Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey iman gətirənlər! Allahın (müəyyən etdiyi dini) nişanələrinə, haram aya, qurbanlara, (onlara taxılmış) boyunbağlarına və Rəbbinin lütfünü və rizasını diləyərək
Beyti
-harama (Kəbəyə) gələnlərə hörmətsizlik etməyin! Ehramdan çıxdığınız zaman ov edəbilərsiniz. Məscidi-harama daxil olmağınıza mane olmuş bir qövmə qarşı bəslədiyiniz kin, sizi təcavüzə sövq etməsin! Yaxşılıq və təqvada (günahlardan çəkinməkdə) yardımlaşın! Günah və düşmənçilikdə isə yardımlaşmayın! Allahdan qorxun! Həqiqətən, Allahı...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Və Rəbbi onu (Məryəmi) gözəl şəkildə qəbul etdi. Onu gözəl bir fidan kimi böyütdü və Zəkəriyyaya tapşırdı. Zəkəriyya hər dəfə onun yanına məbədə girəndə, onun yanında bir ruzi görür və: “Ey Məryəm, bu sənə haradan oldu?” - deyirdi. O da: “Bu, Allah tərəfindəndir. Həqiqətən, Allah dilədiyi kimsəyə saysız-hesabsız ruzi verir!” - deyirdi. (Zəkəriyya peyğəmbər, Həzrət Məryəmin xalasının əri idi. O,
Beyti
-məqdisdə Məryəmin yetişməsini öz üzərinə götürmüşdü. Zəkəriyya peyğəmbər hər dəfə Məryəmin məbəd...
Tur Suresi, 4. Ayet:
And olsun
Beyti
-məmura! (“
Beyti
-məmur” ifadəsi “Kəbə”, yaxud “səmada mələklərin təvaf etdiyi bir məqam” olaraq təfsir edilmişdir.)...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve iz cealnâl beyte mesâbeten lin nâsi ve emnâ(emnen), vettehizû min makâmı ibrâhîme musallâ(musallen) ve ahidnâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle en tahhirâ
beyti
ye lit tâifîne vel âkifîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu
2.
ceal-nâ
: biz kıldık
3.
el beyte
: ev, yer
4.
mesâbeten
: sevap yeri
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve Biz beyt'i (Kâbe'yi) insanlar için sevap (kazanılan) ve emin olan (bir yer) kılmıştık. Ve siz, İbrâhîm'in makamından bir namaz yeri ittihaz edinin. Ve Biz, İbrâhîm (a.s)'a ve İsmail (a.s)'a: “Tavaf edenler, âkifler (ibadet için kalanlar), rükû ve secde edenler için
beyti
m'i temiz tutsunlar.” diye ahdettik....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz Beyt'i (Kâbe - kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esmâ mertebesi kuvveleriyle tahakkuk makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve İsmail'e: "
Beyti
mi; tavaf edenler, kulluğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rükû edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin" dedik....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz, ta o zaman bu Beyt’i, Kâbe’yi, insanların iyiliği için bir sevap kazanma ve güvenli bir yer haline getirdik. Siz de Makam-ı İbrâhim tarafında namaz kılıp dua etmeyi gelenek haline getirin. İbrâhim ile İsmâil’e: '
Beyti
mi, evimi, tavaf edenler, itikâfa girenler, ibadete kapananlar, cemaat halinde rükûlara vararak namaz kılanlar, İslâmî faaliyette bulunanlar, secdelere varanlar için tertemiz tutun' diye ahid verdik, emrettik....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
ve o vakit
beyti
şerifi insanlar için dönüp varılacak bir sevabgâh ve bir darüleman kıldık -siz de makamı İbrahimden kendinize bir namazgâh edinin- ve İbrahim ve İsmaile şöyle ahd verdik:
Beyti
mi hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem rükü ve sücude varanlar için tertemiz bulundurun...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve o vakit Kabe'yi insanlar için dönüp varılacak sevap kazanma ve güvenilir bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından kendinize bir namazgah edinin! Ve İbrahim ile İsmail'e şöyle emir verdik: «
Beyti
mi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rüku ve secdeye varanlar için tertemiz bulundurun.»...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz ta o zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık. Siz de Makam- ı İbrahim'den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail'e şöyle ahid verdik: «
Beyti
mi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!»...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
O vakit Kâ'be’yi de insanlar için bir sevab (kazanma) yeri ve emniyetli bir mahal kıldık. Öyle ise (siz de) İbrâhîm’in makamından bir namazgâh edinin. İbrâhîm ve İsmâîl’e de: 'Tavâf edenler, i'tikâfta olanlar, rükû' (ve) secde edenler (namaz kılanlar) için
beyti
mi temiz tutun!' diye emrettik....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Hani; Biz
Beyti
insanlar için bir toplantı yeri ve emin bri mahal yapmıştık. Siz de İbrahim'in makamından bir namazgah edinin. İbrahim ile İsmail'e de evimi tavaf edenler, orada kalanlar rüku ve secde edenler için temizleyin, diye ahid vermiştik....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve o vakti de yâd ediniz ki, Biz Beyt-i Şerifi nâs için bir sevapgâh ve bir Darü'l-Emân kıldık. Siz de Makam-ı İbrahim'den bir namazgâh ittihaz ediniz. Ve Biz İbrahim'e ve İsmail'e kat'i emir vermiştik ki, «Benim
beyti
mi tavaf edenler için ve orada mücavir bulunanlar için ve rüku'a, sücûda varacaklar için tertemiz bulundurunuz.»...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz Kâbe'yi insanlar için bir toplanma yeri ve güvenli bir mahal yaptık. Siz de İbrahim'in makamını namazgâh edinin. Nitekim Biz İbrahim ile İsmail'e, 'Tavaf edenler, orada ibadet için kalanlar, rükû ve secde edenler için
Beyti
mi temiz tutun' diye emretmiştik....
Bəqərə Suresi, 127. Ayet:
Ve iz yerfeu ibrâhîmul kavâide minel
beyti
veismâîl(ismâîlu) rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm(alîmu)....
Bəqərə Suresi, 127. Ayet:
1.
ve iz
: ve o zaman, olduğu zaman
2.
yerfeu
: yükseltir
3.
ibrâhîmu
: İbrâhîm
4.
el kavâide
: temeller
...
Bəqərə Suresi, 127. Ayet:
Hani İbrâhîm o
Beyti
n temellerini (yahud: divarlarını), İsmail ile birlikde, yükseltiyordu (da ikisi de şöyle düâ etmişlerdi:) «Ey Rabbimiz, bizden (şu hizmeti) kabul buyur. Şübhesiz hakkıyle işiden, kemâliyle bilen sensin Sen». ...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Hakikat, Safa ile Merve Allahın şeâirlerindendir onun için her kim hac veya ömre niyyetiyle
Beyti
ziyaret ederse tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz Allah ecrile meşhur kılar âlimdir...
Ali-İmran Suresi, 96. Ayet:
İnne evvele
beyti
n vudia lin nâsi lellezî bi bekkete mubâreken ve huden lil âlemîn(âlemîne). ...
Ali-İmran Suresi, 96. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
evvele
beyti
n
: ilk ev
3.
vudia li en nâsi
: insanlar için vaz'edildi, yapıldı
4.
le ellezî
<...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Fîhi âyâtun beyyinâtun makâmu ibrâhîm(ibrâhîme), ve men dahalehu kâne âminâ(âminen), ve lillâhi alen nâsi hiccul
beyti
menistetâa ileyhi sebîlâ(sebîlen), ve men kefere fe innallâhe ganiyyun anil âlemîn(âlemîne). ...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
1.
fîhi
: orada
2.
âyâtun
: âyetler, deliller, kanıtlar
3.
beyyinâtun
: açık beyyineler
4.
makâmu ibrâhîme
: Hz. İ...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Onda açık âyetler var, İbrahimin makamı var ve ona dehalet eden eman bulur, yoluna gücü yeten her kimsenin o
beyti
haccetmesi de insanlar üzerine Allahın bir hakkıdır ve kim bu hakkı tanımazsa her halde Allahın ihtiyacı yok, o bütün âlemînden ganîdir...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Orada apaçık alâmetler, İbrâhîmin makaamı vardır. Kim oraya girerse (taarruzdan) emîn olur. Ona bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin)
Beyti
hacc (ve ziyaret) etmesi Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim küfrederse şübhesiz ki Allah âlemlerden ganî (müstağni) dir. ...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Onda açık alâmetler, İbrahim'in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o
beyti
haccetmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkar ederse şüphe yok ki, Allah Teâlâ bütün âlemlerden ganîdir....
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Orada apaçık işaretlerle İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse, güvenliktedir. Oraya yol bulabilen insanların
beyti
/Kâbe'yi haccetmesi Allah’ın hakkıdır. Kim bunu inkar ederse, Allah’ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur....
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Onda apaçık işaretler ve İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvenlikte olur. Hac için bir yol bulabilenin
Beyti
ziyaret etmesi ise, Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. İnkâr edenlere gelince, Allah'ın âlemlerde hiçbir şeye ihtiyacı yoktur....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Ve men yuhâcir fî sebîlillâhi yecid fîl ardı murâgamen kesîran veseah(veseaten). Ve men yahruc min
beyti
hî muhâciran ilâllâhi ve resûlihî summe yudrikhul mevtu fe kad vakaa ecruhu alâllâh(alâllâhi). Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuhâcir
: hicret eder, göç eder
3.
fî
: ...'da
4.
sebîli allâhi
: Allah'ın yolu
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! ne Allahın şeâirine, ne şehri harâma, ne kurbanlık hediyyelere, ne gerdanlıklarına ne de mevlâlarının gerek fazlını ve gerek rızasını arayarak
beyti
harâma doğru gelenlere sakın hurmetsizlik etmeyin, ihramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanın, sizi Mescidi haramdan menettiler diye bir takımlarına karşı beslediğiniz kin sakın sizi tecavüze sevk etmesin, birr-ü takvâ üzere yardımlaşın, günah-ü taaddi üzere yardımlaşmayın, Allahdan korkun çünkü Allahın ıkabı çok şiddetli...
Maidə Suresi, 21. Ayet:
Ey Kavmim, Allah’ın sizin için (vatan) takdir ettiği mukaddes yere (
Beyti
Makdis’e veya Şam’a) girin ve düşmandan kaçıp arkanıza dönmeyin ki, hüsrana düşer, zarara uğrarsınız.”...
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Allah Kâ'beyi, o
beyti
haramı insanlar için bir medarı hayat kıldı, o şehri haramı da. O, boyunları bağsız ve bağlı kurbanlıkları da; bütün bunlar şunu bilesiniz içindir ki Allah göklerdekini ve yerdekini bilir ve hakıkat Allah her şeye alîmdir...
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Kemâ ahraceke rabbuke min
beyti
ke bil hakkı ve inne ferîkan minel mu’minîne le kârihûn(kârihûne)....
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
1.
kemâ
: durum, ..... gibi
2.
ahrace-ke
: seni çıkardı
3.
rabbu-ke
: senin Rabbin
4.
min
beyti
-ke
: senin evinden...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Ve mâ kâne salâtuhum indel
beyti
illâ mukâen ve tasdiyeh(tasdiyeten), fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne)....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve olmadı
2.
salâtu-hum
: onların ibadetleri
3.
inde el
beyti
:
beyti
n yanında
4.
illâ
: ...den ba...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Ve onların salâtları (duaları, ibadetleri)
beyti
n (Allah'ın evinin) yanında ıslık çalmak ve el çırpmadan başka birşey olmadı. Artık inkâr etmiş olduğunuz şeyler sebebiyle azabı tadın!...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Beyti
n huzurunda namazları ise ıslık çalıb el çırpmaktan başka bir şey değil, o halde küfr-ü küfranınızdan dolayı tadın azâbı...
Hud Suresi, 73. Ayet:
Kâlû e ta’cebîne min emrillâhi rahmetullâhi ve berekâtuhu aleykum ehlel beyt(
beyti
), innehu hamîdun mecîd(mecîdun). ...
Hud Suresi, 73. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
e
: mı
3.
ta'cebîne
: şaşırıyorsun
4.
min emri allâhi
: Allah'ın emrinden (dolayı), Allah'ın ...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Ve râvedethulletî huve fî
beyti
hâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne)....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
1.
ve râvedet-hu
(râvede)
: ve ondan murat almak istedi, onunla olmak istedi
: (beraber olmak istedi)
2.
elletî
: ki o (bayan için)
3.
huve
: o
4.<...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
Rabbenâ innî eskentu min zurriyyetî bi vâdin gayri zî zer’ın inde
beyti
lkel muharremi rabbenâ li yukîmus salâte fec’al ef’ideten minen nâsi tehvî ileyhim verzukhum mines semerâti leallehum yeşkurûn(yeşkurûne). ...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
innî
: muhakkak ben
3.
eskentu
: yerleştirdim, iskân ettim
4.
min zurriyyetî
: zürriyeti...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
Yarabbenâ! Ben, zürriyyetimden ba'zısını senin
beyti
muharreminin yanında, ekin bitmez bir vâdide iskân ettim, yarabbenâ! namazı ikame etsinler diye, bundan böyle insanlardan bir takım gönülleri onlara doğru akıt, ve onları hasılâttan merzuk buyur, gerek ki şükrederler...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
'Rabbimiz! Ben neslimden bir kısmını, Senin hürmetli
beyti
nin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim-namazı dosdoğru kılsınlar diye, ey Rabbimiz! İnsanlardan bir kısmının kalplerini onlara meylettir ve onları her türden ürünlerle rızıklandır ki onlar da Sana şükretsinler....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve iz bevve’nâ li ibrâhîme mekânel
beyti
en lâ tuşrik bî şey’en ve tahhir
beyti
ye lit tâifîne vel kâimîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
1.
ve iz bevve'nâ
: ve indirdiğimiz (gösterdiğimiz) zaman
2.
li ibrâhîme
: İbrâhîm'e
3.
mekâne el
beyti
: evin mekânı, Kâbe'nin yeri
4.
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hz. İbrâhîm'e Beyt'in mekânını (Kâbe'nin yerini) indirdiğimiz (gösterdiğimiz) zaman: “Bana hiçbir şeyi ortak koşma! Ve
Beyti
m'i (Evim'i) tavaf edenler, kaim olanlar (ayakta duranlar), rükû edenler ve secde edenler için temiz tut.” (dedik)....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hani biz İbrahim'e Beyt'in mekânını hazırlamıştık da: "Bana bir şeyi ortak koşma!
Beyti
mi, tavaf edenler, (benlikleriyle) ayakta yönelenler ve secde (benliksiz) ile rükû edenler (boyun eğenler) için arındır!"...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hem unutma o vakti ki o
beyti
n yerini İbrahime şöyle diye hazırlamıştık: sakın bana hiç bir şey şirk koşma, ve
beyti
mi dolaşanlar ve duranlar ve ruküa sücude varanlar için tertemiz et...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hatırla o zamanı ki biz
Beyti
n yerini İbrâhîme: «Bana hiç bir şey'i eş tutma,
Beyti
ni tavaaf edenler, kıyam edenler, rükû' ve sücûd edenler için iyice temizle» diye merci' yapmışdık. ...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve bir zaman İbrâhîm’e, (tufandan dolayı nerede olduğunu bulamadığı) Beyt’in(Kâ'be’nin) yerini (onu yeniden binâ etmesi için) göstermiş (ve ona şöyle emretmiş)tik: 'Bana hiçbir şeyi ortak koşma! Tavâf edenler, (o bölgede) oturanlar (yerli olanlar), rükû' ve secde edenler için
beyti
mi temiz tut!'...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve yâd et ki, İbrahim'e Beyt-i Şerif'in yerini bir makam kılmıştık, «Bana bir şeyi şerik koşma ve Benim
beyti
mi tavaf edenler için ve mukim olanlar için ve rükû ve secde edenler için tertemiz tut,» diye (hazırlamıştık)....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (Ona şöyle demiştik): “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, orada kıyama duranlar, rükû edenler ve secdeye varanlar için
beyti
mi temiz tut!”...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hani İbrahim’e: - Bana hiç bir şeyi şirk koşma, tavaf edenler, kıyama duranlar, rükû ve secde edenler için
Beyti
mi temiz tut, diye Kâbe’nin yerini hazırlamıştık....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Vaktiyle Biz İbrahim'e
Beyti
n yerini göstermiş ve şöyle buyurmuştuk: 'Hiçbir şeyi Bana ortak koşma;
Beyti
mi de, tavaf edenler, Allah huzurunda duranlar, rükû ve secde edenler için temiz tut....
Həcc Suresi, 29. Ayet:
Summel yakdû tefesehum vel yûfû nuzûrahum vel yettavvefû bil
beyti
l atîk(atîkı)....
Həcc Suresi, 29. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
el yakdû
: kada etsinler, yerine getirsinler (gidersinler)
3.
tefese-hum
: kirlerini
4.
ve li yûfû
...
Həcc Suresi, 29. Ayet:
Sonra kirlerini giderip, temizlensinler, adaklarını yerine getirsinler ve
Beyti
Atîk’ı, ilk kurulan, dokunulmazlığı olan özgür mabedi, özgürlük yurdunu, ziyaret edenleri günahlardan uzaklaştıran şerefli en eski mâbedi tavaf etsinler....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Lekum fîhâ menâfiu ilâ ecelin musemmen summe mahılluhâ ilel
beyti
l atîk(atîki)....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
1.
lekum
: sizin için
2.
fî-hâ
: orada
3.
menâfiu
: menfaatler, yararlar, faydalar
4.
ilâ ecelin
: bir süreye kada...
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Sizin için davarlarda muayyen bir vakte kadar (kurban zamanına kadar yün ve sütlerinden) bir takım menfaatler vardır. Sonra da varacakları kesim yeri,
Beyti
-i Atîk’de (Harem’de) son bulur....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Bu nisanelerde sizin icin belli bir sureye kadar faydalar vardir. Sonra bunlar
Beyti
Atik'de, Kabe'de son bulurlar. *...
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra bunlar
Beyti
Atik'de, Kabe'de son bulurlar....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Sizin için onlarda muayyen bir zamana kadar bir takım menfeatler vardır, sonra da varacakları yer
Beyti
atika müntehîdir...
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Onlarda sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra Kurban yeri
Beyti
’l- Atik (Kâbe)dir....
Möminun Suresi, 66. Ayet:
(66-67) Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri dönüyor, geceleyin de (cemâat hâlinde ve
Beyti
n etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz. ...
Möminun Suresi, 67. Ayet:
(66-67) Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri dönüyor, geceleyin de (cemâat hâlinde ve
Beyti
n etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz. ...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Ve harremnâ aleyhil merâdıa min kablu fe kâlet hel edullukum alâ ehli
beyti
n yekfulûnehu lekum ve hum lehu nâsıhûn(nâsıhûne)....
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
1.
ve harremnâ
: ve haram ettik, yasakladık
2.
aleyhi
: ona
3.
el merâdıa
: süt anneler
4.
min kablu
: önceden, da...
Qəsəs Suresi, 12. Ayet:
Biz, daha önce ona süt analarını haram etmiştik. (Kız kardeşi:) "Ben, sizin adınıza onun bakımını üstlenecek ve ona öğüt verecek (veya eğitecek) bir ehl-i
beyti
(aileyi) size bildireyim mi?" dedi....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah’ın, îmân edip sâlih ameller işleyen kullarına müjdelediği (mükâfât), budur!(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: '(Ben) sizden buna (size olan teblîğ vazîfeme) karşı, akrabâlıkta (âl-i
beyti
me) muhabbetten başka bir ecir istemiyorum!' Kim bir iyilik yaparsa, kendisine onda bir iyilik artırırız. Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Şekûr(iyiliklere çok mükâfât veren)dir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehli
beyti
mi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder....
Zariyat Suresi, 36. Ayet:
Fe mâ vecednâ fîhâ gayre
beyti
n minel muslimîn(muslimîne)....
Zariyat Suresi, 36. Ayet:
1.
fe
: böylece, fakat
2.
mâ vecednâ
: biz bulamadık
3.
fî-hâ
: orada
4.
gayre
beyti
n
: bir evden başka
...
Tur Suresi, 4. Ayet:
Vel
beyti
l ma’mûri....
Tur Suresi, 4. Ayet:
1.
ve
: andolsun
2.
el
beyti
: ev
3.
el ma'mûri
: imar edilmiş, mamur
...
Tur Suresi, 4. Ayet:
Beyti
Mamur'a (Mamur Ev'e) andolsun....
Tur Suresi, 4. Ayet:
Ve
beyti
ma'mûra...
Nuh Suresi, 28. Ayet:
Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale
beyti
ye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât(mu’minâti) ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ(tebâren)....
Nuh Suresi, 28. Ayet:
1.
rabbi
: Rabbim
2.
igfirlî
: beni mağfiret et
3.
ve li vâlideyye
: ve annemi, babamı
4.
ve li
: ve ...i
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Fel ya’budû rabbe hâzel beyt(
beyti
)....
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
li ya'budû
: kul olsunlar
3.
rabbe
: Rabb
4.
hâzâ el
beyti
: bu ev
...
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Şu
Beyti
n (Kabe'nin) Rabbı'na ibâdet etsinler....
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Hiç olmazsa onun için kulluk etsinler rabbine bu
Beyti
n...
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Şu
Beyti
n (Kâ benin) Rabbine ibâdet etsinler onlar. ...
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Bu
beyti
n (Kabe-i Muazzama'nın) Rabbine ibadette bulunsunlar ki,...
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
Ve karne fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberrucel câhiliyyetil ûlâ ve ekımnes salâte ve âtînez zekâte ve atı’nallâhe ve resûleh(resûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumur ricse ehlel
beyti
ve yutahhirekum tathîrâ(tathîran)....
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
1.
ve karne
: ve karar kılın, oturun
2.
fî
: içinde
3.
buyûti-kunne
: sizin (bayanların) evleriniz
4.
ve lâ teberrecne
...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
"Ve Biz, bir zaman bu Beyt'i/ilk yapılan okulu, insanlar için bir sevap kazanma/ dönüş yeri ve bir güven yeri yapmıştık. –Siz de İbrâhîm'in görev yaptığı yerden bir salât yeri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan desteğin; toplumun aydınlatılmasının gerçekleştirileceği bir yer] edinin.– Ve Biz, İbrâhîm ile İsmâîl'e, “
Beyti
mi, dolaşanlar, ibâdete kapananlar ve boyun eğip teslimiyet gösterenler, Allah'ı birleyenler için tertemiz tutun” diye ahit almıştık. "...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz
beyti
(Kəbəni) insanlar üçün savab (qazanılan) və əmin-amanlıq olan (güvənli bir yer) etmişdik. Siz İbrahimin məqamını namazgah yeri edin. Biz İbrahim (ə.s) ə və İsmayıl (ə.s) ə: ‘Təvaf edənlər, akiflər (ibadət üçün qalanlar, etikafa girənlər), rüku və səcdə edənlər üçün
beyti
mi təmiz tutsunlar.’ deyə əhd etdik....
Bəqərə Suresi, 127. Ayet:
İbrahim (ə.s) və İsmayıl (ə.s)
beyti
n (Kəbənin) təməllərini yüksəldirdilər (və belə dua edirdilər): ‘Rəbbimiz, bizdən bunu qəbul buyur. Şübhəsiz ki, Sən ən yaxşı eşidən və ən yaxşı bilənsən.’...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şübhəsiz ki, Səfa və Mərvə Allahın (ibadət yerlərini göstərən dini) nişanələrindəndir. Artıq kim
beyti
(Kəbəni) həcc edər və ya ümrə (niyyətiylə) ziyarət etsə, o təqdirdə, iki (niyyətlə) təvaf etməsində bir günah yoxdur. Hər kim də istəyərək (özbaşına) xeyir olaraq (artıqdan təvaf) etsə, mütləq Allah Şakirdir (şükrün qarşılığını verəndir) və Alimdir (ən yaxşı biləndir)....
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Orada (Beytullahda) aşkar bəyyinələr, Hz.İbrahimin məqamı vardır. Kim oraya girsə əmin-amanlıqda (təhlükəsizlikdə) olar. Onun yoluna (Həccə getməyə) gücü çatanlara, Allah üçün o
Beyti
n həcc edilməsi insanların üzərinə fərzdir. Kim inkar etsə, artıq şübhəsiz ki, Allah aləmlərdən ğanidir (heç bir şeyə möhtac deyil)....
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Allah
Beyti
Haram olan Kəbəni, Haram ayını, həcc qurbanını və boynuna qurban nişanəsi taxılmış qurbanlıqları insanların həyatlarını yoluna qoymaq üçün müəyyən etdi. Bu ‘Allahın göylərdə və yerlərdə olanı bildiyini və Allahın hər şeyi ən yaxşı bilən olduğunu’ bilməyiniz üçündür....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Onların salatı (duaları, ibadətləri)
beyti
n (Allahın evinin) yanında fit çalmaq və əl çalmaqdan başqa bir şey olmadı. Artıq inkar etmiş olduğunuz şeylər səbəbiylə əzabı dadın!...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
Ey Rəbbimiz! Mən nəslimdən bir qismini əkin bitməyən bir vadiyə, Sənin
Beyti
Haramının yanında məskunlaşdırdım (yerləşdirdim). Ey Rəbbimiz! Namazı qılsınlar. Bir qisim insanların qəlbini onlara meyl etdir. Onlara məhsullardan ruzi ver. Beləcə onlar şükür edərlər....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hz. İbrahimə
Beyti
n məkanını (Kəbənin yerini) göstərdiyimiz zaman: ‘Mənə heç bir şeyi şərik qoşma!
Beyti
mi (Evimi) təvaf edənlər, qiyamda olanlar, rüku edənlər və səcdə edənlər üçün təmizlə!’ (dedik)....
Həcc Suresi, 29. Ayet:
Sonra təmizlənsinlər (ehrama girsinlər). Nəzirlərini (əhdlərini) yerinə yetirsinlər.
Beyti
Atiqi (ilk ev Kəbəni) təvaf etsinlər....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Onda sizin üçün müəyyən bir müddətə (kəsilmə zamanına) qədər mənfəətlər (südündə, yununda faydalar) vardır. Sonra onun yeri
Beyti
Atiqdir (Kəbədir)....
Tur Suresi, 4. Ayet:
And olsun
Beyti
Mamur’a (Mamur Evə)....
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Artıq bu
Beyti
n (Kəbənin) Rəbbinə qul olsunlar....
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Yoxsa onlar Allahın insanlara (Peyğəmbərə və onun əhli-
beyti
nə) Öz fəzlindən verdiyi şeyə görə paxıllıq edirlər? Həqiqətən, Biz İbrahim ailəsinə kitab və hikmət (peyğəmbərlik, şəriət və əqli maarif) verdik və onlara böyük bir hökümət əta etdik....
Tövbə Suresi, 119. Ayet:
Ey iman gətirənlər, Allahdan qorxun və doğruçularla birgə olun (ki, onların ən bariz nümunəsi Peyğəmbərin məsum Əhli-
beyti
dir)....
Taha Suresi, 35. Ayet:
Çünki Sən bizi (biz əhli-
beyti
, həmçinin bizim Səni pak sifətlərlə mədh etməyimizi və Səni yada salmağa bağlılığımızı) həmişə görürsən....
Səba Suresi, 47. Ayet:
De ki: «Sizdən istəmədiyim bütün muzdlar sizin olsun. (Sizdən muzd istəməyə haqqım var idi). Sizdən istədiyim muzd (Əhli-
Beyti
mə olan məhəbbət) sizin öz xeyrinizədir, mənim mükafatım yalnız Allahın öhdəsinədir və O hər bir şeydən agah və hər bir şeyə şahiddir»....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Yaxşılıq etsəniz, özünüzə etmiş olarsınız, pislik etsəniz, yenə özünüzə etmiş olarsınız. İkinci fitnə-fəsadın vaxtı gəldikdə üzünüzü qara etsinlər, daha əvvəl girdikləri kimi yenə məscidə (
Beyti
-Məqdisə) girsinlər və əllərinə keçirdikləri hər şeyi yerlə bir etsinlər deyə (üstünüzə yenə düşmənlərinizi göndərdik)....
Həcc Suresi, 29. Ayet:
Sonra kirlərini atsınlar, nəzirlərini yerinə yetirsinlər və
Beyti
-Ətiqi (Kəbəni) təvaf etsinlər....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Onlarda sizin üçün müəyyən bir vaxta qədər bəzi mənfəətlər var. Sonra da qurbanlıq olaraq gedəcəkləri yer
Beyti
-Ətiq (Kəbə)dir....
Tur Suresi, 4. Ayet:
Beyti
-Məmura,...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Və Biz, bir zaman bu
Beyti
/ilk inşa edilən məktəbi, insanlar üçün bir savab qazanmaq/dönüş yeri və bir əmin-amanlıq yeri etmişdik. Və Biz, İbrahim ilə İsmaildən: "Gəzənlər, ibadətə çəkilənlər və boyun əyib təslim olanlar, Allahın birliyini zikr edənlər üçün
Beyti
mi tərtəmiz saxlayın" deyə əhd almışdıq. -Siz də İbrahimin vəzifəsini icra etdiyi yerdən [özünüzə] bir səlat yeri [maddi və zehni baxımdan dəstəyin; cəmiyyəti maarifləndirmək işinin yerinə yetirilməsi üçün bir yer] tutun.-...
Bəqərə Suresi, 127. Ayet:
Və bir zaman İbrahim və İsmayıl
Beyti
n bünövrəsini ucaltdılar: "Ey Rəbbimiz! Bizdən qəbul et! Şübhəsiz, Sən ən yaxşı eşidən, ən yaxşı bilənsən....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şübhəsiz ki, Səfa və Mərvə Allahın nişanələrindən bir neçəsidir. Onun üçün hər kəs
Beyti
/İlahiyyat təhsili ocağı olan Kəbəni nəzərdə tutaraq Beytə getsə və ya ümrə/qısamüddətli təhsil alsa, buralarda gəzməsində bir günah yoxdur. Kim ki, könüllü olaraq xeyirli bir əməl işləsə, şübhəsiz, Allah əvəz verəndir, ən yaxşı biləndir....
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Və oraya kim daxil olsa, əmin-amanlıqdadır. Və [o yerin] yoluna gücü çatan hər kəsin
Beyti
/ilahiyyat təhsili mərkəzini [özü üçün bir] hədəf halına gətirməsi, ilahiyyat təhsili üçün ora getməsi Allahın insanlar üzərində bir haqqıdır. Kim də həqiqəti ört-basdır etsə, bilsin ki, həqiqətən, Allah bütün aləmlərdən zəngindir....
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Və onların
Beyti
n/Kəbənin yanındakı dəstəkləri, yalnız fit çalmaq və əl çalmaqdan, özlərini göstərməkdən ibarətdir. -Elə isə küfr işlədiyiniz [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə rədd etdiyiniz] üçün bu əzabı dadın!-...
Həcc Suresi, 33. Ayet:
- sizin üçün onlarda müəyyən bir vaxta qədər mənfəət var. Sonra, onların [gedib] çatacağı yer
Beyti
-ətiq/köhnə ev/azad ev/Kəbə olacaq....