Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Həqiqətən, dünya həyatı göydən endirdiyimiz suya bənzəyir ki, insanlar və heyvanların yedikləri bitkilər onunla (böyüyüb) iç-içə girərlər. Nəhayət, yer üzü bər-bəzəyinə büründüyü və sakinləri də ona sahib olduqlarını zənn etdikləri zaman gecə, yaxud gündüz vaxtı ora əmrimiz (bəlamız) gələr və oranı, sanki dünən heç yox imiş kimi
biçilmiş
bir hala gətirərik. Biz düşünən insanlar üçün ayələri belə izah edirik....
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Ey peyğəmbər!) Bizim sənə bu söylədiklərimiz (məhv olmuş) məmləkətlərin xəbərlərindəndir. Onlardan izi qalanı da var,
biçilmiş
əkin kimi yox olanı da....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bunlar Rəbbi barəsində mübahisə edən (möminlər və kafirlər olmaqla) iki zümrədir. Kafirlərə gəldikdə, onlar üçün oddan paltarlar
biçilmiş
dir. Onların başlarının üstündən qaynar su töküləcəkdir....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları
biçilmiş
əkinə, sönmüş ocağa çevirənə qədər onların bu fəryadları davam edər....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Həmin şəhərlər haqqında sizə məlumat verdiyimiz xəbərlər bunlardır. O şəhərlər arasında elələri var ki, yerində dayanır, bəziləri isə
biçilmiş
məhsul kimidir....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biçilmiş
məhsul kimi quruyub cansız qalana qədər bu çağırışlar bitmədi....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu iki müxalif dəstə öz Rəbbi barəsində bir-biri ilə vuruşan iki düşməndir. Bunların arasında kafirlər üçün oddan
biçilmiş
paltarlar da vardır. Başlarından qaynar su töküləcək!...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Həqiqətən, (nemətləri, cah-cəlalı ilə fəxr etdiyiniz) dünya həyatı göydən endirdiyimiz yağmura bənzər ki, onunla yer üzündə insanların və heyvanların yeyəcəyi bitkilər yetişib (əlvan çiçəklər və müxtəlif meyvələrlə) bir-birinə qatışar. Nəhayət, yer üzü bəzəklənib süsləndiyi və sakinləri də (onun məhsulunu, meyvəsini) yığmağa qadir olduqlarını zənn etdikləri vaxt gecə, yaxud gündüz əmrimiz (bəlamız) gələr və Biz onu, dünən üzərində bol məhsul olmamış kimi, (yolunub)
biçilmiş
bir hala gətirərik. B...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Rəbbi barəsində mübahisə aparan bu iki zümrə (möminlər və kafirlər bir-birinə) düşməndir. Onu inkar edənlər üçün atəşdən paltar
biçilmiş
dir; başlarına da qaynar su töküləcəkdir....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, o kentlere ait sana bildirdiğimiz haberlerdir. O kentlerden, yerinde duran da var,
biçilmiş
ekin gibi olan da....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biçilmiş
ekin gibi pörsüyüp, cansız kalıncaya kadar bu çağrıları son bulmadı....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu iki karşıt taraf, Rabb'leri hakkında mücadele eden, birbirlerine iki düşmandır. Bunlardan Kafirler için ateşten
biçilmiş
elbiseler vardır. Onların başlarının üstünden kaynar sular dökülecek!...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak
biçilmiş
bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklı...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz suyu gören bitkinin haline benzer. İnsanların ve hayvanların yiyeceği topraktan çıkan bitkiler gürleşir, birbiriyle sarmaş dolaş olur. Yeryüzü zînetini takınır, rengârenk süslenir. Sahiplerinin de, bunlar üzerinde, kudret sahibi olduklarını düşündükleri bir sırada, gece veya gündüz planımız icra edilince, sanki dün yerlerinde yokmuş gibi, köklerinden koparılıp
biçilmiş
çer-çöp haline gelir. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar eld...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının örneği, gökten indirdiğimiz ve onunla insanların ve hayvanların yediği bitkilerin birbirine karıştığı suya benzer. Sonuçta yeryüzü güzelliğini alıp süslendiği, sahiplerinin de artık bunları toplayabileceklerini sandıkları sırada gece veya gündüz emrimiz gelir; böylece bir gün önce hiç yokmuş gibi onların tümünü
biçilmiş
hale çeviririz. Düşünen topluluk için ayetlerimizi işte böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak
biçilmiş
bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklı...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatı, tıpkı şu örnek gibidir; gökten indirdiğimiz su insanların ve hayvanların yediği bitkilerin yapısına karışır. Bu durum, yeryüzünün süslenip bezendiği ve halkının da artık doğaya egemen olduklarını sandıkları ana kadar sürer. Nihayet geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelir. Sanki bir önceki gün hiç bir şeye sahip değilmiş gibi onu kökünden
biçilmiş
bir duruma sokarız. Düşünen bir toplum için ayetleri böyle açıklarız....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünyâ yaşayışının haali gökden indirdiğimiz bir su gibidir ki onunla yer yüzünün — gerek insanların, gerek davarların yiyeceği — nebat (lar) ı (ağ gibi birbirine örülüb) karışmışdır. Tam yer, zînet ve ihtişamını takınıb süslendiği, saahibleri de ona (biçmiye, yemişlerini, mahsullerini toplamıya) herhalde kaadir olduklarını sandıkları bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz (don gibi, kasırga gibi, sel gibi bir âfetimiz) gelivermişdir ki sanki dün de yerinde yokmuş gibi onu ta kökünden kop...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayâtının misâli, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yediği yeryüzü bitkileri, onun sâyesinde (yetişip) birbirine karışmıştır. Nihâyet yeryüzü, ziynetini takınıp (rengârenk) süslendiği ve halkı da gerçekten kendilerini on(unni'metlerinden faydalanmay)a güçleri yeten kimseler olduklarını zannettikleri bir sırada, gece veya gündüz ona emrimiz (bir âfetimiz) gelir de onu, sanki dün hiç (üzerinde bir şey)yokmuş gibi
biçilmiş
bir hâle getiririz! İşte, düşünec...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Bu dünyadaki hayatın örnekçesi gökten indirdiğimiz yağmurunki gibidir ki onu, insanların ve hayvanların beslendiği yeryüzü bitkileri emer, ta ki yeryüzü gözalıcı görkemine kavuşup süslenip bezendiği ve sakinleri onun üzerinde bütünüyle egemen olduklarına inandıkları zaman, bir gece vakti yahut güpegündüz (kıskıvrak yakalayan) hükmümüz iner ona; ve böylece onu kökünden
biçilmiş
e çeviririz, sanki dün de yokmuş gibi! Düşünen insanlar için işte Biz böyle açık açık ve ayrıntılı olarak dile getiriyoru...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Şüphe yok ki, dünya hayatının meseli, bir su gibidir ki, onu Biz gökten indirdik. Derken onunla insanların ve davarların yiyecekleri şeylerden olan yeryüzünün otları birbirine karışmış oldu. Vaktâ ki, yeryüzü ziynetini aldı ve bezendi ve onun ahalisi onun üzerine kâdir olduklarını sandılar, hemen ona emrimiz geceleyin veya gündüzün geliverdi, onu sanki bir gün evvel yokmuş gibi kökünden
biçilmiş
bir halde kıldık. İşte âyetleri, mütefekkirler olan bir kavme böyle müfassalan beyan ederiz....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Şu yakın hayât, tıpkı gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve hayvanların yediği arz bitkisi o su ile karıştı: nihâyet yer zinetini takınıp süslendiği ve halkı da on(un ürününü devşirmeğ)e kâdir olduklarını zannettikleri sırada birden buyruğumuz ona gece veya gündüz geldi; sanki dün o hiç (bitkisiyle süslenip) şenlenmemiş gibi, onu
biçilmiş
yaptık (süsünü, zenginliğini biçtik, yok ettik). İşte biz, düşünen bir toplum için âyetleri böyle geniş geniş açıklarız....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, mâceralarını sana hikâye ettiğimiz şehirlere âit haberler; o şehirlerden harâbeleri hâlâ duranlar var,
biçilmiş
ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var....
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helâk olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır,
biçilmiş
ekin (gibi yok olan) da vardır....
Hud Suresi, 100. Ayet:
İşte bunlar o bölgelerin haberlerindendir! Sana hikâye ediyoruz. . . Onlardan bir kısmı ayakta ve (bir kısmı da)
biçilmiş
ekin gibi olmuştur....
Hud Suresi, 100. Ayet:
İşte bunlar, insanlığa ders olsun diye sana anlattığımız, helâk olmuş memleketlerin başlarına gelen felâket haberlerinden bazılarıdır. Onlardan ayakta kalanlar var, kalıntıları olanlar,
biçilmiş
ekine benzeyenler de var....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hâlâ izleri var, kimi de)
biçilmiş
ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir....
Hud Suresi, 100. Ayet:
İşte bu, helâk olmuş memleketlerin haberlerindendir ki, onu sana anlatıyoruz. O memleketlerin bâzısının izi kalmıştır, bâzısı da ekin gibi
biçilmiş
yok olmuştur....
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Ey Muhammed!) Bu, ilâhî azaba uğrayan kasabaların haberlerinden (bazı safhalar)dır ki, sana nakledip anlatıyoruz. Bu kıssalardan bir kısmının kalıntısı duruyor, bir kısmı ise
biçilmiş
ekin gibi (belirsiz olmuştur)....
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helâk olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır,
biçilmiş
ekin (gibi yok olan) da vardır....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de
biçilmiş
tir....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Ya Muhammed, sana anlattığımız bu olaylar, bu şehirlerin hikâyeleridir. Bu şehirlerin kimisi halâ duruyor, kimisi de
biçilmiş
ekin tarlasına dönüşmüştür....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de)
biçilmiş
ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş)dir....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Sana kıssa olarak bildirmekde olduğumuz bu (haberler, helak olmuş) memleketlerin haberlerindendir ki onların kimi (nin izleri) ayakda kalmış, (kimi de)
biçilmiş
ekin (gibi yok olmuşdur). ...
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Bunlar (helâk edilen) şehirlerin haberlerindendir ki, onu sana anlatıyoruz; onlardan (hâlâ) ayakta olan da vardır,
biçilmiş
(ekin gibi yok) olan da!...
Hud Suresi, 100. Ayet:
(İnsanlığa bir ders olsun diye) bu sana anlattıklarımız (gelip gitmiş) kasaba (halk)ları(nı)n başından geçenlerdir ki, bu (kasaba)ların bazıları hala yerinde duruyor, bazılarıysa
biçilmiş
tarlalar gibi (silinip gitmişler):...
Hud Suresi, 100. Ayet:
İşte bu, karyelerin haberlerindendir. Onu sana hikaye ediyoruz. Onlardan bâki olan da vardır,
biçilmiş
olan da....
Hud Suresi, 100. Ayet:
İşte sana bildirdiğimiz bu haberler, helâk olmuş diyarların haberleri. Onların kiminin izleri hâlâ dururken, kimi
biçilmiş
ekin gibi yok olmuştur....
Hud Suresi, 100. Ayet:
(Ey Muhammed), bu sana anlattıklarımız, o kentlerin haberlerinden(başlarına gelen olaylardan)dır. Onlardan kimi hâlâ ayakta, kimi de
biçilmiş
tir....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) kuşakların haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hâlâ izleri var, kimi de)
biçilmiş
ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir....
Hicr Suresi, 19. Ayet:
Yeri de yayıp döşedik, onda sağlam dağlar diktik ve ölçülüp
biçilmiş
herbir şeyden yetiştirdik....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
1.
fe mâ zâlet
: böylece bitmedi (devam etti)
2.
tilke
: o, bu
3.
da'vâ-hum
: onların davaları, duaları
4.
hattâ
:...
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Böylece onların bu davaları (şikâyetleri); Biz onları,
biçilmiş
ekin (gibi) sönmüş hale getirinceye (ölünceye) kadar bitmedi....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları
biçilmiş
ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz kendilerini, kuruyup
biçilmiş
ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların bu iddiaları sürüp gitti. . . Tâ ki biz onları
biçilmiş
ekin ve sönmüş ateşe döndürene kadar....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları
biçilmiş
bir ekin ve sönen ocaklar haline getirinceye kadar, onların bu itirafları sürüp gider....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Bu haykırmaları biz onları
biçilmiş
ekin ve sönmüş kül yığını haline getirinceye kadar kesilmedi....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların bu yakınmaları, biz onları
biçilmiş
ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz, onları, sönmüş kül yığını olarak
biçilmiş
bir ekin haline getirinceye kadar, hep sözleri bu feryad olmuştur....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onlari bicilmis ot ve bir yigin kul haline getirinceye kadar haykirmalari devam etti....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların
biçilmiş
ot, sönüp bir yığın kül haline gelinceye kadar hayıflanıp söylenmeleri böyle oldu....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları
biçilmiş
ot ve bir yığın kül haline getirinceye kadar haykırmaları devam etti....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz kendilerini, kuruyup
biçilmiş
ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz, onları
biçilmiş
bir ekin ve bir yığın kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmuştur....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onlar böyle vahlanıp dururken biz kendilerini
biçilmiş
ekinler gibi cansız yere seriverdik....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların bu yakınmaları, biz onları
biçilmiş
ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Nihayet biz onları
biçilmiş
bir ot, ocakları sönmüş (bir kül yığını) haaline getirinceye kadar dâima feryadları bu (söz) olmuşdur. ...
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Artık biz onları,
biçilmiş
(ekin) ve sönmüş (ateşe dönen) kimseler hâline getirinceye kadar, duâları bu (feryâd) olmakta devâm etti....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Bu haykırmaları devam edip dururken Biz; onları,
biçilmiş
bir ot, sönmüş bir ocak haline getirdik....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini
biçilmiş
bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Artık onların bütün çağırmaları, bundan başka olmadı. Tâ ki onları
biçilmiş
, sönmüş kimseler kıldık....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları kuruyup
biçilmiş
ekin haline, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu haykırmaları sürüp gitti....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Bu haykırışları devam edip dururken, biz onları
biçilmiş
ekine, sönmüş ocağa çevirdik....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları,
biçilmiş
(ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların bu yakınmaları, biz onları
biçilmiş
ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu ikisi (mü'minler ve kâfirler), Rab'leri hakkında mücâdele eden iki hasımdır. O inkâr edenler ki onlar için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Onların başlarının üzerinden kaynar su dökülecek....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkâr edenler için ateşten giysiler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki zümre, Rablerinin dini hakkında birbirleriyle çekişen iki düşmandır; kâfir olanlara ateşten libaslar
biçilmiş
tir, tepelerine de kaynar su dökülecek....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır: İmdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise
biçilmiş
tir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir!...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki hasım, Rableri hakkında davalaştılar. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onlar için ateşten elbiseler kesilip
biçilmiş
tir. . . Kafalarına kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki zümre, müslümanlarla, (ehl-i kitabın, müşriklerin, mecûsîlerin, ateistlerin oluşturduğu) kâfirler, Rablerinin zatı, sıfatları, şeriatı, dinî konularında birbirleriyle tartışan hasım gruplardır. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip küfürde ısrar ile Kur’ân’ı ve Muhammed’i inkâr edenlere ateşten bir elbise
biçilmiş
tir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bunlar Rableri hakkında çekişen iki hasım taraftır. İnkar edenler için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o inkâr edenler, onlar için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir; başları üstünden de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki sınıf (müminlerle kâfirler), Rablerinin dini hakkında birbirleriyle davaya kalkışan iki hasımdır. İşte o kâfir olanlar için ateşten çamaşırlar
biçilmiş
tir, başlarının üstünden kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte birbirine hasım iki grup, Rabları hakkında çekişip tartışırlar. (O'nu) inkâr edenlere ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başları üzerine de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır: İmdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise
biçilmiş
tir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir!...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu ikisi rabları hakkında muhakemeye duruşmuş iki hasımdırlar, binaenaleyh o küfredenler, için ateşten çamaşırlar
biçilmiş
tir, başlarının üstünden kaynar su dökülür...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Bu yüzden küfredenler için ateşten çamaşırlar
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. O'nu inkar edenler için ateşten elbiseleri
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Karşımızda Allah konusunda çatışan, iki çelişik inançlı insan kesimi, iki karşıt grup var. Bunlardan biri olan kâfirler için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarından aşağıya kaynar sular dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte bunlar çekişen iki gruptur, rableri konusunda çekiştiler. İşte o küfredenler, onlar için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir; başları üstünden de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu iki (sınıf, ya'nî îman edenlerle etmeyenler) Rableri (nin dîni) hakkında birbiriyle da'valaşan hasım iki (zümre) dir. İşte o küfredenler (yok mu?) onlar için ateşden elbiseler
biçilmiş
dir. Başkalarının üzerine de kaynar su dökülecekdir onların. ...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte bu ikisi (mü’min ve kâfir), Rableri hakkında mücâdele eden iki hasımdır. İnkâr edenler için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden (de) kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şu ikisi, iki düşmandır. Rableri hakkında muhasemede bulunmuşlardır. Artık o kimseler ki, kâfir olmuşlardır,onlar için ateşten esvab
biçilmiş
tir. Başlarının üzerine de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte birbirine hasım iki zümre. Bunlar Rableri hakkında çekiştiler. Kâfirler için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte bunlar Rab’leri hakkında tartışan iki hasımdır. İşte inkar edenler için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üzerinden kaynar su dökülecektir....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
(19-21) Şu iki hasım takım, Rab’leri hakkında çekişip durmaktalar. Dini inkâr edenlere ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Öyle ki onunla içlerinde olan her şey, bütün organları, hatta derileri bile eritilir. Bir de bunlara demirden topuzlar vardır....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o küfre sapanlar, onlar için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir; başları üstünden de kaynar su dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Şunlar, Rableri hakkında çekişen iki karşıt topluluktur. Kâfir olanlar için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir; başlarından aşağı da kaynar sular dökülür....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir....
Həcc Suresi, 20. Ayet:
(19-21) Şu iki hasım takım, Rab’leri hakkında çekişip durmaktalar. Dini inkâr edenlere ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Öyle ki onunla içlerinde olan her şey, bütün organları, hatta derileri bile eritilir. Bir de bunlara demirden topuzlar vardır....
Həcc Suresi, 21. Ayet:
(19-21) Şu iki hasım takım, Rab’leri hakkında çekişip durmaktalar. Dini inkâr edenlere ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Öyle ki onunla içlerinde olan her şey, bütün organları, hatta derileri bile eritilir. Bir de bunlara demirden topuzlar vardır....
Qələm Suresi, 20. Ayet:
Derken bahçe, bütün mahsûlü kesilip
biçilmiş
, kupkuru çorak bir yere, bir çöle dönmüştü....
Qələm Suresi, 20. Ayet:
Sabaha kadar o bağ sırıma (
biçilmiş
tarlaya) dönmüştü....
Əhzab Suresi, 38. Ayet:
Peygambere Allahın takdir ettiği, mubah kıldığı şeyde bir darlık yoktur, bundan evvel geçen bütün Peygamberler hakkında Allahın sünneti böyle ve Allahın emri
biçilmiş
bir kader bulunuyor...
Əhzab Suresi, 38. Ayet:
Peygambere, Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah'ın adeti öyledir. Allah'ın emri
biçilmiş
bir kaderdir....
Əhzab Suresi, 38. Ayet:
Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah'ın sünneti böyledir. Allah'ın emri ise
biçilmiş
bir kaderdir....
Qələm Suresi, 17. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 18. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 19. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 20. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 21. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 22. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 23. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Qələm Suresi, 24. Ayet:
(17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik,
biçilmiş
/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlard...
Hud Suresi, 100. Ayet:
"İşte geçmişe yönelik bu anlatım, kentlerin ciddî haberlerinden, önemli bilgilerindendir. Biz, onu sana anlatıyoruz; onlardan ayakta olan ve
biçilmiş
ekin olan da vardır. "...
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
İşte onların bu çağrıları, onları
biçilmiş
bir ekin ve sönmüş ocak/kül hâline getirinceye kadar son bulmadı. ...
Həcc Suresi, 19. Ayet:
(19-22) "Şu ikisi; mü’min ile kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi, Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Artık kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kimseler, kendileri için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. Bununla karınlarındaki şeyler ve derileri eritilir. Ve onlar için demirden topuzlar vardır. Gamdan dolayı, oradan ne zaman çıkmak isteseler, oraya geri çevrilirler ve: “Yakıcı azabı tadın!” ...
Həcc Suresi, 20. Ayet:
(19-22) "Şu ikisi; mü’min ile kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi, Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Artık kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kimseler, kendileri için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. Bununla karınlarındaki şeyler ve derileri eritilir. Ve onlar için demirden topuzlar vardır. Gamdan dolayı, oradan ne zaman çıkmak isteseler, oraya geri çevrilirler ve: “Yakıcı azabı tadın!” ...
Həcc Suresi, 21. Ayet:
(19-22) "Şu ikisi; mü’min ile kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi, Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Artık kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kimseler, kendileri için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. Bununla karınlarındaki şeyler ve derileri eritilir. Ve onlar için demirden topuzlar vardır. Gamdan dolayı, oradan ne zaman çıkmak isteseler, oraya geri çevrilirler ve: “Yakıcı azabı tadın!” ...
Həcc Suresi, 22. Ayet:
(19-22) "Şu ikisi; mü’min ile kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi, Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Artık kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kimseler, kendileri için ateşten elbiseler
biçilmiş
tir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. Bununla karınlarındaki şeyler ve derileri eritilir. Ve onlar için demirden topuzlar vardır. Gamdan dolayı, oradan ne zaman çıkmak isteseler, oraya geri çevrilirler ve: “Yakıcı azabı tadın!” ...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya həyatının vəziyyəti (məsəli) yalnız səmadan endirdiyimiz, beləcə yer üzündə insanların və heyvanların yediyi yer bitkiləri ilə qarışan su kimidir. Hətta yer üzü onun gözəlliyini alıb gözəlləşdiyi zaman onun sahibi, ona özlərinin qadir olduğunu zənn etdi. Ona əmrimiz gecə və ya gündüz gəldi və beləcə onu
biçilmiş
hala gətirərik. Sanki dünən heç olmamış kimi oldu. Beləcə ayələri təfəkkür edən bir qövm üçün ayrı-ayrı açıqlayırıq....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Beləcə onların bu fəryadları Biz onları
biçilmiş
əkin kimi sönmüş hala gətirənə qədər bitmədi....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu ikisi (möminlər və kafirlər) Rəbbi barəsində çəkişən iki düşməndir. O inkar edənlər ki, onlar üçün atəşdən paltarlar
biçilmiş
dir. Onların başlarının üzərindən qaynar su töküləcək....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya həyatının məsəli göydən endirdiyimiz suyun məsəlinə bənzəyir ki, onun sayəsində insanların və heyvanların yediyi yer bitkiləri bir-birinə qatışır. Nəhayət, yer öz bərbəzəyinə bürünüb rövnəqləndiyi və onun sakinləri ona (onun məhsulunu yığmağa) qadir olduqlarını güman etdikləri zaman gecə yaxud gündüz əmrimiz yerə yetişər. Biz onu, elə bir
biçilmiş
sahəyə döndərərik ki, sanki dünən heç bol (məhsulu) olmamışdı. Biz ayələri düşünən adamlar üçün beləcə izah edirik....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Həqiqətən, dünya həyatının məsəli su kimidir ki, səmadan nazil edirik, ta onun vasitəsi ilə müxtəlif göyərtilər ərzdən çıxarar – nədən ki, insanlar və heyvanlar yeyirlər. Ta onda ki, ərz gözəlləşib və zinətlənə və onun əhli zənn edələr ki, onları becərib-yığmağa qadirdirlər, birdən Bizim əmrimiz gecə çağı, ya gündüz yetişib və onların hamısını
biçilmiş
edər, sanki, dünənki gün orada heç bir şey yox idi. Belə müfəssəl bəyan edirik ayətlərimizi fikirləşən qoum üçün....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Qurtarmırdı bu istəkləri onların, ta etdik onları
biçilmiş
tarlalar....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Həqiqətən dünya həyatı göydən (qar və yağış şəklində) nazil etdiyimiz su kimidir ki, onun vasitəsilə insanların və heyvanların yedikləri yer bitkiləri bir-birinə qarışır. Nəhayət, yer üzü öz gözəlliyini əldə etdiyi və zinətləndiyi və onun sakinləri özlərinin ona (ondan bəhrələnməyə) qadir olduqlarını güman etdikləri zaman, (birdən) Bizim əmrimiz gecə, ya gündüz çağı (soyuq və ya isti, sel və ya da dolu şəklində) gəlib ona çatır. Beləliklə, onları sanki dünən ayaq üstə olmamış kimi
biçilmiş
, quru...
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Biz onları
biçilmiş
əkin, sönmüş ocaq kimi edənə qədər onların bu fəryadları davam etdi....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu iki düşmən tərəf Rəbləri haqqında mübahisəyə girişmişlər. Bunlardan inkar edənlər üçün oddan paltarlar
biçilmiş
dir. Başlarının üstündən də qaynar su tökülər....
Hud Suresi, 100. Ayet:
Keçmişə dair bu sözlər, şəhərlərin ciddi xəbərlərindən, vacib məlumatlarındandır. Biz, onu sənə söyləyirik; onlardan ayaq üstə qalan və
biçilmiş
əkin [kimi] olan da vardır....
Ənbiya Suresi, 15. Ayet:
Onların bu nalələri, onları
biçilmiş
bir əkin və sönmüş ocaq/kül halına gətirənə qədər dinmədi....
Həcc Suresi, 19. Ayet:
Bu ikisi; mömin ilə kafir, öz Rəbbi barəsində mübahisəyə girmiş iki düşməndir. Kafirlər [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar etmiş kəslər] üçün oddan paltar
biçilmiş
dir. Başlarının üstündən qaynar su tökülər. ...
Qələm Suresi, 20. Ayet:
Səhərə qədər o bağ,
biçilmiş
/məhsulu dərilmiş kimi oldu. ...