Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Nebileri onlara: "Onun komutanlık kanıtı, içinde Rabb'inizden bir sekine ve Musa ile Harun soyundan
bakiye
kalanların bulunduğu ve meleklerin taşıdığı, yüklendiği bir sandığın size gelmesidir. Eğer inanmış kimselerseniz, kuşkusuz bunda sizin için kesin bir ayet vardır." dedi....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
lehum
: onlara
3.
nebiyyu-hum
: onların peygamberi
4.
inne
: muhakkak ki, şüphesiz
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Ve onların Peygamberi, onlara dedi ki: “Muhakkak ki onun melikliğinin âyeti (delili), içinde Rabbinizden sekînet ve Hz. Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktığı şeylerden
bakiye
(kalıntı) bulunan, meleklerin taşıdığı bir tabutun (tahta sandığın) size gelmesidir. Muhakkak ki bunda, sizin için elbette âyet (delil) vardır, eğer siz mü'minlerseniz.”...
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve zerû mâ
bakiye
miner ribâ in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû oldular
4.
ittekû
: takva sahibi ...
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Allah'a karşı takva sahibi olun. Eğer (gerçek) mü'minlerseniz, ribadan (faizden) arta kalan şeyi (faizin
bakiye
sini) bırakın (
bakiye
yi almayın)....
Hud Suresi, 86. Ayet:
1.
bakıyyetu allâhi
: Allah'ın
bakiye
si (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç)
2.
hayrun
: daha hayırlıdır
3.
lekum
: sizin için
4.
Hud Suresi, 86. Ayet:
Eğer siz mü'minlerseniz Allah'ın
bakiye
si (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ve ben, sizin üzerinize muhafız (gözleyici) değilim....
Zuxruf Suresi, 28. Ayet:
Ve cealehâ kelimeten bâkıyeten fî akıbihî leallehum yerciûn(yerciûne)....
Zuxruf Suresi, 28. Ayet:
1.
ve ceale-hâ
: ve onu kıldı
2.
kelimeten
: bir kelime
3.
bâkiyeten
: bâki, kalıcı olarak, kalıcı
4.
fî
: içinde<...
Haqqə Suresi, 8. Ayet:
Fe hel terâ lehum min bâkıyeh(bâkıyetin)....
Haqqə Suresi, 8. Ayet:
1.
fe
: o halde, artık
2.
hel
: mı, var mı
3.
terâ
: görürsün, görüyor musun
4.
lehum
: onların, onlara ait
Haqqə Suresi, 8. Ayet:
Artık onlara ait bir
bakiye
(geriye kalan bir şey) var mı, görüyor musun?...
Müddəssir Suresi, 28. Ayet:
1.
lâ tubkî
: yakıp tüketir,
bakiye
bırakmaz
2.
ve lâ tezeru
: ve terketmez, bırakmaz
...
Müddəssir Suresi, 28. Ayet:
(Yakıp tüketir etinden)
bakiye
bırakmaz ve (ölüme de) terketmez (azapları devam eder)....
Hud Suresi, 116. Ayet:
1.
fe
: o zaman, bu durumda
2.
lev lâ kâne
: olmaz mıydı, olmasaydı
3.
min el kurûni
: nesillerden (asırlardan)
4.
min kabli-ku...
Hud Suresi, 116. Ayet:
Bu durumda, sizden önceki nesillerden
bakiye
sahiplerinden (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma'rufla emredenler) onlardan kurtardıklarımızdan pek azı dışındakilerden de bir kısmı, yeryüzünde fesattan nehyetseler (men) olmaz mıydı? Zalim olanlar, onları şımartan şeylere (mal, mülk) tâbî oldular. Ve mücrimler (suçlular) oldular....