Axtarış Nəticələri

Tövbə Suresi, 32. Ayet: Allâh'ın nurunu ağızlariyle söndürmek istiyorlar. Halbuki, kâfirler hoşlanmasa da Allâh, mutlaka nurunu tamamlamak ister, (bundan başka bir şeye râzı olmaz)....

Tövbə Suresi, 99. Ayet: Ve bedevilerden öylesi de vardır ki, Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân eder ve infak ettiği şeyi Allah Teâlâ nezdinde tekarrübe ve Peygamberin dualarına vesile (ittihaz) eder. Haberiniz olsun ki, onlar kendileri için bir yakınlıktır. Elbette Allah Teâlâ onları rahmetinin içine girdirecektir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ yarlığayıcıdır, esirgeyicidir....

Tövbə Suresi, 114. Ayet: Ve İbrâhîm'in babası için mağfiret dilemesi olamaz (olmaz). Yalnız ona vaadettiği vaad hariç. Fakat onun (babasının), Allah'ın düşmanı olduğu, ona belli olduğu (beyan edildiği) zaman, ondan uzaklaştı. İbrâhîm muhakkak ki evvah (yüreği çok sızlayan)tır, halîm (çok merhametli)dir....

Tövbə Suresi, 122. Ayet: 1. ve mâ kâne : ve olmaz (uygun olmaz), gerekmez 2. el mu'minûne : mü'minler 3. li yenfirû : sefere çıkması, cihada çıkmaları 4. <...

Tövbə Suresi, 122. Ayet: Mü'minlerin hepsinin birden sefere çıkması gerekmez (uygun olmaz). Böylece, her fırkadan bir grup sefere çıkmayıp, kendi kavimlerini, onlara geri döndükleri zaman, onları inzar etmeleri (uyarmaları) için, dîni çok iyi fıkıh etsinler! Böylece onlar hazer ederler (Allah'tan çekinirler)....

Yunus Suresi, 21. Ayet: Ve (işte bunun gibi:) ne zaman kendilerine (bir) darlık dokunup geçtikten sonra (bu tür) insanlara rahmet(imizden biraz) tattırsak, hemen ayetlerimiz hakkında asılsız iddialar tasarlamaya başlarlar. De ki: "İnce tasarımda Allah (sizden çok) daha tezdir!" Dikkat edin! Bizim (görünmeyen) habercilerimiz tasarlayıp durduğunuz her şeyi (inceden inceye) kaydediyorlar!...

Yunus Suresi, 35. Ayet: 1. kul : de 2. hel : var mı 3. min şurekâi-kum : sizin şirk (ortak) koştuklarınızdan, ortaklarınızdan 4. men yehdî

Yunus Suresi, 36. Ayet: 1. ve mâ : ve değil 2. yettebiu : tâbî oluyor 3. ekseru-hum : onların çoğu 4. illâ : ...den başka, sadece, hariç

Yunus Suresi, 57. Ayet: Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana (nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü'minlere hidayet ve rahmet gelmiştir....

Yunus Suresi, 61. Ayet: 1. ve mâ tekûnu : ve olmazsınız (olmanız yoktur ki) 2. fî şe'nin : bir halde, iş üzerinde, bir durumda 3. ve mâ tetlû : ve okumazsınız (okumanız yoktur ki)

Yunus Suresi, 70. Ayet: Dünyada (az) bir faydalanmanın ardından, dönüşleri bizedir; sonra da, inkâr etmekte olduklarından dolayı onlara (pek) şiddetli azâbı tattırırız....

Yunus Suresi, 101. Ayet: 1. kul : de 2. unzurû : bakın 3. mâ zâ : ne(ler) var 4. fî es semâvâti : göklerde

Hud Suresi, 56. Ayet: "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Hiçbir canlı yoktur ki O, onun perçeminden tutmuş olmasın (onu dilediği gibi yönetmesin). Gerçekten Rabbim, doğru bir yol üzerindedir (O âdildir, yanında kimse zulme uğramaz)."...

Hud Suresi, 105. Ayet: 1. yevme : gün 2. ye'ti : gelir 3. lâ tekellemu : konuşmaz (konuşamaz) 4. nefsun : bir kimse

Yusif Suresi, 17. Ayet: "Ey babamız!" dediler, "Yarış yapmak için bulunduğumuz yerden (biraz) uzaklaşmış ve Yusuf'u azıklarımızın yanında bırakmıştık... Meğer kurt kapmış o'nu! Ama (biliyoruz ki,) biz böylece doğruyu söylüyor olsak da sen bize inanmayacaksın!"...

Yusif Suresi, 50. Ayet: Ve (Yusuf'un yorumu kendisine ulaşır ulaşmaz) Kral: "Onu bana getirin!" dedi. Ama elçiler kendisine geldiğinde (Yusuf:) "Efendinize gidin ve ondan (önce) ellerini kesen kadınlar hakkındaki gerçeği (ortaya çıkarmasını) isteyin; çünkü, Rabbim onların oyunlarını/tuzaklarını bütün gerçeğiyle bilmektedir!"...

Yusif Suresi, 78. Ayet: Yusuf’un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler:"Aziz vezir! Onun pîr-i fanî bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy. Gerçekten seni anlayış gösteren, iyilik sever insanlardan olarak görüyoruz!"...

Yusif Suresi, 84. Ayet: Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve: "Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım" dedi ve gözleri üzüntüsünden (ağardıkça) ağardı. Ki yutkundukça yutkunuyordu."...

Yusif Suresi, 84. Ayet: Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve: "Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım" dedi ve gözleri üzüntüsünden (ağardıkça) ağardı. Ki yutkundukça yutkunuyordu."...

Yusif Suresi, 84. Ayet: Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve: «Ey Yusuf'a karşı (artan dayanılmaz) kahrım» dedi ve gözleri üzüntüsünden (ağardıkça) ağardı. Ki yutkundukça yutkunuyordu....

Yusif Suresi, 90. Ayet: 1. kâlû : dediler 2. e inne-ke : gerçekten sen misin 3. le ente yûsufu : mutlaka sen Yusuf'sun 4. kâle : dedi...

Rəd Suresi, 11. Ayet: Onları (o kavimdekileri), önünden ve arkasından (önden arkaya doğru uzanan) takip edenler (devrin imamlarını koruyan muhafız melekler) vardır. Allah'ın emrinden olup, onları korurlar. Muhakkak ki; Allah, onlar nefslerinde olan şeyi (hidayette kalma konusundaki niyetlerini) bozmadıkça, bir kavimde olan şeyi bozmaz (devrin imamının ruhunu başlarının üzerinden almaz). Ve Allah, bir kavme ceza vermeyi dilediği zaman, artık onu reddedecek (mani olacak kimse) yoktur. Ve onlar için, ondan başka koruyan...

Rəd Suresi, 14. Ayet: Hakkın daveti O'nadır (Kendisinedir, Allah'adır). O'ndan başkasına davet ettikleri (şeyler), onlara bir şeyle icabet etmezler. Onlar ancak suya, onun ağzına, suyun ulaşması için avucunu açmış kimse gibidir. O (su), ona ulaşacak değildir. Ve kâfirlerin daveti, dalâletten (su nasıl onların ağızlarına ulaşamıyorsa, dalâlette olanlar da hidayete ulaşamaz) başka bir şey değildir....

Rəd Suresi, 31. Ayet: Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kuran olsaydı [yine bu Kuran olurdu]. Hayır, buyruğun tümü Tanrı'nındır. İnananlar hala anlamadılar mı ki eğer Tanrı dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirirdi. Küfredenler, Tanrı'nın vaadi gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Tanrı verdiği sözden dönmez (veya miadını şaşırmaz)....

Rəd Suresi, 33. Ayet: Artık bütün nefslerin kazandıkları şeyler üzerinde kaim olan kimdir? Ve onlar, Allah'a ortaklar kıldılar. De ki: "Onları isimleri ile (davet etsinler, icabet edilmeyeceğini görsünler). Yoksa siz, O'na (Allah'a) yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Veya sözün zahir olanını mı?" Hayır, kâfirlere hileleri süslü gösterildi ve yoldan (Allah'ın yolundan) saptırıldılar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi (mehdi) yoktur (bulunmaz)....

İbrahim Suresi, 38. Ayet: 1. rabbe-nâ : Rabbimiz 2. inne-ke : muhakkak sen 3. ta'lemu : bilirsin 4. mâ nuhfî : gizlediğimiz şeyleri

Hicr Suresi, 5. Ayet: Hiçbir ümmet, ecelini evvele alamaz ve tehir edemez (geciktiremez, sonraya alamaz)....

Hicr Suresi, 73. Ayet: Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi....

Hicr Suresi, 73. Ayet: Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi....

Hicr Suresi, 73. Ayet: Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi....

Nəhl Suresi, 63. Ayet: Şanıma and olsun ki, biz senden önce ümmetlere peygamberler gönderdik. Şeytan ise onların (o bâtıl ve yaramaz) işlerini onlara süslü ve çekici gösterdi. Bugün de şeytan, onların sahibi ve dostudur ve onlar için elem verici bir azâb vardır....

Nəhl Suresi, 76. Ayet: Allah, iki adamı örnek verdi. İkisinden birisi dilsiz, bir şeye muktedir değil (gücü yetmez). Ve o, Mevlâsı'na (Efendisi'ne) yüktür. Onu nereye yönlendirse (gönderse), bir hayır (fayda) getiremez (sağlayamaz). O, adaletle emreden (irşad makamının sahibi olan) ve Sıratı Mustakîm üzerinde olan kimse ile eşit (müsavi) olabilir mi?...

Nəhl Suresi, 79. Ayet: 1. e lem yerev : görmüyorlar mı, görmediler mi 2. ilet tayri (ilâ et tayri) : kuşları 3. musahharâtin : emir altına alınanlar, emre amade kılınmış olanlar ...

Nəhl Suresi, 85. Ayet: 1. ve izâ : ve olduğu zaman 2. rae : gördü 3. ellezîne : kimseler 4. zalemû : zulmettiler

Nəhl Suresi, 85. Ayet: (Cehennemden ayrılmalarına izin verilmeyen) zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan (azap) hafifletilmez. Ve onlara, nazar edilmez (yüzüne bakılmaz)....

Nəhl Suresi, 104. Ayet: Muhakkak ki Allah, Allah'ın âyetlerine inanmayanları (îmân etmeyenleri) hidayete erdirmez (onların ruhunu Kendisine ulaştırmaz). Ve onlar için elîm azap vardır....

Nəhl Suresi, 111. Ayet: O gün, bütün nefsler gelir. Herkes (hayat filmini görerek, kaybettiği ve kazandığı dereceler açısından) kendi nefsi ile mücâdele eder. Ve herkese amelleri (yaptıkları) ödenir. Ve onlara zulmedilmez (haksız olarak negatif derece yazılmaz)....

İsra Suresi, 10. Ayet: 1. ve ennellezîne (enne ellezîne) : ve muhakkak o kimseler ki 2. lâ yu'minûne : inanmazlar, mü'min olmazlar (kalplerine îmân yazılmaz) 3. bi el âhıreti : ahirete

İsra Suresi, 13. Ayet: Herkesin amelini kendi boynuna taktık (ondan ayrılamaz). Kıyamet günü onun için bir kitap çıkaracağız ki, ona açılmış olarak kavuşacak....

İsra Suresi, 43. Ayet: "O, Subhan ve yücedir; yüceliği onların laflarından ölçüsüz büyüktür (yüceliğini akıl kavramaz)!"...

İsra Suresi, 71. Ayet: O gün bütün insanları, (Allah'ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz)....

İsra Suresi, 78. Ayet: (Öğle üzeri) güneşin zevâlinden (sonra öğle, daha sonra ikindi namazını), gecenin kararmasına kadar (gün batımında akşam, iyice karardığında yatsı) namazı(nı) kıl; bir de sabah namazını (kıl)! Çünki sabah namazı (gece ve gündüz melekleri tarafından) şâhid olunan (bir namaz)dır....

İsra Suresi, 79. Ayet: (Habîbim, yâ Muhammed!) Hem gecenin bir kısmında (uyanıp) da sana mahsus bir fazla (farz namaz) olmak üzere, onunla (Kur’ân’la) teheccüd (namazı) kıl! Tâ ki Rabbin, seni Makam-ı Mahmûd’a (övülen bir makama) ulaştırsın....

Kəhf Suresi, 17. Ayet: Güneşi görürsün; doğduğu vakit, mağaralarının sağ taradına meyleder (onlara zararı dokunmaz); battığı vakit de, onların sol tarafını makaslardı. Onlar, (mağaranın) geniş bir yerindeydiler. İşte bu, Allah'ın kudreti delillerindendir. Allah kime hidâyet verirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, artık ona aslâ doğru yolu gösterecek bir velî bulamazsın....

Məryəm Suresi, 18. Ayet: (Hz. Meryem şöyle) dedi: “Muhakkak ki ben, eğer sen takva sahibi isen (bana bir zararın dokunmaz). Senden Rahmân'a sığınırım.”...

Məryəm Suresi, 92. Ayet: Ve Rahmân'a çocuk edinmek yakışmaz (olamaz)....

Taha Suresi, 6. Ayet: Göklerde, yerde, ikisinin arasında ve toprağın altında bulunanlar hep O'nundur (ne kadar kapalı olursa olsun, O'ndan hiçbir şey gizli kalmaz)....

Taha Suresi, 69. Ayet: 'Sağ elindekini (yere) bırak da (onların özenerek) yaptıkları şeyleri yutsun! Yaptıkları sâdece bir sihirbaz hîlesidir. Hâlbuki (böyle göz boyayan) sihirbaz, her nereye varsa kurtuluşa ermez (maksadına sihirle ulaşamaz).'...

Taha Suresi, 74. Ayet: 1. inne-hu : muhakkak o 2. men ye'ti : kim gelirse 3. rabbe-hu : onun Rabbi 4. mucrimen : suçlu olarak <...

Ənbiya Suresi, 94. Ayet: O halde kim mü'min olarak salihat (nefs tezkiyesi) yaparsa, bundan sonra onun gayretleri (kazandığı dereceler) örtülmez (eksilmez, yok olmaz). Ve muhakkak ki Biz, onu yazanlarız....

Ənbiya Suresi, 94. Ayet: O halde, kim mümin olarak salih amellerden bir amel işlerse, onun yaptığı makbul olur (sevabdan mahrum bırakılmaz). Muhakkak biz, onun işini (melek vasıtasıyla amel defterine) yazarız....

Həcc Suresi, 10. Ayet: (Kıyamet gününde ona şöyle denecektir): Bu perişanlık ve azab, iki elinin kazandığı günahlar sebebiyledir. Muhakkak ki Allah, kullara zulümkar değildir (günahları olmadan onları cezalandırmaz)....

Həcc Suresi, 37. Ayet: Elbette kurbanların ne etleri, ne kanları Allah’a erişmez. (Allah katında makbul olmaz). Fakat Allah’a sizden ancak takva (hâlis ve kâmil ibadetler) ulaşır. İşte kurbanlıkları böyle sizin emrinize bağladı ki size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı, tekbir getirerek yüceltesiniz. Ey Rasûlüm, ihlâsla güzel iş yapanlara (cenneti) müjdele......

Həcc Suresi, 55. Ayet: Ve o saat (kıyâmet saati), ansızın onlara gelinceye veya akîm (hedefine ulaşılamamış) günün (ölüm gününün) azabı onlara gelinceye kadar, kâfirlerin ondan şüphesi zail olmaz (yok olmaz)....

Möminun Suresi, 33. Ayet: Dünya hayatında kendilerine nimet (mal ve evlâd bolluğu) verdiğimiz halde, küfredip ahiretteki hesabla karşılaşmayı yalanlıyan ve o peygamberin kavminden ileri gelen bir topluluk şöyle dedi: “- Bu, ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor (bu bir peygamber olamaz)....

Möminun Suresi, 65. Ayet: "Bugün artık feryâd etmeyin, bize karşı size yardım olunmaz (kimse sizi bizim azâbımızdan kurtaramaz)....

Möminun Suresi, 80. Ayet: Öldükten sonra dirilten O, dünyada öldüren O. Gece ile gündüzün birbiri ardınca değişmesi (karanlık ve aydınlık farkları) hep O’na aittir. (Bunlarda başkasının tasarrufu olamaz). Artık akıllanmıyacak mısınız?...

Nur Suresi, 16. Ayet: Ve onu işittiğiniz zaman: “Bizim bunu konuşmamız olmaz (bize yakışmaz), sen Sübhan'sın (Allah'ım Sana sığınırız). Bu büyük bir bühtan (uydurulmuş bir iftira)dır.” deseydiniz olmaz mıydı (demeniz gerekmez miydi)?...

Nur Suresi, 39. Ayet: İnkâr edenlere gelince; onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır. Yanına geldiğinde hiçbir şey bulamaz. (Tıpkı bunun gibi kâfir de hesap günü amellerinden bir şey bulamaz). Ancak Allah’ı yanında bulur da Allah onun hesabını tastamam görür. Allah, hesabı çabuk görendir....

Nur Suresi, 39. Ayet: Kâfir olanların amelleri ise, dümdüz engin bir arazideki serab gibidir. Susayan, onu bir su zanneder; nihayet ona vardığı zaman, onu zannetiği gibi bir şey bulmaz (işte kâfir de kıyamet günü, yaptığı amelden bir sevab bulamaz). Yanında Allah’ın cezasını bulur. Allah’da onun hesabını (amelinin cezasını) tamamen verir. Allah, çok çabuk hesab görendir....

Furqan Suresi, 1. Ayet: «Tebarek» ne yüce (feyyaz)dır o ki bütün âlemine bir nezîr olsun diye kuluna fürkanı indirdi...

Şüəra Suresi, 54. Ayet: 1. inne : muhakkak 2. hâulâi : bunlar 3. le : elbette, gerçekten 4. şirzimetun : küçük topluluk, küçük grup

Şüəra Suresi, 74. Ayet: Dediler ki: “- Hayır (bize cevab vermezler, fayda ve zararları da dokunmaz), ancak biz, babalarımızı böyle yapıyorlar bulduk....

Şüəra Suresi, 207. Ayet: Onların metalandırıldıkları şeyler, onlara fayda vermez (onları müstağni kılmaz)....

Şüəra Suresi, 216. Ayet: Şâyet sana (uymaz) karşı gelirlerse: "Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım," de....

Nəml Suresi, 28. Ayet: "Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?"...

Nəml Suresi, 28. Ayet: "Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?"...

Nəml Suresi, 28. Ayet: «Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak, sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?»...

Nəml Suresi, 48. Ayet: 1. ve : ve 2. kâne : oldu 3. fî : içinde 4. el medîneti : şehir

Qəsəs Suresi, 23. Ayet: Ve Medyen suyuna varınca, (kuyunun) başında (hayvanlarını) sulayan bir insan topluluğu buldu; onların gerisinde de (hayvanlarını sudan) men' etmekte olan iki kadın (iki genç kız) buldu. (Onlara:) 'Bu hâliniz nedir?' dedi. (Onlar:) 'Çobanlar (sulayıp) gitmeden(biz hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da yaşlı bir ihtiyardır (onları sulayamaz)' dediler....

Qəsəs Suresi, 30. Ayet: (30-31) Derken oraya gelince feyizli (ve mümtaz) bir yerdeki vâdînin sağ kıyısından, ağacdan: «Yâ Musa, aalemlerin Rabbi olan Allah ben im ben» diye. Ve «asaanı (yere) bırak» diye nida olundu. Şimdi (Musa) onu bir yılan gibi deprenir görünce arkasını dönüb uzaklaşdı, geri dönmedi. «Yâ Musa, beri gel, korkma. Çünkü sen emniyyetde olanlardansın». ...

Qəsəs Suresi, 31. Ayet: (30-31) Derken oraya gelince feyizli (ve mümtaz) bir yerdeki vâdînin sağ kıyısından, ağacdan: «Yâ Musa, aalemlerin Rabbi olan Allah ben im ben» diye. Ve «asaanı (yere) bırak» diye nida olundu. Şimdi (Musa) onu bir yılan gibi deprenir görünce arkasını dönüb uzaklaşdı, geri dönmedi. «Yâ Musa, beri gel, korkma. Çünkü sen emniyyetde olanlardansın». ...

Qəsəs Suresi, 57. Ayet: “Seninle beraber doğru yolda gidersek yerimizden oluruz. ” dediler. Biz onları kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin mahsulünün toplanıp getirildiği emniyetli ve hürmetli (dokunulmaz) bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler....

Qəsəs Suresi, 68. Ayet: Rabbin dilediğini yaratır ve seçer (istediğini peygamber yapar, Mekke’li elebaşların istediği olamaz). İrade (dilemede) serbestlik onların değil; (ancak Allah’ındır). Allah (bir kimsenin kendisi üzerine irade sahibi olmasından) münezzehtir ve onların ortak koştukları şeylerden yücedir....

Qəsəs Suresi, 80. Ayet: Ve ilim verilenler: "Size yazıklar olsun! Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar için Allah'ın sevabı daha hayırlıdır. Buna (hayırlı sevaba), sabredenlerden başkası mülâki olmaz (kavuşturulmaz)." dediler....

Ənkəbut Suresi, 45. Ayet: Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah'ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir....

Ənkəbut Suresi, 45. Ayet: (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor....

Ənkəbut Suresi, 67. Ayet: Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp yağma edilirken, biz Harem (Mekke'y)i güvenilir (ve dokunulmaz) kıldık? Yine de onlar, batıla inanıp Allah'ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar?...

Ənkəbut Suresi, 67. Ayet: Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp yağma edilirken, biz Harem (Mekke'y)i güvenilir (ve dokunulmaz) kıldık. Yine de onlar, batıla inanıp Allah'ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar?...

Loğman Suresi, 33. Ayet: Ey insanlar! Rabbinizden sakının (O’na ibadet edin) ve bir günün azabından korkun ki, baba çocuğundan bir şey ödeyemez, (hiç bir şey karşılığında çocuğunun azabını kaldıramaz), çocuk da babasından bir şey ödeyecek değildir. Muhakkak ki Allah’ın (hesaba çekme) vaadi hakdır, olacaktır. O halde sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; ve sakın şeytan, sizi Allah’a güvendirmesin (Allah, herkesi bağışlar diye, şeytanın aldatışına uymayın)....

Səba Suresi, 46. Ayet: (Habîbim) de ki: «Ben size sırf Allah için ikişer, ikişer, teker teker (karşımda) durmanız, sonra arkadaşınızda hiçbir mecnunluk olmadığını iyi düşün (üb bil) menizi va'z ederim. O, çetin bir azâb (gelib çatmaz) dan evvel (bunu) size haber veren (bir peygamber) den başkası değildir». ...

Fatir Suresi, 10. Ayet: Kim izzet diliyorsa, (öncelikle bilsin ki) izzet tümüyle Allâh'ındır (kendini Allâh'tan ayrı birim kabullenende yaşadığı şirk hâli nedeniyle izzet olmaz)! Güzel, temiz yaratılmışlar O'na ulaşır! İmanın gereği fiiller onu yükseltir. . . Kötülükleri mekr (hile) yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. . . Bunların mekri boşa çıkar!...

Fatir Suresi, 11. Ayet: Ve Allah sizi topraktan yarattı. Sonra bir nutfeden. Sonra (da) sizi çiftler kıldı. O'nun ilmi olmaksızın bir kadın yüklenemez (hamile kalamaz) ve doğum yapamaz. Ömür verilen bir kimsenin ömrü kitapta olanın dışında uzatılmaz veya onun ömründen eksiltilmez. Muhakkak ki bu, Allah için çok kolaydır....

Fatir Suresi, 18. Ayet: Hiçbir günâhkâr başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiçbir şey, taşınmaz; akrabâsı dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz). Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Ma'nen arınıp yücelen, kendi yararına arınmış olur. Dönüş Allah'adır, (Allâh, herkese yaptığının karşılığını verir)....

Fatir Suresi, 19. Ayet: (19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin....

Fatir Suresi, 20. Ayet: Ve zulmet (karanlık) ve nur (aydınlık) da (eşit olmaz)....

Fatir Suresi, 20. Ayet: (19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin....

Fatir Suresi, 21. Ayet: Ve gölge ve sıcaklık da (eşit olmaz)....

Fatir Suresi, 21. Ayet: Ve gölge ile sıcak da (müsavî bulunmaz)....

Fatir Suresi, 21. Ayet: (19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin....

Fatir Suresi, 22. Ayet: (19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin....

Fatir Suresi, 32. Ayet: Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullah bilgisine vâris kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz). . . Onlardan kimi muktesiddir (arada, kâh hakikatini hisseder kâh bedenselliğe düşer). . . Onlardan kimi de Bi-iznillah (Esmâ açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir. . . İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu âyeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r. a. dedi ki, Hz. Rasûlullah'ı şu âyeti...

Fatir Suresi, 43. Ayet: Yeryüzünde kibirlendiler ve kötü hile düzenlediler . Oysa kötü hileler, sahibinden başkasına isabet etmez (ulaşmaz). Öyleyse onlar, evvelkilerin sünnetinden başkasını mı gözlüyorlar (bekliyorlar)? Halbuki Allah'ın sünnetinde asla bir tebdil (değişiklik) bulamazsın. Ve Allah'ın sünnetinde asla bir tahvil (değişme) bulamazsın....

Fatir Suresi, 45. Ayet: Bununla beraber Allah, insanları kendi işledikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsa, yeryüzünde bir deprenen bırakmazdı. Fakat onları belirlenmiş bir süreye kadar erteler. Nihayet ecelleri geldiği vakit, işte o zaman şüphe yok ki, Allah kullarını görendir (hiçbirini karşılıksız bırakmaz)....

Yasin Suresi, 23. Ayet: Ben, O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân bana bir zarar dilerse, onların şefaati bana bir (şey) fayda vermez (sağlamaz). Ve onlar beni kurtaramazlar....

Yasin Suresi, 40. Ayet: 1. leş şemsu (lâ eş şemsu) : güneş olmaz (olamaz) 2. yenbegî : gerekir, mümkün olur 3. lehâ : ona 4. en tudrike : ...

Saffat Suresi, 48. Ayet: (48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir....

Saffat Suresi, 48. Ayet: (48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır....

Saffat Suresi, 49. Ayet: (48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir....

Saffat Suresi, 49. Ayet: (48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır....

Sad Suresi, 66. Ayet: "Semâların, arzın ve ikisi arasında olanların Aziyz (gücüne - hükmüne karşı konulmaz), Ğaffar olan Rabbidir. "...

Mömin Suresi, 17. Ayet: O Gün her insan kazandığının karşılığını görür. O Gün hiçbir haksızlık (yapılmaz). Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir!...

Mömin Suresi, 58. Ayet: Ve kör ile basiret sahibi bir olmaz. Ve de âmenû olup salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenlerle kötülük yapanlar da (bir olmaz). Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz....

Fussilət Suresi, 11. Ayet: Sonra duman (gaz) halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve arza: "İsteyerek veya istemeyerek (buyruğuma) gelin" dedi. "İsteyerek (buyruğuna) geldik." dediler....

Fussilət Suresi, 35. Ayet: Ona (kötülüğü iyilikle karşılama hasletine), sabredenlerden ve hazzul azîm (en büyük haz) sahiplerinden başkası ulaştırılmaz....

Fussilət Suresi, 42. Ayet: Ne önünden ne ardından bâtıl Ona gelip (sokulamaz). O, yegâne hikmet sahibi, her türlü güzel övgüye lâyık olan (Allah)'dan indirilmedir....

Şura Suresi, 24. Ayet: Yoksa «O, Allaha karşı bir yalan düzdü» mü derler? Fakat eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler Allah baatılı (yaşatmaz) mahveder. Sözleriyle hakkı yerine getirir. Şübhesiz ki O, kalblerde olan (sır) ları dahi bilendir. ...

Şura Suresi, 34. Ayet: Yahud dilerse, kazandıkları günah yüzünden, onları denizde helâk eder. Fakat Allah, (onlardan günahların) çoğunu bağışlar (da kendilerini cezalandırmaz)....

Zuxruf Suresi, 36. Ayet: Kim O çok esirgeyici (Allah) ın zikrinden göz yumarsa biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık bu, onun (ayrılmaz) bir arkadaşıdır. ...

Məhəmməd Suresi, 12. Ayet: Şübhesiz ki Allah, îmân edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. İnkâr edenler ise, (dünyada biraz) faydalanırlar ve hayvanların yiyip durduğu gibi yerler; ve ateş, onlar için bir kalma yeridir!...

Qəmər Suresi, 3. Ayet: Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh'ın kararına kimse engel olamaz)....

Rəhman Suresi, 20. Ayet: İkisi arasında berzah (engel) vardır, ikisi birbirinin sınırını geçemez (birbirinin özelliğini, düzenini bozamaz)....

Rəhman Suresi, 35. Ayet: Üzerinize dumansız bir ateş ve bunaltıcı bir duman (gaz) gönderilir de artık kendinizi savunamaz ve kurtaramazsınız....

Vaqiə Suresi, 60. Ayet: Sizin aranızda ölümü Biz, Biz takdir ettik. Ve Biz, önüne geçilmiş (veya geçilebilecek) olan değiliz (bu takdirimizi kimse bozamaz)....

Vaqiə Suresi, 60. Ayet: Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmiş değildir (kimse ölüme engel olamaz)....

Mücadilə Suresi, 17. Ayet: Onları ne malları ve ne de evlatları hiçbir şey ile Allah'tan kurtaramaz (müstağni kılamaz). Onlar ateş ashâbıdırlar, onlar o ateşte ebedîyyen kalıcılardır....

Mümtahinə Suresi, 8. Ayet: Allah, dîn konusunda sizinle savaşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olan kimselere iyilik etmenizden ve onlara adaletle davranmanızdan sizi nehyetmez (yasaklamaz). Muhakkak ki Allah, adaletli olanları (adaletle davrananları) sever....

Haqqə Suresi, 47. Ayet: Ayrıca sizden hiçbiriniz ondan men edici olamaz (buna mani olamaz)....

Haqqə Suresi, 50. Ayet: Muhakkak ki o (Kur'an) kâfirlere karşı (kaçınılmaz) bir hasretdir. ...

Məaric Suresi, 15. Ayet: Hayır (Allah onu azabdan kurtarmaz). Çünkü, o cehennem alevli bir ateştir....

Məaric Suresi, 28. Ayet: Muhakkak ki onların Rabbinin azabı, gayri memundur (ondan emin olunamaz)....

Məaric Suresi, 39. Ayet: (Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık....

Məaric Suresi, 41. Ayet: Onları, kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirmeğe. Bizim önümüze geçilmez (bize engel olunamaz)....

Cin Suresi, 26. Ayet: O (Allah), gaybı bilendir. Fakat O, gaybını hiç kimseye izhar etmez (açıklamaz)....

Cin Suresi, 26. Ayet: O, gaybi bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz)....

Müddəssir Suresi, 16. Ayet: Hayır, (istediğine kavuşamaz) çünkü o, ayetlerimize karşı bir inkârcı idi....

Naziat Suresi, 34. Ayet: Fakat o büyük (dayanılmaz) musîbet (kıyâmet vakti) geldiği zaman....

Təkvir Suresi, 24. Ayet: O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz)....

Mutəffifin Suresi, 7. Ayet: Hayır, (ölçü ve tartıda hile yapılamaz), doğrusu sapanların yazıcısı Siccin (aşağı zindan)dadır....

Fəcr Suresi, 19. Ayet: Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz....

Fəcr Suresi, 19. Ayet: Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz....

Fəcr Suresi, 19. Ayet: Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz....

Fəcr Suresi, 23. Ayet: Cehennem de o gün getirilib ortaya konur; o gün (kâfir) insan düşünür, fakat o düşünüb (gerçeği) anlamaktan ona ne fayda? (Artık düşünmek ona hiç bir fayda sağlayamaz)....

Leyl Suresi, 15. Ayet: Ona çok şâkî olandan başkası yaslanmaz (atılmaz)....

Leyl Suresi, 18. Ayet: O ki, arınmak için zenginliğini başkalarına harcar (yığmaz). . ....

Hümeze Suresi, 4. Ayet: Hayır, (malı onu kurtaramaz). Muhakkak o Hutame’ye (ateşe) atılacaktır....

Hümeze Suresi, 4. Ayet: Hayır! (Vazgeçsin bu hülyadan, malı kendisini kurtaramaz) Mutlaka o Hutame’ye fırlatılır....

İxlas Suresi, 4. Ayet: Ve O'nun bir dengi olmadı (olamaz)....

Əhzab Suresi, 52. Ayet: Bundan sonra (başka) kadınlar sana helal olmaz. . . Güzellikleri hoşuna gitse bile bunları başka eşlerle değiştirmek (olmaz)! Cariyelerin hariç. . . Allâh her şey üzerine Rakıyb'dır....

Qaf Suresi, 20. Ayet: Ve sur'a üflendi. İşte bu vaîd (ikaz) günüdür....

Zariyat Suresi, 58. Ayet: Şübhesiz ki Rezzâk (çokça rızık veren), kuvvet sâhibi, Metîn (aslâ sarsılmaz) olan ancak Allah’dır....

Təğabun Suresi, 14. Ayet: Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....

Təğabun Suresi, 14. Ayet: Ey inananlar! Gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir....

Təğabun Suresi, 14. Ayet: Ey iman edenler, gerçek şu ki, sizin eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için (birer) düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir....

Mülk Suresi, 19. Ayet: 1. e ve lem yerev ilâ : ve görmüyorlar mı (...a bakmıyorlar mı) 2. et tayri : kuşlar 3. fevka-hum : onların üstünde 4. sâffâtin...

Qələm Suresi, 45. Ayet: Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır (onu kimse bozamaz)....

Rum Suresi, 39. Ayet: Ve insanların mallarında artış olsun diye faizden (faiz olarak) verdiğiniz şey (Allah’a ulaşmayı dilemeden yaptığınız zikir), o taktirde Allah’ın katında artmaz (nefsinizin kalbindeki nurları oluşturmaz ve arttırmaz). Allah’ın vechini (Allah’a ulaşmayı) dileyerek verdiğiniz zekât (yaptığınız (zikir)ler); işte böylece kat kat (nefsinizin kalbindeki nurları) artıranlar onlardır....

Nəcm Suresi, 59. Ayet: Ne yani, siz bu (kaçınılmaz) olayın haberini tuhaf mı buluyorsunuz?...

Bəqərə Suresi, 160. Ayet: Tövbə edənlər, islah olanlar (nəfsini islah edənlər) və bəyan edənlər (açıqlayanlar) istisna olmaqla (onlara lənət olunmaz). O təqdirdə, onların tövbələrini qəbul edərəm. Mən tövbələri qəbul edən, rəhmliyəm....

Bəqərə Suresi, 257. Ayet: Allah amənu olanların (Allaha təslim olmağı diləyənlərin) dostudur, onları (onların nəfslərinin qəlblərini) zülmətdən nura çıxarar. Kafirlərin dostları tağutdur (onlar, şeytanı dost tutarlar, şeytan kimsəyə dost olmaz), onları (onların nəfslərinin qəlblərini) nurdan zülmətə çıxararlar. Onlar atəş əhlidir. Onlar orada əbədi qalacaq olanlardır....

Bəqərə Suresi, 286. Ayet: Allah kimsəni gücünün çatdığından başqasıyla mükəlləf etməz (məsul tutmaz). Qazandığı (dərəcələr) onundur və qazandığı (mənfi dərəcələr) də onundur (məsuliyyəti onun üzərindədir). Rəbbimiz! Əgər unutduqsa və ya xəta etdiksə bizi sorğuya çəkmə. Rəbbimiz, bizdən əvvəlkilərə yüklədiyin kimi bizim də üzərimizə ağır yük yükləmə. Rəbbimiz, güc çatdıra bilməyəcəyimiz şeyi bizə yükləmə. Bizi əfv və məğfirət et və bizə rəhmət et. Sən bizim Mövlamızsan. Artıq kafirlər qövmünə qarşı bizə yardım et....

Əraf Suresi, 124. Ayet: Mütləq əllərinizi və ayaqlarınızı qarşılıqlı (çarpaz) kəsəcəm. Sonra mütləq hamınızı asacam....

Tövbə Suresi, 122. Ayet: Möminlərin hamısının birdən səfərə çıxması lazım deyil (uyğun olmaz). Beləcə hər firqədən bir qrup səfərə çıxmayıb, öz qövmlərini onlara geri döndükləri zaman onları xəbərdar etmələri üçün dini çox yaxşı öyrənsinlər! Beləcə onlar (Allahdan) çəkinərlər....

Nəhl Suresi, 85. Ayet: Zalımlar əzabı gördükləri zaman artıq onların əzabı yüngülləşdirilməz. Onlara nəzər edilməz (üzlərinə baxılmaz)....

Məryəm Suresi, 18. Ayet: (Hz. Məryəm belə) dedi: ‘Şübhəsiz ki, mən səndən Rəhmana sığınıram, əgər sən təqva sahibisənsə (mənə bir zərərin toxunmaz).’...

Ənbiya Suresi, 94. Ayet: O halda kim mömin olaraq salihat (nəfsini islah) etsə, bundan sonra onun səyləri örtülməz (əskilməz, yox olmaz). Şübhəsiz ki, Biz onu yazanlarıq....

Nur Suresi, 16. Ayet: Onu eşitdiyiniz zaman: ‘Bizim bunu danışmağımız olmaz (bizə yaraşmaz), Sən Sübhansan (Allahım Sənə sığınırıq). Bu böyük bir böhtandır.’ desəydiniz olmazdımı (deməniz lazım deyildimi)?...

Qəsəs Suresi, 80. Ayet: Elm verilənlər: ‘Sizə yazıqlar olsun! Amənu olan və saleh əməl (nəfsi islahedici əməl) işləyənlər üçün Allahın savabı daha xeyirlidir. Buna (xeyirli savaba) səbir edənlərdən başqası mülaki olmaz (qovuşdurulmaz).’ dedilər....

Mömin Suresi, 58. Ayet: Kor ilə bəsirət sahibi eyni olmaz. Amənu olub saleh əməl (nəfsi islahedici əməl) işləyənlərlə pislik edənlər də (eyni olmaz). Nə qədər az təzəkkür edirsiniz....

Mürsəlat Suresi, 31. Ayet: Kölgələndirməz və yandırıcı alova bir faydası olmaz (qorumaz)....

Nisa Suresi, 16. Ayet: Aranızda belə (yaramaz) iş tutanların hər ikisinə əziyyət verin. Əgər tövbə edib (əməllərini) islah etsələr, onlardan əl çəkin. Həqiqətən, Allah tövbələri qəbul edəndir, Rəhmlidir....

Hədid Suresi, 13. Ayet: O gün münafiq kişilər və münafiq qadınlar iman gətirənlərə: “(Bir az) gözləyin ki, biz də sizin işığınızdan alaq”– deyəcəklər. (Onlara) deyiləcəkdir: “Geriyə qayıdıb işıq axtarın!” Onların arasına içəri tərəfində mərhəmət, çöl tərəfində əzab olan qapılı bir sədd çəkiləcəkdir....

Bəqərə Suresi, 109. Ayet: Kitab əhlinin çoxu həqiqət (İslamın haqq olması) onlara aydın olduqdan sonra vücudlarından qaynaqlanan paxıllıq üzündən sizi imanınızdan sonra küfrə qaytarmaq istəyirlər. Buna görə də Allahın əmri gələnə kimi (hələlik onlarla vuruşmaqdan vaz) keçin və (onları) məzəmmət etməyin. Həqiqətən, Allah hər şeyə qadirdir....

Nisa Suresi, 18. Ayet: Daim günah edib ölümləri çatan zaman (öləcəyini yəqin edəndə və ya zahiri hissləri Bərzəx aləminin əlamətlərini dərk edəndə) «mən indi tövbə etdim» deyənlər və həmçinin küfr halında ölənlər üçün tövbə yoxdur (onların tövbələri qəbul olunmaz). Ağrılı bir əzab hazırladığımız kəslər onlardır....

Maidə Suresi, 54. Ayet: Ey iman gətirənlər, sizdən kim öz dinindən dönsə (Allaha bir ziyan vurmaz), Allah tezliklə Özünün sevdiyi və Onu sevən bir dəstəni gətirər. (Onlar) möminlərin qarşısında ram və təvazökar, kafirlərin qarşısında isə qüdrətli və qalibdirlər, Allah yolunda cihad edir və heç bir tənə vuranın tənəsindən qorxmurlar. Bu (iman, məhəbbət və şücaət) Allahın lütfüdür ki, onu istədiyinə verir. Allah (vücud, qüdrət və rəhmət baxımından) geniş və biləndir....

Tövbə Suresi, 113. Ayet: Peyğəmbərə və iman gətirənlərə müşriklərin Cəhənnəm əhli olduqları onlara bəlli olduqdan sonra onlar üçün, hətta qohumları(ndan) olsalar belə, bağışlanma istəmək yaraşmaz (və bu, şəriət baxımından caiz və ağıl baxımından düzgün olmaz)....

Hud Suresi, 47. Ayet: Dedi: «Ey Rəbbim, (barəsində) elmim olmayan şeyi Səndən istəməkdən Sənə sığınıram (peyğəmbərlərə hər hansı bir mövzunu müəyyən etməmiş onun xeyirinə olmayan hökmü istəmək yaraşmaz) və əgər məni bağışlamasan və mənə rəhm etməsən ziyana uğrayanlardan olacağam.»...

Taha Suresi, 12. Ayet: Həqiqətən sənin Rəbbin Mənəm! Buna görə də nəleynini (ayağından) çıxart. Çünki sən müqəddəs Tuva çölündəsən (müqəddəs yerə ayaqqabı ilə girmək olmaz)....

Ənkəbut Suresi, 18. Ayet: «Əgər (məni) təkzib etsəniz (təəccüblü olmaz). Sizdən öncəki ümmətlər də (öz peyğəmbərlərini) təkzib etmişdilər. Açıq-aşkar təbliğdən başqa bir şey Peyğəmbərin öhdəsində deyildir (təslim olmağa və əməl etməyə məcbur etmək isə imamın öhdəsindədir. Dünyada və axirətdə mükafat və cəza vermək isə Allahın öhdəsindədir)»....

Fatir Suresi, 18. Ayet: Günah yükü ilə yüklənmiş heç kəs digərinin günah yükünü götürməz (heç kəs dünyada başqasının işinə görə cəzalanmaz və axirətdə də onun cəzasını çəkməyə məruz qalmaz). Əgər günahla yüklənmiş bir kəs onun günah yükü(nü daşımaq) üçün başqasını hətta yaxın qohumunu çağırsa, o yükdən heç bir şey daşınmaz. Sən ancaq öz Rəbbindən gizlində qorxan və namaz qılan kəsləri qorxudursan. Və kim (əqidə, əxlaq və əməldə) paklıq axtarsa, ancaq öz xeyrinə paklıq axtarar. Hamının dönüşü Allahadır....

Fatir Suresi, 21. Ayet: Nə də kölgə ilə yandırıcı isti (gözəl mükafatlar və şiddətli cəzalar da eyni olmaz)....

Fatir Suresi, 25. Ayet: Və əgər səni təkzib etsələr (təəccüblü olmaz), həqiqətən, onlardan qabaq olanları (Allah rəsullarını) da təkzib etdilər, halbuki peyğəmbərləri onlara möcüzələr və (peyğəmbərliyin) aydın dəlillər(ini) və (məsləhət, nəsihət və ürfan) yazılar(ı) və (şəriətin) aydınlıq bəxş edən (yayan) kitab(ını) gətirmişdilər....

Mömin Suresi, 25. Ayet: Beləliklə elə ki, (Musa) onlara Bizim tərəfimizdən haqqı (tovhidin dəlillərini və möcüzələri) gətirdi, dedilər: «Musa ilə (Allaha) iman gətirənlərin oğullarını öldürün və qadınlarını diri saxlayın.» Lakin kafirlərin hiylə və məkrləri yalnız azğınlıqdadır (və heç vaxt məqsədə çatmaz)....

Hədid Suresi, 13. Ayet: (Həmin) o gün ki, münafiq kişi və qadınlar (məhşər əhlinin məxsus hədəf istiqamətindəki yolunda) iman gətirənlərə deyəcəklər: «Bizə görə (bir az) dayanın və möhlət verin və ya bizə tərəf baxın ki, nurunuzdan işıq götürək.» Onlara deyiləcək: «Geriyə (dünyaya) qayıdın və (orada) nur axtarın.» Həmin vaxt onların (mömin və münafiqlərin) arasında qapısı olan divar çəkiləcək. Onun (cənnətə sarı olan) içəri tərəfində mərhəmət, (cəhənnəmə sarı olan) çölündə isə o tərəfdən əzab vardır....

Məaric Suresi, 39. Ayet: (Xeyr!) Belə deyil; Biz onları özləri bildikləri şeydən (nütfədən) yaratdıq. (Sonrakı mərhələlərdə imana və əmələ təkamül tapmayınca heç kəsin Cənnətə girməyə ləyaqəti çatmaz)!...

Hümeze Suresi, 8. Ayet: Həqiqətən, o odun qapısı (ondan xilas yolu) onların üzünə qapanar (və çıxış yolları olmaz)....

Nisa Suresi, 130. Ayet: Əgər ayrılsalar, Allah bol lütf və neməti ilə onların hər birini varlı edər (başqalarına möhtac qoymaz). Allah lütfü geniş olandır. O, hökm və hikmət sahibidir....

Ənam Suresi, 151. Ayet: (Ey Muhamməd!) De ki: “Gəlin, Rəbbinizin sizə haram buyurduğu şeyləri oxuyum; Ona heç bir şeyi şərik qoşmayın. Valideynlərlə xoş rəftar edin. Kasıblıq qorxusu ilə övladlarınızı öldürməyin. Sizə də, onlara da biz ruzi veririk. (Zina və bu kimi) çirkinliklərə, bunların açığına da, gizlisinə də yaxınlaşmayın. Məşru bir haqq qarşılığı olmadıqca Allahın haram (toxunulmaz) buyurduğu canı öldürməyin. Allah sizə bunu əmr etdi ki, düşünəsiniz”....

Ənkəbut Suresi, 45. Ayet: (Ey Muhamməd!) Kitabdan sənə vəhy olunanı oxu, namaz qıl. Çünki namaz insanı həyasızlıqdan və pislikdən çəkindirir. Allahı zikr etmək (olan namaz), əlbəttə, ən böyük ibadətdir. Allah etdiklərinizi bilir....

Ali-İmran Suresi, 80. Ayet: Onun sizə mələkləri və peyğəmbərləri özünüzə rəbblər götürməyi əmr etməsi də (yaraşmaz). Siz müsəlman [Allaha təslim] olduqdan sonra o, heç sizə kafir olmağı əmr edərmi?...

Ənam Suresi, 145. Ayet: De: "Mənə gələn vəhylər içərisində yeyənlər üçün haram buyrulmuş yeməklər görmürəm. Ölü heyvan və ya axar qan, yaxud donuz əti - çünki bu, murdardır - və yaxud Allahdan başqasının adı ilə kəsilmiş natəmiz heyvanlar isə (haramdır). Hər kim istəmədən və həddini aşmadan (bunlardan yeməyə) məcbur olarsa (günah olmaz). Həqiqətən, sənin Rəbbin bağışlayandır, rəhmlidir....