Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Ayetlerimizi küfredip yalanlayanlar,
Cehennem
liktirler. Ve onlar, orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük kazanır da yanlışları kendisini kuşatırsa, onlar
Cehennem
ehlidir ve onlar, orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu Biz, seni, Hakk ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Cehennem
ehlinden sorumlu tutulacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, "Allah'a karşı takvalı ol." dendiği zaman, kendisini üstün görmesi onu günaha sevk eder. İşte böylesine
Cehennem
yeter. O, ne kötü bir döşektir!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kafirlere de ki: "Yakında yenileceksiniz ve
Cehennem
'e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir."...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer
Cehennem
olan kimse ile bir olur mu? Orası ne kötü bir sonuçtur....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet Günü'nde yaptıklarınızın karşılığı, tam olarak verilecektir. Her kim
Cehennem
'den uzaklaştırılıp Cennet'e konursa, kuşkusuz o kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı, aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, az bir yararlanmadır. Sonra varacakları yer
Cehennem
'dir. Orası ne kötü bir yerdir!...
Nisa Suresi, 55. Ayet:
Onların bir kısmı O'na inandı, bir kısmı da O'ndan kaçındı. Böylelerine kızgın alevli
Cehennem
yeter....
Nisa Suresi, 93. Ayet:
Kim, bir Mü'min'i isteyerek öldürürse, onun karşılığı, içinde sürekli kalmak üzere
Cehennem
'dir. Allah ona gazap etmiş, lanetlemiş ve büyük bir azap hazırlamıştır....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Doğrusu, kendilerine haksızlık eden kimselere, melekler canlarını alırken: "Neden bu durumdaydınız?" derler. Onlar: "Biz yeryüzünde mus'tezaf kimselerdik" derler. Melekler: "Allah'ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!" derler. İşte bunların yeri
Cehennem
'dir. Orası ne kötü bir yerdir....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Kendisine doğru yol belli olduktan sonra, her kim Resul'e karşı gelir, Mü'minlerin yolundan başkasına yönelirse, onu saptığı yolda bırakırız. Onu
Cehennem
'e atarız. Orası ne kötü bir dönüş yeridir....
Nisa Suresi, 121. Ayet:
Onların varacakları yer
Cehennem
'dir ve oradan kurtulmak için hiçbir yol bulamayacaklar....
Nisa Suresi, 140. Ayet:
Ve O, size indirdiği Kitap'ta: "Ayetlerinin küfredildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman başka bir söze geçinceye kadar onlarla beraber bulunmayın, yoksa onlar gibi olursunuz." diye bildirdi. Kuşkusuz, Allah, bütün münafıkları ve Kafirleri
Cehennem
'de toplayacaktır....
Nisa Suresi, 169. Ayet:
Ancak
Cehennem
yolundan başka. Orada, kesintisiz ve ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, Allah için çok kolaydır....
Maidə Suresi, 10. Ayet:
Küfreden ve ayetlerimizi yalanlayan kimselere gelince, işte onlar
Cehennem
lik kimselerdir....
Maidə Suresi, 86. Ayet:
Kafir olup ayetlerimizi yalanlayan kimseler, işte onlar
Cehennem
halkıdırlar....
Əraf Suresi, 18. Ayet:
"Kovulmuş ve kınanmış olarak oradan çık. Onlardan kim sana uyarsa,
Cehennem
'i onlarla dolduracağım." dedi....
Əraf Suresi, 41. Ayet:
Onlar için
cehennem
den döşek ve örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 44. Ayet:
Cennet halkı,
Cehennem
halkına, "Rabb'imizin bize söz verdiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabb'inizin size söylediklerinin gerçek olduğunu gördünüz mü?" diye seslenirler. "Evet." derler. Aralarından bir çağırıcı, "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye bağırır....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Cehennem
liklere; "Allah, hiçbir rahmete erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" Onlara: "Girin Cennet'e, artık size korku yoktur. Üzülecek de değilsiniz." denir....
Əraf Suresi, 179. Ayet:
Gerçek şu ki, cinnden ve insten çoğalttıklarımızın çoğu
Cehennem
liktir. Ki onların kalpleri vardır onunla kavramazlar, gözleri vardır onunla görmezler, kulakları vardır onunla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da bilinçsizdirler. İşte gafil olanlar bunlardır....
Ənfal Suresi, 16. Ayet:
Kim böyle bir günde, savaşmak için bir cepheye çekilmek amacıyla veya başka bir birliğe katılmanın dışında, düşmana arkasını dönerse, Allah'ın gazabına uğramış olur. Onun varacağı yer
Cehennem
'dir. O, ne kötü bir dönüş yeridir....
Ənfal Suresi, 36. Ayet:
Gerçeği yalanlayan nankörler, Allah yolundan alıkoymak için mallarını harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra, bu kendilerine pişmanlık olacak ve sonra mağlup olacaklar. Kafirler
Cehennem
'de toplanacaklardır....
Ənfal Suresi, 37. Ayet:
Ki Allah, pis olanı temiz olandan ayırsın, pis olanları birbirinin üzerine koyup, hepsini bir araya getirsin, sonra hepsini
Cehennem
'e doldursun. İşte onlar hüsrana uğrayanlardır....
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
O gün,
cehennem
ateşinde kızdırılıp; onlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak, "İşte bunlardır, kendiniz için biriktirdiğiniz şeyler, tadın, biriktirdiğiniz şeylerin azabını." denecek....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Onlardan kimi de: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme." der. İyi bilmiş ol ki, onlar, fitneye düşmüşlerdir.
Cehennem
onları kuşatacaktır....
Tövbə Suresi, 63. Ayet:
Bilmediler mi ki: Kim Allah'a ve Resulüne karşı haddi aşarsa, onun için, içinde sürekli kalacağı
Cehennem
ateşi vardır. İşte bu, büyük rezilliktir....
Tövbə Suresi, 68. Ayet:
Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve Kafirlere,
cehennem
ateşini vadetmiştir. Orada sürekli kalıcıdırlar. Bu, onlara yeter. Allah, onları lanetlemiştir ve onlar için kalıcı bir azap vardır....
Tövbə Suresi, 73. Ayet:
Ey Nebi! Kafirlerle ve münafıklarla cihat et. Onlara karşı kararlılıkla mücadele et. Onların varacakları yer
Cehennem
'dir. O, ne kötü varış yeridir....
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
Allah'ın Resulüne muhalefet ederek geride kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Mallarıyla, canlarıyla cihad etmekten hoşlanmadılar. Bir de, "Bu sıcakta savaşa çıkmayın." dediler. De ki: "
Cehennem
ateşi daha sıcaktır." Keşke anlasalardı!...
Tövbə Suresi, 95. Ayet:
Onlara döndüğünüz zaman, kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a yemin edecekler. Onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır. Yaptıklarının karşılığı olarak varacakları yer
Cehennem
'dir....
Tövbə Suresi, 109. Ayet:
Binasını takva üzere, Allah rızası için kuran kimse mi, yoksa binasını uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte
Cehennem
ateşinin içine yuvarlanan kimse mi hayırlı olandır? Allah, zalim halkı doğru yola iletmez....
Tövbə Suresi, 113. Ayet:
Nebi ve mü'minlere;
Cehennem
lik oldukları açıkça belli olduktan sonra, yakınları da olsa, müşriklere bağışlanma dilemeleri yaraşmaz....
Hud Suresi, 119. Ayet:
Ancak Rabb'inin rahmet ettikleri hariç. Bunun için yarattı onları. Kesinlikle Rabb'inin takdir ettiği, "
Cehennem
'i cinlerden ve insanlardan dolduracağım" hükmü gerçekleşecektir....
Rəd Suresi, 18. Ayet:
Rabb'lerinin çağrısına uyanlar için, en iyi karşılık vardır. O'na uymayanlar ise, yeryüzünde bulunanların tamamı ve bir o kadarı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini karşılık olarak verirlerdi. Hesabın kötüsü onlar içindir. Varacakları yer
Cehennem
'dir. O ne kötü bir yataktır....
İbrahim Suresi, 16. Ayet:
Onun ardından da
Cehennem
vardır ve irinli sudan içirilecektir....
İbrahim Suresi, 29. Ayet:
Gidecekleri yer
Cehennem
'dir; kalacakları yer ne kötüdür!...
Hicr Suresi, 43. Ayet:
Onların tamamının buluşma yeri
Cehennem
'dir....
Nəhl Suresi, 29. Ayet:
O halde, içinde ebedi kalıcılar olarak
Cehennem
'in kapılarından girin! Büyüklük taslayanlar için ne kötü bir yerdir orası....
İsra Suresi, 8. Ayet:
Umulur ki Rabb'iniz size merhamet eder. Eğer siz dönerseniz, Biz de döneriz. Ve Biz
Cehennem
'i Kafirler için kuşatıcı kıldık....
İsra Suresi, 18. Ayet:
Kim aceleyi isterse, hak eden kimseye dilediğimiz şeyi çabuklaştırırız. Sonra onun için
Cehennem
'i mekan yaparız. Kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer....
İsra Suresi, 39. Ayet:
İşte bunlar, senin Rabb'inin, sana hikmetten vahyettiği şeylerdendir. Allah ile birlikte başka ilah edinme. Yoksa kınanmış ve kovulmuş olarak
Cehennem
'e atılırsın....
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah, "Git! Onlardan kim sana uyarsa, bilin ki bunun karşılığı tam bir karşılık olarak
Cehennem
'dir." dedi....
İsra Suresi, 97. Ayet:
Allah, kime hidayet etmişse, işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, onun için, O'ndan başka veliler bulamazsın. Kıyamet Günü, onları; kör, sağır ve dilsiz olarak yüzüstü sürünür durumda mahşer yerine toplarız. Onların varacakları yer
Cehennem
'dir. O ne zaman dinse, onlara ateşi artırırız....
Kəhf Suresi, 100. Ayet:
İzin günü
Cehennem
'i Kafirlere sunarız, tam bir sunuşla....
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
Yoksa Kafirler, Benim yanım sıra evliya edinebileceklerini mi sandılar? Biz,
Cehennem
'i Kafirlere bir ikram olarak hazırladık....
Kəhf Suresi, 106. Ayet:
Küfretmeleri, ayetlerimi ve resullerimi alaya almaları nedeniyle onların cezaları
Cehennem
'dir....
Məryəm Suresi, 68. Ayet:
Rabb'ine ant olsun ki, onları ve şeytanları kesinlikle bir araya toplayacağız. Sonra onları
Cehennem
'in kenarında diz üstü çökmüş olarak hazır tutacağız....
Məryəm Suresi, 86. Ayet:
Mücrimleri de susamış olarak
Cehennem
e süreceğiz....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rabb'ine mücrim olarak gelirse, onun yeri
Cehennem
'dir. Orada ne ölür ne de yaşar....
Ənbiya Suresi, 29. Ayet:
Onlardan kim, "O'nun yanı sıra ben de ilahım." derse, işte o zaman onu
Cehennem
'le cezalandırırız. Biz, zalimleri böyle cezalandırırız....
Ənbiya Suresi, 98. Ayet:
Siz ve Allah'ın yanı sıra kulluk ettikleriniz,
Cehennem
'in odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz....
Ənbiya Suresi, 99. Ayet:
Eğer onlar gerçekten ilah olsalardı,
Cehennem
'e girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır....
Ənbiya Suresi, 102. Ayet:
Onlar,
Cehennem
'in uğultusunu bile duymazlar. Ve onlar canlarının istediği şeylerin içinde sürekli kalacaklardır....
Həcc Suresi, 51. Ayet:
Ayetlerimizi geçersiz bırakma yarışında olanlar, işte onlar
Cehennem
ehlidir....
Möminun Suresi, 103. Ayet:
Ve kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar kendilerine yazık edenlerdir;
Cehennem
'de sürekli kalıcıdırlar....
Furqan Suresi, 12. Ayet:
Cehennem
onları uzak bir yerden gördüğü zaman, onun öfkelenmesini ve uğultusunu işittiler....
Furqan Suresi, 34. Ayet:
Yüzüstü
Cehennem
'e toplanacak olanlar; işte onlar, yerce çok kötü ve yolca çok sapkınlardır....
Furqan Suresi, 65. Ayet:
Onlar: "Rabbimiz
Cehennem
azabını bizden uzaklaştır. Kuşkusuz onun azabı sürekli bir yok oluştur." derler....
Şüəra Suresi, 91. Ayet:
Ve
Cehennem
azgınların karşısına çıkarılır....
Ənkəbut Suresi, 54. Ayet:
Senden azabı hemen getirmeni istiyorlar. Oysaki
Cehennem
kesinlikle Kafirleri çepeçevre kuşatacaktır....
Ənkəbut Suresi, 68. Ayet:
Uydurduğu yalanı Allah'a isnat eden iftiracıdan veya kendisine gelen hakikati yalanlayandan daha zalim kim vardır? Kafirler için
Cehennem
'de yer mi yok?...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer dileseydik, herkese elbette hidayetini verirdik. Fakat Ben'den söz hak oldu: "
Cehennem
i tamamen cin ve insanlardan dolduracağım."...
Fatir Suresi, 36. Ayet:
Kafirlere gelince, onlar için
Cehennem
ateşi vardır. Ölmelerine karar verilmez ki ölüp kurtulsunlar. Onların azaplarından da hafifletilmez. İşte bütün kafirleri böyle cezalandırırız....
Yasin Suresi, 63. Ayet:
İşte, uyarılmış olduğunuz
Cehennem
budur....
Saffat Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın yanı sıra. Artık onlara
Cehennem
yolunu gösterin....
Saffat Suresi, 55. Ayet:
Derken yakından tanık oldu. Onu
Cehennem
'in ortasında gördü....
Saffat Suresi, 57. Ayet:
"Eğer Rabb'imin nimeti olmasaydı, ben de
Cehennem
e atılanlardan olurdum."...
Saffat Suresi, 64. Ayet:
O,
Cehennem
'in dibinde çıkan bir ağaçtır....
Saffat Suresi, 68. Ayet:
Sonra dönecekleri yer, kesinlikle
Cehennem
'dir....
Saffat Suresi, 97. Ayet:
"Onun için bir yer hazırlayın, sonra da onu
cehennem
e atın." dediler....
Saffat Suresi, 163. Ayet:
Cehennem
'e girecekler hariç....
Sad Suresi, 56. Ayet:
Varacakları yer
Cehennem
'dir. Orası ne kötü bir yataktır....
Sad Suresi, 85. Ayet:
Allah: "Ant olsun ki
Cehennem
'i senden ve sana uyanlardan dolduracağım." dedi....
Zümər Suresi, 32. Ayet:
Öyleyse, Allah adına yalan uyduran ve kendisine gelen doğruyu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kafirlerin yeri
Cehennem
'de değil mi?...
Zümər Suresi, 60. Ayet:
Kıyamet Günü, Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerini kararmış görürsün. Büyüklük taslayanların yeri
Cehennem
'de değil mi?...
Zümər Suresi, 71. Ayet:
Kafirler bölük bölük
Cehennem
'e sürülürler. Oraya vardıklarında, kapıları açılır.
Cehennem
'in bekçileri onlara: "İçinizden size Rabb'inizin ayetlerini okuyan, sizi bu gününüzle karşılaşacağınıza dair uyaran resuller gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet geldi." derler. Fakat azap sözü Kafirlerin üzerine gerçekleşti....
Zümər Suresi, 72. Ayet:
"İçinde sürekli kalmak üzere
Cehennem
'in kapılarından girin!" denir. Büyüklük taslayanların kalacakları yer ne kötüdür....
Mömin Suresi, 6. Ayet:
İşte böylece Kafirlerin üzerine, Rabb'inin, "Kuşkusuz ki onlar
Cehennem
halkıdır." Kelimesi hak oldu....
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arş'ı yüklenenler ve çevresinde bulunanlar, Rabblerini övgü ile yüceltirler. Ve O'na iman ederler. İman edenler için bağışlanma dilerler: "Rabb'imiz! Sen, rahmet ve bilgice her şeyi kuşattın. Tevbe edip senin dosdoğru yoluna uyan kimseleri bağışla. Onları
Cehennem
azabından koru."...
Mömin Suresi, 43. Ayet:
"Şu bir gerçek ki, sizin beni kendisine çağırdığınız şey, dünyada da ahirette de kendisine çağıranlara cevap verme gücü olmayan şeydir. Kuşkusuz dönüşümüz Allah'adır. Haddi aşanlar
Cehennem
liktirler."...
Mömin Suresi, 49. Ayet:
Ateşte olanlar,
Cehennem
görevlilerine: "Rabb'inize dua edin de bir gün de olsa azabı bizden hafifletsin." derler....
Mömin Suresi, 60. Ayet:
Rabb'iniz: "Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Bana kulluk etmeye büyüklenenler, horlanmış olarak
Cehennem
'e gireceklerdir." dedi....
Mömin Suresi, 76. Ayet:
Orada sürekli kalmak üzere
Cehennem
'in kapılarından girin. İşte, büyüklenenlerin yeri ne kötüdür!...
Zuxruf Suresi, 74. Ayet:
Kuşkusuz mücrimler,
Cehennem
azabında sürekli kalacak olanlardır....
Duxan Suresi, 47. Ayet:
"Onu tutun!
Cehennem
'in ortasına sürükleyin."...
Duxan Suresi, 56. Ayet:
Orada bir daha ölümü tatmazlar. Onlar
Cehennem
azabından korunmuştur....
Casiyə Suresi, 10. Ayet:
Cehennem
peşlerindedir. Kazandıkları şeyler ve Allah'ın yanı sıra edindikleri veliler onlara bir yarar sağlamaz. Onlar için büyük bir azap vardır....
Casiyə Suresi, 35. Ayet:
İşte bu, Allah'ın ayetlerini alay konusu etmeniz nedeniyledir. Sizi, dünya hayatı aldattı. Artık bugün onlar,
Cehennem
'den çıkarılmazlar. Ve onlardan özür de kabul edilmez....
Fəth Suresi, 6. Ayet:
Allah; hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve kadınlara, müşrik erkek ve kadınlara azap etsin. Kötü zanları onların üzerlerine dönsün. Allah, onlara kızdı ve onları lanetledi. Ve onlar için
Cehennem
'i hazırladı. Ne kötü bir varış yeri....
Qaf Suresi, 24. Ayet:
"İnatçı, Kafirlerin tamamını
Cehennem
'e atın."...
Qaf Suresi, 30. Ayet:
O gün,
Cehennem
'e, "Doldun mu?" deriz. O da "Daha yok mu?" der....
Tur Suresi, 13. Ayet:
O gün,
Cehennem
ateşine sürüklenirler....
Tur Suresi, 18. Ayet:
Rabb'lerinin kendilerine verdiklerinden hoşnut olarak. Rabb'leri onları
Cehennem
ateşinden korumuştur....
Qəmər Suresi, 48. Ayet:
O gün yüz üstü sürülerek ateşe atılırlar. "
Cehennem
ateşinin dokunuşunu tadın!"...
Rəhman Suresi, 43. Ayet:
İşte bu, suçluların yalanladığı
Cehennem
'dir....
Vaqiə Suresi, 94. Ayet:
Ve
Cehennem
'e atılma vardır....
Hədid Suresi, 19. Ayet:
Allah'a ve Resullerine iman edenler; işte onlar Sıddıklardır. Ve Rableri yanında şahitlerdir. Onların ödülleri ve nurları vardır. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar
Cehennem
halkıdırlar....
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara
Cehennem
yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir....
Həşr Suresi, 20. Ayet:
Cehennem
likler ile Cennetlikler bir değildir. Cennetlikler, kurtuluşa eren kimselerdir....
Təhrim Suresi, 9. Ayet:
Ey Nebi! Kafirlere ve münafıklara karşı mücadele et. Ve onlara kararlılık göster. Onların barınacağı yer
Cehennem
'dir. O ne kötü dönüş yeridir....
Mülk Suresi, 6. Ayet:
Kafirler için
Cehennem
azabı vardır. Ve o, ne kötü varış yeridir....
Mülk Suresi, 11. Ayet:
Böylece suçlarını itiraf ettiler. Rahmetten uzak olsun
Cehennem
likler....
Haqqə Suresi, 31. Ayet:
"Sonra onu
Cehennem
'e atın."...
Cin Suresi, 15. Ayet:
Asilik edip kendilerine haksızlık yapanlar, işte onlar
Cehennem
'e odun oldular....
Cin Suresi, 23. Ayet:
"Bana düşen sadece Allah'tan aldığım vahyi size duyurmak ve gönderileni iletmektir. Kim Allah'a ve O'nun Resulüne karşı gelirse, bilsin ki onun için kesintisiz olarak sürekli içinde kalacağı
Cehennem
ateşi vardır."...
Müzzəmmil Suresi, 12. Ayet:
Bizim yanımızda prangalar ve
Cehennem
var....
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Cehennem
ashabını meleklerden başkasını yapmadık. Onların sayılarını, gerçeği yalanlayan nankörler için bir fitneden başka bir şey yapmadık. Kendilerine kitap verilenler; kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanları artsın. Kendilerine kitap verilmiş iman sahipleri kuşku duymasınlar. Kalplerinde hastalık olanlarla, Kafirler de desinler ki: "Allah, bu örnekle ne demek istiyor şimdi?" İşte böyle, Allah, hak edeni dalalette bırakır, hak edeni doğru yolu gösterir. Rabb'inin ordularını, ke...
Nəbə Suresi, 21. Ayet:
Cehennem
gözetleme yeri oldu;...
Naziat Suresi, 36. Ayet:
Gören kimseler için
Cehennem
açıkça gösterilecek....
Naziat Suresi, 39. Ayet:
Kuşkusuz
Cehennem
onun için barınaktır....
Təkvir Suresi, 12. Ayet:
Cehennem
kızıştırıldığı zaman, ...
İnfitar Suresi, 14. Ayet:
Facirler
Cehennem
dedirler....
Mutəffifin Suresi, 16. Ayet:
Sonra onlar,
Cehennem
'e girecekler....
Bürüc Suresi, 10. Ayet:
Mü'min erkeklere ve kadınlara fitne yapıp, sonra da kesin olarak tevbe etmeyenler için
Cehennem
azabı vardır. Onlar için yakıcı bir azap vardır....
Fəcr Suresi, 23. Ayet:
İzin Günü
Cehennem
ortaya getirilir. O gün insan neyin ne olduğunu anlar, ancak bunun ona bir yararı olmaz....
Beyyinə Suresi, 6. Ayet:
Kitap Ehli'nden gerçeği yalanlayan nankörler ve müşrikler, içinde sürekli kalmak üzere
Cehennem
ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların şerlileridirler....
Bəqərə Suresi, 16. Ayet:
Bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı,
cehennem
i) satın almışlardır. Onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahud onların hâli, gökten boşanan yağmura tutulmuşların hâli gibidir ki, o gökte (bulutlarda) yoğun karanlıklar var, bir gök gürültüsü, bir şimşek var. Yıldırımlardan ölüm korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkıyorlar. Allah ilim ve kudreti ile kâfirleri kuşatandır. (Cenâb’ı Hak, Kur’an-ı Kerim karşısında bulunan kâfir ve münafıkların hâlini beyan etmek üzere, ikinci bir temsil yapmıştır. Böylece âyeti kerimede münâfıkların hâli, karanlık bir gecede gök gürültülü ve şimşekli bir yağmura tutul...
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan
cehennem
ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan
cehennem
ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Eğer bunu yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız- yakıtı insanlar ile taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış olan
Cehennem
ateşinden korkunuz....
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
O fâsıklar ki, Allah’ın (ezelde iman ve itaat etmelerine dair) kendilerinden aldığı sözü sağlama bağladıktan sonra, O’nun ahdini bozarlar ve Allah’ın vaslını emrettiği şeyi (yakınlık ve iman bağlarını) keserler, yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar, (ebedî olarak
cehennem
e düşüp) ziyanda kalanlardır....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
(38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise
cehennem
liktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar
cehennem
liktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar
cehennem
liktir, onlar orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, senin peygamberliğini inkârda, küfürde ısrar edenler ve âyetlerimizi, Kur’ân’ı yalanlayanlar, işte onlar
Cehennem
liktirler. Onlar, orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfre varıp âyetlerimizi yalanlıyanlar ise,
cehennem
ehlidirler; onlar, o ateşte ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Inkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar
cehennem
lik olanlardir, onlar orada temelli kalacaklardir.*...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkar eden kimseler ve ayetlerimizi yalan sayanlar
cehennem
lik olanlardır, onlar orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar
cehennem
liktir, onlar orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da
cehennem
ehlidirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Kâfir olup ayetlerimizi yalanlayanlar ise orada ebedi olarak kalıcı olmak üzere
Cehennem
'liktirler....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
O küfredenler, âyetlerimizi yalan sayanlar (Yok mu?), onlar ateşin (
cehennem
in) arkadaşlarıdır. Onlar orada bir daha çıkmamak üzere kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfredenler, ayetlerimizi yalanlamış olanlar, işte onlar
cehennem
liklerdir. Ve onlar ateşte temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Küfre varıp âyetlerimizi yalanlayanlar ise,
cehennem
ehlidirler. Onlar o ateşte ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
Yol göstericimi tanımayıp, ayetlerimizi yalan sayanlar,
cehennem
halkıdır. Onlar, orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 39. Ayet:
(38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise
cehennem
liktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bir vakit de, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam söz almıştık; Tûr’u da (söz veresiniz diye tehdîden yerinden sökerek) üstünüze kaldırıb demiştik ki: “- Size verdiğimiz kitabın hükümlerini kuvvetle tutun ve içindekinden gâfil olmayın, onları hatırlayın; gerek ki
cehennem
den ve isyandan korunursunuz....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Hani sizden (Tevrat ile âmil olacağınıza dâir) sapasağlam söz almışdık, «Tur» u da (tepenize iniverecek bir durumda) üstünüze kaldırmışdık, (ve demişdik ki:) «Size verdiğimiz (Kitab) ı (n hükümlerini) kuvvetle tutun, onda onlar (la amel etmek lüzumun) u hatırlayın. Tâ ki (
cehennem
den, günahlardan) sakınmış olasınız». ...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de İsrâiloğulları: 'Sayılı birkaç günün dışında bize asla
Cehennem
ateşi dokunmayacaktır' dediler. Sen de: 'Siz Allah’tan bir taahhüt, bir söz mü aldınız? Eğer böyleyse, Allah asla sözünden dönmez. Yoksa Allah adına bilmeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?' de....
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
O yahûdiler: “-Bize sayılı bir kaç günden başka asla
cehennem
ateşi dokunmaz.” dediler. Ey Habibim, onlara de ki, size o müddetten daha ziyade azab edilmiyeceğine dair Allah’dan bir vaad mı aldınız? Böyle ise, Allah ahd ve vaadinden asla caymaz. Yoksa Allah’a karşı bilemiyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
(Peygamber onları
Cehennem
le korkutduğu zaman da : «Atalarımızın buzağıye tapdıkları) sayılı (ve mahdud) günlerden (kırk günden) başka (fazla) bize kat'iyyen
Cehennem
(azabı) dokunmayacak» dediler. Söyle (Habîbim) ki: «Allah katından (bu hususda) bir ahdi mi elde etdiniz? (Ondan böyle bir sözü mü aldınız?) ki Allah ahdinden asla caymaz yoksa Allaha karşı bilmeyeceğiniz bir şey'i mi söylüyorsunuz?». ...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Ve dediler ki: «Bizlere birkaç sayılı günden başka
cehennem
ateşi temas etmeyecektir. De ki: «Siz Allah'ın huzurunda bir ahid mi aldınız? Elbet de Allah Teâlâ ahdinde hulf etmez. Yoksa bilmeyeceğiniz bir şeyi Cenâb-ı Hakk'a isnad edip söylüyor musunuz»...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de dediler ki: “Sayılı bir kaç gün dışında
cehennem
ateşi bize dokunmaz. ” De ki: “Siz Allah katından bir söz mü aldınız? Öyle ise Allah aslâ sözünden caymaz. Yoksa sizler Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Bir de derler ki: "
Cehennem
ateşi, sayılı birkaç gün dışında bize asla dokunmayacak." De ki: "Buna dair Allah’tan garanti mi aldınız? Aldıysanız ne âla, Allah vâdinden asla caymaz." Yoksa kesin bilmediğiniz şeyi mi Allah adına söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar
cehennem
liklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler
cehennem
liktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Evet, kimler bilerek günah işler, günah yüklenir de, günahları her yandan kendilerini kuşatırsa, onlar
cehennem
liktirler. Orada da ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, aksine, kim bir kötülük işler ve yapmış olduğu fenalıklar kendini kuşatırsa işte bunlar
cehennem
e atılacak olanlardır. Onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır. [14]...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Gerçekten bir kimse günah ve küfrü kazanır da, günahları onu her taraftan çevrelerse, işte böyle kimseler
Cehennem
ehlidirler ve orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayir oyle degil; kotuluk isleyip sucu kendisini kusatmis olan kimseler;
cehennem
likler iste onlardir. Onlar orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır (durum hiç de onların anladığı ve iddia ettiği gibi değildir) kim kötülük kazanır da isyan ve küfür onu çepeçevre kuşatırsa, işte onlar
cehennem
liktirler; onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır öyle değil; kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler;
cehennem
likler işte onlardır. Onlar orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler
cehennem
liktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, öyle birşey yok. Kim kötülük işler de günahı tarafından kuşatılırsa onlar ebedi olarak kalmak üzere
Cehennem
liktirler....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır (iş öyle değil). Kim bir kötülük (günah) kazanır da suçu kendisini çepçevre kuşatırsa onlar
cehennem
in saahibleridirler. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere, kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Kim bir kötülük yapar ve günâhı kendisini kuşatır (da kâfir olarak ölür)se, işte onlar
Cehennem
ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, kötülük yapıp da günahı kendisini kuşatan kimseler, işte onlar
cehennem
liklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, öyle değil! Kötülük işleyip suçu kendisini kuşatmış olan kimseler, işte bunlar
cehennem
liktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Gerçek şu ki, günah işleyip günahı kendisini kuşatmış olan kimseler,
cehennem
likler işte onlardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır, durum hiç de öyle değil! Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşattığı kapladığı kimseler var ya, işte onlar
cehennem
liktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yahûdi’ler: “- Hristiyanlar, din işinde bir şey üzre değildirler.” dediler. Hristiyanlar da: “Yahûdiler, din işinde güvenilir bir şey üzre değildir.” dediler. Halbuki hepsi kendilerine indirilen Tevrat ve İncil’i okuyorlar. Kitab ehli olmayan ve okumak bilmeyen Arap müşrikleri de Yahûdilerle Hristiyanların söyledikleri gibi söylerler. Allah, ayrılığa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecek (haklıyı Cennete ve haksızı
Cehennem
e koyacaktır.)...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz, hiç şüphesiz biz
2.
erselnâ-ke
: seni gönderdik
3.
bi el hakkı
: hak ile
4.
beşîren
: m...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (
cehennem
liklerden) sana sorulmaz (sen
cehennem
e gideceklerden sorumlu tutulmazsın )....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen
cehennem
lik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zâten sen, o
cehennem
liklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Gerçek ki Biz, seni, müjdelemen ve uyarman için HAK olarak irsâl ettik.
Cehennem
ehli senden sorulmaz....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren
Cehennem
azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin;
cehennem
liklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen
cehennem
liklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen
cehennem
in halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o
cehennem
liklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Dogrusu Biz, seni hak ile, mujdeci ve uyarici olarak gondermisizdir. Sen,
cehennem
liklerden sorumlu tutulmayacaksin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki Biz Seni bir müjdeci ve (sonucu felâket olacak yolun tehlikesini) haber verip uyarıcı olarak hak ile gönderdik.
Cehennem
liklerden artık Sen mes'ul değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen,
cehennem
liklerden sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen
cehennem
liklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Cehennem
halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o
Cehennem
liklerden mes'ul de değilsin...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik. Sen o
cehennem
liklerden sorumlu da değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o
cehennem
liklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Sen
Cehennem
liklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen
cehennem
in halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
(Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen
cehennem
in arkadaşlarından (
cehennem
lik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin. ...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen)
Cehennem
ehlinden suâl olunmayacaksın!...
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik.
Cehennem
ashabından sen mes'ul olacak değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen
cehennem
ashâbından mes'ul olmazsın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen
cehennem
liklerden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik.
Cehennem
halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni sırf Kur’ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen
cehennem
liklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Cehennem
halkından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen
cehennem
in halkından sorumlu tutulmayacaksın....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen
Cehennem
ehlinden sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 119. Ayet:
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen,
cehennem
ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/
cehennem
yâranından sen sorumlu değilsin....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrahim, “Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır” demişti. Allah da, “İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu
cehennem
azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!” demişti....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu
cehennem
azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakit İbrâhim: 'Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbim! Burasını emin, güvenli bir belde haline getir. Halkını, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe imân edenlerini çeşitli meyvalarla rızıklandır.' diye dua etti. Allah: 'Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere dahi rızık verir de, hayattan biraz nasib al...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakıt Hz. İbrahim: “-Ya Rab, burasını emîn bir belde kıl ve ahalisinden Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır!” diye dua etti. Allah: “Kâfir olan kimseyi de dünyanın az vaktında rızıklandırırım, sonra onu âhirette
cehennem
azabına muztar bırakırım. O varılacak ateş, ne kötü bir yerdir!” buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
O vakit İbrahim, «Rabbim! Burayı emîn bir belde eyle, burada oturanları, (onlardan) Allah'a ve âhiret gününe inananları türlü meyvelerle (gıdalarla) rızıklandır» demişti de Allah, «Küfre sapanları da (yaşadıkları) az bir süre yararlandırırım da sonra onları
Cehennem
azâbıyla (karşı karşıya kalma) zorunda bırakırım. Varılacak yer ne fenadır!» buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu
cehennem
azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Ve o vakit İbrahim: «Ya Rab, burasını güvenilir bir yer kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!» dedi. Allah da: «İnkar edenleri de rızıklandırır, kısa bir zaman için hayattan nasip aldırırım. Sonra onları
cehennem
azabına girmek zorunda bırakırım ki, o ne yaman bir inkılaptır!» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrahim; «Ey Rabbim, bu şehri güvenli bir yer kıl, halkından Allah a ve Ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır» dedi. Allah da; «Onlardan kâfir olanları ise kısa bir süre geçindirir, sonra
Cehennem
azabına katlanmak zorunda tutarım. Ne kötü akıbettir o!» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrâhîm: «Yâ Rab, burasını emniyyetli bir şehir yap ve ehâlisinden Allaha ve âhiret gününe inananları (yemiş, hububat gibi) mahsullerle rızıklandır» demişdi. (Allah da:) «Kâfir olanı dahi kısa bir zaman için (yaşadığı müddetce) fâidelendireceğim, sonra onu
cehennem
azabına icbar edeceğim. Varacağı yer ne kötüdür» buyurmuşdu. ...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani, İbrahim demişti ki: Rabbım burasını emniyetli bir şehir yap. Ve halkından Allah'a, ahiret gününe iman etmiş olanları mahsullerle rızıklandır Allah da: Kafir olanı kısa bir zaman için geçindiririm. Sonra onu
cehennem
azabına zorlarım. Bu ne kötü bir sonuçtur, buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Hani İbrahim: -Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir yap, halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır, demişti. Allah da: -İnkarcı olanı bile az bir süre geçindirir, sonra onu
cehennem
azabına atarım ne kötü bir akibet! diye buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Ve o vakit İbrâhim: "Ya Rabbî, burayı güvenli bir şehir yap. Buranın halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır!" dedi. Bunun üzerine buyurdu ki: "Onlardan inkâr edeni dahi rızıklandırıp az bir zaman hayattan nasip aldırır, sonra da onları
cehennem
azabına sürerim. Orası varılacak yer olarak ne fena bir yerdir!"...
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
İbrâhim demişti ki: "Rabbim, bu şehri güvenli bir şehir yap, halkından Allah'a ve âhiret gününe inananları çeşitli ürünlerle besle!" (Rabbi) buyurdu: "İnkâr edeni dahi az bir süre geçindirir, sonra onu
cehennem
azâbına (girmeğe) zorlarım, ne kötü varılacak yerdir orası!"...
Bəqərə Suresi, 162. Ayet:
Onun (o lâ'netin, yahud
cehennem
in) içinde ebedî kalıcıdırlar onlar. Onlardan âzab da hafifletilmez. Kendilerinin yüzlerine de bakılmaz. ...
Bəqərə Suresi, 162. Ayet:
Orada (
Cehennem
de) ebedî olarak kalıcıdırlar! Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara (özür dilemeleri üzere) mühlet verilir!...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Uyanlar: «Keske bizim icin dunyaya bir donus olsa da, bizden uzaklastiklari gibi biz de onlardan uzaklassak» derler. Boylece Allah onlara, hasretini cekecekleri islerini gosterir. Onlar
cehennem
den cikmayacaklardir. *...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Uyanlar: 'Keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak' derler. Böylece Allah onlara, hasretini çekecekleri işlerini gösterir. Onlar
cehennem
den çıkmayacaklardır....
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Uyanlar o zaman «Keşke bir daha dünyaya geri dönebilseydik de şimdi onlar bizden nasıl uzaklaştılar ise bizde onlardan öyle uzak dursaydık» derler. Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını hayıflanmalar biçiminde gösterir. Onlar
Cehennem
'den çıkamayacaklardır....
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Ve tâbi' olanlar şöyle demişdir: «Bizim için (dünyâye) bir dönüş olsaydı da (bugün) bizden uzaklaşdıkları gibi biz de (o gün) onlardan uzaklaşsaydık». Böylece Allah onlara bütün yapdıklarını hasret (ve nedamet) ler haalinde kendilerine gösterecekdir ve onlar
cehennem
den akıcılar da değildirler. ...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Onlara uyup arkalarından gidenler: “Ah ne olurdu, bir daha dünyaya gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşmış olsaydık!” derler. Böylece Allah onlara bütün yaptıklarını hasretler ve pişmanlıklar halinde gösterecektir. Onlar
cehennem
den çıkmayacaklardır....
Bəqərə Suresi, 175. Ayet:
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı, mağfiret karşılığında azabı satın alanlardır. Onlar
Cehennem
ateşine karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!...
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi
cehennem
azabından koru! derler....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bazıları da: 'Ey Rabbimiz bize dünyada devlet, iyilik ve güzellik, bol servet, sağlık, emniyet, salih-sâliha eşler ve sâlih evlatlar ver. Âhirette de güzel mükâfatlar ver. Cennetini ver, rızana ulaşma mertebesine erenlerden eyle. Bizi ateşten,
Cehennem
azabından da koru.' derler....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Kimi de: “Ey Rabbimiz, bize dünyada iyi hal ver ve âhirette merhamet ihsan et; ve bizi
cehennem
azabından koru” der....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Kimi de, «Rabbimiz! bize Dünya'da da iyilik ve güzellik ver, Âhiret'te de iyilik ve güzellik ver ve bizi
Cehennem
ateşinden koru» der....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi
cehennem
azabından koru! derler....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Kimi insanlar da 'Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, Ahirette de güzellik ver ve bizi
Cehennem
ateşinin azabından koru' derler....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Kimi de «Ey Rabbimiz bize dünyada da iyi hal ver, âhiretde de iyi hal ver ve bizi o ateş (
cehennem
) azabından koru» der. ...
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bir kısmı da: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver. Bizi
cehennem
azabından koru. ” derler....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Bazıları da, "Ey bizim (Yüce) Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver, Ve bizi
cehennem
ateşinden koru!" derler....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ve izâ kîle lehuttekıllâhe ehazethul izzetu bil ismi fe hasbuhu
cehennem
(
cehennem
u), ve le bi’sel mihâd(mihâdu)....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
1.
ve izâ
: ve o zaman, olduğu zaman
2.
kîle
: denildi
3.
lehu
: ona
4.
ıttekı
: takva sahibi ol
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ve ona: “Allah'a karşı takva sahibi ol.” denildiği zaman, izzet (nefsin gururu) onu günahla tutar (mani olup onu günaha sokar). Artık ona
cehennem
yeter ve elbette (o) kötü bir döşektir....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona “Allah’tan kork” denildiği zaman, gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından
cehennem
gelir. O ne kötü yataktır!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, Allah'tan sakın, kork dendi mi suçla, günahla ululanmaya girişir.
Cehennem
gelir onun hakkından. Orası, gerçekten de ne kötü, ne pis yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Böylesine "Allah'tan kork!" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona
cehennem
yeter. O ne kötü yerdir!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: "Allâh'tan (yaptıklarının sonucunu yaşatacağı için) korun" denildiğinde, benliği onu suça sürükler. İşte onun hakkından
cehennem
gelir. Cidden çok kötü yataktır o!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Onlara: 'Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arının, azaptan korunun' denildiği zaman gururları kendilerini bilerek daha fazla günah işlemeye, zarar vermeye sevkeder. Onların hakkından sadece
Cehennem
gelir. Orası ne kötü bir yerdir, ne kötü bir mekândır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona 'Allah'dan kork' denildiği zaman gururu onu günaha sürükler. Artık ona
cehennem
yeter. O ne kötü bir yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine
cehennem
yeter; ne kötü bir yataktır o....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: “Allah’tan kork” dendiği zaman, cahiliyyet duygusu izzeti onu günah işlemeye götürür. İşte buna
cehennem
kâfidir; ve o
cehennem
ne kötü bir yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: «Allah'tan sakin» denince, gururu kendisine gunah isletir, artik ona
cehennem
yetisir, ne kotu yataktir!.....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, Allah'tan kork, denilince onur ve gururu tutar da kendisini günaha iter. Artık ona
Cehennem
yeter; orası ne kötü yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: 'Allah'tan sakın' denince, gururu kendisine günah işletir, artık ona
cehennem
yetişir, ne kötü yataktır!.....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Böylesine «Allah'tan kork!» denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona
cehennem
yeter. O ne kötü yerdir!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Kenidisine 'ALLAH'ı dinle,' dendiğinde kibir ve gurur içinde hiddetlenir. Onun hakkından
cehennem
gelir; ne kötü bir meskendir!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona «Allahdan kork» denildiği zaman da kendisini günah ile onur tutar,
Cehennem
de onun hakkından gelir, cidden ne fena yataktır o...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: «Allah'tan kork!» denildiği zaman da gururu kendisini daha çok günaha iter.
Cehennem
de onun hakkından gelir. O, gerçekten ne kötü yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: «Allah'tan kork!» dendiği zaman da kendisini onuru (gururu) günah işlemeye sevkeder.
Cehennem
de onun hakkından gelir. O ne kötü bir yataktır!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona 'Allah'tan kork' denilince günahları ile gururlanma damarı kabarır. Böylesi için
Cehennem
yeterlidir. Orası ne kötü bir barınaktır!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: "Tanrı'dan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine
cehennem
yeter. Ne kötü bir yataktır o....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: «Allahdan kork» denildiği zaman izzet (-i nefsi, cahilane kibr) i kendisini (daha ziyâde) günâh işlemeye götürür. İşte öylesine
cehennem
yetişir. O, hakıykat ne kötü yatakdır!.. ...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Hem ona: 'Allah’dan sakın!' denildiği zaman, gurûr onu günaha sevk eder; artık ona
Cehennem
yeter! Hâlbuki (o,) gerçekten ne fenâ yataktır!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona; Allah'tan kork, denilince, gururu kendisini günaha sürükler. İşte ona
cehennem
yeter. O; ne kötü bir yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Kendisine ne zaman "Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!" dense, yersiz gururu onu günaha sevk eder: Böylelerinin payına
cehennem
düşecektir; ne kötü bir konaklama yeridir orası!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ve ona, «Allah'tan kork!» denildiği zaman kendisini günah ile izzet-i nefs yakalar. Artık ona
cehennem
kâfidir. Ve ne fena bir yataktır....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Böylesine: “Allah'tan kork!” denilince, benlik ve gururu kendisini günaha sürükler. Ona
cehennem
yeter. O ne kötü yataktır!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: -Allah’tan kork, denince gururu kendisine günah işletir. Ona
cehennem
yeter. Gerçekten (orası, varılacak) yerin en kötüsüdür....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
O adama: "Allah’tan kork da fesat çıkarma!" denildiğinde, kendini benlik ve gurur kaplar ve bu, onu daha fazla günaha sürükler. Böylesinin hakkından
cehennem
gelir. Gerçekten ne fena yataktır o
cehennem
!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: "Allah'tan kork!" dense gururu, kendisini günâha sürükler. Artık ona
cehennem
yetişir; ne kötü bir yataktır o!.....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona: «Allah'tan kork» denildiği zaman, onu büyüklük gururu günaha sürükleyerek alıp kuşatır. Böylesine
cehennem
yeter; ne kötü bir yataktır o....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona 'Allah'tan kork' dendiğinde de kibir ve gururu kabarır ve onu daha çok günaha sürükler. Onu ancak
Cehennem
paklar. Ne kötü bir yerdir orası!...
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, "Allah'tan kork" dendiğinde, gurur kendisini günaha götürür. Böylesine,
cehennem
yeter. Gerçekten ne kötü yataktır o....
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bun...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda savaşmanın hükmünü soruyorlar: 'O aylarda savaşmak büyük günahtır. İnsanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoymak, İslâmî hayatı yaşamaya engel tedbirler almak, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyarete mânî olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük sorumluluğu gerektirir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne, cinayetten ve savaştan, kan dökmekten d...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram aydan, onda savaşmaktan soruyorlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük bir günahtır. İnsanları Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'a karşı nankörlük etmek, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Bozgunculuk ise öldürmekten daha fenadır. Onlar eğer güç yetirebilirse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner ve sonra da kâfir olarak ölürse, işte onların yaptıkları işler dünyada da, ahirette de ...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Haram olan ayda savaşın hükmü nedir, diye sana soruyorlar. De ki: “- O ayda savaş yapmak büyük günahtır. Fakat küfür ve inkârla insanları Allah yolundan çevirmek, Mescid-i Harâm’da tavaf ve namazdan alıkomak, Peygamberi ve ashabını Mekke’den çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Allah’a ortak koşmak fitnesi, Müslümanların haram ayda yaptıkları savaştan da beterdir. Ey müminler, kâfirlerin gücü yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmalarından geri durmazlar. Sizden kim ...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana hurmet edilen ayi, o aydaki savasi sorarlar. De ki: «O ayda savasmak buyuk suctur. Allah yolundan alikoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkini oradan cikarmak Allah katinda daha buyuk suctur. Fitne cikarmak ise oldurmekten daha buyuktur". Gucleri yeterse, dininizden dondurunceye kadar sizinle savasa devam ederler. Icinizden dininden donup kafir olarak olen olursa, bunlarin isleri dunya ve ahirette bosa gitmis olur. Iste
cehennem
likler onlardir, onlar orada temellidirl...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana hürmetli ay (Receb) den ondaki savaştan soruyorlar, de ki: Hürmetli ay'da savaş büyük bir günahtır. (Ama) Allah yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek ve Mescid-i Harâm'a girmelerine engel olmak, halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne adam öldürmekten daha büyük (bir suç ve günah)tır. Onlar (Allah ve Peygamberini inkâr edenler, İslâm'ı din olarak kabul etmeyenler) güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar durmadan savaşırlar. Sizden kim dininden döner de k...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: 'O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür'. Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte
cehennem
likler onlardır, onlar orada temellidirl...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: «Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkar etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne ise, adam öldürmekten daha büyük bir kötülüktür. Onlar güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşı sürdürürler, sizden her kim de dininden döner ve kafir olarak ölürse, bunların yaptığı bütün iyi işler dünya ve ahirette boşa ...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid- i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram olan ayı ve o ayda muharebe etmeyi soruyorlar. De ki: “O ayda muharebe etmek, büyük bir günahtır. Fakat; insanları Allah yolundan men etmek ve onu inkar eylemek, Mescid-i Haram’a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmaksa Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kafirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden döner de kafir olarak ölürse, onların yaptığı ameller dünyada da ahirette de...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram olan o ayı, ondaki muhaarebeyi sorarlar. De ki: «Onda (o ayda) muhaarebe etmek büyük (günâh) dır, (insanları) Allah yolundan men' etmek, onu inkâr etmek, (ziyaretçilerin) Mescid-i haraama gitmelerine mâni' olmak, Onun halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük (günah) dır. Fitne katilden de beterdir. Kâfirler, güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmalarında devam edeceklerdir. İçinizden kim dininden döner de o, kâfir olarak ölürse onların (o gibileri...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram aydan ve onda savaştan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak; büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan alıkoymak ve O'nu inkar etmek, Mescid-i Haram'a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kafirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden dönerde kafir olarak ölürse; onların yaptığı ameller dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Ve onl...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana Şehr-i Haram'ı, o ayda yapılan kıtali soruyorlar. De ki: «O ayda kıtal büyük bir günahtır. Fakat nâsı Allah'ın yolundan men etmek ve onu inkar eylemek, Mescid-i Haram'dan mende bulunmak ve onun ehlini oradan çıkarmak Allah yanında daha büyük (bir cinayettir). Ve fitne ise katilden daha büyüktür.» Onlar muktedir olabilseler sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaştan geri durmazlar. Sizden ise her kim dininden dönüp de kâfir olarak ölürse artık onların bütün amelleri dünyada da, ahir...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Resulüm! Sana haram aydan ve onda savaşmanın doğru olup olmadığından soruyorlar. De ki: Haram ayda savaşmak büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan alıkoymak, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i haram'ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük, daha ağır günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Eğer onların güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden döner ve kâfir olar...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram ayı ve bu ayda savaşmanın hükmünü sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan engellemek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyareti yasaklamak, o mescidin cemaatini yani Müslümanları oradan çıkarmak ise, Allah nazarında daha büyük günahtır. Dinden döndürmek için işkence, öldürmekten beterdir. Kâfirler, ellerinden gelse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri durmazlar. Sizden her kim dininden döner ve kâfirlikte devam ...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler)
cehennem
e çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İmân etmedikçe, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan putperest, müşrik kadınlarla evlenmeyin. Güzelliği ile sizi büyülemiş, hayranlığınızı mûcip olup son derece hoşunuza gitmiş olsa bile, putperest hür bir kadından, mü’min bir câriye daha hayırlıdır. Mü’min kadınları da, imân etmedikçe putperest, müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Hoşunuza bile gitmiş olsa, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik, putperest hür bir erkekte...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ey müminler, Allah’a ortak koşan (kâfir) kadınlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin. İmanı olmıyan (müşrike) bir kadın, sizi imrendirse bile, iman etmiş bir cariye elbette ondan daha hayırlıdır. (Bu yasak, Mâide Sûresi 5. âyeti ile kitap ehli olmıyan kâfirlere tahsis edilmiştir. Kitap ehli olanlarla evlenmek böylece câiz olmuştur. Celâleyn) Müşrik erkekler de iman etmedikçe, onlara mümin kadınları nikâhlamayın; bir kâfir size hoş görünse bile. Mümin köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar siz...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler)
cehennem
e çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman edinceye kadar müşrike kadınları nikahlamayınız. İman eden bir cariye müşrike kadından –o sizin hoşunuza gitse de– elbette daha hayırlıdır. İman edinceye kadar müşrik erkeklerle de nikah ettirmeyin; iman eden bir köle bir müşrikten –o sizin hoşunuza gitse de– elbette daha hayırlıdır. Onlar sizi
Cehennem
’e çağırırlar. Allah ise, Cennet’e ve mağfirete çağırır ve tezekkür etsinler diye insanlara ayetlerini açıkça bildirir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
(Ey mü'minler) Allaha eş tanıyan kadınlarla (müşriklerle), onlar îmana gelinceye kadar, evlenmeyin. İman eden bir câriye, müşrik bir kadından — bu, sizin hoşunuza gitse de — elbet daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de, onlar îman edinceye kadar, (mü'min kadınları) nikahlamayın. Mü'min bir kul müşrikden — o, sizin hoşunuza gitse de — elbette hayırlıdır. Onlar sizi
cehennem
e çağırırlar, Allah ise, kendi iradesiyle, cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara âyetlerini apaçık söyler. Tâki iyice düşü...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman edinceye kadar putperest kadınları nikahlamayın. İman eden bir cariye puta tapan bir kadındano hoşunuza gitse dedaha iyidir. İman edinceye kadar onları puta tapan erkeklerle de nikah ettirmeyin. İman eden bir köle, -hoşunuza gitse deputa tapan erkekten daha iyidir. Onlar sizi
cehennem
e çağırırlar. Allah ise cennete ve mağfirete çağırır ve öğüt alsınlar diye insanlara ayetlerini açıkça bildirir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İnanıncaya kadar, Allah'a eş koşan müşrik bir kadınla evlenmeyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla evlendirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler
cehennem
e çağırırlar, Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin! Mümin bir cariye, hoşunuza giden hür bir müşrik kadından daha hayırlıdır! Mümin kadınları da, onlar iman etmedikçe, müşriklere nikâhlamayınız; Mümin bir köle hoşunuza giden hür bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler sizi
cehennem
e dâvet ederler. Allah ise sizi Kendi izniyle, cennete ve mağfirete dâvet eder ve üzerinde düşünüp gerekli dersi alsınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 256. Ayet:
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah'a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana,
cehennem
e ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min olur, Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem'î'dir, Alîm'dir....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar
cehennem
liklerdir. Orada ebedî kalırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar
cehennem
liklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin velisi, koruyucusu, emrinde oldukları otoritedir. Onları şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarından, hidayet, iman ve ilim aydınlığına, nura çıkarır. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuuraltına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin velileri de putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörler, idareler şeytanî güçlerdir, tâğuttur. Onları hidayet, iman ve ilim aydınlığından, nurdan; şüphe, inkâr ve cehalet karanlıklarına götü...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah iman edenlerin dostudur; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin dostları ise Tağut'tur; onları aydınlıktan karanlıklara sokarlar. Bunlar
cehennem
e atılacak olanlardır. Onlar orada sonsuza kadar kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin yardımcısıdır. Onları dâlâlet karanlıklarından (kurtarıp) hidayet nûruna çıkarır. Kâfirlerin dostları ise şeytanlardır. Kendilerini nurdan (ayırıp) karanlıklara sokarlar, işte bunlar
cehennem
liktirler; orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah inananlarin dostudur, onlari karanliklardan aydinliga cikarir. Inkar edenlerin ise dostlari azgin putlardir. Onlari aydinliktan karanliklara suruklerler. Iste onlar
cehennem
liklerdir, onlar orada temelli kalacaklardir. *...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, İmân edenlerin dost ve yardımcısıdır; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dost ve yardımcıları sapık azgınlardır, bâtılı temsîl edenlerdir. Onları aydınlık (hak dinin nûrun)dan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar
Cehennem
yaranlarıdır ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin ise dostları tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte onlar
cehennem
liklerdir, onlar orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler. İşte bunlar
cehennem
liklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin velisidir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnanmayanların dostları ise Tağut'tur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır. İşte onlar
cehennem
liklerdir, hep orada kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar
cehennem
liklerdir. Orada ebedî olarak kalırlar....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah müminlerin dostu, kayırıcısıdır. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin dostları ise Şeytan ve yardakçılarıdır. Bunlar, onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. Onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere
Cehennem
liktirler....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah îman edenlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan (kurtarıp) nura çıkarır. Küfredenlerin dostları ise şeytandır. O da kendilerini nurdan (ayırıb) karanlıklara çıkarır. Onlar
cehennem
in arkadaşlarıdır. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere, ebedî kalıcıdırlar. ...
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah Teâlâ imân edenlerin velîsidir. Onları zulmetlerden nûra çıkarır. Kâfir olanların velîleri ise tağuttur. Onları nûrdan zulmetlere çıkarırlar. İşte onlar
cehennem
ehlidirler. Onlar o ateşte ebedî olarak kalan kimselerdir....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan kurtarıp nura çıkarır. İnkâr edip kâfir olanların dostları ise Tağut'tur. Onları nurdan alıp karanlıklara götürür. İşte onlar
cehennem
liklerdir, orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar
cehennem
lik kimselerdir ki orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 257. Ayet:
Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar
cehennem
in dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar
cehennem
liklerdir. Orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar
cehennem
liktir, orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Ribâ, fâiz geliri yiyenler, kesinlikle şeytanın çarptığı, cinnet nöbetindeki kimseler gibi, toplumda huzur ve düzen bozucu davranırlar; kıyamet günü, cinnet nöbeti geçirenler gibi kabirlerinden kalkarlar. Bu ceza onlara: 'Alışverişe dayalı kazanç elde etme düzeni de kesinlikle fâizciliğe dayalı gelir elde etme düzenine benziyor' demeleri sebebiyledir. Halbuki Allah ticarî alışverişleri helâl ve meşrû kılmış, fâizciliği ve fâizi de haram kılmıştır. Bundan böyle kim, Rabbinden kendisine gelen bir ...
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler, (kabirlerinden) ancak kendisini şeytan çarptığından deliye dönmüş bir adamın kalkışı gibi kalkarlar. Bu durum onların 'alışveriş de faiz gibidir' demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal faizi ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faiz yeme işine) son verirse onun geçmişte aldıkları kendinedir. Onun işi ise Allah'a aittir [57]. Kim de yine (faiz almaya) dönerse işte bunlar
cehennem
liklerdir. Onlar orada sonsuza kadar kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Fâiz yiyen kimseler, kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa, mezarlarından öylece kalkarlar. Bu halde olmaları; “-alış-veriş, aynen faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alış verişi halâl ve fâizi (ribâyı) haram kılmıştır. Bundan böyle kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelip fâiz yemekten sakınırsa daha önce aldığı faiz ona bağışlanır; geri alınmaz ve bundan sonra onun işi (affedilişi) Allah’a aiddir. Kim de, haram olan bu ribâyı helâl diye yemeğe dönerse, işte onlar
cehennem
li...
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler mahserde ancak seytanin carptigi kimsenin kalktigi gibi kalkarlar. Bu, onlarin, «Zaten alisveris de faiz gibidir» demelerindendir. Oysa Allah alis verisi helal, faizi haram kildi. Kime Rabb'inden bir ogut gelir de faizcilikten geri durursa, gecmisi kendisinedir, onun isi Allah'a aittir. Kim faizcilige donerse, iste onlar
cehennem
liktir, onlar orada temelli kalacaklardir....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Riba (= faiz) yiyenler, (kabirlerinden) ancak Şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Bu, onların «Alım-satım da faiz gibidir», demelerindendir. Halbuki Allah alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Artık bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişi kendisine, işi hakkındaki hüküm ise Allah'a aittir. Kim de faize döner, önce olduğu gibi faizcilik yapmaya tekrar başlarsa, işte onlar
Cehennem
liktir, orada hep kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, 'Zaten alışveriş de faiz gibidir' demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar
cehennem
liktir, onlar orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar
cehennem
liktir, orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Tefecilikle para yiyenler, şeytanın çarptığı kimse gibi ayağa kalkarlar. Bu, onların, 'Tefecilik alışveriş gibidir,' demelerinden ötürüdür. Halbuki ALLAH alışverişi helal, tefeciliği ise haram kıldı. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de vazgeçerse, geçmişte kazandıklarını tutabilir; işi de ALLAH'a kalmıştır. Devam edenler ise
cehennem
halkıdır ve orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyen kimseler, şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: «Ticaret, tıpkı faiz gibidir.» demeleri yüzündendir. Oysa, Allah, ticareti helal, faizi haram etti. Bundan böyle her kim Rabbı tarafından kendisine bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, artık geçmişte aldığı onundur ve hakkındaki kararı Allah verecektir. Her kim de döner, yeniden faiz alırsa, işte onlar
cehennem
in sakinleridirler, hep orada kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, «alışveriş de faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar
cehennem
ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler şeytan tarafından çarpılmış kimseler gibi ayağa kalkarlar, Bu onların «alış- veriş de faiz gibidir» demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alış- verişi helâl, faizi ise haram kılmıştır. Kim kendisine Rabbinden bir öğüt gelir- gelmez faiz yemeye son verirse geçmişte aldığı faizler kendisinden geri alınmaz. Onun işi Allah 'a kalmıştır. Fakat kimler tekrar faizciliğe dönerlerse onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere
Cehennem
liktirler....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler ancak, şeytan çarpan kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: Zaten alış-veriş faiz gibidir, demelerinden dolayıdır. Halbuki Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmiş olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm Allah'a aittir. Kim de dönerse, onlar
cehennem
yaranıdırlar, orada temelli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
O kimseler ki, ribâyı yerler, onlar kalkamazlar, ancak şeytanın çarpmış olduğu delirmiş bir şahıs gibi kalkarlar. Bu ise onların, «Alış veriş muamelesi tıpkı ribâ gibidir,» demeleri sebebiyledir. Halbuki, Allah Teâlâ ticâreti helâl, ribâyı ise haram kılmıştır. İmdi her kim ki, kendisine Rabbinden bir mev'ize gelir de ribâya nihâyet verirse, evvelce aldığı, kendisinedir ve onun hükmü Allah Teâlâ'yadır. Ve her kim tekrar ribâya dönerse işte onlar
cehennem
ehlidirler, onlar orada ebedî kalacaklardı...
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Fâiz yiyenler: “Fâiz ticaret gibidir. ” dedikleri için kıyamet günü kabirlerinden şeytan çarpmış gibi (ihtiyaçlar içinde) kalkacaklardır. Oysa Allah alış-verişi helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir ve fâizcilikten vazgeçerse, geçmiş (günahları, daha önce aldığı) kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a âittir. Kim de tekrar fâize dönerse onlar
cehennem
liktirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler, “alışveriş, faiz gibidir” demeleri dolayısıyla, ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Halbuki Allah, alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve o da (faize) son verirse, geçmişi kendisine, işi Allah’a aittir. Kim de tekrar (faizciliğe) dönerse, işte bunlar
cehennem
ashabıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 275. Ayet:
Faiz yiyenler tıpkı şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların "Alış veriş de faiz gibidir." demelerindendir. Halbuki Allah alış verişi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Her kim tekrar faizciliğe başlarsa, işte onlar
cehennem
liktir, hem de orada ebedî kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar
cehennem
in yakıtıdır....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Şu (mal ve evlâtlarıyla öğünen ve peygamberin mal ve evlâdı yoktur, diye dil uzatan) kâfirler var ya! Muhakkak ki onlardan ne malları, ne de evlâdları, Allah’dan gelecek hiç bir azâbı geri çeviremez; ve işte onlar,
cehennem
de ateşin çırasıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar
cehennem
in yakıtıdır....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Kafirlere gelince onların ne malları ve ne de evlatları Allah'ın karşısında hiç bir işlerine yaramaz. Onlar
Cehennem
ateşinin yakacağıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Şübhesiz ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâdları, Allah’(ın azâbın)a karşı kendilerine hiçbir şeyle fayda vermeyecektir! (
Cehennem
) ateşin(in) yakacağı olanlar da işte ancak onlardır....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Dini inkâr edenlerin ne malları ne de evlatları, müstahak olmaları sebebiyle Allah’ın vereceği cezayı önlemede, kendilerine asla fayda veremezler. İşte onlar
cehennem
in yakıtıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
İnkâr edenlere gelince, Allah'ın azabından kurtulmak için ne mallarından bir yarar görürler, ne evlâtlarından. Onlar
Cehennem
ateşinin çırasıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kul lillezîne keferû se tuglebûne ve tuhşerûne ilâ
cehennem
(
cehennem
e), ve bi’sel mihâd(mihâdu). ...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
li ellezîne keferû
: kâfir olanlara
3.
se tuglebûne
: yakında yenileceksiniz
4.
ve tuhşerûne
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkâr edenlere de ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp
cehennem
e doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!”...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kâfirlere de ki; Yakında alt olacaksınız,
cehennem
de toplanacaksınız ve orası ne kötü bir yatılacak yerdir....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve
cehennem
e sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kâfirlere (hakikati inkâr edenlere) de ki: "Yenileceksiniz ve
cehennem
de toplanacaksınız. . . Ne kötü döşektir o!"...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere: 'Yenilgiye uğrayacaksınız, toplanıp
cehennem
e doldurulacaksınız. Orası ne kötü bir mekândır.' de....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkar edenlere de ki: 'Siz yenileceksiniz ve topluca
cehennem
e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yataktır.'...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkâr edenlere de ki: "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz." Ne kötü yataktır o....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Ey Rasûlüm, o kâfir olan Yahudî’lere de ki; “-Siz muhakkak mağlûp olacaksınız ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz. O
cehennem
ne kötü bir yerdir!......
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Inkar edenlere: «Yenileceksiniz, toplanip
cehennem
e suruleceksiniz orasi ne kotu dosektir» de....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
O küfredenlere de ki: Yenilgiye uğrayacaksınız ve toplanıp
Cehennem
'e sürüleceksiniz. Orası ne kötü yataktır!....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkar edenlere: 'Yenileceksiniz, toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz, orası ne kötü döşektir' de....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve
cehennem
e sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkarcılara şunu söyle: 'Yenilecek ve
cehennem
e sürüleceksiniz.' Ne kötü bir konuttur....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
O küfredenlere de ki: Siz mutlak yenileceksiniz ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz, o ise ne fena döşektir....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
O, inkar edenlere de ki: «Siz mutlaka yenileceksiniz ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz. O ise ne kötü döşektir!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
O inkârcı kâfirlere de ki, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp
cehennem
e doldurulacaksınız. Orası ne fena bir döşektir....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kafirlere de ki: «Yenilecek ve
cehennem
e sürüleceksiniz' : Orası ne fena bir barınaktır....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kafirlere de ki : "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz." Ne kötü yataktır o....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(Habîbim) o küfreden (Yahûdî) lere de ki: «Yakında mağlûb olacaksınız ve (topdan)
cehennem
e sürüleceksiniz». O, ne kötü yatakdır! ...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(Ey Resûlüm!) O inkâr edenlere de ki: 'Yakında mağlûb olacaksınız ve (toplanarak)
Cehennem
e sevk edileceksiniz! Ki (o,) ne kötü bir yataktır!'...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Küfredenlere: Siz, mutlaka yenileceksiniz. Ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz, orası ne kötü döşektir, de....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Hakikati inkara şartlanmış olanlara de ki: "Siz (teslim olup) boyun eğecek ve
cehennem
e toplanacaksınız, ne kötü bir mesken(dir o)!"...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Kâfir olanlara de ki: «Yakında mağlup olacaksınız ve
cehennem
e sevkolunacaksınızdır. O ne fena bir yataktır?»...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Resulüm! Kâfirlere de ki: Yakında yenileceksiniz ve toplanıp
cehennem
e sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir kalma yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
(İnkar edenlere) de ki: -Yakında yenilgiye uğrayacak ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz, orası ne kötü yerleşme yeridir....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkâr edenlere de ki: "Siz mağlup olacak, haşredilip toplanacak ve
cehennem
e sürüleceksiniz!" Orası ne fena bir yataktır!...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkâr edenlere söyle: "Yenileceksiniz ve
cehennem
e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir döşektir!"...
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
Küfredenlere de ki: «Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp
cehennem
e sürüleceksiniz.» Ne kötü yataktır o....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
İnkâr edenlere de ki: Siz mağlûp olacak ve
Cehennem
e sürüleceksiniz. O ise pek kötü bir yataktır....
Ali-İmran Suresi, 12. Ayet:
De o küfre sapanlara: "Yenileceksiniz ve
cehennem
e sürüleceksiniz. Ne kötü döşektir o!"...
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
Allah’ın kulları: 'Ey Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi
Cehennem
azabından koru.' diyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
O takva sahipleri yalvararak: “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi
cehennem
azabından koru derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi
Cehennem
ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
Onlar ki: 'Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi
cehennem
azabından koru,' derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
Bu kimseler 'Ey Rabbimiz, inandık, günahlarımızı affeyle, bizleri
Cehennem
ateşinin azabından koru' derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
O müttakiler: "Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi
cehennem
azabından koru!" diye yalvarırlar....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi
Cehennem
ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 24. Ayet:
Çünkü onlar, '
Cehennem
sayılı bir kaç günün dışında bize dokunmayacak,' dediler. Uydurdukları şeyler onları dinlerinde böylece yanıltmıştır....
Ali-İmran Suresi, 24. Ayet:
Bu olumsuz tutumları, onların '
Cehennem
ateşi bize sayılı birkaç gün dışında dokunmayacak' demelerinden kaynaklanıyor. Onların bu iftiraları dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür....
Ali-İmran Suresi, 24. Ayet:
Bu da onların: “Sayılı bir kaç gün dışında
cehennem
ateşi bize dokunmaz. ” demeleri sebebiyledir. Yaptıkları iftira dinleri hakkında kendilerini aldatmıştır....
Ali-İmran Suresi, 24. Ayet:
Bunun sebebi onların: "
Cehennem
ateşi bize sayılı günler dışında asla dokunmayacaktır." iddialarıdır. Uydurdukları bu gibi şeyler, dinleri hakkında kendilerini aldatmıştır....
Ali-İmran Suresi, 88. Ayet:
Onlar bunun (bu lâ'netin ve
cehennem
in) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır. ...
Ali-İmran Suresi, 88. Ayet:
(Onlar,) orada (
Cehennem
de) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Elbirlik Allah’ın dinine (şeriatına) sımsıkı sarılın. Birbirinizden ayrılıp dağılmayın. Allah’ın üzerinizdeki (İslâm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken o, sizin kalbleriniz arasında üflet (yakınlık ve sıcaklık) meydana getirdi de onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz. Hem siz ateşten bir çukurun tam kenarında bulunuyordunuz da Allah, İslâmınız sebebiyle o ateşe (
cehennem
e) düşmekten sizi kurtardı. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor ki, doğru yola...
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar. İşte onlar
cehennem
liktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
İnkâr edenler var ya, onların malları da evlâtları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar,
cehennem
liklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Allah’ı, peygamberlerini, Allah’a imanın gerektirdiği esasları inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin, ne malları ne evlâtları, Allah’tan gelecek bir şeyi, hiçbir cezayı asla engelleyemeyecektir. Onlar
cehennem
liktirler. Orada ebedî kalırlar....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Kâfir olanlar (var ya!) onların ne malları, ne evlâdları kendilerini Allah’ın azâbından asla kurtaracak değildir. Onlar
cehennem
liktir ve orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Inkar eden kimselerin mallari ve cocuklari, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. Iste onlar
cehennem
liklerdir, onlar orada temellidirler....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
O küfredenler var ya, şüphesiz ki ne malları, ne çocukları onları Allah'tan hiçbir şeyle müstağni kılmaz (onları ilâhî azâbdan kurtaramaz). İşte onlar
Cehennem
ateşinin yakın dostlarıdır ve orada ebedî kalıcılardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar
cehennem
liklerdir, onlar orada temellidirler....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
İnkâr edenler var ya, onların malları da evlâtları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar,
cehennem
liklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Küfredenleri, kesinlikle ne malları ne de çocukları Allah'tan kurtaramayacaktır. Onlar,
cehennem
in sakinleridirler ve hep orada kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Kafirlere gelince, ne malları ve ne de evlatları kendilerine Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar
Cehennem
liktirler, orada sürekli olarak kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Hakıykat, o küfredenler (yok mu?) onların ne malları, ne evlâdları kendilerinden, Allanın azabından hiçbir şey'i, kaabil değil, gideremezler. Onlar
cehennem
in yâr-ü hemdemidirler. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. ...
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Küfredenlerin malları ve çocukları Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar
cehennem
yaranıdırlar, orada ebediyyen kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki, kâfir oldular, onları ne malları ve ne de evlatları Allah Teâlâ'nın azabından kurtaramaz. Ve onlar
cehennem
ehlidirler. Onlar orada ebedî kalacak kimselerdir....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
İnkâr edenlerin malları ve evlâtları Allah nezdinde kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramayacaklardır. İşte onlar
cehennem
liktirler, orada ebedî kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Kafir olanlar ise onlara malları da evlatları da Allah’tan gelen bir şeye/azaba karşı bir fayda vermeyecektir. Onlar,
cehennem
ashabıdır, orada ebedidirler....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Kâfir olanların ne malları ne de evlatları, kendilerini Allah’ın cezasından asla kurtaramaz. Onlar
cehennem
lik olup orada ebediyyen kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
Kafirler için hazırlanmış olan
cehennem
ateşinden sakınınız....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah'ın, hakkında bir sultan (delil) indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmaları sebebiyle, o kâfirlerin kalplerine korku vereceğiz. Ve onların sığınağı (gideceği yer), ateştir (
cehennem
dir). Ve zalimlerin kalacağı yer ne kötü....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koştuklarından dolayı; inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Barınakları da
cehennem
dir. Zalimlerin kalacakları yer ne kötüdür....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de
cehennem
dir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Kâfirlerin kalblerine yakında korku düşüreceğiz, şu sebeple ki: Onlar, ibadet edilmesi hususunda Allah’ın hiç bir delil ve hüccet indirmediği put gibi varlıkları, Allah’a ortak koşmuşlardı. Onların varacağı yer
cehennem
dir. O zâlimlerin yatağı ne de kötüdür!......
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Hakkinda hicbir delil indirmedigi seyi Allah'a ortak kosmalarindan oturu, inkar edenlerin kalbine korku salacagiz. Onlarin varacagi yer
cehennem
dir. Zalimlerin duragi ne kotudur!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah'ın, hakkında hiçbir kanıt ve hüccet indirmediği şeyi O'na ortak koşmaları sebebiyle o kâfirlerin kalblerine korku salacağız. Onların varıp eyleşeceği yer
Cehennem
ateşidir. Zâlimlerin kaldığı yer ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmalarından ötürü, inkar edenlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer
cehennem
dir. Zalimlerin durağı ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de
cehennem
dir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allahın hiç bir bürhan indirmediği şeyleri ona şerik koştukları için biz o kâfirlerin kalblerine korku düşüreceğiz, onların varacakları yer,
Cehennem
dir, ne de kötüdür o zalimler yatağı...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allah'ın hiçbir delil indirmediği şeyleri, ona ortak koştukları için, o kafirlerin kalplerine korku düşüreceğiz. Onların varacakları yer
cehennem
dir. Ne de kötüdür o zalimler yatağı!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Biz kâfirlerin kalplerine korku salacağız. Çünkü onlar kendilerine hiçbir güç verilmemiş olan nesneleri Allah 'a ortak koşmuşlardır. Onların gidecekleri yer
Cehennem
'dir. Zalimlerin varacağı yer ne fenadır!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Hakkında Cenâb-ı Allah'ın hiçbir hüccet indirmemiş olduğu şeyleri O'na ortak tanıdıklarından dolayı kâfirlerin kalblerine yakında korku düşüreceğiz. Onların gidecekleri yer
cehennem
dir. O zalimlerin duracakları yer ne kadar fenadır....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
O kâfirler, Allah’ın, tanrılıklarını kabul ettiğine dair hiç bir delil indirmediği birtakım nesneleri Allah’a ortak saydıkları için, Onların kalplerine korku salacağız. Onların gidecekleri yer
cehennem
dir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Allâh'ın, kendilerine hiçbir güç (vermediği, haklarında hiçbir delil) indirmediği şeyleri, Allah'a ortak koştuklarından dolayı inkâr edenlerin kalblerine korku salacağız; gidecekleri yer de
cehennem
dir! Zâlimlerin varacağı yer, ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
E femenittebea rıdvânallâhi ke men bâe bi sehatin minallâhi ve me’vâhu
cehennem
(
cehennem
u), ve bi’sel masîr(masîru)....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
1.
e fe men
: artık o kimse ... midir
2.
ittebea
: tâbî oldu, uydu
3.
rıdvâne allâhi
: Allah'ın rızası
4.
ke men
:...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Artık, Allah'ın rızasına tâbî olan kimse, Allah'dan gazaba uğramış ve barınacağı yer
cehennem
olan kimse gibi midir? Ve (o) ne kötü varış yeri....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’ın gazabına uğrayan ve varacağı yer
cehennem
olan kimse gibi midir? O, ne kötü varılacak yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah rızâsına uyanla Allah'ın hışmına uğrayıp yurdu
cehennem
olan bir olur mu hiç? Ve orası, dönülüp varılan ne kötü bir yerdir....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri
cehennem
dir.
Cehennem
ise ne kötü bir varış noktasıdır....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allâh rıdvanına (Esmâ kuvvesinin, hakikatindeki varlığına) tâbi olan kimse, Allâh'ın hışmının açığa çıktığı, yaşayacağı ortam
cehennem
olan kişi gibi midir? O ne kötü sondur!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
İman ederek, Kur’ân ve sünneti uygulayarak Allah’ın rızasına ulaşma mertebesini gözetenle, inkar ederek, günah bataklığına saplanarak Allah’ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Ötekinin mekânı
cehennem
dir.
Cehennem
ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'tan bir gazaba uğramış ve varacağı yer de
cehennem
olan kimseyle bir olur mu? Orası ne kötü bir varış yeridir....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kişi, Allah'tan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri
cehennem
olan kişi gibi midir? Ne kötü barınaktır o....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah’ın rızâsına uyarak hâinlik yapmaktan sakınan kimse, hiyanet ederek Allah’ın gazâbına uğrayan ve yatağı
cehennem
olan gibi midir? O, ne kötü dönüş yeridir!......
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'in rizasina uyan kimse, Allah'in hismina ugrayan gibi midir? Bu kimsenin varacagi yer
cehennem
dir; O ne kotu varilacak yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın hoşnutluğuna uyup giden, O'nun hışmına uğrayan ve varacağı yer
Cehennem
olan kimse gibi midir ? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan gibi midir? Bu kimsenin varacağı yer
cehennem
dir; o ne kötü varılacak yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri
cehennem
dir.
Cehennem
ise ne kötü bir varış noktasıdır....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
ALLAH'ın rızasını gözeten bir kimse ALLAH'ın öfkesine uğrayan gibi olur mu? Onun yeri
cehennem
dir; o ne kötü bir sonuçtur!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Ya o vakit Allahın rıdvanı peşinde giden kimse Allahın hışmına uğrayan ve yatağı
Cehennem
olan kimseye benzer mi? o ne fena meaddır...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızası peşinden giden kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve yeri
cehennem
olan kimseye hiç benzer mi? Orası varılan ne kötü yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer
cehennem
olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan kimse gibi olur mu? Onun varacağı yer
Cehennem
'dir. Orası ne kötü bir varış yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Tanrı'nın rızasına uyan kişi, Tanrı'dan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri
cehennem
olan kişi gibi midir? Ne kötü barınaktır o....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Ya Allahın rızâasına tâbi olan kimse; Allahın hışmına uğrayan ve durağı
cehennem
olan (adam) gibi mi (olacaktı)? O, ne kötü dönüş yeridir. ...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Hiç Allah’ın rızâsına tâbi' olan kimse, Allahdan (gelen) bir gazaba uğrayan ve varacağı yer
Cehennem
olan kimse gibi olur mu? Hâlbuki (o,) ne kötü varılacak yerdir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kimse; hiç Allah'ın hışmına uğrayan gibi olur mu? Onun varacağı yer,
cehennem
dir. O, ne kötü dönüş yeridir....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Öyleyse, Allah'ın rızasını kazanmak isteyen kişi, Allah'ın lanetine uğramış ve varış yeri
cehennem
olan kişi ile bir midir? Ne kötü bir duraktır o!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Ya Allah Teâlâ'nın rızasına tâbi olan kimse, Allah Teâlâ'dan müthiş bir gazapla dönen ve durağı
cehennem
bulunan kimseye benzer mi? Ne fena bir dönüş yeri!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın hoşnutluğuna uyan kimse, Allah'ın gadabına uğrayan kimse gibi olur mu? Onun yeri
cehennem
dir. O ne kötü bir dönüş yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Hiç Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’ın gazabına uğrayan ve yeri
cehennem
olan kimse gibi olur mu?
Cehennem
, ne kötü bir varılacak yerdir....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah’ın rıza yolunu tutmuş, o yolda koşan kimse, hiç Allah’ın hışmına uğrayan ve son durağı
cehennem
olan kimse gibi olur mu? Ne kötü bir yerdir o
cehennem
!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Hiç Allâh'ın rızâsına uyan kimse; Allâh'ın hışmına uğrayan, yeri de
cehennem
olan adam gibi olur mu? Ne kötü sonuçtur orası!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızasına uyan kişi, Alah'tan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri
cehennem
olan kişi gibi mi? Ne kötü barınaktır o?...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın rızası peşinde koşan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve son durağı
Cehennem
olan kimse ile bir olur mu? Varılacak ne kötü bir yerdir orası!...
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
Allah'ın hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı
cehennem
olan kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o!...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim
cehennem
den uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim
cehennem
den uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Herkes ölümü tadacaktır. Ancak, kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tamı tamına verilecektir. Kim
cehennem
den uzaklaştırılıp cennete konursa, o mutluluğa ermiştir. Dünya hayatı yalnızca aldatıcı zevklerden ibarettir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim
cehennem
den uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim
cehennem
den uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Herkes kesinlikle ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılıkları, kıyamet günü, size eksiksiz olarak verilecektir. O zaman kim
Cehennem
ateşinden uzak tutulur da Cennet'e konursa gerçekten başarıya ulaşmıştır. Dünya hayatı aldatıcı bir hazdan başka birşey değildir....
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi
cehennem
azabından koru!...
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Akıl ve vicdan sahipleri, kıyamda, namaz kılarken, yürürken, meclislerde otururken, yanları üzerinde yataklarında yatarken, Allah’ı zikredenler, ibadet edenler, Allah’ın, dinini, şeriatını anlatanlardır, göklerin ve yerin yaratılması konusunda düşünenler, inceleme yapanlardır. 'Ey Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ve tenzih ederiz. Bizi
Cehennem
azabından koru' diyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Sağ duyulular o kimselerdir ki, ayakta iken, otururken ve yatarken (dâima) Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında Allah’ın varlığını isbat için iyice düşünürler ve şöyle derler: “-Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen batıl şey yaratmaktan münezzehsin (berîsin). Artık bizi
cehennem
ateşinden koru....
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
O akıl sahipleri ki, ayakta, otururken ve yatarken Allah'ı anarlar ; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında (iyice) düşünüp, «Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın ; seni (boş ve gereksiz şey yaratmaktan) tenzîh ederiz. Bizi (
Cehennem
) ateşinin azabından koru,» (derler)....
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi
cehennem
azabından koru!...
Ali-İmran Suresi, 191. Ayet:
Onlar ayakta, otururken ve yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yeryüzünün yaratılışı hakkında kafa yorarlar ve derler ki; «Ey Rabbimiz, sen bu evreni boşuna yaratmadın, sen (böyle bir anlamsızlıktan) münezzehsin, bizi
Cehennem
azabından koru!...
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
“Rabbimiz! Sen kimi
cehennem
ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”...
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi
cehennem
e koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
'Ey Rabbimiz, sen kimi
cehennem
e koyarsan, onu rezil rüsvay etmişsindir, isyan ve inkârda ısrar eden zâlimlerin yardım edeni de bulunmaz' diyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi
cehennem
e koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
«Rabbimiz! Sen kimi
cehennem
ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur»....
Ali-İmran Suresi, 192. Ayet:
Ey Rabbimiz, sen birini
Cehennem
'e atınca onu perişan edersin. Zalimlerin hiçbir yardım edeni yoktur....
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet:
(196-19) 7 Inkar edenlerin diyar diyar gezip refah icinde dolasmasi sakin seni aldatmasin; az bir faydalanmadan sonra onlarin varacaklari yer
cehennem
dir. O ne kotu duraktir!.....
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet:
(196-197) İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü duraktır!.....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Metâun kalîlun summe me’vâhum
cehennem
(
cehennem
u), ve bi’sel mihâd(mihâdu). ...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
1.
metâun
: bir metâ,
2.
kalîlun
: az
3.
summe
: sonra
4.
me'vâ-hum
: onların varacakları, barınacakları yer
<...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Bu) Az bir metâdır. Sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. Ve o ne kötü bir döşektir....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Onların bu refahı) az bir yararlanmadır. Sonra onların barınağı
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır orası!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, azıcık bir faydalanmadan ibaret, sonra sığınacakları yer
cehennem
dir ve orası, ne kötü bir yurttur, ne kötü bir yatak....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Azıcık bir menfaattır o. Sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü varış yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
O, geçici bir zevk ve tatmindir! Sonunda varacakları yer ise
cehennem
dir (yapmaları gerekenleri yapmamanın pişmanlığıyla, yanmaya mahkûm oldukları mekân). O ne kötü yaşam ortamı ve şartlarıdır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu azıcık bir dünya zevkidir, gelip geçici tatmindir. Onların mekânları
cehennem
dir. Orası ne kötü bir varış yeridir, ne kötü bir mekândır....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu az bir yararlanmadır; daha sonra varacakları yer
cehennem
dir. Orası ne kötü bir yataktır....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Bu) Az bir yarar(lanma)dır. Sonra bunların barınma yerleri
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır o!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Kâfirlerin bu halleri çabuk kaybolan az bir zevktir. Sonra varacakları yer
cehennem
. O, ne kötü döşektir....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(196-19) 7 Inkar edenlerin diyar diyar gezip refah icinde dolasmasi sakin seni aldatmasin; az bir faydalanmadan sonra onlarin varacaklari yer
cehennem
dir. O ne kotu duraktir!.....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Az bir geçim ve yararlanma, sonra da varacakları yer
Cehennem
'dir; o ne kötü eyleşim yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(196-197) İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü duraktır!.....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Azıcık bir menfaattır o. Sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü varış yeridir!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu kısa süreli bir yararlanmadır, sonra
cehennem
i boylayacaklar; ne kötü bir durak!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Az bir zevk, sonra varacakları
Cehennem
, ne fena döşek...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu kısa bir zevkten ibarettir; sonra varacakları yer
cehennem
dir. Ne kötü bir döşektir O!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır orası!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Sadece az bir hazdır bu. Sonra varacakları yer
Cehennem
'dir. Orası ne kötü bir barınaktır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Bu) Az bir yarar(lanma)dır. Sonra bunların barınma yerleri
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır o!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Azıcık bir fâidedir (o). Sonunda varıb sığınacakları yer
cehennem
dir. O, ne kötü yatakdır!. ...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Bu, onlar için dünyada) az bir faydalanmadır! Sonra varacakları yer,
Cehennem
dir. Ve (o,) ne kötü yataktır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Az bir geçim. Sonra varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü yataktır....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
o, gelip geçici bir tatmin(den ibaret)tir, ama sonunda varacakları yer
cehennem
dir -o, ne kötü bir meskendir!-...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Azıcık bir metadır, sonra onların varıp sığınacakları yer
cehennem
dir ve o ne fena bir yatak!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, ancak az bir geçimdir. Sonra varacakları yer
cehennem
dir. O ne kötü yataktır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Az bir geçimlik sonra varacakları yer
cehennem
dir. Orası ne kötü yerleşim yeridir....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Pek kısa bir zevk ve eğlenme! Sonra varacakları yer ise
cehennem
! Orası ne fena bir yataktır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu, az bir geçimdir. Sonra gidecekleri yer,
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır orası!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
(Bu) Az bir yarar(lanma) dır. Sonra bunların barınma yerleri
cehennem
dir. Ne kötü bir yataktır o....
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Bu pek az bir menfaatten ibarettir; sonra da onların varacağı yer
Cehennem
dir. O ise ne kötü bir yataktır!...
Ali-İmran Suresi, 197. Ayet:
Azıcık bir nimetlenmedir o. Sonra onların varacağı yer
cehennem
olacaktır. Ne kötü yataktır o!...
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (
cehennem
e) gireceklerdir....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Haksız yere yetimlerin, dulların mallarını yiyenler, karınlarına ateş doldurmuş, bedenlerini ateşle beslemiş olurlar. Yakında körüklenen alev püsküren
cehennem
in dehşet verici ateşine yaslanacaklar....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve
cehennem
i boylayacaklar....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve
cehennem
i boylarlar....
Nisa Suresi, 10. Ayet:
Gerçek, yetîmlerin mallarını haksız (ve haraam) olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe (
cehennem
e) gireceklerdir. ...
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı
cehennem
ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır....
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Kim de Allah’a ve Rasulüne, Kur’ân’a ve sünnete bağlılığı ve saygıyı terkeder, emirlerine itaat etmez, savsaklar ve rızalarını gözetmez, Allah’ın koyduğu kuralları ve sınırlarını çiğnerse, onu da Allah, içinde ebedî kalacağı ateşe,
cehennem
e sokar. Onun için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır....
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Kim Allah'a ve Peygamberine bas kaldirir ve yasalarini asarsa, onu, temelli kalacagi
cehennem
e sokar. Alcaltici azap onadir. *...
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Kim Allah'a ve Peygamberine baş kaldırır ve yasalarını aşarsa, onu, temelli kalacağı
cehennem
e sokar. Alçaltıcı azab onadır....
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa Allah onu da ebedî kalacağı
cehennem
ateşine koyar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır....
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Buna karşılık kim Allah'a ve Peygamber'e karşı gelir, O'nun çizdiği sınırları aşarsa Allah onu, içinde ebedi olarak kalmak üzere
Cehennem
'e atar. Onun için onur kırıcı bir azap vardır....