Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
ni'met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
Ve minen nâsi men yettehızu min dûnillâhi endâden yuhıbbûnehum ke hubbillâh(hubbillâhi), vellezîne âmenû eşeddu hubben lillâh(lillâhi), ve lev yerâllezîne zalemû iz yeravnel
azâbe
, ennel kuvvete lillâhi cemîan, ve ennellâhe şedîdul azâb(azâbi). ...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
1.
ve min en nâsi
: ve insanlardan (bir kısmı)
2.
men
: kim, kimse
3.
yettehizu
: edinir
4.
min dûni allâhi
: Alla...
Bəqərə Suresi, 166. Ayet:
İz teberreellezînettubiû minellezînettebeû ve reavûl
azâbe
ve takattaat bihimul esbâb(esbâbu)....
Bəqərə Suresi, 166. Ayet:
1.
iz
: o zaman, olduğu zaman
2.
teberree
: berî oldu, uzaklaştı
3.
ellezîne
: onlar
4.
ittubiû
: tâbî olundular
Bəqərə Suresi, 175. Ayet:
Ulâikellezîneşteravud dalâlete bil hudâ vel
azâbe
bil magfireh(magfireti), fe mâ asberehum alen nâr(nâri)....
Bəqərə Suresi, 175. Ayet:
1.
ulâike ellezîne
: işte onlar ki ..... yapanlar
2.
işteravû
: satın aldılar
3.
ed dalâlete
: dalâleti
4.
bi el hudâ
...
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Ve minhum men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ haseneten ve fîl âhirati haseneten ve kınâ
azâbe
n nâr(nâri)....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
1.
ve min-hum
: ve onlardan
2.
men yekûlu
: kim derse
3.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
4.
âti-nâ
: bize ver
Bəqərə Suresi, 284. Ayet:
Goklerde ve yerde olanlar Allah'indir. Icinizdekini aciklasaniz da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba ceker ve diledigini bagislar, diledigine azabeder. Allah her seye Kadir'dir....
Bəqərə Suresi, 284. Ayet:
Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azabeder. Allah her şeye Kadir'dir....
Bəqərə Suresi, 284. Ayet:
Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allâh'ındır. İçlerinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allâh sizi onunla hesaba çeker; dilediğini bağışlar, dilediğine
azâbe
der. Allâh, herşeye kâdirdir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ
azâbe
n nâr(nâri). ...
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yekûlûne
: derler
3.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
4.
inne-nâ
: muhakkak ki biz
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
Fe emmellezîne keferû fe uazzibuhum
azâbe
n şedîden fîd dunyâ vel âhıreti, ve mâ lehum min nâsirîn(nâsirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
1.
fe emma
: artık, fakat öyle ise
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
fe uazzibu-hum
: o...
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
"İnkâr edenlere gelince, onlara dünyâda da, âhirette de şiddetle
azâbe
deceğim, onların yardımcıları da olmayacaktır."...
Ali-İmran Suresi, 106. Ayet:
Yevme tebyaddu vucûhun ve tesveddu vucûh(vucûhun), fe emmellezînesveddet vucûhuhum e kefertum ba’de îmânikum fe zûkûl
azâbe
bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne). ...
Ali-İmran Suresi, 106. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
tebyaddu
: beyazlaşacak, ağaracak
3.
vucûhun
: yüzler
4.
ve tesveddu
: ve siyahlaşacak, karara...
Ali-İmran Suresi, 129. Ayet:
Göklerde ve yerde olanların hepsi Allâh'ındır. (O), dilediğini bağışlar, dilediğine
azâbe
der, Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir....
Ali-İmran Suresi, 181. Ayet:
Lekad semiallâhu kavlellezîne kâlû innallâhe fakîrun ve nahnu agniyâu se nektubu mâ kâlû ve katlehumul enbiyâe bi gayri hakkın, ve nekûlu zûkû
azâbe
l harîk(harîki)....
Ali-İmran Suresi, 181. Ayet:
1.
lekad
: andolsun
2.
semia allâhu
: Allah işitti
3.
kavle ellezîne
: onların sözlerini
4.
kâlû
: dediler
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ
azâbe
n nâr(nârı). ...
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yezkurûne allâhe
: Allah'ı zikrederler
3.
kıyâmen
: ayakta iken
4.
ve kuûden
: ve oturur ik...
Nisa Suresi, 18. Ayet:
Ve leysetit tevbetu lillezîne ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), hattâ izâ hadara ehadehumul mevtu kâle innî tubtul’âne ve lâllezîne yemûtûne ve hum kuffâr(kuffârun). Ulâike a’tednâ lehum
azâbe
n elîmâ(elîmen)....
Nisa Suresi, 18. Ayet:
1.
ve leyset(i)
: ve değil
2.
et tevbetu
: tövbe
3.
li ellezîne
: onların
4.
ya'melûne
: yapıyorlar
Nisa Suresi, 37. Ayet:
Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli ve yektumûne mâ âtâhumullâhu min fadlıhî. Ve a’tednâ lil kâfirîne
azâbe
n muhînâ(muhînen)....
Nisa Suresi, 37. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yebhalûne
: cimrilik ederler
3.
ve ye'murûne
: ve emrederler
4.
en nâse
: insanlar
Nisa Suresi, 56. Ayet:
İnnellezîne keferû bi âyâtinâ sevfe nuslîhim nâra(nâran). Kullemâ nadicet culûduhum beddelnâhum culûden gayrahâ li yezûkûl azâb(
azâbe
). İnnallâhe kâne azîzen hakîmâ(hakîmen)....
Nisa Suresi, 56. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
...
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Ve men yaktul mu’minen muteammiden fe cezâuhu cehennemu hâliden fîhâ ve gadıballâhu aleyhi ve leanehu ve eadde lehu
azâbe
n azîmâ(azîmen). ...
Nisa Suresi, 93. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yaktul
: öldürür
3.
mu'minen
: mü'min
4.
muteammiden
: taammüden , kasten
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Kim bir mumini kasden oldururse cezasi, icinde temelli kalacagi cehennemdir. Allah ona gazabetmis, lanetlemis ve buyuk azab hazirlamistir....
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır....
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Kim bir mü'mini kasden öldürürse cezası, içinde ebedî kalıcı olmak üzere, cehennemdir. Allah ona gazabetmişdir, ona lâ'net etmişdir ve ona çok büyük bir azâb hazırlamışdır. ...
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Her kim bir mü'mini kasden öldürürse -onun cezâsı-, içinde sürekli kalacağı cehennemdir. Allâh ona gazabetmiş, la'net etmiş ve onun için büyük bir azâb hazırlamıştır!...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne
azâbe
n muhînâ(muhînen...
Nisa Suresi, 102. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman
2.
kunte
: sen oldun
3.
fî-him
: onların arasında
4.
fe
: o taktirde
Nisa Suresi, 138. Ayet:
Beşşiril munâfikîne bi enne lehum
azâbe
n elîmâ(elîmen)....
Nisa Suresi, 138. Ayet:
1.
beşşir
: müjdele
2.
el munâfikîne
: münafıklar, iki yüzlüler
3.
bi enne
: ....olduğunu
4.
lehum
: onlar için
Nisa Suresi, 147. Ayet:
sukreder ve inanirsaniz, Allah size nicin azabetsin? Allah sukrun karsiligini verir ve bilir....
Nisa Suresi, 147. Ayet:
Şükreder ve inanırsanız, Allah size niçin azabetsin? Allah şükrün karşılığını verir ve bilir....
Nisa Suresi, 147. Ayet:
Siz şükreder, inanırsanız Allâh size
azâbe
tmeyi ne yapacak? Allâh şükrün karşılığını veren, (herşeyi) bilendir....
Nisa Suresi, 151. Ayet:
Ulâike humul kâfirûne hakkâ(hakkan), ve a’tednâ lil kâfirîne
azâbe
n muhînâ(muhînen)....
Nisa Suresi, 151. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
hum
: onlar
3.
el kâfirûne
: kâfir olanlar, kâfirler
4.
hakkan
: hak olan, gerçek olan
Nisa Suresi, 161. Ayet:
Ve ahzihimur ribâ ve kad nuhû anhu ve eklihim emvâlen nâsi bil bâtıl(bâtılı). Ve a’tednâ lil kâfirîne minhum
azâbe
n elîmâ(elîmen)....
Nisa Suresi, 161. Ayet:
1.
ve ahzi-him
: ve onların almaları
2.
er ribâ
: riba, faiz
3.
ve kad
: ve ... olmuş, olmuştu
4.
nuhû
: nehy edil...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
Fe emmâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrahum ve yezîduhum min fadlihî, ve emmâllezînestenkefû vestekberû fe yuazzibuhum
azâbe
n elîmen, ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîran)....
Nisa Suresi, 173. Ayet:
1.
fe
: fakat
2.
emmâ
: ama, ...ise
3.
ellezîne
: onlar, olanlar
4.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû oldular, yaşarken ...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
İnanıp iyi işler yapanların mükâfâtlarını eksiksiz ödeyecek ve lutfundan onlara daha fazlasını da verecektir. (Kulluktan) çekinip büyüklük taslayanlara da acı bir şekilde
azâbe
decek ve onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır....
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yahudiler ve hiristiyanlar, «Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz» dediler. Oyleyse gunahlarinizdan oturu size nicin azabediyor? Bilakis siz O'nun yarattigi insanlarsiniz» de, Allah diledigini bagislar, diledigine azab eder. Goklerin, yerin ve ikisinin arasindakilerin hukumranligi Allah'indir. Donus O'nadir....
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yahudiler ve hıristiyanlar, 'Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz' dediler. 'Öyleyse günahlarınızdan ötürü size niçin azabediyor? Bilakis siz O'nun yarattığı insanlarsınız' de, Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hükümranlığı Allah'ındır. Dönüş O'nadır....
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yahûdiler ve hıristiyanlar; "Biz Allâh'ın oğulları ve sevgilileriyiz." dediler. De ki: "O halde niçin günâhlarınızdan ötürü (Allâh) size
azâbe
diyor?" Hayır, siz de O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine
azâbe
der. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan herşeyin mülkü Allâh'ındır. Dönüş de O'nadır....
Maidə Suresi, 40. Ayet:
Goklerin ve yerin hukumranliginin Allah'in oldugunu bilmiyor musun? Diledigine azabeder, diledigini bagislar. Allah her seye Kadir'dir....
Maidə Suresi, 40. Ayet:
Göklerin ve yerin hükümranlığının Allah'ın olduğunu bilmiyor musun? Dilediğine azabeder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye Kadir'dir....
Maidə Suresi, 40. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a âidolduğunu bilmedin mi? (O), dilediğine
azâbe
der, dilediğini bağışlar. Allâh herşeye kâdirdir....
Maidə Suresi, 60. Ayet:
«Allah katinda bundan daha kotu bir karsiligin bulundugunu size haber vereyim mi?» de, Allah kime lanet ve gazabederse, kimlerden maymunlar, domuzlar ve seytana kullar kilarsa, iste onlar yeri en kotu ve dogru yoldan en cok sapmis olanlardir....
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!...
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Cogunun inkar edenleri dost edindiklerini gorursun. Nefislerinin onlerine surdugu ne kotudur! Allah onlara gazabetmistir, onlar azabta temellidirler....
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Çoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin önlerine sürdüğü ne kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir, onlar azabta temellidirler....
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!...
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır....
Maidə Suresi, 80. Ayet:
Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Gerçekten nefislerinin, kendileri için yapıp gönderdiği ne kötüdür (ki o yüzden) Allâh onlara gazabetmiştir ve azâbda sürekli kalacaklardır....
Maidə Suresi, 115. Ayet:
Kâlellâhu innî munezziluhâ aleykum, fe men yekfur ba’du minkum fe innî uazzibuhu
azâbe
n lâ uazzibuhû ehaden minel âlemîn(âlemîne)....
Maidə Suresi, 115. Ayet:
1.
kâle allâhu
: Allâh (cc.) buyurdu
2.
innî munezzilu-hâ
: muhakkak ki ben onu indiririm
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
fe me...
Maidə Suresi, 115. Ayet:
Allah, «Ben onu size indirecegim; bundan sonra icinizden kim inkar ederse, dunyalarda kimseye azabetmiyecegim sekilde ona azabedecegim» dedi. *...
Maidə Suresi, 115. Ayet:
Allah, 'Ben onu size indireceğim; bundan sonra içinizden kim inkar ederse, dünyalarda kimseye azabetmiyeceğim şekilde ona azabedeceğim' dedi....
Maidə Suresi, 118. Ayet:
«nlara azabedersen, dogrusu onlar Senin kullarindir; onlari bagislarsan, Guclu olan, Hakim olan suphesiz ancak Sensin.»...
Maidə Suresi, 118. Ayet:
'Onlara azabedersen, doğrusu onlar Senin kullarındır; onları bağışlarsan, Güçlü olan, Hakim olan şüphesiz ancak Sensin.'...
Maidə Suresi, 118. Ayet:
"Eğer onlara
azâbe
dersen, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın); eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen dâimâ üstünsün, hüküm ve hikmet sâhibisin!"...
Ənam Suresi, 15. Ayet:
Kul innî ehâfu in asaytu rabbî
azâbe
yevmin azîm(azîmin)....
Ənam Suresi, 15. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
innî
: muhakkak ki ben
3.
ehâfu
: korkarım
4.
in asaytu
: eğer, şâyet asi olursam, isyan ede...
Ənam Suresi, 30. Ayet:
Ve lev terâ iz vukıfû alâ rabbihim, kâle e leyse hâzâ bil hakk(hakkı), kâlû belâ ve rabbinâ, kâle fe zûkûl
azâbe
bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne)....
Ənam Suresi, 30. Ayet:
1.
ve lev terâ
: ve görsen (görseydin)
2.
iz vukıfû
: durduruldukları zaman
3.
alâ rabbi-him
: Rab'lerinin huzurunda
4.
kâle
Ənam Suresi, 65. Ayet:
Kul huvel kâdiru alâ en yeb’ase aleykum
azâbe
n min fevkıkum ev min tahti erculikum ev yelbisekum şiyean ve yuzîka ba’dakum be’se ba’d(ba’dın), unzur keyfe nusarrıful âyâti leallehum yefkahûn(yefkahûne). ...
Ənam Suresi, 65. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
huve
: o
3.
el kâdiru
: kaadir, muktedir, gücü yeter
4.
alâ
: üzerine, ...e
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne
azâbe
l hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne). ...
Əraf Suresi, 38. Ayet:
Kâledhulû fî umemin kad halet min kablikum minel cinni vel insi fîn nâr(nâri), kullemâ dehalet ummetun leanet uhtehâ, hattâ izeddârekû fîhâ cemîân kâlet uhrâhum li ûlâhum rabbenâ hâulâi edallûnâ fe âtihim
azâbe
n di'fen minen nâr(nâri) kâle li kullin di'fun ve lâkin lâ ta'lemûn(ta'lemûne). ...
Əraf Suresi, 38. Ayet:
1.
kâle edhulû
: girin dedi
2.
fî
: içine, arasına
3.
umemin
: ümmetler, topluluklar
4.
kad
: oldu, olmuştur
<...
Əraf Suresi, 39. Ayet:
Ve kâlet ûlâhum li uhrâhum fe mâ kâne lekum aleynâ min fadlin fe zûkûl
azâbe
bimâ kuntum teksibûn(teksibûne). ...
Əraf Suresi, 39. Ayet:
1.
ve kâlet
: ve dedi (dediler)
2.
ûlâ-hum
: onların evvelkileri
3.
li uhrâ-hum
: onların sonrakilere
4.
fe
: böyl...
Əraf Suresi, 59. Ayet:
Lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî fe kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruh(gayruhu), innî ehâfu aleykum
azâbe
yevmin azîm(azîmin)....
Əraf Suresi, 59. Ayet:
1.
lekad
: andolsun ki
2.
ersel-nâ
: biz gönderdik
3.
nûhan
: Nuh (as)
4.
ilâ kavmi-hi
: kavmine
Əraf Suresi, 164. Ayet:
Ve iz kâlet ummetun minhum lime teizûne kavmenillâhu muhlikuhum ev muazzibuhum
azâbe
n şedîdâ(şedîden), kâlû ma’zireten ilâ rabbikum ve leallehum yettekûn(yettekûne)....
Əraf Suresi, 164. Ayet:
1.
ve iz kâlet
: ve dediği zaman
2.
ummetun
: bir ümmet, topluluk
3.
min-hum
: onlardan
4.
lime
: niçin
...
Əraf Suresi, 164. Ayet:
İçlerinden bir topluluk: "Allâh'ın helâk edeceği, yahut şiddetli bir şekilde
azâbe
deceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz)."...
Ənfal Suresi, 14. Ayet:
Zâlikum fe zûkûhu ve enne lil kâfirîne
azâbe
n nâr(nâri)....
Ənfal Suresi, 14. Ayet:
1.
zâlikum
: işte bu, işte böyle, böylece
2.
fe zûkû-hu
: artık onu tadın
3.
ve enne
: ve muhakkak ki
4.
li el kâfirîne
Ənfal Suresi, 33. Ayet:
Oysa, sen iclerinde iken Allah onlara azabetmez. Onlar bagislanma dilerlerken de elbette Allah azap edecek degildir....
Ənfal Suresi, 33. Ayet:
Oysa, sen içlerinde iken Allah onlara azabetmez. Onlar bağışlanma dilerlerken de elbette Allah azab edecek değildir....
Ənfal Suresi, 34. Ayet:
Onlar, (inananları) Mescid-i harâmdan geri çevirdikleri ve onun velisi, (bakıcısı, koruyucusu) olmadıkları halde neden Allâh onlara
azâbe
tmesin? Onun velileri, (bakıcıları, koruyucuları) sadece (günâhlardan) korunanlardır. Fakat çokları bilmezler....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Ve mâ kâne salâtuhum indel beyti illâ mukâen ve tasdiyeh(tasdiyeten), fe zûkûl
azâbe
bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne)....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve olmadı
2.
salâtu-hum
: onların ibadetleri
3.
inde el beyti
: beytin yanında
4.
illâ
: ...den ba...
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Ve lev terâ iz yeteveffellezîne keferûl melâiketu yadrıbûne vucûhehum ve edbârahum, ve zûkû
azâbe
l harîk(harîkı)....
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
1.
ve lev terâ
: ve görseydin
2.
iz yeteveffâ
: vefat ettirirken, öldürürken
3.
ellezîne keferû
: inkâr eden kimseler
4.
el mel...
Ənfal Suresi, 68. Ayet:
Eğer Allah'tan, (yanılma ile verilen hükümlerden ötürü
azâbe
tmemek hakkında) bir yazı geçmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden dolayı size mutlaka büyük bir azâb dokunurdu....
Tövbə Suresi, 14. Ayet:
Onlarla savaşın ki Allâh, sizin ellerinizle onlara
azâbe
tsin, onları rezil etsin, sizi onlara üstün getirsin ve inananlar toplumunun göğüslerine şifa versin;...
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
İllâ tenfirû yuazzibkum
azâbe
n elîmen ve yestebdil kavmen gayrakum ve lâ tedurrûhu şey'â (şey’en), vallâhu alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun)....
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
1.
illâ
: ...'den başka, ancak, hariç
2.
tenfirû
: sefere (Allah yolunda cihada) çıkarsınız (nefer, asker olursunuz)
3.
yuazzib-kum
: sizi azaplandıracak
4...
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
Cikmazsaniz Allah size can yakici azabla azabeder ve yerinize baska bir millet getirir. O'na bir sey de yapamazsiniz. Allah her seye kadirdir....
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
Çıkmazsanız Allah size can yakıcı azabla azabeder ve yerinize başka bir millet getirir. O'na bir şey de yapamazsınız. Allah her şeye kadirdir....
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
Eğer topluca (savaşa) çıkmazsanız, (Allâh) size acı (bir şekilde)
azâbe
der ve yerinize sizden başka bir topluluk getirir, O'na hiçbir zarar veremezsiniz, Allâh herşeyi yapabilendir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artik onlarin mallari ve cocuklari seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dunya hayatinda azabetmek ve canlarinin inkarci olarak cikmasini ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azabetmek ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların ne malları, ne de evlâdları seni imrendirmesin. Allâh bunlarla onlara dünyâ hayâtında
azâbe
tmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Yahlifûne billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en agnâhumullâhu ve resûluhu min fadlihi, fe in yetûbû yeku hayran lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu
azâbe
n elîmen fîd dunyâ vel âhirah(âhirati), ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
1.
yahlifûne
: yemin ediyorlar
2.
bi allâhi
: Allah'a
3.
mâ kâlû
: söylemediler
4.
ve lekad
: ve andolsun ki
<...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
(Senin aleyhinde söyledikleri yakışıksız sözleri) söylemediklerine Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler, İslâm olduktan sonra inkâr ettiler, başaramadıkları bir şeye yeltendiler. Sırf Allâh ve Elçisi, Allâh'ın lutfiyle kendilerini zengin etti diye (şimdi) öc almağa kalktılar. (Allâh ve Elçisinin iyiliğine karşı böyle nankörlük ettiler.) Eğer tevbe ederlerse kendileri için daha iyi olur. Yok eğer (inkâr yoluna) dönerlerse Allâh onlara dünyâda da, âhirette de acı bir biçimde ...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Mallari ve cocuklari seni hayrete dusurmesin; Allah bunlarla onlara dunyada azabetmek ve canlarinin inkarci olarak cikmasini ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Malları ve çocukları seni hayrete düşürmesin; Allah bunlarla onlara dünyada azabetmek ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlâdları seni imrendirmesin; Allâh onlara dünyâda, bunlarla
azâbe
tmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 101. Ayet:
Cevrenizdeki bedeviler icinde ikiyuzluler ve Medine'liler icinde de ikiyuzlulukte direnenler vardir. Onlari siz degil, ancak Biz biliriz. Kendilerine iki defa azabedecegiz; onlar sonra da buyuk bir azaba ugratilirlar....
Tövbə Suresi, 101. Ayet:
Çevrenizdeki Bedeviler içinde ikiyüzlüler ve Medine'liler içinde de ikiyüzlülükte direnenler vardır. Onları siz değil, ancak Biz biliriz. Kendilerine iki defa azabedeceğiz; onlar sonra da büyük bir azaba uğratılırlar....
Tövbə Suresi, 106. Ayet:
Savastan geri kalanlarin bir kisminin isi de Allah'in buyruguna kalmistir. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir....
Tövbə Suresi, 106. Ayet:
Savaştan geri kalanların bir kısmının işi de Allah'ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir....
Tövbə Suresi, 106. Ayet:
Başka bir takımları da var ki Allâh'ın emrine bırakılmışlardır. (Allâh) ya onlara
azâbe
der, ya da onları affeder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne lâ yercûne likâena'ti bi kur'ânin gayri hâzâ ev beddilh(beddilhu), kul mâ yekûnu lî en ubeddilehû min tilkâi nefsî, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), innî ehâfu in asaytu rabbî
azâbe
yevmin azîm(azîmin)....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
1.
ve izâ tutlâ
: ve okunduğu zaman
2.
aleyhim
: onlara
3.
âyâtu-nâ
: âyetlerimiz
4.
beyyinâtin
: belgeler olarak,...
Yunus Suresi, 52. Ayet:
Summe kîle lillezîne zalemû zûkû
azâbe
l huld(huldi), hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(teksibûne)....
Yunus Suresi, 54. Ayet:
Ve lev enne li kulli nefsin zalemet mâ fîl ardı leftedet bih(bihi), ve eserrun nedâmete lemmâ reevul azâb(
azâbe
), ve kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne). ...
Yunus Suresi, 54. Ayet:
1.
ve lev
: ve olsa
2.
enne
: gerçekten
3.
li kulli nefsin
: her nefs için, her nefsin, ona ait, onun
4.
zalemet
:...
Yunus Suresi, 70. Ayet:
Metâun fîd dunyâ summe ileynâ merciuhum summe nuzîkuhumul
azâbe
ş şedîde bimâ kânû yekfurûn(yekfurûne). ...
Yunus Suresi, 70. Ayet:
1.
metâun
: bir metadır (geçinme) vardır
2.
fî ed dunyâ
: dünyada
3.
summe
: sonra
4.
ileynâ
: bize
Yunus Suresi, 88. Ayet:
Ve kâle mûsâ rabbenâ inneke âteyte fir’avne ve melâhu zîneten ve emvâlen fîl hayâtid dunyâ rabbenâ li yudıllû an sebîlik(sebîlike), rabbenatmis alâ emvâlihim veşdud alâ kulûbihim fe lâ yu’minû hattâ yerevul
azâbe
l elîm(elîme)....
Yunus Suresi, 97. Ayet:
Ve lev câethum kullu âyetin hattâ yerevûl
azâbe
l elîm(elîme). ...
Yunus Suresi, 97. Ayet:
1.
ve lev câet-hum
: ve onlara gelse bile
2.
kullu
: hepsi, bütün
3.
âyetin
: âyet
4.
hattâ
: hatta, oluncaya kada...
Yunus Suresi, 98. Ayet:
Fe lev lâ kânet karyetun âmenet fe nefeahâ îmânuhâ, illâ kavme yûnus(yûnuse), lemmâ âmenû keşefnâ anhum
azâbe
l hızyi fîl hayâtid dunyâ ve metta’nâhum ilâ hîn(hînin). ...
Yunus Suresi, 98. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra, artık
2.
lev lâ
: keşke olsaydı, olmaz mıydı
3.
kânet
: oldu
4.
karyetun
: bir ülke, bir kar...
Hud Suresi, 3. Ayet:
Ve enistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yumetti’kum metâan hasenen ilâ ecelin musemmen ve yu’ti kulle zî fadlin fadleh(fadlehu), ve in tevellev fe innî ehâfu aleykum
azâbe
yevmin kebîr(kebîrin)....
Hud Suresi, 3. Ayet:
1.
ve en istagfirû
: ve mağrifet istemeniz
2.
rabbe-kum
: sizin Rabbinizden
3.
summe
: sonra
4.
tûbû
: tövbe edin<...
Hud Suresi, 8. Ayet:
Ve le in ahharnâ anhumul
azâbe
ilâ ummetin ma'dûdetin le yekûlunne mâ yahbisuh(yahbisuhu), e lâ yevme ye'tîhim leyse masrûfen anhum ve hâka bi him mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne)....
Hud Suresi, 8. Ayet:
1.
ve le in
: ve eğer, gerçekten
2.
ahharnâ
: biz erteledik, tehir ettik
3.
an-hum el
azâbe
: onlardan azabı
4.
ilâ ummetin
...
Hud Suresi, 26. Ayet:
En lâ ta’budû illallâh(illallâhe), innî ehâfu aleykum
azâbe
yevmin elîm(elîmin)....
Hud Suresi, 26. Ayet:
1.
en lâ ta'budû
: kul olmayın
2.
illallâhe (illâ allâhe)
: Allah'tan başkasına
3.
in-nî
: muhakkak ben
4.
ehâfu
:...
Hud Suresi, 84. Ayet:
Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ(şuayben), kâle yâ kavmi’budullâhe mâ lekum min ilâhin gayruh(gayruhu), ve lâ tenkusûl mikyâle vel mîzâne innî erâkum bi hayrin ve innî ehâfu aleykum
azâbe
yevmin muhît(muhîtin)....
Hud Suresi, 84. Ayet:
1.
ve ilâ medyene
: ve Medyen kavmine
2.
ehâ-hum
: onların kardeşi
3.
şuayben
: Şuayb
4.
kâle
: dedi
Hud Suresi, 103. Ayet:
İnne fî zâlike le âyeten li men hâfe
azâbe
l âhıreh(âhıreti), zâlike yevmun mecmûun lehun nâsu ve zâlike yevmun meşhûd(meşhûdun)....
Hud Suresi, 103. Ayet:
1.
inne
: muhakkak, gerçekten
2.
fî zâlike
: bunda vardır
3.
le âyeten
: elbette bir âyet (delil)
4.
li men hâfe
:...
Nəhl Suresi, 85. Ayet:
Ve izâ raellezîne zalemûl
azâbe
fe lâ yuhaffefuanhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne)....
Nəhl Suresi, 85. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
rae
: gördü
3.
ellezîne
: kimseler
4.
zalemû
: zulmettiler
Nəhl Suresi, 88. Ayet:
Ellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi zidnâhum
azâbe
n fevkal azâbi bimâ kânû yufsidûn(yufsidûne)....
Nəhl Suresi, 88. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
keferû
: inkâr ettiler, örttüler
3.
ve saddû
: ve men ettiler, engellediler
4.
an sebîlillâh...
İsra Suresi, 10. Ayet:
Ve ennellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti a’tednâ lehum
azâbe
n elîmâ(elîmen)....
İsra Suresi, 10. Ayet:
1.
ve ennellezîne (enne ellezîne)
: ve muhakkak o kimseler ki
2.
lâ yu'minûne
: inanmazlar, mü'min olmazlar (kalplerine îmân yazılmaz)
3.
bi el âhıreti
: ahirete
İsra Suresi, 15. Ayet:
Kim dogru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmis ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmistir. Kimse kimsenin gunahini cekmez. Biz peygamber gondermedikce kimseye azabetmeyiz....
İsra Suresi, 15. Ayet:
Kim doğru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiş ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmıştır. Kimse kimsenin günahını çekmez. Biz peygamber göndermedikçe kimseye azabetmeyiz....
İsra Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse size azabeder. Biz seni onlara vekil olarak gondermedik....
İsra Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse size azabeder. Biz seni onlara vekil olarak göndermedik....
İsra Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size acır, dilerse size
azâbe
der. Biz seni, onların üzerine vekil göndermedik....
İsra Suresi, 57. Ayet:
Ulâikellezîne yed’ûne yebtegûne ilâ rabbihimul vesîlete eyyuhum akrebu ve yercûne rahmetehu ve yehâfûne
azâbe
h(
azâbe
hu), inne
azâbe
rabbike kâne mahzûrâ(mahzûren). ...
İsra Suresi, 57. Ayet:
1.
ulâikellezîne (ulâike ellezîne)
: işte onlar
2.
yed'ûne
: davet ediyorlar, çağırıyorlar
3.
yebtegûne
: talep ediyorlar, arıyorlar
4.
İsra Suresi, 58. Ayet:
Ve in min karyetin illâ nahnu muhlikûhâ kable yevmil kıyâmeti ev muazzibûhâ
azâbe
n şedîdâ(şedîden), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ(mestûran)....
İsra Suresi, 58. Ayet:
1.
ve in
: ve ise, olursa
2.
min karyetin
: bir ülke, bir şehir
3.
illâ
: ancak, yalnız (öyle olur)
4.
nahnu
: biz...
İsra Suresi, 58. Ayet:
Hiçbir kent yoktur ki biz, kıyâmet gününden önce onu yok edecek, yahut ona şiddetli bir şekilde
azâbe
decek olmayalım. Bu, Kitapta yazılmıştır....
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
Ve rabbukel gafûru zur rahmeh(rahmeti), lev yuâhızuhum bi mâ kesebû le accele lehumul azâb(
azâbe
), bel lehum mev’ıdun len yecidû min dûnihî mev’ilâ(mev’ilen)....
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
1.
ve rabbu-ke
: ve senin Rabbin
2.
el gafûru
: gafur, bağışlayıcı, mağfiret eden
3.
zu
: sahip
4.
er rahmeti
: ra...
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Kâle emmâ men zaleme fe sevfe nuazzibuhu summe yureddu ilâ rabbihî fe yuazzibuhu
azâbe
n nukrâ(nukren). ...
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
emmâ
: amma, lâkin, fakat
3.
men zaleme
: kim zulmederse
4.
fe sevfe nuazzibu-hu
: o taktirde on...
Məryəm Suresi, 75. Ayet:
Kul men kâne fîd dalâleti fel yemdud lehur rahmânu meddâ(medden), hattâ izâ raev mâ yûadûne immel
azâbe
ve immes sâah(sâate), fe se ya’lemûne men huve şerrun mekânen ve ad’afu cundâ(cunden). ...
Məryəm Suresi, 75. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
men
: kim
3.
kâne
: oldu
4.
fî ed dalâleti
: dalâlette
Taha Suresi, 46. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayin, Ben sizinle beraberim; gorur ve isitirim. Ona gidin soyle soyleyin: «Dogrusu biz senin Rabbinin elcileriyiz. israilogullarini bizimle beraber gonder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, dogru yolda gidene olsun! Dogrusu bize, yalanlayip sirt cevirene azap edilecegi vahyolundu.»...
Taha Suresi, 46. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: 'Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.'...
Taha Suresi, 47. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayin, Ben sizinle beraberim; gorur ve isitirim. Ona gidin soyle soyleyin: «Dogrusu biz senin Rabbinin elcileriyiz. israilogullarini bizimle beraber gonder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, dogru yolda gidene olsun! Dogrusu bize, yalanlayip sirt cevirene azap edilecegi vahyolundu.»...
Taha Suresi, 47. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: 'Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.'...
Taha Suresi, 48. Ayet:
İnnâ kad ûhıye ileynâ ennel
azâbe
alâ men kezzebe ve tevellâ....
Taha Suresi, 48. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak
2.
kad
: olmuştu
3.
ûhıye
: vahyolundu
4.
ileynâ
: bize
Taha Suresi, 48. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayin, Ben sizinle beraberim; gorur ve isitirim. Ona gidin soyle soyleyin: «Dogrusu biz senin Rabbinin elcileriyiz. israilogullarini bizimle beraber gonder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, dogru yolda gidene olsun! Dogrusu bize, yalanlayip sirt cevirene azap edilecegi vahyolundu.»...
Taha Suresi, 48. Ayet:
(46-48) Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: 'Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.'...
Taha Suresi, 71. Ayet:
Kâle âmentum lehu kable en âzene lekum, innehu le kebîrukumullezî allemekumus sihr(sihra), fe le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hilâfin ve le usallibennekum fî cuzûın nahli ve le ta’lemunne eyyunâ eşeddu
azâbe
n ve ebkâ....
Taha Suresi, 71. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
âmentum
: inandınız mı, îmân mı ettiniz
3.
lehu
: ona
4.
kable
: önce
...
Həcc Suresi, 2. Ayet:
1.
yevme
: gün
2.
teravne-hâ
: onu görürsünüz
3.
tezhelu
: unutup bırakır, ilgilenemez
4.
kullu
: bütün, hepsi
Həcc Suresi, 9. Ayet:
Sâniye ıtfihî li yudılle an sebîlillâh(sebîlillâhi), lehu fid dunyâ hızyun ve nuzîkuhu yevmel kıyâmeti
azâbe
l harîk(harîkı)....
Həcc Suresi, 9. Ayet:
1.
sâniye ıtfi-hî
: ona yan çizer, kibirlenip onu eğip büker
2.
li yudılle
: saptırmak için
3.
an sebîli allâhi
: Allah'ın yolundan
4.
Həcc Suresi, 22. Ayet:
Kullemâ erâdû en yahrucû minhâ min gammin uîdû fîhâ ve zûkû
azâbe
l harîk(harîkı)....
Möminun Suresi, 9. Ayet:
Ve o mü'minler ki, onlar namazları üzerine muhafazada (muvazabette) bulunurlar....
Nur Suresi, 2. Ayet:
Ez zâniyetu vez zânî feclidû kulle vâhıdin min humâ miete celdetin ve lâ te’huzkum bi himâ ra’fetun fî dînillâhi in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhır(âhırı), vel yeşhed
azâbe
humâ tâifetun minel mu’minîn(mu’minîne)....
Nur Suresi, 2. Ayet: