Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, günahları
bağışlayan,
tövbələri qəbul edən, şiddətlə cəzalandıran və lütf sahibi olan Allahdır. Ondan başqa heç bir ilah yoxdur. Qayıdış yalnız Onadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, günahı
bağışlayan,
tövbəni qəbul edən, şiddətli cəzaya malik olan və hüdudsuz qüdrət sahibidir. Ondan başqa tanrı yoxdur. Qayıdış ancaq Onadır....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Bu müddəti gözləyən) qadınlara elçi göndərmək (onlarla evlənmək) istədiyinizi (rəmz və) işarə ilə bildirməkdən və ya belə bir istəyi ürəyinizdə gizlətməkdən sizə heç bir günah gəlməz. Allah sizin onları xatırlayacağınızı bilir. Lakin (gözləmə müddətində) onlarla gizlində vədələşməyin, onlara şəriətə müvafiq söz deyin! Gözləmə vaxtları bitməyincəyə qədər onlarla nikah etmək fikrində olmayın! Bilin ki, Allah sizin qəlbinizdə olanı bilir. Ondan (Allahdan) qorxun, Allahın
bağışlayan,
həlim olduğunu...
Nisa Suresi, 110. Ayet:
Hər kəs pis iş gördükdən və ya özünə zülm etdikdən sonra Allahdan bağışlanmağını diləyərsə, Allahın
bağışlayan,
mərhəmətli olduğunu görər....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
bağışlayan,
tövbələri qəbul edən, cəzası şiddətli, kərəmi böyük olan (Allahdandır)! Ondan başqa heç bir tanrı yoxdur. Axır dönüş də Onadır!...
Ənam Suresi, 165. Ayet:
(Ey insanlar!) Verdiyiniz nemətlərlə sınamaq üçün sizi yer üzünün varisləri təyin edən, dərəcələrə görə birinizi digərinizdən üstün edən Odur. (Ya Rəsulum!) Həqiqətən, sənin Rəbbin (kafirlərə, müşriklərə, Onun birliyini inkar edənlərə) tezliklə cəza verən və şübhəsiz ki, (möminləri)
bağışlayan,
(onlara) rəhm edəndir!...
Bürüc Suresi, 14. Ayet:
(Bəndələrini) çox
bağışlayan,
çox sevən də Odur....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, suçu
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, sınırsız güç sahibi olandır. O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş, yalnızca O'nadır....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah
bağışlayan,
rahmet edendir....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allah yolunda cihad ettiler. Böyleleri Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
Onlar ki inandılar, göç ettiler, Allâh yolunda savaştılar; işte onlar, Allâh'ın rahmetini umarlar. Allâh, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Bəqərə Suresi, 226. Ayet:
Kadınlarına yaklaşmamağa yemin edenler için ancak dört ay bekleme (hakkı) vardır. Eğer (o süre) içinde dönerlerse Allâh
bağışlayan,
merhamet edendir....
Bəqərə Suresi, 226. Ayet:
Kadınlar hakkında îlâ/yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay bekleme vardır. Eğer o süre içinde eşlerine dönerlerse Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Bəqərə Suresi, 262. Ayet:
Mallarını Allâh'a imanları dolayısıyla insanlara karşılıksız
bağışlayan,
sonrasında da bu yaptıklarına başa kakma ya da eziyet gibi davranışlar eklemeyenlerin, Rableri indînde (nefslerinin hakikatini meydana getiren Esmâ bileşimlerinden kaynaklanan) özel ecirleri vardır. Onlara korkacakları bir şey yoktur, hüzün duyacakları bir şey de!...
Ali-İmran Suresi, 8. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
lâ tuzig
: saptırma, kaydırma
3.
kulûbe-nâ
: kalplerimizi
4.
ba'de
: sonra
Ali-İmran Suresi, 89. Ayet:
Ancak onun arkasından tevbe edip hallerini düzeltenler başka. Çünkü Allah, hakikaten günahları
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ali-İmran Suresi, 89. Ayet:
Ancak ondan sonra, tevbe edip uslananlar başka. Çünkü Allâh, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ali-İmran Suresi, 129. Ayet:
Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ali-İmran Suresi, 129. Ayet:
Göklerde ve yerde olanların hepsi Allâh'ındır. (O), dilediğini bağışlar, dilediğine azâbeder, Allâh, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
1.
hurrimet
: haram kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
ummehâtu-kum
: anneleriniz
4.
ve benâtu-kum
: ve...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halâlarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt analarınız, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan (doğma) yanınızda beslediğiniz üvey kızlarınız, —analarıyla gerdeğe girmemişseniz onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur— öz oğullarınızın kanlarıyla ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmek suretiyle evlenmeniz haram kılınmıştır. Ancak (daha önce) geçen geçmiştir. Şü...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Size (şunlarla evlenmeniz) harâm kılındı: Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günâh yoktur-kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları ve iki kızkardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hariç. Şüphesiz Allâ...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden özgür mümin hanımlarla evlenmeye gücü yetmeyenler, sizin genç ve mümin olan cariyeleriniz ile evlensin. Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Siz, birbirinizdensiniz. Öyle ise, onları velilerinin izni ile nikahlayın ve fuhuş işlemeyen, gizli dost tutmamış olan iffetli hanımlara mehirlerini güzel bir şekilde verin. Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısını uygulayın. Bu, sizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için d...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan müslüman cariyelerden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaşamaları, zina etmemek ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, velilerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden evlenmediği takdirde ahlâkî sıkıntıya düş...
Nisa Suresi, 95. Ayet:
(95-96) Mü'minlerden özürleri olmaksızın oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar eşit olamazlar. Allah mallarıyla ve canlarıyla savaşanları, oturanlardan mertebece üstün kılmıştır. Gerçi Allah her ikisine de cenneti va'd etmiştir. Bununla beraber Allah savaşanları, oturanlardan büyük bir mükafat, kendi tarafından derece derece verdiği rütbeler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 96. Ayet:
(95-96) Mü'minlerden özürleri olmaksızın oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar eşit olamazlar. Allah mallarıyla ve canlarıyla savaşanları, oturanlardan mertebece üstün kılmıştır. Gerçi Allah her ikisine de cenneti va'd etmiştir. Bununla beraber Allah savaşanları, oturanlardan büyük bir mükafat, kendi tarafından derece derece verdiği rütbeler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 99. Ayet:
İşte bunları Allah'ın bağışlaması umulur. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Kim Allah yolunda hicret ederse, yer yüzünde çok yer de bulur, genişlik de bulur. Ve kim Allah'a ve peygambere hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, muhakkak ki onun mükafatı Allah'a aittir, Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 106. Ayet:
Ve Allah'tan af dile. Çünkü Allah gerçekten
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 149. Ayet:
Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz ya da bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphe yok ki, Allah çok
bağışlayan,
herşeye gücü yetendir....
Nisa Suresi, 152. Ayet:
Allah'a ve Peygamberine imân edip onlardan birini (diğerlerinden imân hususunda) ayırmayanlar (var ya), işte onların mükâfatlarını Allah kendilerine verecektir. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nisa Suresi, 152. Ayet:
Ve onlar ki, Allah'a ve elçilerine inandılar, onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmadılar; işte (Allâh), pek yakında onların da mükâfâtlarını verecektir. Allâh, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâmı beğendim....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen; boğularak, dövülerek, düşerek, süsülerek ölen; canı çıkmadan kestiğiniz hariç yırtıcı hayvanlar tarafından yenilen; dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen hayvanlar ve fal okları ile kısmet aramanız da size haram kılındı. Bunlar fâsıklıktır. Bugün kâfirler sizin dininizden ümitlerini kestiler. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı beğendim. Her kim ş...
Maidə Suresi, 34. Ayet:
Ancak ele geçirmenizden önce tevbe edenler olursa, onlar müstesnâdır. Biliniz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Maidə Suresi, 39. Ayet:
Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Maidə Suresi, 39. Ayet:
Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, uslanırsa, şüphesiz Allâh, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allâh
bağışlayan,
acıyandır....
Maidə Suresi, 74. Ayet:
Hâlâ Allah'a tevbe edip bağışlanmalarını dilemiyecekler mi ? Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Maidə Suresi, 74. Ayet:
Bunlar hala Allah'a tevbe edip O'ndan bağışlanmalarını dilemeyecekler mi? Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Maidə Suresi, 98. Ayet:
Allah'in azabinin siddetli oldugunu ve Allah'in Bagislayan, merhamet eden oldugunu bilin....
Maidə Suresi, 98. Ayet:
Biliniz ki, Allah gerçekten hem vereceği ceza bakımından çok şiddetlidir, hem de Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Maidə Suresi, 98. Ayet:
Allah'ın azabının şiddetli olduğunu ve Allah'ın
Bağışlayan,
merhamet eden olduğunu bilin....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazdı. Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Âyetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazdı. Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Ayetlerimize iman edenler, yanına geldikleri zaman de ki: «Selam sizlere! Rabbiniz kendine rahmeti yazdı. Sizden kim bir cahillikle bir kötülük yapmış, sonra arkasından tevbe edip düzelmiş ise, ona karşı
bağışlayan,
esirgeyendir....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle: «Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder, kendini düzeltirse, muhakkak ki O,
bağışlayan,
esirgeyendir»....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
Sizi yeryüzünün halîfeleri kılan, verdiği şeylerden dolayı sizi denemek için kiminizi kiminizden üstün derecelerle yükselten O'dur. Doğrusu Rabbin cezalandırmayı çok çabuk gerçekleştirendir ve şüphesiz ki O, hem çok
bağışlayan,
hem çok merhamet edendir....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
O, sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve sizleri verdiği şeylerle denemek için kiminizi kiminize üstün kılandır. Şüphe yok ki, Rabbin çabuk cezalandıran ve yine şüphe yok ki, O tek
bağışlayan,
tek merhamet edendir....
Ənam Suresi, 165. Ayet:
Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve O,
bağışlayan,
esirgeyendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara en kötü eziyeti yapacak kimseler göndereceğini ilân etti. Şüphesiz Rabbin cezayı çabuk verendir. Ve O çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Hani Rabbin Kıyamete kadar onları kötü bir azaba uğratacak kimseleri üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz ki, Rabbin cezayı çok çabuk verendir ve O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara en kötü eziyeti yapacak kimseler göndereceğini ilân etti. Şüphesiz Rabbin cezayı çabuk verendir. Ve O çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Ve o zaman Rabbin şu ahdi ilan edip buyurdu ki: «Mutlaka kıyamet gününe kadar onlara hep o kötü azabı peyleyecek kimseleri gönderecek!» Şüphesiz ki Rabbin cezayı çok çabuk veren, yine şüphesiz ki O, çok
bağışlayan,
merhamet edendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin yeminle şunu bildirdi: Elbette tâ kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü yapacak kimseler gönderecektir. Şüphesiz ki Rabbin cezayı çabuk verendir ve O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin, onların üzerine kıyamet gününe dek kendilerini en kötü cezalandıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Rabbinin ceza vermesi çok hızlıdır. O,
bağışlayan,
acıyandır da!...
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Rabbin, "Elbette tâ kıyâmet gününe kadar onlara azâbın en kötüsünü yapacak kimseler gönderecektir!" diye ilân etmişti. Doğrusu, Rabbin çabuk cezâ verendir ve O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Artık elde ettiğiniz ganimetlerden helâl ve temiz olarak yiyin. Allah'tan korkup (kötülüklerden) sakının. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve hoş olarak yiyin ve Allah'tan korkun! Çünkü Allah,
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Elde ettiğiniz ganimetleri helâl ve temiz olarak yiyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Ənfal Suresi, 70. Ayet:
Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere de ki: “Eğer Allah kalplerinizde bir iyilik bulursa, sizden alınan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. ”...
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram Aylan çıkınca artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün ; yakalayıp tutuklayın ; gelip geçecek bütün gözetleme yollarını tutun. Tevbe eder. namaz kılar ve zekât verirlerse onları serbest bırakın gitsinler. Çünkü Allah şüphesiz çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram aylar çıkınca artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayın, hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse onları serbest bırakın. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 27. Ayet:
Sonra Allah, bunun ardından yine dilediğinin tevbesini kabul eder. Zira Allah
bağışlayan,
esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 27. Ayet:
Bundan sonra da Allah dilediğine tevbe idrâkini verip dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 27. Ayet:
Sonra Allah, bunun ardından yine dilediğinin tevbesini kabul eder. Zira Allah
bağışlayan,
esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 27. Ayet:
Sonra Allah, bunun ardından dilediğine tevbe nasip eder. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 27. Ayet:
Allah, bundan sonra da dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 91. Ayet:
Allah ve Resulü için öğüt verdikleri takdirde güçsüzlere, hastalara ve savaş uğrunda harcayacak birşey bulamayanlara bir günah yoktur. İyi davrananları sorumlu tutmanın bir yolu olmadığı gibi. Allah,
bağışlayan,
merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 91. Ayet:
Zayıflara, hastalara ve harcayacak bir şeyleri bulunmayanlara, Allah'a ve Resul'üne sâdık kaldıkları takdirde bir vebal yoktur. İyilik edenlerin aleyhine de yol yoktur. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah
bağışlayan,
esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Yine Bedevilerden öylesi de var ki, Allah'a, Âhiret gününe imân ederler. (Allah yolunda) harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamberin dualarına (lâyık olmaya vesile) edinirler. İyi bilin ki bu onlar için Allah katında bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine lâyık görüp kavuşturacaktır. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah
bağışlayan,
esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Yine bedevilerden öyleleri vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır; harcadığını Allah katında yakınlarına ve Peygamberin dualarına vesile sayar; gerçekten bu, onlar için bir yakınlıktır. İleride Allah, onları rahmeti içine koyacaktır; çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 99. Ayet:
Bedevilerden, Allah’a ve ahiret gününe iman eden, infak ettiğini Allah katında yakınlık vesilesi ve resulün duasını almak için yapanlar vardır. Dikkat edin, işte yakınlık onlar içindir. Allah onları rahmetine dahil edecektir. Allah
bağışlayan,
merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
(Tebük Seferi'ne katılmayanlardan) diğer bir kısmı da günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli kötüsüyle karıştırdılar. Allah'ın onların tevbesini kabul etmesi umulur. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Tövbə Suresi, 102. Ayet:
Diğer bir kısmı ise suçlarını itiraf ettiler ve iyi bir ameli kötüsüyle karıştırdılar. Umulur ki, Allah tevbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah sana bir zarar, bir sıkıntı dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir iyilik dilerse, O'nun nîmet ve ihsanını reddedecek de yoktur; onu kullarından dilediğine eriştirir. O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa, onu O'ndan başka açacak yoktur; ve eğer O, sana bir hayır dilerse o zaman da O'nun lütfunu reddedecek yoktur. O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Eğer Allah sana bir zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O'dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Hud Suresi, 41. Ayet:
(Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir."...
Hud Suresi, 41. Ayet:
Nûh, «Bininiz ona ; yüzüp yürümesi de, demir atıp durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim, çok
bağışlayan,
çok merhamet eden, dir,» dedi....
Hud Suresi, 41. Ayet:
(Nuh) dedi ki: «Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir.»...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Yusif Suresi, 53. Ayet:
(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Yusif Suresi, 53. Ayet:
Nefsimi temize de çıkarmıyorum, çünkü nefis kötülüğü emreder; meğer Rabbim rahmetiyle bağışlaya, çünkü Rabbim çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir.»...
Yusif Suresi, 98. Ayet:
(Ya'kub:) Sizin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir, dedi....
Yusif Suresi, 98. Ayet:
Dedi ki: 'Sizin için Rabbimden bağışlama dileyeceğim. Şüphesiz O
bağışlayan,
rahmet edendir.'...
Yusif Suresi, 98. Ayet:
(Ya'kub:) Sizin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir, dedi....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
“Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen çok
bağışlayan,
çok merhamet edensin.”...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok
bağışlayan,
pek esirgeyensin....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
«Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok
bağışlayan,
pek esirgeyensin.»...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
Rabbim, çünkü onlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Bundan böyle kim benim izimce gelirse, işte o bendendir; kim bana karşı gelirse artık Sen
bağışlayan,
merhamet edensin!...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
"Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu şaşırttılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır), şüphesiz sen
bağışlayan,
esirgeyensin."...
Hicr Suresi, 49. Ayet:
(49-50) Kullarima Benim bagislayan, merhamet eden oldugumu, azabimin can yakici bir azap oldugunu haber ver....
Hicr Suresi, 49. Ayet:
(49-50) Kullarıma haber ver ki, gerçekten ben, evet ben, çok
bağışlayan,
çok merhamet edenim ve doğrusu azabım da çok elem verici bir azâbdır....
Hicr Suresi, 49. Ayet:
(49-50) Kullarıma Benim
bağışlayan,
merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver....
Hicr Suresi, 49. Ayet:
(Ey Muhammed), kullarıma haber ver: İşte ben öyle
bağışlayan,
öyle esirgeyenim....
Hicr Suresi, 50. Ayet:
(49-50) Kullarima Benim bagislayan, merhamet eden oldugumu, azabimin can yakici bir azap oldugunu haber ver....
Hicr Suresi, 50. Ayet:
(49-50) Kullarıma haber ver ki, gerçekten ben, evet ben, çok
bağışlayan,
çok merhamet edenim ve doğrusu azabım da çok elem verici bir azâbdır....
Hicr Suresi, 50. Ayet:
(49-50) Kullarıma Benim
bağışlayan,
merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışırsanız, sayamazsınız. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Oysa Allah'ın nimetlerini saymak isteseniz, sayamazsınız. Herhalde O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nəhl Suresi, 18. Ayet:
Eğer Allâh'ın ni'metini saysanız, sayamazsınız. Doğrusu Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 110. Ayet:
Sonra Rabbin, şunların şu işkenceye uğratıldıktan sonra göç eden, sonra savaşan ve sabredenlerin yanındadır. Elbette (bütün) bun(lar)dan sonra Rabbin
bağışlayan,
esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
(Allah) size, sadece ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
(Allah) size, sadece ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
O size ancak leşi, kanı, domuz etini, bir de Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa, saldırmaksızın ve aşırı gitmeksizin yiyebilir. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nəhl Suresi, 115. Ayet:
Allâh size ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen(hayvanlar)ı harâm kıldı. Kim mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan, sınırı da aşmadan (bunlardan) yiyebilir. Şüphesiz Allâh,
bağışlayan,
esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip durumunu düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Rabbin gerçekten, bilmeden kötülük işledikten sonra ardından tevbe edip kendini düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz ki, Rabbin bundan sonra da çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nəhl Suresi, 119. Ayet:
Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip durumunu düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok
bağışlayan,
pek esirgeyendir....
Kəhf Suresi, 58. Ayet:
Ama çok
bağışlayan,
esirgeyen Rabbin eğer onları, yaptıklariyle hemen cezâlandıracak olsaydı, onların azâbını çabuklaştırırdı. Fakat onlar için va'dedilen bir zaman vardır ki, ondan (kaçıp) sığınacak bir yer bulamayacaklardır....
Nur Suresi, 5. Ayet:
Ancak bundan sonra tevbe edip durumlarını düzeltenler müstesnâdır. Çünkü Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nur Suresi, 5. Ayet:
Ancak bundan sonra tevbe edip uslananlar hariç. Çünkü Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Nur Suresi, 22. Ayet:
İçinizden faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte kusur etmesinler. İhtiyaçlarından fazla olanı versinler, affetsinler. Allah’ın sizi bağışlamasını istemiyor musunuz? Allah,
bağışlayan,
merhamet edendir....
Nur Suresi, 62. Ayet:
Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah'a ve Peygamber'ine imân etmişler ve Peygamberle beraber toplu bir iş üzerinde bulunup (görüştüklerinde) ondan izin istemedikçe (bir tarafa ayrılıp) gitmemişlerdir. Şüphesiz ki senden izin isteyenler var ya, işte onlar Allah'a ve Peygamber'ine (dosdoğru) inananlardır. Artık onlar bazı işleri için senden izin isterlerse, onlardan dilediğine izin ver. Onlar için Allah'tan bağışlanma isteğinde bulun. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Nur Suresi, 62. Ayet:
Mü'minler o kimselerdir ki Allah'a ve Elçisine (gönülden) inanmışlardır. Toplumsal bir iş için Allâh'ın Elçisi ile beraber bulundukları zaman ondan izin almadan gitmezler. (Ey Muhammed), Senden izin alanlar, işte Allah'a ve Elçisine inananlar onlardır. Bazı işleri için senden izin istedikleri zaman onlardan dilediğine izin ver ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Furqan Suresi, 6. Ayet:
De ki: 'Onu göklerdeki ve yerdeki gizliliği bilen (Allah) indirdi. O çok
bağışlayan,
çok rahmet edendir.'...
Furqan Suresi, 6. Ayet:
De ki -. «Onu göklerdeki ve yerdeki gizliliği bilen (Yüce Kudret) indirmiştir. Şüphesiz ki O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir.»...
Furqan Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Onu, göklerdeki ve yerdeki gizleri bilen indirdi. O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Furqan Suresi, 70. Ayet:
Ancak tevbe edenler, dosdoğ ru imân edip iyi-yararlı amelde bulunanlar müstesna. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok
bağışlayan,
cok merhamet edendir....
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
Ey Rabbim, doğrusu ben kendime yazık ettim, artık bağışlamanla benim suçumu ört! dedi. O da onu bağışladı. Gerçekten O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
Dedi ki: «Yarabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur.» Bunun üzerine ona mağfiret buyurdu. Muhakkak ki, çok
bağışlayan,
çok merhamet buyuran O'dur, O....
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
“Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
"Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla!" dedi. (Allâh) onu bağışladı. Çünkü O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
Evlatlıkları öz babalarına nisbet ederek çağırın, bu Allah katında en doğru olanıdır. Şayet öz babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak yaptığınızda size bir günah yok, fakat kalbinizin bile bile yaptığınızda günah vardır. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
Onları babalarının adına bağlayarak çağırın; bu, Allâh yanında daha adâletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak yaptığınızda size bir günâh yok, fakat kalblerinizin bile bile yaptığında günâh vardır. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
Çünkü Allah doğrulara, doğrulukları ile mükafat verecek, münafıklara da dilerse azap edecek veya tevbe nasip edecek. Şüphe yok ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; münafıkları da dilerse azaplandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Səba Suresi, 2. Ayet:
O, yere gireni de, yerden çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok
bağışlayan,
şükrün karşılığını bol bol verendir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok
bağışlayan,
şükrün karşılığını bol bol verendir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Çünkü Allah, onların mükâfatını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz ki O, çok
bağışlayan,
şükrün karşılığını bol bol verendir....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Ki (Allâh), onlara ücretlerini tam ödesin ve lutfundan onlara fazlasını da versin. Çünkü O, çok
bağışlayan,
çok karşılık verendir....
Fatir Suresi, 34. Ayet:
(Cennette şöyle) derler: Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok
bağışlayan,
çok nimet verendir....
Fatir Suresi, 34. Ayet:
(Cennette şöyle) derler: Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok
bağışlayan,
çok nimet verendir....
Fatir Suresi, 34. Ayet:
Dediler ki: "Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun, doğrusu Rabbimiz çok
bağışlayan,
çok karşılık verendir."...
Sad Suresi, 9. Ayet:
Yoksa O, cok güçlü, çok üstün, O çok karşılıksız
bağışlayan,
ihsanda bulunan Rabb'ın rahmet hazineleri onların yanında mıdır?...
Sad Suresi, 35. Ayet:
Dedi ki: «Yarabbi! Bana mağfiret buyur ve bana bir mülk bağışla ki, benden sonra hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şüphe yok ki, Sen'sin çok
bağışlayan,
Sen.»...
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: Ey kendilerine haksızlık edip ölçüyü aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah elbette bütün günahları bağışlar ve gerçekten O, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: «Ey kendilerine kötülük edip, aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir.»...
Zümər Suresi, 53. Ayet:
De ki: "Ey kendilerine kötülük edip haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. "...
Zümər Suresi, 53. Ayet:
(Tarafımdan onlara) De ki: "Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allâh'ın rahmetinden umut kesmeyin. Allâh bütün günâhları bağışlar. Çünkü O, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir."...
Zümər Suresi, 74. Ayet:
Onlar da: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bu (esenlik) alanını yaptıklarımızın karşılığı olarak bize
bağışlayan,
böylece cennette dilediğimiz şekilde yerleşmemizi sağlayan Allah'a hamdolsun!" diyeceklerdir. Ve (Allah yolunda) çaba sarf edenlerin mükafatı ne yüce, ne üstün olacaktır....
Mömin Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı
bağışlayan,
tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır....
Mömin Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır....
Mömin Suresi, 2. Ayet:
(2-3) (Bu) Kitâb’ın (Kur’ân’ın) indirilişi, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Alîm(hakkıyla bilen), günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabûl eden, azâbı pek şiddetli ve çok lütuf sâhibi olan Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı
bağışlayan,
tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah'tandır ki. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Kur’ân, günahları
bağışlayan,
tevbeleri, günah işlemekten vazgeçip kendisine itaate yönelişleri kabul eden, suça, günaha, isyana, inkâra denk, âdil cezalandırma gücüne, sonsuz lütuf ve kereme sahip Allah tarafından indirilmiştir. Hak ilâh yalnızca O’dur. Sonuçta, yalnız O’nun huzuruna varıp hesap vereceksiniz....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günâhı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah tarafından). O'ndan başka ilâh yoktur. Dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah'tan). O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O günah
bağışlayan,
tevbe kabul eden, azabı şiddetli olan ihsan sahibi Allah’dandır ki, O’ndan başka hiç bir ilâh yoktur; dönüş ancak O’nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, gunahi bagislayan, tevbeyi kabul eden, cezasi siddetli, lutfu bol olandir. O'ndan baska tanri yoktur, donus O'nadir....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütuf ve ihsanı geniş ve bol olandır. O'ndan başka Tanrı yoktur. Varış O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütfu bol olandır. O'ndan başka tanrı yoktur, dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
Bağışlayan,
Tevbeyi Kabul Eden, Cezası Şiddetli, Sonsuz Güç Sahibi... O'ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O'nadır...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O günahkarları
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezalandırması şiddetli, bol lütuf sahibi Allah'tan ki, O'ndan başka tapılacak yoktur. Dönüş de O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütfu bol olandır. O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Tanrı'dan). O'ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(2-3) (Bu) Kitâb’ın (Kur’ân’ın) indirilişi, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Alîm(hakkıyla bilen), günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabûl eden, azâbı pek şiddetli ve çok lütuf sâhibi olan Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lutfu bol olandır. O'ndan başka ilah yoktur, dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
bağışlayan,
tevbeleri kabul eden, intikamı çetin, lütfu sınırsız olan (Allah'tan). Ondan başka ilah yoktur, varış O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O; günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütfu bol olandır. O'ndan başka ilâh yoktur. Dönüş yalnız O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
bağışlayan,
tevbeleri kabul eden, azabı şiddetli ve bol lütuf sahibidir. Ondan başka ilah yoktur, dönüş O’nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günâhı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azâbı çetin olan, lutuf sâhibi (Allâh tarafından). O'ndan başka tanrı yoktur, dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah'tan). O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş O'nadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
O günahları
bağışlayan,
tevbeleri kabul eden, cezası şiddetli ve lütfu bol olandır. Ondan başta tanrı yoktur. Dönüş ancak Onadır....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
"Çok
bağışlayan,
çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak."...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Çok
bağışlayan,
çok merhamet eden (Allah)'dan bir konukluktur bu !» (derler)....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
"Çok
bağışlayan,
çok esirgeyenden bir ağırlanma olarak."...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
(Bütün bunlar) Çok
bağışlayan,
çok esirgeyen (Allâh)ın ağırlaması olarak (size lutfedilir)....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
«Çok
bağışlayan,
çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak.»...
Şura Suresi, 5. Ayet:
Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Gökler neredeyse (ilâhî kudretin azametinden veya inkarcıların Allah'ı tanımamasından) üstünden yarılacak.. Melekler ise hamd ile tesbîh etmekteler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilemekteler. Haberiniz olsun ki, Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Hemen hemen gökler üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar. Melekler Rablerine hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzündeki kimseler için bağışlanma diliyorlar. Uyan, Allah'tır öyle
bağışlayan,
öyle merhamet eden!...
Şura Suresi, 5. Ayet:
Neredeyse gökler onların Allah'a ortak koşmaları karşısında tepelerinden çatlayacaklar. Melekler, Rab'lerini hamd ile tesbih ederler, yerdekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilinki Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Şura Suresi, 5. Ayet:
Neredeyse gökler üstlerinden çatlayacaklar. Melekler Rablerini hamd ile tesbih ederler; yerdekiler için de mağfiret dilerler. İyi bil ki Allâh, işte çok
bağışlayan,
çok esirgeyen O'dur....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah
bağışlayan,
şükrün karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah
bağışlayan,
şükrün karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın iman eden ve sâlih ameller yapan kullarına müjdelediği işte budur. Resulüm! (İlâhî ahkâmı tebliğ ettiğin kimselere) de ki: "Ben sizi hidayete dâvet ettiğim için hiçbir ücret istemiyorum. Ancak yakınlarıma (Ehl-i beyt'ime) muhabbet etmenizi isterim. " Kim bir iyilik yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
şükrün karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allâh'ın, inanan ve iyi işler yapan kullarını müjdelediği (büyük lutuf). De ki: "Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ancak (Allah'a) yaklaşmayı arzu ediyorum." Kim bir iyilik yaparsa onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allâh
bağışlayan,
(iyiliğe) karşılık verendir....
Şura Suresi, 25. Ayet:
O, kullarının tevbesini kabul eden, kötü hareketlerini (tevbe ile)
bağışlayan,
ne işlerseniz bilendir. ...
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah tarafından bana gelecek şeyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakkında yaptığınız taşkınlıkları çok daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda şahit olarak O yeter. O,
bağışlayan,
esirgeyendir....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa: 'Onu kendisi uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Eğer onu ben uydurduysam, Allah'tan gelecek (cezaya) karşı siz bana hiç bir şey sağlamaya güç yetiremezsiniz. O, sizin ne taşkınlıklar yaptığınızı daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda şahit olarak O yeter. O
bağışlayan,
rahmet edendir....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa «Onu uydurdu» mu diyorlar? De ki: Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah tarafından bana gelecek şeyi savmaya gücünüz yetmez. O, sizin Kur'an hakkında yaptığınız taşkınlıkları çok daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda şahit olarak O yeter. O,
bağışlayan,
esirgeyendir....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah'tan gelecek cezâya karşı sizin bana hiçbir yararınız olmaz. O, sizin yaptığınız taşkınlığı daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda O'nun şâhid olması yeter. O,
bağışlayan,
esirgeyendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
1.
ve lillâhi
: ve Allah'ındır
2.
mulku
: mülk, mülkiyet, idare
3.
es semâvâti
: semalar, gökler
4.
ve el ardı
: v...
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azablandırır. Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü-saltanatı Allah'ındır. Dilediği kimseyi bağışlar, dilediği kimseye azâb eder Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü Tanrı'nındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azablandırır. Tanrı, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Fəth Suresi, 14. Ayet:
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dilediğine mağfiret eder, dilediğini azablandırır. Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hucurat Suresi, 5. Ayet:
Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hucurat Suresi, 5. Ayet:
Eğer onlar, sen kendilerine çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette haklarında çok daha hayırlı olurdu. Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Hucurat Suresi, 5. Ayet:
Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hucurat Suresi, 5. Ayet:
Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedevîler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedevîler «İnandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama «Boyun eğdik» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Bedevîler: "İman ettik!" derler. De ki: "Siz iman etmediniz, bâri 'Müslüman olduk!' deyin. İman henüz kâlplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Peygamber'ine itaat ederseniz, Allah amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. "...
Hucurat Suresi, 14. Ayet:
Göçebe Araplar: "İnandık" dediler. De ki: "İnanmadınız, fakat 'İslâm olduk' deyin. Henüz iman kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Elçisine itâ'at ederseniz (Allâh), yaptığınız güzel işlerden hiçbirinin sevâbını size eksik vermez. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir."...
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve peygamberine iman edin ki, sizlere rahmetinden iki pay versin; size bir nur bahşeylesin ki onunla (yolunuzu görüp) yürüyesiniz, hem de sizi bağışlasın. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey inananlar! Allah'tan korkun, O'nun Resulü'ne inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir...
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey inananlar, Allâh'tan korkun, O'nun Elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mücadilə Suresi, 12. Ayet:
Ey iman edenler! Peygamber ile gizli (özel) bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet sadaka verecek bir şey bulamazsanız, Allah
bağışlayan,
esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Allah'ın, sizinle o düşmanlık ettiğiniz kimseler arasında bir sevgi bağı kurması umulabilir. Allah çok kudretlidir; Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Olur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Belki de Allâh sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allâh kâdirdir. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 7. Ayet:
Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah'ın gücü herşeye yeter. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanan kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlıkta bulunmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir yalan uydurup (başkasından olan çocuğu kocalarına nisbet ederek) getirmemek ve iyi-yararlı, uygun ve güzel kabul edilen hususlarda sana karşı gelmemek üzere bey'at etmeye geldikleri zaman, onların bey'atını kabul et; onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz ki Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bey'at ederlerse onların bey'atlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zinâ etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri (başkalarının doğurduğu veya başka erkekten gayri meşru kazandıkları bir çocuğu kocalarına nisbet etmemeleri), iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana biat ederlerse onların biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz ki Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet eden...
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey peygamber, inanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zinâ etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bi'at ederlerse onların bi'atlerini ve onlar için Allah'tan mağfiret dile! Şüphesiz Allâh, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar biat için gelirlerse, sana; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında iftira uydurup getirmemeleri, marufta sana karşı gelmemeleri hususunda biat etsinler. Sen de onların biatlarını al. Ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arzulayarak Allah'ın sana helâl kıldığını neden kendine haram ediyorsun ? Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey peygamber! Niçin Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hayrı için kendine haram kılıyorsun? Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok
bağışlayan,
merhamet edendir....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
rabbe-ke
: senin Rabbin
3.
ya'lemu
: bilir
4.
enne-ke
: senin olduğunu
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Şüphesiz ki Rabbin, senin ve seninle beraber bir topluluğun gecenin üçte ikisine yakın bir süreyi, yarısını ve bazan da üçte birini kalkıp ibâdetle geçirdiğinizi bilir. Allah, gece ve gündüzü takdîr eder, sizin bunu sayamıyacağınızı bildiği için size lütuf la yönelir. Bundan böyle Kur'ân'dan size kolay geleni okuyun. Allah, sizden hastalar olacağını, diğer bir kısmının Allah'ın bol nîmet ve geniş lûtfunu arayıp elde etmek için yolculuk yapacaklarını, başka bir kısmının ise Allah yolunda vuruşaca...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Gerçekten Rabbin biliyor ki sen, muhakkak gecenin üçte ikisine yakınını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçiriyorsun, beraberinde bulunan bir grup da (böyle yapıyor). Oysa geceyi, gündüzü Allah takdir eder. Sizin bundan ötesini başaramayacağınızı bildiği için size lütuf ile muamelede bulundu. Bundan böyle Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun; O, içinizden hastaların olacağını, diğer bir kısmının Allah'ın lütfundan bir kar aramak üzere yeryüzünde yol tepeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yo...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını; Seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allâh, sizin onu sayamayacağınızı (zamanı hesab edip gecenin belli sâ'atlerinde kalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. Artık (belli bir sâ'at gözetmeden) Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınıza gelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın.) Allâh, içinizden hastalar, yeryüz...
Bürüc Suresi, 14. Ayet:
O, çok
bağışlayan,
çok sevendir....
Bürüc Suresi, 14. Ayet:
Ve çok
bağışlayan,
çok seven O'dur....
Bürüc Suresi, 14. Ayet:
O, çok
bağışlayan,
çok sevendir....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e
bağışlayan,
Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip olduk...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği (savaş esirleri)nden elinin altındaki (cariye)leri, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları, bir de Peygamber nikahlamak istediği takdirde kendini Peygambere bağışlayan mü'min kadını sana helal kıldık. Bu (sonuncusu, diğer) mü'minlerden ayrı olarak yalnızca sana özeldir. Biz onlara eşleri ve ellerinin altında bulunan...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı ...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan câriyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Biz hanımları ve ellerinin altında bulunan câriyeleri hakkın...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allâh'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan (câriye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan (câriye)leri hak...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halalarının ve teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de Peygamber'e kendisini hibe eden ve Peygamberin de kendisini almak istediği inanmış kadınları sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminl...
Əhzab Suresi, 59. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: Cilbablarını [7] üzerlerine alsınlar. Bu onların tanınmaları ve böylece eziyet edilmemeleri için daha uygundur. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əhzab Suresi, 59. Ayet:
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında örtülerini üstlerine alsınlar, vücutlarını örtsünler. Bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı inciltilmemelerini daha iyi sağlar. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 59. Ayet:
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında örtülerini üstlerine alsınlar, vücutlarını örtsünler. Bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı inciltilmemelerini daha iyi sağlar. Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 59. Ayet:
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle! (Bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar; onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
Şunun için ki, Allah, ikiyüzlü dönek erkeklerle, ikiyüzlü dönek kadınlara; Allah'a ortak koşan erkeklere, Allah'a ortak koşan kadınlara azâb edecek ve imân eden erkeklerin, imân eden kadınların tevbesini kabul edecek. Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
Bunun sonucu olarak, Allah münafık erkek ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azab edecektir. Mümin erkek ve kadınların tevbelerini kabul edecektir. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
(Allah bu emaneti insana vermek suretiyle) münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklerle, müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır. Allah çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
(Allâh bu emâneti insana vermiştir) Ki iki yüzlü erkeklere ve iki yüzlü kadınlara, ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azâb etsin; inanan erkekleri ve inanan kadınları da bağışlasın. Allâh çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Həşr Suresi, 23. Ayet:
Allah O'dur ki O'ndan başka ilah yoktur. Mutlak Hakim, Kutsal, Kurtuluşun Tek Kaynağı, İman
Bağışlayan,
Doğru ile Yanlışın Tek Belirleyicisi, Üstün, Eğriyi Düzeltip Doğruyu İhya Eden, Bütün İhtişamın Sahibi! Şanı yüce olan Allah, insanların ilahlık yakıştırdıkları her şeyden münezzehtir....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar, olanlar
3.
âmenû
: îmân edenler, âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
4.
...
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey inananlar! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Eğer affeder, hoş görür, bağışlarsanız muhakkak ki Allah da çok
bağışlayan,
çok esirgeyendir....
Mömin Suresi, 2. Ayet:
(2,3) "Bu kitabın indirilişi, Çok Güçlü, En İyi Bilen, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azabı çok çetin olan, bol nimet; ikram sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Dönüş yalnızca O'nadır. "...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(2,3) "Bu kitabın indirilişi, Çok Güçlü, En İyi Bilen, günahı
bağışlayan,
tevbeyi kabul eden, azabı çok çetin olan, bol nimet; ikram sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilâh diye bir şey yoktur. Dönüş yalnızca O'nadır. "...
Ali-İmran Suresi, 129. Ayet:
Göklerde olan şeyler ve yeryüzünde olan şeyler Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Ve Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. ...
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, herkesçe kabul gören/vahye uygun hususlarda sana isyan etmemeleri üzerine bağlılık yemini ederek gelirlerse, hemen onların bağlılık yeminlerini al ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. ...
Hədid Suresi, 28. Ayet:
(28,29) Ey iman etmiş kimseler! Allah'ın koruması altına girin, O'nun Elçisi'ne inanın ki –Kitap Ehli, Allah'ın armağanlarından hiçbir şey elde edemeyeceklerini ve şüphesiz armağanların Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilsinler diye–Allah size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir ışık yapsın ve sizi bağışlasın. Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. Ve Allah, büyük armağan sahibidir. ...
Hədid Suresi, 29. Ayet:
(28,29) Ey iman etmiş kimseler! Allah'ın koruması altına girin, O'nun Elçisi'ne inanın ki –Kitap Ehli, Allah'ın armağanlarından hiçbir şey elde edemeyeceklerini ve şüphesiz armağanların Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilsinler diye–Allah size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir ışık yapsın ve sizi bağışlasın. Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. Ve Allah, büyük armağan sahibidir. ...
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Eşlerinin rızalarını arayarak Allah'ın helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haramlaştırıyorsun? Ve Allah, çok
bağışlayan,
çok merhamet edendir. ...
Nisa Suresi, 110. Ayet:
Kim pis bir iş görərsə və ya özü özünə zülm edərsə, sonra da Allahdan bağışlanma diləyərsə, Allahın
Bağışlayan,
Rəhmli olduğunu görər....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
(Bu), günahları
Bağışlayan,
tövbələri qəbul edən, cəzası şiddətli olan lütf sahibindəndir!Ondan başqa məbud yoxdur. Dönüş də Onadır....
Fatir Suresi, 30. Ayet:
Allah onların mükafatlarını mükəmməl şəkildə əta etsin və Öz lütfündən onlar(ın mükafatların)ı artırsın. Çünki, O, çox
bağışlayan,
(qədir bilən) və təşəkkür (şükr) edəndir....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahı
bağışlayan,
tövbəni qəbul edən, cəzası ağır, firavan və daimi nemət sahibi (olan Allah tərəfindən)! Ondan başqa bir məbud yoxdur. (Hamının və hər bir şeyin) qayıdış(ı) Ona tərəfdir....
Maidə Suresi, 34. Ayet:
Ancaq onları ələ keçirməyinizdən əvvəl tövbə edənlər istisnadırlar. Artıq Allahın çox
bağışlayan,
çox mərhəmət edən olduğunu bilin....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
“Rəbbim! Çünki o bütlər insanlardan bir çoxunu sapdırdılar. Artıq kim mənə tabe olsa, məndəndir. Kim də mənə qarşı gəlsə, şübhəsiz ki, sən çox
bağışlayan,
çox mərhəmət edənsən”....
Hicr Suresi, 49. Ayet:
Ey Muhamməd! Mənim çox
bağışlayan,
çox mərhəmətli olduğumu,...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peyğəmbər! Biz sənə mehrlərini verdiyin zövcələrini, Allahın sənə qənimət olaraq verdiklərindən əlinin altında olan qadınları, səninlə birlikdə hicrət edən əmin qızlarını, bibilərinin qızlarını, dayın qızlarını və xalalarının qızlarını sənə halal etdik. Bir də digər möminlərə deyil, sadəcə sənə xas olmaq üzrə, mehrsiz olaraq özünü Peyğəmbərə
bağışlayan,
Peyğəmbərin də onunla nikah bağlamaq istədiyi hər hansı bir mömin qadını da (sənə halal etdik.) Zövcələri və malik olduqları cariyələr haqqın...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
haqqı ilə bilən, günahı
bağışlayan,
tövbəni qəbul edən, əzabı ağır olan, lütf sahibi. Ondan başqa ilah yoxdur. Qayıdış ancaq Onadır....
Mömin Suresi, 3. Ayet:
Günahları
bağışlayan,
tövbələri qəbul edən, əzabı şiddətli, lütfü çox olan (Allah tərəfindən). Ondan başqa tanrı yoxdur və Onadır qayıdış!...
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
Bağışlayan,
Rəhmli Allahdan bir sovqat olaraq.”...
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
həm bolluqda həm də qıtlıqda Allah yolunda xərcləyən, qəzəbini udan, insanları
bağışlayan,
...
Maidə Suresi, 98. Ayet:
Şübhəsiz, Allahın cəzasının çox şiddətli olduğunu və şübhəsiz, Allahın çox
bağışlayan,
çox mərhəmətli olduğunu bilin....
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
Musa: "Ey Rəbbim! Şübhəsiz ki, özümə zülm etdim. Artıq məni bağışla!" dedi və Allah onu bağışladı. Şübhəsiz ki, çox
bağışlayan,
çox rəhm edən O Özüdür....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peyğəmbər! Şübhəsiz ki, Biz, mehrlərini verdiyin zövcələrini; Allahın qənimət olaraq sənə verdiklərindən müqavilə ilə malik olduqlarını/müharibə əsirlərindən sənin himayənə verilmiş qadınları; əminin, bibinin, dayının və xalanın qızlarından səninlə birgə hicrət edənləri və özünü Peyğəmbərə
bağışlayan,
Peyğəmbərin də nikahlamaq istədiyi mömin qadını -möminlərin səviyyəsindən aşağı olmaq üzrə və yalnız sənə məxsus olaraq- sənə halal etdik. Biz öz zövcələri və müqavilələrinin malik olduqları şey...
Mömin Suresi, 3. Ayet:
günahları
bağışlayan,
tövbələri qəbul edən, əzabı çox şiddətli olan, bol nemət; lütf sahibi Ondan başqa məbud deyə bir şey yoxdur. Dönüş yalnız Onadır....
Fussilət Suresi, 32. Ayet:
onları cəzalandırmayan və çox
bağışlayan,
geniş mərhəmət sahibindən bir nemət olaraq sizin üçün nəfsinizin arzuladığı hər şey var. Orada istədiyiniz şeylər sizin üçündür."...
Mümtahinə Suresi, 12. Ayet:
Ey Peyğəmbər! Mömin qadınlar Allaha heç bir şeyi şərik qoşmamaq, oğurluq etməmək, zina etməmək, uşaqlarını öldürməmək, əlləri ilə ayaqları arasında bir böhtan uydurub gətirməmək, hər kəs tərəfindən məqbul hesab edilən/vəhyə uyğun gələn məsələlərdə sənə üsyan etməmək barədə sədaqət andı içərək sənə gəlsələr, dərhal onların sədaqət andını qəbul et və onlar üçün Allahdan məğfirət [bağışlanma] dilə. Şübhəsiz ki, Allah çox
bağışlayan,
çox mərhəmət edəndir....
Təhrim Suresi, 1. Ayet:
Ey Peyğəmbər! Zövcələrinin razılıqlarını diləyərək Allahın halal etdiyi şeyi nə üçün sən özünə haram edirsən? Və Allah çox
bağışlayan,
çox rəhm edəndir....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Heç şühbən olmasın, Rəbbin bilir ki, sən gecənin üçdə ikisindən daha azını, yarısını, üçdə birini ayaq üstündə olursan. Səninlə olanlardan bir dəstə də belədir. Allah gecəni də, gündüzü də ölçüyə salmışdır. Sizin bu işin öhdəsindən asanlıqla gələ bilməyəcəyinizi bildiyindən, sizin için vəzifənizi yüngülləşdirdi. Elə isə, Qurandan sizə asan gələni öyərinin-öyrədin. İçinizdə xəstələr olacağını bildi. Bildi ki, bir qisminiz Allahın fəzlindən nəsə axtarmaq üçün yer üzünü gəzib-dolaşacaq, başqa bir q...
Bürüc Suresi, 14. Ayet:
Və O, çox
bağışlayan,
çox sevəndir, ...