Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
Büyük ha
berden
mi?...
Ali-İmran Suresi, 144. Ayet:
Muhammed bir peygam
berden
başka (bir şey) değildir. Ondan evvel daha nice peygamberler gelib geçmişdir. Şimdi o, ölür yahud öldürülürse ökçelerinizin üstünde (gerisin geri) mi döneceksiniz? Kim (böyle) iki ökçesi üzerinde (ardına) dönerse elbette Allaha hiç bir şeyle zarar yapmış olmaz. Allah şükür (ve sebat) edenlere mükâfat verecekdir. ...
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Dogru yol kendisine apacik belli olduktan sonra, Peygam
berden
ayrilip, inananlarin yolundan baskasina uyan kimseyi, dondugu yone dondurur ve onu cehenneme sokariz. Orasi ne kotu bir donus yeridir! *...
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygam
berden
ayrılıp, inananların yolundan başkasına uyan kimseyi, döndüğü yöne döndürür ve onu cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!...
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygam
berden
ayrılır ve müminlerin yolundan başkasına uyarsa; onu döndüğü sapıklıkta bırakır ve cehenneme atarız. Ne kötü bir yerdir!...
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryemoğlu Mesîh, bir peygam
berden
başka bir şey değildi; ondan önce de nice peygamberler gelip geçtiler; annesi de gerçek bir kadındı, ikisi de yemek yerlerdi. Bak bir, onlara delillerimizi nasıl açıklamadayız, sonra da bak, nasıl yüz çeviriyor onlar....
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem oğlu Mesîh, peygam
berden
başka değildir. Şüphesiz ki ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Annesi de çok doğru (ve iffetli) bir kadındı; ikisi de yemek yerlerdi. Dikkat et, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz; sonra yine dikkat et de bak, nasıl çevriliyorlar!...
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem oğlu Mesih (İsâ) bir peygam
berden
başka (bir şey) değildir. Ondan evvel de peygamberler gelib geçmişdir. Anası çok saadık bir kadındı. İkisi de (birer kul ve beşer olarak) yemek yerlerdi. Bak, biz âyetleri onlara nasıl apaçık bildiriyoruz. Sonra da bak onlar nasıl (hakıykatden) çevriliyorlar. ...
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem oğlu Mesih, Peygam
berden
başka bir şey değildir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. Annesi de dosdoğru bir kadındı. İkisi de yemek yerlerdi. Onlara ayetleri nasıl açıkladığımıza bak. Sonra da bak ki; nasıl yüz çeviriyorlar....
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem'in oğlu Mesih, bir peygam
berden
başka değildir. Ondan evvel de nice peygamberler gelip geçmiştir. O'nun anası da pek sâdık bir kadındır. İkisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetlerimizi nasıl açıkça beyan ediyoruz. Sonra da bak onlar nasıl çeviriliyorlar....
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem oğlu Mesih, peygam
berden
başka bir şey değildir. Ondan önce de peygamberler geçmiştir. Onun annesi de dosdoğru/çok sadık idi. İkisi de yemek yerdi. Onlara ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra da onların nasıl yüz çevirdiğine bak!...
Ənam Suresi, 26. Ayet:
Onlar, hem (insanları) Peygam
berden
vaz geçirmeğe çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak nefislerini helâk ederler de farkına varmazlar....
Ənam Suresi, 26. Ayet:
Onlar hem halkı Kur’ân’dan ve Peygam
berden
uzaklaştırırlar, hem de kendileri ondan geri dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler de farkına varmazlar....
Əraf Suresi, 188. Ayet:
De ki, ben kendi kendime Allah'ın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye malik değilim. Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygam
berden
başka biri değilim....
Tövbə Suresi, 24. Ayet:
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, size Allah'tan vve peygam
berden
ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise; o zaman Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Ve Allah; fasıklar güruhunu hidayete erdirmez....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkına ve çevresindeki Bedevilere (savaşta ve diğer umumu ilgilendiren konularda) Allah'ın Peygamberinden geri kalmaları ve kendilerini tercih edip Peygam
berden
yüzçevirmeleri yakışmaz ve yaraşmaz. Bu böyledir; çünkü onlara Allah yolunda bir susuzluk veya yorgunluk veya bir açlık sıkıntısı ; kâfirlerin öfkesini kabartacak bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarıya nail olmaları karşılığında mutlaka kendilerine iyi-yararlı bir amel yazılır. Şüphesiz ki Allah iyilerin mükâfatını...
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Gerek Medineliler'e ve gerekse çevrelerinde yaşayan Bedeviler'e savaşta peygam
berden
geri kalmak ve kendi canlarının kaygısını onun canının kaygısının önüne geçirmek yakışmaz. Çünkü Allah yolunda çekecekleri her susuzluk, katlanacakları her yorgunluk, karşılaşacakları her açlık, kâfirleri öfkelendirecek her bir karış toprağa ayak basmaları; düşmanın zararına kazanacakları her tür başarı karşılığında mutlaka hesaplarına iyi amel yazılır. Hiç şüphesiz Allah, iyi işler yapanları ödülsüz bırakmaz....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, peygam
berden
geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kâfirleri 'kin ve öfkeyle ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Haberiniz olsun ki ondan (o peygam
berden
düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini dürüb bükerler. (Hakkı işitmemek için) elbiseleriyle örtündükleri zaman da (hallerine) dikkat et. (Halbuki) Allah Onların gizleyeceklerini de, açığa vuracaklarını da biliyor. Çünkü O, sinelerin ta özünü bilendir. ...
Hud Suresi, 5. Ayet:
Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, ondan (o peygam
berden
kendilerini) gizlemek için göğüslerini bükerler. Bilesiniz, (onlar) elbiselerine bürünecekleri zaman dahi (Allah), onlar neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa bilir. Çünki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir....
Hud Suresi, 5. Ayet:
Dikkat edin, işin farkına varın: O kâfirler, eğilip bükülerek haktan yan çizer, böylece Peygam
berden
gizlenmek isterler.(Aslında Allah’tan kaçıp saklanmak isterler, ama nasıl saklanabilirler ki!)Onlar örtülerine büründükleri zaman dahi Allah onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da pek iyi bilir.Çünkü O bütün sinelerin kökünü, künhünü dahi bilir....
Nəhl Suresi, 59. Ayet:
Kendisine verilen bu kötü ha
berden
dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Yazıklar olsun, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür....
Nəhl Suresi, 59. Ayet:
Aldığı kara ha
berden
dolayı tanıdıklarına görünmekten kaçınır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!...
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
Kulnâ yâ nâru kûnî
berden
ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme)....
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
1.
kulnâ
: biz dedik
2.
yâ nâru
: ey ateş
3.
kûnî
: ol
4.
berden
: soğuk
Nur Suresi, 62. Ayet:
Gerçek müminler, ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve Rasûlüne iman etmişler ve toplu bir işte bulundukları vakit de Peygam
berden
izin almadıkça bırakıb gitmezler. Doğrusu senden izin istiyenler, Allah’a ve Rasûlüne iman eden kimselerdir bunlar... Bu bakımdan bazı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğin kimseye izin ver. Onlar için Allah’dan mağfiret dile. Şübhe yok ki Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır. Rahîm’dir= çok merhametlidir....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve onlardan bir taife (topluluk): "Ey Yesrib (Medine) halkı, sizin için (burada) duracak yer yok! Artık dönün." dedi. Onlardan (diğer) bir grup, peygam
berden
: "Muhakkak ki evlerimiz muhafazasızdır (korumasızdır)." diyerek izin istiyorlardı. Ve evleri korumasız değildi, sadece (savaştan) kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Hani onlardan bir grup, “Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi geri dönün” demişti. Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık (korumasız)” diyerek Peygam
berden
izin istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve hani onların bir bölüğü, ey Yesribliler demişti, burada durmanıza imkân yok, dönün artık ve bir bölüğü de Peygam
berden
, evlerimiz açık, sağlam değil diye izin istemişti, halbuki evleri açık değildi ve sağlamdı, onlar, ancak kaçmayı diliyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup da: 'Ey Yesripliler-Medineliler! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi evinize dönün!' demişlerdi. İçlerinden bir kısmı ise: 'Gerçekten evlerimiz saldırıya açık, emniyette değil!' diyerek, peygam
berden
izin istiyordu. Oysa evleri tehlikede değildi. Kesinlikle kaçmayı arzuluyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: "Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygam
berden
izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
O sıra münafıklardan bir gurub:” -Ey Medine halkı! Burası sizin duracağınız yer değil, hemen (savaştan kaçarak evlerinize) dönün.” diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygam
berden
izin istiyor; “-Cidden evlerimiz açık kalmıştır (hırsızlardan korkuyoruz)” diyorlardı. Halbuki evleri açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Iclerinden bir takimi: «Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri donun» demisti. Iclerinden bir topluluk da Peygam
berden
: «Evlerimiz dusmana aciktir» diyerek izin istemislerdi. Oysa evleri acik degildi sadece kacmak istiyorlardi....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve hani onlardan (münafıklardan) bir topluluk da «Ey Yesrlb (Medine) halkı! Artık sizin burada yeriniz yok, dönünüz» diyordu. Bir topluluk da peygam
berden
izin istiyorlar, «evlerimiz elbette (ortada sahipsiz) açıktır» diyorlardı. Halbuki evleri açık değildi. Onlar ancak (savaştan) kaçmayı istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
İçlerinden bir takımı: 'Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri dönün' demişti. İçlerinden bir topluluk da Peygam
berden
: 'Evlerimiz düşmana açıktır' diyerek izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup ise, 'Yesrib halkı, artık tutunamazsınız; geri dönün,' diyordu. Onlardan diğer grup ise, evleri korunduğu halde, 'Evlerimiz korumasız kaldı,' diyerek peygam
berden
izin istiyorlardı. Tüm amaçları kaçmak idi....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve o vakıt ki bunlardan bir taife «ey Yesrib ehalisi! Sizin için duracak yer yok hemen dönün» diyorlardı, yine onlardan bir kısmı da Peygam
berden
izin istiyor «cidden evlerimiz açıktır» diyorlardı, halbuki açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı...
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
O vakit bunlardan bir grup: «Ey Yesrip (Medine) halkı sizin için duracak yer yok, hemen dönün.» diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da peygam
berden
izin istiyor, «evlerimiz gerçekten açıktır.» diyorlardı; halbuki, açık değildi, sırf kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
O vakit bunlardan bir grup: «Ey Medine halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün.» diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygam
berden
izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düşmana) açıktır.» diyorlardı, halbuki açık değildi, sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: "Ey Yesrib (Medine) ehli, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygam
berden
izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
O zaman onlardan bir güruh: «Ey Yesrîb ahâlîsi, sizin için burada durmak yok. Hemen dönün» demiş (ler) di. Onlardan bir kısmı da: «Hakıykaten evleriniz açıkdır» diyorlar, peygam
berden
izin istiyor (lar) dı. Halbuki onlar (ın evleri) açık değildir. Onlar kaçmakdan başka bir şey arzu etmiyorlardı. ...
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Yine o vakit onlardan (o münâfıklardan) bir tâife: 'Ey Yesrib (Medîne) halkı!(Burada) sizin için duracak yer yok, hemen dönün!' demişti. Onlardan bir fırka da: 'Gerçekten evlerimiz açık (korunmaya muhtaç)tır' diyerek peygam
berden
izin istiyordu. Hâlbuki o (evleri) açık değildi. Sâdece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Hani onlardan bir grup demişti ki: Ey Medine halkı; sizin için tutunacak bir yer yok. Artık geri dönün. İçlerinden bir grup da peygam
berden
izin isteyerek diyorlardı ki: Evlerimiz düşmana açıktır. Halbuki evleri açık değildi. Onlar, sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Ve o vakit onlardan bir tâife demişti ki: «Ey Yesrib ahalisi! Sizin için bir duracak yer yok. Artık geri dönünüz». Ve onlardan bir zümre de Peygam
berden
izin isteyerek diyorlardı ki: «Muhakkak evlerimiz açıktır.» Halbuki, onlar açık değildi. Onlar firar etmekten başka bir şey dilemiş olmuyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Bir kısmı: "Ey Yesribliler! Burada düşmana karşı koyamazsınız, mevzilerinizi bırakıp evlerinize dönünüz!" diyordu. Onlardan bir başka bölük: "Evlerimiz korunmasız!" diyerek Peygam
berden
izin istiyorlardı. Halbuki gerçekte evleri tehlikeye mâruz değildi, onlar sadece savaştan kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup da demişti ki: "Ey Yesrib (Medine) halkı, artık size duracak yer yok, (haydi durmayın, evlerinize) dönün (Yahut: Artık bu dinde durmanız doğru değil, dönün)". Onlardan bir topluluk da. "Evlerimiz (sağlam değil), açıktır" diyerek peygam
berden
izin istiyordu. Oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: «Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.» Onlardan bir topluluk da: «Gerçekten evlerimiz açıktır» diye peygam
berden
izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı....
Əhzab Suresi, 13. Ayet:
Onlardan bir topluluk da 'Ey Medine halkı! Burada tutunamazsınız; dönün' diyordu. İçlerinden bir başka topluluk ise, 'Evlerimiz korumasız' diyerek Peygam
berden
izin istiyordu. Oysa evleri korumasız değildi; onların bütün istediği savaştan kaçmaktı....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Sonra onlar, peygam
berden
uzaklaştılar, halkı yönlendirmek için Peygambere: 'Bu, cinlere mahkûm olmuş, öğretilmiş delidir' dediler....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Sonra onlar, o peygam
berden
yüz çevirdiler ve: «Bu öğretilmiş bir delidir.» dediler....
Duxan Suresi, 14. Ayet:
Fakat onlar peygam
berden
yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi....
Qəmər Suresi, 1. Ayet:
Kıyamet yaklaştı, kamer (ay ikiye) bölündü. (Kâfirlerin, Hz. Peygam
berden
bir mucize istemeleri üzerine ayın ikiye bölünme hadisesi olmuştur.)...
Mürsəlat Suresi, 50. Ayet:
Artık Ondan (Kurân'ın verdiği bu büyük ha
berden
) sonra hangi söze iman ederler?...
Nəbə Suresi, 1. Ayet:
(1-2) Ne şeyden soruşturuyorlar? O pek büyük ha
berden
....
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
1.
an(i) en nebei
: ha
berden
2.
el azîmi
: büyük
...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
Büyük ha
berden
....
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
mi?...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
mi?...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
(2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük ha
berden
(öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?)...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
(kıyametten) mi?...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O (pek) büyük nebe’den (ha
berden
, öldükten sonra dirilmeden)!...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
(1-2) Ne şeyden soruşturuyorlar? O pek büyük ha
berden
....
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
mi?...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
mi?...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
O büyük ha
berden
mi?...
Nəbə Suresi, 3. Ayet:
(2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük ha
berden
(öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?)...
Nəbə Suresi, 24. Ayet:
Lâ yezûkûne fîhâ
berden
ve lâ şerâbâ(şerâben)....
Nəbə Suresi, 24. Ayet:
1.
lâ yezûkûne
: tatmazlar
2.
fî-hâ
: orada
3.
berden
: serinlik
4.
ve lâ
: ve olmaz
Vaqiə Suresi, 79. Ayet:
Tertemiz olan meleklerden başkası ona el süremeyecek, emin elçiden, masum peygam
berden
başkası onu dile getiremeyecek, şirkten ve inkârdan arınan temiz mü’minlerden başkası eline alıp faydalanamayacak, mânalarına nüfuz edemeyecek, sevabına nail olamayacaktır....
Nəbə Suresi, 1. Ayet:
(1-3) "Hangi şeyden; kendilerinin, hakkında ayrı ayrı inanca sahip oldukları büyük, önemli o ha
berden
mi soruşuyorlar? "...
Nəbə Suresi, 2. Ayet:
(1-3) "Hangi şeyden; kendilerinin, hakkında ayrı ayrı inanca sahip oldukları büyük, önemli o ha
berden
mi soruşuyorlar? "...
Nəbə Suresi, 3. Ayet:
(1-3) "Hangi şeyden; kendilerinin, hakkında ayrı ayrı inanca sahip oldukları büyük, önemli o ha
berden
mi soruşuyorlar? "...