Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman gətirənlər! Siz, yer üzündə səfərə (cihada) çıxan və ya müharibədə olan qardaşları haqqında: “Əgər bizim yanımızda olsaydılar nə ölər, nə də öldürülərdilər!” - deyən kafirlər kimi olmayın! Allah
bunu,
onların ürəklərində bir həsrət (yarası) olsun deyə etdi. Həyat verən də, öldürən də Allahdır. Allah sizin etdiklərinizi görəndir....
Nisa Suresi, 161. Ayet:
Həmçinin (
bunu,
) onlara qadağan olunduğu halda faiz aldıqları və haqsızlıqla insanların malını yedikləri üçün etdik. Onlardan kafir olanlar üçün acı bir əzab hazırlamışıq....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
(Döyüşdə) Onları siz öldürmədiniz, lakin Allah onları öldürdü. Atdığın zaman sən atmadın, lakin Allah atdı. Allah
bunu,
möminləri yaxşı bir imtahanla sınamaq üçün etdi. Şübhəsiz ki, Allah hər şeyi eşidəndir, biləndir. (Bədr döyüşündə Qüreyş ordusu müsəlmanlara hücum etdiyi bir vaxtda Həzrət Peyğəmbər əllərini açaraq dua etmiş və sonra yerdən bir ovuc torpaq götürərək düşmənlərin olduğu istiqamətə sərpmişdi. Bunun nəticəsində onların gözləri tutulmuş və beləcə məğlub olmuşdular. Yuxarıdakı ayədə ...
Leyl Suresi, 20. Ayet:
O
bunu,
sadəcə, ən uca olan Rəbbinin rizası üçün edər....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Biz
bunu,
yanında onlara ve onlardan sonra gelecek kuşaklara ibret; muttakilere de bir öğüt olarak yaptık....
Bəqərə Suresi, 132. Ayet:
İbrahim,
bunu,
çocuklarına vasiyet etmişti. Yakup da: "Ey oğullarım! Şüphesiz Allah, bu dini sizin için seçti. O halde Müslimler olarak ölmenin dışında başka bir şekilde ölmeyin!" demişti....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra O, üzüntünün ardından, sizden bir kısmınıza, güven duygusu, sarıp kuşatan bir iç dinginlik indirdi. Bir kısmınız da can kaygısına düşmüştü. Allah hakkında, tıpkı cahiliye dönemindekine benzer biçimde gerçeğe aykırı bir sanı besliyorlardı. "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki: "Her şeyin takdiri yalnız Allah'ındır." Sana, açıklamadıkları şeyleri içlerinde gizliyorlar. "Elimizden bir şey gelseydi buralarda öldürülmezdik." diyorlar. De ki: "Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, üzerleri...
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman edenler! Yolculuğa çıkan ya da savaşa katılan kardeşleri hakkında, "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmez ve öldürülmezlerdi." diyen, Kafirler gibi olmayın. Allah,
bunu,
kalplerinde bir hasret olsun diye yaptı. Allah, yaşatan ve öldürendir. Kuşkusuz, Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah
bunu,
ancak bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yaptı. Yardım, ancak Allah'tandır. Kuşkusuz Allah, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir....
Taha Suresi, 96. Ayet:
Samiri: "Ben, onların anlamadıkları şeyi anladım. Resulün öğretisinden az bir şey almıştım işte onu bıraktım.
Bunu,
bana nefsim hoş gösterdi." dedi....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Kafirler, küçük görme taassu
bunu,
cahiliye taassubunu kalplerinde taşıyorlardı. Allah da Resulünün ve Mü'minlerin üzerine dinginlik indirdi. Onları takva sözüne bağlı kıldı. Zaten onlar buna layık ve ehildiler. Allah, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Bürüc Suresi, 8. Ayet:
Bunu,
Mutlak Üstün Olan ve Övgüye Değer Yegane Varlık olan Allah'a iman edenleri cezalandırmak için yapıyorlardı....
Bəqərə Suresi, 65. Ayet:
(65-66) Icinizden cumartesi gunu azginlik edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara «Asagilik birer maymun olunuz» dedik";
bunu,
cagdaslarina ve sonradan geleceklere bir ceza ornegi ve Allah'a karsi gelmekten sakinanlara ogut olsun diye yaptik....
Bəqərə Suresi, 65. Ayet:
(65-66) İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara 'Aşağılık birer maymun olunuz' dedik;
bunu,
çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Biz
bunu,
hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu,
hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
(65-66) Icinizden cumartesi gunu azginlik edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara «Asagilik birer maymun olunuz» dedik";
bunu,
cagdaslarina ve sonradan geleceklere bir ceza ornegi ve Allah'a karsi gelmekten sakinanlara ogut olsun diye yaptik....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
(65-66) İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara 'Aşağılık birer maymun olunuz' dedik;
bunu,
çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu,
hem bu hâdiseye şahit olanlara, hem de sonradan gelecek olan nesillere bir ibret ve korunacaklara da bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Ve
bunu,
önündekilere ve ardından geleceklere ibret bir cezâ, (Allâh'ın azâbından) korunanlara da bir öğüt yaptık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu,
hem çağdaşlarına, hem sonradan gelecek olanlara 'ders verici bir ceza,' takva sahipleri için de bir öğüd kıldık....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Bunu,
onceden islediklerinden oturu, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Bunu,
elleriyle işleyip önden gönderdikleri (fena amellerinden) dolayı asla temenni etmezler. Allah o zâlimleri hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 95. Ayet:
Bunu,
önceden işlediklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 109. Ayet:
Kitap ehli olanların çoğu, sizi imana geldikten sonra döndürmek ister, kâfir olmanızı diler. Gerçek, kendilerince de besbellidir ama sonra
bunu,
özlerindeki hasetlerinden isterler. Allah emri gelinceye dek bırakın, aldırış bile etmeyin. Şüphe yok ki Allah'ın her şeye gücü yeter....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kendilerine dokunmadan veya onlar için herhangi bir mehr belirlemeden kadınları boşamanızda sizin için günah yoktur. Ancak onları nimetlendirin. İmkânları geniş olan kendi gücünce yapar
bunu,
imkânları sınırlı olan da kendi gücünce yapar. Örfe uygun bir nimetlendirme... Güzel düşünüp güzel davrananlar üzerine bir borç......
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Yahud o kimseden haber almadın mı ki, binaların çatıları çökmüş, duvarları üstüne yığılmış tenha bir kasabaya uğrayarak şöyle demişti; “
Bunu,
bu ölümden sonra Allah nerden diriltecek?” bunun üzerine Allah o kimseyi yüz sene öldürdü (ölü bıraktı) sonra diriltti. Allah (kendisine melek vasıtasıyla); “- Ne kadar eğlendin kaldın?” diye sordu. O da;”- Bir gün yahud bir günden az kaldım” dedi. Allah ona; “- Hayır, yüz yıl ölü kaldın. Öyle iken bak yiyeceğine içeceğine henüz bozulmamış; hele merkebine ...
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
Dilediğine hikmet ihsân eder ve kime hikmet ihsân ederse şüphe yok ki o, çok hayra nail olmuş demektir, fakat
bunu,
aklı başında olanlardan başkaları düşünmez bile....
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
Hikmeti dilediğine verir. Kime Hikmet verilmişse ona çok hayır verilmiştir.
Bunu,
derin düşünebilen akıl sahiplerinden gayrısı anlamaz....
Ali-İmran Suresi, 126. Ayet:
(126-12) 7 Allah
bunu,
ancak size mujde olsun ve boylece kalbleriniz yatissin diye yapmistir. Inkar edenlerin bir kismini kesmek veya umidsiz olarak geri donecek sekilde bozguna ugratmak icin gereken yardim, ancak guclu ve Hakim olan Allah katindan olur....
Ali-İmran Suresi, 126. Ayet:
(126-127) Allah
bunu,
ancak size müjde olsun ve böylece kalbleriniz yatışsın diye yapmıştır. İnkar edenlerin bir kısmını kesmek veya ümidsiz olarak geri dönecek şekilde bozguna uğratmak için gereken yardım, ancak Güçlü ve Hakim olan Allah katından olur....
Ali-İmran Suresi, 126. Ayet:
ALLAH
bunu,
kalbinizi yatıştıracak bir müjde olsun diye anlatıyor. Zafer, yalnızca Güçlü ve Bilge olan ALLAH katındandır....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
Bir de Allah
bunu,
inkâr edenlerden bir kısmını helâk etsin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye yaptı....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
(126-12) 7 Allah
bunu,
ancak size mujde olsun ve boylece kalbleriniz yatissin diye yapmistir. Inkar edenlerin bir kismini kesmek veya umidsiz olarak geri donecek sekilde bozguna ugratmak icin gereken yardim, ancak guclu ve Hakim olan Allah katindan olur....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
(126-127) Allah
bunu,
ancak size müjde olsun ve böylece kalbleriniz yatışsın diye yapmıştır. İnkar edenlerin bir kısmını kesmek veya ümidsiz olarak geri dönecek şekilde bozguna uğratmak için gereken yardım, ancak Güçlü ve Hakim olan Allah katından olur....
Ali-İmran Suresi, 155. Ayet:
İki ordu karşı karşıya geldiğinde sizden kaçanlar,
bunu,
şeytanın (vehmin) kendilerinde oluşmuş yanlış fikirleri tahrik etmesi sonucu ortaya koymuşlardır. Allâh onları affetti. Allâh Ğafûr'dur, Haliym'dir....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey inananlar, sakın kâfir olup da sefere çıkan, yahut savaşa giden kardeşlerine, bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi, öldürülmezlerdi diyenlere benzemeyin. Allah,
bunu,
onların yüreklerine bir hasret olarak yerleştirdi. Halbuki dirilten de Allah'tır, öldüren de ve Allah, bütün yaptıklarınızı görür....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: «Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi.» diyenler gibi olmayın. Allah
bunu,
onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman edenler; siz; küfredip de yeryüzünde dolaşan veya gazada bulunan kardeşleri hakkında: Onlar yanınızda olsalardı ölmezler veya öldürülmezlerdi, diyenler gibi olmayın. Allah;
bunu,
onların kalblerinde bir hasret olarak koydu. Halbuki öldüren de dirilten de Allah'tır. Ve Allah, yaptığınız şeyleri görendir....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman edenler! Dini inkâr edip de Allah için seferde ölen veya gazalarda öldürülen arkadaşları hakkında: "Bizim yanımızda olsalardı, ne ölürler ne de öldürülürlerdi." diyenler gibi olmayın! Allah
bunu,
onların gönüllerinde bir hasret, bir yürek yarası olarak bıraksın diye yaptı. Hayatı veren de, alan da Allah’tır. Allah bütün yaptıklarınızı görür....
Maidə Suresi, 50. Ayet:
Onlar, hâlâ o câhillik devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kimmiş Allah’dan daha güzel hüküm verecek? Fakat
bunu,
gerçek anlayış sahibi olan bir toplum bilir....
Ənam Suresi, 20. Ayet:
Daha önce vahiy verdiklerimiz,
bunu,
kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama (onlar arasından) kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlardır inanmayı reddedenler....
Ənam Suresi, 88. Ayet:
Bu yol (İslâm dini) Allahû Tealâ'nın hidayetidir. O;
bunu,
kullarından dilediğine hidayet eder. Eğer, onlar da şirk etmiş olsaydılar, (indallah şanları büyük ve yüksekken afv olunmaz) işlediklerinin sevabu heder olur giderdi....
Ənam Suresi, 112. Ayet:
İşte biz, böylece her peygambere insan ve cin Şeytanlarını düşman ettik; bâzısı, bâzısına yaldızlı sözler söyleyerek aldatır. Rabbin dileseydi yapamazlardı
bunu,
onları da bırak, iftirâlarını da....
Ənam Suresi, 113. Ayet:
Onlar
bunu,
âhirete inanmayanların gönülleri o yaldızlı sözlere meyletsin, sonra ondan hoşlansınlar ve işlemekte oldukları kötülükleri işlemeye devam etsinler diye yaparlar....
Ənam Suresi, 137. Ayet:
Ve gene böylece ortakları, onları helâk etmek ve inançlarına şüpheler karıştırmak için müşriklerin çoğuna çocuklarını öldürmeyi hoş gösterdi. Allah dileseydi yapamazlardı
bunu,
artık sen onları da kendi hallerine bırak, boş yere ettikleri iftirâlarına da aldırış etme....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O
bunu,
bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Alemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir....
Əraf Suresi, 142. Ayet:
Musa ile otuz gece için vaatleştik. Ve
bunu,
bir on ekleyerek tamamladık. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: "Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçı ol, bozguncuların yolunu izleme."...
Əraf Suresi, 172. Ayet:
Ve senin rabbin, her ne zaman Ademoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar, cevaben: "Elbette!" derler, "Buna tanıklık ederiz!" (
Bunu,
böylece hatırlatıyoruz ki) Kıyamet Gününde, "Doğrusu, bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz,...
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah
bunu,
sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yoksa yardım ancak Allah katındandır. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah,
bunu,
yalnızca bir müjde ve kalblerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
ALLAH
bunu,
ancak bir müjde olsun ve kalplerinizi yatıştırsın diye yaptı. Zafer yalnız ALLAH'tandır. ALLAH Üstündür, Bilgedir....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah
bunu,
sırf size bir müjde olsun ve bununla kalpleriniz güven duysun diye yaptı. Yoksa gerçekte yardım ancak Allah’tandır, başkasından değil!Çünkü Allah, azîzdir, hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah,
bunu,
yalnızca bir müjde ve kalblerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir....
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah
bunu,
sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Azîz'dir, Hakîm'dir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve
bunu,
müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Siz, Bedir’de o kâfirleri kendi kuvvetinizle öldürmediniz. Lâkin Allah size yardım etmekle onları öldürdü. Ey Rasûlüm, düşmanların gözlerine bir avuç toprak attığın zaman da sen atmadın, ancak Allah attı; ve
bunu,
güzel bir ganimet ve zafer tecrübesi vermek için (yaptı) Muhakkak ki Allah, (söylenenleri) işiten, (her şeyi) bilendir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Onlari siz oldurmediniz fakat Allah oldurdu. Attigin zaman da sen atmamistin, fakat Allah atmisti. Allah
bunu,
inananlari guzel bir imtihana tabi tutmak icin yapmisti. Dogrusu O isitir ve bilir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmamıştın, fakat Allah atmıştı. Allah
bunu,
inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Doğrusu O işitir ve bilir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve
bunu,
müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Siz öldürmediniz onları, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da; sen atmadın ancak Allah attı. Allah
bunu,
inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Muhakkak ki Allah; Semi'dir, Alim'dir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Onları siz öldürmediniz, Allah öldürdü. Resulüm! Attığın zaman sen atmadın, Allah attı. Allah
bunu,
müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yapmıştı. Şüphesiz ki Allah işitendir, bilendir....
Ənfal Suresi, 17. Ayet:
Siz savaşta onları kendi kuvvetinizle öldürmediniz, lâkin Allah öldürdü.(Ey Resulüm) Attığın vakit sen atmadın, lâkin Allah attı. Ve
bunu,
Allah müminleri güzel bir imtihana tâbi tutmak için yaptı. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitir ve bilir....
Ənfal Suresi, 58. Ayet:
Bir topluluğun hâinlikte bulunacağından korkarsan aradaki muahedeyi boz ve
bunu,
yâni iki tarafın da bir sözle bağlı olmadığını onlara bildir. Şüphe yok ki Allah, hâinleri sevmez....
Yunus Suresi, 107. Ayet:
Allah, sana bir zarar verirse o zararı, ondan başka giderecek yoktur ve hayır etmek dilerse de ihsânını reddeden bulunmaz;
bunu,
kullarından dilediğine verir ve odur suçları örten rahîm....
Hud Suresi, 17. Ayet:
Bir mümin ki, Rabbi tarafından verilen açık bir delil (gerçek dâvasını isbat eden selim bir akıl) üzeredir ve
bunu,
Allah’dan bir şâhid olan Kur’ân, bir de Kur’ân’dan evvel kendisine uyulan ve büyük bir nimet bulunan Mûsa’nın kitabı (Tevrat) da teyîd ediyor; hiç o, sırf dünya hayatını istiyen asiler gibi olur mu? İşte bu vasıfta olanlar, Kur’ân’a iman ederler. Herhangi bir topluluk da Kur’ân’ı inkâr ederse, artık ateş, onun vaadedilen yeridir. Sen de, sakın bunda bir şüpheye düşme. Çünkü bu Kur’...
Hud Suresi, 28. Ayet:
Nûh, ey kavmim dedi, ya ben Rabbimden apaçık bir delille gelmişsem ve katından bana bir rahmet vermişse, fakat
bunu,
siz görmüyorsanız. İstemediğiniz halde kabûl etmeniz için de sizi zorlayacak mıyım ki?...
Nəhl Suresi, 55. Ayet:
Bunu,
kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Şimdi zevk edip keyfinize bakın; fakat pek yakında (başınıza gelecek akıbeti) bileceksiniz....
Kəhf Suresi, 23. Ayet:
Hiç bir şey hakkında da: “- Ben,
bunu,
muhakkak yarın yaparım.” söyleme....
Məryəm Suresi, 21. Ayet:
Cebrail şöyle dedi: “- Evet, iş dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki, bu (baba olmaksızın çocuk vermek), bana çok kolaydır. Hem
bunu,
insanlara, kudretimize delâlet eden bir alâmet ve (İsa’yı da insanları hidayete götüren) tarafımızdan bir nimet yapacağız. Zaten (ezeldeki takdirimizde) bu iş olup bitmiştir....
Taha Suresi, 96. Ayet:
Sâmirî şöyle dedi: “- Ben İsrail oğullarının görmedikleri Cibrîl’i gördüm de, O Rasûlün izinden bir avuç toprak aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Böylece
bunu,
bana, nefsim hoş gösterdi.”...
Taha Suresi, 96. Ayet:
Sâmirî: «Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım.
Bunu,
bana böylece nefsim hoş gösterdi» dedi....
Taha Suresi, 128. Ayet:
Biz, Mekke kâfirlerinden evvel nice asırlar halkını helâk etmişizdir. Kur’an,
bunu,
onlara beyan etmedi mi? Halbuki kendileri de onların meskenlerinde yürüyüb duruyorlar. Muhakkak ki bunda, gerçek akıl sahipleri için (ibret alınacak) çok alâmetler var....
Ənbiya Suresi, 2. Ayet:
Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar
bunu,
hep alaya alarak dinlerler....
Ənbiya Suresi, 2. Ayet:
(2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar
bunu,
hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?...
Ənbiya Suresi, 3. Ayet:
(2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar
bunu,
hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?...
Ənbiya Suresi, 17. Ayet:
Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik,
bunu,
kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık....
Ənbiya Suresi, 17. Ayet:
Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik,
bunu,
kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık....
Ənbiya Suresi, 17. Ayet:
Eğer biz, bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik,
bunu,
kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık....
Ənbiya Suresi, 59. Ayet:
(Kâfirler bayram yerinden döndükleri zaman) dediler ki: “-
Bunu,
bizim İlâhlarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir.”...
Ənbiya Suresi, 68. Ayet:
Siz
bunu,
dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız...
Ənbiya Suresi, 79. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
fehhemnâ-hâ
(fehime)
: biz
bunu,
ona anlattık, öğrettik (anlamasını sağladık)
: (anladı)
3.
suleymâne
: Süleyman
4.
Ənbiya Suresi, 104. Ayet:
Biz o gün göğü, kitap sahîfelerini dürüp büker gibi dürüp bükeceğiz; önce nasıl yaratmaya başladıysak tekrar yaratacağız, bu, vaadimizdir bizim ve gerçekten de yapacağız
bunu,
gücümüz yeter yapmaya....
Həcc Suresi, 31. Ayet:
(ve
bunu,
) O'ndan başka kimseye, hiçbir şeye tanrısal nitelikler yakıştırmaksızın (ve) sahte ve düzmece olan her şeyden yüz çevirip yalnızca Allah'a yönelerek (yapın): çünkü, bilin ki, Allah'tan başkasına tanrılık yakıştıran kimse, gökten savrulup düşen, kuşların didikleyip kapıştığı, yahut rüzgarın uzak, ıssız bir yere savurduğu kimseye benzer....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Bunu,
şeytanın karıştıracağı şüpheyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimselere bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Çünkü zalimler haktan uzak bir ayrılık içindedirler....
Möminun Suresi, 24. Ayet:
Bunun üzerine kavminden küfre varanların ileri gelenleri (başları) dedi ki: “- Bu sizin gibi ancak bir insandır, size karşı üstünleşmek istiyor. Eğer Allah dileseydi, elbette (bize peygamber olarak insan değil) melekler gönderirdi. Biz
bunu,
(bir insanın peygamber olabileceğini) evvelki atalarımızdan duymadık....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu küfredip ayak direttiler....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
(insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler). ...
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun ki biz
bunu,
insanların ibret almaları için aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır. Fakat insanların çoğu nankörlük edip diretmektedir....
Furqan Suresi, 50. Ayet:
Andolsun
bunu,
onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler....
Şüəra Suresi, 20. Ayet:
Mûsa dedi ki: “- Ben
bunu,
o vakit cahillerden olduğum halde yaptım....
Şüəra Suresi, 214. Ayet:
En yakın akrabalarını, seninle samimi olan, sana yakınlık duyan arkadaş gru
bunu,
sorumluğu, hesap ve cezayı hatırlatarak uyar....
Nəml Suresi, 50. Ayet:
Onlar, bir düzendir kurdular, biz de düzenlerine bir cezâdır verdik, fakat onlar, anlamıyorlardı
bunu,
haberleri bile yoktu bundan....
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler.
Bunu,
her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun'un karısı dedi ki: Senin de gözünü aydınlatır bu, benim de, öldürme
bunu,
umarım ki bize faydası dokunur, yahut da evlât ederiz onu kendimize ve onların, hiçbir şeyden haberleri yoktu....
Ənkəbut Suresi, 15. Ayet:
Onu ve gemidekileri kurtardık ve
bunu,
âlemlere ibret olarak yaptık....
Ənkəbut Suresi, 15. Ayet:
fakat Nuh'u ve o'nunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve
bunu,
(hatırlayıp ders almaları için) bütün insanların önüne (rahmetimizin) bir işareti olarak koyduk....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Ad ve Semud milletlerini de yok ettik.
Bunu,
oturduklari yerler gostermektedir. seytan kendilerine, islediklerini guzel gosterdi; onlari dogru yoldan alikoydu. Oysa kendileri bunu anliyacak durumda idiler....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Ad ve Semud milletlerini de yok ettik.
Bunu,
oturdukları yerler göstermektedir. Şeytan kendilerine, işlediklerini güzel gösterdi; onları doğru yoldan alıkoydu. Oysa kendileri bunu anlayacak durumda idiler....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Ad ve Semud kavmini de.
Bunu,
oturdukları yerlerden anlamaktasınız. Şeytan kendilerine yaptıkları şeyleri güzel göstermişti de onları doğru yoldan alıkoymuştu. Halbuki kendileri bunu anlayacak durumda idiler....
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet:
Âd ve Semûd halklarını da imha ettik. Siz ey (Mekkeliler)
bunu,
kalan ev harabelerinden anlıyorsunuzdur.Şeytan onlara yaptıkları kötü işleri süsledi ve onları yoldan çıkardı. Halbuki onlar aklı fikri yerinde, açıkgöz kimselerdi....
Səba Suresi, 17. Ayet:
Bunu,
onlara, nankörlüklerinin cezası yaptık. Biz nankörlük edenleri ancak böyle cezalandırırız....
Səba Suresi, 17. Ayet:
Bunu,
onlara nankörlüklerinin cezası yaptık ve Biz, hep böyle çok nankör olanları cezalandırırız....
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi gru
bunu,
ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır....
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi gru
bunu,
ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır....
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi gru
bunu,
ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır....
Yasin Suresi, 35. Ayet:
Bunu,
onların meyvalarından ve elleriyle yetiştirdiklerinden yesinler diye yaptık. Hâlâ lütfun kıymetini bilmeyecekler, şükretmeyecekler mi?...
Sad Suresi, 7. Ayet:
"Biz
bunu,
diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."...
Sad Suresi, 7. Ayet:
"Biz
bunu,
diğer dinde işitmedik; bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."...
Sad Suresi, 57. Ayet:
Bu günahkârlar içindir; artık tatsınlar
bunu,
kaynar su ve irini....
Sad Suresi, 60. Ayet:
Onlar da hayır diyecekler, asıl siz, rahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza
bunu,
gerçekten de karar edilecek ne kötü yer....
Zümər Suresi, 28. Ayet:
Korunanlar için
bunu,
pürüzsüz Arapça bir Kur'an olarak (indirdik)....
Zümər Suresi, 28. Ayet:
Bunu,
eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler....
Zuxruf Suresi, 13. Ayet:
Onların sırtlarına binip, Rabbinizin ihsan ettiği nimetlerini anarak üzerlerine yerleşince: 'Emrine boyun eğdirerek
bunu,
bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik.' dersiniz....
Zuxruf Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Onların sırtlarına bitip oturmanız, sonra da: Rabbiniz'in nimetlerini hatırlamanız, onlara yerleştikten sonra da: -
Bunu,
hizmetimize veren Allah ne yücedir. Yoksa buna bizim gücümüz yetmezdi ve biz elbette Rabbimiz'e döneceğiz demeniz için.....
Zuxruf Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Onların sırtlarına bitip oturmanız, sonra da: Rabbiniz'in nimetlerini hatırlamanız, onlara yerleştikten sonra da: -
Bunu,
hizmetimize veren Allah ne yücedir. Yoksa buna bizim gücümüz yetmezdi ve biz elbette Rabbimiz'e döneceğiz demeniz için.....
Zuxruf Suresi, 28. Ayet:
İbrahim
bunu,
belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı....
Zuxruf Suresi, 28. Ayet:
İbrahim
bunu,
(hakka) dönerler diye soyu arasında baki kalacak bir söz olarak bıraktı....
Zuxruf Suresi, 28. Ayet:
Ve
bunu,
daha sonra gelenler arasında yaşamaya devam eden bir söz olarak söyledi ki onlar (daima) o (sözü hatırlayıp ona) dönsünler....
Duxan Suresi, 49. Ayet:
-Tat
bunu,
hani sen güçlü ve şerefliydin....
Əhqaf Suresi, 8. Ayet:
Yoksa
bunu,
kendisi uyduruyor mu derler? De ki: Ben uyduruyorsam Allah'ın azâbından hiçbir şeyi gideremezsiniz benden; o, Kur'ân hakkında neler dediğinizi daha iyi bilir; benimle sizin aranızda tanık olarak o yeter ve odur suçları örten, rahîm....
Qəmər Suresi, 14. Ayet:
Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu.
Bunu,
(peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık....
Hədid Suresi, 23. Ayet:
Allah
bunu,
elinizden çıkan servete ve imkânlara üzülmeyesiniz, Allah’ın ihsan ettiği nimetler ve imkânlarla şımarmayasınız diye size açıklamaktadır. Allah kendini beğenenleri, böbürlenenleri sevmez....
Hədid Suresi, 27. Ayet:
Sonra bunların izinden ardarda Rasullerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona, onun sünnetine tâbi olanların kafalarına, kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı-zâhidliği biz onlara yazılı olarak farz kılmadık.
Bunu,
Allah rızasını kazanmak için yaptılar, ama buna gereği gibi, bihakkın, samimiyetle riayet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onların çoğu doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin d...
Mücadilə Suresi, 6. Ayet:
O günde ki, Allah onları hep diriltecek de, bütün yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah (onların dünyada yaptıkları bütün amelleri aleyhlerine hıfzedib) saymış, onlarsa
bunu,
(o yaptıklarını) unutmuşlardır. Allah her şeye şahiddir....
Təhrim Suresi, 3. Ayet:
Ve hani Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şey söylemişti de o, bu sözü, başkasına haber verince ve Allah da
bunu,
Peygambere açınca Peygamber, bu olayın bir kısmını söylemiş, bir kısmındansa vazgeçmiş, söylememişti. Peygamber, bunu eşine haber verince o, kim haber verdi bunu sana demişti, o da demişti ki: Her şeyi bilen haber verdi bana, her şeyden haberdar olan....
Qələm Suresi, 5. Ayet:
Bunu,
sen insanlığa anlatarak, öğreterek göstereceksin, inanmayanlar da görecekler, anlayacaklar....
Zuxruf Suresi, 57. Ayet:
(57-58) Vakta ki Meryem’in oğlu Îsâ misal verildi, derhal halkın keyiflenerek haykıra haykıra gülmeye koyuldu ve "Bizim tanrılarımız mı üstün, dediler, yoksa o mu?"
Bunu,
sırf bir münâkaşa olsun diye sana misal verdiler. Zaten onlar kavgacı bir toplumdur....
Zuxruf Suresi, 58. Ayet:
(57-58) Vakta ki Meryem’in oğlu Îsâ misal verildi, derhal halkın keyiflenerek haykıra haykıra gülmeye koyuldu ve "Bizim tanrılarımız mı üstün, dediler, yoksa o mu?"
Bunu,
sırf bir münâkaşa olsun diye sana misal verdiler. Zaten onlar kavgacı bir toplumdur....
Taha Suresi, 96. Ayet:
Samirî: “Ben onların anlamadıkları bir şeyi anladım da elçinin eserinden bir avuç almıştım, sonra da onu fırlatıp attım. Ve
bunu,
bana böylece nefsim hoş gösterdi” dedi. ...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
"Bir kısım küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kişilerin hâli de, evlerinin çatıları çökmüş bir kente uğrayan kimse gibidir: O kimse, “
Bunu,
bu ölümünden sonra Allah nasıl diriltecek?!” diyerek inançsızlığını ortaya koydu. Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü, sonra diriltti. Allah, “Ne kadar kaldın?” dedi. O, “Bir gün yahut bir günün bir kısmı kaldım” dedi. Allah, “Tam tersi, sen yüz sene kaldın, öyle iken bak yiyeceğine-içeceğine henüz bozulmamış, eşeğine d...
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman etmiş kişiler! Allah'ın ilâhlığını, rabliğini tanımayan ve yeryüzünde dolaşan yahut gazaya çıkan kardeşleri için “Yanımızda olsalardı ölmezlerdi, öldürülmezlerdi” diyen şu kişiler gibi olmayın. –Kesinlikle Allah,
bunu,
onların kalplerinde bir yara yapacaktır.– Ve Allah, hayat verir ve öldürür. Ve Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir. ...
Rum Suresi, 46. Ayet:
Rüzgârları, yağmurun müjdecileri olarak göndermesi, Allah’ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir. O,
bunu,
size rahmetinden tattırmak, emriyle gemilerin yol alması, O’nun lütfundan rızkınızı aramanız ve şükretmeniz için yapar....
Fəth Suresi, 20. Ayet:
Allah kıyamete kadar size elde edeceğiniz birçok ganimetler va’detmiştir. Bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çektirmiştir.
Bunu,
mü’minlere bir müjde işâreti olsun ve sizi doğru, muhkem ve güvenli yolda, İslâm’ı hayatta başarıya ulaştırsın diye böyle yapmıştır....
Qaf Suresi, 8. Ayet:
(
Bunu,
) Allaha üz tutan hər bir qul üçün ibrət və öyüd-nəsihət olsun deyə (belə etdik.)...
Mutəffifin Suresi, 12. Ayet:
(Amma )
bunu,
həddini aşan günahkardan başqa, heç kəs yalan hesab etməz....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Onda ki, talaq verdiniz qadınlara və yetişdi əcəlləri onların, saxlayın onları mərifətlə, ya buraxın mərifətlə Və saxlamayın onları zorla, həddi aşmaq üçün. Və kim fəaliyyət edərsə
bunu,
fəqət zülm etdi öz nəfsinə. Və götürməyin ayətlərini Allahın əyləncəyə. Zikr edin nemətini Allahın üzərinizə sizin və nə ki, nazil etdi üzərinizə sizin kitabdan və hikmətdən, nəsihət sizə onunla. Və qorxun Allahdan və bilin ki, həqiqətən, Allah külli şey ilə Alimdir!...
Həcc Suresi, 9. Ayet:
(Özü də
bunu,
başqalarını) Allah yolundan azdırmaq üçün (ilahi dəvətdən) təkəbbürlə üz döndərərək və ona arxa çevirərək (edir). Dünyada onun üçün (Məkkə müşrikləri kimi) xarlıq və rüsvayçılıq vardır və Qiyamət günü ona yandırıcı bir əzab daddıracağıq....
Ali-İmran Suresi, 127. Ayet:
Bir də Allah
bunu,
inkar edənlərdən bir qismini həlak etsin və ya darmadağın etsin ki, ümidsiz olaraq dönüb getsinlər deyə etdi....
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Və bəzi kafirlərin [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edənlərin] halı da, evlərinin damları çökmüş bir şəhərə yolu düşən kimsə kimidir. O kimsə, "
Bunu,
bu ölümdən sonra Allah necə dirildəcək ?!" deyərək inanmadığını göstərdi. Belə olduqda, Allah onu yüz il öldürdü, sonra diriltdi. Allah, "Nə qədər qaldın?" dedi. O, "Bir gün yaxud bir günün bir hissəsi qədər qaldım" dedi. Allah, "Əksinə, sən yüz il qaldın, belə olduğu halda, yeməyinə-içməyinə bax, hələ xarab olmayıb, uzunqulağına də ...
Ənfal Suresi, 10. Ayet:
Allah
bunu,
sırf sizə bir müjdə olsun və bununla ürəkləriniz sakit olsun deyə etmişdi. Və kömək yalnız Allah tərəfindəndir. Şübhəsiz ki, Allah, ən üstün, ən güclü, ən şərəfli, məğlub edilməsi mümkün olmayan/mütləq qalib olandır, ən yaxşı qanun qoyan, pozulmağın qarşısını yaxşı alan/möhkəm edəndir....
Taha Suresi, 96. Ayet:
Samiri: "Mən onların anlamadıqları bir şeyi anladım, elçinin əsərindən bir ovuc almışdım, sonra da onu götürüb atdım. Və
bunu,
mənə nəfsim beləcə xoş göstərdi" dedi....
Duxan Suresi, 47. Ayet:
-"Tutun
bunu,
şiddətlə yanan atəşin ortasına sürüyün. ...