Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra kədərin arxasınca sizə, bir qisminizi bürüyən və əminlik verən xəfif bir yuxu göndərdi. Bir qisminiz isə Allaha qarşı haqsız yerə cahiliyyə düşüncələrinə qapılaraq öz
canlarının
dərdinə düşüb deyirdilər: “(Ühüd döyüşü barəsində alınan bu) qərarda bizim rolumuz vardımı?” De: “Şübhəsiz, bütün qərarlar Allaha məxsusdur”. Onlar, sənə açıqdan demədiklərini içlərində gizlədərək belə deyirlər: “Əgər qərar verilərkən bizim də fikrimiz alınsaydı, elə buradaca öldürülməzdik”. De: “Evlərinizdə olsay...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların nə mal-dövləti, nə də oğul-uşağı səni heyrətə salmasın. Allah bununla onlara (münafiqlərə) ancaq dünyada əzab vermək və kafir olduqları halda,
canlarının
(çətinliklə) çıxmasını istər....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Bu qəm qüssədən sonra Allah sizə rahatlıq üçün xəfif bir uyğu göndərdi. O sizin bir qisminizi bürüdü. O biri qisminiz isə ancaq öz
canlarının
harayına qalaraq: “Bu işdə bizim üçün bir şey (xeyir) varmı?” – deyə Allaha qarşı haqsız yerə, cahiliyyətə xas olan düşüncələrə qapıldılar. (Ya Rəsulum!) Onlara de: “Əlbəttə, bütün işlər Allaha məxsusdur (Allahın əlindədir)”. Onlar (münafiqlər) sənə açıb bildirmədikləri şeyləri öz ürəklərində gizlədərək: “Əgər bu işdə bizim üçün bir şey (bir qələbə) olsayd...
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Öyleyse, onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Doğrusu, Allah, bunlarla, onlara dünya hayatında azap etmeyi ve
canlarının
Kafir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Öyleyse, onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Doğrusu, Allah, bunlarla, onlara dünya hayatında azap etmeyi ve
canlarının
Kafir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Ne Medine halkının ne de etrafındaki Bedevi Arapların, Allah'ın Resul'ünden geri kalmaları ve onun canından önce kendi
canlarının
kaygısına düşmeleri olacak şeydir. Çünkü Allah yolunda katlanacakları susuzluk, yorgunluk, açlık ve Kafirleri kızdıracak bir yeri zapt etmeleri ve düşmana karşı elde ettikleri başarı, kendilerine salih bir amel olarak yazılacaktır. Zira Allah, muhsin olanların kazanımlarını yok etmez....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar, Cehennem'in uğultusunu bile duymazlar. Ve onlar
canlarının
istediği şeylerin içinde sürekli kalacaklardır....
Səba Suresi, 54. Ayet:
Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi; artık
canlarının
arzu ettiğini yapamayacaklar. Onlar kaygı verici ikilem içindeydiler....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara; meyvelerden, etlerden ve
canlarının
çektiği şeylerden bol bol sunarız....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği kuş etleri, ...
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği meyveler....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra (Allah), bu gamın arkasından sizin üzerinize sükûnet veren bir uyku indirdi, içinizden bir grubu sarıp kaplıyordu ve diğer grup, canlarını önemsemişti (
canlarının
kaygısına düştüler). Allah'a karşı cahiliyye zannı ile haksız zanda bulunuyorlar: "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) var mı?" diyorlar. (Onlara): "Muhakkak ki emirlerin hepsi Allah'ındır." de. İçlerinde sana açıklamadıkları bir şey saklıyorlar. "Bu emirden bize bir şey (bir nasib) olsaydı, burada öldürülmezdik." diyorlar. Eğer ...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi
canlarının
kaygısına düşmüştü. Allah’a karşı cahiliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; “Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok” diyorlardı. De ki: “Bütün iş, Allah’ındır.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki: “Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, üzerlerine öldürülmes...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi
canlarının
kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. "Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. Şöyle de: Evleriniz...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra gamın ardından bir güven duygusu inzâl ederek içinizi yatıştırdı. Bir grup da (münafıklar - ikiyüzlüler) kendi
canlarının
(çıkarlarının) kaygısına düşmüştü. Allâh'a karşı cahiliye zannı ile düşünerek "Bu karara bizim bir katkımız mı var" diyorlardı. De ki: "Hüküm - karar tümüyle Allâh'a aittir!" Onlar dışa vurmadıklarını içlerinde sakladılar. "Bu hüküm - kararda bir hissemiz olsaydı burada öldürülmezdik" dediler. De ki: "Evlerinizde dahi kalsaydınız, haklarında öldürülme yazılmış (programl...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin ardından Allah üzerinize bir güven, içinizden bir kısmını saran ağır bir uyku indirdi. Kendi
canlarının
kaygısına düşmüş bir grup da, Allah’a karşı haksız yere İslâm dışı, cahiliyet devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar: 'Yönetimde sözümüz mü geçiyor ki? Tedbir konusunda bizim görüşümüz mü alındı ki? Beklenilen zaferden, ganimetten bize bir pay mı var ki? Bizim elimizden bir şey mi gelir ki?' mânâlarına gelen lastikli, tarizli sözler söylüyorlardı. Sen: 'Zafer, üstünlük ta...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra kederin ardından üzerinize bir güven, içinizden bir kısmınızı bürüyen bir uyuklama indirdi. Bir grup da
canlarının
derdine düşmüşlerdi; cahiliye zannıyla, Allah hakkında, haksız düşüncelere kapılmaya başladılar. Bunlar: 'Bu işten bize bir şey var mı?' diyorlardı. De ki: 'İş (buyruk) tamamiyle Allah'a aittir.' Onlar sana açıklamadıklarını kalplerinde gizliyorlar. 'Bu işten bize bir şey olsaydı burada öldürülmezdik' [19] diyorlar. De ki: 'Eğer evlerinizde olsaydınız, haklarında öldürülme hük...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi
canlarının
kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. Şöyle de: Evleriniz...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o üzüntünün ardından Allah size öyle bir güven, öyle bir uyku indirdi ki, içinizden bir kısmını bürüyordu. Bir kısmı da
canlarının
derdine düşmüştü. Allah'a karşı câhiliyet zannı gibi hak olmayan bir zanda bulunuyorlar ve: “Bu işten bize bir şey var mı?” diyorlardı. Resulüm! De ki: “Bütün emir Allah'ındır. ” Onlar kalplerinde gizlediklerini sana açıklamıyorlar. “Bu, bize âit bir şey olsaydı, hiçbirimiz burada öldürülmezdi. ” diyorlar. Resulüm! De ki: “Eğer sizler evlerinizde dahi kalmış ol...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra, o kederin ardından size öyle bir güven öyle bir uyku indirdik ki O, içinizden bir grubu kapladı. Bir grup da
canlarının
derdine düşüp, Allah hakkında, cahiliye (dönemi) zannı ile doğru olmayan bir zanda bulunuyorlardı: -Bu işten bize ne? (Biz mi gelmek istedik) diyorlardı. De ki: -İş tamamıyla Allah’ındır. İçlerinde, sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar. -Bizim görüşümüz alınsaydı, burada öldürülüp gitmezdik, diyorlar. De ki: -Evlerinizde bulunsaydınız bile, öldürülecekleri takdir olu...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o üzüntünün ardından (Allâh) size bir güven, bir kısmınızı bürüyen bir uyku indirdi; bir kısmınız da kendi
canlarının
kaygısına düşmüştü. Allah'a karşı câhiliyye zannı gibi haksız bir zanda bulunuyorlar: "Bu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş, Allah'a aittir." Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bize bir fayda olsaydı, burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülme(si) yazılmış olanlar, mutla...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi
canlarının
derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde...
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Andolsun ki İsrailoğullarından söz almıştık, peygamberler göndermiştik onlara. Fakat hangi peygamber onlara gelip
canlarının
istemediği bir şey getirdiyse o peygamberlerin bir kısmını yalanlamışlardı, bir kısmını öldürmüşlerdi....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
And olsun ki, İsrail oğullarından sağlam söz aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik; ne kadar onlara bir peygamber,
canlarının
hoşlanmadığı bir hükümle geldiyse, kimini yalanladılar, kimini de öldürüyorlardı....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Celâlim hakkı için Benî İsraîlin misakını aldık ve kendilerine Resuller gönderdik,
canlarının
istemediği bir hukmile bir Resul geldikçe onlara bir takımına yalancı dediler, bir takımını da öldürüyorlardı...
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Andolsun ki, Biz İsrailoğullarından teminat aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik.
Canlarının
istemediği bir hükümle bir peygamber geldikçe, bir takımına yalancı dediler bir takımını da öldürüyorlardı....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Andolsun ki biz İsrâîl oğullarından sapasağlam te'minât almış, onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, kendilerine
canlarının
hoşlanmayacağı bir şey'i getirdiyse bir takımını yalana çıkardılar, bir takımını da öldürdüler. ...
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Biz İsrailoğullarından bu iman esası üzere kesin sözlerini almış ve onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir elçi, kendilerine
canlarının
istemediği bir şey getirdiyse, onlar bazı resullere "yalancı" diyor, bazılarını ise öldürüyorlardı....
Maidə Suresi, 70. Ayet:
Andolsun, biz İsrâil oğullarından söz almış ve onlara elçiler göndermiştik. Ne zaman bir elçi onlara
canlarının
istemediği bir şey getirdiyse (gelen elçilerin) bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürüyorlardı....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık onların malları ve evlâtları (da) senin hoşuna gitmesin. Allah dünya hayatında onları, onunla (onlarla) azaplandırmayı ve onların nefslerinin (
canlarının
), kâfir olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah, bununla ancak onlara dünya hayatında azap etmeyi ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
(Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların ne zenginlikleri ve ne de evlatları seni imrendirmesin. . . Allâh bunlarla ancak dünya hayatında onlara azap etmeyi (bunlara yönelmenin getirisi olan Allâh'tan uzak düşmenin oluşturacağı azabı) ve hakikat bilgisini inkâr edenler olarak
canlarının
çıkmasını irade ediyor (mekr yoluyla)....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların paraları, malları ve evlatları seni imrendirmesin. Allah bunlarla, sadece dünya hayatında onları cezalandırmak istiyor. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkâr edenlerin
canlarının
çıkmasını murâd ediyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azab etmeyi ve kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını diliyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azablandırmak ve
canlarının
inkâr içindeyken zorlukla çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Ey Rasûlüm, sakın onların ne malları, ne de evlâdları seni imrendirmesin. Allah, ancak onlar kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını ve dünya hayatında bunlar sebebiyle kendilerine (münafıklara) azap etmesini diliyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artik onlarin mallari ve cocuklari seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dunya hayatinda azabetmek ve canlarinin inkarci olarak cikmasini ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların mallarının ve çocuklarının (bolluğu) seni imrendirmesin. Allah bunlarla dünya hayatında onlara azâb etmek ve kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azabetmek ve
canlarının
inkarcı olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
(Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların paraları ve çocukları seni etkilemesin. ALLAH bunlarla, onları dünya hayatında cezalandırmayı ve
canlarının
inkarcı olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Sakın onların ne malları ne evlâdları seni imrendirmesin, o hiç bir şey değil ancak Allah onları Dünya hayatta bunlarla ta'zib etmesini ve
canlarının
kâfir oldukları halde çıkmasını murad ediyor...
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Sakın onların malları da çocukları da seni imrendirmesin! Allah yalnızca dünya hayatında onlara bunlarla azap etmeyi ve
canlarının
kafir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları da, evlatları da sakın seni imrendirmesin. Bu olsa olsa, Allah'ın onları dünya hayatında bu gibi şeylerle azaba uğratmasından ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını murat etmiş olmasından başka birşey değildir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azâp etmek ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Tanrı bunlarla ancak onları dünya hayatında azablandırmak ve
canlarının
küfür içindeyken zorlukla çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık (Habîbim) onların ne malları, ne evlâdları seni imrendirmesin. Allah bunlar sebebiyle ancak kendilerini dünyâ hayâtında azaba çarpdırmayı ve
canlarının
, kendileri kâfir olarak, güçlükle çıkmasını irâde eder. ...
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Artık onların ne malları, ne de evlâdları seni imrendirmesin! Allah bunlarla ancak, onlara dünya hayâtında azâb etmeyi ve onların kâfir kimseler olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artık onların malları da çocukları da seni imrendirmesin. Doğrusu Allah, ancak bununla onlara dünya hayatında azab etmeyi ve kafirler olarak
canlarının
çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Öyleyse, onların geçici servetleri yahut çocukları(nın çokluğundan duydukları doyum) sakın seni imrendirmesin: Allah bütün bunlarla dünya hayatında onlara sadece azap vermek ve
canlarının
hakkı (hala) inkar edip dururlarken çıkmasını istemektedir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları da çocukları da seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla dünya hayatında onların azaplarını artırmayı ve
canlarının
kâfirler olarak güçlükle çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların ne mallarının ne de çocuklarının çokluğu seni imrendirmesin. O hiç de önemli değil! Çünkü Allah bunlar sebebiyle dünya hayatında onlara sıkıntı çektirmeyi ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını dilemektedir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların ne malları, ne de evlâdları seni imrendirmesin. Allâh bunlarla onlara dünyâ hayâtında azâbetmeyi ve kâfir olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azablandırmak ve
canlarının
onlar küfür içindeyken zorlukla çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların ne malları seni imrendirsin, ne de evlâtları. Allah onlara daha dünyada iken bunlarla sıkıntı vermeyi ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları da evlatları da seni imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah onlara şu iğreti hayatta azap etmeyi ve
canlarının
küfre sapmış bir halde çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
1.
ve lâ tu'cib-ke
: ve senin hoşuna gitmesin, seni imrendirmesin
2.
emvâlu-hum
: onların malları
3.
ve evlâdu-hum
: ve onların evlâtları
4.
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Ve onların malları ve evlâtları, senin hoşuna gitmesin (seni imrendirmesin). Allah dünya hayatında, onlarla (onların malları ve evlâtları ile) onlara azap etmek ister ve onların nefslerinin (
canlarının
) kâfir olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla ancak, dünyada kendilerine azap etmeyi ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak
canlarının
güçlükle çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların zenginlikleri ve evlatları seni imrendirmesin! Allâh bunlarla dünyada onlara (mekr yoluyla) azap vermeyi ve hakikat bilgisini inkâr eder hâlde
canlarının
çıkmasını irade ediyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlâtları seni imrendirmesin. Allah bunlarla dünyada onları cezalandırmayı, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir olarak onların
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünyada azab etmeği ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını diliyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve
canlarının
onlar inkâr içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları, ne de evladları senin gözüne batmasın (bunlar hiç bir şey değil), Ancak Allah, onları dünyada bunlarla azablandırmayı ve kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını murad ediyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Mallari ve cocuklari seni hayrete dusurmesin; Allah bunlarla onlara dunyada azabetmek ve canlarinin inkarci olarak cikmasini ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bununla Dünya'da onları azaba uğratmayı ve kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Malları ve çocukları seni hayrete düşürmesin; Allah bunlarla onlara dünyada azabetmek ve
canlarının
inkarcı olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah, bunlarla ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak
canlarının
güçlükle çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Paraları ve çocukları seni etkilemesin. ALLAH bunlarla, onları dünyada cezalandırmayı ve
canlarının
inkarcılar olarak çıkmasını ister....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Hem onların ne malları, ne evlâdları gözüne batmasın, o hiç bir şey değil, ancak Allah onları Dünyada bunlarla muazzep kılmayı ve kâfir oldukları halde
canlarının
çıkmasını murad buyuruyor...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları, ne de evlatları senin gözüne batmasın. Allah onlara dünyada ancak bununla azap etmeyi ve
canlarının
kafir olarak çıkmasını istiyor, başka birşey değil!...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah, onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını murad ediyor, başka değil....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Tanrı bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve
canlarının
onlar küfür içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları, ne evlâdları seni imrendirmesin. Allah bunlar (bu varlıkları) sebebiyle ancak kendilerini dünyâda azaba çarpdırmayı ve
canlarının
, onlar kâfir oldukları halde, güçlükle çıkmasını diler... ...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlâdları seni imrendirmesin! Allah bunlarla ancak (bu ısrarlı inkârları sebebiyle) onlara hem dünyada azâb etmeyi hem de (affa lâyık olmadıklarından)onların kâfir kimseler olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah; bunlarla, ancak onlara dünyada azab etmeyi ve kafir oldukları halde
canlarının
zorla çıkmasını diler....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
(O halde) onların dünyevi zenginlikleri ve çocukları(nın çokluğundan umdukları bahtiyarlık) seni imrendirmesin: Allah bütün bunlarla bu dünya (hayatın)da onlara azap etmek ve
canlarının
hakkı inkar tutumu içinde çıkmasını (sağlamak) istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları ne de çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla, ancak dünyada onların azaplarını çoğaltmayı ve onların
canlarının
kâfir olarak güçlükle çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların ne malları ne de evlatları seni imrendirmesin.Çünkü Allah bunlarla onlara dünyada sıkıntı ve azap çektirmek istemekte ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını dilemektedir....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlâdları seni imrendirmesin; Allâh onlara dünyâda, bunlarla azâbetmeyi ve kâfir olarak
canlarının
çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve
canlarının
onlar küfür içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları ve evlâtları seni imrendirmesin. Allah onlara daha dünyada iken bunlarla sıkıntı vermeyi ve
canlarının
kâfir olarak çıkmasını istiyor....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkının ve onların çevresinde bulunan Bedevî Araplar’ın, savaş ilânı halinde Allah’ın Rasulünden geri kalmaları, şahsen onun nasıl savaş hazırlığı yaptığına bakmadan, onun hayatını korumaya almadan kendi
canlarının
derdine düşmeleri olacak iş değildir. Çünkü onların Allah yolunda, İslâm uğrunda bir susuzluğa, bir yorgunluğa, bir açlığa katlanmadan, kâfirleri öfkelendirecek bir yere ayak basmadan ve düşmana karşı bir başarı kazanmadan, kendi sevap hanelerine, hâlis niyet ve amaçlarla İslâ...
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Gerek Medineliler'e ve gerekse çevrelerinde yaşayan Bedeviler'e savaşta peygamberden geri kalmak ve kendi
canlarının
kaygısını onun canının kaygısının önüne geçirmek yakışmaz. Çünkü Allah yolunda çekecekleri her susuzluk, katlanacakları her yorgunluk, karşılaşacakları her açlık, kâfirleri öfkelendirecek her bir karış toprağa ayak basmaları; düşmanın zararına kazanacakları her tür başarı karşılığında mutlaka hesaplarına iyi amel yazılır. Hiç şüphesiz Allah, iyi işler yapanları ödülsüz bırakmaz....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Ne Medine halkının, ne de etrafındaki bedevîlerin,Allahın Resulünden geri kalmaları ve ona ihtimam göstermeyip kendi
canlarının
derdine düşmeleri olacak şey değildir (Bunu yapacak bir tek kişi bile çıkmasın). Bu böyledir, çünkü onların Allah yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk, açlık,kâfirleri öfkelendirecek tarzda bir yere ayak basıp ele geçirmeleri ve düşmana karşı başarı kazanmaları yoktur ki, mutlaka o sebeple kendilerine güzel bir iş ve sevap yazılmış olmasın. Çünkü Allah iyi d...
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Ne Medine halkının, ne de onların çevresinde bulunan bedevi Arapların, Allâh'ın Elçisinden geri kalmaları ve onun canından önce kendi
canlarının
kaygısına düşmeleri, onlara yakışmaz. Böyledir, çünkü Allâh yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk, açlık; kâfirleri öfkelendirecek bir yeri çiğne(yip zaptet)meleri ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları yoktur ki mutlaka bunlarla kendilerine iyi bir amel yazılmış olmasın. Allâh güzel davrananların ecrini zayi etmez....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Ne Medine halkına, ne de çevresindeki bedevîlere, Allah Resulünden geri kalmak veya onun canından önce kendi
canlarının
derdine düşmek yakışmaz. Zira onlar ne zaman Allah yolunda susuzluk, yorgunluk veya açlık çekseler, yahut kâfirleri öfkelendirecek şekilde bir yere ayak basacak olsalar veya düşman eliyle onlara iyi veya kötü birşey ulaşacak olsa, mutlaka onun karşılığında kendilerine bir iyilik yazılır. Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenlerin ödülünü zayi etmez....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevî Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi
canlarının
derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez....
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Onlar, kızları Allah’a nispet ediyorlar -ki O, bundan uzaktır- kendilerine ise,
canlarının
istediğini....
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Bir de Allah'a kızlar nisbet ederler; O bundan pâk ve yücedir. Kendilerine ise
canlarının
istediğini (nisbet ederler)....
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Allaha kızlar da isnad ediyorlar, hâşâ o sübhane, kendilerine ise
canlarının
istediği...
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Allah'a kızlar isnat ediyorlar O, bundan münezzehtir kendilerine ise
canlarının
istediğini....
Nəhl Suresi, 57. Ayet:
Onlar, Allah'a kız çocuklarını mal ederler ki, O bu yakıştırmadan uzaktır,
canlarının
istediği erkek çocuklarını ise kendilerine ayırırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar.
Canlarının
istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Orasının en hafif bir sesini bilmez duymaz onlar ve
canlarının
dilediği, arzuladığı şeylerin içinde ebedîdir onlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Bunlar cehennemin uğultusunu duymazlar. Bunlar,
canlarının
çektiği, istedikleri nimetler içinde ebedî yaşarlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu duymazlar ve onlar
canlarının
çektiği şeyler içinde sonsuzdurlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Cehennemden uzaklaştırılan o cennetlikler, cehennemin hışıltısını bile duymazlar ve bunlar
canlarının
istediği şeyler (çeşitli nimetler) içinde ebedi olarak kalıcıdırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Cehennemin ugultusunu duymazlar. Canlarinin istedigi seyler icinde temelli kalirlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Cehennem uğultusunu da duymazlar ve onlar
canlarının
çektiği nîmetler içinde ebedîdirler....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Cehennemin uğultusunu duymazlar.
Canlarının
istediği şeyler içinde temelli kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu işitmezler.
Canlarının
istediği şeyler içinde ebedi kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
ve bunlar
canlarının
istediğinde muhalled kalacaklardır...
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu bile duymazlar. Bunlar
canlarının
istediği şeyler içinde sonsuza dek kalacaklardır....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar.
Canlarının
istediği şeyler içinde temelli kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar cehennem ateşinin uğultusunu duymazlar ve ebedi olarak
canlarının
çektiği nimetler içinde kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
(O mü’minler) onun (o Cehennemin çok uzak mesâfelerden bile işitilen)uğultusunu duymazlar. Ve onlar
canlarının
çektiği şeyler (hesabsız ni'metler) içinde ebedî olarak kalıcıdırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu duymazlar.
Canlarının
istediği şeyler içinde temelli kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
onlar (cehennemin) soluğunu (bile) işitmeyecekler ve
canlarının
arzu edegeldiği şeyler arasında sonsuza kadar yaşayıp gidecekler....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Cehennemin uğultusunu bile duymazlar.
Canlarının
çektiği nimetler içinde ebedî kalacaklardır....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu duymazlar.
Canlarının
arzu ettiği şeyler içinde ebedi kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar cehennemin hışırtısını bile işitmeyecek,
canlarının
çektiği nimetler içinde ebedî kalacaklardır....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun uğultusunu duymazlar. Ve
canlarının
çektiği (ni'metler) içinde ebedi kalırlar....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onun hışırtısını bile işitmezler. Onlar,
canlarının
çektiği nimetler içinde ebediyen kalacaklardır....
Səba Suresi, 54. Ayet:
Artık, onlarla
canlarının
çekmekte oldukları şeyler arasına engel konulmuştur. Nitekim daha önce benzerlerine de böyle yapılmıştı. Çünki onlar, (kendilerine) kuşku veren bir şübhe içinde idiler....
Duxan Suresi, 51. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 52. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 53. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 54. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 55. Ayet:
Orada, güven içinde (
canlarının
çektiği) her meyveyi isterler....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
Onlar orada, güven içinde
canlarının
çektiği her türlü meyvayı isterler....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
Orada, güven içinde (
canlarının
çektiği) her meyveyi isterler....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
Orada emniyet içinde kimseler olarak (
canlarının
çektiği) her meyveyi isterler....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
Orada güven içinde (
canlarının
çektiği) her meyveyi isterler....
Duxan Suresi, 55. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 56. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Duxan Suresi, 57. Ayet:
(51-57) Müttakiler güvenli bir makamdadırlar: Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar. Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz. Onlar
canlarının
çektiği her meyveden rahatlıkla isterler. İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar. Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur. İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!...
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyve ve etten bol bol verdik....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyve ve etten bol bol verdik....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara,
canlarının
çektiğinden meyvalar ve kebaplar ikram etmekteyiz....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
çektiği meyvelerden ve etten bol bol vermişizdir....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara (Cennet'tekilere),
canlarının
çektiği meyvalardan ve etten sunarız....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyve ve etten bol bol verdik....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyveden ve etten bol bol veririz....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
isteyeceği meyve (ler) i, et (ler) i de bol bol verdik. ...
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
çekeceğinden (her) meyve ve eti bol bol vermişizdir!...
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyveden ve etten bol bol veririz....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyve ve et çeşitlerinden bol bol veririz....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Ve onlara
canlarının
istediği meyvadan ve etten bol bol vermişizdir....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Bir de onlara meyveler ve
canlarının
çektiği etler sunmuşuzdur....
Tur Suresi, 22. Ayet:
Biz onlara
canlarının
çektiği meyveden ve etten ikram ettik....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
Bunlar sizin ve babalarinizin taktigi adlardan baska bir sey degildir. Allah onlari destekleyen bir delil indirmemistir. Onlar sadece saniya ve canlarinin istedigine uymaktadirlar. Oysa onlara Rablerinden and olsun ki dogruluk rehberi gelmistir....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
Bunlar sizin ve babalarınızın taktığı adlardan başka bir şey değildir. Allah onları destekleyen bir delil indirmemiştir. Onlar sadece sanıya ve
canlarının
istediğine uymaktadırlar. Oysa onlara Rablerinden and olsun ki doğruluk rehberi gelmiştir....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
Aslında bunlar sizin ve atalarınızın uydurduğu kuru isimlerdir. Allah, onlara ilişkin hiçbir kanıt indirmemiştir. Onlar sadece sanılarının ve
canlarının
istediğinin peşinden gidiyorlar. Oysa onlara Rabbleri katından doğru yola ilişkin bilgi geldi....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
Onlar, sizin ve atalarınızın adlandırılmasından başka bir şey değildir. Allah, onlar hakkında bir belge indirmemiştir. Kuruntudan ve
canlarının
arzu ettiğinden başka bir şeye dayanmıyorlar. Oysa, onlara Rab’lerinden kılavuz gelmiştir....
Nəcm Suresi, 23. Ayet:
Bütün bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden ibarettir; yoksa Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak bir zanna ve
canlarının
istediği şeye uyuyorlar. Oysa onlara Rablerinden hidayet rehberi de gelmiştir....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği kuş etlerinden (sunulur)....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri,...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş eti;...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Onların
canlarının
çektiği kuş etleriyle dolaşırlar....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği kuş eti (ile de dolaşırlar)....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş eti....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği cinsten kuş eti;...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri,...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri......
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri,...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş eti....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çekmekte olduğundan kuş eti!...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
ve
canlarının
çekebileceği her çeşit kuş etiyle....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş etleri.....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
istediği kuş etleri......
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş et(ler)i,...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çektiği kuş eti....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği kuş etleriyle....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
Canlarının
çektiği yemeği yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
Şüphesiz ki muttakîler (Allah'tan saygı ile korkup hile, yalan ve düzenbazlıktan sakınanlar) gölgelikte pınarlar başında,
canlarının
çektiği meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
(41-42) Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında,
canlarının
çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
(41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında,
canlarının
çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği (iştah duydukları) meyveler vardır....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyveler içerisindedirler....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği çeşit çeşit meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiklerinden meyvelerle!...
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çekip arzu ettiği meyveler (arasındadırlar)....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
istediği meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
(41-42) Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında,
canlarının
çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çektiği meyvalar......
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
istediğinden meyveler içindedirler...
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
ve
canlarının
istediğinden meyveler içindedirler....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyvalarla başbaşadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çekip arzu ettiği meyveler (arasındadırlar)....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
(41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında,
canlarının
çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
istediğinden meyveler....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
ve
canlarının
istediği her meyve(den tadacaklar);...
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
istediğinden meyveler (içindedirler)....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyveler arasındadırlar....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Ve
canlarının
çekip arzu ettiği meyveler (arasındadırlar)....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyveler arasındadır....
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
Canlarının
çektiği meyvelerle yanyanadırlar....
Yasin Suresi, 57. Ayet:
Orada, onlar için meyveler vardır.
Canlarının
istediği her şey onlarındır....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır.
Canlarının
istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada
canlarının
istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedî kalacaksınız....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onların etrafında altın tepsiler ve altın kadehler dolaştırılır. Orada,
canlarının
çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey vardır. 'Siz orada ebedî yaşayacaksınız.'...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar icin altin kadeh ve tepsiler dolastirilir, canlarinin istedigi ve gozlerinin hoslandigi her sey oradadir. Siz orada temellisiniz....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Çevrelerinde tavaf edercesine altın tepsiler ve bardaklar dolaştırırlar ve orada
canlarının
çektiği, gözlerin lezzet duyduğu şeyler vardır ve sizler orada devamlı kalıcılarsınız....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar için altın kadeh ve tepsiler dolaştırılır,
canlarının
istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedi kalacaksınız....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
(71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada
canlarının
istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir....
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onlar altın tepsiler ve destilerle tavaaf (ve ziyaret) edilecekdir.
Canlarının
isteyeceği, gözler (in) in hoşlanacağı ne varsa oradadır ve siz içinde ebedî kalıcılarsınız. ...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
(Orada) altın tepsiler ve kadehler ile karşılanacaklar ve
canlarının
istediği ve hoşlanacağı her şeyi orada bulacaklar. Ve siz orada oturup kalacaksınız (ey inananlar!)...
Zuxruf Suresi, 71. Ayet:
Onların etrafında altın tepsiler ve kadehlerle dolaşılır.
Canlarının
çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey orada vardır ve siz orada ebedî kalacaksınız....
Zuxruf Suresi, 72. Ayet:
(71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada
canlarının
istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir....
Zuxruf Suresi, 73. Ayet:
(71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada
canlarının
istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir....
Qaf Suresi, 35. Ayet:
Orada, onlara Allah’ın sünneti düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, dünyadaki amelleriyle kazandıkları derecelerine göre diledikleri,
canlarının
çektiği her türlü nimet var. Nezdimizde, fazlası da var....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
(41,42) Kuşkusuz Allah'ın koruması altına girmiş kimseler gölgeler, pınarlar ve
canlarının
çektiği meyveler içindedirler. –“...
Mürsəlat Suresi, 42. Ayet:
(41,42) Kuşkusuz Allah'ın koruması altına girmiş kimseler gölgeler, pınarlar ve
canlarının
çektiği meyveler içindedirler. –“...
Vaqiə Suresi, 17. Ayet:
(17,23) "Çevrelerinde, kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler, kadehler –ki ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir– beğendiklerinden meyveler,
canlarının
çektiğinden kuş eti ile; hiç büyütülmeyen çocuklar, saklı inciler gibi iri gözlüler dolaşırlar. "...
Vaqiə Suresi, 23. Ayet:
(17,23) "Çevrelerinde, kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler, kadehler –ki ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir– beğendiklerinden meyveler,
canlarının
çektiğinden kuş eti ile; hiç büyütülmeyen çocuklar, saklı inciler gibi iri gözlüler dolaşırlar. "...
Tur Suresi, 22. Ayet:
Onlara
canlarının
istediği meyveler ve etlerden bol bol sergiledik. ...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
"Onların malları ve evlatları da seni imrendirmesin. Allah, ancak onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve onlar kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden biri iken
canlarının
güçlükle çıkmasını istiyor. "...
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Ve
canlarının
çektiğinden tarifsiz lezzette kuş etleri......
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra (Allah) bu qəmin arxasından sizin üzərinizə sükunət (rahatlıq) verən bir yuxu endirdi, içinizdən bir qrupu bürüdü və digər qrup canlarına əhəmiyyət vermişdi (
canlarının
harayına qalmışdılar). Allaha qarşı cahiliyyə zənni ilə haqsız düşüncələrə qapılırlar: ‘Bu əmrdən bizə bir şey (bir nəsib) varmı?’ deyirlər. (Onlara): ‘Şübhəsiz ki, əmrlərin hamısı Allahındır.’ de. İçlərində sənə açıqlamadıqları bir şey gizlədirlər. ‘Bu əmrdən bizə bir şey (bir nəsib) olsaydı, burada öldürülməzdik.’ deyirlə...
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Artıq onların malları və övladları sənin xoşuna gəlməsin. Allah dünya həyatında onları, bunlarla əzablandırmağı və onların
canlarının
kafir olaraq çıxmasını istəyər....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları və övladları səni təəccübləndirməsin. Allah dünya həyatında onlarla (malları və övladları ilə) onlara əzab etmək və onların nəfslərinin (
canlarının
) kafir olaraq çıxmasını istəyir....
Vaqiə Suresi, 21. Ayet:
Canlarının
çəkdiyi quş ətlərindən (verilir)....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların nə malları, nə də övladları səni heyrətləndirməsin. Allah bunlarla, dünya həyatında onlara əzab vermək və onların
canlarının
kafir kimi çıxmasını istəyir....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların nə malları, nə də övladları səni təəccübləndirməsin. Allah bunlarla, bu dünyada onlara əzab vermək və onların kafir olaraq
canlarının
çıxmasını istəyir....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Mədinə əhalisinə və onların ətrafındakı bədəvilərə (döyüşdə) Allahın Elçisindən geri qalmaq, onun canından öncə öz
canlarının
hayına qalmaq yaraşmaz. Çünki Allah yolunda onlara üz verən elə bir susuzluq, yorğunluq və aclıq, kafirləri qəzəbləndirən elə bir atılmış addım, düşmən üzərində qazanılan elə bir uğur yoxdur ki, bunların müqabilində onlara yaxşı bir əməl yazılmasın. Həqiqətən, Allah yaxşı iş görənlərin mükafatını puç etməz....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra O, bu qəm-qüssənin ardınca sizə bir təskinlik – bir qisminizi bürüyən mürgü nazil etdi. O biri qisminiz isə öz
canlarının
hayına qaldı. Onlar: “Bu işdə bizim üçün bir xeyir varmı?”– deyə Allah barəsində haqsız olaraq, cahiliyyə (dövründəkinə bənzər) düşüncələrə qapıldılar. De: “Bütün işlər Allaha aiddir!” Onlar sənə bildirmədiklərini öz içərilərində gizlədir: “Əgər bu işdə bizim üçün bir xeyir olsaydı, elə buradaca öldürülməzdik”– deyirlər. De: “Əgər siz evlərinizdə olsaydınız belə, öldürü...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
dünya və axirət (işləri) barəsində! Və səndən yetimlər(in işlərinə müdaxilə etmək) barəsində soruşurlar, de: «Onların vəziyyətinin düzəldilməsi daha yaxşıdır. Əgər onlarla bir yerdə yaşasanız (eybi yoxdur), onlar sizin (din) qardaşlarınızdır. Allah islah edəni fəsad törədəndən seçir. Əgər Allah istəsəydi, sizi çətinliyə salardı (onların mallarının və
canlarının
qorunmasını ayrı-ayrılıqda hər birinizə vacib edərdi). Həqiqətən Allah qüdrətli və hikmətlidir....
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Odur ki, onların malları və övladları(nın çoxluğu) səni təəccübləndirməsin! Həqiqətən Allah onların (mal və övladlarının əldə edilməsi və qorunması) vasitəsilə dünya həyatında onlara əzab vermək və
canlarının
kafir olduqları halda çıxmasını istəyir....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları və övladları(nın çoxluğu) səni təəccübləndirməsin! (Çünki bu, onlara yaxşılıq etmək və ya onların yaxşı işlərinin mükafatı deyildir.) Əslində Allah onlara dünya həyatında o şeylər(i ələ gətirmək və qorumaq) vasitəsilə əzab vermək və
canlarının
kafir olduqları halda çıxmasını istəyir....
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
Sonra o kədərin ardından (Allah) üzərinizə sizdən bir qismini bürüyən bir güvən, bir yuxu endirdi. Bir qisminiz də öz
canlarının
dərdinə düşdülər. Allaha qarşı cahiliyyə zənni kimi həqiqətə uyğun olmayan bir gümana düşür: “Bu işdə bizim heç bir dəxlimiz yoxdur”, – deyirdilər. De ki: “Bütün iş Allahındır”. Onlar sənə açıq bir şəkildə bildirə bilmədiklərini içlərində saxlayır və deyirlər ki: “Bu barədə bizim əlimizdə bir şey olsaydı, burada öldürülməzdik”. De ki: “Evlərinizdə də olsaydınız, üzəril...
Tövbə Suresi, 55. Ayet:
Onların malları və övladları sənə xoş gəlməsin. Allah bununla ancaq onlara dünya həyatında əzab verməyi və
canlarının
kafir olaraq çıxmasını istəyir....
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları və övladları sənə xoş gəlməsin. Allah bunlarla ancaq onlara dünyada əzab verməyi və
canlarının
kafir olaraq çıxmasını istəyir....
Tövbə Suresi, 120. Ayet:
Mədinə sakinlərinin və onların ətrafındakı bədəvilərin Allahın peyğəmbərindən (döyüşdə) geri qalmaları və onu qoyub öz
canlarının
hayında olmaları yaraşmaz. Ona görə ki, Allahın yolunda onlara üz verən elə bir susuzluq atəşi, yorğunluq və aclıq, kafirləri qəzəbləndirən elə bir addım, düşmən üzərində qazanılan elə bir uğur olmadı ki, onun müqabilində onlar üçün bir xeyir əməl yazılmasın. Həqiqətən, Allah xeyir iş görənlərin haqqını itirməz!...
Tövbə Suresi, 85. Ayet:
Onların malları və övladları da səndə qibtə oyandırmasın. Allah, ancaq onları dünyada bunların vasitəsi ilə cəzalandırmaq [istəyir] və kafir [Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar edən kəslər] olduqları halda
canlarının
çətinliklə çıxmasını istəyir....