhesiz ki Allah’a ve Resûlüne k
arşı,
muhâlefet edenler yok mu, işte onlar en zelîl(en aşağı) kimseler arasındadırlar!...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
'Eğer ikiniz de tevbe eder, günah işlemekten vazgeçip Allah’a itaate yönelirseniz isabetli olur. Kalplerinizde, kafalarınızda tevbeyi gerektiren bir kusur işlenmiştir. Eğer peygambere k
arşı,
birbirinize arka çıkarsanız, bilin ki, Allah onun koruyucusu ve yardım edenidir. Bu yardımın ardından, Cebrâil, sâlih mü’minler, melekler de ona arka çıkarlar....
Təhrim Suresi, 9. Ayet:
Ey peygamber, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklara karşı hayatlarınızı ortaya koyarak, mallarınızı harcamada sınır tanımayarak, basın-yayın yoluyla ve cezalar uygulayarak fiilen cihad ilan et, mücadele et, savaş. Onlara k
arşı,
katı, sert, kararlı ve tavizsiz davran. Onların mekânları cehennemdir. Cehenn...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kâfirlere, Hz. Nuh'un ve Hz. Lut'un hanımını örnek verdi. İkisi de, salih kullarımızdan iki kulumuzun (nikâhı) altındaydı. Fakat ikisi de ihanet etti. Bu yüzden ikisine de, Allah'tan bir şeye (azaba) k
arşı,
onlardan (eşlerinden) bir fayda olmadı (onları kurtaramadılar). Ve onlara: “İkiniz de ateşe girenlerle beraber (ateşe) girin.” denildi....
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
(44-46) Eger o (Muhammed), Bize karsi, ona bazi sozler katmis olsaydi, Biz onu kuvvetle yakalardik, sonra onun sah damarini koparirdik....
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
(44-46) Eğer o (Muhammed), Bize k
arşı,
ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
(44-46) Eger o (Muhammed), Bize karsi, ona bazi sozler katmis olsaydi, Biz onu kuvvetle yakalardik, sonra onun sah damarini koparirdik....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
(44-46) Eğer o (Muhammed), Bize k
arşı,
ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık....
Haqqə Suresi, 46. Ayet:
(44-46) Eger o (Muhammed), Bize karsi, ona bazi sozler katmis olsaydi, Biz onu kuvvetle yakalardik, sonra onun sah damarini koparirdik....
Haqqə Suresi, 46. Ayet:
(44-46) Eğer o (Muhammed), Bize k
arşı,
ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık....
Nuh Suresi, 25. Ayet:
Hasılı, birçok suçları sebebiyle suda boğuldular ve cehenneme tıkıldılar! Allah’a k
arşı,
kendilerine yardım edecek bir tek yardımcı bile bulamadılar....
Təkvir Suresi, 24. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değil
2.
huve
: o
3.
alâ el gaybi
: gayba k
arşı,
o gaybta vahyolunan
4.
bi danînin
: cimri, saklayan...
İnfitar Suresi, 6. Ayet:
Ey insan, ihsanı, affı bol Rabbine k
arşı,
seni aldatan nedir?...
Bələd Suresi, 5. Ayet:
O, kendisine k
arşı,
asla kimse güç yetiremez mi sanıyor?...
Adiyat Suresi, 6. Ayet:
İnsan Rabbinin nimetlerine k
arşı,
kesinlikle çok nankör davranır!...
Yasin Suresi, 77. Ayet:
Bizim, kendisini bir damla sudan, spermden, yumurtadan yarattığımızı insan görmüyor mu? Yaratıldığı şeye bakmıyor da, hiç olmayacak şekilde bize k
arşı,
aklınca deliller ileri sürerek, kalbindekini, kafasındakini ustaca ortaya dökerek açıkça düşmanlık ediyor....
Qələm Suresi, 39. Ayet:
Yoksa size k
arşı,
üzerimizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler, taahhüdler mi var ki, kendi menfaatiniz için ne hüküm veriyorsanız mutlaka sizin olacak?...
Yasin Suresi, 45. Ayet:
(45,46) Ve onlara: “Rahmet olunmanız için, geçmişte yaptığınız ve gelecekte yapacağınız işlerde/ geçmiş ve gelecek kusurlarınızdan/ geçmiş toplumların başına gelenlerin sizin başınıza gelmemesi için, âhirette başınıza gelecek felaketlere k
arşı,
“Allah'ın koruması altına girin” denildiği zaman ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiğinde, onlar sadece ondan yüz çevirenler oldular. ...
Yasin Suresi, 46. Ayet:
(45,46) Ve onlara: “Rahmet olunmanız için, geçmişte yaptığınız ve gelecekte yapacağınız işlerde/ geçmiş ve gelecek kusurlarınızdan/ geçmiş toplumların başına gelenlerin sizin başınıza gelmemesi için, âhirette başınıza gelecek felaketlere k
arşı,
“Allah'ın koruması altına girin” denildiği zaman ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiğinde, onlar sadece ondan yüz çevirenler oldular. ...
Taha Suresi, 72. Ayet:
(72,73) Etkili bilginler: “Bize gelen bu açık kanıtlar ve bizi yoktan yaratana karşı asla seni üstün tutmayız. Ne hüküm vereceksen hadi ver! Sen, ancak bu iğreti dünya hayatına hükmedersin. Şüphesiz biz, hatalarımıza ve bizi etkili bilgiden zorladığın şeye k
arşı,
bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik. Ve Allah daha hayırlı ve daha kalıcıdır” dediler. *** ...
Taha Suresi, 73. Ayet:
(72,73) Etkili bilginler: “Bize gelen bu açık kanıtlar ve bizi yoktan yaratana karşı asla seni üstün tutmayız. Ne hüküm vereceksen hadi ver! Sen, ancak bu iğreti dünya hayatına hükmedersin. Şüphesiz biz, hatalarımıza ve bizi etkili bilgiden zorladığın şeye k
arşı,
bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik. Ve Allah daha hayırlı ve daha kalıcıdır” dediler. *** ...
İsra Suresi, 69. Ayet:
Ya da sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasırgalar göndermesinden ve böylece ettiğiniz iyilikbilmezlik sebebiyle sizi boğmasından güvende misiniz? Sonra bu yaptığımıza k
arşı,
Bizim aleyhimize size yardım edecek bir koruyucu bulamazsınız. ...
İsra Suresi, 86. Ayet:
"Ve andolsun ki dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra Bize k
arşı,
kendine varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan birini bulamazsın. "...
Nisa Suresi, 46. Ayet:
"Yahudileşmişlerden bir kısmı kelimelerin yerlerini/ öz anlamlarını değiştirirler, dillerini eğerek-bükerek ve dine saldırarak Peygamber'e k
arşı,
“İşittik ve karşı geldik/iyice sarıldık”, “Dinle, dinlemez olası”, “raina” [güdüşelim, bizim çobanımız] derler. Eğer onlar, “İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha sağlam/doğru olacaktı; fakat bile bile gerçeği kabul etmemeleri sebebiyle Allah, onları dışlayıp gözden çıkarmıştır. Artık pek az i...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
"Ey Elçi! Kalpleri iman etmediği hâlde ağızlarıyla “İnandık” diyen kimseler ve Yahudileşmişlerden, durmadan yalana kulak veren ve sana gelmeyen kimseler için dinleyen/ casusluk eden, küfür; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddediş içinde koşuşan şu kimseler seni üzmesin. Onlar, kelimeyi yerlerinden kaydırıp değiştirirler. “Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!” derler. Allah, bir kimseyi dinden çıkma ateşine düşürmek isterse, sen Allah'a k
arşı,
onun lehine hiçbir şey ...
Fussilət Suresi, 20. Ayet:
Nəhayət onların hamısı oda çatanda ətləri, gözləri və bədənlərinin dəriləri onlara q
arşı,
(dünyada) etdiklərinə (dünyada görüb şahid olduqlarına) şəhadət verərlər....
Nisa Suresi, 15. Ayet:
Qadınlarınızdan həddi aşanlara/cinsi pozğunluq edənlərə q
arşı,
öz tərəfinizdən onların əleyhinə dərhal dörd şahid gətirin; əgər onlar şahidlik etsələr, artıq o qadınları, bu zillət, cahillik, düşkünlük, çətinlikli, bədbəxt hal, özlərini üst mərtəbəyə ulaştırana, şərəfli, yüksək, üstün əxlaq sahibi edənə qədər yaxud da Allah onlara bir yol açana qədər evlərdə saxlayın....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Yəhudiləşənlərdən bir qismi sözlərin yerlərini/əsl mənalarını dəyişdirirlər, dillərini əyərək və dinə hücum edərək Peyğəmbərə q
arşı,
"Eşitdik və asi olduq/möhkəmcə yapışdıq", "Eşit, eşitməz olasan", "raina" [bir-birimizi güdək, bizim çobanımız] deyirlər. Əgər onlar: "Eşitdik və itaət etdik; eşit və bizə nəzər sal!" desəydilər, əlbəttə, onlar üçün daha xeyirli və daha möhkəm/doğru olardı; lakin bilə-bilə gerçəyi qəbul etməmələri səbəbiylə Allah onları uzaqlaşdırıb gözdən salmışdır. Artıq çox az i...
Maidə Suresi, 41. Ayet:
Ey Elçi! Qəlbləri iman etmədiyi halda ağızları ilə "İnandıq" deyənlər və yəhudiləşənlərin hər zaman yalana qulaq asanları ilə sənin yanına gəlməyən kəslər üçün dinləyənləri/casusluq edənləri, küfr [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilərək rədd etmək] içində qaçışan kəslər səni kədərləndirməsin. Onlar, sözü öz yerindən oynadıb dəyişdirirlər. "Əgər sizə bu verilsə dərhal alın, o verilməsə çəkinin!" deyirlər. Allah, bir kimsəni dindən çıxmaq atəşinə salmaq istəsə, sən Allaha q
arşı,
onun [o kimsənin] ...
İsra Suresi, 69. Ayet:
Yaxud da sizi dənizə qaytarmayacağından, üstünüzə qasırğalar göndərməyəcəyindən və beləliklə də etdiyiniz nankorluq səbəbiylə sizi boğmayacağından xatircəmsinizmi? Sonra bu etdiyimizə q
arşı,
Bizim əleyhimizdə sizə kömək edəcək bir himayəçi tapa bilməzsiniz....
İsra Suresi, 86. Ayet:
Və and olsun ki, istəsəydik, sənə vəhy etdiyimizi aradan götürərdik; sonra özün üçün Bizə q
arşı,
varlıqları müəyyən bir proqrama görə nizamlayan və bu proqramı qoruyaraq, dəstəkləyərək tətbiq edən birini tapa bilməzsən....