Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip, salihatı yapanları; içlerinde ırmaklar akan
cenne
tler ile müjdele. Onlara ne zaman yiyecek bir şey sunulsa: "Bu daha önce rızıklandığımız şeydir." derler. Oysa bu onlara benzer olarak verilmiştir. Onlar için arındırılmış eşler vardır. Ve onlar, orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem! Eşinle birlikte
cenne
tte oturun. Orada dilediğiniz her şeyden bol bol yiyin. Fakat şu şecereye yaklaşmayın; yoksa haksızlık yapmış olursunuz....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlar
Cenne
t ehlidirler. Ve onlar orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar, "Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası
Cenne
t'e giremeyecek." derler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Eğer doğru söylüyorsanız iddianızı kanıtlayın."...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden öncekiler gibi sıkıntı ve zorluklar çekmeden
Cenne
t'e gireceğinizi mi sandınız? Onlara dokunan sıkıntı ve zorluklarla öylesine sarsıldılar ki Resul ve onunla birlikte olan Müminler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" dediler. İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz de mü'min bir emet, müşrik bir kadına göre hayırlı olandır. İman etmedikçe, müşrik erkeklerle evlenmeyin. Beğenseniz de abd olan bir Mü'min, Müşrik bir erkeğe göre hayırlı olandır. Zira onlar ateşe çağırırlar. Allah ise izni ile
Cenne
t'e ve bağışlanmaya çağırır. İnsanlara ayetlerini böyle açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasına kavuşmak için, içten gelerek malını harcayan kimsenin durumu; kuvvetli yağmur yağdığında kat kat ürün veren, kuvvetli yağmur olmasa da çisentisinin yeteceği yüksek bir yerdeki
cenne
te benzer. Allah, yaptığınız her şeyi görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takva sahipleri için, Rabb'lerinin katında, içinde sürekli kalacakları, içinden nehirlerin aktığı
Cenne
tler, arındırılmış eşler ve Allah'ın rızası vardır." Kuşkusuz, Allah, kullarını Hakkıyla Gören'dir....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabb'inizin bağışlamasına ve muttakiler için hazırlanmış, yer ile gök arası kadar geniş olan
Cenne
t için yarışın....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların yaptıklarının karşılığı, Rabb'lerinin bağışlaması ve içinden ırmaklar akan ve içinde sürekli kalacakları
Cenne
tlerdir. Böyle yapanlara verilen karşılık, ne güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz; Allah, içinizdeki cihad edenleri ve sabredenleri ortaya çıkarmadan
Cenne
t'e gireceğinizi mi sanıyorsunuz?...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet Günü'nde yaptıklarınızın karşılığı, tam olarak verilecektir. Her kim Cehennem'den uzaklaştırılıp
Cenne
t'e konursa, kuşkusuz o kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı, aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 195. Ayet:
Ve Rabb'leri, onlara cevap verdi: "Ben, sizden; erkek olsun, kadın olsun -ki hepiniz birbirinizdensiniz- iyi şeyler yapanların yaptıklarının karşılığını boşa çıkarmam. Onlar ki benim yolumda hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerdir. İşte bunların kötülüklerini örterim. Onların yaptıklarının karşılığı Allah'ın yanındadır. Kuşkusuz, onları içinden nehirler akan
Cenne
tlere koyacağım. Karşılıkların en iyisi, Allah katındadır."...
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rabb'lerine karşı gelmekten sakınan kimseler için, içinden ırmaklar akan
Cenne
tler vardır. Onlar, orada sürekli kalıcıdırlar. Bu, Allah katından bir konaklamadır. İyi kimseler için, Allah katında olan daha hayırlıdır....
Nisa Suresi, 13. Ayet:
İşte bunlar, Allah'ın yasalarıdır. Kim Allah'a ve Resul'üne itaat ederse, onu içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacak, orada sürekli olarak kalacaktır. İşte büyük başarı budur....
Nisa Suresi, 57. Ayet:
İman edip salihatı yapanları da altlarından ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacağız. Onlar, orada kesintisiz olarak sürekli kalıcıdırlar. Orada, kendileri için arındırılmış eşler vardır. Ve onları serin bir gölgeye yerleştireceğiz....
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip, salihatı yapanları, içinde kesintisiz ve ebedi olarak kalacakları, altlarından ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacağız. Allah'ın verdiği söz hakikattir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?...
Nisa Suresi, 124. Ayet:
Erkek ve kadın; her kim Mü'min olarak salihatı yaparsa, işte onlar
Cenne
t'e gireceklerdir. Ve onlara zerre kadar haksızlık edilmeyecektir....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse düz yoldan sapmış olur....
Maidə Suresi, 65. Ayet:
Eğer Kitap Ehli de inanıp takva sahibi olsaydı, kötülüklerini örter, nimet dolu
Cenne
tlere koyardık....
Maidə Suresi, 72. Ayet:
Ant olsun Meryem oğlu Mesih'e, "O Allah'tır." diyenler Kafir oldular. Oysaki Mesih: "Ey İsrailoğulları! Benim de sizin de Rabb'iniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a şirk koşarsa, Allah ona
Cenne
ti haram etmiştir. Ve onun varacağı yer ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." dedi....
Maidə Suresi, 85. Ayet:
Böyle söylemelerinden dolayı Allah da karşılık olarak içinden ırmaklar akan
Cenne
tlerle ödüllendirdi. Onlar, orada sürekli kalacaklardır. İşte muhsinlere verilen karşılık budur....
Maidə Suresi, 119. Ayet:
Allah: "Bugün, doğruluklarının doğrulara fayda sağlayacağı gündür." dedi. Onlar için, içinden nehirlerin aktığı
Cenne
tler vardır. Orada süresiz kalacaklar. Allah onlardan, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük başarı budur....
Əraf Suresi, 19. Ayet:
Ey Âdem! "Sen ve eşin
cenne
te yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."...
Əraf Suresi, 22. Ayet:
Böylece ikisini aldatıp baştan çıkardı. O ağaçtan tadınca, çirkinlikleri açığa çıktı.
Cenne
t yapraklarını üst üste koyup örtünmeye başladılar. Rabb'leri onlara: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi? Bu şeytan size apaçık bir düşmandır demedim mi?" diye seslendi....
Əraf Suresi, 27. Ayet:
Ey ademoğulları! Şeytan kötülüklerini onlara göstermek için, elbilselerini soyarak, ana babanızı
cenne
tten çıkardığı gibi sizi de bir fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlere evliya kıldık....
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Ayetlerimizi yalanlayan ve büyüklenenler var ya, onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar deve iğnenin deliğinden geçmedikçe,
Cenne
t'e giremeyeceklerdir. Mücrimleri böyle cezalandırırız....
Əraf Suresi, 43. Ayet:
Göğüslerinde tasadan ne varsa çıkarıp almışız. Yanı başlarında ırmaklar akmaktadır. Derler ki: "Bizi buna ulaştıran Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Ant olsun ki Rabb'imizin resulleri gerçeği getirmişlerdir." Onlara: "İşte yaptığınız işlere karşılık, hak ettiğiniz
Cenne
t budur." diye seslenilir....
Əraf Suresi, 44. Ayet:
Cenne
t halkı, Cehennem halkına, "Rabb'imizin bize söz verdiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabb'inizin size söylediklerinin gerçek olduğunu gördünüz mü?" diye seslenirler. "Evet." derler. Aralarından bir çağırıcı, "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye bağırır....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki taraf arasında bir hicap vardır. Ve A'raf' üzerinde de hepsini simalarından tanıyan kimseler vardır. Henüz
Cenne
t'e girmemiş olan, fakat girmeyi uman
Cenne
t halkına: "Size selam olsun." diye seslendiler....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Cehennemliklere; "Allah, hiçbir rahmete erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" Onlara: "Girin
Cenne
t'e, artık size korku yoktur. Üzülecek de değilsiniz." denir....
Əraf Suresi, 50. Ayet:
Ateş halkı,
Cenne
t halkına, "Suyunuzdan veya Allah'ın rızık olarak verdiği şeylerden biraz da bize verin." diye feryat ederler. Onlar, "Allah, bu ikisini Kafirlere haram kılmıştır." derler....
Tövbə Suresi, 21. Ayet:
Rabb'leri, onları, Kendi rahmeti, hoşnutluğu ve içinde tükenmeyen nimetler bulunan
Cenne
tleri ile müjdeliyor....
Tövbə Suresi, 72. Ayet:
Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, içinden ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları
Cenne
tler ve Adn
Cenne
tlerinde temiz yerleşim yerleri söz verdi. Allah'ın razı olması ise daha büyüktür. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 89. Ayet:
Allah, onlar için içinden ırmaklar akan, içinde süresiz kalacakları
Cenne
tler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 100. Ayet:
Muhacir ve Ensar'dan, öne geçenlerden ve iyilikte onları izleyenlerden Allah razı olmuştur. Onlar da O'ndan razı olmuştur. Onlara, içinde aralıksız ve sürekli kalacakları, içinden ırmaklar akan
Cenne
tler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
Allah, kendi yolunda savaşarak ölen ve öldüren mü'minlerin; canlarını ve mallarını
Cenne
t karşılığında satın almıştır. Bu, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da gerçek olan bir söz vermedir. Allah'tan daha iyi sözünde duran kim olabilir? O halde, O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte büyük başarı budur....
Yunus Suresi, 9. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlara gelince, imanlarından dolayı Rabb'leri onları doğru yola iletir ve içlerinden ırmaklar akan Na'im
Cenne
tlerine koyar....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
İyi ve güzel davrananlar için daha güzeli ve fazlası var. Onların, yüzleri ne kararır ne de hor görülmekten kızarır. Onlar,
Cenne
t halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar....
Hud Suresi, 23. Ayet:
İman edip, salihatı yapanlar, Rabb'lerine içtenlikle bağlı olanlar;
Cenne
t ehlidirler. Onlar, orada sürekli kalacaklardır....
Hud Suresi, 108. Ayet:
Mutlu olanlar ise,
Cenne
t'tedirler. Rabb'in aksini dilemedikçe, gökler ve yer durdukça, orada sürekli kalacaklardır. Bu kesintisiz bir iyiliktir....
Rəd Suresi, 23. Ayet:
Adn
Cenne
tleri onlarındır. Oraya, anne ve babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanlar gireceklerdir. Melekler de her kapıdan yanlarına girecekler ve şöyle diyecekler:...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva sahiplerine söz verilen
Cenne
t'in içinden ırmaklar akmaktadır, meyvesi ve gölgesi süreklidir. İşte bu takva sahiplerinin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar, Rabb'lerinin izni ile içinde sürekli kalmak üzere içlerinden ırmaklar akan
Cenne
tlere konulurlar. Oradaki yaşam temennileri "selam" dır....
Hicr Suresi, 45. Ayet:
Takva sahipleri,
Cenne
tlerde ve pınarların başlarındadırlar....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn
Cenne
tlerine girerler. Orada, onlar için diledikleri şeyler var. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir....
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Melekler, onların canlarını tayyib şekilde alırlar. "Selam size. Yapmış olduğunuz iyi şeylere karşılık girin
Cenne
te." derler....
Kəhf Suresi, 31. Ayet:
İşte onlara Adn
Cenne
tleri vardır. Onların içinden nehirler akar. Orada, altından bileziklerle süslenirler. İnce ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyerler. Orada tahtlar üzerine yaslanırlar. Ne güzel bir karşılık ve ne iyi bir ağırlanma yeri!...
Kəhf Suresi, 107. Ayet:
İman edip, salihatı yapanların ikramı Firdevs
Cenne
tleridir....
Məryəm Suresi, 60. Ayet:
Ancak tevbe edip, iman eden ve salihatı yapanlar hariç. İşte onlar
Cenne
t'e girecekler ve onlara hiçbir şekilde haksızlık yapılmayacaktır....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
Rahman, kullarına gıyaben Adn
Cenne
tleri söz verdi. Kuşkusuz O'nun sözü gerçekleşecektir....
Məryəm Suresi, 63. Ayet:
İşte bu, kullarımızdan takva sahibi olanlara miras olarak vereceğimiz
Cenne
t'tir....
Taha Suresi, 76. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn
Cenne
tlerinde sürekli kalacaklar. İşte bu arınmış olanlara verilecek karşılıktır....
Taha Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine Biz de: "Ey Âdem! Kuşkusuz bu sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi
Cenne
t'ten çıkarmasın. Sonra mutsuz olursun." dedik....
Taha Suresi, 121. Ayet:
Bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen çirkinlikleri kendilerine görünüverdi.
Cenne
t yaprağından örtmeye başladılar. Âdem, Rabb'ine asilik edip yanıldı....
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Allah, iman eden ve salihatı yapanları altından ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacak. Kuşkusuz Allah, Dilediği Şeyi Yapar....
Həcc Suresi, 23. Ayet:
Allah, iman eden ve salihatı yapanları, içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacak. Onlar, orada altından bilezikler ve inciler ile süslenirler. Elbiseleri ipektendir....
Həcc Suresi, 56. Ayet:
Egemenlik, İzin Günü tamamen Allah'a aittir, insanlar arasında yalnızca O hüküm verir. Artık iman eden ve salihatı yapanlar, nimet
cenne
tlerindedirler....
Möminun Suresi, 19. Ayet:
Böylece onunla, sizin için hurma ve üzüm
cenne
tleri meydana getirdik. Keza, oralarda yemekte olduğunuz pek çok meyve çeşitleri vardır....
Furqan Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Bu mu daha hayırlıdır, yoksa takva sahipleri için bir ödül olan, dönüş yeri olarak söz verilen süresiz
Cenne
t mi?"...
Furqan Suresi, 24. Ayet:
O gün,
Cenne
t ehli en yararlı yerde eğlenecek ve en iyi yerde dinlenecek....
Şüəra Suresi, 57. Ayet:
Derken onları
cenne
tlerden ve çeşmelerden çıkardık....
Şüəra Suresi, 85. Ayet:
"Ve beni nimeti bol
Cenne
t'in mirasçılarından kıl."...
Şüəra Suresi, 90. Ayet:
Ve
Cenne
t, takva sahipleri için yaklaştırılır....
Şüəra Suresi, 147. Ayet:
"
Cenne
tlerde ve çeşme başlarında."...
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İnananları ve salihatı yapanları, içinde sürekli kalacakları
Cenne
t'te; altından ırmaklar akan köşklere yerleştireceğiz. İyi işler yapanların ödülü ne güzeldir!...
Loğman Suresi, 8. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar için, Naim
Cenne
t'ler vardır....
Səcdə Suresi, 19. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanlar, işte onlar için, yapmış olduklarından dolayı konaklama yeri olarak Me'va
Cenne
tleri var....
Səba Suresi, 15. Ayet:
Ant olsun ki, Sebelilerin yaşadıkları yerde bir ayet vardı: Sağda ve Solda iki
cenne
t! Rabb'inizin rızkından yiyin ve O'na şükredin. Temiz bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rabb!...
Səba Suresi, 16. Ayet:
Onlarsa yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine su seddinin suyunu salıverdik. Ve iki
cenne
tlerini, acı meyveli ağaçlara, meyvesiz ağaçlara ve az miktarda sedir ağacı bulunan iki
cenne
te çevirdik....
Fatir Suresi, 33. Ayet:
Onların girecekleri yer Adn
Cenne
tleridir. Orada, altından bilezik ve incilerle süslenecekler. Giysileri ise ipektendir....
Yasin Suresi, 26. Ayet:
Ona, "
Cenne
te gir!" denildi. "Keşke halkım bilseydi;"...
Yasin Suresi, 55. Ayet:
Kuşkusuz
Cenne
t ehli bugün keyifli bir uğraş içindedir....
Saffat Suresi, 43. Ayet:
Naim
cenne
tlerinde....
Sad Suresi, 50. Ayet:
Adn
Cenne
tlerinin kapıları onlara açıktır....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rabb'lerine karşı takva sahibi olanlar grup grup
Cenne
t'e sevk edilirler. Oraya vardıklarında, onun kapıları açılır. Onun görevlileri, onlara: "Selam sizlere, siz aklandınız! Sürekli kalmak üzere ona girin." derler....
Zümər Suresi, 74. Ayet:
Onlar da: "Hamd, bize verdiği sözü yerine getiren Allah'a özgüdür. Bizi bu yere varis kıldı.
Cenne
t'te istediğimiz yerde kalabiliyoruz. Çalışanların ödülü ne güzel." derler....
Mömin Suresi, 8. Ayet:
"Rabb'imiz! Onları; onların atalarından, eşlerinden ve soylarından salih kimseleri, kendilerine söz verdiğin Adn
Cenne
tlerine koy. Sen, Mutlak Üstün Olan'sın, En İyi Hüküm Veren'sin."...
Mömin Suresi, 40. Ayet:
"Kim bir kötülük yaparsa, ona yaptığının karşılığından fazlasıyla karşılık verilmez. Erkek veya kadın, her kim mü'min olarak salih olanı yaparsa, işte onlar hesapsız şekilde rızıklanmak üzere
Cenne
t'e girerler."...
Fussilət Suresi, 30. Ayet:
"Rabb'imiz Allah'tır." deyip, dosdoğru olanlara gelince, onlara melekler gelerek: "Korkmayın ve üzülmeyin. Söz verildiğiniz
Cenne
t'le sevinin!" derler....
Şura Suresi, 7. Ayet:
Kentlerin anası ve civarındakileri, geleceği kesin olan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı
Cenne
t'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir....
Şura Suresi, 22. Ayet:
Kazandıkları şeylerle karşı karşıya geldiklerinde, zalimlerin endişeye kapıldıklarını görürsün. İman edip salihatı yapanlar da
Cenne
tlerin bahçelerindedirler. Onlar için Rabb'lerinin yanında istedikleri her şey vardır. İşte bu büyük ikramdır....
Zuxruf Suresi, 70. Ayet:
Cenne
te girin. Siz ve eşleriniz en iyi şekilde ağırlanacaksınız."...
Zuxruf Suresi, 72. Ayet:
İşte bu, yaptıklarınıza karşılık, mirasçı kılındığınız
Cenne
t'tir...
Əhqaf Suresi, 14. Ayet:
İşte onlar
Cenne
tliktirler. Yaptıklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
Onlar, yaptıklarının karşılığını en iyi şekilde verdiğimiz ve kötülüklerini görmezden geldiğimiz,
Cenne
t ehli olan kimselerdir. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir....
Məhəmməd Suresi, 6. Ayet:
Onları, dünyada kendilerine tarif ettiği
Cenne
t'e yerleştirecektir....
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Allah, iman edip salihatı yapanları, içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere yerleştirir. Kafirler ise her şeyden yararlanıp, hayvanların yediği gibi yerler. Onların varacakları yer ateştir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva sahiplerine söz verilen
Cenne
t, şöyledir: İçinde; kokusu ve tadı değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere zevk veren hamrdan nehirler ve saf baldan nehirler bulunur. Orada, onlar için her türlü meyve bulunur. Onlara, Rabb'lerinden bağışlanma vardır. Bu kimseler, ateşte devamlı kalacak olan ve sıcak kaynar su içirilen, bundan dolayı da bağırsakları parça parça olan kimselerle bir olur mu hiç?...
Fəth Suresi, 5. Ayet:
Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde sürekli kalmak üzere, içinden nehirler akan
Cenne
tlere koymak ve kötülüklerini örtmek içindir. İşte Allah'ın yanında büyük kurtuluş budur....
Fəth Suresi, 17. Ayet:
Köre bir sınırlama yoktur. Sakat olana bir sınırlama yoktur. Hasta olana bir sınırlama yoktur. Kim Allah'a ve Resul'üne itaat ederse, Allah, onları içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere koyar. Kim de yan çizerse, ona acıklı bir azapla azap eder....
Qaf Suresi, 9. Ayet:
Gökten bereketli su indirdik. Onunla
cenne
tler ve biçilecek ekinler yetiştirdik....
Qaf Suresi, 31. Ayet:
Cenne
t, takva sahipleri için uzak değil, yaklaştırılmıştır....
Zariyat Suresi, 15. Ayet:
Takva sahipleri ise
cenne
tlerde ve pınarlardadırlar....
Tur Suresi, 17. Ayet:
Takva sahipleri
cenne
tlerde ve nimetler içindedirler;...
Nəcm Suresi, 15. Ayet:
Onun yanında me'va
cenne
ti vardır....
Qəmər Suresi, 54. Ayet:
Takva sahipleri
cenne
tlerde ve nehir kenarlarındadır....
Rəhman Suresi, 46. Ayet:
Rabb'inin makamından korkanlar için iki
cenne
t vardır....
Rəhman Suresi, 54. Ayet:
Astarları kalın ipekten minderlere yaslanırlar. İki
Cenne
t'in meyvesi alabilecek yakınlıktadır....
Rəhman Suresi, 62. Ayet:
Bu ikisinden başka iki
Cenne
t daha var....
Vaqiə Suresi, 12. Ayet:
Naim
Cenne
tlerindedirler....
Vaqiə Suresi, 89. Ayet:
O takdirde, rahat bir hayat, huzur, güzel kokulu rızık ve nimetlerle dolu bir
Cenne
t vardır....
Hədid Suresi, 12. Ayet:
O gün, mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında olduğu halde koşarlarken göreceksin. "Bugün müjdeniz; içinde sürekli kalacağınız, içinden ırmaklar akan
Cenne
tlerdir. İşte bu büyük kurtuluştur."...
Hədid Suresi, 21. Ayet:
Rabb'inizin bağışlamasını, Allah'a ve Resullerine inananlar için hazırlanmış, genişliği gökle yerin genişliği gibi olan
Cenne
t'i kazanmak için yarışın. İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu hak edene verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir....
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir halkın, Allah'a ve O'nun Resul'üne karşı haddi aşanlara karşı sevgi duyduklarına tanık olamazsın; isterse bunlar, babaları, çocukları, kardeşleri veya akrabaları olsun. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı ve kendilerini, kendinden bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Allah, onları içinden ırmaklar akan
Cenne
tlere koyacaktır. Onlar, orada sürekli kalacak olanlardır. Allah, onlardan hoşnut oldu, onlar da O'ndan hoşnut oldular. İşte onlar, All...
Həşr Suresi, 20. Ayet:
Cehennemlikler ile
Cenne
tlikler bir değildir.
Cenne
tlikler, kurtuluşa eren kimselerdir....
Səff Suresi, 12. Ayet:
Sizin suçlarınızı bağışlar ve sizi içinden nehirler akan
Cenne
tlere koyar. Ve sizi, Adn
Cenne
tlerinde, hoş meskenlere yerleştirir. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Təğabun Suresi, 9. Ayet:
Toplanma günü için sizi bir araya toplayacağı gün, işte o gün aldanma günüdür. Kim Allah'a iman eder ve salihatı yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinde kesintisiz olarak, sürekli kalacağı, içinden nehirler akan
Cenne
tlere koyar. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
İman eden ve salihatı yapan kimseleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, Allah'ın apaçık olan ayetlerini size okuyan bir Resul gönderdi. Kim, Allah'a iman eder ve salih olanı yaparsa, Allah onu, içinden ırmaklar akan ve içinde kesintisiz olarak sürekli kalacakları
Cenne
tlere koyar. Allah, onu en iyi şekilde rızıklandıracaktır....
Təhrim Suresi, 8. Ayet:
Ey iman edenler! Öğüt veren bir tevbe ile Allah'a tevbe edin. Umulur ki Rabb'iniz, kötülüklerinizi örter ve sizi altından nehirler akan
Cenne
tlere koyar. O gün Allah, nebileri ve onlarla beraber olanları asla üzmeyecektir. Onların ışıkları önlerini ve yanlarını aydınlatır. "Rabb'imiz, bizim ışığımızı tamamla ve bizi bağışla. Kuşkusuz Sen, Her Şeye Güç Yetiren'sin." derler....
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah, inanan kimselere, Firavun'un hanımını örnek verdi. Hani o, "Rabb'im! Katında, benim için
Cenne
t'te bir ev yap. Beni Firavun ve yaptıklarından kurtar. Ve zalimler topluluğundan beni kurtar." demişti....
Qələm Suresi, 34. Ayet:
Takva sahipleri için, Rabb'lerinin yanında, nimeti bol
Cenne
tler vardır....
Məaric Suresi, 35. Ayet:
İşte onlar,
Cenne
tlerde ağırlanacak olanlardır....
Məaric Suresi, 38. Ayet:
Onların her biri Nimet
Cenne
tine konulacağını mi umuyor?...
Müddəssir Suresi, 40. Ayet:
Cenne
tler içinde soracaklar;...
İnsan Suresi, 12. Ayet:
Sabretmelerine karşılık onları
Cenne
t ve ipek ile ödüllendirecektir....
Naziat Suresi, 41. Ayet:
Cenne
t onun için barınaktır....
Təkvir Suresi, 13. Ayet:
Cenne
t yaklaştırıldığı zaman, ...
Bürüc Suresi, 11. Ayet:
İnanan ve salihatı yapanlar için içinden nehirler akan
Cenne
tler vardır. İşte bu, büyük kurtuluştur....
Fəcr Suresi, 30. Ayet:
Cenne
time gir."...
Beyyinə Suresi, 8. Ayet:
Onların, Rabb'leri yanındaki ödülleri; onlar için içinden nehirlerin aktığı
cenne
tler vardır. Orada süresiz kalacaklar. Allah onlardan, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabb'ine huşu duyan kimseler içindir....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahud onların hâli, gökten boşanan yağmura tutulmuşların hâli gibidir ki, o gökte (bulutlarda) yoğun karanlıklar var, bir gök gürültüsü, bir şimşek var. Yıldırımlardan ölüm korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkıyorlar. Allah ilim ve kudreti ile kâfirleri kuşatandır. (Cenâb’ı Hak, Kur’an-ı Kerim karşısında bulunan kâfir ve münafıkların hâlini beyan etmek üzere, ikinci bir temsil yapmıştır. Böylece âyeti kerimede münâfıkların hâli, karanlık bir gecede gök gürültülü ve şimşekli bir yağmura tutul...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Ve âmenû olup, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amelde bulunanlar için altlarından nehirler akan
cenne
tler olduğunu müjdele. Oradaki meyvelerden ve mahsullerden bir rızıkla her rızıklandırılışlarında “İşte bu bizim daha önce de rızıklandırıldığımız (yediğimiz) şeydir.” dediler. Ve ona (dünyadaki rızıklarına) benzer (lezzet ve nefaset bakımından çok üstünü) verilmiştir. Onlar için orada temiz eşler vardır. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan
cenne
tler olduğunu müjdele.
Cenne
tlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan
cenne
tler olduğunu müjdele! O
cenne
tlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için
cenne
tte tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından ırmaklar akan
cenne
tler (Allâh Esmâ'sının açığa çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler) vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede içinde): "Bu daha önceden de tattığımız gibi bir şey" derler. Bu önce tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden arınmış eşleri iledirler!...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele: Onlara, altlarından ırmaklar akan
cenne
t konakları var. Orada kendilerine ikram edilen herhangi bir meyvadan yediklerinde: 'Bu, daha önce tattığımı...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip de salih ameller işleyenleri ise, altından ırmaklar akan
cenne
tlerle müjdele. Her ne zaman kendilerine oradan rızık olarak bir meyve verilse: 'Bu bizim daha önce (dünyada) rızıklandığımız şeydir' derler. Orada onlara böyle birbirinin benzer şeyler verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habibim), iman edip sâlih ameller işleyenlere (şunu) müjdele: Onlar için, (ağaçları) altından ırmaklar akar (her türlü meyvalarla süslenmiş)
cenne
tler var. Kendilerine, ne zaman, onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse (her def’asında): “Bu, daha önce (dünyâda) bizim yediğimiz şeydir.” diyecekler ve o rızık (dünyâdakine) benzer olarak kendilerine sunulacak. Onlar için orada tertemiz zevceler de var ve onlar, o
cenne
tte ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Inananlar ve yararli isler yapanlara, kendilerine altlarindan irmaklar akan
cenne
tler oldugunu mujdele. Onlara buranin bir urunu rizik olarak verildiginde, «Bu daha once de riziklandigimizdir» derler. Bunlar, soyledikleninin benzerleri olarak sunulmustur. Onlara orada tertemiz esler vardir ve orada temelli kalirlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Dosdoğru imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara müjde ver ki, onlara altından ırmaklar akan
Cenne
tler vardır. (Oraya girdikleri zaman) kendilerine oradaki meyveden ne kadar bir rızık verildiğinde, «bu daha önce de rızıklandığımız şeylerdendir» diyecekler. (Evet) onlara (renk ve çeşit bakımından az da olsa dünyadaki veya kendilerine az önce sunulan meyvalara) benzer (fakat lezzet ve nefaset bakımından çok farklı ve üstün meyvalar) verilecek. Hem onlar için orada (dünyada kadınlara arız olan ...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan
cenne
tler olduğunu müjdele. Onlara buranın bir ürünü rızık olarak verildiğinde, 'Bu daha önce de rızıklandığımızdır' derler. Bunlar, söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlara orada tertemiz eşler vardır ve orada temelli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan
cenne
tler olduğunu müjdele! O
cenne
tlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için
cenne
tte tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedî kalıcılardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp erdemli davrananları, içlerinde ırmaklar akan
cenne
tlerle (bahçelerle) müjdele. Kendilerine oradaki ürünlerden rızıklar sunulduğunda 'Bu, daha önce bize sunulan nimetlerdir,' derler. Böylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
iman edip salih ameller işliyenlere ise müjdele: Kendileri için altından ırmaklar akar
cenne
tler var, onlardan: hangi bir semereden bir rızk rızıklandıkça onlar, her def'asında «ha! bu bizim önceden merzuk olduğumuz» diyecekler ve ona öyle müteşabih olarak sunulacaklar, kendileri için orada pak, çok pak zevceler de var, hem onlar orada ebedî kalacaklar...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi amel işleyenleri müjdele! Kendileri için altlarından ırmaklar akan
cenne
tler var. Onlara her hangi bir meyveden bir rızık yedirilince onlar, her defasında: «Bu bizim önceden yediğimiz şeydir.» diyecekler; oysa ona benzer olarak sunulacaklar. Kendileri için orada tertemiz zevceler de var. Onlar orada ebedi kalacaklar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: «Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir» derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenleri, ağaçları altından nehirler akan
Cenne
tler ile müjdele. Onlara rızık olarak her yeni meyve sunulduğunda «Bu daha önce bize sunulan falanca meyvedir» derler, onlara birbirinden ayırd edemeyecekleri rızıklar verilir. Hem onlara orada el değmemiş, tertemiz eşler verilecektir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanları müjdele: Gerçekten onlar için içlerinden / altlarından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Kendilerine rızk olarak bu ürünlerden (min semeretin rizkan) yedirildiğinde "Bu, daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu onlara (dünyadakine) benzer (müteşabihe) olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz (halidun) kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habîbim) îmân eden, bir de güzel güzel amel (ve hareketlerde bulunan kimselere muştula ki altlarından ırmaklar akan
cenne
tler onların. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse her defasında «ha, bu, evvelce de (dünyâda) rızıklandığımız (yediğimiz) şeydi» diyecekler Ve o rızk (renkde, şekilde) birbirinin benzeri, (fakat tatda, keyfiyyetde başka başka ve çok yüksek ve müstesna kıymetlerde) olmak üzere kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem orada onlar...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, şübhesiz kendileri için altlarından ırmaklar akan
Cenne
tler olduğunu müjdele! (Onlar) ne zaman rızık olarak oradan, herhangi bir meyveden rızıklandırılsalar: 'Bu, daha önce rızıklandırıldığımız şeydir' derler. Çünki bu (
Cenne
t ni'metleri), kendilerine (dünyadaki rızıklarıyla) birbirine benzer şekilde verilir. Onlar için orada tertemiz zevceler de vardır ve onlar, orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman eden, salih ameller işleyenlere; altından ırmaklar akan
cenne
tlerin kendileri için olduğunu müjdele. Onlara ne zaman bunlardan bir meyve rızık olarak verilirse bu, evvelce rızıklandığımız şeydi, derler. Onlara birbirine benzeyen (böyle nimetler) verilecek. Onlar için orada temiz eşler de vardır. Hem onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İmân edip sâlih amellerde bulunanlara müjde ver. Şüphe yok ki onlar için altından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Her ne vakit o
cenne
tlerden bir meyva ile merzûk olunca diyeceklerdir ki: «Bu meyva bizim evvelce de merzûk olduğumuz bir meyvadır.» Onlara birbirine benzeyen (böyle nîmetler) verilmiş olacaktır. Ve onlar için
cenne
tlerde tertemiz zevceler de vardır ve onlar o
cenne
tlerde ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
Resulüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerle müjdele. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyve rızık olarak yedirilirse, her defasında: “Bu bizim daha önce de dünyada iken yediğimiz şeydir. ” derler. Bunlar söylediklerinin benzerleri olarak sunulmuştur. Onlar için orada tertemiz eşler vardır. Orada ebedî olarak kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edenler ve doğruları yapanlara, içinden ırmaklar akan
cenne
tler olduğunu müjdele!.. Ne zaman oradaki meyvelerden rızıklandırılsalar: -Bu, daha önce de rızıklandığımız şey! diyecekler. O meyveler kendilerine dünyadakilerin bir benzeri olarak verilecektir ve orada onlar için tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Öyle
cenne
tler ki, ne zaman meyvelerinden kendilerine bir şey ikram edilirse: "Bu, daha önce de dünyada yediğimiz şey!" diyecekler. Oysa bu, onların aynısı olmayıp, benzeri olarak kendilerine sunulacaktır. Orada onların tertemiz eşleri de olacak ve onlar orada devamlı kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerin kendilerine âit olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça: "Bu, daha önce de rızıklandığımız şeydir, (dünyâda iken de bu rızıktan yemiştik)" derler. (
Cenne
tteki bu rızık), onlara, o(dedikleri)ne benzer verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: «Bu daha önce de rızıklandığımızdır» derler, bu birbirinin benzeri olarak onlara sunulmuştur. Onda, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan
cenne
tler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel
cenne
te ve kulâ minhâ ragaden haysu şi’tumâ ve lâ takrabâ hâzihiş şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
1.
ve kulnâ
: ve biz dedik
2.
yâ
: ey
3.
âdemu
: Âdem
4.
uskun
: iskân ol, otur, yerleş
...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin,
cenne
tte yerleşin. Oradan (oradaki yiyeceklerden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin
cenne
te yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Demiştik ki: Ey Âdem, sen ve eşin
cenne
tte oturun, dilediğinizi bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa haddini aşanlardan olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce
cenne
te yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde
cenne
t nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Bundan sonra dedik ki: "Ey Adem, sen ve senin hâlini, yaşamını paylaştığın (eşin - bedenin),
cenne
t boyutunu mesken edinin. Dilediğinizce bu boyutun nimetleriyle yaşayın ve şu ağaca da yaklaşmayın, (yaklaşırsanız) zâlimlerden olursunuz. "...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz Âdem’e: 'Ey Âdem, sen ve eşin
Cenne
t’te oturun. Orada Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, istediğiniz zaman her yerde bol bol
Cenne
t nimetlerinden yeyin. Sadece şu bitkiye yaklaşmayın. Eğer bu bitkinin mahsulünden yerseniz, her ikiniz de kendinize yazık eder, zâlimlerden olursunuz.' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve biz: 'Ey Adem, sen ve eşin
cenne
te yerleşin ve orada, istediğiniz yerde yiyeceklerden bolca yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, sonra kendi kendilerine haksızlık edenlerden olursunuz' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin
cenne
tte yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve biz demiştik ki: “- Ey Âdem, sen eşinle
Cenne
tte sakin ol. Onun nimetlerinden ikiniz de bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa (nefislerine) zulmedenlerden olursunuz.”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
«Ey Adem! Esin ve sen
cenne
tte kal, orada olandan istediginiz yerde bol bol yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin; yoksa zalimlerden olursunuz» dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdem! dedik, (artık) sen ve eşin
cenne
tte sakin olun. Dilediğiniz yerde ondan (ondaki nimetlerden) refah ve huzur içinde yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın, sonra (Hakk'a karşı gelip kendine) zulmedenlerden olursunuz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
'Ey Adem! Eşin ve sen
cenne
tte kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce
cenne
te yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde
cenne
t nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
'Adem! Eşinle birlikte
cenne
tte kal. Dilediğiniz yerde ondan bolca yeyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!,' dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
ve dedik ki «ya Adem sen ve zevcen
Cenne
ti mesken edin, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin
cenne
te yerleşin, ikiniz de orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, haddini aşan zalimlerden olmayasınız.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin
cenne
tte oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki; «Ey Adem, sen ve eşin
Cenne
te yerleşiniz, oranın yiyeceklerinden istediğinizi bolbol yiyiniz, fakat şu ağaca yanaşmayınız, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Ey Adem! Eşinle birlikte
cenne
tte kal / yerleş / otur (üskün). Dilediğiniz yerden bolca yiyin ancak şu ağaca (hazihişşecerete) yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demişdik ki: «Ey Âdem, sen eşinle beraber
Cenne
tde yerleş, Ondan (
Cenne
tin yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de (nefsine) zulmedenlerden olursunuz». ...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile
Cenne
te yerleş; dilediğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz!'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve demiştik ki: Ey Adem, sen, eşinle birlikte
cenne
tte otur. Dilediğiniz O'na döndürüleceksiniz....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu
cenne
tte oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Sen ve eşin, beraberce
cenne
te yerleşin. Orada olanlardan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de zulmedenlerden olursunuz. ”...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
-Ey Adem! Sen ve eşin
cenne
tte oturun dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: "Âdem! Eşinle birlikte
cenne
te yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin
cenne
tte oturun, ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!"...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin
cenne
tte yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Âdem'e de dedik ki: 'Ey Âdem, sen ve eşin
Cenne
te yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa kendinize yazık edersiniz.'...
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin
cenne
te yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."...
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (
cenne
tten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan, Âdem ile eşini
Cenne
tten uzaklaştırmak için, onları kusur işlemeye sevk etti. Bulundukları konumdan,
Cenne
t nimetleri ve imkânları içinden onları çıkardı. Bunun üzerine: 'Buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Birbirinize düşmanlığınız devam edecek. Yeryüzünde bir vakte kadar sizin için bir yaşama yeri, bir barınak ve kısmetiniz, nasibiniz var.' dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Nihayet onları (Âdem ile Havvâ’yı) Şeytan (bir desise ile)
Cenne
tten kaydırdı ve içinde bulundukları nimetten onları çıkardı. Biz de: “- Biri-birinize düşman olarak buradan (yere) inin. Yeryüzünde sizin için bir vakte (ömrünüzün sonuna) kadar yerleşmek ve menfaatlenmek vardır.” demiştik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (
cenne
tten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (
cenne
t yurdu)ndan çıkardı. Biz de: «Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır.» dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
Nihayet şeytan onları
cenne
tten kaydırdı. Onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de: Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir zamana kadar yerleşim ve faydalanma vardır, dedik....
Bəqərə Suresi, 36. Ayet:
İmdi, Şeytan Âdem ile Havva'yı
cenne
tten kaydırdı. Oradaki nîmetlerden çıkarıp uzaklaştırdı. Biz de dedik ki: «Bâzınız bâzınıza düşman olmak üzere yeryüzüne ininiz, sizin için yer yüzünde bir vakte kadar bir karar ve bir nasip vardır.»...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
“İnin oradan (
cenne
tten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz de
cenne
tten inin. Fakat benden size bir doğru yol gösterici geldi mi o doğru yolu gösterenin izinden gidenlere ne korku vardır, ne hüzün....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz
cenne
tten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik: "İnin hepiniz oradan (kendinizi bedensiz hissettiğiniz şuur boyutundan -
cenne
t yaşamından). . . Benden size HÜDA (hakikatinizi idrak ettirici Rasûl - ilim) geldiğinde kim HÜDAma tâbi olursa onlara ne korku vardır ne de mahzun olacakları bir şey. "...
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Biz onlara: “- Hepiniz
cenne
tten inin! Benden size bir hidayet (Peygamber ve kitab) gelince, biliniz ki, benim bu hidayetime tâbi ve bağlı olanlar için aslâ korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmazlar.” dedik....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: Hepiniz
cenne
tten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler....
Bəqərə Suresi, 38. Ayet:
Dedik ki: «O
cenne
tten hepiniz aşağıya ininiz. Eğer benim tarafımdan size bir hidâyet gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaktır.»...
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrailoğulları! Sizi ni'metlendirdiğim o ni'metimi hatırlayın ve ahdimi yerine getirin. Ve (böylece) Ben de size olan ahdimi yerine getireyim (sizleri vaadettiğim
cenne
time alayım). Ve(ahdinize sadık kalmakta) artık sadece benden korkun....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrâil oğulları (Hz. Yakub oğulları), size verdiğim nimetimi hatırlayın; ve bana itâat ederek Tevrat’ta (âhir zaman Peygamberi hakkında size açıkladığım) ahdime (bana iman ve itaate) vefa edin ki, ahdinize (sizi
cenne
te koymağa) vefa edeyim. (Ahdi bozduğunuzda) ancak Benden korkun....
Bəqərə Suresi, 40. Ayet:
Ey İsrâiloğulları! Size ihsân ettiğim ni'met(ler)imi hatırlayın; (îmân edeceğinize dâir)bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, (ben de
Cenne
te girmeniz husûsunda) size verdiğim sözü yerine getireyim ve artık yalnızca benden korkun!...
Bəqərə Suresi, 80. Ayet:
Ve (emaniyeye tâbî olanlar): “Ateş bize, sayılı günlerden başka asla dokunmayacak (günahlarımız kadar yanıp
cenne
te gireceğiz).” dediler. De ki: “Allah'ın katından bir ahd mi edindiniz?” O taktirde (Eğer böyle bir ahd almışsanız) Allah, ahdinden asla dönmez. Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ulâike ashâbul
cenne
h(
cenne
ti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
4.
...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Ve âmenû olup (Allah'a ulaşmayı dileyip), ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenler, işte onlar,
cenne
t ehlidir. Ve orada (
cenne
tte) devamlı kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenler ise
cenne
tliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnananlarla iyi işler görenlere gelince: Onlar
cenne
t ehlidir, onlar da
cenne
tte ebedîdir....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da
cenne
tliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Onlar ki iman ederler ve salâha erdirici fiiller ortaya koyarlar, işte onlar
cenne
t ehlidir ve sonsuza dek orada kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara iman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, işte onlar
cenne
t ehlidirler. Onlar da
cenne
tte ebedî yaşarlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip de salih ameller işleyenler ise
cenne
te girecek olanlardır. Onlar da orada sonsuza kadar kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise
cenne
t halkıdırlar, orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip sâlih ameller işliyenler ise, onlar da
cenne
t ehlidirler, ebedî olarak orada kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Inanip yararli isler yapan kimseler
cenne
tlik olanlardir, onlar da orada temellidirler. *...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmân edip iyi yararlı amellerde bulunanlar ise, işte onlar
cenne
tliktirler, onlar orada temelli kalanlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapan kimseler
cenne
tlik olanlardır, onlar da orada temellidirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da
cenne
tliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp erdemli bir hayat sürenler ise
cenne
t halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
iman edip salih salih ameller işleyenler, öyleler de işte
cenne
t ehli hep onda muhalledler...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenler, işte öyleleri de
cenne
t ehli ve orada süresiz kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de
cenne
t ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenler de orada ebedi olarak kalmak üzere
Cenne
tliktirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp salih amel işleyenler ise
cenne
t halkıdır (ashabül
cenne
t); onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îman edib güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da
cenne
tin arkadaşlarıdırlar. Onlar orada muhalleddirler (ebedî kalacaklardır). ...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, işte onlar
Cenne
t ehlidirler. Onlar (da)orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip, salih ameller işleyenler; işte onlar
cenne
tliklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, sürekli içinde kalmak üzere
cenne
ti hak edenler de işte bunlardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İmân edenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise işte onlar
cenne
t ashâbıdır. Onlar
cenne
tte muhalleddirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip de sâlih ameller işleyenler ise
cenne
t halkıdırlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip doğruları yapanlara gelince işte onlar
cenne
tliklerdir. Onlar da orada ebedidirler....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da
cenne
tliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar da
cenne
t halkıdır, orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar, onlar da
cenne
t halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip güzel işler yapanlar ise
Cenne
t ehlidir; onlar da orada sürekli kalırlar....
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise
cenne
tin dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (
cenne
t) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!”...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
'Şâyet iddia ettiğiniz gibi, âhiret yurdu, ebedî yurt
Cenne
t, Allah katında, diğer insanlardan farklı ve imtiyazlı olarak, yalnızca size aitse, iddianıza da sahip çıkıyorsanız, haydi, hemen ölümü temenni edin, ölmeyi canınıza minnet bilin' de bakalım....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
Ey Rasûlüm (Yahûdilere) Söyle: “Eğer
Cenne
t (sizin iddianıza göre), diğer insanlara ait olmayıp Allah tarafından size has kılınmış ise, ve bunda sâdıklarsanız, ölümü temennî edin. (Çünkü
Cenne
t, mutlaka kendisine âit olduğunu bilen kimse, ona kavuşmağa sebep olan ölümü, elbette ister ve arzular.)....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki Allah yanında Ahıret evi (
Cenne
t) başkalarının değil de hassaten sizin ise, eğer davanız da sadıksanız, haydi ölümü ümniye edinin, canınıza minnet bilin...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: «Allah yanında ahiret evi (
Cenne
t) başkalarının değil de sadece sizin ise, eğer bu davanızda da doğru iseniz haydi ölümü canınıza minnet bilin!»...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki; Allah yanında ahiret yurdu (
cenne
t) başkalarının değil de yalnızca sizin ise, eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz, ölmeyi cana minnet biliniz....
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
(Habîbim) söyle : «Allah yanında âhiret yurdu (
cenne
t, diğer) insanların değil de yalınız sizinse (ve bu da'vânızda) doğruculardan iseniz haydi ölümü temenni edin. (Bunu canınıza minnet bilin)». ...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: 'Eğer âhiret yurdu (
Cenne
t) Allah katında başka insanlara değil de, sâdece size âid ise, (ve bu iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi ölümü temennî edin!'...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: Eğer Allah katında âhiret yurdu (
cenne
t) bütün insanlar içinde yalnız size ait ise ve bu iddianızda samimi iseniz haydi ölümü istesenize!...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve kâlû len yedhulel
cenne
te illâ men kâne hûden ev nasâr(nasârâ), tilke emâniyyuhum kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn(sâdikîne)....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
len yedhule
: asla giremez
3.
el
cenne
te
:
cenne
t
4.
illâ
: ancak, sadece, den başka
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki: “
Cenne
te yahudi veya hristiyan olan kimselerden başkası asla girmeyecektir.” Bu, onların emaniyesidir (zan ve kuruntularıdır). “Eğer siz sadıklar iseniz delillerinizi getirin.” de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası
Cenne
t’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.”...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Cenne
te Yahûdi yahut Nâsranî olmayan kesin olarak giremez dediler, kendi kuruntuları bu. De ki: Doğrucuysanız hadi, delillerinizi getirin bakalım....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse
cenne
te giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya Hristiyan olanlardan başkası
cenne
te girmeyecek!". . . Bu onların kuruntularıdır! De ki: "Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi koyun ortaya!". . ....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: 'Yahudi ve hristiyan olanların dışında kimse, asla
Cenne
t’e giremeyecek' dediler. Bu onların kuruntuları, hayal mahsulü arzularıdır. Sen de onlara: 'Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin' de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: '
Cenne
te ancak yahudi veya hıristiyan olan girebilecektir' dediler. [21] Bu onların kuruntularıdır. De ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi ortaya koyun.'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya hristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak
cenne
te giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, kesin kanıtınızı (burhan) getirin."...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Yahûdi’ler, “-
Cenne
t’e ancak yâhudi olanlar girer” ve hristiyanlar da, yine: “-
cenne
t’e ancak hristiyan olanlar girer” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. Ey Habibim, onlara söyle “- Eğer bu davânızda sâdık kimselerseniz delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
«Yahudi veya hiristiyan olmayan kimse elbettte
cenne
te girmeyecek» dediler; bu onlarin kuruntularidir. De ki: «Sozunuz dogru ise delillerinizi getirin"....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Yahudilerle Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası elbette
Cenne
t'e giremez.» Bu, onların kuruntularıdır. De ki: (Eğer bu iddianızda) doğru kimselerseniz haydi kesin bilgi veren delillerinizi getirin!...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
'Yahudi veya Hıristiyan olmayan kimse elbette
cenne
te girmeyecek' dediler; bu onların kuruntularıdır. De ki: 'Sözünüz doğru ise delillerinizi getirin'....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse
cenne
te giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
'Yahudi veya Hristiyanlardan başkası
cenne
te giremez,' dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: 'Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin.'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
bir de Yehud veya Nasradan başkası asla
Cenne
te giremiyecek dediler, bu onların kendi kuruntuları, haydi de; doğru iseniz getirin bürhanınızı...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de «yahudiler veya hıristiyanlardan başkası asla
cenne
te giremeyecek.» Dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. De ki: «Eğer doğru iseniz, haydi kesin delilinizi getirin!»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de «yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla
cenne
te giremeyecek» dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de onlara de ki; «Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar «Yahudilerden ve hıristiyanlardan başka hiç kimse
Cenne
t'e giremeyecek» dediler. Bu onların hüsnükuruntusudur. De ki; «Eğer dediğiniz gibi ise delilinizi getirin.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi veya Hristiyanlardan olmayan hiç kimse kesin olarak
cenne
te giremez" dediler. Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz kesin kanıtınızı (burhan) getirin"....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Yahudiler ve Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi veya Nasrânî olanlardan başkası asla
cenne
te girmeyecek.» Bu, onların kuruntularıdır. (Habîbim, onlara) söyle: «Eğer (bu iddianızda) doğrucu kimseler iseniz burhanınızı getirin.». ...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
(Ehl-i kitab:) 'Yahudi veya hristiyan olandan başkası aslâ
Cenne
te giremeyecek!' dediler. Bu onların boş temennîleridir. De ki: 'Eğer (iddiâ nızda) doğru kimseler iseniz, delîlinizi getirin!'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki: Yahudi ve Hristiyan olanlardan başkası
cenne
te girmeyecek. Bu onların kuruntusudur. De ki: Eğer sadıklar dan iseniz delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: "Yahudi ve Hıristiyan olmadıkça hiç kimse
cenne
te giremez!" diye iddia ederler. Bu onların kuruntusudur! De ki: "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz, iddianızı kanıtlayın!"...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve dediler ki «
cenne
te Yahudi veya Nasranî olanlardan başkası elbette giremeyecektir.» Bu onların boş hülyalarıdır. De ki: «Hüccetinizi getirin, eğer siz sâdık kimseler iseniz.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: “Yahudi veya hıristiyan olanlardan başkası
cenne
te giremeyecek. ” dediler. Bu onların kuruntusudur. De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, delilinizi getirin. ”...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
-Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası
cenne
te giremeyecek! dediler; bu onların kuruntusudur. Onlara de ki: -Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Bir de: "Yahudi veya Hıristiyan olanlardan başkası
cenne
te asla giremez!" dediler. Bu onların kendi kuruntuları... Sen de ki: "İddianızda tutarlı iseniz haydi delilinizi ortaya koyun!"...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahûdi yahut hıristiyan olandan başkası
cenne
te girmeyecek," dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru iseniz, delilinizi getirin."...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: «Yahudi veya Hıristiyan olmadıkça, kimse kesin olarak
cenne
te giremez.» Bu, onların kendi kuruntularıdır (öngörüleridir) . De ki: «Eğer doğru sözlüler iseniz, kesin kanıt (burhan) ınızı getiriniz.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar, 'Yahudilerden yahut Hıristiyanlardan başkası
Cenne
te girmeyecek' dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen, 'Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi getirin' de....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası
cenne
te asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"...
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yahûdi’ler: “- Hristiyanlar, din işinde bir şey üzre değildirler.” dediler. Hristiyanlar da: “Yahûdiler, din işinde güvenilir bir şey üzre değildir.” dediler. Halbuki hepsi kendilerine indirilen Tevrat ve İncil’i okuyorlar. Kitab ehli olmayan ve okumak bilmeyen Arap müşrikleri de Yahûdilerle Hristiyanların söyledikleri gibi söylerler. Allah, ayrılığa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecek (haklıyı
Cenne
te ve haksızı Cehenneme koyacaktır.)...
Bəqərə Suresi, 155. Ayet:
Mutlaka, imanınızdaki sadakati ölçmek için sizi, korku, açlık, kıtlık ile; sahip olduğunuz malları telef ederek, can kaybına, sakatlığa maruz bırakarak, mahsulünüzü âfete uğratarak imtihan ederiz. Sabrederek mücadeleye devam edenlere, dünyada yardım, zafer ve devlet, âhirette
cenne
t müjdesini ver....
Bəqərə Suresi, 155. Ayet:
Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsûllerden bir noksanlık ile imtihân edeceğiz. (Ey Resûlüm!) O hâlde sabredenleri (
Cenne
tle) müjdele!...
Bəqərə Suresi, 157. Ayet:
O teslimiyet gösterip Rablerine sığınanlar üzerine, Rablerinden mağfiret, rahmet (ve
cenne
t) vardır; ve işte onlar, hidayete ermiş olanlardır....
Bəqərə Suresi, 157. Ayet:
O teslimiyeti gösterenlere, Rablerinden mağfiret ve rahmet (
Cenne
t) vardır. Onlar doğru yolu bulanlardır....
Bəqərə Suresi, 201. Ayet:
Onlardan bazıları da: 'Ey Rabbimiz bize dünyada devlet, iyilik ve güzellik, bol servet, sağlık, emniyet, salih-sâliha eşler ve sâlih evlatlar ver. Âhirette de güzel mükâfatlar ver.
Cenne
tini ver, rızana ulaşma mertebesine erenlerden eyle. Bizi ateşten, Cehennem azabından da koru.' derler....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Em hasibtum en tedhulûl
cenne
te ve lemmâ ye’tikum meselullezîne halev min kablikum messethumul be’sâu ved darrâu ve zulzilû hattâ yekûler resûlu vellezîne âmenû meahu metâ nasrullâh(nasrullâhi), e lâ inne nasrallâhi karîb(karîbun)....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
1.
em hasibtum
: yoksa zan mı ettiniz
2.
en tedhulû
: girmeniz
3.
el
cenne
te
:
cenne
t
4.
ve lemmâ
: ve olmadıkça
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, kendinizden önce yaşayanların başına gelenlerin, sizin de başınıza gelmedikçe,
cenne
te gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara (öyle) şiddetli belâ ve sıkıntılar (felâketler) dokundu ki, resûl ve onun yanındaki âmenû olanlar: “Allah'ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar sarsıldılar. Allah'ın yardımı gerçekten yakın değil mi?...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa sizden öncekilerin örnek olan, ibret veren halleri, başınıza gelmeden
cenne
te giriveririz mi sandınız? Onlar yoksulluklara uğradılar, zararlara düştüler, çetin sıkıntılara çattılar. Öylesine sürçtüler, öylesine kaydılar, sarsıldılar ki peygamber ve onunla berâber bulunan iman ehli bile, Allah yardımı ne vakit dediler. Bilin ki şüphe yok, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden öncekilerin başlarına gelen mesel olmuş sıkıntılarının sizin de başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle sıkıntı, belâ gelip çattı, sarsıldılar ki, Rasûlleri ve yanındaki iman edenler "Allâh'ın yardımı ne zaman gelecek" dediler. Haberiniz olsun ki Allâh nusreti yakındır!...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce geçip giden milletlerin başlarına gelen sıkıntılar, sizin başınıza gelmeden
Cenne
t’e gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Geçmiş ümmetlerin başına nice sıkıntılar, çaresizlikler, yokluklar geldi. Mallarına ve canlarına zararlar dokundu. Peygamber ve beraberindeki mü’minler sarsıldılar, moralleri bozuldu: 'Allah’ın va’dettiği yardım ne zaman gerçekleşecek?' demeye başlamışlardı. Bilesiniz ki, Allah’ın yardımını, va’dettiği zaferi gerçekleştirmesi yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce geçenlerin başlarına gelenin benzeri sizin de başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine darlık ve sıkıntı içerisine düştüler ki, peygamber ile yanındakiler 'Allah'ın yardımı acaba ne zaman?' diyecek kadar sarsıldılar. Bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden önce gelip geçenlerin hali başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz ey müminler, kendinizden evvel geçenlerin halleri hiç başınıza gelmeden (hemen)
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici sıkıntılar, kımıldatmaz zaruretler dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve maiyetinde iman edenler: “- Allah’ın yardımı ne zaman olacak?” diyesiye kadar... Bilin ki Allah’ın yardımı muhakkak yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden once gelenlerin durumu sizin basiniza gelmeden
cenne
te gireceginizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber muminler: «Allah'in yardimi ne zaman?» diyecek kadar darliga ve zorluga ugramislar ve sarsilmislardi; iyi bilin ki Alah'in yardimi suphesiz yakindir....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, kendinizden önce gelenlerin benzer durumu başınıza gelmeden
Cenne
t'e gireceğinizi mi sandınız ?! Onlara ezici üzücü sıkıntı ve zorluklar gelip dokundu da sarsıldıkça sarsıldılar, o kadar ki Peygamber ve Onunla beraber olan inanmışlar: «Allah'ın yardımı ne zaman ?!» diyecek duruma gelmişlerdi. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı elbette yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden önce gelenlerin durumu sizin başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler: 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı; iyi bilin ki Allah'ın yardımı şüphesiz yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler gibisi sizin de başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sanıyorsunuz? Onlar zorluk ve sıkıntıya uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki elçi ve beraberindeki inananlar, 'ALLAH'ın yardımı ne zaman,' dediler. İyi bilin ki ALLAH'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz kendinizden evvel geçenlerin mesel olmuş halleri hiç başınıza gelmeksizin
Cenne
te girivereceksiniz mi sandınız? Onlara öyle ezici mihnetler, kımıldatmaz zaruretler dokundu ve öyle sarsıldılar ki hattâ Peygamber ve maiyetinde iman edenler «ne zaman Allah'ın nusratı?» diyeceklerdi. Bak işte Allahın nursatı yakın....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce geçenlerin örnek olmuş durumları hiç başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onların başına öyle ezici sıkıntılar, kımıldatmaz zaruretler geldi ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve beraberindeki iman edenler: «Allah'ın yardımı ne zaman?» diyeceklerdi. Bak işte, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluklar, öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: «Allah'ın yardımı ne zaman?» derlerdi. Bak işte! Gerçekten Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Acaba sizden öncekilerin başlarına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeksizin, kolayca
Cenne
t'e gireceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine ağır sıkıntılara ve zorluklara uğradılar, öylesine sarsıldılar ki, peygamberleri ile çevresindeki inanmışlar; Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?» dediler. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlar zorluk ve sıkıntıya uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki elçi ve beraberindeki inananlar "Tanrı'nın yardımı ne zaman?" dediler. Dikkat edin, kuşkusuz Tanrı'nın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
(Ey mü'minler) yoksa siz, sizden evvel geçenlerin haali başınıza gelmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk (lar), ve sıkıntı (lar) gelib çatdı ve (çeşidli belâlarla) sarsıldılar ki, hattâ peygamber (leri) maiyyetindeki mü'minlerle birlikde: «Allahın yardımı ne zaman?» diyordu. Gözünüzü açın: Allahın yardımı yakındır muhakkak. ...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
(Ey mü’minler!) Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hâli (sizin de) başınıza gelmeksizin (kolayca)
Cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle fakirlikler ve hastalıklar dokundu ve öyle (belâlarla) sarsıldılar ki, hattâ peygamber ve berâberindeki îmân edenler: 'Allah’ın yardımı ne zaman!' diyecek (hâle gelmiş)lerdi! Dikkat edin, şübhe yok ki Allah’ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz; sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk, öyle sıkıntı gelmiş ve sarsıntıya uğramışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki mü'minler: Allah'ın yardımı ne zaman? diyordu. Bilesiniz ki, Allah'ın yardımı pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
(Ama), sizden önce gelip geçen (mümin)ler gibi sıkıntı çekmeden
cenne
te girebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Onların başına öyle ezici sıkıntılar ve katlanılmaz darlıklar geldi ki ve öylesine sarsıldılar ki, müminlerle birlikte Elçi de: "Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?" diye feryat ediyordu. Gözünüzü açın, Allah'ın yardımı (daima) yakındır!...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa
cenne
te gireceğinizi mi zannettiniz, sizden evvelki geçmiş ümmetlerin hali sizlere gelmedikçe? Onları nice şiddetli ihtiyaçlar, hastalıklar kapladı ve sarsıntılara uğradılar. Hatta peygamberleri ve O'nunla beraber imân edenler, «Allah'ın nusreti ne zaman?» diyecek bir halde geldiler. Haberiniz olsun Allah'ın nusreti şüphe yok ki pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız? Başlarına öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler: “Allah'ın yardımı ne zaman?” demişlerdi. Biliniz ki Allah'ın yardımı çok yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Sizden önce gelenlerin durumu, sizin başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve onun yanındaki mü’minler bile: -Allah’ın yardımı ne zaman? diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, daha önce geçmiş ümmetlerin başlarına gelen durumlara mâruz kalmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle ezici mihnetlere, öyle zorluklara dûçar oldular, öyle şiddetle sarsıldılar ki, Peygamber ile yanındaki müminler bile "Allah’ın vaad ettiği yardım ne zaman yetişecek?" diyecek duruma geldiler. İyi bilin ki Allah’ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı ki, nihâyet peygamber ve onunla birlikte inananlar: "Allâh'ın yardımı ne zaman?" diyecek olmuşlardı. İyi bilin ki, Allâh'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali, başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda peygamber, beraberindeki mü'minlerle: «Allah'ın yardımı ne zaman?» diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa sizden öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden
Cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle darlıklara ve zorluklara uğradılar ve öylesine sarsıldılar ki, peygamber ve onunla beraber iman edenler, 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek hale geldiler. Haberiniz olsun, Allah'ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ve lâ tenkihûl muşrikâti hattâ yu’minn(yu’minne), ve le emetun mu’minetun hayrun min muşriketin ve lev a’cebetkum, ve lâ tunkihûl muşrikîne hattâ yu’minû ve le abdun mu’minun hayrun min muşrikin ve lev a’cebekum, ulâike yed’ûne ilen nâr(nâri), vallâhu yed’û ilel
cenne
ti vel magfireti bi iznih(iznihi), ve yubeyyinu âyâtihî lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne)....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
1.
ve lâ tenkihû
: ve (kendinize) nikâhlamayın
2.
el muşrikâti
: müşrik kadınlar
3.
hattâ yu'minne
: mü'min oluncaya, îmân edinceye kadar
4.
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik (Allah'a ortak koşan) kadınları, (onlar) mü'min oluncaya kadar nikâhlamayın. Mü'min bir cariye müşrik (hür) bir kadından elbette daha hayırlıdır, hoşunuza gitse bile. (Kadınlarınızı da) müşrik erkeklerle, (onlar) mü'min oluncaya kadar nikâhlamayın. Mü'min bir köle, müşrik (hür) birinden hoşlansanız bile elbette daha hayırlıdır. ışte onlar, (sizi) ateşe davet ederler. Allah ise kendi izni ile (sizi)
cenne
te ve mağfirete davet ediyor ve insanlara âyetlerini açıklıyor. Umulur ki onlar böylec...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle,
cenne
te ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a şirk koşan kadınları, imana gelmedikçe nikâhlamayın. İman sahibi bir cariye bile sizi imrendiren bir müşrik kadından daha hayırlıdır. Şirk koşan erkeklere de kızlarınızı vermeyin. Müşrik, sizi imrendirse bile iman ehli bir kul, ondan hayırlıdır. Onlar, sizi ateşe çağırırlar, Allah'sa, izniyle
cenne
te ve yarlıganmaya. Anarlar, hatırda tutarlar diye de insanlara delillerini apaçık bildirmededir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile
cenne
te ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Şirk koşan kadınlarla, iman edene kadar nikâhlanmayın. İman eden bir cariye, hoşunuza gitse dahi şirk ehli bir kadından kesinlikle daha hayırlıdır (güzellik bedende değil inanç paylaşımındadır). Müşrik erkeklere de, iman edinceye kadar, (iman eden kadını) nikâhlamayın. İman eden bir köle, size hoş gelse dahi müşrik bir erkekten elbette daha hayırlıdır. Onlar (şirk ehli) ateşe davet ederler. Allâh ise (hakikatinizin elvermesinden doğan) izniyle
cenne
te ve mağfirete davet ediyor. Allâh (hakikatin)...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İmân etmedikçe, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan putperest, müşrik kadınlarla evlenmeyin. Güzelliği ile sizi büyülemiş, hayranlığınızı mûcip olup son derece hoşunuza gitmiş olsa bile, putperest hür bir kadından, mü’min bir câriye daha hayırlıdır. Mü’min kadınları da, imân etmedikçe putperest, müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Hoşunuza bile gitmiş olsa, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşrik, putperest hür bir erkekte...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a iman etmedikleri sürece müşrik kadınları nikahlamayın. Şüphesiz mü'min bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik olan bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de iman etmedikleri sürece (kızlarınızı) nikahlamayın. Şüphesiz mü'min bir köle, hoşunuza gitse bile müşrik bir adamdan daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırmaktadırlar. Allah ise, kendi izniyle
cenne
te ve bağışlanmaya çağırmakta ve belki, düşünüp öğüt alırlar diye insanlara ayetlerini açıklamaktadır....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ey müminler, Allah’a ortak koşan (kâfir) kadınlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin. İmanı olmıyan (müşrike) bir kadın, sizi imrendirse bile, iman etmiş bir cariye elbette ondan daha hayırlıdır. (Bu yasak, Mâide Sûresi 5. âyeti ile kitap ehli olmıyan kâfirlere tahsis edilmiştir. Kitap ehli olanlarla evlenmek böylece câiz olmuştur. Celâleyn) Müşrik erkekler de iman etmedikçe, onlara mümin kadınları nikâhlamayın; bir kâfir size hoş görünse bile. Mümin köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar siz...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a es kosan kadinlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. Inanan bir cariye, hosunuza gitse de putperest bir kadindan daha iyidir. Inanmalarina kadar; puta tapan erkeklerle mumin kadinlari evlendirmeyin. Inanan bir kole, hosunuza gitmis olsa da, puta tapan bir erkekten daha iyidir. Iste onlar atese cagirirlar, Allah ise izniyle
cenne
te ve magfirete cagirir ve insanlara ibret alsinlar diye ayetlerini aciklar. *...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşup inkâr içinde bulunan kadınlarla —imân edinceye kadar— evlenmeyin. İnanan bir câriye, Allah'a ortak koşan bir kadından —bu sizi imrendirse bile— herhalde hayırlıdır. Allah'a ortak koşup inkâr içinde bulunan erkeklerle —imân edinceye kadar— Müslüman kadınları evlendirmeyin. Herhalde inanan bir köle —sizin hoşunuza gitse bile— Allah'a ortak koşan (hür) bir adamdan hayırlıdır. İşte onlar (sizi) ateşe çağırırlar. Allah ise kendi izniyle
Cenne
t'e ve mağfirete (günahları temizleyip ...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. İnanan bir cariye, hoşunuza gitse de ortak koşan bir kadından daha iyidir. İnanmalarına kadar; ortak koşan erkeklerle mümin kadınları evlendirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, ortak koşan bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile
cenne
te ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İnanmadıkça, ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. İnanan bir hizmetçi kadın ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır; ondan hoşlansanız bile. Ortak koşan erkeklerle, inanıncaya kadar kızlarınızı evlendirmeyin. İnanan bir hizmetçi erkek ortak koşandan daha hayırlıdır, hoşlansanız bile... Onlar, ateşe çağırıyor. ALLAH ise
cenne
te ve bağışlanmaya çağırır ve öğüt almaları için ayetlerini halka açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Maamafih müşrikleri iman etmedikçe nikâh etmeyin, bir müşrike sizi imrendirse bile iman etmiş bir cariye her halde ondan daha hayırlıdır, müşrik erkeklere de nikâh ettirmeyin bir müşrik size hoş görünse bile, mü'min bir kul elbette daha hayırlıdır, onlar sizi ateşe da'vet ederler, Allah ise iznile
Cenne
te ve mağfirete davet ediyor da âyetlerini insanlara beyan buyuruyor gerekki hatırda tutarlar...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşan kadınlarla, iman etmedikçe evlenmeyin! Allah'a ortak koşan bir kadın sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş bir cariye her halde ondan daha hayırlıdır. İnanan kadınları, Allah'a ortak koşan erkeklerle, iman etmedikçe evlendirmeyin. Allah'a ortak koşan erkek size hoş görünse bile bir köle, ondan daha hayırlıdır. Onlar, sizi ateşe davet ederler; Allah ise kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete davet ediyor; insanlara, hatırda tutmaları için ayetlerini iyice açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman edinceye kadar müşrike kadınları nikahlamayınız. İman eden bir cariye müşrike kadından –o sizin hoşunuza gitse de– elbette daha hayırlıdır. İman edinceye kadar müşrik erkeklerle de nikah ettirmeyin; iman eden bir köle bir müşrikten –o sizin hoşunuza gitse de– elbette daha hayırlıdır. Onlar sizi Cehennem’e çağırırlar. Allah ise,
Cenne
t’e ve mağfirete çağırır ve tezekkür etsinler diye insanlara ayetlerini açıkça bildirir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Tanrı ise kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
(Ey mü'minler) Allaha eş tanıyan kadınlarla (müşriklerle), onlar îmana gelinceye kadar, evlenmeyin. İman eden bir câriye, müşrik bir kadından — bu, sizin hoşunuza gitse de — elbet daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de, onlar îman edinceye kadar, (mü'min kadınları) nikahlamayın. Mü'min bir kul müşrikden — o, sizin hoşunuza gitse de — elbette hayırlıdır. Onlar sizi cehenneme çağırırlar, Allah ise, kendi iradesiyle,
cenne
te ve mağfirete çağırır. O, insanlara âyetlerini apaçık söyler. Tâki iyice düşü...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Hem îmân etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin! Ve elbette mü’min bir câriye,(hür) bir müşrik kadından daha hayırlıdır. (O müşrik kadın) hoşunuza gitse bile! Îmân etmedikçe müşrik erkekleri de (mü’min kadınlarla) evlendirmeyin! Elbette mü’min bir köle,(hür) bir müşrikten daha hayırlıdır. (O müşrik) hoşunuza dahi gitse! İşte onlar ateşe da'vet ederler. Allah ise, izniyle
Cenne
te ve mağfirete (vesîle olacak amellere) da'vet ediyor; âyetlerini de insanlara iyice açıklıyor, tâ ki ibret alsınlar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İman edinceye kadar putperest kadınları nikahlamayın. İman eden bir cariye puta tapan bir kadındano hoşunuza gitse dedaha iyidir. İman edinceye kadar onları puta tapan erkeklerle de nikah ettirmeyin. İman eden bir köle, -hoşunuza gitse deputa tapan erkekten daha iyidir. Onlar sizi cehenneme çağırırlar. Allah ise
cenne
te ve mağfirete çağırır ve öğüt alsınlar diye insanlara ayetlerini açıkça bildirir....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kadınlarla onlar (sahih) inanca ulaşıncaya kadar evlenmeyin: Çünkü (Allah'a) bağlanmış mümin bir kadın, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kadından -bu sizin hoşunuza gitse de- kesinlikle daha hayırlıdır. Ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekler ile onlar (sahih) inanca ulaşıncaya kadar kadınlarınızı nikahlamayın; zira (Allah'a) bağlanmış bir mümin erkekten -bu sizi hoşnut etse bile- kesinlikle daha hayırlıdır. (Böyleleri) sizi ateşe davet ...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrikeleri imân edinceye kadar nikah etmeyiniz. Elbette mü'min olan bir cariye, bir müşrikeden hayırlıdır. Velev ki müşrike sizin hoşunuza gitsin. Ve müşrik erkeklere de, imân etmedikçe (müslüman kadınları) nikah ettirmeyiniz. Elbette bir mü'min köle, bir müşrikten hayırlıdır. Velev ki o müşrik hoşunuza gidecek olsun. Onlar (o müşrik ve müşrikeler, insanı) ateşe davet ederler. Allah Teâlâ ise kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete davet buyurur. Ve insanlara âyetlerini açıkça bildirir, tâ ki tezekk...
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
İnanıncaya kadar, Allah'a eş koşan müşrik bir kadınla evlenmeyin. Müşrik kadın hoşunuza gitse dahi, imanlı câriye ondan daha hayırlıdır. İnanıncaya kadar müşrik erkekleri imanlı kadınlarla evlendirmeyin. İmanlı bir köle, hoşunuza gitse dahi bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler cehenneme çağırırlar, Allah ise izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırır. Allah düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoşunuza giden müşrik bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikçe, müşrik erkeklerle mümin kadınları evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise, izniyle,
cenne
te ve mağfirete çağırır ve insanlara düşünüp ibret alsınlar diye ayetlerini açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin! Mümin bir cariye, hoşunuza giden hür bir müşrik kadından daha hayırlıdır! Mümin kadınları da, onlar iman etmedikçe, müşriklere nikâhlamayınız; Mümin bir köle hoşunuza giden hür bir müşrikten daha hayırlıdır. Müşrikler sizi cehenneme dâvet ederler. Allah ise sizi Kendi izniyle,
cenne
te ve mağfirete dâvet eder ve üzerinde düşünüp gerekli dersi alsınlar diye âyetlerini insanlara açıklar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Allah'a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Allah'a ortak koşan hür kadın), hoşunuza gitse dahi, inanan bir cariye, ortak koşan (hür) kadından iyidir. Ortak koşan erkekler de inanıncaya kadar, onları (kadınlarınızla) evlendirmeyin. (Allah'a ortak koşan hür erkek) hoşunuza gitse dahi, inanan bir köle, ortak koşan (hür) adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allâh ise izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırıyor. İnsanlara âyetlerini açıklıyor ki öğüt alsınlar....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle
cenne
te ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp düşünürler....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Onlar iman etmedikçe, müşrik kadınlarla evlenmeyin. Hoşlansanız bile, müşrik bir kadından ise, mü'min bir cariye daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de, onlar iman etmedikçe evlenmeyin. Hoşlansanız bile, müşrik bir erkekten ise, mü'min bir köle daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar; Allah ise izniyle sizi
Cenne
te ve bağışlanmaya çağırıyor. Ve, düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara âyetlerini açıklıyor....
Bəqərə Suresi, 221. Ayet:
Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. Özgürlüğünden yoksun inanmış bir kadın, müşrik bir kadından - müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikâhlanmayın. İnanmış bir köle, müşrik bir erkekten - o hoşunuza gitse de - çok daha hayırlıdır. Bu müşrikler sizleri ateşe çağırır. Allah ise sizi, izniyle
cenne
te ve affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp öğüt alabilsinler....
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Hanımlarınız sizin için birer tarladır. Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisi içinde dilediğiniz tarzda tarlanıza girin. İlişkiden önce birbirinizin hayrına vesile olacak, maddî, manevî, cinsî hazırlıklar yapın. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, onun huzurunda hesap vereceğinizi bilmelisiniz. Mü’minlere dünyada, yardım, zafer ve devlet, âhirette
cenne
t müjdesini ver....
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Kadınlarınız, çocuk yetiştiren ekin tarlanızdır. O halde tohum ekilen tarlanıza (ön tarafa), nasıl isterseniz öyle varın. Kendileriniz için ileriye hazırlık yapın, önceden iyi ameller gönderin. Allah’dan korkun ve muhakkak onun huzuruna varacağınızı bilin. Takvâ sahibi müminlere
cenne
ti müjdele....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Ve meselullezîne yunfikûne emvâlehumubtigâe mardâtillâhi ve tesbîten min enfusihim ke meseli
cenne
tin bi rabvetin esâbehâ vâbilun fe âtet ukulehâ dı’feyn(dı’feyni), fe in lem yusıbhâ vâbilun fe tall(tallun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
1.
ve meselu
: ve durum, mesele, hal
2.
ellezîne
: onlar
3.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
4.
emvâle-hum
: ke...
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
E yeveddu ehadukum en tekûne lehu
cenne
tun min nahîlin ve a’nâbin tecrî min tahtihel enhâru, lehû fîhâ min kullis semarâti ve esâbehul kiberu ve lehu zurriyyetun duafâu fe esâbehâ ı’sârun fîhi nârun fahterakat kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne). ...
Bəqərə Suresi, 266. Ayet:
1.
e yeveddu
: ister mi, temenni eder mi
2.
ehadu-kum
: sizden biriniz
3.
en tekûne
: olmasını
4.
lehu
: onun
...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e unebbiu-kum
: size haber vereyim mi
3.
bi hayrın
: hayırlısı
4.
min zâlikum
: bundan
<...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takva sahibi olanlar için, Rabb'lerinin katında, içinde devamlı kalacakları, altından nehirler akan
cenne
tler, temiz eşler ve Allah'ın rızası vardır." Allah kullarını en iyi görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: “Size, onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır.” Allah, kullarını hakkıyla görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allâh indînde korunanlar için altlarında ırmaklar akan
cenne
tler vardır ki, orada sonsuza dek kalıcıdırlar. Hem de orada tertemiz eşler (bilincin eşi kusursuz hastalıksız beden olarak da anlaşılabilir) ve Allâh'ın kendilerinden razı olması vardır. Allâh kullarının hakikatinde olarak Basıyr'dir. "...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
'Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler için, Rableri katında, altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları
cenne
t konakları, tertemiz, devamlı temiz eşler, Allah’ın rızasına ulaşma mertebesi vardır. Allah kullarının davranışlarını biliyor, görüyor.' de....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: 'Size bundan daha hayırlı olanını bildireyim mi? Fenalıklardan sakınanlar için Rableri katında altından ırmaklar akan ve içerisinde sürekli kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Allah, kulları görmektedir.'...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir."...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
Râsûlüm, de ki; “- Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?” O, nefisleri imrendiren süslerden korunanlar için, Rableri katında, ağaçları altından ırmaklar akan
cenne
tler var; onlar orada devamlı kalacaklardır; ve yine orada pâk tertemiz zevceler ile en büyük nimet olan Allah rızâsı vardır. Allah, kullarının hal ve işlerini hakkıyle görücüdür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
"Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah'a karsi gelmekten sakinanlara, Rab'lerinin katinda, altlarindan irmaklar akan ve orada temelli kalacaklari
cenne
tler, tertemiz esler ve Allah'in rizasi vardir. Allah kullarini hakkiyle gorucudur....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? (Allah'a karşı gelmekten sakınıp fenalıklara dalmaktan) korkanlar için Rabları yanında, içinde devamlı kalacakları altlarından ırmaklar akan
Cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'tan da bir hoşnutluk (rıza makamı) vardır. Allah kullarını görüp bilendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, Rab'lerinin katında, altlarından ırmaklar akan ve orada temelli kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Allah kullarını hakkiyle görücüdür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: 'Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Erdemliler için Rab'lerinin yanında altlarından ırmaklar akan, içinde sonsuz kalacakları
cenne
tler (bahçeler), tertemiz eşler ve ALLAH'ın onayını kazanmaktan dolayı mutluluk vardır.' ALLAH kulları görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: size o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için rablarının yanında
Cenne
tler varki altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlar, hem orada kendilerine gayet pakize zevceler var, hele Allahdan bir rıdvan var, ve Allah görür o kulları....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: «Size o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında altından ırmaklar akan, içlerinde sonsuza kadar kalacakları
cenne
tler vardır. Ayrıca orada kendilerine tertemiz eşler ve hele bir de Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah o kulları görür.»...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında
cenne
tler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
Deki: Size bunlardan daha hayırlı olanı haber vereyim mi? Takvalılar için Rabbleri katında sürekli kalacakları, altından ırmaklar akan
Cenne
tler, el değmemiş eşler ve Allah'ın hoşnutluğu vardır. Hiç kuşkusuz Allah kullarını hakkıyla görür.»...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan
cenne
tler, tertemiz eşler ve Tanrı'nın rızası vardır. Tanrı, kulları hakkıyla görendir"...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Habîbim) de ki: «Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takvaaya erenler için Rableri katında altlarından ırmaklar akan
cenne
tler — ki orada ebedî kalıcıdırlar —, (her şeyden) temizlenmiş zevceler, Allahdan da bir rızaa vardır. Allah kullarını hakkıyle görücüdür. ...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: 'Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?' (Günahlardan) sakınanlar için Rableri katında altlarından nehirler akan, içinde ebedî olarak kalıcı oldukları
Cenne
tler, tertemiz zevceler ve Allah’dan bir rıdvân (râzı olması)vardır! Ve Allah, kulları(nı) hakkıyla görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takvaya erenler için, altından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Orada devamlı kalacaklardır. Tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Ve Allah kullarını hakkıyla görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: «Size onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi? Muttaki olanlar için Rablerinin yanında altlarından ırmaklar akan
cenne
tler vardır. Orada ebediyyen kalacaklardır. Ve kusurlardan tertemiz zevceler vardır. Ve Allah Teâlâ'nın büyük bir rızası vardır. Ve Allah Teâlâ kullarını hakkıyla görücüdür.»...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: “Size bunlardan daha iyisini haber vereyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri katında, altlarından ırmaklar akan ve orada ebedî kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. ” Allah kullarını görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: -Size, bundan daha hayırlı olanı haber vereyim mi? Allah’tan korkan/günahlardan sakınanlara, altından nehirler akan ebedi kalacakları
cenne
tler vardır. Tertemiz eşler ve Allah’ın güzel kabulü vardır. Allah, kullarını hakkıyla görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
- De ki: "Size, ihtirasla istediğiniz o şeylerden çok daha iyisini bildireyim mi? İşte Allah’a karşı gelmekten sakınan müttakiler için Rab’leri nezdinde içinden ırmaklar akan
cenne
tler olup, kendileri orada ebedî kalacaklardır. Hem orada onlara tertemiz eşler ve hepsinin de üstünde Allah’ın rızası vardır. Allah bütün kullarını hakkıyla görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Bunlardan daha iyisini size söyleyeyim mi? Korunanlar için Rableri katında altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allâh'ın rızâsı vardır." Allâh, kulları görür:...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: «Size bundan daha hayırlı olanı bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir.»...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
'Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?' de. Takvâ sahipleri için Rableri katında, ebedî olarak kalmak üzere, altından ırmaklar akan
Cenne
tler, tertemiz eşler ve bir de Allah'ın rızası vardır. Allah ise kullarını her halleriyle görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları
cenne
tler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi biçimde görmektedir."...
Ali-İmran Suresi, 86. Ayet:
Kendilerine kesin ve açık deliller gelmiş ve Resulün hak peygamber olduğuna şehadet etmiş iken, imanlarından sonra küfre sapan bir topluluğu hiç Allah hidâyete erdirir mi? Yok, yok! Allah, zalimler güruhunu
cenne
te giden yola koymaz, emellerine kavuşturmaz....
Ali-İmran Suresi, 92. Ayet:
Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe, siz
cenne
te eremezsiniz. Allah yolunda her ne harcarsanız muhakkak Allah onu bilendir....
Ali-İmran Suresi, 107. Ayet:
Amma yüzleri ak olanlar, Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar, orada (
cenne
tte) ebedî olarak kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 107. Ayet:
Yüzleri ağaranlar ise, artık Allah’ın rahmetinde (
Cenne
tinde)dirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 107. Ayet:
Yüzleri ağaranlar ise, Allah'ın rahmetindedirler. Onlar ebediyen
Cenne
tte kalacaklardır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve sâriû ilâ magfiretin min rabbikum ve
cenne
tin arduhâs semâvâtu vel ardu, uiddet lil muttekîn(muttekîne)....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
1.
ve sâriû
: ve koşun
2.
ilâ magfiretin
: mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve
cenne
tin
: ve
cenne
t
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve Rabbiniz'den olan mağfirete ve genişliği yerler ve gökler kadar olan, muttekîler için hazırlanmış olan
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan
cenne
te koşun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Yarış edercesine koşun Rabbinizin yarlıgamasına, sakınanlar için hazırlanmış bulunan ve eni, göklerle yerler kadar olan
cenne
te....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Koşuşun, Rabbinizden (hakikatinizdeki Esmâ bileşiminden kaynaklanacak olan) mağfirete ve semâlar (idrak mertebeleri) ile arz (kuvveler platformu) genişliğindeki (Allâh Esmâ'sının kuvveleriyle tahakkuk ortamı olan)
cenne
te. . . Korunanlar için hazırlanmıştır o!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin, koruma kalkanına almasına, bağışlamasına ve
Cenne
t’ine koşun. Genişliği göklerle yer kadar olan
cenne
te koşun. Bu
cenne
t, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve genişliği göklerle yer kadar olan
cenne
te koşuşun. Bu
cenne
t, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan
cenne
te (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan
cenne
te koşuşun; o
cenne
t takvâ sahipleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbiniz'in magfiretine, ve Allah'a karsi gelmekten sakinanlar icin hazirlanmis eni gokler ve yer kadar olan
cenne
te kosusun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden bir mağfirete ve eni (genişliği) göklerle yer kadar olan
Cenne
t'e koşuşun ki, orası saygı ile Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlar için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan
cenne
te koşuşun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, eni göklerle yeri kapsayan ve erdemliler için hazırlanmış olan
cenne
te doğru koşun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve koşuşun Rabbınızdan bir mağfirete ve bir
Cenne
te ki eni Semavat-ü Arz genişliğidir, müttekîler için hazırlanmıştır...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve koşuşun Rabbinizden bir bağışlanmaya ve takva sahipleri için hazırlanmış eni gökler ve yer genişliğinde olan
cenne
te....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allah'tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin affediciliğine ve genişliği gökler ile yer arası kadar olan
Cenne
te koşunuz. Burası takvalılar için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan
cenne
te (kavuşmak için ) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve takvaa saahibleri için hazırlanmış olan
cenne
te — ki en göklerle yer (kadardır) — koşuşun. ...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve (sâlih ameller işleyerek) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer(kadar) olan
Cenne
te koşuşun! (Ki orası,) takvâ sâhibleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbınızın mağfiretine ve genişliği göklerle yer arası kadar olan
cenne
te koşun. O, takva sahibleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin affına mazhar olmak ve Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanlar için hazırlanmış gökler ile yer kadar geniş bir
cenne
te ulaşmak için birbirinizle yarışın;...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve Rabbinizden bir mağfirete ve eni gökler ile yer genişliğinde olan bir
cenne
te koşunuz ki, muttakîler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve Allah'tan korkanlar için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
-Rabbinizden gelen mağfirete ve genişliği gökler ile yer kadar olan, muttakiler için hazırlanmış
cenne
te koşuşun....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbiniz tarafından mağfirete, genişliği göklerle yer kadar ve müttakiler için hazırlanmış bir
cenne
te doğru yarışırcasına koşuşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, korunanlar için hazırlanmış
cenne
te koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden olan mağfirete ve eni, göklerle yer kadar olan
cenne
te (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve genişliği göklerle yer kadar olup da takvâ sahipleri için hazırlanmış bir
Cenne
ti kazanmak için yarışın....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan
cenne
te doğru yarışır gibi koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
cezâu-hum
: onların cezası, karşılığ?, mükâfatı
3.
magfiretun
: bağışlanma, mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
4.
<...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatları, Rab'lerinden mağfiret ve altlarından nehirler akan, içlerinde devamlı kalacakları
cenne
tlerdir. (Böyle) amel edenlerin mükâfatları ne güzel!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı Rab’leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan
cenne
tlerdir ki orada ebedî kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların mükâfatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
Onlar, öyle kişilerdir ki yaptıklarının karşılığı, Rablerinin yarlıgaması ve kıyılarından ırmaklar akan
cenne
tlerdir, ebedî olarak kalırlar orada ve iyi işlerde bulunanların mükâfatı, ne de güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları
cenne
tlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların yaptıklarının karşılığı (cezası), Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Sonsuza dek orada kalırlar. Ne güzel mükâfattır bu yararlı iş yapanlara....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından koruma kalkanına alınma ve bağışlanmadır. Altlarından ırmaklar akan
cenne
t konaklarıdır. Orada ebedî yaşarlar. Sorumluluğunu bilerek devamlı, amacına uygun sâlih ameller işleyenlerin mükâfatları ne güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
Onların mükafatları Rableri tarafından bağışlanmak ve içinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Çalışanların mükafatları ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunların karşılığı, Rablerinden bağışlanma ve içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. (Böyle) Yapıp edenlere ne güzel bir karşılık (ecir) var....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı, Rablerinden bir mağfiret ve ağaçları altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Şu işleri yapanların mükâfatı ne de güzeldir!......
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
Onlarin hareketlerinin karsiligi Rablerinden bagislanma ve altlarindan irmaklar akan, icinde temelli kalacaklari
cenne
tlerdir. Iyi davrananlarin ne guzel ecri vardir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı Rablarından bir bağışlama ve altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerdir; orada devamlı kalıcılardır. (İyi-yararlı) amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
Onların hareketlerinin karşılığı Rablerinden bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları
cenne
tlerdir. İyi davrananların ne güzel ecri vardır!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları
cenne
tlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
Onlara, Rab'lerinden bağışlanma ve altından ırmaklar akan
cenne
tlerle karşılık verilir; orada sürekli kalırlar. Çalışanların ödülü ne güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
işte bunların mükâfatı Rablarından bir mağfiret ve altından ırmaklar akar
Cenne
tlerdir, içlerinde ebedî kalmak üzere onlar, ne de güzeldir ecri iş yapanların...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunların mükafatı Rablerinden bir bağışlama ve sonsuza dek kalmak üzere altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. İyi iş yapanların mükafatı ne de güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları
cenne
tlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükafatı, Allah tarafından affedilmek ve altından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları
Cenne
tlerdir. İyi işler yapanları bekleyen mükafat ne kadar güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunların karşılığı, rablerinden bağışlanma ve içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. (Böyle) yapıp edenlere ne güzel bir karşılık (ecir var)....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onlar (böyle). Onların mükâfatı Rablerinden bir yarlığama ve altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir ki orada ebedî kalıcıdırlar. (Böyle) yapanların mükâfatı ne güzeldir. ...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onlar var ya, mükâfâtları Rablerinden bir mağfiret ve altlarından nehirler akan
Cenne
tlerdir; (onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Artık (böyle) amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükafatı: Rabblarından bir mağfiret ve altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Orada temelli kalacaklardır. Ne de güzeldir mükafatı iş yapanların....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfaatları mağfirettir. Ve altlarından ırmaklar akar
cenne
tlerdir. Onlar orada ebedî kalıcılardır. Ve ne güzeldir âmil olanların mükâfaatı!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Orada ebedî kalacaklardır. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte böyle olanların mükafatı, Rableri tarafından bağışlanmak ve altlarından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. Orada ebedidirler. Böyle çalışanların mükafatı ne güzeldir....
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfatları, Rab’leri tarafından büyük bir af ile, kendilerinin ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan
cenne
tler olacaktır. Güzel iş yapanların mükâfatı ne de güzel!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların mükâfâtı Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları
cenne
tlerdir. Çalışanların ücreti ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunların karşılığı, Rablerinden bağışlanma ve içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan
cenne
tlerdir. (Böyle) Yapıp edenlere ne güzel bir karşılık (ecir var.)...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte onların ödülleri, Rablerinden bir bağışlanma ile altlarından ırmaklar akan
Cenne
tlerdir ki orada ebediyen kalırlar. Çalışanlar için ne güzel bir ödül!...
Ali-İmran Suresi, 136. Ayet:
İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan
cenne
tler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Em hasibtum en tedhulûl
cenne
te ve lemmâ ya’lemillâhullezîne câhedû minkum ve ya’lemes sâbirîn(sâbirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
1.
em hasibtum
: yoksa siz zannediyor musunuz
2.
en tedhulû
: girmenizi
3.
el
cenne
te
:
cenne
te
4.
ve lemmâ
: ve a...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah sizden cihad edenleri ve sabredenleri belli etmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa Allah, içinizden savaşanları belli etmeden, sabredenleri bildirmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sanıyorsunuz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz zannetiniz mi ki Allâh, içinizden o mücahede edenleri (aziym ve kararlılıkla hakikati yaşamak için mücadele edenleri) belli etmeden, bu yolda sabırla devam edenleri ortaya çıkarmadan,
cenne
ti yaşayacaksınız!...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa Allah içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenleri tanımadan, sabrederek mücadele edenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz Allah içinizden cihad edenleri ortaya çıkarmadan ve yine sabredenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız!...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip ayırdetmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa, Allah içinizden mücadele edenlerle sabredenleri hiç belli etmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa icinizden Allah cihad edenleri ve sabredenleri belirtmeden
cenne
te gireceginizi mi saniyordunuz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah sizden cihâd edenleri belirleyip ortaya çıkarmadan, sabredenleri belli etmeden
Cenne
t'e gireceğinizi mi sandınız ?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa içinizden Allah cihad edenleri ve sabredenleri belirtmeden
cenne
te gireceğinizi mi sanıyordunuz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
ALLAH aranızdaki çalışanları ortaya çıkarmadan, sabredenleri ayırmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz zannettinizmi ki Allah içinizden o mücahede edenleri hiç belli etmeden, sabredenleri belli etmeden
Cenne
te giriverceksiniz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah içinizden savaşanları ve sabredenleri hiç belirlemeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız....
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah içinizdeki cihad edenleri ayırd etmeden ve sabırlıları belirlemeden
Cenne
te girebileceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Tanrı, içinizden cihad edenleri belirtip ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip ayırdetmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz - Allah içinizden savaşanlar (la savaşmâyanlar) ı belli etmeden - sebat edenler (le etmeyenler) i belli etmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sandınız? ...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa, Allah içinizden cihâd edenleri ortaya çıkarıp, sabredenleri belli etmeden
Cenne
te girivereceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa; Allah, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri belirtmeden
cenne
t'e girivereceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Allah, (kendi yolunda) üstün çaba gösterdiğinizi ve zorluklara karşı sabırlı olduğunuzu görmedikçe
cenne
te girebileceğinizi mi sanıyorsunuz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah Teâlâ sizden mücâhede edenleri ayırdetmedikçe ve sabredenleri belli buyurmadıkça
cenne
te girivereceğinizi mi sanıverdiniz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenlerle etmeyenleri, sebat edenlerle etmeyenleri belli etmeden
cenne
te girivereceğinizi mi sanıyordunuz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
-Yoksa Allah, içinizden cihat edenleri belirlemeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Allah, sizin içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri ortaya çıkarmadan, kolayca
cenne
te girivereceğinizi mi zannettiniz?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allâh, içinizden cihâd edenleri (sınayıp) bilmeden, sabredenleri (sınayıp) bilmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip ayırdetmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, aranızdan ciddî çaba harcayanları ve sabredenleri ayırt etmeden
Cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 142. Ayet:
Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden
cenne
te gireceğinizi mi sandınız?...
Ali-İmran Suresi, 148. Ayet:
Nihayet bu dua ve savaşlardaki direnmeleri sebebiyle Allah onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini (
cenne
ti) verdi. Allah güzel iş yapanları sever....
Ali-İmran Suresi, 169. Ayet:
Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma. Doğrusu onlar Rableri katında diridirler,
cenne
t meyvalarından rızıklanırlar....
Ali-İmran Suresi, 169. Ayet:
(169-170) Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bil'akis onlar Rableri kafında diridirler. (Öyle ki Allahın) lutf-ü inayetinden, kendilerine verdiği (şehidlik mertebesi) ile hepsi de şâd olarak (
cenne
t ni'metleriyle) rızıklanırlar.. Arkalarından henüz onlara katılamayan (şehid dindaş) lar (ı) hakkında da: «Onlara hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir» diye müjde vermek isterler. ...
Ali-İmran Suresi, 170. Ayet:
(169-170) Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bil'akis onlar Rableri kafında diridirler. (Öyle ki Allanın) lutf-ü inayetinden, kendilerine verdiği (şehidlik mertebesi) ile hepsi de şâd olarak (
cenne
t ni'metleriyle) rızıklanırlar.. Arkalarından henüz onlara katılamayan (şehid dindaş) lar (ı) hakkında da: «Onlara hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir» diye müjde vermek isterler. ...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Kullu nefsin zâikatul mevt(mevti), ve innemâ tuveffevne ucûrekum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), fe men zuhziha anin nâri ve udhılel
cenne
te fe kad fâz(fâze), ve mâl hâyâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri). ...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
1.
kullu nefsin
: herkes, her nefs
2.
zâikatu el mevti
: ölümü tadıcıdır
3.
ve innemâ
: ve lakin, fakat, amma
4.
tuveffevne
...
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her nefs, ölümü tadıcıdır ve lâkin ecirleriniz (amellerinizin karşılığı) kıyamet günü ödenir. O vakit kim ateşten uzaklaştırılır ve
cenne
te sokulursa o takdirde o kurtulmuştur. Ve dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp
cenne
te sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Herkes ölümü tadacak ve hiç şüphe yok ki
cenne
te giren, gerçekten de kurtulmuştur, muradına ermiştir. Dünya yaşayışı, zâten aldatıcı bir matahtan ibaret....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp
cenne
te konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her bilinç, ölümü (biyolojik bedensiz yaşamayı) tadacaktır! (Biyolojik bedenli yaşam sonrası başlayacak olan) kıyamet sürecinde yaptıklarınızın mükâfatı eksiksiz verilecektir. Kim yanmaktan kurtarılıp
cenne
te (boyutuna) geçirilirse o gerçekten kurtulmuştur. Dünya yaşamı aldatıcı (sonu pişmanlık olan) bir zevkten başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Herkes ölümü tadacaktır. Ancak, kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tamı tamına verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp
cenne
te konursa, o mutluluğa ermiştir. Dünya hayatı yalnızca aldatıcı zevklerden ibarettir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her can ölümü tadacaktır. Kıyamet gününde ecirleriniz eksiksiz olarak verilecek. Kim ateşten uzaklaştırılıp
cenne
te sokulursa kurtuluşa ermiş olur. Dünya hayatı aldatıcı geçinmeden başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve
cenne
te sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir....