Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Ve şehirdeki bir takım kadınlar: "Azizin hanımı, genç hizmetlisiyle birlikte olmak istemiş; delikanlının sevgisi yüreğine işlemiş. Onu açıkça sapıtmış görüyoruz." diye dedikodu yaptılar....
Ali-İmran Suresi, 126. Ayet:
Ve mâ cealehullâhu illâ buşrâ lekum ve li tatmeinne kulûbukum bih(bihî), ve men nasru illâ min indillâhil
azîzi
l hakîm(hakîmi). ...
Ali-İmran Suresi, 126. Ayet:
1.
ve mâ ceale-hu allâhu
: ve Allah onu yapmadı
2.
illâ buşrâ
: müjde olmasından başka
3.
lekum
: sizin için, size
4.
ve li tat...
Ənam Suresi, 96. Ayet:
Fâlikul ısbâh(ısbâhı), ve cealel leyle sekenen veş şemse vel kamere husbânâ(husbânen), zâlike takdîrul
azîzi
l alîm(alîmi). ...
Ənam Suresi, 96. Ayet:
1.
fâliku el ısbâhı
: sabahı yarıp çıkaran
2.
ve ceale el leyle
: ve geceyi kıldı (yaptı)
3.
sekenen
: bir sukûn (dinlenme) vakti
4.
Hud Suresi, 91. Ayet:
Kâlû yâ Şuaybu mâ nefkahu kesîren mimmâ tekûlu ve innâ le nerâke fînâ daîfâ(daîfen), ve lev lâ rehtuke le recemnâke ve mâ ente aleynâ bi azîz(
azîzi
n). ...
Hud Suresi, 91. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ şuaybu
: ey Şuayb
3.
mâ nefkahu
: fıkıh edemedik, anlayamadık, idrak edemedik
4.
kesîren
:...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Ve kâle nisvetun fîl medînetimre’etul
azîzi
turâvidu fetâhâ an nefsih(nefsihî), kad şegafehâ hubbâ(hubben), innâ le nerâhâ fî dalâlin mubîn(mubînin)....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
nisvetun
: kadınlar
3.
fî el medîneti
: şehirde
4.
emre'etu el
azîzi
:
azîzi
n (vezirin) ha...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki kadınlar: “
Azîzi
n (vezirin) hanımı, onun (emrinde) olan (kölesi) genç delikanlıyı elde etmek istiyor. Aşk onun kalbine işlemiş. Biz, gerçekten onu apaçık bir sapıklıkta görüyoruz.” dedi(ler)....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki kadınlar,
azîzi
n karısı, kölesinden murât almak istemiş, sevgi, bütün kalbini kaplamış, görüyoruz ki o, apaçık bir sapıklıkta dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki: Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murat almak istiyormuş; Yusufun sevdası onun kalbine işlemiş! Biz onu gerçekten açık bir sapıklık içinde görüyoruz....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde birtakım kadınlar: 'Azizin hanımı kendi uşağının nefsine yaklaşmak istiyormuş. Sevgi onun bağrını yakmış. Doğrusu biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz' dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki: Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murat almak istiyormuş; Yusuf'un sevdası onun kalbine işlemiş! Biz onu gerçekten açık bir sapıklık içinde görüyoruz....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde bir takım kadınlar da
Azîzi
n karısı, dediler: delikanlısının nefsinden murad isteyormuş ona aşkından yüreğinin zarı çatlamış, karı bes belli çıldırmış...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki bir takım kadınlar da: «Azizin karısı delikanlısının nefsinden murat istiyormuş (onunla birlikte olmak istiyormuş), onun aşkından yüreğinin zarı çatlamış; karı besbelli çıldırmış!» dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde bazı kadınlar da «Azizin karısı, delikanlısından murad almaya kalkmış, sevgi yüreğini yakıp kavuruyormuş, görüyoruz ki, kadın çıldırmış besbelli...» dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki bir kısım kadınlar: «
Azîzi
n karısı, delikanlısının nefsinden murad almak istiyormuş. Sevgi, yüreğinin zarına işlemiş! Görüyoruz ki o, muhakkak apaçık bir sapıklıkdadır» dedi (ler). ...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirdeki kadınlar 'Azizin hanımı genç kölesinden kâm almak istemiş,' dediler. 'Besbelli onun aşkı yüreğine işlemiş. Görüyoruz ki kadın iyice şaşırmış.'...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a «çık karşılarına» dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: «Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir.»...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Azizin hanımı onların dedikodusunu işitince, onlara bir davet verdi. Onlara dayalı döşeli bir sofra hazırladı, herbirinin eline birer bıçak verdi, Yusuf'a da 'Yanlarına çık' dedi. Onu gördüklerinde, güzelliğine hayran kaldılar da şaşkınlıkla ellerini kestiler. 'Aman Allahım, bu beşer olamaz,' dediler. 'Olsa olsa bu büyük bir melektir!'...
Yusif Suresi, 32. Ayet:
Azizin karısı onlara : «İşte beni hakkında kınadığınız delikanlı bu ! Yemin ederim ki, ben ilişki kurmak için bunu kendime çağırdım, fakat o iffet gösterip çekindi. Ama benim kendisine emrettiğimi yapmıyacak olursa, elbette zindana atılacak, aşağılanıp perişanlığa sürüklenenlerden olacak» dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul
azîzi
l âne hashasal hakku ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne)....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
mâ
: nedir
3.
hatbukunne
: üzerinde konuşma yaptığınız konu, mesele
4.
iz râvedtunne yûsufe
: Yu...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Melik): "Yusuf'u elde etmek istediğiniz zaman konuştuğunuz konu neydi?" dedi. Onlar (kadınlar) şöyle dediler: “Hâşâ, Allah için ondan bir kötülük görmedik."
Azîzi
n karısı da: “Şimdi hak (gizli iken) ortaya çıktı. Ben, onun nefsinden murat almak istedim. Muhakkak ki; o sadıklardandır.” dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Padişah, o kadınlara, Yûsuf'tan murât almak istediğiniz zaman ne haldeydiniz dedi. Allah için dediler, onun bir kötülüğünü görmedik, bilmedik.
Azîzi
n karısı da şimdi işte dedi, hak çıktı meydana, ondan murât almak isteyen bendim ancak ve o, hiç şüphe yok ki gerçeklerdendi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Kral kadınlara) dedi ki: Yusufun nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir."...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Hükümdar kadınlara): 'Yusuf'un nefsine yaklaşmak istediğinizde sizin durumunuz neydi?' dedi. Onlar: 'Hâşâ! Allah için biz ondan hiç bir kötülük görmedik' dediler. Azizin hanımı da dedi ki: 'İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsine yaklaşmak istedim. O ise gerçekten doğru söyleyenlerdendir.'...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Kral kadınlara) dedi ki: Yusuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.»...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Melik, o kadınlara, derdiniz ne idi ki o vakıt Yusüfün nefsinden murad almağa kalktınız? Dedi, hâşâ dediler Allah için biz onun aleyhinde bir fenalık bilmiyoruz.
Azîzi
n karısı şimdi, dedi, hak tezahür etti, onun nefsinden ben kâm almak istedim, o ise şeksiz şüphesiz sadıklardandır...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Hükümdar o kadınlara: «Derdiniz neydi ki, o zaman Yusuf'un nefsinden murad almağa, onunla birlikte olmaya kalkıştınız?» dedi. Onlar: «Haşa, Allah için biz onun aleyhine bir kötülük bilmiyoruz!» dediler. Azizin karısı: «Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun nefsinden ben kam almak istedim. O ise kesinlikle doğru söyleyenlerdendir.» dedi....
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Padişah o kadınları toplayıb) dedi: «Yuusufun nefsinden kâm almak istediğiniz zaman ne halde idiniz»?. (Kadınlar): «Haaşâ, dediler, Allah için biz onun üstünde bir fenalık bilmedik». Azizin karısı da şöyle dedi: «Şimdi hak meydana çıkdı. Ben onun nefsinden murad almak istedim. O ise seksiz şübhesiz doğru söyleyenlerdendir». ...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
Hükümdar kadınlara 'Derdiniz neydi de Yusuf'tan muradınızı almak istediniz?' diye sordu. Onlar 'Hâşâ,' dediler. 'Allah için, ondan bir kötülük görmedik. Azizin hanımı da 'İşte şimdi hak yerini buldu,' dedi. 'Ondan muradımı almaya çalışan bendim; o doğruyu söylüyordu.'...
Yusif Suresi, 52. Ayet:
(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir....
Yusif Suresi, 52. Ayet:
'Bu, (azizin) yokluğunda benim kendisine hıyanet etmediğimi ve Allah'ın hainlerin düzenlerini başarıya erdirmeyeceğini bilmesi içindi....
Yusif Suresi, 52. Ayet:
(Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir....
Yusif Suresi, 52. Ayet:
(Elçi gidib de Yuusufa bu kat'î i'tirâfı nakletdikden sonra o, dedi ki: «(Benim) bu (i'tirâfa lüzum görüşüm
azîzi
n) gıyaabında kendisine hakıykaten haainlik etmediğimi ve Allahın, haainlerin hıyiesini hiç şübhesiz muvaffakiyyete erdirmeyeceğini onun da bilmesi içindi». ...
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
Elif lâm râ kitâbun enzelnâhu ileyke li tuhricen nâse minez zulûmâti ilen nûri bi izni rabbihim ilâ sırâtıl
azîzi
l hamîd(hamîdi)....
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
1.
elif lâm râ
: elif lâm râ
2.
kitâbun
: bir kitaptır
3.
enzelnâ-hu
: onu indirdik
4.
ileyke
: sana
İbrahim Suresi, 20. Ayet:
Ve mâ zâlike alallâhi bi azîz(
azîzi
n). ...
İbrahim Suresi, 20. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değildir
2.
zâlike
: işte bu, bu
3.
alâllâhi (alâ allahi)
: Allah'a
4.
bi
azîzi
n
: güç, zor, büyük (...
Şüəra Suresi, 217. Ayet:
Ve tevekkel alel
azîzi
r rahîm(rahîmi)....
Şüəra Suresi, 217. Ayet:
1.
ve tevekkel
: ve tevekkül et, güven
2.
alel
azîzi
(alâ el
azîzi
)
: azîz olana, yüce olana
3.
er rahîmi
: rahmet nuru gönderen, rahîm esmasıyla tecelli eden
...
Səba Suresi, 6. Ayet:
Ve yerellezîne ûtûl ılmellezî unzile ileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ sırâtıl
azîzi
l hamîd(hamîdi)....
Səba Suresi, 6. Ayet:
1.
ve yere
: ve görürler, görüyorlar
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ûtû el ılme
: ilim verilenler
4.
ellezî
: ...
Fatir Suresi, 17. Ayet:
Ve mâ zâlike alâllâhi bi azîz(
azîzi
n)....
Fatir Suresi, 17. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değil
2.
zâlike
: işte bu
3.
alâllâhi (alâ allâhi)
: Allah'a
4.
bi
azîzi
n
: azîz, güç
Yasin Suresi, 5. Ayet:
Tenzîlel
azîzi
r rahîm(rahîmi). ...
Yasin Suresi, 5. Ayet:
1.
tenzîle
: indirildi
2.
el
azîzi
: azîz, güçlü, üstün olan
3.
er rahîmi
: rahmet nuru gönderen, Rahîm esmasıyla tecelli eden
...
Yasin Suresi, 38. Ayet:
Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul
azîzi
l alîm(alîmi). ...
Yasin Suresi, 38. Ayet:
1.
ve eş şemsu
: ve güneş
2.
tecrî
: akar, gider
3.
li
: için
4.
mustekarrin
: karar kılınmış, kararlaştırılmış
Yasin Suresi, 38. Ayet:
Güneş de; kendisine mahsus bir müstekarr için cereyan ediyor, o işte o
azîzi
alîmin takdiridir...
Sad Suresi, 9. Ayet:
Em indehum hazâinu rahmeti rabbikel
azîzi
l vehhâb(vehhâbi). ...
Sad Suresi, 9. Ayet:
1.
em
: yoksa, yahut ..... mı
2.
inde-hum
: onların yanında
3.
hazâinu
: hazineler
4.
rahmeti
: rahmet
<...
Zümər Suresi, 1. Ayet:
Tenzîlul kitâbi minallâhil
azîzi
l hakîm(hakîmi). ...
Zümər Suresi, 1. Ayet:
1.
tenzîlu
: indirilir, indiriliş
2.
el kitâbi
: kitap
3.
min
: den
4.
allâhi
: Allah
Zümər Suresi, 37. Ayet:
Ve men yehdillâhu fe mâ lehu min mudıll(mudıllin), e leysallâhu bi
azîzi
n zîntikâm(zîntikâmin). ...
Zümər Suresi, 37. Ayet:
1.
ve men
: ve kim, kimse
2.
yehdi
: hidayete erdirir
3.
allâhu
: Allah
4.
fe
: böylece, artık, o zaman
...
Mömin Suresi, 2. Ayet:
Tenzîlul kitâbi minallâhil
azîzi
l alîm(alîmi). ...
Mömin Suresi, 2. Ayet:
1.
tenzîlu el kitâbi
: kitabın indirilmesi
2.
min allâhi
: Allah'tan
3.
el
azîzi
: azîz, yüce, üstün ve güçlü
4.
el alîmi
Mömin Suresi, 42. Ayet:
Ted’ûnenî li ekfure billâhi ve uşrike bihî mâ leyse lî bihî ilmun ve ene ed’ûkum ilel
azîzi
l gaffâr(gaffâri). ...
Mömin Suresi, 42. Ayet:
1.
ted'ûne-nî
: siz beni çağırıyorsunuz, davet ediyorsunuz
2.
li ekfure
: inkâr etmeye, inkâra
3.
bi allâhi
: Allah'ı
4.
ve uşr...
Fussilət Suresi, 12. Ayet:
Fe kadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve hıfzâ(hıfzen), zâlike takdîrul
azîzi
l alîm(alîmi)....
Fussilət Suresi, 12. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
kadâ-hunne
: onları kada etti, yarattı, tamamladı
3.
seb'a
: yedi
4.
semâvâtin
: semalar...
Casiyə Suresi, 2. Ayet:
Tenzîlul kitâbi minallâhil
azîzi
l hakîm(hakîmi)....
Casiyə Suresi, 2. Ayet:
1.
tenzîlu
: indirildi
2.
el kitâbi
: kitap
3.
min allâhi
: Allah'tan, Allah tarafından
4.
el
azîzi
: azîz
Əhqaf Suresi, 2. Ayet:
Tenzîlul kitâbi minallâhil
azîzi
l hakîm(hakîmi)....
Əhqaf Suresi, 2. Ayet:
1.
tenzîlu
: indirildi
2.
el kitâbi
: kitap
3.
min allâhi
: Allah'tan, Allah tarafından
4.
el
azîzi
: azîz, yüce
Qəmər Suresi, 41. Ayet:
(41-42) Celâlim hakkı için Fir'avun'un âl'ine korkutucular gelmişti. Âyetlerimizin hepsini de tekzîp ettiler, artık Biz de onları bir muktedir
azîzi
n yakalamasıyla yakaladık....
Qəmər Suresi, 42. Ayet:
Kezzebû bi âyâtinâ kullihâ fe ehaznâhum ahze
azîzi
n muktedir(muktedirin)....
Qəmər Suresi, 42. Ayet:
1.
kezzebû
: yalanladılar
2.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
3.
kulli-hâ
: hepsini
4.
fe
: böylece, bu sebeple
Qəmər Suresi, 42. Ayet:
(41-42) Celâlim hakkı için Fir'avun'un âl'ine korkutucular gelmişti. Âyetlerimizin hepsini de tekzîp ettiler, artık Biz de onları bir muktedir
azîzi
n yakalamasıyla yakaladık....
Cümə Suresi, 1. Ayet:
Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil
azîzi
l hakîm(hakîmi)....
Cümə Suresi, 1. Ayet:
1.
yusebbihu
: tespih eder, ediyor
2.
li allâhi
: Allah için, Allah'ı
3.
mâ
: şey, ne varsa, olanlar
4.
fî es semâvâti
...
Bürüc Suresi, 8. Ayet:
Ve mâ nekamû minhum illâ en yu’minû billâhil
azîzi
l hamîd(hamîdi). ...
Bürüc Suresi, 8. Ayet:
1.
ve mâ nekamû
: ve intikam almadılar
2.
min-hum
: onlardan
3.
illâ
: den başka
4.
en yu'minû
: îmân etmeleri