Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Allah'ın kendisine Kitap, Hüküm ve Nebi'lik verdiği bir
beşeri
n, insanlara "Allah'ın yanı sıra bana da kulluk edin demesi yakışmaz. Ancak, okuyup öğrendiğiniz Kitap'ın gereği olarak, "Kulluğunuz yalnızca Rabb'inize ait olsun." demesi gerekir....
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Resulleri onlara dediler ki: "Biz de ancak sizin gibi
beşeri
z. Ancak Allah, kullarından dilediği kimseye iyilikte bulunur. Allah'ın izni olmaksızın bizim size bir sultan getirmemiz olacak şey değildir. Mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etsinler."...
İsra Suresi, 94. Ayet:
İnsanlara, doğru yola ileten rehber gelince, onları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah, ölümlü bir
beşeri
mi resul gönderdi?" şeklindeki anlayışlarıdır....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Sizden farkım; bana, ilahınızın ancak tek ilah olduğu vahyedilmiş olmasıdır. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salihatı yapsın ve Rabb'ine kullukta hiç kimseyi ortak koşmasın."...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Biz, senden önce de hiçbir
beşeri
ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar süresiz mi yaşayacaklar?...
Furqan Suresi, 54. Ayet:
O,
beşeri
sudan yarattı. Sonra onu, soy sop ve akraba sahibi kıldı. Senin Rabb'in her şeye güç yetirendir....
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Ben de sizin gibi bir
beşeri
m. Bana vahyolunuyor ki, sizin ilahınız, bir tek ilahtır. Öyleyse doğrudan O'na yönelin ve yalnızca O'ndan bağışlanma dileyin. Müşriklerin vay haline!"...
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
Beşeri
yakıp kavurucudur!...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşerî ve ahlâkî bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir....
Bəqərə Suresi, 57. Ayet:
Ve sizi (yakıcı Hakikatten perdeleyen ve
beşeri
yetinizin idâmesini sağlayan) bulutla gölgeledik; üzerinize menn (varlığınızı oluşturan Allâh Esmâ'sındaki kudret kuvvesi) ve selva (manevî âleminizi hissetme duygusu) inzâl ettik (hakikatinizden şuurunuza). . . "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yeyin", dedik. Onlar (hakikat bilgisini değerlendirmeyerek) bize zulmetmediler, kendi nefslerine zulmettiler! (Burada âyetin bir bâtın yorumuna yer verilmiştir zâhir anlamı yanı sıra. A. H. )...
Bəqərə Suresi, 116. Ayet:
Hem onlar (Yahudi ve Hıristiyanlar), Allah çocuk edindi, dediler. Allah (bu gibi beşerî sıfatlardan) münezzehtir. Bilâkis göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'na aittir, hepsi de O'na boyun eğip buyruğuna hazır vaziyettedir....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı edâya azmederse, artık hacda seviyesiz konuşmalar, hacca yakışmayan davranışlar, fiiller, kavga yapmamalıdır. Ne hayır yaparsanız Allâh bilir. Azıklanın ki en hayırlı azık takvadır (Allâh için
beşeri
yetinin noksanlarından korunma). Ey derin düşünen akıl sahipleri, benden korunun (yanlış yapmanız yüzünden karşılığını vermemden korunun)!...
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Karılarınızı boşadığınızda, bekleme süresi sonunda, aralarında karşılıklı anlaşmaları hâlinde, evlenmelerine engel olmayın. Bu sizden kim Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorsa ona verilmiş olan bir öğüttür. İşte bu sizin için daha tezkiyeli (beşerî şartlanmalardan arı) ve daha temizdir. Allâh bilir siz bilmezsiniz!...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
Mâ kâne li
beşeri
n en yu’tiyehullâhul kitâbe vel hukme ven nubuvvete summe yekûle lin nâsi kûnû ıbâden lî min dûnillâhi ve lâkin kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn(tedrusûne). ...
Ali-İmran Suresi, 79. Ayet:
1.
mâ kâne
: olmadı, olmaz, olamaz
2.
li
beşeri
n
: bir insan için
3.
en yu'tiye-hu allâhu
: Allah ona vermesi
4.
el kitâbe
<...
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
(Ey Muhammed Aleyhisselâm ümmeti) Siz
beşeri
yet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz; İyiliği emreder, fenalıktan alıkorsunuz ve Allah’a imanınızda devam edersiniz. Eğer kitaplılar (Hristiyan ve Yahudî’ler) da imana gelseydi, muhakkak haklarında hayırlı olurdu; içlerinden iman edenler varsa da, ekserisi gerçek dinden çıkmış fâsıklardır....
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
Siz
beşeri
yet için meydana çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla birlikte, çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır....
Ənam Suresi, 91. Ayet:
Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî iz kâlû mâ enzelallâhualâ
beşeri
n min şey(şey’in), kul men enzelel kitâbellezî câe bihî mûsâ nûren ve huden lin nâsi tec’alûnehu karâtîse tubdûnehâ ve tuhfûne kesîrâ(kesîran), ve ullimtum mâ lem ta’lemû entum ve lâ âbâukum, kulillâhu summe zerhum fî havdıhim yel’abûn(yel’abûne). ...
Ənam Suresi, 91. Ayet:
1.
ve mâ kaderû allâhe
: ve onlar Allah'ı takdir edemediler
2.
hakka
: hakkıyla
3.
kadri-hî
: onun kadrini
4.
iz kâlû
...
Ənam Suresi, 103. Ayet:
Hiçbir
beşeri
görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü
beşeri
görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (hikmetine) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan....
İbrahim Suresi, 10. Ayet:
Rasûlleri demişti ki: "Semâlar ve arzın Fâtır'ı Allâh hakkında kuşku mu? (O), sizin
beşeri
yetinizin getirisi olan kusurlarınızı bağışlıyor ve ömrünüzün sonuna kadar size müsaade ediyor. " Dediler ki (Rasûllere): "Siz bizim gibi bir beşersiniz (bir mucizevî farkınız yok). . . Atalarımızın tapındıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. . . (O hâlde) bize apaçık bir sultan (mucizevî güç, kanıt) getirin. "...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Onlara resûlleri şöyle dedi: “Biz de ancak sizin gibi
beşeri
z (insanız). Fakat Allah, kullarından dilediğini ni'metlendirir. Bizim, Allah'ın izni olmaksızın, bir sultan (mucize, delil) getirmemiz olamaz. Artık mü'minler Allah'a tevekkül etsinler.”...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Rasûlleri onlara dediler ki: "Biz sizin misliniz bir
beşeri
z. . . Fakat Allâh, kullarından dilediğine (risâlet) nimetini ihsan eder. . . Allâh'ın izniyle açığa çıkması dışında (Bi-iznillah), size sultan (mucizevî güç, kanıt) getirmemiz mümkün değildir. . . (O hâlde) iman edenler Allâh'a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler). "...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Resulleri onlara dediler ki: "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir
beşeri
z, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül etmelidirler."...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Peygamberleri onlara: «Evet biz de ancak sizin gibi bir
beşeri
z, fakat Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder ve Allah'ın izni olmadıkça size bir mucize ve delil getirmek bizim haddimiz değildir. Ve müminler artık Allah'a dayanıp güvenmelidir....
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Resulleri onlara dediler ki: "Doğrusu biz sizin gibi yalnızca bir
beşeri
z, ancak Tanrı kullarından dilediğine lütufta bulunur. Tanrı'nın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. İnançlılar ancak Tanrı'ya tevekkül etsinler."...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Peygamberleri onlara dedi ki: «Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir
beşeri
z, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül etmelidirler.»...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
Peygamberleri onlara dedi ki: 'Biz de sizin gibi birer
beşeri
z; fakat Allah dilediği kuluna lütufta bulunur. Allah'ın izni olmadan biz size bir delil getiremeyiz. Mü'min olanlar ancak Allah'a tevekkül etsinler....
Hicr Suresi, 33. Ayet:
Kâle lem ekun li escude li
beşeri
n halaktehu min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin)....
Hicr Suresi, 33. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
lem ekun
: ben olmam
3.
li escude
: secde eden
4.
li
beşeri
n
: bir beşere
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Ayrıca, kızları Allah'a yakıştırırken -oysa O tüm
beşeri
bağlardan uzaktır, yücedir- kendileri için (sanki buna güçleri yetermiş gibi) hoşlarına gideni (seçmek isterler):...
İsra Suresi, 90. Ayet:
(90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resû...
İsra Suresi, 91. Ayet:
(90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resû...
İsra Suresi, 92. Ayet:
(90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resû...
İsra Suresi, 93. Ayet:
(90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resû...
İsra Suresi, 94. Ayet:
İnsanlara hidayet (Kur’an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, “Allah, bir
beşeri
mi peygamber olarak gönderdi?” demeleri engel olmuştur....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir
beşeri
mi gönderdi?" demeleri engellemiştir....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir
beşeri
mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, «Allah, peygamber olarak bir
beşeri
mi gönderdi?» demeleri engellemiştir....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Kendilerine doğru yolu gösteren hidayetci geldiğinde nâsın iyman etmelerine ancak şöyle demeleri mani' oldu: Allah bir
beşeri
mi Resul gönderdi?...
İsra Suresi, 94. Ayet:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Tanrı, elçi olarak bir
beşeri
mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir....
İsra Suresi, 94. Ayet:
İnsanların — kendilerine hidâyet (rehberi) geldiği zaman îman etmelerini «Allah bir
beşeri
mi peygamber gönderdi?» demelerinden başka bir şey men' etmedi. ...
İsra Suresi, 94. Ayet:
Onlara hidayet geldiği zaman; insanları inanmaktan alıkoyan, sadece: Allah peygamber olarak bir
beşeri
mi göndermiştir? demeleridir....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Nâsı, kendilerine hidâyet geldiği vakit imân etmelerinden men eden şey, başka değil onların, «Allah bir
beşeri
mi resûl olarak gönderdi?» demeleri olmuştur....
İsra Suresi, 94. Ayet:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları iman etmekten alıkoyan şey de 'Allah bir
beşeri
mi elçi olarak gönderdi?' demelerinden başka birşey değildir....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: “Ben sizin gibi sadece bir
beşeri
m. Bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor. O taktirde kim Rabbine mülâki olmayı (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı) dilerse, o zaman salih amel (nefs tezkiyesi) yapsın ve Rabbinin ibadetine başka birini (bir şeyi) ortak koşmasın.”...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir
beşeri
m. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
(Rasûlüm) de ki: "Ben, benzeriniz olan, bir
beşeri
m (dolayısıyla siz de benim gibisiniz); sadece (sizden ayrıcalıklı olarak) Ulûhiyetin TEK'liği şuuruma vahyolunuyor! O hâlde kim Rabbine likâyı (Esmâ hakikati gereğini yaşamayı) umuyorsa, imanının gereğini yaşasın ve Rabbinin kulluğunda (devam edip) O'na ortak koşmasın!"...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
'Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m, insanım. Ne var ki, ilâhınızın, bana bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. Kim diriltilerek Rabbinin huzurunda hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı umuyorsa, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirsin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlasın, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olsun, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işl...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir
beşeri
m. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki ben sırf sizin gibi bir
beşeri
m ancak bana şöyle vahyolunuyor: İlâhınız ancak bir tek İlâhdır, onun için her kim râbbının lıkasını arzu ederse salih bir amel işlesin ve rabbının ıbâdetine hiç bir şirk karıştırmasın...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: «Ben de sizin gibi ancak bir
beşeri
m. Ne var ki, bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.»...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m; yalnızca bana sizin tanrınızın tek bir tanrı olduğu vahyolunuyor. Kim rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: «Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m. (Şu kadar ki) bana yalınız Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu vahyediliyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı ümîd (ve arzu) ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine ibâdetde (hiç bir kimseyi ve hiç bir şey'i) ortak tutmasın». ...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: Ben de ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Yalnız bana tanrınızın tek bir tanrı olduğu vahyediliyor. Artık kim, Rabbına kavuşmayı arzu ediyorsa salih bir amel işlesin. Ve Rabbına ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: «Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m, bana vahyolunuyor ki, sizin ilâhınız ancak bir ilâhtır. Artık her kim Rabbinin huzur-u mânevisine ermek niyazında bulunur oldu ise sâlih amel işlesin ve Rabbinin ibadetine hiçbir kimseyi ortak edinmesin.»...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
Resulüm! De ki: “Ben de sizin gibi bir
beşeri
m. Ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa sâlih bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç ortak koşmasın. ”...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: «Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m; yalnızca bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.»...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: Ben de sizin gibi bir
beşeri
m. Ancak bana, 'Tanrınız tek bir Tanrıdır' diye vahyedilmiştir. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, güzel işler yapsın ve Rabbinin ibadetine hiç kimseyi ortak etmesin....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Ben, yalnızca sizin gibi bir
beşeri
m. Şu var ki bana, İlahınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın."...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: "Ben de, ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Şu kadar ki, bana vahyolunyor ki: Hepinizin ilahı ancak bir ilahtır. Kim Rabbine kavuşmayı dilerse, o'nun rızâsını isteyerek sâlih bir amel işlesin. Ve Rabbinin ibadetine kimseyi şerîk (ortak) etmesin!"...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
“(Habibim)! “Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Yalnız ilahınızın bir ilah olduğu bana vahyolunuyor. Artık kim Rabbi ile karşılaşmayı umuyorsa, hemen yararlı amel işlesin ve Rabbinin ibadetinde, birini ortak etmesin” de.”...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyedilmiştir. Artık kim Rabbine kavuşmayı ümid ederse, güzel işler yapsın ve Rabbinin ibadetine kimseyi ortak tutmasın....
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Bana İlahınızın bir tek İlah olduğu vahyediliyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine ibadet ederken (O’na) kimseyi ortak etmesin....
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne minel
beşeri
ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen)....
Məryəm Suresi, 26. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
kulî
: ye
3.
veşrebî
(şeribe)
: ve iç
: (içti)
4.
ve karrî aynen
: ve gözün aydı...
Məryəm Suresi, 35. Ayet:
Allah'ın çocuk edinmesi olur şey değildir. O, (bu gibi beşerî sıfatlardan) çok yüce ve münezzehtir. O, bir şeyin olup yerine gelmesini irâde edince, ona ancak «ol!» der, o da oluverir....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
sınırsız bağış Sahibi'nin, kullarına, her türlü
beşeri
algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği o asude hasbahçeler (onların olacaktır); O'nun sözü elbette yerini bulacaktır!...
Məryəm Suresi, 78. Ayet:
Yoksa o
beşeri
algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı erişti; yahut sınırsız rahmet Sahibi'yle bir sözleşme mi yaptı?...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Ve mâ cealnâ li
beşeri
n min kablikel huld(hulde), e fe in mitte fe humul hâlidûn(hâlidûne). ...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
1.
ve mâ ceal-nâ
: ve biz kılmadık, vermedik
2.
li
beşeri
n
: bir beşer için, bir beşere
3.
min kabli-ke
: senden önce
4.
el hul...
Ənbiya Suresi, 34. Ayet:
Ve senden önce bir
beşeri
, ebedî (ölümsüz) kılmadık. Öyleyse sen ölürsen, o zaman onlar, ebedî mi olacaklar (ölmeyecekler mi)?...
Həcc Suresi, 52. Ayet:
(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşerî arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce hiçbir Rasûl (hakikat ve marifetlerden haberdar eden) ve hiçbir Nebi (ilâhî hükümleri ulaştıran) irsâl etmedik ki, o (şuurundaki idrakı gereği) temenni ettiğinde, onun idealine, şeytanı (beşerî yanını oluşturan oluşmuş benliği - bilinci) bir fikir ilka etmiş olmasın! Allâh (Esmâ hakikati şuuruna yansıyarak), şeytanın ilkasını geçersiz kılar; sonra da kendi işaretlerini en sağlıklı kesin şekilde yerleştirir! Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşerî arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Həcc Suresi, 52. Ayet:
Senden önce gönderdiğimiz bütün resuller ve nebiler bir şey dilediklerinde şeytan bu dileklerini mutlaka birtakım
beşeri
arzular karıştırdı. Fakat Allah, şeytanın körüklediği bu arzuları her defasında gidererek arkasından ayetlerini pekiştirdi. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir....
Möminun Suresi, 101. Ayet:
Sur'a üflendiğinde (yeni bir bâ's için süreç başladığında), o gün aralarında nispetler (beşerî mensubiyetler, akrabalıklar, etiketler; dünyada birbirlerini tanımalarını sağlayan görünümleri) olmayacak! Sualleşmezler de (dünyadaki nispetlere/iletişime göre birbirlerini sormazlar da)....
Furqan Suresi, 54. Ayet:
Ve sudan
beşeri
(insanı) yaratan, O'dur. Sonra ona neseb ve sıhriyyet kıldı (verdi). Ve senin Rabbin Kaadir'dir (herşeye gücü yeten)....
Rum Suresi, 20. Ayet:
O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri: Sizi topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra dünyaya yayılmış
beşeri
yet haline geldiniz....
Fatir Suresi, 9. Ayet:
Allâh ki, rüzgârları (rahmanî ilmi) irsâl etti de bulutları (beşerî duygu ve kabullerin şuurda oluşturduğu kara bulutları) sürüyor. . . Sonra onu (rahmanî ilmi) ölü bir beldeye (bilince) sevk ettik de onunla o arzı (bedeni) ölüyken dirilttik! Nüşur (aslına dönüş) böylecedir!...
Saffat Suresi, 15. Ayet:
ve "Bu, bir (
beşeri
n) büyülü sözlerinden başka bir şey değildir!" derler,...
Mömin Suresi, 71. Ayet:
O vakit onların boyunlarında (
beşeri
yetlerinden kalma) bağlar (şartlanmaları ve değer yargıları) ve zincirler (zincirleme bağlılıklarla), sürüklenirler!...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
(Rasûlüm) de ki: "Ben sizin benzeriniz
beşeri
m; ne var ki bana şu gerçek vahyolunmuş bulunuyor: Tanrınız olarak düşündüğünüz Ulûhiyet sahibi TEK'tir! O hâlde O'na yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin. . . Yazıklar olsun şirk koşanlara!"...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m. Bana yalnızca, sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunur. Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin."...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: ben sırf sizin gibi bir
beşeri
m ancak bana şöyle vahiy veriliyor: hepinizin tanrısı bir tanrıdır, onun için hep ona doğrulun ve onun mağrifetini isteyin ve vay haline o müşriklerin...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m. Bana yalnızca, sizin tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyolunur. Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin."...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: Ben de ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Yalnız bana tanrınızın tek bir tanrı olduğu vahyediliyor. Artık O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Müşriklerin vay haline....
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
(Ey Muhammed) de ki, "Ben de ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Bana tanrınızın yalnızca Tek Tanrı olduğu vahyedilmiştir, öyleyse O'na yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin!" O'ndan başkasına ilahlık yakıştıranların vay haline!...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
Resulüm! De ki: "Ben de sizin gibi bir
beşeri
m. Ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyolunuyor. " Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Müşriklerin vay hâline!...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: «Ben, ancak sizin benzeriniz olan bir
beşeri
m. Bana yalnızca, sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor. Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin.»...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
De ki: Ben de sizin gibi bir
beşeri
m. Yalnız bana şu vahyediliyor: Tanrınız tek bir Tanrıdır. Dosdoğru Ona yönelin ve Ondan bağışlanma dileyin. Ortak koşanların ise başlarına gelecek var!...
Şura Suresi, 51. Ayet:
Ve mâ kâne li
beşeri
n en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun). ...
Şura Suresi, 51. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve yoktur, olmamıştır
2.
li
beşeri
n
: bir
beşeri
n, bir insanın, bir insan için
3.
en yukellime-hu
: onunla konuşması
4.
Hucurat Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler. . . Allâh'ın ve O'nun Rasûlünün önüne (beşerî düşünce ve yorumlarınızla, değerlendirmelerinizle) geçmeyin; Allâh'tan (şartlanmaya dayalı değer yargılarınızın sonuçlarını kesinlikle yaşatacağı için) korunun! Muhakkak ki Allâh Semi'dir, Aliym'dir....
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki, büyük suçlardan (şirk, iftira, öldürmek vb. gibi) ve fevahişten (zina vb. gibi) uzak dururlar;
beşeri
yetin sonucu ufak suçlar dışında. . . Muhakkak ki Rabbinin mağfireti geniştir! O varlığınızı Esmâ'sıyla oluşturan olarak sizi daha iyi bilir; arzdan (bedeniniz) sizi inşa ettiğinde ve analarınızın karınlarında ceninler hâlindeyken! O hâlde nefslerinizi (benliğinizi) temize çıkarmaya çalışmayın! O, korunanın kim olduğunu (Esmâ'sıyla yaratanı olarak) bilendir!...
Müddəssir Suresi, 25. Ayet:
İn hâzâ illâ kavlul beşer(
beşeri
)....
Müddəssir Suresi, 25. Ayet:
1.
in
: eğer, olsa
2.
hâzâ
: bu
3.
illâ
: sadece, ancak
4.
kavlu
: söz
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
Levvâhatun lil beşer(
beşeri
)....
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
1.
levvâhatun
: etrafını (derilerini) yakıp kavurucu
2.
li el
beşeri
: insan için, insanın
...
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
(O)
beşeri
yakıp karartandır!...
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtûl kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtûl kitâbe vel mu’minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun vel kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ(yeşâu), ve mâ ya’lemu cunûde rabbike illâ hû(huve), ve mâ hiye illâ zikrâ lil beşer(
beşeri
)....
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
1.
ve mâ cealnâ
: ve biz kılmadık
2.
ashâben en nâri
: ateş ehli
3.
illâ
: den başka
4.
melâiketen
: melekler
...
Müddəssir Suresi, 36. Ayet:
Nezîren lil beşer(
beşeri
)....
Müddəssir Suresi, 36. Ayet:
1.
nezîren
: uyarı olarak
2.
li
: için
3.
el
beşeri
: beşer, insanlar
...
Müddəssir Suresi, 36. Ayet:
Kocundurmak için
beşeri
...
İnşirah Suresi, 2. Ayet:
(Hakikati açarak
beşeri
yet) yükünü senden almadık mı?...
Mömin Suresi, 83. Ayet:
Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (
beşeri
) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi....
Mömin Suresi, 83. Ayet:
Rasulleri onlara apaçık bilgiler, delillerle gelince, onlar kendilerinde bulunan beşerî bilgiye güvendiler. Onu alaya aldılar. Alaya almaya devam ettikleri şeyin gücü onları kuşatıverdi, işlerini bitirdi....
Mömin Suresi, 83. Ayet:
Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi....
Rəhman Suresi, 56. Ayet:
Onlarda eşlerinden başkasını görmeyenler (yapılar) vardır ki, daha önce kendilerini ne ins ne de cann (cin türü) dokunup (beşerî - şeytanî fikir ve duygularla) kirletmiştir!...
Rəhman Suresi, 74. Ayet:
Daha önce onlara ne ins ne de cann (cin) dokunup (beşerî - şeytanî fikir ve duygularla) kirletmiştir!...
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Sonra ailesiyle/yakınlarıyla kendisi arasına bir perde edinmişti de Biz ona ruhumuzu/ilâhî mesajımızı gönderdik, sonra ruhumuzu/mesajlarımızı getiren elçi, Meryem'e mükemmel bir beşerî örnek verdi. ...
İsra Suresi, 94. Ayet:
Ve insanlara yol gösterimi/Kur’ân gelince, kendilerinin iman etmelerine, sadece “Allah bir
beşeri
mi elçi gönderdi?” demeleri engel olur. ...
Fussilət Suresi, 6. Ayet:
(6,7) De ki: “Ben sadece sizin gibi bir
beşeri
m. Bana, ‘Sizin ilâhınızın bir tek ilâh olduğu’ vahyediliyor. O nedenle O'na dosdoğru yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin.” Ve zekâtı/vergiyi vermeyen ve âhireti bilerek reddeden o kimselerin/ inanmayanların ta kendileri olan ortak koşanların vay haline! –...
Fussilət Suresi, 7. Ayet:
(6,7) De ki: “Ben sadece sizin gibi bir
beşeri
m. Bana, ‘Sizin ilâhınızın bir tek ilâh olduğu’ vahyediliyor. O nedenle O'na dosdoğru yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin.” Ve zekâtı/vergiyi vermeyen ve âhireti bilerek reddeden o kimselerin/ inanmayanların ta kendileri olan ortak koşanların vay haline! –...
Kəhf Suresi, 110. Ayet:
De ki: “Ben ancak sizin gibi bir
beşeri
m. Bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa sâlih ameli işlesin ve Rabbine kullukta, hiç kimseyi ortak etmesin.” ...
İbrahim Suresi, 11. Ayet:
(11,12) Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir
beşeri
z. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetlendirir. Ve Allah'ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah'a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah'a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah'a sonucu bıraksınlar.” ...
İbrahim Suresi, 12. Ayet:
(11,12) Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir
beşeri
z. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetlendirir. Ve Allah'ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah'a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah'a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah'a sonucu bıraksınlar.” ...