Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 49. Ayet:
Ve iz necceynâkum min âli fir’
avne
yesûmûnekum sûel azâbi yuzebbihûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun)....
Bəqərə Suresi, 49. Ayet:
1.
ve iz
: ve olduğu zaman, olmuştu
2.
necceynâ-kum
: sizi biz kurtardık
3.
min âli fir'
avne
: firavun ailesinden
4.
yesûmûne-k...
Bəqərə Suresi, 50. Ayet:
Ve iz faraknâ bikumul bahre fe enceynâkum ve agraknâ âle fir’
avne
ve entum tenzurûn(tenzurûne)....
Bəqərə Suresi, 50. Ayet:
1.
ve iz
: ve olduğu zaman, olmuştu
2.
faraknâ
: biz ayırdık, yardık
3.
bi-kum
: size, sizin için
4.
el bahre
: de...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve minen nâsi men yettehızu min dûnillâhi endâden yuhıbbûnehum ke hubbillâh(hubbillâhi), vellezîne âmenû eşeddu hubben lillâh(lillâhi), ve lev yerâllezîne zalemû iz yer
avne
l azâbe, ennel kuvvete lillâhi cemîan, ve ennellâhe şedîdul azâb(azâbi). ...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
1.
ve min en nâsi
: ve insanlardan (bir kısmı)
2.
men
: kim, kimse
3.
yettehizu
: edinir
4.
min dûni allâhi
: Alla...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terd
avne
mineş...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
1.
yâ eyyuhe
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
4.
izâ
: ...
Ali-İmran Suresi, 11. Ayet:
Ke de’bi âli fir’
avne
, vellezîne min kablihim kezzebû bi âyâtinâ, fe ehazehumullâhu bi zunûbihim vallâhu şedîdul ıkâb(ıkâbi). ...
Ali-İmran Suresi, 11. Ayet:
1.
ke de'bi
: gibi, benzer, durumu gibi
2.
âli fir'
avne
: firavun ailesi
3.
ve ellezîne
: ve onlar, ve o kimseler
4.
min kabli-...
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
Kad kâne lekum âyetun fî fieteynil tekatâ fietun tukâtilu fî sebîlillâhi ve uhrâ kâfiratun yer
avne
hum misleyhim ra’yel ayn(ayni), vallâhu yûeyyidu bi nasrihî men yeşâ’(yeşâu) inne fî zâlike le ibreten li ulîl ebsâr(ebsâri). ...
Ali-İmran Suresi, 13. Ayet:
1.
kad kâne
: olmuştu
2.
lekum
: sizin için
3.
âyetun
: âyet, ibret
4.
fî fieteyni
: iki topluluk hakkında, toplul...
Ali-İmran Suresi, 23. Ayet:
E lem tera ilellezîne ûtû nasîben minel kitâbi yud’
avne
ilâ kitâbillâhi li yahkume beynehum summe yetevellâ ferîkun minhum ve hum mu’ridûn(mu’ridûne). ...
Ali-İmran Suresi, 23. Ayet:
1.
e lem tera
: görmedin mi
2.
ilâ ellezîne
: onlar
3.
ûtû nasîben
: nasip verildi
4.
min el kitâbi
: kitaptan
Maidə Suresi, 33. Ayet:
İnnemâ cezâûllezîne yuhâribûnallâhe ve resûlehu ve yes’
avne
fil ardı fesâden en yukattelû ev yusallebû ev tukattaa eydîhim ve erculuhum min hılâfin ev yunfev minel ard(ardı), zâlike lehum hızyun fîd dunyâ ve lehum fîl âhırati azâbun azîm(azîmun)....
Maidə Suresi, 33. Ayet:
1.
innemâ
: ancak
2.
cezâû
: ceza
3.
ellezîne yuhâribûne
: o harp edenler, savaşanlar
4.
allâhe ve resûle-hu
: All...
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Ve kâletil yehûdu yedullâhi maglûleh(maglûletun) gullet eydîhim ve luınû bimâ kâlû bel yedâhu mebsûtatâni yunfıku keyfe yeşâ(yeşâû) ve leyezîdenne kesîran minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufrâ(kufren) ve elkaynâ beynehumul adâvete vel bagdâe ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti) kullemâ evkadû nâran lil harbi etfeehallâhu ve yes’
avne
fîl ardı fesâda(fesâden) vallâhu lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne)....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
1.
ve kâlet(i) el yehûdu
: ve yahudiler dedi
2.
yedu allâhi
: Allâh'ın (cc.) eli
3.
maglûletun
: bağlanmış
4.
gullet eydî-him
Əraf Suresi, 103. Ayet:
Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’
avne
ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne)....
Əraf Suresi, 103. Ayet:
1.
summe
: bir zaman sonra
2.
beas-nâ
: biz beas ettik, gönderdik
3.
min ba'di-him
: onlardan sonra, onların arkasından
4.
mûsâ...
Əraf Suresi, 103. Ayet:
Sonra onların arkasından âyetlerimizle Musâyı Fir'
avne
ve cem'iyyetine gönderdik, tuttular, o âyetlere zulm ettiler, ettiler de bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu?...
Əraf Suresi, 103. Ayet:
Sonra onların (o peygamberlerin) ardından Musâyi âyetlerimizle Fir'
avne
ve onun cem'iyyetine (peygamber olarak) gönderdik de (o âyetlere) zulm etdiler. Bak ki fesâdcıların sonu nice oldu! ...
Əraf Suresi, 109. Ayet:
Kâlel meleu min kavmi fir’
avne
inne hâzâ le sâhırun alîm(alîmun)....
Əraf Suresi, 109. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
el meleu
: eşraf, ileri gelenler
3.
min kavmi fir'
avne
: firavunun kavminden
4.
inne
: muhakkak ...
Əraf Suresi, 113. Ayet:
Ve câes seharatu fir’
avne
kâlû inne lenâ le ecren in kunnâ nahnul gâlibîn(gâlibîne)....
Əraf Suresi, 113. Ayet:
1.
ve câe
: ve geldi
2.
es seharatu
: sihirbazlar
3.
fir'
avne
: firavun
4.
kâlû
: dediler
Əraf Suresi, 127. Ayet:
Ve kâlel meleu min kavmi fir’
avne
e tezeru mûsâ ve kavmehu li yufsidû fìl ardı ve yezereke ve âliheteke, kâle senukattilu ebnâehum ve nestahyî nisâehum ve innâ fevkahum kâhirûn(kâhirûne). ...
Əraf Suresi, 127. Ayet:
1.
ve kâle el meleu
: ve ileri gelenler dedi
2.
min
: ...'den
3.
kavmi fir'
avne
: firavunun kavmi
4.
e tezeru
: bı...
Əraf Suresi, 130. Ayet:
Ve lekad ehaznâ âle fir’
avne
bis sinîne ve naksın mines semerâti leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne)....
Əraf Suresi, 130. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
ehaz-nâ
: biz aldık, uğrattık
3.
âle fir'
avne
: firavunun ailesi
4.
bi es sinîne
:...
Əraf Suresi, 141. Ayet:
Ve iz enceynâkum min âli fir’
avne
yesûmûnekum sûel azâb(azâbi), yukattilûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun). ...
Əraf Suresi, 141. Ayet:
1.
ve iz
: ve o zaman, olmuştu
2.
encey-nâ-kum
: sizi kurtardık
3.
min âli fir'
avne
: firavun ailesinden
4.
yesûmûne-kum
Ənfal Suresi, 52. Ayet:
Ke de'bi âli fir'
avne
vellezîne min kablihim, keferû bi âyâtillâhi fe ehazehumullâhu bi zunûbihim, innallâhe kaviyyun şedîdul ıkâb(ıkâbi)....
Ənfal Suresi, 52. Ayet:
1.
ke de'bi
: adetleri gibi, adet haline getirdikleri durum gibi
2.
âli
: ailesi, yakınları
3.
fir'
avne
: firavun
4.
ve ellezîn...
Ənfal Suresi, 54. Ayet:
Ke de'bi âli fir'
avne
vellezîne min kablihim, kezzebû biâyâti rabbihim, fe ehleknâhum bi zunûbihim ve agraknâ âle fîr'avn(fîr'
avne
), ve kullun kânû zâlimîn(zâlimîne)....
Ənfal Suresi, 54. Ayet:
1.
ke
: gibi
2.
de'bi
: adet, gelenek, hal, durum
3.
âli
: aile (grup, topluluk, ordu)
4.
fir'
avne
: firavun
<...
Tövbə Suresi, 24. Ayet:
Kul in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâratun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terd
avne
hâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye'tiyallâhu bi emrihî, vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikîn(fasikîne)....
Tövbə Suresi, 24. Ayet:
1.
kul
: de (ki)
2.
in kâne
: eğer oldu ise
3.
âbâu-kum
: babalarınız
4.
ve ebnâu-kum
: ve oğullarınız
<...
Tövbə Suresi, 77. Ayet:
Fe a’kabehum nifâkan fî kulûbihim ilâ yevmi yelk
avne
hu bi mâ ahlefullâhe mâ vaadûhu ve bi mâ kânû yekzibûn(yekzibûne)....
Tövbə Suresi, 77. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
a'kabe-hum
: onların akıbeti, işlerinin sonucu, yaptıklarının sonucu
3.
nifâkan
: nifak, nifak olarak, nifak duygusu
4.
...
Yunus Suresi, 75. Ayet:
Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ ve hârûne ilâ fir’
avne
ve melâihî bi âyâtinâ festekberû ve kânû kavmen mucrimîn(mucrimîne). ...
Yunus Suresi, 75. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
beas-nâ
: biz gönderdik
3.
min ba'di-him
: onlardan sonra
4.
mûsâ ve hârûne
: Musa ve Harun
Yunus Suresi, 75. Ayet:
Sonra bunların (o peygamberlerin) ardından da Musâyı ve Hârunu âyetlerimizle Fir'
avne
ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat (îmanı) kibirlerine yediremediler. Onlar böyle günahkâr bir kavm idiler. ...
Yunus Suresi, 83. Ayet:
Fe mâ âmene li mûsâ illâ zurriyyetun min kavmihî alâ havfin min fir’
avne
ve melâihim en yeftinehum, ve inne fir’
avne
leâlin fîl ard(ardı) ve innehu le minel musrifîn(musrifîne). ...
Yunus Suresi, 83. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
mâ âmene
: âmenû olmadı (îmân etmedi, inanmadı)
3.
li mûsâ
: Musa'ya
4.
illâ
: ancak, ...d...
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Ve kâle mûsâ rabbenâ inneke âteyte fir’
avne
ve melâhu zîneten ve emvâlen fîl hayâtid dunyâ rabbenâ li yudıllû an sebîlik(sebîlike), rabbenatmis alâ emvâlihim veşdud alâ kulûbihim fe lâ yu’minû hattâ yerevul azâbel elîm(elîme)....
Yunus Suresi, 88. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
mûsâ
: Musa
3.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
4.
inne-ke
: muhakkak sen
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Musâ, ya rab! dedi, sen Fir'
avne
ve cem'iyyetine, dünya hayatta bir ziynet ve haşmet ve nice nice mallar verdin, yolundan saptırsınlar diye mi ya rab? Ya rab! Mallarını sil süpür ve kalblerini şiddetle sık ki o elîm azâbı görmedikçe iyman etmiycekler...
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Musa: «Ey Rabbimiz, dedi, hakıykaten Sen Fir'
avne
ve ileri gelenlerine dünyâ hayaatında zînet (-ü haşmet) ve (nice) mallar verdin, Senin yolundan sapdırsınlar diye mi hey Rabbimiz?! Sen onların mallarını yok et Rabbimiz, kalblerini şiddetle sık ki onlar o çetin azabı görecekleri zamana kadar îman etmeyeceklerdir». ...
Hud Suresi, 97. Ayet:
İlâ fir’
avne
ve melâihî fettebeû emre fir’avn(fir’
avne
), ve mâ emru fir’
avne
bi reşîd(reşîdin)....
Hud Suresi, 97. Ayet:
1.
ilâ fir'
avne
: firavuna
2.
ve melâi-hi
: ve onun ileri gelenleri
3.
fe ittebeû
: fakat, tâbî oldular
4.
emre fir'
avne
Hud Suresi, 97. Ayet:
Fir'
avne
ve cem'ıyyetine de bunlar, Fir'avnin emrine tabi' oldular, Fir'avn emri ise reşîd değildir...
İbrahim Suresi, 6. Ayet:
Ve iz kâle mûsâ li kavmihizkurû ni’metallâhi aleykum iz encâkum min âli fir’
avne
yesûmûnekum sûel azâbi ve yuzebbihûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum, ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun)....
İbrahim Suresi, 6. Ayet:
1.
ve iz kâle
: ve demişti
2.
mûsâ
: Musa
3.
li kavmi-hi
: kavmine
4.
uzkurû
: hatırlayın, zikredin
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
Fe halefe min ba’dihim halfun edâus salâte vettebeûş şehevâti fe sevfe yelk
avne
gayyâ(gayyen)....
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
1.
fe
: böylece, bundan sonra
2.
halefe
: arkasından geldi
3.
min ba'di-him
: onlardan sonra
4.
halfun
: sonraki n...
Taha Suresi, 24. Ayet:
İzheb ilâ fir’
avne
innehu tagâ....
Taha Suresi, 24. Ayet:
1.
izheb
: git
2.
ilâ fir'
avne
: firavuna
3.
inne-hu
: çünkü o, muhakkak o
4.
tagâ
: azdı, haddi aştı
Taha Suresi, 43. Ayet:
İzhebâ ilâ fir’
avne
innehu tagâ....
Taha Suresi, 43. Ayet:
1.
izhebâ
: ikiniz gidin
2.
ilâ fir'
avne
: firavuna
3.
inne-hu
: çünkü o, muhakkak ki o
4.
tagâ
: azdı
Həcc Suresi, 2. Ayet:
Yevme ter
avne
hâ tezhelu kullu murdıatin ammâ erdaat ve tedau kullu zâti hamlin hamlehâ ve teren nâse sukârâ ve mâ hum bi sukârâ ve lâkinne azâballâhi şedîd(şedîdun)....
Həcc Suresi, 2. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
ter
avne
-hâ
: onu görürsünüz
3.
tezhelu
: unutup bırakır, ilgilenemez
4.
kullu
: bütün, hepsi
Həcc Suresi, 59. Ayet:
Le yudhılennehum mudhalen yerd
avne
h(yerd
avne
hu), ve innallâhe le alîmun halîm(halîmun)....
Həcc Suresi, 59. Ayet:
1.
le yudhılenne-hum
: muhakkak onları dahil edecektir, girdirecektir
2.
mudhalen
: dahil edilen yer, mekân
3.
yerd
avne
-hu
: ondan razı olurlar
4.
...
Möminun Suresi, 45. Ayet:
(45-46) Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'
avne
ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı. ...
Möminun Suresi, 46. Ayet:
İlâ fir’
avne
ve meleihî festekberû ve kânû kavmen âlîn(âlîne)....
Möminun Suresi, 46. Ayet:
1.
ilâ fir'
avne
: firavuna
2.
ve melei-hî
: ve onun ileri gelenleri, halk
3.
festekberû (fe istekberû)
: böylece, fakat büyüklendiler
4.
Möminun Suresi, 46. Ayet:
(45-46) Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'
avne
ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı. ...
Nur Suresi, 15. Ayet:
İz telâkk
avne
hu bi elsinetikum ve tekûlûne bi efvâhikum mâ leyse lekum bihî ilmun ve tahsebûnehu heyyinen ve huve indallâhi azîm(azîmun)....
Nur Suresi, 15. Ayet:
1.
iz
: olduğu zaman
2.
telâkk
avne
-hu
: onu telâkki ediyorsunuz, öğreniyorsunuz, soruyorsunuz
3.
bi elsineti-kum
: dillerinizle
4.
Furqan Suresi, 75. Ayet:
Ulâike yuczevnel gurfete bi mâ saberû ve yulekk
avne
fîhâ tahiyyeten ve selâmâ(selâmen). ...
Furqan Suresi, 75. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
yuczevne
: mükâfatlandırılır
3.
el gurfete
: oda, yüksek yer, yüksek makam
4.
bi mâ
: se...
Şüəra Suresi, 11. Ayet:
Kavme fir’avn(fir’
avne
), e lâ yettekûn(yettekûne)....
Şüəra Suresi, 11. Ayet:
1.
kavme
: kavim
2.
fir'
avne
: firavun
3.
e
: mi
4.
lâ yettekûne
: takva sahibi olmuyorlar
...
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Fe’tiyâ fir’
avne
fe kûlâ innâ resûlu rabbil âlemîn(âlemîne)....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
1.
fe'tiyâ (fe i'tiyâ)
: artık (ikiniz) gidin
2.
fir'
avne
: firavun
3.
fe
: böylece, ve de
4.
kûlâ
: deyin
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydin Fir'
avne
varın da deyin: inan biz, rabbülaleminin resulüyüz...
Şüəra Suresi, 41. Ayet:
Fe lemmâ câes seharatu kâlû li fir’
avne
e inne lenâ le ecran in kunnâ nahnul gâlibîn(gâlibîne)....
Şüəra Suresi, 41. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
câe
: geldi
4.
es seharatu
: sihirbazlar
Şüəra Suresi, 41. Ayet:
Derken vaktâ ki sihirbazlar geldiler Fir
avne
elbette: biz galip gelirsek bize mutlak ecir var ya? dediler...
Şüəra Suresi, 44. Ayet:
Fe elkav hıbâlehum ve ısıyyehum ve kâlû bi izzeti fir’
avne
innâ le nahnul gâlibûn(gâlibûne)....
Şüəra Suresi, 44. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
elkav
: atın
3.
hıbâle-hum
: onların ipleri
4.
ve ısıyye-hum
: ve onların asaları
Nəml Suresi, 12. Ayet:
Ve edhıl yedeke fî ceybike tahruc beydâe min gayri sûin fî tis’ı âyâtin ilâ fir’
avne
ve kavmih(kavmihî), innehum kânû kavmen fâsikîn(fâsikîne)....
Nəml Suresi, 12. Ayet:
1.
ve edhıl
: ve dahil et, sok
2.
yede-ke
: elini
3.
fî ceybi-ke
: koynuna
4.
tahruc
: çıkar
Nəml Suresi, 12. Ayet:
Bir de elini koynuna sok çıksın bembeyaz hiç bir afetsiz, dokuz âyet içinde, Fir'
avne
ve kavmına, çünkü onlar fasık bir kavm oldular...
Nəml Suresi, 12. Ayet:
«Elini koynuna sok da Fir'
avne
ve kavmine (göstereceğin) dokuz mu'cize içinde o, kusursuz, bembeyaz olarak çıkıversin. Şübhesiz ki onlar fâsıklar güruhudur». ...
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Netlû aleyke min nebei mûsâ ve fir’
avne
bil hakkı li kavmin yu’minûn(yu’minûne)....
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
1.
netlû
: okuyacağız
2.
aleyke
: sana
3.
min nebei
: haberinden
4.
mûsâ
: Musa
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
İnne fir’
avne
alâ fîl ardı ve ceale ehlehâ şiyean yestad’ıfu tâifeten minhum yuzebbihu ebnâehum ve yestahyî nisâehum, innehu kâne minel mufsidîn(mufsidîne)....
Qəsəs Suresi, 4. Ayet:
1.
inne
: muhakkak, gerçekten
2.
fir'
avne
: firavun
3.
alâ
: âli, ailesi (sülâlesi)
4.
fîl ardı (fî el ardı)
: yer...
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve numekkine lehum fîl ardı ve nuriye fir’
avne
ve hâmâne ve cunûdehumâ minhum mâ kânû yahzerûn(yahzerûne)....
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
1.
ve numekkine
: ve biz yerleştirelim, kuvvetli kılalım
2.
lehum
: onları
3.
fî el ardı
: yeryüzünde
4.
ve nuriye
Qəsəs Suresi, 6. Ayet:
Ve Arzda onlara kuvvet ve müknet verelim de Fir'
avne
, Haman'e ve ordularına onlardan kortukları şeyi gösterelim...
Qəsəs Suresi, 8. Ayet:
Feltekatahû âlu fir’
avne
li yekûne lehum aduvven ve hazenâ(hazenen), inne fir’
avne
ve hâmâne ve cunûdehumâ kânû hâtıîn(hâtıîne)....
Qəsəs Suresi, 8. Ayet:
1.
feltekata-hû (fe iltekata-hu)
(lekata)
: böylece onu bulup aldılar
: (bulup aldı)
2.
âlu
: ailesi
3.
fir'
avne
: firavun
4.
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Ve kâletimraetu fir’
avne
kurretu aynin lî ve lek(leke), lâ taktulûhu asâ en yenfeanâ ev nettehızehu veleden ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne)....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
1.
ve kâletimraetu (kâlet imraetu)
: ve hanımı dedi
2.
fir'
avne
: firavun
3.
kurretu aynın
: (sevinç) göz aydınlığı
4.
lî
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
Usluk yedeke fî ceybike tahruc beydâe min gayri sû(sûin), vadmum ileyke cenâhake miner rehbi fe zânike burhânâni min rabbike ilâ fir’
avne
ve melâih(melâihî), innehum kânû kavmen fâsikîn(fâsikîne)....
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
1.
usluk
: sok
2.
yede-ke
: senin elin
3.
fî
: içinde
4.
ceybi-ke
: senin koynun
Qəsəs Suresi, 32. Ayet:
Elini koynuna sok, çıksın bembeyaz, bir âfetsiz ve heybetten cenahını kendine kavuştur, işte bu ikisi sana iki bürhan, rabbından Fir'
avne
ve cem'ıyyetine, çünkü onlar fasık bir kavm oldular...
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
Ve kârûne ve fir’
avne
ve hâmâne ve lekad câehum mûsâ bil beyyinâti festekberû fîl ardı ve mâ kânû sâbikîn(sâbikîne)....
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
1.
ve kârûne
: ve Karun
2.
ve fir'
avne
: ve firavun
3.
ve hâmâne
: ve Haman
4.
ve lekad
: ve andolsun
Ənkəbut Suresi, 39. Ayet:
Karuna ve Fir'
avne
ve Hamâne de, celâlim hakkı için onlara Musâ beyyinelerle geldi de onlar o yerde kibirlenib kafa tuttular, halbuki önüne geçecek değillerdi...
Səba Suresi, 38. Ayet:
Vellezîne yes’
avne
fî âyâtinâ muâcizîne ulâike fîl azâbi muhdarûn(muhdarûne)....
Səba Suresi, 38. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
yes'
avne
: çalışırlar
3.
fî âyâti-nâ
: âyetlerimiz konusunda, hakkında
4.
muâcizîne
:...
Mömin Suresi, 10. Ayet:
İnnellezîne keferû yunâdevne le maktullâhi ekberu min maktikum enfusekum iz tud’
avne
ilel îmâni fe tekfurûn(tekfurûne). ...
Mömin Suresi, 10. Ayet:
1.
inne
: muhakkak, mutlaka
2.
ellezîne
: onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
yunâdevne
: nida edilir, seslenilir
Mömin Suresi, 24. Ayet:
İlâ fir’
avne
ve hâmâne ve kârûne fe kâlû sâhirun kezzâb(kezzâbun). ...
Mömin Suresi, 24. Ayet:
1.
ilâ fir'
avne
: firavuna
2.
ve hâmâne
: ve Haman
3.
ve kârûne
: ve Karun
4.
fe
: böylece, fakat
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Ve kâle raculun mû’minun min âli fir’
avne
yektumu îmânehû e taktulûne raculen en yekûle rabbiyallâhu ve kad câekum bil beyyinâti min rabbikum, ve in yeku kâziben fe aleyhi kezibuh(kezibuhu), ve in yeku sâdikan yusibkum ba’dullezî yeidukum, innallâhe lâ yehdî men huve musrifun kezzâb(kezzâbun). ...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
raculun
: bir adam
3.
mû'minun
: mü'min, âmenû olan
4.
min
: den
...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
Esbâbes semâvâti fe attalia ilâ ilâhi mûsâ ve innî le ezunnuhu kâzibâ(kâziben), ve kezâlike zuyyine li fir’
avne
sûu amelihî ve sudde anis sebîl(sebîli), ve mâ keydu fir’
avne
illâ fî tebâb(tebâbin). ...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
1.
esbâbe
: sebepler, vesileler, yollar
2.
es semâvâti
: semalar, gökyüzü
3.
fe
: böylece, artık
4.
attalia
: ben ...
Mömin Suresi, 37. Ayet:
Semaların esbabına da Musânın tanrısına muttali' olurum ve her halde ben onu yalancı sanıyorum» İşte bu suretle Fir'
avne
kötü ameli süslendirildi de yoldan çıkarıldı, Fir'avn düzeni hep husrandadır...
Mömin Suresi, 45. Ayet:
Fe vekâhullâhu seyyiâti mâ mekerû ve hâka bi âli fir’
avne
sûul azâb(azâbi)....
Mömin Suresi, 45. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
vekâ-hu
: onu korudu
3.
allâhu
: Allah
4.
seyyiâti
: kötülükler
Mömin Suresi, 46. Ayet:
En nâru yu’radûne aleyhâ guduvven ve aşiyyâ(aşiyyen) ve yevme tekûmus sâah(sâatu), edhılû âle fir
avne
eşeddel azâb(azâbi). ...
Mömin Suresi, 46. Ayet:
1.
en nâru
: ateş
2.
yu'radûne
: arz olunurlar
3.
aleyhâ
: ona, onun üzerine
4.
guduvven
: sabah
Zuxruf Suresi, 46. Ayet:
Ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’
avne
ve melâihî fe kâle innî resûlu rabbil âlemîn(âlemîne)....
Zuxruf Suresi, 46. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
erselnâ
: biz gönderdik
3.
mûsâ
: Musa
4.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizle
Zuxruf Suresi, 46. Ayet:
Celâlim hakkı için Musâyı âyetlerimizle Fir'
avne
ve cem'ıyyetine gönderdik, vardı haberiniz olsun, dedi: ben bütün âlemlerin rabbının Resulüyüm...
Zuxruf Suresi, 46. Ayet:
Andolsun ki biz Musâyı da âyetlerimizle Fir'
avne
ve cemâatine peygamber olarak gönderdik de o, «Ben gerçek âlemlerin Rabbinin elçisiyim» dedi. ...
Duxan Suresi, 17. Ayet:
Ve lekad fetennâ kablehum kavme fir’
avne
ve câehum resûlun kerîm(kerîmun)....
Duxan Suresi, 17. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
fetennâ
: imtihan ettik
3.
kable-hum
: onlardan önce
4.
kavme
: kavim
Duxan Suresi, 31. Ayet:
Min fir’avn(fir’
avne
), innehu kâne âliyen minel musrifîn(musrifîne)....
Duxan Suresi, 31. Ayet:
1.
min fir'
avne
: firavundan
2.
inne-hu
: muhakkak ki o
3.
kâne
: oldu, idi
4.
âliyen
: ululuk, büyüklük taslayan<...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
Kul lil muhallefîne minel a’râbi setud’
avne
ilâ kavmin ulî be’sin şedîdin tukâtilûnehum ev yuslimûn(yuslimûne), fe in tutîû yû’tikumullâhu ecren hasenâ(hasenen), ve in tetevellev kemâ tevelleytum min kablu yuazzibkum azâben elîmâ(elîmen)....
Fəth Suresi, 16. Ayet: