Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz orada (Tövratda) onlara yazdıq ki, canın (qisası)
can,
gözün (qisası) göz, burnun (qisası) burun, qulağın (qisası) qulaq, dişin (qisası) dişdir. Həmçinin yaralamağın da qisası vardır. Kim onu (qisas almağı) bağışlayarsa, bu onun üçün bir kəffarədir. Kim Allahın nazil etdiyi ilə hökm verməzsə, onlar əsil zalımlardır....
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Həqiqi dua yalnız Ona edilər. Ondan başqa dua etdikləri, onların duasını heç cür qəbul edə bilməz. Onların halı ağzına su gəlsin deyə iki ovcunu suya açan, ancaq suyun gəlib çatmadığı kimsənin halına bənzəyir. Kafirlərin duası ancaq zəlalətdədir (düzgün istiqamətə yönəlməmişdir)....
Məryəm Suresi, 44. Ayet:
Ata
can,
şeytana ibadət etmə! Şübhəsiz, şeytan Rəhmana (Allaha) üsyan etmişdir....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Uşaq onunla gəzəsi yaşa çatdıqda İbrahim: “Ey oğlum! Mən yuxuda səni qurban kəsdiyimi görürəm. Sən bu barədə nə fikirləşirsən?” - dedi. Uşaq: “Ata
can,
sənə əmr olunanı et! İnşallah, mənim səbirlilərdən olduğumu görəcəksən”, - dedi....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz orada onların üzərinə yazdıq: “Canın əvəzinə
can,
gözə göz, buruna burun, qulağa qulaq, dişə diş, yaralara isə qisas vardır”. Kim onunla sədəqə versə, bu onun üçün kəffarədir. Allahın nazil etdiyi ilə hökm etməyənlər zalımlardır....
Mülk Suresi, 19. Ayet:
Məgər onlar göydə cərgə-səf uçan, qanad çırpanları görmürlərmi? Rəhmandan başqa heç kim onları havada saxlamır. Şübhəsiz ki, O, hər şeyi görəndir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz (Tövratda İsrail oğullarına) yazıb hökm etdik ki, canın qisası
can,
gözün qisası göz, burununku burun, qulağınkı qulaq, dişinki diş və yaralarınkı yaralardır. Lakin hər kəs (qisası) bağışlasa, bu onun üçün bir kəffarədir (Allah onun günahlarının üstünü örtüb bağışlar. Və ya zərərdi də qisası da bağışlasa, bu, cani üçün bir kəffarədir. Haqq sahibi haqqından vaz keçib onu tələb etməsə, Allah da cinayətkarı cəzalandırmaz). Allahın nazil etdiyi (kitab və şəriət) ilə hökm etməyənlər, əlbəttə, zal...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve Biz, onda, onların üzerine yazdık: "Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamalarda kısas vardır." Artık kim onunla tasadduk ederse o, onun için bir kefarettir. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridirler....
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
'Bizim adımıza Rabbine dua ederek sor. Bize onun rengini açıklasın.' dediler. Mûsâ: 'Allah, sapsarı renkli, parlak tüylü, görenlerin içini açan, sevimli bir sığır, buyuruyor' dedi....
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
“Rabbine bizim için duâ et, renginin nasıl olduğunu açıklasın. ” dediler. “Allah onun, bakanların içini açan, altın sarısı gibi bir sığır olduğunu söylüyor. ” demişti....
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
-Bizim için Rabbine dua et de, onun ne renk olduğunu bize iyice açıklasın, dediler. Musa: -Allah, onun, bakanların içini açan, parlak sarı bir inek olduğunu söylüyor, dedi....
Bəqərə Suresi, 155. Ayet:
Sizi korkuyla, açlıkla, para,
can,
ve ürün kaybıyla sınayacağız. Müjde ver sabredenlere…...
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
Kitaplarında vasıfları belirtilen peygambere iman ettikleri halde, Muhammed peygamber olarak görevlendirilince inkâra, küfre sapanların; sonra İslâm’ın ilerlemesinin, müslümanların gelişmesinin önünü kesme plânları yaparak savaş açan, küfürde ileri giden yahudilerin ve hristiyanların, küfür bataklığında kaldıkları müddetçe tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar işte onlar, başlarına buyruk hareket ederek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerin ta kendileridir....
Ali-İmran Suresi, 145. Ayet:
Hiçbir
can,
Allah'ın izni olmadan ölmez. O, belirlenmiş bir ecele göredir. Kim dünyanın yararını isterse ona ondan veririz; kim de ahiretin yararını isterse ona da ondan veririz. Şükredenlerin karşılıklarını vereceğiz....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve o kitapta onlara hükmettik ki cana karşılık
can,
göze karşılık göz, burna karşılık burun, kulağa karşılık kulak, dişe karşılık diş ve yaralara karşılık da yaralarla kısas var. Fakat kim bağışlar da hakkından geçerse bu, suçlarının yarlıganmasına sebep olur ve kimler, Allah'ın indirdiği hükme göre hüküm vermezlerse onlardır zâlimlerin ta kendileri....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Onda (Tevrat'ta), onlara şöyle hükmettik: "Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş! Yaralarda da eş değer karşılık. . . " Fakat kim onu (kısas hakkını) bağışlarsa, o onun için geçmiş suçlarına örtü olur!. . Kim Allâh'ın inzâl ettiği (hüküm) ile hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz Tevrat’ta onlara, cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş, yaralamalara da, karşılıklı kısas olmak üzere yazılı ceza kuralları koyduk. Kim kısas hakkından vazgeçer, diyetini, imanda sadâkatinin ve kemâlinin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlarsa, mükâfatı Allah’a aittir. Bu, suçlunun da günahına keffaret olur. Kimler Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezler, icraat yapmazlarsa onlar, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Onlar için onda (Tevrat'ta) cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara da karşılıklı şekilde kısas hükmü koyduk. Kim bu hakkını bağışlarsa o kendisi için keffaret olur [7]. Kimler Allah'ın indirdikleriyle hükmetmezlerse işte onlar zalimdirler....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat’da İsraîloğulları üzerine şu farzı da yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna-burun, kulağa-kulak, dişe-diş ve yaralar birbirine karşı kısastır. (Bunlardan bir suçu işleyen aynen karşılığı ile cezalandırılır). Fakat kim de bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, o, kendi günahına keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Orada onlara cana
can,
goze goz, buruna burun, kulaga kulak, dise disle ve yaralara karsilikli odesme yazdik. Kim hakkindan vazgecerse bu, onun gunahlarina keffaret olur. Allah'in indirdigi ile hukmetmeyenler, iste onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat'ta onlara (şunu da) yazıp farz kıldık : Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar misliyle karşılık görür. Ama kim bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, (günahlarına) keffarettir. Kim de Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Orada onlara cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dişle ve yaralara karşılıklı ödeşme yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu, onun günahlarına keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Orada onlara: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara ödeşmeyi emrettik. Kim bu hakkından vazgeçerse günahlarını örter. ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler zalimdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Hem ondan üzerlerine şöyle yazdık: cana
can,
göze göz, buruna burun, dişe diş, carhler birbirine kısastır, kim de bu hakkını sadakasına sayarsa o, ona keffaret olur ve her kim Allahın indirdiği ahkam ile hukmetmezse onlar hep zalimlerdir...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz, onda onların üzerine şöyle yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, dişe diş, yaralamada ödeşme. Kim de bu hakkını sadakasına sayarsa, o, günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Her kim de Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar hep zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz Tevrat'ta onlara, cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına keffaret olur. Ve kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat'ta, yahudilere yazılı olarak bildirdik ki, canın karşılığı
can,
gözün karşılığı göz, burnun karşılığı burun, kulağın karşılığı kulak, dişin karşılığı diştir ve yaralamalarda da karşılıklılık (kısas) ilkesi geçerlidir. Kim kısas hakkını bağışlarsa bu onun günahlarına kefaret olur. Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermeyenler ise zalimlerin ta kendileridirler....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz onda onların üzerine yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir kefarettir. Kim Tanrı'nın indirdiğiyle hükmetmezse, İşte onlar zalim olanlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz onda (Tevratda) onların üzerine (şunu da) yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılıkdır. Hulâsa bütün) yaralar birbirine kısasdır. Fakat kim bunu (bu hakkını) sadaka olarak bağışlarsa o, kendisine (günâhına) keffâret (onun yarlıganmasına vesîle) dir. Kim Allahın indirdiği (ahkâm) ile hükmetmezse onlar zaalimlerin ta kendileridir. ...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Hem onda (Tevrât’ta, yahudilerin) üzerlerine: 'Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş; yaralara ise (karşılıklı) kısas (vardır)!' diye yazdık. Fakat kim bunu (kısas hakkını) bağışlarsa, o takdirde bu onun (günahları) için bir keffâret olur. Kim de (inandığı hâlde aksini yaparak) Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Orada onlara yazdık ki: Muhakkak cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diştir. Yaralamalara kısas vardır. Kim de hakkından vazgeçerse; o, kendisi için keffarettir. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse; işte onlar, zalimlerin kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve onlar için (Tevratta) hükmettik: cana
can,
göze göz, dişe diş, kulağa kulak, buruna burun ve yaralamalarda (benzer) bir karşılık; ama kim hayrı için ondan vazgeçerse, bu geçmiş günahlarının bir kısmına kefaret olacaktır. Allahın vahyettiğine göre hüküm vermeyenler, işte onlar zalimlerdir!...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve Biz onların üzerine o Tevrat'ta yazdık ki, «Şüphesiz cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar biribirine kısastır.» Fakat her kim bunu tasadduk ederse, bu onun için bir kefarettir. Ve her kim Allah Teâlâ'nın indirdiği ile hükmetmez ise işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz Tevrat'da onlara şöyle yazdık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar da birbirine kısastır. Her kim bağışlarsa, kendisi için kefârettir. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Kitapta onlara cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu onun günahlarına kefaret olur. Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Hem Tevrat’ta onlara şu hükmü de farz kıldık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir. Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa bu, kendi günahları için keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam zalimdirler....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
O(Hak Kitabı)nda onlara, cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısâs (ödeşme) yazdık. Kim bunu bağışlar(kısâs hakkından vazgeçer)se o, kendisi için keffâret olur. Ve kim Allâh'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte zâlimler onlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetsezse, işte onlar, zalim olanlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Tevrat'ta Biz onlara 'Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş-yaralar böylece kısas olunur' diye yazdık. Fakat kim kendi hakkını bağışlarsa, bu onun için bir kefaret olur. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana
can,
göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir....
Ənam Suresi, 104. Ayet:
'Size Rabbinizden önünüzü aydınlatan, ufkunuzu açan, güven sağlayan, basiretinizle anlayabileceğiniz Kur’ân âyetleri gelmiştir. Kim basiretli davranarak hakkı görürse, faydası kendisine, kim de kör kesilmeye devam ederse zararı kendisinedir. Benim sizin üzerinizde, koruma, denetim, zabıta görevim yok.'...
Əraf Suresi, 108. Ayet:
Ve elini (koynuna sokup) çıkarıverdi de o, bakanlara bembeyaz (ışık saçan, pırıl pırıl) oluverdi....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Sen onlara bir âyet getirmediğin zaman, vahiy bir müddet kesilince: 'Birşeyler derleyip toparlasaydın ya!' derler. Sen: 'Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana, Kur’ân’a tâbi olurum. Bu Kur’ân önünüzü aydınlatan, ufkunuzu açan, güven sağlayan, basiretinizle anlayabileceğiniz âyetleri içeren, Rabbinizden gelen bir kitaptır. İnanacak bir kavim için hidayet rehberi ve rahmettir' de....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara keyfî olarak istedikleri bir âyet veya mûcize getirmediğin zaman"Hiç değilse bir şeyler bulup buluştursaydın yâ!" derler. De ki: "Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. Bütün bu Kur’ân Rabbinizden gelen basiretlerdir, gönül gözlerini açan, gerçekleri gösteren nurlardır. İman edecek kimseler için hidâyet ve rahmettir."...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada her
can,
geçmişte yapmış olduğunu bulur. Gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürülürler. Uydurdukları (ortaklar) ise kendilerinden uzaklaşıp kaybolur....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada her
can,
geçmişte yaptıklarını dener (yaptıklarının yararını ve zararını görür). Gerçek sâhipleri olan Allah'a döndürülürler ve uydurdukları şeyler, kendilerinden kaybolup gider....
Yunus Suresi, 54. Ayet:
Zulmeden her bir
can,
yeryüzünde olanların tümüne sahip olsaydı bunu fidye olarak verirdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını açığa vururlar. Aralarında adaletle hüküm verilir ve hiç bir haksızlığa uğratılmazlar....
Yusif Suresi, 23. Ayet:
Evinde bulunduğu kadın, ondan murât almak istedi de kapıları sımsıkı kapattı ve hadi dedi, beri gel. O, Allah'a sığınırım dedi; şüphe yok ki ko
can,
benim efendimdir ve şüphe yok ki zulmedenler, asla kurtulamaz, murâdına eremez....
Rəd Suresi, 14. Ayet:
Hak olan dua Ona yapılandır. Onların Allah'tan başka yalvardıkları ise kendilerine cevap veremez. Onların hali, ağzına su gelsin diye ellerini suya doğru açan, ancak bir türlü su kendisine ulaşmayan kimsenin hali gibidir. Kâfirlerin duası işte böyle boşa çıkmaya mahkûmdur....
Nəhl Suresi, 106. Ayet:
İnandıktan sonra Allah'a nankörlük eden, -kalbi imanla yatışmış olduğu halde (inkâra) zorlanan değil- fakat küfre göğüs açan, (küfürle sevinç duyan) kimselere Allah'tan bir gazab iner ve onlar için büyük bir azâb vardır....
Taha Suresi, 10. Ayet:
Hani o bir ateş görmüş ailesine: 'Burda bekleyin. Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size alevli bir eğsi-köz getiririm. Yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.' demişti....
Taha Suresi, 52. Ayet:
(52-53) Musa: «Onlarin bilgisi Rabbimin katinda yazilidir. Rabbim sasirmaz ve unutmaz. Sizin icin yeryuzunu doseyen, yollar a
can,
gokten su indiren O'dur.» Biz o su ile turlu turlu, cift cift bitkiler yetistirdik....
Taha Suresi, 53. Ayet:
O, yeri size beşik yapan ve onda size yollar açan, gökten de su indirendir. Onunla biz çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık....
Taha Suresi, 53. Ayet:
'O, yeryüzünü sizin yaşamanız, yerleşmeniz için, tarıma elverişli ovalar, iskâna uygun araziler haline, işlevli hale getiren orada size yollar açan, gökten su indirendir' dedi. İşte biz, o su ile, türlü bitkilerden erkekli dişili çift çift yetiştirdik....
Taha Suresi, 53. Ayet:
(52-53) Musa: «Onlarin bilgisi Rabbimin katinda yazilidir. Rabbim sasirmaz ve unutmaz. Sizin icin yeryuzunu doseyen, yollar a
can,
gokten su indiren O'dur.» Biz o su ile turlu turlu, cift cift bitkiler yetistirdik....
Taha Suresi, 53. Ayet:
Sizin için yeryüzünü döşeyen, yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o su ile türlü türlü, çift çift bitkiler yetiştirdik....
Taha Suresi, 53. Ayet:
O, yeri size beşik yapan ve onda size yollar açan, gökten de su indirendir. Onunla biz çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık....
Taha Suresi, 53. Ayet:
Sizin için yeryüzünü bir beşik yapan, (hayatınızı kolaylaştırmak için) onun üzerinde yollar açan, gökten su indiren ve onunla (topraktan) türlü türlü bitki çıkaran O'dur;...
Taha Suresi, 53. Ayet:
Sizin için yeryüzünü döşeyen, yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o su ile türlü türlü, çift çift bitkiler yetiştirdik....
Taha Suresi, 53. Ayet:
Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık....
Furqan Suresi, 61. Ayet:
Gökte burçları vücuda getiren, onların içinde ışık saçan, ısıtan bir güneş ve parlayan bir ay var eden Allah, yüceler yücesidir....
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Hani Mûsâ ailesine: 'Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Gidip size ordan bir haber, yahut alevli bir eğsi-köz getireyim. Ocak tüttürmenize vesile olur, ısınırsınız.' demişti....
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Mûsâ, sonunda, süreyi doldurup ailesi ile yola çıkınca Tur’un yamacında gözüne, dostluk parıltısı saçan, yüreğini ısıtan bir ateş ilişti. Ailesine: 'Siz burada bekleyin, gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size oradan bir haber veya alevli bir eğsi-köz getiririm. Ocak tüttürmenize vesile olur, ısınırsınız.' dedi....
Qəsəs Suresi, 43. Ayet:
Andolsun biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra, Mûsâ’ya, insanların iyiliği, kurtuluşu için önlerini aydınlatan, ufuklarını açan, güven sağlayan, basiretleriyle anlayabilecekleri âyetleri içeren, bir hidayet rehberi ve rahmet olarak kutsal kitabı vermiştik. Umulur ki, düşünüp öğüt alırlar....
Ənkəbut Suresi, 57. Ayet:
Her
can,
ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz....
Ənkəbut Suresi, 57. Ayet:
Her
can,
ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz....
Səba Suresi, 26. Ayet:
1.
kul
: de
2.
yecmeu
: toplar, toplayacak
3.
beyne-nâ
: bizim aramızda, bizim aramızı
4.
rabbu-nâ
: bizim Rabbimi...
Mömin Suresi, 17. Ayet:
Bugün her
can,
kazandığıyla cezâlanır. Bugün zulüm yoktur. Allâh, hesabı çabuk görendir....
Casiyə Suresi, 20. Ayet:
Bu Kur’ân, bütün insanların iyiliği, kurtuluşu için önlerini aydınlatan, ufuklarını açan, güven sağlayan, basiretleriyle anlayabilecekleri âyetleri içeren bir kitaptır. İlme, delile ve gerekçeye itibar eden, inanan bir kavim için de, bir hidayet rehberi ve bir rahmettir....
Casiyə Suresi, 22. Ayet:
ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her
can,
kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün....
Casiyə Suresi, 22. Ayet:
Allâh, gökleri ve yeri gerçek olarak yaratmıştır ki her
can,
kazandığıyle cezâlandırılsın, kimseye haksızlık edilmez....
Talaq Suresi, 10. Ayet:
(10-11) Allah onlar için âhirette de pek çetin bir azap hazırladı. Artık siz ey akıl sahipleri, ey iman etmiş kullarım! Allah’a karşı gelmekten, ileride de hep sakının ki böyle bir azaptan korunasınız. İşte Allah size gerçekleri hatırlatan bir kitap indirdi, bir Elçi gönderdi. Allahın nurlar saçan, yollar açan âyetlerini sizlere okuyor ki iman edip makbul ve güzel işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın. Kim Allah’a iman eder, makbul ve güzel işler yaparsa, Allah onları, hem de devamlı...
Talaq Suresi, 11. Ayet:
Bir Rasul gönderdi, Allahın nûrlar saçan, yollar açan âyetlerini sizlere karşı okuyor ki iyman edip salih amel işliyenleri zulmetlerden nûra çıkarsın ve her kim Allaha iyman edip salâh ile çalışırsa Allah onu altından ırmaklar akar cennetlere koyacak. Orada ebediyyen muhalledler, öyleki Allah ona hakikaten güzel bir rızk ihsan etmiş....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
Allah'ın nurlar saçan, yollar açan ayetlerini sizlere karşı okuyan bir peygamber gönderdi, iman edip yararlı işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye. Her kim Allah'a iman edip dürüstçe çalışırsa, onu, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
(10-11) Allah onlar için âhirette de pek çetin bir azap hazırladı. Artık siz ey akıl sahipleri, ey iman etmiş kullarım! Allah’a karşı gelmekten, ileride de hep sakının ki böyle bir azaptan korunasınız. İşte Allah size gerçekleri hatırlatan bir kitap indirdi, bir Elçi gönderdi. Allahın nurlar saçan, yollar açan âyetlerini sizlere okuyor ki iman edip makbul ve güzel işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın. Kim Allah’a iman eder, makbul ve güzel işler yaparsa, Allah onları, hem de devamlı...
Müddəssir Suresi, 38. Ayet:
Her
can,
kazandığıyle (Allâh katında) rehin alınmıştır....
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Hayır;
can,
köprücük kemiklerine gelince....
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Dünyayı âhirete nasıl tercih ederler?
Can,
boğaza dayandığı zaman, aranacaklar!...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Hayır;
can,
köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman,...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Hayır;
can,
köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman,...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Hayır;
can,
köprücük kemiklerine gelince....
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
Hayır, ne zaman ki
can,
köprücük kemiklerine dayanır,...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
İş, onların sandığı gibi değil!
Can,
köprücüklere dayandığında,...
Qiyamə Suresi, 30. Ayet:
İşte o gün, sevk Rabbinedir (
can,
Allâh'ın huzûruna sevk edilir)....
Mürsəlat Suresi, 32. Ayet:
(yanan) kütükler gibi (ateşten) kıvılcımlar saçan,...
Nəbə Suresi, 13. Ayet:
1.
ve cealnâ
: ve biz kıldık, yaptık
2.
sirâcen
: kandil
3.
vehhâcen
: kıvılcım ve alev saçan, çok parlayan, pırıl pırıl ışık saçan
...
Təkvir Suresi, 14. Ayet:
Her
can,
ne yapıp getirdiğini bilir....
İnfitar Suresi, 5. Ayet:
Her
can,
ne (yapıp) öne sürdüğünü ve ne (yapmayıp) geride bıraktığını bilir....
Adiyat Suresi, 2. Ayet:
Koşarken tırnaklarıyla kıvılcımlar saçan,...
Qaf Suresi, 21. Ayet:
Her
can,
kendisiyle beraber bir surucu ve sahit bulundugu halde gelir....
Qaf Suresi, 21. Ayet:
Her
can,
kendisiyle beraber bir sürücü ve şahit bulunduğu halde gelir....
Qaf Suresi, 21. Ayet:
Her
can,
kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir....
Qaf Suresi, 21. Ayet:
Her
can,
yanında bir sürücü ve bir şahidle gelir....
Qaf Suresi, 21. Ayet:
Her
can,
yanında bir sürücü ve şâhidle geldi....
Nəcm Suresi, 58. Ayet:
1.
leyse
: yoktur
2.
lehâ
: onun, onu
3.
min dûni allâhi
: Allah'tan başka
4.
kâşifetun
: kâşif, keşfeden, açan, a...
Vaqiə Suresi, 88. Ayet:
(O
can,
Allah'a) Yaklaştırılanlardan ise,...
Yusif Suresi, 23. Ayet:
"Ve evinde bulunduğu hanım, o'nun nefsinden murat alıp yararlanmak istedi, kapıları kilitledi ve “Haydi beri gel!” dedi. Yûsuf: “Allah'a sığınırım! Kesinlikle ko
can,
benim efendim/ Rabbim; Allah, benim mevkiimi güzel yaptı. Şüphesiz yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar iflah olmazlar” dedi. "...
Bəqərə Suresi, 69. Ayet:
Onlar, “Bizim için Rabbine dua et, onun rengi ne ise onu bizim için açığa koysun” dediler. Mûsâ, “Şüphesiz Rabbim diyor ki”: “Şüphesiz o sığır, rengi bakanlara neşe saçan, sapsarı bir inektir” dedi. ...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
Yusif (ə.s) atasına belə demişdi: ‘Ata
can,
mən on bir ulduz, günəş və ay gördüm. Onların mənə səcdə etdiyini gördüm.’...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz (Tövratda) onlara yazıb buyurduq ki, cana
can,
gözə göz, buruna burun, qulağa qulaq, dişə diş, (vurulmuş) yaralara da (yaralar) qisas alınmalıdır. Hər kəs bunu sədəqə etsə (qisasdan vaz keçsə), bu onun üçün kəffarə olar. Allahın nazil etdiyi ilə hökm verməyənlər – məhz onlar zalımlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz o kitabda onlar üçün (belə) qərara aldıq ki, canın müqabilində
can,
gözün müqabilində göz, burunun müqabilində burun, qulağın müqabilində qulaq və dişin müqabilində dişdir (və bunların hər birinin qisası alınır). Yaraların da qisası vardır. Kim qisas alınmasına boyun qoysa bu, (onun həmin günahı üçün) bir kəffarədir. Kim qisas almaqdan keçsə, bu, (onun günahları üçün) bir kəffarədir. Allahın nazil etdiyinin əsasında hökm etməyənlər – məhz onlardır zalımlar!...
Yusif Suresi, 4. Ayet:
(Xatırla) o zaman(ı) ki, Yusuf öz atasına (Yəquba) dedi: «Ata
can,
həqiqətən mən (yuxuda) on bir ulduz, günəş və ay gördüm; onları mənə səcdə edən gördüm.»...
Yusif Suresi, 5. Ayet:
Dedi: «Oğul
can,
öz yuxunu qardaşlarına danışma ki, sənə (qarşı) hiylə işlədərlər. Həqiqətən Şeytan insanın açıq-aydın düşmənidir.»...
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
O iki qadından biri dedi: «Ata
can,
onu (muzdla) işə götür, çünki (bu) güclü və etibarlı (adam) muzdla tutduqlarının ən yaxşısıdır»....
Məhəmməd Suresi, 10. Ayet:
Məgər onlar özlərindən qabaq olmuş kəslərin aqibətlərinin necə olmasına nəzər salmaq üçün yer üzündə gəzmədilər?! Allah onların nəyi vardısa (
can,
ailə və mallarını) məhv etdi və (əlbəttə) o aqibət və cəzaların bənzəri bu kafirlər üçün də olacaqdır....
Mülk Suresi, 19. Ayet:
Və məgər onlar başları üstündə uçan, gah qanadlarını açan, gah da yığan quşları görmürlərmi?! Onları (havada) saxlayan ancaq Rəhman (olan Allah)dır. Həqiqətən, O, hər şeyi görəndir!...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Onda (Tövratda) onlara bunu yazdıq: Cana
can,
gözə göz, buruna burun, qulağa qulaq, dişə diş qisas alınar. Yaralar üçün də qisas var. Kim də bu haqqı bağışlayar, onu sədəqə sayarsa o, özü üçün kəffarə olar. Allahın endirdiyi ilə hökm verməyənlər zalımlardır....
Qəsəs Suresi, 26. Ayet:
Qızlardan biri: “Ata
can,
onu muzdla tut. Bu güclü və etibarlı adam sənin muzdla tutduqlarının ən xeyirlisi olar”, – dedi....
Saffat Suresi, 102. Ayet:
Uşaq onunla birlikdə qaçıb yeriyəcək yaşa çatdıqda İbrahim ona: “Oğlum, mən yuxumda səni qurban kəsdiyimi gördüm. Bax gör nə düşünürsən?” – dedi. O da: “Ata
can,
sənə əmr olunanı et. İnşallah, məni səbir edənlərdən görəcəksən”, – dedi....
Adiyat Suresi, 1. Ayet:
Nəfəs-nəfəsə sürətlə qaçan, atlara and olsun ki,...
Adiyat Suresi, 2. Ayet:
(qaçarkən ayaqlarını) vuraraq alov saçan,...
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Biz orada (Tövratda) yazmışıq: cana-
can,
gözə-göz, buruna-burun, qulağa qulaq, dişə-diş və yaralar da qisasdır. Hər kəs bundan keçərsə, bu, onun üçün bir kəffarə olar [başqa günahlarının bağışlanması üçün bir əvəz olar]. Allahın nazil etdiyi ilə hökm verməyənlər - onlar zalımlardır....
Taha Suresi, 53. Ayet:
Yer üzünü sizin üçün döşəyib orada sizin üçün yollar açan, göydən su endirib onunla cürbəcür bitkilərdən qoşa-qoşa çıxaran Odur....
Nəml Suresi, 61. Ayet:
(Onlar yaxşıdır), yoxsa yeri üzərində qərar tutmaq üçün möhkəm edən, onun üstündə çaylar açan, (yer sabit dursun deyə) onun üçün lövbər olan dağlar yaradan və iki dəniz arasında sədd quran (Allah)? Məgər Allahla yanaşı başqa bir tanrı da var? Onların çoxu isə bilmir....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Və Biz, Tövratda onlara, cana
can,
gözə göz, buruna burun, qulağa qulaq, dişə diş yazdıq. Yaralara qisas var. Bununla birlikdə, kim qisas haqqını bağışlasa, bu özü üçün kəffarə olar. Və kim Allahın nazil etdiyi ilə hökm etməzsə, məhz onlar səhv; öz zərərinə olan əməli işləyənlərdir....
Səba Suresi, 26. Ayet:
De ki: "Ey Rəbbimiz aramızı birləşdirəcək, sonra da haqq [olan] hökmü ilə aramızı ayıracaqdır. Və O, xeyir qapılarını açan, hökm verəndir, çox yaxşı biləndir."...