Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Zariyat Suresi, 52. Ayet:
Ayne
n bunlar gibi, bunlardan öncekiler de kendilerine gelen resullere, "Sihirbazdır veya mecnundur." dan başka bir şey demediler....
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
Ve izisteskâ mûsâ li kavmihî fe kulnâdrib bi asâkel hacer(hacere) fenfeceret minhusnetâ aşrete aynâ(
ayne
n), kad alime kullu unâsin meşrebehum kulû veşrebû min rızkıllâhi ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne)....
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
isteskâ
: suya kavuşmayı istedi
3.
mûsâ
: Musa
4.
li kavmi-hî
: kendi kavmi...
Bəqərə Suresi, 84. Ayet:
Yine sizden, kanlarınızı akıtmayacaksınız ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız, diye kesin söz aldık. Siz bunu
ayne
n kabul etmiştiniz ve bizzat kendiniz buna şahitlik ediyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Ayrıca Yahudiler, "Hıristiyanlar geçerli, tutarlı bir inanç temelinden yoksunlar" iddiasında bulunurken Hıristiyanlar da (aynı şekilde); "Yahudiler, geçerli, tutarlı bir inanç temelinden yoksunlar" diye iddia ederler; ve her iki taraf da (bu iddialarında) ilahi kelama atıfta bulunurlar! Hatta bilgiden yoksun bulunanlar, onların söylediklerini
ayne
n tekrarlayıp dururlar; ama anlaşamadıkları şeyler konusunda Kıyamet Günü aralarında hüküm verecek olan Allah'tır....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Hepsi de (kendilerine indirilen) kitabı okuyup durdukları halde, Yahudiler, Hıristiyanların (doğru) bir şey üzerinde olmadıklarını söylerken, Hıristiyanlar da Yahudilerin (doğru) bir yol üzerinde olmadıklarını söylemektedirler. Bilmeyenler de
ayne
n onların sözlerini söylüyorlar. Allah ise kıyamet günü ihtilafa düştükleri konu hakkında, aralarında elbette hükmünü verecektir....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yahudiler: "Hıristiyanlar hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Ve bunlar Kitap'ı da okuyup dururlar, ilimden yoksun olanlar da
ayne
n onların söyledikleri gibi söyledi. Tartışmaya girdikleri şey hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir....
Bəqərə Suresi, 118. Ayet:
Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de
ayne
n onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır....
Bəqərə Suresi, 132. Ayet:
Ve İbrahim çocuklarına bunu
ayne
n vasiyet etti; Yakup da (böyle yaptı): "Evlatlarım! Bakın, Allah size en saf ve temiz inancı bahşetti; öyleyse O'na teslim olmadan ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin."...
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Onlar, savaşın haram olduğu geçen yılki zilkade ayında (Hüdeybiye’de) bu ayın hürmetini çiğnediler; siz de onların hareketine karşı o ayda savaşmakta beis görmeyin ve umre haccını kaza edin. Hürmetler karşılıklıdır. Bunun için, kim sizin üzerinize saldırırsa, siz de
ayne
n ona, size yaptığı tecâvüz gibi saldırın. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah takvâ sahipleri ile beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Kutsal ay ancak iki taraflı gözetilebilir. Ateşkese uymak karşılıklıdır. Size saldırırlarsa onlara
ayne
n saldırın. ALLAH'ı dinleyin ve bilin ki ALLAH erdemlilerin yanındadır....
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
(Boşanmış annelerin) süt emzirmesini tamamlatmak isteyen (babalar) için, anneler iki tam yıl çocuklarını emzirebilirler. Bu süre zarfında onların rızkı ve giyim kuşamı örfte olduğu üzere babanın yükümlülüğündedir. Hiçbir nefse kapasitesini aşan teklif edilmez. Ne bir ana ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmamalıdır. Vârise düşen de
ayne
n böyledir. Eğer kendi rızaları ile anlaşarak çocuğu iki yıldan önce sütten kesmek isterlerse kendilerine bir suç yoktur. Eğer çocuklarınızı (sütanne tutu...
Bəqərə Suresi, 272. Ayet:
Onları yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediğini yola getirir. Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz içindir. Siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında infak etmezsiniz. İyilik cinsinden ne infak ederseniz o size
ayne
n ödenir. Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Fâiz yiyen kimseler, kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa, mezarlarından öylece kalkarlar. Bu halde olmaları; “-alış-veriş,
ayne
n faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl ve fâizi (ribâyı) haram kılmıştır. Bundan böyle kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelip fâiz yemekten sakınırsa daha önce aldığı faiz ona bağışlanır; geri alınmaz ve bundan sonra onun işi (affedilişi) Allah’a aiddir. Kim de, haram olan bu ribâyı helâl diye yemeğe dönerse, işte onlar cehennemli...
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
Allah yanında Îsâ’nın durumu,
ayne
n Âdem’in durumu gibidir. Allah Âdem’i topraktan yaratıp "ol" dedi, o da derhal oluverdi....
Ali-İmran Suresi, 75. Ayet:
Kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlardan öyleleri vardır ki, kantar (dolusu) emanet bıraksan, onu sana
ayne
n iade eder. Öyleleri de vardır ki, tek bir dinar (altın) emanet etsen, tepesine dikilip zorlamadıkça sana geri vermez. Bu onların, "Bize karşı olan ümmîlerin (hakikati bilmeyenlerin) hiçbir hakkı yoktur" diye (düşünmelerinden kaynaklanır). Onlar bile bile Allâh üzerine yalan söylüyorlar....
Ali-İmran Suresi, 75. Ayet:
Kitap halkından öylesi var ki kendisine yığınla emanet bıraksan sana
ayne
n öder. Fakat onlardan öylesi de var ki kendisine bir Dinar emanet etsen, başına dikilip durmadıkça geri ödemez. 'Ümmilere karşı bizim bir sorumluluğumuz yok' dedikleri için böyle davranıyorlar ve bile bile yalanlarını ALLAH'a yakıştırıyorlar....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Ve bir selâmla selâmlandığınız zaman, o taktirde siz, ondan daha güzeli ile selâm verin veya onu (
ayne
n) iade edin. Muhakkak ki Allah, herşeyi en iyi hesap edendir....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Sevgi, saygı ve selâm ifâde eden bir söz ile size ilgi ve saygı gösterildiğinde siz de ondan daha iyisiyle ilgi ve saygı gösterin veya
ayne
n karşılık verin. Şüphesiz ki Allah, her şeyin hesabını lâyıkıyle görendir....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Herhangi bir selam ile selamlandığınız zaman daha güzeliyle veya
ayne
n iade ederek selamı alın. Kuşkusuz ALLAH herşeyi hesaba katar....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı
ayne
n iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır....
Nisa Suresi, 86. Ayet:
Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin; yahut verilen selâmı
ayne
n iâde edin. Şüphesiz Allâh, her şeyi hesaplayandır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel
ayne
bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne)....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
1.
ve ketebnâ aleyhim
: ve onların üzerine yazdık, farz kıldık
2.
fî hâ
: onun içinde
3.
enne
: ... olduğunu
4.
en nefse bi en ...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat’da İsraîloğulları üzerine şu farzı da yazdık: Cana can, göze göz, buruna-burun, kulağa-kulak, dişe-diş ve yaralar birbirine karşı kısastır. (Bunlardan bir suçu işleyen
ayne
n karşılığı ile cezalandırılır). Fakat kim de bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, o, kendi günahına keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar zalimlerdir....
Ənam Suresi, 124. Ayet:
Onlara bir ayet geldiği zaman, «Allah'ın peygamberlerine verilen peygamberlik
ayne
n bizlere verilmedikçe sana asla inanmayacağız.» diyorlar. Allah, peygamberliğini kime vereceğini en iyi bilendir. Hilekarlıklarından dolayı, öyle günahkarlara, yarın Allah yanında hem bir küçüklük hem de çok çetin bir azap isabet edecek....
Ənam Suresi, 124. Ayet:
Onlara bir ayet gelince, «Allah'ın peygamberlerine verilen vahiy
ayne
n bize de verilmedikçe asla inanmayız» derler. Oysa Allah peygamberlik görevini kime vereceğini herkesten iyi bilir. Bu azılı günahkârlar düzenledikleri komplolardan ötürü Allah katında aşağılanmaya ve ağır azaba çarpılacaklardır....
Ənam Suresi, 137. Ayet:
Ayne
n bunun gibi, müşriklerden birçoğuna, Allah'a ortak koştukları kişiler, öz evlatlarını öldürmeyi güzel göstermiştir ki, hem onları yok etsinler hem de dinlerini onlar aleyhine karmakarışık hale getirsinler. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları, düzdükleri iftiralarla baş başa bırak....
Əraf Suresi, 160. Ayet:
Ve katta’nâhumusnetey aşrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enıdrıb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aşrete aynâ(
ayne
n), kad alime kullu unâsin meşrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne). ...
Əraf Suresi, 160. Ayet:
1.
katta'nâ-hum
: eğer Allah size yardım ederse
2.
isnetey aşrate
: on iki
3.
esbâtan
: sıbt’lar, sıbt nesil, kol, grup
4.
umem...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Sünnetimiz, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, elbette onu bu âyetlerimiz sayesinde yüksek mevkilere getirirdik. Fakat o, dünyada ebedîleşeceğini zannederek, mala ve zevke düşkünlüğü saplantı haline getirdi. Şahsî arzu ve ihtiraslarının peşine düştü. Onun ibret verici hali, tıpkı köpeğin haline benzer. Sen onun üstüne varsan da havlayarak saldırır, kendi haline bıraksan da havlayarak saldırır. Âyetlerimizi yalanlayan kavimler de
ayne
n böyledir. Bu tür kıssaları iy...
Ənfal Suresi, 54. Ayet:
Evet,
ayne
n Firavun hanedânıyla onlardan öncekilerin âdetine benzer şekilde; onlar, Rablerinin âyetlerini yalanladılar. Biz de günahları yüzünden kendilerini helâk ettik; ve Firavun hanedânını denizde boğduk. Bunların (Kureyş kâfirleri ile Firavun hanedânının) hepsi zâlimdiler....
Yunus Suresi, 27. Ayet:
Kötü işler yapanlara da (yaptıkları) kötülüğün
ayne
n cezâsı verilir. Ve onların yüzlerini bir horluk kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak hiç kimse yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalara bürünmüştür. İşte onlar da ateş halkıdır, hep orada kalacaklardır....
Hud Suresi, 109. Ayet:
Şunların taptıklarından hiç bir kuşkun olmasın.
Ayne
n daha önceki atalarının taptığı gibi tapıyorlar. Onların nasiplerini eksiksiz olarak kendilerine ödeyeceğiz....
Hicr Suresi, 88. Ayet:
Lâ temuddenne
ayne
yke ilâ mâ metta’nâ bihî ezvâcen minhum ve lâ tahzen aleyhim vahfıd cenâhake lil mu’minîn(mu’minîne). ...
Hicr Suresi, 88. Ayet:
1.
lâ temuddenne
: uzatma (dikme, uzun uzun bakma)
2.
ayne
yke
: iki gözünü
3.
ilâ
: e
4.
mâ metta'nâ
: yararlandır...
Nəhl Suresi, 33. Ayet:
Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Allah'ın emrinin gelmesini mi? Onlardan öncekiler de
ayne
n böyle yapmışlardı. Allah onlara zulüm etmemişti. Tam aksine, onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı....
Nəhl Suresi, 35. Ayet:
Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de
ayne
n böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir....
Nəhl Suresi, 69. Ayet:
'Sonra, her çeşit meyveden ye ve Rabbinin planını
ayne
n izle.' Karınlarından, insanlar için şifa içeren çeşitli renklerden bir içecek çıkar. Düşünen insanlar için bunda bir işaret vardır....
Kəhf Suresi, 48. Ayet:
Hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna arz olundular. Ve şöyle nida edildi onlara: "İlkin sizi nasıl yarattıksa,
ayne
n o şekilde Biz’e döndünüz. Siz ise, böyle bir buluşma belirlemediğimizi iddia ederdiniz değil mi?"...
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Ve onlarla arasına bir perde germişti. Derken Biz ona Ruhumuzu gönderdik; o da kendisine
ayne
n bir beşer şeklinde göründü....
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(
ayne
n), fe immâ terayinne minel beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen)....
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
kulî
: ye
3.
veşrebî
(şeribe)
: ve iç
: (içti)
4.
ve karrî
ayne
n
: ve gözün aydı...
Taha Suresi, 58. Ayet:
Öyle ise, muhakkak surette biz de sana,
ayne
n onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla....
Taha Suresi, 58. Ayet:
Öyle ise, muhakkak surette biz de sana,
ayne
n onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla....
Taha Suresi, 126. Ayet:
(Allah da ona:) "Şunun için," diye cevap verecek, "sana mesajlarımız gelmişti de sen onları gözardı etmiştin; ve bugün de
ayne
n öyle gözardı edileceksin!"...
Taha Suresi, 131. Ayet:
Ve lâ temuddenne
ayne
yke ilâ mâ mettâ’nâ bihî ezvâcen minhum zehretel hayâtid dunyâ li neftinehum fîh(fîhi), ve rızku rabbike hayrun ve ebkâ....
Taha Suresi, 131. Ayet:
1.
ve lâ temuddenne
: ve sakın uzatma
2.
ayne
y-ke
: senin iki gözün, gözlerin
3.
ilâ mâ mettâ'nâ
: metalandırdığımız, faydalandırdığımız şey(ler)
4.
Həcc Suresi, 45. Ayet:
1.
fe ke eyyin
: böylece niceleri gibi
2.
min karyetin
: ülkelerden
3.
ehleknâ-hâ
: onu helâk ettik
4.
ve hiye
: c...
Şüəra Suresi, 200. Ayet:
(200-201) İşte
ayne
n bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler....
Şüəra Suresi, 201. Ayet:
(200-201) İşte
ayne
n bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler....
Nəml Suresi, 29. Ayet:
(29-30) (Hüdhüd verilen emri
ayne
n yerine getirdi. Sebe' Melikesi): «Ey ileri gelenler!» dedi, «doğrusu bana cok önemli bir mektup bırakıldı; şüphesiz ki o, Süleyman'dandır; Rahman ve Rahîm olan Allah adıyladır.»...
Nəml Suresi, 30. Ayet:
(29-30) (Hüdhüd verilen emri
ayne
n yerine getirdi. Sebe' Melikesi): «Ey ileri gelenler!» dedi, «doğrusu bana cok önemli bir mektup bırakıldı; şüphesiz ki o, Süleyman'dandır; Rahman ve Rahîm olan Allah adıyladır.»...
Qəsəs Suresi, 48. Ayet:
Fakat, şimdi onlara tarafımızdan hak (Kur’an’la peygamber) gelince: “- Mûsa’ya verilenler (mucizeler),
ayne
n ona verilse ya!” dediler. Ya bundan evvel Mûsa’ya verileni (Tevrat’ı ve mucizelerini) inkâr etmediler mi? (Mekke kâfirleri, Tevrat ve Kur’an için): “- İki sihir birbirine destek oldu.” dediler. Bir de: “- Biz hepsini inkâr ediciyiz.” söylediler....
Ənkəbut Suresi, 8. Ayet:
Ve vass
ayne
l insâne bi vâlideyhi husnâ(husnen), ve in câhedâke li tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ, ileyye merciukum fe unebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Loğman Suresi, 14. Ayet:
Ve vass
ayne
l insâne bi vâlideyh(vâlideyhi), hamelethu ummuhu vehnen alâ vehnin ve fisâluhu fî âmeyni enişkurlî ve li vâlideyk(vâlideyke), ileyyel masîr(masîru)....
Səba Suresi, 12. Ayet:
Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ şehrun ve revâhuhâ şehr(şehrun), ve eselnâ lehu
ayne
l kıtr(kıtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezıg minhum an emrinâ nuzıkhu min azâbis saîr(saîri)....
Səba Suresi, 12. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
allâhe
: için, ... e ait
3.
suleymâne
: Süleyman
4.
er rîha
: rüzgâr
Zümər Suresi, 51. Ayet:
İşledikleri fenalıkların cezası başlarına geçti.
Ayne
n onun gibi, senin çağdaşlarından olan zalimler de yaptıkları fenalıkların cezasına çarptırılacaklar ve elimizden kaçıp kurtulamayacaklardır....
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Ve vass
ayne
l insâne bi vâlideyhi ihsânâ(ihsânen), hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurhâ(kurhan), ve hamluhu ve fisâluhu selâsûne şehrâ(şehren), hattâ izâ belega eşuddehu ve belega erbaîne seneten kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn(muslimîne)....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
(Ey Peygamber!) Rabbin, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisini, yahut yarısını, yahut üçte birini (namaz için) uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi bilir ve bu sebeple O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur'an'ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah'ın lütfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. Öyleyse ondan (yalnızca) kolayca okuyabi...
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile
ayne
n eski haline getirmeye gücümüz yeter....
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Evet! Onun parmak uçlarını bile tesviye etmeye (parmak izlerini bile
ayne
n oluşturmaya) kaadirleriz....
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Evet, bizim onun parmak izlerini bile,
ayne
n eski haline getirmeye gücümüz kudretimiz yeter....
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile
ayne
n eski haline getirmeye gücümüz yeter....
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Evet, bizim onun parmak uçlarını bile
ayne
n eski haline getirmeye gücümüz yeter....
İnsan Suresi, 6. Ayet:
Ayne
n yeşrebu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîren). ...
İnsan Suresi, 6. Ayet:
1.
ayne
n
: pınar
2.
yeşrebu
: içer
3.
bi-hâ
: onu
4.
ibâdu allâhi
: Allah'ın kulları
İnsan Suresi, 18. Ayet:
Ayne
n fîhâ tusemmâ selsebîlâ(selsebîlen)....
İnsan Suresi, 18. Ayet:
1.
ayne
n
: pınar
2.
fî-hâ
: orada
3.
tusemmâ
: isimlendirilen
4.
selsebîlen
: selsebîl, cennette bir pınarın adı
Mürsəlat Suresi, 5. Ayet:
Hatırlatıcıyı ilka edenlere (şuurda açığa çıkaran kuvveler. Mele-i Âlâ. Alûn melekler. "İlka" da, "likâ" da
ayne
n "nefh" gibi derûndan zâhire ya da içten dışa doğru "şuurda" oluşan bir hâl, hissediştir. Ahfâ - Hafî {Sıfat tecellisi} - Sır {Esmâ tecellisi} - Ruh {Fuad - Esmâ mânâları yansıtıcısı} - Kalp {Şuur} - Nefs {Bilinç} sıralamasında, Ruh'tan kalbe yansımaları anlatır. "Halife - İnsan" bu mertebelerin tamamıdır ya da bu bütünlüğe "İnsan" adı verilmiştir; denebilir. Bundan yukarısının ise di...
Təkvir Suresi, 24. Ayet:
Ve o, gaybta vahyolunanı saklayıcı değildir (
ayne
n tebliğ eder)....
Təkvir Suresi, 24. Ayet:
Ve o, gayb hakkında cimri değildir (aldığı vahyi
ayne
n teblîğ eder)!...
Mutəffifin Suresi, 28. Ayet:
Ayne
n yeşrebu bihel mukarrabûn(mukarrabûne)....
Mutəffifin Suresi, 28. Ayet:
1.
ayne
n
: pınar
2.
yeşrebu
: içer
3.
bi-hâ
: ondan
4.
el mukarrabûne
: mukarrebin olanlar, Rabbine yakın olanlar<...
Bələd Suresi, 8. Ayet:
E lem nec’al lehu
ayne
yn(
ayne
yni)....
Bələd Suresi, 8. Ayet:
1.
e
: mi
2.
lem nec'al
: kılmadık, yapmadık (vermedik)
3.
lehu
: ona
4.
ayne
yni
: iki göz
...
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Summe le terevunnehâ
ayne
l yakîn(yakîni)....
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
le
: mutlaka
3.
terevunne-hâ
: onu göreceksiniz
4.
ayne
el yakîni
: Ayn'el Yakîn, göz ile
...
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra onu kesin görüşle (
ayne
'l-yakin) göreceksiniz....
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (
Ayne
'l Yakîn) görmüş olacaksınız....
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra kasem olsun onu çaresiz
ayne
l yakîn göreceksiniz...
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra onu, gerçekten yakin gözüyle (
Ayne
'l Yakin) görmüş olacaksınız....
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra onu elbette ki,
ayne
'l yakîn göreceksiniz....
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Andolsun ki yine onu
ayne
l-yakîn (bizzat baş gözü) ile göreceksiniz!...
Təkəsur Suresi, 7. Ayet:
Sonra onu, hiç tartışmasız yakîn gözüyle (
Ayne
'l Yakîn) görmüş olacaksınız....
Əhzab Suresi, 51. Ayet:
Turcî men teşâu minhunne ve tu’vî ileyke men teşâu, ve menibtegayte mimmen azelte fe lâ cunâha aleyk(aleyke), zâlike ednâ en tekarre a’yunuhunne ve lâ yahzenne ve yerd
ayne
bimâ âteytehunne kulluhunn(kulluhunne), vallâhu ya’lemu mâ fî kulûbikum ve kânallâhu alîmen halîmâ....
Əhzab Suresi, 51. Ayet:
1.
turcî
: sen ertelersin
2.
men
: kim, kimse
3.
teşâu
: sen dilersin
4.
min-hunne
: onlardan