Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 16. Ayet:
Ulâikellezîneşterevûd dalâlete bil hudâ, fe mâ rabihat ticâretuhum ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne)....
Bəqərə Suresi, 16. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
işterevû
: satın aldılar
4.
ed dalâlete
: dalâlet
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve beşşirillezîne âmenû ve amilûs sâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl(kablu) ve utû bihî muteşâ
bihâ
(muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 29. Ayet:
O öyle bir Hâlık-i Kerîm' dir ki yeryüzünde ne var ise hepsini sizin için yarattı. Sonra da semaya teveccüh edip onları yedi sema olarak tasfiye buyurdu, O her şeyi bihakkın bilicidir....
Bəqərə Suresi, 99. Ayet:
Ve lekad enzelnâ ileyke âyâtin beyyinât(beyyinâtin), ve mâ yekfuru
bihâ
illel fâsikûn(fâsikûne)....
Bəqərə Suresi, 114. Ayet:
Ve men azlemu mimmen menea mesâcidallâhi en yuzkere fîhesmuhu ve seâ fî harâ
bihâ
ulâike mâ kâne lehum en yedhulûhâ illâ hâifîn(hâifîne) lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhireti azâbun azîm(azîmun)....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
âteynâ-hum
: biz onlara verdik
3.
el kitâbe
: kitap
4.
yetlûne-hu
: onu tilâvet...
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine kitabı, Kur’ân’ı verdiklerimiz, Kur’ân’ı, tilâvetinin hakkını vererek okurlar, manasına bihakkın vâkıf olurlar, bütün icaplarıyla uygularlar. İşte bunlar Kur’ân’a iman etmiş olurlar. Kimler de, Kur’ân’ı inkâr ederse onlar, işte onlar hüsrana uğrayanlardır....
Bəqərə Suresi, 121. Ayet:
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler ki, onu bihakkın tilâvetle tilâvette bulunurlar. İşte onlar ona imân ederler. Ve kimler ki onu inkâr ederlerse işte hüsrâna uğramış olanlar da onlardır....
Bəqərə Suresi, 132. Ayet:
Ve vassâ
bihâ
ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne)....
Bəqərə Suresi, 188. Ayet:
Ve lâ te’kulû emvâlekum beynekum bil bâtılı ve tudlû
bihâ
ilel hukkâmi li te’kulû ferîkan min emvâlin nâsi bil ismi ve entum ta’lemûn(ta’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Yes’elûneke anil ehilleh(ehilleti), kul hiye mevâkîtu lin nâsi vel hacc(haccı), ve leysel birru bi en te’tûl buyûte min zuhûrihâ ve lâkinnel birre menittekâ, ve’tûl buyûte min ebvâ
bihâ
, vettekûllâhe leallekum tuflihûn(tuflihûne)....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Ve kadınları boşadığınızda, onlar da adetlerinin sonuna yaklaşınca artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle salıveriniz. Onları, haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutuvermeyiniz. Bunu her kim yaparsa muhakkak nefsine zulüm etmiş olur. Ve Allah Teâlâ'nın âyetlerini eğlence yerine tutmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinize olan nîmetlerini ve sizlere indirip kendisiyle öğüt verdiği kitabı ve hikmeti yâd ediniz. Ve Hak Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki Allah Teâlâ şüphesiz her şeyi biha...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer onları daha kendilerine temasta bulunmadan boşar da onlar için mihr tesmiye etmiş bulunursanız o zaman bu tesmiye ettiğiniz mihrin yarısı lâzım gelir. Meğer ki o kadınlar affetsinler veya nikahın düğümü elinde bulunan affeylesin. Ve sizin affetmeniz takvâya daha yakındır ve aranızdaki fadlı unutmayınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ yaptığınız şeyleri bihakkın görücüdür....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Görmedin mi Mûsa'dan sonra Benî İsrail'den olan bir cemaatı ki onlar kendi peygamberlerine: «Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda muharebe edelim» dediler. Peygamberleri de dedi ki: «Üzerinizde muharebe farz kılınsa muharebe etmeyecek olmayasınız?» Dediler ki: «Biz ne için Allah yolunda muharebe etmeyelim; biz yurtlarımızdan, evlâdımızdan çıkarıldık (uzaklaştırıldık).» Fakat vaktâ ki, onların üzerlerine muharebe farz kılındı, onlar içlerinden birazı müstesna, geri dönüverdiler, Allah Teâlâ ...
Bəqərə Suresi, 252. Ayet:
İşte bunlar Allahın âyetleri, onları sana bihakkın tilâvet ediyoruz, muhakkak ki sen o gönderilen Resullerdensin...
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
E lem tera ilellezî hâcce ibrâhîme fî rabbihî en âtâhullâhul mulk(mulke), iz kâle ibrâhîmu rabbiyellezî yuhyî ve yumîtu, kâle ene uhyî ve umît(umîtu), kâle ibrâhîmu fe innallâhe ye’tî biş şemsi minel maşrıkı fe’ti
bihâ
minel magribi fe buhitellezî kefer(kefere), vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey mü'minler! Muayyen bir vakte kadar bir borç ile borçlandığınız zaman onu yazınız ve bir katip, onu aranızda adilane bir sûrette yazıversin.Ve katip, Cenâb-ı Hakk'ın ona öğretmiş olduğu gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Ve hak kendi üzerinde bulunan kimse, yazdırsın. Ve rabbi olan Allah Teâlâ'dan korkusunda ondan bir şey eksiltmesin. Ve şayet borçlu şahıs, sefih veya zayıf veya doğruca yazdırmaya gayri muktedir bulunursa onun velîsi adâlet üzere yazdırıversin. Ve sizin erkeklerinizden iki kiş...
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O sana kitabı bihakkın indirmekte: önündekileri bir musaddık olmak üzre, ki önceden nasa hidayet için Tevratı ve İncili indirmişti....
Ali-İmran Suresi, 3. Ayet:
O Mabûd-i Kerîm, senin üzerine kitabı, kendisinden evvel (kitapları) musaddık olarak bihakkın tenzil etti. Tevrat ile İncil'i de inzal buyurmuştu....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâ
bihâ
t(muteşâ
bihâ
tun), fe emmâllezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlihi, ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi)....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
1.
huve ellezî
: O ki
2.
enzele
: indirdi
3.
aleyke
: sana
4.
el kitâbe
: kitap
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
"HÛ"dur; ki sana inzâl ettiği BİLGİ (Kitap) işaretlerinin bir kısmı muhkemdir (açık - net anlaşılır hükümler ihtiva eden), bilginin (Kitabın) anası - temelidir; diğerleri de müteşa
bihâ
ttır (teşbih - misal benzetme yollu anlatım). Kalplerinde zey (art niyetli, olayı saptırmak isteyen düşünceye sahip) olan kişiler, fitne amaçlı tevilini (yorumunu - neye işaret ettiğini) yapmak üzere müteşabih olanlarıyla hükmederler. Bunların tevilini (kesin olarak ne kastedildiğini) ancak Allâh bilir. İlimde Rasi...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Odur indiren sana bu muazzam kitabı: bunun bir kısım âyatı vardır muhkemat: onlar «ümmülkitab» ana kitab, diğer bir takımları da müteşabihattır, amma kalblerinde bir yamıklık bulunanlar sade onun müteşabih olanlarının ardına düşerler: fitne aramak, te'vilini aramak için, halbuki onun te'vilini ancak Allah bilir, ilimde rüsuhu olanlar da derler ki: amenna hepsi rabbımızdan, maamafih özü temiz olanlardan başkası düşünemez....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Sana kitabı indiren de odur. O kitaptan bir kısmı muhkem âyetlerdir ki, onlar kitabın anasıdır; diğer bir kısmı da müteşabihattır. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak için müteşabih olanın peşine takılır da onu kendince yorumlamaya uğraşır. Oysa onların kesin yorumunu Allah'tan başkası bilemez. İlimde derinlik sahibi olanlar ise, 'Biz ona inandık; hepsi Rabbimizin katındandır' derler. Fakat bunu ancak selim akıl sahipleri düşünüp anlar....
Ali-İmran Suresi, 20. Ayet:
Şu halde, eğer seninle tartışırlarsa de ki: Ben tüm varlığımla Allah’a teslim oldum, bana uyanlara da… Daha önce kendilerine vahiy emanet edilmiş olanlara ve vahiyden bîhaber olanlara “Siz de tüm varlığınızla teslim oldunuz mu?” diye sor! Eğer teslim olurlarsa, işte o zaman doğru yolu bulmuş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca tebliğ etmektir. Zira Allah kulları her hâliyle görür....
Ali-İmran Suresi, 29. Ayet:
De ki: «Sinelerinizde olan şeyi gizleseniz de, açıklasanız da onu Allah Teâlâ bilir. Ve göklerdekini de, yerlerdekini de bilir. Ve Allah Teâlâ her şeye bihakkın kâdirdir.»...
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Allah Teâlâ'ya bihakkın takvâ ile ittikada bulununuz. Ve siz ancak müslümanlar olduğunuz halde vefat ediniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Va’tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrekû, vezkurû ni’metallâhi aleykum iz kuntum a’dâen fe ellefe beyne kulûbikum fe asbahtum bi ni’metihî ihvânâ(ihvânen), ve kuntum alâ şefâ hufretin minen nâri fe enkazekum minhâ, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî leallekum tehtedûn(tehtedûne). ...
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
İn temseskum hasenetun tesû’hum, ve in tusibkum seyyietun yefrahû
bihâ
ve in tasbirû ve tettekû lâ yadurrukum keyduhum şey’a(şey’en), innallâhe bi mâ ya’melûne muhît(muhîtun). ...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Yûsîkumullâhu fî evlâdikum liz zekeri mislu hazzıl unseyeyn(unseyeyni), fe in kunne nisâen fevkasneteyni fe lehunne sulusâ mâ terak(terake), ve in kânet vâhideten fe lehân nısf(nısfu). Ve li ebeveyhi li kulli vâhidin min humâs sudusu mimmâ terake in kâne lehu veled(veledun), fe in lem yekun lehu veledun ve varisehû ebevâhu fe li ummihis sulus(sulusu), fe in kâne lehû ıhvetun fe li ummihis sudusu, min ba’di vasiyyetin yûsî
bihâ
ev deyn(deynin). Âbâukum ve ebnâukum, lâ tedrûne eyyuhum akrabu lekum...
Nisa Suresi, 12. Ayet:
Ve lekum nısfu mâ terake ezvâcukum in lem yekun lehunne veled(veledun), fe in kâne lehunne veledun fe lekumur rubuu mimmâ terakne min ba’di vasıyyetin yûsîne
bihâ
ev deyn(deynin). Ve lehunner rubuu mimmâ teraktum in lem yekun lekum veled(veledun), fe in kâne lekum veledun fe lehunnes sumunu mimmâ teraktum min ba’di vasıyyetin tûsûne
bihâ
ev deyn(deynin). Ve in kâne raculun yûrasu kelâleten ev imraetun ve lehû ahun ev uhtun fe li kulli vâhidin min humâs sudus(sudusu), fe in kânû eksera min zâlike...
Nisa Suresi, 25. Ayet:
Ve sizden her kim hür olan kadınlar ile evlenmeğe fazla bir iktidar-ı malîsi yok ise sağ ellerinizin mâlik olduğu genç mü'min cariyelerinizden evlensin. Ve Allah Teâlâ sizin imânınızı bihakkın bilendir. Bazınız bazınızdandır. İmdi onları, namuslarını siyanet eder, fuhuştan berî bulunur, gizlice dostlar da edinmez oldukları halde sahiplerinin izniyle nikahlayınız. Ve onlara mehirlerini de güzelce veriniz. Eğer onlar evlendikten sonra bir fuhuş irtikab ederlerse o vakit onların üzerlerine, hür kad...
Nisa Suresi, 33. Ayet:
Ve hepsi için baba ve ananın ve yakın hısımlarının ve yeminlerinizin akdettiği kimselerin terekelerinden miras alır varisleri kıldık. Artık onlara nâsiplerini veriniz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ herşey üzerine bihakkın şahittir....
Nisa Suresi, 35. Ayet:
Ve eğer aralarının açılmasından korkarsanız o zaman bir hakem onun akrabasından, bir hakem de bunun akrabasından gönderiniz. Bunlar ıslahta bulunmak isterlerse Allah Teâlâ aralarında muvaffakiyet husûle getirir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ bihakkın bilicidir, ve tamamen haberdardır....
Nisa Suresi, 39. Ayet:
Ne olurdu onlara? Eğer Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân etselerdi ve Allah Teâlâ'nın kendilerini merzûk buyurmuş olduğu şeylerden infakta bulunsalar idi. Ve Allah Teâlâ onları bihakkın bilicidir....
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Muhakkak Allah Teâlâ size emrediyor ki, emanetleri ehline veriniz ve nâs arasında hükmedince adâletle hükmediniz. Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok Allah Teâlâ bihakkın işitici ve bihakkın görücüdür....
Nisa Suresi, 70. Ayet:
İşte bu fazl, Allah Teâlâ'dandır. Ve Hak Teâlâ bihakkın bilici olarak kâfidir....
Nisa Suresi, 79. Ayet:
Sana güzellikten her ne şey nâsib olursa şüphesiz Allah Teâlâ'dandır. Ve sana kötülükten her ne şey isabet ederse kendi nefsindendir. Ve seni nâsa peygamber olarak gönderdik, Allah Teâlâ bihakkın şahit olmaya kâfidir....
Nisa Suresi, 85. Ayet:
Her kim güzel bir şefaatle şefaatte bulunursa onun için de ondan bir nâsib olur. Ve her kim kötü bir şefaatle şefaatte bulunursa onun için de ondan bir hisse olur. Ve Allah Teâlâ herşey üzerine bihakkın nazîrdir....
Nisa Suresi, 105. Ayet:
Elhak biz sana bihakkın kitab indirdik ki insanlar arasında Allahın sana gösterdiği vechile hukm edesin; hâinlere müdafaa vekili olma...
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Ve senden kadınlar hakkında fetva isterler. De ki: «Onların hakkında size fetvayı Allah Teâlâ veriyor ve kendileri için yazılmış olanı kendilerine vermediğiniz ve kendilerini nikahlamaya rağbet eylediğiniz yetim kadınlar hakkındaki ve zayıf bir durumda bulunan çocuklar hakkındaki ve yetimlere karşı adâletle hareket etmeniz hakkındaki size tilâvet olunan âyetlerde (bu hususlarda size fetva vermektedir). Ve siz hayırdan her ne yaparsanız şüphe yok ki Allah Teâlâ onu bihakkın bilicidir.»...
Nisa Suresi, 133. Ayet:
Ey insanlar! Allah Teâlâ dilerse sizi giderir, başkalarını getirir ve Allah Teâlâ buna bihakkın kâdir bulunmaktadır....
Nisa Suresi, 134. Ayet:
Her kim dünya sevabını isterse muhakkak dünyanın da ahiretin de sevabı Allah Teâlâ'nın indindedir. Ve Allah Teâlâ bihakkın işitici ve görücüdür....
Nisa Suresi, 135. Ayet:
İmân edenler! Adaletle bihakkın kâim, Allah için şahit kimseler olunuz. Velev ki kendi şahıslarınızın veya ebeveyninizin veya en yakınlarınızın aleyhine olsun, ister zengin veya fakir bulunsun. Çünkü Allah Teâlâ onlara daha yakındır. Artık haktan dönerek hevâya tâbi olmayınız. Ve eğer dilinizi eğer bükerseniz veya yüz çevirirseniz şüphe yok ki Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır....
Nisa Suresi, 140. Ayet:
Ve kad nezzele aleykum fîl kitâbi en izâ semi’tum âyâtillâhi yukferu
bihâ
ve yustehzeu
bihâ
fe lâ tak’udû meahum hattâ yehûdû fî hadîsin gayrihî, innekum izen misluhum. İnnallâhe câmiul munâfikîne vel kâfirîne fî cehenneme cemîâ(cemîan)....
Nisa Suresi, 148. Ayet:
Allah Teâlâ çirkin lâkırdının açıklanmasını sevmez, zulmedilmiş olan başka. Ve Allah Teâlâ bihakkın işiticidir, bilicidir....
Maidə Suresi, 3. Ayet:
Hurrimet aleykumul meytetu veddemu ve lahmul hınzîri ve mâ uhılle li gayrillâhi bihî vel munhanikatu vel mevkûzetu vel mutereddiyetu ven natîhatu ve mâ ekeles sebuu illâ mâ zekkeytum ve mâ zubiha alen nusubi ve en testaksimû bil ezlâm(ezlâmi), zâlikum fisk(fiskun), elyevme yeisellezîne keferû min dînikum fe lâ tahşevhum vahşevn(vahşevni) el yevme ekmeltu lekum dînekum ve etmemtu aleykum ni’metî ve radîtu lekumul islâme dînâ(dînen) fe menidturra fî mahmasatin gayra mutecânifin li ismin fe innallâ...
Maidə Suresi, 3. Ayet:
1.
hurrimet
: haram kılındı
2.
aleykum(u)
: sizin üzerinize, size
3.
el meytetu
: ölü, kesilmeksizin ölen hayvan
4.
ve ed demu<...
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini bihakkın oku. O vakit ki, onlar iki kurban takdim etmişlerdi. Birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. «Seni elbette öldüreceğim» dedi, diğeri de, «Allah Teâlâ ancak muttakî olanlardan kabul eder» deyiverdi....
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Ve sandılar ki bir fitne olmayacaktır. Artık onlar kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah Teâlâ tevbelerini kabul buyurdu, sonra onlardan birçoğu yine kör ve sağır kesildiler. Allah Teâlâ ise ne yaptıklarını bihakkın görücüdür....
Maidə Suresi, 76. Ayet:
De ki: «Allah Teâlâ'dan başkasına mı, sizin için zarara da, faideye de mâlik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz? Halbuki, (her şeyi bihakkın) işitici ve bilici olan ancak Allah Teâlâ'dır.»...
Maidə Suresi, 102. Ayet:
Kad seelehâ kavmun min kablikum summe asbahû
bihâ
kâfirîn(kâfirîne)....
Maidə Suresi, 120. Ayet:
Göklerin ve yerin ve bunlarda bulunanların mülkü Allah Teâlâ'nındır. Ve O, herşeye bihakkın kâdirdir....
Ənam Suresi, 19. Ayet:
De ki: «Hangi şey, şehâdetçe daha büyüktür?» De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda bihakkın şahittir ve bana bu Kur'an vahyolundu ki sizleri ve erişeceği kimseleri O'nunla inzar edeyim. Ya siz Allah Teâlâ ile beraber başka ilâhlar da olduğuna şehâdet mi edersiniz?» De ki: «Ben şehâdet etmem.» De ki: «O ancak bir tanrıdır. Ve muhakkak ben sizin şerik koştuklarınızdan tamamen berîyim.»...
Ənam Suresi, 25. Ayet:
Ve minhum men yestemiu ileyk(ileyke), ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minû
bihâ
, hattâ izâ câuke yucâdilûneke yekûlullezîne keferû in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne)....
Ənam Suresi, 58. Ayet:
De ki: «Eğer o acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı iş benimle sizin aranızda elbette halledilmiş ve fasledilmiş olurdu. Allah Teâlâ zalimleri bihakkın bilendir.»...
Ənam Suresi, 89. Ayet:
Ulâikellezîne âteynâhumul kitâbe vel hukme ven nubuvveh(nubuvvete), fe in yekfur
bihâ
hâulâi fe kad vekkelnâ
bihâ
kavmen leysû
bihâ
bi kâfirîn(kâfirîne)....
Ənam Suresi, 97. Ayet:
Ve huvellezî ceale lekumun nucûme li tehtedû
bihâ
fî zulumâtil berri vel bahr(bahri), kad fassalnal âyâti li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne)....
Ənam Suresi, 109. Ayet:
Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in câethum âyetun le yu’minunne bih(
bihâ
), kul innemel ayâtu indallâhi ve mâ yuş’irukum ennehâ izâ câet lâ yu’minûn(yu’minûne)....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
De ki: «Geliniz, Rabbinizin, üzerinize neleri haram kılmış olduğunu okuyayım: O'na hiçbir şeyi şerik koşmayınız, ve ana ile babaya iyilik ediniz. Ve çocuklarınızı yoksulluktan dolayı öldürmeyiniz. Sizi de onları da Biz merzûk kılarız. Ve fuhşiyata, onlardan alenî olana da, gizlice olana da yaklaşmayınız, ve Allah Teâlâ'nın haram kıldığı herhangi kimseyi de öldürmeyiniz, bihakkın olan müstesna. İşte bunlar ile size tavsiyede bulunmuştur. Tâ ki âkilâne düşünesiniz.»...
Əraf Suresi, 7. Ayet:
Elbette onlarda olup bitenin hakikatini açacağız! Biz "gâib"ler (olanlardan bihaber olan) değiliz (Bâtın - Zâhir O'dur - Görünenin melekûtu Esmâ'mızdandır)....
Əraf Suresi, 28. Ayet:
Ve izâ faalû fâhişeten kâlû vecednâ aleyhâ âbâenâ vallâhu emerenâ
bihâ
kul innallâhe lâ ye’muru bil fahşâ(fahşâi), e tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne)....
Əraf Suresi, 71. Ayet:
Kâle kad vakaa aleykum min rabbikum ricsun ve gadabun, e tucâdilûnenî fî esmâin semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ nezzelallâhu
bihâ
min sultânin, fentezırû innî meakum minel muntezırîn(muntezırîne)....
Əraf Suresi, 80. Ayet:
Ve lûtan iz kâle li kavmihî e te'tûnel fâhışete mâ sebekakum
bihâ
min ehadin minel âlemîn(âlemîne)....
Əraf Suresi, 103. Ayet:
Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû
bihâ
, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne)....
Əraf Suresi, 106. Ayet:
Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti
bihâ
in kunte mines sâdikîn(sâdikîne). ...
Əraf Suresi, 132. Ayet:
Ve kâlû mehmâ te’tinâ bihî min âyetin li tesharenâ
bihâ
fe mâ nahnu leke bi mu’minîn(mu’minîne). ...
Əraf Suresi, 146. Ayet:
Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu
bihâ
ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne)....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Vahtâra mûsâ kavmehu seb’îne raculen li mîkâtinâ, fe lemmâ ehazet humur recfetu kâle rabbi lev şi’te ehlektehum min kablu ve iyyâye, e tuhlikunâ bi mâ feales sufehâu minnâ, in hiye illâ fitnetuk(fitnetuke), tudıllu
bihâ
men teşâu ve tehdî men teşâu ente veliyyunâ fâgfirlenâ verhamnâ ve ente hayrûl gâfirîn(gâfirîne)....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve lev şi’nâ le refa’nâhu
bihâ
ve lâkinnehû ahlede ilel ardı vettebea hevâh(hevâhu), fe meseluhu ke meselil kelb(kelbi), in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhu yelhes, zâlike meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, faksusîl kasasa leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne)....
Əraf Suresi, 179. Ayet:
Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne
bihâ
ve lehum a’yunun lâ yubsırûne
bihâ
ve lehum âzânun lâ yesmeûne
bihâ
, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne)....
Əraf Suresi, 180. Ayet:
Ve lillâhil esmâul husnâ fed’uhu
bihâ
ve zerûllezîne yulhıdûne fî esmâih(esmâihî), se yuczevne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne)....
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Senden Kıyametin ne zaman sübut bulacağını sual ederler. De ki: «Ona ait bilgi ancak Rabbimin indindedir. Onun vaktini ondan başkası açıklayamaz. (Bu) Göklerde ve yerde ağır, muazzam bir keyfiyettir. O sizlere ansızın geliverir.» Senden sorarlar, sanki sen ondan bihakkın haberdar imişsin gibi. De ki: «Ona ait bilgi ancak Allah Teâlâ'nın nezdindedir. Fakat insanların çoğu bilmezler.»...
Əraf Suresi, 195. Ayet:
E lehum erculun yemşûne
bihâ
, em lehum eydin yabtışûne
bihâ
, em lehum a’yunun yubsırûne
bihâ
, em lehum âzânun yesmeûne
bihâ
, kulid’û şurekâekum summe kîdûni fe lâ tunzırûn(tunzırûne). ...
Əraf Suresi, 195. Ayet:
1.
e lehum
: onların var mı
2.
erculun
: ayaklar
3.
yemşûne
: yürürler
4.
bi-hâ
: onunla
...
Əraf Suresi, 200. Ayet:
Ve eğer seni şeytan tarafından bir vesvese gıdıklayacak olursa hemen Allah Teâlâ'ya sığın. Şüphe yok ki, O (Allah) bihakkın işiticidir, tamamıyla bilicidir....
Ənfal Suresi, 4. Ayet:
İşte bihakkın mü'minler onlardır. Onlar için Rablerinin nezdinde dereceler ve mağfiret ile bînihaye bir rızık vardır....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Sonra onları siz öldürmediniz velâkin Allah Teâlâ öldürdü. Ve attığın vakit sen atmadın, fakat Allah Teâlâ attı. Hem de mü'minleri taraf-ı İlâhisinden güzel bir imtihan ile imtihan etmek için. Şüphe yok ki Allah Teâlâ, bihakkın işiticidir, kemaliyle bilicidir....
Ənfal Suresi, 43. Ayet:
O vakit ki, Allah Teâlâ onları sana rüyânda az gösteriyordu. Ve eğer onları sana çok göstermiş olsaydı elbette korkacak idiniz ve cihad işinde ihtilafa düşerdiniz. Velâkin Allah Teâlâ selâmete erdirdi. Şüphe yok ki o, göğüslerin içinde olanı bihakkın bilicidir....
Ənfal Suresi, 53. Ayet:
Bu da, şüphe yok ki Allah Teâlâ bir kavme ihsan etmiş olduğu bir nîmeti değiştirici değildir, onlar kendi nefislerinde olanı değiştirinceye değin. Ve şüphe yok ki Allah Teâlâ bihakkın işiticidir, tamamıyla bilicidir....
Ənfal Suresi, 61. Ayet:
Ve eğer onlar sulha meylederlerse sen de ona meylet ve Allah Teâlâ'ya tevekkül kıl! Şüphe yok ki, her şeyi bihakkın işitici ve tamamıyla bilici olan ancak O'dur....
Ənfal Suresi, 74. Ayet:
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah yolunda cihada atıldılar. Ve o kimseler ki, (muhacirleri) barındırdılar ve yardım ettiler. İşte bihakkın mü'min olanlar onlardır. Onlar için bir mağfiret vardır ve bir kerîm rızık vardır....
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
Yevme yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ
bihâ
cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûn(teknizûne)....
Tövbə Suresi, 44. Ayet:
Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân edenler, mücâhedede bulunmak hususunda senden izin istemezler. Allah Teâlâ muttakîleri bihakkın bilicidir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Fe lâ tu’cibke emvâluhum ve lâ evlâduhum, innemâ yurîdullâhu li yuazzibehum
bihâ
fîl hayâtid dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûn(kâfirûne)....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Ve lâ tu’cibke emvâluhum ve evlâduhum, innemâ yurîdullâhu en yuazzibehum
bihâ
fîd dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûn(kâfirûne)....
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim
bihâ
ve salli aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîm(alîmun)....
Yunus Suresi, 7. Ayet:
İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû
bihâ
vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne)....
Yunus Suresi, 22. Ayet:
Huvellezî yuseyyirukum fîl berri vel bahr(bahri), hattâ izâ kuntum fîl fulk(fulki), ve cereyne bihim bi rîhin tayyibetin ve ferihû
bihâ
câethâ rîhun âsifun ve câehumul mevcu min kulli mekânin ve zannû ennehum uhîta bihim deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), le in enceytenâ min hâzihî le nekûnenne mineş şâkirîn(şâkirîne). ...
Hud Suresi, 31. Ayet:
«Ve ben size, 'Benim yanımda Allah Teâlâ'nın hazineleri vardır' demiyorum. Ve ben gaybı bilmem. Ve ben demem ki, 'Ben muhakkak bir meleğim', veya demem ki, 'Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimselere Allah Teâlâ elbette hayır vermeyecektir.' Allah Teâlâ onların nefislerinde olanı da bihakkın bilendir. Şüphe yok ki, ben o vakit zalimlerden olmuş olurum.»...
Hud Suresi, 46. Ayet:
(Allah da şöyle) buyurdu: «Ey Nuh, o kat'iyyen senin ailenden değildir. Çünkü o (nun işlediği) Saalih olmayan (kötü) bir işdir. O halde bilgin olmadığı bir şey'i benden isteme. Seni bilmezlerden olmakdan bihakkın men ederim». ...
Hud Suresi, 107. Ayet:
(Onlar) Orada gökler ve yer devam ettikçe ebedî surette duruculardır. Rabbinin dilediği müddet müstesna. Şüphe yok ki, senin Rabbin dilediğini bihakkın işleyicidir....
Yusif Suresi, 24. Ayet:
Ve le kad hemmet bihî ve hemme
bihâ
, levlâ en reâ burhâne rabbih(rabbihi), kezâlike li nasrife anhus sûe vel fahşâ(fahşâe), innehu min ibâdinel muhlesîn(muhlesîne)....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Artık O'nun duasını Rabbi kabul etti de O'ndan onların hilelerini bertaraf buyurdu. Şüphe yok ki, O'dur bihakkın işiten, tamamıyla bilen O'dur....
Yusif Suresi, 40. Ayet:
Mâ ta’budûne min dûnihî illâ esmâen semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu
bihâ
min sultân(sultânin), inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), emere ellâ ta’budû illâ iyyâh(iyyâhu), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne)....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Ve hükümdar dedi ki: «O'nu bana getiriniz.» Vaktâ ki O'na elçi geliverdi. Dedi ki: «Efendine dön, O'na sor ki, o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş? Şüphe yok ki, benim Rabbim onların hilelerini bihakkın bilicidir.»...
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Ve yusebbihur ra’du bi hamdihî vel melâiketu min hîfetih(hîfetihî), ve yursilus savâıka fe yusîbu
bihâ
men ye?âu ve hum yucâdilûne fillâh(fillâhi), ve huve ?edîdul mihâl(mihâli). ...
İbrahim Suresi, 19. Ayet:
Görmedin mi ki, muhakkak Allah Teâlâ gökleri ve yeri bihakkın yaratmıştır. Eğer dilerse sizleri giderir ve yeni bir halk getirir....
İbrahim Suresi, 25. Ayet:
Tu’tî ukulehâ kulle hînin bi izni rab
bihâ
, ve yadrıbullâhul emsâle lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne)....
İbrahim Suresi, 25. Ayet:
(O ağaç) Esmâ bileşiminin elvermesi sonucu (Bi-izni Rabbiha) her zaman yemişini (ilim ve marifet) verir. . . Allâh insanlara, belki derinliğine düşünüp hatırlarlar diye, misaller verir....
İbrahim Suresi, 39. Ayet:
«Hamdolsun o Allah'a ki, bana ihtiyarlık çağında İsmail'i ve İshak'ı ihsan buyurdu. Şüphe yok ki Rabbim, elbette duayı bihakkın işiticidir.»...
Hicr Suresi, 86. Ayet:
Şüphe yok ki, senin Rabbindir bihakkın bilen, ziyâdesiyle yaratıcı olan ancak O'dur....
Hicr Suresi, 98. Ayet:
O halde, Rabbini hamd ile tesbîh et (sübhanellahi ve bihamdihi de) ve secde edenlerden ol. (Namaz kıl)....
Nəhl Suresi, 28. Ayet:
O kimseler ki, kendi nefislerine zulmediciler oldukları halde onların ruhlarını melekler kabzedecektir. O vakit onlar, «Biz bir kötülük yapar olmadık,» diye teslimiyet göstereceklerdir. Hayır, şüphe yok ki Allah Teâlâ sizin ne yapar olduğunuzu bihakkın bilicidir....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
Onlar (muttakiler), altından nehirler akan Adn cennetlerine girerler. Orada, onların diledikleri herşey vardır. İşte Allah, (ahsen olan) muttakileri (bihakkın takvanın sahiplerini) böyle mükâfatlandırır....
Nəhl Suresi, 125. Ayet:
Rabbin yoluna hikmet ile, güzel mev'ize ile davet et ve onlar ile en güzel olan bir suretle mücadelede bulun. Muhakkak ki o senin Rabbin, yolundan sapanları ziyâdesiyle bilicidir ve O, doğru yola ermiş olanları da bihakkın bilendir....
İsra Suresi, 33. Ayet:
Ve Allah'ın haram kılmış olduğu nefsi katletmeyin, meğer ki bihakkın olsun. Ve kim mazlumen katledilirse onun velîsine bir tasallut (selâhiyeti) vermişizdir. Artık o da katilde israf etmesin. Şüphe yok ki, o (maktul veya velîsi) mansur bulunmuştur....
İsra Suresi, 44. Ayet:
Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren)....
İsra Suresi, 44. Ayet:
1.
tusebbihu lehu
: onu tesbih eder
2.
es semâvâtu
: semalar
3.
es seb'u
: 7
4.
ve el ardu
: ve yeryüzü
...
İsra Suresi, 59. Ayet:
Ve mâ meneanâ en nursile bil âyâti illâ en kezzebe bihel evvelûn(evvelûne), ve âteynâ semûden nâkate mubsıraten fe zalemû
bihâ
, ve mâ nursilu bil âyâti illâ tahvîfâ(tahvîfen)....
İsra Suresi, 96. Ayet:
De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.»...
İsra Suresi, 105. Ayet:
Bunu da bihakkın indirdik ve bihakkın indi ve seni ancak sevabımızın müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak gönderdik...
İsra Suresi, 107. Ayet:
'Siz Kur’ân’a iman edin ki, size faydası dokunsun. İsterseniz etmeyin, o zaman zarar görürsünüz. Kur’ân’ın indirilişinden önce kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi âlimlere, vahyin ne olduğunu bilenlere Kur’ân okunduğu zaman onlar, saygılarından, sübhânallahi ve bihamdihî diyerek yüzüstü secdeye kapanırlar.' de....
İsra Suresi, 109. Ayet:
Onlar Allah korkusundan ağlayarak, sübhânallahi ve bihamdihî diyerek yüzüstü yere, secdeye kapanırlar. Kur’ân’ı dinlemek, onların teslimiyetlerini, saygılarını, tam bir samimiyetle Allah’a kulluk ve itaat anlayışlarını artırır....
İsra Suresi, 110. Ayet:
Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit
bihâ
vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen)....
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
Fe asâ rabbî en yu’tiyeni hayran min cennetike ve yursile aleyhâ husbânen mines semâi fe tusbiha saîden zelekâ(zelekan)....
Kəhf Suresi, 40. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
asâ
: belki, umulur ki
3.
rabbî
: benim Rabbim
4.
en yu'tiye-ni
: bana vermesi
...
Kəhf Suresi, 41. Ayet:
Ev yusbiha mâuhâ gavren fe len testetîa lehu talebâ(taleben)....
Kəhf Suresi, 41. Ayet:
1.
ev
: veya
2.
yusbiha
: olur
3.
mâu-hâ
: onun suyu
4.
gavren
: çekilir, yerin içine çekilir
Məryəm Suresi, 18. Ayet:
(Meryem ona) dedi ki: «Doğrusu ben senden esirgeyici (Allaha) sığınırım. Eğer sen fenâlıkdan bihakkın sakınan (bir insan) isen (çekil yanımdan). ...
Məryəm Suresi, 18. Ayet:
(Meryem) Dedi ki: «Muhakkak ben senden Rahmân'a sığınırım. Eğer sen bihakkın muttakî isen (yanımdan çekil).»...
Məryəm Suresi, 70. Ayet:
Summe le nahnu a’lemu billezîne hum evlâ
bihâ
sıliyyâ(sıliyyen)....
Taha Suresi, 16. Ayet:
Fe lâ yesuddenneke anhâ men lâ yu’minu
bihâ
vettebea hevâhu fe terdâ....
Taha Suresi, 18. Ayet:
Kâle hiye asây(asâye), etevekkeu aleyhâ ve ehuşşu
bihâ
alâ ganemî ve liye fîhâ meâribu uhrâ....
Taha Suresi, 33. Ayet:
Key nusebbihake kesîrâ(kesîren). ...
Taha Suresi, 33. Ayet:
1.
key
: için, diye
2.
nusebbiha-ke
: seni tesbih edelim
3.
kesîren
: çok
...
Taha Suresi, 34. Ayet:
(34-35) «Ve seni çokça zikreyleyelim.» «Şüphe yok ki, Sen bizi bihakkın görücüsün.»...
Taha Suresi, 35. Ayet:
(34-35) «Ve seni çokça zikreyleyelim.» «Şüphe yok ki, Sen bizi bihakkın görücüsün.»...
Taha Suresi, 111. Ayet:
(Artık bütün) yüzler (ezelde ve ebedde) diri ve herşey'e bihakkın haakim olan Allaha baş eğmişdir. Zulüm yükü taşıyanlar ise hakıykaten husrâne uğramışdır. ...
Taha Suresi, 130. Ayet:
Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kable gurû
bihâ
, ve min ânâil leyli fe sebbih ve etrâfen nehâri lealleke terdâ....
Ənbiya Suresi, 47. Ayet:
Ve nedaul mevâzînel kısta li yevmil kıyâmeti fe lâ tuzlemu nefsun şey’â(şey’en) ve in kâne miskâle habbetin min hardelin eteynâ
bihâ
, ve kefâ binâ hâsibîn(hâsibîne). ...
Həcc Suresi, 46. Ayet:
E fe lem yesîrû fîl ardı fe tekûne lehum kulûbun ya’kılûne
bihâ
ev âzânunyesmeûne
bihâ
, fe innehâ lâ ta’mal ebsâru ve lâkin ta’mal kulûbulletî fîs sudûr(sudûri)....
Həcc Suresi, 64. Ayet:
Göklerde ne var, yerde ne varsa Onundur. Hakıykat, Allah zâti i'tibariyle her şeyden) müstağnidir. (Sıfatları, fiilleri ile de) bihakkın hamde ancak kendisi lâyıkdır. ...
Həcc Suresi, 74. Ayet:
Allah'ın kadrini bihakkın takdir edemediler. Şüphe yok ki, Allah elbette kavîdir, azîzdir....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah yolunda bihakkın cihad ile mücâhedede bulununuz. O sizi intihab etti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in milleti gibi. O bundan evvel size müslümanlar ismini vermişti ve bunda da. Tâ ki Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de nâs üzerine şahitler olasınız. Artık namazı ikame ediniz ve zekâtı veriniz ve Allah'a sığının. O sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ, ve ne güzel yardımcı....
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Derken onları sayha, bihakkın alıverdi de kendilerini bir seyl süpürüntüsü yapıverdik, artık öyle bir defolmuş oldu ki o kavm, o zalimler!...
Möminun Suresi, 41. Ayet:
Derken onları bihakkın bir sayha yakaladı da Biz onları bir sel süprüntüsü kıldık. Artık zalimler olan kavim için bir uzaklık olsun....
Möminun Suresi, 105. Ayet:
E lem tekun âyâtî tutlâ aleykum fe kuntum
bihâ
tukezzibûn(tukezzibûne). ...
Möminun Suresi, 105. Ayet:
1.
e
: mı
2.
lem tekun
: olmadı
3.
âyâtî
: âyetlerim
4.
tutlâ
: okunurken
Möminun Suresi, 116. Ayet:
Bihakkın hükümdar olan Allah Teâlâ pek yücedir. O'ndan başka bir ilâh yoktur. (O) Kerîm olan Arş'ın Rabbidir....
Nur Suresi, 21. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Şeytanın adımlarına uymayın ve her kim şeytanın adımlarına uyarsa elbette ki o, çirkin ve inkar edilmiş şeyler ile emreder. Ve eğer üstünüzde Allah'ın fazlı ve merhameti olmasa idi sizden hiçbir kimse ebedîyyen temize çıkamazdı, velâkin Allah dilediğini temize çıkarır ve Allah bihakkın işiticidir, bilicidir....
Nur Suresi, 23. Ayet:
Şübhe yok ki ırz ehli bîhaber mü'min kadınlara atanlar Dünyada ve Âhırette mel'undurlar ve onlara büyük bir azâb vardır...
Nur Suresi, 23. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki, afîfe, bîhaber, mü'mine olan kadınlara kötülük isnadında bulunurlar, o kimseler dünyada ve ahirette lânete uğratılmışlardır. Onlar için pek büyük bir azap da vardır....
Nur Suresi, 41. Ayet:
E lem tera ennallâhe yusebbihu lehu men fîs semâvâti vel ardı vet tayru sâffât(sâffâtin), kullun kad alime salâtehu ve tesbîhah(tesbîhahu), vallâhu alîmun bimâ yef’alûn(yef’alûne)....
Nur Suresi, 41. Ayet:
1.
e lem tera
: görmüyor musun, görmedin mi
2.
ennallâhe (enne allâhe)
: Allah olduğunu
3.
yusebbihu
: tesbih ederler
4.
lehu
Nur Suresi, 53. Ayet:
Ve Allah'a en ağır yeminleriyle kasem ederler ki, eğer onlara (cihad ile) emredersen elbette (cihada) çıkacaklardır. De ki: «Yemin etmeyin, (bu sözünüz) bilinmiş bir taattır. Şüphe yok ki, Allah yapar olduğunuz şeylerden bihakkın haberdardır.»...
Nur Suresi, 59. Ayet:
Sizden olan çocuklar da bülüğa erince artık onlar da kendilerinden evvel olanların izin istemeleri gibi izin istesinler. İşte Hak Teâlâ âyetlerini böylece vazihen beyan buyuruyor ve Allah Teâlâ her şeyi bihakkın bilendir, hikmet sahibidir....
Nur Suresi, 60. Ayet:
Evlenme arzuları kalmayan oturmuş kadınların ise bir ziynet ile açılıvermemeleri halinde üst örtülerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Mamafih iffete ziyâdesiyle riayet etmeleri, kendileri için daha hayırlıdır ve Allah bihakkın işiticidir, hakkıyla bilicidir....
Nur Suresi, 64. Ayet:
Haberiniz olsun, iyi biliniz. Göklerde ve yerde ne varsa şüphe yok ki, Allah'ındır. Muhakkak ki, sizin üzerinde olduğunuz hâli ve ona döndürülecekleri günü bilir. Artık onlara yapmış olduklarını haber verecektir. Ve Allah her şeyi bihakkın bilendir....
Furqan Suresi, 68. Ayet:
Ve onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya dua etmezler ve Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmezler bihakkın olan müstesna; ve zinada bulunmazlar ve her kim bunu yaparsa büyük bir cezaya uğrar....
Şüəra Suresi, 220. Ayet:
Şüphe yok, bihakkın işitici, kemaliyle bilici O'dur....
Nəml Suresi, 14. Ayet:
Ve cehadû
bihâ
vesteykanethâ enfusuhum zulmen ve uluvvâ(uluvven), fenzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne)....
Nəml Suresi, 14. Ayet:
1.
ve cehadû
: ve bile bile, bilerek inkâr ettiler
2.
bihâ
: onu
3.
vesteykanethâ
: ve onu yakîn olarak bildiler (inandılar)
4.
Nəml Suresi, 37. Ayet:
İrcı’ ileyhim fe le ne’tiyennehum bi cunûdin lâ kıbele lehum
bihâ
ve le nuhricennehum minhâ ezilleten ve hum sâgırûn(sâgırûne)....
Nəml Suresi, 84. Ayet:
Hattâ izâ câû kâle e kezzebtum bi âyâtî ve lem tuhîtû
bihâ
ılmen em mâzâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Nəml Suresi, 93. Ayet:
De ki: "El Hamdu Lillâh! O size işaretlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız!" Rabbin yaptıklarından bîhaber değildir. "...
Qəsəs Suresi, 3. Ayet:
Sana Mûsa ile Fir'avun'un kıssasından bihakkın peyderpey okuyacağız, imân edenler olan bir kavim için....
Qəsəs Suresi, 10. Ayet:
Ve asbaha fuâdu ummi mûsâ fârigâ(fârigan), in kâdet le tubdî bihî lev lâ en rabatnâ alâ kal
bihâ
li tekûne minel mu’minîn(mu’minîne)....
Ənkəbut Suresi, 5. Ayet:
Her kim Allah'a kavuşmayı ümit ederse elbette Allah'ın tayin ettiği müddet, herhalde gelicidir ve o bihakkın işitendir, bilendir....
Ənkəbut Suresi, 28. Ayet:
Ve lûtan iz kâle li kavmihî innekum le te’tûnel fâhışete mâ sebekakum
bihâ
min ehadin minel âlemîn(âlemîne)....
Ənkəbut Suresi, 60. Ayet:
Ve (yeryüzünde) yürüyen nice hayvanlar vardır ki, rızkını yüklenmiş olmaz. Onları da sizleri de Allah Teâlâ merzûk eder. Ve o, bihakkın işiticidir, bilicidir....
Ənkəbut Suresi, 62. Ayet:
Allah, rızkı kullarından dilediğine yayar da ve onun için darlaştırır da. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bihakkın bilendir....
Rum Suresi, 10. Ayet:
Summe kâne âkıbetellezîne esâus sûâ en kezzebû bi âyâtillâhi ve kânû
bihâ
yestehziûn(yestehziûne)....
Rum Suresi, 10. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
kâne
: oldu
3.
âkıbete
: akıbet, sonuç
4.
ellezîne
: onlar
Loğman Suresi, 9. Ayet:
Oralarda ebedîyyen kalıcılardır. Allah bihakkın vaad buyurmuştur. Ve O azîzdir, hakîmdir....
Loğman Suresi, 16. Ayet:
Yâ buneyye innehâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fîs semâvâti ev fîl ardı ye’ti
bihâ
llâh(
bihâ
llâhu), innellâhe latîfun habîr(habîrun)....
Loğman Suresi, 28. Ayet:
Sizin yaratılmanız da, tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek kişiyi yaratıp iade etmek gibidir. Şüphe yok ki Allah bihakkın işiticidir, görücüdür....
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû
bihâ
harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne)....
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, sadece, ancak
2.
yu'minu
: mü'min olurlar, inanırlar, îmân ederler
3.
bi âyâti-na
: âyetlerimize
4.
ellezîne...
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
İtaati gurur-kibir meselesi yapmayanlar, âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, âyetlerimize kesinlikle iman ederler. Sübhânallahi ve bihamdihî diyerek secdeye kapanırlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler....
Əhzab Suresi, 14. Ayet:
Ve lev duhılet aleyhim min aktârihâ summe suilûl fitnete le âtevhâ ve mâ telebbesû
bihâ
illâ yesîrâ(yesîran)....
Əhzab Suresi, 14. Ayet:
1.
ve lev
: ve şâyet, eğer
2.
duhılet
: girildi
3.
aleyhim
: onların üzerine
4.
min aktâri-hâ
: onun kenarlarından...
Səba Suresi, 42. Ayet:
Fel yevme lâ yemliku ba’dukum li ba’dın nef’an ve lâ darrâ(darren), ve nekûlu lillezîne zalemû zûkû azâben nârilletî kuntum
bihâ
tukezzibûn(tukezzibûne)....
Səba Suresi, 42. Ayet:
1.
fe
: artık, o zaman
2.
el yevme
: o gün
3.
lâ yemliku
: malik olmaz, olamaz, gücü yetmez
4.
ba'du-kum
: sizin b...
Fatir Suresi, 14. Ayet:
Eğer onlara dua etseniz, duanızı işitemezler ve işitebilseler bile sizin için cevap veremezler ve Kıyamet gününde de sizin şirkinizi inkar ederler ve sana bihakkın haber veren gibi bir haber veren olamaz....
Fatir Suresi, 36. Ayet:
Vellezîne keferû lehum nâru cehennem(cehenneme), lâ yukdâ aleyhim fe yemûtû ve lâ yuhaffefu anhum min azâ
bihâ
, kezâlike neczî kulle kefûr(kefûrin)....
Fatir Suresi, 45. Ayet:
Ve eğer Allah insanları kazandıkları şey ile muaheze edecek olsa idi, yeryüzünde hiçbir canlı mahlûk bırakmazdı. Fakat onları bir muayyen müddete kadar tehir buyuruyor. Nihâyet ecelleri gelince (haklarında amellerine göre muamele yapılacaktır) çünkü Allah Teâlâ kullarını bihakkın görücü bulunmaktadır....
Sad Suresi, 59. Ayet:
İşte şu (nlar dünyâda) körü körüne maıyyetinize koşub giren güruhdur. Onlar rahat (huzur) görmesinler. Çünkü onlar (bihakkın) o ateşe gireceklerdir. ...
Zümər Suresi, 59. Ayet:
Belâ kad câetke âyâtî fe kezzebte
bihâ
vestekberte ve kunte minel kâfirîn(kâfirîne)....
Zümər Suresi, 59. Ayet:
1.
belâ
: hayır, bilâkis, fakat
2.
kad
: olmuştu
3.
câet-ke
: sana geldi
4.
âyâtî
: âyetlerim
Zümər Suresi, 69. Ayet:
Ve eşrekatil ardu bi nûri rab
bihâ
ve vudıal kitâbu ve cîe bin nebiyyîne veş şuhedâi ve kudıye beynehum bil hakkı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne). ...
Mömin Suresi, 20. Ayet:
Ve Allah, hak ile hükmeder. O'ndan başka ibadet ettikleri ise birşey ile hükmedemezler. Şüphe yok ki bihakkın işiten, gören ancak Allah'tır....
Mömin Suresi, 56. Ayet:
Şüphe yok o kimseler ki, kendilerine gelmiş bir kat'i bürhan olmaksızın Allah'ın âyetlerinde mücadelede bulunurlar, onların sinelerinde kendilerinin yetişemeyecekleri bir böbürlenmeden başka bir şey yoktur. Sen hemen Allah'a sığın, şüphe yok ki bihakkın işitici, görücü olan O'dur O....
Fussilət Suresi, 12. Ayet:
Fe kadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve hıfzâ(hıfzen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi)....
Fussilət Suresi, 12. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
kadâ-hunne
: onları kada etti, yarattı, tamamladı
3.
seb'a
: yedi
4.
semâvâtin
: semalar...
Fussilət Suresi, 36. Ayet:
Ve şayet seni şeytan tarafından bir vesvese (bu afkârâne muameleden) çevirmek isterse hemen Allah'a sığın. Şüphe yok ki, O'dur (her şeyi bihakkın) işiten, bilen O'dur....
Şura Suresi, 9. Ayet:
Yoksa ondan başkasını velîler mi edindiler? Fakat Allah'tır, O'dur velî olan ve O, ölüleri diriltir. Ve O her şey üzerine bihakkın kâdirdir....
Şura Suresi, 11. Ayet:
(O) Gökleri ve yeri yaratan, sizin için kendi cinsinizden zevceler kılmıştır, hayvanlardan da çiftler (yaratmıştır). Sizi onda artırır. O'nun misli gibi bir şey yoktur ve O bihakkın işiticidir, görücüdür....
Şura Suresi, 17. Ayet:
Allah, o zâtdır ki, bihakkın kitabı ve mizanı indirdi ve sana ne bildirir? Belki o Kıyamet yakındır....
Şura Suresi, 18. Ayet:
Yesta’cilu bihellezîne lâ yû’minûne
bihâ
, vellezîne âmenû muşfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehel hakk(hakku), e lâ innellezîne yumârûne fîs sâati le fî dalâlin baîd(baîdin)....
Şura Suresi, 48. Ayet:
Fe in a’redû fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzan), in aleyke illel belâgu, ve innâ izâ ezaknal insâne minnâ rahmeten feriha
bihâ
, ve in tusibhum seyyietun bi mâ kaddemet eydîhim fe innel insâne kefûr(kefûrun)....
Duxan Suresi, 6. Ayet:
Rabbinden bir rahmet olarak. Muhakkak ki, O'dur bihakkın işiten, bihakkın bilen O'dur....
Casiyə Suresi, 6. Ayet:
İşte bunlar Allahın âyetleri, sana onları bihakkın okuyoruz. Artık Allahın âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar?...
Casiyə Suresi, 6. Ayet:
(6-7) İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir ki bunları sana bihakkın okuyoruz. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi bir söze inanırlar? Herbir yalancının, günaha düşkünün vay hâline!...
Casiyə Suresi, 7. Ayet:
(6-7) İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir ki bunları sana bihakkın okuyoruz. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi bir söze inanırlar? Herbir yalancının, günaha düşkünün vay hâline!...
Casiyə Suresi, 28. Ayet:
Ve terâ kulle ummetin câsiyeh(câsiyeten), kullu ummetin tud’â ilâ kitâ
bihâ
, el yevme tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne)....
Casiyə Suresi, 28. Ayet:
1.
ve terâ
: ve görürsün
2.
kulle
: bütün, hepsi
3.
ummetin
: ümmet
4.
câsiyeten
: diz çökmüş olarak
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Ve yevme yu’radullezîne keferû alen nâr(nâri), ezhebtum tayyibâtikum fî hayâtikumud dunyâ vestemta’tum
bihâ
fel yevme tuczevne azâbel hûni bi mâ kuntum testekbirûne fîl ardı bi gayril hakkı ve bi mâ kuntum tefsukûn(tefsukûne)....
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
yu'radu
: arz olunur
3.
ellezîne
: onlar
4.
keferû
: inkâr ettiler
Əhqaf Suresi, 25. Ayet:
Tudemmiru kulle şey’in bi emri rab
bihâ
fe asbehû lâ yurâ illâ mesâkinuhum kezâlike neczîl kavmel mucrimîn(mucrimîne)....
Əhqaf Suresi, 25. Ayet:
1.
tudemmiru
: dumura uğratır, yerle bir eder
2.
kulle
: her
3.
şey'in
: şeyi
4.
bi emri
: emri ile
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bedevilerden geri bırakılmış olanlar, sana diyeceklerdir ki, «Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, artık bizim için mağfiret dile.» Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: «Eğer sizin hakkınızda bir zarar dilerse veya sizin hakkınızda bir menfaat murad ederse artık sizin için Allah'tan bir şeye kim mâlik olabilir? Doğrusu Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır.»...
Fəth Suresi, 21. Ayet:
Ve uhrâ lem takdirû aleyhâ kad ehâtallâhu
bihâ
, ve kânallâhu alâ kulli şey’in kadîrâ(kadîren)....
Fəth Suresi, 21. Ayet:
Ve bir başkası (da vaad buyurulmuştur ki) onların üzerine sizin gücünüz henüz yetmemiştir. Allah Teâlâ onları muhakkak ki kuşatmıştır ve Allah Teâlâ her şey üzerine bihakkın kâdir bulunmuştur....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
İz cealellezîne keferû fî kulûbihimul hamiyyete hamiyyetel câhiliyyeti fe enzelallâhu sekînetehu alâ resûlihî ve alel mû’minîne ve elzemehum kelimetet takvâ ve kânû e hakka
bihâ
ve ehlehâ ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen)....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
O vakit ki, o kâfirler kalblerinde hamiyyeti, hamiyyet-i cahiliyyeyi yerleştirmişler idi. Allah Teâlâ da Peygamberinin üzerine ve mü'minlerin üzerlerine sekîneti indirdi ve onlara takvâ kelimesini ilzam buyurdu. Onlar da buna hakkıyla layık ve bunun ehli bulunuyorlardı. Allah da her şeyi bihakkın bilicidir....
Fəth Suresi, 27. Ayet:
Şanıma kasem olsun ki, Allah Teâlâ Peygamberine rüyâsını bihakkın sâdık kılmıştır. Muhakkak ki, Kâbe-i Muazzama'ya inşaallah emînler, başlarınızı traş etmiş ve (saçlarınızı) kısaltmış olduğunuz halde korkunuz olmaksızın gireceksinizdir. Fakat sizin bilmediklerinizi bildi ve ondan önce bir yakın feth (nâsib) kıldı....
Fəth Suresi, 27. Ayet:
Andolsun ki Allah, Resul'üne rüyâsını bihakkın sâdık kılmıştır. İnşaallah siz emniyetler içinde, başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkusuzca Mescid-i haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bildi de, bundan önce size yakın bir fetih verdi....
Hucurat Suresi, 1. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Allah'ın ve Resûlünün önüne geçmeyiniz ve Allah'tan korkunuz. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bihakkın işiticidir, bilendir....
Hucurat Suresi, 16. Ayet:
De ki: «Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Allah ise göklerde olanı da yerde olanı da bilir ve Allah Teâlâ herşeyi bihakkın bilendir.»...
Tur Suresi, 14. Ayet:
Hâzihin nârulletî kuntum
bihâ
tukezzibûn(tukezzibûne)....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
İn hiye illâ esmâun semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu
bihâ
min sultân(sultânin), in yettebiûne illez zanne ve mâ tehvel enfus(enfusu), ve lekad câehum min rabbihimul hudâ....
Nəcm Suresi, 36. Ayet:
(36-38) Yoksa Mûsa'nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim'in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez....
Nəcm Suresi, 37. Ayet:
(36-38) Yoksa Mûsa'nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim'in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez....
Nəcm Suresi, 38. Ayet:
(36-38) Yoksa Mûsa'nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim'in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez....
Hədid Suresi, 4. Ayet:
O, o (zât)dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine istiva buyurdu. Yerde dahil olan şeyi ve ondan çıkan şeyi ve semadan iniveren şeyi, ve onda yükselen şeyi bilir. Ve o, her nerede olsanız sizinle beraberdir. Ve Allah, ne işlediğinizi bihakkın görücüdür....
Hədid Suresi, 6. Ayet:
Geceyi gündüze çevirir, gündüzü de geceye çevirir ve O, sinelerde gizli olanları da bihakkın bilendir....
Hədid Suresi, 27. Ayet:
Sonra bunların izinden ardarda Rasullerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona, onun sünnetine tâbi olanların kafalarına, kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı-zâhidliği biz onlara yazılı olarak farz kılmadık. Bunu, Allah rızasını kazanmak için yaptılar, ama buna gereği gibi, bihakkın, samimiyetle riayet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onların çoğu doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin d...
Hədid Suresi, 27. Ayet:
Sonra onların izleri üzerine peygamberlerimizi yolladık ve Meryem'in oğlu İsâ'yı da gönderdik ve O'na İncil'i verdik ve O'na tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik ve bir ruhbaniyet ihdas ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah'ın rızasını aramak için onu iltizam ettiler. Sonra ona bihakkın riâyette bulunmadılar, artık onlardan imân edenlere mükâfaatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fâsık kimselerdir....
Mücadilə Suresi, 1. Ayet:
Muhakkak ki (o Resûlü Ekrem) kocası hakkında seninle mücadelede bulunan ve Allah'a şikayet eden kadının sözünü Allah Teâlâ işitmiştir. Ve Allah sizin konuşmalarınızı işitir. Şüphe yok ki Allah bihakkın işiticidir, görücüdür....
Mücadilə Suresi, 7. Ayet:
Görmedin mi ki, şüphe yok Allah göklerde ne varsa ve yerde ne varsa (hepsini) bilir. Üç kişi arasında bir gizlice konuşma olmaz ki, illâ O (Allah) dördüncüleridir ve beş kişi arasında olmaz ki, illâ O altıncılarıdır ve bundan daha az ve daha çok kimse arasında (öyle konuşma) olmaz ki illâ O, her nerede olsalar onlar ile beraberdir. Sonra onlara ne yapmış olduklarını Kıyamet gününde haber verir. Şüphe yok ki Allah her şeye bihakkın alîmdir....
Həşr Suresi, 1. Ayet:
Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa Allah için tesbihde bulunmaktadır. Ve o, bihakkın galiptır, sahib-i hikmettir....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Ve Allah'ın Peygamberine onlardan bilâharp bir ganîmet malı olarak ne verdiğine gelince, siz onun üzerine ne attan ve ne de deveden bir şey koşturmadınız. Fakat Allah, Peygamberlerini dilediği kimselere musallat kılar ve Allah her şey üzerine bihakkın kâdirdir....
Mümtahinə Suresi, 3. Ayet:
Elbette size Kıyamet gününde ne hısımlarınız ve ne de evlatlarınız faide veremiyeceklerdir. Aralarınızı ayıracaktır ve Allah ne yapar olduklarınızı bihakkın görücüdür....
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Size imân etmiş kadınlar, hicret etmiş olarak geldikleri vakit onları imtihan edin. Allah, onların imânlarına bihakkın âlimdir. İmdi siz onları mü'mineler bildiğiniz takdirde artık onları kâfirlere geri döndürmeyiniz. Ne bunlar onlar için helâldir ve ne de onlar bunlar için helâl olurlar. Ve onlara infak etmiş oldukları şeyi verin ve kendilerine mehirlerini verdiğiniz takdirde o kadınlar ile evlenmekten dolayı sizin için bir günah yoktur. Ve kâfirlerin ismetlerine yapışmay...
Təğabun Suresi, 2. Ayet:
O, o'dur ki, sizi yaratmıştır, öyle iken sizden kâfir de vardır ve sizden mü'min de vardır ve Allah, ne yapar olduğunuzu bihakkın görendir....
Təğabun Suresi, 6. Ayet:
Şundan dolayı ki, şüphe yok onlara Peygamberleri beyyineler ile gelir olmuşlardı da onlar: «Bir beşer mi bizi doğru yola iletecek?» demişler, sonra kâfir olmuşlar ve yüz çevirmişlerdi. Allah da (onlardan) müstağni olmuştur. Ve Allah bihakkın ganîdir, hamîddir....
Talaq Suresi, 8. Ayet:
Ve keeyyin min karyetin atet an emri rab
bihâ
ve rusulihî fe hâsebnâhâ hisâben şedîden ve azzebnâhâ azâben nukrâ(nukren)....
Təhrim Suresi, 12. Ayet:
Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rab
bihâ
ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne)....
Mülk Suresi, 2. Ayet:
O ki, ölümü ve hayatı yarattı, hanginizin amelce daha güzel olduğunuzu imtihan için ve o, bihakkın galiptir, çok yarlığayandır....
Mülk Suresi, 5. Ayet:
Ve lekad zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîr(saîri)....
Mülk Suresi, 5. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
zeyyennâ
: süsledik
3.
es semâe
: sema, gökyüzü
4.
ed dunyâ
: dünya
Qiyamə Suresi, 23. Ayet:
İlâ rab
bihâ
nâzıreh(nâziretun)....
Qiyamə Suresi, 25. Ayet:
Tezunnu en yuf’ale
bihâ
fâkıreh(fâkıretun)....
İnsan Suresi, 6. Ayet:
Aynen yeşrebu
bihâ
ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîren). ...
İnsan Suresi, 30. Ayet:
Ve siz dileyemezsiniz, meğer ki, Allah dileyecek olsun. Şüphe yok ki bihakkın bilen, hakîm olan, ancak Allah'tır....
Naziat Suresi, 3. Ayet:
Ves sâ
bihâ
ti sebhâ(sebhan)....
Naziat Suresi, 3. Ayet:
1.
ve
: andolsun, yemin olsun
2.
es sâ
bihâ
ti
: yüzenler
3.
sebhan
: yüzerek, akarak giden
...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Ve izel
bihâ
ru succiret....
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
el
bihâ
ru
: denizler
3.
succiret
: tutuşturuldu, ateşlendi
...
İnfitar Suresi, 3. Ayet:
Ve izel
bihâ
ru fucciret....
İnfitar Suresi, 3. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
el
bihâ
ru
: denizler
3.
fucciret
: kabarıp kaynaştı, fışkırtılıp akıtıldı
...
İnşiqaq Suresi, 2. Ayet:
Ve ezinet li rab
bihâ
ve hukkat....
İnşiqaq Suresi, 5. Ayet:
Ve ezinet li rab
bihâ
ve hukkat....
Hud Suresi, 111. Ayet:
Ve şüphe yok ki, Rabbin her birine amellerini tamamiyle ödeyecektir. Muhakkak ki O, yapar olduklarına bihakkın vâkıftır....
Hud Suresi, 112. Ayet:
Artık emrolunduğun gibi istikamette bulun ve tevbe etmiş, seninle beraber bulunmuş olanlar da. Ve haddi tecâvüz etmeyin, şüphe yok ki O, yapar olduğunuz şeyleri bihakkın görücüdür....
Əhzab Suresi, 54. Ayet:
Eğer birşeyi açıklar veya onu saklar iseniz, şüphe yok ki Allah, herşeyi bihakkın bilici bulunmaktadır....
Yasin Suresi, 81. Ayet:
Gökleri ve yeri yaratmış olan, onların mislini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Ve O bihakkın bilen, yaratandır....
Zuxruf Suresi, 61. Ayet:
Ve innehu le ilmun lis sâati, fe lâ temterunne
bihâ
vettebiûni, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun)....
Zuxruf Suresi, 61. Ayet:
1.
ve inne-hu
: ve muhakkak ki o
2.
le
: elbette, mutlaka
3.
ilmun
: ilim
4.
li es sâati
: o saat için
<...
Zuxruf Suresi, 84. Ayet:
Ve O, o Zât-ı akdes'dir ki, gökte ilâhtır ve yerde ilâhtır. Ve O, bihakkın hikmet sahibidir, bihakkın ilim sahibidir....
Qaf Suresi, 19. Ayet:
Ve ölümün şiddeti bihakkın gelince: «İşte bu, kendisinden kaçınır olduğun şey» (denilecektir)....
Qaf Suresi, 40. Ayet:
Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarında da O’nu tesbîh et (akşam ve yatsı namazlarını ve sabah namazının sünnetini kıl ve ardındaki tesbîhâtı yap)!...
Mülk Suresi, 15. Ayet:
Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâki
bihâ
ve kulû min rızkıh(rızkıhî), ve ileyhin nuşûr(nuşûru)....
Rum Suresi, 36. Ayet:
1.
ve izâ ezaknâ
: ve tattırdığımız zaman
2.
en nâse
: insan
3.
rahmeten
: bir rahmet
4.
ferihû
: sevinirler, ferahlanırlar
Rum Suresi, 36. Ayet:
Ve izâ ezaknen nâse rahmeten ferihû
bihâ
, ve in tusıbhum seyyietun bimâ kaddemet eydîhim izâ hum yaknetûn(yaknetûne)....